Özetle 2011

Gelişmiş ekonomilerde işler iyi gitmedi. ABD’de yılın son çeyreğinde biraz toparlanma işaretleri ortaya çıkmış olsa da iki kez uygulanan mali gevşeme paketleriyle trilyonlarca dolar harcansa da toparlanma umulduğu kadar güçlü ve hızlı olmadı. Euro Bölgesi 2011 yılında tam bir karabasan yaşadı. Yunanistan’la başlayan ekonomik çöküş, İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerini sarstı. Bu sarsıntılar ekonomiyle sınırlı kalmayıp siyasete de yansıdı. İngiltere, Euro Bölgesinin bir parçası olmayacağını net bir biçimde ortaya koydu. Özetle 2011 yılı Avrupa için tam anlamıyla bir “Annus Horibilis” (korku yılı) oldu.  

2011 yılı yükselen piyasa ekonomileri açısından olağan bir yıl olarak tarihte yerini alacak. Çin, yine rekor büyüme ve ihracat gerçekleştirdi. Çin’le birlikte durumu iyiye giden iki ülke Brezilya ve Hindistan’dı. Yükselen piyasa ekonomileri 2011’de parlak bir görünüm çizmeye ve gelecek için umut vermeye devam ettiler. Gelişmiş dünyada yaşanan bütün olumsuzluklara karşın bu ekonomiler olumlu bir görünüm sergilemeyi başardılar.    

Türkiye beklentilerin aksine 2011 yılında da hızlı büyüdü. İlk 9 ayda yüzde 9,6 büyüme söz konusu. Yıllık ortalama ise yüzde 8 - 9 arasında bekleniyor. 2010 yılı Ekim ayında açıklanan OVP’de 2011 yılı için yapılan büyüme tahmini yüzde 4,5 idi. OVP’de Cari açık yüzde 5,4 tahmin edilmişti. Yüzde 10 dolayında gerçekleşecek. OVP’de enflasyon yüzde 5,3 tahmin edilmişti, yüzde 10,5 olarak gerçekleşti.

Maliye politikası son derecede sıkı bir duruş sergiledi. Yılın 11 ayında bütçe 500 milyon TL’ye yakın fazla verdi. Para politikası faiz dışındaki politika araçlarını tercih ettiyse de Hazine kâğıtlarının ikinci eldeki faizinin yüzde 11’lere, mevduat faizlerinin yüzde 12’lere çıkmasını engelleyemedi. Para politikası uygulaması, temel uygulama alanı olarak belirlediği enflasyon denetimi alanında hedeften yüzde 100 oranında sapmayla sonuçlandı.

Yıla 1,55 parite ile başlayan Dolar kuru yılı 1,89, yıla 2,47 pariteyle başlayan Euro kuru yılı 2,47 ile tamamladı. Dolar + Euro sepeti yılbaşında 1,81 iken yılsonunda 2,18 oldu. Yani TL, kur sepetine karşı yüzde 20 değer kaybetti.

Yılbaşında varili 89 dolar olan Amerikan light petrolü yılı 99 dolar/varil fiyatıyla tamamladı yani yaklaşık yüzde 11 pahalılanmış oldu.

Yıla 66.005 düzeyiyle başlayan İMKB 100 endeksi yılı 51.266 düzeyiyle tamamlayarak yatırımcısına yüzde 22 dolayında kaybettirdi.

En çok kazandıran yatırım aracı altın oldu. Altın Türkiye’de, bir yandan altının uluslar arası fiyatından bir yandan da dolardan etkilendiği için, yüzde 34 kazandırdı. Ne var ki fiyatın yükseldiği yerde altın alanlar kaybettiler.

2012 yılına gelişmiş dünya tedirginliğin ağır bastığı umutlarla, gelişmekte olan ekonomiler ise gelişmişleri gözleyerek girdi. Dünya ile karşılaştırıldığında iyi bir yıl geçiren Türkiye bu avantajını kullanarak yapısal reformlara girişmek yerine bunları bir kez daha erteleyerek yeni yıla adım attı.

Yorumlar

  1. Mahfi Bey:

    Yazının son cümlesi, en vurucu cümle. Daha ne kadar bekleyeceğiz acaba? Reformlar, yeni anayasa kadar önemli bir konu. Ekonomiyi dış gelişmelerin güdümüne bırakmış bir görünüm sergiliyoruz.

    Saygılarımla,

    Arda Tunca

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar;

    Ekonomik anlamda 2011 yılı başarılı geçse de bir diğer başarısızlığımız bunu sürdürecek yumuşak karınlardan veya güzelin sivilcelerinden kurtulamadık. Tarım, sanayi ve hizmetler sektöründe en acıklı durum sanırım tarımsal kalkınmada. Ve bence sanayi de çarklar ekonominin genel gidişatına sürtünmeye başladı.

    2012 zor ve sıkıntılı geçecek.

    İyi bir yıl dileğiyle;
    Hakan UZUN

    YanıtlaSil
  3. Değerli hocam selam,
    Yazınızda zannedersem ufak bir hata olmuş. 2011 büyüme tahmini 08/10/2010 tarihli ve 2010/958 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiş ve 10/10/2010 tarihli ve 27725 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
    İyi çalışmalar diler, sizlere ve tüm takipçilerinize mutlu bir yıl dilerim.
    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  4. Üstad,

    Sizde BRIÇ ülkelerinin, gelişmiş ülkelerden ayrışma olasılığı konusundaki tartışmalara 2011 yılındaki bazı yazılarınızda değinmiştiniz. Geçtiğimiz yıl, sanki bu öngörüleri destekleyen kayda değer sonuçlar verdi diye düşünüyorum. 2012 de bu görünüm devam edermi ? Metal imalat sanayine hizmet veren birisi olarak en fazla merak ettiğim konu bu.

    2012 yılının sağlık ve keyif getirmesi dileği ile.

    Cafer Demir

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi