Tarife Dışı Engeller
Ekonomi politikası uygulamasında
maliye politikasının bir parçası olarak kabul edilebileceği gibi ayrı bir
dışticaret politikası başlığı altında da ele alınabilecek bir kategori
bulunmaktadır: Tarife dışı engeller.
Gümrük tarifesi (yani gümrüklerde
uygulanan vergi sistemi) dışında, uluslararası mal ve hizmet akımlarının
serbest ticaret koşulları çerçevesinde gerçekleşmesine engel olan her türlü
araç ve politikaya tarife dışı engeller (nontariff trade barriers) adı
veriliyor. Bunlardan bazıları ihracatta kendi ürünlerini teşvik ederek pazar
ele geçirmeye çalışan ülkelere ya da firmalara karşı uygulandığı için serbest
ticaret koşullarına engel gibi görünse de rekabet koşullarını sağlamaya ve
haksız rekabeti önlemeye yönelik önlemler olarak değerlendiriliyor.
Kotalar
Tarife dışı engellerin en bilinen
biçimi kotalar yani miktar kısıtlamalarıdır. Burada belirli malların ya da
bütün malların ülkeye ithalatı için miktar kısıtlamaları getirilir ve buna göre
ithalatçılara kotalar dağıtılır. Örneğin bir yıl içinde ülkeye 1200 cc hacminde
motor gücüne sahip 3.000 araç ithal edilebileceği kararı alınmışsa
ithalatçılara bu 3.000 araç ithal yetkisi kota dağıtılarak paylaştırılır. Buna
ithalatta miktar kısıtlaması ya da kota uygulaması deniyor. Bu uygulamadan amaç
yerli sanayi korumak ve bir yandan da sanayiyi rekabete açmaktır.
Gönüllü İhracat Kısıtlamaları (voluntary trade restrictions)
Bu politika, birbiriyle
dışticaret ilişkisi olan iki ülkenin belirli malların ihracatı konusunda
karşılıklı olarak anlaşıp gönüllü bir kısıtlamaya gitmeleri uygulamasıdır.
Şimdiye kadar en yaygın uygulamasını çelik ve otomobil ithalatında bulmuştur.
Özellikle Japon otomobillerinin ABD ve Avrupa ülkelerinde o ülkelerin otomobil imalatçılarını
sıkıntıya sokacak düzeyde olması sonucu bu ülkelerin bir bölümü Japonya ile
gönüllü kısıtlama uygulamasına gitmiştir. Bunun sonucu olarak Japonya bu
ülkelere yıllık belirli bir miktarın üzerinde otomobil satmamayı kabul
etmiştir.
Bu uygulamanın kota ya da ek
vergi gibi uygulamaları önlemeyi amaçladığını belirtmemiz gerekiyor. Eğer
Japonya bu şekilde bir gönüllü ihracat kısıtlamasını kabul etmemiş olsa bu kez
ithalatçı ülkeler daha ağır kısıtlamalara yol açabilecek ve Japonya’yı daha
sıkıntıya sokabilecek kota ya da ek vergi uygulamalarına gidebilirlerdi.
İthalatta Ek Vergi Uygulaması (surcharge)
İthalatta ek vergi uygulaması da
oldukça yaygın kullanılan bir tarife dışı engel örneğidir. Bu uygulamada
ithalattan normal gümrük vergisinin yanında ek vergi ya da fon adı altında bir
ek ödeme alınarak ithalat pahalı hale getirilmeye çalışılır. Bunda da amaç yine
yerli sanayiyi korumaktır.
Dengeleyici Vergi (countervailing duties)
Bir malın üreticisi tarafından
uygulanan destekler nedeniyle olduğundan daha düşük fiyatla ihraç edilmesi
halinde ithalatçı ülkenin yerli sanayi korumak için gümrük vergisine ek olarak
uyguladığı vergiye dengeleyici vergi (countervailing duties) deniyor.
Dengeleyici verginin ithalatta ek vergi uygulamasından farkı dengeleyici
verginin amacının ihracatçının haksız rekabete dayalı yaklaşımını önlemeye
çalışmasına karşılık ek verginin amacının sadece yerli sanayiyi korumak
olmasıdır.
İthalatın Zorlaştırılması
Bir başka uygulama ithalatı
çeşitli denetimler yoluyla zorlaştırmaktır. Örneğin ithal edilen otomobillerin
emisyon denetimleri bu iş için tahsis edilen tek bir gümrükte yapılmaya
başlanırsa orada bir yığılma olur ve inceleme uzadıkça ithalat gecikmeye
başlar. Bu uygulama ithalatı geciktirerek ve zorlaştırarak bir çeşit yıldırma
politikası izlenmesine yol açmış olur. Bu kategoriye giren başlıca uygulama yöntemleri şunlardır: Taşıma yolu güzergahlarını değiştirmek, TIR şoförlerine çok kısa süreli vize vermek, TIR'lar için yüksek geçiş ücretleri uygulamak, TIR geçişlerini kotaya bağlamak, yüksek ürün standartları koymak. Bu uygulamaya bürokratik engeller,
ithalat denetimleri gibi adlar da veriliyor.
Anti Damping
Damping iki temele dayanarak
tanımlanabilir. Fiyat açısından bakarsak; bir şirketin ürettiği malı iç
piyasada sattığı fiyatın altında bir fiyata ihraç etmesi halini damping olarak
tanımlayabiliriz. Maliyet açısından bakarsak; bir şirketin ürettiği malı
maliyetinin altında bir fiyata ihraç etmesi haline damping diyebiliriz. Damping
olgusu başlıca iki şekilde karşımıza çıkar. Eğer bir malın ihraç fiyatı geçici
bir süre için düşük tutuluyorsa geçici damping söz konusudur. Burada
ihracatçının amacı piyasayı ele geçirmekten çok elindeki stok fazlasını satmak
olabilir. Buna karşılık ihraç fiyatı sürekli olarak düşük tutularak rakip
üreticileri piyasadan çıkarıp piyasayı ele geçirmek hedefleniyorsa o zaman
sürekli damping olgusuyla karşı karşıyayız demektir.
İhracatta damping uygulamasına
giren firma ya da ülkeye karşı ithalatçı firma ya da ülkenin soruşturma yoluyla
önlem almasına anti damping deniyor.
Herhangibir malın dampingli ihraç
edildiği kuşkusunda olan ülke bu durumun önlenmesi için antidamping
soruşturması açılmasını talep edebilir. Sruşturma sonucuna göre tazminat
davaları açılabilir. Bu soruşturma ve davalar sonuçlanıncaya kadar damping
uygulamasına karşı geçici önlemler alınması söz konusu olabilir. Bunlar; geçici
vergi ya da tahmin edilen geçici anti damping vergisine eşdeğerde teminat
alınması biçiminde karşımıza çıkar. Bunlar; geçici vergi ya da tahmin edilen
geçici anti damping vergisine eşdeğerde teminat alınması biçiminde
olabilir.
Diğer Tarife Dışı Engeller
Uluslararası kuruluşların uygulamaları bakımından yukarıda
saydıklarımıza ek olarak sayılan tarife dışı kısıtlamalar şunlardır: (1) Devletin
dış ticarete müdahale politikası yoluyla bazı belirli mallarda dış ticarette
tekel oluşturması ve bu malların ticaretini doğrudan kendi yürütmesi. (2)
Selektif dolaysız vergiler. (3) İşletmelerin faaliyetlerini kısıtlayıcı
uygulamalar. (4) Yabancı yatırımlar
üzerindeki denetimler. (5) Uluslararası emek ve sermaye hareketlerini
kısıtlayıcı politikalar. (6) Selektif parasal kontroller ve ayırımcı döviz kuru
politikaları. (7) Selektif dahili yardımlar.
Serbest Ticaret Anlaşması
Taraflar arasında ticareti kısıtlayan veya engelleyen gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin kaldırılarak bir serbest ticaret alanı oluşturulmasını sağlayan, ancak üçüncü ülkelere ortak bir tarife uygulama yükümlülüğünü içermeyen bir anlaşmadır. Bu çerçevede serbest ticaret anlaşmasının gümrük birliklerinden en önemli farkı üçüncü ülkelere ortak bir gümrük tarifesinin uygulanmamasıdır.
Serbest Ticaret Anlaşması
Biraz daha geniş bir çerçeveden bakıldığında serbest ticaret
anlaşmaları ve ikili ticaret anlaşmaları da tarife dışı engeller kapsamına
alınabilir.
Taraflar arasında ticareti kısıtlayan veya engelleyen gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin kaldırılarak bir serbest ticaret alanı oluşturulmasını sağlayan, ancak üçüncü ülkelere ortak bir tarife uygulama yükümlülüğünü içermeyen bir anlaşmadır. Bu çerçevede serbest ticaret anlaşmasının gümrük birliklerinden en önemli farkı üçüncü ülkelere ortak bir gümrük tarifesinin uygulanmamasıdır.
Türkiye’nin Tarife Dışı Engel
Uygulamaları
Ekonomi politikası denildiğinde
maliye ve para politikasının klasik araçlarını anlamaya programlanmış olan algı
sistemimiz bugün artık fazlaca uygulanmayan bu alternatif politika önlemlerini
canlandırmakta zorluk çekiyor. Oysa Dünya Ticaret Örgütü’nün devreye girip
dünya ticaretinin düzenlenmesine ağırlığını koymasından önce bu önlemler
oldukça yaygın bir uygulama alanı buluyordu. Örneğin Türkiye, geçmiş dönemlerde
zaman zaman bunların hemen hepsini uyguladı. 1980’lerin ortasına gelene kadar
kota uygulaması neredeyse gümrük vergisi uygulaması kadar yaygındı. Ondan sonra
ek vergi uygulaması kotaların yerini aldı. 2000’lere doğru bu uygulama da terk
edildi. Zaman zaman anti damping ve dengeleyici vergi uygulaması da yapıldı. En
yakın uygulama 2011 yılında ucuz uzakdoğu mallarına karşı başlatılan anti
damping soruşturmasıyla birlikte dengeleyici vergi uygulamasıdır.
Üstad, bir ekleme yapmak istiyorum. Dünya genelinde damping yaptığı iddia edilen firmaların önemli bir kısmı ihracat tekeli durumunda. Yada hakim firma liderliği şeklinde oligopol piyasalar veya danışıklı dövüşler var. Mesela 10 yıl öncesine kadar bir hiç olup ihracat tekeli haline gelmiş onlarca firma grubu var Uzakdoğu'da. Dolayısıyla bu firmaların dış pazarlarda düşük fiyat belirlemeleri tamamıyla tekel veya tekele yakın konumda olmalarından. Dış pazarlarda talep esnekliği daha yüksek olduğundan haliyle fiyatlar da düşüyor. Yoksa stok eritmek, rakipleri piyasadan silmek gibi bir dertleri yok. Çünkü zaten rakipleri sindirmiş ve hakim pozisyona geçmiş durumdalar.
YanıtlaSilHaklısınız sürekli dampingde bu dediğiniz doğru ama benim orada değindiğim stok eritme amaçlı olanı zaten geçici damping halleriyle ilgili.
SilHocam türkiye nin vergi çarpıklığına en güzel örnek bana göre şudur:
YanıtlaSil15 harizan 2012 tarihinden itibaren yurtdışından getirtilen telefonu türkiye de kullanmak için (gerekli prosedürlerle birlikte-pasaport vize işlemleri) telefonununuzun bedeli nbe olursa olsun 100 tl vergi dsairesine yatırmak durumundasınız. aksi takdirde telefonunuz btk tarafından kapatılıyor.
ya da paralel ithalat yöntemi ile (distribütör ü araya sokmadan) kendiniz telefon satmak isteseniz gene aynı uygulama var. telefonun bedeli ne olursa olsun 100 tl!
paralel ithalat ise birçok firmanın kulllandığı yöntem.
türkiye ye yeni giriş yapmış bir telefonun fiyatı 2000tl lerde ve satış yapan firma 2000tl nin altında satıyorsa (mesela 1700-1800tl bandında) paralel ithalat yapmadığını söylemek zor.
sadece telefon değil mevzu otomobiller olunca da fiyat ikiye katlansa dahi alıcısı bol ne yazık ki..
Hocam bebek endüstri ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Saygılarımla.
YanıtlaSilİthalat ikamesiyle bir süre korunmalı ama sonsuza kadar değil
SilGünaydın üstat.Bilgilendirici yazınız için tekrar teşekürler.Benim konuyla ilgili fikrim şöyle.Bir ülke istediği kadar korumacı yöntemler uygulasın sanayi,üretim ve ar-ge politikalarında uzun vadeli projeksiyonlar yoksa bu yöntemler geçici kalır,uzun dönemde ülkenin iktisadi büyümesine engel olur.Kısa vadede bu yöntemler devletin bütçe açığını kapamada da faydalı oluyor. Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor.
YanıtlaSilSizin dengeleyici vergi olarak bahsettiğiniz konu sanırım bizim genel terminoloji de referans fiyat uygulaması olarak geçiyor.Bu konu ile ilgili biraz daha bilgi verebilir misiniz
Evet haklısınız sistemin temel yapısı değişmeden bu gibi yaklaşımlar hep geçici düzenleme olarak kalır.
SilMahfi Bey , mevcut KKDF uygulaması ile ilgili degerlendirmenizi alabilir miyim ; dış tedarikci yurtiçindeki musterisine guveniyor, kredi acıyor mal mukabili olarak satıs yapıyor ama yerli musteri gumruk tarihinden bir gun sonra mal bedelini odese devlete %6 fon odemek durumunda, dunya genelinde bu tur uygulamalar mevcut mudur ?
YanıtlaSilBenzer uygulamalar farklı şekilde yapılıyor. Ben tarife dışı engellerin yalnızca dampinge karşı önlemlerle sınırlandırılması gerektiği kanısındayım.
SilDis ticaret politiklari araclariyla rusya sorununu nasil aciklariz acaba
YanıtlaSilmerabalar suan dısı kısıtlamaları kullanan ülkeler varmı
YanıtlaSilHocam selamlar,
YanıtlaSilCE işareti de bir tarife dışı engel midir ?
Saygılar...
merhaba bu sorunun ceavını buldunuz mu
YanıtlaSil