Merkez Bankası ve Sıkı Para Politikası

Mevcut görünüm
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Eylül ayı toplantısında faiz oranlarını değiştirmeme kararı aldı. Buna göre Merkez Bankası faizlerinde son durum şöyle:

Faize Konu İşlem
Faiz Oranı (%)
İşlem İçeriği
Gecelik borç verme (marjinal faiz oranı)
9,25
TCMB’nin kaynak ihtiyacı olan bankalara gecelik vadeyle borç vermesi
Gecelik borç alma
7,25
Bankaların ellerindeki fazla parayı TCMB’ye gecelik vadeyle borç vermesi
Bir hafta vadeli repo ihalesiyle borç verme
8,00
TCMB’nin bankalardan tahvil, senet alarak karşılığında haftalık vadeyle borç vermesi
Geç Likidite penceresi borç alma
0,00
Saat 16.00–17.00 arasında bankaların TCMB’ye ellerindeki fazla  parayı gecelik vadeyle borç vermesi
Geç Likidite penceresi  borç verme
12,25
Saat 16.00–17.00 arasında bankaların TCMB’den gecelik vadeyle borç alması

Merkez Bankası, Ocak ayının ortalarından itibaren istisnai bir borç verme (fonlama) aracı olan geç likidite penceresi uygulaması istisnai olmaktan çıkardı, hatta diğer araçları istisnai hale getirerek bu aracı kural haline getirdi. Ocak ayı ortalarından itibaren Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihalesiyle borç verme işlemini hiç uygulamadı ve böylece geçmişte yoğun biçimde kullandığı için politika faizi olarak adlandırdığı bu yöntemi rafa kaldırdı. O tarihten sonra Merkez Bankası’nın politika faizi tartışmasız olarak geç likidite penceresinden yürüttüğü borç verme faizi oldu.
   
Bir de TCMB ortalama fonlama maliyeti var. Bu da Merkez Bankası’nın yukarıdaki tablodan verdiği borçların faizlerinin borç miktarına göre ağırlıklandırılmış ortalamasından oluşuyor. Türkiye için Merkez Bankası’nın borç verme faizi denildiğinde bakılması gereken faiz oranı budur. Bu oran son dönemde geç likidite penceresi imkânından yapılan fonlamanın ağırlığı nedeniyle yüzde 12,00 oranında oluşuyor. Demek ki Merkez Bankası bankaları gecelik olarak yüzde 12 ortalama faiz oranıyla fonluyor. 

Merkez Bankası’nın bu ortalama faizle bankalara sağladığı net fonlama son verilere göre 120 milyar TL dolayında bulunuyor. Bankaların mevduat ve fon kaynakları toplamı yaklaşık olarak 1,7 trilyon TL olduğuna göre demek ki Merkez Bankası’ndan sağlanan fonların mevduata oranı yaklaşık olarak yüzde 7 dolayında bulunuyor.

Para politikası çerçevesi
Merkez Bankası, para politikasına esas olmak üzere uzun bir süredir enflasyon hedeflemesi adı verilen bir yöntem uyguluyor. Bu yöntemde Merkez Bankası’nın, fiyat istikrarını sağlamak için hükümetle birlikte bir enflasyon hedefi (amaç) saptaması ve sonra da o hedefe ulaşacak biçimde para politikası araçlarını kullanması gerekiyor. Bu araçlar arasında en önde faiz oranları, açık piyasa işlemleri ve zorunlu karşılıklar uygulaması geliyor. Bunlara ek olarak Merkez Bankası, BDDK gibi kamu kurumlarıyla işbirliği yaparak kredi genişlemesinin denetimi gibi makro ihtiyati önlemler alınmasını da sağlayabiliyor.

Merkez Bankası uzun bir süredir yılsonları için enflasyonu yüzde 5’e indirmeyi hedef olarak belirliyor ve hükümetle de bu hedef üzerinde mutabakat sağlıyor. Üzerinde mutabakat sağlanan bu hedef her yıl orta vadeli programa yılsonu enflasyon tahmini olarak konuyor.

Para politikasıyla elde edilen sonuç
Merkez Bankası’nın uyguladığı enflasyon hedeflemesine dayalı para politikasıyla elde edilen sonuçlar son 6 yıl itibariyle aşağıdaki tabloda yer alıyor (kaynak: www.tcmb.gov.tr)

Yıllar
Enflasyon Hedefi (%)
Gerçekleşen Enflasyon (%)
Sapma (%)
2012
5
6,2
24
2013
5
7,4
48
2014
5
8,2
64
2015
5
8,8
76
2016
5
8,5
70
2017
5
10,7
114

(2017 yılının enflasyon gerçekleşmesi olarak eldeki son enflasyon verisi (Ağustos 2017 12 aylık) olan yüzde 10,67 alınmıştır.)

Tabloya göre Merkez Bankası’nın tek amacı enflasyonu hedef olarak konulan orana yaklaştırmak amacıyla uyguladığı para politikası başarısız olmuş görünüyor.

Merkez Bankası ne diyor?
Buraya kadar Merkez Bankası’nın mevcut durumunu ve sorunun çözümü konusundaki yaklaşımını ortaya koymaya çalıştık. Merkez Bankası, son toplantısından sonra yaptığı açıklamada ekonomide toparlanma olduğunu, enflasyonun bulunduğu yüksek düzeyler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarına ilişkin risk oluşturduğunu ve bu çerçevede sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar verildiğini vurguluyor ve fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceğini belirtiyor.

Bu açıklamadan anladığımız kadarıyla Merkez Bankası’nın, uyguladığı para politikasının sıkı duruş yarattığı görüşünde olduğu anlaşılıyor.

Değerlendirme
Eğer Merkez Bankası’nın görüşü gerçekten doğru olsa yani sıkı para politikası uyguluyor olsa hedefin yüzde 5 olduğu bir yerde gerçekleşme yüzde 10,7 olur mu? Bir yıl hedeften sapılma olsa bile yıllardır hedef uzak ara ıskalanır mı? Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar olumsuz olacağı için mevcut durum Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının sıkı olmadığını ya da başka etkiler sonucu tam olarak sonuç veremediğini gösteriyor.

Üç olasılık söz konusu: (1) Ortaya konulan yüzde 5’lik enflasyon hedefi gerçekçi bir hedef olmayabilir. O zaman bu hedefte ısrar edilmesinin neden ücretlilere verilecek ücret artışlarını sınırlamak olabilir. (2) Uygulanan para politikası yeterince sıkı olmayabilir. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın sıkı duruşu koruma ifadesi anlam taşımıyor. (3) Hedef doğru, para politikası da sıkı olduğu halde maliye politikası büyümeyi destelemek için gevşek tutulduğundan para politikasının sıkılığını bozuyor ve sonuç alınmasını engelliyor olabilir. Bu son şık bu yıl için doğru görünse de önceki yıllar için geçerli değil.

Sanırım Merkez Bankası da bu çelişkilerin ve tutarsızlıkların farkında olduğu için uzunca bir süredir kararlarının bir köşesine “Kurul, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirmektedir” ifadesini koyarak yapısal reformlara vurgu yapıyor. 

Yorumlar

  1. Hocam yüksek enflasyona rağmen faizlerde neden değişikliğe gidilmedi? Ben anlamadım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü bir yandan da büyümeyi yükseltmek istiyorlar

      Sil
    2. Kurları yükseltmez mi bu durum?

      Sil
    3. Sayın hocam iphone almak istiyorum 1$ =1₺ den çok mu imkansız ne yapılması gerekiyor ülke olarak her şey bizim ülkedeki doların miktarına mı bağlı teşekkürler 😊

      Sil
    4. enflasyon mu iyidir, yoksa ekonomideki daralma mı ?

      Sil
  2. Hocam temmuzda bütçe 926 milyon fazla verdi. Ağustosta 874 milyon açık. Bu farkın nedeni nedir?

    YanıtlaSil
  3. (1) seçeneği ağır basıyor...

    YanıtlaSil
  4. hocam gümrükten ötv ve kdv ödenerek alınan mal içerde satılırsa ekstradan satış fiyatı üzerinden de kdv mi alınıyor?

    YanıtlaSil
  5. bizim hükümetin hayatıda yalan,açıkladıgı rakamlarda.siz dahil kimsenin bu rakamlara inandıgını sanmıyorum sayın hocam.büyüyorsak işsizlik niye artıyor,büyüme bize ve ücretletlere niye yansımıyor.enflasyon yıllık 8,işşsizlik 10 kusürmüş.at yalanı seveyim inananı.ben hayatın gerçeklerine bakarım.gerçekte ne enflasyon 8 ne işsizlik 10 küsür.gerçekleri ve yalanları herkes biliyor ama delikanlı gibi hükümetin yüzüne vuran çok az.herkes iş aş ve makam kaygısında.kral çıplak diyen yok.hükümetin enflasyonu düşük açıklamasının nedeni kanımca sayın hocam,emekçilere işçilere düşük zam vermek.enflasyonu 15 açıklasa ve bunu vermese,gelen haklı eleştirilere verecek cevabı yok.hoş eleştiriyi taktıkları yok ya.cumhur başkanı tayyip erdogan borsamız pik yaptı diyordu bir konuşmasında.sanki işçi emekçi, memur herkes borsa oynuyoruz,borsadan sanki ihya olduk.borsada işlem yapan türkiyenin yüzde kaçı.artı borsa düştügü zaman kimse borsayı agzına almıyordu.ne işlerine geliyorsa onu mevzu yapıyorlar.türkiye cumhuriyeti kuruldu kurulalı en kötü hükümet iş başında.kimsenin begenmedigi tansu çiller bile kardak krizinde tayyipten daha delikanlıydı.ulusal bilinci yok ettiler,varsa yoksa biat kültürü ve ümmetçilik.gerisi yalan bunların gözünde.saygılarımla iyi günler

    YanıtlaSil
  6. Sayın Eğilmez,

    Vatandaş bu enflasyon sonucu bir tarafını sıkıyor. Sıkı olan bu. Yoksa her şey lafta Merkez Bankası'nın... Bakalım bu durum nerede patlak verecek merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  7. Hocam 1 nolu değerlendirmenize katılmayan herhalde olmaz (aklı başında olmayanlar hariç) 2 nolu değerlendirmenizin de doğru olduğunu veriler söylüyor. görünürde faiz %12 oldukça yüksek bir oran ancak KGF,Kosgeb vb. mekanizmalarla yurtiçi TL kredilerdeki yıllık artış %25'lere dayandı ki geçen yıl bu zamanlar yıllık artış %10 civarıydı. Merkez bankası 120 küsür milyar gibi yüksek montanlarda fonlama yapıyor, mesela bir yıl önce 100 milyar gibi bir fonlama yapıyordu, burada da %20 gibi yüksek sayılabilecek bir artış var. merkez bankası evds sisteminden kredi faizlerine bakıyorsunuz geçen yıla göre sınırlı sayılabilecek bir artış var. ayrıca merkez bankası bir süredir piyasadan TL karşılığı altın topluyor bu da TL arzını artıran faktörlerden biri. kısacası, sıkı duruşun ismi var cismi yok.

    YanıtlaSil
  8. Hocam, yüksek faiz/düşük kur dönemi yeniden mi başlıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence bır surelıgıne evet sonra zaten carı acık artacak sonra faizler bır anda artma durumu olcak dıyelım sımdı yuzde 1 arttırması gerekırken yuzde 5 arttırılcak her zaman yapılan sıstematık hatadır ulkemızde bu durum

      Sil
    2. Hata değil bu, tercih. Bir süre bol paralı, saadet dönemi yaratılıyor; bu durum sürdürülemez noktaya gelince de kur zıplıyor, cari açık düşüyor, ama büyüme de düşüyor. Önemli olan bu saadet dönemini mümkün olduğunca uzun tutmak. En azından seçimlere kadar. Nolur nolmaz..

      Sil
    3. ey millet!. bundan sonra her yol her halükarda krize çıkmaktadır. sadece zamanı tam olarak bilemiyoruz..

      Sil
    4. Faiz yüksek değil. Enflasyonun yüzde 10,67 olduğu yerde net faiz yüzde 11 ise faiz yüksek değildir. Faiz yabancıya yüksek. Çünkü onu bizim enflasyon değil kendi ülkesinin enflasyonu ilgilendiriyor.

      Sil
    5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  9. Hocam selamlar. Osmanlı devletinde tağşiş günümüzün devalüasyonu olarak adlandırılıyor. Ama bakıldığında devalüasyon gibi durmuyor. Çünkü devalüasyon yabancı para birimine karşı yapılır. Tağşişte madeni içerik azaltılıyordu ve bu belli para birimine karşı yapılmıyordu benim bildiğim. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tağşiş aslında hem iç hem de dış değeri düşüren bir işlem.

      Sil
  10. Merkez Bankası her ne kadar sıkı para politikası uyguluyorum dese de (bence yapıyor), maliye politikası senkronize çalışmıyor. KGF kredileri firmalara değil (kullanımların yatırım harici yerlere harcanması, faizlerin yüksekliği, geri dönüşler sonrasında limitlerin yenilenip yenilenmeyeceği bence ciddi sıkıntılar oluşturacak.) asıl bankalara yaradı. Sermaye yeterlilik rasyosu ve geri ödemelerde yaşanması muhtemel sıkıntılar karşısında teminat ve geri dönüşler konusunda sıkıntı yaşayan bankalar çölde vaha buldular. Hızlıca kullandırılan kredilerde gerekli basiretin gösterildiğini de düşünmüyorum. Mevduat ve kredi faizlerini de ciddi şekilde etkileyen KGF kredileri ile beraber piyasaya zorunlu karşılıklarda oynanarak biraz likidite verilmeliydi. Şu anda mevduat bulmak için herkes birbirini eziyor, mevduatı olan da mevcut mevduat faizleriyle aşağı gelen kurlarla (bu faizlerin bile yüzüne bakmayarak) dövize dönüyor.

    YanıtlaSil
  11. Hocam doğrudan konuyla ilgili değil ama müsaade ederseniz bir şey sormak istiyorum. Malumunuz konut piyasası bugünlerde çok tartışılıyor ve tamamlanan konut sayısı verilirken yapı kullanım izin belgesi istatistiklerine bakılıyor. Halbuki ülkemizde yapı kullanım izin belgesi olmayan milyonlarca konut var. Bu konutlardan bazıları yıllar sonra yapı kullanım izin belgesi alıyor. Ayrıca kanunda belirtilen esaslı tadilatlarda da yapı kullanım izin belgesi alınması gerekiyor. Dolayısıyla yapı kullanım izin belgesinden yola çıkarak yıllık tamamlanan konut sayısına erişemeyiz diye düşünüyorum. Bu konuda siz ne düşünürsünüz?
    Selamlar, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüzde 100 haklısınız. Sadece bir fikir verir. Tam olarak gerçeği göstermez.

      Sil
  12. Sayın hocam saygılar. Hocam ben basit bir hesap yaptım kendim için doğrumu bilemiyorum ancak yaşadığım için gerçek sayıyorum. Rahmetli ecevit e yazar kasa atıldığı dönem de asgari ücret/86.800.000tl. 1adet çeyrek altın 5.000.000 TL. Asgari ücret ile 17.2adet çeyrek altın alınabiliyor. Bugün paradan sıfır atılmış halimiz ile, asgari ücret 1.404tl. Çeyrek altın 245tl. Alınabilir adet, 5.73. Hocam içinde bulunduğumuz ortama da, benim gerekli kişiye yazar kasa fabrikasının anahtarlarını kaldırıp fırlatmam gerekir diye hissediyorum. Ancak onun sonucu da malum Silivri. Peki ben 11.47 adet çeyrek altın farkını usulü ile istesem devlet verirmi? Ben hızla çöküşe gittiğimiz kanısındayım siz ne düşünüyorsunuz . Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. spiderman, çok haklısınız... rahmetli Ecevit kadar demokrat ve vatandaşa saygılı siyasi lider hükümette bulunmadığı için değil yazar kasa artık bir mendil bile atamazlar.... ama sorsanız Ecevit döneminde 2001 krizi yaşandı derler. sanki o kriz bilinçli olarak çıkartılmadı da!. rahmetli bugünkü hükümet gibi küreselci olsaydı ne kriz çıkartılırdı ne de hasta edilirdi. son 15 yıldır yaşadığımız ve halen yaşamaya devam ettiğimiz kırılmalar için büyük operasyona tabi tutuldu rahmetli. ALLAH gani gani rahmet eylesin...

      Sil
    2. Bence siz bunu devletten istemeyin, başınıza iş gelmesin.

      Sil
    3. Bende merak ediyorum bu sorunun cevabını.

      Sil
    4. Altının değerinin sabit olması lazım gelirin alım gücü hesaplanırken yani asgari ücretlinin alım gücü düştü savını kanıtlamak için altının fiyatının değişmemesi gerekir. Halbuki altın hem ons fiyatından hem de dolar kurundan ötürü değerinde dalgalanmalar gözlenen bir meta.

      Sil
    5. Asil soru o 11.47 adet ceyrek altin kimin cebine gidiyor? Kim caliyor bu altinlari?

      Sil
    6. Daha daha geniş ve nesnel açıdan (Asgari ücret, mazot,ekmek, otomobil ffiatı ve dolar bazlı asgari ücret) üzerinden düne göre 2001/2002' ye göre değerlendirme yaparsak ,şu matematiksel gerçeği görerek kendimize daha fazla haksızlık yapmamış oluruz.
      Yıl 2002 Asgari ücret:184 TL, Ekmek:0.25 TL, 184/0.25=736 Ekmek.
      Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL, Ekmek:1TL,. 1404/1=1404 Ekmek.
      Yıl 2002 Asgari ücret:184 TL,. Mazot:1.26 TL 184/1.26=146 lt mazot.Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL, Mazot:4.7 TL 1404/4.7=298 lt.mazot.Yıl 2002 Asgari ücret 184 TL,1$=1.62 TL.Asgari Ücret:114 $,Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL,1$=3.45 TL, Asgari ücret:406 $,Yıl 2002 Asgari ücret:184 TL, 1.4 Clio sıfır araç:11.000 TL,11.000/184=60 Asgari ücret,Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL, 1.4 Clio sıfır araç:65.000 TL, 65.000/1404=46 Asgari ücret ile alınabilir.

      Sil
    7. Altının değeri rahmetli karaoğlanın döneminde sabitmi tutuluyordu yani? Arkadaş bariz paramız yanlış yönetim yüzünden değerini yitirmiş. Tabi ki altın değer kazanır. Ancak aşırı değer kazanması senin para biriminin karşılığında sana ödenen rakamdır. Bu rakamın orantısı hükümetin başarısı veya başarısızlık durumuna göre fark gösterir. Ama bu hükümet gelmiş geçmiş en başarısız hükümet olarak bildiğin mahvetmiş TL nin değerini.

      Sil
    8. yaptığımız şey yüksek fiyat artışı olan malı alıp örneklemde kullanmak aynı hesabı abd veya almanya hatta çin için yaparsanız orada da aynı sonuç çıkıyor? sağı solu osu busu bu "tarafgirlik" anlayışından kurtulmadığımız sürece rahat edemeyeceğiz. oda bu eğitim sistemiyle zor, kavga edip duracaksınız. Ülkeme gerçekten üzülüyorum, bu narsizm kokan havadan asla kurtulamayacak gibi. size anlatılıyor örneğiniz pek iyi değil çünkü referansınız bütün dünyada değeri 3-4 kat artmış bir şey deniliyor; yok ben daha iyi biliyorum hükümet kötü gibi bir çoçukluk yapıyorsunuz.

      Sil
    9. Evet evet ben çocukluk yapıyorum. Zaten dolar ve euro da çok sevdiğiniz hükümetin başındaki kişinin eliylede işaret ettiği gibi Rabia olmadı. 4 TL nin üstünde euro. 2 ay önce işsizlik rakamı 339.852 kişi. Bu ay açıklanan 124.252 kişi. Sen bana ocağına işsizlik ateşi düşenlerin hislerini anlat. Edebiyatı bırak. Gerçeklere bak. Hala bu hükümeti savunanlara pes diyorum.

      Sil
    10. Ali hakan, verdiğin rakamlar hatalı. Bir daha kontrol et. Ayrıca doğru bile olsa benim 11.47 adet çeyrek altını sen ödermisin? Çünkü ben ecevit döneminde eşimle birlikte asgari ücret ile çalışma şansını yakalasaydım, eşimin maaşı ile geçinip, benim maaşım ile tasarrufu seçseydim, ayda 17.2 adet çeyrek altın kenara atabilirdim. 10 yıl çalışabilseydim o dönemde 2064 adet çeyrek altın toplardım. Bu dönem de de millet borç içinde yüzerken bozdurup bozdurup yerdim! 495bin TL eder. Hadi toplaya bilen toplasın günümüz koşullarında ayda 17.2 adet çeyrek altın.

      Sil
    11. sen böyle devam et kardeşim.

      Sil
  13. hocam, merkezin özellikle kamuya giderek dayandırılmaya başlayan büyüme mecburiyeti zaten bir nevi hükümetin enflasyon mu büyüme mi konusunda büyümeden yana tavır koyduğunu göstermektedir. esasen merkez bankamızla hükümet arasında bu hususta bir çatışma var gibi geliyor bana hocam. merkezin temel amacı fiyat istikrarı yani enflasyon; hükümetin ise ne pahasına olursa olsun büyüme olunca ve makro iktisadi iklim de 10 yıl önceki gibi olmayınca bu çatışma kaçınılmaz hale geliyor. bir de hocam, kamuda başlayan genişleyici politika da sıkı para politikasının etkinliğini zayıflatıyor değil mi hocam?. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten çok sıkı değildi ama haklısınız daha da zayıflatıyor.

      Sil
    2. Vergi indirimleri etkili oldu. Beyaz eşya alımı çok oldu.

      Sil
  14. sherlock holmes ve agatha christin dışında analiz yeteneğinimizi arttıracak hangi polisiye yazarları tavsiye edersiniz yeni kesifleriniz var mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Satranç öğrenin ve oynayın.

      Sil
    2. adsız 17:41, sherlock holmes ve agatha christi ben de hayranıyım ve onlarla birlikte ben de okurken olayı çözümlemeye çalışıyorum. bunun dışında john verdon da gayet iyi bir yazardır. ben 5 kitabını da okudum ve hemen 6. çıksın diye bekliyorum. tavsiye ederim gerçekten analitik düşünmeye zorluyor insanı bu yazar da!. içinden çıkılması çok zor bir labirentte gibi hissettiriyor okuruna. mesela aklından bir sayı tut ve kurt gölü şeytanı uyandırma eserleri harikadır tavsiye ediyorum.

      Sil
  15. Merkez GLP 12.25 lerde daha ne kadar tutabilir?

    YanıtlaSil
  16. Hocam milli gelir hasaplama yöntemlerinden hangisi daha sağlıklı. Harcama yöntemi gelir hesabi içeriği, icerigi bilmeyen insanlar üzerindeki gelir algısı/büyüme algisi çok farklı bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında hepsi sağlıklı yeter ki tarafsız, objektif olarak ölçülmeye çalışılsın.

      Sil
  17. hocam gümrükten ötv ve kdv ödenerek alınan mal içerde satılırsa ekstradan satış fiyatı üzerinden de kdv mi alınıyor? sorusuna evet demişsiniz hocam peki satıcı aldığı andaki kdvyi de sattığı malın kdvsinden düşüyor mu mahsup ediyor mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İndiriyor çünkü KDV'nin özelliği her birimin kattığı KDV kadar vergi ödemesi üzerine kurulu.

      Sil
  18. Enflasyon talep kaynaklı mı yoksa maliyet kaynaklı mı?
    Bunu nasıl görebiliriz?
    Bu noktada faiz etkisiz kalır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de etkili ama ne kadarı talep ne kadarı maliyet kaynaklı derseniz oturup ciddi araştırma yapmak lazım. Bizdeki enflasyonda kur oldukça etkili. Dolayısıyla kurdan gelen bir maliyet kaynaklılık var. Faiz sanıldığı kadar etkili değil. Yapılan hesaplamalar faizlerin ortalama olarak maliyetler içindeki payının yüzde 5'in altında olduğunu gösteriyor.

      Sil
    2. Kurdan kaynaklı enflasyona aynı zamanda ithal enflasyon da denir.

      Sil
  19. Hocam trading economics'den baktım; hem ABD hem de AB genelinde krizden günümüze bütçe açığında düşüş, kamu borcunda artış olmuş. Normalde bütçe açığı düşünce hükümetler daha az borçlanma gereği duymazlar mı? Bu durumun nedeni nedir?
    İyi günler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomiler krize girince ekonomik faaliyetlere paralel olarak kazançlar ve dolayısıyla vergiler de düşüyor.Buna karşılık kamu harcamalarını azaltmak ekonomiyi daha da sıkıntıya sokacağı için öngörülmüyor. Dolayısıyla daha düşük vergiyle aynı harcamaları yapmak zorunda kalan devlet daha fazla açık veriyor ve bunu da borçlanmayı artırarak karşılıyor. O nedenle de krizde kamu borçları artış gösterdi. Ama yavaş yavaş ekonomiler toparlandıkça borç stokları da azalmaya başladı.

      Sil
  20. Niyetim size talimat, akıl, nasihat vermek değil; haddimi bilirim Mahfi bey.

    "Türkiye'deki Değişimin Sosyo-Ekonomik Analizi" kitabınızda:

    (1) Ülkemizde biat iklimi & kültürü üzerine

    (2) "Faiz" ve "din" ilişkisi üzerine (İslam ve diğer dinlerin "faiz" konusunda söylemleri nedir? Tarihte nasıldı, bugün ne savunuluyor?)

    (3) "İslam ekonomisi" denen alan üzerine (Hristiyan ekonomisi, Yahudi ekonomisi, Budizm ekonomisi, Ateizm ekonomisi gibi alanlar da var mı? Savunanlar neyi niçin savunuyor?)

    başlıklarında da yazmayı planlıyor musunuz, yazdınız mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah. Evet bu konularda görüşlerimi yazıyorum kitapta.

      Sil
  21. Hocam KİT'lerin karları hazineye mi gider?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teorik olarak evet. Ama Türkiye'de genellikle Hazine bu kârları KİT'lerin sermayesine ekler ve almaz.

      Sil
  22. Hocam neden yabancılardan gelen para TL'ye çevrilip faize yatırıldığı halde kendi ülkesinin enflasyon oranı dikkate alınıyor?
    Yani bir yabancı 365 günlüğüne parasını TL'ye çevirip faize yatırıyorsa bizim enflasyon oranlarımızdan etkilenmez mi?
    Cevabınız için şimdiden teşekkürler.
    Ekonom

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 365 gün sonunda eline geçen parayı Türkiye'de harcayacaksa bizdeki enflasyondan etkilenir ama o parayı dolara çevirip ülkesine gidecekse bizdeki enflasyon onu ilgilendirmez o, ABD'deki enflasyon kadar etkilenir.

      Sil
    2. Yabancı portföy yatırımcıları TL'ye çevirdikleri paralarıyla harcama yapmadıkları için bizim enflasyonumuzdan etkilenmiyorlar.Onları etkileyen döviz kurlarının seviyesi.Döviz kurları enflasyondan daha hızlı yükseldiği dönemlerde yabancıların reel kazancı yerlilerden daha az oluyor, döviz kurlarının düştüğü veya enflasyondan daha az yükseldiği dönemlerde ise yabancıların reel kazancı daha çok oluyor.

      Sil
  23. Merhaba Mahfi Hocam,
    1.Yetkililerin , beklentilerin üzerinde buyume saglandıgı açıklamaları istihdama katkısı oldugunu dusunuyor musunuz
    2.Enflasyon konusunda adım atılmaması Turkiye ekonomisi adına ne gibi sonuclar verir.Kurlarda volalitenin artarak devam edecegi anlamına gelir mi
    3.Dolardaki düşüş kaynagı yurtdısından gelen ülkeye yatırım (istihdam) degilde faiz kazanma amacı ile gelen para ise konjonktur degişimleri ile bu paranın gidişi ihtimaline karşı önlemler mevcut mudur.MB kurlardaki stabil koşulları saglayamayacagı anlamına gelmez mi
    4.Yuksek enflasyon , Yuksek faiz , Yuksek kur ,Yuksek genc nufus işsizliği ne kadar daha surdurulebilir cari açık hergun artıyor ama belli bir kısım cok mutlu hocam.Ignorance is bliss gercek oldugunu düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Evet katkısı görülebiliyor. Türkiye'de işsizlik azalmasa da yeni başvuranların bir bölümü istihdam edilmiş bulunuyor.
      2. Enflasyon konusunda ciddi adım atılması faizin artırılmasıyla olur. Bu adım kurlarda düşme yaratır. Çünkü yükselen faiz daha çok döviz yatırımcısını buraya çeker.
      3. Böyle bir önlem mevcut uygulamada söz konusu değil.
      4. Bu soru aşağı yukarı son beş yıldır soruluyor ve Türkiye bu durumu sürdürmeye devam ediyor. Bence asıl mesele bunun ne kadar sürdürülebileceği değil bu duruma bizim ne kadar rıza göstereceğimiz sorusunda yatıyor. Çünkü eğer gerçek anlamda yapısal reformları yapıp bu durumdan çıkabilirsek iyiye gideceğimiz kesin.

      Sil
  24. Hocam Zaman tutarsızlığı nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para politikasının ekonomi üzerindeki etkisi hemen ortaya çıkmaz. Çeşitli nedenlerle alınan önlemlerin ekonomiyi etkilemesi gecikir. Buna zaman tutarsızlığı deniyor.
      Mesela Türkiye’de para politikasının reel sektör üzerindeki etkisi 3 ile 9 ay arasında, ortaya çıkmaktadır. Bu, bazen 3, bazen bazen 6 bazen de de 9 ay olabilir. Bunu önceden kestirmek çok zordur. Bu durumda iki seçenekten birisine göre karar almak gerekir: (1) Duruma bakıp para politikası izlemek. Ki o zaman 3 – 9 ay gecikmeli etkiyi göze almamız gerekir. (2) Kurallar ve ilkeler oluşturmak. Ki o zaman da gidişata bakılarak ne olursa olsun bu kurallara göre önceden karar alıp uygulanması gerekir.

      Sil
    2. Cevabınız için teşekkür ederim hocam bir kaç makalede merkez bankasının para politikası uygulamasında verdiği sözleri tutmayıp güven kaybetmesi böylelikle iktisadi aktörlerin beklentilerini artık yönetememesi sonuçta politika etkisizliğinden bahsediyor

      Sil
  25. İnşaat sektörü hangi piyasaya örnek oluyor? Oligopol diye düşünüyorum. Bu enflasyona neden olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşaat sektörü oligopol piyasasının özelliklerini taşıyor. 8 10 tane dev firmanın yanında küçük firmalar var. Rekabetin azaldığı her piyasada fiyatın belirlenmesi rekabet koulları dışına çıktığı için enflasyona yol açar. Buna karşılık inşaat sektöründe üretilen konut vb sayısı arttıkça rekabet de arttığı için bu etki zaman içinde azalabilir.

      Sil
  26. 1 nolu açıklamaya gönülden katılıyorum. Çalışan ücretleri sözde enflasyon oranında artarken vatandaşın gerçek enflasyonu bu oranın katbe kat üzeinde artıyor. Şöyle bir örnek vermek isterim bundan 5 yıl önce işyerinin vermiş olduğu yemek kartı tüm ay normal bir öğle yemeğini karşılarken yılbe yıl bir kartın aylık yemek giderini karşılama oranı düştü. Örneğin bu yıl karta enf oranında artış yapılmış olmasına rağmen 2-3 hafta içerisinde bitmekte. Başka bir ifade ile bundan 5 yıl önce maaşımla 1000 usd alabilecek iken bugün enf oranında zamlar görmüş olmaya rağmen 1000 usd almak mümkün değil.

    YanıtlaSil
  27. Hocam merak ettigim bir konu var lutfen yardimci olursaniz sevinirim

    Abd de issizlik orani ve ingilterede cok dusuk ancak reel ucretlerde artis cok dusuk maaslara isci ucrrtlerine ne nominal bazda ne de reel bazda cifdi bir artis soz konusu bu durum issizlik oraninda daha dusuk seviyeleri gormeyi mi saglar

    Ya da tam tersi olsaydi hem nomnal hem reel ucret artislari olsaydi isgucu talebini belli eden bubsefervde mi mevxut issizlik orani dusme egilimibgosterir miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her iki ülkede de enflasyon oldukça düşük bu nedenle ücretler baskılanabiliyor. Ama bu zaman içinde değişecektir. Ücretlerle istihdam arasındaki ilişki daha çok bu gibi kriz durumlarında bu şekli alıyor.

      Sil
  28. Hocam artık sizin samimiyetinizin yavaş yavaş rasyonel olmadığını eğilimine giriyorum. Derslere çağırdım yok, kitap okuma grubu yapalım yok, yahu dersinize girim bari oda yok. Ama yinede seviliyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buradan yazı yazarak yorum yaparak herkese hitap etmeye çalışıyorum. Tek kişi olduğuma göre bu toplumsal açıdan en yüksek yarar sağlayan yaklaşım olmalı. Aksi takdirde zamanımı buraya değil de konferanslara harcasam bu kez büyük çoğunluk onun dışında kalacak. Ne var ki bu seçim benim açımdan rasyonel bir seçim değil. Çünkü eğer konferanslara katılsam o beni daha az yorar ve daha az zamanımı alır.
      Bendeniz kişisel rasyonelliği seçmek yerine topluma yarar sunmayı seçmiş bulunuyorum.

      Sil
  29. Mahfi bey kusra bakmayin lutfen, siz epey eskimissiniz, ulkemiz uzerinde oynanan oyunlari, buyuk resmi goremiyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Eskimenin en önemli avantajı da bu sizin dediğiniz hikayeyi belki 100 kez duymuş olmanın verdiği deneyim birikimi. 50 yıldır sürekli ülkemiz üzerinde oyunlar oynanıyor ve bir büyük resim söylemidir gidiyor. Peki bu oyunlara karşı bizim bir çabamız var mı? Yok. Niye yok? Çünkü ülkemiz üzerine oyun oynayanlar bize o fırsatı vermiyor. Sıkılmadınız mı bu söylemlerden?

      Sil
    2. Mahfi bey, sunu siz de bildiginiz halde, nicin "Sıkılmadınız mı?" diye soruyorsunuz: "Çünkü ülkemiz üzerine oyun oynayanlar bize o fırsatı vermiyor."

      Ellerimiz kollarimiz baglanmis, butun dunya Turkiyemize saldiriyor, 50 yildan fazla bizi engelliyorlar.

      Eeee.. oyleyse Mahfi bey?

      Sil
    3. Buyuk resimi bir anlatsa arkadas... Ne goruyor buyuk resimde...bizde gorsekde. Hemde tedbir alir belki ekonomiyle ilgililer...

      Sil
    4. Bir kere de kendinize sorsanız biz hiç mi hata yapmadık? Hep hakem mi taraf tuttu? Biz ekonomiyi doğru yönettik mi? Demokrasiyi tam anlamıyla uyguladık mı? Okullarımızda bilimsel eğitime yöneldik mi? Yargıyı bağımsız kıldık mı? Bizim elimizi kolumuzu başkaları mı bağladı yoksa biz kendi elimizi kolumuzu mu bağladık?
      Bir kere bu soruları sorun kendinize. Bakın o zaman gerçekleri göreceksiniz.

      Sil
    5. Toplumsal barisin olmadigi yerde hicbir sey yapamazsiniz cunku millet olamazsiniz. Irksal bir aidiyet icerisinde Anadolu'da basarili bir ulke kurmak ve yurutmek mumkun degildir. Bir suclu arayacaksaniz oraya bakmaniz, cozum onerecekseniz de bu temel yanlisi nasil duzelteceginizi anlatmalisiniz. Gerisi demagoji oluyor.

      Sil
  30. İçerde Türkiye ekonomisi için her defasında olumsuz tablo çizilmeye çalışılırken Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in Gelişmekte Olan Avrupa Reytingleri Başkanı Paul Gamble, Türkiye'nin büyümesini benzer seviyedeki diğer ülkeler ile kıyasladıklarında görece güçlü olduğunu gördüklerini ifade etti.

    Türkiye'nin ikinci çeyrek verilerinin çok iyi geldiğini, bu rakamların ilk çeyrekte iyi olan büyüme verilerini takip ettiğini belirten Gamble, Türkiye'de hükümetin uygulamaya koyduğu tedbirlerin ekonomi için faydalı olduğunu gördüklerini söyledi.

    "Bu tedbirlere bazı unsurlar mali teşvik şeklinde, Kredi Garanti Fonu yoluyla oldu. Türkiye'de 3'üncü çeyrek büyümesinin de güçlü olmasını bekliyoruz" diyen Gamble, "Türkiye, dış koşullardaki iyileşmeden yararlanıyor. Euro Bölgesi'nin net bir şekilde büyümesini artırdığını görüyoruz. Bu nedenle 3'üncü çeyrek büyümesi güçlü olacak. Fakat aslında 3'üncü çeyrekten sonrasına bakıyoruz. Çünkü uygulanan teşviklerin birçoğu zamanla sınırlı. Yılın sonuna doğru teşviklerin gevşemeye başladığını görebiliriz"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yerde çok para kazananlar orada işler iyi gitmese de para kazanmaya devam ediyorlarsa iyi gidiyorsunuz derler.
      Fitch madem durumu bu kadar iyi görüyor niçin bizin notu yukarıya revize etmiyor?

      Sil
    2. Ben bu aciklamayi yapan adama guvenedim!

      Soyismi guvenilir degil cunku: Gamble!

      Kumar oynamak, riske girmek anlamina geliyor "Gamble"!

      Sil
    3. Sayın Eğilmez;Bir yerde işler iyi gitmiyorsa,o yere,o ülkeye gerek doğrudan,gerekse portföyü yatırımı yapılmaz.Sizin kendi ifadenizle, yılbaşından bu yana,17 milyar dolar portföy,9-10 milyar dolar doğrudan yatırımın yapıldığını portföy yatırımlarının daha fazla olmasının nedeni malum, Türkiye ekonomisinin sermaye ve buna bağlı tasarruf yetersizliğidir.Siz veya biz Türk ekonomisinin kötü durumda olduğunu, bilerek ve maalesef! yabancılarda daha fazla para kazanmak adına farkına varamadıkları bu kötüye gidişin alarmını vermiş olmuyormusunuz?Olmuyormuyuz?Ekonomi birazda rakamsal gerçekler yanında ,güven, istikrar,umut, beklenti yönetimi değilmidir?Hele darbe girişimine maruz kalmış, etrafında terör örgütlerinin cirit attığı bu güzelde.Bazı yorumcuların yorumları bu ülkede oturan, yaşayan, çoluk çocuğu bu ülke gelecek arayacak insanlar değilmiş gibi bir ruh hali içinde.Milletçe bu topraklardan başka gideceğimiz bir yer imiz olduğuna inanmıyorum.Muhtaç olduğumuz kudret, kuvvet, fikir,düşünce,beyin,insan sermayesi bu ülkede olduğuna inananlardan biri olarak bu blogu takip ediyorum.

      Sil
    4. Sevgili Ali Hakan, bir yerde işler iyi gitmiyorsa oraya doğrudan yatırım yapılmaz ama orada muhtemelen faiz yüksek olacağı için portföy yatırımı yapılır yani sıcak para gelir. Portföy yatırımlarının çok daha fazla olmasının nedeni faizin ve bağlı getirilerin yüksek olmasıdır. Bu yatırımların gelmesini teşvik etmek ülkenin parasını yabancıya hediye etmek demektir. Çünkü kendi ülkesinde reel olarak yüzde 1 - 2 faiz kazanacak yatırımcı buradan yüzde 8 reel faiz kazanıyor. Onlar zaten uyanık siz merak etmeyin. Uyanması gereken biziz. Çünkü parayı kaptıran biziz.

      Sil
    5. Sayın Eğilmez;10 milyar $ lık doğrudan yatırımı görmezden gelemeyiz herhalde.Daha yeni bir, Avusturya ' lı şirket Kütahya ilimizde1milyar € luk yatırım kararını dün açıkladı. İçerden bir başka bakışa ne dersiniz? TÜİK doğru bir iş yapıyor. Ama bu hesaplara onun da henüz tam hakim olamadığı, alt harcama kalemlerinin geçmiş büyüme oranlarında yaptığı büyük çaplı revizyonlardan anlaşılıyor. Dahası harcamalar yönünden hesapların unusrlarından stok değişimi halen açıklanmıyor. Ancak bu revizyonların GSYH değişimine etkisi şimdilik sınırlı. Örneğin 1. çeyrekte yıllık büyüme yüzde 5’den 5,2’ye yükseltildi.

      Yüzde 5,1’lik büyümeye gelince. Bu benim için bir sürpriz değildi. Hatta biraz daha yüksek gelmesini bekliyordum. Büyümeyi iki kalem sırtlamış görünüyor: Yüzde 9,5 artan sabit sermaye oluşumu ve yüzde 10 artan ihracat. Yüksek ihracat artışının iki kaynağı var: TL’nin hacimli değer kaybı ve AB ekonomisinde görülen canlanma. İkincisi daha önemli ve sürecek gibi duruyor. TL ise enflasyonu dizginlemek adına sıkı para-yüksek faiz sayesinde değer kazanıyor. Bu da ayrı bir tartışma konusu.

      Sabit sermaye artışının ardında ise endişe verici bir tablo var. Bu kalemin üçte ikisini inşaat oluşturuyor. Bu kalemde, sıkı durun, bir yılda yüzde 25 artış kaydedilmiş. Üçte birini ise Makine-Teçhizat oluşturuyor. Bu kalede ise yüzde 8,3 oranında gerileme var.

      Ekonomik büyüme bundan sonra nasıl gelişir? Önce bir uyarıda bulunayım. Aralık ayında açıklanacak olan 3. çeyrek büyüme büyük olasılıklı yüzde 7’nin üzerinde çıkacak. İki nedenle: Bir, geçen yıl bu dönemde ekonomi küçülmüştü; iki, bu yıl 2. Çeyrekten 3. çeyreğe gözle görülür bir duraklama yok. Kısacası şiddetl bir baz etkisi söz konusu.

      Daha orta vadeli baktığımızda ise önce şu hatırlatmayı yapmak isterim: Bir kriz ya da şok yoksa Türkiye ekonomisi yüzde 4-5 arası potansiyel bir büyüme kabiliyetine sahip. Bu şahsıma özgü egzantrik bir tahmin değil.Dolayısıyla yüzde 5 civarı büyümenin normal koşullarda şüpheyle karşılanması için bir neden yok. Kaynak:Seyfettin Gürsel

      Sil
    6. 10 milyar Dolar verisini nereden aldığınızı bilmiyorum ama Merkez Bankası'nın Ocak - Temmuz ödemeler dengesi tablosunda bu dönemde gelen doğrudan yabancı sermaye 5,7 milyar Dolar olarak yer alıyor.

      Sil
  31. analitik düşünmeye yardımcı olmak icin bende sunu onereyim izninizle
    herkese bilim teknoloji dergisi haftalik çıkıyor sadece 3.5 tl alip okuyun analiz yeteneğiniz artsin 😉

    YanıtlaSil
  32. hocam yeni kitabiniz ne zaman cikacak?

    YanıtlaSil
  33. Ülkemiz üzerinde büyük bir oyun oynanıyor ve o oyunu oynayanlar 15 yıldır iktidarda. İşte büyük resim bu. Eğitimin, Hukuk'un, Tarımın, Sağlığın, Ekonominin, Doğa'nın, Toplumsal ve Sosyal barışın, hoşgörünün v.s. dinamitlenmesi de bu büyük resmin parçaları.

    YanıtlaSil
  34. Hocam mülakatlarda Merkez Bankası güncel faiz oranı sorulduğunda cvbımız yüzde 8 mi olacaktır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevap şu: Merkez Bankası'nın birden çok faizi olmakla birlikte asıl olarak ortalama fonlama maliyetine bakmak gerekli o da bugün için % 12.

      Sil
  35. Sevgili Hocam,

    En iyi kendimizi bilen biziz doğal olarak,

    Dışardan nasıl gözüküyoruz inanın bilmiyorum çünkü hiç yurtdışına gidemedim,

    Ama tahminim,tahminlerim var objektif olmaya çalışacağım,

    Büyüme oranı gelişmiş ülkelerden yüksek +1

    Kamu borcu oranı çok düşük +1

    Bir çırpıda bunları sayabildim aklıma başka birşey gelmiyor,

    Eğer birşeyde daha iyiysek lütfen birileri belirtsin öğrenmiş olayım

    Peki olumsuz olanlara bakarsak

    Enflasyon çoğu ülkeye göre çok yüksek -1

    İşsizlik çoğu ülkeye göre çok yüksek -1

    Özel borç çoğu ülkeye göre çok yüksek -1

    İnsani kalkınma endeksi çok gerilerde -1

    Hukuk,adalet,eğitim,sağlık endeksi çok gerilerde -1

    Harcama vergileri oran olarak çok yüksek -1

    Kişisel gelir gelişmiş ülkelere çok düşük -1

    Şimdi +1 olanlara bakıyorum. Büyüme oranı yüksek çünkü sıcak para akışı çok fazla faiz yüksek.

    Kamu borcu oranı çok düşük çünkü çok özelleştirme yapıldı ve yap işlet devret metoduyla alt yapı yatırımları özel sektöre ihale edilerek devlet borcu düşük gösteriliyor.

    Bu çizdiğim tabloda dünya ülkeleri Türkiyenin neresini övüyor onu anlamıyorum yoksa bu bir sizin de sürekli bahsettiğiniz evin küçük çocuğuna bak sen de fena gitmiyorsun diyerek ağzına bal çalma olayı mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben öyle olduğunu düşünüyorum yani çok para kazandıkları için bize de iyi gidiyorsunuz deyip uyanmamızı engelleme amacında oldukları kanısındayım.

      Sil
    2. En onemli veriyi, yani yas ortalamasini yazmamissiniz. O da Turkiye icin +1, ve hatta ++1.

      Asagida saydiginiz cogu -1 bununla iliskili. Yas ortamasi 46 olan Almanya ile yas ortamalasi 30 olan Turkiye'de issizlik pek tabi ayni olamaz. Gene borcluluk acisindan bakarsaniz 50 yasinda birisine kac kisi 20 yil vadeli yuksek borcu verir bilinmez ama 30 yasinda birisine cok rahat verilir.

      Tabi ki genclikte calisirsaniz, yaslaninca rahat edersiniz (orn. Almanya ve cogu Avrupa ulkesi). Ancak genclikte geleceginizi yuksek faiz ile ipotek ederseniz, omrunuz calismakla gecer, ulke iseniz de zaten pek yaslanma sansi bulamazsiniz. Turkiye'nin 90'lardan 2008'e kadar, daha onceki donemlerde de defalarca bu senenin basi ile goruldugu uzere yeniden dustugu yanilgi(!) budur. Mahfi beyin dedigi gibi MB finans dunyasini felan kandirmamis, tam aksine siyasileri kandirmistir. MB'nin gecelik borc verme faizini kisa sureli kullanmayacaginin garantisini almislar ki sesleri cikmiyordu anlasildi, yoksa simdiye kadar coktan banka subelerine koca koca Ataturk posterleri asilirdi, reklamlarda Ataturk kusagi olusturulurdu.

      Sil
  36. hocam biz toplam dış borç ( özel, kamu,tcmb) tutarını açıklıyoruz. örneğin abd ya da diğer ülkelerde de böyle bir veri var mı. tradindeconomics sitesinde kamu borcu hesaplanmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz TL ve yabancı parayla borçlandığımız için iç borç dış borç ayrımı var. ABD sadece Dolarla borçlandığı için böyle bir ayrım yok.

      Sil
  37. Üstadım Merhaba,

    TCMB'nin kanımca kendisi dışında oluşan toplumun güdülenmiş ekonomik ihtiyaçları, uzun yıllar önce başlayan ve son yıllarda da hızlanan tasarruf yapma alışkanlığının büyük ölçüde kaybolması, Makro bir sorun olarak endüstri devrimlerinin her devrinde ıskalanması ve şu anda da bunun yine ıskalanıyor olması.. İşte bir kısmını saydığım bu tür sorunlar nedeniyle Türkiye'deki ekonomik düzen kısır döngüye girmiş durumda, Yurtdışından yüksek faiz nedeniyle gelen sıcak paranın sayesinde içeride yine büyük oranda ithalata bağlı ihracat yapılabilmesi ve dolayısı ile tasarruf oluşturulamaması bu döngünün malesef uzunca bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Sonuç olarak Türk Vatandaşları açısından olmasa bile Yabancı yatırımcı için yüksek faizle yaşayıp ve bu faizi ödemek için daha çok çalışmak zorunda kalıp ancak buna rağmen tasarruf yapamayıp günü yaşamaya sanırım devam edicez. Sizde bir eksiğim varmı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Yurtdışından yüksek faiz nedeniyle gelen sıcak paranın sayesinde içeride yine büyük oranda ithalata bağlı ihracat yapılabilmesi"

      Burada sıcak paranın sadece ihracat için yapılan ithalata harcandığı sonucu çıkıyor. Siz o manada yazmadınız ama, okuyan birisi pek ala bu ihracat ne kötüymüş diyebilir. Oysa;

      Yıllık 150 milyar ihracatımız var ise, yüzde 70 ithalat oranını kabul edersek 120 milyar ihracat için ithalat yaptığımız ortaya çıkıyor. Yıllık ithalatımız aklımda yanlış kalmadıysa 230 milyar. Yani bir 110 milyar yatırım+iç tüketim için harcanmış. İhracat için yapılan yatırım 30 milyar USD olsun, 80 milyar iç tüketime dönük ithalat olmuş oluyor. Yani kabahat tamamıyla ihracatta değil.

      Sil
    2. Timur bey ben zaten tamamen ihracat kabahatli demedim ama sizin dediğinizle ilgili durumdan yazının en başında bahsetmiştim.. "Toplumun Güdülenmiş Ekonomik ihtiyaçları" şeklinde ilginiz için teşekkürler..

      Sil
  38. hazinenin eurobond borçlanması iç piyasadan olsa dahi dış borç mu sayılıyor hocam

    YanıtlaSil
  39. hocam türkiyenn toplam dış borcu 450 milyar dolarken net uluslararası yatırım pozisyonu nasıl 450 milyar dolar oluyor dışardan hiç mi alacağımız yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaten net yatırım pozisyonu. Yükümlülükler 648, varlıklar 223, net yükümlülükler 424 milyar Dolar.

      Sil
    2. hocam dış borç=net yatırım pozisyonu dersek japonyanın milli gelire oranla yüzde 250 borcu varken nasıl oluyor da milli gelire oranla yüzde 60 net yatırım pozisyonu fazlası var. bir terslik yok mu?

      Sil
    3. Çünkü Japonyanın dış borcu yok hepsi iç borç

      Sil
  40. Oyun oyuncularla oynanir. Oyunu seyredenlerde olmali. Oyun oynamak icin seneryo yazilir. Ya seneryodan haberiniz olur sizde o oyun icinde devam edersiniz yada oyun icinde olmazsiniz. Oyun disina cikmak oyun kuurucu olmak icin guclu olmalisiniz. Sig ekonominizle ithalat ihracaat dengesizligiyle borclanma ekonomisiyle 80 milyar $ borc alip butce olusturarak teknoloji uretmeyen hizmet sektoru ile kafe avm insaat yaparak gunu kurtarmayla anca figuran olunur. Tarimi bile dogru yapamayan milyar dolarlik ithalat yapilmaktan bahsediyoruz. Oyun oynayanlar tarlalari bos birakinmi diyor... Sifir gumrukle tarim urunu ithalati, plansiz tarim uretim planlamasi olmayan bir tarim urunu degerlendiremeyen urun fazlasini ihraç edemeyip tarimda uretim yapanlari surekli zarara ugratmanin onune gecememek nedir Turkiye uzerinde oyun oynandigini soyleyen arkadas...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Barro Etkısı16 Eylül 2017 14:48

      Safa yatan oyuncuların da olabilecegini unutmayın. Ven bu ihtimali severim.

      Sil
  41. Hocam merak ettiğim bir konu var, bunun cevabını daha önce muhtemelen vermişsinizdir ama ben tekrar sormak istedim. konu yeni seri GSYH verileri. 2002 yılı yeni seri GSYH, eski seriden sadece %2,5 fazla. 2016 yılı yeni seri GSYH ise eski seriden %18 fazla. bunun nedeni ne olabilir? hani birkaç puan fark edebilir ama %15-16 gibi bir fark bana acayip geldi. makul bir açıklaması yoksa o zaman istatistik güzelleştirmeden başka bir şey olmasa gerek.

    YanıtlaSil
  42. Sayın hocam sıkı para politikası yanında sıkı maliye politikası uygulansa enflasyon düşmez mi?Diceksiniz ki aynı zaamanda büyümekde isteniyor ama bir önceki yazınızda söylediğiniz gibi yoksullaştıran büyüme bu niteliksiz büyümeyi gözardı edip daha düşük enflasyon hedeflemesine gidilemez mi?

    YanıtlaSil
  43. Sayin ali hakan elestrilerinize tamamen istirak ediyorum ekonominin sosyal bir olgu oldugu devamli goz ardi ediliyor gecen yil yasanan 15 temmuz olayi ve hatta gezi olayi ve dahi 17,,, 25 aralik hadiseleri bu ulkede yaşanmamış gibi davraniliyor 2013 yilinda gezi olayindan once faiz indirimi yapılmıştı 100000bin tl krediden 20bin tl karım oldu 2001 yilindaki ecevit krizinde emlak banktan aldigim yuzde 50 faizli krediyi yuzde 450 faizle odedim hala enflasyon yükseliyor hezeyanlari yasaniyor bu ulkede 30 yil yuzde 80 enflasyon yasanmadimi insanlari devamli tedirgin ederseniz harcama yaparmi hala kriz bekleyenler var

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi