Türkiye'nin En Önemli Ekonomik Sorunu Nedir?
Başlıktaki soruyu sorarak
yaptığım 10.08.2012 tarihli anketten çıkan yanıt gelir dağılımı eşitsizliği
idi. Cari açık ikinci, işsizlik üçüncü sırada yer alıyor. Tablo şöyle:
Katılım 496 kişi
|
%
|
Gelir dağılımı eşitsizliği
|
58
|
Cari açık
|
23
|
İşsizlik
|
12
|
Büyüme
|
2
|
Faiz
|
1
|
Enflasyon
|
0
|
Bu tabloya bakarak kesin sonuçlar
ve yargılamalar çıkarmak doğru olmaz. Bunun birkaç nedeni var: (1) Ankete katılan
sayısı 500 dolayındaydı. Yani örnekleme çok düşük sayıya dayanıyor. (2) Benim
twitlerimi ve bloğumu izleyenler genellikle iyi eğitimli, ekonomiden anlayan
kişiler, dolayısıyla temsil yaygınlığı söz konusu değil. Bu eksiklerine
karşılık anket yine de değerlendirilmeye değecek bir eğilimi gösteriyor. Önce
bunları yorumlamaya çalışayım.
İlk dikkati çeken şey şu: Geçmiş
dönemlerin bir numaralı sorunu olarak görülen enflasyon artık sorun olarak
değerlendirilmiyor. Türkiye’de enflasyon dünya sıralamasında halen oldukça
yüksek bir sırada olduğu halde Türk insanı tarafından geçmişte yaşanan çok
yüksek enflasyonlarla karşılaştırıldığında makul bulunuyor. Ayrıca geleceğe
ilişkin düşüş umudu da oldukça güçlü görünüyor. Ki enflasyon sorun olmaktan
çıkarılmış durumda.
İkinci önemli konu faizler.
Yazarlar, yorumcular, politika yapıcılar tarafından çokça tartışılan faizin
düşüklüğü ya da yüksekliği, faiz lobisi, faiz politikası gibi kavramlara karşın
kamuoyu faizin Türkiye ekonomisi açısından bir sorun olduğu görüşünde değil.
Gelir dağılımı eşitsizliğinin ilk
sırada çıkması çok şaşırtıcı değil. Çünkü toplum zengin ile fakir arasındaki
farkı her gün sokaklarda, gazetelerde, televizyonlarda görüyor. Benzer bir
durum cari açık için de geçerli. Bu konu o kadar çok konuşuldu, o kadar çok
tartışıldı ki insanlar önceleri pek de farkında olmadıkları bu sorun açısından
çok daha yakın ve dikkatli gözlem yapar oldular.
İşsizliğin en temel ekonomik
sorun olarak üçüncü sırada yer alması biraz şaşırtıcı. Benim twitlerimi ve
bloğumu izleyenlerin önemli bir bölümünün üniversitede öğrenci olduğunu ve
mezun olduklarında iş bulabilme endişesi yaşadıklarını biliyorum. Buna karşın
işsizliğin üçüncü sırada kalması ankete yanıt verenlerin öğrenciler ve iş
arayanlardan çok çalışan kişiler olduğu, yani bir işlerinin olduğu izlenimini
yaratıyor.
Şimdi gelelim yanıtların
değerlendirilmesine. Yukarıdaki tabloyu bu kez mevcut durumu göstererek ele
alalım.
2011 Sonu
Durum
|
Ülke
Sıralamasındaki Yerimiz
|
|
Enflasyon (Yılsonu TÜFE)
|
10,4
|
153 / 182 (84)
|
Faiz (TCMB Politika faizi)
|
5,75
|
25 / 32 (78)
|
Cari açık
|
9,9
|
135 / 183 (74)
|
İşsizlik
|
9,9
|
70 / 103 (68)
|
Gelir dağılımı eşitsizliği
|
0,40
|
99 / 147 (67)
|
Büyüme
|
8,5
|
12 / 184 (7)
|
Tablonun son sırası bize karşılaştırmaya alabildiğimiz dünya ülkeleri arasında Türkiye’nin 2011 yılsonu itibariyle yerini gösteriyor (Bu karşılaştırmalarda faiz ve gelir dağılımı eşitsizliği oranları dışında IMF WEO database verilerini esas aldım. Gelir dağılımı eşitsizliği ölçümünde kullanılan Gini katsayısı verileri Human Development Report verilerini kullandım. Faizleri ise çeşitli sitelerden derledim.)
Tabloda son sıradaki değerler en
iyiden en kötüye sıralamasına dayanıyor. Örneğin en iyiden en kötüye doğru
yapılan enflasyon oranı sıralamasında Türkiye 182 ülke arasında 153. sırada yer
alıyor. Parantez içindeki 84 oranı da 153/182’nin 100 ile çarpılmasıyla bulunan
bir oran. Bu oran sıfıra yaklaştıkça ülkenin dünyadaki yeri iyi, 50 dolayında
ise ülkenin yeri dünya ortalaması düzeyinde, 100’e yaklaştıkça ülkenin durumu kötü
anlamına geliyor. Buna göre örneğin Türkiye’nin 2011 yılsonu itibariyle
enflasyon oranındaki durumu dünya ortalamasına göre son derecede kötü. Faiz
konusunda aynı sıralamaya göre Türkiye, karşılaştırmaya konu alınan 32 ülke
arasında 25. sırada yer alıyor ve 78 oranına sahip bulunuyor. Bu da son
derecede kötü bir konuma işaret ediyor. Cari açık, işsizlik ve gelir dağılımı
eşitsizliği oranları da oldukça bozuk olan Türkiye’nin 2011 yılsonu itibariyle en
iyi ekonomik göstergesi yıllık büyüme oranı. Türkiye yalnızca büyüme oranında
en iyiler arasında yer alabiliyor.
2011 sonu itibariyle eldeki
veriler bize dünya ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin en temel ekonomik
sorununun hala enflasyon olduğunu, onu yüksek faizin ve cari açığın izlediğini
gösteriyor. Dünya ile yapılan karşılaştırmalar anketteki sonuçların tam tersini
gösteriyor.
Bu anketi çok daha geniş bir
katılıma yönelik olarak yeniden yapmak gerekiyor.
Hocam,ben ankete katılamayanlardanım.Enflasyon artık kanıksanmış. İnsanlar özellikle haber kanallarında pazarlarda yapılan röportajlarda cevap olarak "alamıyoruz eski kadar" deyip geçiyor.Enflasyonu önemsemmiyor.Zenginin parası var fakirin yok gibi yorumlanıyor.Buda Gelir dağlımı eşitsizliğine vuruyor.Buda muhtelemelen çalışan üst kesim, esnaf genelde bizde serbest meslek sahibi diye anılan iş sahibi kişiler arasında göze çarpıyor.İşsizlik kesinlike yoğun.Geçen gün bir ulusal gazetenin yerel ekinde de yer aldı,Üçüncü büyük şehir İzmir'de fazlasıyla hissediliyor.Hocam nasıl olur bilmiyorum amam bu tür bir ankete Linkedin profesyonel sosyal ağda daha fazla kartılım ve yoırum olabişlir. Ben anketi kaçıdığım için link veremedim. Belki sizi takip edenlerden vermiş olan olabilir. Ama sizin orada da üye kabul edip yada bir gruba üye olmanız belkide kendi bir grup kurup olabilir.Saygılarımla.
YanıtlaSilBu anketi tv kanalıyla tekrarlayalim belki daha yaygın katılım sağlarız.
SilHocam, beni mahçup ettiniz. Sosyal Medya tutukunu olunca o yönünüzü unutmuşum.
SilSayın Eğilmez. Anketin ortaya çıkardığı bir sonuç daha var bence. O da, bir cok konuda olduğu gibi, ekonomi konusunda da bilimsellikten uzak, gündelik bilgi, görgü ve duygularımızla hareket ettiğimiz gerçeği. Ekonominin de bir bilim olduğunu, bir cebimize giren para ile diğer cebimizden çıkan para arasındaki farkı sayılarla ifade etmeyi ve bunu değerlendirip yorumlamayı öğrendiğimizde, gerçeği daha iyi yorumlayabilecegimize inanıyorum. Aslında, siz bu yazılarınızı "Dummies" serisinde olduğu gibi kitaplaştırsanız, eminim ki çok yararlı olacaktır. Ama tabii herkesin herşeyi bildiği, her konuda herkesin konuşabildiği bir ülkede bu kitabı kim okur, onu da bilemem!
YanıtlaSilTam öyle olmasa da benim bu konulardan kitaplaştïrdığım Kolay Ekonomi şu anda 5. Baskıya gidiyor. O kadar da fena değil durum.
SilÜstad, bence ankette "cari açık" seçeneği yerine "tasarruf yetersizliği/rekabet/verimlilik" seçeneğini koysaydınız (çünkü ikisi de aynı kapıya çıkıyor) çok farklı bir sıralama olurdu. Problem "Cari açık" olarak adlandırıldığı zaman vatandaşta "ya n'olucak daha az ithalat yaparız, olur biter" mantığı oluşabiliyor. Ama siz de iyi bilirsiniz ki kazın ayağı öyle değil, daha az ithalat değil daha çok ihracat yapmamız lazım.
YanıtlaSilAnkete aldığım kavramlar hemen herkesin bildiği kavramlar sizin dedikleriniz daha az biliniyor?
SilÜstad, bugün babamla birlikte semt pazarına çıktım. Orada birkaç pazarcı esnafla konuştum. Yaptığınız anket aklıma geldi ve "ülkenin en önemli ekonomik sorunu nedir?" diye sordum. İlk verdikleri yanıt "iğneden ipliğe herşey Çin'den, dışarıdan geliyor" oldu. Biri "bir yığın araba denedim, şu Transporter gibisi yok, elin Almanı gibi yapamıyoruz" dedi. Dışarısıyla rekabet etmekte sorun yaşadığımızın hepsi farkındaydı. İşsizlik problemi için "işsizlik yok abi. millet tembel, iş beğenmiyor" dediler mesela. Gelir dağılımı eşitsizliği için ne düşündüklerini dolaylı bir şekilde "bazısında çok para var, bazısında hiç yok" diyerek tepkilerini almaya çalıştım. sadece "aşırı lüks harcamalar var, israf, günah" dediler, başka birşey söylemediler. "Cari açık, ithalat-iharacat" dedim "gerçek ithalat resmi rakamlardan daha fazladır. gümrükte neler dönüyor" oldu!
Silevet, anketi işsizler değil ,iş güc sahibi okuyucu doldurmuş.zaten yorumlardan da anlaşılıyor..kafamın almadığı husus şu: büyüme 2, işsizlik 12 verilmiş..büyüme önemsiz bir sorunsa,işsizliğe verilen puan da düşük olmalıydı.ikisi arasında doğrudan korelasyon var..birinci sırayı gelir dağılımının alması da buradaki nispeten üst düzey okur olduğu teziyle çelişiyor..anketi kaçırmıştım ama sonucu görünce çok şey kaçırmadığımı anladım..
YanıtlaSilBelli ki gelir dağılımı eşitsizliğine fazla anlam yüklenmiş.
SilHenüz işe yerleşmemiş bir üniversite mezunu olarak ve özellikle benim durumdadakileri de göz önüne alarak ankette tercihimi ''işsizlik'' yönünde kullandım; ama sonuçlar bana da çok şaşırtıcı geldi.hocam anketlere devam etmekte fayda var.
YanıtlaSilAynen öyle ve ben de devam edeceğim.
Sil"insanlar iş beğenmiyor!" mesajını akıllara çivileyen üç beş kişiyi tebrik ederim(!) öncelikle; çünkü bu büyük bir yalan...
Silİşsiz bir insan hayatında bir kez olsun çalışmıştır bir yerde, öyleyse kaç kişi çalışanın emeğinin karşılığını verdin mi, kaç kişi işverene sen insanüstü bir varlık mısın da kendini bu kadar çok beğeniyorsun diye sordu vb sorular sordu?
ekonomik sorun birinci, işsizlik.
Doğru cevap paranın sorunlu üretim yöntemi yani parayı bankaların faizli üretiyor olması. Piyasada paranın %90'ını bankalar Kısmi Rezerv Sistemiyle (KRS) üretiyor. Sonra kimsenin üretmediği faiz/kar payını istiyorlar. Paranın kalan %10'u (emisyondaki fiziksel para) devletin bankalara borçlanmasıyla var ediliyor. Yine faizini kimse üretmiyor. Ekonomide kimsenin üretmediği bu faiz/kar payları nedeniyle alt gelir gruplarından başlayarak servetler bankalara transfer ediliyor. Bu sistemin adı Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS).
YanıtlaSilYani ilk seçenek gelir eşitsizliği bu sistemik problemin doğal sonucu. Diğer seçenekler de bir şekilde ana sorunla irtibatlandırılabilir.
Eğer ana sorunu arıyorsak şıklar içinde en yakın seçenek faiz olmalıydı. O da %1 aldığına göre göre demek ki ankete katılanların %99'u zihinlerinde gerçek problem olan akan çatı yerine çatının altına kova koymakla meşguller.
Faiz meselesi o kadar basit değil bence.
Silhocaminda vurguladigi uzre bu sitede yapilan bir anket uzerinden, ulke geneli ile ilgili cikarim yapmak olanaksiz olur cunku orneklem hatali. ekonomi egitimi almis ya da ekonomi gibi teknik bir konunun kavramlarina vakif icinde ogrencilerinde azimsanamayacak sayida bulundugu 500kisinin ulke ekonomisinin en buyuk sorunu ,anketine verdigi cevaplar. dogrulugu tartisilan verilere gore gini katsayimiz abd ile paralel ingiltereye yakin almanyadansa uzak. almanya uretiyor ve refahi her kesime yayiyor o yuzden her zaman dim dik. tek care uretmek ama ekonomik olani uretmek, bu saatten sonra elime aldigim bir vida alman mali olmasin.
YanıtlaSilDoğrudur, bu sadece bir eğilimdir bu çok sınırlı anketten fazlasını beklemek doğru olmaz.
SilMerhaba Hocam size büyük saygım ve güvenim olduğu için çözülmesinin çeşitli yolların olduğu bir problemimi paylaşmak istiyorum öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Proplemimi size buradan size yazmadan önce okulumuz öğretim üyelerine gönderdim lakin cevap alamadım size göndermeye karar verdim.
YanıtlaSilBen Çukurova Üniversitesi İİBF-Maliye bölümü iyi bir ortalama ile ikinci sınıfa geçtim. Planlarım iyi bir ortalama ile birinci sınıfı tamamlayıp iktisat çift dal yapıp okulu erken bitirerek ABD/İngiltere 'de İktisat lisansüstü yapmaktı ama maliye bölümünden iktisata çift dal kontejanı açmadılar ve bu beni çok huzursuz etti çok yüksek olasılıkla ileriki dönemlerde yine açılmayacak ve ben okulu matematiksel iktisadı, Nash'in Oyun-Denge Teorisi'ni görmeden okulu bitirmek istemiyorum okula 18 yaşında başladım sizce yeniden sınava girip iktisat bölümü başka bir okula geçmeli miyim ama iki yaş kaybı olumsuz görüyorum. Hocam sizce ne yapmalıyım yardımınıza ihtiyacım var, şimdiden teşekkürler...
Kesinlikle hayır. Bütün bunları yaz aylarında kendi kendinize çalışıp öğrenmeniz mümkün. ABD'ye master'a giderseniz zaten orada bunları seçimlik olarak alabilirsiniz. Üniversite eğitiminde unutulmaması gereken nokta şudur: Okul size belirli bir temel bilgiyi verir ve yol gösterir. Bu bilgiyi üst düzeye çıkarmak size kalmış bir şeydir. Okulu bitirdim artık iktisatçı diyenlerin hiçbiri iktisatçı olamamıştır. Her şey size kalıyor. Matematiksel iktisat ve oyun teorisi konusunda birçok kitap var alıp çalışın. Göreceksiniz ki bir süre sonra bunların eğitimini almış kişiler kadar iyi öğrenmişsiniz.
SilTeşekkür ederim Mahfi Hocam, karanlık uzun tüneli aydınlattınız. Dediklerinizi yapacağım.
SilUstad gelir daglimi esitsizligini ulkeler arasindaki yerimizi dusunerek iyiyz yada kotuyuz demek bence aciklayici degl.cunku kapitalist ekonomilerde sermayenin adil daglmamasi arzu edilendir.belli alanlarda toplanan sermaye buyumeye ivme kazandirir.buyumeyle gelir daglimi ters orantili islyr.kapitalist ekonomiler icinde gelir daglmi acisindan cok cok kotu olmamazi normal karsiliyorum.bu ulkelerin cogunun buyumesi doyuma ulastgi icin buyumeleri bizdn dusuk gelir daglmi esitsizlikleri bizdn iyi olmasi bu ikisinin dogru orantili oldgunu gostrmz.gelismis kapitalist ulkelerde kucuk buyume kucuk gini katsayisi olmasidan dolayi(bizdekinn tam tersi) tr nin onlarla kiyaslanarak iyiyz kotuyuz sonucu cikarmamiz bence dogru dgl.Gelir daglimi esitsizlignin sosyolojik ve psikolojik etkileri ekonominin dgr unsurlarini da olumsuz etkiler.ben hala Tr nin en buyuk sorunu gelir daglmi adaletsizlgdr diyorum.(affiniza siginarak dusuncemi belirtmek istdm)
YanıtlaSilGelir dağılımı eşitsizliği büyük sorundur ama yüksek enflasyon, işsizlik, düşük büyüme, kayıt dışılık, vergi adaletsizliği gibi sorunlar bu adaletsizliği daha da büyüten unsurlardır. Bu tür sıkıntıların minimum olduğu ekonomiler genellikle İskandinav ekonomileridir ve o nedenle de gelir dağılımı eşitsizliği onlarda en düşük düzeydedir.
SilDeğerli Hocam,
YanıtlaSilÜFE ve TÜFE arasındaki makası takip edecek olursak herhalde bu gelir dağılımı sorunundan dolayı fiyat artışlarındaki gelişme üretinin fiyatlarını arzu ettiği kadar da artıramadığını götermekte.Bu nedenle olsa gerek ki gelir dağılımı öncelikli çıktı anketinizde enflasyon daha önemli olmasına karşın.
ÜFE ile TÜFE arasındaki makas ekonomideki büyüme düşüşüyle de ilgili. Yani tüketici talebi düştüğü için üretici fiyatlarını artıramıyor. Bir süre sonra makas kapanır.
SilÖncelikle bir sonraki olası anket için iki farklı şık önerisi;
YanıtlaSil- Adaletsiz Vergi Sistemi (Dolaylı/Dolaysız Vergi oranındaki anomali)
- Kayıt Dışı Ekonomi
Bir de saptama ve ek yorum; Faiz başlığındaki değerlendirmede TCMB'nin politika faizi olarak %5.75 oran alınmış ancak, son dönemi pas geçersek öncesinde TCMB'nin istisnai gün olarak tanımladığı miktar bazlı ihale açmadığı günlerde %10 üzerinde oluşan faiz oranı söz konusu olabiliyordu. Belki bu şekilde bir değerlendirme yapılırsa 25/32 olan rakam daha da kötüleşebilir??
Son olarak; ankete verdiğim yanıta gelirsek..Seçimim Cari Açık idi. Gelir dağılımı eşitsizliği bence sadece ülkemizin değil gecegenimizin büyük bir sorunu. Enflasyon yüksek ama 90'lı yıllara oranla inanılmaz düşük yorumunuzda denilen gibi. İşsizlik konu başlığında ise tahminimce ülkemiz oranı iyileşirken global oranlar yükseldiği için oransal bir iyileşme söz konusu. Bu yorumlar paralelinde ben derim ki çözülmesi gereken en önemli yapısal problemimiz cari açıktır. İthalat/İhracat dengesizliğimiz, sahip olmadan fazla harcama tutkumuz, dikiş tutturamamak sonucuna dönüşüp borç yükü oluşturduğu için ve bu nedenle önümüzdeki nesillere gereksiz bir borç faizi yarattığı için. Ki borç/gsmh oranlarımız da görece olarak gelişmiş ekonomomilere oranla oldukça iyi bir seyiyede olmasına rağmen. sonuç olarak denebilir ki; beterin beteri varsa iyinin de iyisi olmalı ..
Önerdiğiniz iki ek seçenek benim de baştan beri aklımdaydı fakat seçenek arttıkça yanıtlayanların kafası karışıyor. Ama yine de bunları koymak gerekiyor. Öteki yorumlara diyeceğim bir şey yok, doğru saptamalar.
SilHocam, belki de enflasyon ve faizin dusuk olmasi buyumeyi de dusurecegi dusuncesi bizlerin enflasyon ve faizi daha az ekonomik sorun olarak gormemize neden olmustur...Diger bir sonuc da anketi kendi blogunuzda yaptiginiz icin sizin takipcilerinizin gelir dagilimina duyarli ve sizi izleyen ( cari acigi en cok gundeme siz getiriyorsunuz :)) kisiler olmasi da diyebiliriz...
YanıtlaSilDoğrudur, anketi çok daha geniş kapsamlı yapmak gerekir, ben de aynı kanıdayım.
Silustadim
YanıtlaSilGerci anketinize katilip en onemli sorun olarak "Gelır dagılımını" belirtmistim ama daha sonra biraz daha dusununce Gelirin dagilimadan once GELIR in elde edilmesi gerektigini dusundum. Bir ulkenin geliri, kaynaklarinin Rasyonel bicimde kullanilmasi ile artar, dolayisi ile Gelir Dagilimindan once "Ulke kaynaklarinin Dogru kullanılmasi" diye bir bolum olmasi gerekir diye dusundum, ancak ne yazik ki Anket sonuclarinda benimle ayni dusuncede olan pek kimse ile karsilasmadim
saygilarimla
ismail boy
Haklısınız ama sizin dediğiniz bir anketin boyunu aşar makaleye dönüşür.
SilHocam dunyada kı en buyuk sorun tuketımden uretıme doyumsuz olunmasıdır Dıkkat edersınız son donem de revacta olan organık uretımının getırı ve goturulerıne bakarsanız arzın talebı karsılama oranı dengesı dıger arzlarda gorunmuyor buda sunı ınıs ve artıslar olusturuyor.
YanıtlaSilİşin temeli budur.
SilHocam bu soru çok yerinde bir soru olmuş tebrik ederim.İşsizlik önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.İşsizliğin ekonomik özellikle de psıkolojik yıkımı gözardı edilemez.Gelir dağılımını belirleyen etkenlere baktığmızda işgücü piyasaları,üretim faktörlerinin dağılımı , eğitim gibi faktörleri görmekteyiz yani gelir dağılımındaki eşitsizlik bir sonuçtur.Önce bu sorunlar çözülmeli
YanıtlaSilASLI DOĞAN
Aslında hepsi birbirine bağlı.
SilEnerji kaynakları ve bunların doğru kullanımı.Türkiye'nin cari açığının önemli bir kalemedir enerji ithalatı.Dünyada'da bu kaynaklar için savaş verilmektedir halen.Bunun nasıl önleneceği konusundaki fikri size danışmak isterim.Son tahlilde enerji problemi çözülürse dünyada ekonomik pek bir problem kalacağını düşünmüyorum.
YanıtlaSilEnerji sorununun çözümü en azından şimdilik kolay görünmüyor. Sürekli artan bir nüfus var. Bu da enerji talebini artırıyor. Bunlar iyi günler. 3 milyara yakın Çinli ve Hintli nüfusunun yalnızca yüzde 10'u gelişmiş düzeyde enerji gerektiren şeyleri kullanabiliyor. Ötekilerin de buzdolabı, çamaşır makinesi, klima, otomobil vb kullanmaya başladığını düşünmek bile sıkıntılı.
SilSavaş sonraları ekonomilerde gelir eşitsizliği azalıyor. 1. Dünya ve 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD de böyle bir tablo yaşanmış. Ancak ekonomik krizler sonrası gelir dağılımının nasıl değiştiği tartışmalı bir konu. 2008 Krizi sonrasında ABD gelir dağılımı ciddi olarak bozulmuştur. Finans kesimine bu süreçteki olumsuz rolü nedeniyle tepkiler çığ gibi büyümüştür. Türkiye'de de gelir dağılımındaki bozukluğun en önemli problemlerden birisi olarak anket sonucunda çıkması benim gözlemlerimle de tutarlı bir sonuç.
YanıtlaSilSavaşlar, ekonomik krizler sonrasında gelir dağılımı düzeliyor. Çünkü bu tür törpülenmelerde üst gelir grupları daha fazla etkileniyor. Gelir dağılımı eşitsizliği ciddi bir sorun. Toplumsal huzursuzlukların da temelini oluşturuyor.
SilBence kaydi para yaratma mekanizmalarındaki ölçüsü kaçmışlık nedeniyle zenginlikler sanal, para birimlerinin içi boş hale geliyor. Parayı yönetenler içi boşalmış "para"yı verip üretim faktörlerini ellerine geçiriyorlar, üretim faktörlerini "özelleştiren"(!) ülkeler bizde olduğu gibi ömrü sınırlı yol, okullara tablet vesaire gibi harcamalarla sermayeyi kediye yüklemiş oluyorlar. Üretim faktörlerinden vazgeçmek yoluyla ülkeye giren paraların yarattığı (başta emlak olmak üzere) balonlar da patlayınca elde madenlerini, limanlarını, sanayi kuruluşlarını, bankalarını, TOPRAĞINI, hatta suyunu küresel sermayeye kaybetmiş; tüketime dayalı ekonomisini canlandırabilmek için sağdan soldan para bulmaya çalışan, satacak şey kalmadığı için yaratıcı zekasını satacak şey yaratmaya çalıştıran zavallı ülkeler kalıyor. Emperyalizmin bu yeni şekli insanlığa değil sistemin sahiplerine hizmet ediyor, dünya ekonomisinin sahipleri açısından bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Dünya vatandaşları açısından bakarsak ise bence sorun, sistemin kendisi.
YanıtlaSilTamer.
Bu da başka bir bakış açısı.
SilBence dünyanın en büyük ekonomik problemi insanların irrasyonel olmaları ve gerçek ihtiyaçlarının ne olduğunu akıllarına sormak yerine sürüye takılıp gitmeleri.
YanıtlaSilMarshall Sahlin'in böyle bir teorisi var. Tüketim talebinin önemli bir bölümü ihtiyaçtan değil reklamdan doğuyor diyor.
SilBu da kapitalist sistemin en büyük handikapı değil mi? Sonsuz üret sonsuz tükettir. Sonlu bir dünya için mümkün mü? Sonsuzluk dünyada recycle ile mümkünken.
SilBence bu soru iki farklı başlık altında sorulmalıydı çünkü en önemli sorun olarak konuyu ele aldığımız zaman "öncelikle" çözülmesi gereken sorunlar ilk olarak akla geliyor. Oysa öncelikle çözülmesi gereken sorunlar Türkiye nin temel ekonomik sorunları olmayabilir. Temel ekonomik sorunumuz ondan kaynaklanan olumsuzluklar ortadan kalktığında geriye kalan sorunlardır diye düşünüyorum.
YanıtlaSilÇeşitli şekillerde yapılabilir tabii ama iş karıştıkça sonuç almak da zorlaşıyor.
SilSorun bence bir tane değil, birbirine bağlı 2 veya 3 sorun var. Ben özel şirkette satış departmanında çalışıyorum 3 senedir zam alamıyorum. çünkü bu işi benden daha az ücretle yapmaya hazır İŞSİZ pek çok insan var. Ücretim yeterli değil ve BORÇLUYUM. Patronuma her sene milyonlar kazandırıyorum ama GELİR ADALETSİZLİĞİ var. Ankette benim açımdan hangisini işaretleyeyim? Bu sorunu tek başıma yaşamadığıma da eminim...
YanıtlaSilBurada aradığımız kişilerin en önemli sorunu değil Türkiye'nin en önemli sorunuydu.
Silkendi özelimden yola çıkarak örneklemeye çalışmıştım yeterince başarılı olamamışım.
SilSorun Enflasyon.Eğer enflasyonu çözersek diğer sorunlar zaten kendiliğinden çözülür Türkiye hemen doğru fiyat istikrarı programına geçmeli
YanıtlaSilEnflasyon önemli bir sorun ama enflasyon çözüldüğünde ötekilerin kendiliğinden çözülme garantisi yok. ABD'de yıllardır enflasyon çok düşük ama ABD gelir dağılımı eşitsizliğinde son derecede kötü bir yerde.
SilBence sorun eğitim. OECD ülkeleri arasında yapılan Pisa testinde senelerdir istikrarlı bir şekilde son üçte yer alıyoruz. Ortalama eğitim düzeyinin bu kadar düşük olduğu bir ülkede fikir-proje üretmek, yetişmiş eleman bulmak ve neticesinde katma değer ortaya çıkarmak imkansız. Eğitimsizlik aynı zamanda yolsuzluğa ve kötü ekonomi yönetimine de yol açıyor.
YanıtlaSilEğitim sorunların belki de en başında geliyor ama o çok daha genel bir sorun. Yani soruyu demokrasi niçin gelişmiyor ya da niçin trafikte çok kötü araba kullanılıyor diye sorsak da eğitim yanıtı doğru olurdu.
SilKuru fasulyenin güzel olmasının en onemli etkeni sizce nedir ?
YanıtlaSila-Fasulyenin Cinsi
b-Et miktarı
c-Yapan kişinin Hüneri
d-Salça
e-Diğer
Merhaba hocam kitaplarinizin hepsini okudum bitti.tekrar iyi bi kitap arayisindayim. Acaba siyah kugu kitabi hakkinda ne düşünüyorsunuz? Veya onerebileceginiz baska ekonomi kitaplari var mi? Cevap verirseniz sevinirim. Teşekkürler saygilar..
YanıtlaSilSiyah Kuğu'yu okumadım. Nouriel Roubini'nin Kriz Ekonomisi iyi bir kitap. Ben şu sıralar Herbert Heaton'un Avrupa İktisat Tarihi kitabını okuyorum. İyi bir kitap ama hızlı okunamıyor.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilGelir dağılımının bu kadar eşitsiz olması varolan sistemin bir sonucu olmaktan çok varolma unsurlarından bile görülebilir.Bu nedenle bende ankette oy kullansaydım bu şıkkı -sırf tepki mahiyetinde de olsa- seçebilirdim.
'Gelişmekte olan ülke' ve 'büyüme' kavramlarının doğru şekilde yönetilebilmesi hususu da belki ülkenin bir sorunu olarak görülebilir.örneğin, gelişmekte olan bir ülkenin ekonomik büyüme sağlayabilmesi için siyasi iktidarın ortaya attığı fikrin tam tersine tasarruf oranlarının arttırılması,fiziki ve beşeri sermaye yatırımlarının arttırılmasıyla beraber 'nüfus artış hızının dşürülmesi' gerekmez mi? Ama biz de hala alt yapıların yeterlilikleri dahi tartışılmadan genç nüfusu arttırma hevesi edvam etmekte.
Ama ankete göre cevap vermek gerekirse -ve varolan tepkilerimi de bir yana koyarsam- ben işsizliği seçerdim.sosyal bir hastalık olma hali, tüm diğer şıklardan daha acımasız ve bireye daha direkt etkisi olması vb. nedenlerden ötürü.
Hocam bana göre oylama duygusal yapılmış. Gelir dağılımındaki eşitsizlik içimizde kanayan yaradır. Türkiyede duygusal bir ülke anket sonucu normal.
YanıtlaSilHocam artı olarak bir soru ben vergi sistemi demiştim ama şıklarda bu yoktu bunun ekonomideki etkisi çok mu düşük
merhaba hocam bence en buyuk sorun gelir dağılımı eşitsizliği peki sizce bu sorunun çözümünde ne yapmalıyız yardımcı olursanız sevinirim
YanıtlaSilhocam sizce son 5 yıldaki en büyük sorun türkiye için nedir?
YanıtlaSilhocam ankete göre en buyuk sorun gelir dağılımında eşitsizlik fakat bunu objektıf olarak son 5 yıl için nasıl değerlendirdiririz? cevap verirseniz sevinirim,teşekkürler.
YanıtlaSilhocam, bana göre türk ekonomisinin en büyük sorunu ve hatta belki de gelişmekte olan iktisatların en büyük sorunu enflasyon-cari işlemler açığı-faiz bermuda şeytan üçgeninin neden olduğu çok güçlü paradokslardır. bu konuda düşünceniz nedir sayın hocam?. saygılar....
YanıtlaSil1) Güncel ekonomik sorunlardan sizce en önemli iki tanesi nedir? Bu sorunların kaynakları ve alternatif çözüm önerileri hakkındaki görüşlerinizi belirtiniz.
YanıtlaSilYardımcı Olurmuusnuz