Türkiye'nin GSYH'sı ve Büyümesi


TÜİK, Türkiye’nin 2011 son çeyreğinde yüzde 5,2 ve 2011 yılının tamamında yüzde 8,5 oranında büyüdüğünü ve 2011 GSYH’sının cari fiyatlarla 1.294,9 milyar TL, sabit fiyatlarla 114,9 milyar TL olduğunu açıkladı.

Ekonomik büyümenin ne olduğunu ve nasıl hesaplandığı konusundaki bilgilerini tazelemek isteyenler bu yazımı okumadan önce ekonomik büyümeyi basit bir şekilde anlatan şu yazıma bir göz atmalıdırlar. http://www.mahfiegilmez.com/2012/01/ekonomik-buyume-ne-demektir.html 

2011 yılının büyüme bileşenlerine bir bakalım.

GSYH Bileşenleri
Milyar TL
GSYH (Y)
1.294,9
Özel Tüketim Harcamaları (C )
920,8
Devletin Tüketim Harcamaları (G)
180,7
Özel Kesim Yatırımı (I)
234,6
Kamu Kesimi Yatırımı (G)
48,6
Stok Değişmesi (I)
25,1
İhracat (X)
308,3
İthalat (M)
423,1

GSYH harcamalar yönünden şu denklemle hesaplanıyor:

Y = C + I + G + (X – M)

Burada Y = GSYH’yı, C = Özel kesim tüketim harcamalarını, G = Kamu kesimi harcamalarını, X = İhracatı, M = İthalatı gösteriyor.

Şimdi yukarıdaki sayıları bu denklemde yerine koyalım:

Y =     C     +           I            +           G             +   (  X     –     M )  

Y =  920,8  + (234,6 + 25,1) + (180,7 + 48,6)  +  (308,3 –  423,1)

GSYH = 1.294,9 milyar TL (772,3 milyar dolar.)

Bu cari fiyatlarla GSYH’dır, yani için de fiyat artışlarını da barındırır. Sabit fiyatlarla, yani enflasyondan arındırılmış olarak GSYH 2011 yılında 114,9 milyar TL’dir. Yine sabit fiyatlarla GSYH 2010 yılında 105,9 milyar TL olarak hesaplanmıştı. Reel, yani enflasyondan arındırılmış büyüme hızını buradan hesaplayabiliriz:

2011 Yılı Reel Büyüme Oranı = (2011 Yılı Sabit Fiyatlarla GSYH – 2010 Yılı Sabit Fiyatlarla GSYH) / 2010 Yılı Sabit Fiyatlarla GSYH

2011 Yılı Reel Büyüme Ortanı = (114,9 – 105,9) / 105,9 =  0,849. Yani yüzde 8,5.     

Yorumlar

  1. Mahfi Bey ekonomist değilim.Anladığım kadarıyla ki tekrar göz atmalı dediğiniz yazıyı okuduğumda da yapılan zamları da katarsak refah büyümesi var mı?Yani refah içinde olduğumuz gösterir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyüme fiziksel mal ve hizmet üretimi miktarının yıldan yıla artışı demek. Büyüme üretilen mal miktarını ve dolayısıyla tüketilen mal miktarını ve refahı artırır. Zamlar sizin gelirinizi dolayısıyla tüketiminizi ve refahınızı azaltır.

      Sil
    2. Büyümeyle tüketim orantılı diyorsunuz. Peki zamlar "güncellemeler"(ki bu halkı için değil herkes için)Tüketimi düşürmüyor mu?(Bu zamlar diğer zamları tetikleyebiliyor) Üretilen mal kısmi olarak elde kalmaz mı iç pazar olarak? Aşağıda yazan arkadaş gibi büyümü ne kadar gerçek ve normal?Bir önceki yazınızda reyting meselesini bahsederken Türkiye'nin durumu; ödeme gücü tamam ama fazla duyarlılık kısmı Milletten kaynaklanan diyebilir miyiz?Bir de Ocakta Bloomberg Tv'de Global ekonomi anlamında belirsizlik var demiştiniz, yanlış duymadıysam.Bu büyüme bizim açımızdan belirlilik yaratır mı? Ortadoğu da oluşan şartları da düşünürsek? Mahfi bey yazılarınıza yeni vakıf oldum. Ekonomistlik anlamında bir temelim yok ama ders niteliğinde oluyor. Saygılar.

      Sil
    3. Teşekkürler. Zamlar bu yıla yansıyacak. Tüketimi bir miktar frenleyebilir. Beklenti büyümenin bu yıl yüzde 4 - 5 arasında olması, yani potansiyel düzeyine geri dönmesi şeklinde. Ben Bloomberg TV'de değil de CNBCe de her akşam saat 17 de ekonomi yorumu yapıyorum. Büyümenin belirlilik yaratabilmesi biraz da cari açıktaki düşüşe bağlı. Bizim büyümemiz biraz el parasıyla düğün yapmaya benziyor. Dışarıdan para bulmaya dayalı bir ithalat yapımız var. Bunu değiştirmemiz gerekiyor.

      Sil
  2. hocam öncelikle yazınız bugünkü okuduğum büyüme yazılarının en başarılarındandır diyebilirim.tebrikler.hocam şimdi tabloda ihracat 308 milyar tl yazıyo bunu şuanki kura böldüğümüzde 170 milyar dolara tekabul ediyo. hocam burada bir hatamı var yoksa ben bir şeyimi atlıyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bugünkü kurla değil her bir ayın kur ortalamasıyla hesaplanıyor. Yılın son aylarına doğru ihracatın da kurun da daha yüksek olduğunu dikkate almak gerek.

      Sil
  3. Kontrolsüz güç, güç değildir demişler. Kontrolsüz büyüme de sevinilecek birşey değildir. Bu kadar hava üflememek gerekir balona. 2012 de bir miktar durgunluk şart.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, büyümenin altında büyük cari açık var. Bu anlamda büyüme bir hayli zorlanmış görünüyor. 2012 de bunun yarısı olması yumuşak iniş için gerekli görünüyor.

      Sil
  4. İki karne olarak bakılırsa GSYH Bileşenleri ve Cari Denge tablolarına, ikinci karnede dış ticaret dengemizde oluşan negatif değeri diğer kalemler ile düzeltebiliyorken(Portföy yatırımları, Doğrudan Yatırımlar ..vb). GSYH Bileşenleri tablosunda dış ticaret açığımız doğrudan olumsuz etki etmekte. Bu negatif değer bu nedenle aslında yaklaşık olarak ulusal zenginliğimizin 115 milyar TL azalmasına neden olmakta. Yok mudur bunun bir çaresi? Bu denli potansiyeli yüksek bir ülkeyken neden çözülemiyor bir türlü bu yapısal sorun? Enerji bağımlılığımız sabit belki ama en azından enerji dışı açık azaltılamaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız. Ben de öteden beri enerji dışı ithalatımızı azaltmak için rekabet gücü olan sektörlerde ithalatı ikame edecek üretim yapmamızı ve bunu gerekiyorsa bir süre teşvik etmemizi öneriyorum. Sanıyorum bugün yarın hükümet bu konuda yeni bir teşvik paketi açıklayacak.

      Sil
  5. Hocam TÜİK verilerine, 2010 ve 2011 yılları için karşılaştırmalı baktığımız zaman yerleşik hanehalkı tüketiminin 2010 yılında %6,7 , 2011 yılında % 7,7 değiştiğini görüyoruz. Aynı yıllar için yerleşik hane halkının yurtdışı tüketim değişim oranları ise sırasıyla %8,1 ve -%11,5. Bu tablo bana, yerleşik hane halkının son iki sene daha fazla tükettiğini ve fakat tüketim eğiliminin yurtiçi mal ve hizmetlere kaydığını düşündürüyor. Bu doğru mudur?
    İkinci olarak, eğer tüketimin bu şekilde yurtiçine kaydığını söyleyebilirsek, bu değişimin ithalata tam olarak yansımaması (ki tam olarak yansıma sadece teorik düzeyde olsa gerek) kur seviyesindeki oynaklığa ne kadar bağlıdır sizce? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tespitler ama ithal malları içindeki tüketim mallarının payı yüzde 10 dolayında. Asıl olarak aramalı, hammadde ve sermaye malı ithal ediyoruz.

      Sil
    2. İthal ettiğimiz tüketim mallarının yüzde 89 civarı aramalı,hammadde ve sermaye malı olması bana yüksek bir oran gibi geldi biraz araştırdım sonucunda üzüldüm çünkü ithal edilen ara malların ve yatırım mallarının yüzde 72 kadarı iç tüketime yönelik gerçekleşmiş. Birçoğumuzun bildiği gibi cari açık manasına geliyor. Öğrendiğim bir diğer başka şeyde aramalların içerisine enerjide dahil oluyormuş. Bu durumda en büyük kalem enerji oluyor toplam 210.4 milyar $ içerisinde 54.1 milyar $ ile. Beni en çok üzen ise; İthal ettiğimiz tüketim mallarının ilk 3 sırasında 1- cep telefonu ( 1744 milyar $ ) 2- ayakkabı ( 871 milyar $ ) 3- mobilya ( 578 milyar $ ) biz cep telefonu üretemiyoruz hem teknolojimiz hem markamız hemde ucuz işgücü yok. bizim yerli ayakkabı firmalarımız spor ayakkabıda tutunamıyorlar genellikle Endonezya, Malezya, Çin, Tayvan gibi ülkelerde adidas,nike,puma,reebok gibi dev marka olmuş firmalar var hem isim hem tasarım satıyorlar bence kalite yok son 10 senedir hiç birinde logo ve tasarım satıyorlar. Bizim genç nüfusumuzdaki yakışıklı ve güzel gençler tercih ediyorlar rakip olmak güç bu konuda ancak bot konusunda potansiyelimiz var iyi pazarlayamadığımızı düşünüyorum. Mobilya konusunda da böyle bir coğrafyadan faydalanamıyoruz diyorum.

      Sil
  6. Hocam merhabalar.Bu yazıyı okuduğum sırada iki ders çalışma saatim arasında mola vermiş bulunuyordum.Çalıştığım dersin adı ise "Büyüme" idi.Sayın Erinç Yeldan'ın Büyüme üzerine yazmış olduğu kitabında şu cümlelere rastladım: "Büyüme,ekonomistlerin en iyi korunan sırrıdır." Çünkü en bilindik büyüme modelini ortaya atan Neoklasik iktisatçı Solow,niçin büyüme yaşandığını açıklamak yerine,büyümenin yaşandığı bir ekonomide rasyoların neler olduğunu açıklamaya çalışmıştır.
    Benim merak ettiğim soru ie şudur:Nüfus artış oranı kadar büyümek,zaten kıt olan kaynakları verimli ve daha tasarruflu bir şekilde kullanabilmek için yeterli değil midir? Zannımca bir ülke,nüfus artış hızından daha fazla büyüdüğünde,kişi başına sermaye miktarı bir önceki yıla göre daha fazla arttığı için refah yaratıcı etki yapması gerekmez mi?Ancak ben büyüme oranına bakarak refahın ne olduğu konusunda bir izlenim edinemiyorum ve hatta büyümenin bazen refahı azaltmış olabileceğini dahi biliyorum.Tüm bu çelişkiye rağmen niçin büyüyoruz hocam ?

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı