Siyasal Ekonomi ve Davranışsal Ekonomi

Ekonomi bilimi ilk kez bilimsel bir çerçevede ortaya atıldığında adına siyasal ekonomi (İngilizcede political economy) denmişti. Siyasal ekonomi denmesinin nedeni bu yeni bilim dalının siyasetle ve içinde bulunduğu sistemin ideolojisiyle iç içe konumda bulunmasıydı. Her siyasal sistemin ayrı bir ekonomi bilimi vardır. Evrenselliği konusundaki en önemli eleştiri de buradan gelir zaten. Kapitalizmin ekonomi bilimi ayrıdır, sosyalizmin ekonomi bilimi ayrıdır.    

Siyasal ekonomiye, ekonomi (İngilizcede economics) denilmesi Alfred Marshall ile başladı. Marshall’a kadar yazılan bütün ekonomi kitapları siyasal ekonomi adını taşırdı. Matematiksel analizi ve psikolojiyi ekonomi bilimine birer analiz aracı sokan Marshall, ekonomi biliminin artık ideolojiden soyutlandığını ve fizik (physics) gibi matematik (mathematics) gibi bir bilim haline dönüştüğünü ve dolayısıyla ekonomi (economics) adını almayı hak ettiğini düşünmüş olmalı.   

Oysa Marshall bu düşüncesinde haklı değildi. Ekonomi, her ne kadar matematik ile aşırı derecede desteklenir olsa da, her ne kadar birçok kavramını fizik biliminden devşirmiş olsa da hiçbir zaman bir ideoloji bilimi olmaktan dolayısıyla da siyasetin etkisinden uzaklaşamadı. Bugün okullarda okutulan, tartışmalara temel oluşturan, çeşitli konuları hepimizin gözümüz kapalı olarak üzerinde konuşabildiğimiz bir çerçevede sunan ekonomi bilimi kapitalist sistemin ekonomik yapısı üzerine kurulu bir bilimdir.

Neoklasik ekonomi teorisi tam olarak kapitalizmin kabulleri üzerine oturur: (1) İnsanlar rasyoneldir dolayısıyla en doğruyu ve kendilerine en fazla yararlı olanı seçerler. (2) Piyasa sistemi rasyonelliğin ve en yararlının öne çıkmasına yol açar. (3) Piyasa sistemi bütün dengeleri kendiliğinden en iyi düzeyde oluşturur (görünmez el teorisi.) (4) Karşılıklı ticaret herkesin refahını artırır (Ricardo’nun karşılaştırmalı üstünlükler teorisi.)

Belki 50 yıl öncesine kadar bu kabullerin doğruluğunu pek tartışmayan iktisatçılar bunların bu doğruluğunu giderek daha fazla sorgular oldular. Her gün yanıtlanması daha zor yeni sorular geliyor gündeme. İnsanlar gerçekten rasyonel mi? Bütün kararlarını kendilerine en fazla yararlı olan seçeneği tercih ederek mi alırlar? Piyasa sistemi rasyonelliği ve en yararlının öne çıkmasını sağlar mı? Ekonomideki dengeler, kendiliğinden en iyi biçimde kurulur mu? Ticaret gerçekten herkesin refahını artırır mı? Yanıtlarımız olumluysa kapitalist sistemin sürekli içine düştüğü bu krizler neyin nesi? Eğer ekonomi bilimi ideolojiden soyutlanmışsa niçin bu krizleri önleyemiyor?

Bugün bu soruların yanıtını ekonomi bilimi tek başına veremiyor. O nedenle her geçen gün psikoloji, ekonomi bilimine ve özellikle mikroekonomiye daha fazla giriyor. Son yıllarda bu çerçevede geliştirilmiş olan ayrı bir ekonomi yaklaşımı ortaya çıktı: Davranışsal ekonomi.

Alfred Marshall ve neoklasik okulun kurucularının yaklaşımlarını önceki dönem ekonomi yaklaşımlarından ayıran en temel özellik onların psikolojiyi ekonomiye monte ederek olaya yaklaşmış olmalarıydı. Bütün mesele bu montajın doğru yapılmış olup olmadığında yatıyor. Çünkü Marshall ve neoklasiklerin psikolojiyi monte ettikleri ekonomi bilimi, bütün iddialarına karşın siyasetten ve ideolojiden soyutlanmış değildi.

Son yıllarda ekonomiyle psikolojiyi bir arada ele almaya yönelmiş olan davranışsal ekonomiye sürekli katkılar, eklemeler yapılıyor. Ve yine son yıllarda Nobel Ekonomi ödüllerini bu alanda çalışan iktisatçılar topluyor.

Şu aralar okuduğum kitaplardan birisi Devrim Dumludağ, Özge Gökdemir, Levent Neyse ve Ester Ruben’in hem yazarlık yaptığı hem de diğer yazarların yazdıklarını derlediği İktisatta Davranışsal Yaklaşımlar adlı kitap. Bildiğim kadarıyla bu alandaki ilk Türkçe kitap. Son derecede iyi hazırlanmış bir çalışma. Davranışsal ekonomiyi merak edenlere, kullandıkları ekonomik araçları ve yapılan analizleri sorgulayanlara ve ekonomi konusuyla ilgilenenlere bu kitabı okumalarını öneriyorum (İktisatta Davranışsal Yaklaşımlar, İmge Kitabevi, Ankara, Kasım, 2015.)

Yorumlar

  1. Kalkınma İktisatçısı Peoke tarafından yapılan araştırmaya göre gelişmişte olan ekonomilerdeki bireyler homo ekonomikus davranışı göstermiyor. Ancak gelişmiş ekonomilerde bu durum söz konusu değil zaten koca koca villalar yaptırıp bir misafir odası yaptırmayı akıl edememek buna işaret ediyor.

    YanıtlaSil
  2. https://en.wikipedia.org/wiki/Want

    If you belive in secular World than human wants are unlimited but what if you belive in non secular World ? ;)

    YanıtlaSil
  3. Hocam sık sık estağfurullah kelimesini kullandığınızı görüyorum. Ben sizi ateist bilirdim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlara takılmayın. İnsanların nereli olduğu, neye inandığı değil ne yapıp yapmadığıdır önemli olan.

      Sil
    2. Hocam sinirlerinize hakim olmak için bir eğitim aldınız mı? Bu konuda yüksek lisans falan yaptınız mı acaba?

      Sil
    3. Yaşlanma deneyim artışı demek. İnsan yaşı ilerlerken o kadar çok şey yaşıyor ve görüyor ki sinirlerini denetlemeyi kendiliğinden öğreniyor. Ayrıca bir eğitime gerek yok. Belki genç yaşlarda öyle bir eğitim gerekli olabilir.

      Sil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunun temelini gorememissiniz. Popilist politikalara tamah olan halkin aslinda cok da rasyonel olmadigi gercegi var. Birisi size durduk yere 100 TL uzatsa sebebini sormadan kabul ediyorsunuz, ve hemen gidip kosedeki markette sonuna kadar harciyorsunuz. Bu rasyonel bir hareket degil ancak modern ekonomi insanlarin rasyonel oldugunu kabul ederek isliyor. (ABD'de mortgage krizi bunun en onemli gostergesidir. Ekonomistler, insanlarin ev fiyatlarini ince eleyip sik dokuyarak belirlediklerini dusunuyordu, ama oyle olmadigi kagit ustunde islerine gelince anlamsiz hareket ettiklerini gorduler, bir iki kisi yapsa neyse ama milyonlarcasi yapinca sorunun sistemde oldugu anlasiliyor.)

      Sil
  5. "The Endless River" yayınlanalı 385 gün oldu.

    "Amused to Death" remastered olarak tekrar yayınlanalı 123 gün oldu.

    "Rattle That Lock" yayınlanalı 69 gün oldu.

    Albümleri dinlediniz mi?

    Fikirlerinizi okumayı çok isterim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Albümleri biliyorum ve dinledim. Pink Floyd sevip izlediğim bir grup. David Gilmour'un Rattle That Lock'ı içlerinde en beğendiğim.

      Sil
  6. Hocam merhaba. Davranışsal İktisatla yakından ilgileniyorum. Bu konuda daha fazla kaynak önermeniz mümkünmüdür ? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir kaç kaynak vereyim:
      http://www.federalreserve.gov/pubs/feds/2014/201443/201443pap.pdf
      http://www.cmu.edu/dietrich/sds/docs/loewenstein/BehavioralEconomics.pdf
      http://www.nowandfutures.com/d2/BehavioralEconomics(conventional)ribe239.pdf

      Sil
    2. Teşükkür ederim Hocam, verdiğiniz kaynaklardan çok yararlandım ben

      Sil
  7. hocam kapitalizmin oldugu yerde mi demokrasi var yoksa kapitalizmin olmadigi yerdemi demokrasi var. gelismis ulkelerde demokrasi daha iyidir diyorlar o zaman ABD INGILTERE gelismis ulke olduguna gore demokrasileri iyiyse burda bir celiski dogmazmi ikiside kapitalist ülkeyse demokrasileri nasil iyi oluyor.kapitalist kan emiren vampir gibidir.senden olanida senden almaya calisiyor.Dolayisiyla davranissal ekonomi kapitalizmin ekmegine ne kadar yag sürüyor.Ortaya atilan teorilerin hepsi kapitalizmi çükertemedi daha da ilerletmeye calisti.Anayasal iktisat kapitalizmin karsisinda ne kadar etkili olabiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demokrasi ve ifade ozgurlugu ile ekonomik sistemi nasil ayni kefeye koyabilirsiniz? Teki nasil alis veris yaptiginizi duzenliyor, teki 'bunun fiyati cok pahali, sen beni kazikliyorsun' diyebilmenizi duzenliyor. Bu ikisi ayni anda da calisabilir, farkli farkli da calisabilir. ABD ve Ingiltere ifade ozgurlugu ve demokrasiyi en onemli degerlerinden birisi olarak gorur, kapitalizmi degil. Kapitalizm ekonomik bir modeldir, siyasi bir model degildir. Onlar serbest piyasa ekonomisinin, demokrasinin guvencesi olarak goruyorlar. Temellendirdikleri seyler dogrudur ancak pek tabi sosyalizm ve demokrasi bir arada olabilir. Ancak sunu unutmamak gerekir ki bir milleti ileri goruten demokrasidir, ekonomik modeli degil. Sovyet Rusya'nin yikilmasi demokratik bir siyasal rejiminin olmamasiydi, ABD'yi guclu tutan ise demokrasi ve ifade ozgurlugunu her zaman ana felsefesi olarak gormesidir.

      Sil
  8. Hocam yeni makaleniz her zaman ki gibi ufuk açıcı ve keyifli olmuş. Elinize sağlık.
    Değerli Hocam bence insanların kararlarını etkileyen şey kararın sonuçlarını görme vadesidir. Bir kararın kısa ve uzun vadeli sonuçları vardır ve birçok insan her ikisi açısından değerlendirme yapmıyor. Kısa vadede borç almak ve bunu harcamak kişisel refahı ve konforu arttırdığı için cazip gelse de uzun vadede bir borç krizine dönüşüp irrasyonel bir karar olduğu ortaya çıkabiliyor. Türk ekonomisinin durumu buna güzel bir örnek değil mi? Hep bahsettiğiniz yapısal dönüşümlerin kısa vadeli sonuçları halkımızın muhtemelen hoşuna gitmeyeceği şeyler olacaktır ama uzun vadeli sonuçları ise yararınadır. İnsanlar sadece bekleyemiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Aynen dediğiniz gibi. İnsanlar ancak bir şeyleri kaybettiğinde razı oluyor yapısal reformlara. Oysa çok güzel bir Çin sözü var: 'Güneşli havada temizlemelisin yağmur oluklarını'

      Sil
  9. Merhaba hocam, Devrim hocadan üniversite yıllarında çok faydalandim. Sizin takdirinizi de kazanması gösteriyor ki çalışan azim eden hep takdiri alıyor. Umarım sizler gibi olabilirim. Kitabı çok beğendim benden öte sizinde begenmeniz daha ayrı elbette yazı yine çok aydınlatıcı olmuş, emeginize saglik hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten çok iyi bir kitap. Bu alanda şimdilik tek.

      Sil
  10. Hocam Hakan Özerol Bey'in Davranışsal Finans isimli bir kitabı var, tam olarak aynı kavramlar olmasa da bu kavrama paralel içerikte diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biliyorum ama benzer bazı analizlere yer verseler de ikisi farklı alanlar. Tıpkı Ekonomi ile Finansın farklı olması gibi.

      Sil
  11. Hocam konuyla alakali degil ama merak ettigim icin soruyorum. Rusya ile yaşadığımız kriz karşılıklı ekonomik yaptırımlar durumunda hangi taraf daha fazla negatif anlamda etkilenir. ( köşe yazarlarının objektif olmayan ve bilgi sahibi olmadan yaptıkarı açıklamalardan sıkıldım )

    YanıtlaSil
  12. Tabi ki Turkiye daha fazla etkilenir. Turkiye dogalgaz ithal etmeye mecbur ve Rusya gazi keserse ayni miktarda gazi baska biryerden bulmak zor ve bulsaniz bile cok daha pahaliya gelir (Cezayir den gelen sivilastirilmis gaz gibi). Oysa Rusya yas meyve sebzeyi ve digger sanayi mallarini her yerden alabilir. Ayrica Rusyadaki insaat isleri vs durursa Turk firmalari ayni Libyadaki gibi cok zorlanir. Rus Turist gelmezse yerine koyabileceginiz baska Turist yok (belki bir miktar arap turist). Her durumda Turkiye zararli cikar. Zaten zararli cikmaya basladik bile.

    YanıtlaSil
  13. Hocam felsefe ile ilgilendiğinizi okudum, bu nedenle bir konuda yorumunuzu merak ediyorum.

    Sizce modern insanın davranışlarını açıklamak konusunda, Epicurus' un görüşleri mi daha geçerli yoksa Aristotle' ın mi ?

    YanıtlaSil
  14. Hocam,
    Yeni hükümeti (kabineyi) ve açıkladığı hükümet programını siyasal ve davranışsal ekonomide nasıl değerlendirirsiniz?

    YanıtlaSil
  15. Hocam şu Rusya krizini ve ekonomiye olası etkilerini yorumlamanızı bekliyoruz.

    Bu şu aşamada hiçbir türlü değerlendirmede gözardı edilebilir bir konu değil ve biraz daha objektif değerlendirmelere ihtiyaç var.

    Bu tip bir değerlendirmeyi ntv'de yapmanızı beklemiyorum ama blogunuzu takip edenlere daha rahat düşüncelerinizi ifade edebileceğiniz bir yazı yazabileceğiniz kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
  16. Sevgili Hocam,
    Okumus olabilirsiniz tekrar hatirlatmak isterim.
    Bu konuda su ana kadar okudugum en degerli kitaplardan biri Akerlof & Shiller in " Animal Spirits" adli calismasidir.
    Selamlar

    YanıtlaSil
  17. Hocam , Ekonomi Bilimi hakkında araştırmaya yeni başlayan bir kişiye hangi kitapları okumasını önerirsiniz ?

    YanıtlaSil
  18. Hocam Merhaba,
    genelde iktisat kitapları da okurum ama tavsiye ettiğiniz kitabı bir kitabevinde inceledim. dili, anlatımı biraz ağır geldi sanki. ben biraz daha psikolojiye yer vermişler diye düşünmüştüm ama iktisadi analiz kısmı daha ağır basıyor sanırım. Yine de tavsiye eder misiniz? yoksa daniel kahneman'ın kitabı daha mı iyidir?
    bilgilendirirseniz bizleri seviniriz.
    çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  19. Merhaba hocam,
    İzninizle size eğitim hakkında aklıma takılan bir soru sormak istiyorum.
    Lisansımı Türkiye'de ekonomi üzerine yaptım ve yüksek lisans için Avrupa'ya gitmeyi düşünüyorum. Psikoloji alanına ilgim olduğu için yüksek lisansımı davranışsal iktisat alanında yapmayı düşünüyorum. Sizce bu bölüm iş imkanı açısından nasıl? Bu alanın bana iş hayatı açısından bir katkısı olur mu?
    İyi günler dilerim.

    YanıtlaSil
  20. Hocam Merhaba, Davranissal Iktisat alaninda yuksek lisans yapmayi dusunuyorum. Hangi universiteyi tavsiye edersiniz bu konuda? (Bu arada Iktisat fakultesi mezunuyum.) Tesekkurler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!