Okuduğum Kitaplar
Capital in the Twenty
First Century, Thomas Piketty (henüz Tükçe çevirisi yok)
Kapitalizmin ve onun ana dayanağı olan sermayenin kavramsal,
kurumsal ve ideolojik değerlendirme ve eleştirisini Karl Marx Das Capital’de ve
diğer eserlerinde ayrıntılı olarak yapmıştır. Kuşkusuz bu eleştiri 19. yüzyılın
yani sanayi kapitalizminin yeni doğduğu ve gelişmeye başladığı dönemin
kapitalizminin eleştirisidir. O zamandan bu zaman işin özü çok az değişse de öz
dışında değişen çok şey oldu. Kapitalist sistemin üzerine oturduğu sömürü gibi
olgulardan bazılarında iyileşmeler, bazılarında ise yalnızca şekil
değişiklikleri ortaya çıktı. Piketty bu kitabında çerçeveyi gelir dağılımı
eşitsizliği üzerine kuruyor. Kapitalist sistemin günümüzde önemsiz bir olguymuş
ya da gelir artışı devam ettiği sürece ileride kendiliğinden düzelecekmiş gibi
göstermeye çalıştığı gelir dağılımı eşitsizliği kitabın en önemli teması. Bence
en önemli önermesi de şu: Gelir artarsa gelir dağılımı düzelir tezi yanlıştır.
Doğrusu gelir dağılımı düzelirse gelir artar önermesidir. Bu değişikliği
yapmanın temel yolunun vergiden geçtiğini söylüyor Piketty. İyi bir vergileme
ve bunun sonucunda düzeltilebilecek bir gelir dağılımıyla kapitalizmin yaşatılabileceğini
ileri sürüyor. Vardığı sonuçlara ve getirdiği kimi önerilere katılmasam da okunması
gerekten bir kitap olduğunu düşünüyor ve öneriyorum.
Demir Taht, Nesrin Baytok (Bilgi Yayınevi)
Hititler üzerine yazılmış benim iki öykü kitabım (Anitta’nın
Laneti ve Hattuşa’dan Kaçış), Ahmet Ümit’in Patasana’sı ve Birgit Brandau’nun
Kadeş Galibi dışında başka roman ve öykü kitabı var mı bilmiyorum. Olsa
bilirdim herhalde. Hititlerle ilgili yeni bulgular ortaya çıktıkça konuya ilgi
de artıyor. Son örnek Nesrin Baytok’un Demir Taht adlı romanı. Baytok, Büyük
Kral Hattuşili ile Kraliçe Puduhepa’nın yaşamı ve aşkından hareketle son
derecede akıcı ve sürükleyici bir Hitit romanı yazmış. Bu romanı tarihle
ilgilenenlere ve edebiyat sevenlere hararetle öneriyorum.
Keynes ve
Keynesçilik, Pierre Delfaud (Dost Kitabevi Yayınları)
Yirminci yüzyılın en önemli bilimsel çıkışlarından birisi
olarak kabul edilen Keynesyen devrimin ekonomiye getirdiklerini ele alıp
anlatmayı amaç edinen kitap bu büyük iktisatçının yaklaşımlarını anlayabilmek
için iyi bir rehber niteliği taşıyor. Buna karşılık kitapta anlatılanları
anlamak için belirli bir ekonomi bilimi kültürüne sahip olmak gerekli
bulunuyor. Bir başka ifadeyle kitap öyle ele alınıp su gibi okunup kolayca
anlaşılabilecek bir kitap değil. İktisatçılara ve bu alanda öğrenim görenlere
öneriyorum.
Sağlığına Format At,
M. Barış Muslu (Doğan Egmont Yayıncılık)
Son derecede değişik, son derecede ilginç, oldukça da
şaşırtıcı bir kitap olduğunu söyleyerek başlayayım. Yazarın önceki iki kitabını
okumamıştım. Bu, okuduğum ilk kitabı. Aslında bildiğim bazı şeyleri bu kitap
sayesinde bir araya getirerek yazarın sentezlerinin doğruluğuna ikna oldum.
Hastalıkların önemli bir bölümünün travmalarla geliştiği ve dolayısıyla
çözümünün de beyinden bu travmaları silmekle olabileceğini anlatıyor. Ben de
kitabı okumadan önce hep bu tür stres ya da travmaların insanın kimyasını
değiştirdiğini ve o değişiklik sonucunda ortaya çıkan farklı salgıların
hastalıklara neden olduğunu düşünürdüm. Kitabı okuyunca benim bu görüşümden çok
daha geniş ve kapsamlı bir sentezin Muslu tarafından yapıldığını gördüm. Bu
kitabı herkes ve özellikle de günlük bazı olayları fazlasıyla dert edinip
strese girenler mutlaka okumalı.
Küresel Finansal Kriz
Sonrası Altın “Güvenli Bir Liman mı?”, M. Levent Yılmaz (Stratejik Düşünce
Enstitüsü Yayınları)
Dr. M. Levent Yılmaz’ın daha basılmadan önce benimle
paylaştığı kitabı nihayet yayımlandı. Hafta içinde buluştuk ve kahve içerken
hem bu kitap üzerine hem de genel konular üzerine konuştuk. Basılmadan önce
okuduğumda da çok beğenmiştim basılmış halini daha çok beğendim. Altın konusu
bizim toplumumuz için çok önemli konulardan birisi. Yatırımlarımızın önemli bir
ağırlığı altına bağlı bulunuyor. Ve bu gerçek, altın fiyatı düşse de çıksa da
pek değişmiyor. Dr. Yılmaz, bu incelemesinde altının küresel finans krizi sonrasındaki
durumunu ele alıyor ve halk arasında yaygın olarak kabul gördüğü gibi güvenli
bir liman olup olmadığını irdeliyor. Kitap, altın konusunu merak edenlerin yanı
sıra bu konuda araştırma yapmak isteyenler için de önemli bir referans kaynağı
oluşturacak nitelikte. Merak eden herkese öneriyorum.
Not: Financial Times'da Piketty'nin Capital in the Twenty First Century adlı kitabında kullandığı verileri amacına uygun olarak değiştirdiği iddiası çıktı. Bunun linkini de aşağıda veriyorum.
http://www.ft.com/intl/cms/s/0/c9ce1a54-e281-11e3-89fd-00144feabdc0.html?siteedition=intl#axzz32c9aruII
Not: Financial Times'da Piketty'nin Capital in the Twenty First Century adlı kitabında kullandığı verileri amacına uygun olarak değiştirdiği iddiası çıktı. Bunun linkini de aşağıda veriyorum.
http://www.ft.com/intl/cms/s/0/c9ce1a54-e281-11e3-89fd-00144feabdc0.html?siteedition=intl#axzz32c9aruII
Michael Lewis -"Flash Boys" ve Steven Levitt "Super Freakonomics" de benim tavisyelerim olsun okurlariniza Mahfi bey. Ozellikle Freakonomics serisi aslinda mikro ekonominin sokakta ve hayatimizda gercekte nasil calistigini anlamak isteyen herkes tarafindan okunmali. Iyi calismalar
YanıtlaSilTeşekkürler
SilEmeginize saglik. Siz gunde kac saat okuyorsunuz ve nasil vakit buluyorsunuz.
YanıtlaSilSaygilar
Teşekkürler.
SilDoktora yaparken günde 3-4 saat okuma alışkanlığı edindim, öyle devam ediyor. Vakit bulmak aslında birz da yaşamdan çalmaktır ve ne derece akıllıca olduğunu bilmiyorum.
Umarım sadece iktisadi kitaplar okumuyorsunuzdur, zira iktisat bildiğininiz gibi sosyal bir olgudur ve siyasetten bağımsız değildir..
SilListeden belli olmuyor mu?
SilHocam, 3-4 saat okuma alışkanlığınız bilimsel araştırmalar dahil mi yoksa bilimsel araştırmaya ayrı bir zaman mı ayırıyorsunuz? Bu soruyu şunun için sordum ben İktisadi konusunda kendimi geliştirmek için okuduğumda diğer alanlarda okuma yapamıyorum.Kısacası bunun ölçüsünü nasıl ayarlıyorsunuz..Saygılarımla
SilBaşlıkta "okuduğum kitaplar" yazinca bir kaç bin tane kitabın olduğu bir liste bekledim açıkçası :) Bunu tek tek kayda geçirmek çok zor olsada belki ilerde böyle bir çalışma yapabilirsiniz.
YanıtlaSilAslında başlık Geçen Hafta Okuduğum Kitaplar olacaktı da uzun olmasın diye böyle kısalttım.
SilOkuduğum kitapları listeleyemem herhalde.
Merhaba Mahfi Bey,
YanıtlaSilKitap önerileriniz icin tesekkür ederim. Almanya'da yasiyorum ve Bankacilik üzerine kaynak niteliginde Almanca olarak bulabilecegim iyi bir kitap ariyorum. Bu konuda umarim önerilerinizle yardimci olursunuz bana.
En icten selamlarimla.
Ne yazık ki Almanca bilmiyorum.
SilHocam berki yeri deil ama merkez bankası analatik bilonçosu analizi ile ilgili bir yazı yazmayı düşünürmüsünüz? Teşekkürler
YanıtlaSilBu konuda TCMB sitesinde çok iyi bir açıklama notu var.
Sildeğerli mahfi hocam,
YanıtlaSilzihin haritanızla ulaştığınız kitapları paylaştığınız için teşekkürler.
ülkemizin kitap okuyan ciddi bir kesiminde problem var. kitap nasıl okunur bilmiyorlar maalesef.
karışık düzen bir okuma yaptıkları için bir alana ait bir kitaptan başka bir alana geçiyorlar.
halbuki işin doğrusu merak edilen sorular belirlenmeli, kaynakça taraması yapılmalı(alandaki önemli kitapların dizin ve kaynakça kısımlarına bakılarak), nihayetinde de okuma listesi ve programı oluşturulmalıdır. anlayış kazanmak böyle olur.
zira amerikan anayasası belki 13-14 sayfadır ama içinde geçen(özgürlük vs.) gibi hukuksal kavramların anlayışına sahip olmak için bir kongre kütüphanesi kadar kitabı okumak gerekir.
bu konuda referans iki kaynak önerilebilir ve bu kitaplar sırayla okunmalıdır.
1. kitapları nasıl okumalı? mortimer j. adler/charles van doren.
2. aklın idaresi için kurallar. descartes.
saygı ve sevgilerimle.
Teşekkürler paylaşım için.
SilÇok teşekkürler hocam önerileriniz için.. Bunu daha sık yapabilirseniz eğer çok memnun oluruz =)
YanıtlaSilTeşekkürler
SilÜstat, Le Capital ne zaman çevrilecek biliyor mısunuz?
YanıtlaSilÇeviri çalışmasının devam ettiğini duydum. Sonbahara kadar çıkacak diye de bir laf işittim. Ama ne kadar doğru bilmiyorum.
SilTavsiyeler için çok teşekkürler Hocam. Umarım sık sık aynı şekilde paylaşırsınız..
YanıtlaSilEvet arada bir paylaşıyorum zaten.
YanıtlaSilOkuyor uretiyor paylasiyorsunuz size imreniyorum her isiniz gonlunuzce olsun :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, sizin de.
Silhocam esas okunması gereken kitaplar finans krizi(mahfi eğilmez), makroekonomi(mahfi eğilmez),ekonomi politikası(mahfi eğilmez) bu 3 kitabınız bana çok şey kattı gerçekten çok teşekkür ederim :) hocam izninizle bir şey sorcam kendi kitaplarınızı yazdıktan sonra yani basıldıktan sonra alıp okuyor musunuz?
YanıtlaSilTeşekkür ederim, beğendiğinize sevindim.
SilKitaplarımı basıldıktan sonra okuyorum ve yanlış, eksik var mı diye bakıyorum. Ayrıca okurlardan da bazen düzeltme önerileri geliyor onları da işaretliyorum ve bir sonraki baskıda düzelttirmeye çalışıyorum. Bir de 2 - 3 yılda bi bir daha gözden geçirip güncellemeye çalışıyorum.
hocam guzel kitaplar. benim acizane tavsiyem su olacak; bence biz temel biseyi atliyoruz. biz insanlara lisede matematik, felsefe ve mantik ogretemiyoruz. haliyle de analiz eden,sentez yapabilen, sorgulayan ve teyit eden bir yapimiz yok. dolayisiyla da her turlu yonlendirmeye ve dezenformasyona acik bir noktaya geldik.
YanıtlaSilkonuyla ilgili olarak, bilimsel yontem, felesefe ve analitik dusunce vs ile ilgili tavsiyeleriniz varsa merakla bekliyorum.
saygilarimla
Sanırım siyasetçiler (gelmiş geçmiş ve mevcut olanlar) toplumun analitik düşünmesini ve dolayısıyla soru sormasını pek istemiyor ve o nedenle de eğitimi buna göre şekillendirmiyor.
SilSözünü ettiğiniz konularda ara sıra da olsa bir şeyler karalıyorum zaten.
Felsefe ve mantık Türk siyasetçisinin gözünde hep tehlikeli konular olarak duruyor. Çünkü felsefenin (ontoloji) ilk sorusu ben kimim ve nereden geldim sorusudur. Bu soruya din kitapları dışında yanıt aradığınız anda siyasetçi gözünde işin rengi değişiyor. Bunun tersinin olduğu tek dönem 1960 - 1971 dönemidir. O dönemde de solculuk yaygınlaşıyor diye darbe olmuştu (12 Mart Muhtirası.)
söylenenlere katılıyorum.
Silöyle zannediyorum ki bilinemezciliğe de kapı araladığı için milli eğitim sistemine mantık ve felsefe yoğun bir şekilde entegre edilmemiştir.
özellikle descartes akılcılık konusunda öncüdür ve şöyle demiştir:
'...ilk başta matematik kullanılarak mantık öğrenilmeli, daha sonra ise felsefeye geçilmelidir.'
bir başka kişi bergson ise aynı konuda şöyle birşey söylemiştir:
'bilinmeyen hakikatleri öğrenmek için aklı iyi kullanmanın yolunu öğreten mantıktır.'
Dunyadaki iktisadi gundemi genel itibariyla degerlendiren yabancı bir kose yazari önerebilir misiniz?
YanıtlaSilBen tek bir yazardan izlemiyorum. Çünkü o zaman o kişinin gözüyle bakıyorsunuz. Ben dünyada olan biteni The Economist'i okuyarak izliyorum.
SilTesekkur ederim.
SilJohn Perkins - Bir ekonomik tetikçinin itirafları. 3 kitabi da birbirinden carpici.
YanıtlaSilHocam sabah 9 akşam 6 çalışıyoruz diyerek başlayacağım; ama okumaya zaman olmuyor diye devam etmeyeceğim :) Liste için teşekkürler. İstanbul'da Anadolu yakasında oturuyorum ve işe metroyla gidip gelme imkanım bulunuyor, gidiş geliş toplam 1 saat okuma zamanım oluyor, akşam da 1 saat okuyorum ve 2 saate ulaşıyorum.
YanıtlaSilMetroda arada bir ortamı gözlemlediğimde pek çok insanın tavana, cama ya da karşısında oturan bayana (erkek yolcular için, bayanların erkeğe baktığına pek şahit olmadım) bakarak yolculuğu geçirdiğini görüyorum, bu tip arkadaşlara belki bir faydası olur diye her gün en az bir gazeteyi okuduktan sonra koltukta bırakıyorum. Okumaktan başka çaremiz olduğunu düşünmüyorum, umarım kısa zamanda öncelikle kendim olmak üzere toplumumuzda okuma seferberliği yaparız.
Evet yıllar önce ilk gittiğim zaman Londra'da gördüğüm manzara buydu. Herkes metroda kitap okuyordu.
SilHocam, Piketty'nin kitabı Türkiye'ye gelince mutlaka okuyacağım.Benim merak ettiğim husus bu kadar büyük gelir dağılımı adaletsizliğine rağmen siyasal sitem (kapitalizm) nasıl ayakta kalabiliyor? Bunu geniş halk kitlelerinin örgütsüz , sermayenin örgütlü olmasına bağlayabilirmiyiz ?
YanıtlaSilEvet sanırım bir nedeni budur. Bir başka nedeni de o sistemin yerine daha iyi işleyen bir seçeneğin konulmamış olması.
SilMahfi bey yaziniz icin tesekkurler.
YanıtlaSilPiketty'nin kitabina gecen hafta baslayabildim ve su ana kadar gayet iyi gidiyor gibi.
"Vardığı sonuçlara ve getirdiği kimi önerilere katılmasam da" demissiniz, acaba bunlardan kastiniz nedir. Biraz daha netlestirebilir misiniz, kisa bir sekilde sizi de yormadan.
Ya da bununla ilgili bir elestirel (olumlu/olumsuz) yazi yazmayi dusunuyor musunuz?
Tesekkurler!
Özellikle gelirlere el koymak ve çok ağır vergileyerek gelir aktarımı yapmak gibi bir öneriye katılmıyorum. Ve buradan giderek kapitalizmin ancak bu yolla yaşatılabileceği önermesine de katılmıyorum.
SilVardığı sonuçlarda ise benim kafama yatmayan veriler söz konusuydu. Ve bunların çoğu benim bir şey yazmama fırsat kalmadan verilerde oynama yapılarak istenilen sonuçlara varıldığı şeklinde ortaya çıkarıldı.
Kitapla ilgili bir analiz yayınlamayı düşünüyordum ama itibarını oldukça kaybettiği için vazgeçtim.
Mahfi bey, yanitiniz icin de tesekkurler.
SilPiketty elindeki verileri ortaya koyarak bir soylemi test etti, veriler kusurluydu kusursuzdu, bunun birinci elden arastirmasini yapamadim henuz. Financial Times ise yayinlanan bir makalede Piketty'nin isine gelen verileri aldigini, bir kismini da yanlis kaynaktan topladigini soyleyerek bir elestiride bulundu. Ben Piketty'nin soylediklerinin, yani gozlemsel olarak, gelir esitsizliginin artmasi konusunda hakli oldugunu dusunuyorum. Ancak sonuclarinda acikladigi yontemler komik. Keske gercek bir bilim insani gibi en iyi bildigi konularda cikarimlarini yapip, verileri uzerinden aciklamalar yapsaymis sadece. Cunku simdi daha ziyade bir fanatigin haykirislari gibi cozum onerileri siralayarak kendini basitlestirmis.
Tekrardan tesekkurler!
Mahfi Bey, siz yine de Piketty'nin "itibarını kaybedip-kaybetmediği" iddialarını temel alarak, kitap hakkında kendi analizinizi yayınlamaktan vazgeçmeyin.
SilSizin nasıl bir akademik hüviyete sahip olduğunuzu; günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş "objektiflik" kelimesine ne kadar önem verdiğinizi bilen okuyucularınız/takipçileriniz olarak analizinizde; kitabın sağlam gördüğünüz taraflarını da, sisli gördüğünüz taraflarını da yazacağınıza eminiz.
Piketty'nin gerçekten düzenbazlık yapıp-yapmadığını zaman gösterecek. Fakat medyada dönen haberler; kendisini ve dolaylı olarak "gelir dağılımı adaletsizliği" konusunu puslu hâle getirmek için, piyasaya kasten sürülen karalama kampanyaları da olabilir! Bu konuda da emin değiliz!
Mesela o meşhur "eko-diyalog" ekibi bir araya gelse; [Karl Marx ↔ Sadun Aren ↔ İdris Küçükömer ↔ Nail Satlıgan] zincirini izleyerek; günümüz Türkiye'sine "Das Kapital"in ortaya attığı teoriler uygulanabilir mi?-uygulanamaz mı?, diye bir fikir kitabı yazsa; size de herhalde "Bırakın akademisyenliği, çıkarın ekonomist cüppenizi; parti kurun, girin siyasete ve alın boyunuzun ölçüsünü!" diye karşı çıkanlar olacaktır herhâlde!
Madalyonun diğer yüzü "bloomberg.com"da ise, sağ ideolojilere meyilli "Manhattan Institute for Policy Research" adlı kurumda iktisatçı ve bir Piketty eleştirmeni olan "Scott Winship" fikrini şu şekilde beyan etmiş:
Bizzat kendi parmakları ile twitter hesabında yazmış: https://twitter.com/swinshi/status/469915763223326720
23 Mayıs 2014: "I've spent time with Piketty U.S. wealth ineq spreadsheet and LOTS of time with his income data. He's not up to funny business."
Kaynak 1 (İngilizce): http://www.bloomberg.com/news/2014-05-26/piketty-rejects-ridiculous-allegations-of-data-flaws.html
Kaynak 2 (İngilizce): http://www.alternet.org/economy/thomas-piketty-financial-times-criticism-my-book-ridiculous
Kaynak 3 (İngilizce): http://www.economist.com/blogs/freeexchange/2014/05/inequality-0
Winship'in açıklamasının önemli bir bölümü:
Kitap hakkında [özellikle Piketty'nin kullandığı veri setinde hata var mı?-yok mu? Ya da Piketty kullandığı veri setlerini bile bile saptırmış mı?-saptırmamış mı?] ortaya atılan iddialar, Piketty'nin tezini o büyük dönemeç olan; "doğru mu? - yanlış mı?" sorunsalına getirecek kadar kuvvetli değil. Herkesi bir kenara bırakalım, benim gibi kendisinin araştırmalarını-raporlarını-kitaplarını vs. en ince ayrıntısına kadar inceleyen bir iktisatçı için bile; "Piketty'nin -etik olmayan!- bir eyleme yöneldiği..." şüphesi aklıma/aklımıza gelen en son şey olur. Piketty kendi araştırmalarında, kendi kitaplarında kullandığı veri setlerini her zaman topluma açık-ulaşılır tutmak hususunda; kalibresinde olan diğer bir çok meslektaşı ve/veya ekonomi ile bir şekilde ilintisi olan profesyonelden daha titizdir...
Kitap hakkında detaylı analizinizi sabırla bekliyoruz Mahfi Bey (ve hatta paragraflarınızdan birini; kitapta anlatılan çözüm modellerinin Türkiye ekonomisinde de uygulanabilirliği olur mu?-olmaz mı?, diye yorumlarınızı yazarsanız daha çok memnun olacağız)...
Sabah masama oturur oturmaz sayfanızı okumak alışkanlığım oldu. Her yazınızı merak ve heyecanla okuyorum, bu defa ne öğrenirim diyerek... Geçen yıl sınav sürecinde yazılarınızdan inanılmaz faydalandım, girdiğim klasik sınavı kazanıp senelerdir istediğim kurumu kazandım, ve bunda sizin payınız çok fazla! teşekkürler hocam....
YanıtlaSilMahfi Bey,bugün eski Fed Başkanı Alan Greenspan'in "Türbülans Çağı" adlı kitabının siparişini verdim.Kitap hakkında detaylı bilgiye sahip değilim ancak internetten edindiğim kadarıyla satın almaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.Daha önceleri de sizin önermiş olduğunuz bir kaç kitabı da almıştım.(Ekonomi Politikası adlı kitabınız,Sayın Gülten Kazgan ve Ted Walther'ın kitapları).Amacım, hem ekonomi bilgimi ezbere değil de anlamaya yönelik bir şekilde temele oturtmak hem de günümüzde gelişen en son ekonomik gelişmeleri de yakından takip etmek Mahfi Bey.Sizin "Türbülans Çağı " adlı kitap hakkındaki değerli görüşlerinizi almak isterdim.Teşekkür eder saygılar sunarım.
YanıtlaSilÜlkemizde kitap okuma ortalaması on yıl da bir iken Japonya da yılda yirmi dört, her gün saatlerce gereksiz ekran zamanı harcamak yerinde günde bir saat okumaya ayırılsa ülkemiz başka bir yer olur...
YanıtlaSilSelamlar saygılar....