Merkez Bankası Bağımsızlığının Evrimi

Merkez Bankası Başkanının görevden alınmasıyla yeniden gündeme gelen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bağımsızlığı meselesi iyiden iyiye dallanıp budaklandı ve özünden uzaklaştı. Tartışmalar araç bağımsızlığı, amaç bağımsızlığı ikileminde tıkandı. Oysa Merkez Bankasının bağımsızlığı meselesi özünde kâğıt para basımı konusunda siyasal iktidardan bağımsız olmasıdır.

Merkez bankası bağımsızlığı ilk kez David Ricardo’nun 1824’de para arzını sağlayacak olan merkez bankasının harcama yapan hükûmetten farklı bir kurum olması gerektiğini ifade etmesiyle gündeme gelmiştir.

İşin özü budur. Madeni paranın yerini almaya başlayan kâğıt para, parasal genişleme işini iyiden iyiye kolaylaştırdı. Ne kâğıdın ne de mürekkebin sınırı vardı. Birkaç liralık masrafla binlerce liralık kâğıt para basılabiliyordu. Bu imkân hükümetlere diledikleri kadar para basma yetkisi veriyordu. Özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında birkaç ülke dışındaki bütün ülkeler kâğıt para basımı karşılığında kasaya altın koyma işini de bırakınca karşılıksız kalan kâğıt paranın çoğaltılmasının önünde engel kalmadı. İşte merkez bankası bağımsızlığı burada devreye girdi. Merkez bankası, hükümetlerin istediği kadar para basmayacak, ekonomik gereklere uygun para basacaktı. Para basma kararı Merkez Bankası’na ait olacak ve ona müdahale edilmeyecekti. Gerçek bağımsızlık buydu, hala da budur.

Merkez bankaları uzun süre bu bağımsızlığı para arzını[i] kontrol için kullandılar. Para arzı üzerine kısıtlar koydular ve enflasyonu yükseltmemek için para arzını genişletmemeye çaba gösterdiler. Ne var ki özellikle sermaye hareketlerinin serbest kalmasından sonra merkez bankasının para arzını denetleme olanağı giderek azaldı. Türkiye’deki tanımıyla en geniş para arzı olan M3 şöyle oluşuyor:

M3 = (Dolanımdaki Banknotlar + Madeni Paralar) – Banka Kasalarındaki Nakit + Vadesiz Mevduat + Vadeli Mevduat + Repo + Para Piyasası Fonları + Bankalarca İhraç Edilen Menkul Kıymetler

Bu para arzı tanımı çerçevesinde merkez bankasının doğrudan denetleyebileceği bölüm M0 ya da en dar anlamda para arzı denilen ‘(Dolanımdaki Banknotlar + Madeni Paralar) – Banka Kasalarındaki Nakit’ kısmıdır. Merkez Bankası dolanıma yeni para sokmayarak (para basmayarak) bu bölümü doğrudan denetleyebilir. Buna karşılık çok daha büyük bir miktarı ifade eden geri kalan kısım üzerindeki denetim etkisi ancak dolaylı yollardan olabilir. Zorunlu karşılıkları artırarak veya azaltarak kredi hacmini denetleyebilir, bankaları fonlamakta kullandığı faizleri yükselterek veya düşürerek mevduat ve kredi hacimlerini etkileyebilir, açık piyasa işlemleri aracılığıyla piyasadaki likiditeyi değiştirerek bu etkileri güçlendirebilir. Bu sayılan etkiler hiçbir zaman M0 üzerindeki dolaysız etkiler kadar güçlü değildir. Merkez Bankası’nın bu sayılan araçlarla bankaların yurtdışından kredi alması ve bunu içeride krediye çevirmesi üzerindeki etkisi daha da zayıftır.   

Öte yandan bankaların banka parası (kaydi para) yaratma yeteneğinin büyüklüğü küçüklüğü de para arzını etkiler.[ii] Merkez bankası, bankaların banka parası yaratma yeteneğini de yine zorunlu karşılık oranları ve faiz oranlarını değiştirerek etkilemeye çalışır. 

20’nci yüzyılın ilk üç çeyreğinde, sermaye hareketleri bu kadar serbest değilken yani para ülkeler arasında bu kadar kolay seyahat etmezken, para arzını bu araçlarla denetlemek nispeten kolaydı. Son 40 yılda bu araçlara ekleme yapmak konusunda en belirgin katkı makro ihtiyati politikalar adı altında geldi.[iii] Ne var ki bu katkı da para arzını denetlemek konusunda fazla etkili olamadı. 21’inci yüzyılda sermaye hareketlerinin giderek küreselleşmesi ve kredi tavanı gibi doğrudan denetimlerin yerini faiz gibi dolaylı denetimlerin alması sonucu merkez bankalarının para arzı üzerindeki denetimi de giderek sınırlı ve maliyetli hale gelmeye başladı. Bu durum dış kaynaklara fazla bağlı olan ve kur etkisini daha fazla hisseden gelişme yolundaki ekonomilerde kur etkisinin enflasyonist baskı yaratmasını önlemek için daha yüksek faiz verilmesine yol açtı. Merkez bankaları para arzı ve dolayısıyla enflasyon üzerinde yitirmeye başladıkları etkiyi yeniden kazanabilmek için farklı yöntemler denemeye yöneldiler. Bu yöntemler içinde en yaygın başvurulanı enflasyon hedeflemesi oldu. Bu yöntemde merkez bankaları bir enflasyon hedefi belirleyip para politikasını o hedefi tutturmak üzere kullanmaya başladılar. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da 2001 krizi sonrasında enflasyon hedeflemesi yöntemini para politikasının temel yöntemi haline getirdi ve uygulamaya yöneldi. 18 yıldır süren bu uygulama üzerinde bir değerlendirme yaptığımızda başarılı sonuçlar alınamadığını görüyoruz. Bu dönem boyunca birkaç yıl dışında enflasyon hedefinden büyük sapmalar ortaya çıktı. Önceki yıllarda başarısızlığın temelinde para politikasının sıkı olmaması etkiliydi, son 2 yıla baktığımızda enflasyon hedeflemesine dayalı para politikasının karşılaştığı başarısızlıkta özellikle iki konunun etkili olduğunu görüyoruz: (1) Para politikası yarı sıkı olarak uygulandı. Faizler yüksek tutulurken zorunlu karşılıklar düşük bırakıldı. Bunda büyümede yaşanan ivme kaybını gidermek amacıyla hükümete destek olma kaygısı etkili oldu. (2) Maliye politikası para politikasını desteklemeye yönelmek yerine gevşek tutularak büyüme desteklemek enflasyonu denetlemeye tercih edildi.   

Amacım büyüme ile enflasyon arasında enflasyonun öncelik alması gerektiğini vurgulamak değil. Eğer büyüme önceliği almışsa o zaman yüzde 5’lik enflasyon hedefinde ısrar etmenin anlamı olmadığını gündeme getirmek istiyorum. Çünkü memur ve işçi ücretlerini baskı altında tutmak üzere Merkez Bankası’na bu tür hükümet kaynaklı bir hedef empoze edilmesi yılsonunda ciddi itibar kaybına yol açıyor.[iv]

29.09.2009 günü, o zaman yazı yazdığım, Radikal Gazetesi’nde Merkez Bankası Bağımsızlığı başlığı altında şunları yazmışım: “Ben bir ülkede Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kanunlara değil üç sorunun yanıtına bakarak anlarım: (1) Merkez Bankası Başkanı hükümetin izlediği maliye politikasını eleştirebiliyor mu? (2) Hükümet Merkez Bankası Başkanı’na saygı gösteriyor mu? (3) Merkez Bankası hükümetin politika metinlerinde uygulayıcı olarak görevlendiriliyor mu? İlk iki sorunun yanıtı evet üçüncününki hayır ise o ülkede Merkez Bankası bağımsız demektir.”



[i] Para arzı, bir ekonomide bir dönemde piyasada bulunan para stokuna verilen addır. M harfiyle gösterilir. Bu kavram emisyon hacminden farklıdır. Çünkü içinde emisyon yani dolanımdaki banknotlar ve madeni paralara ek olarak başka satınalma araçları da vardır. Para arzının çeşitli şekillerde ölçülmesi mümkündür. Bu ölçümler genellikle iki grupta toplanır dar para arzı ve geniş para arzı. Dar para arzı iki şekilde ölçülür: M0 ve M1.
M0, en dar anlamdaki para arzıdır. TCMB tarafından dolanıma çıkarılmış banknotlarla, Darphane tarafından dolanıma çıkarılmış madeni paranın toplamından bankaların kasalarında bulunan nakit paranın düşülmesiyle bulunan toplamı gösterir. Yukarıda emisyonu anlatırken değindiğimiz dolanımdaki paraya eşittir.
M0 = (Dolanımdaki Banknotlar + Madeni Paralar) – Banka kasalarındaki nakit 
2018 Sonu itibarıyla M0 = (137,2 – 13,8) = 123,4 milyar TL
M1, M0’a bankalarda bulunan vadesiz mevduatın da eklenmesiyle ortaya çıkar. 
M1 = M0 + Vadesiz Mevduat
2018 Sonu itibarıyla M1 = 123,4 + 389,1 = 512,5 milyar TL
Geniş para arzı da iki şekilde ölçülür: M2 ve M3.
M2, M1’e vadeli mevduatların eklenmesiyle bulunur.
M2 = M1 + Vadeli mevduat
2018 Sonu itibarıyla M2 = 512,5 + 1.428,1 = 1.940,6 milyar TL
M3, en geniş para arzı olup M2’ye repo ve para piyasası fonları ve bankalarca ihraç edilen menkul kıymetler eklenerek bulunur.
M3 = M2 + Repo + Para Piyasası Fonları + Bankalarca İhraç Edilen Menkul Kıymetler
2018 Sonu itibarıyla M3 = 1.940,6 + 47,7 = 1.988,3 milyar TL

[ii] Bankalar, para arzını asıl olarak kredi açarak etkilerler. Açılan her birim kredi para yaratmaya yol açar. Bunu bir örnekle açıklayalım. Bir kişinin bankaya 100.000 TL mevduat yatırdığını varsayalım. Banka bu yatırılan para karşılığında belirli bir oranı keserek bu miktarı Merkez Bankası’na yatırmakla yükümlüdür. Buna zorunlu karşılık denir. Diyelim ki bu oran yüzde 10 olsun. Bu durumda banka yatırılan 100.000 TL’nin 10.000 TL’sini Merkez Bankası’na zorunlu karşılık olarak yatırmak üzere ayıracaktır. Banka, kalan 90.000 TL’yi yeni kredi olarak kullandırabilir. Diyelim ki 90.000 TL’yi alan kişi bu parayı hemen kullanmayarak bankada 90.000 TL’lik mevduat açmış olsun. Bu durumda banka kendisine yatırılan 90.000 TL’nin yüzde 10’unu zorunlu karşılık olarak ayıracak ve kalan 81.000 TL’yi yeniden kredi olarak kullandırabilecektir. Bu işlem böylece devam eder ve teorik olarak toplam miktar 1.000.000 TL'ye çıkabilir. Buna banka parası ya da kaydi para deniyor.
2018 yıl sonu itibarıyla Merkez Bankası’nın dolaşıma çıkardığı para 132,7 milyar TL’dir. Buna karşılık M3 toplamı 1.988,3 milyar TL’dir. M3 toplamından Merkez Bankası’nın dolaşıma sürdüğü tutarı düşersek (1.988,3 – 137,2 =) 1.851,1 milyar TL bankaların para arzına katkısı olarak karşımıza çıkar. 2018 yılında bankaların topladığı mevduat ve fonların toplam tutarı 2.036 milyar TL, açtıkları kredilerin toplam tutarı 2.395 milyar TL olduğunu dikkate alırsak bankaların para arzına ne kadar büyük bir katkı yaptığını görmüş oluruz.

[iv] Türkiye’de enflasyon hedeflemesinde kullanılan oran Hükümet ve TCMB tarafından birlikte saptanıyor. Kanımca hükümet, memur, işçi ve emekli maaşı zamlarını sınırlı tutabilmek amacıyla düşük bir enflasyon hedefi belirliyor ve bunu Merkez Bankası’nın uygulamasını istiyor. Buna karşılık maliye politikasını büyüme amaçlı gevşeterek bu hedefin tutturulamamasına katkıda bulunuyor.

Yorumlar

  1. Son paragrafta her şey özetlenmiş.

    YanıtlaSil
  2. Hocam merkez bankası başkanı normal şartlarda nasıl belirlenir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genellikle Merkez Bankası Başkanlarının nasıl atanacağı kurumun yasasında belirlenir. ve orada yazılı koşulları taşıyan kişiler arasından atanabilir.

      Sil
  3. Tatil yaramış üstad..
    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. Para arzını teknoloji devlerinin dijital para olarak yapmaya hazırlandığı, fiyatı sadece yerli üreticilerin kontrol etmediği, iş gücünün bulunduğu ülkede yaşamaya devam ederek gelirini yabancı ülkelerden dövizle elde edbildiği bir dönemde Merkez Bankalarının idari yapısının ve görevlerinin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Merkez Bankalarının bağımsızlığının da sorgulanması gerekir. Sorumluluk siyasette ise tek karar vericinin Merkez Bankası olması doğru mu? Merkez Bankası Başkanları gerçekten başarısız olduğunda istifa dışında bir mekanızma olmayacak mı? Bunların da tartışılması gerekir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası karar verici değil yanlış anlaşılma olmasın. MB fiyat istikrarını sağlamakla görevli. Bu görev MB'ye yasayla verilmiş durumda. Eğer hükümet bu görevi yapmasını değil de kendi dediklerini yapmasını istiyorsa o zaman yasayı değiştirir ve sonuçlarına da katlanır. MB'yi bağımsız gösterip de işine karışınca hem hükümet hem de MB ve dolayısıyla ekonomi itibar kaybediyor.

      Sil
    2. Baska bi yazinizda enflasyon hedeflemesinin en uygun politika oldugunu ileri suruyordunuz. Simdi ise ise yaramadigini, dogru mu anladim?

      Sil
    3. Doğru anlamışsınız. Enflasyon hedeflemesi para politikası aşısından en uygun politikadır. Ama bunun tek bir şartı vardır: Merkez Bankasının bağımsızlığı. Merkez Bankası hedefi ve kullanılacak politika aracını bağımsızca belirlemelidir. Eğer bizdeki gibi başkasının belirlediği bir hedefe yine başkasının karışarak yön verdiği bir faiz politikasıyla ulaşmaya çalışırsa o zaman enflasyon hedeflemesi politikası hiçbir işe yaramaz.

      Sil
  5. Hocam dunyada gelismekte olup da merkez bankasi baskaninin bagimsiz oldugu ulke var midir? Varsa bagimsizliga bagli basarilarini turkiye ile goreceli bize kisaca anlatabilir misiniz.?

    Sizi dinlerken dersi anlamayan ogre ci olmak bile guzel.
    Tesekkur ederiz. Dersimize devam edicez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sebastian Lavezzola'nın bu konudaki çalışmasına göre 50 dolayında gelişme yolundaki ülkede MB'nin yasal bağımsızlığı söz konusu. Ne yazık ki elde Türkiye ile durumu karşılaştırabilecek veriler yok.

      Sil
  6. ''Eğer büyüme önceliği almışsa o zaman yüzde 5’lik faiz oranında ısrar etmenin anlamı olmadığını gündeme getirmek istiyorum.'' Hocam bu cümlede yüzde 5'lik enflasyon olması gerekmez mi? Saygılar Hocam

    YanıtlaSil
  7. Hocam eğer bankaya 100.000 TL yatırılırsa zorunlu karşılığın %10 olduğu durumda yaratılan para 1.000.000 olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
    2. Benim anladığım kadarıyla toplam para 1.000.000 olur. Yaratılan para 900.000 olacaktır.

      Sil
  8. Hocam Merkez bankası "bağımsızlığı"Marksist söylemde sermaye sınıfı lehine işleyen bir durumdur iddiasına ne dersiniz.Esenkalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marksist söylemde sosyalist sistem dışındaki her yapıda her durum ve her kurum sermaye sınıfı lehine işlediği için bu söylem de kendi içinde turalı olur.

      Sil
    2. Marksizmde bu bir iddia değil aslında net bir söylemdir.Fakat o söylemde dahi hükümetten ayrı olarak Merkez Bankası Bağımsızlığından söz etmek mümkündür. :)

      Sil
  9. Hocam günaydın;
    Merkez Bankasının "Bağımsızlığı"Marksist literatürde Sermaye lehine yapılan bir düzenleme olarak değerlendirilir.Bu konuda ne dersiniz...Esen kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer merkez bankası bağımsızlığı enflasyonun düşmesini sağlayacaksa bu gelişme sermaye lehine olduğu kadar hatta ondan daha çok sabit ücretle geçinen emekçilerin lehine olmaz mı?

      Sil
  10. HOCAM ÖZÜR DİLEYEREK SÖYLÜYORUM : DOLAŞIMDAKİ PARALAR'IN 2018 VERİLERİN BİRİNDE 137.2 SON PARAGRAFTA 132.7 OLARAK GİRİLMİŞ YANILIYOR YADA HESAPTA YANLIŞLIK YAPMIŞ OLABİLİRİM. HEM KONUYA HAKİM OLMAK HEMDE 2018 VERİLERİNİ ÖĞRENMEK ADINA BAKINDIM BANA BU KISIM BİRAZ TERS GELDİ. İYİ ÇALIŞMALAR KOLAY GELSİN.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hesabınız doğru ben alttakini yanlış yazmışım. Doğrusu 137,2 olacak, düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
  11. Sayın hocam; MB başkanı khk ile görevinden alındı (kibarca), şimdik MB nın naaıl politika izleyeceğini faizleri ne yapacağını vb. gibi MB a ait işleri sn. Cumhutbaşkanı bir bir açıklıyor/söylüyor... Bunun yanısıraönceki MB başkanından ötürü ise; dedipimizi yapmadı (faizi düşürmedi) bizde işine son verdik vb. benzeri açıklamarı olmakta...
    Hocam; Bütün bunlardan sonra artık bizim MB.nin bağımsızlığı artık tamamen (zaten öncesindede baskı, emir ve talimatla gitmekteydi işler, ama göstermelikte olsa bagımsız vs denilmekteydi) sonlanmıştır, bu sayfa kapanmıştır diyebilirmiyiz (en azından bu hükümet dönemi için). Fikriniz nedir..? Selamlar...

    YanıtlaSil
  12. Hocam 10 gündür sayfanızı yenileyip duruyorum nerede kaldınız :)
    Yeni şeyler öğrendiğim faydalı bir yazı olmuş;
    -Merkez Bankası bağımsızlığı özellikle para basma konusunda olmalıdır
    -Enflasyon ve büyüme arasında gidip gelen,ne şiş yansın ne kebap anlayışıyla para ve maliye politikalarını tutarsız kullanan bir merkez bankası ve hükumetimiz var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız bu yaklaşımla tutarlı bir para politikası götürülemez.

      Sil
  13. Hocam, peki fiyat istikrarını kim sağlayacak şimdi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baz etkisiyle enflasyon düşeceği için bir süre insanlar "bak faiz indi enflasyon düştü" diyecekler sonra gerçekler ortaya çıkacak.

      Sil
  14. Hocam Para Politikası Dersi tarzında çok güzel bir yazı olmuş.Elinize Sağlık.Yalnız işin normları haricinde TCMB Kanunu'ndaki işleyişte söylediğiniz normlara ters KHK'lar bulunmuyor mu acaba.(Özellikle 2.07.2018 tarihli KHK'larla Cumhurbaşkanlığı'na dahil edilen birçok yetki.).Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Terslik daha çok uygulamada. Kurumsal olarak başarısız olan bir Merkez Bankası Başkanı görevden alındığında onun yerine onunla birlikte aynı uygulama ve kararlarda imzası olan Başkan Yardımcısı atanırsa gerekçe inandırıcı olmaz.

      Sil
  15. Hocam, teşekkür ederiz.
    Merkez Bankası bağımsızlığı ile ilgili sizin sorduğunuz sorular kritik, açıklayıcı ve belirleyici. Bence Ekonominin temelleri kitapları için bir bölüm gibi.

    Biz son 30 yıldır hep büyümeyi önceliklendirdik, sonrasında kriz yaşayıp küçüldük. Ortalama büyüme de değişmedi.

    30 yıldır aynı şeyleri konuşuyor olmak ne acı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben 45 yıldır aynı şeyleri konuşuyorum ve giderek daha da bozuluyor.

      Sil
  16. Biz maalesef gelişmekte olan bir ülke değiliz. Kendimizi kandırmayalım. Gelişmemekte ısrar eden bir üçüncü dünya ülkesiyiz.Son 30-40 yıl da bunun somut kanıtıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. Yapmayin ya ne gerek var ya kirmayin bu milletin umutlarini hayallerini herkesle kucaklasacagiz hic ayrim gayrim yapmadan birlik olup iri ve diri olacagiz. Bak Noname ben sana bir sey soyliyeyim mi #herseycokguzelolacak

      Sil
  17. Hocam size göre likidite yönetimi ve kur stratejisinde değişik ihtiyacı var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence hükümet sisteminde değişikliğe ihtiyaç var.

      Sil
    2. Yukarida 40 yildir ayni seyleri konusuyoruz, daha da kotuye gitti diyorsunuz. Simdi de degistirilen bir seye 'istemezuk' diyorsunuz. 40 yildir neden ayni seyleri konustugunuz hakkinda bu size bir fikir veriyor mu?

      Sil
    3. Çünkü değiştirilince çok daha kötüye gitti de ondan.

      Sil
  18. Hocam, 5.58 den dolardayim. S 400 kriziyle 10 TL olacak diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum bilmiyorum. Yüklü miktarda girdik gerisi bahtimiza. Pentagonun 2 açıklamasına bakar.

    YanıtlaSil
  19. Hocam selam, hosgeldiniz:) acaba ekonomi ve para politikalari tumuyle degistirilip mesela dolarin ulke sinirlari icinde tedavulden kaldirilmasi, ticari neden gosterilmeyen dolar alim/satimini yasaklanmasi, brut rezervlerin devlet kontrolune girmesi, sahsi banka hesap hareketlerine limit getirilmesi, ya da kamulastirma gibi cesitli duzeylerde kontrol ve mudahale olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoh artık kardeşi, ülkeyi kilitleyip gidelim, daha neler.

      Savaş görmüş Irak ve Suriye de bile bunlar olmadı. Irak savaşında, Bağdat kuşatılırken bile yabancı firma çalışanları, döviz cinsinden maaşlarını bankalardan çekebildiler.

      Hocam bunlar hep bir takım ekonomist geçinen zevatın millete gaz basmasıyla oluyor.
      Her gün 6-7 twit atıyorlar, ortalığı böyle kardeşler kaplıyor.

      Sil
  20. Hocam bir iktisat öğrencisi her yazınızı takip etmeli. Konuyla ilgili terimleri dipnot olarak açıklamanız çok hoşuma gitti. Soru: 11. Kalkınma Planı'nda (ciddi ciddi) enflasyonun faizleri indirerek düşürüleceği belirtilmiş. Partili Cumhurbaşkanı da aynı şeyi sürekli niteliyor. Bu politika gerçekten enflasyon düşüşüyle sonuçlanırsa ekenomi kitaplarımızı çöpe mi atalım yoksa yakalım mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bazıları bu dipnotlu açıklamaları ağır buluyor. Ama ben gazete yazarı olmadığım için bunu zaman zaman yapıyorum.
      Önümüzdeki günlerde belli ki MB faiz indirimi yapacak. Enflasyon da baz etkisiyle (geçen yılın ikinci yarısında çok yüksek enflasyon artışları var onlar devreden çıkacak) enflasyon hızla düşecek ve maalesef insanlar faiz düşünce enflasyon düştü sanacaklar.
      Bu tür politik yaklaşımların ülkeye yararı yok. Kitaplarınızı atmayın. Çok yakında onlara tekrar dönmek zorunda kalacağız.

      Sil
    2. hocam Sokrates boşuna dememiş: dünyada tek aydınlık bilgidir; tek karanlık ise sonsuz cehalettir. bu ekonomide de fazlasıyla geçerlidir. dediğiniz gibi geçen yılın baz etkisiyle enflasyon sert şekilde düşmüş gibi görünecek bakın faizler düşürülünce enflasyon düştü haklı çıktık denilecek. işte toplumsal cehalettir bunu yapma yapabilme cesaretini siyasal iradeye veren!. ama biz en azından ekonomi konusunda cehalete sürüklenmediğimiz için bu manipülasyonları yemiyoruz elbette!. bunun yakında kur şoklarına neden olabileceğini ve yapay biçimde düşürülen enflasyon-faiz ikilisinin nasıl sert şekilde tekrar yükseleceğini ve ekonomide ciddi tahribat yaratacağını biliyoruz.

      Sil
  21. Ekonomi kitapları niye çöpe gitsin?

    Tek paralı ekonomilerde Faiz artarsa enflasyon düşer.

    Kapalı ekonomilerde faiz artarsa enflasyon düşer..


    Çift paralı (Tl -dolar) ülkelerde faiz artarsa cari açık artar sonra kur artar sonra enflasyon artar.

    Aynı şekilde para basma gibi suni etkilerle enflasyon artarsa da faizler artar. Çünkü tasarruf sahipleri parasını enflasyondan düşük oranla faize yatırmaz ...

    Enflasyonun faizi arttırdığını kabul ediyorsun ama faizin enflasyonu arttırdığını kabul etmiyorsun. Gerçekten bir tuhafsın...

    Faiz artışı ne zaman enflasyonu arttırmaz? Yüksek faiz ve yüksek Cari açık verdiğin dönemlerde, enflasyon geçici olarak kur baskısıyla düşük kalır ama cari açık bir noktadan sonra sürdürülemeyeceği için kur, baskıyı kırıp yukarı fırlar ve enflasyonu da yukarı çeker.

    Yani faizin enflasyonu baskılaması, orta ve uzun vadede mümkün değildir. Kısa vadede mümkündür.Kur mutlaka bu oyunu bozar ve düzeltmeyi yapar...

    Özgür düşünce, bildiklerinize emin olduğunuzda bile bildiklerinizin aksine düşünebilmektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yüksek enflasyonu ve bunun sonucu olan yüksek faizi ancak üretimi artırarak arz açığını ithalattan çok içeride üreterek kapatırsan düşürebiliriz. aksi halde sık sık kırk satır mı kırk katır mı ?. sorusunu cevaplamak zorunda kalmaya devam ederiz.

      Sil
  22. Hocam işin özünde iktidara çok yakın atanmış birinin merkezi karsiliksiz para basmaya görturebilir mi ? Demek oluyor bu . Yok sa yanlismi anlamışım yani bu yol acildimi teşekkür ler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para basmaktan ziyade faizi düşürme yoluna gidecek.

      Sil
    2. Yedek akçenin kullanıma sokulması ile para basılması arasında fark var mı?

      Sil
  23. Hoş geldiniz hocam, ellerinize sağlık, özledik sizi 🙂

    YanıtlaSil
  24. Hocam Merhaba, oncelikle aydinlatici yazilariniz icin tesemkurler, emeginize saglik.

    Konu ile direkt baglantisi yok ancak sorym su sekulde: 2018 sonu/2019 basinda bir cok ekonomi/finans uzmani/profesyonelinin ortak gorusu Turkiye’nin IMF’den baska bir cikar yolunun olmadigi yonunde idi. Sizin bu gorus ile ilgili olarak su andaki dusunceniz nedir? Yaptirimlarin, savaslarin (ekonomik) oldugu bir ortam da alinan onlemlerin su anki durumdan cikis icin IMF’siz bir cikis icin yeterli oldugunu dusunuyor musunuz? Sevgiyle kalin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Giderek başka çıkışın kalmadığı bir kapıya doğru ilerliyoruz.

      Sil
    2. Böyle devam ederlerse bizi IMF bile kurtaramaz. IMF vereceği para bize devede kulak kalır. Ekonomi üzerinde kendi teorilerini deniyorlar.

      Şuan için IMF imkansız zaten ABD onayı olmadan IMF para veremez çünkü 17 puan gibi yüksek bir yüzdesi var.

      ABD ile aramız kötüleştikçe de ABD dışı yada IMF dışı formüller bulmalıyız kendi iç kaynaklarımızı tasarruflarımızı artırmalıyız buna da kaynak yetmiyor çünkü nüfus hızla artıyor üretim hızla azalıyor. Suriyeli ve kaçak göçmen sayısında patlama yaşıyoruz.

      Eylül 2019 da ekran görüntüsü netleşmeye başlar göreceğiz ozama. IMF olmadan olursa çok acılı olur hemde çok sancılı.

      Sil
    3. Cin bize para verir

      Sil
    4. Kimsenin para vermesine gerek yok,
      Faizlerin inmesi ile dolar artar,
      cari açık sorunumuz tamamen biter,
      kendi paramız ile finanse ederiz.

      Sil
    5. adsız 20:45, cari açık sorunu bitmiş olması geçmiş 16 yılın 572 milyar dolarlık birikimli cari açığın neden olduğu 470 milyar dolarlık dış borç sorununu bitirmiyor maalesef. o açık asla bu kadar artırılmamalıydı. kimsenin para vermesine gerek yokmuş hadi ya!. 470 milyar doları herhalde bizim merkez bankası basacak da dış borç ödemelerini yapacağız o zaman öyle mi!. hala mahfi hocamızdan ekonomi adına ya da finansal iktisat adına hiçbir bilgiyi öğrenememişsiniz maalesef!. dolar yükselir kur riski taşıyan ekonominin büyük kısmı çöker ne üretim kalır ne de tüketim. topyekün ekonomi küresel sermayeye verilmiş olur. ne de olsa küreselleşmeciliği temel politika yapmış bir siyasal anlayış var karşımızda!. türkiye a.ş. yönetim kurulu şirketi blok halde satacak galiba ne dersiniz?.

      Sil
  25. Halk bir seçim yapıyor bir lider seçiliyor ve sevsekte sevmesekte bizi o parti lider 5 yıl yönetiyor hayatımıza yön veriyor biz buna saygı duyuyoruz ve istediğimiz zaman KHK ile görevden de alamıyoruz çok büyük yanlışlar yaptığı halde sesimizi çıkaramıyorum.

    Fakat bağımsız seçilmiş kanunlara tabi denetlenen bir mb başkanı bir liderin KHK ile görevinden alınıyor. Şimdi burada mb yanlışını cezasını o lider çekiyor denilemez halk olarak liderin yaptığı yanlışın cezasını biz çekiyoruz. Sonrada adına demokrasi dediğimiz lidere saygı duyacaksın beğenmesende deniliyor. Ama aynı lider yeri gelince anayasa mahkemesi kararında saygı duymuyorum diyor bu benim düşüncem diyor.

    Erk ler arası yani güçler ayrılığı mekanzması yoksa bir yerde işte orda bağımsızlıktan bahsedilemez. Arkadaş khk ile görevden alındın olur.

    Çocuğuna isim koymak için hocasına danışan insanların verdiği oy ile bende yönetilmek istemiyorum dersem ozaman başkasıda benim düşünceme saygı duyacak. İsim koymayı bilmeyen halka gidip ülke yönetecek kişileri belirle denilmez. Japonya gibi seçmen kriteri olmalı seçecek adamda ne seçeceğiniz bilecek kriter olmalı. Japonyada lise mezunu olmayan oy kullanma hakkı yok. Bizde kulaktan dolma bilgilerle ülke yönetiminde olan yöneticiler var. Şimdi bağımsız değiliz bilakis bizler cahillerin yani bilgisizlerin seçimine bağlı kişileriz.

    Ayeti kerime hiç bilenle bilmeyen bir olur mu.

    YanıtlaSil
  26. Ekonomi acemisi olarak anlamadığım bir nokta var; bankalar mevduatları bu şekilde tekrar tekrar kredi olarak kulkandırabilirken, bu mevduatların beklenenden daha hızlı ve fazla çekilmesi riskini nasıl yönetiyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu durumlarda bankalar faizi yükselterek mevduatı tutmaya çalışırlar eğer o da yetmezse MB'deki zorunlu karşılıklar devreye giriyor.

      Sil
  27. Bankaların para arzı para başkadır diyebilirmiyiz?
    Buna rağmen karları düşüktür neden?
    Bu para arz dövize gitmismidir?

    YanıtlaSil
  28. Fatih Kömürcüoğlu17 Temmuz 2019 14:22

    AMAÇ VE ARAÇ ARASINDAKİ BAĞ KOPTUĞUNDA

    Toplum ve devlet olarak çoğu zaman amaç ve araç bütünlüğünü sağlayamıyoruz. Bir arkadaşım gömlek cebinde misvakla dolaşırdı. Dişlerini temizlediği için kötü bir görüntüsü vardı. Neden böyle yapıyorsun dediğimde misvak kullanmak sünnet cevabını verdi. Ona misvak kullanmanın sünnet olmadığını dişleri temiz tutmanın sünnet olduğunu söyledim. Arkadaşım amaç ile araç bütünlüğünü bozmuştu.

    Amaç olarak belirlediğimiz sağlıklı finans piyasasının aracı olan Merkez Bankası bağımsızlığını da amacın önüne geçirmemek gerektiğini düşünüyorum. Belirlenen hedefleri tutturamayan Merkez Bankası idarecilerini bağımsızlık uğruna görevde tutmanın bir alemi yok. Ancak Hocama da katılmamak mümkün değil eğer hukuk devleti isek kanunun vazettiği şartlara uymak zorundayız. Hülasa; sadece para politikası ile Merkez Bankasına enflasyon hedeflemesi yap demek yanlış, siyasal iktidara bana kanunen verdiğiniz enflasyon hedeflemesi görevimi elimdeki araçlarla ulaşmam imkansız diyemeyen, kağıt üzerinde faizi düşük tutmak için Geç Likidite Penceresini piyasayı havalandırmak için açan pısırık MB yöneticilerine katlanmak zorunda olmak yanlış, piyasalar ne der deyip kanunu değiştirmeden Merkez Bankasına baskı yapmak yanlış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merkez bankası ekonominin kötü olmasında suçlanabilecek en son kurumdur belki de!. neden mi?. siz önce uyguladığınız iktisat-maliye politikalarına bir bakacaksınız. hem faizler düşsün diyeceksiniz hem de genişleyici maliye politikaları izleyeceksiniz yetmedi içeride üretimi sürekli baltalayacaksınız ithalatı teşvik edeceksiniz sonra da çıkıp merkez bankasını suçlayacaksınız. siz 663 milyar dolarlık devasa sermayeyi üretime tarıma hayvancılığa know-how a ar-ge ye değil betona ranta gömeceksiniz , orta tabakayı ortadan kaldıracaksınız sonra da utanmadan para politikaları yanlış suçlu günah keçisi merkez bankası başkanı diyeceksiniz. hadi oradan sizde. bu hükümet eyyamcılığını bırakınız artık. bari bu saygın blogda bu arsızlığı yapmayınız. suçlu reisinizdir. suçlu bddk dır. suçlu maliyedir.bunu siz de iyi biliyorsunuz.biliyorsunuz.

      Sil
  29. Hocam 10-20-30 yıl süren ev alma sistemine ne dersiniz.tavsiyeniz olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dönemde oturacağınız ev dışında yatırım amaçlı konut almayın derim.

      Sil
    2. Gayrimenkul yatırımını önermiyorsanız, faiz dışında yatırım öneriniz ne olurdu?

      Sil
  30. Gece 2 saat baş agrısından uyuyamadım. Fizyolojik olmasının ihtimali duşük. Sanırım merkez bankasının bağımsızlığı meselesi konuşuldu.

    YanıtlaSil
  31. Issizlik dusuyor, dolar gidiyo, yaptirimlar bi ise yaramio, turkiye gucleniyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsizlik düşüyor dediğiniz oran benzer ülkelerin 2 - 3 katı, dolar düşüyor dediğiniz USD/TL kuru 2018 başına göre yüzde 30 TL aleyhinde.

      Sil
  32. Dolar , an itibariyle 5,70 desteğini de kırdı ve 5,68 'e geldi. Sert faiz artışı beklentisiyle yabancılar ne yapacağını şaşırdılar ve köşeye sıkıştılar.

    Eğer doların yükselmesine izin verirlerse, o zaman Türkiye'nin cari açığı önce cari dengeye sonra da cari fazlaya geçecek. Türkiye'de işsizlik düşecek yurt dışında işsizlik artacak.

    Bu şekilde Türkiye içinde faiz için dolaşan döviz dışarı çıkacak, yerine reel sektörün cari fazla vermesiyle faizsiz para girecek ve sömürü bitecek. Ülkemizin reel faizle sömürülmesi süreci son bulacak..

    Eğer faiz indirimine rağmen yabancılar doları arttırmazlarsa, o zaman da faiz indirim süreci hızla devam edecek ve Türkiye ciddi bir toparlanma sürecine girecek.

    Yabancılar her yönden köşeye sıkıştı. Trump'ın Türkiye'ye 100 den fazla f35 satmayacağız yani 100 tane satacağız şeklindeki olumlu demeci de faiz indirimi konusunda iktidarın elini güçlendirdi...

    Faiz indirim süreci ,her türlü itiraza rağmen hızla ilerliyor.

    Faiz indirimiyle doların yükselişi nereye kadar gider?

    Burada bardak taşma teorisi geçerlidir.

    Bardağa suyu bir yere kadar doldurabilirsiniz, bir yerden sonra bardaktaki suyun seviyesi artmaz çünkü bardak taşar. İşte Doların artışı bardağın dolması gibidir. Dolar arttıkça, cari fazla artacak ve bir yerden sonra cari fazlayla dolar girişi sebebiyle doların yükselişi duracaktır.

    Bu sebeple faiz indiriminde korkmaya gerek yoktur. Yabancılar, kendi paralarının değerlenmesine izin vermemek için, TLnin aşırı devalüasyonuna izin vermeyecektir merak etmeyin Sizi sevdikleri için değil. Kendi ekonomilerini düşündükleri için...

    Çünkü dünyada ciddi bir resesyon korkusu vardır Türkiye bu korkudan cesaret alarak en az 600 baz puan faiz indirimi yapmalıdır. Eğer dolar 7.00 üstüne çıkarsa da ara toplantıyla faizi 7.00 ye çekecek faiz artışını yapmalıdır...

    Zaten Cari açığı son derece düşmüş bir ülkede kur şoku riski de çok azdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada Türkiye ekonomisinin küçüldüğünden, enflasyonda ve işsizlikte rekorlar kırdığından haberiniz yok sanırım.

      Sil
    2. Hocam bardağın dolu tarafı yok mu?

      Sil
    3. Her zaman bardağın bir boş bir de dolu tarafı vardır.
      Buradaki asıl mesele;kimin,hangi tarafını görüp yorumladığı değildir.
      Aslı mesele,resmin tümünü görüp görmeme meselesidir.
      Çünkü resmin tümüne görmeden yapacağınız tespitler gerçek olamazlar.
      Sadece gerçeğin bir parçası olurlar.

      Sil
  33. Hocam sizce yazılarınızı her şeyden sorumlu olduğunu sanan malum kişi okuyor mudur? Başka bir soru daha sorayım: sizce o malum kişinin Kavgam adlı kitaptan başka okuduğu kitap var mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanıtını bilmediğim, bilemeyeceğim ve çok da merak etmediğim bir soru bu.

      Sil
  34. Hocam inşaat maliyetleri cok arttı. Yeni evler ates pahası. Bir iki sene önce yapılmış konularla arada 75 bin TL fark var. Bu durumda faize para yatırmayan ben ev almalı mıyım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz dusecek dusecegi icin Dovizde yukselecek!(kulislerde konusulan 400bp faiz indirimiymis)
      Bu durum su etmelere yol acacak
      1)Faizlerin dusmesinden kaynakli doviz yukselecegi icin TLnin degeri ucuzlayacak ve Yabanci yatirimcilar ev al vatandaslik kap diyenler TRde ev talebinde bulunacak konuta dis kaynakli talep artacak
      2)Faiz dusecegi icin kredi imkanina sahip olanlar ev talebinde bulunacak ayrica mevduatta faizde parasi olanlar parasini cekip ya ev ve ya doviz talebinde bulunacak
      3)TRde enflasyon mumkunu yok dusmeyecek bu nedenle evlerin fiyatlari reel olmasa da TL bazinda nominal olarak hep artacak. Yani enflasyon ne ise evin fiyati da o oranda artacak %20se enflasyon ev fiyatlari da %18 kah %21 artar.
      4)Ev fiyatlari suana kadar zaten dusecegi kadar dustu bundan sonra cok fazla dusmez cunku arz yonunde yapim maliyeti cok artti kimse yeni ev artik yapmiyor var olanla yetiniyor pazarlamaya cabaliyor iskontodan var olanlar da faiz inisi ve doviz yukselisi ile talep gorecek kisaca onumuzdeki yillarda ev arzi daralacak

      Sil
    2. Hah işte aynı durum bende de var. Evimi satlik ettim. 30 Bi fiyat düştüm bir tane arayan yok iyi mi? Bir firma en son bir yıl önce ev sattım. Daha inşaat yapmayacam dedi. Bir tanesi takas usulüne döndük. Elimde 18 tane araba oldu dedi. Yeni maliyetler çok yüksek. Eskiler ellerinde iş çok sıkıntı yâni. Hepsini ngozu faizlerde. Inse de elimizdekini satsak sonra olursa olsun.

      Sil
    3. adsız 20:28 faizler indirilince millet ev almayacak herkes borçlarını kapatmaya çalışacak. faiz düşüşü ekonomide istenilen ölçüde büyüme yaratmayacak. çünkü asla tüketime dönüşmeyecek. siz hala 10 yıl öncesinde yaşıyorsunuz galiba. artık ülkede herkes borçlu kurumlar borçlu devlet borçlu!. dolayısıyla faiz indirimleri ancak ekonomideki aktörlerin borç pozisyonları zayıfsa etkili olur ve tüketim artar üretimi de artmaya zorlar. ama gerçekler çok farklı. faizler indirilse bile daha fazla tüketime ve borçlanmaya yer kalmadı. artık ülke olarak net borçlanan değil net borç ödeyicisi olmak zorundayız. borçlan-tüket ve büyüt dönemi kapanmıştır. bir dönemin sonu ağustos 2018 itibariyle gelmiştir.

      Sil
    4. 16.23
      Hayir bugunde guncelde yasiyorum.
      Benim yazdiklarimi tam okumamissiniz.
      Ben madde-2de yani "2)Faiz dusecegi icin kredi imkanina sahip olanlar ev talebinde bulunacak ayrica mevduatta faizde parasi olanlar parasini cekip ya ev ve ya doviz talebinde bulunacak"

      Kredi ve finans imkanlarina kredibilitesine gucune kudretine sahip olanlarin boyle bir talepte bulunacagini evler ucuz iken alma davranisina bulunacagini dusundugumu beyan etmisim.
      Yoksa,
      Faizler dustu hadi kredi cekelim ev alalim faizler dustu millet ev bark konut yatirim yapacak demiyorum. Milletin durumu ortada zaten siz yazmissiniz. Benim bir daha yazmama gerek yok.
      Sadece krediye erisebilme kredi alabilme bu kaynaklardan istifade edebilecek kesim yani; "Faiz dusecegi icin kredi imkanina sahip olanlar ev talebinde bulunacak" diyorum.
      Bir de Bankada surda burda mevduatta parasi olan pulu olan dusen faizlerden oturu mevduattaki parasini cekip Ev ve/veya dovize yonelebilir. Cunku bu Turkiye ekonomisi tarihinde bilinen bir gecrek olgu. Dahasi Bilenler bilir Turkiyede mevduatlarin cogu kisa vadelidir 2-6 ay kadardir uzun vadeli mevduat tasarruf yoktur. Adam ne yapacak faizler inince mevduat faizi de inecek otomatikmen eee Enflasyonun durumu ortada parasinin erimemesi icin kalici olmasi icin ya dovize yonelecek ya da ucuz yollu fiyati reel olarak dusmus eve yonelecek belki her ikisi de. Doviz alacak bekleyecek ucuz yollu ev alip piysalar duzelince rant sahibi olacak.. Bu turden krizlerde her zaman ama her zaman rant ve sermaye devsirmesi olur

      Dahasi faizler dusunce dovizde yukselme egilimi gosterebilir hatta bence yukselir eee boyle olunca da Y.disi Kaynakli Ev Al-Vatatndaslik Kap diyen insanlar ozellikle ortadogudan gelmesi muhtemeldir boyle bir talep vardir canlidir doviz yukselirse Doviz bazinda TLdeki evler ucuz olacagi icin ev almaya niyetli yabancilar gelmesi olasidir.

      Benim bahsettigim baska ben parasi olan ve kredi imkanina sahip olanlardan kimse bu kesimler onlardan bahsediyorum dahasi yabancilardan ortadogululardan... Siradan vatandasin durumu ortada siradan vatandas bahsettiginiz gibi Agustos 2018 itibariyle bitmistir tukenmistir.

      Sil
  35. Usd/tl de ayi piyasasi tuzaginin sonlanmak uzere oldugunu 24/6/**19 da yazmissamda,bu piyasanin bu denli guclu olabilecegini ongorememisim.Teknik olarak hala ayi piyasasi tuzaginin etkisi devam ediyor.200 gunluk HO nun altina sarkmadigi surece bir trend degisikliginden sozedilemez.Ancak gap li acilis ve kapanislar bana brexit oylamasi oncesi GBP/Usd grafigindeki gorunumleri hatirlatiyor.Not derecelendirme kuruluslarinin degerlendirmelerini ve vurgulamalarini dikkate almakta yarar var.Maliyetli Usd pozisyonu tasiyanlar sabirli olurlarsa ve pozisyonlarida guvence altinda ise neticede uygun satis fiati onlerine gelecektir.Piyasa olumsuz bir durumda aniden boga piyasasi tuzagina donusebilir.Y.T.D.

    YanıtlaSil
  36. Hocam ilk başlarda baz etkisi ile enflasyon düşecek. Merkez bankası yedek akçesinin piyasaya girmesi ile daha sonra enflasyon kaç seviyelerinde olur. Bir tahminde bulunabilirmisiniz. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  37. Bir zamanlar serbest piyasa vardı, fiyatlamayı kendisi yapardı. Talimatlı zorla güzellik gelene kadar patron oydu. Sahiden şimdi nerede o yahu?

    YanıtlaSil
  38. Faiz indirimi beklentisiyle 2 yıllık tahvil faizleri 17,76 ya indi.

    Hükümet sıfır reel faiz politikası uygularsa Merkez bankası gösterge faizi %15'e bile indirilebilir.

    Bu noktadan sonra faizden çıkacak para borsa ve dolara yönelir. Dolardaki artış bir süre devam eder, borsadaki artışın ucu açık..1-2 yıl içinde 200.000 ler bile sürpriz değil.

    Hastanın kalbi durdu, tek seçenek elektro şokla hastanın kalbini tekrar çalıştırmak. Dikkat voltajı çok yüksek verirseniz, hasta elektrik çarpmasından gidebilir.. Uygun voltaj, 2 yıllık gösterge faizleridir. Aşağısında hasta yüksek voltajdan gider...

    YanıtlaSil
  39. En basit yoldan anlattığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  40. 29.09.2009 günü, o zaman yazı yazdığınız, Radikal Gazetesi’nde Merkez Bankası Bağımsızlığı başlığı altında şunları yazmıştınız: “Ben bir ülkede Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kanunlara değil üç sorunun yanıtına bakarak anlarım: (1) Merkez Bankası Başkanı hükümetin izlediği maliye politikasını eleştirebiliyor mu? (2) Hükümet Merkez Bankası Başkanı’na saygı gösteriyor mu? (3) Merkez Bankası hükümetin politika metinlerinde uygulayıcı olarak görevlendiriliyor mu? bu 3 sorunun cevabı da evet ise o zaman Merkez Bankası yeteri kadar siyasal iktidardan bağımsız mıdır??

    YanıtlaSil
  41. Hocam merhaba,Merkez bankasının $ mudilerinin parası ile dolara müdahale ettiği yorumları var.Bu konuda sizin düşünceniz nedir.Böyle bir şey var ise bu ne zamana kadar devam eder.Cevap verebilirseniz çok sevinirim.Saygılarımla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi