Fiyat, Ücret, Faiz ve Kur Nasıl Belirleniyor?


Çoğu insan için fiyat ve ücretlerin değilse bile faiz ve kurun belirlenmesi çözülmemiş bir sorun olarak durur. Piyasa mekanizması gizemli bir mekanizma olarak görünür. Oysa işin temeli çok basittir. Emeği, dövizi ve parayı birer mal, bunlardan bir birim almak için ödenecek karşılığı da (ücret, kur, faiz) o malın bedeli (fiyat ile aynı kavram) olarak kabul ettiğimiz anda çözüme ulaşırız.

Mal piyasasında denge
Arz, malın piyasada belirli bir fiyattan satılmak için sunulan miktarı, talep ise o maldan o fiyattan satın alınmak istenen miktarı gösterir. Malın fiyatı arttığında o maldan satılmak istenen miktar (arz) artar, satın alınmak istenen miktar (talep) düşer, tersine olur da malın fiyatı düşerse bu kez satılmak istenen miktar (arz) düşer, satın alınmak istenen miktar (talep) artar. Hiç kuşkusuz bu anlatılanlar normal mallar için geçerli bir durumdur. Bazı mallar ve bazı özel koşullarda terslikler olabilir.

Normal koşullarda bir malın fiyatı arz ve talebin kesiştiği yerde oluşur. Arz eğrisini fiyat arttıkça satışa sunulan miktar artacağı için soldan sağa yükselen bir eğri, talep eğrisini fiyat düştükçe satın alınmak istenen miktar artacağı için soldan sağa doğru alçalan bir eğri olarak çizebiliriz.

                
Bu şekilde söz konusu malın dengesi X noktasında oluşur. Bu noktada söz konusu maldan f fiyatı üzerinden m miktarı kadar alış veriş yapılmıştır.

Piyasaya karışım olmadığı takdirde normal mallar için fiyat ve miktar ve dolaysıyla arz ve talep böyle belirlenir. Diyelim ki burada konu olan mal ekmek olsun ve belediye ekmeğe 1 TL’lik bir üst limit (narh) koymuş olsun. Bu durumda arz eğrisi yatay eksene paralel hal alacağı için talep edilen miktar ne kadar artarsa artsın fiyat değişmez. Böylece piyasa koşulları serbest piyasa koşulu olmaktan çıkar ve müdahaleli piyasa koşullarına dönüşür. Bir başka konu fiyatın düşmesini engellemek için aracıların yaptıkları bazı işlemlerdir. Domatesin fiyatı düşmesin diye denize döküldüğünü ya da bir yerlerde çürümeye terk edildiğini basında sık sık okuruz. Bu gibi eylemler piyasada fiyatın serbestçe oluşmasını engelleyen eylemlerdir.  

Bu örneklere karşın belli bazı mallar ve belli bazı uygulamalar dışarıda tutulursa genel olarak mal piyasasında fiyatların serbestçe oluşmaya en yakın ortamı bulduğunu söylememiz mümkündür.

Emek piyasasında denge
Emek piyasası, mal piyasasından farklı koşullara sahiptir. Koşullar yukarıdaki gibi serbest piyasa koşulları olsa o zaman emeğin fiyatı olan ücret de arz ve talep koşullarına göre belirlenir ve yukarıdaki şekil geçerli olurdu. Yani yukarıdaki şekilde dikey eksene fiyat yerine ücreti koyduğumuzda emek piyasasında dengenin oluşumunu göstermiş oluruz. Ücret arttıkça çalışma yaşamına sunulan emek miktarı artar, ücret düştükçe ise bu miktar azalır.

Ne var ki emek piyasasında koşullar burada anlattığımız serbest piyasa koşullarından farklıdır. Arz ne kadar artarsa artsın ücretin düşebileceği bir düzey vardır: Asgari ücret. Asgari ücret yasalarla belirlenmiş olduğu için emek arzındaki artış ücretlerin bu düzeyin altına düşmesine izin vermez. Bir başka konu sendikalardır. Ücretlerin belirlenmesi yine yasalar gereği toplu sözleşme pazarlıklarıyla belirlendiği için serbest piyasa koşulları burada tam olarak egemen olamaz.

Emek piyasasında ücretlerin oluşumunun, mal piyasasında fiyat oluşumuna göre daha katı olduğunu söylemek mümkündür.

Para piyasasında denge
Para piyasasında dengeyi sağlayan iki unsurdan birisi arz ve talep edilen paranın miktarı, diğeri de fiyattır. Bu piyasada fiyat faiz adını alır. Yukarıdaki şekilde dikey eksende fiyat yerine faizi koyduğumuzda bu piyasada denge oluşumunu ifade etmiş oluruz. Faiz düzeyi bize o faizden ne kadar borç para verileceğini ve borç para alınacağını gösterir. Faiz arttıkça borç vermek istenen miktar artar, faiz düştükçe borç alınmak istenen miktar artar. Bunların kesişme noktasında ise denge miktar ve faiz oluşur.        

Buraya kadar sözünü ettiğimiz dengeler eğer bu piyasada serbestlik koşulları bulunsaydı geçerli olurdu. Ne var ki para piyasasında serbestlik koşulları tam anlamıyla geçerli değildir. Örneğin merkez bankalarının fiyat istikrarını ya da başka amaçları sağlamak amacıyla yaptıkları karışımlar faizlerin serbestçe belirlenmesine engel olur. Merkez bankaları, para piyasasının en önemli kurumları olan bankaların uygulayacağı mevduat ve kredi faizini etkileyebilmek için onlara yönelik fonlama ve borçlanma faizlerini değiştirerek piyasada oluşacak faizi etkilerler. Örneğin TCMB, gecelik borç verme faizini % 8,75’den 8,50’ye indirdiği zaman bankalar daha ucuza borçlanabilme imkanına kavuşacağı için belirli bir sürede önce mevduat ardından da kredi faizlerini düşürürler. Böylece TCMB, para piyasasındaki koşulları etkileyerek faizleri yönlendirmiş olur.

Para piyasasında faizin oluşumu, merkez bankalarının müdahaleleri dikkate alındığında mal piyasasında fiyatın oluşumuna göre daha katıdır.

Döviz piyasasında denge
Döviz de bir mal olarak görülebilir. Bu durumda yukarıdaki şekilde dikey eksene fiyat yerine kuru (yani 1 USD’nin TL olarak değeri) koyarsak çeşitli kur değerlerinden arz ve talep edilen döviz miktarlarını da yatay eksende görebiliriz. Eğer kur, piyasada serbestçe belirleniyorsa o zaman alış ve satışı dengeleyecek kur arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktada oluşur. Bu noktada f kuru düzeyinde m miktarı kadar döviz alınıp satılmış olur.

Döviz piyasasında da emek ve para piyasalarında olduğu gibi tam olarak serbestlik söz konusu değildir. Adı dalgalı kur rejimi olsa da uygulanan yöntem “müdahaleli dalgalı döviz kuru” yöntemidir. TCMB, son dönemde Reel Efektif Kur endeksine (REK) bakarak TL’nin dövizler karşısında serbest piyasada oluşan kuruna dolaylı yoldan müdahale etmektedir. TCMB uygulaması açısından, Türkiye’nin dışticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre TL’nin ağırlıklı ortalama değerine nominal efektif döviz kuru (NEK), NEK’deki nispi fiyat etkilerinin arındırılmasıyla oluşturulan ortalamaya da reel efektif döviz kuru (REK) adı veriliyor. TÜFE bazlı REK hesaplaması Türkiye’deki fiyat düzeyinin dışticaret yapılan 36 ülkenin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı ortalaması alınarak yapılıyor. Burada ülkelere verilen ağırlıklar ülkelerin Türkiye ile olan dışticaret ağırlığına göre hesaplanıyor. TCMB, REK’in 120 dolayında olmasını kolluyor. Örneğin REK bir ay 120’nin üzerine çıkmışsa bu TL’nin aşırı değerlendiğini gösteriyor ve TCMB dolaylı yoldan müdahale ediyor. TCMB’nin bu müdahalelerden amacı kuru oynaklıktan kurtarmak.

TCMB, kuru yönlendirmeyi iki yöntemi de kullanarak yapıyor: (1) Dolaysız müdahale (piyasada doğrudan ya da ihale yoluyla döviz alım satımı yaparak kuru etkileyerek), (2) Dolaylı müdahale (faizleri etkileyerek, zorunlu karşılıkları değiştirerek.) Son dönemde TCMB, kuru yönlendirmeyi ikinci yöntemle yapmayı tercih ediyor ve dolaysız müdahaleleri fazla kullanmıyor.  

Döviz piyasasındaki kur oluşumu bütün önceki piyasalara göre çok daha fazla müdahaleye ve yönlendirmeye açık bulunuyor.

Değerlendirme notu
Amaç ne olursa olsun fiyat, ücret, faiz ya da kurun piyasada serbestçe oluşumuna yapılan müdahale bu denge unsurlarının piyasada serbestçe belirlenmesini engellemiş oluyor. O nedenle de bugün hiçbir piyasada müdahalesiz fiyat ya da miktar belirlenmesi koşulları geçerli bulunmuyor.

Açıklama notu:
Bu yazıda amacım eksik rekabet koşullarını ve buna göre oluşmuş piyasaları (monopol, duopol, oligopol vb) ele almak değil, serbest rekabet koşulları altında ortaya çıkan müdahalelerin yarattığı etkileri değerlendirmekti. Eksik rekabet koşullarını ve ona göre oluşmuş piyasa çeşitlerini ele alıp tartışmak bu blogun boyutunu aşar.  

Yorumlar

  1. Hocam, TOBB başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun 2012 yılı için bankaların " mevduat faizlerini 1 puan arttırmışlar, kredi faizlerini ise 5 puan" şeklinde demeci var. Bankalarda diğer maliyetlerin artmasını sebep gösterdiler. Bu konuda kim haklı sayın hocam? TOBB mu Bankalar mı? faiz oluşumunu yorumladınız, açaba kredi faiz oluşumu hakkında da bizi bilgilendirebilir misiniz? En azından haklılık paylarını değerlendirebilelim. teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu öyle bir konu ki Nasreddin hocanın fıkrası gibi hepsi haklı.
      TCMB bankaların zorunlu karşılık oranlarını sürekli artırıyor. Bankalar topladıkları mevduatın yüzde 11,5'ini (ortalama)TCMB'ye karşılık olarak faizsiz yatırıyorlar. Bu bir çeşit ek vergi.
      Ayrıca mevduatın ortalama vadesi 1,5 ay kredinin ortalama vadesi 1 yıl. Bu durumda bankalara diyecek fazla bir şey kalmıyor.
      Öte yandan sanayici de kendini haklı görüyor. Çünkü TCMB faizleri sürekli aşağıya itiyor. Ne var ki DİBS faizler, hala % 6,5 düzeyinde duruyor.
      Hangisine baksanız haklı görünüyor.

      Sil
    2. teşekkür ederim hocam:)

      Sil
    3. Bu noktada, piyasanın kafasının son derece karışık olduğunu söyleyebilmek çok mümkün. Gözlemlerim bu yonde. Sanayicisiniz, sabah masanıza oturdunuz ve kredi kullanacaksınız. Neye ve hangi faize göre kararınızı vereceksiniz? Ekonomiden de çok anlamıyorsunuz üstelik. Karar zor. Öyle değil mı?

      Sil
    4. Kesinlikle öyle. Hele işin içine bir de döviz girmişse daha da zor.

      Sil
    5. Hocam, TCMB nin bankaların zorunlu reserv oranlarını sürekli artırıyor demişsiniz.zorunlu reserv tutulmasının asıl amacı bildiğim kadarıyla bir kriz oluşması halinde mevduat sahiplerinin parasını kısmi olarak da olsa kurtarmak.Yani TCMB ekonomide sürekli bir risk artışı olduğunu düşündüğü için mi bu zorunlu reservleri sürekli arttıyor.Böyle mi yorumlamalıyız?

      Sil
    6. Öncelikli amaç mevduat sahiplerini korumak değil.
      Ayrıca son ppkda zorunlu rezerv sabit tutuldu. Önceki iki ppk'da ise artırılmıştı. Sermaye girişleri bol olduğu için amaç toplanan mevduatlar içinde ticari bankaların kredi olarak dağıtabileceği kısmı azaltmaktı. Bu sefer de sermaye girişleri bol ama beklenen azalacağı yönünde. O yüzden karşılık oranını ayriyeten artırma gereği duyulmadı. Yanlı yorum yaptıysam Mahfi Hocamızdan bir düzeltme bekleriz birlikte. Saygılar. f.i.

      Sil
  2. Hocam iyi günler, TCMB dün aldığı beklenmeyen kararlarla sizce neyi amaçlıyor olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hükümetin faiz indirme baskısından kurtulmayı amaçlıyor gibi görünüyor.

      Sil
  3. hocam merhabalar..
    şuan faiz oranları %6 civarlarında..sizce bu normal mi??

    YanıtlaSil
  4. Üstad merhabalar,

    Son yıllarda sizinde paylaştığınız tablolara göre ciddi bir tüketim çılgınlığı var. Buna paralel olarak da tüketiciler bankalara ciddi düzeyde borçlanıyorlar. Bundan sonrası için nasıl olması gerektiği konusunda neler düşünüyorsunuz? Merkez bankasının bu açıdan bağımsız olduğunu düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık yeni bir şey almaktan çok eski borçları çevirmek için borçlanılıyor. TCMB faiz konusunda bana bağımsız kararvalabiliyormuş gibi görünmüyor.

      Sil
  5. Hocam Vergi Denetim Kurulunun yönetmeliği değişti, artık fen edebiyat ve eğitim mezunları da vergi müfettişi olcak, çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz, tam bir SKANDAL.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki öyleymiş ben de duydum. Yüzlerce iktisat, işletme, kamu yönetimi vb mezunu dururken bunu niçin yaptıklarını anlamaya imkan yok.

      Sil
    2. hocam sizce ıtıbar kaybı olurmu bu yonetmelık degısıklıgınden dolayı. artık başka kurumlara gıtmenın vaktımı?

      Sil
  6. Kesinlikle katılıyorum maliye bakanlığı albenisini artık tamamen kaybetti bu son olaydan sonra ve kim me derse desin bir muhendıs bır fen edebiyat mezunu vergı denetım işini yapamaz ıyı o zaman bızde egıtum bılımlerınıkn sınavına gırelım varmı böyle bısey ya sınava da bır ay kalmış moral bozuyorlar resmen hocam medyada etkın yüzlerden bırı olarak bu konuya da degınmenızı isterim saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maliye Müfettişliği ve Hesap Uzmanlığı kapatıldığı zaman zaten bütün hava gitmişti.
      Bu konuyu gündeme getirelim.

      Sil
    2. Hocam teşekkür ederim. Cevap vermeniz bile büyük incelik.

      Sil
  7. Vergi Müfettişligi de elimizden kayıyor. Diger mesleklerden elimizden kayabilir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maliye Müfettişliği kapandığında bu işin buralara geleceği belliydi.

      Sil
    2. Nice yükseklisans ve doktora yapan iktisat işletme mezunları da TRT Türk Halk Müziği korolarına gireceğiz artık:)

      Sil
  8. http://www.haberkurulu.com/turkiye/315-periyodik-cetvel-uzmani-vergi-mufettisi.html

    YanıtlaSil
  9. ben tüm iibf 'den mezun olmuş ve okuyan arkadaşlara sesleniyorum .Hepimiz Başbakan da dahilbütün büyüklerimize mektup yazalım ve bu yanlıştan dönülmesinisağlayalım

    YanıtlaSil
  10. Ben 4 yılımı iktisada verdim adamlar müfettiş olacaklar. Sınav sınırlandırmasını kaldırıp, puan barajını düşürmekle sorun zaten çözülebilirdi. İİBF yede TUSınavını açsınlar.

    YanıtlaSil
  11. Hocam öncelikle müthiş bilgilendirici yazı olmuş bunun için teşekkürlerimi sunuyorum benim aklıma takılan nokta TCMB nın borç verme faizini 8,75 ten 8,5 a indirmesiyle bankaların ihtiyaç duyduğu likiditeyi tasarruf sahiplerine fazla faiz vererek elde etmekten kurtulup merkez bankasının bu imkanından faydalanıcağından mevduat faizini aşağıya inecek diyorsunuz orasını anlıyorum anlamadığım husus bankaların karını etkileyecek kredi faizlerini neden düşürürler orasını anlayamadım hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kredi faizleri tek başına düşmüyor da ondan. Mevduat faizleri yani maliyetin en önemli unsurlarından birisi düşünce kredi faizleri de düşebiliyor.

      Sil
  12. Hocam genişletici maliye politikası daraltıcı etki yapabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomide insan unsuru ve beklentiler yer aldığı için her türlü politikanın ters etkileri de olabilir. Bunun tipik örneği Japonya'dır. 20 yıldır genişletici maliye politikası uyguladığı yüzde 10'lara yaklaşan bütçe açıkları verdiği halde ekonomide büyüme sağlanamıyor.

      Sil
    2. Hocam bunun sebepleri neler olabilir? Crowding out olabilir mi mesela? (Japonya konusunu bilmiyorum genel olarak sordum:)

      Sil
    3. Crowding out ve likidite tuzağı.

      Sil
  13. Hocam bu bilgilendirici yazınız içi önce teşekkür ederim. Özellikle döviz kuru meselesini ayrıntılarıyla açıklayabilecek bir kitap öneriniz olabilirmi?Türkçe olması tercih sebebimdir. Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bu konuda Dünya Ekonomisi ya da Uluslararası Ekonomi adlı bir kaç kitap var. En yeni olanlarına bakılabilir.

      Sil
    2. Dr. Saruhan Özel "Global Finansal Krizler" ve ismi tam hatırlayamadığım "Döviz Kurlarını" anlatan kitaplar, ilginizi çekebilir, belki, Alperen Bey.

      Bu bloğun yazarı ve sahibi, Saygın ve sayılı bilim insanına ve blogu takip edenlere, katkı sunanlara; üretkenlik ve verimli okumalar diliyorum

      Sil
  14. hocam elinize sağlık. hocam benim şöyle bir sorum olacak; merkez bankası son toplantısında koridorun üst limitini düşürdü, benim anlamadığım nokta ise şu; merkez bankası bir yandan %15 kredi büyümesi sınırından bahsederken diğer yandan borç verme faizini düşürüyor bu bir çelişki değil midir? ilginiz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Hükümetin (özellikle de Ekonomi Bakanının) faizlerin düşürülmesi konusundaki baskısını unutmayın. Herşeyin bilimsel bir açıklaması olması da gerekmiyor.

      Sil
  15. hocam neden merkez bankası dolaylı yoldan ihale ile döviz alım satımı yerine rok gibi bir yöntemle dövize dolaylı yoldan müdahale etmeyi daha fazla tercih eder oldu. örneğin sürekli sıcak paranın geldiği bir ortamda TL 'nin değerlendiği bir ortamda bankalar zorunlu karşılıklarını tutabilecekleri maksimum oranda dolar cinsiden mi tutmayı tercih ederler yoksa tamamını TL cinsinden mi.katsayıyı merkez bankasının artırması bankaların döviz cinsinden zorunlu karşılık tutma isteğini azaltmaz mı, (sonuçta döviz cinsinden karşılık tutmak isteğe bağlı diye biliyorum?)peki eğer azaltırsa dövize dolaylı müdahaleden istenilen etki elde edilmemiş olmaz mı hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu artışa karşılık bankalar dövizlerini karşılık olarak kullanmaya devam ettiğine göre demek ki sınıra gelinmemiş. Bankalardan pek döviz kredisi talebi yok. Bu durumda döviz mevduatını TCMB'ye yatırıyorlar.
      TL zorunlu karşılıkları dövizle tutmanın sınırı var (% 60) dolayısıyla bankalar bunun üzerindeki kısmı dövizle tutamıyor. TCMB bu karşılıkları dövizle almayı tercih ederek kendi döviz rezervlerini artırmış oluyor. Bu karşılıklara faiz ödemediği için bedavadan rezerv artırmış oluyor. İyi gibi görünen bu modelin en önemli sakıncası şu: Bir sıkıntı halinde TCMB dövize müdahale edip bu rezervleri kullanırken aynı zamanda bankalar da sıkıntıya düşüp bu karşılıkları TCMB'den geri isterlerse ne olacak?

      Sil
  16. Hocam cok aciklaici olmus tesekkurler. Ancak emek piyasasini etkileyen en onemli unsur olarak asgari ucreti goruyoruz. Tabii ki asgari ucretin daha yuksek olmasini hepimiz istiyoruz. Diger yandan mal piyasasina ise mudahale yok. Arz talep dengesine gore herkes urununu istefigi fiyattan satiyor. Sizce asgari ucretin oldugu bir piyasada asgari fiyat uygulamasi da olmasi gerekmez mi? Daha dogrusu soyle sorayim herhangi bir piasaya yapilan mudahale diger piyasalari da etkileyeceginden digerlerine de mudahale gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asgari ücretin olduğu yerde maliyetler de ona göre biçimleniyor. Yani bir yere yapılan müdahale öteki yerleri ister istemez etkiliyor. Buna karşılık herkes ürününü istediği fiyattan satamıyor. Talrp düşükse fiyatı artırma olanağı pek yok.

      Sil
  17. Hocam, elinize sağlık... Bu yazı yine çok faydalı oldu...

    YanıtlaSil
  18. Merhaba Hocam, sizce TCMB'nin rokları kullanması alım satım yoluyla müdahale etmesinden daha mı iyi olur?

    YanıtlaSil
  19. Hocam,aşağıdaki kavramların kısa açıklamasını bulabileceğim bir yer varmı? eski yazılarınızda olabilir mi?..FAİZ KORİDORU - FONLAMA FAİZİ - REZERV OPSİYON KATSAYISI - BORÇLANMA FAİZİ (bunları öğrenmeden Asaf Savaş'ın bugünkü yazısını anlamam mümkün olmayacak)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocanın önceki yazılarında var aslında bu tanımlar. ROK ile ilgili ayrı bir yazısı var hatta

      Sil
    2. Evet bu bloğu tararsanız bunlara ilişkin yazıları bulacaksınız.

      Sil
  20. Hocam MB faizleri indirmesine indiriyor ama bu durum sadece mevduat faizlerine yansıyor gibi geliyor. Kredi veya kredi kartı faizleri bu faiz indirimlerinden pek etkilenmiyor gibi. Ayrıca MB'nin belirlediği aylık maksimum faiz oranları yerinde dururken, koridor faizinin düşürülmesinin kredi faizlerini etkilemesi mümkün olabilir mi?

    Bir de sormak istediğim Türkiye dışında bankaların aylık faiz oranlarına göre faiz aldığı başka bir ülke var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin faiz indiriminden tek amacı piyasa faizlerini etkilemek değil. Ama mevduat faizleri kısa vadede, kredi faizleri daha uzun vadede etkileniyor. Bunun nedeni mevduatın ortalama vadesi 1,5 ay, kredinin ortalama vadesi ise 1 yıl.
      Türkiye'de faizlerin aylık olarak alınma nedeni mevduatın ortalama vadesinin çok kısa olması.

      Sil
  21. inanç gökyürek28 Mart 2013 16:32

    Merhaba Mahfi Bey,
    Aydınlatıcı yazlarınızı ilgiyle takip ediyorum. Cnbc-e dışında düzenli yazdığınız yer varmı?
    Bugünkü yazınızla ilgili olarak ise;
    Arz-Talep dengesi esasında, Merkez bankalarının Hem faiz hem de kur hedeflemesi mümkünmüdür? (Her ne kadar adı dalgalı kur da olsa şu an TCMB'nin açıkça kur hedeflemesi yaptığı görüşündeyim) Bu durumun olası sakıncaları nelerdir?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Düzenli yazdığım tek yer burası.
      Aslında hem faiz hem de kur hedeflemesi yapmak mümkün değilse de TCMBnin yaptığı ikisini de yarım yamalak denetlemek olunca sorun çıkmıyor. Ne var ki ufak ufak sorunlar birikiyor.

      Sil
  22. hocam..Bankalar mevduat faizini belirlerken hangi faizi kullanıyorlar.mesela ust bant denilen borç verme 8.5 dan 7.5 indirilildi.mevduat faizleri inermi ..yoksan alt bant mı kullanılıyor.yoksa politika faizimi.?
    bana göre 2 yıllık bono faizi 6.33.mevduat bunu ustunde genelde 1-2 puan daha fazla(şu an 7.2 vadeli)..
    .herzaman mevduat bonoyu yeniyor...
    bono yukarı giderse eğer mevduatta 1 puan ustunde devam eder.bu benim öngörüm.
    saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsinin farklı etkisi var ama hiçbiri kesin belirleyici değil. Bunu ileride ayrı bir yazı konsu yaparız.

      Sil
  23. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumu yanlışlıkla sildim. Yeniden yazabilirmisiniz.

      Sil
    2. Hocam bir ülke krizdeyken kurtulabilmek için IMF den yardım istediğinde IMF o ülkenin belirli şartları yerine getirmesi şartıyla ilgili ülkeye yardım ediyor IMF ilgili ülkeye yardım etmek için ; vergileri artıracaksınız , ücretlere zam yapmayacaksınız gibi daraltıcı politikalar öngörüyor bunu öngörmesinin sebebi enflasyon dan kurtarabilmek mi? Bir ekoomi krizdeyse onu kurtarabilmesin yolu beklentileri olumlu yapabilmekten geçer IMF nin yukarıda dediğim gibi daraltıcı politikalara girmesi beklentileri olumsuz etkilemez mi ? Kısacası IMF. Yardım yapabilmek için neden bu gibi şartlar ileri sürüyor?

      Sil
    3. Bir ülke IMF den yardım isteyecek biçimde krize girdiğinde genellikle imkanlarının ötesinde yaşamış demektir. Dolayısıyla IMF o ülkeye destek verdiğinde ülkenin imkanlarına göre yaşamasını isteyecektir. Bütün ayarlamaların altında bu yatıyor. Beklentiler krizle zaten olumsuz etkilendiği için işi düzeltmeye yönelik uygulamalar beklentileri olumlu etkileyebilir.

      Sil
  24. Hocam bu merkez bankası gecelik işlemlerde faiz uyguluyor bu konuda bazı sıkıntılarım var yardımcı olursanız sevinirim

    1) MB, bankalara gecelik borç veriyor bankalar hesaplarındaki açık için bu açık hesap neye göre belirleniyor ve eğer açık var ve bildirmiyorsa ne olur?

    2)Bankalar ellerinde fazla para kaldığında neden MB bankasına veriyor da onun yerine elinde tutup piyasaya kredi sağlamyor?

    3)geç likidite faizinde 16.00- 17.00 arası MB sına borç verecek bankalara yıllık %0 faiz uygulanıyor. Madem böyle olunca hesap açık verdiğinde MB borç vermesini neden o saatler arasına kadar bekliyor ki? yoksa daha fazla işlem yapmak istediği için mi?

    hocam bu sorulara yanıt verebilirseniz benim içiin çok makbule geçer şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her banka gün içinde nakit dengesini sıfırlamak durumunda. TCMB bütün işlemleri elektronik olarak görebiliyor. Gizlenmesi mümkün değil.
      Akşamüstü banka kasaşarı kapandığında elin para kalan banka o saatten sonra kredi verecek kimseyi bulamaz.
      İşlemler bitince yapılan tespitlere göre açık ya da fazla belli oluyor. Yoksa günün her saati bu işlemler yapılmıyor. O saatte elinde olanı görünce muhafaza için TCMB ye yolluyor.

      Sil
  25. hocam S&P kredi notunu artırdı böylece ülkeye yatırım yapılacak döviz girişi yaşanacak ve Cari (döviz) açığımız Döviz geleceğiiçin açık kapanacak. Bu cari açığın kapanmasının dövizle ilgisi nasıl oluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiyenin notunun BB + ya çıkmasıyla döviz girişi fazla artmaz.
      Döviz girişi cari açığı azaltmaz finansmanını sağlar.

      Sil
  26. Hocam Türkiye'de istediğimizde bankalardan dövizle kredi çekeniliniyor mu ? döviz ihalelerinde dolarla yapılması borçlanmaya sebebiyet vermesinden dışarıdan alınan ihale tutarı kadar dövizin burada bankalara yatırılıp tl alınması içeride talep fazlalığı yaratmaz mı? Enflasyon baskısı oluşturmaz mı? Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden serbestti şimdi döviz kredilerine kısıtlama geldi.
      Enflasyon baskısı oluşturmasını önlemek için TCMB ROK uygulamasıyla bu döviz
      Topluyor ve rezerve ekliyor.

      Sil
  27. Hocam Merhaba, sorum konu ile 3. dereceden akraba olacak ama kusura bakmayın dış ticaret uzmanlığı sizce nasıl bir meslektir(özel sektörde ithalat ihracat vb. konular) geleceği nedir. Dünyayı dış ticaretin geleceği bakımından değerlendirirseniz sevinirim. Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi bir meslek. Türkiye gibi ihracata ve ithalata yönelik ülkeler için geçerli bir meslek. Bence bugünü de geleceği de parlak.

      Sil
  28. Hocam şuan Vakıf Bankası'nın ikincil halka arzı gündemde bu tam olarak nasıl oluyor(borsaya açılma mı?) kısaca anlatır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borsa işinin ayrıntısıyla çok ilgili değilim açıkçası.

      Sil
  29. Son 2-3 yazını çok faydalı oldu. Ögrenci-ev hanımı tarzında..

    YanıtlaSil
  30. Hocam yazılarınızı için teşekkürler.
    Bir ülkenin parasının değerleme si talep
    seviyesini nasıl düşürür bunun hakkında geniş bir yorum yaparsanız çok sevinirim teşekkürler

    YanıtlaSil
  31. Hocam merhaba,
    Yazdığınız yazıları ve kitapları zevkle takip ediyorum. Öncelikle bunlar için çok teşekkürler.
    Ancak benim bilmediğim ve bulamadığım bir şey var. Döviz büroları doları kaçtan alıp kaçtan satacağı bilgisini bir yerden alıyor mu? Dövizi kaçtan alıp kaçtan satılacağını piyasa belirlesede şuan denge noktası bu bilgisi nasıl oluşuyor?

    YanıtlaSil
  32. Hocam çok tşş.

    YanıtlaSil
  33. Ekonomik ortam serbest bir piyasa değilse, arz ve talep neredeyse o kadar etkili değildir. Sosyalist ekonomik sistemlerde hükümet, arz veya talep koşullarından bağımsız olarak tipik olarak emtia fiyatlarını belirler. Ancak hükümet arz veya talebi her zaman kontrol edemez. Bu durum, Venezuela'nın gıda kıtlığı ve 2010'dan itibaren yüksek enflasyon oranları incelendiğinde açıkça görülebilir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi