Fed'in Modası Geçti

Merkez Bankası sadeleştirme için nereye bakacak?
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), 22 Aralık’ta toplanmadan önce yetkili ağızlardan para politikası uygulamasının sadeleştirileceği, para politikasında ortodoks uygulamalara geri dönüleceği, faiz sayısının azaltılacağı yolunda açıklamalar yapılmıştı. Bu açıklamalar çerçevesinde piyasada oluşmuş bulunan beklenti, gecelik borç alma ve politika faizinin artırılacağı buna karşılık gecelik borç verme faizinin düşürüleceği biçimindeydi. Ne var ki toplantıdan çıkan karar, beklentilerin tersine, faizlerin değiştirilmemesi yönünde oldu.

Toplantı sonrasında açıklanan PPK Kararında şöyle bir ifade yer alıyor: “Kurul, küresel para politikalarındaki normalleşmenin başlaması ile birlikte oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması halinde önümüzdeki toplantıdan itibaren para politikasındaki sadeleşme adımlarına başlanabileceğini değerlendirmiştir.”

Demek ki PPK piyasalardaki oynaklık (volatilite) düşüşünün kalıcı olup olmadığına bakarak Ocak ayında para politikasını sadeleştirme konusunda adım atıp atmamaya karar verecek. Bu aşamada bir soru geliyor akla: Acaba PPK, piyasalardaki oynaklık düşüşünün kalıcı olup olmadığını neye göre belirleyecek? Bu sorunun yanıtı da Merkez Bankası yetkililerinin 23 Aralık’ta banka ekonomistleriyle yaptığı toplantıda yanıtlanmış. Banka ekonomistlerinin toplantı sonrasında yazdıkları yorumlardan, Merkez Bankası’nın oynaklık ölçüsü olarak VIX endeksi ve MOVE endeksine bakacağını açıkladığı anlaşılıyor.

VIX Endeksi
Volatilite Endeksi (Volatility Index - VIX endeksi), hisse senedi piyasalarının 30 günlük süre içindeki oynaklık beklentisini gösteren bir endekstir. İlk kez 1993 yılında Şikago Opsiyon Borsası (CBOE) tarafından oluşturulmuştur. CBOE VIX endeksi, S&P 500 endeksi üzerine yazılan opsiyonların  zımni volatilitesinden hesaplanarak piyasanın volatilite beklentisini ölçmeyi amaçlamaktadır. Endeks, geniş anlamda piyasanın risk algılamasını ölçmeye yaramaktadır. Nasdaq 100 ve Dow Jones Industrial Average endeksleri üzerine kurulu VIX endeksleri de olmakla birlikte en çok kullanılanı CBOE VIX endeksidir.

VIX endeks değeri 30’dan yüksekse oynaklık yüksek ve dolayısıyla yatırımcıların gelecek korkusu fazla demektir. VIX endeks değeri 20’nin altındaysa piyasalarda volatilite düşük ve yatırımcıların geleceğe bakışı korkusuz demektir.

CBOE VIX endeksi bu yazıyı yazdığımda 18 dolayındaydı.

MOVE Endeksi
MOVE Endeksi (Merrill Option Volatility Expectations Index) Merrill Lynch yatırım bankası tarafından geliştirilmiş bir oynaklık beklenti endeksidir. Endeks, ABD Hazine tahvillerinin 30 günlük süre içindeki oynaklığına ilişkin piyasa tahminlerini yansıtır. Bir anlamda hisse senetlerine dayalı VIX endeksinin ABD Hazine tahvillerine dayalı halidir. Nasıl ki VIX endeksi yükseldikçe hisse senetleri piyasasında volatilite ve dolayısıyla risk beklentisi artıyorsa MOVE endeksi yükseldikçe tahvil piyasasında riskler ve volatilite artıyor demektir.

Sonuç
Bugüne kadar piyasa Fed’e odaklanmıştı. Fed faizi artırırsa Merkez Bankası da muhtemelen sadeleşme, ortodoks politikaya dönme, faiz sayısını azaltma gibi konularda adım atacak diye düşünülüyordu. Merkez Bankası da geçtiğimiz haftalarda hep bu yönde açıklamalar yapmıştı. Sonunda Fed faizi artırdı ama bizim Merkez Bankası sadeleşme konusunda top çevirmeyi tercih etti. Bu kez çok daha belirgin bir söz veriyor ve VIX ve MOVE endekslerindeki gelişme doğrultusunda sadeleşme adımları atacağını açıklıyor. Piyasa şimdi göz kulak kesilip bu iki endeksi gözetlemeye başlayacak. 19 Ocak 2016 tarihindeki PPK toplantısına doğru piyasa uzmanları bu iki endeksin nabzını tutacaklar.

Ya Fed’e bakıyoruz veya Amerikan S&P Hisse senedi piyasasındaki VIX endeksine ya da Amerikan tahvillerinin volatilitesini ölçen MOVE endeksine. Tabii oralara bakmaktan buradaki enflasyonun ne olduğunu görmeyi ihmal ediyoruz ve yıllardır yüzde 5 olarak hedeflediğimiz enflasyon, hedeften büyük sapmalar gösterse de oralı olmuyoruz. Yeter ki Fed faizi artırmaya devam etmesin ya da VIX ve MOVE endeksleri dalgalanmasın. Bakalım bunlardan sıkılınca nereye bakmaya başlayacağız? 

Yorumlar

  1. bir iktisat bölümü öğrencisi olarak yazılarınızı ve kitaplarınızı ilgiyle okuyorum hocam,iyiki varsınız.

    YanıtlaSil
  2. Gayet kinayeli bir yazı olmuş. Ama hak vermemek elde değil...

    Hocam peki heteredoks politikalar eleştiriliyor da, ortodoks politikalar çok mu geçerli ve gerçekçi? Yani sürekli FED'i izleyip ona göre politika belirlemek. Yahu bundan kurtuluş yok mu Allah aşkına? (Üretmek ve yapısal reform diyeceksiniz sanki..) Dolara olan bağımlılık nasıl ortadan kalkabilir? ABD' nin elinde bir zincir var ve bu zincirin boyunu çekip kısaltıyor yada salıp uzatıyor canı isteyince sanki. Kölelikten başka birşey değil...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki Almanya ve Çin kurtulur da Türkiye için imkansız .Türkiye reform yapamamasının , günü kurtarmasının ve sanayi devrimini kaçırmasının bedelini daha ödeyecek . O ceza bitmedi. Bir kaç nesil daha köle gibi olacak . Daha sonra yavaştan tekrar toparlanacak.

      Sil
  3. Euro'ya geçersek belki AB Merkez Bankasına bakarız, ya da Dolara daha az bakarız. Sizce Euro'ya geçersek iyi mi olur kötü mü olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saddam da öyle dedi. Petrolü başka paralarla satacaktı. Nerde? Kimse bilmiyor:p. Önce şunu algılamamız lazım Doların gücünün tek kaynağı ABD ekonomisi değil. Tüm şehirlerimizi aynı anda yok edecek kıtalar arası termonükleer başlıklı füzeleri varken nasıl oluyor da biz sürekli Amerikanın çöküş hayalini kuruyoruz. Roma bir günde kurulmadığı gibi bir günde çökmedi. Bu gidişatla ABD 100 sene daha dünyanın tahtında. Bu yüzden 100 sene daha dolar.

      Sil
    2. Ama dünya ticaretinde doların kullanımı azalma eğiliminde.

      Sil
  4. Hocam yazılarınız için teşekkürler.
    Bir de önerebileceğiniz verilerini bulmakta zorlanmayacağım basit bir ekonometrik model var mı?

    YanıtlaSil
  5. Sanırım hocanın çok parası var mb faizi artırmadıgı için üzülmüş gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında benim önerim bazılarını artırıp tavanı da indirmek şeklindeydi. Onu yapsa faiz bugünkü düzeyinde kalır ama basitleşirdi. Yani diyeceğim o ki benim dediğimi tam anlayamamış sizin üniversite.

      Sil
  6. Günü kurtarıyoruz. Bir şekilde yuvarlanmaya devam ediyoruz yüzyıllardır.

    YanıtlaSil
  7. Hocam merhaba,

    Kinayenize bakilirsa FED'den vazgecip dikkati farkli yone cevirmenin cok kotu bir fikir oldugu, aslinda enflasyona odaklanilmamasinin hepten en kotusu oldugunu anliyoruz. Katiliyorum.

    Hocam. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bizim MB'mız bizdeki enflasyona odaklanacağına elin oğlunun WIX endeksine MOVE endeksine odaklanıyor. Bu size de tuhaf gelmiyor mu?

      Sil
    2. çok doğru , çok tuhaf..... hocam peki MB ne amaçlamış olabilir? wix endeksi düşer ve kalıcılığı gözlenirse zaten dolar kuru hemen hemen sabit kalmazmı? move endekside aynı şekilde bi seviyede kalıcılık sağlarsa ..........?

      Sil
    3. Hem de ne tuhaf...

      Sil
    4. WIX endeksine MOVE endeksinin esas alınması enteresan.Merkez Bankasının esas amacı fiyat istikrarının sağlanması enflasyon nasıl dikkate alınmaz buda enterasan hocam.

      Sil
    5. Geliyor hocam.

      Bunlar hic rasyonel olmayan kararlar. Duygusal. Duygusal kararlarsa ya baskidan ya da cehaletten gelir.

      Konuyla cok ilgili degil ama, ben egitim sistemimizin analitik, tarafsiz hale gelecegine inanmiyorum. Lutfen soyleyin, boyle bir iktidar, neden bilimsel, tarafsiz egitimi destekleyip ayagina kursun siksin? Sorgulayan insan gerceklerin farkina varir, molemez.

      Bu gidisle daha cook duygusal karar goruruz biz.

      Saygilar.

      Sil
    6. MB, dünya konjonktürüne odaklanarak karar almaya çalışıyor. Tabii her iki endeks de aslında sadece Amerikan piyasasına ait göstergeler. Ama artık ABD ekonomisi neredeyse dünya ekonomisine yön verir hale geldiği için herkes normal karşılıyor.

      Sil
  8. Hocam : Bir varil ham petrol başına üretim maliyeti Rusya’da 40-50 dolar, ABD’de 55-60 dolar, Kanada’da 70-80 dolar, Venezuela’da 60-70 dolar, Nijerya’da 25-35 dolar, Irak, İran ve Suudi Arabistan gibi Ortadoğu ülkelerinde ise 15 ila 25 dolar civarında seyrediyor.
    http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/murat-muratoglu/petrolun-tarihi-dususu-1014553/ bu şartlar altında üretimin sürdürülmesi sizce normal mi? Bu düşüş nereye kadar devam eder.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanki yükseliş başladı gibi görünüyor.

      Sil
    2. Yanlış bilmiyorsam Rusya için maliyet 20 dolar civarı. Yani mevcut durumda varil başına ancak 15 dolar kazanıyorlar.

      Sil
  9. Hocam MB sürekli olarak enflasyon hedefini yüzde 5 olarak acıklıyor.Ama nedense senenin ortasında enflasyon oranlarını revize ediyor ve bunuda genelde yüzde 6.5 olarak acıklyor.Maalesef enflasyon sürekli olarak yuzde 8'in üzerinde cıkıyor ve bu senede enflasyon gecen senekinin dahada üzerinde olacak gibi gözüküyor.MB bunu sürekli olarak yapması itibar kaybına neden olmaz mı? Biran önce dediğiniz gibi MB'nın hemen enflasyona odaklanması gerektüğini düsünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında MB açıkladığı % 5'lik enflasyon hedefini hiç değiştirmiyor. Bir yandan o % 5'lik hedef dururken bir yandan da yılsonu için mesela % 6,5'luk bir tahmin açıklıyor. Ya hedef doğru ya da tahmin. İkisi birden doğru olamaz. Ve tabii hedefi de tutturamıyor ve itibar kaybediyor.

      Sil
    2. ikiside kralcilik yapiyor mb

      Sil
  10. Merhaba, şöyle bir sorum olacak: FED para arzını daraltmak için faiz artırıyor, bunu yaparken istihdamını ve enflasyonunu göz önünde bulunduruyor, bu ikisi iyiyse, iyi olması da bekleniyorsa faizleri artırıyor; FED faiz artırınca da fon gelişmekte olan ülkelerde ABD'ye kayıyor diyoruz. Peki ABD'ye gelen fonlar tekrar para arzını artırmıyor mu? Yine orada banka faizlerini düşürmez mi? Bu ikisi arasındaki ilişki hakkında bilgi verebilir misiniz? Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet eğer ABD'ye dönen dolarlar Fed tarafından sterilize edilmez ve olduğu gibi piyasaya girerse iki sonuç yaratır: (1) Harcamaya dönüşür ve enflasyon artırıcı etki yaratır (ki bu bir dereceye kadar Fed'in istediği bir olgu), (2) Sizin dediğiniz gibi para bolluğu yaratır ve faizleri düşürür. Fed her ikisinin de denetim altında olmasını sağlamak için faizleri yavaş yavaş artırma yolunu seçti. Ayrıca gelen paranın bir bölümünü de APİ işlemleriyle piyasadan geri çekecek. Yani bu kez QE ile yaptığını tersini yapmaya başlayacak.

      Sil
    2. Sterilizasyon, dolarin yukselisini (dususunu) engellemek amaciyla, forex piyasalarinda es zamanli olarak ucuza dolar satmak (pahaliya dolar almak) degil miydi? Bu da Amerika'daki faizleri normalde dusurur (arttirir). Faizler etkilenmesin diye dolara mudahale etmek (yani az once dedigimin tam tersi) de mi sterilizasyon olarak tanimlaniyor?

      Sil
  11. Siz yine ne uyduruyorsunuz!

    Ne VIX'ı! Ne MIX'ı! Ne CIX'ı! Ne TIX'ı!

    AK PARTİ en büyüktür!

    Ülkemize 13 yıldır AK PARTİ refah yaşattığı gibi, 2016 yapısal dönüşüm programı ile muazzam bir sıçrama yaşayacağız!

    VIX'la MIX'la oyalanmaya devam edip zamanınızı yok yere harcamayın isterseniz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya bence bu arkadaş aklı sıra espri yapıp burayı karıştırmaya çalışıyor. Yoksa bu kadar ucuz bir insan pc dahi kullanamaz emin olun.Hele ki sizi düzenli takip etmez. Bence bu kötü şakaya cevap vermeye lüzum dahi görmeyin hocam.

      Sil
    2. Siz 'değerli' vaktinizi bu blog'u takip ederek harcamayın; kimsenin sizin 'değerli' vaktinizi çalmakla ilgilendiğini sanmıyorum; hatta yorum yazarak siz bizlerin vaktini çalıyorsunuz.

      Sil
  12. KAPİTALİZM NASIL EĞLENDİRİR !!!

    Yıl 1991'di.

    "Kısa 20. yüzyıl" Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle kapanmış, insanlık, hoparlörlerden tekrarlanan; "ey insanlar, mutluluk üretmek değil tüketmektir, tüketiniz!" telkinleriyle milenyuma hazır hâle getiriliyorken; hep genç kalacak (müzisyen) "Kurt Cobain" ise yaşıtlarının derdini haykırıyordu: "İşte geldik, eğlendirin bizi!"
    ( https://www.youtube.com/watch?v=hTWKbfoikeg )

    Emperyalizmin kültür endüstrisi işaret fişeğini hemen gördü: Artık dört ayaklı Afgan aygırına binip Sovyet helikopterine kafa atan iki ayaklı İtalyan aygırı "Rambo" kazmalığıyla yetinilemezdi!

    Hem egemen hem muhalif olunmalı; sadece "sağ" değil "sol" ideolojiler de popülerize edilmeli ve fiyat etiketi takılıp satışa sunulmalıydı!

    Bunun ne kadar verimli olabileceğini, liberal özgürlükçü "Pink Floyd"un kurucusu fırsatçı "Roger Waters", peşine takılan diğer leş yiyicilerle birlikte Berlin Duvarı'nın yıkıntılarında verdiği tarihi konserle göstermişti. (21 Temmuz 1990'da "Potsdamer Platz" ve "Brandenburg Gate" arasındaki geniş alanda gerçekleşti.)

    Atlantik'ten Pasifik'e bacasız fabrika, derhâl seri üretime geçti! Arada Cobain "sahneye çıkmadan hemen önce, sanki bir şirket binasına giriyorken kart basacakmış gibi hissediyorum!" diye yazıp bir tüfeğin namlusunu çenesine dayadı ama ondan boşalan yeri almaya hazır, çok daha az samimi binlerce "isyankâr" sırada bekliyordu! "Marilyn Manson", "Dövüş Kulübü (The Fight Club)", "Matrix", "V for Vendetta"... Kapitalizm karşıtlığı; sisteme karşı biriken her türlü toplumsal enerjiyi topraklayan, üstüne de çuvalla para kazandıran benzersiz bir paratonere dönüştü!

    Bir kısmımızın kuruluşunu izlediği bu yeni kültürel egemenliğin tek olmasa da en önemli ilkesi şu: "Kimse boş bırakılmamalı; can sıkıntısı nahoş fikirler doğurur!"

    Yaratıcılığın (ve bir ölçüde aynı anlama gelmek üzere devrimciliğin) iki hammaddesi vardır: "Beceri" ve "zaman".

    Nitelikli işçilere patronlar da ihtiyaç duyduğu için bu işçilerin becerilerini toptan yok edemezlerdi. Dolayısıyla, iş ve uykudan arta kalan "boş" zamanımızın her saniyesine el koymalıydılar!

    Önce çalışma saatleri uzatıldı, ardından eksiltildikçe daha kıymetli hâle gelen kişisel zamanın; "her saniyesinin doldurulması gereken bir hazine!" olduğu fikri tüm beyinlere kazındı!

    Yorgun olabilirdik, ama hayata bir kere geliyorduk ve madem bunun çoğunda çalışmak zorundaydık: Alın size "Carpe Diem!" Günden geriye kalan kırıntılarda kazandığımız parayı, hâttâ daha fazlasını harcamalı; her boş vaktimizde de meme isteyen bebek gibi bağırmalıydık: "Eğlendirin bizi!"

    Bu zokayı yuttuk!

    >>>

    YanıtlaSil
  13. >>>

    El çabukluğuyla, asıl sorulması gereken "niye bu kadar uzun ve yoğun çalışıyoruz?!"un yerine "kalan zamanda ne yapacağız?!" konuverdi! Böylelikle tüketim kültürünün (şimdilik) en yüksek aşaması olan "kültür tüketiciliği"ne varıldı!

    Bu tehlikenin en güncel örneği televizyon dizileri!

    Senaryoları, konuları çeşit çeşit ama temelde hepsi birbirine benziyor. Egomuzun kaynağı olan aklımızı gıdıklayıp eğlendirecek senaryo sihirbazlıkları dışında gayet sığlar; çünkü zaten çalışmaktan yorulmuş aklımızı meşgul etmeli, eğlendirmeli ama daha fazla yormamalılar!

    Henüz bıçak kullanmayı beceremiyorken annemizin ağzımıza uygun lokmalara böldüğü biftek gibi yutulmaya hazır boyuttalar; öyle ki bilgisayar başında ama kaytarırken dahi ağzımıza bir tane atabiliyoruz bu televizyon dizilerinden! Ne de olsa YouTube, facebook artık her an elimizin altında!

    Bu televizyon dizilerinin bazıları egemen, bazıları muhalif, ama hemen hemen hiçbir zaman bir sonuca bağlanmıyorlar; zira "reklam gelirleri!" iyiyse bir sezon daha devam edecekler!

    Ve öylesine bağımlılık yapıyorlar ki, bu kültüre genel bir eleştiri getirildiğinde dahi duvarına astığı postere babası laf etmiş ergen gibi; "sen ne anlarsın, izledin mi de konuşuyorsun?!" diye çemkiriyor ya da en azından "biliyorum zararlı ama içime çekmiyorum!" diyen sigara tiryakisi gibi kendi izlediğimiz dizilerin farklı olduğunu iddia ediyoruz!

    Böyle böyle, aşama aşama dozü arttırarak, işi patronların bekçiliğini ve katilliğini yapmak olan polisten bile muhalif dizi kahramanı yarattılar (Behzat Ç.)! Memleketin neredeyse bütün solcuları da bayıla bayıla izledi!

    Fast food, bedenimize ne yapıyorsa; yukarıda ifade ettiğim kültür aynısını aklımıza yapıyor!

    Tükettiğimiz, sığlığı tam dozunda ayarlanmış fikirler; aklımızı, hayâl gücümüzü köreltiyor!

    Lokmaları şuursuzca, oburca, hedonistçe ağzımıza ata ata yemekten tabağın bütününü göremez hâle getiriliyoruz!

    Boyu geçmeyen havuzlarda yüze yüze denize açılamaz hâle getiriliyoruz!

    Sonra azıcık sanatsal derinliği olan bir filmi uykumuz gelmeden bitiremiyor, bir senfoniyi arada bir cep telefonumuza bakmadan sonuna kadar dinleyemiyoruz!

    "Savaş ve Barış" hakkında bilgimiz ise olayın Rusya’da geçtiğinden ibaret! Ötesi yok! Çünkü hayatımızı mahvettiler! Hiçbirşeye dikkatimizi odaklayamaz hâle getirildik!

    Ve solcu bir yayınevi "Komünist Manifesto"nun çizgi romanını basınca seviniyoruz, çünkü; "yeni nesil okumuyor!" bahanesi yine kapitalizmde yüksek getirisi olan bir bahane!

    Eğer bu karanlıktan kurtulup yeni bir hayatı herkes için kurma derdimiz varsa; kapitalist düzenle aramızdaki bu kültürel bağımlılık zincirlerini kırmamız gerekiyor!

    Çünkü aptallık bulaşıcı, ve kendisini daha rahat hissettiği karanlığı seviyor!

    [Nevzat Evrim Önal
    22 Aralık 2015]

    YanıtlaSil
  14. Hocam doğru söze ne denir kur isterse 5 tl olsun merkezin umrundamı döviz yükseldikçe bizler fakirleşiyoruz dolar 3 tl oldu ihracat rekorları kırıyoruz bakınız hindistan reformları yaptılar dalgalanmadan minumum etkilendiler.bu ülkede tek enflasyon lobisi vardır o da uyguladığı deli dumrul vergileriyle devlettir!!elini cebimizde çekse bak tasaruff nasıl yükseliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. OECD verilerine göre vergi yükümüz %27, en düşük 6. ülkeyiz. danimarka %50 ile en yüksek. ortalama % 34. bencede sorun vergi yükünde değil.

      Sil
    2. Vergi adaletsizliği sorun çok kazanandan az oranda;az kazanandan çok oranlı vergi alınması.artık ne olsun bodrolu çalışandan sadece vergi alınıyor.milyon Euro alan futbolcu daha az oranlı vergi veriyor.

      Sil
  15. devlet faiz oranlarini bicse bankalara merkez bankasi araciligi 7.25den para veriyoruz sizde en fazla 8den halka para dagitabilirsiniz diyemez mi_

    bir de sizce hukumetin durgunlugu asmak icin merkez bankasi eli ile parasal genisleme yapma ihtimali var mi
    eger tl de bir parasal genisleme olsa aylik 20milyar liralik parasal genisleme olsa bunun piyasalara etkisi nasil olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankasının bankalara yaptığı fonlama bankaların toplam TL kaynaklarının yüzde 13,5'u. Bankalar kalan yüzde 86,5'luk kısmı yüzde 12 ile topluyorlar. Ayrıca MB'nın bankalara sağladığı fonlar ya gecelik ya da haftalık, yani kısa vadeli fonlar. Oysa bankalar 6 aylık, 1 yıllık kredi veriyorlar. Merkez Bankası, bankalara % 7,25'den değil gecelik % 10,75'den ve haftalık da % 7,5'dan fon sağlıyor. Bunların ağırlıklı ortalaması bügünlerde % 8,9 dolayında bulunuyor.
      Enflasyonun çift haneye doğru gittiği bir ortamda MB'nin parasal genişleme yapma ihtimali olmaz.

      Sil
    2. Devlet bu dediginizin benzerini yani faiz belirlemesini 80 oncesi yapiyordu. Ve sonucu fabrikalar, bunca sacmaliga ragmen hala ayaklari uzerinde durabilen bir ulke oldu. Ancak birileri faiz geliri icin devletin bu uygulamasini 'serbest piyasa' getirerek degistirdi. Bugunlerde Suriye, Irak'ta demokrasi yani serbest piyasa ekonomisi getirmek icin ic savas cikartanlar buralarda da vaktinde ufak bir ic savas ardindan darbe ile halledebildiler. Biz de bukemedik simdi ellerinden opuyoruz.

      Bu arada hocam hangi banka 12 ile mevduat topluyor? Yani hangi banka yuzde 12 faiz veriyor? En uyaniklari e-mevduat diye bir sey uydurup max yuzde 11 faiz veriyor, o da maksimum bir yil ve 500bin-1 milyona kadar. 8.9% ile 11% arasindaki farki faiz yukselir cikartiriz diye hesap ediyorlar herhalde.

      Turk bankalarinin blue chip'i bakin:

      http://www.isbank.com.tr/TR/fiyatlar-ve-oranlar/vadeli-faiz-oranlari/vadeli-tl/Sayfalar/vadeli-tl.aspx

      Sil
    3. Hocam Merkez Bankasının rezervlerinin kalitesi nedir? Hangi kalemlerden oluşuyor?

      Sil
    4. Adsız 11:41
      Banka adı vermem doğru olmaz ama küçüklere bakın derim.

      Sil
    5. Yusuf Bahadır:
      MB'nin rezervlerinin kalitesinden kastınız eğer hangi dövizlerden oluştuğu ise büyük ağırlığı USD ve Euro. Kendi sahip olduklarının yanı sıra bankalara ait olup da MB'de karşılık olarak bulundurdukları da bu kaleme dahil.

      Sil
  16. Hocam günaydın,Bundan önceki yıllarda döviz borcu olan şirketler yıl sonunda deli gibi dolar alırdı bu sene ne oldu da bu kural değişti sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alacak paraları mı yok acaba?

      Sil
    2. Muhahaha ;-)))

      Hocam sen ne adamsın ya...

      Hocam, alacak paraları mı yok, derken, kurlardaki yükseliş nedeniyle şirketlerin maliyetlerinin de yükselmesi sebebiyle kâr marjlarının hızla eridiği, bu eriyiş sonucunda doğal olarak elde avuçta para da azaldığından, artık eskisi gibi dolar (veya diğer dövizler) alamıyorlar.

      Durum bu mudur Hocam?

      Sil
  17. .."..sikilinca' fal bakmaya baslayacagiz herhalde hocam!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir sonraki aşama kahve falı gibi duruyor.

      Sil
    2. Hayir ulema'ya soracagiz. Veya sahte universite diplomali imam ruyasinda ne gorurse onu yapacagiz.

      Sil
  18. Daha önce de faiz değişikliklerini CDS'in seyrine bağlamıştı. Şimdi de VIX ve MOVE çıktı. Bir tek Baltic Dry Index kaldı bakmadığı.

    YanıtlaSil
  19. Ha ha move ve vix endeksleri takibi tipik pozisyon trader'larının piyasa oyuncularının stratejisidir. Nacizane tavsiyem Merkez bankamız forex piyasasına girsin. Yalnız dolar da long pozisyon mu alır yoksa shortlar mı karışamam yatırım tavsiyesi olur!

    YanıtlaSil
  20. Merkez bankası devekuşu gibi sorunlardan kaçabilirmi? Ülkede ne yazık ki bir iç savaş yaşanırken havan mermileri uçakları patlatsaydı risk pirimi ve oynaklık acaba kaça yükselirdi? Yazılarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Aslına bakarsanız MB bugüne kadar devekuşu taktiğini başardı gibi görünüyor.

      Sil
  21. fed gelismekte olan ulkelerinetkiliyor zaten gelismis olanlar amerikan pazarina ihracat yapip orda yatirimirimlari da bulunduklarindan Amerika toparlanmadindan olumlu etkileniyorlar

    YanıtlaSil
  22. Eskiden düğünlerde dolarlar havada uçuşurken geçenlerde bir düğünde (ekonomideki kötü gidişatı ve doların ne kadar değer kazandığını çözmüş olacak ki) adamın biri 200 TLlik sahte banknotları havaya savurdu TLnin değerinin ne kadar düştüğünü ve daha da düşeceğini gözler önüne seriyordu adeta.

    YanıtlaSil
  23. Değerli Hocam;FED faizi artırırken bu endekslere bakmıyor mu ?Biz iktisatçılar kime göre ?neye göre sorularıyla durumu analiz ediyoruz. VIX ve MOVE endekslerini tahvillerde ki oynaklığı ölçüyorsa,tahvil fiyatları piyasa faiz oranlarıyla ters orantılı bu oratıyı çözmek daha zor.Faizle enflasyon arasındaki ilişkiyle faiz oranları kestirilerek fiyat istikrarı sağlamaz mı?MB'nın işi zaten fiyat istikrarı!Sağ kulağımızı sağ elle tutmak varken neden sol elle tutuyoruz?Anladığım FED hisse senetlerinin karlığınına göre piyasayı düzenlemeye çalışıyor ,biz kendi ekmeğimize mi onların ekmeğine mi yağ sürüyoruz o zaman?Aslında Fed'in papucunun dama atıldığı yok !Bizim ki damda gibi..Ayrıca paralar faizin yüksek olduğu ülkere kayacak neyimize güvendik?Belki düşük faizle yatımların maliyeti azaldı ama ne kadar yatırımcı var ülkede, onların karlılığı ülkemizden çıkma durumları MB tarafından değerlendiriliyor mu?Saygılar.

    YanıtlaSil
  24. Katar ve Suudi Arabistan var olduğu sürece FED'e rağmen cari açık sürdürülebilir :)

    YanıtlaSil
  25. Hocam şu an MB başkanı olsanız tüm baskılara rağmen savunduklarınızı uygulamaya mı geçirirdiniz yoksa istifa mı ederdiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya kadar dayanmışsam zaten istifa edemiyorum demektir. Ben bugünlere kadar dayanamazdım.

      Sil
  26. Sayın Merkez Bankası Başkanı sanırım görev süresinin dolmasına az kaldığı için top çeviriyor ve Ocak ayında gelişmekte olan piyasalarda ralli olması için dua ediyor...Bir ay daha geciktirip sonra da 25 bps ile kurtarmak öncelikli hedef gibi...

    YanıtlaSil
  27. Aslında Merkez bankasına çok yüklenmemek gerek -bekara eş boşamak kolay- zira nasıl baskılar altında bilmiyoruz. Bu ülke her an her şey mümkündür. "Şey"leri sayıpta siyasi polemiğe girmek istemiyorum zaten herkes anlamıştır.

    YanıtlaSil
  28. Hocam integrale kafam bir türlü basmıyor! Çıldıracağım!

    Ters hiperbolik fonksiyon nereden çıktı?

    Laplace nereden çıktı?

    Ben ne yapacağım şimdi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sosyoloji veya tarih oku. Ekonomide isin ne o zaman? Mezun olunca issiz kalacagin da garanti zaten. Hic olmazsa tarih ogretmeni filan olursun.

      Sil
  29. Yav bende ak partiliyim ama bu yorumlardaki ak partili olduğu belli olan insanlar ne kadar edep dışı, seviyesiz yorumlar yapıyorlar. Hocam burada bilim anlatıyor, politika yapmıyor. Tedekkurler hocam

    YanıtlaSil
  30. hocam kira sertifikası nedir? Leasing şirketleri ile bir alakası var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu yazıma bakın: http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/son-donemde-sk-kullanlan-ekonomik.html

      Sil
  31. Hocam Vix ve Move endeksleri aşağı seyir gösterirken döviz sepeti yukarı seyir gösterir ve dolar 3,15 civarlarına çıkarsa, MB ne yapar? Sizce beyanları ile bu olasılığı düşükten de öte imkansız gördüğü aşikarken MB asıl görevi olan fiyat istikrarını korumaya odaklanacağına bu tür öngörme hataları riskini üstüne alarak bir beceri sergilediğini mi düşünmektedir? Aksi durumda öngörme hataları sonucu olarak görevlerinden ayrılmayı düşünürler mi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB, durumu idare ediyor. Eğer öyle bir şey düşünseler şimdiye kadar uygularlardı.

      Sil
  32. Muhabbet bağında bir gül açıldı
    Bir derdim var bin dermana değişmem
    Yüküm lâl'ı gevher mercan saçarım
    Bir derdim var bin dermana değişmem

    Cümle kuşlar dile gelir yazım der
    Gövel turnam Şam'a gelir güzüm der
    Benim yaralarım 'tuzum tuzum' der
    Bir derdim var bin dermana değişmem

    Garip bülbül gönlüm eğler ses ile
    Nicelerin ömrü gitmiş yas ile
    Arayıp bulduğum pür heves ile
    Bir derdim var bin dermana değişmem

    Şah Hatayi'm muhabbete bakarım
    Ben doluyum ben dolana akarım
    Güzel pirim bir dert vermiş çekerim
    Bir derdim var bin dermana değişmem

    Mahfi üstadım, gönlümüzdeki yeriniz bir başka...

    Bahtiyar olunuz efendim...

    Muhabbetiniz daim olsun efendim...

    YanıtlaSil
  33. Osmanli doneminde merkez bankasi var miydi ? Varsa o donemlerde padisah merkez bankasina mudahelede bulunur muydu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tum monarsilerde oldugu gibi devletin merkez bankasi kraliyet hazinesidir. Ingiltere'de durum hala o sekildedir, Bank of England'i kraliyet ailesi yonetir. Ama onemli olan mudahale etmek degil, mudahele edenin ne yaptigini ve sinirlarini bilmesidir.

      Osmanli'nin son donemlerinde Osmanli Bankasi adi altinda modern anlamiyla bir Merkez Bankasi kuruldu. Merkez Bankasi demek belki cok dogru olmaz ama para adi altinda borc senedi ihrac etme yetkisi olan bir banka vardi ve merkezi Ingiltere'de idi. Daha sonra Cumhuriyet doneminde de bu banka bir donem faaliyet gosterdi daha sonra imtiyazi alinarak 30'li yillarin basinda TC Merkez Bankasi kendi parasini basmaya basladi. Osmanli Bankasi'nin "kulleri" su an Garanti Bankasi'nda duruyor. Agactan goncaya donustu yani.

      Sil
    2. Osmanlı Bankası, bir anlamda Osmanlı İmparatorluğunun merkez bankası görevini görmüştür. 1863 yılında İngiliz - Fransız sermayesiyle Bank-ı Osmani-i Şahane adıyla kurulmuş, 1875 yılında verilen bir imtiyaza imparatorluğun hazinedarı konumuna gelmiştir. Sadece merkez bankası olarak değil aynı zamanda ticaret bankacılığı da yapmıştır. 1924'de para basma yetkisi TC hükümetine devredildi. TCMB'nin kurulup faaliyete geçtiği 1931 yılına kadar TC'nin kağıt paralarını basmaya devam etmiştir.
      Padişah'ın Osmanlı Bankası'na müdahale etme imkanı yoktu muhtemelen, çünkü o tarihlerde Düyun-u Umumiye İdaresi vardı ve Osmanlı imparatorluğu ne maliye konularında ne de para konularında kendi başına hareket imkanı kalmamıştı.

      Sil
  34. Benim tahminim o beklediğiniz faiz artışının en azından 2017 sonundan önce göremeyeceğinizidir (o da belki). 2016 için eğer beklenilen gibi bir ralli olursa faiz indirimi bile gündeme gelir. Bu durumda dolar kurunu aynı bırakıp yada enflasyon kadar artmasına izin verip fazileri düşürme yoluna gidilebilir. sonra 2017 sonu -2018 gibi ab toparlanırsa bizdekilerde büyük riskli işler almazlarsa üzerlerine, mesela ruslar gibi, o sıkışlıktanda fıyabiliriz. 2022-2023 sonrası ise daha önü açık Türkiye'nin. falına bakarsanız o bile öyle söylüyor... mbnin dolar talebini frenleyici politika izlemesi kadar da doğal bir şey göremiyorum, zira ucuz dolar üretimi öldürüyor ve cari açık oranını arttırıcı etkisi var. dolar artış trendine girmeden önce dolarla borçlanmak avantajlı idi şimdi tl ile esasen bu bile olumlu yönde bir gelişme bir erime durumunda hızlı değer kaybıyla zararlar engellenebilir, yada abd gibi en azından lokal piyasa için enflasyon yaratmayacak/daha az yaratacak para basarak borçları azaltma imkanı oluşur.Bence olaylara yakın gelecekte dolar ihtiyacımız var söyleminden daha yüksekten bakmalısınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklediğimiz şey faiz artışı değil, Merkez Bankasının enflasyonu hedeflediği gibi, hükümetle birlikte söz verdiği gibi yüzde 5'e indirmesidir. Faiz, o işin bir aracıdır. Gerekirse artırılır gerekirse indirilir. Ama asıl olan enflasyonun indirilmesidir.

      Sil
    2. Bu arada bir şey daha ekleyeyim, faizler zaten arttı. Bakın gösterge faiz yüzde 10'lardaydı şimdi 11'lerde. Bankaların mevduata verdiği faizler yüzde 11 - 12 aralığındaydı, şimdi 11,5 - 13 aralığında. Yani diyeceğim o ki MB faizi artırsa da artırmasa da enflasyonu düşüremediği sürece faizler artacak.

      Sil
    3. Hocam enflasyon rakamı yapısal bir sorun para politikasıyla ancak yapay olarak etkilenebilir. Türkiye yeterince iyi üretmiyor düşük dolar kuruda bunu teşvik ediyor, bir süre faizle-para bolluğuyla idare etsenizde eninde sonunda patlar. oysa dolar cazip olmadığı durumda daha çok/akıllı üretimle de bir süre sonra enflasyon ve faizler düşer/olması gereken yere gelir (tabi sadece bu yeterli değil ama o yöne atılmış olumlu bir adım). Yani demek istediğim dolar 2 lirayken 2 bin liralık telefon alan dolar 4 lira olunca 4bin liraya daha az alır; yerli üretim cazip hale gelir; çünkü insanın alabileceği belli bir lüks optimum sınırı vardır(sweet spot diyelim) dolar kuruna bağlı olarak iç üretim bu noktalara gelebilir, halkımız tüketime aç ve nispi olarak verimli olmadığından sorunumuz yapısal durum mb politikasından kaynaklı değil...(bence) Bugün faizin yükselmesinin nedenide tasarruf eksikliği; sorunumuzun yapısal olduğu buradan da görülebilir enflasyon %9 ve büyüme %3 ise nasıl olurda %12'nin üstü sürdürülebilir bir faiz olur birileri üretip kar edecekki ödesin o faizi ortalama iş yeri kar edemeyecekse bu faiz oranı sürdürülemez; oysa bu arz talep mevzusudur; yani Türkiye de insanlara tasarruf ancak ortalama bir büyüme oranından daha yüksek olduğunda cazip geliyorsa buna mb ne yapsın. Bir diğer deyişle a) gözümüz çok aç(bence bu daha etkili) b)üretimimiz çok düşük (daha az etkili) çünkü bu faiz dengesizliği bu ikisinden birinde kaynaklanıyor; ya çok büyüyemiyoruz(bu ortamda katıldığımı söyleyemem) yada aç gözlüyüz (ortalama biri kendi üretim veriminden daha fazla faiz istiyor) faizlerin yükselmesnin bir diğer nedeni dolar açığıyla yakalanılmış olması; yani şirketler bu faizi uzun vadede sürdürmek için değil zor durumda olduğu için kabul ediyor, bir süre sonra enflasyon-kur-faiz-büyüme dengeyi yeniden bulacaktır, ya faizler düşer ya büyüme artar yada enflasyon aksi sürdürülemez; faiz düşmeyecekse hatta sizin dediğiniz gibi artacaksa faiz artşı büyümeyide düşürecekse ister istemez geriye tek bir sonuç kalıyor; enflasyon artacak; yani faizi 1-2 yıllığına arttırmak enflasyonu azalmayacak arttıracaktır çünkü en temelde şirket faizi enflasyon+büyümesinden az ise kabul eder, ama üretim aliyeti falan disenizde en nihayet gerçek budur.

      Sil
    4. yani en azından bu ortamda faiz gaz= büyüme fren+dolar fren = hammadde/aramalı kaynaklı enflasyon fren ama mali kaynaklı enflasyon gaz; şu ortamda risk mali olduğundan faiz gaz hatalı haraket olur, faizi nispi olarak düşük tutup bir miktar faiz bir miktar kur farkıyla borcu sürdürülebilir tutmak gerekir, yani yapılan politika dolar borçların tl ile swap edilmesi aradaki farkıda milletçe ödememiz ve bir miktar da yabancılara ödetilmesidir(ki bu borcu biz yaptığımızdan gayette hakkani bir şey- aksini yapacak durumumuzda yok zaten o kadar keriz yok uluslararası piyasada).

      Sil
  35. Hocam euro ne yönde ilerleyecek?

    YanıtlaSil
  36. http://sendika8.org/2015/12/bu-kadar-iktisatci-ne-is-yapar-kime-hizmet-eder-erhan-bilgin/. benden tüm iktisatçılara gelsin ;)

    YanıtlaSil
  37. Mahfi hocam , aslında faiz indirerek faiz artırmış oldular, Şu anda mevduata 14-14.25 veren bankalar var.. Hem faizleri fiilen artırmış oldular hemde halk nezdinde faiz lobisine karşı direndiler! Bir taşla 2 kuş vurdular., Ki herkes biliyordu faiz artırmasa bile piyasa zaten faizleri artıyor ve artıracak., Geçmişte de faizler %7 civarında iken Mb ile Cb tartışması sonucu faizler uçtu ve kur uçtu., O zaman bu işin içinde bir iş var yada ne yaptıklarını bilmiyorlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet faizler yükseliyor. MB artırsa da artırmasa da yükseliyor. Çünkü enflasyon düşmüyor, tersine artıyor.

      Sil
    2. Hocam şu aşamada enflasyon artışıyla birlikte phillips devreye girip işsizliği düşürür mü ?Bu açıdan nasıl değerlendirirsiniz?

      Sil
    3. Hocam bence Merkez Bankası ,enflasyonu düşüremeyeceğinin farkındaydı douple faiz artışı olmasın diye faizlere dokunmadı uyanık :)

      Sil
    4. Phillips Eğrisi her zaman her yerde aynı şekilde çalışan bir şey değildir.

      Sil
    5. Adsiz 12:36. Philips Turkiye'den cikti, Hollanda'ya geri dondu. Saka bir yana Rusya pazari kapanmisken, Ortadogu'ya ve MIsir'a ihracat yapamiyorken ve bir de ustune ustluk guneydoguda terror azmisken issizlik nasil dusecek, kim girisimci olup uretim yapacak, urettigini kime nasil satacaksin? Issizlik dusecek gibi duruyor mu sence?

      Sil
  38. Merhaba hocam, "güncellenmiş faiz dersi" adlı yazınızı okudum.Burada anlayamadığım birşey oldu.Yazınızda gecelik işlemlerde uygulanan faizi "TCMB’nin, hesaplarını kapatabilmek için gecelik olarak borç almak ya da ellerinde kalan paraları gecelik olarak borç vermek isteyen bankalara uyguladığı faize bu adlar veriliyor." şeklinde tanımlamışsınız. Benim bildiğime göre banka hesapları muhasebesel olarak hiçbir zaman açık vermez.Her zaman denklik olur.Siz acaba hesapları kapatmakla neyi kastettiniz?Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada kastedilen nakit olarak açık verip vermemektir. Yoksa hesaplar elbette ki çift taraflı kayıt sistemi gereği denktir.

      Sil
  39. Hocam konuyla alakasız ama Tekel gücünü ölçerken 'N Üretici Yoğunlaşma Endeksi' mi daha sağlıklı sonuç verir yoksa 'HHI Endeksi' mi?

    Bir de Amerikan finans devleri özellikle döviz üzerindeki etkileri itibariyle Kartel türü yapıya örnek teşkil ediyor mu?

    YanıtlaSil
  40. Hocam merhaba ben iktisat öğrencisiyim yazılarınızı takip ediyorum ve kendimi bu alanda geliştirmek istiyorum tavsiye edebileceğiniz kitap veya yapmam gereken bazı şeyler söyleyebilirmisiniz rica etsem teşekkür ederim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı