Merkez Bankası Faizi Değiştirmedi

Merkez Bankası’nın piyasa faizlerini etkilemek için kullandığı iki temel faizi var: (1) Haftalık olarak bankalara açtığı repo ihalesinden borç alanlara uyguladığı faiz (politika faizi) (2) Gecelik olarak kendisine borç verenlere uyguladığı gecelik borç alma faizi ve yine gecelik olarak kendisinden borç alanlara uyguladığı borç verme faizi. İkinci grupta yer alan iki faizin arasındaki farka koridor bu iki faize de koridor faizi deniyor. Merkez Bankasının haftalık ve gecelik olarak verdiği borçlara uyguladığı faizlerin, verdiği miktarlarla ağırlıklandırılması yoluyla hesaplanan paçal faize de Ağırlıklandırılmış Ortalama Fonlama Maliyeti deniyor.

Merkez Bankası, 22 Aralık toplantısından önce yaptığı açıklamalarda birden çok faizli bu uygulamanın geçmişte başarılı sonuçlar verdiğini, bundan böyle önce faiz oranlarının birbirine yaklaştırılması, sonra da tek bir orana indirilmesi yoluyla sadeleştirmeye gidileceğini açıklamıştı. Bu açıklamayla Merkez Bankası ana akım (ortodoks) para politikasına geri döneceğinin sinyalini vermişti. Dolayısıyla uzmanlar, bu açıklamaları çerçevesinde, Merkez Bankası’nın 22 Aralık toplantısında gecelik borç alma faizini ve politika faizini artıracağını, gecelik borç verme faizini de indireceğini tahmin ediyordu. Benim tahminim de bu yöndeydi.  

TCMB Para Politikası Kurulu, 22 Aralık günü yaptığı toplantıda aldığı kararla faiz oranlarını değiştirmedi. Bir başka ifadeyle uzmanların beklediği sadeleştirme adımlarını atmadı. Buna göre faizler aşağıdaki tablodaki gibi kalmaya devam ediyor.


Önceki Oran (%)
Politika Faizi
7,50
Gecelik Borç Alma Faizi
7,25
Gecelik Borç Verme Faizi
10,75

2015 yılında söz konusu faizlerin ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin görünümü aşağıdaki grafikte yer alıyor.

Not: GBVF gecelik borç verme faizi, GBAF gecelik borç alma faizi, POLF politika faizi ya da haftalık repo ihalesi faizi, AOFM ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti.

Aşağıdaki grafik piyasa faizini temsil eden gösterge faizle (GF), TCMB’nin politika faizi (POLF) ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini (AOFM) gösteriyor.


Grafikten de görüleceği gibi Merkez Bankası faizlerini istediği kadar düşük tutsun piyasa faizi yükseliyor ve Merkez Bankası, yeşil çizgi ile mavi çizgi arasındaki farkı piyasaya (bankalara) aktarmaya devam ediyor.

TCMB’nin 22 Aralık toplantısından çıkan kararların sonuçlarını şöylece özetleyebiliriz: (1) Sadeleştirme uygulamasına giremeyerek verdiği sözleri tutma konusunda kuşku yarattı. Zaten iletişim sorunu vardı, bu sorun daha da büyümüş oldu. (2) Fed’in faiz artışına yanıt vermedi ve Türkiye’den döviz çıkışı meselesinde adeta meydan okudu. Bu konuda ne kadar haklı çıkacağını zaman gösterecek. (3) Bağımsızlığı konusundaki tartışmalardan kurtulamadı. Aldığı ya da alamadığı kararlar sorgulanmaya devam ediyor. (4) Piyasada faizler Merkez Bankasının faiz artırmamasına karşın artmaya devam ediyor. Gösterge faiz yüzde 11’e yakın seyrediyor, mevduat faizleri yüzde 11 – 13 arasında değişiyor. Bu durumda Merkez Bankası, kendi faizini düşük tutarak piyasayı pek etkileyemiyor ama bankaları ucuza fonlamayı sürdürüyor. 

Yorumlar

  1. hocam merhaba, konudan biraz bağımsız olacak ama merkez bankası bilançosunu içeren ve tez konusu olabilecek son zamanlarda gündemde olan, tavsiye edebileceğiniz bir konu var mıdır acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben hoca değilim ama yüksek lisans tezimi yeni savundum. biraz fikir vermek isterim. net hata noksan kaleminin dalgalı seyrini inceleyebilirsiniz. faiz koridoru ile ilgili de çalışabilirsiniz. konudan ziyade bir teziniz olursa daha çabuk başlarsınız. yoksa bu konu seçiminde vakit geçip gidiyor, öğrenci enerjisini kaybediyor... mümkünse size zaman ayıracak bir tez danışmanı seçin, bu konudan daha önemlidir.

      Sil
    2. Tavsiye yerinde bir tavsiye olmuş.

      Sil
  2. Mahfi Hocam , FED 2016 da 3 kez faiz arttıracagını tahmin etmıstınız. Bu tahmınınız dogru cıkarsa , biz 2016 da faizleri nereye cıkartmak zorunda kalacagız ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim durumumuz konusunda yorum yapmak zor. Çünkü biz, gerçekler dışında bir de sanal bir dünyayla meşgulüz.

      Sil
  3. Bence artık merkez bankasının kararlarını tahmin ederken ekonomistleri değil de siyasileri dikkate almak gerek. 100% bağımsız bir merkez bankası olası görünmüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben ilk kez böyle bir tahmin yaptım. Ben hep MB'nin ne yapacağını değil ne yapması gerektiğini söylerdim. Bu kez de onu söyledim ama yapacağı tahmini altında. MB'nin yapması gereken şey gecelik borç alma ve politika faizini artırıp gecelik borç verme faizini düşürmesiydi.
      Bu kez ne değişti de yapması gerekeni söylemek yerine yapacağını tahmine yöneldim? 2 ay önce MB Başkanı sadeleşmeye gideceklerini ve tek faize doğru yola çıkacaklarını söyleyince ben bunu ister istemez ciddiye aldım. İşte orada yanılmışım.

      Sil
  4. Hocam beni lütfen yanlış anlamayın ve dövmeyin.

    Eğer Nisan'dan önce Başçı istifa ederse, Dolar'ın 16 Aralık'tan beri gösterdiği aşağı yönlü cilveleşmenin ani sıçrama ile yukarıya döneceği ve katmer katmer yükseleceği endişesini yaşıyorum!

    FOMC'un kararının asıl etkisi işte o zaman hissedilmeye başlanır!

    Sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstifa etmek sandığınız kadar kolay değildir. Bakın Türkiye'ye. Kaç üst düzey kamu görevlisi istifa ederek ayrılmış görevinden. Oradan çıkarın sonucu.

      Sil
  5. Sayın Eğilmez, yazdıklarınızdan şunu anlıyorum, doğru mu acaba?

    Şu meşhur "faiz lobisi" aslında bizzat MB'nın kendisi. Çünkü verdiğiniz verilerden hareketle aslında belli bir sektöre ucuza ve "gerçekdışı faizle" para sağlamakta ve bu parayı alanlar ise piyasaya "gerçek faizle" bu parayı satmakta. Yani MB'nin faiz arttırmaya direnmesi aslında yatırım maliyetlerini düşürmekten çok piyasada aracı konumunda olanlara rant sağlamaktan başka işe yaramıyor. Doğru mu sizce?

    Teşekkürler.

    İ.İ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar değil. Yani dünyanın her yerinde MB'ları bazen piyasadan düşük faizle bazen yüksek faizle fon sağlarlar. Buradan giderek onları suçlamak doğru olmaz. MB'nin görevi budur. Lender of Last Resort'tur MB ları yani son borç verici kurum.
      Ama bu kadar yükselen faizlerin olduğu bir piyasada MB'nin kendi faizini düşük tutması ne yazık ki bu dediğiniz görünüme yol açıyor.

      Sil
    2. MB faiz arttirimi bankalarin karini azaltmaz, arttirir.

      Sil
    3. İyi geceler hocam ben iktisat 3.sınıf. Okul hayatımızda hep işlemler ve hazır bilgiler verildi fakat bize ekonomiyi nasıl yorumlayacağımızı nasıl ileri adım atacağımıza dair hiç bir yol gösterilmedi ve hep hazır bilgiydi( gerçi öğrenciler de Hazırı sever :)) bizim gireceğimiz sınavlarda sözlü mülakatlar vardır bunda yorum ve mantık kullanma gerekir bu konuda yeterli bilgi yoktur. Kendimizi yorum mantık ve doğru tahminler yolunda nasıl ilerlete biliriz. Vakit ayırdığınız için Teşekkür ederim hocam tekrar iyi geceler

      Sil
    4. Faizlerin artması bankaların karını azaltır mı artırır mı? Ezber bozan bir yazım.
      http://www.mahfiegilmez.com/2013/06/faiz-yukselince-kim-kazanr-kim-kaybeder.html

      Sil
    5. A. Çiftçi
      Bu blogu okumakla bu sorunların çözümünde adım atabilirsiniz.

      Sil
  6. Hocam merhaba,

    Değerlendirme için elinize sağlık.

    GBVF ile GBAV yerleri değişecek galiba. Gözden kaçmış olabilir.

    Saygılar

    YanıtlaSil
  7. Hocam TCMB'nin bankalara ucuz kredi sağlaması, enflasyonu arttırıcı bir etken olsa da büyümeyi arttırması gerekirken, büyümenin de düşük düzeyde kalmasının nedeni olarak hane halkı borç düzeyinin yüksel olması gösteriler bilir mi? Bunlar arasındaki ilişkiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'nin düşük faizle borç vermesi faizlerin daha da yükselmesini engelleme amacına dönük bir eylem. Ama zaten MB'nin sağladığı fon, bankaların toplam kaynaklarının yüzde 13,5'i kadar. Dolayısıyla buradan büyük düzenlemeler beklememek gerekir. Öteki değindiğiniz büyüklükler arasındaki ilişkiyi tam canlandıramadım kafamda.

      Sil
  8. hocam selamlar,

    ekonomi hakkında çok fazla bir bilgim yok o nedenle şirket kar zarar ve borçlanma üzerine bir sorum olacak;

    kredilerle borçlanarak altyapı kuruyorum ve işletiyorum ve sonuçta ürettiğim malı satıyorum ve belli bir kar kalıyor...fakat 5 yıllık banka kredi borcum bulunmakta ve Kar miktarım bu borcu ödemeye yetip yetmeyeceğini nasıl anlarım?

    2. sorum ; bilanço da bu "Kar" borçlanmalar dahil edilerek mi gösterilir yoksa dahil edilmeden mi? zira borçları dahil edersek kar negatif aslında

    tşk

    Hasan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Cash flow denilen bir nakit akım cetveli yapmalısınız. Bu cetvele gelir ve gider tahminlerinizi ve borç faizi ödemeleriniz dahil finansman giderlerinizi ayrıntılı olarak yazmalısınız.
      (2) Nakit akım cetvelinde kâr gösterilmez. Sonunda geliriniz giderinizden büyükse kâr çıkar. Buna karşılık yıl sonunda çıkaracağınız bilançoda kâr gelir gider arasındaki fark olarak yer alır.

      Sil
    2. (1) Evet, hocamızın dediği gibi nakit akım tablosu çıkarmalısın. Kar ile nakit akımları da farklı şeylerdir.

      Örneğin, karı hesaplarken yatırımların amortismanları düşülür ancak nakit çıkışı etkisi yoktur. O nakit çıkışı zaten ilk yatırımı yaparken gerçekleşir. Dolayısıyla yıl bazında elinde kalacak parayı hesaplarken karı esas almak yanıltıcı olur. Ancak, finansman modellerinde nakit akımları hep kardan başlayarak yapılır. Önce gelir tablosu oluşturulur daha sonra bundan hareketle; nakit çıkış etkisi olmayanlar karın üzerine eklnemek, gelir tablosunda yer almasa bile nakit etkisi olanlar dikkate alınmak suretiyle nakit akımı oluşturulur.

      Projelerde gelir tablosu oluşturulması ve karın hesaplanmasının asıl sebebi ise kurumlar vergisi maliiyetinin hesaplamasıdır, neticede bu da bir nakit çıkşı etkisi yaratıyor.

      (2) Gelir tablosu, yani kar/zarar cetvelinde borçlanmalar yer almaz, bu borçlara ilişkin o yılın faiz gideri, borç döviz cinsindense ayrıca anapara kur farkı gideri/geliri yer alır.

      Galiba, bilanço, gelir tablosu konularını biraz karıştrmışsınız. Nakit akımı ile kar arasındaki en büyük farklılık genelde amortismanlar olur, net karın üzerine amortismanları ekleyin, bu sizin için o yılki naktiniz olacaktır, bununla borç anaparsını ödeyip ödeyemeceğinizi karşılaştırabilirsiniz.

      Sil
  9. Hocam merhaba,

    ' yeşil çizgi ile mavi çizgi arasındaki farkı piyasaya (bankalara) aktarmaya devam ediyor. '. Hocam bu ifadeyi biraz daha açarmısınız..Bankalar ucuza fonlanıp kar etmelerimi sağlanıyor?
    Birde bizde önceki yazılarda bahsettiğiniz FED-FFR gibi koridor faizi bankaları arası faizide belirliyor değil mi ? Yani bankalar kendi aralarında borçlanırken bu koridor içinde kalmak zorundalar mı?

    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankalar çeşitli kaynaklardan fon toplar: Mevduat, yurtdışı borçlanma ve Merkez Bankasından borçlanma. Mesela mevduatı yüzde 12 faizle toplarken MB'den yüzde 8,8 ile fon kullanıyorlar. Ne var ki MB'den kullandıkları fon toplam kaynaklarının sadece yüzde 1'i. Ben burada buna değinerek MB'nin bankaların artan faiz giderleri konusunda faizi düşük tutarak etkili olamayacağını sadece onlara düşük maliyetli fon desteği vereceğini ifade etmiş oldum.
      Fed'in faizi bankalararası borçlanmada limiti belirliyor ama bizdeki MB'nin faizine uymak gibi bir zorunluluk yok.

      Sil
    2. Sn. Eğilmez,

      Madem TCMB'nin payı bu kadar küçük, faizi niye arttırmıyor ? Zaten piyasa faizleri %10'u geçmiş,bankalar piyasadan aldıkları parayı kredi olarak veriyorlarsa onu da göz önüne almak gerekmez mi ? Yani, vatandaş parasını bankaya yatırsın diye enflasyonun azalması gerekiyor ki bankalar cazip hale gelsin ama doların yükselmesi enflasyunu arttırıyor. Demem o ki, merkez faizi arttırsa,dolar düşse veya stabil kalsa, vatandaş parasını bankalara daha çok yatırsa, kredi faizleri de düşmez mi ?

      Saygılar.

      Sil
    3. Yukarıda yanlış yazmışım. Yüzde 10 dolayında fon kullanıyorlar. Yani o kadar da küçük değil. Toplam için de yüzde 10 fena bir oran değil ve etkileyici olabilir.
      Merkez Bankasının faizi artırması doların düşmesi içi yeterli olmayabilir.

      Sil
  10. Hocam teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için.Emeklerinize sağlık.
    Merkez Bankası faizi beklendiği gibi artırmış olsaydı bu seferde siyasi kanat ile polemik içine girecekti. Hatırladığım kadarıyla kendileri geçen sene içinde Cumhurbaşkanı tarafından vatana ihanet ile suçlanmıştı. Zaten görev süresi Nisan ayı itibariyle dolacak olan Merkez Bankası yönetimi, böyle bir tartışmadan kaçınmış gözüküyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Doğru da ekonomi böyle yönetilmez.

      Sil
  11. Hocam boş verin bu yazıları benim canım sıkılıyor böyle yazılardan . Bir şey de anlamıyorum.Sosyolojik yazılar yazın .Ekonomi hep aynı zaten .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu Türkiye olunca ekonomi, sosyoloji, psikoloji pek değişmiyor.

      Sil
    2. Hocam sizin merkez bankası adlı kitabiniz vardı ekonomi politikası adlı kitabiniz kadar sade mi? ve hangi yayinevinden edinmemiz mümkün mü? Saygilarimla

      Sil
    3. Kitabin adi Merkez Bankasi degil Hazine idi. Ikisi farkli seyler "biliyorsunuz" ki.

      Sil
    4. Evet benim kitabım Hazine idi, Merkez Bankası ile ilgili kitap yazmadım.

      Sil
  12. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci,"Ocak-kasım döneminde küresel ve bölgesel menfi gelişmelere rağmen ihracatımız 132 milyar doların üzerindedir" dedi.

    BİZE BİR ŞEY OLMAZ nokta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. 2023 hedeflerine göre 2013'de 500 milyar ihracat yapacağız.

      Sil
  13. Basmadığımız paraya artıramadığımız faiz ile müdahale ediyoruz. MB politikasının özeti bu bence. Bu politikayı ne kadar süre ile sürdürebiliriz? Bunu zaman gösterecek.

    YanıtlaSil
  14. Hocam benim hep merak ettiğim bir soru var .Şimdi bizim borsamız hep 70 bin falan ama Amerikan borsaları 10 binlerde Avrupa borsaları 5 binlerde gidiyor. Bizim borsa neden bu kadar fazla ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sayılar gösterge değil. Bir zamanlar bizde insanların cebinde 100 milyon TL vardı (sonra 6 sıfır atılınca 100 TL oldu.) Buraya ilk gelen yabancılar 100 milyon TL'yi alınca milyoner olduk derlerdi. Onun gibi düşünün.

      Sil
  15. Hocam Politika faizi ile Gecelik borç alma faizi arasında teorik olarak bir ilişki var mı?Ayrıca piyasanın beklediği gibi politika faizi 50baz puan ve GBAF 25baz puan arttırılsaydı,bankalara fonlama maliyeti açısından 25 puanlık maliyet artışı olurdu diyebilir miyiz?(25puan da GVBF arttırılacağından dolayı)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hesaba göre gecelik borç alma ve politika faizi artırılacak gecelik borç verme faizi düşürülecekti. O durumda ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti çok değişmeyebilirdi. Çünkü ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti politika faiziyle (ki o artacaktı) gecelik borç verme faizinin (ki o da azalacaktı) ağırlıklı ortalamasından oluşuyor.

      Sil
  16. Hocam, politika faizi çok önemli mi ki acaba? Bankalar TCMB'den sık sık borç alıyorlar mı yani,şayet almıyorlar ise 1 Hafta Repo faizinin ne olduğunun ne önemi var?:..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devamlı alıyorlar ve ödüyorlar. İşin bir maddi yanı var bir de beklentileri etkileme yanı var.

      Sil
  17. Şu anda faizleri artırmaması bankaları ucuza fonlaması anlamına geliyor onu anladım.İyi de hocam bankalar daha fazla ya da daha az kâr etse bu halka veya ekonomiye ne gibi yarar/zarar veriyor ki? Yani faiz artınca ekonomi için ne değişecek ki zaten piyasa faizi 11 in üzerinde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz girişi artacak. Öyle olunca da kurlar düşecek. Onun da etkisiyle enflasyon inecek.

      Sil
    2. İyi de hocam bankaların mevduat faizleri zaten yüksek.Politika faizi artınca neden içeriye döviz girişi olsun mevcut yüksek faizle zaten geleceği varsa gelmez mi?...Bir de hocam, TCMB faizleri yükseltince bankalar mevduat ve kredi faizlerini de artıracak mı,mevcut faiz oranları arasında ciddi bir fark var zaten çünkü?...

      Sil
    3. Faiz artisinin tek artisi bankalarin karini arttirip, yabanci "yatirimci"nin bu guvenle ulkeye para sokmasi olur su asamada. Faiz artisi bankalarin karini arttiran bir unsurdur.

      Sil
  18. Hocam teşekkür ederim. Benim merak ettiğim bir konu var : MB bahsettiğiniz fonlama ile gerçekte zarar etmiş olmuyor mu ? Bu zarar herhangi bir bilançoya yansıyor mu ?
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız MB'nın zarar etmesi diye bir durum söz konusu olamaz. Çünkü sonuçta 1 TL'ye mal ettiği kağıda 100 TL yazıp veriyor. Bu, işin bir yönü.
      Konuya maliyet kazanç açısından bakarsak: Borçlanmayı % 7,25 ile yapıp borç vermeyi % 7,50 ve % 10,75 ile yaptığı (ya da ağırlıklı ortalamayı alırsak % 8,8 ile yaptığı) için de zarar etmesi söz konusu değil.

      Sil
    2. peki hocam merkez bankası kimden borç alır ve para sahipleri neden fazla kazanmak varken mb tercih ederler?

      Sil
  19. Hocam Ali Babacan ne oldu?

    YanıtlaSil
  20. Caiz Lobisi, faizlerin yükselmesine izin vermedi... bütün sorun bu

    YanıtlaSil
  21. hocam MB sı A.Ş. olarak 3 aylık bilançoları çıkıyor mu?
    Kar- Zarar hesapları, Gelir tablosu var mı? Nerede yayınlanıyor?

    YanıtlaSil
  22. Politika Faizi
    Gecelik Borç Alma Faizi
    Gecelik Borç Verme Faizi

    hangi oranları almalıydı peki?

    YanıtlaSil
  23. Aslında hepimiz AKP'ye destek versek ne olur ki.

    Mesela herkes namaz kılsa, herkes orucunu tutsa, herkes zekatını verse, herkes şeriat hükümlerini uygulasa ne refah dolu bir ülke oluruz böylelikle. Çünkü İslamiyet'ten daha aydınlık bir hayat yok...

    TCMB faizi arttırmış mı indirmiş mi, bunların fani işler olduğunu ah bir anlasak. Ama nedense anlamak istemiyoruz! Sorun da burada başlıyor!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşağı yukarı bu dedikleriniz olduğu için buradayız.

      Sil
    2. Nasıl yani aşağı yukarı bu dedikleriniz olduğu için buradayız. Ne demek bu şimdi?

      Siz, bu faiz arttırmanın indirmenin zahiri olduğunu, fani işler olduğunu bilmiyor musunuz? Aslında şahsınıza eleştiri mahiyetinde yazmıştım.

      Ben AKP'liyim Mahfi Bey ve bundan onur duyuyorum!

      Unutmayınız, dünya 5'ten büyüktür!

      Sil
    3. Bırakın artık bu ilerici gerici tartışmasını bence; Nobel aldınız da din engel mi oldu size, alan alıyor, Türkiye'nin en büyük sorunu bir elit sınıfının olmamasıdır bence, ilericiyiz diye geçinenler üç beş dünya çapında çalışma yapsaydı en azından bir iki dünyaya satacak bir şeyimiz olurdu. İlericiler gericilerden daha yobaz bence.

      Sil
    4. Hocam şimdi merkez faiz koridorunu daraltsa belki piyasada çok olumlu bir hava yaratacak döviz ve faizler ve düşen petrol ve emtea fiyatları ile daha da düşecek gıda enflasyonu katkısı ile yıl sonu enflasyonu gerileyecekti ancak dayağı merkez yiyecek ödülünü siyasiler alacaktı belki de merkez bunu gördü çünkü zaten döviz en kısa sürede zaten tekrar yükselecekti şimdi aslında bekleneni yaptılar ve nisan da gidecek olan bürokratlar vaziyeti kurtardılar yeni merkez bankası başkanı fed in 2.faiz artırımında şimdi yapılamayanın çok daha üstünde faiz artırmak zorunda kalacak ama Başçı'nın şimdi başı ağrımayack

      Sil
    5. Adsız 19:05
      AKP'li olmanızda veya olmamanızda benim için hiçbir sorun yok.
      Elbette dünya 5'ten büyüktür ama siz 5'ten küçüksünüz.

      Sil
    6. Adsız 21:15
      Madem bir engel yok o zaman siz alın bir ödül de biz iftihar edelim. Siz yapın bir çalışma dünyaya satın da biz gururlanalım. Niçin benden bekliyorsunuz ki? Ben burada kendi kendime yazıyorum.

      Sil
    7. fani işler deyip yakınan arkadaşımsen ve senin gibilere Soruyorum
      -vadeli hesaptan elde edilen para faiz! İken
      -bugun 90 tl ye aldıgın altını yarın 110 tl ye satarken elde ettiğin kar ne?
      -2,3 tlden yastık altına doldurup 2,9 tl den sattıgın Dolardan elde ettiğin kar ne ?
      Kimse diyor mu altından dövizden elde ettiğin karı devlet kısıtlasın emeksiz elde edilen bu kar haramdır ? !! Diyen var mı? Bu faiz takıntınız da neyin nesi bi açıklayında bende öğrenim.

      Sil
    8. cidden sayın hocam,siz bir açıklık getirebilir misiniz;
      Vadeli hesaptan gelen faiz= tu kaka
      Altından dövizden alım-satım karı peki ne? Ona niye kimse emeksiz kazanç gözüyle bakmıyor da faiz oranlarını göze batırıyor ? Aradaki fark ne!

      Sil
    9. Insanlar gercekten bazi seyleri anlamamak icin kendilerini zorluyorlar. Vicdanlari tatmin etmekse amac bosuna ugrasmayin, siz gunah olduguna inanmiyorsaniz, ayni seyse ne ala niye dert ediyorsunuz?

      Daha soylerken bile tekine faiz, tekine kar diyorsunuz. Faiz vermek demek bir borca karsilik haksiz bir bedel odemeniz demektir. Sadece borcunuzu odemezsiniz, aldginiz borctan daha fazlasini odersiniz. Faiz, ki burada reel faizden bahsediyoruz, aslinda surekli size ait olmayan bir borc olusturur. Uyanik insanlarin (seytanin?) guzel bir icadidir. Bunun toplumsal zararini kredi karti borclari yuzunden hayati zindan olanlara sorabilirsiniz. Ya da kredi borcu yuzunden isyeri kapanan emekleri ziyan olan kisilere, issiz kalanlara.

      Mevduattan faiz getirisi elde etmek (gene reel getiriden bahsediyoruz) pratikte bankalari iflas ettirmeyecegine gore gunah olma sebebi insanlara bu kotulugu yapanlara alet olmak olarak gorulebilir. Edindiginiz gelir aslinda birilerine zarar vererek elde edilmistir. Yani icki icmek gunahsa, icki satmak da gunah mantigini gudebilirsiniz.

      Altinin daha sonra degerlenmesi, ya da dolarin enflasyondan daha fazla degerlenmesinin borcla ve borcun bedeli ile bir alakasi varsa ayni seylerdir evet, ama bir alakasi yok.

      Eger bu saydiklariniz ayni seyler olsa idi zaten 'faiz' diye bir sey olmazdi degil mi? Faiz diye bir sey var ise, demek ki bunlar farkli seyler, hicbir seyden mantik kuramiyorsaniz buradan kurun bari.

      Banka faizlerine gelirsek, Turkiye'de bankalar 80'lerden sonra ABD kurgulu darbe ve sayesinde Mr. Ozal politikalari ile bankerlerin yerine gecmislerdir. Ancak siki siki kurallar sayesinde az cok adama donmus "serbest piyasa" oncesi Turkiye'de "bankalar" yatirimi tesvik ederken, 80'lerden sonra bankerlerin yerini alarak tefeci konumuna gecmislerdir. O yuzdendir ki Turkiye'nin kalkinmasi 80'ler oncesi "bankalar"in yardimi ile olmustur ve 80 sonrasi durmustur. 80 oncesi ulkedeki yatirimlarin, emegin ekmenegini de son 10-15 yilda yedik, ureten ya da uretmeye calisan bir ulke iken hizmet ulkesi haline geldik, o donemlerde kurulan vaktin ithal ikamesi saglayan fabrikalarini sattik, yerine modernlerini, yenilerini kurmak yerine AVM ve rezidans insaa ettik, cunku bankalarimiz biriktirdikleri sermayeye guvenip bol faizli ama uzun vadeli krediler verdiler, bundan ancak yarinini dusunmeyen tuketiciler faydalandi, o faizlerle uretmek isteyenin yatirim yapmasi imkansiz ve anlamsiz oldu. Uzerine bir de senelerce 'guclu devletin parasi guclu olur' masallari ile degerli kur surdurduk, uretim yapacaklar, ithalatci oldu. Sanki yolun sonuna geldik. Daha ne kadar kadar gidecegiz, gorecegiz.

      Sil
    10. Şuna net bir yanıt verir misiniz; Emeksiz paraya ne diyorsunuz? NE Şekilde tanımlayıp nazarınızda aklıyorsunuz? Çünkü altın ve döviz üzerindeki değerlenme ile elinize gecen +para sonucu zarara uğrayan bir kesim var mı yok mu? Döviz ve altın ile borçlanan kesim sizin +para umuduyla piyasadan al-sat sonucu değerlenme farkından zarara uğramıyor mu?
      Bu gün kim kime 15 sene müddetle para verip ev sahibi olmasına iş kurmasına yardım ediyor?
      Kişilerin borçlarını yönetememesi faiz lobisi diye suçlanan farazi örgütün suçu mu?
      Netlikten uzak kalabalık cümlelerle yanıt vermeyin çünkü anlamıyorum. Siz sinirlenmeden net cümlerle yanıt verin bende öğrenim ve size hak verip yanlış düşüncemi düzelteyim.

      Sil
    11. Emeksiz paraya emeksiz para diyorum. Emeksiz para ile ne demek istediginizi anlamadim. Eger pasif gelirden bahsediyorsaniz, genel olarak rant diyebiliriz. Bunu suc olarak gormuyorum cunku gelir elde etmek suc degildir. Onemli olan onu ne yaparak edindiginiz ve onunla ne yaptiginizdir. Faiz'deki problem bunun emeksiz bir gelir olmasi degil, bu geliri elde ederken insanlarin haksiz yere daha da borclandirilmasindandir. Buna benzer baska bir geliri emek verip elde ediyorsaniz bile o da suctur, adinin faiz olmasi onemli degil. Ornegin birisi emek harcayip, cete kurup, fiziksel gucunu kullanarak insanlara zorla senet imzalatiyorsa bu da suctur. Insanlar tefecilere ayaklariyla kuzu kuzu gidiyor diye bu tefecilerin yaptiklarini masum kilmaz.

      Doviz ile altin ile faizsiz borclanana, dovizin ve altinin degerlenmesi hicbir etki yapmaz. Cunku borcu altindir, doviz cinsidir ne artar ne azalir. Bir kisi doviz veya altinla borclaniyorsa mantiken gelirinin bu iki cins degerinden olmasi gerekir. Eger bir kisi doviz ile borclanip geliri TL ise, bu birincisi onu buna sevkedenlerin (genellikle daha dusuk faiz verme iddiasi ile bankalar), ikincisi ac gozlulugunden dolayi kendi sucudur. Bu tip sorunlarin kaynagi buyuk oranda sizi cok seven yardimsever bankalarin 'enstruman'laridir. Bankalar paranizi pardon, enstruman calmayi cok iyi bilir ve severler. Caz festivallerine bosuna sponsor olmazlar.

      Bugun kimse kimseye 15 sene muddetle para vermiyor, verse verse borc veriyor. 15 sene muddetle is kurmasina zaten faiz karsiligi borc bile vermiyor. Ev alan icin de once evi ipotek ediyor, dahasi gercek (ABD'deki) mortgage'dan farkli olarak eger evin degeri ana para ve faizi karsilamiyorsa kalan borcunuz baki kaliyor. Yani ana para ve faizini odeyene kadar edinmis olmuyorsunuz o evi. Tabi ki bankalardan bahsediyorum, yardim mi ediyorlar yoksa sizin erken mulk edinme hirsinizi somurup sizi gereginden fazla mi borclandiriyorlar orasi bakis aciniza kalmis.

      Kisilerin borclari olabilir, bunu odeyemeyedebilirler. Bu kendi sorumsuzluklarindan da kaynaklanabilir, mucbir sebeplerden de. Ama insanlarin borclarinin katlanmasi ve surdurulemez hale gelmesi servetini faiz ile edinenlerin sucudur evet. Kapi kapi dolanip 'hazir borc' olarak kredi karti dagitanlarin da sucudur. Vadesi gelmeyen borclarini geri cagiranlarin da sucudur. Faiz lobisi farazi bir kavram degil. Erdogan'in uydurdugu bir lobi de degil. Gecmiste gene kandirilmis ve sonradan farketmis olabilir, zira Turkiye'nin en yuksek reel faizlerden birini verdigi donemlerde 'guclu ulkenin parasi guclu olur' gibi uber ekonomik yorumlar da yapiyordu. O yuzden bu konuyu dinle ya da Erdogan ile iliskilendirip yanlisa dusmeyin. Rantin oldugu her seyde oldugu gibi faizde de lobi var. Orgutlu mu orgutsuz mu bilemem.

      Umarim sorularinizi yanitlamistir ve net olmustur bu soylediklerim.

      Sil
    12. Öncelikle zahmet edip cevapların için teşekkürler. Benim için asıl kazanç alın teri ve dirsek çürüterek elde edilendir. Faiz ve doviz-altından kazanç benim için aynı kapıya çıkıyor (iyi yada kötüler demiyorum) bu konuda fikrim pek değişecek gibi durmuyor. Yinede açıklamaların için teşekkürler

      Sil
    13. Öncelikle zahmet edip cevapların için teşekkürler. Benim için asıl kazanç alın teri ve dirsek çürüterek elde edilendir. Faiz ve doviz-altından kazanç benim için aynı kapıya çıkıyor (iyi yada kötüler demiyorum) bu konuda fikrim pek değişecek gibi durmuyor. Yinede açıklamaların için teşekkürler

      Sil
    14. Ekonomi konularını ekonomi mantığıyla konuşmak gerekir. Eğer biz bu sistemin yani kapitalizmin içindeysek (ki tam olarak uygulayamasak da ahbap çavuş kapitalizmi uyguluyor olsak da içindeyiz) bu sistemin ana parçalarından birisinin faiz olduğunu kabul etmemi gerekir. Yok eğer faiz günah diyorsak yani faiz uygulamasını kaldıracaksak önümüzde bir tek seçenek var: Kapitalist sistemi bırakıp başka bir sisteme geçeceğiz. Kimse bana katılım bankalarının faiz yerine uyguladığı kâr payı sisteminin de bir seçenek olduğunu anlatmasın. Çünkü onun faizden hiç bir farkı yok. Sadece adı değişik. İslamda, kuralların arkasına dolanarak yapılan işlere verilen ad hile-i şeriye. Yani Şeriata karşı hile yapmak. İşte kâr payı da o.

      Sil
    15. Aynen katılıyorum size hocam. Ayrıca düşüncem şuki Faizsiz bir ekonomi için yeni bir sistem kurulmalı zira mevcut kapitalist sistemin karşılığı Türkiye için kabul edilebilirliğini çoktan yitirmişki çakma kapitalizm ile idare ediyoruz. Hem liberalleri hem gelenekselcileri hem de faiz alerjisi olanları memnun edecek bir sistem gerek o da imkansıza yakın.

      Sil
    16. Adsiz 01:35'in de hocanin soylediklerine de katiliyorum. Bence de en hayirli ve dogru gelir kazanilan gelirdir.

      Katilim bankalari ve kar payi mevzusu "normal" bankalarin yaptiklarindan farksiz gorunuyor. Ben bir finansal kurumdan borc aliyorsam ve borcum reel faizin uzerinde artiyorsa bu bal gibi faiz geliridir. Buradan edinilen gelir mevduata 'kar payi' ya da faiz getirisi olarak yansitiliyorsa bu da gunaha karismaktir. Katilim bankalarinin verdikleri mevduat faizlerine degil, kredi faizlerine bakmak lazim, o zaman ne olduklari anlasiliyor zaten.

      Kimileri her sey zaten kira diye vicdanini rahatlatiyor, kimileri de faiz degil bu kar payi diye. Yapacak bir sey yok, iyi arastirip insanlarin dogruyu bulmasi lazim.

      Burada onemli bir nokta insanlarin yaptiklari islere dini alet edip bundan imtiyaz saglama cabasidir. Nasil ki Cumhurbaskani, ISID Islam'a en buyuk zarari veriyor diyor ve cok dogru diyor, kendisi de senelerce Islam'a neler yaptiklarinin farkina varmistir umarim diye dusunuyorum. Cunku bu tip bir tartismada bunlarin yuzunden konu hemen siyasi politikalara ve kendini dini gosteren kurumlara dayaniyor. Onlarin yanlislari konunun ozunu tartismayi engelliyor. Birileri 'Iste gercek Islam bu' deyip cikiyor. Faiz kavraminin sosyal hayat icin zararlari zaten islam doneminden de onceye dayanir. Adsiz 01:35'in de dedigi gibi calisarak elde edilen gelirden cok daha kolay gelirler elde etme sevdasi faiz, saadet zincirleri, manipulatorler vs. bir ton yanlis ve zararli yola itiyor insanlari. Bunlara ister dini emirlerden dolayi da karsi olun, ister ekonomi mantigi ile karsi olun, ikisi de insanligin faydasinadir.

      Sil
    17. faizin haramlığına bakacak olursak mevduat faizinden - bakınız anaparadan değil faiz kazancı üzerinden - devletin kestiği stopaj ne olacak. O zaman devlette haramdan payını alıyor. ;) devlete riayet esassa bizde yeruk sıkıntı yohh :=)

      Sil
  24. Piyasa mevduat TL faizleri 13 lerin üzerine çıkmış durumda,Bankalar kredi mevduat oranı %116 larda seyrediyor ve eldeki TL yeterli olmuyor sanırım ve bankalar arası büyük mevduat kapma yarışı faizleri buralara taşıyor.Bunun çözümü için merkez bankası ne yapmalı?

    YanıtlaSil
  25. Hocam merak ediyorum. Eğer PPK toplantısı yerine PKK toplantısı yazarsanız ne olur? Ekonomiyi takip etmeyen birçok kişiden, MB ile PKK arasında nasıl bir ilişki olabilir ki, sorusunu duyuyorum!

    Ekonomiyi takip edenler ise, Durmuş Yılmaz'ın öğrenciliği döneminde Abdullah Öcalan'la bağlantısı olduğu, belki bu sebeple PKK (PPK) toplantısı ismi konulduğunu söyleyenler bile var!

    “EVET, ANKARA’DA TAPU KADASTRO MESLEK LİSESİ’NDE ÖĞRENCİYDİK”

    “Evet, Ankara’da Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde öğrenciydik. İtibarlı bir liseydi. Orta okulu ‘pekiyi’ dereceyle bitirenler arasından öğrenci alırdı. 1966 yılında ben lisenin 3. sınıfındaydım, Abdullah Öcalan 1. sınıfta, yeni gelmişti yani...”

    “MEZUN OLDUKTAN SONRA İLİŞKİLERİMİZ KESİLDİ”

    “Ben o yıl mezun olduktan sonra ilişkilerimiz kesildi, arkadaşlardan her biri kendi hayat yoluna gitti. Ben hukuk fakültesine kaydoldum. Sonradan öğrendim, Öcalan ise okulu bitirdikten sonra siyasala gitmiş. Yıllar sonra PKK sebebiyle Öcalan’ın ismi ortaya çıkanca ‘A, bu o imiş’ diye hatırladık. Okul albümünde bütün arkadaşların fotoğrafları var.”

    http://www.ajanshaber.com/mhp-durmus-yilmazin-abdullah-ocalan-anisi-haberi/175887

    YanıtlaSil
  26. Hocam Yiğit Bulut yorumu ;

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekonomi Baş Danışmanı Yiğit Bulut Habertürk TV'ye yaptığı değerlendirmede "MB FED'den de bağımsız olunacağını göstermiştir" dedi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiler güzelin bir sözü var "yaw he hee"

      Sil
    2. Firtina eserken, kaplumbagalar bile ucarmis. Joleli isler ters gittiginde, ki suan gidiyor, ilk doneceklerden.

      Sil
  27. Sayın hocam, bir şeyi merak ediyorum:
    Merkez bankası zaten senyoraj kârı elde ediyor zaten faizden kâr elde etmesi beklenmiyor.
    Gecelik borc alma ve borç verme faizini ve politika faizini tek faiz olarak 6,5- 8,0 koridorunda dönemsel bazlı serbest salınımlı olarak birleştirdim dese ne gibi bir sıkıntı yapar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugünkü durumdan daha fazla sıkıntı yaratmaz herhalde.

      Sil
  28. Hocam merhaba,
    Sitenizi yeni takip etmeye başladım, çok önemli bilgiler var sitenizde, fırsat buldukça okuyacağım. Size sormak istediğim birkaç sorum olacaktı. 1) Ülkeye para girişinin olması için merkez bankasının faiz arttırması gerekli midir? net hata noksan kaleminin fazla vermesi örneğin ya da yabancılara gayrimenkul satışının kolaylaştırılması gibi yöntemlerle de para girişi olabilir mi? (altyapı yatırımlarının gerekliliği aşikar zaten buna değinmiyorum hiç) 2) ülkeye giren portföy yatırımı ya da doğrudan yatırımları takip etmek için ödemeler dengesi yeterli midir? 3) bir teoriye göre fed 2006'dan beri bastığı dolarların miktarını açıklamıyor ve dolar fazlalığı var, fed faiz arttırsa bile bu yeterli değil, gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı olmayacaktır. Burada bahsedilen m1 verisi midir? Gerçekten bu kadar dolar bolluğu olabilir mi? Teşekkür ederim cevaplarınız ve sitenizde verdiğiniz bilgiler için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Ülkeye yabancı para girişi (yasal yolları kastediyorum) sadece faizin yüksekliğine değil aynı zamanda risklerin de düşüklüğüne bağlıdır. Yüksek faiz çoğunlukla yüksek riskin göstergesidir. Net hata ve noksanı artırıp azaltmak bizim elimizde değil. Eğer elimizdeyse o zaman zaten net hata noksan değil başka bir şey olur (yasa dışı yollar vb.)
      (2) Yeterlidir. Bir de TCMB'nin yayınladığı Uluslararası Yatırım Pozisyonu verisi var. O da iyi bilgi verir.
      (3) Burada bahsedilen M1'in içindeki currency in circulation miktarıdır (bizim emisyon dediğimiz miktar) Dolar miktarı çok yüksek. Fed'in bilanço büyüklüğü (son 7 yılda 925 milyar USD den 4,5 trilyon USD'ye yükseldi) bize bunu gösteriyor. Sadece son 3 ayda gelişmekte olan ülkelerden 500 milyar dolar çıkış oldu. Yani Fed faizi artırmaya devam ettikçe ciddi çıkış olacak.

      Sil
    2. "Sadece son 3 ayda gelişmekte olan ülkelerden 500 milyar dolar çıkış oldu"

      Hocam bu tip verilere nereden ulaşıyorsunuz ?

      Sil
  29. İlginç.

    1-Önce MB bazı açıklamalar yapıyor.
    2-Bu açıklamalarla bir politikanın sinyalini veriyor.
    3-Bu sinyali alan uzmanlar, 22 Aralık toplantısı için tahminde bulunuyor.
    4-MB 22 Aralık toplantısında, uzmanların beklediğinin tersini yapıyor.

    İlginç gerçekten. Bu şaşırma niye ?
    MB nin faiz konusunda rasyonel bir karar alamayacağını görmek çok mu zor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Once you fool me shame on you
      Twice you fool me shame on me
      diyor Uzay Yolunun Dr. Spock'u. Ve bu söz rasyonel beklentiler kuramının özetidir aslında. İşte o nedenle Merkez Bankası inanılmaz bir itibar kaybı yaşıyor. Oysa genelde bankacılık özelde de Merkez Bankacılığı itibar işidir.

      Sil
  30. hocam hükümet faiz artsın istemiyorsa ne planlıyor acaba döviz bulmak için? Türklerin yurt dışındaki paralarına mı göz dikecek yoksa siyasi bağlantılarını kullanarak Körfez ülkelerinin petrodolarlarına mı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizden fazla bilgim yok bu konuda.

      Sil
    2. size şöyle bir bilgi verim. Dövizli askerlik 6bin dolardan bin dolara düşürülecek. Yurtdışı Türklerden gelecek paradada düşme olacak

      Sil
    3. Hiç çifte motorlu taşıtlar,emlak vergisi diye bir şey duydunuzmu ?,veya varlık vergisi gibi birşey??

      Sil
  31. Hocam hurriyet.com.tr de Merkez Bankasinin aldigi kararin etkilerini yazida aciklarken sizin yazinizi kullanmis.Tum Turkiye icin ne kadar onemli oldugunuzu tekrardan gordum. Iyi geceler diliyorum. Yaziniz yine harika olmus

    YanıtlaSil
  32. merkez bankası bagımsız olmadıgını gösterdi bundan sonra dediklerini yapmayan merkez bankasına kim inanırki.dediklerinin arkasında dursa cümle alem saygı ve güven duyardı.bunu göz ardı etti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef her geçen gün itibar kaybı yaşıyor.

      Sil
  33. Hocam MB dediklerini yapmadı ve kendisine güveni azalttı.Faizleri artırmadığı içinde ülkeden sermaye cıkısının devam edeceğini göstermez mi uzun vadede ve buda otomatik olarak doların 2016da yükseliş trendini göstereceğinin bi kanıt değil mi?Genellikle herkes TÜRKİYE CUMHURİYETİ MERKEZ BANKASI diyor asıl gercek adı TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASIdır.MB anonim bi şirkettir.Bunu ekonomi okuyanlar bile dogru söylemiyorki sokaktaki adama ne diyecen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında MB faizi artırsa da dolar yükselecek. Çünkü Fed devam edecek. Ama MB'nin faizi artırmaması önceden verdiği sözlere uyamayacağını ortaya koyduğu için itibar kaybını artırdı.

      Sil
    2. Merkez bankasının piyasa ile güven bağı kurduğu en güçlü dönem durmuş yılmaz dönemiydi yanlış mı biliyorum hocam?

      Sil
    3. O zaman devletin tepesine çökmüş olan AKP komple itibarsız.. çünkü bugün ne söylüyorlarsa yarın tam tersini söylüyorlar.. söyledikleri şeyler için söylemedik diyorlar.. söz verdikleri hiç birşeyi yapmıyorlar..

      Sil
  34. Hocam Fed i kenara koysak iç dinamiklere göre MB enflasyon kaça çıkarsa faizi arttırma mecburiyeti hissedecektir sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence şu anda hissediyordur zaten de hissetmek başka istemek başka yapmak başka şeyler biliyorsunuz.

      Sil
  35. Hocam benim aklıma sadece şu geliyor erdem başçı gider ayak faizleri artırıp dikenleri üstüne çekmek istemedi... Mb ayrıldıktan sonra cumhurbaşkanı baş danışmanı gibi bir pozisyonda görürsek sürpriz olmayacaktır... Sonuçta çok iyi kararlar alıyor !!!

    YanıtlaSil
  36. Hocam niye itibar kaybı yaşadın merkez bankası? FED de uzun süredir faizi artıracağını söyledi 2016 geldi ve daha yeni başladı artışlara. Belki bir sene daha böyle geçecek ve çeyrek daha artıracak bilebilir misiniz? Algı yönetimi yapmıyor mu böylece, FED yapar da bizim merkez bankamız neden yapmasın?

    YanıtlaSil
  37. Mahfi Hocam merhabalar, öncelikle çok teşekkürler, harika bilgilendirmeler için. FED'in kararının ve TCMB'nin alamadığı kararın halihazırda zaten net faiz marjları ve karlılığı oldukça daralan Türk Bankacılık sektörüne olan etkileri ile ilgili ve ülkede artık yan komşum Ayşe Teyze'nin bile merak ettiği cari açığa olan etkilerine ilişkin bir bilgi notu ya da yazı paylaşmanız mümkün olabilir mi? Çok bilgilendirici ve faydalı olacaktır eminim. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  38. evet fed faiz artirimindan dolayi bizim piyasa zaten faizleri takipen artiriyor doviz kuru kaybundan dolayi buda mb nin faiz artirmasini zaten anlamsizkastiriyor dogal olarak artan faizin uzerine bir de suni olarak mb de uzerine faiz artirirsa ne olur ,ekonomi bu yukselen engelin karsisinda carklarini nasil dondurur

    YanıtlaSil
  39. Hocam,merhaba.Yazılarınızı bir dersi izler gibi bir süredir takip ediyorum.Böyle bir paylaşımda bulunğunuz için teşekkür ederim.Size bir soru sormak isterim,cevaplandırırsanız memnu olurum: Bankalar,AOFM ile Merkez Bankası ndan borç para alıyorlar.Bu parayı,piyasaya kredi vererek GF ile satıyorlar. Aradaki farkı da ceplerine atıyorlar. Peki bu durum mevduat faizlerine nasıl etki ediyor? Mevduat hesaplarını, kişilerin tasarrufları fonluyor. Bankalar,mevduatlar daki fonu, krediler yoluyla GF ile piyasaya satıyor.Buradan gelen para ile,hem mevduat lara faiz veriyor, hemde kendi payını alıyor. Merkez Bankası ndan borç alıp, mevduat da kullanma imkanı olmadığına göre, AOFM veya GF nin mevduat lara etkisi nasıl gerçekleşiyor? şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankalar mevduat topluyor buna mevduat faizi ödüyor (kabaca yüzde 12) bu, toplam kaynaklarının yüzde 80 - 85'ini oluşturuyor. Dış bankalardan döviz faiziyle borç alıyorlar (kabaca yüzde 5 - 7 dolar faizi) bu da toplam kaynaklarının yüzde 5'i kadarını oluşturuyor. Kalan yüzde 10 kaynağı da TCMB'den borç alıyorlar (faizi kabaca yüzde 9.) Bunları toplayınca maliyetleri de yaklaşık yüzde 10 dolayında oluyor. Bankaların maliyetlerini ve karlarını da eklerseniz bu paraları yaklaşık yüzde 16 dolayında faizle kredi olarak kullandırıyorlar. Arada batan krediler, geç ödemeler vb de var. Sistem aşağı yukarı böyle işliyor.

      Sil
  40. Hocam, dün itibariyle artık MB'nın bağımsızlığı konusunda bir süphemiz kalmadı. Ben 2016 ekonomik takvimini söyle görüyorum: Nisan ayında Başcı görevden ayrılana kadar faiz artırmamak için öne sürülecek sebepler ekonomistlerin gündemini belirlerken, her PPK toplantısı sonrası piyasa stratejistleri de alınmayan kararları savunma konusunda yaratıcılıklarını zorlayacak.

    Nisan sonrası gelecek başkan kim olursa olsun, üst aklın gereği olarak MB ile TOKİ'nin tek çatı altında yönetimi için atılması gereken adımlar ekonomi yönetiminin önceliği olacak. Bu sayede önemli masraf kesintileri yapılacak bunlar halkımıza yol, köprü, tünel olarak dönecek.

    yeni oluşan dengede hala göreceli getiri fazlası varsa yabancı yatırımcıların bir kısmı elbette burada kalacaklar, ha vadeleri belki 1 haftaya inecek, iyice hedge fund mantığıyla hareket edecekler ama olsun. yabancı sermayeyi en sıcak para ve en kısa vadeye yönelten üst aklın elbet bir bildiği var.

    yine 2016 yılında net hata noksan kaleminin messi-ronaldo tarzı şov yapmasını beklemek gerçekci olur. üst akıl bize açığımızın %50'sinden de fazlasını kaynağı belirsiz gelirlerle finanse etmeyi öğretecek.

    her gün TV'lerde "piyasa neyi fiyatlıyor" konuşulacak, her zamanki gibi "kim kimi tokatlıyor" unutulacak.

    Yani yatırım tavsiyesi olmamakla beraber siz yine paranızı dolarda tutun en azından "bir sabah ansızın" olmayın.

    çok sevgiler

    YanıtlaSil
  41. hocam bu yazdığınız yazıyı kısaca özetler misiniz?

    YanıtlaSil
  42. "bankaları ucuza fonlamayı sürdürmesi" bankaların karını nasıl etkiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Piyasada faizler arttığı için bankaların kârı düşüyor. Bu konudaki yazıma bakabilirsiniz.
      http://www.mahfiegilmez.com/2013/06/faiz-yukselince-kim-kazanr-kim-kaybeder.html

      Sil
    2. Hocam siz de not dusmussunuz bu kisa donemli bir etkidir diye. Haklisiniz faizler dustugunde ellerindeki bonolardan bankalar kar yazabilir, ama daha sonra bu bonolarin vadesi gelince karliliklari duymeye baslar cunku faizler dustugunde "spread" azalir.

      Ayrica bu 'baz etki'si dolarin yukselmesi ile zaten silineceginden hicbir bankanin faizlerin dusmesini ya da artmasini istemeyecegini sanmiyorum. Varsa banka analisti birisi umarim fikirlerini paylasir, hatta Turkiye'de gecmiste ne olmus ornekler. Benim bilgim faizlerin arttirildigi hicbir donemde bankalarin zarar etmedigi yonunde.

      Altin satiyorsunuz ve altinin fiyati yukselince kariniz azaliyor? Bu hic akla mantiga uygun gelmiyor.

      Sil
  43. bunu milton friedman demisti

    YanıtlaSil
  44. Hocam yil sonu geldi catti. Yeni tahminlerinizi bekliyoruz. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  45. Hocam Erdem Başçı'nın sürekli dilinde olan : " Fonlama maliyetimiz arttı - azaldı" ifadesinden Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini mi anlamamız gerekli?

    YanıtlaSil
  46. Hocam SSCB döneminde 'Akademgorodok' isimli bir yapı varmış ve oldukça ilerleme kaydetmiş. İsim ilk okuyuşta (özellikle Rusça bilmeyenler için) komik gözükebilir ama böyle bir yapı gerçekten var.

    Bildiklerinizi paylaşır mısınız?

    YanıtlaSil
  47. Akademik olarak bu kadar donanımlı bir MB başkanımız olmadığını düşünüyorum, ancak bir o kadar da yaptığı gaflarla ardından söz edilecek bir başkan olacak diye tahmin ediyorum. Böyle bir görevden ayrılırken çok farklı bir algı bırakıyor olması gerekirdi. Aynı kişi FED'in Mayıs 2013 döneminde yaptığı açıklamalardan sonra takip eden aylarda yıl sonu kurunun 1,92 olması gerektiğini beyan edip üstüne üstlük beyanının 'ardında' durduğunu söylemiş bir kişi. Bu kişiden böyle bir tavır beni şaşırtmadı. Demek ki çok okumak insanı akıllı yapmıyor.

    YanıtlaSil
  48. Selamlar Mahfi Hocam. Polemik icin degil reel cikarim icin soruyorum: Dunya uzerinde "gelismis" ulkelerin kacinda Merkez Bankalari devlet tarafindan yonetiliyor, kacinda "ozellestirme" yapilmis. Bu ozellestirmeler dunya ekonomisinde farkli etkilere sebep olmuyormu? Tesekkur ederim, saygilar. Onder Y

    YanıtlaSil
  49. Hocam Merhaba,

    "Grafikten de görüleceği gibi Merkez Bankası faizlerini istediği kadar düşük tutsun piyasa faizi yükseliyor ve Merkez Bankası, yeşil çizgi ile mavi çizgi arasındaki farkı piyasaya (bankalara) aktarmaya devam ediyor."

    Bu cümlenizden en basit anlamada anlamamız gereken "bankaları ucuza fonlayarak, yani MB'den ucuza borçlan Devlet Tahiviline pahalıysa sat" bir diğer deyişle "Bedava gelir" midir ?

    Teşekkürler, Saygılar.

    YanıtlaSil
  50. sayın müsteşarım, türkiye cdsleri 270den bir türlü aşağya düşmüyor , siz bunun 2016 yıllı boyunca düşceğine inanıyormsunuz. son zamanlarda bakıyorum risk primi türkiyenin devamlı yüksek saygı ve sevgilerimle

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!