4000 Yıldır Burada Aynı Şeyler Yaşanıyor
Günümüzden 4000
yıl kadar önce Asurlu tüccarlar Anadolu’daki kent krallıklarının halklarıyla
yaygın bir ticaret ilişkisi içindeydi. Asurlu tüccarlar, Mezopotamya'dan
Anadolu’ya çoğunlukla tekstil ürünleri ve kalay getirip karşılığında altın,
bakır ve tahıl alıp götürüyorlardı. Gümüş bir ticari meta olmaktan çok bir
değer ölçüm ve ödeme aracı işlevi görüyordu. Asur ticaretinin temel işlevi Asur
Krallığı’nın bronz yapmak için gerek duyduğu bakırı Anadolu’dan Asur’a transfer
etmekti.
Asurlular
mallarını eşek kervanlarıyla taşıyorlardı. Kervanların Asur’dan yola çıkıp Anadolu’daki
kentlere varıncaya kadar yaklaşık 1000 km yol alması gerekiyordu. Eşeklerden
oluşan bir ticaret kervanının bu yolu gidip, dönmesi 3 ay alıyor, malların
satılması ve yeni mal alımı da eklendiğinde süre daha da artıyordu. Anadolu’da
birbirine yakın birçok kent olduğu için nihai hedefe gidene kadar gündüzleri
yolculuk yapıp, geceleri konaklayacak güvenli yerler bulunuyordu. Kâr marjları
oldukça yüksekti. Kent kralları, vergilerini aldıkları sürece tüccarlara karşı
barışçı bir yaklaşım içindeydiler. Asurlu tüccarlar, içinden geçtikleri kentte
baş vergisi ve kentin kralına da gümrük vergisi ödüyorlardı.
Bu tür vergileri
ödemeden kentten geçmenin ve malını satabilmenin iki yolu bulunuyordu: Birincisi
kentin içinden geçmeyip, dışarıdan dolaşılırsa vergi ödeme yükümlülüğü
doğmuyordu. Buna karşılık kent dışında kalındığında, özellikle geceleri,
kervanın saldırıya uğraması olasılığı vardı. İkincisi, rüşvetti. Malları kente,
nöbetçilerle anlaşıp, gizlice sokarken nöbetçilere verilecek pay, baş vergisi
ve gümrük vergisi toplamından düşük olduğu sürece bu çekici bir seçenekti. Ama
riski fazlaydı. Bunu yapan tüccar yakalanırsa, kent kralının onun mallarının
tümüne el koyma hakkı doğuyordu. Asurlu tüccar Puzur – Assur’un bir
meslektaşına yazdığı mektupta şu uyarılar yer alıyor: “İrra’nın oğlu kaçak
malları Puşuken’e yolladı ama saray görevlileri kaçak mallara el koydu ve
Puşuken’i hapse attılar.”
Anadolu'da
bulunan Asur tabletlerinden tüccarların hangi kentte daha kolay vergi
kaçakçılığı yapıldığı konusunda birbirleriyle yazışmalar yaptığı anlaşılıyor. O
dönemde rüşvetin yaygınlığı konusundaki ilginç bir kanıt Cenevre Sanat ve Tarih
Müzesinde sergilenen bir tablette yer alıyor. Yine Asur’lu tüccar Puşuken’e
karısı Lamassi tarafından yazılmış bulunan bir mektupta şunlar yazılı:
“...Vergi için bana yolladığın 1 mina gümüşü denetçiler istedi. Ben senin için
korkuyorum. Fakat ben onu daha vermedim...”
Asurlu
tüccarlar, Anadolu'da yerleşik insanlara, borç karşılığı sattıkları mallar için
yıllık yüzde 30 ile yüzde 180 gibi yüksek faiz oranları uyguluyorlardı. Kötü
hasat yıllarında borcunun teminatı olan ürünü elde edemeyen insanlar son
derecede güç duruma düşüyorlar, aileden birisini Asurlu tüccara köle olarak
vermek zorunda kalabiliyorlardı. Borçlarını ödeyemeyen yerel halk sık sık
krallara şikayette bulunuyor, bazen yerel krallar bu tür borç - alacak ilişkilerini
çözmek için borçların silinmesi hakkında fermanlar çıkarıyorlardı. Söz konusu
fermanlar doğal olarak borçluyu kurtarırken, alacaklıyı sıkıntıya sokuyordu.
Buraya kadar anlattıklarımızdan günümüzden 4000 yıl önce Anadolu'da,
bugünküne benzer biçimde rüşvet, vergiden kaçınma, yüksek faiz ve af
uygulamasının yaygın olduğu anlaşılıyor.
Not: Hitit ekonomisinin ayrıntılarıyla ilgilenenler için: Mahfi
Eğilmez, Hitit Ekonomisi, Türk Eskiçağ Enstitüsü Yayınları (Ege Yayıncılık.)
Tarihin tekerrurden ibaret olduğunun bir kez daha isbatı olduğunun kanitidir. Yazi için teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilElinize sağlık güzel bir yazı olmuş. Bazı şeyler hiç değişmiyor, yapılan usulsüzlükler gibi yapılan yanlışlar da aynı. Tarih kendisinden ders alındığı müddetçe tekerrür etmeyecektir ama maalesef her zaman tekerrür ediyor. İraktaki petrol kuyuları için iran, irak'a yardım ediyor. Rusya ve Abd aynı safta. Sepep ? Ekonomik çıkar. Sanki tüccarların yol güvenliği için iki kralın yol kesen haramilere karşı ittifakı gibi. Bazı şeyler hep aynı. İnsanın evrime uğramadığının.göstergesi. :)
YanıtlaSilTeşekkürler.
Silİnsan' ın doğa hali, hayatta kalmanın temel şartı "közü kendi önüne deşmek", kendini korumaktır. Toplum halinde yaşamak bir toplumsal sözleşmeyi gerekli kılsa da, daha derindeki evrimsel geçmiş Hobbes' u her defasında doğrulayarak sürekli kendini göstermekte. Tarihsel yaklaşımınız olguları daha anlaşılır ve kalıcı şekilde aktarıyor.Teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilABD hazine bakanlığının toplantı odalarından birinde 70'li yıllara kadar Cicero'nun "bütçe denkleştirilmeli, hazine parayla dolmalı, kamu borcu azaltılmalı, devlet yönetiminin kibri yumuşatılmalı ve kontrol edilmeli, ve Cumhuriyet'in iflas etmemesi için dış ülkelere yapılan yardımlar sınırlı tutulmalıdır. İnsanlar devlet yardımlarıyla geçinmek yerine, çalışarak kazanmayı tekrar öğrenmelidirler" sözü yazarmış. Nixon zamanında bütçe açıkları ve kamu borcu artmaya başlayınca zamanın hazine sekreteri bu sözden rahatsız olmuş ve toplantı odasından kaldırmış. kaldırdı kaldıralı da ABD kamu maliyesi her geçen yıl kötüye gitmiş, 70'lerin başında %30 olan kamu borcu/GDP oranı günümüzde %100'ü aşmış. başlangıçta geçici olacağı söylenen harcamalar zamanla kalıcı hale gelmiş, sosyal güvenlik sistemi 80'lerden itibaren açık vermeye başlamış, sosyal güvenlik açığının vergi gelirlerine oranı sürekli artmış. Cicero'nun bu sözüne atıf yaparak Roma imparatorluğunu ABD'ye benzeten bir ekonomist, tıpkı sizin yazınız gibi, 2000 yıl önce yaşananlar aynen bugün yaşanıyor şeklinde bir yazı yazmıştı. Greenspan de bir röportajında insanların paraya karşı psikolojik eğilimlerinde antik çağlara kıyasla herhangi bir değişiklik olmadığını ve günün birinde ABD'nin tekrar altın standardına veya altını da içeren ikili bir parasal yapıya geçeceğini iddia etmişti. Greenspan'in bu sözü Keynesyenlerin domine ettiği ABD finans çevrelerinde alay konusu bile olmuştu ama ABD kamu maliyesi düzelmediği sürece Greenspan haklı çıkacak gibi gözüküyor.
YanıtlaSilTeşekkürler bu değerli paylaşım için.
SilOkumayan,sorgulamayan,eleştiri kabiliyeti olmayan,her duyduğuna inanan bir topluluktan fazla bir şey beklenmez. Ancak mantı varsa iyi yer.
YanıtlaSilMerhabalar hocam
YanıtlaSilYazını için kaleminize sağlık. Sizden bir tavsiye almak istiyorum. Borsa, SPK vs ile bilgiler ögrenmek istiyorum. Yani borsaya bakıyorum ama hiç anlamıyorum. Mesela vadeli işlemler ne oluyor filan. Önerebileceğiniz kitap var mıdır?
İlk olarak bu e-kitapla başlayabilirsiniz.
Silhttp://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/MSP203U.pdf
Hocam yazdiklariniza aynen katiliyorum ancak sizce ne yapmamiz lazim dogru ve durust olarak bu ulkede yasamak pek te kolay degil diger ulkeler nasil oralara kacmak bir cozum olabilirmi
YanıtlaSilOlmaz. Burada doğrusunun yapılması için çalışmak lazım.
Sil"Hayat nasihattir, hayat nasihattir." Siz ne dersiniz ? İnsanları yapmaları gereken şeylere güdülerken çok önemli bir şey gözardı ediliyor. O da yapmamaları gereken şeyler. Bu gün ızdırabını hissetiğimiz (kişi ve kurum kaynaklı) bütün sıkıntıların altında yapılmaması gereken söz ve fiillerin ısrarla yapılması değil midir ?
YanıtlaSilNe tesadüf ki Asur-İsrail para biriminin adı "Şekel".
Hitit halkının başına gelenler inşallah bizim başımız gelmez.