Hitit Para Politikası

Hititlerin para birimi Şekel’di. Şekel, aynı zamanda, tıpkı bugünkü İngiltere parası Sterlin’de olduğu gibi, bir ağırlık ölçüsüydü (pound.) 1 şekel, bugünkü ölçüyle 12,5 gramdı. Bir üst ağırlık ve para birimi olan Mina 40 şekele, yani 500 gram ağırlığa eşitti. Para gibi kullanılan şekel, 12,5 gram ağırlığında gümüş çubuk ve halkalardı.

Hitit yasalarında bazı malların fiyatları yazılıydı. Buna göre: Koyun 1 şekel; yünüyle birlikte koyun derisi 1 şekel; koyun eti 1/10 şekel; keçi 0.75 şekel; inek 7 şekel; at 14 şekel; katır 1 mina; dana derisi 1/10 şekel; mavi yün elbise 20 şekel; geniş keten kumaş 5 şekel ediyor. Katırın, attan daha pahalı olması ilginç görünüyor. Ya katır sayısı azdı ya da katır, attan daha fazla işe koşulabiliyordu.
Koyununu satmak isteyen kişi, bu satışı yapıp 1 şekel alacak yerde, koyunu kesip etini 1/10 şekele, yünüyle birlikte derisini de 1 şekele satarsa 1 tam 1/10 şekel alabiliyordu. Buna göre koyunu kesme ve derisini yüzme emeğinin karşılığı da onda bir şekel olarak belirlenmiş oluyor.

Gümüşün gramı bugün 1,8 lira dolayında. Demek ki 1 şekel yaklaşık 22,5 lira ediyor. Buna göre Anadolu’da 1 koyunun fiyatı, 3500 yıl önce, bugünkü değerlerle, 22,5 lira imiş. Eğer gümüşün kendi değerindeki değişimi ve daha birçok değişkeni ihmal ederek bakarsak şunu söylemek mümkün: Bugün bir koyunun fiyatı yaklaşık 500 lira olduğuna göre demek ki 3500 yılda fiyatlar 22 kat artmış.

Asurlular ve Babilliler de aynı paraları kullanıyorlardı. Yalnız onlarda 60 şekel 1 mina ediyor. Buna göre Asur ve Babil şekeli Hitit sekelinden farklı olarak 8,4 gramlık gümüş çubuklardan oluşuyor demektir. Gümüş değerlerinin aynı olduğunu varsayarsak 1 Hitit şekeli, 1,5 Asur veya 1.5 Babil şekeline denk geliyor. Yani Hitit ekonomisiyle Asur ya da Babil arasında 1 Hitit Şekeli = 1,5 Asur veya Babil Şekeli biçiminde bir döviz kuru ortaya çıkıyor. Böylece Asurlu ya da Babilli bir tüccarın Hitit başkenti Hattuşa’da pazara getirdiği koyuna karşılık 1 Hitit şekeli alması durumunda 1,5 Asur şekeli elde etmiş olması gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken konu paraların değerinin farklı olmadığı, buna karşılık ağırlıklarının farklı olmasından kaynaklanan bir kur ilişkisi taşıdığıdır.  

Hitit yasalarının yaşamın değişimine uygun olarak değiştiğini biliyoruz, ama yine de yasa değiştirmek pazarda fiyat değiştirmek kadar kolay değil. Hititlerde malların fiyatlarının yasalarda yazılı olduğunu ve pek değişmediğini düşündüğümüzde ilk anda, Hitit kentlerinin pazarlarında karaborsa fiyatının doğmuş olması güçlü bir olasılık olarak çıkıyor karşımıza. Ne var ki Hitit yasalarında fahiş fiyatla satış halinde uygulanacak cezalara ilişkin hükümlerin olmaması karaborsanın yaygın olmadığı sonucuna götürüyor bizi. Pek çok ayrıntıyı düzenlemiş olan Hitit yasalarının, eğer var olsaydı, böyle bir konuyu düzenlememiş ve ceza öngörmemiş olması mümkün görünmüyor. Paranın azami miktarı, para yerine kullanılan gümüş miktarıyla sınırlı olduğuna göre, eğer pazar karaborsa oluşumunu engelleyecek kadar iyi denetleniyorsa, para politikası son derecede kolay uygulanıyordu herhalde.

Günümüz dünyasında para basmanın sınırı yok. Bu durumda siyasetin, para basmanın enflasyona yol açacağı bilincine varmasıyla kendiliğinden bir sınır oluşturması gerekiyor. Bu sınır, birçok ülkede para otoritesi konumundaki Merkez Bankası’na bağımsızlık tanınarak ve enflasyon hedeflemesi gibi yöntemler uygulanarak getirilmeye çalışılıyor. Piyasanın fiyat yönünden denetimi ise bugünkü sistemde söz konusu değil. O nedenle para politikasını belirlemek antik dünyadaki kadar kolay değil.

Yorumlar

  1. harika bir yazı teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Hititler metal para yerine farkli birin kullanıyordu ama alakasız hitit parası diye yayın yapılıyor lidyadan önce var olmuş uygarlık

    YanıtlaSil
  3. Yani üstadım, bambaşka yerden girdiniz konuya. Zevkle okudum, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı