Faiz Meselesi: Kitap İncelemesi

Faiz nedir? Nereden doğmuştur? Tarihi nedir? Kutsal kitaplar faizi niçin yasaklamıştır? Yasaklanan faiz hangisidir? Riba ile bugünkü faiz arasında bir fark var mı? Bu sorular günümüzde başta İslam dünyası olmak üzere dünyada fazlasıyla kafa yorulan sorular. Kimisi faizi asla yaklaşılmaması gereken bir tabu olarak görürken kimisi de bunun basit bir ekonomik işlem olduğunu ve kiradan farkı olmadığını savunuyor.

Son günlerde Faiz Meselesi adlı bir kitabı okuyorum. Kitaba 19 bilim insanı yazılarıyla katkı yapmış (Kitabın künyesi şöyle: Faiz Meselesi: Tarihten Örnek Uygulamalar, Derleyenler: Murat Ustaoğlu ve Ahmet İncekara, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Mayıs, 2019.)

Kitaptaki yazılar bir tarih ve konu silsilesi içinde yer alıyor, dolayısıyla kitap farklı yazarların elinden çıkmış ve onların birbirinden farklı görüşlerini yansıtıyor olsa da son derecede tutarlı bir bütün oluşturuyor. Yazarların bir bölümü ekonomi ve ekonomiyle ilgili alanlarda öğrenim görmüş, bir bölümü de ekonomi ve ilahiyat öğrenimini birlikte görmüş akademisyenler. Dolayısıyla hepsi konunu uzmanı ve konu üzerinde zaman harcamış kişiler.

Kitapta binlerce yıl önce faizin nasıl doğduğundan başlayarak günümüz bankacılık düzenlemelerine kadar gelen, olaylarla desteklenmiş analitik değerlendirmeler var. Birçok ilginç konu dikkat çekiyor. Mesela tapınakların borç alışverişinde ilk sistemli ve kayıtlı merkezler olduğunu ve bugün tefecilik faizi diye bildiğimiz çok yüksek faizlerin ilk kez tapınaklarda alındığı bilinen bir gerçek. Buna karşılık o dönemde ortaya çıkan tefecilerin, tapınaklardaki bu yüksek faizden daha düşük oranlarda faiz uyguladıkları ve bir anlamda ters tefecilik yaptıkları pek bilinen bir şey değil. Tefecilerin ortaya çıkışının gerçek tefeci konumundaki tapınakların tekelci yapısını kırmaya yönelmesi ilginç bir ironi. Yani asıl tefeciler dini temsil eden tapınak rahipleri olurken, sivil tefeciler onların tekelci konumunu kırmak için çıkıp daha düşük faizle işlem yapıyorlar.

Faizi bütün dinler yasaklamış görünüyor. Bu yasağın kökeni Platoncu - Aristotelesçi yaklaşımlara kadar geriye gidiyor. Hatta paradan para kazanma deyimi bile o kadar eski. Dinlerin hepsi bu yasağı oradan devralıp devam ettirmişler. Yasağın ilk kez ve en ağır biçimde yer aldığı din Yahudilik (İslamdaki ribanın karşılığı Yahudilikte ribbit.)  Buna karşılık faizi en fazla uygulayanlar ve bu yolla zengin olanlar da Yahudiler. Çünkü zaman içinde Yahudi din düşünürleri faiz yasağını yumuşatan, hatta kaldıran yorumlar getirmişler. Faiz yasağı zaman içinde Hristiyanlıkta da yumuşatılarak ortadan kalkmış bulunuyor. Yasağı günümüze taşıyan tek din İslam. Kitapta, Kur’an’da geçen riba ile bugünkü faizin karşılaştırmasını yapan değerlendirmeler var. Riba ile bugünkü faiz arasında bire bir aynılık var mı? Bu konuda belli başlı iki görüş var. İlki bu iki kavramın tamamen aynı olduğu görüşü. Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de riba ya da faiz yasaktır, haramdır. İkinci görüş riba ile faizin aynı şeyler olmadığı görüşü. Bu görüş çerçevesinde riba, dönemin koşullarının belirlediği bir tefeci faizidir. Oysa günümüzde faiz, devletin koyduğu kurallar çerçevesinde kurumlar (bankalar) eliyle uygulanan düzenlenmiş bir bedeldir. Kitapta bu görüşlerin tartışılmasını, çeşitli filozofların, yazarların görüşleriyle ayrıntılı olarak bulmak mümkün.

Osmanlı toplumunda faizsiz finans arayışlarının yaygın biçimde gündeme geldiği biliniyor. Bulunan çözümlerden birisi olan ve geri alım koşuluyla yapılan satışı ifade eden bey’ul vefa’nın geliştirilmiş hali olan bey’lil-istiğlal bugünkü faizsiz finans sisteminin temelini oluşturuyor. Kişi sattığı malı geri satın almayı taahhüt ederek sözleşme süresince kiralamış oluyor. İşin özünde bugün uygulanan faizden hiçbir farkı yok. Kişinin satışı ve geri alım işlemini karşılıklı olarak (cebir işlemindeki gibi) iptal edersek geriye paranın kirası yani adına ne dersek diyelim faiz kalıyor. 

Günümüzde ekonomi teorisi olarak okutulan neoklasik ekonomi yaklaşımının da temelini oluşturan Alfred Marshall ve John Maynard Keynes’in faiz konusundaki görüşlerine de değiniliyor kitapta. Marshall faizi ‘tasarruftan ve paranın tatmininden vazgeçmenin ve beklemenin ödülü’ olarak tanımlarken Keynes ‘para sahibinin parayı nakit olarak elinde bulundurmaktan (likiditeden) vazgeçmesinin bedeli’ olarak tanımlıyor. Kutsal kitapların tanımları dışına çıkıp da konuya ekonomi sistemi açısından bakıldığında bu tanımlar olayın özünü açıklıyor.   

Kitapta Ekim 2002’de Mısır Din İşleri Yüksek Kurulu’nun banka faizinin helâl olduğuna ilişkin yayınladığı fetva da yer alıyor. Akla uygun olan yorum da budur. Çünkü kutsal kitapların indiği dönemde faiz bir standarda sahip olmayan ve tefeci faizi konumunda olan bir uygulamaya sahipti. Günümüzde devletin (merkez bankalarının ve bağımsız bankacılık otoritelerinin) denetimi altında olan bankacılık sisteminde büyük ölçüde standardize edilmiş ve tefecilik uygulamasından çoktan çıkmış bir faiz sistemi söz konusu. Bu açıdan bakarsak faiz, kâra göre ve hatta kiraya göre çok daha fazla denetim altında, çok daha fazla standartlaşmış bir getiridir.   

Kitabın tümünden örnekler vermem mümkün değil ama faiz konusunda çalışma yapacak olanlara ve faizin antik dünyadan bugüne nasıl evrim geçirdiğini merak edenlere bu çok önemli kitabı okumalarını öneriyorum.

Yorumlar

  1. Hocam aslında faizi paranın enflasyon karşısındaki kaybettiği değerden varsaymak ve helal olduğuna kanaat getirmek doğru değilmidir? İkinci bir sorumda hocam bildiğimiz gibi MB faizi 425 baz puan indirdi fakat bu dolarda şuan itibari ile yukarı değilde aşşağı yönlü bir hareket meydana getirdi bunun nedeni nedir şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer faiz makul bir düzeydeyse öyledir. Ama faiz anormal yüksekse değildir. Bence bu yaşamın bütün parçaları için geçerlidir. Bir kişinin zor durumda olmasından yararlanarak ona ihtiyaç duyduğu bir malı (mesela ilacı) aşırı pahalı satmak da aynı hesaba gelir.
      İki nedeni var: (1) Fed ve AMB'nin parasal gevşemeye gitmesinin dünyada yeniden likidite bolluğuna yol açacak olması. (2) ABD'nin ekonomik ambargoyu şimdilik uygulamayacağı yönünde beklentilerin artması.

      Sil
    2. Hocam gelecek likidite bolluğunun bizde doları zayıflatması kesin midir?

      Sil
    3. Eğer başka riskler yaratmazsak evet.

      Sil
  2. Hocam kanaatimce sunu da sormak lazim, faiz ranti haram da kira ranti helal mi. Faizin fakire bir zarari yok ama zenginin kiraran rant almasi fakiri muebbet bir fakirlige hapsediyor aslinda

    http://www.radikal.com.tr/yazarlar/guven-sak/faiz-ranti-haram-da-arsa-ranti-helal-midir-1111973/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyleyse bir khk ile bütün fakirlerin kira sözleşmeleri sona erdirilsin. :)

      Sil
    2. Kiralanan şey maldır. Para ise mal değildir!

      Faiz konusunun hükmü ayet ile sabittir. Siz hikmetlerinden yola çıkarak günümüzdeki uygulamaları dini meşruiyyete taşımaya çalışıyorsunuz. Yapmayın!

      Sil
    3. Ekonomi bilimi açısından para da bir emtiadır.

      Sil
    4. Fatih Kömürcüoğlu29 Temmuz 2019 12:12

      Burada daha önce de aynı örneği vermiştim. Diş fırçalamak yerine misvak kullanan bir arkadaşım vardı. Sünnet diyordu. Sünnet olanın dişleri temizlemek olduğunu gözden kaçırmıştı. İnsanlar bile kanun yaparken en başa kanunun amacı diye bir bölüm koyarlar. İslamda faiz yasağının da amacı zengin insanların ellerindeki para ile fakirleri sömürmesinin önüne geçmektir. İnsanların yattığı yerden para kazanmasını önlemektir. Bu yasak konduğunda da enflasyon vardı. enflasyon kadar faiz caizdir yorumu yanlıştır. Yatırım için insanlar nereden kaynak bulacak diyorsanız insanlar zaten elin ..... ile gerdeğe girmesin. Çıkan krizlerin, iflasların en büyük sebebi hatalı öngörüler, beklenmedik etmenler nedeniyle evdeki hesabın çarşıya uymaması sonucu yatırımların batması. Elinde öz kaynak olan yatırım yapsın. Yetmediği yerde kamu devreye girsin.

      Sil
  3. SAYIN HOCAM FAİZ İLE İLGİLİ OKUDUĞUM FARKLI BİR AÇIKLAMAYI PAYLAŞMAK İSTERİM. İSLAM DÜŞÜNCESİNDE FAİZİN HARAM OLMASININ ÖNEMLİ BİR NEDENİN VAKTİN MUTLAK SAHİBİNİN ALLAH C.C. OLMASIDIR. FAİZ VEREN VE FAİZİ ALAN BELLİ BİR VADEDE AKİTLEŞEREK İŞLEM YAPMAKTADIR. FAİZ VEREN VE ALAN DA BU SÜRENİN KARŞILIĞI OLARAK BİRBİRLERİYLE İŞLEMİ GERÇEKLEŞTİRMEKTELER. ORTADA TİCARİ BİR EMTİA YOKTUR. BURADA TİCARİ EMTİA VADE ( VAKİT )'İR. FAİZ ALANIN DA VERENİN DE VAKİT ÜZERİNE BİR TASARRUFLARI YOKTUR. HER İKİ TARAFTA KENDİ MUKTEDİR OLMADIKLARI BİR KONU ÜZERİNDE ALIŞVERİŞ YAPMAKTADIRLAR. YARINA KİMSENİN ELİNDE BİR GARANTİSİ YOKTUR. BU DURUM HER İKİ TARAF İÇİN DE MAĞDURİYET İÇERMEKTEDİR. BİR BAŞKA AÇIDAN HER İKİ TARAFTA MUKTEDİR OLMADIĞI BİR ŞEYİ MUKTEDİRMİŞ GİBİ DAVRANARAK İŞLEM YAPMAKTADIR.BİR ŞEKİLDE FİKTİF İŞLEM GİBİ DÜŞÜNÜLEBİLİR. FARKLI BİR YAKLAŞIM OLMASI NEDENİYLE PAYLAŞMAK İSTEDİM.
    YAPTIĞINIZ GÜZEL PAYLAŞIMLAR VE BİLGİLENDİRMELER İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER. SİZİ ZEVK İLE TAKİP ETMEKTEYİZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paylaşım için çok teşekkür ederim. Bütün diğer tezler gibi bu da çok zorlama bir tez. Sevgiler.

      Sil
    2. Konevi , öncelikle kapitalizmin bizati sistem olarak kendisi muktedir ilan edilmiştir. kapitalizm hiçbir semavi dinle uyumlu değildir ki zaten. çünkü ortaya çıkardığı zenginliği salt bireyselleştirmeden yanadır. zira kapitalizm özellikle de liberal kapitalizm üretim araçlarını bireyselleştiren sistemin ta kendisidir. oysa semavi dinler paylaşmayı ve birlikte feraha ulaşmayı ilke edinmişlerdir. bence mesela hem laik hem Müslüman ve hem laik hem Hristiyan ve Musevi olunur. ama hem kapitalist hem herhangi bir semavi dine mensup olmak ciddi bir çelişki yaratır. kapitalizm tamamen paganist inançla var olabilen bir sistemdir ki zaten sistemin kurucu iradeleri pagan inanca sahiptirler. birisi kendisini amon (toprak tanrısı) gibi birisi ve en büyüğü kendisini ra(güneş tanrısı) gibi görüyor mesela!. paganlarda toplu bir tanrıya inanç yoktur. onlarda inançlar ve/veya tanrılar bireyseldir. inançları gibi ekonomik varlıkları da bireyseldir. ekonomik güçleri de!. insanlardaki mesela deizm yükselişinde ciddi bir kapitalist yaşam ve üretim paylaşma sorunları etkileri varrdır kanaatindeyim. saygılar..

      Sil
    3. Eldeki nakit değeri (para, altın, gümüş vb) değerlendirmenin iki yolu var: Bıri, bizzat çalışıp, çalıştırıp ayni (ürün ve hizmet) değere dönüştürmek. İkincisi, başkasına verip onun çalışıp, çalıştırıp aynı değere dönüştürmesini beklemek ve bundan pay (riba, faiz) almak. Başka deyişle, elinde nakit değeri olan kişinin olmayan kişiye "sen çalış, ben yiyeyim" demesidir.

      Sil
    4. @Ömer Oruç Peki, elinde nakit olan kimse eleman tutup, arsa alıp ta kendisi hiç çalışmadan işçilere işi yaptırıp da, işçilere kazanılan paradan cüzi miktar verip kendisi büyük payın sahibi olununca nasıl oluyor? Bunun dindeki yeri nedir? Diğer türlü daha insaflı olmuyor mu? Benim paramı kullan patron ol, yatırımı iyi yap, çok kazan ve kullandığın parayı geri ver, azıcık da kira ver demesi gibi? Tefeci faizi değilken, faiz makbül değerde iken?

      Sil
    5. Sheldon, sanki bu dediginizin garantisi varmis gibi konusuyorsunuz. Ya mahsul alamazsa? Ayrica calisan isciler emeklerinin karsiligini aldigini dusunuyorsa, calistiran da onlari magdur etmiyorsa kim zararli cikiyor?

      Islam dini calismayi, uretmeyi tesvik eder. Hicbir is de sizin sandiginiz gibi vereyim parasini calissin uretsinler seklinde olmuyor. Mutessebbislik en zor emek kalemlerinden biridir.

      Sapla samani karistirmayin. Bunun faiz almak ya da bermek arasindaki farki anlamak hic zor degil.

      Sil
    6. Bankada bulunan para durduk yerde bölünerek çoğalmıyor, banka onu iş yapan üreten adama veriyor ki parayı çoğaltsın. Aksi takdirde para nasıl artacak?

      Sil
  4. Hocam merhaba. Kurun faizdeki düşüşe olumlu tepki vermesine bir sebepte dünyadaki genel eğiliminde faiz oranlarını düşürmek olması olabilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette Fed ve AMB'nin açıklamalarının etkisi de var.

      Sil
    2. Ekonomi o kadar hızla küçülüyor ki ithalat yapamıyoruz. Bu nedenle dolar şimdilik sakin, ancak sonbaharda borç ödemeleri var krediler yenilenemezse dolar tekrar artar.

      Ayrıca ekonomik küçülmenin sonucu olarak bu sene rekor bütçe açığı oluşacak. Bunun da dövize etkisi olacaktır ama nasıl olur bilemiyorum.

      Hocam bu seneki bütçe açığının ekonomiye nasıl bir etkisi olur?

      Sil
    3. MB'nin yedek akçeleri biraz kurtarır durumu.

      Sil
    4. Hocam MB'nın yedek akceleride biyere kadar kısa vadede bi rahatlatmadan sonra tekrardan yine aynı pozisyonda seyretmezmi üretmedikten sonra?

      Sil
    5. kurun düşüşü için hiçbir rasyonel iktisadi gelişme yok kanaatimce. kurun sert faiz indirimiyle sert yükselişi yerine biraz gerilemesinin nedeni london city nin hükümete izin vermesidir tabi karşılığında d.akdeniz ve Kıbrıs'ta bazı tavizlerin verilmiş olmasıdır. bu kadar nettir. yine birşeyler verildi. hükümetin üzerinin küresel sermayenin tepesindeki güç tarafından çizilmemesi için. fed faiz indirmeyecek. amb nin indirmesi de çok faydasız ve anlamsızdır. oradaki sorun parasal politikalarla çözülemeyecek boyuttadır. abd ekonomisinin dünya ekonomisinden olumlu ayrışma yaşayacağını bu yüzden de özellikle ab ve bank of japan ın faizleriyle fed faizleri arasndaki marjın fed tarafına doğru artacağını daha önce de söyledim yine söylüyorum. piyasalar sadece gel gel yapıp keriz silkeleme ve risklerini azaltma derdindeler. küçücük bir olumlu haberi bile abartarak piyasa yapıyorlar işte. olay budur. özellikle içeride iktisaden iyiye giden bir şey yok. faiz sert inişine rağmen kurların tersine gerilemesi de Londra merkezlidir. İngiltere ile erdoğanın arası çok iyidir. boşuna gokap eşbaşkanlığına geçmedi 2009 sonrası!. yaşananı asla iktisat tekniğiyle açıklayamazsınız. artık iktisat da tamamen siyasallaşmıştır. düşünün bu faiz indirimini bu risklerle küresel sermayeyle iyi anlaşamayan eski iki E ile ismi başlayan rahmetli başbakanlar yapsaydı ne olurdu?. ben cevaplayayım: türk lirası çok sert değer kayıpları yaşardı belki de sabit kur rejiminde görülen devalüasyon gibi olabilirdi. bu kadar net. tabi görmek isteyenler için çok net!.

      Sil
  5. Merhaba Hocam. Faizdeki bu düşme eğiliminin devam etmesini sağlamak amacıyla nasıl adımlar atılabilir? Ayrıca muhtemel ikinci bir faiz indirim dalgasında şu anki kazançların hepsi silinip, kayba doğru gidileceği düşüncesindeyim. Sizce ikinci bir faiz indirimi ilerleyen dönemler için mantıklı bir hareket midir? Yoksa bu tür bir aksiyon için biraz daha piyasanın ilk indirime alışması beklenmeli midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence faiz indiriminin sağlıklı sonuç verebilmesi ekonomide gerekli reformların yapılmasına bağlıdır. Yoksa faiz indirimi geçici rahatlama sağlar.

      Sil
  6. Hocam birde olayın Darulharb ve Darulislam boyutu var ki orasıda çok geniş...

    YanıtlaSil
  7. Hocam bu faiz meselesinin bir açığı, araştırılacak bir alanı var mı? Tezimi bu konuda yazmak istiyorum. Tabii bana tez konusu bulun gibi hadsiz bir şey söylemek istemiyorum. Sadece araştırılacak ucu açık sorular var mı onu merak ettim. Saygılar, sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana sorarsanız her tarafı açık. BU dediğim kitabı bir okuyun içinden tez olarak seçilebilecek pek çok konu çıkar.

      Sil
  8. Merhaba hocam,

    Sizi ekonomi için takip ediyoruz
    Fetva vermeyede başladınız gördüğüm kadarıyla
    Dini konularda ilgili kurumlar çalışma yapıyor,
    sizin altyapınız bu konuda ne kadar yeterli
    Söyleyen siz bile olsanız kaynağı sorgulamadan kabul etmek bizi her önüne gelene inanmamıza yol açar ki bu da sorgulamadan kabule giden yanlış bir durum
    Bizi bu konuda aydınlatmanızı istirham ederim
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söyleyen ben değilim. Ben size okuduğum ve beğendiğim kitabı tanıttım. Kitapta savunulanları ben söylemiyorum. Ama çoğu görüşe de katıldığımı söyleyebilirim. Çünkü mantıklı.

      Sil
    2. Bu arada bir şey daha ekleyeyim. Faiz, ekonominin temel taşlarından birisidir. Adı nasıl konulursa konulsun (ister faiz, ister kâr payı) kimse kimseye evini bedava kullandırmadığı gibi parasını da kullandırmaz. Ve ekonomi bilimi bu esasa göre kurulur. Yani faizden söz etmeden ekonomi anlatmak ne yazık ki mümkün değil.

      Sil
    3. Faiz olmadan ekonomi yurumez ticari hayat olmaz!
      Onemli olan adil ve makul bir faiz oranidir.
      O da ancak ve ancak fiyat istikrarinin oldugu ortamda kurullar kurumlar ve kurallarin isledigi ekonomilerde olur.
      Makul faiz orani ise enflasyonun maksimum +3.5 puan uzerinde minumum ise enflasyonun 0.50 puan uzerinde oldugu durumdur.
      Enf:%8
      Buyume:5


      Enf+Buyume orani/2+Buyume orani
      8+5 13/2 +5
      11.5 faiz orani boyle bir ekonomi icin uygundur

      Sil
    4. Aynı yazıyı ben de okudum, "fetva" gibi bir şey yok; sanırım, sizin alınganlığınızdan kaynaklanıyor.
      Hep beraber, bir konuda hemfikir olsak:
      Konu ne ise onu tartışsak!
      Aksi halde, fikir alış verişi olamaz.
      Üstelik bu ülkede, "Kira her yıl, enflasyon oranı kadar artıyor, mülk sahiplerinden bu artışa hiç itiraz eden yok.

      Sil
    5. Bu arada bir şey daha ekleyeyim. Faiz, ekonominin temel taşlarından birisidir. Adı nasıl konulursa konulsun (ister faiz, ister kâr payı) kimse kimseye evini bedava kullandırmadığı gibi parasını da kullandırmaz.

      Tamam ama evi kullandırmakla parayı kullandırmak aynı şeyler midir? Bir tarafta ev gibi elle tutulup, gözle görünen ve istenildiği zaman çok kısa sürede azaltılıp, çoğaltılamayan fiziki bir şey, diğer tarafta elle tutulup, gözle görünmeyen ve istenildiği zaman azaltılıp, çoğaltılan ve değeri fiktif olarak belirlenen bir şey var.
      Yoksa yanılıyor muyum?

      Sil
    6. Evet yanılıyorsunuz parada emtia dır.

      Sil
  9. Usd/tl 200 gunluk HO larina yakin seyrediyor.200 gunluk hareketli ortalamanin onemi ticari emtia nin maliyetleri uzerinde kalici bir fiat etkisi birakmasidir.O bakimdan bu ortalamanin altinda olusacak bir doviz kuru ihracati bicak gibi keser.eur/tl de ise 200 gunluk HO nin zaten altinda seyir var.Oportinist yaklasimlarla dovize meydan okumanin bedeli ihracatcinin zarar etmesine ic pazara uretim yapanin ise ithalatla rekabet edememesine yol acar.Bu gun ellerinde tl tutan bankerler aciba tl yi spekulatif amacla mi tutuyorlar yoksa manuplatif amaclami tutuyorlar.Ve ya diger maksatlar la mi?Bu gun vatandas tl den daha fazla altin+doviz tutuyorsa bunun sebebi gecmiste enflasyonun altindaki tl faiz oranlaridir.Simdi vatandasin bu birikimini ancak borsa da gorulebilecek fiat hareketleri ile olumu gosterip sitmaya razi ederek servet transferi mi yapilmak isteniyor.Evet disardan borc para alarak dovizi dusuk tutarak bir sure daha idare etmek mumkun.Ancak dunyada bu kadar parasal genislemelere ragmen kilini kipirdatmayan enfilasyon birden fikir degistirmeye baslarsa ne olacak? Onemli olan benim burada birseyler karalamam degil asil eli tasin altinda olanlarin kendilerini ifade edebilmeleridir.Saygilar.

    YanıtlaSil
  10. Yahudiliğin faizi yasakladığı konusunda kaynağınız nedir? Tesniye 23:20 "Yabancıdan faiz alabilirsiniz ama kardeşinizden almayacaksınız. Böyle yapın ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede el attığınız her işte Tanrınız RAB sizi kutsasın."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapta kaynaklar var. Ben demiyorum bu incelediğim kitapta var. Ama ben de bir link vereyim.
      http://www.salom.com.tr/arsiv/haber-88768-yahudilikte__faiz_konusu_.html

      Sil

    2. Ben, Faizin paranin kirasi olduguna inanirim. Ticaret hayatinin bir malumatidir faiz. Borc-Alcak iliskisinin saglikli yurumesinin dogal bir sonucudur faiz. Yalniz bu faizden su anlasilmasin tefeci faizini kastetmiyorum. Piyasada enflasyonun neticesi sonucu olusmus olan ticari faizdir oda takdir edersiniz ki tahvil faizleridir itimat ettigim.

      Faizsiz yasam dileyenler enflasyonun olmadigi yani 0 oldugu ortamda hatta enflasyonun - negatif veriler sundugu ortamda olmak zorundadirlar ki boyle bir ekonomi deflasyon bandindadir ve ne buyume olur ne alacak-verecek iliskisi ne de alis-veris olur. Alis-verisin olmadigi ortamda ise "kar" olmaz kar kavrami yok olur cunku arz-talep iletisim halinde degildir kopmustur birbirinden olsa bile birbirine yabancilasmistir.Deflasyon karlari ve kararlari planlari yok eder bu nedenle issizligi besler buyutur bu durum, alis-verisi arz-talep iliskisini diyalektigini daha da bozar.
      Boyle bir ortamda ulke yoneticileri para basmaya riayet ettikleri vakit bu sefer kardan uzaklasan uretici gucler "rant"a meyleder bu da suna sirayet eder ucuz faizsiz bol parayi alan bulan tuketiciler sermaye sahiplerinin arzdan uretimden elini kar olmadigi icin cektiklerinde rant faydasi yaratmalarina sebep olur bu da piyasada balonlari cogaltir.Emlak balonu borsa balonu kagit balonu emtia balonlari vs...
      Onun icin enflasyon olmayan faiz olmayan ortam hayirli degildir.
      Bunlarin 0 oldugu ortamda is donmez piyasa olusmaz
      Uretim iliskileri arz-talep alici -satici borclu-alacakli iliskisi bozlur.

      Butun bunlar hasebiyle istikrarli bir ekonominin varmasi gereken yol: fiyat istikraridir.

      O da %2.25 enflasyon bu enflasyonun %0.75 uzerinde faiz haddidir yani %3.00 politika faizi %2.25 enflasyona sahip bir ekonomi icin idealdir. Bu enflasyon-faiz dengesi gelismis ulke ekonomileri icindir ve altin oran tadindadir.

      Gelelim biz gibi ulkelere biz gibi ulkelerde ise enflasyon %4.5 ve altinda olmasi makuldur. %4.5ile %2.5 arasindaki rakamlar enflasyonda gelismekte olan ulkeler icin makul uygun rakamlardir.
      Ortalama ve orta nokta icin bu; %3.5 enflasyon eder.Bunun duruma gore en az %1 en cok %3 uzerinde faiz ise bu turden ekonomileri kontrol etmek yonlendirmek icin makul faiz oranlaridir.

      Soyle dusunelim Bir GOU olan Turkiyede enflasyon %3.5 olsun bunun uzerinden politika faizinin %5 veya %5.50lerde olmasi son derece makul oldugu bir durumu resmeder. Mesela buyume %5.2(turkiyenin uzun yillar ortlamasi) issizlik %8.2(Turkiyenin uzun yillar ortalamasi) Boyle bir Turkiye ekonomisinde enflasyon %3.5 oldugunda Merkez banakasi politika faizinin %5 olmasi makuldur.


      Herhangi bir enflasyon artisinda mesela enflasyon %4e ciktiginda 25er bazlik faiz arttirimlariyla enflasyonu kontrol edebilirsin calkantiya kalmadan....
      ve yahut herhangi bir enflasyon dusmesi ve buna mukabil buyumenin dusmasi(%3.5lara) issizligin artmasi(%9lara) durumunda enflasyon %2.5 oldugunda faizleri reel faiz yonunde kisarak kisaltarak politika faizini %3.25lere kadar indirebilirsin. Hatta gerektiginde politika faizini %2.5 enflasyona inildigi buyumenin dustugu issizligin yukselmeye basladigi bunun da devam edecegini verilerle elde ettigin durumda poltika faizini kademeli olarak %2.75e kadar indirip piyasalari para politikasi baglaminda yonlendirebilirsin.
      Aralardaki reel faiz senin piyasayi yonlendirme olgunlugunu sana saglar bu imkani bu butonu sana sunar.
      Faizler enflasyonla esit oldugunda ve enflasyonun altinda oldugunda ise bu butonu kaybedersin piyasalari yonlendirme etkin kalmaz.Olasi bir krizde faizlerin dusuk oldugunda issizlige de buyumeye de mudahale edemezsin hele bir de enflasyon boyle bir ortamda yukselise gecerse sok durumlarla karsilasabilirsin ve ya sen sok kararlar almak zorunda olabilirsin.

      Sil
    3. Unknown 26 Temmuz 2019 17:32: Sizin de "Tesniye 23:20"'den alıntıladığınız gibi, Yahudilik dini, o kavme ait bir dindir, yabancı kavimlere ulaşmak gibi bir amacı yoktur. Buna göre Yahudilikteki yasak ve emirlerin hedef kitlesi Yahudi olanlardır. 10 emirde de belirtildiği gibi, Öldürmeyeceksin emri: Yahudiyi öldürmeyeceksin,Yahudi olmayanı öldürebilirsin (çünkü onlar aslında insan(yani Yahudi)değildir), Çalmayacaksın emri: Yahudiden çalmayacaksın, Yahudi olmayandan çalabilirsin, Zina etmeyeceksin emri: Yahudiyle zina etmeyeceksin, Yahudi olmayanla edebilirsin şeklinde yorumlanıyor. Yahudiliği ırkçı bir din haline getiren de bu anlayıştır zaten.(Çağdaş dünyada bunu söylediğiniz zaman antisemitik, faşist diye suçlanıyorsunuz.) Filistin meselesinin arkasındaki kafa yapısı budur. Yahudi olmayan Filistinliyi öldürebilirsin, topraklarını işgal edebilir, mallarını alabilirsin, insanlarına tecavüz edebilirsin. Faiz konusunda da Yahudiden faiz almayacaksın. Ancak Yahudi olmayandan faiz alabilirsin.

      Sil
  11. Ne kadar yolu dolandırsalar da yine yaptıkları işlem faize çıkıyor.Yok geri alım vaadiyle satmakmış da bilmem neymiş de.
    Faiz gereklidir arkadaşım!
    Cebinde para varsa yatırım yap şirket kur vs. yoksa da (faizsiz kredi bulamayacağın için) kurma otur oturduğun yerde.
    Kiminin parası var yatırıma cesareti yok,kiminin yatırım için bilgi ve cesareti var parası yok
    Millet birbirinden kredi almadan nasıl tam kapasiteye ulaşacak girişimcilik?
    Rekabetin olduğu ekonomide faiz gereklidir.
    Ya dolambaçlı yollardan faizi kullanıp "Faiz yok haram yok" diye kendinizi kandıracaksınız ya da kabul edeceksiniz bunu bu kadar basit

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Millet birbirinden kredi almadan nasıl tam kapasiteye ulaşacak girişimcilik?'

      Risk Sermayesi

      Sil
  12. "Değme yanarsın" denilebilecek, altına çok sert yorumlar bir konuya temas edebilmeniz çok güzel ve gerçek bir alime yakışır. Gerçi yorumlar da çok güzel. Faiz konusundaki değerlendirmenize tamamen katılmasam da bu konunun "yasak" deme kolaycılığında olan ilahiyatçılarca değil de, biraz da işin ehli ekonomistlerce beyin fırtınasına tabi tutulmasının (tabii incitmeden) asıl olarak bu konuda hassas olan insanlara ve de ülkemize çok fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba.

      Faiz piyasada dolaşmakta olan paranın kısıt hale gelmesine yol açar. Her faizli işlem tedavüldeki toplam para üzerinde kısıt etkisi yapar ve piyasadaki nakti vakumlar.
      Evet, belki eski dönem faizleriyle günümüz arasında farklılıklar olabilir. Ancak bunun günümüz ekonomisine etkileri daha vahimdir. Finansal sistemin parayı borç olarak üretmesi ve paranın sisteme girişinin + faizle girmesi zaten geri dönüşünü imkansız hale getirir. Daha paranın ilk üretiliş biçimi yanlış. Para borç olarak +faizle mi üretilmeli. Karşılığı olmayan bir borç şeklinde mi tasarruf edilmeli. Paranın faizsiz tedavül edildiği bir örnek var mı! Maalesef yoktur.
      İşte size tez konusu.
      Para neden borç olarak üretilir?
      Piyasaya giriş biçimi neden faizsiz olmaz?
      MB'nin dışında özel bankaların ürettikleri paraların karşılığı neden yoktur? Özel bankalar, MB'den çok daha fazla para üretir. Vs vs.
      Sayın hocam günümüz bankacılık sisteminin savunulur bir tarafı yoktur.

      Sil
  13. Görev sebebi ile ilk gençliğimde gittiğim çatışma ve savaş bölgeleri vardı.

    Bosna Hersek mesela, 18. yaş günümü ben orada kutlamıştım, 95 yılı yazıydı.

    Hani küçük çocukları küçük kurşunlarla mı vururlar diye soran çocuğun toprağı.

    Bir köy minaresinde Sırp nişancı, kucağında 3 yaşındaki çocuğu taşıyan kadını vurmuştu.

    Kadıncağıza gelme demiştik, (adamın mevzisi iyi olduğu için temizlemek biraz zaman alacaktı), heyecanla kadıncağız dinlemedi, bize doğru gelmek istemişti.

    Çocuğun sol ayağı kopmuştu, bizim doktorun elinde böğüre böğüre ölmüştü.

    O zaman abdesti namazlı bir arkadaşa demiştim, yahu sizinkinin herşeye gücü yetiyor ama bari şu çocukları son anlarında rahat ettirse olmaz mı?

    Neticede putu ister elinle yap tap, ister kafanda yarat, mekanını bilinmeye bir yer yap, adını değiştir tap, ne yaparsan yap, put puttur.

    Sonra da o put adına, tonla hikaye uydur gitsin, yok faize şu yapılır, yok bilmem neyin bilmem nesi böyle olmalıdır. Başkalarının güç çatışması içinde putunla beraber yuvarlan gitsin. Hepsi aynı işte, uğraşmaya değmez.

    Bizim işimiz gerçekledir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Batirel ile bir akrabaliginiz var mi?

      Sil
    2. Yusuf Yakub beyin selamı var.

      Sil
    3. Cocuk ornegini su sebeple verdim, hayatin gercegi ile sicak ve korunakli sehir ve kasabalarin hayalleri arasinda fark vardir.

      Bir hoca sehirdeki insana yaradan diye hayal satabilir ama o cocugu goren bana satamaz.

      Sil
  14. Hocam günümüzün bankaları eski tefecilerdense berbattır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence siz Shakespeare'in Venedik Tacirini bir okuyun. Bakın bakalım eskinin tefecisi günümüz bankasından iyi mi değil mi?

      Sil
    2. İlk yorumu yazan arkadaşın haklılık payı da var hocam. Çünkü yasal düzenlemelerde bile bankaların tefecilerle aynılaştığı çok nokta var.

      Örneğin tefecilerin en büyük özelliği siz vadesinde ödemeniz gerekeni ödemezseniz yüksek faiz işleterek borcu katlarlar. Kredi ve Kredi kartlarına ilişkin yönetmelikte de aynen bu durum var. Borçlu temerrüde düşmüş ve hesapları kat edilmiş ise akdi faiz oranı uygun olsun olmasın o oranın % 30 fazlasına kadar temerrüt faizi işletiyorlar.

      Yani bankalar da aslında bir nevi tefeci.

      Sil
  15. Haram olan faiz paranın Altın olduğu çağdaki faizdi,
    Kağıt para'nın faizine ise ancak Enflasyon+Büyüme hızı'nı geçip de tefeci faizine yaklaşırsa haram demek yerinde olur..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD icin ele alalim
      Fed icin fiyat istikrari uzun yillar ABD ekonomisinin buyumesini destekleyen ortalama enflasyon orani %2.5
      ABD icin dogal istenilen hedeflenen buyume orani %2.5
      Bunlarin toplami %5 yapiyor
      ABDde faizler %5in uzerindeyse orda tefeci faizi var demektir

      Turkiyede enflasyonun tek rakamli oldugu gectigimiz yillardaki ortalamsi
      %8.5
      Turkiyede istenilen ve dogal buyume oranina da uygun buyume orani %5.5
      Boyle bir Turkiyede %14un ustunde faiz oranlari tefeci faizi

      Mevcut Turkiyede enflasyon tufe ve ufenin ortalamasindan yola cikarak %18
      Buyume -%2 dusunuluyor
      Boyle bir ortamda faizin %16in uzerinde olmasi tefeci faizi demektir. Halbuki bizde faiz %19.75 oldu diye seviniyoruz sok ve buyuk indirim oldu diyoruz. Hatta bir yazar 600bp indirmedi diye elestirisini yazmisti bu blogda yeni, yani 600 bp bile indirse yine tefeci faizinde dolaniyoruz.
      Iste buralar kiyametin koptugu yer
      tefeci faizi uygulamak zorunda olmamizin en buyuk sebebi enflasyon! Cunku bu enflasyon ortaminda, tefeci faizinden bir gram asagi insek dengeler duman olur doviz 8-9lari 10lari bulur faiz tekrar yukselir issizlik korkunc bir hal alir enflasyon tekrar yukselir. Iste enflasyon belasinin bizi soktugu yer ve denklem. Enflasyonun oldugu muddetce tefecilerle takilirsin tefeci gibi olursun itibarin olmaz paran sozun kagidin ciddiye alinmaz.Riskin yuksek olur. Enflasyon hasebiyle senin kullandigin paranla baska diger ulkelerin kullandigi para arasinda brikimli enflasyon hasebiyle farkin acilir surekli kur soku kur yukselmesi yasamak durumunda kalirsin kalmasan bile bu riski her zaman ama herzaman ensende hissedersin iste bu nedenle faizini reel faizini o ulkelerle arandaki faiz farkini surekli yuk tutmak zorunda kalirsin. Bunun en buyuk sebebi ise enflasyondur fiyat istikarainin olmayisidir. Enflasyon HASTALIKTIR!

      Turkiye, %8.5 enflasyon oldugu donemde de ayni anda %5.5larda hatta daha yuksek buyuyordu buna ragmen faizler %14lerde bulunuyordu.
      Sebeb belli enflasyon!
      Enflasyonun oldugu yerde fiyat istikrarinin olmadigi yerde kuculsen de buyusen de faiz odemek zorundasin.
      Bunun icin enflasyonu Turkiyenin dusurmekten baska caresi yoktur.
      tURKIYe icin %4 enflasyon %5.5 buyume %6.75-7lerde politika faizi son derece isabetli bir tercih olabilecegini dusunuyorum.Tabi olur mu tum mesele bu!

      Sil
    2. Meteposta son derece güzel bir tespit. Enflasyon diyen çok duydum, gördüm ama büyüme hızıda kesinlikle hesaba katılmalı.

      Sil
    3. Çok dini bütün bir insan değilim ama ayetler de ortada. Din öyle yoruma açık, kendi içinde gelişen ve zamana ayak uyduran bir olgu değil bana göre. Ama bu ilk yorumu bir çok kişiden duydum. Benim görüşüm kendinizi kandırdığınız yönünde. Bakara suresinde bahsedilen ribayı gayet bildiğimiz faizdir.

      Sil
  16. Yazıdan atıf ile Mısır, düşünce alanında önemli ülkelerden biridir.

    Bilemem belki İskenderiye Kütüphanesidir oranın düşünce dünyasını geliştiren, belki de yeni fikirleri gördüğü için İskender oraya o kütüphaneyi yapmıştır.

    Osmanlıdan Yavuz Sultan Selim ile Vahabi Arapları politik birlik yapmasaydı ve Mısır kültürü geriletilmeseydi, şu an hem Türk insanı hem Ortadoğu insanı bilim ve sanatta din bağnazlığından yüzlerce yıl önce kurtulur, kim bilir, dünya kültürünü temelden etkileyen önemli düşünce akımları, düşünce zenginliği bizim topraklardan çıkardı.

    Adam hilafeti aldı, siyasal islamı devletine hukuk etti, koskoca devleti de batırdı, millet te beraber battı.

    Bizimkilere anlatamazsın, tarihçi lise çocuğuna övünür, halifeliği osmanlıya getirdi diye.

    Çocuk ta soramaz, etrafında kimse söylemediği için, peki hocam niye İslam Halifesine karşı savaş açtı? diye.

    Bilgi tomurcuk açamayıp, kök salamayınca, başlar faiz ile ilgili safsata sıralamaya.

    Yasak ise kardeşim, ben yasaklamadım, seninki yasaklamış, niye faize bulaşıyorsun? Alma verme.
    Müslümansanız, ve banka faizi almış vermiş iseniz, cenneti unutun, bu işin aması maması yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavuz Sultan Selimden sonraki padişahlar hep miras yemiştir. Yavuz Hazineyi doldurmuş, diğerleri yemiştir. Halifelikle işler bozulmuş zaten. Kitap belli, son elçi belli gerisi işi bulandırmaktan başka bir şey değil.

      Sil
  17. Bizimkiyle fena alıp veremediğin var galiba. Bizim içimiz ferah rahat ol, sen kendini düşün..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklı olan her bireyin efsanelerle problemi oluyor.

      Sil
  18. Akrabamız var ilahiyat profesörü baya konuştuk tartıştık...tavsiyesi faizden uzak durmak için altın al dedi. Baya ayetlerden bahsetti. 100 bin liraya 2017 de araç almıştım 2018 nisanda sattım...dolar~altın yaptım.param TL dursa, aynı özellikteki araç 130 bin şuan. Yani 3 de 1 param erimişti. Anlık kurla altın dolar bozunca 157 bin ediyor. Sıfırını alabiliyorum yani. Tabi ekonomi iyi olduğu durumda nasıl olur bilmiyorum. Bir de 300 binlik ev almak için bankadan faize bulaşmamak istersen 10~15 sene para biriktirmen lazım.ama kredi ile anında alabiliyoruz..günümüzde faiz herşeyin içinde. Trafik cezası, emlak vergisi vs. geç ödesen devlet faiz alıyor onunla da sana bana maaş ödüyor. Örnekler uzar. Özellikle şu son 2 yılda elindekinin değerini korumak zor. Dolar düşüşte, tl değerleniyor ama o değerlenmeyi markete gittiğimde hiç hissetmiyorum. Simiti de 1.75 yapmışlar :(

    YanıtlaSil
  19. Su yasinizda size faizi sorgulatip, oyle sadece Islam'la alakali olmadigini anlamaniza sebep oldum ya, bu kazanc bana yeter. Eminim bu blog ve yorumlari olmaza eski sabit fikrinizden asla vazgecmeyecektiniz, o kitabin kapagini bile acmayacaktiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizi ne için sevindirdiğimi anlamamış olsam da sevindirdiğim için mutlu oldum.

      Sil
    2. Hocam çok tatlı bir kişiliksiniz valla şu yoruma bile kırmadan dökmeden cevap verebiliyorsunuz :)

      Sil
  20. Altın karşılığı al sat yapsın bankalarda o zaman iyi niyetlerini anlayalım katılım bankacılığı İslami bankacılığı. Ama yok al sat yapıyoruz paradan para kazanıyoruz diyorsun faiz oranının üstüne denk getiriyorsun maliyeti. Taklacılık. Faiz=zaman maliyeti işlem maliyeti risk maliyeti. Enflasyonun olduğu nakit para ekonomisinde şuan için yaşamak için mecbur gözüküyor. Bence problem finansal piyasanın çokça etkin olmasından dolayı paradan para kazanarak işlem den kazanılan para.
    Hiç bir iş yapmayıp kira geliri elde edenle bankadan faizle para kazanarak hayatını devam ettiren arasında pek Bi fark gözükme mektedir.
    İslam emeği esas alan bir sistemdir emeğin sonunda paylaşmayı ve sömürme eyi esas alırki insani olanda budur
    Kutsal olan emek olup gerek bilgi paylaşarak gerek üretim yaparak ve paylaşarak iyi bir insan Müslüman olabilirsiniz. Ama neyazıkki tembel ve kolayı tiplemelerimiz kendini İslam adında da gösterse kemalistde dese sorun tembellik ve kolaycılıktır. Bu hastalığı yenemediğimiz sürece takla atar dururuz.
    Hocam sizde çok teşekkür ederim. Sayenizde Allahın ilimleri tecelli ediyor. Hoşça kalın. Not. Türkçe nin. Başına gelen İngilizcenin başına gelseydi ingilizler thank you=teşekkür edemezdi.

    YanıtlaSil
  21. Dini metinleri diğer her konuda olduğu gibi bütünsel olarak anlamak lazımdır İslam'da Kuranı Kerim'de nasıl bir sosyo ekonomik sistem işleyiş Düzen kurulması istenmektedir bildirilmektedir emredilmektedir Yüce yaratan tarafından bunu kitabı bütünsel olarak inceleyip ortaya koymak lazım faiz ve yariba meselesi toplumsal sosyo ekonomik sistemin ve düzenin bir alt meselesidir Dolayısıyla toplumsal düzeni nasıl yapmamızı ve tasarlama mızı istiyor kitapta bunu detaylarıyla ve ana hatlarıyla belirleyip faiz ve riba meselesinin bu bütünsel esas düzen içerisindeki yerini tespit etmek gerekiyor kısaca diyeceğim şu toplumsal bütünsel düzeni kurgulama ve tasarlama işleminin nasıl gerektiği konusunu halletmeden ekonomiye faizi ribayı ve benzeri diğer alt meseleleri halledemeyiz teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  22. Sayın Hocam faiz haramsa; cebimizden sürekli para çalan enflasyon misliyle haram olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl sorun enflasyondur. Enflasyonu düşü olan ülkelerde faiz sıfıra yakındır.

      Sil
  23. Sanırım üzerinde konuşulması ve tartışılması gereken durum aşağıdaki tablo.
    Dünyadaki en yüksek politika faizini veren 20 ülke ve Türkiye’nin bu listedeki yeri
    Bu tablodan ne anlamalıyız?(Bu arada Seyşeller nedir yav?!!Böyle bir ülke varmış demeyin.Verdiği faiz bizden düşük:))

    ÜLKE POLİTİKA FAİZİ

    Arjantin 59.01
    Venezuela 28.82
    Haiti 27.00
    Yemen 27.00
    Surinam 25.00
    Türkiye 19.75
    İran 18.00
    Ukrayna 17.00
    Sierra Leone 16.50
    Gana 16.00
    Özbekistan 16.00
    Mısır 15.75
    Angora 15.50
    Malawi 13.50
    Nijerya 13.50
    Mozambik 13.25
    Pakistan 13.25
    Tacikistan 13.25
    Sudan 13.08
    Seyşeller 12.70

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyseller çok güzel turistik bi yer. Kişi başı milli gelirleride bizden yüksek. Imkanım olsa göç ederim oraya

      Sil
    2. Bu ulkeler icinde Misir benim bildigim 2 defa ciddi develuasyon yapti gectigimiz 5 yil icinde buna ragmen enflasyonu ve faizi bizden dusuk

      Sil
    3. Bu listede özellikle İran’ın,Ukrayna’nın,Mısır’ın ve Pakistan’ın,nasıl oluyor da bizden daha düşük faiz vererek bu işi götürebildiklerini ben anlayamıyorum.
      Bu ülkelerin yakın dönemde yaşadıkları ve halâ yaşamakta oldukları jeopolitik,ekonomik ve siyasal sorunlara rağmen,faizleri nasıl bizden daha düşük olabiliyor?

      Türkiye bir yerel seçimi yapmayı beceremediği için bu kadar oynaklık olabiliyorsa ve ekonomik dengeleri bozulabiliyorsa,bu ülkelerin verdikleri faiz oranlarını nasıl açıklamak lazım?

      Sil
  24. Homo sapiens sapiens26 Temmuz 2019 23:35

    Faiz, insanların fazla para harcadığı için cezalandırılmasını, az para harcadığı için ödüllendirilmesini sağlar. Böylece insanlar faiz ödememek için gelirleri ve giderleri arasında denge kurar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da faizin yararı. İnsanları israftan uzak tutar.

      Sil
  25. Murat Muratoğlu güzel bir soru sordu geçenlerde: Faiz günahsa negatif faiz sevap mıdır? Hadi islamcılar, bunu da cevaplayın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de din hocalarına, erkeklere huri verilirse kadınlara nuri verilir mi derdik.

      Tabi yaş ilerleyince böyle saçma sorular sormayı bıraktık. Neticede din hocası da aile geçindiren bir insan. İnanmasa bile inanmış gibi yapması gerekiyor. Yoksa çook hoca biliyoruz, sabah akşam saçmalık anlatıp, hikaye uydurmaktan bıktım diyen.

      Sil
    2. İyi polis kötü polis gibi düşün ikisi aynı tarafta :)

      Sil
  26. Faiz enflasyonun altında idi zaten. Saray o kadar akıl dışına çıkmış ki buradaki bedava ipucuna tenezzül etmez.

    YanıtlaSil
  27. Yazılar ve yorumları dikkatle okuyorum ama hala milyon dolarlık soruyu hocamıza sormadnız ölü aylarda yani ocak şubat aylarında enflasyon tahminleri ne yönde yazın bereketi biter kara kış gelir önümüze tanzim çadırlarını koyarlarsa hani rusları almanları kışın denizep sokamassak birde amerika sizi bana sayıylamı verdiler derse hani cefry bizi tatmin etmedi ya göbekmi atacaktık pardon göbeğimizi kesecektik caatsa caatsa enflasyona ne caatsa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yıl durumu baz etkisiyle idare ederiz de gelecek yıl, reform yapmadan sadece faizle oynayarak idare edemeyiz.

      Sil
    2. Bu konjonktürde her ay faiz indirimi gelmesi lazım.

      Sil
    3. bende böyle düşünüyorum son çeyrekte işler değişir ..... en büyük soru piyasaların sığ olduğu dönemde şiddetinin ne olacağı

      Sil
  28. Teşekkürler hocam, inceleme ve bilgilendirme için. Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  29. Hocam Merhaba,

    Dini bir konu yazınca çok önyargılı başlamıştım ama gerçekten gerek siz gerek yorum yazanlar beni çok yanılttınız. Son derece başarılı.

    Yüksek Faizin ekonomiye etkileri ile ilgili de bir yazı yazabilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Yüksek faiz, yüksek enflasyonun bir sonucudur ve bu konuda geçmişte yazdığım yazılar var.

      Sil
    2. Enflasyonun yuksek oldugu vakit faizinde yuksek olmak zorundadir. Cunku elindeki para ile alabildigin mal ve hizmetlerin fiyati her daim yukseldigi vakit piyasadaki kargasayi istikrarsizligi onlemek icin faizin yuksek olmasi zorunlulugu vardir.

      ENflasyonu indirdiginiz vakit yani enflasyonu fiyat istikrari seviyesi olan %4 ve alti platoya yerlestirdiginizde yerel paraya guven artar insanlar alacak-verecek borc-harc-kredi iliskilerini yerli para uzerinden gerceklestirecektir. Boyle bir ortamda yerli paradan kacis olmaz insanlar yerli parayi ceplerinde guvenle tasir ve bilirler ki 1 yil gecse de hemen hemen ayni 100 lira ile ayni mal ve hizmet alabilecegi guveni dogar. Iste bundan oturu faizler duser guven duygusu kazanir.

      Fiyat istikrari olan bir ekonomide mesela ulkemizde %3.5 faiz olsun bunun uzerine %1.5 %2.5 reel faiz koydugunuzda politika araci olarak bu turden bir politika dusuk faiz dusuk enflasyon kosullarini sunar. Bir de boyle bir Turkiye ekonomisinde %5.5luk buyume oranini tutrdugunuzda buyumenin sagladigi refah dusuk enflasyon kosullarinda gelir dagilimina ve reel faizle birlikte de kaynak israfinin engellenmesine yol acar.
      %3.5 enflasyon %5.5 buyume toplamda %9luk bir genisleme olacagi icin boyle bir ekonomide %5.5 %6lik bir politika faiz orani gayet makul bir ortam sunar. Eger boylesi bir ortamda siz %9.5luk politika faizi sunrarsiniz ekonomiyi bogarsiniz
      dahasi buturden bir kombinasyonda enflasyonun altinda ona esit bir politika faizi benimserseniz ekonomide balonlari insaaati isinmayi ucretlerde fahis artislari tuketim toplumunun temelini ateslersiniz bu da bir nevi israfi one cikartir ki benim bildigim israf haramdir.

      Sil
  30. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  31. Elinize sağlık hocam, ne berrak yazmışsınız.

    YanıtlaSil
  32. 100 bin liranız var a)onunla ev aldınız kiraya aylık 300 liradan verdiniz (helâl)
    b) aynı para ile tarla aldınız birisine üstünü kullanma hakkı olarak(kira) yıllık 4500 liraya kiraladınız (helâl)
    c) aynı parayı bir kuruma ya da kişiye kullanması için veriniz(kiraladınız) haram! Niye? Çünkü işin içine banka girdi, yada para doğrudan kullanıldı. İyi de para da tıpkı ev gibi, tarla gibi bir metadır yani maldır.
    d) (benim faiz anlayışım), ister doğrudan para olur ister ev, tarla gibi likit bir varlık olur bir metayı kullandırma (kiralama) hakkı adil ölçüler içinde olursa bu faize girmez. Faize giren kısım ise bu adil kısmı aşan her orandır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de 100 bin lirami bankaya yatirsam banka bunu kullanir, ne bileyim MB para basar bana faizi ile geri öder, USd çevirip yatirsam gene ABD para basar faizi ile geri alırım, peki ya paramı altın yapıp bankaya yatirsam? Bankaların altın madenleri yok ki yada altın çoğaltılabilir bir meta değil ki. Bunun faizi nasıl oluyor peki?

      Sil
    2. Dinler öteki dünyayı değil bu dünyayı düzenler. Bu dünyayı hangi din daha iyi düzenlerse, bulunduğu topluluğa sosyal ve ekonomik olarak katkısı daha fazla olur. Faiz de bu kapsamda, ekonominin temellerine göre yorumlansa Müslümanlık bulunduğu topluluğa daha da fazla yarar sağlar. Fakir, teknolojisiz bir Müslümanlık tercih edilmemelidir. Kişiler, toplumlar, kültürler, ülkeler zaman içerisinde yeni evrelere geçiyorlar. Bağnaz, sabitçi Müslümanlık yerine, çağın gereklerine göre kutsal kitabımızı okumalıyız. 1000 yılındaki kişinin anladığıyla 2000 yılındaki kişinin anladığı aynı olabilirmi. 5000 bin yıl sonra daha da farklı olacak. Allah dini insanlara çözüm olsun diye gönderdi. Bağnaz, sabitçi bakış açısıyla bakarsak bu dinin faydalarından yararlanamayız, Allah’ın dileğini yapamayız diye düşünüyorum.

      Sil
    3. Paranın altın karşılığı olmadığı icin aslında tam bir emtia değildir.

      Sil
  33. Kaydi para - Nakdi para
    Hocam nomisma isimli kitabın yazarı Dr Artuğ Çetinin yazı ve youtube videosundan öğrendiğime göre:
    Bankalar kredi verirken aslında para yaratıyorlar. yani bizim mevduat olarak bankaya yatırdığumızın ve merkez bankasının basarak piyasaya sürdüğünün belki 10 katı para kredi olatak verilio piyasada geziyor.
    Bu durumda buna faiz almaları doğrumudur.
    Yaptıkları kredi verecekleri kişiyi ve harcanacağı yeri değerlendirip geri dönmesini sağlamak .para geri dönünce yaratılmamış olacak,ancak batırılırsa haksız bir zenginleşme doğacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz Ekonomideki ilk derslerden birisidir. Bankalar, kaydi para (banka parası) yaratırlar. Kapitalist sistemin temel taşlarından birisidir bu.

      Sil
    2. Mahfi Egilmez, yahu kaydi para dediginiz seyin gecmisi 60 bilemediniz 70 yil. Yarim asir. Adam Smith kapitalizmi 'kitaba doktugu yillar' 18. yuzyil. 60-70 senelik mevzu nasil yuzlerce asirlik sistemin 'temel tasi' oluyor? Isinize geleni sistemin temel tasi yapiyorsunuz, cahil cuhela da buna inaniyor.

      Sil
    3. O dediğiniz bizim ülkede 60 - 70 yıllık mesele. Kaydi para bankacılık doğduğundan beri var. Para, kapitalizmle başlamadığı gibi kaydi para da onuna başlamıyor. Ama kaydi parayı en fazla arttıran sistem kapitalizm. Bilmediğiniz konularda okuyucuyu cahil cühela diye küçümserseniz sonunda bir bakarsınız cahil cühela siz olmuşsunuz.

      Sil
  34. Hocam askeri tarihçi olan Rhoads Murphy, Batı'nın askeri üstünlüğünü anlatırken en önemli noktalardan birinin kapitalist sistem ve onun kredi yaratma becerisi olduğunu söyler. Yani yeterli kaynak yokken bile kredi sayesinde Batılı devletlerin uzun dönemli harcamaları bile finanse edebildiğini (kimi yerde 200 yıllık harcamalar) fakat Doğulu devletlerde kredi kavramı olmadığı için yenilmeye mahkum olduğunu iddia eder.

    Tabii kredi için evvela finansal güvenin ve kanuni güvencelerin olması gerekir. Her şeyden önce de faiz kavramı olmalıdır. Batılılar 5 asır boyunca dünyayı sömürdü diyoruz fakat hala 1500 yıl öncesinin dogmalarıyla günü yorumlayıp anlamlandırmaya çalışıyoruz. Sonra bir de bunların etrafından dolanarak aynı kapıları açtığımızda cennete gideceğimizi falan düşünüyoruz. Komik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İslam dünyası dışındaki dünyanın gelişmesinde faizi ekonomik bir olgu olarak kabul etmenin büyük rolü var.

      Sil
    2. Vücut sisteminin nasıl kaloriye ihtiyacı varsa, ekonomik sistemlerin de finansa ihtiyacı vardır. Finans’ın en temel aracı da faiz’dir. Adını ister faiz, ister paranın kirası, ister sukuk, ister kar paylaşımı koyun hepsi aynı kapıya çıkar. Gerisi laf cambazlığı ile birilerini uyutmak, geçiştirmektir. Hadi kendinizi kandırdınız, Allah’ı kandırabileceğinizi düşünüyormusunuz. Sonuçta, para verip, bir müddet sonra geri aldığınızda, verdiğiniz anapara üzerinde para alıyorsanız faiz alıyorsunuzdur. Gerisi lafu güzaftır.

      Sil
    3. Ülkeler birbirine borçlu. Yaratılan küresel gelir ve borcu kıyasladığımızda borç neden gelirden büyük?

      Sil
    4. 08:09
      "Sonuçta, para verip, bir müddet sonra geri aldığınızda, verdiğiniz anapara üzerinde para alıyorsanız faiz alıyorsunuzdur"
      Iyi de o verdiginiz para ertesi sene zaman karsisinda enflasyona ugruyor!
      Buyume hasebiyle piyasada kar nedeniyle basimi arzi ve ihtiyaci artiyor.

      Faiz buyume orani+enflasyon orani toplamindan yuksek ise zararlidir.
      Buyume %5 enflasyon %3 oldugu bir ekonomide %8 ve uzeri rakamlardan faizle borc iliskisi akla ziyandir.
      Boyle bir ekonomide olmasi gereken faiz orani %7 %6dir.
      Cunku boyle ekonomide para %3 deger kaybetmis %5 buyumeden dolayi da cogalmis arzi artmis toplamda ise talepi artmistir. Dolayisiyla %8 faiz oraniust sinirdir.

      Sil
  35. Bence dinlerde, yasaklanan tefeciliktir. Bu günki faiz biçimi değildir; eğer iki tarafta kar ediyorsa
    haram olmaması gerek. Benim kıt düşünce biçimim böyle algılıyor, sevgiler.

    YanıtlaSil
  36. Şöyle düşünelim gelişmiş bir ülke fiyat istikrarı sağlanmış düşük faiz oranları sürdürülebilir bir büyümenin olduğu bir ortamda bir bankadan kredi alıyorum işlem maliyetleri de düşük peki herhangi bir kâr elde etmiyorda yani parayı parayla satma esnasında neden faiz geliri elde etmek amacıyla kurulur bankalar sadece fon arz edenle fon talep edeni bir araya getirmek amacı taşımaz islam da niyet ön plandadır günümüzdeki bankacılık sisteminde niyet ki gelişmiş ülkeleri baz alarak söylüyorum insanları zor duruma düşürmeden ihtiyaçlarını mı gidermeyi mi amaçlıyor gerçekten?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğinize bu yorumlar arasında öyle güzel yanıtlar var ki.
      Hemen altta Emre Efendioğlu'nun yazdıklarını okumanızı öneririm.

      Sil
  37. Hocam biraz uzun yazacağım ancak bu konuda ben de çok doluyum.
    Kitabı açıyorsunuz bakıyorsunuz faizin her türlüsü haram deniliyor, inançlı biri iseniz zaten tamamen ilişiğinizi kesmeniz gerekiyor faiz ile.

    Rahmetli anne tarafım çok dindar insanlardır, faizin adını duydu mu güneş ışığına maruz kalmış vampir gibi olurlar.
    Onlarla genelde bu faiz tartışmalarımız bir sonuca varamadan biter.

    Ben diyorum senden 100.000 TL borç alsam, 10 yıl sonra 100.000 TL olarak ödesem razı olur musun, yok olmam diyor.
    E diyorum faiz olmazsa nasıl olacak bu iş, dolar olarak borç veririm diyor.
    Doların da enflasyonu var onu ne yapacağız diyorum, ya da son 1 yıldır yaşadığımız aşırı değerlenme durumları var, faizden kat kat yüksek getirisi oluyor duruma göre bunu ne yapacağız diyorum, o zaman altın olarak veririm diyor.
    E peki ben senden 2011 yılında borç alsaydım altın, altının onsu 1.900 dolar civarlarıydı, 2021'de bu seviyelerde kalacağını düşünürsek bu sefer onsu 1.400 dolar gene kabul eder misin diyorum gene kalıyor öyle eveleyip geveliyor.

    Sonra diyorum 300.000 TL'ye ev alıyorsun, bunu birine 1.500 TL'ye kiraya veriyorsun, paran mülke dönüşüp kiraya verince sıkıntı yok faize koyunca mı sıkıntı diyorum gene kalıyorlar öyle, haram işte deyip geçiyorlar.

    Peki şunu sorayım diyorum, birinden 100.000 TL alacağın var, adam ödemedi, mahkemelik oldunuz, buna faiz işletiliyor, bizim mahkemeler evlere şenlik, 4-5 yıl sürüyor, doğal olarak mahkemeler (her ne kadar şu an çok komik bir rakam olsa da) faiz işletiyor, sen bu faizi almayacak mısın, enflasyonun altında faiz veriyor devlet sana, gene kalıyorlar öyle.

    Devlete elektrik v.s parasını ödemeyen vatandaşa bir ceza işlemesi lazım, bunu da faiz kanalı ile yapıyor devlet, bu cezayı işletmese kim borcunu zamanında öder, ona da ses yok.

    Diyorum bugün 100 TL ye sattığın malı niye sene sonu enflasyon %10 ise 110 TL ye güncelliyorsun bu haram değil mi baksana faiz gibi bir şey yaptın, gene ona da ses yok.

    Ha bir de şu var, faiz= enflasyon+kar payı, diyorum buradaki kar payını çıkarsak sadece enflasyon güncellemesi yapsak bu da haram mı, çünkü faizin tanımındaki kar payı çıkıyor, gene haram diyorlar.
    Çıldırmamak elde değil.

    Çok dindar birisi olmamama rağmen rahmetli annemin paranızı faize koymayın sözü yüzünden maalesef ciddi birikimim olmasına rağmen paramı faize değil, altın ve dövizde tutuyorum. Geçende kafam attı hem altını hem dövizi faize koydum, gelen faizi de hayır kurumlarına vereceğim ancak faiz olayına bu İslam aleminin akılcı bir çözüm bulması gerektiği gerçek.

    Bizi güzel yazılarınız ile bilgilendirdiğiniz, ufkumuzu açtığınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müthiş örnekler. Konu mantığa vurmaya gelince böyle yüzlerce sorun çıkıyor ortaya. Katkı için teşekkürler. Aslında çözüm bulunmuş. Mısır Din İşleri Yüksek Kurulu Riba, tefeci faizidir, bankaların faizi helaldir demiş (mantıklı olanı da budur) ama kabul etmemişler.

      Sil
    2. Sizden bir teşekkür alabilmek çok mutlu etti beni. Aslında ben bu konuda Mısır Din İşleri Yüksek Kurulunun fetvasına uysam güzel olacak gibi :) Öteki taraf var ise anneme de Mısır Din İşleri Yüksek Kuruluna uydum ne yapayım sen mi daha iyi bileceksin onlar mı diye düşündüm derim :)

      Sil
    3. Emre Efendioglu, kafa karışıklığınızı biraz gidermeye çalışayım.

      100,000 TL borcu 10 sene sonra aynı miktarda geri ödenmesine razı olanlar da vardır ancak TL'nin (ya da karşılıksız/fiat paranın) enflasyonu yüzünden buna razı olunmaz. Borç aldığınızda, borcu odediğiniz zamanki değer kaybını gideremiyorsanız, borç vereni mağdur edersiniz. Bir nevi borç alan olarak borç verene siz faiz işletmiş olursunuz.

      Burada faizden önce borç meselesini sorgulamak gerekir. Borç (para) almanın da, geri ödemenin de bir adabı vardır. Borç alan, vereni mağdur etmemelidir. Borç veren de borca ihtiyacı olanın zor durumundan faydalanıp verdiği borçtan dolayı maddi menfaat elde etmemelidir. İşin özü burası. Borç veren Allah rızası için verir, borç alan Allah rızası için ister. Diğer türlüsü ortaklık olur, ödünç vermek olur ya da başka türlü bir ticari ilişki olur.

      Bu noktaya önem gösterdiğinizde hiçbir sorun yaşamazsınız.

      Bazen 'kim kime menfaati olmadan borç verir' gibi söylemler duyarsınız. Kalpler taşlaşınca, iman körelince böyle düşünmek de normaldir.

      Ha bir de dindar görünmekle, Müslüman gibi yaşamak arasındaki farkı ayırt edemeyenler mevcuttur. Şeklen müslüman görünüp, İslam'ın yasakladığı şeylerden uzak durmayanları size örnek gösterenlerin ya niyeti kötüdür, ya da aradaki farkı anlayamayacak kadar zekadan yoksundurlar, bundan şüphe etmeyin.

      Dini konularda onun bunun fetvası değil, kalbinizin ne dediği önemlidir. Görüldüğü gibi iş fetvaya kalınca kimileri dinle alakası olmadığını söyler ama işine geldiği fetvayı gündeme getirir.

      İnsan sömürüsünün önündeki en büyük engel dindir, imandır. Sizi sömürmek isteyenler ya inandığınızı kontrol etmeye, ya da onu küçük düşürmeye çalışır. Yani saldırı tek cepheden gelmiyor olabilir. Allah onları muvaffak etmesin.

      Sil
    4. Emre bey bir eklemede ben yapayım.

      Bende sizin gibi faize yatırıp hayır kurumlarına bağışlıyorum.

      Faize yatırma sebebimde çok net, ben faize yatırsamda yatırmasamda banka bu parayla kredi verebiliyor. Yani faizi ben almaz isem banka alıcak. Ben alıp hayır kurumlarına vereyim daha iyi diyorum. Kişisel olarak faizin helalliği konusundaki görüşüm şu şekilde; eğer birisi ay sonunu getiremediyse, bir derdi sıkıntısı olduda isterse Allah rızası için faizsiz vermenin, birisi ev alacaksa veya bir yatırıma girecekse(zaruri bir ihtiyacı yoksa), faiz veya dolara endeksli verilmesi taraftarıyım. Ödeyemeyecek olan birisine borç vermek veya piyasanın çok üstünde faiz vermek ise bence haramdır.

      Not:Eski Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş'de faizin helal olduğunu belirtiyordu. Ne yaparsanız yapın ama önce internette bir araştırın, objektif olun samimi olun.

      Sil
    5. Esas enflasyon haramdır. Enflasyonu yaratanlar da haram üretir.

      Sil
    6. Sn Efendioglu,

      Bana gore tefeci faizi,israf ve enflasyon HARAMDIR.

      Fiyat istikrarinin oldugu ulkelerde yani enflasyonun %4 ve altinda seyrettigi bunun da uzun yillar en az 15-20 yil surdugu ekonomilerde yerli para guvenin ve huzurun kaynagidir ticari hayatta alis-veris borc-harc iliskilerinde.
      Dusunun enflasyonun en az 15 yil %3.5-2.5 bandinda sallandigi bir ulkede bugun bir arkadasinizdan akrabnizdan 5bin lira alsaniz boyle bir meblaya ihtiyacinizi bir dostunuzdan akrabnizdan alsaniz kendisiyle ben bu parayi temmuz 2020de odeyecegim deseniz ben inaniyorum ki o arkadasiniz akrabniz hos sohbetinizin nazinizin gectigi kisinin aklina bile faiz enflasyon vs gelmez sadece oder misin odemez misin meselesi gelir tamam der ve siz temmuz 2020de de 5bin lira olarak geri odersiniz. Cunku bulundugunuz ulke sartlari dusuk enflasyon ve guven uzerinedir bulundugunuz ulkedeki liranin enflasyonu %2.5 enflasyonundadir.

      Faiz kararinda oldu mu dusuk enflasyon kosullarindaki ulkede hakkiyla calisir.
      Dusuk enflasyonlu yani fiyat istikrarinin oldugu ulkede faiz duruma gore ulkedeki ekonomik sartlara gore enflasyonun 0.75-2 puan uzerinde olmasi gayet makuldur koruyucudur para politikasi yoluyla ekonomiye yon verdirici bir alandir.

      Eger faiz enflasyonla ayni ondan dusuk oldugunda o ulkede israf kaynaklarin dogru yerlere kanalize edilmemesi olusur. Tasarruf yok olur luks ihtiyactan fazla harcama kredili yasam kagit ve beton yatirimlari balonlari artar bu da takdir edilir ki bir israftir.

      Dusuk faiz ancak ve ancak dusuk enflasyonlu ortamlarda vukuu bulur.

      Sil
    7. Dediğiniz doğrudur, burada herkes tefeci faizinin haram veya ahlaksızca adına ne derseniz deyin olduğunu savunur diye düşünüyorum ama din adamları ile ayrı düştüğümüz nokta düşük fazizin, hatta paranın değerini koruyan faizin (bana kalırsa enflasyon düzeltmesi) bile haram olduğunu savunması.

      Sil
  38. ben hep söyledim yine söylüyorum dincilere!. dindarlara değil dincilere!. dindarlık saygı duyukacak bir özelliktir bence!. dindar insan dünyaya olaylara olgulara tabi iktisada da salt din penceresinden bakmazlar. dinciler üstelik çoğunlukla da dinlerini yeterince bilmezler ve sonradan sokulmuş hurafe ekseninde din inanışları vardır bunların; herşeye ama herşeye inandıkları din çerçevesinden bakabilirler. çğnkü kapasiteleri budur. ve onlara diyorum ki; madem faiz kötüdür hatta kötülüklerin anasıdır, şöyle faizsiz bir iktisat modeli üretiniz de tüm dünya halkları bundan yararlansın ve tüm kaynaklar tamamen üretime yönelebilsin. maksimum derecede optimal bir sermaye mobilizasyonu ortaya çıksın diyorum. sadece faiz kötüdür haramdır gibi süslü laflarla dindarcılık oynayarak iktisat sorunlarını çözemezsiniz. bir sistemden memnun değilseniz onu bir başka sistem ortaya koyarak değiştirebilirsiniz. faiz var çünkü faizi mekanizmasını getirenler kapitalizm sistemini kuranlardır. yani üst ve güçlü iradedir. ya bu sistemde var olmaya oyunu bu sistemin kurallarına göre oynarsınız ya da karşısına bambaşka bir sistem getirirsiniz. bu kadar nettir konu!.

    YanıtlaSil
  39. Hocam islâm'a göre alışverişte kâr marjı maksimum yüzde 25 tir. Ama bir konut yapıp bunu maliyetinin 5 katına satmak ta bir nevi riba değil midir. Bunun da haram veya yasak olması gerekmez mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim bildigim %10

      Sil
    2. Her şeyin aşırısı ayıptır en azından. Haram mıdır bilemem din bilgini değilim.

      Sil
    3. Diyelim bir arge çalışması yaptınız ve yeni bir şey keşfettiniz,ürünü piyasaya sunduğunuzda da %10-%20 her neyse bu yasal kar marjı arge masrafınızı kurtarmıyor
      Ya da yatırımı çok büyük masrafa sebep olan bir işletme kurdunuz.Haram para yemek istemiyorum diyerek düşük kâra tamah ederseniz zararınızı nasıl karşılayacaksınız?
      O zaman ne olacak?
      Kar marjı böyle bir sabitle nasıl kısıtlanır?
      Haksız kazanca ben de karşıyım ancak kar marjı bu şekilde kısıtlanamaz.Her sektörde olmaz bu.

      Sil
  40. Sayın okurlar, Faizsiz ekonomi olmaz deniliyor.?
    Acaba daha önce denendi de olmadı mı?
    Ekonomi bir bilimdir. Bilim ise deneye ve gözleme dayanan bir sistemdir. Daha önce bir ülkede denendi de o ülke iflas mı etti de böyle bir sonuç çıkıyor.
    Gelişmiş ülkelerde çok fazla "0" faiz uygulaması var. Demek ki gelişmişliğin sonu buna çıkıyor. Tabi siz yapısal ve ekonomik alt yapinizi sağlamazsaniz, adalet, egitim gibi günümüz dünyasının dinamıklerini mahfederseniz, o zaman kurtuluş için faize sarılırsıniz , buda sizi kronik olarak dahada fakirleştirir.
    Faiz olmadan kimse kimseye borç vermez deniliyor. Pekala verebilir.Bizim kültürümüzde borç alıp vermek vardir.(faizsiz). Mesele bu borç alip verme işini kurumsallaştirmak. Bunun üzerine kafa yormak. Hep ekonomi faizsiz olmaz teziyle gidildiği için,bu olay ütopik geliyor. Bence değil. İnsanlar isterse bunu da başarabilir. Bilim hep sorularla başlamistir. Birileri de şunu sormalı. Acaba faizsiz bir ekonomi nasıl olabilir.??. Eğer insanlar yatirim yapmak için , faizli kredi kullanmak yerine , belirli bir kurumdan borç alsa ve sadece aldiği bu borcu ödese, faiz maliyetinden kurtulur, enflasyon da düşer. Bunlari da düşünmek lazım. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye faizsiz ekonomi deniyoruz anlamadım? Daha geniş tutalım işi. Faizsiz, kârsız, kirasız bir ekonomi deneyelim. Hiç denenmemiş bakalım ne olacak bir deneyelim. Sevgiler

      Sil
    2. Ben bunu demek istemedim hocam, insanların emeklerini yok sayarak bir ekonomi yönetilemez. Dengede durmak önemlidir. Ben düşüncemi ifade etmek istemiştim. Anladiğim kadarıyla beni "ti" ye almişsiniz. Canınız sağolsun. Saygılar

      Sil
    3. Mahfi Egilmez, bunu demek, neden alkolu birakmayi deniyoruz ki, isi genis tutalim cayi, kahveyi, mevye suyunu toptan birakalim demeye benziyor.

      Sil
    4. Estağfurullah sizi ti ye almadım. Sadece ötekileri pas geçip faize takılıp durmamıza dikkat çekmek istedim.

      Sil
    5. Selam Mustafa bey,

      Mahfi beyin yaptığı bana göre, tipik bir sosyal bilimler önermesidir.

      Mesela, bir alış veriş merkezine bir kişinin köpek getirmesi ciddi bir sorun oluşturmaz, tolere edilebilir, ama herkes köpek getirirse ne olur?

      Bu tarz bir cümle.

      Faiz konusunda "0" sadece bir rakamdır. O an için geçerli paranın işlem için konulan fiyatıdır. Değeri değildir mesela. Tıpkı diğer mallar gibi para içinde işlem rakamı piyasa koşullarına göre değişir.

      Şimdi o rakam "0", Türkiye ben size 2 vereyim "0" yerine, siz bana 100 Milyar Euro verin dediğinde kimse vermeye yanaşmaz değil mi? Rakamın yanında diğer piyasa koşulları da var.

      Sil
  41. sevgili MAFİH EĞİLMEZ... Yapısal reformların ülkemiz ekonomisine entagrasyon süreci Şimdi başlasak 15 yıl.ACABA bu mevzuyu Mustafa Kemal ATATÜRK usulu çözemezlermi mesela şapka devrimi gibi ne bilim böyle yukardan iner gibi güm diye YOKSA şu an içi boşmu önce içini doldurmakmı 15 yıl ... SN CEVDET AKÇAY bey sizinde katıldığınız bir panelde yapısal reforlarla ilgili yeterince akademik çalışma yok ve bunun insalrımızda karşılığıda yok daha akademik çalışması bile olmayan bu reforları ülkemizin geleceğini bağlamak nasıl bir abestle iştigaldir saygılarımla ..... sıradan esnaf

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yöntemler bu devrin yöntemi değil, bunlar geçen yüzyılda geçerliydi.

      Sil
    2. sevgili mafih eğilmez... acaba altınbaş üniversitesi ekonomi söyleşilerinde tekrar sizleri ve sn Emre alkin hocamızı izleye bilecekmiyiz

      Sil
    3. Tepeden güm diye inen bir reformun uzun vadede işe yaramayacağını Türkiye vatandaşı olarak biliyor olmanız lazım.
      Güm diye yapılan bir yapısal reformu 70-80 yıl sonra "Dedelerimizi 1 gecede laik yoptuloooorrr"
      diye anabilir torunlarımız.

      Sil
  42. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  43. khk ler aynı etkiyi yaratmıyormu uluslar arası mevzuatlarmı engel

    YanıtlaSil
  44. hocam lütfen saygısızlık ve hadsizlik olarak değerlendirmeyin yapısal reformlarda önümüzdeki yüzyılın reformları arasında yerini alır

    YanıtlaSil
  45. Hocam merhaba, bilgi birikiminize dayanarak soruyorum. Günümüz koşullarında GERÇEK MANADA faizsiz bir sistem kurulabilir mi? Bunun için enflasyonun 0 olması yeterli mi? Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 0 para maliyeti icin bir rakamdir.

      1 de olur 100 de olur.

      Tipki ev araba gibi maliyeti gunun kosullarina gore degisir.

      Rakamin 0 olmasi faizsiz oldugu anlamina gelmez

      Sil
    2. Teorik olarak enflasyonun sıfır olduğu düzende bile sıfır faiz olmaz. Çünkü fon satanla fon arayanı buluşturma işini yapanın bir takım maliyetleri olur. En azından onu almak durumundadır. Faizin sıfır olması veya eksi olması sadece kriz hallerinde söz konusudur.
      Öte yandan enflasyonun sıfır olması da çok iyi bir şey değildir. Çünkü o zaman alış veriş duruyor herkes alacağı şeyleri erteliyor. O da ekonomiyi durgunluğa itiyor.

      Sil
  46. Mantik ile soyle aciklayim konuyu.

    Insanlar islam ve diger dinleri yuce bir yaradan indirdi zannediyorlar.

    Faiz yasak deyince, yuce yaradan yasakladi derler.

    Gercekte ise bankacilik sistemi kullandigimiz parayi yaratir. Bu parayi bir faiz maliyeti ile yaratir.

    Yani, banka hesabinizdaki para, siz faiz alsanizda almasanizda, faiz maliyeti karsiligi sistemde yaratilmistir.

    Mantiken dine inanan insanlarin bankacilik sistemi disinda is yapmasi gerekir. Katilim ve islami finans dedikleri de bankacilik ile aynidir.

    Diyanet bunu yasaklamali ama onlarda inanmiyor yuce yaradana. Isi ortada birakiyor.

    Hilafet Osmanliya gecince, bankacilik sistemi halife devletine tersti. Ama hayatin gercegi de vardi.

    Neticede hayata uyamadilar, milyonlarca insan olduruldu. Devlet parcalandi, hala da o sorunlar devam ediyor. Sermaye birikimi yapilamiyor.

    Garip olan, padisahin ve devletin verime, gelire, yuksek vergiye ihtiyaci var.

    Hukuk ise islam hukuku, padisah efendi de halife olarak yuce yaradanin yeryuzundeki temsilcisi.

    Seyhulislam ve hoca takimi var ki, onlarin keyfi iyi, devlet para bulsa da bulmasa da rahatlari yerinde.

    Gayrimuslumlere banka isini verelim dediler, ortama uydurmak icin. Tabi uymadi.

    Boyle olunca devlet batti gitti.

    Ataturk ve ekibi hilafeti bu sebeple kaldirdi. Tekke ve zaviyeleri yasakladi. Din uyduruk bile olsa ahaliyi sapkinlastirmasin diye kontrol amacli devlete baglandi.

    YanıtlaSil
  47. Allahın verdiği rızkın matematiksel artışı ve azalışı istisnasız tüm insanlar için izaha muhtaç bir durum olup tamamen belirsizlik içerir.Net kavramlar üzerinden çalışılan faiz işlemlerinin de bu kapsamın dışında tutulamayacağını düşünüyorum.Bilimin sebep sonuç denkleminde yerini bulan açıklamaların ekonomi konusunda en son aşamada yapılabilir olması bunu desteklemektedir. Yıl sonu döviz kurunun bu yıl tahmini ile 4 yıl önceki tahmini arasındaki farklı ihtiyat inkar edebilir mi?.Sonuçta bilimle birlikte çok sayıda se-sa faktörlerini dikkate alabiliriz ama bütününde bilimsel ve gerçekçi olur mu?

    YanıtlaSil
  48. Dünyanın en borçlu ülkesi olan Japonyada faiz nasıl eksi oluyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü enflasyon yok ve ekonomi büyüyemiyor. Eksi faiz de deseniz sıfır da deseniz kredi alan olmuyor (yeteri kadar)

      Sil
  49. Hocam Japonya'da faizin eksi olmasına rağmen enflasyonun artmamasının sebepleri nedir?

    Japonya'da rekor düzeydeki kamu borcundan dolayı mı? Bu borç, Japon halkında bir kriz algısına mı sebep oluyor da Japonlar mutlak tasarrufa yönelmişler?

    Ya da arz talep dengesinde arz ayağı çok kuvvetli olduğu için mi enflasyon artmıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Japonya yaklaşık 1990'larda krize girdi. Ve insanlar o zamandan beri yeterince para harcamaz oldular o nedenle de talep düşük, enflasyon olmuyor, ekonomi de çok yavaş büyüyor. Hatta son yıllara kadar ekonomi de büyümedi. Japonya ihracatla ayakta duruyor.

      Sil
  50. Anladığım kadarıyla günümüz koşullarında faizsiz ekonomi diye birşey söz konusu değil illa faiz olacaksa bu sadece devlet bankalarında yine halkın belirlediği bir komisyonun belirleyeceği faiz oranıyla olmalı faiz geliride yine sosyal devlet anlayışı ile sadece halka harcanması gibi saçma bir düşünce içerisindeyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer piyasa ekonomisi doğru işlerse zaten o dediğiniz bir komisyona gerek kalmadan olur. Arz ve talep faizi belirler. Bir anormallik çıkarsa da Merkez Bankası faizini değiştirerek piyasa faizini etkiler.

      Sil
  51. SIFIR ENFLASYONLA MÜCADELEMİ DAHA ZOR STANGFLASYONLA MÜCADELEMİ ZOR YANİ YANLIŞ HATIRLAMIYORSAM JAPONYA ENFLASYON YARATAMADIĞI İÇİN SIFIR ENFLASYONLA MÜCADELE EDİYOR EKONOMİK DURGUNLUK YAŞIYOR TÜRKİYEDEDE STAGFALASYONLA MÜCADELE EDİYOR EKONOMİK DURGUNLIK YAŞIYOR JAPONLARIN İŞİMİ ZOR TÜRKLERİN İŞİMİ

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de zor. Türkiye'de stagflasyon yok. Stagflasyon büyümenin sıfırlarda olduğu durumda enflasyonun da olması halidir. Bizdeki durum slumpflasyondur. Yani hem yüksek enflasyon var hem de ekonomi küçülüyor.

      Sil
  52. Hocam normalde faizle dolar arası ters orantı olması gerekirken Neden dolar düştü sizde Tam bu sıralar Malezya başkanın gelmesi manidar değilmi nedersiniz???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz hala çok yüksek. Enflasyon % 15 faiz % 20. Kurdaki düşüş ABD'nin ambargo uygulamasını askıya aldığı beklentisinden kaynaklanıyor.

      Sil
  53. Hocam islamda zikrolunan faiz benim bildigim her malin kendi cinsinden takasi sonucu borc verdigin mali fazlasi ile tahsildir.Yani altina altin,gumuse gumus,bugdaya bugday olarak alinir.100 kile bugday alip bir yil sonra bunu 110 kilo olarak odersen aradaki fark faizdir.10 ons altin borc alip 6ay sonra 11 ons olarak odersen bu aradaki farkta faizdir,1971 de altin ile banknotlar arasinda iliski amerika fed tarafindan kaldirildigindan su anda banknotlar basibos serbestce birbirlerine goreceli ulke ekonomilerine gore deger bulmaktadir.Artik para sabit bir degeri ifade etmemektedir bence simdi uygulanmaya calisilan sey faiz kullanarak para degerlerini stabil tutma cabasidir.Bunda da asiriya kacmalar olabilmektedir.Ulke paralari emisyon hacimleri ve faizle idare edilmeye calisilirken politika araci olarak kullanilan faizin islamda zikredilen faizle arasinda nasil bir baglanti kurulacagi hususu gercekten yoruma muhtactir.Bu gun devlet hazinesi bile altina indeksli faizle tahvil ihrac etmektedir.Bu faiz bence islamda zikredilen faiz olmalidir.Hocam bence uzerinde mutabik kalinamiyacak bir konuyu dillendirmissiniz.Bu konu kimbilir kac nesil daha tartisilmaya devam edilecek.Saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tartışmayı bütün dinler iyi kötü sonlandırmışlar ve ileri gitmişler. Sonlandıramayanların durumu ortada.

      Sil
    2. 12:18
      faiz bir mesele ise bununla mucadele enflasyonla mucadele ile olur.
      Bir insan neden paraya borc odunc paraya ihtiyac duyar? yada bir insan neden baskalarina borc verme geregi hisseder?

      Bunun buyuk sebebi kuskusuz gelir adaletinin olmayisinda saklidir
      enflasyonun %2lerde oldugu gelir adaletinin oldugu sosyal sistemin insanlari kucakladigi bir sistemde zaten faizle pek bir isin olmaz. Bana gore bu turden ulkelerde de faiz belasi var cunku insanin en temel ihtiyaci olan barinma gibi magara devrinden beri korunma gereksinimi neticesinde ev konut sahibi olmak icin banka kredisine basvuruyor yani faiz belasina.

      Benim dusunceme gore enflasyonun %2 oldugu gelir dagilimin gelir vergisi ile duzenlendigi duzgun oldugu sosyal hak devlet ilkesinin oldugu yerde herkese her bireye konut saglanmalidir. Prefabrik dahi olsa insana uygun konutlar 25 yasina gelir gelmez insanlara saglanmalidir.Belki bu konutun %5lik bir oranini katki payi baglaminda odemelidir gerisini devlet ve halk yapmalidir. Devlet araziyi verecek o mahalledeki halk da her gelen komsusu icin bedavdan tek katli konutun yapiminda calisacak. Sonra bu genc asgari ucretin 3/2 oraninda 2 yil boyunca devletin sosyal devlet geregi olarak issizligin yuksek oldugu gelismemis yorelerinde (eger bu genc o yorede yasiyorsa sayet) actigi ve ihracat yaptigi fabrikada calisacak. Diger turlu kendi actigi isyerinin kurumlar vergisini ve gelir vergisi +2puan 2 yil boyunca fazla odeyecek

      Iste bu turden anlayisin oldugu yerde faiz olmaz.

      Sil
  54. Hocam şunu bir türlü anlayamıyorum.
    Mevduatların %55'inin doviz hesaplarında iken, politika faizini 24'ten 19.75'e düşürmenin yararı nedir?
    Veya faizler gereğinden yüksek idiyse medvatların çoğunluğu neden dövizde?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mevduatın çoğunun dövizde olmasının nedeni enflasyonun yüksekliği ve TL'nin hızlı dış değer kaybı. İnsanlar ana parayı korumaya çabalıyor. Enflasyon yüzde 2 - 3 e düşse TL'nin dış değeri de istikrar kazansa TL'ye dönüş başlar. 2005 - 2013 arasında böyle oldu ve döviz hesaplarının oranı % 5'den % 27'ye kadar düştü.

      Sil
    2. Enflasyon var ise yerel paraya guven olmaz. Isterse %20 reel faiz verin
      imkani yok insanlar dovizden, doviz mevduatindan cikmaz.
      Enflasyon %4 ve altina insin uzun bir sure orda fiyat istikrarini yakalasin reel faizlerde %2-2.5 bandinda olsun; insanlar hem ceplerinde hem yastik altlarinda hem de bankalarda TL bulundurur.Insanlar TL ile kontratlarini uygulamalrini ticaretlerini hesaplarini yatirimlarini ve planlarini yapar. Insanlar bankalarda TL mevduati bulundurur. Kredi kanali dovize doviz risklerine ugramadan disaridan kaynaga ihtiyac duymadan TL mevduatlari uzerinden isler
      Enflasyonun yuksek oldugu yerde paranin itibari olmaz. Istikrarli bir ekonomi dusuk enflasyonlu bir ekonomidir. Turkiyede dusunsenize en az 5-6 yildir %3.5 enflasyon %5.5 politika faizi olsun doviz hesaplari orani %15lere kadar bile duser. Onlarada bir vergi vs koyarsin oyle bir ortamda o orandan bile daha da dusuk seviyelere indirirsin. Asil mesele dusuk enflasyon yerel paranin kiymeti ve itibari

      Sil
  55. Mahfi bey fetva vermeye de baslamissiniz.Dini bilginizin çok zayıf olduğu belli.Bu sular derin sizin boyunuzu aşar.Ekonomide toprak (dogal kaynaklar) getirisi kira sermayenin getirisi faizdir.salt sizin görüşünüze göre üretim faktörlerinin bütün getirisini faiz olarak görüyorsunuz.Sermayedar=müteşebbis görüşünden hareket eden klasik iktisatçılarda faiz ve kâr iç içe ele alınmış ve birbirine karıştırılmıştır. Klasiklerin içinde bulundukları sanayileşme süreci bu varsayımı haklı gösteriyordu. Aradaki farka bakalim.

    Özel veya tüzel birileri başka birilerine anapara olarak bir miktar para vermektedir. Lâkin, bu masum bir borç verme olayı değildir. Parayı veren, bir dizi “belirleme”de bulunmaktadır. Belli bir süre ve verilenin üstüne eklenecek yine belli bir miktar söz konusudur. Parayı veren bir şeyler “ister” ve istediği “olur”. Buna hiç şüphesi yoktur. Kısacası, faizci kendinden oldukça “emin”dir. Öbür tarafta ise tarlasında buğday ekmiş biri, ya da çarşıda satıcılık yapan biri, kazancı konusunda herhangi bir belirlemede bulunmuş değildir. Ne kazanacağı süre, ne de kazanacağı miktar bellidir. Bu yüzden sık sık dua eder. Siftah etti mi, rızkı Verene şükreder. Hasılı, rızkın gelişi ile Rızkı Gönderen bir çağrışım olarak sürekli hatırındadır. Sebepler dairesinde yapacağını yapar. Ancak, bilir ki bu sebepler her zaman ürünün beklendiği gibi alınması veya malın umulduğu gibi satılması için yeterli değildir. Bu yüzden kendi çabasını, rızk için gerekli olmasına karşın yeterli olmayan bir sebep olarak görür. Kendinden çok fazla “emin” değildir. Bu iki tablo arasında oldukça önemli bir fark vardır. İlkinde sebepler dairesi büyük ölçüde kuvvetlenip kalınlaşmaktadır. Biri, -rızkını değil- gelirini belirlemiştir.(determinizm).

    İslamî terminolojide faiz, ‘riba’ kavramıyla açıklanmaktadır. Şöyle ki, riba: fazlalık, ziyade, nema (artma, çoğalma) anlamına gelir. Böylece, ödünç karşılığında alınacak fazlalık nakit olsun veya mal olsun ayırt edilmeyerek yasak kapsamına alınmıştır. Riba, aynı zamanda haram kazanç demektir. İslam Hukukundaki bir diğer tarife göre, “faiz, alım satımda şart kılınan fazlalıktır.”

    Büyük Yunan filozofu Aristo "Politika" adlı meşhur kitabında şöyle der:

    “En çok tiksinmeyi hak eden, faizciliktir: çünkü bundan sağlanan kazanç, doğrudan doğruya paranın kendi varlığından ileri gelir ve paranın doğuşuna yol açmış olan ereğe aykırıdır. Zira para mübadele için yaratılmıştır; oysa faiz paranın miktarını çoğaltır… Dolayısıyla da doğaya en aykırı düşen para kazanma tarzıdır.”
    Roma hukukunda olsun Eski Yunan'da olsun, değişik yaklaşımlarla bile olsa faizin sınırlandırılması, hatta yasaklanması yoluna gidilmiştir.

    Özetle, faiz yasağının hikmeti; ya alacaklı, ya borçlunun, ya da yukarıdaki örneklerde anlatıldığı gibi, her ikisinin haksızlık kaynağı olması ve sonunda toplumun diğer kesimlerinin müstahak olmadığı halde zarar görmesidir. Günümüzde finans araç ve kuruluşları çok çeşitlendiğinden, faiz olgusu değişik maskelerle, ama hemen her ekonomik olayda karşımıza çıkmaktadır. Bizim görüşümüze göre, böyle bir ortamda, herhangi bir mâlî işlemin faiz yasağı kapsamına girip girmediğini tayin ederken, elimizdeki ölçüt, söz konusu muamelelerin borçlu veya alacaklı yahut da toplum için herhangi bir haksızlık yaratıp yaratmadığı olmalıdır. Ama şuanki kapitalist sistemde zengin faizle kazancini haksiz sekilde arttiriken toplumda gelir dağılımında önemli uçurumlara neden olmaktadır. Onun için din hakkinda konuşurken "bana göre" söylemlerinden uzak durmanizi tavsiye ederim.Cünku din bana göre kitabini kabul etmez. saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim konumuz din değil sevgili kardeşim. Bizim konumuz bilim. Aristoteles'den örnek veriyorsunuz esasen onun zamanındaki faiz tefeci faizidir. Çünkü bankalar, düzenlemeler vs yoktur ve tefeci faizi gerçekten de onun değindiği gibi tiksinilecek bir şeydir. Ve o görüş bütün sonraki dinlere aynen geçmiştir.
      Din kurallarını sizin gibi yorumlayan ülkelerin durumuyla benim gibi yorumlayan ülkelerin durumunu bir karşılaştırın bakalım ne göreceksiniz?
      Mantığa ters düşen hiçbir konuya girmeyin içinden çıkamazsınız.

      Sil
    2. Bir de Mahfi Eğilmez sen önce Mantığın ne olduğunu öğren sonra yorum yap. Bir değişim aracı olan parayı, bir servet aracı haline getirip bunu eşyalaştırmak ve bunun doğal sonucu olarak da eşyanın kirası olacağından paranın da kirası faizdir dolayısıyla normal bir şeydir demek AKILSIZLIĞIN MANTIKSIZLIĞIN DİK ALASIDIR. Allah ın Kuran'da niçin FAİZ YİYENLER ALLAH VE RESULUNE SAVAŞ AÇMIŞTIR diyecek kadar sert bir uyarı yapmasını şimdi daha iyi anladım. Çünkü faizcilik parayı eşyalaştırma şeytanlığının doğal bir sonucudur. Borçlandırarak kaydi para yaratmanın, bankalar eliyle bütün insanlığı küçük bir burjuva azınlığa köle yapma akılsızlığının doğal bir sonucudur. Sen de bu hedonist düzenin allayıp paklayanlarındansın. Eğitim alman bir ilim edinmen hayırlı olmamış. Zalimlerden olmuşsun çünkü. Belki bir çiftçi falan olsaydın daha masum olabilirdin gerçi yine aynı olurdun. Bu sefer de kendi çıkarını Ahlak ın üzerinde tutup GELİŞMEK BÜYÜMEK için alıcıları 'yasal yoldan' kazıklardın.

      Sil
    3. İsidci Sosyalist yorumu çakmış

      Sil
    4. Evet maalesef bu arkadaşımızın yazdıkları İslam aleminin niçin yüzlerce yıldır bu kadar geri kaldığının özetidir.

      Sil
    5. Yobaz dendi diye boyle olmanin alemi yok

      Sil
  56. Hocam burada dengeyi kuran islamin disindakiler oldugu icin bu sonuc cikiyor. Dengeyi islam a sadik insanlar kurdugunda faiz yine digerlerinin gerileme olgusu olacaktir.
    Denge ise bilime ilime ve ahlaka verilen degerle olusur. Bugunun dengesi ahlaki bitirdiyse de bilim ve ilme saygisi devam ediyor. Bunlardan biri daha coktu mu faizin gucu de bu cokuntunun eseri olarak azalacaktir.

    Islam bunlara kiymet verirken osmanli bu degerlere sahip cikamadigindan cokmustur. Sahip cikanlar islamindisinda olunca onlarin kiymet verdikleri de degerli oluyor.

    Bugun altin bircok kiymetli esyanin simgesidir. Bu sebepten en cok altin abd kasasindadir. Faizi idareyi de altinla yapmaktadirlar. Eski zamanla bugunun ekonomideki basi yine altindir.

    Bize altina dayali ya da altinla idare edilen bir ekonomide faizin nasil bir rolu olabileceginin senaryosunu kisaca yazabilir misiniz?


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir şey değişmez sevgili Numan Çelebicihan. Diyelim ki birisinden borç olarak 100 gram altın aldınız. Bunu bozdurdunuz ve elinize (gramı 260 TL'den) 26.000 TL geçti. Bu parayla işinizi gördünüz ve 6 ay sonra borcunuzu iade ettiniz. O sırada altının gramı mesela 240 TL ye düşmüştü. Bu durumda siz 100 gram altını size borç verene iade ettiğinizde kişinin eline gerçekte 24.000 TL geçmiş olur. Tersini düşünelim. İade tarihinde altının gramı 280 TL'ye yükselmiş olsun. Bu durumda siz 100 gram altını satın almak için 28.000 TL ödersiniz.
      Ekonomi parasallaştığında hangi ölçüyü kullanırsanız kullanın sonu faizle biter. Adına ister faiz diyelim ister başka bir şey.

      Sil
    2. Hocam biz osmanli donemine baktigimizda son 500 yilda enflasyon toplamda yuzde 600 olmus. Yilligi ortalama yuzde 1.3. Bu nu saglarken bile para basmak tagsis gumus orani vs uygulamis. Yani bugjnku merkez bankasi uygulamalari o zamanlarda da fiyatlarin sabitlenmesinde refahta kullanilmis. Sabitleme piyasa sartlarinda yapilmis ama sikintili zamanlar ise su anki devlet yonetim zaafindaki durumlarda ortaya cikmis. Ne zaman ki devlet harcamalari artmis halk ekonomik manada ezilmis enflasyon artmis para basilmis. Velhasil bugunkune benzer haller vuku bulmus. Peki neden 500 yilda enflasyon yuzde 600 olmus iken savas bitip turkiye cumhuriyeti kurulduktan sonraki surecte enflasyon son yuz yilda yuzde 600 u mumla aratacak duzeylerde seyretmektedir.

      Iki donem ayni millet olarak bakarsak goreceli sebebi nedir?

      Sil
    3. Osmanlı 500 yılda ekonomik olarak ne kadar büyümüş TC. 100 yılda ekonomik olarak ne kadar büyümüş asıl mesele o. Ona bakın.

      Sil
    4. Selam Numan bey,
      İki sebebi var.
      Birincisi sistemik sebeplerden kaynaklı, örneğin o dönemdeki Avrupa ülkeleri enflasyonuna göre hesaplama yaptığımızda, Osmanlı enflasyonu pek çok büyük Avrupa ülkesinden daha yüksek oranda.

      İkincisi teknik sebeplerden kaynaklı, örneğin bahsedilen dönem değerli madenlerin para olarak kullanıldığı dönem, para olarak mutlaka bir altın gümüş gibi bir maden kullanılmalı, maden içeriğini ise para basımı gibi kolay düşürmek mümkün değil.

      Sil
  57. Hoca paranın hareketini bilimsel yorumluyor Siz işi faize getiriyorsunuz
    Siz ve sizin gibiler yurt dışındaki negatif faizi kullansa kar payı deyip cebe atar..tezat burda işinize gelmeyince faiz gelince kar payı avutmasi için rahatliyorsa bu arada bende faize karsiyim nokta

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Korhan bey,
      Size ek olarak o kişiler,
      Faize karşı iseler niçin paraları bankada duruyor?

      Paranızı banka gece repo-ters repo ile faizlendirirken,
      gündüz birilerine paranızı borç verip faizden para kazandırıyor.

      Öyle karşıyım diyerek olmaz bu işler, parayı bankadan çekecekler, samimiyetlerini göreceğiz.

      Yoksa, yalandan kim ölmüş?
      Ortamlarda faize karşıyım derler olur biter.

      Türk diyaneti de bu günaha alet olup, insanları bilgilendirmediği için günaha ortak olmaktadır.

      Sil
    2. Hocam diyanet günah konusunda çok ötede ulkede beden işçilerinden gelen vergiyle kutsal mabet yapılıyorsa Eğer Bunun açıklamasını diyanet nasıl yapar bilemiyorum yorum sizin

      Sil
  58. Tefeci faizi, banka faizi diye ayrim olmaz. Faiz faizdir. Ve bireylere dolayisiyla topluma zararlidir.

    Bunu kacak icki, bandrollu ickiye benzetebilirsiniz. Icki sagliga zararlidir. Bandrollu icki olunca sagliya zararsiz, kontorlsuz, kotu kosullarda uretildigi icin sagliga zararli diye bir durum yoktur. Bankaci faizi, tefeci faizi de boyle bir sey. Sirf devlet imtiyaz verdi, 'denetledi' diye bu onu zararsiz yapmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tefeci faizi ve banka faizi diye ayrım olur. Bunun alkolle hiçbir benzerliği yok. Faiz sağlığa zararlı bir şey değil, kiradan da hiçbir farkı yok. Ha ev alıp onu kiraya vermişsin ha paranı ev alacak birisine borç verip banka faizi almışsın (tefeci faizi değil.)

      Sil
    2. Ben olayı tamamen çözdüm Hocam;Tüm $ ları bankadan çektim işyerindeki kasaya koydum.Faiz falan diye bir sorunum kalmadı.Bir tek USA enflasyonunu çözebilirsem kaymaklı kadayıf olur gibime geliyor.

      Sil
    3. Haram olduğu için böyle söylüyorsanız ikisi de haram deyin,
      Zararlı olduğunu düşünüyorsanız zararını yazın bence daha iyi bir yorum şekli olur

      Sil
    4. Emrah Fidan, sizin hic borclari yuzunden iflas edenlerden, aileleri dagilanlardan, cevresine karsi mahcup olup yasami alt ust olanlardan hatta malesef intihar edenlerden haberiniz yok mu? Daha ne zarari olsun, hicrelerde yikim yapiyor, kromozomlari bozuyor denmesini mi bekliyorsun? Siz hic ev kirasi yuzunden bu saydiklarimi yasayan duydunuz mu? Sonra da fark yokmus. Tabi yok, sarabin da portakal suyundan farki yok, o da uzum suyu.

      Her icki icen siroz olmaz, her siroz olan da ickiden olmaz ancak karaciger iltihabinin en onemli sebebi alkoldur. Siz icip rahatsizlanmadiniz diye bu gercek degismiyor.

      Faiz haksiz bir kazanctir, kardesi kardese dusman eder, kirk yillik dostluklar bozulur.

      Tefeci faiziymis. Bankacilarin uydurmasi. Kendilerine rakip istemiyorlar. Sanki onlar borclularini affediyorlar. Turlu sirinliklerle verdikleri borcu faiziyle geri alamayinca bir ellerine silah alip baslarina dayamadiklari kaliyor. Bunun de turlu yasal dayanagini, bu blogda oldugu gibi sosyal alt yapisini olusturduklari icin insanlar yaptiklarini olmasi gereken zannediyor. Nice hayatlar heba oluyor.

      Mmetin, komiklik yapmaya calisilacak bir konu degil. Siz once neden birikiminizi korumak icin turlu taklalar atmak zorunda oldugunuzu dusunun. Birikiminizi elinizden kim almaya calisiyor ki enflasyon, faiz, BES ivir zivir onunuze getiriyor? Ayrica altin alin kafaniz rahat olsun binlerce yildir insanlar bunu yapiyor.

      Sil
    5. Adsız 10:26
      Bu yazdıklarınız faiz dışındaki konular için de geçerli. Faiz kötüyse onu içkiyle kıyaslamayın, aşırı kâr ile kıyaslayın. Fiyatlarını aşırı artıranlara bir şey demeyip de faize laf etmek anlamlı değil.

      Sil
  59. Türkiye'de de faizler eksidir. Önemli olan, bir ülkenin dolar bazında ne kadar faiz verdiğidir. Faizler dolar bazında artıya geçince bu büyük bir sorundur. Mesela 2002 sonrasında 2012 yılına kadar kurun artışına izin verilmediği için biz dolar bazında çok yüksek faiz ödedik ve sonunda ekonomimiz Ağustos 2018 krizine girdi.
    Bunun için formül şudur:

    Doların artışı, sizin dibs faizinin gerisinde kaldığı sürece siz bu kadarlık faiz ödemiş olursunuz.

    Reel faiz= hazine bonosu faizi- doların 1 yıllık artışı

    2002 döneminden ders çıkartmalıyız ve doların artış oranını hazine bonosu faizinin gerisinde bırakmamalıyız. Bu 2 oran aynı olursa 100 dolarla gelen yatırımcı 100 dolarla gider.

    Eğer aradaki fark dolar alehine olursa yani dolar daha az artarsa o zaman 100 dolarla gelen 110 dolarla gider bütün mesele budur.

    Dolar 8 ayda %10 artmış yıllık %15 yapar. hazine bonosu faizi 15 civarında olursa reel faiz ödememiş oluruz. Eğer dolar kuru hazine bonosu faizinden fazla artarsa eksi faize geçmiş oluyoruz yani 100 dolarla gelen 90 dolarla geri dönüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 16:47
      tespitinizi formulasyonunuzu begendim.
      peki bir sorum olacak yanitlarsaniz sevinirim

      "Eğer dolar kuru hazine bonosu faizinden fazla artarsa eksi faize geçmiş oluyoruz yani 100 dolarla gelen 90 dolarla geri dönüyor."
      Demissiniz peki boyle bir ulkede makro dengeler acisindan hangi konularda basari saglar genel bir degerlendirme rica edecegim? Issizlik uretim cari denge butce dengesi refah artisi vs gibi konular uzerinden yorumlarsaniz sevinirim.

      Sil
    2. Türkiye'de de faizler eksidir. Önemli olan, bir ülkenin dolar bazında ne kadar faiz verdiğidir. Faizler dolar bazında artıya geçince bu büyük bir sorundur. Mesela 2002 sonrasında 2012 yılına kadar kurun artışına izin verilmediği için biz dolar bazında çok yüksek faiz ödedik ve sonunda ekonomimiz Ağustos 2018 krizine girdi

      Böyle bir şey mümkün mü ya?

      Sil
    3. Sayın Mahfi Eğilmez,

      Sizi bu ekonomik kriz vesilesiyle tanıdım ve son 6 aydır makalelerinzi takip ediyorum. Öncelikle iktisat konusundaki okur yazarlığa verdiğiniz katkıdan dolayı teşekkür ederim.

      Uzun süredir kafamı meşgül eden bir soru var, ama hiç bir ekonomi programında kafamdaki soru ve cevabıyla ilgili bir konudan bahsedildiğini duymadım. Ekonomi haber sitelerinden öğrendiğim kadarıyla dünyada tüm devletlerin yaklaşık 250 trilyon dolar borcu olduğunu ve bunun 1/3'nin gelişmekte olan ülkelere ait olduğunu biliyorum. Ayrıca son bir kaç yılda bu borcun çok arttığınıda duydum. Sorum şu ki tüm devletler borçlu ise alacaklı kimdir? Tabi ki alacaklıların bireysel ve kurumsal finans çevrelerinin olduğunu düşünüyorum. Yine bu borcun büyük bir kısmının alacaklısının çok küçük bir azınlığa ait olduğunuda düşünüyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu göz önüne aldığımızda bir kaç milyar doların bile önemli olduğu ve bunun gibi çok küçük meblağlar için bile tavizlerin verildiği bir dünyada trilyonlarca dolarları elinde bulunduran bu azınlık, gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler olsun farketmez, ülkelerin tüm yasal düzenlemelerine kendi çıkarları doğrultusunda etki etmezler mi? Sonuç itibari ile tüm dünya vatandaşları bu azınlık için, belkide adı konulmamış bir kölelik şeklinde, çalışıyor diyemezmiyiz. Ve bu durum her geçen gün daha da kötüleşmiyor mu? Bu konu hiç konuşulmuyor olması benim açımdan hayret verici bir durumdur. Konu ile ilgili düşünceleriniz çok merak ediyorum. Saygılarımla.

      Ayrıca, bu yazınız özelinde kendi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bence paranın reel karşılığı, yada alım gücü önemli, bu açıdan borç alışverişlerinde enflasyon farkı faiz değildir, ancak enflasyon üzeri faizdir ve İslam dini bunu yasaklar. Sizin düşüncenize göre insanlar bir getirisi (enflasyon üzerinde) olmadan neden borç versinler, ancak iki dünyaya (dünya, cennet ve cehennem) inanan birisi verdiği borcun karşılığını diğer dünyada göreceğine inandığı için, iyilik yapmak için vermektedir, bir anlamda aslında bu da bir getiridir.

      Diğer taraftan negatif enflasyonun insanların alışverişlerini erteleyeceği ve bunun da ekonomik durgunluğa neden olacağını ifade ediyorsunuz. Ekonominin temel prensipleri açısından bu böyle olabilir. Ancak farklı bir pencereden baktığımızda insanlardan beklenen alışveriş, yada insanların ihtiyaçları, insanlar için gerçekte birer ihtiyaç mıdır? Ben şöyle düşünüyorum, yukarıdaki ilk sorumda/düşüncelerimde belirttiğim azınlık grup kontrol altında tuttuğu medya gibi güçleriyle toplumlara yön vermekte ve aşırı tüketime ve dolayısıyla borçlanmaya yönlendirmekteler. Gerçekte ihtiyaçların düşünülenden çok daha az olduğuna inanıyorum. Bu şekilde dünya aşırı üretim sonucu, yani fabrika atıkları, küresel ısınma vs. nedenlerle hem kirlenmez, hemde kaynaklar herkese yeterli olur diye düşünüyorum.

      Saygılarımla.

      Sil
    4. Bence olur! siyasi sosyal ekonomik sartlari bertaraf etsek bile
      2001 agustosundan 2013mayisina kadar dolar kuru neredeyse hic artmadi oysa bizim cari acigimiz hep yuksekti ve daha da onemlisi ABD dolar birikimli enflasyonu ile Bizim birikimli enflasyonumuz arasinda ciddi fark olusmustu. Dolayisiyla hem cari aciktan olusan riskler hem de birikimli enflasyon farkindan olusan stres hasebiyle yuksek faiz uygulmasina maruz kaldik. Hatta ayni donem bir cok uzman tarafindan "Dusuk kur Yuksek faiz" donemi olarak tanimlanir.

      Sil
    5. 19.25

      Eğer dolar kuru artış oranı ,hazine bonosu artış oranından fazla olursa , faiz için gelen yabancı yatırımcılar 100 dolarla gelirler ve 90 dolarla dönerler Böylece Cari dengenin sağlanmasına olumlu katkı yapılmış olur ayrıca düşük faiz yüksek kur olacağı için yerli üreticin desteklenmesi sağlanır. İthalat pahalılaşacağı için insanlar yerli malına yönelirler ve yerli sanayinin kalkınması sağlanmış olur... işsizlik azalır..

      Sil
    6. 00:25
      Tesekkurler yanit icin,
      mevcut bulundugum ulkede durum tam da sizin dediginiz gibi
      ve
      Insaat disi ve ana ekonomik faaliyetler disindaki ekonomi uretim yapisi ve iliskileri cok uzun suredir cesitlenmektedir.Cari fazlada artis olmaktadir hatta ölü ve issizligin yuksek oldugu cari acik veren Turizm sektoru bile bir anda yildizi parlayan is as piyasada hareket yaratan cari fazlaya donusmus dahasi mevcut cari fazlaya pozitif katki saglayan bir sektor olmustur.
      en az 5 seneye yayilan Dolar kuru artisi %47leri bulmus(her yil icin ort %9.4) buna ragmen enflasyon bu zaman diliminde %14 artmistir.
      yuksek kur dusuk faiz ortami sayesinde issizlik de tahmin edilemeyen bir bicimde dusmustur.

      Sil
  60. Hocam merhaba; faizsiz bankacılık yapan katılım bankaları gerçekten faize hiç bulaşmıyorlar mı? Sorduğumuzda biz para alıp satmıyoruz sizin alacağınız malı(ev,araba vs.) Sizin adınıza alıp karıyla size satıyoruz diyolar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Krediyi geç ödeyince de gecikme faizi yerine gecikme zammı alıyorlar. Sonra da ortamlarda almıyoruz dersim kim bilecek ag.

      Sil
  61. Protestanlığı başlatan Jean Calvin ve Martin Luther de sizin gibi tefeci faizi ile piyasadaki faizi birbirine karıştırmamak lazım dedi, faiz ekonominin bir gerçeğidir dedi ve Hristiyanlıkta faiz caiz hale geldi.
    Şu kadarını söyleyeyim bankalar yılda 2,5-3 Trilyon TL kredi veriyor, halka, özel sektöre ve devlete. Bunun karşılığında faiz gelirleri neredeyse 700-800 Milyar TL civarında, buradan 40-50 Milyarını kar olarak alıyorlar, geri kalanını yerli ve yabancı mudilere faiz getirisi olarak dağıtıyorlar.
    Dünyanın hiçbir yerinde tefeciler bu kadar kazanmıyor. Hele bir de yabancı sermaye sahiplerinin Türkiye'de kuru da işin içine katmaları sonucu elde ettikleri kazançlar var ya, onu da düşünürseniz tefeciler bankaların veya mevduat sahiplerinin eline su bile dökemez.
    Son söz, faiz tarihin ilk dönemlerinden beri vardır, gerçektir ancak Aristo'dan aklı selim çağdaş bilim adamlarına kadar herkes tarafından ekonominin zehri olarak kabul edilmektedir.
    Ülke kaynakları faize giderek yoksulluğun artmasına yol açmaktadır. Faiz, gelir dağılımını bozan en büyük etkendir. Ararsanız bu konuda bilimsel kaynaklara rastlarsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de gelirden en yüksek payı ücretler alıyor, sonra kâr geliyor, rant üçüncü sırada. Gelirden en düşük payı faiz alıyor. TÜİK'in tespitlerinde bu var. Bu konuda benim de yazım var:

      http://www.mahfiegilmez.com/2015/02/gelirden-kim-daha-cok-pay-alyor.html

      Sil
  62. Sevgili Mafih EĞilmez ülkemizin avrupa birliğine girme olasılığımı daha yükseķ yapısal reform yapma olasılığı bu iki seçenek şu cevabınızı cevap olarak olarak kabul etmiyoruz eğer yapısal reform yaparsa avrupanın kapısı açır şeklindeki ... çünkü yapısal reform yapacak bir ülke potansiyelinin ölçüsü zihnimde derecelendiremiyorum

    YanıtlaSil
  63. Sevgili Mafih EĞilmez ülkemizin avrupa birliğine girme olasılığımı daha yükseķ yapısal reform yapma olasılığımı bu iki seçeneklerden hagisi daha olası ... çünkü yapısal reform yapacak bir ülke potansiyelinin ölçüsü zihnimde derecelendiremiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi aynı kapıya çıkar. Yani doğru yapısal reformları yaparsak AB'ye girme olasılığımız çok artar. AB'ye girmek için onların sistemine benzemek lazım ki bu da yapısal reformlara çıkar.

      Sil
  64. Faiz konusunda ilk inceleme yazısı,Halkevleri Ülkü mecmuası Rh Prof Dr Osman Turan,Osmanlı devleti ve İslamiyeti incelemiş.
    Astirastombili

    YanıtlaSil
  65. osmanlı devleti ödeme aracı olarak ne zaman altından ve gümüşten vaz geçip para basmaya başlamışsa gerileme dönemi aynı yönde başlamıştır... çünkü altın asıl olandır geçerliliği gerçekliği ve dünyada kabul gören bir araçtır.örneğin roma inparatorluğu o kadar büyük bir inparatorluğA dönmüş yüz ölçümü içindeki ticari faliyetleri karşılacak miktarda altın bulamadıklrı için altının milyemiyle oynamaya başlamış buda onların sonu olmuş kabaca SONUÇTA ÜRETTİĞİN BİR MALI SATARKEN KARŞILIĞINDA ALDIĞININ DEĞERİNİ SEN BELLİRLEMİYORSUN .....BİR DÜŞÜNÜN PARA BİRİMİMİZ TL DEĞİLDE ALTIN BİR EKMEK BİLMEM 00001 CM ALTINDIR BAK BAKİM ULUSLAR ARASI EKONOMİLERDE NASIL DEĞER GÖRÜYON BİTTİ ADAM BİR KAĞIDIN ÜSTÜNE EBESİNİN DEDESİNİN RESMİNİ KOYMUŞ ULUSLAR ARASI PİYASARDA KABUL GÖRMÜŞ SEN ONUN KARŞISINA ALTINI KOYBAKİM ONUN DEDESİNİN YÜZÜNE BAKALARMI ÇİNLE NEDEN AMERİKA ÇOK KÖTÜ ÇİN BENİM MERKEZ BANKAMA YUANI GÖTÜRÜRSENİZ KARŞILIĞI KADAR ALTIN ALIRSINIZ DEDİ BİTTİ YİNE EN BÜYÜK KOZ ALTINDIR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlının çöküşünün altınla gümüşle ilgisi yok. Üretmediğin bir madeni para olarak kullanabilmen de ekonomi gelişip büyüdükçe mümkün değil zaten. Her dönem kendi sistemini kurar. Osmanlının çöküşü bilimden uzaklaşmasıyla başlamıştır. Ki onun da başlangıcı ilginç biçimde Osmanlının zirveye çıktığı Kanuni Sultan Süleyman dönemidir.

      Sil
  66. İşlemin sadece sonuç kısmına bakarak yorum yapılırsa insan eksik kalır yanılır. Yani örneğim için kusura bakmayın ancak başka türlü net anlatamazdım. İslam dininde faiz gibi yasaklanmış bir başka konu zina konusudur. Cinsel birliktelikte yanılırda sadece işin sonucuna bakarsanız nikahlı olmanın yada nikahlı olmamanın hiçbir farkı yoktur sonucuna ulaşırsınız çünkü eğer sizin için sadece işin sonucu önemli ise sonuç aynı! Ama İslam dininde tüm işlerin başından itibaren gidiş yolu önemlidir. Eğer suyu yere boşuna dökerseniz günah olur ama yeri yıkamak temizlemek için dökerseniz sevap olur. Önemli olan suyun yere döküldüğü sonucu değildir! Faiz hiçbir şekilde meşru değildir haramdır.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada size bu yürüttüğünüz mantık nedeniyle hak verebilmem için bir soru da ben sorayım izninizle. Faizsiz bankacılıkta kullanılan usuller ve sukuk düzenlemesi sizce helal midir haram mıdır?

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi