Büyüme ve Oy Oranları

Bu yazımda geçen karşılaştırma tablosunu ve grafiği 2011 genel seçiminden sonraki bir yazımda kullanmış ve seçimlerde, seçimden hemen önceki dönemde gerçekleşen büyüme oranıyla iktidar partisinin oy oranı arasında doğru yönlü bir ilişki olduğunu anlatmıştım.            
Tablo şöyle:


3.11. 2002 Genel S.
28.03.2004 Yerel S.
22.07.2007 Genel S.
29.03.2009 Yerel S.
12.06.2011 Genel S.
30.03.2014 Yerel S.
Oy Oranı (%)
34,4
41,7
46,6
38,8
49,9
?
Büyüme (%)
0,8
5,9
6,0
-4,5
8,9
4,0

Bu tablodan çıkarılan grafik de şöyle:



Gerçekten de büyüme ile oy oranı arasında ilginç bir paralellik görünüyor. Eğer seçimden önce ekonomi hızlı büyümüşse iktidar partisinin oy oranı artıyor, seçimden önce büyüme gerilemişse iktidar partisinin oy oranı azalıyor.

Yukarıdaki tablo ve grafikte eksik olan tek şey bu Pazar yapılacak olan yerel seçimlerde alınacak oyların partilere nasıl dağılmış olacağına ilişkin bilgiye henüz sahip olmayışımız. Bu seçim öncesindeki büyüme oranını kabaca biliyoruz: % 4. Bu oran bir önceki seçime göre aşağı yukarı yarı yarıya düşük bir oran gösteriyor. Dolayısıyla bu Pazar yapılacak seçimler sonucunda iktidar partisinin alacağı oy oranını da bu tabloya yerleştirince bu ilişkinin gerçekte var olup olmadığını ya da eski gücüyle devam edip etmediğini anlayacağız.


Not: Ekonomik büyüme oranını ‘ekonomik istikrar kavramının tek göstergeye indirgenmiş özeti olarak alıyoruz. 

Yorumlar

  1. 2009 yılındaki seçim sonucu ile büyüme oranı arasındaki ters ilişki olmasında küresel krizin etkilerini görebiliyoruz. Bunun haricinde pozitif bir korelasyon mevcut. Bu mantığa göre gidecek olursak yüzde 40'lara yakın bir oy oranını bekleyelim mi hocam? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yalnızca bir korelasyon saptaması. Bakalım bu seçimde de tekrarlanacak mı?

      Sil
  2. Hocam bence bu seferki oranlama ülke içindeki yüksek çalkalanma dolayısıyla farklı şekillenecektir.Büyüme tabi ki önemli değişken olsa da bu sefer etkisi daha alt konumda olur diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Hocam teşekkürler, analizinize katılmamak mümkün değil bence de. Iktidarın ciddi bir oy kaybettiği ortada, ekonomi de küçülüyor. Ekonomi de frenlerin çalışması faiz artışıyla şimdilik mümkün oldu ama seçim sonrası büyük bir soru işareti. Siyasette taşlar yerinden oynadı, seçim de kaç oy alırsa alsın eskisi gibi olmayacağı kanaatindeyim. Aslında seçimde yeni başlıyor, yakın zaman da başka seçimler de var. Sizin bu sayfanız bana bir fener oldu. Size ne kadar teşekkür etsem az olur, sayenizde artık itibar etmiyorum asparagas ekonomi analizlerine. Allah razı olsun hocam teşekkürler tarafsızlığınız için.

    YanıtlaSil
  4. Üstat,

    Bahis ettiğiniz büyüme - oy oranı ilişkisine daha önceki seçimlerden farklı olarak etki eden diğer unsurların da etkisini ölçme fırsatını görebileceğiz diye düşünüyorum.

    Çok selamlar.

    YanıtlaSil
  5. Hocam bu kanıya ulaşmak için yerel/genel seçim ayrımına gidilmesi ve zaman (seçim) ölçütünün çoklaştırılması gerekmez mi? Bir de yere seçimlerdeki oy oranına da dikkat edilmesi gerekir zannederim, Belediye başkanlığına vwerilen oy ile il genel meclis üyeliğine verilen oy oranı farklı sonuçlar türetebilir, zannederim bu noktada il genel meclisi üyelikleri için toplanan oylar, partilerin asıl oy potansiyellerini ortaya koymakta daha gerçekçi bir ölçüt olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten öyle yapılıyor bu karşılaştırmalar.

      Sil
  6. Hocam;

    28.03.2004 yerel seçimleri ile 30.03.2014 yerel seçimleri arasında bir bilinmeyenli denklem kurduğumda 30.03.2014 seçimlerinde %28,27 olarak çıktı. Söylentiye göre Başbakanın masasındaki gerçek ankette AKP %29 muş. Matematik yanılıyor olamaz değil mi?! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçimden sonra göreceğiz bakalım ne çıkacak? Ben de merak ediyorum doğrusu.

      Sil
  7. Hocam seçimlerde ekonomiye paralel bir şekilde oy oranları düşmezse, bu neyin göstergesi olur acaba. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu, benim kurduğum bu korelasyonun doğru olmadığının bir göstergesi olabilir.

      Sil
  8. Hocam merhaba,
    İlginç bir yaklaşım, bu pazarda muhtemelen sizin grafiğinizi destekleyecek bir tablo çıkma ihtimali yüksek.
    Oy oranlarının ( yolsuzluk,hukuksuzluk dış siyaset, e muhtra v.s.v.s. ) ve büyüme oranının( dış dünya, 2008 krizi, fed politikaları, dünyadaki para arzı v.s. v.s.) birçok nedeni olmasına rağmen bu kadar yalın bir grafiksel ilişki oluşması enteresan.
    buda bize özgü bir durummu acaba, belkide esnaf zihniyetinin başka bir şekilde tezahürü olabilir.
    saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii sadece büyümeyi almak ne derece doğru onu ben de tartışıyorum kendi düşüncemde ama yine de refahla bağlantısı olduğu için anlamlı bir gösterge. Evet aslında esnaf kapitalizmini göstermesi aç.ısından ilginç. Güzel bağlantı kurmuşsunuz, teşekkürler.

      Sil
  9. Hocam ilginç bir nokta yakalamissiniz. İki veri arasında çok güçlü olarak niteleyecegimiz bir korelasyon ilişkisi var. Gazi arkadaşlar diğer etmenlerden bahsetmiş. Muhakkak var ama ceteris paribus diye bir olgu var. Bir çok cikarsama bu varsayım altında yapılir. Benim ongorum hocam burada ekonomide azalan bir büyüme var. Tahimini oy orani bir önceki seçime gore azalacagini düşünuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok az bir zaman kaldı. Seçimden sonra bu grafiği 30 Mart sonucun da ekleyip yeniden yayınlayacağım.

      Sil
  10. ekonomik büyümedeki dalgalanmalar en çok genç nüfusun istihdamını etkiliyor. ekonomi yavaşladığı zaman önce gençler işten çıkarılıyor, büyüme hızlanınca da daha çok gençler işe alınıyor. ancak ekonomik dalgalanmalardan en çok etkilenen 18-25 yaş grubu seçimlere katılım oranının en düşük olduğu yaş kitlesi. 18-25 yaş grubu toplam seçmen kitlesinden %18,6 gibi yüksek bir pay alıyor fakat bu gruptaki her 100 gençten 45'i sandığa gitmiyor. bu seçimde genç nüfusun Gezi olayları, kızlı-erkekli ev meselesi, internet yasakları gibi nedenlerle seçime katılım oranının önemli miktarda artması bekleniyor. bakalım sonuca nasıl etki edecek?

    YanıtlaSil
  11. Bir önceki seçime göre bu sefer iktidar partisinin oylarının azalacağı kesin.Ekonominin kötüye gittiğini artık sokaktaki vatandaşta biliyor zamlarla ve işsizliklede soluyor çünkü. Siz ekonomi ile doğru düzgün gerçekçi tesbitler yaparak bugün olan çoğu durumun sinyallerini daha öncedende yazmıştınız hocam. Gerçekçi ve cesur tesbitleriniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  12. Hocam Merhaba,

    Bu analizin daha detaylısını (Tüketici Güven Endeksi, Sanayi Endeksi vs.) Kullanarak yaptım ve çok daha net bir korelasyon çıktı ortaya.
    İlginizi çekebilir: http://akilligelisim.com/akp-bu-secimde-ne-kadar-oy-alacak/

    Ardından da geçmiş anket çalışmalarının seçimi çok doğru tahmin etmesinden yola çıkarak yine aynı anket firmalarının ortalamalarını alarak seçim tahmini yaptım: http://akilligelisim.com/anket-sonuclarina-gore-hangi-parti-bu-secimleri-kazanacak/

    Her iki durumda da AKP'nin %40-45 aralığında bir oy alacağını söylemek şu an için mümkün görünüyor.

    Son 1 ayda tüketici güven endeksi ve sanayi üretiminde çok ciddi ve gözle görülür bir düşüş de olmadığından AKP oylarının stabilize olduğunu düşünebiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir kamuoyu araştırma şirketinde çalışan ve ayrıca doktora yapan bir arkadaşım, bu seçimde örneklem oluşturulması ve kararsızların dağıtılmasında eski seçimlerin ortalamalarına göre hareket ettiklerini, ancak bu seçim öncesi kafalarında birçok soru işareti olduğunu söylemişti. birincisi, hangi partiye oy vereceğini açık olarak söylemeyen, siyasi tercihi başka birtakım sorularla anlaşılan ve "kararsız" denilen seçmenin son yolsuzluk dosyalarına nasıl tepki vereceği bilinmiyormuş ve bu konu tam bir kapalı kutuymuş. çünkü "kararsız" denilen kişiler bu konuyla ilgili sorulara tutarsız cevaplar veriyormuş. chp'nin istanbul ve ankara'da muhafazakar kitleye hitap eden adaylar göstermesi işlerini daha da zorlaştırdığı için "kararsızların" dağıtılmasında kullanılan eski modeller konusunda tereddütleri varmış.
      ikincisi, bu seçimde gençlerin oy verme oranlarında artış beklenmesine rağmen mecburen eski seçimlerin istatistiklerine göre örneklem oluşturulmuş. yani diyelim ki eski seçimlerde gençler oy kullanan kitlenin %20'si. eğer bu seçimde %25 olursa, ancak örneklemde gençlere %20 ağırlık verilirse ve seçim günü ilave olarak oy kullananlar akp aleyhine kullanırlarsa ciddi tahmin hataları yapabilme ihtimalleri varmış.

      Sil
    2. Evet ben de aynı kanıdayım. Bu seçimi ekonomik durumun (büyüme ile temsil ettiğimiz) yanında başka birçok konu etkileyecek gibi görünüyor.

      Sil
  13. hocam ilginç bir tespit olmuş elinize sağlık.

    yalnız benim kafamda bir soru işareti var grafikle ilgili:
    ilk seçimi hariç tuttuğumuzda (bu yılki büyüme oranı akp nin icraatleri sonucu oluşmuş değil çünkü) yerel seçim yıllarındaki büyüme oranlarının tesadüfen genel seçim yıllarındakinden daha düşük oluştuğunu görüyoruz. genel seçim yıllarında gerçekleşen en düşük büyüme oranı yerel seçim yıllarında gerçekleşen en büyük büyüme oranından daha yüksek.

    yani bu farklılık aslında büyüme oranlarının oylara yansımasından ziyade yerel seçim genel seçim farkı da olabilir gibi geliyor bana (zira yerel seçimlerde parti sadakati biraz daha zayıf kalabiliyor)

    korelasyon açısından bir sorun olabilir mi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle olabilir. O çerçevede bakmak gerek.

      Sil
  14. Merhaba,

    Diageo Procter&Gamble, Yum Brands, Coca Cola, IBM ve Cisco gibi şirketler gelişmekte olan ülkelerde yaşanan sarsıntılardan çokça etkilenmiş durumdalar. Ben bir ülkeye milyar dolarlarca yatırım yapsaydım o ülkenin yönetimini ve geleceğini dizayn etmek isterdim ki yatırımlarım heba olmasın. Varın gerisini siz düşünün.

    Birde bu açıdan bakılsın istedim,

    Teşekkür ederiz Hocam,

    YanıtlaSil
  15. Hocam sonuçta bu istikrarlı bir hükümet sistemi olduğundan değil mi? Yani 10 senedir aynı hükümet bu bir etken değil mi?

    YanıtlaSil
  16. hocam 2009 seçimlerinde eksi 4,5 büyüme oranında yüzde 38.8 oy almış akp bence yüksek yani 46 dan 38 e düşme çok gibi gelmiyor bana şöyle yüzde 20 25 leri görseydi işte o zaman millet büyüme oranını takıyor derdik hocam bence bir ekonomist olarak böyle düşünmeniz normal ama millet böyle düşünmüyor çok daha farklı değişkenler mevcut 2007 seçimlerindeki yüzde 46 nın en büyük nedeni cumhurbaşkanı seçiminin tıkanması akpye kapatma davası açılmasıdır büyümeyle alakası yoktur 2011 de ise büyümenin etkisi tabiki olmuştur ancak o zaman ergenekon balyoz davalarının vatandaşta yarattığı etkinin de çok büyük bir payı vardır darbe yapılacağını zanneden veya hissedenlerin oy oranlarının artmasında çok büyük etkisi olmuştur şimdi ki seçimde enteresan bir havada gidiyor akp kutuplaşmadan her zaman zaferle çıkan bir parti bakalım nolacak akp yi mağdur etmeye yok etmeye görmezden gelmeye çalıştığınızda o bir şekilde oylarını artırıyor muhalefetin çok büyük hataları var bu konuda bence politika değişikliğine gitmeliler acil çünkü eskiden yapılan zulümler veya birtakım sıkıntılar sırtlarında çok büyük bir yük halka değiştiklerini kabul ettirmeleri çok zor ama bunu bir şekilde başarmaları lazım bu da körkütük muhalefet eleştiri değilde kimi zaman hükümetin politikalarını öven kimi zamanda eleştiren ilkeli bir muhalefet gerekiyor bahçeli ve kılıçdaroğlu olduğu sürece erdoğan daha çok seçim kazanır acilen genel başkanlar değişmeli chp ye muharrem ince mhp ye kılıçdaroğlu geçmeli o işaretten sonra chp de kalması ilkeli bir davranış olmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "acilen genel başkanlar değişmeli chp ye muharrem ince mhp ye kılıçdaroğlu geçmeli o işaretten sonra chp de kalması ilkeli bir davranış olmaz "
      Kusura bakmayın ama bu cümlenizin hiç bir iler tutar yanı yok..!

      Sil
    2. seçmene bazı sorular sorulduğu zaman bir partinin maksimum oy potansiyelini anlayabiliyorsunuz. mesela akp'nin oy potansiyeli 2011 seçimlerinden önce %58'di, seçimde %50 aldı, potansiyelin %8 aşağısında. chp'nin oy potansiyeli %30-31 çıktı, %26 aldı ki potansiyelin %4-5 altındadır. herkes chp %30'un altında kaldığı için eleştirirken, kimse akp neden %58 alamadı diye eleştirmedi. oysa ki her partinin alabileceği bir maksimum oy vardır. 1970'lerde Ecevit gibi bir lider varken de chp'nin maksimum oyu %33-34 civarıydı. sadece 1977 seçimlerinde kıbrıs barış harekatı, kanlı 1 mayıs olayları gibi olağanüstü faktörler nedeniyle Ecevit %42'ye çıktı ancak 77 seçimleri istisnai bir seçimdi. dolayısıyla her partiyi alabileceği maksimum oya göre değerlendirmek lazım. "Halkçı Ecevit" mezardan kalksın, 1970'lerdeki filinta haliyle partinin başına geçsin bugün alabileceği en fazla oy %33-34 olur. chp şu an anketlerde %29-30 gibi gözüküyor, dolayısıyla chp başarısızdır demek teknik olarak kolay değil. hatta bu yönetimle hak ettiğinin çok üzerinde oy alıyor bile diyebiliriz.

      Sil
  17. sayın hocam 2008 krizinden önce fed yine böyle büyük miktarda tahvil mi alıyordu? büyük miktarda tahvil aldıklarından dolayı mı faiz oranları düştü borsa yükselmeya başladı hocam. saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2008 krizi öncesinde Fed böyle tahvil almıyor sadece para politikasını yürütmek amaçlı APİ işlemleri yapıyordu.

      Sil
  18. yoksa sayın hocam fed 2008 krizinden önce bizim gibi büyüme oranında mı para miktarını artırıyordu? friedmanın dediği gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet para miktarını yaklaşık olarak büyüme - enflasyon dinamiğine göre ayarlıyordu Fed.

      Sil
  19. Merhaba hocam,
    Kolerasyonunuz mantıklı görünüyor, bu seçimde durum ne önuda ptesi göreceğiz. Tam yazınızı okurken halk tv de Dr. Cüneyt Akman (Ekonomist) da aynı kolerasyondan bahsediyordu.

    Ama şunu merak ediyorum:

    Yerel seçimler ile genel seçimlerin en büyük farkı "aday"dı. Genel olarak, yerel seçimlerde partiden çok adaya bakılırdı. Bakılırdı diyorum çünkü bu pazar olacak seçim, "hükümet için güven oylaması", "muhalefet için iktidara gelme vizesi " olarak nitelendirilip oylar bu şekilde halktan isteniyor.

    Şimdi bu kolerasyondan, mart 2014 seçimleri öncesi artan siyasi kutuplaşma-çekişme'nin ve son dönem davalar, tapeler, restleşmeler, suriye olaylarının etkisini ayrıştırıp sadece "büyüme ve oy oranı" ilişkisini ortaya dökebilirsek ancak kolerasyon mantıklı olur diye düşünüyorum. Aksi takdir de bunun adı "sahte kolerasyon, (bkz. wikipedia)" olur. Çünkü birlikte değişme nedensellik açıklamasi için gereklidir ama yeterli değildir. Yanlızca bu durum için ipucu niteliği taşıyabilir.

    >> Ekonomiyi en baside indirip ilişkileri tanımları bu sekilde aktarmanız ben dahi tüm okurlarınız için memnuniyet yaratıyor. Bunun için ne kadar teşekkür etsek az. Ama bazı konularda "ek olarak meraklısına" gibi "az biraz" daha teknik ayrıntı ve çözümlemelere girseniz zamanla bizde alışır ve ekonomiyi daha net yorumlayabiliriz diye düşünüyorum.

    Tüm emeğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama bu dediğiniz etkileri ayrıştırmak ancak büyük çaplı anket uygulayarak yapılabilir.

      Sil
  20. Merhaba Hocam,

    konu ile alakasız olacak ama bu gün yayınlanan bir tebliğde '' Zorunlu karşılıklara Merkez Bankasınca tespit edilen usul ve esaslara göre faiz ödenebilir.'' denmektedir. bilmiyorum inceleme fırsatınız oldu mu.
    daha öncesinde zorunlu karşılıklara faiz verilmesi gibi bir uygulama yoktu bu değişiklikle (anladığım kadarıyla) artık bankaların ayırmış olduğu zorunlu karşılıklara merkez bankası faiz vermeye başlayacak.
    eğer anladığım şekilde ise aradaki sebep sonuç ilişkisini kuramadım.
    1- zorunlu karşılık ayırmak için teşvik gibi değerlendirsek karşılıklar zaten zorunlu teşvik verilecek bir husus yok.
    2- başbakan bankaların faaliyet dışı gelir elde etmesi konusunda takık durumdayken bunun bankalara yapılan gelir arttırıcı basit bir kıyak olarak görmek çok mantıklı gelmedi yoksa sadece hükümetin seçim öncesi sermayeyi mutlu edecek bir seçim yatırımı olarak mı görmeliyiz?
    arada bir sebep sonuç kuramazken bunun enflasyonu tetikleyici bir uygulamadan başka bir şey olarak nitelendiremiyorum. konuya nasıl bakmalıyız nasıl analiz etmeliyiz hocam?

    cevabınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden bankalara TCMB'ye yatırdıkları zorunlu karşılıklar için faiz ödenirdi. Bu uygulama yanılmıyorsam 3 yıl kadar önce kaldırıldı ve faiz ödenmemeye başladı. Her iki yönde de uygulamalar mevcut. Bu açıklama dikkat ederseniz borsa ve faizler üzerinde olumlu etki yaptı. Seçim öncesinde bu açıklamanın MB tarafından yapılması ilginç.

      Sil
    2. Kur ve risk artışı nedeniyle artan kredi faizlerinin büyüme üzerinde oluşturduğu baskıyı biraz azaltmak ve bankalara kredi buyumesi için alan sağlamak olarak değerlendirebilir miyiz peki hocam?

      Sil
  21. hocam 1929 ve 1973 krizlerinden sonra parasal genişlemeye gidilmiş midir yoksa sadece 2008 krizinden sonra mı olmuştur bu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O dönemlerde para politikasının bu kadar etkin kullanımından ziyade maliye politikasının etkin kullanımı söz konusuydu. Ayrıca o dönemlerde Dolar altın karşılığı basıldığı için para arzını kolayca artırmak mümkün değildi. O nedenle o dönemlerde ağırlıklı olarak vergi indirimleri ve harcama artışlarına gidilmiştir.

      Sil
  22. Hocam TCMB'nin aldığı yeni karar yani zorunlu karşılıklara faiz ödemesi bankacılık sektörü açısından olumlu görünüyor.Hocam peki bu karar neticesiyle dolar kotasyonunda TL'nin değer kazanmasını nasıl açıklayabiliriz?Yani bankalar MB'den daha ucuza para bulabildikleri için ve bununla birlikte mevduat faizlerinde artış sağlandığından yabancılarda bu faizi cazip gördülerinden dolayı mı TR'ye döviz girdi ve TL bir anda değer kazanmaya başladı?

    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen ülkeye döviz girişinin dışında da kurlar düşebilir. Bankaların karlarında artış ortaya çıkması olasılığı borsada banka hisselerini yükseltince tahvil bonodan hisse senedine kayışlar olmuş olabilir. Henüz sayılar elimizde yok.

      Sil
  23. Hocam bir cok yazar ozel sektor borcunun devlet garantisinde oldugunu yaziyor bunun dogrulu var midir? Tercihlerde en buyuk etken ekomomik nedenlerdir diye dusunuyorum ve ekonomi cok iyi balonu patladiginda duzenin bozulacagi kanaatindeyim.Tespitiniz icin tesekkurler , iyi ki varsiniz hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun doğruluğu yok. Hazine, devlet adına garantiyi kamu kurumlarına verebilir. Özel kesim garanti altında değildir.

      Sil
  24. Hocam, sizin olduğunu araştırdığınız korelasyon sanırım doğrulandı. 28 Martta buradaki verilerle basit bir otan-orantı hesabıyla AKP'nin ülke genelinde %45 oranında oy alacağı sonucuna ulaşmıştım. Seçim sonuçları da gösteriyor ki AKP en fazla %45 alacak (gibi). Kanaatimce korelasyon doğrulandı.

    YanıtlaSil
  25. Hedef 2023 %200 büyüme ama oy oranları %100 olmaz. Bu ülkedeki %20 lik azınlık ekonomiden anlamaz değil mi hocam ?

    YanıtlaSil
  26. Eğer Finansman ihtiyacınız mı?
    Eğer İş veya Kişisel Kredi ihtiyacınız var mı?
    Eğer şirket yeniden finanse etmek isteyen musunuz?
    Firmamız Amerika Birleşik Devletleri'nde dayanır.
    Biz herhangi bir birey ve şirket kredi vermek
    % 3 faiz oranı yıllık.
    Daha fazla bilgi için, E-posta adresi:

    andersonloanworld@hotmail.com

    YanıtlaSil
  27. Eğer Finansman ihtiyacınız mı?
    Eğer İş veya Kişisel Kredi ihtiyacınız var mı?
    Eğer şirket yeniden finanse etmek isteyen musunuz?
    Firmamız Amerika Birleşik Devletleri'nde dayanır.
    Biz herhangi bir birey ve şirket kredi vermek
    % 3 faiz oranı yıllık.
    Daha fazla bilgi için, E-posta adresi:

    andersonloanworld@hotmail.com

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!