Riskler Düşüyor
Riskler, 22 Mayıs 2013’de Fed’in tahvil alımını azaltmaya
başlayacağını ilk kez telaffuz etmesinden sonra bütün dünyada yükseliş
gösterdi. Burada riskleri CDS primiyle ölçüyorum.
CDS, Credit Default Swap deyiminin kısaltmasıdır. Türkçede
tam bir karşılığı olmadığı için CDS olarak kullanılıyor. Biraz zorlamayla da
olsa zaman zaman “kredi risk primi” olarak adlandırılabiliyor. CDS, bir kişi ya
da kuruluşun, kredi sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini
belirli bir bedel karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Bu
çerçevede bir anlamda kredi sigortası gibi çalışır. Yunanistan devletinin
borçlanma tahvilini alan bir kurum düşünelim. Bu kurum bu tahvil karşılığında
Yunanistan devletine belirli bir faiz karşılığında belirli bir süre için kredi
vermiş olur. Vade sonunda tahvili verecek ve anaparasını, birikmiş faiziyle
birlikte geri alacaktır. Bu kurum Yunanistan’ın bu tahvilin bedelini geri
ödeyeceğinden endişe duyduğu için bu tahvili CDS işlemi yapan kuruluşa götürerek
belirli bir bedel ödemek suretiyle bu şirketin garantisini satın alabilir. Bu
prime CDS primi deniyor. Bir ülkenin CDS primi ne kadar yüksekse borçlanma
maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize
yansımaktadır.
Aşağıdaki tabloda kırılgan beşli olarak adlandırılan beş
ülkeden dördü ile Çin ve Rusya yer alıyor (Kırılgan beşli arasında sayılan
Hindistan’a ait CDS verilerine ulaşım imkanı bulamadığım için onun yerine Rusya’yı
bu tabloya dahil ettim.) Tablo bize Fed açıklaması sonrasında risklerdeki
artışın karabasan gibi geliştiğini gösteriyor.
Tarih
|
Türkiye
|
Brezilya
|
Endonezya
|
G. Afrika
|
Rusya
|
22.5.2013
|
118
|
130
|
140
|
169
|
136
|
31.5.2013
|
131
|
146
|
162
|
191
|
155
|
28.6.2013
|
191
|
185
|
207
|
216
|
195
|
31.7.2013
|
205
|
191
|
208
|
222
|
186
|
29.8.2013
|
240
|
203
|
282
|
240
|
200
|
30.9.2013
|
214
|
173
|
220
|
197
|
172
|
31.10.2013
|
185
|
166
|
193
|
185
|
161
|
28.11.2013
|
207
|
205
|
236
|
211
|
171
|
31.12.2013
|
245
|
194
|
237
|
204
|
165
|
31.1.2014
|
270
|
206
|
233
|
233
|
203
|
28.2.2014
|
230
|
172
|
185
|
204
|
191
|
31.3.2014
|
220
|
169
|
175
|
195
|
222
|
30.4.2014
|
199
|
146
|
174
|
186
|
260
|
30.5.2014
|
180
|
142
|
141
|
172
|
193
|
27.06.2014
|
175
|
141
|
145
|
179
|
183
|
Artış Oranı (%)
|
48,3
|
8,5
|
3,6
|
5,9
|
34,6
|
Tabloda yer alan ülkelerden risk primi en fazla artış ve
düşüş gösteren üç ülke, Türkiye, Brezilya ve Rusya, uluslararası gelişmelerin
yanı sıra kendi iç sorunlarından da fazlasıyla etkilenmiş üç ülke olarak öne
çıkıyor. Bu dönem boyunca risk primi en fazla artmış ülke Türkiye. Türkiye’yi,
Rusya izliyor. Endonezya ve Güney Afrika’nın risk primleri bir ara Türkiye’nin
üzerinde seyretmesine karşın dönem sonunda, her ikisi de dönem başındaki risk
pozisyonlarına oldukça yaklaşmayı başarmış bulunuyorlar.
Bu dönem boyunca risk primleri, dış gelişmeler yanında iç
gelişmeler nedeniyle en fazla etkilenen üç ülkenin durumunu aşağıdaki grafikte
göstermeye çalışayım.
Bu tablo ve grafik bize Türkiye’nin risk primlerinde yaşanan
ciddi yükselişin düşmeye başladığını ancak bir yıl önceki siyasal ve sosyal
istikrar görünümüne dönebilmek için daha fazla çaba göstermesinin gerekli
olduğunu gösteriyor.
Hocam emeğinize sağlık siyasetin ve ekonominin birbirinden ayrılamayacağı gerçeği burada tekrar karşımıza çıkıyor. Ancak bu sistem ekonomisi güçlü ülkelerin dünyayı hegemonyası altına aldığı ve finansal terör uygulayabildiğini gözler önüne seriyor.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilEvet zaten kısmen de böyle oluyor.
Merhaba hocam yazınız için teşekkürler Hocam 31.07.2013 ile 28.11.2013 tarihleri arasında tablodaki çoğu ülkenin risk değerlerinde iniş ve çıkış yaşanmış bunun özel bir sebebi var mı ,ayrıca bu CDS işlemini yapan kişi veya kuruluşlar bu risk değerlerini sadece ülkeler için mı oluşturuyorlar teşekkürler...
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilSözünü ettiğiniz tarihlerde iki önemli olay var. Birisi Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddiaları ve ABD ve müttefiklerinin müdahale edeceği söylentileri. İkincisi Fed Başkanlığı için Larry Summers'ın adaylığı. Biliyorsunuz Summers şahin tavrıyla tanınan bir iktisatçı ve Fed'in bu tür parasal genişleme yapmasına sıcak bakmıyordu.
CDS'ler devlet tahvilleri için olduğu kadar şirket tahvilleri için de yapılıyor.
Yepyeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz yazılarınız sayesinde. Lütfen yazmayı hiç bırakmayınız.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilTeşekkürler Hocam, yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum ve çok faydalı bir iş yaptığınızı düşünüyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
SilCDS'lerin spekülasyon için kullanıldığı bir ortamda bu verileri salt olarak yorumlamak hatalı olabilir diye düşünüyorum.
YanıtlaSilKarşılaştırmaya aldığım bütün ülkeler için aynı koşullar geçerli olduğu için yine en doğru ölçü budur diye düşünüyorum. Reyting notlarını alsam daha sıkıntılı olacak.
SilTeşekkürler, hocam bu CDS yi kimler neye göre ölçüyorlar, siyasi sonuçlar oluyor mu ?
YanıtlaSilCDS tamamen piyasanın bakışını içeren bir ölçü. Serbest belirlenen sigorta primi nasıl belirleniyorsa bu da öyle belirleniyor.
SilMahfi Bey,
YanıtlaSilBir sure once elimdeki birikim ile sedan bir otomobil almayi dusunmustum ama daha sonraki gelismelerden dolayi bunu erteleyip nakitte (doviz) bekliyordum.Son gelismeler isiginda (ters kose) yeni dalgalanmalar olmayacagini dusunmeye basladim. Ben artik su sedani alsam mi ? Iyi calismalar.
Elbette siz bilirsiniz ama sizin konumuzda bekleyenler tersini yapanlardan sayıca daha çok şu sıralar.
SilCDS primleri ülke içi siyasi belirsizlikler ile doğru orantılı olması, ancak siyasi karar mercilerin bunu bilmesine rağmen kısa vadede oy maksimizasyonu ( kamu tercihi teorisindeki gibi ) için çalışılması realiteye aykırı bir durum. Bunun örneğini dün akşam Başbakanının konuşmasında da görmekteyiz. Merkez Bankasının 0,75 baz puanlık faiz indirimini, Japonya gibi, Amerika gibi ülkelerle karşılaştırılması ve indirimin sayılan ülkelerle kıyaslanarak beğenilmemesi çok gerçekçi değil. Çünkü biliyoruz ki Japonya yıllardır deflasyondan kurtulmaya çalışmaktadır. Abd ise iradi olarak uyguladığı belki de gelecek dönemlerde faizi artıracağı bir dönemi yaşayacağız..Salt ülkeler arası faiz farklılıklarını ele alıp diğerlernini ceterıs parıbus olarak görürsek, ekonomi bilimine gerçekçi yaklaşmamış oluruz. Başbakanın ekonomi kurmayları mı acaba gerçeği anlatmaktan çekinmekte, yoksa asimetrik bilgi karmaşası mı yaşanmakta yoksa yoksa.. diye sorulan bu soruların gerçekçi cevabı acaba nedir?
YanıtlaSilSaptamanız çok doğru, ben de aynı kanıdayım. Karşılaştırmalar için Japonya ve ABD'nin ya da Euro bölgesi ülkelerinin seçilmesi doğru değil. Çünkü onlar ellerindeki tasarruf fazlasını zaten ihraç eden ülkeler. Biz ise o fazlaları çekmek için bize benzeyen ekonomilerle (Brezilya, Hindistan, Endonezya vb) yarışıyoruz.
SilBen konunun bilimle açıklanabileceğini sanmıyorum.
Mahfi bey her yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum birikimlerinizi paylaştığınız için teşekkürler
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
SilMeraba hocam ben iibf de sağlık yönetimi bölümü okuyorum. 2.sınıfı bitirdim. Çift dal tapmak istiyorum.Geç kalmışmıyım sizce.Ayrıca hangi bölümü seçmem daha uygundur.
YanıtlaSilSayin hocam 2015 iktisat mezunuyum ve ben yüksek lisans daha sonra doktora yapmak istiyorum fakat diploma puanim (2.50 ) düşük. Ayrıca İstanbul da ingilizce kursuna gidip ingilizcemi geliştiriyorum. Bu hayalimi gerçeklestirme Şansım ne kadar? TEŞEKKÜR EDİYORUM.
YanıtlaSil