Siyaseten Katl
“Egemenliğin mutlak bir şekilde
tek elde toplandığı devletlerde, hükümdarın kudretinin son sınırı, kendi takdir
hakkını kullanarak ölüm cezası verebilmesidir. Bilhassa İslam ve Türk – İslam
devletlerinde bu kurum gelişmiş ve İslam kamu hukukunun önemli bir parçası
haline gelerek yaşamıştır. Türk – İslam devlet nazariyesi, hükümdarın bu
yetkisine bağlı olarak gelişen kuruma “siyaseten katl” adını vermiştir.” (Ahmet
Mumcu, Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl, Giriş kısmı, Birey ve Toplum
Yayınları. Katlin Türkçe karşılığı adam öldürmedir.)
Siyaseten katl, siyasal iktidarın
mutlak sahibinin emriyle adam öldürülmesi ya da cinayet işlenmesi demektir.
Başına siyaseten sözcüğü konulmasının nedeni bu eylemi, cezalandırılmayı
gerektiren adi adam öldürme eyleminden ayırmak içindir.
Fatih Sultan Mehmet’in kendi zamanına kadar yürürlükte olan
kanunları bir araya toplayarak yazdırdığı ünlü Kanunname-i Ali Osman’ın
(Kanunname-i Mehmedi ya da Fatih Kanunnamesi olarak da anılıyor) 37’nci maddesi
şöyle diyor: “Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların
nizam-ı âlem içün katletmek münâsibdir. Ekser ulemâ dahi tecvîz etmişdir.
Anınla âmil olalar.” Bunun günümüz Türkçesine çevirisini şöyle yapabiliriz: “Çocuklarımdan
hangisi saltanat makamına çıkarsa, dünya düzenini sağlamak amacıyla, kardeşlerini
öldürmesi uygundur. Din bilginlerinin çoğu da bunu onaylamıştır. Bu kuralı uygulasınlar.”
Muhtemelen bu kanun maddesi yazılı
olmayan bir gelenek olarak Fatih Kanunnamesinden önce de vardı, çünkü ondan
önce de kardeş katli yapılmıştır. Örneğin I. Murad (Hüdavendigâr) kardeşleri
Halil ve İbrahim beyleri ve kendisine isyan eden oğlu Savcıbey’i öldürtmüştür.
Osmanlı imparatorluğunda saltanata geçenlerin katlettirdiği kardeş, oğul ve diğer
akraba sayısı sayılamayacak kadar çoktur.
Bu alandaki rekor 19 erkek kardeşini öldürten III. Mehmet’e ait bulunuyor.
Hükümdara yani bir anlamda
devlete karşı başkaldıran kardeş, oğul ve diğer akrabaya uygulanan bu maddeyi o
devrin koşulları çerçevesinde anlamak mümkün olmakla birlikte bu tür bir
başkaldırının içinde olmayanların siyaseten katlini anlamak mümkün değildir. Örneğin
Fatih Sultan Mehmet’in henüz 2 yaşındaki kardeşi Ahmet’i öldürtmesini siyaseten
katl çerçevesine sokmak zorlama yorumlarla bile açıklanabilecek bir durum gibi
görünmüyor. Ayrıca konu eğer Fatih Kanunnamesi ile düzenlenmişse orada sadece
kardeş katli öngörülüyor. Yani o maddeyi esas alacak olursak padişahların başta
kendi çocuklarını öldürmeleri olmak üzere kardeş katli dışındaki öldürme
emirlerini adi cinayet olarak nitelememiz gerekiyor. Oysa oğulların katli de
aynı hızla sürüp gitmiş ve siyaseten katl kapsamında ele alınmıştır. Örneğin
Kanuni Sultan Süleyman’ın 2 oğlunu ve torunlarını boğdurttuğu biliniyor.
Başka iddialara dayalı tartışmalar
da var bu konuda. İlk iddia bunun bir yasa değil bir saray içtüzüğü maddesi
olduğu iddiasıdır. Saray içtüzüğü maddesi olduğu iddiasını doğru kabul etsek bile
bu maddenin Fatih’in emriyle yazılmış ve uygulanmış olduğu gerçeği değişmez. İster
yasa maddesi olsun isterse içtüzük maddesi olsun yol aynı kapıya çıkar. İkinci
iddia böyle bir yasanın Fatih tarafından hiç çıkarılmadığı iddiasıdır.
Varsayalım ki bu iddia doğru olsun. O zaman durum daha da vahim bir hal alır. Yasa
varsa hiç değilse bir yasa var ve ona uyulmuş olur, oysa yasa yoksa uygulama
yasa dışı keyfi bir uygulama halini almış olur.
Telipinu, Hitit tahtına kral I. Huzziya’yı öldürerek geçti.
Kendisi de cinayetle tahta geçmiş olmasına karşın taht cinayetleri geleneğine
bir son vermek istedi ve çeşitli düzenlemeler yaptığı ünlü Telipinu Fermanında
bu konuya da yer verdi. Fermanın tahta çıkış düzenini belirleyen bölümü şöyle
“Kral ailesinde kan (cinayet) çoğaldı. Ben Telipinu, Hattuşa’daki meclisi
toplantıya çağırdım. Artık kraliyet ailesinin çocuğuna kimse kötülük yapmasın.
Ona bıçak çekmesin. Birinci sıradaki prens kral olsun. Eğer birinci sırada
prens yoksa ikinci sıradaki oğul kral olsun. Eğer bir prens yoksa birinci
sıradaki kıza bir içgüveysi alsınlar ve o kral olsun.”
Hukuk sisteminin gelişmesiyle devlet yönetimi sisteminin
gelişmesinin tam ortalarında bir yerlerde yar alan Telipinu Fermanı, primogenitur
kuralına yani en büyük erkek çocuğun kral olması esasına önderlik etmiş
görünüyor. Batıda başlangıçta yaşanan taht kavgaları da aynı yöntemle
çözümlenmiş ve en büyük erkek çocuğun kral olması ilkesi benimsenmişken Osmanlı’da
bu yönteme ancak İmparatorluğun artık gücünü tümüyle kaybettiği son döneminde geçilebilmiş.
Hitit Kralı Telipinu M.Ö. 1535 ile 1500 arasında, Fatih
Sultan Mehmet ise 1451 (ikinci kez tahta çıkışı) ile 1481 arasında hüküm sürdüler.
Yani iki hükümdarın siyaseten katl konusuyla ilgili düzenlemeleri arasında
yaklaşık olarak 3000 yıl fark var. Aynı topraklarda birbirinden aşağı yukarı üç bin yıl farkla hüküm sürmüş olan bu iki hükümdardan ilkinin binlerce yıl önce daha
uygar bir çözüm bulmuş olması ilginçtir.
son cumlenizde belirttiginiz uzre gercekten "ilginc". acaba bu durumu donem kosullarini da iceren bir anlayis ile dinin dusunce yapisi uzerindeki etkilerinden kaynaklandigi ongorulebilir mi?
YanıtlaSilSanmam çünkü Kuran'da müslümamın müslümanı öldürmesi büyük suçtur.
SilTarihi hep kendi dönemi içinde değerlendirmek gerekir. Bu örnekte bir açıdan yorumlayarak, Hükümdarın yakınLarının katlini değerlendirmişsiniz.
YanıtlaSilDaha vurucu bir anlatım 3bin yıl göndermesi ile olmuş.
Ben bu yazınızdaki amacın ecdat dediğimiz bildigimiz En başarılısının bile affedilmez hatalar yaptığını göstermek olduğunu düşünüyorum. Bence yüzde yüz haklısınız da. Körü körüne haremi var ama biz onu öyle tanımadık demek at üstünde hayal etmek hep en hafifinden safdilliliktir.
Sadece bu ayrıntıyı ve yazı amacınızı bir sekilde belirtseniz daha çok anlamasını görmesini istediğimiz insanlara yardımcı olur.
Saygilarla
Her dönem kendi içinde değerlendirilirse sevaplarıyla hatalarıyla dersler çıkarmak mümkün our. Aksi takdirde hataları göremezsek hep onları tekrarlarız.
SilBurdan su sonucu cikarabilir miyiz? Insanlik hep ileri gitmiyor, hatta 3000 yildan bile daha fazla geriye gidebiliyor((:
YanıtlaSilEvet sanırım böyle bir sonuç da çıkarılabilir.
Silüstad vergi açığı kavramı bütçe açığı kavramı aynimidir??biraz alakasız oldu ama bide mali uyumun kalitesi ne demektir??şimdiden çok teşekkür ederim
YanıtlaSilBunu yeni duydum, araştırdım yanıtını bulamadım. Sanki bende vergi tahakkuku ile vergi tahsilatı arasındaki negatif fark gibi bir çağrışım uyandırıyor.
SilOsmanlidaki uygulamanin benzerlerinin Bizansta da olduguna dair bir yazi okumustum. Bu yazinin da ayni gelenegin 3000 yil oncesine dayandigini anlatacagini sanarken ters kose oldum iyi mi...
YanıtlaSilPek çok yerde benzer uygulamalar var. Hitit hukuku ise zamanına göre hatta bazı durumlarda bugüne göre bile ileri bir hukuk.
SilOsmanlı padişahlarının annelerinin devşirme olmalarına bağlardım bu katletmelerin altında yatanı.(çok basitçe). Neden; Orta Asya Türklerinin devlet yönetimi ve törelerini hiç göremiyoruz Osmanlı'da. Nerede o Hun ve Göktürkler döneminin kadın-erkek birlikte devlet yönetmesi?! İlk yorum yapan arkadaşın görüşüne katılıyorum. Tamamen din odaklı yönetim anlayışı.Şamanizmi terketmekle en büyük hatayı işlemiş atalarımız. İslamiyeti kabul eden uluslar neden bu kadar katı yönetiliyor dersiniz?
YanıtlaSilAslında İslamda müslümanın müslümanı öldürmesi büyük günah ama ilginç olanı Fatih'in bu konuda din bilginlerinden onay almış olması.
SilHocam Ataturk laikligi tam da bu yuzden getirdi iste... Birgun sonradan ankara muftusu olacak rifat borekci'ye sorar... İstanbuldaki seyhulislam benim katlimin caiz oldugunu soylerken sen ise tam tersi fetva verdin.Hanginizin ki dogru diye sorar. Borekci tabii ki benim ki diyince... Hayir der Ataturk... İstanbulda ki fetva padisahin etkisi altinda oldugu icin sen de benim yanimda oldugun icin farkli fetvalar veriliyor.İste bu yuzden din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi gerekir der... Ataturk'un temel aldigi laiklik bazilarinin iddia ettigi gibi dini etkisizlestirmek icin degil tamamen dinin bu sekilde mudahalelelerle siyaseten kullanilmasina imkan vermemek icindir. Son olarak son donemin modasina uyup illa bir ecdad sececeksek ben telinipu'yu tercih ederim... Yazilarinizi okumak buyuk keyif... Saygilarimla...
SilBunu bilmiyordum, öğrendim. Çok da önemli bir olaymış. Teşekkür ederim.
SilHocam, babam -Nazmi Kal- 1981 yilinda hazirlamis oldugu "Atatürk'ten Anılar" programi icin yapmis oldugu ropörtajlari "Atatürk'le Yaşadıklarını Anlattilar" adı altinda Gecen sene kitaplastirdi... Kitabin son bolumunde ki "mektuplar" kisminda bu anı mevcut... Bu vesile ile de size selamlarini iletmemi istedi...
Silhitit tanrıları; islam toplumlarını geri bıraktıran islamiyetten çok daha zararsızmış..tek tanrılı dinler faydadan çok zarar vermiş insanlığa..hala da vermeye devam ediyorlar
SilPeki bi şey sorcam ilk siradaki ogul yonetim becerisi olmayan orduyu disipline edemeyen ulkenin dis savaslara acik hale gelmesini sebebiyet veren halki yoksulluga surukleyen ogulu kim neyleye?uygarlik dedigimiz kime gore neye gore iktidar savasinin uygarligi toplumu en bilinmeyen uygarsizligada goturebilir.fatih kanunnamesine ve diger butun olaylara yasadigim pencereden bakip yorumlamak cok kolay olanidir.su donemde kim dedesinin gozlugunu takip yola cikiyor
YanıtlaSilHer uygulama kendi döneminin koşulları içinde değerlendirilmelidir. Önemli olan o dönemde neyin uygulandığından çok bunlardan gelişme için hangi dersleri çıkarabildiğimizdir. Yoksa bugünkü gözlüğümüzle 650 yıl önceki uygulamaya bakarak eleştiri yapmak değil. Benzer yargılama Cumhuriyetin ilk yılları için de geçerlidir. Her dönemin günahları ve sevapları vardır.
Silhocam yazdıklarınızı başka kaynaklardada okumuştum fakat okuduğum kaynaklarda daha farklı yorumlamışlardı bu durumu özellikle yazıda geçen padişahlara ve bir çok padişaha islam ve peygamber aşığı veli zatlar olarak bakılır, kaynaklara göre dini yaşantılarıda bunu doğrular buna göre tüm bunların milletin ümmetin birlikteliği ve islamın bekası için yapıldığı söylenebilir.
YanıtlaSilHerkes bir şeyleri bir şeylerin bekası için yaptığı iddiasındadır. Önemli olan bizim bunlardan ders çıkarıp çıkaramadığmnızdır.
SilEn yaşlının modernizmle başa geçmesi doğal, fakat doğal seleksiyon en güçlünün başa geçmesi bence daha iyi, kendi aralarındaki yarışta ölüm normal, savaş yaparlarsa 11 yıllık fetret dönemi gibi binlerce kişi ölüyor ve devlet başsız kalıyor,
YanıtlaSilBelki. Ama bu dedikleriniz 2 yaşındaki kardeşi Ahmet'i katleden Fatih'in durumunu açıklamıyor.
SilHocam fetih filminde kardeşi için Bizans'a vergi ödediğini gayet güzel anlatıyor, onunda kaçırılıp santaj için kullanılmayacağı ne malum,
Sil600 yıl, 3 kıtaya hükmedebilmek, kolay birşey olmasa gerek. Bazı bedeller ödenmiş maalesef, ama burada ehveni şerri, şerre tercih var. Keşke olmasaydı, keşke kimse öldürülmeseydi, ama o zaman da gayesi islamı yaymak olan ve bu amaç için Afrika'ya, Avrupa'ya, Endonezya'ya vs. giden bir ecdadı, çağ kapayıp çağ açmış bir ecdadı, kardeş katli meselesine kilitlemek, yanlıştır. Hititliler'in yaptıkları çağdaş olduklarını göstermez.
YanıtlaSilKaldı ki çağdaş cumhuriyet kurulurken, istiklal mahkemelerinde, şeyh sait isyanında, dersim'de vs. öldürülen insanların 20. yüzyılda bunu yaşamaları insanlık ayıbıdır.
Ben de tam bunu söylüyorum. Her dönemin kendi koşulları var. Günahları da sevapları da var. Bunlardan bir dönemin sevaplarını çekip çıkarıp ötekinin günahlarıyla kıyaslamak bilim dışı yaklaşım olur.
SilHititlere gelince onların yaptığı çağın çok ötesinde bir iş. Sadece tahta geçişi düzenlememiş, tazminat hukukunu kısas hukukunun yerine geçirmişler. Bu, bugün bile ortadoğuda tam olarak oturtulmuş bir yaklaşım değil. Bugün hala ortadoğuda kısas anlayışına dayalı olan Hammurabi yasası geçerlidir.
600 sene 3 kıtaya hükmedebilmek övünülecek bir şey çünkü İslamı yaymak için! Ama dünyada ayak basmadık yer bırakmayan Sömürgeci emperyalist Batılı Ülkeler ve onların tarihlerindeki haçlı seferleri TÜ-KAKA!!!
SilHocam, çok güzel bir yazı. Bu gerçeklerle yüzleşmek ecdatları ile yıllarca gurur duymuş nesillere çok zor geliyor ancak durum bu maalesef. Tarihden ders çıkaramayan toplumlar o derslerin tekrar çıkarılması için geriye gitmeye mahkumdur.
YanıtlaSilEvet Osmanlıların da herkes gibi günahları ve sevapları var. Yalnızca sevapları ve başarıları cımbızla çekip çıkarır hataları ve günahları görmezden gelirsek aynı hataları tekrarlamaya devam ederiz.
SilHocam ellerinize ve kaleminize sağlık. Her fırsatta Osmanlıya atıfta bulunarak şöyle büyük , böyle büyük diye böbürlenilen geçmiş, kanlı bir geçmiştir. Size ait olmayan topraklara girip onları almak, onların zenginliklerini ele geçirmek bugün ABD nin yaptığı hepimizinde EMPERYALİZM dediğimizden farklı değildir. Ve bugün nasıl ki bütün dünyada bir ABD düşmanlığı var ise, OSMANLI DÜŞMANLIĞI da vardır. Bizim OSMANLI nın devamıyız diye ortaya atladığımız her durumda da günümüz dünyasının insanları GEÇMİŞTEN KAYNAKLI SUÇLAR için özür beklemekte haklılar.
SilYazınızdaki KATL e gelirsek; TAHT uğruna yapılan herşeyi mübah gören bir mantık. Bu evlat bile olabiliyormuş. Ne kadar vahşice değil mi ? Aynı anne-babadan dünyaya gelmiş kardeşleri öldürmekle kalmayıp , kendi çocuğunu öldüren padişahlar görmüş bu topraklar. Oğlunun intikamını almasın diye torununu bile öldürtmüşler.
Neyse oldum olası OSMANLI ya bir hayranlığım olmamıştır. Viyana önlerine gitmemizle övünürken. VATANINI savunan kaç yabancı ve masum insanın kanına girdiğimiz unutuluyor.
VEEE Sefere çıkmak için gerekli PARA ve ERZAĞI fakir ANADOLU HALKINDAN nasıl zorla aldıklarını da unutuyorlar.
Tekrar emeğinize sağlık diyorum. İyi ve mutlu bir hafta sonu dilerim
Teşekkür ederim. Ama tekrar söylüyorum her dönemin kendine özgü koşulları var. Osmanlı'nın büyük başarılarının yanında büyük hataları da var. Madem her şeyi açıkça konuşacağız bunları da konuşalım. Fatih'i, Kanuni'yi, Yavuz'u konuşurken yaptıkları iyiliklerin yanında kötülükleri de masanın üzerine serelim. Batıda Yavuz Sultan Selim'e niçin "Selim the Grim" (Zalim, Gaddar Selim) deniyor? Bunları da dökelim ortaya. Geçmişle hesaplaşma böyle olur.
SilAslında yine uzun yazmıştım da sildim :)))) dediğinize sonuna kadar katılıyorum hocam. Kanuni büyük bir Asker di. Osmanlı topraklarını 3 e katladı. Ama EMPERYAL bir yönetim sürdü. Yavuz iyi bir askerdi. Ama iyi bir İnsan değildi. Anadolu Alevilerine karşı yürüttüğü katliam, bugün bile öfke ile anılır. Fatih, bugün yaşadığımız şehri bize sundu ama KARDEŞ KATL ini kanunlaştırdı ve OLAĞAN kıldı. LALE DEVRİ ile de birşeyler söyliyecektim ama daha sona ermemiş gibi... TOPBAŞ-RTE ortaklığı Otoban kenarlarındaki LALE lerle bu devri yaşatıyorlar :)))))
Silyukarida bir yorum var osmanlinin islami yaymak icin 3 kitaya yayildigi ile ilgili. osmanlinin islami yaymak gibi bir gayesi yoktu olsa idi bugun yunanlilar ,bulgarlar ruslarlarin bir kismi ,ermeniler , rumlar, yahudiler, macarlar, sirplar,hirvatlar,gurculer,sii olan araplar hepsini osmanli sunni musluman yapardi. yunanistan 450 hakimiyetimizde kalmis hic musluman yunanli yok osmanliyi ve amaclari lutfen dogru yorumlayin.
YanıtlaSilÇünkü Osmanlı kimseyi zorla müslüman yapmamıştır. Google'a ilayı kelimetullah yazın ve Osmanlı'nın amacı ne imiş görün.
YanıtlaSilKanuni nin piri reisi 80 yaşındayken idam ettirdiğini biliyor muydunuz?
YanıtlaSilEvet biliyorum.
SilMerhabalar değerli Hocam. "Arz ve talebin piyasa fiyatına etkisi" konusunda bir kaynak bulamazsam, ben de Siyaseten Katl'e kurban gideceğim. :) Bana yardımcı olabilir misiniz?
YanıtlaSilArz artar , talep düşer ise FİYAT DÜŞER. Talep artar , Arz düşer ise FİYAT ARTAR.
SilBir de eski SANAYİCİ kafası vardır. İktidarları sıkıştırmak için kullanırlarmış bu yöntemi. :)))
Arz artışı olsa bile , DEPOLARDA SAKLAYINCA , talep az bile olsa PİYASA DA ÜRÜN OLMADIĞI için FİYATLAR ARTAR ve KARABORSAYA düşerdi :))))
Bütün Mikroekonomi kitaplarında bu sorunun yanıtını bulabilirsiniz.
SilO gün yaşanan olayları yorumlarken kuşkusuz o günün koşulları ve düşünce yapısı ele alınmalı ve bunlar bu gün tekrar yaşanmasın diye olaylardan ders çıkarılmalıdır. Asıl mesele siyasi gücün tek kişinin elinde toplanmasının verdiği ve vereceği sonuçlardır. Siyaset Şeyhülüslama kardeş katli vaciptir dedirtecek kadar kirlidir. Bu günde tartışılan siyesi yetkilerin tek kişinin elinde toplanmasının vereceği sonuçlar iyi düşünülmeli ve ona göre karar verilmelidir. Aksi halde girilen bazı yolların dönüşü çok zor olmaktadır.
YanıtlaSilAşağı yukarı benim de anlatmak istediğim şey budur, özetiniz için teşekkür ederim.
Silbu pek kanuniye has bir durum degil..tarihte savas kaybeden generaller genelde oldurulur.. Piri Reis 3.hint seferindeki basarisizligi nedeniyle oldurulmustur..Kurtulus savasi sonraai yunalilarda kendi komutanlarini savas suclusu ilan edip oldurmuslerdir..
YanıtlaSilPiri Reis Osmanlı denizciliğine bilimi getiren adamdır. Hangi gerekçeyle olursa olsun idamı yanlıştır.
SilHocam aslında yazılanların hepsi bakış açısı ile ilgili, ben bir müslümanın Cemil Meriç in de dediği gibi tarafsız olmaması, objektif olmaması gerektiğini düşünüyorum . Sanırım farklı yorumlar bundan kaynaklanıyor.
YanıtlaSilBu söylediğinizden bir Hristiyanın, bir Yahudinin de tarafsız OLMAMASI gerektiği sonucunu çıkartabilir miyim?
SilBilim tarafsızlığı kabul etmez. Hangi dinden veya meslekten olursanız olun bilimsel bir iş yapacaksak tarafsız olmamız gerekir. Aksi takdirde hiçbir sonuca varamayız. Herkes sabaha kadar kendisinin haklı olduğunu bağırır durur.
SilMahfi Bey Osmanlı'nın hem iyi yanlarını hem de hatalarını inceleyelim demişsiniz ama, iyi yönlerinden bahsettiğinizi bugüne kadar hiç görmedim...
YanıtlaSilYıllarıdr tarih kitaplarında yedirilmeye çalışılan. yedi düvele nam salmış, sınırları Viyana ya , Afrika sınırlarına ve Çin e dayamış herşeyin güllük gülüstanlık olduğu OSMANLI dan kim kötü bahsedebilmiş ki bugüne kadar.
SilMahfi Hoca bir ekonomist, borsa ile ilgisi olmasada. Ama ben Osmanlı-Borsa ilişkisi üzerine 2 kelam edeyim.
Osmanlı ne kadar hırslı ve mağrur ise , Galip Öztürk de o kadar hırslı ve mağrurdu.
İkisi de çarık ile yola çıkıp Çok büyük ve zengin oldular. Ama YETMİYORDU...
Hani her halta inanırız ya... İLAHİ ADALET e de inandığımızı söyleriz ya...
Madem İLAHİ ADALET e inanıyoruzşunu unutmamız lazım. MAZLUMUN AHINI alanın yanına kar kalmaz yaptıkları...
Bu yüzden bizler düşe kalka büyürüz... HIRSI BÜYÜK olanlar ise , O en üst merdivenin üstünü de hayal edip adım attıklarında EN ÜSTTEN DÜŞER ve silinir giderler.
Osmanlıyı öven o kadar çok yazar ve kitap var ki aynı şeyleri benim tekrarlamama gerek yok. Sadece bunları sıralarsak o zaman bu kardeşleri kimin öldürdüğü, şehzadeleri kimin boğdurduğu sorularının yanıtını veremeyiz. Ayrıca bunların bir bölümünün devletin çıkarı için olduğu tezine de kısmen katılırım. Ama böyle şeyler yokmuş gibi yapmak yanlış.
SilBir de şöyle düşünelim;böyle bir uygulama olmasaydı,padişaha karşı kardeşi,oğlu veya akrabası isyan çıkarsaydı her iki tarafta ordusunu toplayıp gelecekti ve yüzlerce,binlerce kişi ölecekti.Fatih Sultan Mehmed bu kadar insanın ölmesini ve de devletin gerilemesini engellemek için bu kararı belki de istemeyerek bu kararı çıkarmıştır ne de olsa tarihi hep kendi dönemi içinde değerlendirmek gerekir.Fatih Sultan Mehmed bu kararla yüzlerce kişinin ölmesi yerine kendi ailesinin katline gerektiğinde müsade etmiştir.Bence bu budur insan ve vatan sevgisi.
YanıtlaSilSiyasal cinayetlere gerekçe arayınca bulmamak imkansızdır. Her dönemi kendi içinde değerlendirmek gerekir. O dönemin zorunluluğu buysa yapılmıştır. Ama bunu iyi bir şeymiş gibi anlatmak yanlıştır.
SilÇevremizde üç kuruş miras için kardeşini öldüren, kardeşine kızıp orman yakan, bir bilezik için kol kesen insanlar varken, zamanının en büyük imparatorluğuna sahip olmak için bu yapılanlar hiç şaşırtmıyor beni. Üstad söylemiş "zamanına göre değerlendirmeliyiz" değerlendiremiyorsak yanlışlardan ders çıkarıp tatbik etmeliyiz.
YanıtlaSilDoğru söylüyorsunuz. Bugünkü durumumuzla bakıp 20 yıl öncesini bile yargılamak doğru değil. Ama eğer amaç yargılamak değil de ders çıkarmaksa yani iyi niyetle bakıyorsak bu bakış açısı doğru olur diye düşünüyorum.
Siltarih açısından önemli olan 2 husus vardır.
YanıtlaSil1- amaca ulaşmak için her yol mübahtır.
2- amaca ulaşmak için amaç ile sonuç arasında kalan süreçte olumlu(+) olumsuz(-) olarak tanımlarsak;
(+) ların (-) lerden daha fazla olması durumunda sonuç benim açımdan geçerlidir.
amaca bakıldığında genel olarak devletin bekasını sağlamak istemişlerdir.
amacına ulaşmış bir devlet olmasa 700 yıl bir devleti ayakta tutamazdı.
osmanlı devletinin yanlışlarını görmek önemlidir. ama yargılamak yanlıştır.
(1) Amaca ulaşmak için her yolun mübah olması tarih açısından değil siyaset açısındandır.
Sil(2) Machiavelli'ye ait olan bu önermenin ahlak dışı bir önerme olduğu çok açıktır. Bunu kabul edersek siyasetin ahlak dışılığını da kabul etmiş oluruz.
(3) Devlete karşı isyan ve savaş halleri dışında hiçbir cinayet hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemez.
(4) Yanlış olan yanlışları görmemekte ve onları savunmakta ısrar etmektir.
İnsan davranışlarının biyolojik ve evrimsel kökenlerine bakmak gerekiyor. bir sürü başının hakimiyeti için rakip olabilecekleri öldürmesi doğada çokça rastlanıyor. primatlarda ve diğer hayvanlarda çokça örneği var. geçmişte ve günümüz (sözümona)uygar toplumlarında - devletlerinde de aynen devam etmektedir. fatihin ve diğerlerinin yaptıklarına şaşıranlara ben şaşırıyorum. günümüzde gücü elinde bulunduranlardan rakiplerini her türlü yok etmeyeni varmı acabağa? insanat dünyasına hoş geldiniz. saygılarımla
YanıtlaSilAslında pek de şaşıran yok. Kundaktaki kardeşini ya da oğlunu öldürmeyi haklı bulanlar ile yanlış bulanlar var.
SilÜstadım o zaman bu cinayetleri meşru görenlere birde şöyle soralım. Şayet o padişahın oğlu siz olsaydınız ve öldürmek için sizde karar kılsalardı yine böyle ateşle savunur muydunuz?... Devletin bekasını devam ettirip ettiremeyecek şahsı KİM neye göre seçiyor?seçen kim oluyor? cevap entrika ve menfaatler... cehalet diz boyu! Hz. Muhammed İslamiyeti yayarken cinayeti olur mu gördü? Osmanlı yaşayışının İslamiyetle yakından uzaktan alakası yoktur. ben inanclarına baglı bır inanan olarak kendıme bunu hakaret sayarım.
YanıtlaSilşunu da belirtmeden geçemeyeceğim: ''İnsani değerlerin'' zaman ve yerle ilgisi yoktur.
YanıtlaSilYine de zamana ve koşullara bakmak gerekir. Buna benzer uygulamalar birçok sarayda var. Bu işler Osmanlı hanedanına özgü değil. Tarihe mal olmuş bir takım olaylar bunlar. Asıl sorun inkâr etmek ya da isyan ve savaş hali dışındakileri de haklı göstermeye çalışmak.
SilHocam elinize sağlık. ''Siyaseten Katl'' hikmet-i hükümet anlayışına işaret ediyor. Devlet akli farklı düşünüyor. Türklerde bildiğimiz kadarıyla Birinci Ahmet döneminde tahta geçiş belirli bir veraset sistemine bağlanmış ve geç kalınmış sizinde yazınızda işaret ettiğiniz üzere tarih de böyle bir şey zaten.Bugün keşke dediğimiz şeylerden müteşekkildir belki de tarih.
YanıtlaSilÇok doğru.
SilSelamlar Hocam,
YanıtlaSilTelipinu dan sonra Hitit lerde siyaseten katl gerçekten son bulmuşmudur. Yasalarda bunun olmayacağının belirtilmesi olmadığını kanıtlar mı? Hitit lerde tüm ölümlerin doğal olduğunu kanıtlayın herhangibir çalışma varmıdır?
Demek istediğim Osmanlı ile arasındaki fark birinde yasalaştırılan katl diğerinde gayri yasal katl olamaz mı? Ne yazıkki insanoğlunun yaşadığı her dönemde yazlı olsun veya olmasın din dil ırk farketmediniz bu katliamlar yapılmıştır.
Selamlarıma
Hititlerde Telipinu'dan sonra siyaseten katl durmuş görünüyor. Krallığın son dönemlerine doğru iki kardeş arasında bir taht kavgası var ama o da cinayet olmaksızın çözümlenmiş.
SilBurada tartışmak istediğim nokta zaten siyaseten katl değil. O da (herhangibir isyan ya da savaş olmaksızın yapılan katller haricinde) zamanın koşullarına göre zorunluluk taşıyan bir konu olarak kabul edilebilir. Burada asıl olan olmuş şeyleri olmamış gibi göstermek ya da hiçbir isyan ya da savaş söz konusu olmadığı halde işlenmiş cinayetleri haklı göstermeye çalışmak. Osmanlı İmparatorluğu tarihi, içinde iyilikleri de kötülükleri de, başarıları da başarısızlıkları da barındıran dev bir tarihtir. Bu tarihi her yanı iyiliklerle doluymuş ve hep başarılara imza atılmış bir tarih gibi göstermeye çalışmak yanlıştır. Aynı şey Cumhuriyet dönemi için de geçerlidir. Birinin yalnızca kötü yönlerini ötekinin iyi yönlerini anlatmak siyaseten katlden daha kötü bir olaydır.
Hocam selamlar.
YanıtlaSilYazılarını gazetelerden veya konuşmalarınızı televizyondan takip etmek de güzeldi. Ancak bu sitenin sizi etkileşimli bir şekilde takip edebilmek gibi çok büyük bir özelliği var. Sizden feyz alabilme imkanını bize sunduğunuz için çok teşekkürler.
Çok teşekkür ederim. Bu site benim için de gazeteden çok daha iyi oldu çünkü burada anında tepki alıp yanıtlama imkanı oluyor.
SilPadişahların kardeşlerini öldürmelerinin birkaç sebebi olabilir:
YanıtlaSil1. Sadist olmaları, kardeş öldürmekten zevk almaları
2. Hititler kadar zeki olmamaları, yani "en büyük olan padişah olsun!" fikrini keşfedecek zekaya malik olmamaları
3. Anadolu'da taht kavgaları yüzünden birçok defa beyliklerin yok olması ve Osmanlı'nın bitme noktasına gelmesi; ve bunun altından ancak bu berbat yöntemle kalkabilmeleri
Osmanlı 600 yıl, dünyada emperyalizmin hakim olduğu bir çağda yaşadı. Hititler Antik Çağda yaşamıştır, devletleri büyük bir tehdit altında hiçbir zaman olmamıştır ve 250 sene içinde imparatorluk yok olmuştur. Lüzumsuz bir karşılaştırma.
1. Her cinayete bir gerekçe bulmak mümkündür. Kimisi devlet gücü der, kimisi kardeş kavgasını önlemek için der, kimisi ari ırkı yaymak için der.
Sil2. Osmanlı'da siyaseten katl kardeş kavgası başlamadan önce de vardı.
3. Hititler Anadolu'da 250 yıl değil aşağı yukarı 600 yıl hüküm sürdü.
4. Hititlerin düşmanı en az Osmanlı'nın düşmanı kadar çoktu. Asur'dan Mısır'a kadar bütün komşuları Hitit tahtına düşmandı.
bu kardeş ve oğul katl meselesinin öyle kolay kolay alınmış bir karar olduğunu düşünmüyorum. Padişahlarında bunu yaparken keyifle zevkle öldürmediklerini, devleti aliyenin bekası için alınmış bir fedakarlık olarak düşündüklerini düşünüyorum. Padişahlar kendi şahısları veya ailesinden önce devleti ve cihadı önemsemişlerdir ve bu uğurda ailevi gerekli fedakarlıkları zorlu dönemin şartları altında almışlardır. Eminim başka çözüm yolları düşünülmüştür ama gerek fetret dönemlerinin yaşanmaması, gerek kardeş veya oğlun şantaj malzemesi olmaması için en kestirme ve kesin yol olan ölüme cevaz verilmiştir. Ecdadı kötülüğüyle iyiliğiyle kabul edip sorgulayıp dersler çıkarmak yerine benim böyle ecdadım keşke olmasaydı ya da bunun tek sorumlusu islamiyettir gibi söylemler dar çerçeveden bakışların esaretine mahkumdurlar..
YanıtlaSilEvet doğru olan durumu inkâr etmek, haklı çıkarmak ya da yerden yere yere vurmak değil zamana ve koşullara göre uygulanmış bu uygulamayı bilmekten ibarettir. Doğru ya da yanlış bu uygulama bizim tarihimizin bir parçasıdır.
Silkesinlikle haklısınız hocam, inkar veya aşağılamayla suçlamak yerine kabullenip dersler çıkarıp kendimizi geliştirmeliyiz..
YanıtlaSilSiyaseten Katl Osmanlı'nın kuruluşundan gelir. Yalçın Küçük'ün 'Atamanoğlu Fatih' kitabını okursanız daha Osman Bey zamanında katlin başladığını görebilirsiniz. Ortada bekasını savunacak bir devlet yok iken katle girişen bir hanedandır Osmanoğulları.
YanıtlaSilYalçın Küçük'ün bu kitabını okumadım ama Osman beyin amcası Dündar beyi öldürttüğünü biliyorum. Bu siyaseten katlin gerekçesi Dündar beyin Bizans tekfurları ile işbirliği içine girip tahtı ele geçirme çabasıdır.
SilAnadolu üniversitesi 4. sınıf ekonominin güncel sorunları kitabının 4. ünitesine kadar okudum.
YanıtlaSilBu yazınızı düşündüm ve Osmanlı devleti yönetiminin hükümranlığı zamanında yaptığı işleri ABD nin yaptığı işlere nazaran çok insaflı merhametli buldum.
Belki zamanla çok şey değişecek, ABD nin yerini başka devletler alabilecek, ama sonuç yine aynı veya bundan daha zalimce olabilecektir. Daha iyi de olabilir.
Osmanlı yönetiminde bakıyoruz kardeşini falan kesmiş padişah olmak için.
Bu zamanda ise hem kendi vatandaşına hem de milyon dünya vatandaşına acımadan katliam uygulayabiliyor. Şimdi açık eleştirenler olsa da ellerinden bir şey gelmiyor. Yine yapan yapacağını yapıyor. O zaman da bu olanlardan belki kimselerin dahi haberi yoktu.
Yapan yine yapacağını yaptı.
Bir tanıdığım;
Küresel güçlerin emrinde olan bir örgütün yaptığı zalimliği kınarken, "planlarımı yaptım geleceğimi ona göre hazırlayacağım." diyor.
Bazı yazarların dediği gibi resmin büyüğünü: bilimsel anlamda bir bakış açısı yakalamamız gerekmez mi?
teşekkür ederim.
Resmin bütününü görmek her zaman daha iyidir ama bugünkü koşullarla dünkü olayları yargılamak doğru değildir. ABD'nin bugün yaptıklarına bakarak Osmanlı padişahlarının dün yaptıklarının daha insaflı olduğunu savunmak da doğru değildir. Kardeşini ya da bir başkasını yargısız öldürtmek hangi gerekçeyle olursa olsun cinayettir. Hiç bir karşılaştırmayla haklı çıkarılamaz.
SilBenim burada kafamı karıştıran konu yapılanları doğru olmaması sizin de söylediğiniz gibi.
YanıtlaSilDaha önce yazdığımda da sonuca baktığımızda bizi bir şeye ulaştırmıyor. diyelim ki yanlış yaptı.
yaptığı yanlış kendisini nereye ulaştırmış.
ikinci bir konu ABD yaptıkları konusunda kendini sonuna kadar haklı buluyor. Ben dünyada tekelimi korumak için ne gerekiyorsa onu yaparım görüntüsü veriyor. Bu konuda sınır tanımıyor.
Zafer kazanır ve dünyada istediği gibi hakim olursa ABD nin yaptığı doğru mudur yanlış mıdır?
Görünen o ki doğru.
bu konuyu biraz daha açabilirsek sevinirim. yani doğru yanlış diyerek hiç bir sonuca ulaşamıyoruz.
Laf kalabalığından öteye gitmiyor. Bir şey vermiyor.
Eleştirmiyorum ama durum bu...
Bu işten bir şey anlamadım.
Benim düşüncem Osmanlı da ABD de sonuna kadar haklıdır.
yaptıkları insani değildir o ayrı bir durum.
ABD kendi piyasasını ve çıkarlarını bunun üzerine kurmuş.
Buna daha çok bilginin sanayi ürünlerine uygulanması deniliyor.
Bundan daha masum ne olabilir ki bundan daha doğal ne olabilir ki.
Ne yapsın afrika gibi sürünsünler mi?
Bir cihaz üretiyor ve bu cihazın çalıştıracağı yazılımlar üreterek bu cihazların en yüksek fiyattan satılmasını sağlıyor.
Öte taraftan kendi tekelini korumak içinde her şeyi göze alıyor.
Sonuç olarak çok karışık.
Sayın hocam! Hitit Kralı Telipinu'nun çıkardığı kanunu vermişsiniz. Güzel de... Acaba bu kanuna ne kadar uyuldu? "Telipinu'dan sonra bir daha taht kavgaları yaşanmadı." diye biliyor muyuz? Veya... Mesela, kanunda ifade edildiği şekilde "kardeşlerin sırayla tahta geçtikleri" vaki olmuş mudur? Can alıcı nokta bu gibi soruların cevabında yatmaktadır. Sadece çıkarılan kanuna bakarak ahkam kesmek kanaatimce doğru olmaz. Olaya sonuçlarıyla birlikte bakmak ve değerlendirmek isabetli olacaktır. Kanunun sonuçlarının ne olduğunu bilmeden ve Osmanlıyı veya tarihimizi günümüz değerleriyle yargılamak, karşılaştırmanın anakronizme düşmek olacağını hatırlatmak isterim.
YanıtlaSilTelipinu Fermanına uyulduğunu biliyoruz. Çünkü bir istisna dışında bir daha taht kavgasınolmamış. Önemli olan o değil önemli olan Batılıların bizim topraklarımızdan çıkma bir yasayla bunsorunu çözmüş olmalarına karşılık Osmanlının kendi topraklarındakn çıkma yasadan habersiz olması.
SilHer olay kendi koşulları ve zamanı içinde değerlendirilmeli. Ama geçmişte yapılmış bugüne göre daha ilerici daha akla uygun bir iş varsa onu bugün uygulamamak hata olur.
Osmanlının kardeş katli hükmünün savunulabilecek hiçbir yanı yok ne yazık ki. Aksini ileri sürmek cinayet işlemeyi şu ya da bu gerekçeyle meşru hale getirmekten öte gitmez.
Sayın Hocam, Osmanlı'daki bazı uygulamaları incelerken aslında tüm bunların Selçuklu ve özellikle de Anadolu Selçukluları döneminde yaşanan tecrübeler üzerine Ahilik müessesesinin Osmanlı'nın kuruluşu ve Kanuni dönemine kadar da yönetiminde karar verici pozisyonda olduğunu değerlendirmek gerekiyor diye düşünüyorum. Örneğin Orta Asya Türk geleneğinde yer alan, Kağan ölünce devletin oğulları arasında paylaştırılması geleneği Selçuklu'nun yıkılmasına ve Anadolu Selçukluları'nı Moğol işgaline götüren sürecin başlamasına yol açmıştır. Selçuklular döneminde devlet idaresinde olan ancak önce II. Giyaseddin'in darbeyle devleti ele geçirmesi ve sonrasında Moğol işgaliyle uç beyliklerine göç etmek zorunda olan Ahi önde gelenlerinden sağ kalanlar, geçmiş tecrübeler üzerine aslında ilk bakışta katl olarak görünen ancak devlet bekası için şart olarak düşünülen bu uygulamaya geçmişlerdir. Anadolu Selçukluları dönemini özellikle Prof. Dr. Mustafa Akdağ ve Prof. Dr. Mikail Bayram'ın eserlerinden takip etmenizi, çok ilginç gerçeklerle karşılaşacağınızı da iddia ederek tavsiye ediyorum.
YanıtlaSilSaygılarımla
Gültekin
Evet hocam haklısınız tarih sevabıyla günahıyla kabul edilir bilim budur! Fatihin kundaktaki bebeği katletmesi anlaşılamaz.Şu an toplum tarih anlayışı açısından ikiye bölünmüş durumdadır.bir kesim Osmanlıyı kutsallaştırırken, bir kesim Atatürk dönemini kutsallaştırmaktadır. İkisi de sorunludur. Ancak sizin bu yazınızda daha çok ikinci kesime yaklaştığınızı düşünüyorum çünkü tarihin sadece bir dönemini eleştiriyorsunuz,bütünlük içerisinde Atatürk döneminden de bazı yanlış uygulamaları eleştirmenizi beklerdim! Bilimsel ve komplekssiz tarih anlayışı budur.
YanıtlaSilHititler'le ilgili bilgi sahibi değilim. Yalnızca yukarıda belirttiğiniz husus özelinde bir soru sormak isterim.
YanıtlaSilTelipinu tahta, kralı öldürerek geçmiş. Sonra da çok kan döküldü deyip öldürme işine son verecek bir kural getirmiş. Getirdiği kuralda kendisi ölünce yerine birinci ya da ikinci oğlunun ve sonrasında dolayısıyla torunlarının tahta geçmesi söz konusu. Demek ki bu kuralla kendisinin ve soyunun hayatını sağlama alıyor. Soru şu: Telipinu'nun getirdiği kural uygar mı, yoksa işine geldiği gibi mi?