Türkiye ve Benzer Ekonomiler Karşılaştırması
Yükselen Ekonomiler
(Emerging Markets)
Yükselen ekonomiler, gelişmekte olan ülkeler geniş grubu
içinde ve oradan çıkarak gelişmiş ülkeler arasına katılmaya aday ekonomileri
ifade eden bir deyim. Farklı kurumlar farklı sınıflandırmalar yapıyor. IMF’nin
son değerlendirmelerine göre yükselen ekonomiler şunlar:
Arjantin, Brezilya, Bulgaristan, Şili, Çin, Kolombiya,
Estonya, Macaristan, Hindistan, Endonezya, Letonya, Litvanya, Malezya, Meksika,
Pakistan, Peru, Filipinler, Polonya, Romanya, Rusya, Güney Afrika, Tayland,
Türkiye, Ukrayna, Venezüella.
Standard and Poor’s bu listeye Çek Cumhuriyeti, Macaristan,
Kolombiya, Mısır, Fas ve Tayvan’ı da ekliyor. Bazı kurumlar bu sayıyı 10’a
kadar düşürüyor. Türkiye, bütün değerlendirmelerde bu grup içinde yer alıyor.
MIST
Fidelity Group tarafından ortaya atılan bu kategorilendirme Goldman
Sachs’tan Jim O’Neil (daha önce BRİC gruplandırmasını ortaya atmıştı) tarafından
popülarize edildi. MIST grubunda Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye yer
alıyor.
Gösterge
|
Meksika
|
Endonezya
|
Güney Kore
|
Türkiye
|
GSYH
(milyar $)
|
1.327
|
868
|
1.198
|
822
|
Büyüme
(%)
|
1,2
|
5,2
|
2,8
|
3,8
|
İşsizlik
(%)
|
4,8
|
5,9
|
3,2
|
9,4
|
Enflasyon
(%)
|
3,3
|
9,5
|
1,8
|
7,9
|
Kamu
Dengesi / GSYH (%)
|
-3,8
|
-2,2
|
1,4
|
-2,3
|
Kamu
Borç Stoku / GSYH (%)
|
44,0
|
26,2
|
35,7
|
36,0
|
Cari
Denge / GSYH (%)
|
-1,3
|
-3,4
|
4,6
|
-7,4
|
Risk
Primi (CDS primi)
|
96
|
233
|
70
|
245
|
Reyting
Notu (S&P)
|
BBB+
|
BB+
|
A+
|
BB+
|
Reyting
Notu (Moody’s)
|
A3
|
Baa3
|
Aa3
|
Baa3
|
MINT
Jim O’neill’in ortaya attığı bir başka sınıflandırma da MINT
başlığını taşıyor (MIKT de deniyor.) Bu grubu oluşturan ülkeler: Meksika, Endonezya,
Nijerya ve Türkiye
Gösterge
|
Meksika
|
Endonezya
|
Nijerya
|
Türkiye
|
GSYH
(milyar $)
|
1.327
|
868
|
292
|
822
|
Büyüme
(%)
|
1,2
|
5,2
|
6,2
|
3,8
|
İşsizlik
(%)
|
4,8
|
5,9
|
9,4
|
|
Enflasyon
(%)
|
3,3
|
9,5
|
9,7
|
7,9
|
Kamu
Dengesi / GSYH (%)
|
-3,8
|
-2,2
|
-1,8
|
-2,3
|
Kamu
Borç Stoku / GSYH (%)
|
44,0
|
26,2
|
19,6
|
36,0
|
Cari
Denge / GSYH (%)
|
-1,3
|
-3,4
|
3,2
|
-7,4
|
Risk
Primi (CDS primi)
|
96
|
233
|
245
|
|
Reyting
Notu (S&P)
|
BBB+
|
BB+
|
BB-
|
BB+
|
Reyting
Notu (Moody’s)
|
A3
|
Baa3
|
Baa3
|
Kırılgan Beşli
Yükselen ekonomilerin en kırılgan görünenlerini bir araya
toplayan bu sınıflandırma Morgan Stanley’nin bir araştırmacısı tarafından ilk
kez kullanıldıktan sonra yaygınlık kazandı. Bu grupta Brezilya, Endonezya,
Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye yer alıyor.
Gösterge
|
Brezilya
|
Endonezya
|
Hindistan
|
Güney Afrika
|
Türkiye
|
GSYH
(milyar $)
|
2.190
|
868
|
1.758
|
354
|
822
|
Büyüme
(%)
|
2,5
|
5,2
|
3,8
|
2,0
|
3,8
|
İşsizlik
(%)
|
5,8
|
5,9
|
?
|
26,0
|
9,4
|
Enflasyon
(%)
|
5,9
|
9,5
|
9,0
|
5,7
|
7,9
|
Kamu
Dengesi / GSYH (%)
|
-3,0
|
-2,2
|
-8,2
|
1,4
|
-2,3
|
Kamu
Borç St / GSYH (%)
|
68,3
|
26,2
|
67,2
|
-4,3
|
36,0
|
Cari
Denge / GSYH (%)
|
-3,4
|
-3,4
|
-4,4
|
-6,1
|
-7,4
|
Risk
Primi (CDS primi)
|
194
|
233
|
?
|
229
|
245
|
Reyting
Notu (S&P)
|
BBB
|
BB+
|
BBB-
|
BBB
|
BB+
|
Reyting
Notu (Moody’s)
|
Baa2
|
Baa3
|
Baa3
|
Baa1
|
Baa3
|
Kırılganlık Endeksi
Son olarak Fed’in Şubat 2014 tarihli Para Politikası
Raporunda bir kırılganlık endeksi yayınlandı. Bu endekste 15 yükselen ekonomi
cari açık / GSYH, Kamu kesimi brüt borç stoku / GSYH, son üç yılın ortalama
enflasyonu, özel sektör banka borçları / GSYH oranında son beş yıldaki artış
oranı, toplam dış borç stoku / yıllık ihracat oranı, döviz rezervleri / GSYH
oranı ele alınarak sıralanıyor (Grafiğin Türkçe versiyonu Gizem Öztok
Altınsaç’ın Para Analiz’de yayınlanan Türkiye – Kırılganlık Endeksi – Fed başlıklı
yazısından alınmıştır.)
Not: Ülkelerin ABD$’na karşı döviz kuru
performansları, 30 Nisan 2013 ve 6 Şubat 2014 arasını kapsamaktadır. BZ,
Brezilya; CH, Çin; CL, Şili; CO, Kolombiya; ID, Endonezya; In, Hindistan; KO,
G. Kore; MA, Malezya; MX, Meksika; PH, Filipinler; RU, Rusya; SA, Güney Afrika;
TA, Tayvan; TH, Tayland’ı göstermektedir.
Grafikten
görüleceği gibi Türkiye, kırılganlık endeksinde en kötü yere sahip durumdadır.
Dolara karşı değer kaybında aşağı yukarı aynı durumda bulunduğu Endonezya ve
Güney Afrika’nın da oldukça gerisinde bulunuyor.
Değerlendirme
2002 – 2013 arasında yükselen ekonomiler arasında en öndeki
ülkeler kategorisinde yer verilen Türkiye, Fed’in tahvil alımlarını kısmaya
başlayacağını açıkladığı 22 Mayıs 2013’den hemen sonra gerilere düşmeye ve
giderek kırılgan ekonomi olarak listelenen kategoride en kırılgan ekonomi
olarak sınıflandırılmaya başlamış bulunuyor.
Ne oldu da Türkiye ekonomisinin dışarıdan algılanması böyle
değişti? Bu soruya yanıt ararken ekonomide nelerin değiştiğine bir bakalım: (1)
Büyüme oranında düşüş var. Türkiye, yakaladığı yüksek büyüme oranlarını
sürdüremiyor. (2) Cari açıkta ciddi bir düzelme yok. Türkiye, cari açığını
sürdürülebilir düzeye bir türlü indiremedi. Büyümesi düştüğü halde cari açığı
yüksek kalmaya devam ediyor. (3) Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı giderek
artıyor. Fed’in tahvil alımını azaltmaya devam edeceği bir dünyada likidite
eskisi kadar bol olmayacak ve Türkiye yabancı kaynak bulmakta zorlanacak. (4)
Türkiye, ekonomide ortaya çıkan sıkıntılara politika araçlarını kullanarak
yanıt vermekte zorlanıyor ve gecikiyor. Bunu kurlardaki artıştan sonra yaşadık.
Faiz artırımında geç kalındı. (5) Ekonomi dışı alanlarda sıkıntılar büyüyor ve
bunlar ekonomiyi olumsuz yönde etkiliyor.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’yi yükselen ekonomilerin ön
sıralarından son sıralarına çekmiş ve en kırılgan ekonomi konumuna getirmiş
bulunuyor.
Elinize sağlık hocam. Türkiye için fakirleştiren büyümeden bahsedebilcek noktadamıyız sizce?
YanıtlaSilTeşekkürler.
YanıtlaSilFakirleştiren büyümeden değil ama fakirleşen büyümeden söz edebiliriz.
Çocuklarına eğitim yılının başında, sadece bilgisayar oyun oynamayın, kendi oyununuzu yapın diyen bir Obama var. Bir de inşaatlarıyla köprüleriyle, hava alanlarıyla övünen bir Türkiye var. Bir de enerjiyi bizim gibi ithal etmesine rağmen cari fazla veren, Samsung, Hyundai gibi dünyanın önde gelen markalarını yaratmış bir Güney Kore. Asıl soru ödediğiniz cari açık faturası sonrasında ne katma değer yarattınız olmalı. Kısa vadeli fon girişi, borsa, kur, kısa vadeli faizler gibi konular finansçıların işi. Devletin önceliği iktisat politikası olmalı, eğitim politikası olmalı, yaratılacak pozitif dışsallıklara odaklanılmalı. Aksi takdirde konjonktürün getirdiği büyümeleri yaşar, arkasından gelen düzeltmelerle fakirleşiriz.
YanıtlaSilHocam guney afrika Neden kırılgan. Maşallah, cari açık sorununu çözmüşler gibi görünüyor. Notları da A+. "Yarasın" diyorum başka bir şey diyemiyorum.
YanıtlaSilGüney Afrika verileri Güney Kore ile karışmış, düzelttim.
SilDeğerli hocam bu noktaya kendimizi bu zamana kadar gelişmiş ülkelerle kıyaslayarak geldik diye düşünüyorum. Hep yüksek büyüme oranlarımızı AB ülkelerinin düşük büyüme oranları ile kıyasladık. Onların aşırı yüksek kamu maliyesi borç ve açık oranlarına bakarak değerli büyüklerimiz değişik vesilelerle verdikleri alaycı beyanatlarla ülkemizin ne kadar iyi durumda olduğunu düşündüklerini ortaya koydular. Bazı Avrupa ülkelerine dersler verenler bile oldu.
YanıtlaSilHalbuki kendimizi emsallerimiz olan gelişmekte olan ülkelerle kıyaslasa idik, ekonomik göstergelerimizin o kadar da süper (!) olmadığını görür, cari açığımızı düşürecek, ihracat profilimizi yüksek katma değerli ürünlere çevirecek, dünyanın esas rakbet alanı olan beşeri sermayemizi güçlendirecek yapısal tedbirlere odaklanabilirdik. Yazık oldu.
Serdar Öztürk
Ne yazık ki öyle.
SilHocam elinize emeginize saglik.Fed`in tahvil alimlarini azaltma karari sonrasinda likidite sikintisi yasanmasi ve yabanci kaynak bulmakta zorluk cekme durumu kacinilmaz bir gercektir.Siritilarak yapilan dolarin 1,92 olacagi aciklamalari ve sonrasinda sokak agziyla yapilan demek ki buyuk konusmamak gerekiyormus gibi aciklamalar Merkez Bankasi`na olan guveni fazlasiyla azaltti.Acikcasi ben merkez bankasi doviz rezerv rakamlarina guvenmiyorum.Sizce likidite ve yabanci kaynak sikintisi cekecegimiz onumuzdeki donemlerde,doviz kurlarindaki atesi yeterli olcude dusurememekle birlikte,gecmis yillarda yasanan doviz dar bogazlari ve bunlara bagli olarak ortaya cikan krizler seklinde bir kriz yasama ihtimalimiz yuksek midir?
YanıtlaSilBu tür sıkıntıları yaşamamanın yolu kısa vadede eldeki politika araçlarını doğru yönde, zamanında ve yeterli oranda kullanabilmek, uzun dönemde ise yapısal dönüşümleri yapmaktır. Bunların ikisini de doğru yaptığımızı söyleme imkanı yok. Bu durumda kriz yaşamayız demek için elde yeterli kanıt yok ne yazık ki.
SilKırılgan ekonomi diye boşuna dememişler hocam ülkemiz için. 2008 krizinden etkilenmedik diyerek bu yıllara kadar hiç bir şey yapılmadan getirildik, zannettik ki sürekli sıcak para girecek ülkeye. Ne zamanki Amerika musluğu kapattı ancak aklımıza düştü ekonomi. Kapımıza kadar dayanmadan çoğu şeyi anlayamıyor oluşumuz gerçekten düşündürücü. Üstelik düşük büyüme, yüksek cari açık varken nasıl yürüyecek bu kurgu merak ediyorum. Sizde bende çok iyi biliyoruz artık, siz söylemekten bıkmadınız biz tekrar etmekten. Yapısal reform ne zaman bu topraklara uğrayacak ? ekonomik gelişmelerden ziyade siyasi, toplumsal gelişmelerin daha baskın olduğu bir ekonomik sistem izlenmiyor mu sizce de ?
YanıtlaSilEvet ne yazık ki gerçek bu. Şimdi de bu on yıl önce de buydu, yirmi yıl önce de otuz yıl önce de buydu.
SilHocam kaleminize, emeğinize sağlık.
YanıtlaSilBenim işsizlik oranı ile ilgili sürekli aklıma takılan bir husus var. Şimdiki hükümet döneminde işsizlik oranı hesaplamasında 'Son 30 gün içinde fiili olarak 1 gün dahi çalışan kişiler iş sahibi sayılmaktadır' kriterinde 30 günlük süreyi 90 gün olarak değiştirmiştir şeklinde bir haber okumuştum; ama nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlayamıyorum açıkçası, eğer böyle bir durum varsa takdir edersiniz ki hesaplamaya büyük bir etkisi olacaktır. Konuyla ilgili bilginiz var mıdır ya da bu hesaplamaya baz teşkil eden kriterleri öğrenebileceğim bir site tavsiye edebilir misiniz?
Saygılar.
Teşekkürler.
SilEvet bu değişikliği TÜİK yaptı. TÜİK sitesinden işsizliğin hesaplanmasıyla ilgili açıklamalara bakabilirsiniz.
Hocam Türkiye'nin durumu 2013 öncesi de iyi değildi. ancak birçok ekonomist Türkiye'yi başka ülkelerle kıyaslarken detaylı araştırma yapmıyor ve analizlerini IMF'nin WEO veri tabanındaki sınırlı verilerle yapıyordu. IMF'nin veri tabanında ise özel sektör banka borcu, dış borç, döviz rezervleri, ithalat gibi veriler olmadığı için bunlar dikkate alınmıyor ve Türkiye'nin durumu daha iyi gibi gözüküyordu. yatırım fonları ve bankaları bir kenara bırakırsak ilk kez Fed adam akıllı bir kıyaslama yaptı. aynı endeks 2010 veya 2011'de oluşturulsaydı en kırılgan ekonomi yine Türkiye çıkardı. bu durumun ancak 2014'te anlaşılması çok enteresan.
YanıtlaSilHep böyle oluyor. BU kez de Fed'in açıklaması sonrası yerli paralar değer kaybedince derin analizler yapıldı ve gerçekler ortaya çıktı.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilBen şu son yolsuzluk iddialarından sonra kafamı nereye çevirip yüksek bir bina inşaatı görsem aklıma hemen "acaba buranın ihalesi nasıl alındı, kime ne kadar rüşvet verildi" diye sorular geliyor.
Bu da bir nevi paranoya mıdır :)
Hayır bu "paranoya" değil bu "para nereye" sorusuna cevap arama.
SilMerhabalar, Kirilgan besli tablosunda, Guney Kore datalarini, Guney Afrika icin kullanmissiniz.
YanıtlaSilEvet ikisi karışmış, düzelttim, teşekkür ederim.
Silhocam bugun cogu gazetelerde dolarin yilsonunda 2.05 i gorecegine iliskin haberler var http://ekonomi.milliyet.com.tr/dolar-kuru-yil-sonunda-2-05/ekonomi/detay/1837688/default.htm siz bu goruslere katiliyor musunuz aslinda yilsonun da fed den dolayi 2 05 degil de 2 50 yi beklemek daha mantikli degil mi?
YanıtlaSilAşağı ya da yukarı yönlü hızlı değişimler olduğunda hangi yöne doğru gelişme varsa hemen o yöne doğru olan en düşük veya yüksek tahmin öne geçiyor. Bu, tümüyle bizim ve Fed'in ne yapacağına bağlı bir olay. Benim tahminim ters yönde.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilÖncelikle elinize sağlık her zamanki gibi güzel bir yazı...
Menim biraz karşı çıktığım konu İMF' in hazırladığı yükselen ekonomiler listesinde Arjantin'in bulunmasıdır..
Arjantin her zaman oradadır. Aslında 20. yüzyılın ilk çeyreği bitene kadar Arjantin dünyanın en fazla sanayileşmiş 5 ülkesinden biriydi.
SilHocam , biraz yumurta tavuk olayi varmi?..buyume dustugu icinmi listelediginiz 5 garabet basimizda , yoksa o garebetlerden dolayimi buyume dustu?...saygilar
YanıtlaSilEkonomideki çoğu konu bu dediğiniz görünümdedir. Yani önce sebepmiş gibi görünen şey bir süre sonra sonuç olabilir.
SilBütün sıralamalarda aynı sonuç.
YanıtlaSil"100 liradan tarla alırım. 3. köprü geçince 1000 liradan satarım" diyen yağma ekonomisi buraya kadar.
Hepimize geçmiş olsun..............................................
Her şey iyi güzel de MINT'in içinde Nijerya'nın nasıl bir alaka ile yer aldığını anlayamadım Hocam. :) Teşekkürler çalışmalarınız için..
YanıtlaSilAslına bakarsanız ben de tam anlamış değilim. Her bölgeden bir ülke olsun diye mi almışlar yoksa adı anlamlı olsun diye mi anlayamadım.
SilMahfi Bey Merhaba,
YanıtlaSilOldu ya yepyeni bağımsız bir siyasi oluşum kuruldu ve dedi ki "Hocam, ekonomi artık size emanet" (başbakan olursam benim ekonomi bakanım kesinlikle siz olacaksınız), bu durumda yazınızda belirttiğiniz artan yabancı kaynak ihtiyacı sorununa ne gibi uygulamalar geliştirerek çözüm bulmayı hedeflersiniz? Serhat K.
Öncelikle size siyaseti yumuşatmanızı önerirdim. Sonra faiz - kur dengesini dış finansman ihtiyacına göre ayarlardım. Sonra da uzun dönemde durumu düzeltmek için yapısal reformlara başlamayı önerirdim. Bunları söylemek ve ayrıntılandırmak için beni ekonomi bakanı yapmanıza gerek yok. Telefonu açın yine söylerim, zaten buradan yazıp duruyorum :)
SilHocam merhabalar öncelikle yazınız için teşekkürler.Türkiye'nin seçim takvimine girmiş olması bizi bu kırılgan ülkelerden ne kadar ayırır?Şu an ki durumdan farklı bir siyasi senaryoda Türkiye ekonomisi nasıl etkilenir?Teşekkür eder,İyi çalışmalar dilerim
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilTürkiye'nin kırılgan beşli arasında olmasının nedenlerinden birisi de seçime girecek olması. Bu ülkelerin hepsinde seçim var. Dolayısıyla seçim bu sınıflandırmada öngörülmüş bulunuyor. Farklı siyasi senaryonun ne olacağını bilmeden tahmin yapmak zor. Ama bu sert tansiyon sürdükçe aleyhimize gelişme devam eder.
Hocam sorum su yaklasik olarak %2 .lik kur artisi %1 enflasyon artisi getiriyor diyebilirmiyiz.
YanıtlaSilDiger bir sorum ise merkez bankasinin kendisine ait rezervleri toplam rezervlerin yaklasik % 30. u ise neden gostergelerin hesabinda rezervlerin % 100 u alinir . Bu paranin tamami merkez bankasina ait degil .Bankalar zamani gelince karsiliklari cekecektir
Yakin bir gelecekte pek yapisal reformlar yapilmayacak gibi gorunuyor.Durum bu olduguna gore dis finansman sikintisi cekilecek.Her ay 2 yada 3 milyar finansman acigi varsa 10 ay sonra merkez bankasina ait rezervler bitecektir.o zamanda halkin elindeki dovizler TL ye cevrilir herhalde
Bunu tam olarak böyle diyemeyiz. Başka koşulların da etkisi var.
SilBankaların karşılıklarını isteme zamanı geldiğinde birçok şeyin sonu gelmiş demektir zaten. MB rezervleri sonuna kadar kullanabilir.
Dış finansman açığı sorununda son faz düzenlemelerinden sonra biraz daha rahat bir konuma girildi. Siyasi tansiyon düşürülebilirse daha rahat edilebilir. Ama yapısal reformlar yapılmadıkça Türkiye hep böyle bıçak sırtı dengede gidecek.
Hocam elinize sağlık. Tabloların hepsinde en kırılgan ülke biz olmuşuz. Eğitim seviyesi tablolara eklendiğinde durum açığa kavuşabilir.
YanıtlaSilEvet. Yalnız seviye değil aynı zamanda kalite de.
Silhocam merkez bankası mevcut para arzını her sene sanırım büyüme oranına yakın ya da ondan daha fazla şekilde artırıyor değil mi? peki bu parayı reel ekonomiye nasıl aktarıyor kamu harcamaları yoluyla falan mı yoksa bankalar aracılığıyla falan mıdır?saygılar
YanıtlaSilEvet MB para arzı açısından görünüm böyle. Açık piyasa işlemleri yoluyla bankalara borç veriyor, alıyor tekrar veriyor.
Silhocam yazılarınızı severek takip ediyoruz her zamanki gibi bir yazı.Ben konu dışında birşey sormak istiyordum hoca Merkez bankasının para politikası araçları(yapısal araçlar) nelerdir ? teşekkür ederim iyi calışmalar dilerim
YanıtlaSilTeşekkürler,
SilBu konuda bu blogda iki yazım var:
http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/guncel-para-politikas.html
http://www.mahfiegilmez.com/2012/12/tcmbnin-2013-yl-para-politikas.html
Sanırım Türkiyenin orta ve uzun vadeli geleceği için bir "ekonomi çalıştayına" ihtiyacı var. Mevcut politika üreticileri ve danışmanları siyasi baskıdan mıdır nedir, kararları yeterli etkiyi yaratmıyor. Abartı olmazsa çoğu zaman açıklamalar perdeleme görevi görüyor. Ne zamanki not düşüşü yaşasak, bir taraf veryansın ederken diğer taraf not düşüşünün haklılığını ortaya koymak için derinlemesine inceleme yapıyor. Bundan mütevellit bağımsız politika üretebilecek sizin gibi ekonomi prof'leri, finans uzmanları, ve olmazsa olmaz olarak gördüğüm sosyologlar gibi geniş çerçeveli bilim insanın oluşacak çalıştaya ihtiyacımız var.
YanıtlaSil-sosyologlarda dahil ettim çünkü ekonomi ne kadar rakamlardan okunsada o rakamların toplum üzerinde yarattığı etkiyi ölçmek kolay olmuyor. Burda rakamlar kadar halkın tahammül düzeyinide ölçmek gerekiyor.
Siyasal - sosyal - ekonomik politika üreticileri birbirinde bağımsız (sıfır etkileşime maruz kalmadan) politika üretemezler. Ondan dolayı geniş kapsamlı bir çalıştay lazım.
Bunun sonucunda ne kaybedebiliriz ki ???
Bence ekonomi çalıştayından önce demokrasi kültürü, düşünce özgürlüğü, ahlak ve erdem çalıştayına ihtiyaç var. Ekonomide konular belli neler yapılacağı da üç aşağı beş yukarı belli. Bıraksak MB doğrusunu yapacak. Ama bırakmıyoruz. O zaman onu serbest bırakacak bir kültür oluşturma çalıştayı gerekiyor.
SilHocam hiç kimse kusura bakmasın ama ekonomi de başarı olarak sunulan şey biraz idare etmekti. özelleştirmeler ve 2008 krizinin yarattığı konjonkturde para bolluğu bizi itikleye itikleye buraya kadar getirdi. Ee buna da açıklama lazım kur lobisi, faiz lobisi, paralel lobi vs diyerek biz yapmıyoruz onlar yapıyor diyorlar vatandaşa. Paralar akarken biz yaptık, kesilince onlar yaptı. Bakın Türkiye ihracatında yüksek teknoji içeren ürünler azalmaktadır, vergi sistemi adaletsizdir, marka üretemiyoruz, dışarının parasıyla kaliteli hayat yaşamaktayız, Avrupa ile bizi kıyaslayanlar bakkal dükkanıyla kocaman bir süpermarketi kıyasladıklarını vatandaştan gizlediler. Sanırım gerçekler tokat gibi yüzümüze çarpılmaya başladı. Bilmem katılır mısınız?
YanıtlaSilKusura bakan da baksın. Türkiye, her zaman durumu idare etti ve yapısal dönüşüm peşinden hiç gitmedi. Ne zaman ki yapacak başka şey kalmadı (2001 krizi gibi) o zaman mecburen reform yaptı(bankacılık reformu gibi.) Onun dışında hep durumu idare etti. Yüzlerce sorunumuz var ve dönüp bakınca görüyoruz ki bir arpa boyu yol gitmemişiz.
SilHocam GSYH rakamları nominal sanırım. Ülkeleri mukayese ederken satın alma gücüne göre reel GYSH'nin kullanılması gerekmez mi? Neden nominal GYSH kullanılmış acaba?
YanıtlaSilBu tür kıyaslamalarda her zaman dolar cinsinden nominal GSYH'lar alınıyor.
Silhocam teşekkür ederim bu nazicane bilgileriniz için yani bir nevi Türkiye için işsiz büyümeden bahsedebiliriz ekonomi büyürken işsizliğin artması durumundan dolayı
YanıtlaSilTürkiye son üç yıldır potansiyelinin altında büyüdüğü için işsizliğin artması da normal.
Silteşekkürler hocam
SilMahfi bey;
YanıtlaSilTablolarda verilen değerlerin kaynağına nasıl ulaşabilirim?