Gerçek Ötesini Tercih

Davranışsal bilimlerin son yıllarda yaşamımıza kattığı bir yaklaşım var: Gerçek ötesi kavramı (post truth.) Bu deyim, ilk kez Amerikalı oyun yazarı Steve Tesich’in 1992 yılında The Nation Dergisinde yayınlanan bir yorum yazısında kullanıldı, sonradan biraz da anlam genişlemesine uğramış olarak, Ralph Keyes’in 2004 yılında yazdığı Türkçeye Hakikat Sonrası Çağ olarak çevrilen Post Truth Era kitabıyla yaygınlık kazandı.

Gerçek ötesini tercih; kendi inancına veya düşüncesine ya da taraftarlığına uygun görüşleri alıp ötekileri dinlememe olarak tanımlanabilir.

Ralph Keyes kitabında şunu söylüyor; “Beyaz yalan dostu bir çağda yaşıyoruz. Diğerlerini aldatmak bir nevi boş zaman faaliyetine dönüşmüş durumda. Şu konuda ikilemdeyiz: Bir yandan kendi yalanlarımıza bahane bulurken diğer yandan yalancılığın bu kadar yaygın olması karşısında dehşete düşüyoruz.” 

Oxford Sözlüğü gerçek ötesi kavramını açıklarken şunu belirtiyor: “Belirli koşullar altında kamuoyu oluşturmada kişisel inançlar ve duygular, objektif gerçeklerden daha etkileyicidir.”

Carnegie Mellon Üniversitesi’nin sosyal bilimler ve karar alma bölümünden Russell Golman, David Hagmann ve George Loewenstein, Journal of Economic Literature Dergisinde 2016 yılında yayınladıkları bir makalede “gerçek ötesini tercih” sorununu ortaya koyuyorlar. İnsanların önemli bir bölümünün kendi inandıklarını gerçek, onun dışındakileri yalan olarak kabul etme eğiliminde olduklarını, kendi görüşlerine uygun olan bilgiyi alıp ondan ötesini dinlememe ya da okumama eğiliminde olduklarını ileri sürüyorlar. İnsanların bunu yaparken güvenilir kaynak olarak kabul ettikleri kaynaklardan gelen bilgileri doğru kabul ettiklerini, onun dışındaki kaynaklardan gelen bilgileri yalan olarak kenara ittiklerini savunuyorlar.

Konu, bazen kişilerin kendi çevreleriyle sınırlı kalır. Kötü bir gelişmeyi aile üyelerinden gizlemek ve bu suretle moralini yüksek tutmaya çalışmak için söylenen ve kabullenilen yalanlar beyaz yalan olarak kabul edilebilir. Buna karşılık insanların kendilerini ve toplumu bir takım yalanlara inandırmaları, o sorunun çözümü için doğru adımları atmaktan uzak durmaya yol açıyorsa o zaman konu beyaz yalan kapsamını çok aşar ve iş kara propagandaya dönüşür. Gerçek ötesi en yaygın ve etkili biçimde Nazi Almanya’sında kullanılmış ve Propaganda Bakanı olarak görev yapan Paul Joseph Goebbels tarafından bir siyasal propaganda aracına dönüştürülmüştür. Uzunca bir süre Nazi propagandası altında kalan insanların çoğu da söylenenlere inanmayı, aynı konuda başka kaynaklara bakmamayı tercih etmiştir.

Günümüzde gerçek ötesini tercih bütün dünyada oldukça yaygın bir yaklaşımdır. İnsanların büyük çoğunluğu, konulara, olaylara, sorunlara objektif bir yaklaşımla bakacak donanıma ve bilgiye sahip bulunmuyor. Bazen tek başına sağduyu doğruyu bulmakta yol gösterici olur. Rene Descartes, sağduyuyu ‘doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü’ olarak tanımlıyor. Ne var ki sağduyu da büyük ölçüde donanım ve bilgi ile oluşuyor. Bazen yeteri kadar donanımı ve bilgisi olmayan insanların kendi deneyimleri veya geçmişten gelen deneyim öykülerinden yararlanarak sağduyu ile doğruyu bulduğu görülse de bu çok yaygın bir şey değil.

Gerçek ötesini tercih, bir kişi için kendisine zarar veren sonuçlar yaratabilir. Yanlış yollara girebilir, kandırılabilir, hayal kırıklıklarına uğrayabilir. Ama gerçek ötesini tercihin asıl zararı toplumsal düzeyde karşımıza çıkar. Bir toplum, çoğunlukla gerçek ötesini tercih ediyorsa orada sorunların gerçek çözümleri bulunamaz. Toplum her şeyin iyiye gittiğini zannederken bir de bakılır ki bir facia ortaya çıkmış.  

Toplumun gerçek ötesini tercih etmesi, siyasetçi açısından tercih edilebilir. Özellikle gerçeğin kötü göründüğü ortamlarda insanların durumun iyi olduğuna inanmaları siyasetçinin güç kaybetmemesini sağlayabilir. Ne var ki bu, uzun vadede toplumun ve sistemin aleyhine gelişmelere yol açar.

Gerçek ötesini değil gerçeği öğrenmenin ve talep etmenin yolu bilimden geçer. Bilimle donanmamış bir toplum gerçeklerin yerine gerçek ötesini tercih edebilir. Bunun sonucu, genellikle, geriye gitmek olarak çıkar karşımıza.       

Yorumlar

  1. Hocam, döviz tevdiat hesapları ile ilgili düzenleme, ve maliyenin Türk parasını koruma girişimleri, gitgide kapalı ekonomiye doğru yol aldığımızın mı göstergesi
    Saygılar
    Murat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar dediğinizin göstergesi değil. Bunlar yanlış politikada ısrarın göstergeleri.

      Sil
    2. Yapılan yanlış tercihler sonucu gelinen bu durumda vadeli döviz mevduatına getirilen düzenleme gelir üzerinden vergi artırımı yapılırken , tl'deki uzun vadeli vergi düzenlemesi,gelir kaybı oluştururken ,cari açık olan bir ülkedeki daha fazla döviz talebini engellemek amaçlılıdır.Tasarruf olan istediği gibi değerlendirir.Bence sermayenin tabana yayılması için spk daha radikal düzenleme yapmalıdır.

      Sil
  2. Çapraz okumayı geçtim, okuma alışkanlığı olmayan toplumların bireyleri, kulaktan dolma bilgilerini sığ mantık süzgecinden dahada çarpıklaştırarak geçirmek suretiyle kendi salt doğrularını oluşturup yayma gayretleri çok fazla maruz kaldığımız bir olgu son dönemde. Elinize yüreğinize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu toplumlari tanimlayabilir misiniz acaba? Mesela ABD bu bahsettiginiz toplumlardan bir tanesi midir?

      Sil
  3. Eğer insan hatalı olduğunu dusunurse hatasıni düzeltir bizde hiç kimse hatasını kabul etmez ki yapan da maruz kalanda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kollektif akıl kullanılmadan ,yeteri kadar tartışmadan bir yere varılmaz, varılsada ,sağlıklı,daim sonuç çıkmaz .

      Sil
  4. Velhasıl karanlığa yumruk sallıyoruz hocam.

    YanıtlaSil
  5. Hocam yazıyı okurken ilk aklıma gelen bir kesme gerçek ötesini tercih etti diye kızarken kendisi de başka bir gerçek ötesine kayan ve gerçekten aynen onlar kadar uzaklaşanlar geldi. Bu bakımdan sizin konulara olabildiğince tarafsız bakmanızı çok seviyorum. Verdiğiniz bilgiler ve yorumlar çok kıymetli ama en çok bunun için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. Teşekkürler güzel yazınız için değerli hocam

    YanıtlaSil
  7. Gercek otesi soylemlere inananlarin gercek mutfak yanginini ceplerinde hissetmeye baslayinca (hatta basladilar bile ) nasil bir davranis gostereceklerini merakla bekliyoruz.Ozellikle 30 yas ve alti gruplar 80 li 90 li yillari bilmez.Iki gun once aldiklari malin fiyatinin birden katlandigindaki caresizlik duygusunu henuz bilmiyorlar.Ama cok yakinda ogrenecekler! O zaman gercek otesi kavrami kalacakmi bakalim!

    YanıtlaSil
  8. Hocam, "Scopes maymun davası"nı bilirsiniz. Bu dava sonucunda ABD'de evrim müfredattan tamamen çıkarıldı diyebiliriz kısaca. Sonra Ruslar Gagarin'i uzaya gönderip yörüngede tur attırınca Amerikalılar ne yanlış yaptıklarını düşünmeye başladılar ve anladılar ki sorun evrim'i müfredattan çıkarmış olmaları. Eğitimin araştırmacı, soruşturmacı karakterini yok edip ezbere dayalı dogmatik bir hale getirmiş olmaları.

    Bizim daha gidecek çok yolumuz var da gitmek isteyen kaç kişi var, onu bilemem....

    YanıtlaSil
  9. Ülkemizin suan icinde oldugu durum:(

    YanıtlaSil
  10. Güzel yazınız için teşekkürler üstad
    Nazi almanyası savaşı kaybetmek üzere ve berlin nerdeyse düşmek üzereyken bile halk zaferi almanların kazanacağına inanıyordu.opera bale vs. halk normal yaşantısına devam ediyordu.ancak Almanlar savaşı çoktan kaybetmişti bile.Ülkemizde milyonlarca insan almanlar bizi kıskanıyor modunda gerçek ötesinde yaşıyor.olurda 1-2 ay içinde işsiz kaldıklarında kışın doğalgazdan kömüre döndüklerinde,faturaları ödeyemediklerinde ve bütün tüketim kalıplarını değiştirdiklerinde gerçeğin ötesinde kalmayı halen tercih edebilecekler mi acaba?sanmıyorum.Gerçeğin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. / Erdal İnönü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de çok güzel yazmışsınız.

      Sil
  11. Platon'nun dediği gibi demokrasi eğitimli toplum gerektirir.Eğitimsiz toplumda demogoglar(halk yardakçısı)çıkar cahil halka övgüler dizer.Halk inanır oy verir.Sistem tiranlığa(diktatörlüğe) dönüşür.Köy enstitülerinin kapatılmasının nedenini açıklar.

    YanıtlaSil
  12. Hocam, “benim kız da kötü yola düştü ama ben sizin kadar güzel anlatamıyom” fıkrası geldi aklıma.

    YanıtlaSil
  13. Bilimle donanmış bir toplum olma şansımızi köy enstitülerini kapatarak kaybettik biz. Artık geri dönülmez bir yola girildiğini görüyorum keşke sizin önceki yazılarınızda bahsettiğiniz gibi ümitvar olabilsem.

    YanıtlaSil
  14. Hocam Project-Syndicate sitesinde bulunan “The Economic Cost of Erdoğan” makalesine yapılan bir yorum dikkatimi çekti. Yorumda neoliberal ortodoks düşünce devalüasyonu bir felaket olarak görmesine rağmen 90 lar Kanada, 2001 Arjantin, 98 Rusya, 2008 İzlanda, 88 Amerika devalüasyonları ve son olarak 93 Altın standardının kalkması örnekleri verilerek bu dönemleri yüksek büyüme dönemlerinin izlediği söylenmiş. Yani devalüasyon o kadar da felaket bir durum değil demek istenmiş. Bu yorum doğrultusunda birkaç soru sormak istiyorum.

    1. Devalüasyon sonrası büyüme devalüasyonun doğal bir sonucu olabilir mi?
    2. Bizim 2001 sonrası gördüğümüz ve övündüğümüz gelişme dönemi, yaşadığımız krizin doğal bir çıktısı olabilir mi? Yani çok ironik olarak bankacılık alanında yaptığımız dönemin yapısal reformlarına devalüasyonu da ekleyebilir miyiz? Bu soruyu sorduğuma inanamıyorum ama devalüasyonun kendisi bir reform olabilir mi?
    3. Devalüasyon ekonomideki bazı problemleri çözebilir mi? Bizim türümüzdeki ekonomilerde (ikiz açık, yüksek dış finansman ihtiyacı, aşırı borçluluk) dahi politikacılar tarafından ekonomi politikasında bir çözüm aracı olarak kullanılabilir mi? Böyle bir yöntem tercih edilebilir mi?
    Not: Devalüasyon terimi sanırım dalgalı kur rejimi için doğru bir kullanım değil. Yerel paranın aşırı değer kaybı diyelim.
    Zaman ayırdığınız için sağolun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam da devalüasyon miktarı ne olacak? Paranın daha ne kadar değer kaybetmesi lazım, nasıl hesaplanacak, nasıl durdurulacak, kontrolünüz altinda değil ki

      Sil
    2. 1. Olmaz, birliktelik tesadüftür.
      2. 2001 ile 2007 arasında TL o kadar değer kaybetmedi. Hatta dönem dönem değer kazandı. O dönemin büyümesi likidite bolluğundan Türkiye'nin de nemalanmasıydı.
      3. Yerel paranın değer kaybı ekonomik problemleri çözmez sadece geçici olarak rahatlama sağlayabilir.

      Sil
    3. Devalüasyon acizlik göstergesidir reform değil

      Sil
    4. Büyüme oranları: Neo-liberal politikaların izlendiği 1980-2015 yılları arası, %5,1;
      Cumhuriyet ortalaması (1924-2015), %6,5
      Plansız yıllar (65 yıl) %5,2
      Planlı yıllar (27 yıl) %9,5

      Kaynak: HBT dergisi, sayı 126, s.8

      Sonuç: Ekonomideki herhangi bir değişkenden memnun değilseniz, o değişkeni doğrudan, kısa süremde etkilyecek değişkenlerin düzeltilmesi gerekecektir.

      Sil
    5. Develuasyondan fayda saglayabilmen icin develuasyon yaptigin andaki enflasyon oranlarin diger ulkelerin enflasyonundan cok yuksek olmamalidir.
      Mesela
      %3luk enflasyona sahip bir ulkede %15 develuasyon daha fayda saglar %15lik enflasyona sahip ulkede yapilan %27lik develuasyon olan ulkeye oranla

      Sil
    6. Bu açıdan bakınca devalüasyon yerine orta ve uzun vadeli reel efektif kur daha anlamlı bence de

      Sil
    7. develüasyon üreten ülkeler için fayda sağlar.bizim gibi ara mal ithalatına bağımlı ülkeler zarar görür.

      Sil
  15. Çözümün ilk adımı bir sorun olduğunu kabul/idrak etmektir.

    YanıtlaSil
  16. Hocam bir toplumda bilim kesinlikle ön planda olmalı buna kimsenin bir itirazı olamaz. Lakin Hitler dönemi ve öncesi Almanya bilimde zirve bir toplum. Böyle bir toplumda Hitler demokratik yollarla iktidara geliyor ve 10 milyondan fazla insanı telef ediyorsa bu işlerin bilimden başka çözümleri olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilim yalnızca fen bilimleri değildir. Sosyal bilimler de çok önemli.

      Sil
    2. Politika da, ekonomi de; ölçülebilir, hesaplanabilir, bilimin konusudur.

      Sil
    3. Demokrasi kusursuz bir yontem degil. Sadece alternatiflerin icinde en akla yatkin olani. Bu yuzden uygulaniyor.

      Hitler almayasinda bile "Berlin'de hakimler var!" Hikayeleri yasanmis. Ama kurumsal kulturun olmadigi ya da yeterli olmadigi; adam kayirma ve ayak kaydirmaya dayali toplum kulturu olan ulkelerde maalesef tum kurumlar (kamu ozel) erozyona ugruyor. Telef olan insan sayisi 80 milyonlari bulabiliyor...

      Sil
    4. Hitler Almanyası örneği çok ibret verici bir örnek. Bilimde, fende, sanat ve felsefede dünyanın zirvesindeki bir ülke, yalanlarla bu kadar süre uyutulabilmiş ve ancak büyük bir yıkım, hatta felaketten sonra uyanabilmişse, sanırım daha düşük profilli ülkelerdeki toplumların, yalanların tatlı rüyasından uyanması için çok çok büyük bir felaketten başka çare yok gibi görünüyor maalesef.

      Sil
    5. Adsiz 13:10, demokrasi kusursuzdur. Cumhuriyet ile demokrasiyi birbirine karistirmayin. Cumhuriyet, demokratik ve ortak mutabakatla olusmus bir anayasa ile desteklenmediginde nasil bir rejim; gecmistekiler de gordu, biz de hep beraber goruyoruz.

      Sil
  17. Hocam elinize sağlık. Durumumuzu anlatabilmek için her türlü yolu deniyorsunuz. Umarım bir gün anlayabiliriz.

    YanıtlaSil
  18. Hocam, çaktırmadan çakmışın yine...

    YanıtlaSil
  19. Ülkemizin ismini dahi vermeden; ancak tam olarak bizi anlatmışsınız hocam. bu gibi derin çözümlemelere gereksinimimiz var.

    YanıtlaSil
  20. Hocam istatistik bölümü hakkında düşünceleriniz ve kitap tavsiyeleriniz nelerdir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konunuz da yazınız da çok güzel olmuş hocam ellerinize yüreğinize sağlık...

      Sil
  21. Gerçek ötesini tercih batı ülkelerinde hayat bulsada Türkiye'de fazla yaşayamayacaktır.
    İstenilen, beklenen oluşmadığında "haydi bir daha!" der istek yerine gelene kadar deneriz.

    Batıda yıllarca uygulanan, yer bulan tanımlar, terimlerin Türkiye'de karşılık bulması uzun zaman alıyor. Bu bir gereklilik mi o da ayrı bir çelişkidir.

    Bilginin bu kadar çoğaldığı çeşitlendiği zamanımızda denize düşen yılana sarılıyor.

    Tarihte büyük savaşların, ekonomik buhranların temelini aslında bu düşünce oluşturuyor sanırsam. İşler patlayıncaya kadar herkesin rahatı yerinde arabalar lüks, yaşamlar lüks...
    Kriz patladığında hepimiz bu lüksün altında kalacağız.

    Geçmişte de böyle yapıldı tufandan sonra hepsinin üzeri örtüldü yine zengin daha zengin fakir daha fakir kaldı.

    Bu yapılan hak gaspı değil midir?

    YanıtlaSil
  22. Bizim toplum peşine takıldığı kişi sayesinde gerçeği keşfetmiş.Fazlasını arama zahmetine girmiyor.

    YanıtlaSil
  23. http://m.gercekgundem.com/siyaset/33807/yilmaz-ozdil-birazcik-haysiyeti-olur

    Bu yazıya ne yorum yapılabilir hocam?

    YanıtlaSil
  24. "everyone is entitled to his own opinion, but not to his own facts.” diye bir sözü olan amerikan devlet adamı.

    https://www.vanityfair.com/news/2010/11/moynihan-letters-201011

    bir de bu adam vardı "look only and solely what are the facts and what is the truth to the facts bear out"

    https://www.youtube.com/watch?v=oWXiOkUL88M türkçe alt yazısı da var.

    ice

    YanıtlaSil
  25. GÜNCEL EKONOMİ ÖZETİ:

    http://m.gercekgundem.com/ekonomi/33809/finansi-sifirlandi-merkezi-elimizde-kaldi

    YanıtlaSil
  26. Mahfi Hocam Merhaba,

    2018 Ocak ayından itibaren kurlarda çok ciddi derecede artış oldu ve idarecilerimiz bunu bir ekonomik savaş olarak nitelendiriyor. Ancak bu savaşı bilimsel/teknik olarak iyi idare edemediklerini ve durumu iyi okuyamadıklarını düşünüyorum.

    Savaşlarda bazen geri çekilmenin ve düşmanı daha geride karşılamanın bir zaafiyet olarak değerlendirilmemesi gerekir. Doğru zamanda geri çekildiğiniz taktirde; (1) mevcut durumu korumak/kayıp vermemek, (2) bir sonraki çarpışma için hazırlık yapmak ve (3) cepheyi daraltarak kısıtlı imkanları daha etkili kullanmak gibi avantajlar elde edebilirsiniz (Örn: Sakarya Savaşı).

    İdarecilerimizin mevcut durumu şu şekilde kabul etmiş gözüküyorlar:

    1. Türkiye'nin ekonomik yapısı sürdürülebilir niteliktedir. Mevcut durum biraz sarsılsa da yapı kendini koruyabilir. Her türlü zorlukla başa çıkabilecek kapasiteye sahiptir. Geri çekilmeye gerek yok.

    2. Ülkenin mevcut hukuk/eğitim/ekonomi vb. sistemleri günümüz şartlarına cevap verebiliyor. Bu sistemlerde düzenleme (yapısal reformlar) veya yeni hazırlıklar yapmamıza gerek bulunmuyor.

    3. Üretimimiz/kaynaklarımız ekonomik büyümenin devamlılığı için uzun yıllar yetecek düzeydedir. Bu nedenle cepheyi daraltmaya gerek bulunmuyor.

    Bence bu yıl gerekli hazırlıkları yapmak (yapısal reformlar)/savaşı geri çekilerek daha geride kabullenmek için son bir fırsatımız vardı ancak değerlendir(e)medik.

    Umarım 80 milyonluk bir ülkeyi yönetmek için seçilen, ülkemizin geleceğini belirleme gibi ciddi bir sorumluluğa sahip ve evlatlarımızın geleceğini emanet ettiğimiz idarecilerimiz siyasi çıkarlardan uzak akla/mantığa/bilime uygun karar alırlar ve bu dönemi atlatabiliriz.

    Bizleri aydınlattığınız için teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın adsız 10:56 bu da sizin gerçek öteniz olmasın dikkat edin. Bugün yaşanan cari açık büyümesindeki ivmenin sıfırlanmasının sonucu sadece (F=ma). Aşırı tüketme kuvveti biten ekonomininin yine 50-60 milyar dolar açık verdiği halde, yaşanılan ve de birkaç ay sonra yaşanılacaklar ortada. Yakında bu cari açığı da karşılayacak kolay para kaynaklarımız da kuruyacak, o zaman kaynaklarımızın ne olduğunu göreceğiz.

      Sil
  27. Hocam çok manidar bir yazı.. Kaleminize sağlık. Tam ben bunu yazarken elektrik ve doğalgaza ortalama %15 yine zam geldi. İşte tam da bu kötü durumları gizlemek adına ‘gerçek ötesini tercih’ çok kullanılır hale geldi. Bize göre zam onlara göre zamcık!

    YanıtlaSil
  28. Mahfi bey, Bütçe açığının arttığı bir ülkede yerel para daha fazla değer kaybetmez mi? Üst düzey bir bürokrat, Cari açığın daha önemli olduğunu bunun da gitgide düşeceğini belirterek TLnin güçleneceğini söylüyor. Asıl problem cari açık olduğundan bunun da hızlı bjr şekilde düşeceğinden her şeyin birkaç ay içerisinde düzeleceğinde ısrar ediyor. Sizin bu konuda kısaca görüşünüzü öğrenebilir miyim rica etsem acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence iddialara yanıt vermeye çalışarak zaman kaybetmeyin. Bir ülke risk yaratmaya devam ettikçe kuru, enflasyonu ve açıkları düşüremez.

      Sil
    2. Enflasyonu hele hele birikimli enflasyonu basat ulkeler(ABD AVRUpa euro bolgesi japonya) ve rakip benzer ulkeler ulkelerle arasinda makas olan bir ulkede kur artisi kacinilmazdir. Hele buna yanlis faiz politikasi uygulayip enflasyonu dikkate almayip diger ulkelerden ayrisan reel faiz uygulamasiyla kur artisi atak yani develuasyon sekillerinde olur.Cari acigin varligi da bu ataklari sureli kilar yuksek dalgali olmasini saglar.

      Butce aciginin az olmasi bu gibi durumlarda hiper enflasyon olmasina engeldir avantajdir.
      Cari acigin da dusecek olmasi ise sadece bu asamada moral verir ama enflasyon dusmedikten siyasi sosyal riskler berataf edilmedikten ote hic bir sorunu cozemezsiniz.

      Sil
  29. #FakeNews diyen Trump buna güzel örnek.

    YanıtlaSil
  30. Bir de böyle bir kitle alt yapısı oluştu mu tamam.le bon'un dediği gbi.Bu arada hocam halk bankası olayı çok basit bir şey gibi yansıtıldı gibi geldi bana , siz ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef bu tür konular incelenmeden üstü kapatıldığı için gerçeği öğrenmek mümkün olamıyor.

      Sil
  31. Tarihte TÜRKTELEKOM olayından daha BÜYÜK kazık yemişliğimiz var mı Mahfi Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlı'nın son 150 yılı hep bunlarla geçti ve en büyük kazık Düyun-u Umumiye İdaresi oldu. Onun borçlarını da Türkiye Cumhuriyeti ödedi. Ama bunlardan ders çıkarmadığımız için sürekli kazık yemeye devam ettik.

      Sil
    2. TT olayindan Turkiye zarar gordu ama sonucta Lubnanli sahibi 15 Milyar dolar kadar kar edip parayi goturdu. Kesin Turkiye'de birilerine komisyon verilmistir bu olayda. TT yonetimine denetci olarak atanan kisi bugun Cumhurbaskani yardimcisi. Simdi soru su, komisyonda en buyuk pay kime gitmis olabilir?

      Sil
  32. tevdiat ve mevduat arasindaki fark nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de aynı anlamda.

      Sil
    2. Siz hangisini kullanmayi bir iktisadci olarak terimler baglaminda tercih ediyorsunuz

      Sil
  33. Mahfi hocam, elinize sağlık. Yazınız ve yorumlara sabırla verdiğiniz cevaplar için teşekkürler ☺

    YanıtlaSil
  34. Ülkemizin yıllardır süren halini anlatmışsınız hocam çok merak ediyorum ne uyandırabilir bizi acaba ?

    YanıtlaSil
  35. Yazınız için teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
  36. Bir toplumun bilimden uzaklaşması ‘intihar’dır. Bu konuda bir kitap dolusu yazı yazmış, Celal Şengör ‘ün ‘Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?’ adlı kitabı var.

    YanıtlaSil
  37. Hocam BES (Bireysel Emeklilik Sistemi)'lerde %25 lik devlet katkısı getirileri negatif olarak görünmekte belirli bir zamandan beri. Yani artık gerçek manada devlet katkısı %25 bile değil. Bu konu hakkında ne dersiniz? Teşekkürler

    YanıtlaSil
  38. Ülke Walking Dead olma yolunda... suriyeden beter can derdine düşeceğiz. Hersey komple çökecek...

    YanıtlaSil
  39. Hocam halkbanktaki "KURUN SİSTEMSEL BİR HATA YÜZÜNDEN DÜŞÜK GÖRÜNMESİ" olayını nasıl yorumluyorsunuz. Koskoca banka yazılım nedeniyle 3.80 den işlem yapar mı böyle bir zamanda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şey mümkün. Ama bu tür konularda benim bildiğim tarafsız bir kurum soruşturma açar ve olay tespit edilip aydınlatılır. Bankanın açıklama yapmasıyla bu olaylar kapanmaz.

      Sil
  40. Kapitalizm doyum noktasına geliyor ortadoğu ve petrol sömürü olarak tüm dünyada şuan dolar işliyor daha alacakları neresi varki? Türkiyeye saldırsalar ne alabilecekler paradan başka ülkenin bütçesi belli ergeç dağılım sürecine gecicektir sebepleri hüküm sürdüğü dünyada cok büyük bir cemaat misyonerlik var bunlara sürekli para aktarımı oluyor doyum noktası nedir sizce ?

    YanıtlaSil
  41. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  42. Hocam yazınızı okuyunca aklıma ilk olarak "popülist politikalar" ve "mevcut durumumuzun sadece dış güçlerin,lobilerin faaliyetleri diye gösterilmesi" gibi kavramlar aklıma geldi.

    YanıtlaSil
  43. Sayın hocam eksisozlukte hesabım yok yazamadım, orada "ekonomi bakanımız bugün ilk defa 2019'da gereken yapısal reformları yapacağız dedi. ne hissediyorsunuz bu konuda?" sorusuna "eğer 2019'da yapacaksak neden bu günden yapmıyoruz, ben onu anlamıyorum." yanıtı vermişsiniz.
    Açıklaması çok basit, arada yerel seçim var, yapısal reform biliyorsunuz acıdır, seçimden önce yapılmaz, bu nedenle şimdi değil de seneye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi de aynı açıklamayla yapısal reformları 20 yıldır erteleyerek bugüne geldik.

      Sil
  44. Sayın hocam bir zamanların Hitler dönemiyle şimdiki türkiyemizi anlatmıssınız sonumuz allah göstermesin Hitler almanya sı olmaz (dış güçler güya bize ekonomik yönden saldırıyomuş sen paraları olur olmaz yerlere harca deniz bitincede saldırıyorlar de )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şöyle ufacık fark var, Hitler Almanya'sı zamanında ve öncesi 40 yılda dünya üzerinde yapılan buluş ve teknolojik gelişmelerin çok büyük kısmı orada yapılmış. O yüzden bugün o ekosistem almanyayı bugünlere taşımış.

      Sil
  45. Mahfi hocam iyi günler, düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. İyi bir iktisatcının Felsefe, Sosyoloji, Tarih gibi diğer alanlarada hakim olması gerektiğini söylemiştiniz. Benim sorum biraz daha farklısı olacak. Lisansı Sosyoloji, Felsefe, Psikoloji olan daha sonra lisansüstü seviyesi Ekonomi, Finans, MBA alanında ilerleyen kişi sizce bu çevrede nasıl karşılanır? Başarılı olsa bile başarısızlığa itilir mi? Lisansı farklı olmasından kaynaklı iş bulmakta sıkıntı yaşar mı? Yurtdışında alandışı gelişim göstermek yaygın iken ülkemiz açısından bu durumu merak ediyorum fikirlerinizi paylaşırsanız teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendini iyi yetiştirmişse sıkıntı olmaz.

      Sil
    2. Lisansın ne olursa olsun buna takılma kardeşim. Ben 1999 yılında c++ ile kod yazarken beni de eleştirdiler mühendis değilsin diye :( Kulak tıka bunlara ve kendini geliştir.

      Sil
  46. Sayın Eğilmez, bence; Gerçek Ötesi Tercih, bizim Ülkemizde tam doğruyu anlatmıyor, ben Tercih Ötesi Zihniyet daha doğruyu anlatıyor diye düşünüyorum. Bizler buna BAĞNAZLIK yani (İnat, Nispet, Haset, Nefret, Kin) diyoruz. Bizim Ülkemiz ve maalesef Eğitim sistemimiz BAĞNAZ insanlar üretiyor. Eğitim sistemimiz ve toplumumuz , ŞEFKAT, ADALET, NEZAKET aşılayamadığı için Çağdaşlaşamıyoruz. Ülkemizde BAĞNAZ larla ÇAĞDAŞ ların savaşı yaşanıyor ve maalesef BAĞNAZ lar kazanıyorlar. BAĞNAZ insanlarımız, birinin peşine takıldılar mı veya bir şeye inandılar mı bu PAZARA kadar değil, MEZARA kadar sürüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız mezara kadar dedikleri konuda da ilk pazarda satıveriyorlar o kişiyi veya kurumu.

      Sil
    2. Hocama katılıyorum aynen öyle her devirde kazanan insanlar var bu ülkede iktidara kimin gelip kimin gittiği farketmiyor onlar için her dönemde her türlü kazanıyorlar yalakalıklarıyla. Kraldan çok kralcı var bu ülkede yöneticilere boşuna kızmayın reaya da iş yok demişti ya ilber hoca aynen öyle bencede reayada hiç iş yok

      Sil
  47. Yazınızı ilgiyle okudum.. öncelikle teşekkür ederim..merak ettiğim şey ise westinger in inançlar ile ilgili çalışmasını inceleyip incelemediginiz?bence gerçek ötesini tercih kavraminin altini oldukca dolduruyor..saygılar efendim..iyi çalışmalar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yazım hatası için üzgünüm..festinger olacaktı..buyrun..

      Leon Festinger'in, İnançlarına Aşırı Bağlı Kesimin Davranışlarını Ölçen Basit Ama Etkili Gözlemi
      iStock

      leon festinger, sosyal psikolojinin babası olarak tanınan kurt lewin'in öğrencilerinden biridir. festinger araştırmaları sırasında, insanların yaşayışlarına düzen getirmeye çalıştıklarını ve bunu aynı saatlerde yemek yemek, işe giderken binilen aracın hep aynı koltuğuna oturmak gibi rutinler ve alışkanlıklarla sağladıklarını fark etti. geliştirilen rutinler bozulduğunda ise insanlar tedirgin olduğunu gördü. festinger aynı şeyin düşünce kalıpları ve inançlar için de geçerli olduğunu bulur. sahip olunan çok güçlü inanç aksine bir kanıtla karşılaştığında bu durum, rahatsızlık yaratan bir iç tutarsızlık yaratmaktadır. festinger buna ''bilişsel çelişki'' adını verir. bu kördüğümün çözülmesi için ise tek yolun inanç-kanıt kompleksini tutarlı hale getirmek olduğu sonucuna varır.

      1954'te bir tarikat, dünya dışı varlıkların belirli bir tarihte dünyanın sonunu getireceklerini öğrendiklerini ve kurtulacakların gerçekten inananlar olacağını iddia ederler. festinger ve birkaç meslektaşı grup ile iletişime geçerler. belirtilen tarihten önce ve sonra röportaj yaparlar. düşünülen, kehanet yanlış çıktıktan sonra grup üyelerinin inançlarını terk etmesi yönünde olsa da, gerçekte bunun tam tersi gerçekleşmiştir. kehanet günü yaklaşırken grup üyelerinin sadakatine karşılık dünyanın bağışlanabileceğini söyleyen bir başka "mesaj" gelmiş, tarikat üyeleri daha ateşli inananlar olmuşturlar.

      festinger, bilişsel çelişkinin ya da en azından onun engellenmesinin, güçlü inançları olan birinin aksi bir kanıtla karşılaştığında fikrini değiştirmesini olasılık dışı kıldığı sonucuna varmıştır.

      festinger bunu şöyle açıklar: "ona katılmadığınızı söylediğinizde arkasını dönüp gider. ona olguları veya rakamları gösterdiğinizde kaynağınızı sorgular. mantığa başvurduğunuzda söylemek istediğinizi anlamakta başarısız olur."

      tanıdık geldi değil mi ? vurdumduymaz bir toplumun psikolojisinin nasıl oluştuğuna dair güzel bir bakış açısı. "güçlü inançların" karar alma mekanizmasını nasıl etkilediğini de gösteriyor.

      Sil
  48. Hocam merhaba
    Herkes, ne olacaksa artık bir an önce olsun beklentisinde. Bir cisim yaklaşıyor, hissediliyor ancak yaklaşan şey nasıl bir şey asıl beklenen o.
    Sizce neye hazırlanmalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ortamda herkesin tek tek hazırlık yapması pek kolay değil.

      Sil
    2. Aslinda bir cisim yaklasmiyor. Biz freni patlamis bir kamyon gibi bir cisme hizla kontrolsüz yaklasiyoruz. Bu cismin ne oldugunu carpisma aninda ögrenecegiz galiba.

      Sil
  49. Beklenti yönetimi politikacıların işi olabilir, fakat cahilce yapılacak bir iş değil! A.B.D. dışındaki gelişmiş toplumlarla aramızdaki farklardan biri de, bu! Marks’tan sonra; bize daha doğruymuş gibi gelen öznelliğin, bireyselliğin yerini nesnel ve eşgüdümlü davranış ve devinim almış olmalıydı. Bunun için bilimle uğraşıyoruz ve bilim üretiyoruz. Bilim dışındaki öznellik, bir süre sonra bize varlığımızı sorgulatır, bir hal alabilir!...

    YanıtlaSil
  50. sayın hocam şu ortamda tüm vadelerdeki tl vergilerinin kaldırılması daha uygun olmazmıydı.ayrıca adam dolarını bankada tutuyor ama faiz talep etmiyor.sayın hocam buna neden vergi uygulanır,bu bankadaki doları yastık altına itmezmi.bana yanlış gibi geldi.ayrıca yukarda yazdıklarınız bana papua yeni gine hükümetini aklıma getirdi.iyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar mevduatına sadece faiz alandan vergi alınıyor. Dolarını bankada vadesiz hesapta tutup faiz almayandan vergi de alınmaz.

      Sil
    2. Ek olarak vergi oranları, nette kar beyan eden şirketler için tüm vadelerde ve tüm dövizler/TL mevduatları için yüzde 20'dir. Hatta 3 yıl için 2 puan daha artmıştı değil mi? Yani yüzde 22 oluyor aslında.

      Tamam kaynağında yürürlükteki oranlardan kesiliyor ama şirketler 3 ayda bir beyan ettikleri kar üzerinden Kurum geçici vergisi ödüyorlar. Çıkan vergiden de kaynaktan kesilen vergileri düşüyorlar. Yani brüt faiz gelirleri üzerinden yüzde 20-22 vergi ödemiş oluyorlar.

      Sil
    3. çıkan kanunda alınıyor iyi okuyun .o yüzden garibime gitti

      Sil
    4. Şükrü Bey bir noktayı kaçırıyorsunuz. Sizin dediğiniz doğruysa bu servet vergisi olur. Okumamıza sizin deyiminizle iyi okumamıza gerek bile yok; çünkü doğruysa yeryerinden oynardı.

      Siz o kısmı burada paylaşın, beraber yorumlayalım.

      Sil
    5. timür bey şu madde..vadesiz veya 6 aya kadar döviz vadeli hesaplarda stopaj oranı 20ye çıkarıldı.ben bu maddeden bunu anladım.vadesiz hesaplarda adam döviz faizi istemiyor diye anlıyorum,zaten o yüzden vadesiz yapıyor.dediginiz gibi servet vergisi .o yüzden yanlış gibi geldi bana dedim zaten.saygılar.sizde bu maddeden anladıgınızı yazarmısınız.bende yanlış anlamışım diyeyim.saygılar

      Sil
    6. Daha evvelden çok eskiden ama bankalar aklımda yanlış kalmadıysa dönem sonlarında vadesiz hesaplardaki bakiyelere de faiz veriyorlardı. Bu maddeden kasıt vadesiz hesaplara da banka faiz ödemesi yaparsa uygulanacak stopaj yüzde 20 olacaktır.

      Değişiklik yapılan kısmı değil o maddelerin yeraldığı kanunun tümünü okumanız, ele almanız gerekir.

      Sadece değişen bölümü okumanız sizi bu hataya götürüyor.

      Peki kanun koyucu neden vadesiz hesaplara, bankalar madem faiz işletmiyorsa bu maddeye dahil ediyor?

      Belli mi olur, siz bu kısımda bir boşluk bırakırsanız bankalar vadesiz hesaplara da faiz ödeme uygulaması başlatabilirler. Bu da vergi kaybına yol açabilir.

      Saygılar,

      Sil
    7. Timur Cimen maddeyi cok guzel aciklamis, tesekkurler.

      Sil
  51. Mahfi Eğilmez'in, ekonomiyi düzeltmesi için siyasete girmesini çok istiyorum.

    Ama siyasete girdiğinde, Mahfi Eğilmez'in üzerine de çamur sıçratılar diye endişeleniyorum.

    Kafam karışık...

    Ehil kişiler kıpırdayamaz oldu...

    Kafam karışık...

    YanıtlaSil
  52. Bu konuda Celal Şengör’ün yanıtı şöyle olabilirdi: ‪Celal Şengör, Akıl ve yapay zeka - Aklı olmayanlar silinecektir https://youtu.be/Su6Gq1YESdc @YouTube

    YanıtlaSil
  53. Merhaba hocam,

    Bugünlerde ülkemizde olan tam da budur. Şaşkın bir vaziyette izliyoruz biz de. Yazınız için teşekkür ederiz.
    Ticrette ABD gümrük vergilerini yükseltirken ki Türkiye için iki katı daha fazla yükseltirken TL'deki değer kaybi bunu tolere eder mi? Bu konuyu değerlendirmenizi ve görüşünüzü rica edebilir miyim. Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
  54. Hocam kur sepetinin 7.5 civarında kalması kişi başı GSYİH $5000 altına düşürür mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. GSYH TL ile hesaplanıp yıllık ortalama kurla Dolara çevriliyor. Bu yıl an itibariyle ortalama Dolar kuru kabaca 5,20. Buna göre 3.500 milyar TL olarak tahmin edilen GSYH 673 milyar dolar eder. Onu da 80 milyona bölersek kişi başına gelir 8.400 dolar dolayında çıkar. Geçen yıl bu tutar 10.500 dolardı.

      Sil
    2. 2019 yılında büyüme negatif olur ise ve aynı politikalar devam eder ise ortalama kurun en az 10 TL olacağını düşünebiliriz. Artık 3. dünya ülkesi olarak gurur duyabiliriz.

      Sil
    3. hocam ne yaptınız öyle. 673 milyar dolar gsyh, %20 küçülme demek. Venezuela bile o kadar küçülmüyor.

      Sil
  55. Bilimle donatılmış bir toplum var mı acaba? Bilimle donatılmış toplum gerçek ötesi olabilir mi? Sanırım insan davranışlarını anlamak için gerçek ötesi kavramı fazla faydalı değil. İnsanların hedefleri gerçek ya da gerçekleşmiş değildir. O nedenle gelecekle ilgili tüm hedefler ve politikalar gerçek üstü kabul edilebilir. Mevcut durumu verili ve değiştirilemez kabul eden yaklaşımlar da gerçek oluyor tabi ki. Mevcut durumdan şikayet edip bunları değiştirebilecek alternatif politikalara karşı çıkılmasını anlayamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir toplumun bilimle donatılması mümkün değil. Ama toplumun beşte biri bilime yakınsa sorun çözülür. Çünkü onlar ötekileri de iyi kötü eğitir.

      Sil
  56. "The confidence people have in their beliefs is not a measure of the quality of evidence [but] of the coherence of the story that the mind has managed to construct. People tend to have great belief in the stories that are based on very little evidence." - Daniel Kahneman

    YanıtlaSil
  57. Post truth tercihinin nedenini analiz etmeden sadece tanımlamak yetersiz bir tutum. İnsanları, toplumları post truth'a iten nedenleri tespit etmeden, alternatif üretmeden bir yere varamayız. Sonuçta post truth da bir palyatif çözüm aracı olabilir, çözümsüz durumlar için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Post truth bir çözüm aracı değil bir durum tespitidir. Bunun çözümü kaliteli eğitimden (mutlaka okulda olması gerekmez) geçer.

      Sil
    2. Sayın Hocam,

      Post truth bir tercihtir, insan beyni/psikolojisi belli açmaz ve çıkmazlar algıladığında kendini kandıracak ve tutunacak olgular/sahte gerçeklikler bulur ve bunu bilinçdışı da yapar bilinçle de. Post truth tercihi burada bir survival kit olarak da düşünülebilir, o yüzden bir araçtır. Sadece matematiksel olarak konuya bakarsanız, durum tespiti der ve orada kalırsınız. Ayrıca kaliteli dediğiniz eğitim de izafi, neye göre kime göre? Rasyonel eğitimi kastediyorsanız kabul edilebilir, ancak; insan psikolojisinin söz konusu olduğu bütün durumlarda,olgularda, şartlarda post truth(sizin tabirinizle durum tespiti) ne kadar kaliteli eğitilmiş olursa olsun, insanlar post truth'a meyledebilir. Diyeceğim şu ki, post truth'a sarılmak isteyenleri tamamen anlamadan bir şey çözülemez.

      Saygılar

      Sil
  58. Hocam, Ticaret Bakanliginin, girdi maliyeti ve dövizle aciklanamayan zamlara ilişkin müdahalesi hakkinda ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi dışı müdahaleler genellikle olayı karaborsaya taşır.

      Sil
  59. Hocam bu yılı 7 TL = 1 USD ile bitirirsek enflasyon yüzde kaç olur 2018 yılı için?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. enflasyon yuzde 27.50 en dusuk gorsek iyidir

      Sil
    2. Ben yilbasindan beri diyorum ki… %25

      Sil
  60. Hocam iflas haberleri duyulmaya başladı.Batış gözle görülür hale gelmeye başladı mı sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu haberleri daha fazla duyacagiz. Bununla beraber fabrika yanginlarini da..

      Sil
  61. Merhaba, 'Gercek Otesini Tercih' tanim olarak yeni bir sey olmaktan ziyade bagnazligin tanimi ile uyusmuyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen konu bağnazlığın ötesindedir. En serbest düşünceli insanlar bile çıkarları nedeniyle gerçek ötesini kabul etmeyi ve savunmayı tercih edebiliyor.

      Sil
  62. Gerçek ötesi (post truth) kavramı oldukça aydınlatıcı ve açıklayıcı olmuş. Bu ve benzeri kavramlar ara sıra ele alınıp işlenmeli. Ne kadar teşekkür etsem azdır.

    YanıtlaSil
  63. Çok önemli bir konuyu, yani bugünkü hallerimizi kısa, öz ve de anlaşılır bir biçimde anlatmışsınız. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  64. Herkes üçkağıtçı sahtekar olmuş ancak kendi kazıklandığında veryansını basıyor ülkenin çivisi çıkmış diye yakınıyor hiç kendisine bakmıyor başına gelince de anlamıyor yalandan anlıyor gibi yapıyor karşısındakinden dürüstlük bekliyor millet olarak dürüst bir millet değiliz malesef hep kandırmaya çalışıyoruz birbirimizi her alanda geçerli bu pazarda markette sanayide otobüste dolmuşta aklınıza gelen her sektörde malesef dürüstlük yok

    YanıtlaSil
  65. Hocam, su anda Istanbulda sarbon süphesi ile hastahanelere 22 kisi basvurmus durumda. Ülkenin cesitli yerlerinde de tespitler var.

    Hal böyleyken…

    Tarim Bakanimiz halka aciklama yapiyor .. "Gönül rahatligiyla et yiyebilirsiniz diyor"

    Bu aciklamayi yukaridaki yazinizdaki konuya uygularsak.. nereye oturtalim.?

    YanıtlaSil
  66. Hocam gayet nefis bir yazi olmus.Icinde oldugumuz durum en guzel bu sekilde bir blimsel ifadeyle ozetleneblirdi.Elinize emeginize saglik.Siz gorevinizi yapiyorsunuz.Aksyon almasi gerekenlerde insallah vazifelerini yaparlar.

    YanıtlaSil
  67. Türkiyedeki yöneticilerin şuan içinde bulunduğu ve uzun zamandır günü kurtarmak için yaptığı davranış biçimi gerçek ötesi tercih. Aslında tüm gerçekleri bilirler fakat çıkarları için olması gerektiği gibi değil kendi çıkarları için bu davranışı seçerler kolay ve güç kazandırır.
    Sistem değişikliği diyerek getirilen dünyada olmayan modelleri ile Ekonomi Şahlanacak piyasa uçacak dediklerindede herkesi inandırdılar kandırdılar fakat tam tersi bilimsel gerçekler hüsrana uğrattı herkesi. Ülkemizde belirli bir işleyiş yok oldu kurumlar ayrılığı kurumlar birleşmesi olunca iflas kaçınılmaz oldu. Ekonomi, Finans, Maliye, Ticaret farklı konular oldukları halde tek bir yapı olarak tek bakanlıkta birleştirildi ( Ticaret hariç ) doğal olarak her muhasebeciyi ekonomist zanneden halkta güzel birşey sandı ve destekledi. Üniversitelerde Ekonomi bölümü, Maliye bölümü, Finans Bölümü isim değişikliği diye farklı açılıyor zanneden halkımız yakında hepsini öğrenir umarım birdaha yaramazlık yapmazlar inşallah. :)

    YanıtlaSil
  68. https://m.dunya.com/kose-yazisi/yeni-ekonomi-yeni-para-ticari-lira-tcl/426413
    Linkinde belirtilen ticari lira ile ilgili ne düşünüyorsunuz. Bu yazı da bir gerçeği kabul etmeme örneği olduğunu düşünüyorum. Uygulanamayacağın8 düşünüyorum. Fikrinizi merak ediyorum. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  69. Devlet burda suçlu ama halk da suçlu gelirinden çok tükettin.bosa devleti suçlama ve asgari ücretle çalışırken aldigin i phonu bi yerine tika ve fakirlesmeyi izle.hocam size saygı duyuyorum ama malesef bu makaleyi okuyanların yüzde 99 u okuyor anlamiyor

    YanıtlaSil
  70. İsmet Ahlatcı2 Eylül 2018 09:10

    Üstad elinize sağlık, tek kelime ile MUHTEŞEM bir yazı.
    Hz.Ömer'in bir sözü var.
    "SENİ ÖLÜME DE GÖTÜRSE
    DOĞRULUKTAN SAKIN AYRILMA" demiş.

    Gerçek ötesimi tercih edenlere ithaf ediyorum

    YanıtlaSil
  71. Hocam selamlar/saygılar.
    Sade bir vatandaş olarak ;
    Öğrenmek/bilgilenmek adına bir sorum var.

    Diyelim ki
    x bir bankanın toplam aktifleri 400 milyar tl .
    Özkaynakta 40 milyar tl.

    Şimdi bu toplam aktiflerde %10'luk bir zarar oluşursa ,
    sadece %10'luk .
    özkaynakta 0(sıfır)lanıyor mu?.

    Sağlıcakla.syg.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zarar aktif buyuklukten hesaplanmaz, hasilattan(ciro da diyebilirsiniz) hesaplanir.

      Bir isletmenin kaynak altyapisi, borclarinin toplami ve ozsermayesinden olusur. Ozsermayesi sifirlanmis hatta eksiye dusmus olsa bile, geliri ile borcunu cevirebildigi takdirde ticari hayatina devam eder.

      Sil
  72. Kullanılan ifade "gerçek ötesi" değil de "gerçek dışı" olarak adlandırılsaymış sanki daha iyi olurmuş. Gerçek ötesi deyince olumlu bir şeymiş gibi algılanıyor. Çok güzel yazıydı teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Post "öte, sonra" anlamına geldiği için gerçek ötesi diye çevriliyor Türkçe'ye. Az karşılaşılacak bir durum olsa da bazen olumlu da olabilir.

      Sil
  73. Hocam, gerçekliği çarpıtma sanatı (retorik) antik felsefe doğa felsefesi sonları dönemine takbül ediyor, bu gayet normal ve hayatın içinde çok karışık bir ilerleme yol alma, insanlar yaşamlarında gerçekliği yüzde yüz yaşar iseler ya hayvan olurlar yada erken ölürler, hepimiz yol alıyoruz kandırılıyoruz.
    Ben size bir konuda soru sormak istiyorum.
    Amerika bir küçülme stratejisine mi girdi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amerika'nın daha doğrusu Trump yönetiminin belirli bir stratejisi olduğunu sanmıyorum.

      Sil
    2. Hocam cevaben diyorsunuz ki..

      ""Amerika'nın daha doğrusu Trump yönetiminin belirli bir stratejisi olduğunu sanmıyorum""

      Gercekten böyle mi düsünüyorsunuz. ABD din gercekten bir stratejisi yok mu? Bu cok iddiali degil mi Hocam.?

      Kaldi ki Trump ABD nin baskani. Trump ayri ABD Devleti ayri nasil düsünülebilir. Trump demek ABD ve derin devleti demek. Devlet istemese 1 gün bile orada duramaz.

      Ekonomist degilim. 30 yildir gündemi aklim erdigi miktarda takip etmeye calisirim. Tabiri caiz ise öyle bir Ali Cengiz oyunu yapacaklar ki yine herkes ters köse olacak.

      Sil
  74. Hocam çok teşekkür ederim. Elinize sağlık..

    Açıklayanadığım / anlayamadığım pek çok davranışının, Gerçek Ötesi kavramıyla anlamlandırabileceğimi ve yeni okumalar için yol gösterici olduğunuz için....

    iyi ki yazmaya devam ediyorsunuz...

    YanıtlaSil
  75. Sayın Hocam merhaba. İlahiyat fakültesini yeni bitirdim. Çok yeni bir alan olan İslam iktisadı alanında ilerlemek istiyorum. Bugüne kadar iktisat ile ilgili hiçbir çalışmam olmadı. İslam hukuku hocalarımın teşviki ve destekleriyle bu alana yöneldim. İktisat Yayınları'ndan çıkan 25 kitaplık seti (4 kitabı henüz basım aşamasında) aldım ve okumaya başladım. Benim ve benim gibi bu alana girmek isteyen ilahiyatçı arkadaşlara tavsiyeleriniz nelerdir? Açıkçası bu alana yabancı olduğum için çok korkuyorum. Anadolu Üniversitesi'nin açıktan iktisat bölümüne başlayacağım. Asla diploma amacıyla değil. Sadece iktisat alanına olan yabancılığımı, ders videoları ve materyaller ile bir nebze de olsun atmak için. Sizce bu alana yönelmek isteyişim güzel ve yerinde bir karar mıdır? Yoksa gereksiz ve herhangi bir şey vadetmeyen bir karar mıdır? Olumlu bakıyorsanız kitap ve diğer her türlü tavsiye ve görüşlerinizi yazabilir misiniz? Çok teşekkürler. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana aynı zamanda e-mail ile de yazdığınız için orada yanıtladım sorularınızı. Başarılar dilerim.

      Sil
  76. Mahfi bey, size pek sorulmayan bir sorum var:

    Çin ekonomisi şu an yavaşlama içinde mi?

    Eğer Çin ekonomisi yavaşlıyorsa, halihazırda yavaşlayan Türkiye ekonomisini daha da yavaşlatır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavaşlama içinde. Benim tahminim küresel krizin üçüncü aşaması olarak değindiğim gelişmekte olan ülkeler kökenli bir kriz tehlikesi henüz atlatılmış değil.

      Sil
  77. Sıradan vatandaşların ekonomik daralmadan olumsuz etkileneceği aşikâr.

    Peki sizin gibi ekonomi duayenleri, iktisatçılar da, ekonomik daralmadan olumsuz etkilenecek mi?

    Bunu, "ohh olsun!" anlamında sormuyorum. Gerçeği öğrenmek için soruyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisatçılr da bu toplumun bir parçası olduğuna göre elbette ki olumsuz etkilenecekler.

      Sil
  78. Bu ülkede siyaset her geçen gün daha fazla gerçek üstü zeminde yapılır olduğu için insanlar da düşünerek oy vermek yerine duygulariyla oy veriyor.
    Bu ortamda ayaklarin baş, küstahliğin karizma, inançin delil, görüntünün içerik(nitelik), komplonun strateji, alginin gerçek, vs olması kadar doğal birşey yok.

    YanıtlaSil
  79. Zamanlaması çok doğru bir yazı olmuş hocam, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  80. Mahfi bey;
    Bilimsel ve aydınlatıcı yazılarınız ve çalışmalarınız için çok teşekkür ederim.
    Bu ülkenin yetiştirdiği bilim insanlarının, bilimsel gerçekleri yazmaları ve paylaşmaları topluma ışık tutmaları çok kıymetli..
    Umarım daha fazla bedel ödemeden aklın ve bilimin yolunu seçeriz.. Çok emek verilmiş çalışmalarınız ve yazılarınız için tekrar teşekkür ederim.. enerjiniz yüksek.. çalışma azminiz daim olsun..

    YanıtlaSil
  81. Sayın Hocam saygılar.
    Değişim sürecinde Türkiye kitabınızı okuyorum.
    sayfa 50, tablo-2 TC'nin kapitalist sistemle deneyimi
    1940-49 dönemi: büyüme -%0,9, dönem boyu ferdi gelir artışı : 159-93 = 66 USD bu nasıl oluyor ?
    Meslekten ekonomist değilim, mühendisim.
    Açıklama yaparsanız sevinirim.
    Selam ve saygılarımla.
    AHMET AKKÜÇÜK

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorsunuz GSYH TL ile hesaplanıp ortalama kurla dolara çevriliyor. TL dönem içinde değer kazanmışsa ekonomi küçülse bile gelir artışı oluşabiliyor. Son dönemde bunun tersini yaşıyoruz. 2017'de ekonomi yüzde 7,4 büyüdüğü halde kişi başına gelir 10.800 dolardan 10.500 dolara düştü.
      Sevgiler

      Sil
    2. Teşekkür ederim hocam.
      Prensibi anladım da, 66 / 93 = %70 gibi bir artış biraz fazla geldi.
      O da 10 yıllık zaman faktöründen kaynaklanıyor diye değerlendiriyorum.
      Selam ve saygılarımla.
      AHMET AKKÜÇÜK

      Sil
  82. Makro ekonomi kitabınız hakkında birkaç soru:
    Sayfa 73'de denklemde üretim yöntemiyle ölçülen GSYH 2.338 milyar TL olarak yazıyor fakat bir alt satırında 1747 diye yazılmış bir hata mı var yoksa benim kaçırdığım bir nokta mı var anlayamadım.
    Ayrıca sayfa 85'de hizmet üretiminin alt dallarının kısaltmaları yazılırken kamu hizmetleri (PS) diye yazılmış fakat denklemde (GS) kısaltmalarda ikiside kullanılıyor mu? Bu konular hakkında aydınlatırsanız sevinirim. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1747 önceki baskıdaki hesaplardan kalmış, (PSp) de yanlış olmuş doğrusu (GSp) olmalıydı. İkisini de sonraki basıda düzelttireceğim. Teşekkür ederim.

      Sil
  83. Fatih Kömürcüoğlu3 Eylül 2018 09:02

    İnsanların hayatını yönlendiren en önemli şey amaçlarıdır. Önemlilerin önemlisi temel amaçtır. Araba örneğinden gidelim. İnsanların araba almalarındaki temel amaç gitmek istedikleri yere ulaşmalarıdır. Hızlı ulaşma, konforlu ulaşma, güvenli ulaşma, ucuz ulaşma yan amaçlardır. Ülkemizdeki mevcut iktidar hala insanları istedikleri yere ulaştırmayı sürdürüyor. Ama motoru çok gürültülü çalışıyor, çok yakıt tüketiyor, sık sık arıza da yapıyor. Ama insanımız henüz bununla mı uğraşacağım satayım kurtulayım noktasına gelmedi. Nedenine gelince birincisi düzgün çalışan iktidar edinmek ciddi bir fedakarlık istiyor ikincisi piyasadaki mevcut diğer arabaların da altındakinden pek farkı yok.

    YanıtlaSil
  84. Mahfi hocam,

    yorumlarda sorulan birçok soruyu okuyup cevaplar vermeniz çok naif ve kıymetli. Bu çabanızı ve sizi seviyorum, iyi ki varsınız.

    Saygılar.

    YanıtlaSil
  85. cok guzel bir yazı.Yapılan yorumlar da oyle.
    Bence ulkelerin gelişmişlik oranı kollektif aklı ne olcude kullandıklarıyla yakından ilgili.Bunun da temeli eğitim kalitesinde yatıyor.Çalıştıgım yerde görüyorum kimse boşa yanan lambayı veya klimayı kapatmıyor "elektrik faturasını ben odemiyorum" deyip geciyor oysa enerjinin ithal edildigi aklına bile gelmiyor.Güzelim sahilleri kirletirken aslında ulkesindeki kısıtlı kaynakları yok ettiginin sonraki nesillere tükenmiş bir cevre bıraktıgının farkında bile degil.Trafik kurallarını ihlal ederken bu böyle kacak yapılaşmada bu böyle. Velhasıl yasantımızın her anında bu ortak akıl eksikligini ne yazık ki görüyor üzülüyoruz.Ülkemiz egitim seferberliğine once ogretmenlerin yeterliliğini ve ögretebilme yetisini sınayarak başlamalıdır diye dusunuyorum

    YanıtlaSil
  86. Hocam, Suriye, terör, iç politika gibi konularda toplum gerçek ötesi bir dünyada yaşamaya itilirken ekonomi konusunda da bazı basit olaylarda bile aynı mantığın uygulanmaya çalışıldığını düşünüyorum bazen. Örneğin sözel yönlendirme, bir başka ifade ile piyasayı maniple etmek amacıyla kamu organlarından biri açıklama yaparken, piyasa aynı anda olumlu karşıladı imajı oluşturmak için piyasaya müdahale edildiği hissine kapılıyorum (defalarca aynı olay yaşanınca insan şüpheleniyor). Müdahale için kaynak sınırlı olunca tabi kısa vadeli bir hareket olmaktan ileri gidemiyor.
    Türkiye de ekonomik sistemin haksız rekabet kuralları çerçevesinde işlediğini bildiğimiz halde herkes kanıksamış durumda (bunun ahlak ve adalet sorunu olduğunu, en büyük hırsızlık olduğunu bile düşünmüyoruz) aynı şey para piyasalarında da yaşanıyor olabilir mi, fazla mı komplo teorisi oldu.

    YanıtlaSil
  87. Hocam ben açıkçası bizim toplumumuzun kendine yalan söylediğini düşünmüyorum. Herkes herbir şeyin bal gibi farkında. Sadece bu durumdan çıkar sağladıklarını düşünen gerizekalımız çok fazla. Saygılar.

    YanıtlaSil
  88. Hocam şu linkteki yazınızı yeni gördüm. Ne kadar değerli değerlendirmeler, öngörüler yapmışsınız.
    http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/turkiyedeki-degisimin-sosyo-ekonomik.html

    Bu yazının devamı niteliğinde, son 4 yılı da içine alan yeni bir değerlendirme yapsanız da onu da okuyabilsek keşke.

    YanıtlaSil
  89. Yine ben italya ornegine geleyim italya butce acigini cozucek olan ekonomik buyume bulabilmesi icin cari aciktan fedakarlik mi yapmasi gerek ve car acik uzerinden verileb buyume ne kadar surdebilinir?veya ekonimide uretimin yapisini degistirerek yapisal donusum mu gerekir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İtalya normal olarak cari fazla verebilecek bir ekonomi değil. Normal ekonomik koşullara döner ve büyümesini biraz yukarı çekerse yüzde 2 - 3 cari açık verir.

      Sil
    2. katilmiyorum

      Sil
  90. Sevgili Üstadım selamlar,
    TCMB'nin 31 Ağustos cuma günü VİOP'ta işlem yapabileceğine yönelik duyurusu hakkındaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz? Diğer ülke merkez bankaları arasında viop işlemi yapan var mı?
    Mehmet Aslan
    aslan2099@gmail.com

    YanıtlaSil
  91. Selamlar üstat
    TCMB, VİOP işlemleri yapabileceğine dair duyuru yayımlandı. Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz? ABD, Avrupa ve gelişmiş ülke merkez bankalarından viop işlemi yapanlar var mı? Teşekkür ederim.
    Mehmet Aslan
    aslan2099@gmail.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İncelemedim ama bence MB enflasyonla mücadele konusunda gerekeni yapsa daha iyi olur.

      Sil
  92. Mahfi bey

    Blogunuzu geçmişe dönük okurken, "Sartre Fransa'dır" başlıklı yazınızı şöyle bitirdiğinizi gördüm:

    "Sosyal medyada ve televizyonda Mülkiye’den atılan akademisyenlere destek amacıyla okulun önünde düzenlenen direnişe katılan 82 yaşındaki Korkut Boratav hocayı görünce içim titredi."

    Korkut Boratav, marksist bir iktisatçı.

    Siz, Korkut Boratav gibi bir marksisti överek kendinizle çelişmiyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Jean Paul Sartre varoluşçu, savaş karşıtı ve De Gaulle'ü eleştiren bir filozof-yazardı. De Gaulle, Sartre'ı tutuklamayı önerenlere "Sartre Fransa'dır" derken Sartre ile aynı görüşte değildi. Ama Sartre hangi görüşte olursa olsun De Gaulle ona duyduğu saygıyı dile getirmişti.
      Korkut Boratav bu ülkenin yetiştirdiği önde gelen bilim adamlarındandır. Marksisttir. Ben Marks'ın birçok analiz yöntemini kullansam ve beğensem de Marksist değilim. Ama benim Marksist olmamam ve Korkut hocanın Marksist olması benim Korkut hocanın analizlerine, yorumlarına ve yazdıklarına karşı çıkmamı gerektirmez. Çoğu analizine katılırım. Katılmasam bile onun varlığı benim bilime ve topluma bakışım açısından çok önemlidir.
      Eğer ben Korkut Boratav'ı övmesem kendimle çelişmiş olurdum.

      Sil
    2. Güzel bir cevap olmuş

      Sil
  93. Mahfi hocam yazınızı çok beğendim. Kafamda ne zamandır yer ediyordu. Bilgisine bilimsel yöntemle sahip olduğumuz konularda dahi (dünyanın düz olduğuna inananlar gibi) inanarak gerçeklik ile alakası olmayan yönde görüş bildirilmesi hatta bu yönde davranış gösterilmesi kabul edemediğim bir durum.

    YanıtlaSil
  94. Hocam,

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Londra’da İngiltere Maliye Bakanı Philip Hammond ile bir araya gelmis.

    Bakan Albayrak'ın görüşmesi İngiliz mevkidaşı ile de sınırlı kalmadı. İngiltere Devlet Bakanı Sir Alan James Carter Duncan ile de bir araya gelen Albayrak, ekonomik iş birliği konularında fikir alışverişi gerçekleştirdi.

    Diyor yandas gazeteler.

    Yani basit bir görüsme degil. bir kisiyle sinirli kalmamis. cok önemli cok üst düzey karsilanmis belli. Kapinin önünde cekilen fotograftan anliyoruz.

    Hocam bu fikir alisverisi ne olabilir. Son birkac aydir Ingiltere ile bu kadar icli disli olmak hayira alamet midir.

    Bizimkiler tarihin hicbir döneminde Ingiltere ile bu düzeyde bu kadar fikir alisverisinde bulunmamislardi. Türkiye Hazine ve mailye bakani ingilterye ne tür bir fikir ve bilgi aktarmis olabilir.

    Clint Eastwood un bir filmi aklima geliyor bu tür haberleri okuyunca.

    "Birkac Dolar Icin"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin aklınıza gelen çoğu kişinin aklına gelenle aynı sanırım.

      Sil
  95. Hocam stokculuk yapanlarla zam yapanlarla hükümet mücadele edecekmiş... Bu serbest piyasada en dogal hak degilmidir. Malin fiyatını artacağını düşünüyorsam beklerim. Eğer zam yaptigimda mala talep varsa satabiliyorsam zaten budur arz talep dengesi, serbest piyasa ve rekabet ortamı vs vs. Bu ne istir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi politikasını yanlış kurguladığınızda ekonomik olaylarla mücadele polisiye önlemlerle yapılmaya başlanır. Ve sonuçta karaborsa doğar.

      Sil
  96. Hocam ikinci dil olarak ne önerirsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyada ikinci dil olarak en çok seçilen dil İngilizce. Herkesle onun diliyle konuşma şansımız olmadığına göre, bir yere gidip yerleşme durumumuz da yoksa en akıllıca tercih ikinci dil olarak İngilizce öğrenmektir.

      Sil
    2. Basit çince.

      Sil
  97. Merhaba,

    Bizler ne kadar şanslıyız ki buradaki çoğunluğumuz,doğru bilgiye ulaşmanın,rasyonel düşüncenin ne kadar önemli olduğunu kavramış ve hayatlarımızı bunları esas alarak inşa etmişiz.Fakat ülkemizde yaşayan ve bu anlayışı edinme şansı bulamamış bir sürü insanımız var.Peki gerçekten de bu onların kabahati mi yoksa bizim gibi insanlar mı bu millete bu anlayışın ne kadar önemli olduğunu,bu anlayışın faziletlerini anlatamadı?

    Çoğumuz farkındayız ki ülke yönetiminde yapılan hayati yanlışlar var.Yöneticiler vatanın ve milletin çıkarlarını hiçe sayarak,kendi menfaatlerine,kendi çarpık ideolojilerine yönelik hareket
    ediyorlar ve bu da onları vatanımızın, milletimizin düşmanı yapıyor.Çoğunluğumuz ise bu insanlara oy verdiği için halkımızı her fırsatta suçlayıp ötekileştiriyoruz.Fakat gözden kaçırdığımız bir nokta var.Gerçeğin farkında olan ve şanslı olan insanlar olarak,milletimize doğruları göstermeyerek,onlara gerçekleri anlatmayarak belki de bizler milletimizi düşmanın kucağına attık.Düşmanı düşmanlık yaptığı için suçlamanın pek bir anlamı yok.Eğer bizler bu ülkede hep beraber mutlu,huzurlu şekilde yaşamak istiyorsak yapmamız gereken şey bize ihtiyacı olan halkımıza yardım elini uzatmak onlara doğruyu göstermektir.Kurtuluşumuzun tek yolu budur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ""Çoğumuz farkındayız ki ülke yönetiminde yapılan hayati yanlışlar var.Yöneticiler vatanın ve milletin çıkarlarını hiçe sayarak,kendi menfaatlerine,kendi çarpık ideolojilerine yönelik hareket ediyorlar ""

      Gercekten cogumuzun ülke yönetimindeki yanlislarin farkinda oldugunu mu saniyorsunuz?

      Sil
  98. Hocam cok pis battık. cok aci çekeceğiz. Hal o ki burdan çıkış iradesi de yok. Guzel temennileri hala umut varları bırakalım bizi ne bekliyor hocam. Kac kisi olecek bu ekonomik savaşta açlıktan onu soyleyin. Ya da sadece ekonomik savaşla sinirli kalacakmi. Suriyeden beter olacağız goren var mi acaba

    YanıtlaSil
  99. Kerem İnanır4 Eylül 2018 09:37

    Sevgili hocam, güzel yazınız için çok teşekkürler. Emeğinize kaleminize sağlık, ama merak etmeyin, iki aya kalmaz düzelir diyorlar ekonomi için. Haydi hayırlısı 😶

    YanıtlaSil
  100. Mahfi bey, ekonomi cahiliyim, beni bağışlayın, özür dilerim.

    1) İstatistikte eğer bir hata yapılırsa bu nasıl bulunur, keşfedilir?

    2) IMF'nin, World Bank'in, S&P'nin, Moody's, Fitch'in bizzat istihdam ettiği personeller, Türkiye'yi karış karış dolaşıp, veri biriktirip, analiz edip en sonunda mı raporlarını açıklıyorlar? Yoksa bütün bu kurumlar, TÜİK'in yayınladığı veriler üzerinden mi açıklama yapıyorlar?

    3) Siz, TÜİK'in açıkladığı verilere güveniyor musunuz?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi