Dünyanın En Önemli Ekonomik Sorunu Nedir?


Yazının başlığını bir anket sorusu olarak sordum. Ankete 513 kişi katıldı ve gelen yanıtların dağılımı ve sıralaması şöyle şekillendi:


%
Gelir dağılımı eşitsizliği
40
Borçluluk
24
Enflasyon
14
İşsizlik
12
Büyüme
7

Bu da tıpkı Türkiye ile ilgili olarak yaptığım benzer anket gibi çok sınırlı bir anket. Katılım sayısı az ve üstelik katılanlar benim twitlerimi ve bloğumu izleyenlerle sınırlı. O nedenle bir eğilim göstermesinden fazla bir şey beklememek gerekir.

Her ne kadar anket sorusu “dünyanın en önemli ekonomik sorunu sizce nedir?” şeklinde bir soru olsa da değerlendirme yaparken dünyayı gelişmiş ekonomiler ve gelişen ekonomiler olarak ikiye ayırmak daha doğru olacak. Ankette verilen şıklara göre eldeki son gerçekleşmiş göstergelere göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor karşımıza.  


Gelişmiş Ekonomiler
Gelişen Ekonomiler
Gelir dağılımı eşitsizliği (Gini K.)
0,35
0,55
Borçluluk (Stok / GSYH, %)
105
36
Enflasyon (Yılsonu, %)
2,6
7,8
İşsizlik (%)
7,7
9,6
Büyüme (Yıllık, 2011, %)
1,6
6,2

Tabloya göre gelişmiş ekonomilerdeki en ciddi ekonomik sorunun borçluluk, buna karşılık gelişen ekonomilerdeki en ciddi ekonomik sorunun gelir dağılımı eşitsizliği olduğu sonucu çıkıyor (Gelir dağılımı eşitsizliğini Gini katsayısı ile ölçüyoruz. Katsayı sıfıra yaklaştıkça eşitlik, 1’e yaklaştıkça eşitsizlik artıyor.)

Gelir dağılımı eşitsizliğini bir yana bırakırsak gelişmiş ekonomilerde sorunlar borçluluk, işsizlik, büyüme ve enflasyon diye sıralanıyor. Buna karşılık gelişen ekonomilerde sorunlar işsizlik ve enflasyon olarak öne çıkıyor. Büyüme ve borçluluk gelişen ekonomiler açısından sorun oluşturmuyor. Oysa 1980’ler ve 90’lar gelişen ekonomilerin borç sorunlarının çözümü çabalarıyla geçmiş, başta Latin ülkeleri olmak üzere çoğu gelişen ekonomide borç planları, borç silme uygulamaları, borç swapları uygulanmıştı.  

Gelir dağılımı eşitsizliğinde en iyi durumdaki ekonomiler sıralamasında İskandinav ülkeleri, Japonya ve eski Sovyet bloku ülkeleri öne çıkıyor. 200 ekonomi arasında gelir dağılımında eşitsizlik sorunu düşük sayılacak düzeyde (Gini katsayısı % 25 dolayında) olan ekonomi sayısı yalnızca 8.  

Dolayısıyla gelir dağılımı eşitsizliğinin dünyanın büyük çoğunluğu açısından ortak bir sorun olduğunu söylememiz mümkün. Yani dünyayı bir bütün olarak ele alırsak gelir dağılımı eşitsizliği en önemli ortak sorun olarak karşımıza çıkıyor ve anketi yanıtlayanların çoğunun doğru şıkkı seçtiğini gösteriyor. 

Yorumlar

  1. Ustadim, Gelir dağılımı eşitsizliğinde en iyi durumdaki ekonomiler sıralamasında eski sovyet bloku ulkeleri de saymissiniz,
    Bu ulkelerde Gelir yapisi incelendiginde insanlarin sermaye sahibi olmadiklari ve herkesin emekci oldugunu goruyoruz,
    Bir zamanlar Gelir kaynaklarinin tamami devletin ve dagitimini devlet kendi eliyle yaptigi bir toplum iken sistemin yikilmasi ile gelir kaynaklari birkac oligarkin eline gecip onlarin elinden dagitimin gerceklestigini goruyoruz, yani once devletin elindeki kaynaklarin paylasimi soz konusu iken simdi birkac oligarkin elindeki kaynaklarin paylasimini konusuyoruz.
    Iskandinav ulkelerini bilmiyorum amam Japonya'da durum biraz daha fakli, Miras kanununun agirligi nedeniyle servet transferinin bireyler arasinda daha zor olmasinin bir etkisi var belki de,
    saygilarimla

    ismail boy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rusya'da Gini katsayısı 0.40, yani bizimki gibi. Ötekilerde düşük. İskandinav ülkelerinde sosyalist sistem uygulanıyor.

      Sil
  2. Hocam,
    ABD'deki fiscal cliff ve yine gıda fiyatlarındaki hızlı yükselişin de önümüzdeki dönemin en önemli risklerinden biri olduğunu düşünüyorum...Nitekim önümüzdeki günlerde gıda fiyatlarına ilişkin olarak G-20'nin toplanması gündemde..http://www.ft.com/intl/cms/s/0/17cca4aa-e47d-11e1-affe-00144feab49a.html#axzz23PAVR9gi

    YanıtlaSil
  3. Gelir dağılımının bozulması sermayenin özel sektör eliyle yönetilmesi sonucu olan birşeydir. Temelinde bu yatar. Sonuçta sanayi inkılabıyla birlikte feodalite yıkılmış ve sermaye kavramı önem kazanmıştır. Sanayileşmekte olan avrupada ücretler artmış buna bağlı olarak refahta artmış yalnız sanayiye sahip olanlar ile halkın geliri arasında büyük uçurumlar oluşmuştur. Sosyalist ekonomilere bakarsak sermaye devletindir ve halk yalnızca devlet için çalışır ve ücret alır. Bu bakımdan eski sovyet rejiminde gelir dağılımının daha iyi olduğunu söyleyebiliriz yalnız gelir dağılımının iyi olması demek o ülkenin zengin olacağı anlamınada gekmez. Gelir dağılımı bozuk kapitalist ülkeler daha zengin iken, gelir dağılımı adaletli sosyalist ülkeler ekonomik yönden daha az gelişmiştir. Benim yorumum : gelirin az ise komşunun da gelirinin az olduğunu bilmek insana mutluluk vermez. Asıl sorun reel büyüme ve buna bağlı olarak istihdamın sağlanamamasıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün bunlar doğru olsa da gelir dağılımı bozukluğu toplumu huzursuz eden ekonomik vöstergelerin başında gelir.

      Sil
  4. Hocam peki vergi refromu, devletin istahdam üzerindeki rolü veya dışa bağımlılık gibi faktörlerin de gelir dağılımı eşitsizliğine katkısı var mıdır? Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. İskandinav ülkelerinde gelir verisi ciddi anlamda artan oranlı bir tarifeye sahip.

      Sil
  5. Ustad Turkiye degerlendirme yaziniza yazdgm yorumda gelir dagilimi acisindan ulkeleri kiyaslarken(Tryi diger ulkelerle)gelismis az gelismis ekonomiler acisindan ayrim yapilmasinin daha dogru olacgini dusundugumu belirtmism.bu yazinizda bu sekilde ayrim yaparak analiz yapmaniz bence cok isabetli.gelir daglmi adaletsizligi birkac ekonomik sorun ve politika seciminin sonucu olarak karsimiza cikiyor.bu yuzdn az gelismis ekonomilerde en temel sorun.Bence bilincli yapilan bir durum bu,sermayenin tabana yayilmasinin buyumeyi yavaslatacgi algisyla alakali verilen tavizdir.bunu cözumu politika algisnn dgsmesnde diye dusunuyorum.gelir daglimi adaleti sosyal refaha buyuk katki saglayarak uretimdn pay alabldgni goren insanlarin daha cok uretme arzusuyla buyumeye pozitif katki saglamasina nedn olacktr.kaldi ki kalkinma olmadan buyumenim yuksk olmasi insani degldir.kim icin uretiyoruz sorusu gundeme gelir.Çin gibi yuksk buyume dusuk kalknma secimimiz olmamali.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam sermayenin tabana yayilmasi , uretimden pay alinmasinin uretime, dolayisiyla refaha katkisinin varolan teknoloji dunyasi ve insanlarin rahat yasama arzusuyla(az calisirim ama rahat yasarim psikolojisiyle),gercekci oldugunu dusunuyormusunuz ?

      Sil
  6. Şahsi kanaatim büyüme rakamları en az oy almasına rağmen en fazla öneme sahiptir çünkü bir ekonomi ne kadar büyükse, dünya pastasından alacağı pay da o kadar büyür... Gelir dağılımı bir ülkenin kendi içinde halledebileceği problemdir. Ne kadar adil olursanız olun olmayan pastayı paylaşmak mümkün değildir! Dünyanın en büyük sorunu büyümedir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir dağïlımı öyle kolayca halledilemiyor.

      Sil
    2. Bir ülkede gelir dağılımını etkileyen başlıkları da bir yazı konusu yapsanız, örnek de Türkiye olsa ne güzel olurdu? Neler yapılması gerektiğini izah etmiş olurdunuz!!!

      Sil
    3. Hakan Bey, kinayeli bir şekilde belirttiğiniz hususla ilgili, bulunduğunuz bu blog zaten nelerin yapılması gerektiğini izahla dolu. Ayrıca; sizin yorumunuz bir ülkenin en büyük sorununun ne olduğuyla ilgili. Oysa anket dünyanın en önemli ekonomik sorununu soruyordu. Bir ülkenin pastadan alacağı pay dünyanın değil de, o ülkenin sorunu değil midir?

      Sil
  7. Selamlar,

    gelir dağılımı eşitsizğini ekonomik veya siyasi formüllerle asla çözemezsiniz.zira evrimsel olarak tüm yaşam formlarının yegane amacı birey olarak kendi varlıklarını koruyacakları en optimize sisteme uyum sağlamaktır. Dolayısıyla "insan" ların evrimin bu denklemine karşı ancak vicdan veya daha yüksek öğretiler ile karşı koyması gerekecektir."Komşusu açken tok yatan bizden değildir" vb.

    Zira ortam zaten kurtlar sofrası değil mi?

    saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de gelir dağılımı kolay halledilebilen bir sorun değil. Ayrıca kapitalizmin böyle bir önceliği yok.

      Sil
  8. Üstad, bence borçluluk özellikle Batılı ekonomiler açısından en önemli problem. Mesela Türkiye'ye, kendimize bakalım. Rakibimiz olan diğer gelişen ülkelere kıyasla enflasyonumuz bir hayli yüksek. Ciddi rekabet sorunlarımız var ki bu cari açık şeklinde karşımıza çıkıyor. İstihdam konusunda kronik yapısal engeller var. Gelir dağılımımızın adaletli olduğu söylenemez. Ama bir şekilde büyüyoruz çünkü özel sektör borçluluğu nispeten daha düşük. 1-2 yıl önce bir kamu bankası şube müdürünün "bu halkın borçlanma kapasitesinin dolmasına daha çok var. bas baba krediyi" diyerek kahkaha attığına bizzat tanık oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten gelişmiş ekonomiler için anket de aynı sonucu verdi.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  9. Sayın hocam yine güzel bir yazı olmuş. Rakamsal olarak verileri karşılaştırarak durumumuzu görebiliyoruz ama Benjamin Disraeli'nin güzel bir sözü vardır: Üç türlü yalan vardır;yalan,kuyruklu yalan ve istatistik. Siz daha iyi bilirsiniz sıradan vatandaş bu rakamlara ne kadar inanmalı.
    Ben yeni mezun bir üniversite öğrencisiyim rekor büyüme olduğu söylenen ülkede iş bulmakta zorlanıyorum. Gelir dağılımı adil deniyor, benim babam aylık 900 lira emekli maaşı alıyor kira vererek 4 kişilik aile nasıl geçinsin. Enflasyon tek haneli çift haneli arası gidiyor diyoruz. Ama babamdan duyduğum şey dikkatimi çekiyor eskiden dedelerimiz 3 aylık maaş ile rahatça geçinirken bugün insanlar bir aylık maaşı ile geçinemiyor kredi kartı ile açığı kapatıyorlar. Rekor büyüme istihdama yansımıyor...Velhasıl kelam yansıyan bu rakamlar sizce bir balondan mı ibaret...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir derleme yapmışsınız. Ben istatistiklerin doğruluğuna güvenmek zorundayım çünkü kendi istatistiklerimi üretemiyorum. Bunları da kullanmazsam yapacağım analizler dedikodudan ibaret kalır. Babanızın aylık geliri kabaca 500 dolar ediyor. 12 ile çarparsak yıllık 6.000 dolar eder. Türkiye ortalaması 10.000 dolar olduğuna göre sizin durumunuz ortalamanın altında bulunuyor. Demek ki ortalamanın üzerinde de insanlar var ki ortalama 10.000 dolar ediyor. Bu farklılıklar bize gelir dağılımının bozukluğunu gösteriyor.

      Sil
  10. Mahfi Bey, ben ankette enflasyon seçeneğini işaretledim çünkü 1980-2000 yılları arasında düşen emtia fiyatları dolayısıyla dünyada ciddi bir yatırımsızlık oldu. Şimdi bunun ceremesini çekiyoruz. Bir de Çin ve Hindistan faktörü var ki bu 2 ülkenin toplam nüfusu 2.5 milyarın üzerinde. Her geçen gün başta gıda olmak üzere temel emtiaya olan talepleri artıyor. Kişi başına düşen araç sayısı artıyor. Düşünün işten çıkardığınız her bir Batılı işçinin maliyetiyle en az 4-5 Asyalı işçi çalıştırabiliyorsunuz. İlave olarak birçok ülkenin düşük faizlere, parasal genişlemeye muhtaç olması ve bu nedenle reel faizlerin sürekli negatif bölgede seyretmesi yatırımcıları, tasarruf sahiplerini alternatif aramaya yöneltiyor. Mesela reel faizlerle altın fiyatları arasında oldukça güçlü bir negatif korelasyon var. Şimdi bu faizler nereye kadar düşük tutulabilir çok merak ediyorum. Bir süre sonra ister istemez enflasyon dolayısıyla artacak ve yine birçok finansal kuruluş iflas edecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız bu sorunların hepsi birbiriyle iç içe. Enflasyon bir yandan borçluluğu bir yandan gelir dağılımı eşitsizliğini artırıyor. Ekonomi büyüyemeyince işsizlik artıyor. İşsizlik artınca gelir dağılımı daha da bozuluyor. Hangisinin ilk sorun olduğu hangisinin ötekileri büyüttüğü insanın durduğu yere ve bakış açısına göre değişiyor.

      Sil
  11. büyüme olduğu fikrim hala baskın tatmin olmadım. sebebi ise gelişmiş ülkelerde gini katsayısı sıfıra yakın 0 olması ise ceteris paribusdür. bu noktada aklıma laffer geldi gelişmiş ülkeleri ele aldığımızda bizimki gibi değil. son olarak abd aklıma geldi cari açığını izledim inceledim bana dediki cari açık bile sürdürülebilir bir büyüme sağlanabilir. hatta krizi ithal edersiniz paranızın değerini düşürür katma değeri yüksek ürünler satarak cari açığı kısarsınız. abd için bir karşılıksız para basarak senyoraj geliri elde edersiniz. yeterki doğru tahminler ve gerçek bir büyüme ile herşey düzelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer psikolojik etkiler olmasa haklısınız. Ama şu anda ABD'de insanlar mevcut durumun (yüksek bütçe açığı, yüksek cari açık ve yüksek borç yükü) geleceği kararttığını düşünüyor ve harcama yapmıyorlar. Harcama yapılmayınca yatırım da yapılmıyor ve büyüme düşük kalıyor. Bütün teşviklere karşın büyüme uyarılamadı. Büyüme elbette çok önemli ama ötekiler düzgün olmazsa büyüme de olmuyor. Aslında bir önceki yorum verdiğim karşı yorumda dediğim gibi bunların hepsi birbiriyle iç içe geçmiş konular.

      Sil
  12. Üstadım gelir dagiliminin esitsizligi bariz bir sebep, fiyatlarin surekli artmasi ve sermaye artisinin genelde ayni kesimlerin lehine olmasidir. faizin girift oldugu eko.sistemler de kafa karistiriyor. faiz i biran cektigimizi dusunelim eko.lerden ve eko.lere yön verme etkisini kirdigimizi dusunelim nasil bir sonuc olur?

    YanıtlaSil
  13. gelir dağılımı eşitsizliği kesinlikle gerisi teferruat kanımca.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi