Merkez Bankası ve Para Politikası


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yasayla kendisine verilmiş olan temel görevi “fiyat istikrarını sağlamaktır.” Kimileri fiyat istikrarını sağlamak ifadesini enflasyonla mücadele etmek olarak tercüme ediyor. TCMB’nin yürüttüğü enflasyon hedeflemesi uygulamasına bakınca bu tercümenin çok da yanlış olmadığı izlenimi ortaya çıkıyor.  

Merkez Bankası ve para politikası denildiğinde akla üç politika bileşeni gelir: (1) Faiz politikası, (2) Açık piyasa işlemleri (APİ), (3) Karşılıklar politikası. Merkez Bankası halktan mevduat kabul etmez ve halka kredi vermez. Mevduat kabul ettiği ve kredi verdiği kurumlar kural olarak yalnızca bankalardır. Geçmişte kamu kesimine de kredi verirdi ama günümüzde bu uygulama terk edilmiş bulunuyor.

Faiz politikası
Bankalar, gün sonunda ellerinde kalan fazla parayı Merkez Bankası’na yatırır ya da gün sonunda hesapları açık kalmışsa o kadar parayı Merkez Bankası’ndan borç alırlar. TCMB bu işlemlerde kendisine borç verenlere yüzde 5 faiz veriyor, kendisinden borç alanlara ise yüzde 11,50 faiz uyguluyor. Buna “fonlama faizi” adı veriliyor. Sokak dilinde ise alt ve üst limitlerin bir koridor oluşturduğu görüşünden hareketle “koridor faizi” dendiği de oluyor.

TCMB, piyasaya ek likidite vermek istediğinde yüzde 11,5 oranındaki tavan faizi düşürmesi gerekiyor. Bu durumda bankaların daha ucuza fon bulabilecekleri için maliyetlerinin azalması ve dolayısıyla kredi faizlerinin düşmesi bekleniyor. Daha ucuza fon bulan bankalar daha ucuza kredi verince ekonomide canlanma ortaya çıkması bekleniyor. O nedenle ekonominin canlandırılmasını savunanlar fonlama faizi oranının düşürülmesi gerektiğini öne sürüyorlar.

APİ işlemleri
Para politikasının ikinci aracı olan açık piyasa işlemleriyle (APİ) Merkez Bankaları, ellerinde tahvil bulunduranlardan tahvil satın alarak ya da kendi elindeki tahvilleri piyasaya satarak piyasadaki likiditeyi denetleyerek ekonomide etki yaratmayı hedefler.

Günümüzde TCMB, bankaların likidite ihtiyacını gecelik borçlanmadan daha uzun vadeli çözebilmek amacıyla onlarla haftalık repo işlemleri yapıyor. Yani APİ işlemlerini haftalık repo ihalesi aracılığıyla yürütüyor. TCMB’den haftalık fon kullanmak isteyen bankalar ellerindeki tahvilleri TCMB’ye vererek karşılığında ihtiyaç duydukları parayı alıyor ve buna faiz ödüyorlar.  

TCMB, haftalık repo yoluyla yürüttüğü APİ işlemlerine uyguladığı faize “politika faizi” adını veriyor. Bunun da bugünkü oranı yüzde 5,75.

Bir faizin politika faizi adını alabilmesi için piyasa faizini etkileme gücü olması gerekiyor. Bankalar, uzun süredir TCMB’den gecelik fonlama yapıyorlar yani yüzde 11,5 oranıyla gecelik borç alıyorlar. Buna karşılık haftalık repo ihalesiyle fon kullanımları çok daha düşük. Bu durumda piyasaları etkileyen faiz “fonlama faizi” oluyor. O zaman gerçek politika faizinin de APİ’ye uygulanan faiz değil gecelik faiz olması gerekiyor.

Karşılıklar politikası
Bankalar kaydi para yaratırlar. Örneğin yüzde 10 mevduat karşılığı uygulaması olan bir sistemde bir kişi bankadan 100 TL kredi aldığı zaman kişi bu parayı hemen çekip kullanmıyorsa banka bunu o kişinin hesabına mevduat olarak yazar. Banka bu mevduata yüzde 10 üzerinden 10 TL karşılık ayırır ve bu karşılığı Merkez Bankası’na yatırır. Kalan 90 TL’sini bir başkasına kredi olarak verebilir. Bunu yaptığında o parayı yeni kredi kullanan kişi adına mevduat yazar ve bu kez 90 TL’nin yüzde 10 karşılığı olan 9 TL’yi Merkez Bankası’na karşılık olarak yatırır. Bu sistem sonucunda bankaya yatan 100 TL mevduat 1000 TL’lik kredi yaratır. Buna kaydi para deniyor. Bunun karşılığında da Merkez Bankası’na 100 TL karşılık yatırılmış olur.

Merkez Bankası ekonomiyi soğutmak istediğinde kredi hacmini düşürmek için karşılık oranlarını artırır, ekonomiyi canlandırmak istediğinde ise kredi hacmini artırmak için karşılık oranlarını düşürür. Karşılık oranını yüzde 10’dan örneğin yüzde 20’ye çıkardığı zaman ayrılacak karşılık miktarı artacağı için yaratılacak kaydi para miktarı düşer ve bu yolla da daha az kredi açılabilir. Böylece Merkez Bankası kredi piyasasını etkileyerek ekonomiyi soğutmuş olur.

TCMB TL mevduata ve yabancı para cinsinden mevduata farklı oranlarda zorunlu karşılık uygulamaktadır. Bir başka oran farklılığı da mevduatın vadesine göre ortaya çıkmaktadır. TCMB zorunlu karşılık olarak kendisinde bulundurulan paralara faiz ödememektedir.

Vadeye göre değişmekle birlikte TL ve yabancı para mevduatlarda zorunlu karşılık oranı ağırlıklı olarak yüzde 11’dir. Yani bankalar kendilerine yatırılan 100 TL’lik mevduat için 11 TL, 100 USD’lik mevduat için de 11 USD, 100 Euro’luk mevduat için 11 Euro karşılık ayırıp TCMB’ye yatıracaklardır.

TCMB, piyasada TL likiditesi bırakabilme ve döviz rezervini güçlendirmek üzere TL mevduat için belirli bir oranda (son düzenlemeye göre mevduatın yüzde 60’ına kadar) yabancı para karşılık yatırılabilmesini kabul etmektedir. Bu opsiyonu kullananlar için TCMB, TL mevduat için yatırılabilecek döviz karşılıklarını hesaplarken rezerv opsiyonu katsayısı (ROK) denilen bir katsayı uygulamakta ve piyasa kuruyla hesaplanan miktardan daha yüksek bir dolar karşılığı almaktadır.   

Para politikasının dördüncü aracı kura müdahale mi?
Para politikası dediğimiz şey yukarıda değinilen üç enstrümanı kullanarak para miktarını etkilemeyi ve bu yolla genel olarak ekonominin gidişini, özel olarak da fiyat istikrarını sağlamayı hedefler. Merkez Bankası bunlara ek olarak TL’nin dış değerinin istikrarını sağlamak amacıyla doğrudan ya da ihale açmak suretiyle düzenli ya da düzensiz döviz alım satımı da yapabilir. Döviz alım satımı yaparak ilk bakışta fiyat istikrarı hedefinden uzaklaşmış gibi görünse de bu müdahalenin altında TL’nin dış fiyat istikrarını ve oradan giderek de iç fiyat istikrarını sağlamak yatar.

Kimileri kura müdahaleyi kur politikası adı altında ayrı bir para politikası aracı olarak değerlendirirken kimileri de bunu, öteki politikalar açısından tamamlayıcı bir araç olarak nitelendirirler.  

Kura müdahale nitelik ve süre olarak arttıkça dalgalı döviz kuru rejiminden (free float) müdahaleli dalgalı döviz kuru rejimine (dirty float) geçiş söz konusu olmaktadır. 

Yorumlar

  1. Elinize saglık hocam.Peki bizim MB dalgalı mı yoksa müdaheleli döviz kuru uyguluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Duruma göre ikisini de uyguluyor.

      Sil
  2. Ustadim
    Osman Tunaboylu'nun "Babama anlattigim Burokrasi ve Bankacilik hikayeleri" Ulkemizdeki Merkez bankasi Hazine ve bankalarin calismasini anlatan cok guzel bir eserdir, (sizden de sitayis ile bahsediyor) bahsettiginiz Para politikalari ile ilgili Merkez bankasi ve bankalar arasindaki kavgalari da anlatiyor, ilgilenenlere tavsiye edilecek bir kitaptir.

    YanıtlaSil
  3. Hocam yaziniz yine cok aydinlatatici tesekkurler
    benim bir sorum olacak
    bankadan geri satmak tahhudu ile tahvil alirsam ters repomu yapmis olurum. Yada kisacasi tahvilu geri almak uzere satan repo mu yapmis olur
    hep karistiririm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Repo herhangi bir sabit getirili menkul kıymetin, belli bir süre sonunda önceden tespit edilmiş şartlarla geri alma taahhüdünde bulunarak satışıdır. Menkul kıymeti geri satmak üzere alan taraf da reverse (ters) repo yapmış olur.

      Sil
    2. Doğrudur Selçuk..halk arasında "repo yapmak" terimi yanlış yerleştiği için karıştırılıyor. Repo diye zannedilen insanların yaptığı şey geri verme taahhüdü ile yapılan varlık alımıdır, ters repo yani. Repoyu banka, ters repoyu müşteri yapıyor özetle

      Sil
    3. Tesekkurler bilgi icin
      aslinda tc de yalnis bilinen ekonomik bilgilerden bir yazi cikabilir. Cekte vade ters repo olayi vb

      Sil
    4. hocam bu durumda merkez bankası repo yaparak piyasaya para mı veriyor yoksa piyasadan parayı mı çekiyor? merkez bankasının yaptığı repo neticesinde Türk parasının değeri artar mı azalır mı?

      Sil
  4. hocam şu faiz koridoru denen illeti net bir ifade ile açıkladığınız için teşekkürler
    müfredat merkez bankasından gidiyor sanırım :)

    merkez bankasının bağımsızlığına da değinmek iyi olur gibime geldi eğer müfredat bankadan gidiyor ise

    yaz sıcağında ders çalışan ya da çalışmak zorunda olanlar var bir de yazılarınızı keyifle okuyup tekrar edenler var

    çok iyi bir iş yapıyorsunuz hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir de deniz gökçe mesela merkez bankasının sağlamlığından bahsederken
      başka birisi de "bu ateşe rezerv dayanmaz" diyebiliyor

      merkez bankasının en gelişmiş enformasyona sahip olduğu kanaatindeyim ve de elindeki enstrümanlarla kolay bir şekilde har vurup harman savuracağını sanmıyorum

      nihayetinde monopoly oynamıyoruz ki

      enformasyon demişken bana da iktisat hocamın anlattığı bir fıkrayı anlatmak isterim:

      evvel zamanda kızıldereliler toplanıp, reise danışmaya gidiyorlarmış. malum kış geliyor diye.
      -reis kış geliyor odun toplayalım mı?
      reis de düşünmüş taşınmış gereksiz yere odun toplanmaması adına, "ne de olsa kış bu soğuk olur" diye odun toplatılmasını söylemiş.
      kızıldereliler başlamış odun toplamaya.
      aradan bir müddet geçmiş. tekrar reise sormaya gidiyorlarmış kızıldereliler:
      -reis kış için odun toplamaya devam edelim mi?
      reis de akıllı adam. oturmuş düşünmüş ve hava durumu ile ilgili uzman kişiye sormuş "kış nasıl geçecek?" diye.
      havadurumcusu da kötü geçecek demiş.
      reis de bu yoruma göre kızılderelilere odun toplatılmasını emretmiş.
      kızıldereliler harul hurul odun toplamaya devam ediyorlar.
      bir müddet daha geçmiş. kış yaklaşıyor. ama havalar o kadar soğuk değil. "odun toplatılma fikri gereksiz miydi acaba?" diye düşünmeden edemiyor.
      havadurumcuya tekrar sormaya karar vermiş:
      -yahu kış yaklaşıyor, havalar soğuk değil. sen neye dayanarak bana kışın kötü geçeceğini söyledin?
      +görmüyor musun? haruş hurul odun topluyor kızıldereliler!

      Sil
  5. Hocam ben TCMB'nin geçen yıl Ekim ayına kadar uyguladığı faiz politikasını 12 Haziran seçimlerine bağlıyorum. Seçimlerden önce cari açık acı acı alarm veriyordu zaten. Yani gidişatın gidişat olmadığını hem ekonomi yönetiminin hem TCMB yönetiminin idrak edememiş olması mümkün değil. Geri zekalı filan olmaları gerekir ki tabi ki değiller. Kur düzeltmesi ve akabinde enflasyonist etkilerin oluşması bir tetikleyiciye bağlıydı. O tetikleyici de İtalya ve İspanya 10 yıllık faizlerinin %6'ların üzerine çıkmasıydı (Avrupa'nın 12 Haziran seçimlerinden sonra karışması da hükümet açısından büyük şanstı) Seçimlerden evvel öyle bir hükümet vardı ki tek amacı başkanlık veya yarı başkanlık sistemini getirmek için gerekli meclis çoğunluğuna ulaşmaktı. Bunun için de her yolu denediler maşallah. Kredi hacminde ve para arzında normalin çok üzerinde artış bunlardan biriydi. TCMB de suskun kaldı, dengesizliğe göz yumdu.

    YanıtlaSil
  6. Hocam yazı icin elinize, aklınıza saglık.Hocam rezerv opsiyonu katsayısını (ROK) daha ayrıntılı anlatabilir mısınız veya hali hazırda bilgi edilebileceğimiz bir yere yönlendirebilir mısınız? Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada daha ayrıntılı bilgi var:http://www.haberx.com/tl_zorunlu_karsiliklarin_yabanci_para_olarak_tutulabilecek_kisminda_ust_sinir_yuzde_60a_yukseltildi(17,n,11059617,143).aspx

      Sil
  7. Hocam, TCMB'nin para stokunun -hani başbakanda söylüyor-faiz politikalarına bir etkisi var mı?Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rezervlerin faiz politikasına direkt etkisi yoktur.

      Sil
  8. Üstad, merkez bankasının elektronik veri sisteminde 1-2 ay öncesine kadar "parasal göstergeler" bölümü vardı. O bölümde ta 1980'lere ait veriler vardı. Şimdilerde bu bölümü sayfadan kaldırdılar. "Para arzı" adında bir bölüm var ama veriler 2005'ten başlıyor, daha önceki yıllar yok. Sizin merkez bankasında dostlarınız vardır, neden kaldırılmış olabilir? Veya başka bir kısma mı aldılar verileri?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz yazdıktan sonra ben de baktım ve bulamadım. Maalesef benzer bir durum Hazine sitesinde de oldu. Sordum geçmiş veriler farklıydı o nedenle karşılaştırma şansı kalmamıştı dediler. Oysa ABD verileri 1800'lerden beri geliyor. Bir daha araştıracağım TCMB verilerini.

      Sil
  9. Hocam ellerinize sağlık karmaşayı ortadan kaldırmada üstünüze yok :)

    YanıtlaSil
  10. Hocam konuyla ilgisiz gibi gözükebilir, ama bu sayfayı takip eden başka arkadaşların da sorunu olabiliecek bir mevzu.

    Hazine Müsteşarlığı yeni sınav ilanı verdi ve geçmiş yıllardaki gibi yine sadece bölüm bazında(İktisat,İşletme,Maliye) başvuru alıyor. Dolayısıyla diğer İİBF bölüm mezunları iyi puanları olsa dahi başvuramıyor. Ben de sizin gibi SBF mezunuyum, iktisat için istenen puan türünde ilk 250 içindeyim ama başvuramıyorum bölümüm dolayısıyla. Hazine'nin bu işe alım politikasının sebebini çözemedik yıllardır. Soracak bir siz kaldınızi nedir bunun sebebi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu yeni duydum, amacı nedir bilmiyorum ama bence doğru bir tercih değil.

      Sil
  11. Hocam, sonunda ne nedir ne degildir anladik cok tesekkurler

    YanıtlaSil
  12. Yazıda en çok dikkatimi çeken bölüm "Karşılıklar Politikası" oldu. Buradaki zincirleme reaksiyon likidite yönetimi anlamında aslında çok önemli bir "leverage" etkisi yaratıyor adeta. 100 TL mevduat karşılığı zincirleme işlemler sonrasında tamamıyla TCMB'ye park edilirken adeta 1'e 10 kaldıraç uygulayarak parasal sistem 100 TL'den 1.000 TL kredi hacmi yaratabiliyor. Sonrasında ise son dönemde FED ve ECB eliyle dünyaya saçılan trilyonlarca Dolar ve Euro aklıma geliyor. Krediye dönüşebilse ortaya çıkabilecek parasal genişliği hesaplamaya 4 işlem yeterli olamıyor zihnimde. Ancak Avrupa'daki siyasi yenilenme arayışı nedeniyle şimdilik beden bulamıyor kendine bu muazzam likidite gömleği. Bir düğmeye basılmış gibi adeta başlayan Arap baharı Avrupa'ya bu defa sonbahar kasvetiyle çöküyor. Bu sayfadaki yorumlarımda sürekli belirttiğim üzere Merkel-Bundesbank-Almanya ekseninde bir yeniden yapılanma arayışı devam ediyor. Bir yandan da son güneşin yükseldiği yerdeki 10 yılda %10 üzerinde büyümüş bir devin %7'ye düşen büyüme rakamlarının verdiği endişe gezegenin üzerinde yeni bir karanlık bulutu simgeliyor. Tüm bu olumsuzluklar ışığında ise TCMB her kararı oldukça eleştirilse de ilk anda, elindeki muazzam veri setinin de yardımıyla proaktif başarılı bir eko-yönetim gösteriyor. Son dönem PPK kararında belirttiği gibi de "Faiz Koridoru"nda yakın dönemde yapacağı bir değişikliğe kapı aralıyor. Makas değişikliğinin doğru zamanı sanırım, aksi durumda 2013 yılına ilişkin global durgunluğun daha çok yansıması olabilecek TR üzerinde ve dolayısıyla düşecek vergi gelirleri nedeniyle de bütçe dengesinde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir özet analiz yapmışsınız, elinize sağlık.

      Sil
  13. Hocam çok teşekkürler. MB para politikası araçları ve yarattığı etkiler bu kadar güzel özetlenebilirdi. Kurum sınavlarına çalıştığım şu günlerde benim açımdan çok yararlı bir tekrar oldu, yeniden teşekkürler.

    YanıtlaSil
  14. istanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan faiz oranları tam olarak ne oluyor hocam???

    YanıtlaSil
  15. merkezin faiz koridorunun alt ( taban) limiti düşürmesi neyi etkilyor sayın hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fon fazlası olan bankaların, merkez bankasına gecelik borç verme oranını etkiliyor. Alt limit düşünce bankalar elindeki fon fazlasını başka yatırım araçlarına yöneltiyor.

      Sil
  16. Hocam Peki bu fonlama faizi Bizim O/N Repo Dediğimiz gecelik faiz mi oluyor ?

    YanıtlaSil
  17. hocam iyi günler benim şöyle bir sorum olacak sizce tcmb duruma göre mi yoksa kurala göre mi hareket ediyor?Cavebınız için şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurala göre gibi görünse de duruma göre hareket ediyor izlenimi veriyor.

      Sil
  18. devlet piyasadaki likitideyi çekmek için hangi işlem yapar (repo-ters repo ) süreç açısından söyleyebilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB, ağırlıklı olarak repo ihaleleri yoluyla piyasadaki fazla likiditeyi çekiyor (APİ işlemleri.)

      Sil
  19. Güzel ve aydınlatıcı yazı olmus hocam elinize saglık. Peki MB kısa vadeli faizi ile piyasa faizi arasındaki açık neden bu kadar artmakta?

    YanıtlaSil
  20. Hocam elinize sağlık, "Kolay Ekonomi" kitabınızda yüzeysel olarak bahsetmiştiniz bu konudan. Acaba daha ayrıntılı olarak, hatta klasik sorulardan oluşan bir sınava çalışmak için bir kitabınız var mıdır?
    Mesela "zorunlu karşılıklar ile faiz koridoru arasındaki ilişki nedir? Bankalar nasıl etkilenir?" bu soruya ayrıntılı bir cevap bulabileceğimiz şekilde bu konuları anlattığınız bir kitabınızı tavsiye eder misiniz?

    YanıtlaSil
  21. Yani ufak mevduatlara bile faiz vermesinin sebebi 1-10 hacim sağlıyor oluşu. Çok açıklayıcı bir yazı olmuş. Peki burda kredi kartı harcamalarının bankaya avantajı ne bazen 1000-100 tl puan bile veriyorlar. Sonuçta cebinden para çıkıyor.

    YanıtlaSil
  22. Yazınızın güzel yanı aradan nerdeyse 3 yıl geçmiş ve aynı şekilde güncelliğini koruyor

    YanıtlaSil
  23. hocam birkaç sorum olacak cevaplarsanız çok sevinirim. 100 tl lik mevzuatı 1000 tl yaparak satmanın aynı evi yada herhangi bir aynı malı 10 kişiye satmaktan ne farkı var_?bir evi 10 ayrı kişiye satmak suçtur dolandırıcılıktır finans dışında :) bunun sebepleri nedir önüne geçilemez mi_?oranları yükseltsekte pek fayda etmiyor aslında 20 yapsak 5 katına çıkarabilcek o da yalnış.peki kanada gibi ülkelerde zorunlu karşılık 0.oralarda teorik olarak sonsuz para üretilebilir.ayrıca diyelimki mevduat faiziyle kredi faizi eşit diyelim.genelde daha fazla olur kredi faizi ama ben genede fazla fazla söyleyeyim.bankalar 100 tl için yılık %10 veriyor.kredidende %10 alıyor.ama 1000 tl'den %10 alıyor 100 tl eder.100 tl mevduatada %10 veriyor 10 tl eder.90 tl kâr.adamların sermayelerini de düşündüğümüzde korkunç bir tablo çıkıyor ortaya.1-2 lira sermayesi olsa bankanın.90 tl kazandığını düşünürsek sermayesinin 45-90 katını kazanıyor.ayrıca bir sorum daha olacak şu an bildiğim 100 milyar civarı bir somut para basmış merkez bankası bugüne kadar toplamda.bankalardaki mevduat 1trilyondan fazla .bu para nerden geliyor ?
    kısaca genel olarak bu sistemden biraz bahsedebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
  24. Hocam merhaba
    Tüfe > Üfe durumunda
    MB repo mu kullanır ters repo mu ?

    YanıtlaSil
  25. merhaba hocam MERKEZ BANKASI NEDEN BORÇ ALIP VERİYOR?sorusuna cevap arıyorum..

    YanıtlaSil
  26. Hocam Merhaba acaba MB bugün açıkladığı sabit faiz uygulamasını ve bunun para piyasalarına yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz.?

    YanıtlaSil
  27. Hocam elinize sağlık. Bir iki sorum olacak,

    Bankaların mevduatlardaki para miktarından belirli bir yüzde ayırıp MB ye karsılık payı olarak yatırmasının temel sebebi nedir? MB bu paralara faiz vermediğine göre bu bir nevi bir kontrol aracı mıdır?

    Haftalık repo faizinin daha düşük olduğu düşünülürse bankalar neden gecelik faizi tercih ediyorlar? Gün itibariyle gecelik faiz kullanmak zorundalar ancak zaten realitede bunu tercih ediyorlarsa MB nin haftalık ihale açmaması nasıl bir etki yapabilir?

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  28. Merhaba hocam geçmişteki merkez bankacılığı ile günümüzdeki merkez bankacılığı arasındaki fark nedir acaba?

    YanıtlaSil
  29. Hocam elinize sağlık :) bir sorum olacaktı.
    Karşılıklar politikası oranları ile oynanmalı mi? farklilastirma teknikleri ise yarar mı ? rom mekanizması bu çerçevede nasıl etkilenir?
    Rom mekanizması TCMB nin para arzının üzerinde etkili olmasından ziyade başka değişkenler üzerinde etkili olma arzusuna mi dayanmaktadır? Bu durumda rom analizi ne yönde olacaktır?
    Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  30. Merhaba herkes, EGO LC, Avrupa Petrol Kredisi Kredisi Şirketi'nin direktörü Alexander Grant'tir ve bu şirket, daha az ayrıcalıklı olana yardımcı olmak için gönüllü olan, bankada bir kredi alamayan gönüllü bir kuruluştur ve ayrıca herhangi bir şirkete ve birçok kişiye borç veririz Daha fazla bugün E-posta uygulamak için: oilgasloancompany01@gmail.com

    YanıtlaSil
  31. Merhabalar Hocam, Kitaplarınızı yeni keşfettim. İki ayrı kitapçıda ekonomi kısımdaki tüm kitaplara baktığımda bilinçsiz bir şekilde sizi daha önce duymadığım halde, aynı gün 2 kitabınızı almış oldum. Hazine kitabınızı ve analiz kitabınızı aldım. Size bazı sorular sormak istiyorum. Buna cesaret etmemin sebebi sorulan sorulara verdiğiniz samimi cevaplar...;
    Bankaların, Merkez Bankası sınırlamasında yarattığı kaydi para, verilen kredilere dayanmaktaydı. Bankalar kazançlarını kredilerden faiz aracını kullanarak sağlıyorlar. Piyasada satın alma gücü olan belli bir kağıt parayı bankanın kullanıp 100TL yi 1000TL yaptığını kasasında 100 TL nakit 1000TL elektronik para olduğunu varsayalım. (Kağıt para ile elektronik para arasında kendinden değer olmama itibarıyla bir fark görmemiyorum aslında ikisininde Merkez Bankasında sabit bir altın karşılığı yok. İkiside güvene dayalı değeri var). Birçok kişinin öne sürdüğü herkes parasını nakit olarak istese sistem çöker tezinide anlayamıyorum. Banka ihtiyacı olan nakit parayı, merkez bankasına gidip, hesaplarındaki elektronik kaydi parayıda merkez bankasına aktararak sağlar. Ya da müşterisine kullanabileceği çek falan verir. Sonuçta çekte bir anlamda kağıt para. Ekonomideki büyümeyi etkileyen bu yaratılan paranın (kaydi para), sisteme bir gün son verildiğinde oluşacak durumu düşünüyorum. Ama sistemi bir anda donduracağız. Piyasaya verilen kaydi para sonuçta bir bireyin alacağı ise diğerinin borcu olup, banka alacak verecek işlemini bitirdiğine ortada bankanın geliri için yarattığı faiz parası kalacak. Tabi piyasadaki 100TL den fazla faiz alacağı varsa. Neyse bu piyasada olmayan parayıda en son alacaklısından para değilde mal olarak alıp hesabını kapatır. Buraya kadar sistemi doğru anlamışımdır inşallah. Piyasadaki toplam paranın büyümesi temel olarak bankaların kaydi paralarına dayanmıyor mu? Buradan da söyle birşey anlıyorum tüm krediler asla geri ödenemez çünkü sistem temelde bunun üzerine kurulu ve sistemde olmayan parayıda faiz yaratır. Bunları doğru anlıyormuyum diye soruyorum hocam. Merkez bankası ise nasıl para basar? Yani para basma dediğimiz kağıt paramı sadece? Merkez bankasının normal bankadan tek farkı diğer bankaları kontrol ve kağıt para basma işlemi mi? (Temel olarak demek istedim). Kaydi para yöntemiyle oda para üretiyor. Peki durum böyle ise Merkez Bankası para basmasını (kağıt mı? yoksa elektronik olarak göndererek mi?) ,bunu karşılıklı mı karşılıksız mı olduğunu (Karşılık: Altın mı demek? yoksa Fiyat istikrarını sağlayacak kadar miktarda kağıt mı?) ve bu paraları kime verdiğini (yani sisteme nasıl soktugunu) sonra bu paraları geri alıyor mu yoksa hazineye geri almadan mı veriyor? Bunları anlayamıyorum. Hazinede normal bir işletme gibi para toplayıp, fazla toplayamazsa kredi alıyor. Bu bakımdan özel şirketlerden farkı yok gibi duruyor. Sonuç olarak bu sistemi anlamada paranın yaratılmasının nasıl olduğunu hep artan bir eğilim mi göstermesi gerektiğini, karşılıksız para basmanın ne olduğunu anlayabilirsem bir de bu sistemde alacak verecek kalemlerini hesapladığımızda ortaya çıkan bankaların faiz üzerinden asıl yarattığı parayı nasıl sıfırlayabileceğini anlayabilirsem bence sistemi çözeceğim diye düşünüyorum. İyi günler.

    YanıtlaSil
  32. Merhaba Değerli hocam... Bir sorum olacaktı.Merkez Bankası para politikası ile hisse senedi fiyatları arasındaki ilişki nedir?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı