Sisifos Efsanesi
Yunan mitolojisinde
Korint kralı Sisifos (İngilizcede Sisyphus, Fransızcada Sisyphe) suçları
nedeniyle tanrılar tarafından büyük bir kayayı dik bir tepenin doruğuna yuvarlayarak
çıkarmakla cezalandırılır. Her seferinde tam tepenin doruğuna ulaştığında kaya
elinden kayar ve Sisifos her şeye yeniden başlamak zorunda kalır. Bu ceza
böylece sonsuza kadar sürecektir. Bu efsaneden hareketle bitmek, tükenmek bilmeyen
işlere İngilizce’de Sisyphean deniyor.
Albert Camus, ünlü denemesi Sisyphe Efsanesi’nde yaşamın
saçmalığı kuramını kral Sisifos’un kayayı taşıyıp durması ve bir türlü olayı
sonlandıramaması üzerine inşa eder. Yaşamın kendisi de tıpkı Sisifos’un bu
anlamsız çabası gibidir. Camus’ye göre her gün aynı şeyleri yaparak ve her gün
yeniden başlayarak süregiden bir yaşam saçmadır.
2001 krizinin ardından Türkiye, uyguladığı müdahaleli döviz
kuru rejimini terk ederek dalgalı döviz kuru rejimine geçti. Bu rejimin saf
halinde döviz kurları piyasada oluşur ve Merkez Bankası müdahale etmez. Uygulamada
ise bu saf rejimin yerini Merkez Bankalarının önceden açıklanmış yöntemleri
kullanarak müdahalelerde bulunduğu bir rejim alıyor. Bizde bu müdahaleler TCMB'nin önceden açıkladığı döviz satış (ya da duruma göre döviz alış) ihaleleri yoluyla yapılıyordu. Böylece 2002 ile 2011 yılının son gününe kadar uygulanan döviz kuru rejimi benim
verdiğim adla söyleyecek olursak “ihaleli dalgalı döviz kuru rejimi” idi. TCMB,
yılın son günü bankalara ihale dışında yüklü miktarda doğrudan döviz satışı
yaparak döviz kuruna dolaysız müdahalede bulundu. İşte o son gün “ihaleli dalgalı
döviz kuru rejiminin” son günüydü. Böylece TCMB, 1990’lı yılların
“müdahaleli esnek kur rejimine” (dirty float) geri dönüş yapmış oldu. Ama aynı
gün bir yandan da döviz satış ihalesi yaparak mevcut rejimin de uygulamada
olduğunu hatırlattı. Bu yeni karmaşık döviz kuru rejimine “ihaleli, müdahaleli
dalgalı döviz kuru rejimi” adını veriyorum.
TCMB’nin döviz kuru rejimini değiştirmeyi göze alarak 2011
yılının son günü başlattığı doğrudan müdahaleler ilk günlerde beklenen sonucu vermedi. Müdahale sırasında düşen döviz kurları akşam olunca yeniden eski düzeylerine döndü. Bunun nedeni baştan da söylediğim gibi bizim dışımızdaki gelişmelere müdahale etmemizin bir anlamının olmamasıydı.
Müdahaleden sonuç alındığı gün, Doların diğer para birimleri karşısında değer
kaybetmeye başladığı gündür. Bir süredir 1,30’un altında seyreden Euro Dolar
paritesi 3 Ocak 2012’de 1,30’un üzerine çıkınca TL de değer kazanmaya başladı.
TCMB, bizimle ilgisi olmayan bir gelişimde döviz
kurunu aşağıya indirme ve tam bir noktaya gelmişken elinden kayıp yeniden
yukarı giden kuru yeniden indirmeyi deneme işine girişince aklıma kayayı her
gün tepeye taşıyan ama orada tutamayıp tekrar düşüren kral Sisifos geldi.
TCMB'nin Sisifos’a göre üstünlüğü kendisine yardım eden bir yardımcının (Dolar Euro
paritesi) zaman zaman ortaya çıkıp destek vermesidir.
Mahfi Bey:
YanıtlaSilCamus'nun romanıyla bana Condorcet'nin "İnsan Zekasının İlerlemeleri Üzerine Tarihi Bir Tablo Taslağı" adlı kitabını hatırlattınız. Sevdiğim bir eser olması nedeniyle, aradaki içerik bağını yakalamak hoşuma gitti.
TCMB'nin uygulamalarına ise söyleyecek fazla birşey yok artık herhalde. Kontrolünde olmayan bir parasal alanı yönetmeye kalkıyor. Uygulamalarının kötü sonuçlar vermemesi, ancak ve ancak uluslararası konjonktürde tesadüfen kendi lehine oluşabilecek gelişmelere bağlı. Böyle bir durumla karşılaşırsak da umarım "bakın, endişeleriniz ne kadar yersiz çıktı" gibi bir ifadenin arkasına sığınmaya kalkmaz.
Saygılarımla,
Arda Tunca
hocam hem size hemde arda beye yorumları için teşekkür ederim..Çok güzel şekilde bilgi sahibi oluyorum..Teşekkürler
YanıtlaSilTarihten ders çıkarmak dedikleri böyle bir şey olsa gerek. Hocam siz antik tarihi bile günümüz koşullarına uyarlyabiliyorken. Ne acıdır ki biz yakın geçmişimizi bir kaç sene öncesini unutuveriyoruz... Derslerinizin güzel örneklemelirinizle devamı dileğiyle...
YanıtlaSilDoların değerlenmesi, cari açığın esas sebebi olarak gösterilen enerji ithalatı gibi yapısal sorunlardan kaynaklandığı söyleniyor. Buna finansal piyasaların bağlantısız, parçalı bir yapı sergilemesi ve TCMB'nin yanlış müdahaleleri ekleniyor olabilir. Liberal serbest piyasanın istismarı sözkonusu!... Uludere olayında da demokrasinin istismarı var!... AKP; MB'sının pragmatik politikalarıyla ülkeye açıkça ihanet ediyor!...
YanıtlaSilDonkişot un yeldeğirmenine savaşması gibi bizim MB nin Dolar'a müdahale etmesi. Değirmen mızrağı bir kaparsa toptan yandık demektir.
YanıtlaSilAllahtan şuanki konjonktür yardım ediyor. Burada ders çıkarırsak ve müdaheleleri bırakırsak ileride bize lazım olacak rezervleri biriktirirsek belki daha faydalı olur..
Hocam elinize sağlık bugünde tarihten birşeyler öğrendik sayenizde.
Dövizi etkileyen yapısal sorunlar çözümlenmeden doların dalgalandırılması, yandaş AKP'lilere para kazandırıldığı kuşkusunu yaratıyor, ister istemez!... Amerika'dan yönetilen AKP, pragmatizmi 21 yy.'ın felsefesi sanıyor, galiba!!... Olguların maddi koşulunu anlamaktan yoksunlar...
YanıtlaSilÖzel sektörün dış borç ödemelerine yetecek kadar dolar satışından sonra, doların geldiği seviyede kalması yada bir miktar düşmesini ön görüyor olabilir merk. bankası. Ama, o kadar çok doları piyasaya verirse, kendi kasalarında ne kalır orasını da düşünmeleri lazım. Yeniden bir yurt dışı fon satışına başlarlar herhalde.
YanıtlaSilHocam TCMB'nin dövize müdahalesine kısaca"ORTAYA KARIŞIK" DESEK Mİ??
YanıtlaSilnamumkun paragmatik politika'da diyebilir miyiz?
YanıtlaSil