2023'de En Büyük On Ekonomi Arasına Girebilmek İçin
Hedef 2023’de en büyük on ekonomi arasına girmek
Üçüncü çeyrek büyüme oranı düşük
çıkıp, dördüncü çeyreğin ilk ayı olan Ekim ayı sanayi üretim endeks değişimi de
eksi çıkınca önümüzdeki döneme ilişkin bir panik havası oluştu. Herkes yumuşak
inişten konuşuyordu ama görüldüğü kadarıyla bu iniş pek de yumuşak olmayacak.
Türkiye için açıklanan birçok
makroekonomik hedef var. Bunların içinde en iddialısı 2023 yılında ilk on
ekonomi arasına girebilmek. Bunun yolu ekonominin sorun yaratmaksızın en az
potansiyeli düzeyinde (yüzde 5 – 5,5) büyümesinden onun da yolu imalat
sanayisini küresel düzeyde yukarılara taşımak ve bu sektörde yaratılan katma
değeri artırmaktan geçiyor. Bu mantık zincirini onun da yolu inovasyon ve
dolayısıyla ASR-GE’den geçiyor diyerek uzatmak mümkün.
Hedefe giden yolda Türkiye
Türkiye, son on yıldır hızlı bir
büyüme sergiledi. GSYH’sı 300 milyar dolarlar düzeyinden 800 milyar dolarlara,
kişi başına geliri de 3.000 dolar düzeyinden 10.000 dolar düzeyine sıçradı. İlk
bakışta bu hızlı büyümenin Türkiye’yi ciddi bir sanayi gücü haline getirmiş
olması düşünülür. Ne var ki durum böyle değil. Hatta tam tersine, aşağıdaki
tabloya göre Türkiye son on yılda sanayi katma değeri yaratma konusunda
gerilemiş görünüyor.
Tablo: Dünyada İmalat Sanayii
Katma Değeri Toplamı İçinde Payı En Büyük 15 Ekonomi (Kaynak: Manufacturing the
Future: The Next Era of Global Growth and Innovation, McKinsey, 2012.)
1980
|
1990
|
2000
|
2010
|
|
1
|
ABD
|
ABD
|
ABD
|
ABD
|
2
|
Almanya
|
Japonya
|
Japonya
|
Çin
|
3
|
Japonya
|
Almanya
|
Almanya
|
Japonya
|
4
|
Birleşik Krallık
|
İtalya
|
Çin
|
Almanya
|
5
|
Fransa
|
Birleşik Krallık
|
Birleşik Krallık
|
İtalya
|
6
|
İtalya
|
Fransa
|
İtalya
|
Brezilya
|
7
|
Çin
|
Çin
|
Fransa
|
Güney Kore
|
8
|
Brezilya
|
Brezilya
|
Güney Kore
|
Fransa
|
9
|
İspanya
|
İspanya
|
Kanada
|
Birleşik Krallık
|
10
|
Kanada
|
Kanada
|
Meksika
|
Hindistan
|
11
|
Meksika
|
Güney Kore
|
İspanya
|
Rusya
|
12
|
Avustralya
|
Meksika
|
Brezilya
|
Meksika
|
13
|
Hollanda
|
Türkiye
|
Tayvan
|
Endonezya
|
14
|
Arjantin
|
Hindistan
|
Hindistan
|
İspanya
|
15
|
Hindistan
|
Tayvan
|
Türkiye
|
Kanada
|
İmalat sanayisinde ilk 15 ülke arasında yokuz
Tablo bize Çin’in imalat sanayi
katma değeri yaratmakta müthiş bir çıkış yakaladığını, Çin kadar olmasa da
Hindistan’ın da benzer bir gelişim içinde olduğu görülüyor. İngiltere, Fransa
ve İspanya düşüş içindeler. 1980’lerde ilk 15’te yer alan Avustralya, Hollanda
ve Arjantin sonraki 30 yılda liste dışı kalmış. Buna karşılık Brezilya hep ilk
15’te yer buluyor. Son 20 yılda listeye Güney Kore girmiş ve yer edinmiş. 2010’da listeye Rusya ve
Endonezya girmiş.
Türkiye, 1990 yılında listede
13’üncü sırada yer alıyor. Yani dünyada imalat sanayisi katma değeri açısından
en yüksek paya sahip 13’üncü ülke konumunda. 2000’lerde 15’nci sıraya
gerilemiş, 2010’da liste dışına çıkmış. Beklenenin tam tersine bir gelişme.
Yani Türkiye en hızlı büyüdüğü on yılda, ondan önceki yirmi yılda olduğu kadar
bir imalat sanayisi katma değer payı yaratamamış.
Sonuç ve ders
Buradan ne sonuç çıkar?
Türkiye’nin büyümesinin imalat sanayisine bağlı bir büyüme olmadığı sonucu
çıkar. Türkiye’nin inovasyon ve AR-GE konusunda bir şeyler yapamadığı sonucu
çıkar. İnşaat sektörüne bağlı büyümeyle en büyük on ekonomi arasına girmenin
kolay olmadığı sonucu çıkar. Bizim okullarımızın yaratıcılık konusunda adam
yetiştirmediği sonucu çıkar. Teşvikleri vermenin yeterli olmadığı, bunların
nasıl ve hangi yönde işlediğini sürekli izleyecek bir mekanizmaya sahip olmak
gerektiği sonucu çıkar.
Eğer 2023’de en büyük on ekonomi
arasına girmek istiyorsak bu on yılda yapısal dönüşümü gerçekleştirmemiz,
yaratıcılığa, inovasyona dayalı bir imalat sanayisi alt yapısı oluşturmamız
gerekiyor. Bu iş öyle konuşulduğu kadar kolay değil. Birçok alanda birçok
girişimimiz olduğunu biliyorum ama bunlar bizim bu listeye girmemize yeterli
olmuyor.
Onumuzdekı 10 yılda %5 buyusek de ılk 10 ulke yerınde saysa dahi ilk 10'a girilebiliyor mu? Matematiksel olarak bu mumkun mu?
YanıtlaSilSatınalma gücü paritesiyle yapılan hesaplamaya göre mümkün diğer hesapla mümkün değil.
SilUstadim
YanıtlaSilyaratici uretim olmadan yasamanin mumkun olmadigini sadece taklit mal ureterek yasamaya calisan Tayvanin liste disinda kalmasi le gorebiliyoruz, yaratici uretim ancak egitim ile oluyor, Rusyanin bu listeye girmesine hic sasirmadim, nufusun % 98 i 11 yillik zorunlu egitim gormus bir toplum ustelik okul siralarinda Spor veya sanatin alt kollarindan birinde agirlikli olarak yetistirilen bir toplum uyeleri elbette ki yaraticilik konusunda biryerlere gelecektir.
Biz ise egitimde dini agirlikli kilip, cocuklarimizi muhakeme etme (sorgulama) ve tartisma ortamindan uzak yetistirmege calisiyoruz,
hakkimizda hayirlisi....
Din ağırlıklı olmayan eğitimimizde de analitik düşünme yeteneği kazandırmayı beceremiyoruz. Hep sınav kazanmaya yönelik insan yetiştiriyoruz. Başarı ölçümüz sınıf geçmek ve üniversiteyi kazanmak.
SilPeki hocam cari açık dolayısıyla büyüme hızını kestik yumuşak inişe geçtik. cari açığı azaltmak için -ilk on hedefini de göze alırsak- hangi politika daha uygun olurdu.
YanıtlaSilYapısal değişim için reformları yapmak gerekirdi. Bu reformlara eğitim de dahil. Biz hukuk, eğitim gibi alanlarda tersine reform yapıyoruz. O zaman da imalat sanayisinde katma değeri artıramayız.
SilÖnceki yazılarınızda 3 reform sıralamıştınız. 1)Vergi 2)İthal ikamesi 3)Enerji. Hocam şuan için vergi reformu adına ilk önce sağlam bir vergi denetim sistemi için VDK kuruldu 10 bin elemana tamamlanacak bundan sonrada büyük ihtimal dolaysız vergilerin oranı arttırılarak vergi yükü yükseklere taşınacak. 2'inci madde için yeni teşvikler gündemde 3'üncü madde içinde nükleer santral ve HES'ler planlanıyor. Bu şekilde ilişkilendirdim fakat ne kadar başarılı olunacak bilinmez.
SilSaptamalar doğru. Uamlım ki bunlarda başarılı olunsun ve Türkiye'nin önü açılsın. Bunlar ekonomideki yapısal reformların önemlileri bir de sosyal yaşamla ilgili olanlar var tabii. Bilimsel eğitim reformu, yargı reformu, demokrasi reformu vb gibi.
SilMahfi Bey PPP hesabiyla bile 2023te ilk 10 ekonomi arasinda olmamiz gercekci degil. Ortalama %6 hizla buyumemiz ve bu sirada G.Kore, Meksika, Endonezya gibi bizden daha yuksek buyume potansiyelli ulkelerin buyumelerinin cok yavaslamasi gerekiyor.
YanıtlaSil2013 icerisinde siyasilerin de bu iddiayi dile getirmekten vazgececeklerini dusunuyorum.
Bakalım vazgeçecekler mi?
SilYaptıkları tek şey zaten bu değil mi ? Hayal satmak.
SilSoyle dusunelim; CHP'nin veya diger partilerin hayali bile yok :)
SilDoğru belki ama başkalarının hayalinin olmaması hayali olanların hayallerinin gerçekçi olduğu anlamına gelmez.
SilDoğru fakat bugün en ufak bir şirketi bile ele alsanız sene boyunca verilen hedefler daima ulaşılabilir hedeflerin üstünde olur. Ekonomi trendi bu şekilde devam edip hedef yüzde 7 olsa bile ortalama yüzde 5'i tutturup 2023'e kadar gelirsek ilk ona giremesekte bence bence başarılı olmuş oluruz. Şampiyonlar liginde gruplara kalamayan fakat her sene zorlayan, ismini artık benimsetmiş bir takım gibi, örneği Türkiye'den verecek olursak; Galatasaray. Bunu ivmeyi tutturduğumuz taktirde karamsarlığa gerek yok, ilk ona gireriz elbet diye düşünüyorum.
SilSayın Hocam,
YanıtlaSil1) Önümüzdeki yıllar için OVP programının hedeflerine bakarsak, zaten 2023ü hedefleyen birisi var mı?
2) Türkiye'nin son 30 senelik ekonomik öyküsü nüfus artışı, kente göç, inşaat, hane bazlı tüketimi, ve finansman/borçlanma kanallarını açılması ise bununla sürdürülebilir bir büyüme yakalayabilir miyiz?
3) Son 10 senede Türkiye'de iç tüketime dönük hizmet şirketleri dışında büyümeye motor olabilecek şirketlerin ve sektörlerin yokluğu zaten alarm verici değil mi? 90lar ve 80ler hatta 60-70ler sanki daha çok şirket doğurmuş gibi gözüküyor..
İlginç bir özet yapmışsınız. Teşekkürler.
SilBuradan dışa bağlı büyüme,özelleştirmeler yani üretmeden eldekileri satarak sıcak para,döviz girişi sağlamak bu balonun bir gün patlayacağı ortaya çıkar hocam.
YanıtlaSilBen demedim siz dediniz :) İşin şakası bir yana benim 2013 beklentim çok parlak değil açıkçası.
SilAçıkçası yenilikçi ve yaratıcı fikirler yetiştirme konusunda en başarılı ülkenin Fransa olduğunu gösteren kaynaklar mevcut. Bu konuda araştırmalar yapılıp belki eğitimi siyasetten uzaklaştırıp, daha doğrusu eğitim üzerinde ar-ge çalışmaları yapılabilir. Ancak bunun bizim ülkemizde olması gerçekçi mi? Bana sorarsanız kesinlikle değil. Bina yapıp öğretmen atamak ve içlerini öğrenci ile doldurmak bizim eğitim sistemimizin temel politikasıdır.
YanıtlaSilNe yazık ki haklısınız.
SilSoz konusu reformlarin gerceklestirilebilmesi icin taleplerin tabandan gelmesi gerekiyor. Halktan boyle bir talep gelmedikce, hicbir iktidar pastadan pay dagitma gucunu azaltmak istemeyecegi icin, reform beklemek hayalden baska bir sey degil.
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz.
SilHocam daha önce de söylemiştim bu memlekete sizin gibi insanlar lazım bu görüşlerinizi uygulamaya geçirmeyi düşündünüzmü? Hocam siz siyasete girin bizlerde peşiniz sıra gelelim.
YanıtlaSilHerkes o işe giriyor ben izninizle bilim bölümünde kalayım. Bu tarafta az adam var.
SilSiz daha iyi bilirsiniz ama ihtiyaç var bence. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için şu makalenizinde okunmasında fayda var diye düşünüyorum.http://www.mahfiegilmez.com/2012/01/nedir-bu-yapsal-reformlar.html
SilUzun yazamayacağım..
SilHocam verilerle bile konuşmaya gerek yok
Malesef uyutuluyor ve kandırılıyoruz
Biraz Almanya'ya bakmak gerekir bence....
Hocam merhaba,
YanıtlaSilYine enfes bir çalışma elinize sağlık.Ülke paylarını da tabloda gösterebilsek çok daha fikir verici olurdu diye düşünüyorum.
Mevcut sanayi politikalarıyla rekabetçi ve katma değer yaratıcı bir imalat sanayi oluşturmak zor gözüküyor.Eğer inovasyona açık ,katma değer yaratıcı,verimli ve rekabetçi yeni sanayi stratejisi oluşturabilirsek ben Türkiye'nin Rusya,Meksika,Endonezya,İspanya ve Kanada'yı geçerek ilk 10'a girebilme potansiyelinin olduğuna inanıyorum.
Türkiye bunu başaracak bilgi,tecrübe ve vizyona sahiptir.
İyi akşamlar.
gayri safi yurt içi ar-ge harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı henüz yüzde 1 civarlarında ,harcamalara ayrılan pay 10 milyar tl civarı ve burdaki durum bizim inovasyona bakış açımızı çok net gösteriyor diye düşünüyorum hocam, bizden çok ileri seviyede bu alanlara harcama yapan ülkeler mevcutken bizim 2023 te ilk 10 ekonomi arasına girme hayalimiz gerçekten imkansız gözüküyor, merak ettiğim acaba politika yapıcılar söylediklerine kendileri de inanıyor mu yoksa bi şekilde zamanı gelince gündemi değiştiririz mantalitesindeler mi? iyi akşamlar.
YanıtlaSilBilemeyiz tabii bunu. Ama bu iş öyle iyi niyetle olacak bir iş gibi görünmüyor.
SilTürkiyedeki pembe senaryonun gerçekleşmesini istiyorsak öncelikle beşeri sermayeye önem vermeliyiz.Beşeri sermayede etkili olan bilgiyi doğru ve yerinde kullanmalıyız. Sosyal Güvenlik Sistemindeki eksiklikler beşeri sermayenin gelişmesindeki büyük bir engeldir. Sosyal güvenlik primlerinin ve vergilerin yüksek olması kayıt dışı ekonomiyi arttırmaktadır.
YanıtlaSilAsıl olan eğitimde analiz yeteneğini verememizdir. Bu olmayınca inovasyon olmaz.
Silhocam konuyla biraz alakasız bir soru olacak ancak aklıma takılan bir soru var: Küresel Finans Krizi kitabınızın 8 .inci basiminda 76 inci sayfada şöyle bir cümle var " yani artık bütçe açıklarının yarattığı enflasyonist baskı yavaş yavaş ortadan kalkıyordu" . hocam ben bütçe açığı ile enflasyon arasındaki bağlantıyı kuramadim. rica etsem açıklaya bilir misiniz? ilginiz için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilBütçe açığı demek devletin topladığı gelirden fazlasını harcaması demek. Bu da iki yolla olabilir. Ya para basarak (yani MB'den borçlanıp ödemeyerek) ya da borçlanmaya giderek. İhtiyacın ötesinde para basmanın paranın değerini düşürüp enflasyon yaratması kaçınılmaz bir durum. Borçlanmanın artırılması ise faizleri yükselterek bütçeyi daha da açığa sokar ve borçlanmanın sürekli artmasına o da faizlerin yükselmesine ve maliyetlerin artmasına yol açar. Sonuçta bunları hepsi enflasyon yaratır.
Silteşekkürler hocam.iyi günler
Siliyi geceler hocam
YanıtlaSilbriç ülkeleri
brezilya 6 büyük ekonomi
rusya 11 büyük ekonomi
hindistan 10 büyük ekonomi
çin 2 büyük ekonomi
malesef ilk 15 giremeyen türkiye var 18 sıradayız her halde
bir ara BRİÇ + T konuşuldu hangi yönlerimiz ortaktıdı? ve cari açık sorunu olmuyan cari fazla verirler
Evet Türkiye 17 ile 18 arasında gidip geliyor. İlk ona girmek bu sanayi yapısıyla pek mümkün görünmüyor.
SilMahfi Hocam,
YanıtlaSilSizinde hep dile getirdiginiz gibi ulkenin bazi cok onemli yapisal sorunlari var ve bu suni buyume(me)bizi ancak ite kaka belli yerlere getirebiliyor.
En son aciklanan buyume rakamlari sonrasinda durumun cizilmeye calisildigi kadar toz pembe olmadigini gosteriyor. Bunun usutune macro verilerden Iran'a dogalgaz odemesi olarak kullanilan gecici altin ihracatinida cikarirsak 4. ceyrek rakamlarini beklememize gerek yok reel olarak bu ceyrek bile sifir yada eksi buyume olarak kayitlara gecerdi.
2012 buyumemiz "yumusak" inis yapiyor buyume rakamlarimiz yonetim tarafindan ongorulen rakamlardan surekli sapiyor ve haliyle cari dengede iyilesmeye yol aciyor.
Hocam suraya varmaya calisiyorum; yonetim sene basindan beri cok iyimser bir hava olusturmaya gayret gosterdi ve bu 3.ceyrek GSYH rakamlarindan sonra da devam ediyor.
Bu sene yapilan "yumusak" inisten sonra gelecek sene canlanmayi hangi yolla atesligcekler? Hangi olumlu senaryolar sonucu buyumede artis yasanir?
iyi calismalar
Çok önemli bir konu. Yapısal dönüşümler filan en az 10 yıllık bir programın uygulanmasıyla yapılabilir. Gelecek yıldan itibaren yine hızla büyüyelim dersek bu iş olmaz. O zaman yine yapısal dönüşümleri bir kenara koyup inşaata hız vererek büyüyeceğiz demektir. Bir süre potnasiyel büyüme dolayında bir büyümeyle yetinip dönüşümleri yapmamız gerekir.
Silinovasyon haftasında böyle bir yazı için iyi isabet hocam.
YanıtlaSilinovasyon haftasında, başbakan gelecek diye, fuardaki cansız kadın heykelin müstehcen olduğu gerekçesi ile önce kol ve bacaklarının kesilmesi ardından da belirli yerlerinin elbise ile kapatılması kararı da türkiye ihrcatçılar meclisi başkanından çıkması çok ilginç..
sanayi treni kaçtı. teknoloji treni de kaçıyor.. bilişim trenini ise uzaktan seyrediyoruz sadece.
umarım başka yazı atmamda sakınca yoktur.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22133768.asp?utm_source=hurriyet&utm_medium=yazarlar&utm_campaign=yazarsonyazi
Aslında inovasyon haftası olduğunu bilmiyordum, tamamen tesadüf olmuş. Evet bizim uğraştığımız işler bunlar olursa bütün trenler kaçar ne yazık ki.
SilHocam, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilKonuyla ilgili olarak Türkiye'nin orta gelir tuzağına düşüp/düşmeyeceği konusunda görüşünüzü alabilir miyim?
Teşekkür ederim.
SilSanırım Türkiye orta gelir tuzağına düştü zaten.
Hocam, elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş ama...Yazınızda "Son 20 yılda listeye Güney Kore girmiş ve yer edinmiş. Buna karşılık 2000’lerde girdiği listede 2010’da kalamamış." demişsiniz... Ancak G.Kore 2010'daki sıralamada da yer alıyor...
YanıtlaSilO cümlede bir fazlalık olmuş. Düzelttim, uyarı için teşekkür ederim.
Sil90 ve 2000 li yıllarda Özal'ın döneminin izlerini yer aldığımız basamaklar üzerinden takip etmek mümkün. "Usta"nın müteahhitlik ekonomisinin bu tabloda derde deva olmadığı da ortada. Benim anlayamadığım bu listelerde ilk sıralarda İtalyanın, son sıralarda da olsa İspanyanın ne işi var? Bugünün hasta ekonomilerinin liste dışında olması gerekmiyor muydu?
YanıtlaSilİtalya ve İspanya imalat sanayisi katma değeri yaratma konusunda hala iyi durumdalar. Bunların çöküş nedeni imalat sanayisinde geriye düşmelerinden çok finansal piyasaları çok zorlamış olmalarından kaynaklanıyor.
SilEkonomik büyümenin adeta göz kamaştırdığı! o yıllarda ekonomik büyümenin üretime dayalı olmadığını vurgulamışsınız. 2023 e geldik artık ilk 10 değil, ilk 20'ye hasret kaldık.
YanıtlaSil