Osmanlı'dan Bu yana Kişi Başına Gelir (Uluslararası Karşılaştırma)

‘Osmanlı’dan Bugüne GSYH’ başlıklı yazımda 1500 yılından 2008 yılına kadar GSYH, nüfus ve kişi başına gelirdeki gelişmeleri ele alıp inceledim. Bu yazımda da 1600 yılındaki GSYH, nüfus ve kişi başına gelirleri ele alarak Osmanlı / Türkiye’nin de dahil bulunduğu bir uluslararası karşılaştırma yapacağım.

Aşağıda dört bölüm halinde sunduğum tablonun ilk bölümünde çeşitli ülkelerin 1600 yılındaki verileri, ikinci bölümünde ise aynı ülkelerin 1923 yılındaki yani Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş yılındaki verileri, üçüncü bölümünde 2008 yılındaki verileri, dördüncü bölümünde yıllar itibariyle kişi başına gelir artışı karşılaştırmalar yer alıyor (kaynak: Angus Maddison http://www.ggdc.net/maddison/oriindex.htm.)

1600
Nüfus (bin)
GSYH (milyon USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
16.000
12.656
791
Fransa
18.500
15.559
841
İngiltere
6.170
6.007
974
İtalya
13.100
14.410
1.100
İspanya
8.240
7.029
853
Portekiz
1.100
814
740
Avusturya
2.500
2.093
837
Belçika
1.600
1.561
976
Hollanda
1.500
2.072
1.381
Çin
160.000
96.000
600
Hindistan
135.000
74.250
550
Osmanlı / Türkiye
7.900
4.740
600


1820
Nüfus (bin)
GSYH (milyon USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
24.905
26.819
1.077
Fransa
31.250
35.468
1.135
İngiltere
21.239
36.232
1.706
İtalya
20.166
22.535
1.117
İspanya
12.203
12.299
1.008
Portekiz
3.297
3.043
923
Avusturya
3.369
4.104
1.218
Belçika
3.434
4.529
1.319
Hollanda
2.333
4.288
1.838
Çin
381.100
228.600
600
Hindistan
209.000
111.417
533
Osmanlı / Türkiye
10.074
6.478
643


1923
Nüfus (bin)
GSYH (milyar USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
62.307
171
2.750
Fransa
39.880
148
3.754
İngiltere
44.596
212
4.760
İtalya
38.460
106
2.763
İspanya
21.847
50
2.290
Portekiz
6.223
9
1.473
Avusturya
6.543
19
2.842
Belçika
7.653
35
4.533
Hollanda
7.150
33
4.635
Çin
477.037
275
562
Hindistan
313.600
242
728
Osmanlı / Türkiye
13.877
10
712
Not: Çin ve Hindistan'ın GSYH ve kişi başına gelirleri 1929 yılına aittir.


2008
Nüfus (bin)
GSYH (milyar USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
82.370
1.713
20.801
Fransa
64.058
1.424
22.223
İngiltere
60.944
1.447
23.742
İtalya
58.145
1.158
19.909
İspanya
40.491
798
19.706
Portekiz
10.677
154
14.436
Avusturya
8.206
198
24.131
Belçika
10.404
246
23.655
Hollanda
16.645
411
24.695
Çin
1.324.786
8.909
6.725
Hindistan
1.147.996
3.415
2.975
Osmanlı / Türkiye
75.794
611
8.066


KB Gelir Artışı (% veya misli)
1600'den 1923'e (%)
1923'den 2008'e (Misli)
Almanya
247,7
7,6
Fransa
346,4
5,9
İngiltere
388,7
5,0
İtalya
151,2
7,2
İspanya
168,5
8,6
Portekiz
99,1
9,8
Avusturya
239,5
8,5
Belçika
364,4
5,2
Hollanda
235,6
5,3
Çin
-6,3
12,0
Hindistan
32,4
4,1
Osmanlı / Türkiye
18,7
11,3

Osmanlı İmparatorluğu, 1600’den 1923’e kişi başına gelirini yüzde 18,7 oranında artırırken sadece Çin’i geçmiş, Avrupa ekonomilerinin fersah fersah gerisinde kalmıştır. Buna karşılık Türkiye Cumhuriyeti, 1923 ile 2008 arasında kişi başına gelirini Çin ile birlikte en fazla arttıran ekonomi olmuştur. Avrupa ile arada hala ciddi farklar olsa da Türkiye’nin gelir artış hızı ilk kez umut verici bir düzeye ulaşmış görünüyor.

Notlar/Açıklamalar: 
 1.Angus Maddison’un kaynak olarak kullanılan eserinde geçen USD hesapları 1990 yılı bazlı Geary – Khamis Doları ile yapılmıştır. Uluslararası Dolar olarak da bilinen bu hesaplama satınalma gücü paritesi ve malların uluslar arası ortalama fiyatları temellerine dayanmaktadır.
2.Osmanlı / Türkiye topraklarının ve nüfus kapsamının karşılaştırmaya esas alınan 1600 ve 2008 yıllarında çok farklı olduğu, benzer farklılıkların diğer ülkeler için de geçerli olduğu dikkate alınmalıdır.   

Yorumlar

  1. Sayın Hocam elinize sağlık güzel bir çalışma olmuş. Bu veriler ışığında ülke ekonomilerinin tarihsel süreç içerisinde nasıl geliştiğini görmemiz açısından çok faydalı olacaktır. Bu bilgilere bakılarak daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir. Ayrıca çalışmalarınız için çok Teşekkür Ederim.

    YanıtlaSil
  2. Mahfi bey emeğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Mahfi Bey,

    Yeni Bankacılık Kanun Taslağını inceleme şansınız oldu mu? Özellikle zorunlu karşılıklara faiz verilmesi ile ilgili düşünce ve yorumlarınızı alabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunlu karşılıkları biraz indirmekle bunlara faiz ödemek arasında pek bir fark yok.

      Sil
  4. hesaplamalarda baz (o yılın cari verilerinin sabit kabul edildiği) yıl kabul edilen 1990'da Türkiye'nin cari fiyatlarla KB geliri 3.857 dolar, SAGP KB geliri 7.111 dolar. Maddison'ın veri setinde 5.399 olarak gözüküyor. herhalde amcam ikisinin ortalamasını almış :)
    biz 2003'e kadar çok düşük özel sektör borcuyla iyi kötü bir yerlere geldik. finans dışı özel kesim (reel sektör + hane halkı + banka dışı finans) borcunun GSYH'ye oranı 2003'te %23'tü. 2013'te %82 oldu. borçluluktaki artış %256 ama KB gelir sabit fiyatlarla %42 artmış. muhtemelen "bak 1923-2003 arasında KB gelir yılda ortalama %2,8 arttı, AKP zamanında %3,6" diyenler çıkacaktır. onlara borçluluktaki artışı hatırlatmak lazım diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hocam bu angus madison angut madison galiba 90da 5400 dolar kişi başı gelir mi olur. bana 3800 dolarda fazla geldi. o senelerde o kadar gelir varmıydı bizde?

      Sil
    2. Satin alma gucu paritesine gore hesaplandigini dikkate akin.

      Sil
    3. 1990'da enflasyon %50'in üzerindeyken dolar kurundaki artış sadece %23 olunca dolar bazında GSYH'de sıçrama yaşanmış. haliyle kişi başı gelir de yüksek çıkmış.
      Maddison ne nominal kişi başı geliri ne de PPP kişi başı geliri esas almış. kafasına göre takılmış gibi.

      Sil
  5. Mahfi Bey, 1923 sonrasi GSYH'yi yillara gore izleyebilecegimiz bir kaynak onerir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalkınma Bakanlığı sitesinden bulabilirsiniz:
      http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/EkonomikSosyalGostergeler.aspx

      Sil
  6. Hocam fed in faiz artışı türk banka larında daha fazla artışa sebeb olur mu mesela fed faizi şuan 0.25 ama bankaların verdiği faiz 1.5 o zmn fed % 3 faiz verdiğini düşünelim türk bankaları % 5-6 faiz verirler mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet artışa neden olacak ama ne kadar olacağı o günkü koşullara göre belli olur.

      Sil
  7. Osmanlı'da 1500-1923 arası gdp per capita artışı 112 dolar. Gülsem mi ağlasam mı bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıkrık teknolojisiyle o kadar olmuş :) yalnız dikkat italya da kısmen geri kalmış, bir zamanların efsane Roma İmparatorluğu. İmparatorluğun ilk zamanlarında Roma şehrinin nüfusu belki de 1küsür milyon bugün de 2,7 milyon. -2. roma olan İstanbul haçlılar gelip 1203'de mahvedene kadar zamanın new york'u imiş, bugün de büyümeye devam ediyor. Ortaçağların bilim sanayi başkenti olan Bağdat'ın bugün hali ortada.

      Büyüme birçok faktöre bağlı, eğitim şart tabi ama en önemli etken coğrafya, iklim değişikliği. Almanya ülkesi siyasi birliğini çok geç tamamlamış ama tabloya bakınca görülüyor ki tarih boyu zenginmiş niye çünkü bereketli topraklar. Heryerden bir çay bir dere akıyor, toprağa tükürsen ağaç bitiyor. Öyle yerlerde surplus wealth de olur üretim araçları/metotları da gelişir. Avrupa ve Kuzey Amerikanın neden herkesten önce zengin olduğu aşikar. Belki de insanoğlu tarihinde ilk kez bu kanunu kısmen yenecek teknolojiye sahip oluyor, enteresan zamanlar vesselam...

      not: ilk tablodaki fransa gdp'sinde basamak kaymış sanırım hocam, yazı için teşekkürler

      Sil
    2. Haklısınız 15.559 yerine 1.559 yazılmış, düzelttim, teşekkürler.

      Sil
  8. 1923 senesini göz önüne alırsak her tarafı işgal edilmiş devlet örgütü diye bir şeyin olmadığı bir ülkenin kişi başı gelirinin karşılaştırmada kullanılması ne kadar akla uygun 1913 daha uygun değilmi bu karşılaştırma için.1913 de 1213 dolar bu gelire bir daha 1929 da ulaşabiliyoruz.Arada Abdülhamid döneminde gdp per capitanın ne olduğunu bilmioruz arada tahmini noktalar var bu noktaların bazıları önemli savaş ve toprak kayıpları tarihlerine denk geliyor.Sırf 1913-1923 e bile baksak 10 senede 501 dolarlık fark var.Bu verilen dataların bi 20 yıl öncesi bir 20 yıl sonrasındada gdp per capita kaçtır acaba.Çok fazla boşluk var hiç bir şey çıkmaz bu çalışmadan.Daha osmanlı ekonomisinin ne üzerine kurulduğu belirleyemiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1913'ü alsak bu kez Türkiye'nin kuruluş tarihini niye almadığımız sorgulanırdı. 1870 yılı var mesela: 825 dolar. 1913'de mesela Yunanistan 1593 dolar. 12 Avrupa ülkesi ortalaması 3687 dolar.

      Sil
  9. Hocam yazınız için teşekkürler, uluslararası karşılaştırma son derece anlaşılır olmuş. Osmanlının çöküş yılları ne kadar uzun sürmüş ve aynı seviyede yıllarca saymışız. Gerileme yok ama ilerleme olamayınca diğer devletlerin yanında korlaşmış mangal kömürü misali için için yanarak sönmüşüz. Cumhuriyet ile yeniden toparlanmaya girdiğimiz kesin. Rahmetli Atatürk'ün İnkılapları neticesinde 90 yılda son derece net düzelme söz konusu. Seksen yıllık haritalar hazırlayanlara aslında güzel kapakta içeriyor yazınız tebrikler, elinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
  10. Elinize sağlık hocam. Hocam Atatürk, Menderes ve Özal'ın dönemlerinde izlenen ekonomi politikaları ve bu dönemleri belli değişkenler açısından karşılaştıran bir yazı düşünür müsünüz? Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bu dediğiniz bir yazı boyutunu aşacak bir iş. Çalışmamalarım var.

      Sil
  11. gelir dağılımını içeren bir çalışma yapılırsa çok daha anlamlı olur.
    üretim, üretimin kalitesi, çeşidi, sahip olunan varlıklar olmadan gelir gider tahminlerini içeren çalışmalar, hayat kalitesi göstergelerinin sadece biri.
    üstelik yunanlıların resmi bilançolarının bile balon olduğu ortaya çıkan krizden sonra 400 seneki rakamlarla ilgilenmek, tabi zihin geliştirici ama pek de güvenilir değil. sonuçta iktisatçıların işi de bu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir dağılımı çok zor bir araştırma. 50 - 60 yıldan önceye gidilmesi bile zor.

      Sil
  12. OSMANLI BIZIM BABAMIZ ATAMIZ TEK GERCEGIMIZ HOCAM.osmanlinin ne denli etkili ve refahi yuksek oldugunu butun dunya biliyo ama biz bilmiyoruz.bugun abd ne ise o gun osmanli o KIYASLAMAK SAÇMALIK

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes biliyorsa kıyaslamaktan korkmak niye?

      Sil
    2. Kıyaslamak saçmalık mı? bu lafını heralde padişahlar duysaydı sana gülerdi. Zira tarihi bilmeden yapılan hataları veya başarıları görmeden, ders almadan nasıl ileri gidebilirsin nasıl güçlü ve özgür olabilirsin? Fatih sultan mehmet kendinden önce gelenlerin yanlışlarını görmeseydi İstanbul alınabilir miydi? aynı şey Yavuz ve Kanuni içinde geçerli. taki bu işlem durmuş ehil olanlar yerinden kaydırılmış işte o zaman iniş ve çöküş başlamış lütfen bizde aynı hatalara düşmeyelim tekrar aynı zararları ve savaşları yaşamayalım. Mahfi hocam ilminize sağlık. bu vatanın sizin gibi bilim adamlarına ihtiyacı var,basma kalıpçılara değil.

      Muhammed Hasan

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim. Aynı zamanda sizin gibi aydınlara ihtiyacı var.

      Sil
    4. Osmanlı'nın son yüz yılını okuyun. Ağlarsınız. Bitmiş tükenmiş sadece adı kalmıştır. 1878 de Berlin antlaşması ile Osmanlı'yı tarihin çöplüğüne atan İngiliz'lerdir. Aradan 100 yıl geçtikten sonra bugün ortadoğuyu kana bulamak için YENİ OSMANLI projesini bu toplumun bir bölümüne kabul ettiren yine İngiliz'lerdir.
      Sizce tesadüf mü ????

      Sil
  13. Sayın Hocam Osmanlı iktisadının paradigmalarının oluşturduğu süreçteki verileri 21.ci yy. ın neoliberal sürecin oluşturduğu veriler ile karşılaştırmak ve + - anlamlandırmak anakroni olmaz mı !

    YanıtlaSil
  14. Hocam turkiye uretemedigi icin yuksek faiz dusuk kur dongusuyle buyudugunu dusunursek bu dongunun kirilmasi icin tasarruflarn artip uretmek gerekiyor degil mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üretse de üretmese de cari açığı düşürmek için tasarrufların artırılması gerekiyor.

      Sil
    2. Hocam tasarruflari arttirmak icin meler yapilmasi gerektigini belirten detayli bir yazi yazmayi dusunuyor musunuz? Internette makaleler arastirdim ama doyurucu bir yazi bulamadim. Simdiden tesekkurler

      Sil
    3. Fazlaca ayrıntıya gerek yok sanırım. Yerli tasarruf sahibine pozitif reel faiz verecek bir politika tasarrufları artırır.

      Sil
  15. Hocam sevgiler,
    Merkez Bankası zorunlu karşılıklar için faiz ödemeye başlamış. Zorunlu karşılıklar enflasyonu denge altında tutmak için önemli parametrelerden biriyken tam da bu dönemde zorunlu karşılıkları talep yaratıcı şekilde düzenlemek mantıklı mı? Yoksa ben mi yanlış taraftan bakıyorum. Bu türde bir politikanın FED ve AMB'de somut bir örneği var mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunlu karşılıklara eskiden de (2010 öncesinde) faiz ödeniyordu. Bunun da faiz ödememenin de dünyada örnekleri var. Asıl sıkıntı bence MB'nin sıkı para politikası izlemeye devam edeceğini açıkladığı halde bu tür bir likidite bollaştırmasına gitmesinin nasıl açıklanacağında yatıyor. Yani madem sıkı para plitikası izleyeceğiz o zaman niçin kredileri artıracak bir uygulamaya imza atılıyor? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum

      Sil
    2. Denge unsuru gözetiyor olabilirler mi hocam? Piyasa enflasyon baskısı altında tasarruf diye bağıranlara karşı çok daraldığı için enflasyona olumsuz etkisi nispetenn daha az olan rahatlatıcı bir adım atmak istenmiş olabilir mi?

      Sil
    3. Fulgura Frango24 Ekim 2014 00:21

      Peki, likidite bollaşmasının sonuçlarından biri de faizlerin düşmesi değil midir? Yani, bu türden likidite artışına yol açacak uygulamalar, faizler üzerinde bu derece siyasi baskı oluşmuş iken ve artması gereken faizler "malum nedenlerle" arttırılamadığı için, dolaylı olarak faizlerin düşmesine dolaylı olarak yol açacak denemeler yaparak "bakın faizleri düşürmeye çalışıyoruz" türünden bir mesaj olabilir mi?

      Ülkedeki ekonominin nasıl işlediğini, kimin ne yapmaya çalıştığını anlamak gün geçtikçe daha zor hale geliyor. Reagan döneminin ekonomisine "vudu ekonomisi" deniyordu, vardan yok, yoktan var etmek gibi bir şeyi amaçladığı için. Bizde de "dostlar alışverişte görsün" diye bir ekonomi egemen olmaya başladı gittikçe sanki.

      Sil
  16. mahfi bey avrupanın zenginliğini coğrafi keşiflere bağlıyorum.coğrafi keşiflerden önceki avrupanında istatistiklerine ulaşabılır mıyız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kanıdayım. İstatistikler de bunu doğruluyor. Metinde linkini verdiğim Maddison çalışmasına giderseniz milattan (1 yılı) başlayarak Avrupa hesaplarını bulabilirsiniz. Yalnız 1, 1000, 1500, 1600, 1700 diye gidiyor. 1800'lerden itibaren dsaha sık tarihler için hesaplama var.

      Sil
    2. Keşifler öncesi istatistiklerle / keşifler sonrası istatistikleri karşılaştırmayı planlıyorsanız bu fazla indirgemeci bir çalışma olur. Keşifler birçok şeyin başlangıcıydı ama tek başına bir anlam ifade etmiyorlar. Eğer etselerdi bugün ABD değil de İspanya süper güç olurdu. Keşfi onlar gerçekleştirdiler, 200 yıl boyunca binlerce ton altını ülkelerine taşıdılar ama zenginliği yaratan İngiltere oldu.

      Sil
    3. Tek başına keşifler bu gelişimi açıklayamaz belki ama onların da bu gelişmede ciddi payı var. İspanya döneminin süper güçlerinden biriydi. Ama keşifleri icatlara bağlayamadılar.

      Sil
    4. Keşiflerin yanında, rönesans ve reform hareketleriyle özgür düşüncenin yükselişi de çok büyük etken. ABD'nin dünya lideri oluşu ise dünya savaşlarıyla Avrupa'nın yerle bir olmasının hemen akabinde Bretton-Woods ile tüm dünyanın parasal sistemini yönetmesiyle başlıyor.

      Sil
    5. Hepsinin temelinde dini faktorler var. Katolik Ispanya ancak kisa bir sure egemen olabiliyor (kisalik goreceli bunun farkinda olmaliyiz). Sonrasinda Protestan Ingiltere ve simdi de Protestan ABD egemen guc. Katolikler son yillarda krizde. En iyileri Fransa bile zorlaniyor. Protestanlar ise daha iyi durumda.

      Sil
    6. Fulgura Frango24 Ekim 2014 00:44

      Zannedersem buradaki temel neden, İspanya'nın (ve Portekiz'in) bunca sermaye birikimine sahip olmalarına karşın, bu sermayeyi ekonomik sürecin bir sonraki aşaması olarak görülen sanayi imparatorluğuna dönüştürememesidir. İcatlar buradaki en temel neden elbette ama ortada patent vb türünden düşünce ürünlerini koruyucu önlemlerin olmadığı dönemlerde icadı kendiniz yapmasanız da dokuma tezgahı gibisinden şeyleri birebir kopyalamak da mümkündü. Yani, icat rahatlıkla ithal edilebilirdi. Öte yandan, buradaki temel engel sosyal sistem demek daha yerinde olacak sanırım. Mevcut feodal ve tarım/toprak temelli seçkinlik ve zenginlik sisteminin sanayi temelli bir sisteme geçememesi ve İspanya ve Portekiz'in feodal aşamada kalması esas sorun denebilir. Benzeri bir durum da Osmanlı da olmuştu. Arazi miktarı olarak büyük görünen imparatorluk sanayi aşamasına geçemeyince (kolonileri de olmayınca) gittikçe geriledi. Yeni düşünceler statükoyu değiştirmeyi gerektirdiği için Avrupa'yı temelden değiştiren matbaa Osmanlı'ya da geç girdi. Oysa silahlar vb konusunda İspanya, Portekiz, Osmanlı bu derece tutucu değildi ve en son silahları hemen ediniyor ya da yapıyorlardı. İş toplumsal sistemin değişmesine yol açacak değişikliklere (üretim süreçleri vb) gelince direnç çok daha büyüktü. Dünyanın yarısına yakın toprağı olan bu ülkeler esasında toplumsal/ekonomik/sosyal değişime ayak uyduramayana bir tür gericilikten kaybettiler.Zannedersem buradaki temel neden, İspanya'nın (ve Portekiz'in) bunca sermaya birikimine sahip olmalarına karşın,

      Sil
  17. Türkiye cumhuriyetinden sadece 4 tarihteki verilere sahip olduğumuzu düşünelim bunlarda 1923(savaş sonrası çıkan bir devlet ekonomisi) 1927 1932(Büyük krizin gdp per capita üzerindeki etkisininin çıktığı tarih) 1945(ikinci dünya savaşı bitişi).1923 de 712 $ 1927'de 974 $ 1932 1205 $ 1945 1133 $ 1913 de 1213 $ gdp per capita olduğunu bildiğimizi farzeedelim ve karşılaştırılalım.Cumhuriyet dönemi bu dört noktayı birleştirip çıkarımımızı yapalım.Sonuç cumhuriyet devrim bir yalan.Gdp per capita osmanlının 1913deki değerine kadar gelememiş.Yeni devlet kurmak devrimler yapmanın gep per capita üstünde hiç bir etkisi yok.Bu örnek oldumu şimdi bu yukarda yazdığım varsayımla sizinki arasında hiç bir fark yok benimkindede veriler var sizinkidede. Siz bir sonuca vardınız osmanlı devletinin 300 senede 112 dolar gdp per capita artışı sağlayabildiğini öne sürdünüz bense cumhuriyetin hiç bir zaman osmanlı gdp per capita seviyesine çıkamadığını cumhuriyetin ve devrimlerinin bir başarısızlık olduğunu öne sürdüm.buna istatiki yönlendirme sanatımı deniyordu bir yanlışım varsa düzeltin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlı'dan alıp kullandığımız veriler 1500, 1600, 1700, 1820, 1870,1913, 1923 verileri. Yani bir veya ikisi sorunlu dönemlere denk gelse de en hızlı yükselişin olduğu 1500 ve 1600 yıllarında kişi başına gelir 600 dolar.

      Sil
    2. Osmanlı ekonomisinin zirve noktası mercibadık ve ridaniye savaşı sonrası memlük hazinesinin ele geçirilmesidir 1516-1517. II. bayazid dönemi 1481-1512 bu dönemde cem sultan için önce memlüklere sonra Hospitalier Şövalyeleri en son olarakda papalığa katli için yüksek meblağlar ödenmiş cem sultan olayı yüzünden askeri hareketler istenilen etkiyi gösterememiş içerde şahkulu isyanlarıyla uğraşılmıştır bu döneme ıı. fetret devri bile diyenler var.1590 da III.Murat 1600 de ise III. Mehmet ekonomik darboğaza çare bulmak için sikke tahsisi yaptığı yıllardır.1700 yılı bir yıl öncesi 1699 karlofça antlaşmasıdır burda lehistan venedik avusturyaya büyük tazminatlar ödenmiş 1 yıl sonrada büyük bir tazminat rusyaya ödenmiştir.Bu kutsal ittifakla savaş 15 yıl sürdü.Göründüğü gibi sorunlu olan bir iki dönem değildir.

      Sil
    3. 1500 yılındaki kişi başına gelir de 600 dolar. Türkiye Cumhuriyeti de 1954 yılına kadar Osmanlı borçlarını ödemiştir.

      Sil
  18. hocam konuların altına konuyla ilgisiz sorular soruluyor. Sorular için ask.fm'den bir hesap açsanız, konuların altına yazılan ilgisiz yorumları da yayınlamasanız burası daha eşsiz bir kaynak haline dönüşecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine de burada imkan vermeye devam edeyim. Çok bozmuyor bu akışı.

      Sil
  19. Hocam Son Baskı ortalama 30 dakika idi, 11'de Ekonomi hemen hemen 40 dakika. Kendime Yazılar'ı iki sendir takipteyim, benden daha eski ve daha sık takip edenler mutlaka vardır ve büyük çoğunluğun daha hiç yorumunu okumamışızdır, buna eminim. Ben sayfanızı çıkan yazı sıklığı ve yorum sayısı etkilese de tv kadar takip ediyorum. Ekonomi veya iktisatla alakalı bir okulda da okumadım. Ama günlük sitenizin ziyaretçisiyim. Bende siteden şikayetçiyim android ve apple'la uyumlu bol reklamdan şikayet etiğimiz bir sayfa fena olmaz :) Bu konuda da ''Yapısal (Zatıalinizden alıntıdır)Reform'' şart. Diğer kullanıcıların da fikirleri, şikayetleri önerileri alınarak daha kullanışlı bir sayfa tasarlanması gerekli olduğu kanaatindeyim.Veya de bir Marka gibi düşünerek tasarlanmalı. Yazılarınız için size teşekkür ederim, yorumlarını okuduğum diğer insanlara da teşekkür ederim. Esenlikle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ben de yorum yaparak katkıda bulunan herkese teşekkür ederim.

      Sil
  20. hocam çok güzel karşılaştırmalar olmuş elinize sağlık. fakat birkaç noktada size katılmıyorum. Bu yazıyı yayınlayabilirseniz sevinirim.
    öncelikle Cumhuriyet döneminde iddia edilen onca gelişmeye rağmen hala gelişmiş ülkelerle aramızda üç dört katlık gelir farkları var halen. Bir yanda savaşsız geçen doksan yıl öbür yanda 1700’lerin sonundan 1923’e kadar büyük ülkelerle didişme içinde geçmiş bir dönem. Bu ortama rağmen gelişmiş ülkelere bir yakınsama da söz konusu değil, yeni yeni girdiğimiz orta gelir tuzağı da cabası.
    Osmanlı imparatorluğundaki gelir artışından daha fazla bir gelir artışının cumhuriyet döneminde kaydedildiğini söylemişsiniz, bunu da Osmanlı'nın Avrupa'daki bilimsel gelişmelere ayak uyduramamasına bağlamışsınız.
    şu an Maddison'un "The World Economy" adlı kitabını okuyorum fakat sadece bilimsel gelişmelerle açıklanabilecek bir GSYH artış farkı göremiyorum Osmanlı'yla Avrupa arasında.
    köle ticareti, vasco da Gama'nın ele geçirdiği Hindistan kıyılarını yağmalaması, şu anki Brezilya,Meksika bölgeleri keşfedildikten sonra halkının büyük oranda yok edilip madenlerine el konulması ve geri kalan insanlarının da köleleştirilmesi bu malvarlığı artışında bence fazlasıyla etkili.
    aynı yıllarda doğu Afrika'da Hindistan'da vs. pek çok Müslüman tüccar bulunuyordu fakat bu insanlar tarafından tüm halkı köleleştirilmiş tek bir coğrafyaya rastlamak mümkün değil.
    Maddison’un kitabında 1600’lerden 1913’e kadar dünya ekonomisine hükmetmiş devletler kısaca özetleniyor: Venedik,Portekiz,ispanya, Hollanda ve İngiltere. Her ne hikmetse bu ülkelerin gelir kalemlerinde köle ticareti önemli bir yer teşkil ediyor. Yüz yıllarca hac ibadetlerini rahat rahat yerine getiren Hindistanlı Müslümanlara ait bir gemi coğrafi keşiflerin hemen ilk yıllarında vasco da gama tarafından ele geçiriliyor, mallarına el konuluyor ve yolcular da diri diri yakılıyor. Ondan sonra da deniz emniyeti hak getire bu sularda.
    bilimsel gelişmeyle beraber barbarlıkta da yaşanan artış dünyaya ne katmıştır onu sorgulamamız lazım bence bu aşamada. Ya da Avrupa’nın gelişme biçimine uygun bir gelişim ne kadar etik olacaktı bizim açımızdan?
    Bence sorun süreci yok sayıp sonuca odaklanmamız. Her ne kadar batının gelişmişliğine ağzımızın suyu akarak baksak da onların geçmişinde yer alan barbarlık temize çıkmıyor bu gelişmişlikle. Coğrafi keşifleri bile “kimin malına çökebilirim?” arayışıyla yapmış bir medeniyete bu kadar özenmek neden anlayamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bizim özendiğimiz batının barbarlıkla ele geçirdiği yağmaladığı topraklar değil. Buna özenmek anlamsız çünkü bizim geçmişimiz bunlarla dolu. Biz bunları inkar etsek de biz nasıl batılıyı sömürgeci görüyorsak batılı da bizi barbar, yağmacı olarak görüyor. O nedenle kimsenin geçmişi temiz değil. Babinger'in ünlü kitabı Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı adlı kitabı okuyunca bizi nasıl gördükleri ve değerlendirdiklerini anlamak mümkün.
      Bizim özendiğimiz batının aydınlanma çağı, dini eğitimden gerçek anlamda bilimsel eğitime aşama aşama geçmiş olmaları, demokrasiye girmiş olmaları, düşünce özgürlüğünü benimsemiş olmaları ve bunun sonucunda bizim yapamadığımız keşifleri ve icatları yapmış olmaları. 1850 ile 1925 arasında İngilizler her gün ortalama üç icat yapmışlar. Osmanlı ise öbür dünyada ne olacak onun peşinden giderken yer altlarından kaymış. Kafa gücü bilek gücünün yerini alınca da tümüyle çökmüş sistem.

      Sil
  21. Hocam milli gelir denkleminde y=c+i+g+(x-m) denkleminde (x-m) uluslararasi iktisat dersini icerir mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu denklemdeki (X - M) başlı başına uluslararası iktisat dersinin temelidir. Çünkü bu ifadenin altında dıştiicaret, cari açık, uluslararası mal arzı ve talebi gibi birçok kavram var.

      Sil
  22. Hocam akreditif konusunda baslangic olarak bir kitap adi veririmisiniz tesekkur ederim

    YanıtlaSil
  23. hocam osmanlının 1600 yılında nüfusunun yaklaşık 8 milyon olması garip değil mi? o kadar devasa toprak büyüklüğünde topu topu 8 milyon insan mı yaşıyomuş?

    bi de rakamlar gerçekten çok garip misal; 1600 yılından 30 yıl önce inebahtı'da osmanlı-haçlı savaşı yaşandı .. osmanlının karşısında italya,ispanya,portekiz,malta ve bazı alman eyaletleri yer aldı.. şimdi kabataslak hesaplıyorum yukardaki rakamlara göre bu ülkelerin toplam nüfusları 30 milyonun üstünde toplam ekonomik büyüklükleri ise 30 milyon doların üstünde... savaşta osmanlının 200'ü aşkın gemisi 30 bin civarı askeri var yine aynı şekilde haçlıların da 200 üstü gemi ve 30 bin civarı askerleri var...

    yukardaki hesaplara göre nüfusları bizim 4 katımız ekonomileri 6 katımız ama aynı denklikte donanma gücüne sahibiz... biz herşeyi askeri güce yatırıyoduk desek bile rakamlar kurtarmıyor gibi
    inebahtıdan sonra 2 sene içinde 200 küsür gemilik yeni bir donanmanın yapıldığıda biliniyor... rakamları biraz sorgulayınca bunlar geldi aklıma.. neyse)


    hocam ayrıca; rakamlara göre biz son 6 yılda batmışız diyebiliriz, zira 2014 yılı verilerine göre almanya gdp/ppp 41 bin dolar yani 2 katı artmış, fransa'da 37 bin dolara yükselmiş... bizse 8 bin'den 10 bine çıkabilmişiz.. yani dediğiniz gibi: türkiye net olarak orta gelir tuzağına düşmüş halde hemde feci bir şekilde!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hesaplarda yaklaşık olarak (tam değil) bugünkü toprak büyüklükleri esas alınmış.
      Ayrıca gemilerin büyüklükleri aynı mı değil mi ona bakmak gerek. Örneğin batılı çizimlerinde Fatih'in İstanbul kuşatmasında kullandığı gemiler Ceneviz donanmasındaki gemilerin yanında küçük kalıyor. Sandalın biraz irisi gibi. Bu da o gemilerin karadan nasıl yürütüldüğünü açıklıyor.
      2014'de satınalma gücü paritesine göre bizde kişi başına gelir 19 bin dolara yakın. Maddison, satınalma gücü paritesine dayalı Geary-Khamiz 1990 dolarını kullanıyor.

      Sil
    2. hocam fatih zamanındaki gemiler konusunda haklısınız, gelen 3 ceneviz gemisi bizimkilerden oldukça büyük ama 16 ve 17. yüzyıl gemilerinde pek bi fark olmasa gerek, olsa zaten savaşlarda kesin yenilgiler yaşanırdı... ama bu 2 asırda ki deniz savaşlarının çoğu bizim lehimize bitmiştir

      hocam ilk kısmı anlamadım yanlız... yani bugünkü türkiye toprağının o günkü ekonomik gücünü mü gösteriyor rakamlar? yukardaki hesaplamada mısır, balkanlar falan dahil değil mi?

      Sil
    3. Osmanlı'nın deniz gücü Akdeniz korsanlarıyla anlaşma yapıp onları donmasına katmakla ve korsanların reisini kaptan-ı derya yapmasıyla bu dediğiniz düzeye geldi.
      Bu hesaplamalarda sürekli toprak ve ona bağlı nüfus değişiklikleri olduğu için belirli toprakları esas almak zorunluluğu oluşmuş. Osmanlı'da Balkanların önemli bir bölümü hesaplarda var gerisi yok. Öteki ülkeler için de benzer düzenlemeler yapılarak hesap yapılmış.

      Sil
  24. kişi başına düşen mg artarken enf oranı nasıl etkilenir

    YanıtlaSil
  25. türkiyede tasarruflar neden azalıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıfır ya da negatif reel faiz verirseniz tasarruflar artmaz, azalır.

      Sil
    2. Hayat pahalı

      Sil
  26. Hocam bence bu değerler son derece afaki değerler, şöyle ki bir kere bildiğimiz anlamda Belçika, İtalya, Avusturya, Almanya, Osmanlı/Türkiye Devletlerinin 1600'lü yıllarda nasıl olduğu konusu çok karışık(Osmanlıdan ortaya çıkan 50 küsür devlet, aynı şekilde Avrupada 1600lerden bugüne yaşanan değişimler)
    Bence bu tip kıyaslamalar ilk kademede 2. dünya savaşına daha sonra 1. dünya savaşına en fazla da sanayi devrimine (kapitalizmin başlangıcına) kadar gidebilir. Çünkü ondan öncesi farklı bir dünya
    Bu arada soru işaretlerinin bol olduğu bir referansla Osmanlıya çakma ihtiyacı hissetmeniz de şık olmamış
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu değerlerin afaki olduğunu iddia edebilmek için bu çalışmadaki gibi bir araştırma yapmış olmanız lazım. Aksi takdirde afaki olan sizin sözleriniz olur. Ayrıca sanayi devriminden başlarsak değerlendirmeye durum Osmanlının çok daha aleyhine çıkıyor. Her elestiride bir çakma amacı aramak da ayrı bir mesele tabii.

      Sil
  27. Nüfus sanırım sadece bugünkü Türkiye'nin nüfusu yoksa ben 1600'de tüm Osmanlı Devletinin nüfusunun en az 30 milyon olduğunu düşünüyorum. 1923'de avrupa devletleri 20 bin dolar kişi başı geliri nasıl yakalamışlar o kadar değer üretecek ne vardı ki o zamanlarda. herhalde sömürü esas olarak

    YanıtlaSil
  28. Hocam Kamu yatırımları ile ilgili benzer bir karşılaştırma varmı ? Karşılaştırmları altın bazında alabilirmiyiz?

    YanıtlaSil
  29. Hocam eyvallah, iyi bir iş çıkartmışsınız. Burada dikkatimi çeken şki şey oldu, izninizle katkı yapmak isterim:
    1. 1600'lerde ismi belirtilen devletlerden Avrupalı olarak henüz öyle devletler yok, sınırları, birleşmiş ulusları ve merkezi idare olarak yok. Var olanların nüfus, coğrafya ve yönetimleri geçişkenli olarak bir kaç kent devleti, belki de Hansa kentleri ama bağımsızlıktan bahsetmek zor. Osmanlı ve Çin hariç diyelim, portekiz ve İspanyayı da hesaba katarsak, Avrupalılar için yüzyılda verilen değerler bu bakımdan sağlıklı mıdır.
    2. Baz akınan dönemlerin ilk ikisi, Avrupalılar için liberal iktisadın, teknolojiye dayalı kapitalist üretim biçiminin şaha kalktığı dönemler, dünyayı sömürmeye çıkıp talan ettiği dönemler. Osmanlı ve Doğu için tersine tarım ekonomisinin ve merkantilizmin diyelim hakim olduğu dönemler. Burada bu değerlerle kıyas yaptığımızda yanlış sonuçlar çıkartmış olmaz mıyız? Zira iki farklı ekonomik sistemden bahsediyoruz. Hoş, burada öyle ya da böyle bir zenginlik yoksulluk söz konusu olunca netice değilmiyor da... Teşekkür ederim... Hüseyin Alan.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!