Cıs

Enflasyon dediğimiz gibi matematiksel olarak Ocak ayında düştü. Ama düşüş beklendiği düzeyde olmadı. Beklenti Ocak ayında enflasyonun aylık 0,74 olmasıydı ama gerçekleşme 1,10 oldu. Geçen yılın Ocak ayında 1,98 olduğu için bundan düşük (1,10) gelen enflasyon nedeniyle bu ay 12 aylık enflasyon yüzde 8,17’den 7,24’e geriledi. Asıl sorun çekirdek enflasyondaki (I endeksiyle ölçülen enflasyon) düşüşün son derecede sınırlı kalması. Aralık ayında 12 aylık çekirdek enflasyon yüzde 8,73 iken Ocak ayında manşet enflasyondaki 0,93 puanlık düşüşe karşın yüzde 8,63'ten öteye gerilemedi. 

Bu ayın enflasyonu niçin yüksek geldi? İki nedeni var: (1) Gıda fiyatları beklenenden daha fazla arttı. (2) TL, USD ve Euroya karşı değer kaybetti. TL’nin son bir haftada Dolara karşı değer kaybı yüzde 3’e yaklaştı. Gıda fiyatlarındaki gelişme konusunda yapılabilecek fazlaca bir şey yoktu. Ama acaba TL’nin değer kaybı açısından yapılabilecek bir şey var mıydı? Benzer ülkelerle karşılaştırdığımızda çoğu ülkenin parasının bu dönemde bu iki rezerv para birimine karşı değer kaybettiğini görüyoruz. Buna karşılık, özel durumu nedeniyle Rusya’yı dışarıda bırakırsak en yüksek değer kaybı TL’de yaşandı. Bunun nedeni ekonomi politikasında yaşanan belirsizliklerdir. Türkiye bir süredir ekonomi politikasını politika ekonomisi haline getirmiş bulunuyor. Ve bu yaklaşımı yüksek sesle dile getiriyor. Aslında bu yaklaşım yeni değil. 1994 yılında da benzer bir yaklaşım sergilenmişti. Faizin sonuç değil neden olduğu söylemi o dönemde de ortaya atılmış ve peş peşe Hazine borçlanması ihaleleri iptal edilmişti. Sonuçta ekonomi krize girmiş ve Türkiye’nin BBB olan kredi notu önce BB’ye sonra B’ye inmişti. 

Normal koşullarda böyle bir uygulamadan ders alınır ve bir daha aynı söylem tekrarlanmaz. Ama bizde ders alınmıyor. Sürekli sobaya yaklaşan küçük çocuklara büyükler hep “cıs” derler ve sobaya elini sürmemesini söylerler. Ama çocuktur dinlemez gider elini sobaya sürer, eli yanar ve bir daha sobaya yaklaşmaz. İstediğiniz kadar cıs deyin yine faiz yine enflasyon ve yine ters kurulmuş ilişkiler çıkıyor karşınıza. Çünkü eğitim sistemimiz analiz yapmaya uygun değil, ezbere dayalı. Ondan sonra ‘ezber bozma oyunu’ giriyor devreye. Başlıyoruz ‘ezberler bozulacak’ demeye. Ta ki elimiz sobada yanana kadar. Yanınca yine ezberler geliyor akla. Oysa analitik bir eğitim almış olsak ezbere ve kimsenin cıs demesine gerek kalmadan ilişkileri doğru kurar politika ekonomisi değil ekonomi politikası uygular çıkarız işin içinden.  

TCMB, bu işi bildiği ve geçmişten ders çıkardığı için Ocak ayı enflasyonunun 1’den yüksek gelmesi karşısında faiz indirimi için özel toplantı yapmaktan vazgeçti. Çünkü bu gidişle Şubat ayında enflasyonda düşüş olması bir yana artış ihtimali belirdi. Geçen yılın Şubat ayında aylık enflasyon yüzde 0,43 çıkmıştı. Bu yılın Şubat ayında enflasyon bu oranın altında çıkarsa yıllık enflasyon düşecek, üstünde çıkarsa artacak. Eğer Ocak ayında olduğu gibi 1,10’luk bir enflasyon gelirse 12 aylık enflasyon yüzde 7,9 dolayına çıkabilir. Yüzde 0,43’ün üzerinde gelecek her enflasyon Şubat ayında 12 aylık enflasyonun bugünküne göre yüksek çıkmasıyla sonuçlanacak. Geçen yılın Mart ve Nisan aylarındaki enflasyon oranları ise sırasıyla 1,34 ve 1,43 olduğu için muhtemelen düşüşler yaşayacağız. Ama eğer ekonomi politikası yerine politika ekonomisinde ısrar eder de kuru yükseltecek söylemler geliştirmeye devam edersek bu düşüşleri göremeyebiliriz      

Yorumlar

  1. Merkez bankasından rica ediyorum,politika faizini tek hamlede 5 puan düşürsün, CB'den aferin alsın, dolar 3'e çıksın,ekonomi krize girsin..böylece hükümet düşer akp dağılır.. biraz bedel ödemiş oluruz ama değer..muhalefetten ümidimi kestim,bunlar ancak ekonomik krizle gidecekler başka yolu yok gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama MB bunu yapamaz. Yapsa, bugün yap diyenler yarın ilk hesap soranlar olur.

      Sil
  2. Hocam iyi akşamlar.
    Siyasal baskılar sonucu faiz indirimine gidilirse bu durum fiyatlarda yükselmeye neden olmaz mı? fiyatların yükselmesi enflasyonda bir artışa neden olacak ve şubat ayında beklenen enflasyon yüksek çıkmaz mı ? Hala neden bu şekilde faiz indirimine gitmesi için baskı var ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önce kurlar yükselir sonra onun etkisiyle fiyatlar. Oysa bu tür baskılar olmasa faizin önümüzdeki üç ayda daha ineceği 0, 75 - 1,00 puanlık yer vardı. Ama baskılarla kurlar yükselince o yer kalmadı.

      Sil
    2. Kurun yükselmesi, Türkiye'deki üretiminin belini büker, enflasyon hortlar, millet fakirleşir... Varsın faiz yüksek kalsın, borç alarak ihracat hedeflemek, bu dönemde tehlikeli. Yatırımcı, özkaynaklarını kullanmalı. Vatandaş ise tasarrufa yönlenmeli. Komşularımızın durumu ortada. İhracatımızın büyük bölümünü yaptığımız Avrupa Birliği ülkelerinin de, ECB'nin parasal genişleme sunmasına rağmen toparlanacağını sanmıyorum. Bugünkü konjonktürde, hükümet te büyüme hedeflerini küçültmeli. Faizler yüksek kalmalı. TL nin değer kaybetmesine asla izin verilmemeli...

      Sil
    3. Tabi Berna Hanım tabi...

      Gelin bir de siz bunu "işsizlere" anlatın bakalım!

      Anlaşılan o ki sizin keyfiniz yerinde!

      Önce şu iki yazıyı okuyunuz:

      1) Kur Artışı mı Faiz Artışı mı Daha Zararlıdır?
      http://www.mahfiegilmez.com/2014/02/kur-arts-m-faiz-arts-m-daha-zararldr.html

      2) Faizi Artırmak Gerekir miydi?
      http://www.mahfiegilmez.com/2014/01/faizi-artrmak-gerekir-miydi.html

      Bu iki yazıda tablolar ile konu net anlatılmış!

      Ümit ederim; tabloları anladıktan sonra keyfiniz bir nebze azalır, ve siz de mücadele etmek için biraz kımıldanırsınız!

      (Not: 1. Lütfen ilk önce bu iki adresi okuyunuz.
      2. Hükümet ve düşmanlarının tarafında değilim! Yazıları okuyunca, size yakınmamı daha iyi anlayacaksınız!)

      Saygılarımla

      Sil
    4. İsmim geçtiği için yanıt hakkı doğmuş, cevap vereyim: Öncelikle belirtmek isterim ki, oldukça milliyetçiyim ve ülkemin işsizlik dahil her türlü sorununa oldukça duyarlıyım. 18 yıl özel sektörde çalıştıktan sonra, şu an ben de kendi işini kurup istihdam yaratmaya çalışan bir müteşebbisim. Bankada tek kuruş param yok, döviz vs asla bu tür şeylere para yatırmadım, yapmam da... Ama bankadan faizle borçlanarak üretim yapmayı da seçmiyorum. Ben yeteri kadar çalıştım, artık yan gelip yatayım da demiyorum, stihdam yaratarak ülke ekonomisine ikatkı sağlamak gibi bir hedefim var. Bu açıklamayı yapmamın sebebi, yazdıklarımdan dolayı beni tuzu kuru şımarık ve tembel bir insan olarak algılamanızın yanlış olduğunu belirtmek içindir, yoksa konumuz bu değil.

      Bana örnek olarak okumamı istediğiniz Mahfi Bey'in önceki yazılarını zaten okumuştum. Bir kez daha okudum. İktisatçı değilim, makina mühendisiyim ama bu yazılardan anladığım ile tecrübemi birleştirirsem; FAİZİN tek başına hiçbir sorunun ÇARESİ veya İLACI OLMADIĞI sonucuna varıyorum. Faiz düşerse, yatırımcının borç alarak istihdam yaratması mümkün olabilir, ama olmayabilir de, bu durumda işsizlik azabilir ve ekonomik büyüme olabilir, evet.
      Ancak dünyanın küçüldüğünü ve küresel bir krize girildiğini göz önüne alırsak, Türkiye'nin büyümesinin yavaşlayacağını hatta duracağını öngörmek mümkün. İhracat hedeflenerek borçlanmak, bu dönemde riskli... Malum AB krizde, borç alarak yatırım yapan yatırımcı, ürettiğini nereye satacak? İç talep bir yere kadar...
      Öte yandan belki de yanılıyorumdur. Türkiye, AB'nin gerilediği bir ortamda, büyük ve doğru yatırımlar yaparak büyüdükçe büyüyebilir ve ürettiği malı her türlü satabilir de... Ancak ihracat değeri yüksek ürün üretemediğimizi bildiğim için, bu konuda ümitsizim. Biz dışarıdan pahalı hammadde ithal edip, basit plastik ve demir eşya vs üretebiliyoruz ve bu düşük teknoloji ürünlerini ucuza satıyoruz. Cari açığımızın en büyük nedeni bu. Otomobil, cep telefonu, bilgisayar gibi satarken yüksek kar marjı elde edilen yüksek teknoloji ürünü üretemiyoruz. Bunun sebebi ise yüksek faiz değil, içi boş eğitim sistemimiz. Yeteneği sınırlı insan kaynağı yetiştiriyoruz. Maalesef faizi düşürünce, toplumsal yeteneğimizin seviyesi yükselmez. Ve yüksek teknoloji ürünü tasarlayıp üretebilme yeteneği gökten zembille düşmez. Eğitim sistemimizin, eğitimciler dahil komple altyapısı değiştirilmesi geliştirilmesi gerek bu da en az 10-15 yıl sürer. (iyi planlanıp yönetilirse)
      Ben sizi yakınmanızı gayet iyi anlıyorum ve inanın ben de sizin kadar duyarlıyım. Ülkem ve dünya için çok daha hakkaniyetli, adil ve çalışmak isteyen herkesin iş bulabileceği bir gelecek için her gün dua ediyorum. Şu an için elimden gelen bu. Ve çabalamaya, çalışmaya devam etmek...
      Saygılarımla

      Sil
    5. ibretle okudum.
      TL nin değer kaybetmesine asla izin verilmemeli...deyip, konuyu eğitim sistemine bağlamak..
      müteşebbis birinin faizlerin inmemesini istemesi rasyonel mi?
      cari açığın en büyük kısmının enerji ve nihai tüketici ürünleri ithalatı olduğu bilmiyor muyuz, biliyoruz. bunlar zararlı.
      hammedde işleyip satıyorsak (az katma değerli veya çok) bu yararlı.
      bu kadar basit bir denklem.
      işlerinizde muvaffakiyetler.

      Sil
    6. Konu tekrar;

      Ürettiğimiz ürünlerin 'yüksek teknoloji temelli' olmaması (ve ihracat yaptığımız ürünler sepetinde 'yüksek teknoloji temelli' olanların neredeyse hiç olması)

      Ve bunun sebebinin de 'eğitim sistemimizin bozukluğu' çemberinde dönüp dolaşacak gibi gözüküyor!

      Bu blog sitesinde keşke herkesin zamanı, sabrı olsa da; elle tutulur yargılara, plânlara ulaşmak için yazışmaları sürdürebilsek...

      Kısa tutmak adına:

      İtalya'da 2011-2013 arasında başbakanlık yapmış, ekonomist kimliği ile nam salmış (ve 'teknokrat'lığa meyilli olmasıyla da) Mario Monti geçtiğimiz aylarda;
      Hem Avrupa ülkelerinin ekonomik durumu, hem İtalya'nın durumu hakkında ne kadar basit bir cümle kurmuş olsa da, önemli bir gerçeği hatırlatıyordu:

      "İnsanlar, yıllardır yaşadıkları ekonomik krizden, kemer sıkma politikalarının getirdiği o muazzam daralmadan kurtulmayı hemen, bugünden yarına; ekonomik krizin hemen bitmesini istiyorlar! Bizlere, siyasetçilere, ekonomistlere, özel sektöre, kamuya bu değişimi sağlayacak aktörler gözüyle bakıyorlar. Haklılar; hepimiz bu değişimin gerçekleşeceğini biliyoruz. Ama öyle sanıyorum ki; insanlara bu buhranlı dönemden çıkışımızın o kadar kolay olmayacağını, bunun için birçok sıkıntıya katlanmamız gerektiğini anlatamıyoruz! İlk önce, bizler, siyasi temsilciler olarak; değişimin kolay olmayacağı ve sıkıntıların uzun süreceği üzerine insanlarımızı ikna etmemiz gerekiyor!"

      Monti'nin bu uyarısını merkeze alarak, konuyu dilimize pelesenk olmuş 'inovasyon yapalım, gelişelim, büyüyelim!', 'yüksek teknoloji bazlı ürünler üretelim, ülkemize yatırımcılar aksın!' gibi söylemler; üzerinde emek sarfedilmeden sadece temenni düzeyinde kalıyor!

      Türkiye'den bir örnek:

      (+++)

      Sil
    7. (+++)

      'Bilgisayar' dünyasına (özellikle 'ana kart -mainboard-' üzerine) kafa yormuş nesiller 'Niyazi Saral' ve 'Çizgi Tagem' isimlerini duymuşlardır.

      Niyazi Bey'in aşağıda adresini yazdığım 1 buçuk saatlik tecrübe ve tavsiyelerini bu sayfanın ziyaretçileri sabredip izlerse;

      'İnovasyon yapalım, gelişelim, büyüyelim', 'yüksek teknoloji bazlı ürünler üretelim, ülkemize yatırımcılar aksın' cümlelerinin gerçekleşmesi için ilk önce 'kaytarmadan çalışmak gerektiğinin' altını defaatle çizdiğini öğrenecekler!

      Bir örnek kafi (Yazılan marka ismi reklam amaçlı değildir):

      'Windows 98' işletim sistemini geliştiren bilim insanı kadrosu, mühendis kadrosu 4000 kişinin üzerindeydi!

      Bu 4000'in üzerindeki parlak beyin; bu işletim sistemini sadece bir gün içinde geliştirip, 'pazarlanabilir bir ürün' hâline getirmedi!

      'Windows 98'e gelene kadar; arkada binlerce 'patent' üretimi, üniversiteler arası koordinatörlükler, proje üzerine şevkle kafa yoran mühendis ordusu, öğrenci ve öğretim üyelerinin ABD'yi ve dünyayı dolaşarak diğer 'beyinlerle' biraraya gelip projeyi ilerletmesi, kod yazmakta uzmanlaşmış kişilerin istihdamı...gibi devasa arkaplân var!

      Yani bu ürün 'bugünden yarına', 'hemen' üretilmemiş!

      Peki biz, BUGÜN, üniversitelerimize baktığımızda:

      'Patent' başvuruları ne kadar?

      Bu patentler hangi teknoloji sahaları ile ilgili?

      Üniversiteye adım atmış bir gencin matematik altyapısı ne kadar sağlam?

      Mezun olduğunda, bu parlak beyinli gencin çalışabileceği kapasitede kurulmuş şirketlerimiz, iş yapma anlayışımız var mı?

      Eğer böyle bir iş anlayışımız yok ise; biz bu genci 'KPSS'ye hazırlanmaya kendi ellerimizle itmiş olmuyor muyuz?

      Bu parlak beyinli genç, bir ürün taslağı hazırladığı zaman, hangi şirket sahibi finanse edecek, sponsor olacak?

      Üniversitedeki hocaları bu parlak beyinli gence; Türkiye koşullarında heba olacağını, bu sebeple şansını yurtdışında denemesi gerektiğini niçin telkin etmek zorunda kalıyor?

      Bürokratik prosedür niçin daha kolaylaştırıcı işlemiyor?

      Gibi yüzlerce soruya cevap aramanız gerekiyor!

      Nereye kadar karşılıklı temennilerle yürüyebiliriz!

      'İstemek; bir işin %50'sini tamamlamaktır.' sözünü her yerde söyleriz, ama geriye kalan %50 (kaytarmadan çalışmak) hiçbir zaman eyleme geçmez!

      *
      Niyazi Saral (1957, İ.T.Ü. Elektronik Yüksek Mühendisi);
      Bilişim sektöründe hangi alana yatırım yapmalı?
      Hangi programlama dillerini kullanmalı?
      Nasıl bir iş modeli oluşturmalı konuları üzerine konuşuyor, soruları yanıtlıyor:

      https://www.youtube.com/watch?v=tciN0NAEQjQ

      Sil
    8. Eğitim şart... teşekkürler...

      Sil
  3. Hocam tl deki devaluasyon diger varliklar(tahvil ve hisse senedi) de ne gibi etkilere neden olur ? Piyasasının tekrardan faiz indirimi geleceğini düsünüp bunu fiyatlaması ve sonunda boyle durumun olmamasi ekonomide ne gibi sonuclara neden olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TL değer kaybettikçe ve bu sürekli hal aldıkça yabancılar tahvilden çıkar. Faiz yeniden yükselir. Zaten gösterge faiz 6,93'e kadar inmişti 7,10'a çıktı.

      Sil
  4. Hocam güzel yazınız ve yorumlarınız teşekkür ederim.Ancak benim dikkatimi çeken.Hükümet kanadından Sayın Davutoğlu daha ılımlı demeçler veriyor.Ekonomiden sorumlu devlet bakanı Sayın Babacan ise herzaman merkez bankasının arkasında duruyor ve hiç konuşmuyor.Geldiğimiz bu noktada sadece Cumhurbaşkanı'nın hükümeti uyarması yerine direk Sayın Başçı'ya yüklenmesi doğru bir politikamıdır? Kurlarıda etkilememek adına asıl yapılması gereken sizce nedir? Çünkü bu sert eleştirilerden kurlar etkileniyor. Bu sefer petrol düşüşünden kazandıklarımızı yüksek kurdan dolayı geri vermekle karşı karşıya kalacağız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Cumhurbaşkanı aslında bugün faiz konusunda eleştiri getiren eski MB Başkanı Durmuş Yılmaz'a söylediğini yapsa mesele bitecek: Herkes kendi işine baksın.

      Sil
    2. Çok doğru hocam keşke herkes kendi işine baksa.

      Sil
    3. Hocam cok dogru bir cevap verdiniz gercekten. Gecmiste yasaman orneklerle olaya bilimsel yaklasinca sayin cumhirbaskaninin isine gelmiyor ve sert konusuyor. Cok gecmise degil 1994 de yasamanlara bir donup baksinlar.ozamanda sert bi sekilde faizlerle oynamislardi sonra kriz oldu.

      Sil
  5. Hocam,

    Her ne kadar Allah'a inanmasanız da, gönlümden geldi, bilmenizi istedim:

    Allah sizler gibi, insanlığı, halkını düşünen münevverleri korusun!

    Allah sizleri başımızdan eksik etmesin!

    Siz her ne kadar Allah'a inanmasanız da, yazdığınız bütün bu yazılar, yaptığınız diğer tüm işler, amel defterinizin sevap hanesine bir bir yazılıyor! Siz bu defterin varlığına inanmasanız da iyilikleriniz bir dağ gibi yükseliyor!

    Allah'a emanet olun!

    Sağlıcakla kalın hocam!

    Not: Hükümetin de, paralelcilerin de tarafında değilim! Anlamakta güçlük çekiyorum: Bir kişinin dindar olması bile bu ülkede artık "Acaba hükümetin dindarı mı, yoksa paralelcilerin dindarı mı, yoksa IŞİD'çilerin dindarı mı! Ne de olsa hepsi aynı kaynaktan beslenmiyor mu; at çöpe gitsin!" gibi algılanmaya başlandı! "Kur'an"ı takip etmek ne zamandan beri bir dini gruba dahil olmak olarak algılanmaya başlandı acaba! Din temelli bir soru sordum ama siz bu kutuplaşma hakkında neler söylersiniz Mahfi Hocam? Sonuçta dinleri araştıran bilim dalları da var. Siz din üzerine uzman değilsiniz ama en azından bilim insanının nasıl davranması gerektiğinize bir örneksiniz! Neler söylersiniz Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzin verin ben bu konulara girmeyeyim. Herkesin inancı kendinedir ve buna saygı duymak da hepimizin görevidir.
      Kutuplaşma konusu sadece burada değil her alanda son derecede yanlıştır. Maalesef eğitim sistemimizin yaratığı hoşgörü eksikliğinin bir sonucudur.
      Herkes bilim insanı gibi objektif davranamaz ama en azından hoşgörü sahibi olmak gerekir.

      Sil
  6. her yazinizi okuduktan sonra iyiki Mahfi Hoca var diyorum. Ben genellikle sessiz sakin bir takipcinizim. Hocam siyasiler hircinlasmalarinin alternatif maliyetinin bu ulkeye enflasyon olarak doneceklerini bilmelerine ragmen neden dozu hic dusurmuyorlar? Ya enflasyindan bi haberler ki oyleyse o mevkide ne isleri var? Yok eger bunun farkindaysalar bu ulkenin dusmani ve finansal sermayecilerinin dostlari mi? ya da ikisindende beteri koltuk aski icin bizleri mi feda ediyorlar? Tesekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Maalesef bizde siyaset böyle anlaşılıyor ve böyle uygulanıyor. Hırçınlığın, kavganın verdiği zararlar hesaba katılmıyor.

      Sil
    2. Türkiye de siyasetin geçmişten bu yana hep sömürü, nefret, kutuplaşma gibi genelde ahlak sahibi ülkelerin yaptığının tam tersi temeller üzerine oturtuldugunu düşünüyorum. Senelerdir boş dersten farkı olmayan, maşallah herkesin de tam not aldığı, dersler içinde bile sınavlarında en fazla kopya çekilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi vardır. Peki soruyorum hocam; ülkenin diğer dunya ulkeleri arasindaki yerine sadece ekonomik acidan da degil her acidan bakarak soruyorum; din bunun neresinde ? Ahlak bunun neresinde? Ben temelde ülkenin din ile alakali değil de tamamen ahlak ile alakalı sıkıntısının olduğunu düşünüyorum.

      Sil
  7. Cok cahilce gelebilir ama bi sorum var. Aylik enflasyonlar yillik enflasyonu nasil etkiliyor? Bi de neden subatta diger aylara gore epey dusuk? Tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllık enflasyon 12 ayın birikimli toplamından oluşuyor. Bir ayın enflasyonu geldiğinde 12 aylık hesapta önceki yılın aynı ayına ait oran çıkıyor yeni oran giriyor ve toplam bulunuyor.
      Hatırlarsanız geçen yıl 27 Ocak'ta TCMB, kurlardaki yükselişi durdurabilmek için politika faizini yüzde 4,5'dan yüzde 10'a yükseltmişti. Bunun etkisiyle kurlar geriledi, faiz artışının yarattığı etkiyle tüketim kısıldı tasarrufa dönüldü. Bu da enflasyonda sert bir düşüş yarattı.

      Sil
  8. Merhaba hocam, TCMB, enflasyonda 1 puandan fazla düşüş olursa acil toplanıp faiz oranında indirim yapabileceğini açıklamıştı.Faiz oranları açıklandı ve TCMB'nın toplantı yapmasına gerek kalmadı.Aklıma şöyle bir senaryo geldi. ' TCMB faiz oranlarını şu aşamada daha fazla indirmek istemiyordu ancak siyasetçilerin yoğun baskısına maruz kaldı.TCMB faiz oranlarında indirim için enflasyonda 1 puandan fazla azalmayı şart koştu ama TCMB aslında enflasyon oranlarının 1 puandan fazla düşmeyeceğini hesaplamalarına dayanarak tahmin ediyordu.Böyle bir açıklama yaparak hem siyasetçilerin gönlünü almak istedi hem de faiz oranlarında daha fazla indirim yapmamış oldu.'

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz mümkün olabilir. Ama ben komplo teorilerine prensip olarak inanmadığım için bir şey diyemem.

      Sil
  9. 2015 Ocak'ta ihracatın TL değeri bir önceki yılın aynı ayına göre %5'in üzerinde geriledi. ihracatın TL değeri ile sanayi üretimi arasında çok yüksek bir korelasyon olduğu için muhtemelen Ocak sanayi üretimi negatif gelecek. takip eden aylarda benzer senaryolar tekrarlanabilir (parite nedeniyle ihracat geriledi deniyor ama unutulmasın ki parite 1,36 olsaydı dolar kuru 2,35 değil 2,20 olurdu) şimdi büyümenin tehlikede olduğu belli. merkez bankası %6'lar civarına düşmesi kesin olan enflasyon karşısında ara toplantıyla faiz indirse çok mu kötü bir şey yapmış olurdu? çünkü Ocak sanayi üretimi negatif gelirse (yüksek ihtimal) son 4 ayın 3'ünde bir önceki aya göre negatif sanayi üretim artışı olacak. bu durum olağan bir durum değil. olağan olmayan durumlarda olağan olmayan politikalar uygulanamaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dedikleriniz doğru. Ama doğru olan iki şey daha var: (1) Faizi siyasetçinin istediği gibi, sert biçimde (mesela 2 - 3 puan) indirirse kurlar fırlar gider. Ondan sonra bu kez faizi 5 puan artırmak gerekir. (2) Faiz inince hemen yatırımlar artacak diye beklemek doğru değil. Çünkü yatırımları etkileyen sadece faiz değil.

      Sil
  10. Bana Almanya'da mühendislik eğitimi verilirken bu soba olayı şöyle izah edilip hep aklımda tutmam söylenmişti;Prensiplere uymak onları by pass etmemek gerkir zira o kural ve prensipler genelde soba gibi çalışırlar,şöyleki;Soba kendisini tutmaya çalışan elin bebeğemi,müdüremi,polisemi,savcıyamı,profesöremi ait olduğunu bilmediği için hiçbir fark gözetmeden yakar.

    YanıtlaSil
  11. Peki bunca şeye rağmen politikacıların faizin düşürülmesindeki ısrarı neden sizce? Gerçekten inandıklarından dolayı mı yoksa seçimlere kadar izlenecek politikayla mı alakalı?

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizin arkasında dini motifler var.

      Sil
    2. MB faizi dusurdugunde, konut kredi faizleri dusecek ve iktidari tasiyan Beton Lobisi konut balonunu sisirmeye devam edebilecek. Son 15yilin yeni zenginlerinin serveti cok buyuk oranda gayrimenkule dayali.

      Sil
    3. Faizinin arkasında dini motif var; peki bu hükümet zinayı yasak kapsamından çıkardı burda niye dini motif yok. kusura bakmayın ama ben hükümetin şeriat ekonomisi saikiyle bunu yaptığına inanmıyorum.

      Sil
    4. Her faiz söyleminde USD kuru yukarı gidiyor ve bir süre sonra ortalık sakinleşince tekrar düşüyor. Buna da dikkat etmek gerek.

      Sil
    5. faizin ardında dini motif var .. peki o din neden faizi sevmiyor ? parası olmadığından mı?

      Sil
  12. Hocam oncelikle begeni ile yazdiklarinizi okuyoruz.Bizleri bilgilendirdiginiz icin cok tesekkurler. Bu yilin ocak ayinin gerceklesen enflasyonunun 2 nedenle beklenen enflasyondan fazla gerceklestigini belirtmissiniz. Birinci neden gida fiyatlarindaki beklenmeyeen artis.Bu gida mallarinin artmasi ithalat enflasyonu nedeniyle bizde bir enflasyonun yukselmesine neden olur burasi nettir.Ancak hocam ikinci nedeni tam anlayamadim simdi ulusal para yani TL $ ve € karsinda depresiasyona yani deger kaybina ugrarsa bizim ithalat hacmimiz daralip ihracat hacmimiz artmazmi bu durumda toplam talebimiz duser ve enflasyon dusmezmi. Bu sorumu yanitlarsaniz cok sevinirim hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Kurlar artınca iki olay oluyor: (1) İthalat pahalılanıyor (2) Borçların TL karşılığı artıyor. Bakın benzin ve motorine bir haftada ikinci zam geldi.Ayrıca ihracatımızda da Ocak ayında düşüş var. Yani kur arttığında bizim ihracatımızın artabilmesi için ihracat yaptığımız ülkelerin durumunun da iyi olması gerekir. Oysa Avrupanın durumu iyi değil.

      Sil
  13. Hocam şimdi benim anlamadigim nokta, eğer faiz indirimi yaparsanız bu genisletici bir politika olur ve talebi artirirsiniz bu da enflasyonun artmasına yol açar. Ben mi yanlış biliyorum. Neden TCMB faizi indirince enflasyon düştü. Hocam rica etsem enflasyon ile faiz arasındaki ilişkiye biraz deginirmisiniz. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu blogda bunu defalarca yazdım. TCMB faizi indirince enflasyon düşmedi. Enflasyonun ilk 4 ayda matematiksel olarak düşeceği, TCMB'nin faizi artırsa bile düşeceğini daha geçen gün yazdım ve rakamlarıyla açıkladım.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  14. Hocam, Durmuş Bey kendi işine baksın mı?

    Siz ne dersiniz?

    Size de diyen birileri çıkar mı birgün: "Mahfi Bey kendi işine baksın!" diye?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim işim bu. Yani ben zaten işime bakıyorum.

      Sil
  15. Yazınız için teşekkürler Mahfi Hocam.

    Hocam sıcak haber olarak TMSF'nin Bank Asya'nın büyük bir oranına el koyduğu haberleri geçiyor. Bunun ülke ekonomisi ve kurlar üzerindeki etkisi ne olur ? Bunlar yabancı yatırımcıyı ülkeden uzaklaştıracak etkenler değil mi ? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aylardır zaten beklenen bir şey olduğu için bu etki piyasada çoktan satın alınmış bir etki.

      Sil
  16. Hocam Merhabalar

    Aslında olan herşeyi iki kelimenin yerini değiştirerek çok iyi anlatmışsınız. Son zamanlarda sizin de dediğiniz gibi ekonomi politikası yerine uygulanan politika ekonomisini görüyoruz. Siyasal bir güç olarak faizin indirilmesi için MB'sına baskı yapmayı kendilerinde bir gereklilik olarak görebilirler. Bağımsız olan bi kurumu baskı ve mesajlarla yönlendirmeye çalışabilirler. Aklıma takılan bişey var. Peki neden hükümet içinde ki ekonomistler sessiz kalıyor yada yanlışa ortak oluyorlar. Mehmet Şimşek gibi Ali Babacan gibi çok değerli ekonomistler var neden bunların ağzından bi açıklama yada bi kaç kelime duyamıyoruz? Enflasyonun beklenenden fazla gelmesi kurların yükselmesi ihracatın düşmesi... peki sizce politika ekonomisin de ısrar edenler herşeyin farkında mı? Yoksa elleri daha yanmadı mı?

    Teşekkürler Hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında Türkiye'de pek çok şey bu şekilde yeri değiştirilince yaşadıklarımızı daha doğru açıklıyor.
      Zaman zaman bu isimlerden MB doğru yapıyor şeklinde açıklamalar geliyor.
      Bir bölümü elinin yanacağını biliyor elbette ve onlar zaten faiz konusunda TCMB'ye baskı yapmıyor. Ama siyaset öyle bir şey ki doğruları yanlış yanlışları doğru görebiliyor insan. Ve tabii gördüğünü de herkesin görmesini bekliyor.

      Sil
  17. Bddk karariyla Tmsf bankaya polis esliginde el koydu... yani hocam, bilimden ayrilan falan olmamis.. Algi yonetimi, muvazaa, dirsek temasi ...TUIKin acikladigi enflasyon orani, C.Baskani'nin faiz baskisi, MB nin faiz kararini 24 subat'a ertelemesi ... senaryo geregiymis sanki. Yani kur üzerinde spekulasyon yapilmis, Persembe'nin gelisi Sali'dan haber verilmis gibi. faizin indirilmesi icin baski yapan erk, bu operasyondan habersiz miydi yani? Turkiye artik yabancilar icin asiri riskli bir ulke haline gelmistir.. Her ne kadar yuksek faiz verirse versin gece vakti polis esliginde borsaya kote olmus bir bankaya el konuyorsa , Turkiye esittir CIS..

    YanıtlaSil
  18. Ekonomi bilgisi, askerliğini yaptığı kışlanın kantininde çalışırken edindiği deneyimlere dayanan birinin faiz ve onun ekonomiye etkisi üzerine söylediklerinin ciddi ciddi tartışılmasına şaşıyorum.

    Balık hafızalı olmayıp 15 -20 yıl öncesini hatırlayabilenler bilir ki, faiz oranları bu günkünün 10 katıyken, % 60, %70' lerde iken Türkiye bu gün büyüdüğünün iki katı büyüyordu.

    Balık hafızalılar da bugünün Avrupa'sına baksın. Faiz oranı sıfır ama ekonomi büyümüyor,küçülüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli kardeşim. Görüşlerinize aynen katılıyorum, ancak bu görüşlerinizi hakaret etmeden söylerseniz daha uygun olur diye düşünüyorum. Saygılarımla

      Sil
    2. Adsız kardeşim, her konuşması hakaret olan kimi kişilerin konuşmalarını sevgiyle bağrına basan toplumumuzun, kimi eleştirilerde hemen bir hakaret bulmasına çok şaşırıyorum. Hak edilmiş hakaretleri, içimden geldiği şekliyle yazmamak için her yazımda büyük bir özen gösteriyorum. İlgi gösterdiğiniz yukardaki yazımda da kimseye en ufak bir hakaret yok. Belki siz içimden geçen ama yazmadığım şeyleri sezmişsinizdir. Yazınızdaki nazik usluba teşekkür ederim.
      Saygılarımla.

      Sil
    3. faiz oranı yüksek olursa büyüme de olur çıkarmaya çalışmışsınız.
      büyüme en geniş anlamıyla, daha çok üretmektir. daha çok üretmek için daha fazla çalışmak gerekir. bunun için artan ve ihtiyacı olan bir nüfusa sahip olmak lazımdır.
      avrupada bunlar var mı? herşeyi olan bir toplum daha nereye büyüyecek?

      Sil
  19. Ben RTE'nin Marmara iktisat mezunu oldugundan supheliyim acikcasi. Muhendis oldugum halde enflasyon'un gecmis donemi gosterdigini ama faizlerin gelecege yonelik calistigini ben bile biliyorum, iktisat okumus olan birisi (!) bunu nasil bilmez?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mühendislik okumana rağmen dünyaya zorla okutulan ingiliz iktisadını ezberlemişsin :)
      öncelikle enflasyon nedir, neden oluşur, kim kazançlı çıkar, neden bazı yerlerde oluşmaz gibi konulara çalışın.

      Sil
  20. Yazılarınız için teşekkürler. Her gün etrafımızda olup biteni anlamaya çalışırken verdiğiniz bilgiler sayesinde gördüklerimizi daha mantıklı olarak yorumlama şansımız oluyor.

    İzninizle bir sorum var. İhracatçılarımızın esasen ithalata bağımlı olduğunu biliyoruz. Yani dolarla alınan malı ya da na-tamam ürünü biraz işleyip, şekil verip dolar ya da daha çok euro ile dışarı satıyorlar. Normalde ihracatçılar bu derece ithalata bağımlı olmasalar, yapılan ihracat bize daha çok döviz bırakacak diyoruz.. Bu durumda TL'nin değeri düşerse ihracatımız artıyor deriz hep. Oysa şimdiki durumda, yani ihracatın ithalata bağımlı olması durumunda da ilginç bir durum ortaya çıkmıyor mu? Yani bir ihracatçı 10.000 dolarlık ithalat yapıp bunu 15.000 dolara dışarı satıyorsa "TL'ye dönmediği sürece" TL'nin değer kaybının kendisini etkilememesi lazım değil mi? Normalde TL değer kaybedince adamın sattığı mal daha hesaplı hale geldiği için ihracat artıyor. Oysa mevcut durumda gelen de giden de döviz olduğuna göre ihracatçı mevcut kur dalgalanmalarından çok etkilenmese gerek. Hatta ve hatta, aradaki emek kısmı da TL üzerinden ödendiğine göre (malın dönüşümünü yapan asgari cüretli çalışan vb) TL'nin değer kaybı olsa olsa ihracatçının cebine kalan döviz karını arttırmaz mı? Verdiğim örnekteki aradaki 5.000 dolarda yerli emek var ve TL düşerse bu emek de dolar cinsinden düşer sonuçta.

    Yani, mevcut ithalat-ihracat dengesi aslında TL'nin değer kaybından çok etkilenmemeli ve hatta TL'nin değer kaybı hala ihracatçının lehine olmalı diye bir sonuca ulaşıyorum. Sizce bu doğru mu?

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      İthalatı USD ile ihracatı Euro ile yapın aradaki 5000 USD'lik kısmın dörtte üçünü de yine USD ile yapın (çünkü emek dışında sermaye malı vb de USD ile) bir de bunlara USD ile alınmış borçları ekleyin. O zaman durum pek parlak çıkmıyor. Parlak olduğu dönem Euro / USD paritesinin yüksek olduğu döenmdi.

      Sil
  21. Hocam iyi geceler.
    Bu gece bir bankya yapılan şeyin kurlar üzerindeki etkisi nasıl olur? Bu davranışın borsaya olan güveni zedeleyip, yabancı yatırımcının güvenini kırarak sıcak paranın kaçmasına neden olur mu ? Faiz indirme konusunda yapılan siyasi baskıların bu konu ile ilgisi olabilir mi? Yani bu olayın ekonomiye etkisini azaltmak amaçlı yapılan baskılar olabilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konu aylardır bilinen, beklenen bir konuydu yani piyasada bu olay satın alınmış durumda. O nedenle etkisinin fazla olmayacağını düşünüyorum.

      Sil
  22. Hocam sizi beğeniyle takip ediyorum ve ilk defa soru sorma ihtiyacı duydum. Ekonomimiz sarmala girdi diyebilir miyiz? Sebep: dolar in yükselişi, euro nun düşüşü, bunlara bağlı olarak ihracatımız in azalması, ithalat 'imizin artacak olması. İhracat düştüğü icin büyümeyi ic taleple canlandirmamiz gerekiyor ama onu da yapamıyoruz dolar=enflasyon endişesi! !! Bu arada faiz indirirsek talep canlanması avrupa oto vb. Mallara talebi artiracak bize değil avrupa ya yarayacak(Düşen euro dan dolayı) Hocam cepten yazdım kusra bakmayın yazi ve anlatimim için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Henüz sarmala girdi demek için erken. Ama kurcaladıkça oraya doğru götürüyoruz işi.

      Sil
  23. Hocam,

    Gecen bir arkadasimla bir konu hakkinda konusacakken konusurken ezber bozmaktan tam bahsettim sozumu direk kesti ve soyle devam etti ;

    " turkiyedeki hic bi gazeteyi yazari okumuyorum
    hic igimi ekmiyor boyle seyler
    ezber yikmak zaten en buyuk ezbere donusmus
    herkes bi seyler yikiyor
    heryer yikinti
    turkiyede
    anlatimindan belli
    delli gibi takip ediyon¨
    kelimeler dusunceler ifadeler d urkiyedeki stratejst politika uzmanlari gezeteciler gibi konusuyone oyle medya yazarlar..."

    Kisaca hocam bu yazinizla ben ve arkadasim arasindaki ezber bozma kavramini guzel anlatmissiniz. Inanin o zaman arkadasimin 1 ay once nedemek istedigini tam anlayamamistim.Hos kendisi fransada ben de norvecte olunca sosyal medyadan haberlesiyoruz. Ama yazinizla simdi anladim kavradim onun ne demek istedigini. Kisaca onun dedigi gibi ezber bozmak ta ezbere donusmus.

    Enflasyona gelirsek bu enflasyon 7-8-9 bandindan asagiya sittin sene inmez burada temel aldi. Hos akpnin da boyle bir endami hevesi edasi yok. Ama bunlar bu sacma cikislari ile ulkeyi durduk yere krize surukleyecegi kuskusuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu tür deyimler moda oluyor ve peşine takılıyor insanlar. Bizde ezberden başka bir şey olmadığı için aslında ezberi bozduğunuz anda olaylar açıkta kalıyor.

      Sil
  24. hocam sizde bu ekonomiyi biliyorsanız! ben hiçbirşey bilmiyorum. 94 krizi nireeeee 2015 nireeeeee. siz eski Türkiye özlemindesiniz! artık bırakın politikacılara karışmayıda ortaya birşey atın. teoriyi herkes biliyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya yazdığınız üç cümle teoriyi herkesin bilmediğinin açık bir kanıtı olmuş. Bazen teoriyi bilmeye bile gerek yok. Tarih bilmek, tarihten ders çıkarmak yeterli.

      Sil
    2. Mahfi hocam selam,

      Karanlık cehaletten beslenir, siz de bu karanlıklarda bir mum gibisiniz. kolay gelsin.

      Muhammed Hasan Özgür

      Sil
    3. Adsız Bey, Mahfi Eğilmez bu ekonomiyi biliyor, siz de aynen yazdığınız gibi, hiç bir şey bilmiyorsunuz. Ayrıca yazınıza bakılırsa, siz doğru dürüst okuma yazmayı da bilmiyorsunuz.

      Sil
  25. Hocam merhabalar;
    cnbc-e'de Servet Yıldırım ile yaptığınız programınızdan ayrıldınız mı yoksa devam ediyor mu?Saat 11:00'de ekran karşına geçiyoruz ancak sizleri göremiyoruz maalesef

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayrılmadım. Devam ediyoruz. Yarın yine Servet Yıldırım ile birlikte yapacağız programı.

      Sil
  26. Gerek şart 'analitik zeka'. Olmayınca olmuyor :)

    YanıtlaSil
  27. Merhaba Sayın Hocam
    Güzel yazınız için çok teşekkür ederim size. Bunu en az yorumlarınızdaki kadar samimiyetle söylüyorum; iyi ki varsınız.
    Cumhurbaşbakanın yatırımların artması için faiz indirimi istediğini sanmıyorum. Amaç düşük faiz sonucu elde olmayan paraya kolay ulaşmanın önünü açma ve bununla birlikte başarılı maliye politikasını sürdürme. Geçen yılki faiz artırımından bu yana enflasyonun düşmesine neden olan artan tasarruf değil tüketimden vazgeçmedir. Ekonominin, yönetenlere göre ise faizlerin; bu seviyede devam etmesinin bir sonraki düzeyi vergiden kaçınma olacağıdır. Hükümet tarafından yapılan tüm baskıların temelinde bu düşüncenin olduğuna inanıyorum. İktidara geldiklerinden beri Derviş planı dışında ekonomide tek yaptıkları budur. Kolay para ile ekonomiyi kolayca yönetmenin keşfi ile Ekonomi Bakanlığı yılda 2-3 kez ''Merkez Bankası faiz indirimi yapmalıdır'' açıklaması yapabilecek her konuşmayı bilen vatandaşın rahatlıkla yürütebileceği bir makam haline gelmiştir.
    Petrol düşüşüyle birlikte ne hayaller kurmuştuk ekonomimiz adına. Fırsattı bizim için değerlendiremedik. Tıpkı grupta çıkmak için yenmemiz gereken grup sonuncusuna sahamızda puan kaybetmemiz gibi. Umudumuz yok mu hala tabi ki var seçim yılında kurlardaki dengesizliklere ve Amerikanın yıl içinde parasal daralmaya gitmesi durumlarına rağmen umut var. Biz bilmem kaç yıldır yenemediğimiz takımı deplasmanda yenip, bir rakibimiz puan kaybetmesi ve diğer rakibimizde 5 farkla yenilmesi gerekmekte.Bu kadar basit aslında.
    Umarım iyi günler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Güzel özet.

      Sil
    2. Cumhurbaşbakanın yatırımların artması için faiz indirimi istediğini sanmıyorum.. deyip amaç malye politikasını sürdürmek demişsiniz.. maliye politikası yatırımı içermez mi? sürekli açılan teşvikler, altyapılar vs. yatırımdan sayılmıyor mu? tüketimin kısılması kötü birşey mi (özellikle ithal tüketim)? az faiz ve ile bahsettiğiniz kolay para'nın zararı nedir?
      yazarsanız bir kaç gün sonra mutlaka okurum

      Sil
    3. Geçen gün açıklanan rakamlara göre 2014 yılında Avm ciroları 75 milyar TL. Bu tutarın devlete vergi olarak ödenen bir kısmı var. Kolay parada amaç tüketim, araç üretim artışıdır. Ki bunu Cumhurbaşkanın tüm iktisadi tarihi bir kenara itip ''tüketmeden üretim olmaz'' değişinden rahatça anlayabiliyoruz. En basit örnek olarak sıfır otomobil satışı 2014 yılında kredi faizlerinin yüksek ve vadelerinin 60 aydan 48 aya düşürülmesi ile oldukça yavaşladı. Otomobil satışından elden edilen ötv gelirleri azaldı ki biliyorsunuzdur ötv Marmara depreminin yaralarını sarmak için geçici olarak getirilmişti.(Tıpkı bedelli askerlik gibi) Diğer taraftan ucuz kredi ile araç alamayan bir vatandaş için duble yollarında hiç bir kıymeti yok seçim meydanlarında. Eğer gerçekten amaç yatırımları ve buna bağlı olarak istihdamı artırmak olsaydı ve bunda samimi olunsaydı yapılan özelleştirme gelirleri bu amaç için kullanılırdı. Küreselleşen yeni dünya düzeninde ekonomiler tarafından yapılması gerekenler listesinin en başında olan özelleştirmenin nihai amacıda budur.
      Umarım sorunuza CeVaP verebilmişimdir ve umarım iyi günler.

      Sil
  28. Mahfi Bey öncelikle slmlar, yazılarınız için de teşekkürler, zihninize sağlık. Ekonomiden anlamayıp yine de ekonomi yazarlarını özellikle sizi takip ederim. Anlamadığım için de pek yararlanamam. Ancak bir kaç olayın danışıklı dövüş olarak yapıldığını sezinledim, yani öyle düşünüyorum, yanılıyorumdur belki. Hani TL değerlenmesi ekonomimiz açısından iyi karşılanmıyor ya, TL nin değeri düşsün veya açık bir beklenti oluşturup yanlış yönlenmeye de sebep olunuyor gibi. (Anayasa kitabının fırlatılması, dolar 1.92 olur söylemi, faizlerin düşürülmesi gerekir gibi.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Aslında bence konunun özünü çok iyi ortaya koydunuz.

      Sil
    2. Teşekkürler.
      Aslında bence konunun özünü çok iyi ortaya koydunuz.

      Sil
  29. Sayın Eğilmez, Faizler bizim ülkemizde en az ne kadara inebilir sizce? Ülke ekonomisinin sizin de belirttiğiniz gibi bir çok göstergesi var. Ayrıca risk faktörleri var. Göstergeler iç ve dış faktörlere bağlı olarak biraz iyileşebiliyor, veya biraz kötüleşebiliyor. Ancak risk faktörleri galiba hiç azalmıyor, devamlı artıyor. Risk faktöründen maksadım, siyasi ve keyfi uygulamalar. Bu uygulamalar devamlı olarak arttığından , ekonomik göstergeler en iyi düzeye gelse de acaba faizlerimiz en alt hangi seviyeye inebilir? Biz halk olarak böyleyiz, kısa sürede seviyemizi arttırmamız mümkün olamaz. Acaba bazı ülkelerde olduğu gibi faizlerin eksiye (negatife) gelmesi hiç mümkün olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz bizde enflasyon + 1 puana kadar inebilir. Faizlerin eksiye gelmesi iyi bir şey değildir. Avrupa'da eksi olmasının nedeni deflasyon yaşıyor olmaları. Bu işin ideali enflasyonun % 2 -3 'lerde olması faizin de onun 1 puan üzerinde olmasıdır. Böyle bir enflasyon talebi canlı tutar bu kadarlık faiz de yatırımcıyı caydırmaz, tasarruf edeni de cezalandırmaz.

      Sil
    2. Faiz bizde enflasyon + 1 puana kadar inebilir. Faizlerin eksiye gelmesi iyi bir şey değildir. Avrupa'da eksi olmasının nedeni deflasyon yaşıyor olmaları. Bu işin ideali enflasyonun % 2 -3 'lerde olması faizin de onun 1 puan üzerinde olmasıdır. Böyle bir enflasyon talebi canlı tutar bu kadarlık faiz de yatırımcıyı caydırmaz, tasarruf edeni de cezalandırmaz.

      Sil
  30. İyi gunler sayin egilmez. Sizi okuyarak kendince bir yerlere gelmis birisi olarak kanala sizi ziyarete gelsek gorebilir miyiz. Tesekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erken bey ben kanala yayından kısa süre önce gidiyorum yayın bitince de çıkıyorum. Eğer o saatlerde uğrarsanız ben oradayım.

      Sil
  31. Hocam yaşlı babam bile dinlerken cumhurbaşkanı dogru söylüyor yatirim artirmak icin faizler düşürülmeli diyor. Yok baba bu isin aslı bildiğin gibi değil kur politikasıydı maliyet enflasyonuydu ithal girdiydi enflasyon kem küm anlatınca... Cumhurbaskanindan daha mi iyi bileceksin dedi. Baba ben nacizane iktisatciyim tabi ki ben anlarim deyince. Böyle gözümün önü karardi. Sonrasini hatirlamiyorum hocam :)) Bir iktisatcinin kaderi her yerde ayni istersen MB baskani ol cumhurbaskanina laf anlat ya da benim gibi siradan 657 tabi memur görünümlü iktisatçı olup babana laf anlat değişen bir sey yok hocam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babanıza kızmayın, gözleriniz de kararmasın. Onun tepkisi normaldir. Anormal olan iktisatçıların bir bölümünün bile bu söylemin ardına takılıp gitmeleridir.

      Sil
  32. Yaziniz icin tesekkurler hocam,

    Cumhurbaskaninin faiz nedendir soylemine gosterdigi dayanaklardan biri de Gezi olaylarinda kurun artisindan sonra MB'nin faizleri birden arttirmasi ve bunun sonunda artan enflasyondur. Bu konu hakkinda ne dusunuyorsunuz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyondaki artış faiz artışından değil kur artışından oldu. Ama bu söylem ondan önce de vardı zaten.

      Sil
    2. Tesskurler hocam

      Sil
  33. hocam 2001 ve 2008 krizleri ve Türkiye'ye etkileri hakkında bana küçük bilgiler verebilir misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya sığmaz. Benim Küresel Finans Krizi kitabımda var.

      Sil
  34. Hocam maşallahınız var; aman akp gitsinde nasıl giderse gitsin memleket batsın önemli değil diyenlere bile sabırla cevap veriyorsunuz

    YanıtlaSil
  35. Hocam Merhaba,

    Düzenli olarak gıda fiyatlarının enflasyondaki etkisinden bahsediliyor. Aynı zamanda çiftçinin satış bedeli ile son kullanıcı alış bedeli arasındaki farktan da bahsediliyor. Acaba bu konuda bazı yaptırımların alınması enflasyonun düşmesine ciddi katkı sağlamaz mı? Bu kadar faiz üzerine konuşulması yerine, gıda fiyatlarının baskılanması daha faydalı olur diye düşünüyorum. Sizin fikriniz nedir? Yaptırımların olmamasını neye bağlarsınız?

    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi dışı baskılamalar daima karaborsa ile sonuçlanır.

      Sil
    2. Hocam,

      Sanırım kendimi anlatamadım. Kastım baskılama, fiyatların devlet tarafından belirlenmesi vs. değildi. Ama fiyatların oluşumunda bir sıkıntı görmüyor musunuz?

      Saygılar

      Sil
  36. Hocam,kurdaki yukarı yönlü hareket böyle devam ederse MB.faiz yükseltmek zorunda kalma olasılığı nedir...Ayrıca MB.bu baskıyı nereye kadar taşır...Nasıl bir memlekette yaşıyoruz ki gün geçmiyor ki bir olay olmasın...ve maalesef ki bedelinde hep biz ödemek zorunda kalıyoruz...Son olarak Döviz Dolar kurunda alt ve üst bant nedir siz ce...
    Saygılar sunarım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık konu ekonominin dışına çıktığı için bu sorunuza mantıklı bir yanıt vermekte zorlanıyorum. Hangisi gerçek hangisi manipülasyon herşey birbirine karıştı.

      Sil
  37. İlave olarak da;TUIK ten gelen verilerin de hiç güvenilir bir done olmadığını bu ortamda düşünüyorum...Belki MB.nin elinde olan veriler ile TUIK in verileri örtüşmüyor...MB.Başkanının yerine ben olsam faizi 50 baz puan yükseltirim...Zaten gelişmelerde onu gösteriyor bence...Bilmem katılırmısınız...Saygılarımla....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir üstteki sorunuza verdiğim yanıt burada da geçerli.

      Sil
  38. hocam mülakata grieceğim ve şu an türkiye ekonomisinin görünümünü nasıl yorumluyorsunuz? bir çalışma ekonomisi mezunu olarak yorumlamakta zorluk çekiyorum ne yazık ki ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim blogda bir kaç yazım var yakın zamanda yazılmış. Ama zorluk çekmeniz normal. Durum kolay yorumlanabilecek bir durum değil.

      Sil
    2. bloga baktım ama ocak 2014 de bir yazı var . zaten tane tane okuyorum anlamam da geç. bu nedenle iktisattan yüksek lisans yapmak istiyorum

      Sil
  39. Hocam merhabalar; yazılarınız, nazik cevaplarınız ve aktif katılımınız çok ufuk açıcı oluyor, çok sağ olun.
    1- Faiz üzerindeki siyasi baskının, tüketicilerin konut kredisi almasını kolaylaştıracak bir oran talebinden kaynaklandığını düşünür müsünüz?
    2- Petrol fiyatlarındaki düşüşün rasyonel sebepleri nelerdir?
    3- Petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı gösterge faiz oranında 0,75 indirimi iç piyasa hangi koşullarda ve hangi döneme kadar tolere edebilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      (1) Muhtemelen bir nedeni o. Ama tek neden o değil.
      (2) Arzda artış var buna karşılık ekonomiler durgunluğa girdiği için petrol talebinde düşüş var. Bir malın arzı artar talebi düşerse fiyatı da düşer.
      (3) Eğer siyasal karışımlar olmasa piyasa bu işi tolere eder. Ama her gün bir karışım geldiği ortamda piyasanın tolere etme yeteneği de ortadan kalkıyor.

      Sil
  40. Hocam MB faizi indirirse ne zarar olur kendisine?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakın daha faizi indirmeden verilen demeçlerle Dolar alıp başını gidiyor. Şimdi MB faizi siyasilerin istediği gibi 4 puan mesela indirse dolar da 2,50'ye çıksa toplum bundan kazançlı mı çıkar kayıp mı eder?. Özel sektörün bu yıl ödemesi gereken dış borcun 170 milyar dolar olduğunu düşünerek yanıtlayın.

      Sil
    2. Özel sektör iflas ederse yeri elbet dolacak diye düşünüyor olabilir hükümet. Bu sebeple doların artması hükümetin işine bile geliyor olabilir. Ben mi yanlış yorumladım acaba?

      Sil
  41. Hocam merhabalar,
    Müsaadenizle bir sorum olacak. Sayın cumhurbaşkanı az önce bir açıklama yaptı. ' Faiz enflasyonu oluşturur. Faiz düşecek ki enflasyon da düşsün.' Burada şöyle bir mantık geçerli olur mu ? Faizler yüksek iken sermaye girişi olur. Sermaye girişi ile para arz fazlası oluşur. Bu durum da enflasyonist bir baskı oluşturur. Faizleri bir miktar düşürürsek ( ne kadar olacağı hassas bir denge) bir miktar sermaye çıkışı olacaktır. Bu durum da talepte bir daralmaya yol açıp enflasyonist baskıyı hafifletecektir. Söylemek istediğim buradaki faizlerin düşmesi belirtmeye çalıştığım mantık çerçevesine oturtulabilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz iyi niyetle bu söylemin altında bir mantıksal kurgu var mı diye arıyorsunuz ama burada hiç bir mantık yok. Eğer faiz düşer de yabancı sermaye çıkarsa o zaman kurlar yükseliyor. Bakın bugün Cumhurbaşkanından faiz konusunda bir açıklama daha geldi. Bu açıklamadan önce USD/TL kuru 2,40 dolayındaydı açıklamadan sonra 2,44'e yükseldi. Yani daha ortada bir faz indirimi filan yok. Sadece lafı var. Bu kur artışı enflasyonu artırır.
      Keşke sizin söylediğiniz mantığı kurgulamış olsalar da hiç değilse arkasında bir mantık var desek.

      Sil
    2. Anladım hocam. Cevabınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
  42. Kaleminize saglik hocam bir maliye ogrencisi olarak sizden borsa nedir ne ise yarar neden yukselir neden duser hangisi iyi hangisi kotu vs. Kapsamli bir yazi yazmanizi rica ediyorum. Eminim bircok ekonomi meraklisi size mutesekkir olacaktir. Saygilar hocam

    YanıtlaSil
  43. Mahfi Bey iyi akşamlar,

    Acaba faiz indirimi yönündeki politik baskı, yönetim ile inşaat sektörü arasındaki organik ilişkiden kaynaklı olabilir mi?
    Ekonomi ile ilgili bir uzmanlığım yok, mimarım. Ancak sizin yazılarınız gibi manipulatif olmayan ve somut kaynaklardan takip etmeye çalışıyorum. Sizce mevcut yönelimden inşaat sektörü ve konut fiyatları nasıl etkilenecek?

    A.Öz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım biraz daha farklı nedenler var. Faizle ilgili baskı doları yukarı çekmek için yapılıyor olabilir. Çünkü bu kadar sık yapılan müdahale başka bir şeyi akla getirmiyor.

      Sil
  44. "ENFLASYON FAİZE GÖRE AYARLANMAZ"
    Enflasyon şuralara kadar düşsün faizler de düşecek diye bir anlayış var. böyle birşey olmaz. Enflasyon şuraya inerse faizimizi de düşüreceğiz yanlış bir mantıktdır. Enflasyona göre faiz ayarlanmaz. Faiz enflasyonu zaten oluşturur. Sen faizi düşürürsen enflasyonda düşecektir. Eğer faizi düşürürsek eğer bizi yatırımcıya faizli kredi verirsek yatırım olacaktır. Uluslararası alanda yatırımcımızın yeri olacaktır. Bu faizle benim girişimcim,esnafım ne yapacak? Adı bağımsız olan kurum bunu yapınca gelinen nokta bu."

    Hocam Cumhurbaşkanının bu sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz ? Doğru mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu blogda defalarca yazdım: Faiz enflasyonun sonucudur. Kaldı ki faizin firma maliyetleri içindeki payı yüzde 2,5 - 3 dolayındadır. Faizi sıfıra indirsek bile etkisi bu kadardan ibarettir. Yani faiz düştü diye kimse yatırım yapmaz. Ama bu tür demeçleri bırakırsak riskler düşeceği için yatırım yapan olabilir.

      Sil
  45. Sayın hocam....Bu aşamada en sağlam Yatırım aracı Altın olamaz mı sizce...Açıkçası ABD ekonomisinin tek başına ayakta kalamayacağını düşünmekteyim...ve bağlı olarak zaten önceden alarm veren euro bölgesinin durumu ortada...
    Şöyle bir düşünüyorum...Adeta kumar oynuyoruz...Bir zamanlar ons olarak 2000 dolar tartıştığımız dönemler aklıma geldi de...ve bugün kü ons değeri 1260 dolar....Kısacası bizim ülkerlerin davranış şekillerinide göz önüne alacak olursak,en sağlam altın gibi çıkıyor...Nedeni ne gelince hem ons ve hem de dolar bazında kaybetme riski hemen hemen hiç yok gibi....bilmem katılırmısınız...
    Saygılarımla....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altın uzun vadede yanıltmaz.

      Sil
    2. Dünya altın talebi: %32 Hindistan, %20 Çin, %13 Avrupa+Rusya, %12 Ortadoğu+Türkiye, %8 Kuzey Amerika, %15 diğer.

      2008 yılına kadar Altın'ın onsu 500-600$ civarındayken krizle artmış 2011 de 1800$ ları görmüş sonra azalmış şimdi ise 1200$ civarında.

      Mevcut altın arzı talepten daha fazla. Normalde bu ikisi eşitlenene kadar altın fiyatının düşmesini beklenir ama Amerika, Avrupa'daki parasal genişlemeler (para arzındaki artış) çok daha fazla olduğu, bunun eflasyona sebep olma olasılığı olduğu için altın fiyatları 1200 lerde tutunmuş gibi duruyor. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş, enflasyond baskısını çok azaltmış durumda.

      Amerika'nın parasal genişlemeden kaynaklanabilecek enflasyonist baskılarla mücadele etmede pek çok enstrümanı (en başta akılları) olduğunu ve bu dönemi rahatlıkla atlatacaklarını düşünüyorum. Bu nedenle altın fiyatında düşüşün devam edeceği kanaatindeyim. FED faizleri arttırmaya başladığında durumu göreceğiz.

      Akademisyen değilim. Düşüncemin tam tersini savunan, altın fiyatlarının artacağını söyleyen çok değerli akademisyenler var.

      Bakalım zaman kimin haklı olduğunu gösterecek.

      Sil
  46. Merak ettiğim son bir şey daha var hocam...Ülkemizde bir MB Başkanının görevden alınması yada görevi bırakması (istifa) gibi olaylar belli bir kurala bağlı mıdır...
    Teşekkürler ve saygılar sunarım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet TCMB Kanununda kuralları var. Ama bir MB Başkanının görevden alınması o kurallardan çok daha farklı bir yapıya sahiptir. Piyasalar alt üst olur.

      Sil
  47. Hocam iyi akşamlar. Anlamadığım bir konuyu size danışıp yorumunuzu almak istiyorum.
    Yukarıdaki yazışmalarda Bankasye hadisesinin kura etkisinin olup olmayacağını soran bir arkadaşa cevap olarak bunun daha önce satın alındığını ve bir etkisi olmayacağını düşündüğünüzü söylemiştiniz. Haklı da çıktınız.
    Peki cumhurbaşkanının her gün aynı şekilde yaptığı faiz eleştirileri neden her seferinde tekrar tekrar fiyatlanarak kuru yukarı zıplatıyor? Bunu anlamıyorum. Gün içinde iki kere eleştiri yapsa iki kere zıplıyor.

    YanıtlaSil
  48. Hocam öncelikle yazılarınız için teşekkür ederim. Hocam 12 aylık enflasyon dendigi zaman 2014 şubattan 2015 şubata kadar olan 12 ay ile hangi 12 ay karşılastırılıyor. Bir de aylık enflasyon dendiginde şubat 201 fiyayları ile hangi ayın fiyatları karşılaştırılıyor. Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Aylık enflasyon dendiğinde bir ay önceye göre artış kastediliyor. Ocak ayında aylık enflasyon yüzde 1,1 oldu dendiğinde Aralık ayına göre Ocak ayında endeks yüzde 1,1 artmış demektir. Ocak ayında yıllık ya da 12 aylık enflasyon yüzde 7,24 oldu dendiğinde 2014 Şubat (dahil) den 2015 Ocak (dahil) e kadarki 12 aylık sürede enflasyon yüzde 7,24 olmuş demektir.

      Sil
  49. Hocam merhaba.Bir ülkede döviz kurundaki yükseliş enflasyon yaratıyor .(tr de doların yükselmesi enflasyon yaratması gibi).İhracatcı dövizin yükselmesini talep ediyor ki dış pazarda rekabet gücünü artırabilsin.Şimdi döviz kuru yüksek olması ihracatcının hoşuna gidiyor ancak biryandanda kurdaki artış enflasyon yaratıyor ve ülkeyi faiz artırımına götüren etmenlerden birisi oluyor.Dolayısıyla yatırımları etkiliyor,yatırımlar düşüyor.İhracatcılar ellerindeki projenin getirisi faiz getirisinden düşük ise yatırıma girmiyor.Buradaki tezatı anlayamıyorum.Anlatmak istediğim ihracat cari açığının finansmanı için şart.İhracat için kur yüksek olmalı ama yüksek kur enflasyon yaratıyor ve faiz artırımına nedenlerden biri oluyor.Dolayısıyla yatırımlar,ihracat düşüyor.Bu tezatlığı çözemiyorum Hocam,Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün mesele volatilite. Yani döviz kuru makul bir şekilde artsa, iniş çıkışlar, dalgalanmalar, ani hareketler göstermese, tahmin edilebilir olsa sorun olmaz. Bizdeki sorun dövizin bir çıkıp br inmesi, dalgalanması. Öyle olunca tahmin edilemiyor. O zaman da ihracatçı ne zaman ne kazanacağını bilemiyor.

      Sil
  50. Hocam bireysel tasarrufla kurumsal tasarruf arasndaki fark nedir. bizim kurumsal tssarrufumuz cok dusuk degil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bireysel tasarruf sizin benim yaptığımız tasarruf, kurumsal tasarruf ise şirketlerin, kamu kurumlarının tasarrufları. Bizde her ikisi de düşük.

      Sil
  51. Hocam faiz sebep enflasyon sonuç deniyor ya faizler düştüğü zaman kurlar yükseliyor ithalat pahalılaşıyor bu da ülke içi fiyatları artırıyor yani enflasyon artmış oluyor ( yanlışım varsa lütfen düzeltiniz ) yani faiz enflasyona sebep olmuş oluyor. O zaman enflasyonu düşürmek için faizleri artırıp kurun düşmesini sağlamaya çalışsak ne olur? neden böyle bir şey yapılmıyor? hele ki bir de bizim gibi ara mal ithalatı fazla dışa bağımlı bir ülke için?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk cümlenizde enflasyonun nedeni faiz değil kur artışı oluyor.
      İkinci cümleyle ilgili olarak TCMB zaten Ocak 2104'de böyle yaptı. Baktı ki kurlar fırladı ve enflasyon artacak faizi artorarak kurları dengeledi ve enflasyonun daha fazla artmasını frenledi.

      Sil
  52. talep enflasyonu belirler kabul ama maliyet de eflasyonu belirler ve maliyetin içinde faizi ilgilendiren finansman maliyetleri de bulunmaktadır. bu da hocamızın dediği gibi %5-6 gibi pek fazla önemli bir miktar olmamaktadır. ama asıl önemli olan faizin düşmesi ile arzın artması ve arz talep dengesinde arz yönlü artıştan dolayı fiyatlar genel seviyesinin düşmesidir. benim nacizane önerim bu enflasyon belasından kurtulmanın yolu merkez bankası ile öncelikle kamuoyu önünde konuşmama. ve yatırımcı ve tüketici faiz farklılaştırması yaparak var olan kaynakları yatırıma yönlendirip arz yönünü arttırma ne dersiniz hocam.

    YanıtlaSil
  53. Randevu almak icin ne yapmak gerekiyor. Yardimci olursaniz seviniriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 13 Şubat 2015 Cuma günü uygun mudur? Siz de iyi bilirsiniz memurların izin sıkıntısı oluyor. Biz gençlerin bir hayalini gerçekleştirme imkanı verdiğiniz için teşekkürler.

      Sil
    2. Bana mahfie@gmail.com a mail adresinizi ve telefonunuzu yazın ona göre konuşalım.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi