Finansal Göstergelerle Ekonominin Sorgulanması

Şimdiye kadar ekonomiyi çoğu kez makroekonomik göstergelere bazen de mikroekonomik göstergelere göre ele alıp değerlendirdik. Bu kez finansal göstergeleri ele alıp bazı değerlendirmeler yapacağız. Önce bir tablo sunalım.[i]


2021 Kasım ayı ile 2022 yılı Kasım ayı arasında geçen bir yıllık sürede neler olduğunu ortaya koyan tablodaki gelişmeleri açıklamaya çalışalım: (1) Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 16’dan yüzde 10,5’e düşürmüş. Bu, yüzde 34 oranında bir faiz düşüşünü ifade ediyor. Normal olarak TCMB’nin faizinde bu kadar düşüş olduğunda ekonomide diğer faizlerin de hızla düşmesi gerekir. Oysa tam tersi olmuş: Mevduat faizleri yüzde 28, tüketici kredisi faizi yüzde 36 oranında artmış. (2) Hükümetin ‘faiz neden enflasyon sonuçtur’ tezini kanıtlamak üzere sürekli faiz indirimine gitmesine karşın Enflasyon (TÜFE) yüzde 21,3’den yüzde 85,5’e yükselmiş. (3) Hükümetin kur korumalı mevduat (KKM) başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle yabancı para mevduatı (YP Mevduat) TL mevduata dönüştürme girişimleri (liralaştırma çabası) ilk bakışta sonuç vermiş ve YP Mevduat yüzde 9,7 oranında azalmış görünüyor. Buna karşılık KKM’nin, yabancı paraya endeksli olduğu için YP mevduat olarak kabul edilmesi daha doğru olacağından konuya YP Mevduat + KKM olarak baktığımızda yabancı para mevduat miktarında yüzde 24 artış olduğu ortaya çıkıyor. (4) Bu dönemde TCMB brüt rezervlerinde yüzde 9,3 oranında erime olmuş. (5) BIST 100 Endeksi yüzde 150 gibi rekor bir artış sergilemiş. BIST 100 Endeksindeki bu artış bütün öteki göstergelerle tutarlı görünüyor. Enflasyonun yüzde 85,5 olduğu yerde mevduat faizi yüzde 20’lerde, kredi faizi yüzde 30’lardaysa insanlar mevduat yapmak yerine kredi alarak borsaya girmeyi tercih ediyorlar. Öyle olunca da borsa hızla yükseliyor. Yarın öbür gün faizler enflasyon oranına yaklaştığında (ki önünde sonunda bu gerçekleşecek) borsa birden aynı hızla gerileyecektir. (6) Döviz kurları üzerinde uygulanan çeşitli baskılara karşın[ii] TL, Dolara karşı bir yıllık bu dönemde yüzde 42,6 oranında değer kaybetmiş.

Bu tablodaki veriler ve bunlar arasında yaptığımız karşılaştırmalar, tıpkı konuyu makroekonomik verileri ele alarak yaptığımız değerlendirmelerde olduğu gibi, bize yanlış teşhis edilen hastalığın doğru tedavi edilemeyeceğini açık biçimde gösteriyor.

Üretime katılan üretim faktörleri olan emek üretimden ücret, sermaye faiz, doğal kaynaklar rant ve girişimci de kâr adı altında pay alır. Bunlar arasında ekonomi politikasını en fazla etkileyeni faizdir. Ekonomi yönetimi faizi yanlış belirlerse ekonomide her şey yanlış gider. Kur yükselir, enflasyon artar, konut fiyatları ve kiralar anormal düzeylere gider, borsada balonlar oluşur. Ve bunları tekrar düzeltebilmek için olağanüstü önlemler almak mesela faizi çok yüksek düzeylere çıkarmak gerekir. Ki o da balonların patlamasına ve ekonominin alt üst olmasına yol açar. Ekonomi politikasını oluştururken faizi düşük düzeyde tutmakla kısa vadede ekonomiye canlılık katılır ama bu canlılığın orta – uzun vadede bedeli çok büyük fedakârlıklar gerektirir.   



[i] Tablo ile ilgili notlar: (1) Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarındaki para tutarı dövize endeksli olduğu için Yabancı Para (YP) mevduata eklenmek amacıyla 18,6 kuruyla dolara çevrilmiştir. (2) YSD / TL kurundaki değer değişimini hesaplamak için kullanılan yöntem şöyledir:

1 / 10,63 = 0,094

1 / 18,62 = 0,054

(0,054 – 0,094) / =,094 * 100 = - 42,6

Buna göre TL, Dolara karşı Kasım 2021 – Kasım 2022 arasındaki bir yıllık dönemde yüzde 42,6 oranında değer kaybetmiştir.

[ii] Bunlar arasında bankalara kredilere karşılık tahvil alma ve döviz tutmama konusunda yapılan baskılar, KKM uygulamaları, piyasaya satılan 100 milyar dolara yakın döviz de var.

Yorumlar

  1. Hocam borsa hisselerinin artışı esasında yeniden değerleme değil midir, 1 yıl önce 1.5TL olan su bugün 3.5TL ise borsanın da en azından aynı oranda artması nominal bir artış olup yeniden değerleme değil midir, eğer böyleyse para birimi değer kaybetmedikçe borsa neden aynı hızda düşsün? Ayrıca şirketlerin enflasyonla birlikte kar marjlarının da rekor seviyede arttığı bir durum var ortada, şirketlerin karını artırma ve yatırımları artırma yönünde beklentisi varken hisselerinin değer kaybetmesi çelişki olmaz mı? Teşekkür ederim şimdiden, iyi günler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. enflasyon muhasebesi olsa, hangi şirket karlı olur?

      Sil
    2. Bu artışın en önemli nedeni faizlerin enflasyonun altında olması. Tasarruf sahibi mevduata gitmek yerine borsaya, gayrimenkule ya da dövize gidiyor.

      Sil
    3. Cevabınız hiç tatmin edici değil Mahfi hoca

      Sil
    4. Size tatmin edici gelmeyebilir ama gerçek bu.

      Sil
    5. Borsanın en az enflasyon kadar değerlenmesi normal, ortada düzeltilmiş bir ekonomi olmadığı halde %150 değerlenmesi ise fazla olabilir, Mahfi hoca bence bunu kastediyor. Fakat sonuçta borsanın fiyatını alıcılar belirler. Faizler yükseldiği halde insanlar hala borsada kalırsa değerlemelerin artışı yavaşlar ya da durar. Düşmesi için insanların hisse satıp mevduata geçtiği bir ortamın oluşması gerekir.

      Sil
  2. Sayın hocam borsa ile ilgili yazılarınız varmı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben borsadaki hisseler konusunda yazı yazmıyorum çünkü onları izlemiyorum. Yalnızca BIST 100 endeksini izliyorum.

      Sil
  3. Hocam kaleminize sağlık,

    Borsada yaklaşık bir yıldır, özellikle enerji, savunma ve demir-çelik sanayi yönlü bir artış mevcut. Bist 100'ün günlük tavan yapan firmalarına baktığımızda ağırlıklı bu sektörlerdeki firmalar. Haliyle gün içinde spekülatif hareketlerde en çok bu firmalarda oluşuyor. İnsanlar kısa yoldan kazanacağım diye sizin de belirttiğiniz gibi kredi çekip borsaya giriyorlar. Sonucu ise gelir dağılımının daha da kötüleşmesi olarak görüyorum. Çünkü borsada belirleyici kitleler zaten elinde sermaye bulunduran büyük yatırımcılar. Borsada büyük balık küçük balıkları yutuyor özetle.

    YanıtlaSil
  4. Tebrik ederim kıymetli hocam. Harikasınız.

    YanıtlaSil
  5. Hocam piyasaya satılan döviz miktarı konusunda tam bir istatistik var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki bu bir yerde yayınlanmıyor ama bankalara ve TCMB verilerine bakarak bazı arkadaşlar tespit ediyorlar. Son bir yılda kabaca 98 milyar dolarlık döviz satışı yapıldığını söylüyorlar.

      Sil
  6. Hocam, hükümetin yaptıkları sizin söylemlerinize ters ama ekonomi ayakta, hele yurtdışı ülkelerin performansını da düşününce, hükümet başarılı işler yaptı diyebiliriz.
    Sizin bilgilerinizin eski ekonomik sistemde kaldığını düşünmüyor musunuz?
    Belki hatalı olan sizsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim mahallede bir bakkal var, marketlerle başa çıkamıyor, zarar ediyor. Ama dükkan kendisinin olduğu için batmıyor, kiracılardan aldığı kiraların bir kısmıyla bakkalın zararını karşılıyor. Oysa bakkallıktan vazgeçip dükkanı kiraya verse zarar etmekten kurtulacağı gibi dükkandan elde edeceği kira geliri kadar kazançlı çıkacak. Bakarsan adam ayakta duruyor gibi. Ayakta durmayı nasıl tanımladığınıza bağlı.

      Sil
    2. Sırf arka kapıdan satabilecek 8-10 milyar dolar döviz bulabilmek adına Ruslara Akkuyu'da bir nükleer santral, bir liman ve bir askeri üs arazisi hediye eden, KKM denen saçmalıkla daha bir yıl dolmadan 85 milyonun cebinden 200 milyar TL'ye yakın parayı çekip üç-beş bin zengine aktaran, birkaç ay öncesine kadar can düşmanı ilan ettiği Arap ülkelerine vermediği taviz kalmayan, cari fazla vereceğiz diye çıktığı yolda cari açığın daniskasını verip ödemeler dengesini tehlikeye sokan ve bütün bunları:

      1- Tüm dünyanın yanlış olduğunu bildiği "faiz sebep enflasyon neticedir" zırvalığını kanıtlayabilmek,
      2- Ne pahasına olursa olsun bir seçim daha kazanıp hanedanını sürdürebilmek

      adına yapan bir iktidarın uygulamalarını başarılı bulan, yapılanların yanlış olduğunu söylemeyi ise "hata ve eski kafalılık" olarak gören bu zihniyete sizin bakkal örneği pek bir şey ifade etmez bence hocam...

      Sil
    3. Hocam, yukarıdaki açıklamalar ve direnç bana birşeyler hatırlattı. TRT de 'Bir başka gece' isimli cumartesi gecesi eğlence programı vardı. Oradan bir parodi hatırlıyorum. Yaşlı kadın yaşlı balıkçıya 'bu balıklar taze mi ? Diye soruyor, balıkçı cevaplıyor; görmüyor musun, balıklar canlı!. Kadın pişkinlikle cevaplıyor; sen de canlısın, ama taze misin?. Emeği geçenlere selam olsun.
      Selamlar, iyi varsınız, sağ olun.

      Sil
    4. At gözlüğü takarsanız her şey yolunda sizde boşuna belgeli açıklama yapıyorsunuz hocam

      Sil
    5. Halen ayakta çünkü yıkılacak yer bulamıyor

      Sil
  7. Hocam, en basit anlayisla dolar kurunun da enflasyon kadar degerlenmesi (TR Enflasyon-ABD enflasyon) gerekmez mi? Bu kur burda daha ne kadar kalir?

    YanıtlaSil
  8. Peki "Yarın öbür gün faizler enflasyon oranına yaklaştığında (ki önünde sonunda bu gerçekleşecek)" durumuna istinaden altının seyri ne yönde olacaktır. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Hocam şu döviz satma olayını ben anlamıyorum anlatır mısınız? MB döviz satıp kuru tutuyor diyorlar. Peki bu bizim dövizler böyle havaya uçup kayboluyor mu bu paralara ne oluyor? Döviz sattılar deyince sanki bu para kumarda kaybediliyor gibi anlatılıyor. Gerçekte ne oluyor? Bu paralar geri gelmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geliyor tabi. Dövizi satınca birileri alıyor ve bunları sisteme sokuyor. Yani ya bankaya yatırıyor ya TL'ye çevirip kullanıyor ya dış borç ödüyor. Ama olan Merkez Bankasına oluyor çünkü MB bu dövizleri satarak swap hariç net rezervlerini eksi 55 milyara düşürdü.

      Sil
    2. Satmamalı mıydı peki hocam? Döviz istenince piyasaya mecburen vermek zorunda değil mi?

      Sil
    3. Bu yorumunuzdaki anahtar sözcük 'istenince.' MB, döviz istenmeyince de sattı çünkü amacı döviz ihtiyacını karşılamak değil 'faiz neden enflasyon sonuçtur' tezini kanıtlamak üzere düşürdüğü faizin yarattığı kur artışını frenlemekti.

      Sil
  10. Bravo hocam müthiş anlatmışsınız çok iyi anladım.

    YanıtlaSil
  11. Ekonomi konusunda bir sizi bilirim bir de değerli rahmetli hocam Erol Manisalıyı.
    Yazınız için teşekkür eder sağlıklı günler dilerim hocam.

    YanıtlaSil
  12. Hocam döviz sadece sisteme yönlenmiyor,
    Dış borç, yabancı alıp çıkıyor …
    Şu an kasadaki döviz sistemden çekmek isteseler gerçek ve tüzel kişilerin yatırımını karşılarmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancıların büyük çoğunluğu çıktı zaten.
      Karşılamaz ama bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil, her yerde böyledir. Bir para kasada durursa erir, kredi olarak verilmeli ki getirisi olsun.

      Sil
  13. Teşekkürler hocam benim gibi ekonomist olmayan biri için bile anlaması kolay şekilde anlatıyorsunuz. Esasında ekonomi benim gibi orta halli biri için en ucuzunu bulabilmek adına çarşı pazar ve market market dolaşmak anlamına geliyor. Tek adamın faiz sebep enflasyon neticedir inadı yüzünden tüm göstergelerin nasıl kötüleştiğini görmemek, anlamamak mümkün değil. Bu durum geçen yıl kilosunu 5 TL. ye aldığım ıspanığın kilosunun bugün neden 20 TL. olduğunu da açıklıyor. Bu şartlarda işlerin iyi olduğunu söyleyebilmek için ya çok cahil ya da fanatik olmak lazım. Hocam işin doğrusu, demokrasiden, hukuk devletinden uzaklaşmak sebep hayat pahallılığı ve yoksulluk neticedir diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  14. Değerli yorumlarınız için teşekkürler hocam.Faiz artırım donemlerinde borsanın ve diğer emtia konut gibi aşırı degerlenmelerin yine aynı hızda düşeceğini ifade ediyorsunuz stagflasyon döneminde enflasyonun ve faizlerin yüksek büyümenin ise düşük olması gerekir bahsettiğiniz düşüşün yaşanmadan durgunluğa girmemiz de mümkün değil mi zira "fiyatlar yükselmeye devam eder" gibi bir tanım da içeriyor.diger yandan güvenini kaybetmiş bir merkez bankasının faiz artırımınin fiyatlar ve bankalar üzerinde ne kadar etkili olmasını beklersiniz ?şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artırımı tek başına bugün içinde olduğumuz sorunlar yumağını çözemez ama nereden başlamak gerekir diye sorarsanız faizden derim. Ne var ki oradan başlayınca daha birçok adım atmak lazım ki normale dönelim.

      Sil
  15. Hocam emeğinize sağlık çok güzel yazı .

    YanıtlaSil
  16. Degerli hocam merhaba,
    Faizin enflasyona yakin olmasi icin yaklasik 60-70 lere gelmesi gerekiyor. Faizlerin secimden sonra bu oranlara gelmesi mumkun mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bugün faizi 2 puan artırsanız ve artırmaya devam edeceğinizi söyleseniz kur düşmeye başlar ve peşinden enflasyonu da düşürür. Bu, biraz da beklentileri düzeltme meselesidir.

      Sil
  17. Hocam yazı için teşekkürler. Ama borsa da yerli yatırımcıyla gitmesi volatiliteyi artırıyor dogru ama borsa da bir balon oldugunu düşünmüyorum hala dolar bazlı yerlerdeyiz. Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizi enflasyon düzeyine çektiğiniz anda yani normale döndüğünüz anda borsa da gayrimenkul piyasası da çöker.

      Sil
    2. 1993 den beri borsayı takip ediyorum. Emin olun her dolar analizinde ucuzdu. Pahalı olduğunda bile beklentilere göre ucuzdu. Teksas kasabası gibi otlar uçuştuğunda da ucuzdu, ceketini satıp hisse 'okutmaya' geldiklerinde de ucuzdu.

      Sil
    3. Çöker derken hocam? Yine bir ev alabilecek duruma gelebilir miyiz ilerde? Malum şu an hayal oldu.

      Sil
    4. Teşekürlek hocam

      Sil
  18. Mahfi hocam, ekonomiyi ve analiz yapmayı bize sevdirdiniz. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  19. Merhaba hocam Dolar kuru bu şekilde ne kadar daha tutulabilir sizce ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankalardaki fiili dolar mevcudu iyice düşüp swap yapamayıncaya kadar sürer. Zaman azalıyor.

      Sil
  20. Hocam bu enflasyon oranına karşılık bugün faiz oranlarının seviyesi ne olması gerekiyor.

    Enflasyonu düşürmek için ve ekonomiyi tekrar dengelemek için gerçek seviyesi ne olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün artık enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını artırmak yeterli değil. Zamanında faizi düşürecek yerde yerinde bıraksaydık bugün böyle olmayacaktı. Normal olarak faizin enflasyonun birkaç puan üzerinde olması lazım. Ama bugün ekonominin getirildiği koşullarda bu mümkün değil. TCMB, faizi % 90'a çıkarsa ekonomi batar. Buna karşılık TCMB'nin faizi mesela % 20'ye çıkarması, devletin piyasaya karışmayı bırakması, kura müdahale etmemesi ve de hukukun üstünlüğü konusunda adımlar atılması halinde enflasyon hızlı bir biçimde geriler.

      Sil
  21. "Enflasyonun yüzde 85,5 olduğu yerde mevduat faizi yüzde 20’lerde, kredi faizi yüzde 30’lardaysa insanlar mevduat yapmak yerine kredi alarak borsaya girmeyi tercih ediyorlar. Öyle olunca da borsa hızla yükseliyor. Yarın öbür gün faizler enflasyon oranına yaklaştığında (ki önünde sonunda bu gerçekleşecek) borsa birden aynı hızla gerileyecektir" bu cümlenizden borsa çıkarılıp yerine emlak konsa düşünceniz ne olurdu? Daha mı doğru, daha mı yanlış?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek bir şey değişmezdi çünkü ikisinde de düşük faizden dolayı balon oluşmuş durumda.

      Sil
    2. hocam ''balon'' demek ne kadar doğur? Ekonomin işleyişi desek daha doğru olmaz mı? Sebep dediklerinin sonucu yani! Kaldı ki Türkiye'de fiyatı arkan hiçbir şey düşmüyor. Fiyatların yapışkanlığı yüzünden.

      Sil
  22. Hocam merhabalar, benim kafama takılan şu, yılbaşında gösterge faiz %25 lere kadar çıkmıştı, şimdi bu oran %12 civarına geriledi. O dönemler faiz indi ama piyasa faizi yükseldi diye eleştriler olmuştu ancak şuan piyasa faizide düştü. Sorum şu, ne değişti de piyasa faizi bu kadar geriledi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Piyasa faizi olarak bankaların mevduat faizine bakmak gerekir. O zaman % 16 idi şimdi % 20. Gösterge faiz biliyorsunuz vadesine 2 yıl kalmış en çok işlem gören devlet tahvilinin faizi. Devlet, bankalara kredilerinin belirli oranı kadar tahvil akma zorunluluğu getirdi. Dolayısıyla bankalar mecburen tahvil alıyor. Tahvile böyle baskıyla oluşmuş bir talep olunca da tahvil ve dolayısıyla gösterge tahvilin faizi düşüyor. Demem o ki piyasa faizi diye gösterge faize bakarsanız bu piyasa faizi değil baskıyla oluşmuş faiz.

      Sil
  23. Günaydın
    Herşeyden önce emeklerinize sağlık
    Ancak görebildiğim kadarı ile USD / TL kurundaki değer değişimi hesabında yuvarlama hatası var. Hesaplama -42,6 değil -43,5 çıkıyor
    100 * ( (1/18,82) - (1/10,63) ) / (1/10,63) = -43,5
    Bence dikkate alınabilecek bir fark
    Teşekkürler
    selamlar,"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 18,82 yanlış olmuş, doğrusu 18,62 olacaktı, düzelttim. Sonuç -42,6 doğru. Teşekkürler.

      Sil
  24. Bütçe yaparken bir gelir bir gder belirleniyor. Gelirler beklenenin altında kalırsa o yüzden kalan açık nasıl borçlanılıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baştan gelir tahmini ve gider tahmini yapılıyor. Diyelim ki gider tahmini 120, gelir tahmini 100 ise açık 20 birim demektir. Hazine bu 20 birim için borçlanıyor. Yıl içinde açık artar veya azalırsa borçlanma da ona göre artıyor ya da azalıyor.

      Sil
  25. Sn mahdut aynen öyle. Mahfi hocamın işi gerçekten çok zor

    YanıtlaSil
  26. Hocam para arzı enflasyon oluşturmaması için ne kadar artmalıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun bir formülü yok ama monetaristler reel büyüme (enflasyondan arındırılmış büyüme) kadar artırılması halinde enflasyon yaratmayacağını öne sürerler. Ki uzun yıllar enflasyon hedeflemesi uygulanmadan önce yaygın olarak bu yaklaşım uygulanıyordu batıda.

      Sil
  27. -50% reel faiz ver, dövizi de arka kapıdan sürekli sat ve sabitle; bu şekilde büyüme, istihdam ve alım güçü yarat. peki bunun bedelli ne olacak ve kim ödeyecek? Enerji nerde birikiyor? Bankaların kredi portföyümü yoksa döviz mi? Yoksa yumuşak iniş senaryosu mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Adsız21 Kasım 2022 20:23
      Suya iniş yapacağız.

      Sil
    2. Bişi olmaaz. Para her zaman bulunur.

      Reis gider bu sefer Çin'den para bulur, Kanal İstanbulu Çinliye iteler,
      arada bir limanı Çin limanı yapar yine de parayı bulur.
      Türkiye gibi toprağın varsa, para pul işlerini dert etmenin anlamı yok.
      Yarın bir gün Kuzey Kıbrısı AB ye veriyom dediğinde,
      üüü öyle bir para akar ki, küçük dilini yutarsın.

      Sil
    3. Para bulmanın daima bir maliyeti vardır. Bu maliyet faizse sorun çözülebilir ama başka maliyetler varsa (Osmanlıda olduğu gibi) o zaman sorun değil devlet çözülür.

      Sil
    4. Çok agresif gördüm sizi hocam,
      Bi ara sitenizde uzun uzun yorum yazanlar vardı, gittiler, yerlerini siz mi aldınız?
      Osmanlı ile Türkiye bir mi hocam?
      Koşulları, şartları, dünya farklıydı, bugün farklı.
      Türkiye büyük bir ülke artık.

      Sil
    5. Uygulanan politika, risk/getiri uyumunu bozduğu için para yutan kara delikler oluşturur. İstediğiniz kadar para bulun, bu tarz bir canavar asla doymaz. Biriken risk, eninde sonunda bankacılık sistemini ve hazineyi çökertir. Yumuşak iniş mümkün değil, nedense aklıma hep Demirbank batışı geliyor.

      Sil
    6. Türkiye; Atatürk'ün ölümü, ikinci dünya savaşı sonrası yeni dünya paylaşımı ve özellikle 1950'den sonra gelen yöneticilerin basiretsizliği nedeni ile büyük bir ülke olma şansını çoktan yitirdi ama son dönemlerde düştüğü acınası hale hiç düşmemişti. 20 yılın sonunda bu iktidar Türkiye'yi seçimlere kadar batmamak için sağda solda para dilenen, dış politikada iki gün öncesine kadar etmediği laf bırakmadığı bir takım orta doğu despotları ile barışabilmek için kırk takla atan, ABD başkanı ile ayak üstü 15 dakika görüşebilmeyi büyük başarı olarak pazarlamaya çalışan, merkez bankası kasalarında fareler dolaşan, şahsi çıkarlar için ülkenin milli çıkarlarını pazara süren, tarihinin en borçlu, en sözüne güvenilmez, en saygınlığı yerlerde sürünen ülkesi haline getirmeyi başardı. Ama haklarını yememek lâzım, içinde bulunduğumuz bu zavallı durumu "büyük bir ülke olduk" diye hâlâ milletin düşünmekten ve analiz yapmaktan yoksun bir bölümüne yedirebilme başarısını gösteriyorlar...

      Sil
    7. Hocam, dün bu yorum yazıldı, bugün para hesaba geldi bile.
      Suudi Arabistan prensi 5 milyar dolar ateşlemiş. Merkez bankasına istiflemiş.
      Bugün 5 ateşleyen, yarın 10 da ateşler. Suudiler resmi açıklamalarında Erdoğan'ın seçimlere kadar rahatı için demişler. Katar'dan daha net konuşmuşlar.

      O uzun uzun göz kanatan satırları yazan kişi/kişiler bugünleri iki üç yıl öncesinden sitenize yazdı. Hükümet, yöneticileriniz dışardan seçilip atanıyor, atayanlar finanse de edecekler mihvalinde çok yazdılar.

      Komplo teorisi gibi geliyor da, insan böyle, ne bileyim, vasıfsız ilkokul mezunu vaizlerin önlenemez yükselişlerini gördükçe, iki kelimeyi bir araya getiremeyenlerin devletin en üstünde yer aldıklarını gördükçe, bunlar kukla demeden de duramıyor. Biz yapamıyoruz, akıllı, eğitimli insanlar yapamıyor, nasıl oluyor da tüm kapılar bunlara açılıyor?

      Yazık diyelim.

      Sil
    8. Kimse kimseye karşılıksız para vermez. Faizsiz dediklerine bakmayın arkadan dolanıp adını değiştirip faizi alıyorlardır. Bu tabii en saf hali. Faiz dışında ne var onu bilmiyoruz.

      Sil
    9. Sn Adsız 01:19

      Siz izin vermezseniz kimse sizi yönetemez. 2. dünya savaşı bitiminden itibaren dünyada başat güç haline gelen ABD, elbette kendi çıkarları için tüm dünyayı biçimlendirme çabasına girdi. Marshall yardımları, Truman doktrini ile başlayan bu süreç günümüz Avrupa birliği ülkeleri dahil tüm dünyayı etkiledi. Bizim sağ popülist islâmcı yöneticilere bu iş çok çekici geldi ve dümeni tamamen ABD'ye teslim ettiler. Bu süreç, bize gösterilmeye çalışılan resmin aksine son 20 yılda zirve yaptı ama artık sonuna geliyoruz.

      Ülkenin içinde bulunduğu duruma bakıp "bu ülke dışarıdan yönetiliyor" demek çok kolaydır ama başta da söylediğim gibi, siz izin vermezseniz kimse sizi yönetemez. Sorun, bu ülkenin 1950 yılından bu yana basiretsiz, ilkesiz, çıkarcı sağ popülist siyasetçiler ve bunların kolaycı tercihi olan ABD güdümlü politikalardadır. Millet olarak gözümüzü açıp bu ilkesiz tipleri iktidara getirmekten vazgeçersek sorun kendiliğinden çözülür...

      Sil
  28. hocam mbnin menkul kıymetlerini kendi hazinesin kağıtlarını bankalardan alması enflasyonu arttırıyor mu? kredi iştahı mı yoksa bankaların ekstra fonlanması ne işe yarıyor? bütçe para basarak kapatılıyor mu hiç? yap-işlet-devretler bütçenin parçası değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'nin Hazine kağıtlarını doğrudan hazineden alması yasak. Aslında para politikasını daha iyi uygulayan ülkelerde bunları alması tamamen yasak. Çünkü MB'nin görevi hazineyi fonlamak değil bankaları fonlamak. İkinci sorunuzu anlamadım. Bütçe açığı bir yandan borçlanarak bir yandan para basarak kapatılıyor. YİD projeleri bütçenin parçası değil.

      Sil
  29. Hocam ülkede sorumluluk alması gerekenler sizce devekuşu taktiği uygulamıyor mu? Yazınız yine çok güzel, doktor gibi dozu iyi ayarlıyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumluluk alanlar hangi sorumluluğu aldığını bilmiyor, daha doğrusu bu işin bir sorumluluk olduğunun farkında değiller.

      Sil
    2. hocam,
      muhalefetin lideri kasım ayını bekleyin dedi,
      şimdi de aralık ayına attı,
      sonra şu kış bi çıksın derler,
      kış çıkar bahar geldi beynimiz sulandı,
      sonra ceee, atı alan üsküdarı bi daha geçtiii.
      olası seçime 6 ay kalmış, ortada muhalefet adayı yok.
      Hadi yarın açıkladılar, bu aday, karda kışta hangi şehirde kime meydanda konuşacak,
      nerede siyaset yapacak, kaç şehri gezebilecek?
      Artık, olay bitti diyebiliriz.

      Sil
    3. Muhalefet yanlış yolda gidiyor. Daha program bile açıklamadılar.

      Sil
  30. Hocam seçim sonrası döviz kurunda ani bir düşüş bekliyor musunuz? Bu durum gerçekleşirse ihracat yapan şirketler üzerinden makro ekonomik sıkıntılar doğabilir mi? teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçim sonrası çok karışık. Bütçe açığı tavan yapacak. Bu durumda kurda düşüş olmaz.

      Sil
  31. bütçenin para basarak finanse edildiğini nasıl anlayabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB sitesinde M2 para arzındaki genişlemeye bakın.

      Sil
  32. Ekonomi politikasını oluştururken faizi düşük düzeyde tutmakla kısa vadede ekonomiye canlılık katılır ama bu canlılığın orta – uzun vadede bedeli çok büyük fedakârlıklar gerektirir.

    Seçimi kazanalım yeter diyor hükümet ! Sonrası umurlarında değil !

    YanıtlaSil
  33. hocam merhabalar bu KKM verilerini getirildiği günden itibaren nasıl hesaplayabilirim ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?