Vergi Yükü
Vergi yükü
Bir ülkede vergi yükü hesabı iki
akım değişken olan vergi gelirleri toplamının GSYH’ya oranlanmasıyla
hesaplanıyor. Denklemi şöylece yazabiliriz:
Toplam Vergi
Yükü = Vergi Gelirleri Toplamı / GSYH
Vergi
gelirleri toplamını hesaplarken dolaylı ve dolaysız vergiler ile birlikte
sosyal güvenlik sistemi için kesilen primler de işin içine katılıyor.
Vergi Gelirleri Toplamı = Dolaylı
Vergiler + Dolaysız Vergiler + Sosyal Güvenlik Prim Ödemeleri
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Dolaylı vergiler, bir işlem
üzerinden alınan vergilerdir. KDV veya ÖTV bunun tipik örnekleridir. Her ikisi
de alım satım üzerinden alınır. Damga vergisi ve harçlar bir başka örnektir.
Örneğin tapu almak için tapu harcı ödenir ya da vergi dairesine verilen
beyannameye resmiyet kazandırmak için belli miktarda damga vergisi ödenir.
Dolaysız vergiler gelir, kazanç
ya da servet üzerinden alınır. Burada bir işlem yapılmasına gerek yoktur. Gelir
ya da kazancı elde etmiş olmak ya da servet sahibi olmak bu vergilerin alınma
gerekçesidir. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, veraset ve intikal vergisi,
emlak vergisi dolaysız vergilerin örnekleridir. Bazı ülkelerde ayrıca servet
vergisi alınır.
Sosyal güvenlik primleri dışarıda
tutar da yalnızca vergi gelirlerine bakarsak şöyle bir denklem yazabiliriz:
Vergi Gelirleri Toplamı = Dolaylı
Vergiler + Dolaysız Vergiler
Buradan hareketle toplam içindeki
payları da hesaplayabiliriz. Bu konuda herhangi bir ideal ölçü bulunmamakla
birlikte dolaylı vergiler ile dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri
içindeki paylarının birbirine yakın olması ve dolaysız vergilerin biraz daha
yüksek olması tercih edilmektedir. Bunun temel nedeni dolaysız vergilerin
dolaylı vergilere göre daha adil bir vergilemeye imkan sağlamalarıdır. Dolaylı
vergiler herkesten eşit oranda alınır. Örneğin istisnasız bütün mal ve hizmet
satışlarına uygulanan % 18 oranındaki KDV bu mal ve hizmetlerden yararlanan
zengin ya da fakir herkesten bu oranda alınır. Bazı zorunlu mallarda KDV oranının
fakiri korumak için % 5’e indirildiğini
düşünelim. Bu durumda aynı malı alan zenginler de düşük oranlı KDV ödeyecek ve
amaca yine ulaşılamamış olacaktır. Oysa dolaysız vergiler kademelendirilebilir.
Örneğin gelir vergisi artan oranlı uygulanabilir. Yıllık gelirin ilke 10.000
TL’si için % 10, 10.000 – 20.000 TL arası için % 15, 20,000 – 30,000 TL arası
için % 20, 30.000 TL’nin üstü için % 25 gelir vergisi uygulandığını düşünelim.
Yıllık 10.000 TL kazanan bir kişi 1.000 TL gelir vergisi ödeyecek, buna karşılık
yıllık 40.000 TL gelir elde eden kişi (1.000 + 1.500 + 2.000 +2.500 =) 7.000 TL
gelir vergisi ödeyecektir. Yani geliri çok olan daha yüksek oranlı gelir
vergisi ödemiş ve kamu hizmetine daha fazla katkı yapmış olacaktır.
OECD ülkeleri vergi yükü karşılaştırması
Aşağıdaki tablo 2011 yılı
verileri yayınlanmış olan OECD üyesi ülkelerin vergi yüklerini gösteriyor. OECD
sınıflandırmasında yer alan gelir, kazanç ve mülk üzerinden alınan vergileri
dolaysız vergi, mal ve hizmetler üzerinden alınan vergileri dolaylı vergi
olarak topladık. Sosyal güvenlik primlerini de dahil ettiğimizde kalan fark bu
sınıflandırmaya alınmamış olan diğer vergilerdir.
Tablo: OECD Ülkeleri Vergi
Yükleri 2011 (Kaynak: www.oecd.org. Revenue Statistics.)
(1) Vergi
yükünün en ağır olduğu ülke Danimarka. Onu İsveç, Fransa, Belçika ve Avusturya
izliyor.
(2) Vergi
yükünün en hafif olduğu ülke Yeni Zelanda. Onu Şili, Türkiye, ABD ve Kore
izliyor.
(3) Dolaysız
vergi yükünün en ağır olduğu ülke Danimarka. Onu Yeni Zelanda, ABD, Kanada, İsviçre ve İzlanda izliyor.
(4) Dolaylı
vergi yükünün en yüksek olduğu ülke Türkiye. Onu Şili, Macaristan, Estonya ve Yeni
Zelanda izliyor.
Türkiye’nin durumu
OECD ülkeleriyle yaptığımız
karşılaştırma bize Türkiye’nin düşük vergi yüküne sahip bir ekonomi olduğunu,
bu vergi yükünün ağırlıklı olarak dolaylı vergilere dayandığını ve dolayısıyla
vergi adaletini sağlamaktan uzak bir vergi yapısına sahip olduğunu gösteriyor.
2011 yılının merkezi hükümet
bütçe gerçekleşmelerine baktığımızda dolaylı ve dolaysız vergilerin şöyle
sıralandığını görüyoruz.
Dolaylı vergilerin toplanma kolaylığı gibi büyük
bir üstünlüğü olmakla birlikte yukarıda anlattığımız gibi adaletsiz bir yapısı
vardır. Dolaysız vergiler çok kazanandan çok alındığı için vergi adaletini
sağlarken dolaylı vergiler az kazanandan göreli olarak çok alındığı için vergi
adaletini bozmaktadır.
Dolaylı vergilerin ağırlıkta olduğu bir ekonomide
gelir dağılımında eşitlik sağlamak da zorlaşmaktadır.
İşte bu nedenledir ki Türkiye açısından yapısal
reformların en başında bu yapıyı değiştirecek düzenlemelerin yapılması geliyor.
Bunu yaparken dolaysız vergilerin oranlarının artırılması yerine vergi
sisteminin dışına çıkmış olan kazançların, kayıp ve kaçakların yani özetle
vergi kaydı dışında kalmış kazançların sisteme alınması gerekiyor. Bu, aynı
zamanda cari açık ile ithalat vergileri ve bütçe açığı üçgeninde oluşmuş
bulunan tuhaf ilişkiyi de çözümleyecek adım olacak.
Merhaba üstad
YanıtlaSilCari acık ithalat ve bütce açığı üçgenindeki tuhaf
ilişkiyi açarmısınız.
iyi pazarlar
Hasan
Merhaba,
SilBu sorunun yanıtı bu blogdaki şu yazımda mevcut: http://www.mahfiegilmez.com/2012/07/turkiyenin-ksr-dongusu-cari-ack-dusuyor.html
Teşekkür ederim üstad
YanıtlaSilHasan A.
Mahfi bey merhaba,
YanıtlaSilHafta sonu bile çalışıyorsunuz.Bu enerjinize ve bu temponuza hayran olmamak mümkün değil.
Yazınızdan çok net olarak anlaşıldığı üzere Türkiye ,vergi yükü en düşük ve dolaylı vergi yükü en yüksek ülkeler arasında ön sıralarda yer almakta buna mukabil dolaysız vergi yükü en az olan ülkeler arasında ilk sıralardaki yerini korumakta.
Vergi adaletini sağlamak ve vergilendirilmemiş kazançları vergi kapsamına almak adına,ücretli çalışan kesimlerin yıllık vergi beyannamesi vermesi etkili olur mu.Ücretli çalışanlar,yıl sonunda elde ettikleri kazançlar üzerinden vergi beyannamesi verip,yapmış oldukları bazı harcamaları gider olarak yazabilecek.Giderler için fatura zorunluluğu olacağı için kayıt dışılık bir nebze olsun azalacak.
Bu konudaki Maliye Bakanlığının çalışması hakkındaki görüşlerinizi paylaşmanız mümkün mü.
Teşekkürler ve iyi pazarlar
Çok teşekkür ederim. Ortaokul ve lisede çalışmayarak biriktirdiğim çalışma enerjimi sonraki dönemde kullanıyorum diyelim.
SilMaliye Bakanlığındaki çalışmanın ayrıntısını bilmiyorum. Medyaya yansıdığı kadarıyla biraz bilgim var. Bence ücretli çalışana iki seçenek sunulmalı: Ya ücret ödemelerinde vergilendirme yapılırken örneğin stopajla bulunan vergiden örneğin yüzde 10 oranında indirimi seçebilmeli ya da yılsonunda beyanname verip bazı giderleri düşerek ödenen vergiden iade alabilmeli.
Sayın Eğilmez, vergi yükünü "red ve iadeler" sonrası net ödenen üzerinden hesaplamak daha doğru olmaz mı?
YanıtlaSilOlabilir ama dünya karşılaştırmasına konu olan ülkelerde de red ve iade öncesi verileri alındığı için karşılaştırma açısından bu yöntem doğrudur.
SilHocam merhaba...
YanıtlaSilTürkiye'de oluşan dolaylı vergi yükünün yüksekliğini azaltmak için öncelikli olarak kazanç ve gelirlerden alınan dolaysız vergileri sistemli bir şekilde arttırmak gerektiğini görüyoruz.Devlet bu yönde her yıl vergi uzman yardımcısı alarak kontrolleri sıklaştırıp bu adaleti sağlamaya çalışıyor sizce bu politika yeterli ve mantıklı mı ? ..
Bir de bazı iktisat teorilerinde dolaysız vergilerin kaldırılarak vergi sisteminin sadece dolaylı vergilerden oluşması gerektiği söylenir,mantık olarak da zaten zenginlerin parası bol olduğundan çok harcama yaparlar,fakir ise az harcama yapar...Böylece hem vergi kaçırılmasının önüne geçilir,hem de adalet sağlanır denir...Sizce bu ne kadar mantıklı?
Türkiye'de gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergiler düşük değil. Hatta bana sorarsanız oranlar yeterince yüksek. Buradaki sorun kayıp, kaçak ve kayıt dışılığın çözümlenememesi. Vergi denetimi siyasetten bağımsız hale getirilmedikçe bu olayın çözümlenmesi zor görünüyor.
SilZenginlerin miktar olarak fakirlerden çok harcama yaptığı doğrudur. Ama göreli olarak tam tersi geçerlidir. 1000 TL aylık geliri olan bir kişi gelirinin tamamını harcayarak zor geçinir. Ama 20.000 TL aylık geliri olan kişi bunun yarısını harcarsa rahat geçinir ve yarısını da tasarruf edebilir. 1000 TL geliri olanın harcaması gelirinin yüzde 100'ü iken 20.000 TL geliri olanın harcaması gelirinin yüzde 50'dir. Bu durumda ikinci kişi daha çok harcama yapmış görünse de ilk kişi gelirine göre daha çok vergiye muhatap olmuş olur.
Merhaba Mahfi Hocam, öncelikle sonsuz saygılarımı sunarım.
YanıtlaSilBenim merak ettiğim bir soru var. Sıcak para olarak tabir ettiğimiz yurt dışından gelen ve en ufak bir risk olusunca kacabilecek paralara vergileme gibi bir önlem alabilir miyiz?
Teşekkürler.
SilSıcak paranın örneğin geldiğinden kısa süre sonra (örneğin 3 ay) çıkması halinde elde ettiği kazanç, faiz vb üzerinden bir vergi alınması mümkün. Buna, il kez öneren iktisatçının adından dolayı Tobin Vergisi deniyor. Dünyada bu uygulamayı yapan ülkeler de var. Bizim hükümetimiz bu uygulamaya sıcak bakmıyor.
Hocam yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama Tobin versigini suanda uygulamaya baslasak birden ülkeden çıkışlar olacaktır ve buda bizi olumsuz etkiliyecektir. benim aklımda asıl olarak giren paranın zamansal olarak çıkışında (mesela gelen para 3 ayda çıkarsa şu vergiye tabi, 6 ayda çıkarsa suna tabi gibi) bir uygulama olabilir mi? Tobin vergisinin Tükiye durumuna uygun olmadığını düşünüyorum.
SilSaygılarımla...
Sayın Hocam,
YanıtlaSilMedyada son günlerde gördüğümüz vergi taslağı'na göre, brüt maaşla çalışan ücretlilerin vergi dilimi 88 binden 75 bine inmesi, bunun dışında, her türlü faiz,kira,temettü gibi gelirlerin ayrı ayrı değil, ücret geliriyle birlikte vergilendirilmesi planlanmaktaymış..
sizce bu durum, bir vergi reformundan çok, zaten tek kuruş vergi kaçır(a)mayan ücretliden daha fazla vergi almak değil midir? ayrıca, kiradan, faizden, temettüden de %35'e varan vergiler alınması, hukuka aykırı değil midir? misal ben temettü almak için yaptığım yatırımları sadece %15 vergi ödeyeceğim varsayımı ile yaptım. aynı şekilde bir daire alıp kiraya veren kişi, eski duruma göre planını yapmış olabilir. şimdi oyun oynanırken kuralın değişmesi adaletli mi? ayrıca bu düzenleme, zaten acınası olan, ve negatif reel faiz nedeniyle can çekişen tasarruf oranımıza öldürücü darbe olmaz mı?
Kesinlikle haklısınız. Vergi verene yüklenecek bir şey olmamalı. Ama dediğim gibi vermeyeni bulmak daha zor olunca böyle oluyor. "Kümesteki kazlarla uğraşmak kümesten kaçmış olanları toplamaktan daha kolaydır."
Silelinize sağlık hocam.iyi pazarlar...
YanıtlaSilTeşekkürler
SilBu Türkiye'de çok zaman alacak gibi hocam çünkü devlet hem ekonomiyi üst düzeye taşımak için dolaysiz vergilerle yatırımcıları teşvik etmeye çalışıyor. E bunun yanında dolaylı vergilerin tahsili ve takibi devlet için daha kolay ve geliri yüksek. Bugün kendi ekonomisini dünya da gelişen bir ülke olarak görünen Türkiye bunları özelleştirme vb. Şeylerle ekonomisinde ilerleme olduğunu gösteriyor. Herhalde bu yıl da bu gelir açığını lojmanlari satarak gidermeye çalışılacaktır. Gelişmek bizim için ciddi bir zaman istiyor hemde cok
YanıtlaSilDoğru söze eklenecek bir şey yoktur.
SilHocam cok guzel bir yazi olmus elinize saglik.
YanıtlaSilkonuyla alakali olmayacak ama mali kural mali disiplin mali uyum ile ilgili son donemTurkiye uygulamalarinida icerebilecek bir kaynak teskil edebilecek yaziniz varmi yada eger daha once deginmediyseniz bu konular hakkinda degerli goruslerinizi yeni yazilarinizda bizlere aktarabilirmisini z simdiden cok tesekkurler.
Çok teşekkür ederim. Daha önce Radikal'de yazarken mali kural ve bu konularla ilgili bir kaç yazı yazmıştım. Ama onlar eskidi artık. Yenisini yazmayı düşünelim.
SilTeşekkürler hocam
YanıtlaSilDegerli hocam dogrudan vergi kacagini en iyi kontrol ettigimiz yer ucretler ulkemizde..gelir sahibine ulasmadan mudahele edebildigi icin devletimiz.. sirketlerde ise bunun yolu mal alislari ve stoklarin saglam bir sistemle denetiminde.. satislarda bir nebzede olsa bankacilik sistemi ve kredi kartlari dolayli tarafi kontrol altina alabildi yada kacagi azaltti..yani puf noktasi bilancolarin aktifini iyi denetlemede..pasif zaten kendiliginden duzelir..oysa maliyemiz gelir tablosu odakli yaklasimda israr ediyor..bu tablo zaten hirsizin elinden cikan bir resim degilmidir..
YanıtlaSilDoğru saptama, teşekkürler.
SilSayın Hocam, TCMB'nin sitesindeki faiz oranlarının tanımlamasını ve bankalararası para piyasası faiz oranının tanımlamasını içeren bir yazınız mevcud mu?
YanıtlaSilVar şu linkten bakabilirsiniz http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/guncel-para-politikas.html
Sil- TR'de 1/3 dolaysız vergi oranı iken; 2/3 dolaylı vergi oranı. Bana düşündürdüğü aslında bu oranlardaki adaletsizliğin son on yılda hızla gerileyen toplumsal tasarruflarımızın da bir nedenidir. Düşük gelirli vergi mükellefinin tasarruf edecebileceği tutar devlet tarafında bu şekilde transfer edilmektedir.
YanıtlaSil- Güncel bir örnek de bu sene sonuna dek konusmaya devam edeceğimiz ABD'deki Mali Ucurum olgusu. Burada da problemin esas noktalarından birini vergi oluşturmuyor mu? Geliri yüksek kesim vergi indirimlerinin sonlanacak olmasını bir şekilde pazarlıklarla ötelemek istiyor. Bir de vurucu örnek; dünyanın son dönemde sürekli en zenginler listesinde ilk üç sırada bulunan milyarder Warren Buffet'ın bir mülakatından. Buffet, muhtemelen üst düzey çalışanlarının kendisinden yüksek vergi ödemekte olduklarını açıklıyor.
- TR'ye dönecek olursak; son dönemde mali sistem kayıt altına alınma konusunda sevindirici gelişmeler var. Örneğin eft sisteminde düzenlenen açıklama satırı kira konusunda Maliye'ye mükellefe ulaşma konusunda yeni kolaylıklar sağladı. Tapu sistemindeki network'un genişlemesi de g.menkul kira gelirleri konusunda yeni mükellefler sağlamış durumda, sevindirici.
- Bir de öneri kayıp/kaçak oranının azalmasına yönelik dönemsel denetçiler işe alınsın(İstihdam yaratma konusunda da olumlu bir adım olur, eğer başarılı olunursa sistem kendi kendisini oluşacak yeni gelirler ile finanse eder). Bu denetimler sonucunda yakalananlara caydırıcı cezalar verilsin. Domino etkisi yaratılır ve kayıp/kaçak oranı kanımca çok hızlıca geriler.
- Sürekli vergi affı açıklamak suretiyle düzenli olarak vergisini ödeyen mükellefi bir nevi cezalandırmaktansa; ceza asli sahibine iletilmiş olacaktır.
Saygılarımla..
Güzel yorumlar, teşekkür ederim. Sadece dönemsel vergi denetçisi önerisine katılmıyorum. Vergi denetçisinin yetişmesi zaman alıcıdır. Bu işe girenler üç yıl yardımcılık yapıp yeterlik sınavına giriyorlar. Bu sınava girmeden önce bilginin yanında ahlâken de denetleniyorlar. Geçici olarak böyle bir işe girenler mesleğe zarar verebilir.
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilDolaysız vergilerin düşük olması liberal anlayışın bir sonucu olabilir mi? Adaletsiz ama ülke için kısa vadede faydalı olduğu düşünebilir miyiz? Tecrübeli büyüklerin daha da zenginleşmesi istihdam, teknoloji, sosyal refah ve ileride devlet için daha büyük vergi kaynakları gibi faktörleri getirmez mi?
Halil Büyükyıldırım
Liberal görüş yalnızca dolaysız değil dolaylı vergilerin de minimum düzeyde olmasından yanadır.
SilHocam yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum vergi denetçiligi konusunda size katılıyorum sonucta vergi ısı bir meslek bu ısı yapabilmek için donanımlı olmak gerekiyor ki zaten maliye bakanlığı her sene ortalama 1000 tane vergiifettisi istihdam ediyor bunların yetiştirilmesi 3 yıl sürüyor geçici önlemlerden ziyade uzun vadeli olarak işinde uzman ve bilgili vergi müfettiş leri yetiştirilecek yapısal reformlar ve kayıtdışı ile mücadele edilebilir burda kısa vadede değil en azından orta vadede gerceklesebilir
YanıtlaSilAynı kanıdayım.
SilMerhabalar Mahfi Hocam,
YanıtlaSilİktisat öğrencisiyim ve sizin yazdıklarınızla derslerde gördüklerimi daha iyi anlıyorum. Kafamda daha iyi yer ediniyor. Çok teşekkür ederim. İlgiyle takip ediyorum. Kolay gelsin.
Çok teşekkürler.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilhocam yukarıdaki tablolarda toplam vergi gelirleri ile toplam vergiler arasındaki farkı açıklar mısınız
SilAçlık ve yoksulluk sınırı üzerinden vergilendirme yapılması hem zengin hem fakir için adaletli bir seçim olabilir mi ? Bu rakamlar dikkate alındığında Türkiye nin büyük bir kısmı açlık sınırında yaşamakta ve dolaysız vergilerle bu kısım ekonomik olarak baskı altına alınmakta Birikim yapamayan bireyin devletin piyasaya sürdüğü paradan pay alamıyor tam tersine vergiler ile devlet verdiğini geriye alıyor ve bu insanlara sadece hayatta kalma şansı tanımıyor öyle ki bu grup zaten ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturuyor ek bir harcama yapamayan birey piyasanın daralmasına sebep oluyor ve psikolojik olarak daralan insanlar son çare kredi kartlarına sarılıyorlar sonra bitmek bilmeyen borç yumağı oluşuyor ödenemeyen borçlara kredi yetişiyor tabi olmayan para ile kredi ödenmeye çalışılıyor sonra gelsin icralar
YanıtlaSilhayırlı günler hocam
YanıtlaSiltürkiye de gelir vergisinin yapısı ile ilgili detaylı bir bilgiyi nerden alabilirim
Mahfi bey,bakanliklara ayrılan bütçeler,turkiyenin yıllık vergi gelirinin yüzde kaçını oluşturuyor ve devlet dairelerinin hemen hemen hepsi yaptığı hizmetin bedelini alıyor,yani devlet hizmet vermiyor ticarethane işletiyor.yapilan yollar köprüler ve benzeri hizmetler su elektrik faturalarına katkı payı olarak yansıtılıyor, köprü ve yollardan geçiş ucreti aliniyor.verdigimiz vergiler bize hizmet olarak dönmüyor kanısındayım siz ne diyorsunuz
YanıtlaSilvergi yükü normal ama dağılım yanlış
YanıtlaSilmerhabalar hocam, gelir vergisi ve gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payıyla ilgili makaleniz var mı acaba :)
YanıtlaSilhocam 2019 yılı için konuşursak dolaysız vergiler 366 milyar tl ile %36lık pay almış. Asıl toplanması gereken gelir vergisinin %20sinin kayıt dışı olduğu bir 366 milyar tl nin aslı 458 milyar tl yapar. Bu durumda yılların popüler mevzusu olan alkol ve motorlu taşıtlardan alınan ötvyi kaldırsak dahi (ki toplamları 32 milyar tl yapıyor, ki bu da satışların artmasıyla kdv gelirinde artış, döviz kurunda minimal yükselişlere sebebiyet verebilir.) toplam vergi gelirimiz artmış, dolaysız vergi toplam vergi oranı %43 seviyesine çıkmış oluyor. Gelelim soruma: Buradaki varsayımdaki gibi %20lik bir kayıt dışı durumu söz konusu mudur?
YanıtlaSilToplanan vergilere nerelere harcanıyor? Her 100 birimin kaçı nereye gidiyor? Bunu yaklaşık da olsa yayımlayan kurum var mı?
YanıtlaSil1 kg ekmek üzerindeki vergi yükü nedir ? Nasıl hesaplanmalı , ekim yapılan g.menkulün vergisi , çiftçinin gelir vergisi , değirmen elektirik g.menkul, fırın.... kdv ve ekmeği satın alırken vergilendirilmiş gelir. Yani 1kg ekmek yediğimizde devlete ve yerel idarelere kaçta kaçını ödemiş oluyoruz. :)
YanıtlaSil