Dünya Bankası Gözlüğüyle Türkiye 2012

Son olarak Dünya Bankası da 2012 tahminlerini açıkladı (Global Economic Prospects raporu.) Dünya Bankası, küresel sistemin yalnızca makro düzeyde değil mikro düzeyde de nabzını en iyi tutan kuruluşlardan birisi. O nedenle tahminleri önem taşıyor.

Dünya Bankası’na göre 2012’de küresel ticaretin hacmi 2011 yılına göre yüzde 4,7 oranında artış gösterecek. İlk bakışta ticaret hacminde iyi sayılabilecek bir artış olacakmış izlenimini verse de aslında bu oran ticaret hacminin zayıf bir görünüm içinde olacağını söylüyor. 2009’da yüzde 10,6 gerilemiş olan ticaret hacmi, 2010’da yüzde 12,4, 2011’de ise yüzde 6,6 artmıştı.

Küresel büyümenin yüzde 2,5, gelişmiş ülkeler büyümesinin yüzde 1,4 oranında kalacağının tahmin edildiği bir yıl için yüzde 4,7’lik ticaret hacmi artışı tutarlı bir tahmin olarak karşımıza çıkıyor.

Raporda Türkiye ile ilgili değerlendirmeler de var. Türkiye için büyüme oranı 2011 için yüzde 8,2, 2012 için yüzde 2,9 olarak tahmin ediliyor. Tahmin gerçekleşirse ciddi bir düşüş söz konusu olacak. Buna karşılık cari açık yüzde 7,5 olarak tahmin edilmiş. Yani büyümede hızlı bir düşüş beklenirken cari açıkta o kadar da hızlı bir düşüş beklenmiyor. Eğer bu tahmin gerçekleşirse Türkiye için can sıkıcı bir gelişme oluşacak demektir. Çünkü cari açığın, büyüme gibi, hızlı düşmeyip hala yüksek düzeyde seyretmesi finansman zorluğunu artıracak bir gelişme olarak değerlendirilir.

Türkiye’nin 2012 yılında ihtiyaç duyacağı dış kaynak toplamı olarak GSYH’nın yüzde 19’u oranında tahmin ediliyor. Bunun aşağı yukarı yarısının cari açık yarısı da dış borç geri ödemeleri nedeniyle ortaya çıkması bekleniyor. Bu da kabaca 110 – 120 milyar dolar arasında bir finansman ihtiyacı demek. Dünya Bankası, bu miktara ve dış borçların bileşiminde kısa vadeli borçların ağırlıklı olmasına bakarak Türkiye’nin 2012 yılında dış finansman ihtiyacını karşılamakta zorlanacak ülkeler arasında olacağı vurgusunu yapıyor.

Finansman sorunuyla ilgi bir başka konu da Türkiye’nin dış borçlarının önemli bir bölümünün Avrupa bankalarına ait olması olarak gösteriliyor. GSYH’nın yüzde 20’si dolayında bir borç tutarı Avrupa bankalarına ait bulunuyor. Buradaki temel sorun bunların vadeleri geldiğinde yenilenmeme sorunudur. İyi durumda olmayan Avrupa bankaları bu kredileri zamanı geldiğinde başka ihtiyaçları için tahsis edebilir ve yenilemeye gönüllü olmayabilir.           

Raporda dikkat çeken bir başka nokta borç sorunlarının giderek arttığı, büyümenin düştüğü Euro bölgesi ülkelerinde ithalatın da paralel bir düşüş yaşayacağı öngörüsü. Euro bölgesine en çok ihracat yapan ülkeler bu düşüşten en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösteriliyor. İhracatının yüzde 70’ini Euro bölgesi ülkelerine yapan Romanya, Litvanya, Letonya ve Makedonya bu daralmadan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. İhracatının yüzde 47’sini Euro bölgesine yapan Türkiye’nin de bu ticaret düşüşünden önemli oranda etkilenmesi bekleniyor.    

Özetle Dünya Bankası 2012 için iyimser bir tablo çizmiyor.

Yorumlar

  1. Bizim ekonomi kurmayları ise tam tersini söylüyor..Hala 2011 deki büyümeden daha iyi olacak gibi açıklamalar var..Acaba biz büyümeyip şişmanlıyormuyuz.??

    YanıtlaSil
  2. avrupa ülkerinin notu düşüyor, bu da borçlanma faizinin artmasına neden oluyor.imf de notu düşen ülkere yüksek faizle borç vermenin yolunu açtı. almanya'nın yunanistandan sonra kurtarmaya çalışacağı ülke sayısı artacak.almanya kaybederse 2012 kıyamet değil kriz yılı olur! umarım o zaman biz de almanya kaybetti diye kaybetmiş sayılmayız (!!!)

    YanıtlaSil
  3. Avrupa'dan gelecek finansmanda elbette sorunlar yaşayacağız ama özellikle bankalarımızın dışarıdan sağladığı ve genellikle kısa vadeli olan sendikasyon kredileri Avrupalı bankalar için hala önemli bir kar kapısı, özellikle stres testlerinin önemli olacağı bir dönemde bu karlar sağlam otofinansman kaynakları. Türk bankalarının risk seviyesi de Avrupalıların rahatlıkla tölerans gösterebileceği bir seviyede bence, en azından Avrupalı bir bankacı olsam ben böyle düşünürüm. Bankalarımızın dış borç çevirme oranı da hali iyi oranlarda, bildiğim kadarıyla %160 dolaylarında. Finansmanda kesinti yaşanmayacağını söylemek gibi bir iddiam yok ama ciddi bir tehdit yaratacak finansman tıkanıklığı yaşanacağını sanmıyorum. Tabi bu teoriler Avrupa'da çok radikal değişiklikler olmadığı sürece geçerli.

    YanıtlaSil
  4. IMF de 2012 için dünya büyüme oranını %4 den %3.3 e çekti

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!