Fed, IMF Oldu

II. Dünya Savaşı sürerken, 1944 yılında ABD’nin Bretton Woods kentinde Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı toplandı. Bu toplantıda savaş sonrasında dünya ekonomisinin alacağı düzen ve bunun nasıl koordine edileceği konuları görüşüldü. Bretton Woods toplantısının temel amacı, savaşın neredeyse durma noktasına getirdiği uluslararası ticareti canlandırmak için çıkış yollarını bulmaktı. Çünkü kapitalizmin temel kabulü uluslararası ticaretin refahı artıracağı kabulüdür. Bunu ilk kez bilimsel çerçevede formüle eden de karşılaştırmalı üstünlükler teorisini ortaya atan David Ricardo’dur.

Bretton Woods Konferansında iki görüş yarıştı. Birisi Keynes’in hazırladığı Birleşik Krallık görüşü öteki de ABD Hazine Bakan Yardımcısı White’ın hazırladığı ABD planıydı. Keynes’in planının White planından farkları belli başlı 3 noktada toplanabilir: (1) Keynes, IMF’nin üye ülke merkez bankalarının bağlı olduğu bir dünya merkez bankası şeklinde oluşturulmasını tasarlıyordu. (2) Keynes’e göre bir dünya rezervi yaratılmalıydı (adına bancor diyordu.) (3) Keynes’e göre uluslararası ticareti disipline edecek bir uluslararası ticaret örgütü kurulmalıydı.

Toplantılarda Keynes planı değil White planı kabul edildi. IMF, bugünkü şekliyle kuruldu, bancor diye bir rezerv yaratılmadı, uluslararası ticaret örgütü de kurulmadı, onun yerine GATT toplantıları düzenlendi.

Aradan yıllar geçti. 1970 yılında IMF, uluslararası likiditeyi artırabilmek için SDR (özel çekme hakları) adı altında bir rezerv yarattı. Keynes’in bancor önerisinin üzerinden çeyrek yüzyıl geçtikten sonra dediğine gelinmişti.

Aradan yine yıllar geçti. 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kuruldu. Keynes’in uluslararası ticaret örgütü önerisi yarım yüzyıl sonra hayata geçirilmiş oldu.  

Buna karşılık IMF, hiçbir zaman merkez bankalarının üzerinde bir merkez bankası durumuna gelemedi.

Bana sorarsanız küresel kriz sonrasında o noktaya Fed geldi. Ki bu Keynes’in asla istemeyeceği bir şeydi. Çünkü Keynes, IMF üzerinde ABD’nin egemen olmasını istemiyordu. IMF’nin kendi önerdiği şekliyle tercihen Londra’da, eğer bu kabul görmezse New York’ta kurulmasını istiyordu. Washington D.C’de kurulursa Amerikan hazinesinin güdümüne gireceğinden endişe ediyordu. Çünkü IMF’de en büyük pay sahibi ABD olacaktı. Ve kuşkusuz Keynes biliyordu ki kapitalist sistemde parayı veren düdüğü çalar. Öyle de oldu. Uzun yıllar bağımsız kalmayı başaran IMF, küreselleşmeyle birlikte ABD’nin güdümüne girmeye başladı ve bu eğilim her geçen gün arttı. ABD, kota artırımlarında ayak sürümeye ve dolayısıyla para konusunda IMF’yi kendisine bağlamaya başladı. Bağlılık her geçen gün arttı. Görünürde IMF bağımsızdı ama en yüksek oya sahip olan ABD, IMF’yi istediği noktaya çeker olmuştu.

Zaman geçti. Eskiden IMF’den destek alan ülkeler artık piyasadan borçlanmaya ve IMF’ye gitmemeye başladılar. IMF’nin müdavimi olan Türkiye bile artık IMF kapısını çalmaz durumdaydı. Parayı vermeyen düdüğü çalamadığı için IMF eski gücünü kaybetmeye başladı. İşte tam bu noktada küresel kriz kürenin kapısını çaldı. Başlangıçta müthiş bir bocalama yaşandı. Öyle ya kapısı ilk çalınan, sistemin lideri durumunda olan ve parayı verdiği için düdüğü de çalacak olan ABD idi. Kriz, ABD’yi düdüğü elinden alınmış çocuk konumuna düşürdü.

Yine zaman geçti. Muhasebedeki ‘ilk giren ilk çıkar yöntemi’ küresel krizde de geçerli oluverdi. Ve krize ilk giren ABD ilk çıkan olma yolunda ilerlemeye başladı. ABD’nin krizden çıkma faaliyetleri arasında en çarpıcı olanı eskiden ‘karşılıksız para basma’ diye bildiğimiz olayın yeni bir ambalajla ‘niceliksel gevşeme’ adıyla piyasaya sürülmesiydi. Fed, tahvil alıp para vermeye girişti. İşte o gün bugündür Fed, dünyanın merkez bankası konumuna geldi.  

Bugün kendi merkez bankasının ne iş yaptığını bilmeyen sokaktaki adam bile Fed başkanının kim olduğunu, şahin mi güvercin mi olduğunu, Fed’in faizi artırıp artırmayacağını, sabırlı kelimesinin para politikası kurulu kararı metinden çıkarılmasının ne anlama geleceğini biliyor.

Merkez bankalarının bağımsızlığı kavramını süslü püslü cümlelerle anlatmak mümkündür. Ama işin özüne bakarsak merkez bankalarına bağımsızlık verilmesinin altında yatan neden  ‘siyasetçinin talimatıyla karşılıksız para basılmamasının sağlanmasından’ ibarettir.

Bugün merkez bankaları siyasetten bağımsız ama Fed’den bağımsız değil. Hepsi Fed’in atacağı adımın boyunu, yönünü, şeklini görmeye çabalıyor. Çünkü onlar da adımlarını ona göre atacaklar. Böylece Keynes’in son hayali oldukça farklı bir formatta da olsa gerçekleşmiş oldu. Keynes, IMF’nin böyle bir konumda olmasını hayal ediyordu. O gerçekleşmedi. Ama IMF giderek ABD Hazinesinin güdümüne girerken, Fed de Keynes’in hayalindeki Dünya Merkez Bankası konumuna çıktı. Aslında buna tam olarak Keynes’in hayali gerçekleşti demek doğru olmaz. Doğrusu Keynes’in korktuğu oldu demek. Çünkü Keynes’in hayalindeki bağımsız bir dünya merkez bankası kurulması yerine ABD Merkez Bankası Fed, dünya Merkez Bankası oldu. 

Yorumlar

  1. Mahfi Bey lütfen, her zaman hatırlatalım!

    İŞSİZLERİN,

    LİSE MEZUNU OLUP İŞ ARAYANLARIN ve ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLANANLARIN,

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN,

    ASKERDEN YENİ DÖNMÜŞ OLUP İŞ ARAYANLARIN,

    UZUN SÜRE YURTIŞINDA YAŞAYIP T.C.'DEKİ SGK PROSEDÜRLERİNİ TAKİP ETMEYENLERİN

    Sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi ve ilaç yazdırabilmesi için devlete ödemesi mecbur olan "Genel Sağlık Sigortası (GSS)" hesaplamaları, asgari ücrette yapılan yenileme sebebi ile güncellendi:

    Dönem I (1 Ocak 2015 - 30 Haziran 2015): Brüt asgari ücret (BAÜ): 1.201,50 TL

    Dönem I (1 Ocak 2015 - 30 Haziran 2015): Net asgari ücret: 949,07 TL

    Dönem II (1 Temmuz 2015 - 31 Aralık 2015): Brüt asgari ücret (BAÜ): 1.273,50 TL

    Dönem II (1 Temmuz 2015 - 31 Aralık 2015): Net asgari ücret: 1.000,54 TL
    __________

    Güncellenmiş "Genel Sağlık Sigortası (GSS)" hesaplamaları:

    Tespit edilen aile içindeki toplam gelirin, kişi başına düşen aylık tutarı

    Örnek:

    SGK tarafından 4 kişilik bir ailenin aylık toplam gelir tespiti 4000 TL hesaplandı ise,

    Evin kız çocuğu ve/veya erkek çocuğu GSS kapsamına göre (4000/4 = 1000 TL) şeklinde hesaplanıyor.

    Ocak 2015 itibariyle, "Dönem I brüt asgari ücret (BAÜ): 1201 TL" yürürlükte olduğundan:

    *** BRÜT ASGARİ ÜCRETİN 1/3'ÜNDEN (1201/3 = 400,33 TL'DEN) AZ İSE; PRİM BORCU YOK. ***

    Yani: 0 TL ile 400,33 TL arasında ise

    Tespit Edilen Gelir Seviyesi (veya "gelir tespit raporu"): "60 c-1" kapsamında

    Aylık Prim Hesaplama Formülü: (1201/3x12/100) [BAÜ'den hesaplanıyor: (1201/3) TL'nin %12'si = 48,04 TL]

    Aylık Prim Tutarı: 48,04 TL para devlet tarafından ödeniyor.

    *** 400,33 TL İLE 1201 TL ARASINDA İSE: ***

    Tespit Edilen Gelir Seviyesi (veya "gelir tespit raporu"): "60 g-1" kapsamında

    Aylık Prim Hesaplama Formülü: (1201/3x12/100) [BAÜ'den hesaplanıyor: (1201/3) TL'nin %12'si = 48,04 TL]

    Aylık Prim Tutarı: 48,04 TL parayı şahsın kendisi devlete ödeyecek.

    *** 1201 TL İLE 2402 TL ARASINDA İSE: ***

    Tespit Edilen Gelir Seviyesi (veya "gelir tespit raporu"): "60 g-2" kapsamında

    Aylık Prim Hesaplama Formülü: (1201x12/100) [BAÜ'den hesaplanıyor: 1201 TL'nin %12'si = 144,18 TL]

    Aylık Prim Tutarı: 144,18 TL parayı şahsın kendisi devlete ödeyecek.

    *** 2402 TL'DEN FAZLA İSE: ***

    Tespit Edilen Gelir Seviyesi (veya "gelir tespit raporu"): "60 g-3" kapsamında

    Aylık Prim Hesaplama Formülü: (1201x2x12/100) [BAÜ'den hesaplanıyor: (1201x2) TL'nin %12'si = 288,24 TL]

    Aylık Prim Tutarı: 288,24 TL parayı şahsın kendisi devlete ödeyecek.
    __________

    "Faiziyle birikmiş GSS prim borcu"nuz var mı, yok mu; öğrenmek için resmi adres:

    https://onlinetahsilat.sgk.gov.tr/WebTahsilat/index.jsf

    Sorgu Türü: DİĞER ÖDEMELER

    Sorgu Tipi: GSS PRİM

    T.C. Kimlik No: aaaaaaaaaaaa

    Güvenlik Kodu: aaaaaaaaaaaa

    YanıtlaSil
  2. Tebrikler hocam cok guzel bir cikarim olmus.

    YanıtlaSil
  3. Piyasalara devlet müdahelesi,likidite tuzağı...Sanki zaman Keynes'i genellikle haklı çıkarmış gibi duruyor.Bu güzel yazı için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  4. Keynes akıllı adammış vesselam.
    Dünyayı Fed yönetiyor şu an, orası kesin.
    Ancak Fed'i yönetenlerin, ekonomiyi canlandırmak adına 'niceliksel genişleme' adı altında piyasalara para pompalama politikasını YANLIŞ buluyorum. Bugün bu yanlış politikaların sonuçları görülmeye başladı. ABD krizden çıkmış değil büyümesi yavaşlıyor. 2008 de yaşadığı deflasyon günlerine geri dönmek üzere. O dönemde önüne gelene Mortgage kredisi verdiği için batma noktasına gelen JP Morgan ve Bank of America gibi Amerikan bankalarını kurtarmak için bastığı paralar, devlet borcu olarak Amerikalı vatandaşın sırtına binmişti. Göstermelik olarak Lehman Brothers i batırdılar. Şimdi krizden çıkamıyor, yine mi para basıp bankalara verecek ve Amerikan vatandaşının borç yükünü artıracak? (şu an ABD'nin milli gelirinden daha yüksek borcu var, Borç/GSYİH oranı 101,53)
    Bugün Euro bölgesindeki ekonomik durgunluğa çare bulmak adına, Avrupa Merkez Bankası da Fed'i taklit ederek (veya Fed direktifleriyle de olabilir) niceliksel genişleme kararı aldı. Krize giren para basıp dağıtıyor. Noel Baba bile bu kadar cömert değil. Neden çünkü karşılıksız para basmak kolay, darphaneye rica edersin olur biter. Amerika'da olduğu gibi, ECB nin bu süslü QE parasal genişleme politikasının da, Euro bölgesi ekonomisini reel olarak canlandıracağına inanmıyorum. Aslında bankalara para pompalamak yerine, yüksek gelir vergilerini düşürerek ve kamu maaşlarını arttırarak vatandaşın cebine giren parayı arttırıp talep yaratılabilir, vatandaşı tüketime yönlendirip ekonomiyi canlandırabilirlerdi. Yanlış yapıyorlar bence. Bu yol hayra çıkan bir yol değil... diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çaresizlik ve maliye politikasını kullanamama Fed'i ve diğer MB'larını buraya itmiş bulunuyor. Ben de maliye politikasının kullanılmamasını eleştiriyorum. Eğer bu genişlemeden sıkılaştırmaya geçiş doğru yönetilemezse farklı bir kriz daha yaşayabiliriz. Haklısınız.

      Sil
    2. Sayın hocam selamlar,

      Amerikada esnaflık yapan tanıdıklarımız var, amerikada durgunluğun hala geçmediğini belirttiler. Benim bir sorum var şu aşamada; neden dolara endeksli tüm ticaret? ülkeler kendi para birimleri üzerinden ticaret niye yapmıyorlar? yani tüm ülkeler böyle bir "conversion" yapmak yerine neden sürekli doları referans veriyorlar? italyaya mal satıyorsam benim malımı kendi para birimini dönüştürerek alsın,bana ithal mal satan kişide bana nerede üretmişse o malı o ülkenin para birimi ile satsın ki bende onun dövizine çevirme yapayım. Dolar zorunluluğu nereden geliyor? bundan 200-300 yıl önce dolar yoktu, binlerce yıl önce yine dolar yoktu ve ticaret hep devam etti. sanki tüm dünya kendi para birimlerini doların önünde huzurda bekletir bir hale gelmiş,anlamadım.


      saygılar
      Hasan Özgür

      Sil
    3. hocam ingiltere ve avusturya maliye politikalarini kullanmaya baslacayacaklar. ingiltere kurumlar vergisini indiriyor. avusturya vergi reformu ile az gelirli insanlarin vergi odememesini kabul etti.

      Sil
    4. Dolar, altına bağlılığını en son terkeden para birimi olduğu için bütün dünyada hala en çok kabul gören para birimidir.

      Sil
    5. Hocam benim bildigim kadariyla altini terk eden son para birimi dolar degil, Isvicre franki. 2000 yilina kadar frank %40 altina bagli idi, bir referandum yapip terk ettiler.

      Sil
  5. Hocam,

    'Mahfian Economics':

    2015 Eylül'den itibaren dünyada iktisat fakültelerinde okutulmaya başlanacakmış.

    Benim de yeni haberim oldu; size ileteyim dedim.

    Saygılarımı sunarım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konu daha oncede yazilmisti. Sanki biraz kinaye içeriyor gibi geldi. Neyse işimize bakalim.

      Sil
  6. Hocam,

    Tam "küresel finans krizi" kitabınızın 61.sayfasını okuyordum. Orada WTO, IMF VE Dünya Bankasının kuruluş sebebini açıklıyordunuz. Üzerinden bir dakika geçmedi bu yazınızı gördüm. Tesadüf mü bilmiyorum : )
    Bu arada kitabın nir sonraki bölümü "türkiyede ekonomik krizler" üzerinde. Eğer bu rastlantısal sırayla gidersek sonumuz pek hayır değil gibi.

    Saygılar,
    ng

    YanıtlaSil
  7. güzel özet hocam elinize sağlık. ekonomi bakanımız fed'in faiz arttıracağı beklentisinin türkiyeyi olumsuz etkileyeceğini fakat avrupa merkez bankasının parasal genişleme ve faiz düşürme açıklamaları bu negatif etkiyi nötrleyecektir dediğini görüyoruz. avrupa merkez bankasının parasal genişleme yapması euro/tl kurunu düşürüp bizim ihracat gelirimizi azaltarak cari açığımızı negatif etkilemez mi hocam ? çünkü biz biliyoruz ki ara malların çoğunu dolar ile alıp ihracatı euro ile yapıyoruz bu durumda nasıl bir pozitif etki bekleyebiliriz bu genişleme sonucunda ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Haklısınız ben de aynı kanıdayım. Euro'nun bollaşması ve değerinde düşüş yaşanması bizim ihracat ve turizm gelirlerimiz için olumsuz sonuç verecek. Veriyor da zaten.
      Biz başkalarının kararlarının bizi nasıl etkileyeceğini bırakıp da yapısal reformları yapsak çok daha iyi olacak sanırım.

      Sil
    2. Ben de ayni şekilde dusunuyorum.Fed in sıkılastırma yaptığı bir ortamda euro bölgesindeki bir genişleme bizim sikintimizi artıracak bir durumdur.

      Sil
    3. Hocam peki euro nun deger kaybetmesinin olumlu etkileri nelerdir ?

      Sil
    4. Bizim için pek bir yararı yok. Ama Avrupa için ihracatı destekleyici bir gelişme.

      Sil
    5. Bizim icin pek bir yarari olmadigi hatta daha da zarari olacak olan bir konuyu neden olumlu birseymis gibi lanse ediyorlar bize hem ekonomi bakani hem de aciklama yapan diger yetkililer anlamis degilim

      Sil
  8. sayın hocam meraba,

    kpss-2015 alan sınavında sizin sitede bulunan konulardan en az 1 veya 2 soru, daha da fazla olabilir, geleceğini tahmin ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her yıl geliyor bir kaç soru.

      Sil
    2. bu sene kpss'de hocamızın son yazılarından iktisatçı olmayanların zorlandığı IS-LM in bankosu var bence her sene çıkıyordu zaten bu sene mahfi hocamızın yorumladığı şekliyle çıkabilir.IS-LM in dışa açık ekonomideki hali BP eğrisininde olduğu

      Sil
  9. Sayın Hocam, söylediğiniz gibi Dünya ekonomisinin gündemini, Fed ve aynı zamanda hemen hergün farklı bir verisi ya da beklentisi yayınlanan ABD ekonomisi belirliyor. Her açıklanan veriden sonra da, "veriler beklenenden iyi geldi" ya da " veriler beklentileri karşılamadı" gibi söylemlerle, Fed'in ne zaman faiz artıracağı tahminleri yapılıyor. Bence Fed, bastığı milyarlarca karşılıksız dolar karşısında deflasyon ile enflasyon sarmalı arasında kalıp; muhasebedeki " ilk giren son çıkar" kuralının işlemesine vesile olacak.
    Ne dersiniz? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed, dağıttığı parayı bu yıldan başlayarak geri çekecek. Bunu çok akıllıca yapması ve olumsuz etki yaratmasını önlemesi lazım. Parayı dağıtmaktan çok daha zor ve ince bir operasyon.

      Sil
  10. Hocam Keynesin hayalindeki merkez bankası oluşturulursa bunun abd'ye etkisi ne olurdu? teşekürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD herhalde bir süre sonra bu MB'yi dinlemez kenara iterdi. Ya da o MB'yi tümüyle etkisi altına alıp bugünkü Fed haline getirirdi.

      Sil
  11. Karmaşik gelen bütün düşünceler şuan kafamda iyice belirlendi kötü polis iyi polis kavraminida gayet güzel aciklamissiniz tesekkurler.iyi ki varsiniz..

    YanıtlaSil
  12. Ben yapısal reform denince sürekli eğitim reformundan söz ediyorum ve bugünkü sistemin değiştirilmesini ve bilimsel eğitim sistemine dönülmesini yazıp duruyorum. Bana hep sorulan sorulardan birisi şu: İyi de bilimsel eğitimden kastınız ne? Çok net ve kısacık bir yanıt vereyim: Bugünkü medrese sisteminin tam tersi. Bugünkü medrese sisteminin sonuçlarını merak ediyorsanız buyrun sonuçlar burada:

    2015 YGS Sınav Sonuçları (40'ar soruya verilen yanıtların ortalaması)
    Doğru yanıtlanan soru sayısı
    Fen: 3,9
    Matematik: 5,2
    Sosyal: 10,7
    Türkçe: 15,8


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen hocam bencede daha yoruma dayalı düşünceye sevk eden, sizin her zaman vurguladığınız analitik düşünme yeteneğini geliştirecek sistemler geliştirilmeli ve uygulanmalı. O yüzden bence bütün liselerde sosyoloji'ye psikoloji'ye ve hukuk'a giriş dersleri olmalı en azından hatta iktisada girişte olabilir ve felsefe dersinin de ders saati artırılmalı

      Sil
    2. Hocam eğitim reformu konusundaki ısrarlı söylemlerinize ben de katılıyorum. Ancak anlayamadığım bir nokta var. Bugünkü eğitim sisteminin medrese sistemi olduğuna neye dayanarak karar verdiniz. Benim medrese olarak bildiğim eğitim kurumlarıyla (11 yy. Nizamiye Medreseleri mesela) mevcut kurumlarımız arasında pek bir benzerlik göremiyorum.
      Mamafih o dönem medreselerinden muhtelif pozitif bilimler alanlarında da nitelikli bilim insanlarının yetiştiği doğru değil mi?

      Sil
    3. Tabii burada kastım Osmanlı'nın son 200 yılındaki bozulmuş medrese eğitimi idi. Yoksa başlangıçta medrese eğitimi ileri bir eğitimdi.

      Sil
    4. Sayın Eğilmez,

      26 Şubat'ta yazdığınız metinde;
      Hem şahsınıza hem bu nadide sitenin ziyaretçilerine, 19 bölümlük bir araştırma raporu göndermiştim.

      Arzu edenler aşağıdaki adresi ziyaret ederek bu araştırma raporunun nasıl uyarılar verdiğini öğrenebilirler. (Bilenler ise, bildiklerini pekiştirirler.)

      http://www.mahfiegilmez.com/2015/02/bilim-ve-inanc.html?showComment=1424981158554#c5655288372284381708

      Okul öncesinden başlaması gereken, kallavi bir eğitim reformuna neredeyse hepimiz "evet" diyoruz.

      Fakat:

      Okul sıralarından, akademinin yani üniversitenin atmosferine adım adım yetiştirilen gençliğimizi nasıl bir gelecek bekliyor, sorusunun cevaplarına gereken önemi vermiyoruz!

      Bu cevapları biraz daha yakından görebilmek için yukarıda verilen adreste yazılan araştırma raporunun dikkatle okunması yararımıza olacaktır!

      Saygılarımla.

      Sil
  13. hocam merhaba;
    Abd merkez bankasının faiz arttıracağı söyleniyor ama anlamadığım şey, avrupa para basarken, rusya parasını develüe etmişken, çin parası değer kaybederken, diğer ülkelerin paralarıda değer kaybederken, abd niye parasının değerini arttırsın. abd kendi parasının değerini arttırarak,kendi mallarını pahalı hale getiriyor. yani ihracatı azalacak, ithalatı artacak. açıkçası bana pek mantıklı gelmiyor. iktisatta komşuyu zarara sokma politikası diye bir konu vardı, bence dünya oraya doğru gidiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben aynı kanıda değilim. Bunlar bu işin koordinasyonunu G7 de konuşuyorlardır. Sırayla yapıyorlar.

      Sil
  14. Hocam Keynesin uluslar arası rezerv para konusunda da hic olmasini istemedigi şekilde güçlü bir ülkenin parasi(ABD doları) rezerv para oldu.Hatırladığım kadarıyla ABD doları ilk rezerv para olarak kullanılmaya başlandığında ABD merkez bankası bastığı doların karşılığında altın tutmak zorundaydı ta ki sistemden geri donulmesinin zor olduğu bir zamanda artik uluslararsı dolaşımdaki paranın karşılığı kadar altına sahip değilim paranın karşılığı itibarimdir diyene kadar.Ben 1945 Lee ve sonrası bretten woods ve benzer toplantı konferans vs süreçlerini okurken oralarda alınan kararların suanki dengeleri oluşturduğunu ve bunu o günden bile ongormenin mümkün olduğunu (ki Keynes öngörmüştür) düşünmüştüm.Peki diğer ülkeler neden açıkça her halükarda ABD ye destek verecek bu oluşumları kabul ediyorlar? İyi çalışmalar hocam

    YanıtlaSil
  15. Mahfi bey sormak istediğim dolar rezerv para. Fed bağımsız hatta sahipleri özel şirketler. Peki fed para bastığında bunun alım gücü kimlere gidiyor. Bununla ilgili komplo teorileri de mevcut. Bizi aydınlatır mısınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir ülkenin ulusal parasının kârı o ülkenin Hazinesine gider. Bizde TCMB'nin ABD'de Fed'in kârı Hazineye gidiyor. Komplo teorilerine en azından ben itibar etmiyorum.

      Sil
  16. Sayin hocam,
    11 eylul saldirilari,
    dunyada gelisen diger savunma ihtiyaçlarının koruklenmesi,
    ic karışıklıklar,
    Film ve eglence sektörü, bu gibi konuların parasal genişlemenin temelini oluşturduğunu soyleyebilir miyiz?
    Dunya butun bu hareket karsisinda savunmasiz kalıyor. Kapitalizm ülkelerin açıklarının tespit edilip manipüle edilmesinden baska birsey değil.
    Bu plan çerçevesinden bakınca bu aksakliklarin düzeltilmesi, aciklarin kapatılması, yapısal reformlardan geciyor. Uzun yıllar alıyor. Bu süreç de genisleme yapan ulkeye zaman kazandırıyor.
    Temelde halk buna karsi bir eylem plani hazırlamadan devletin birseyler yapmasi da cok zor.
    Gorunmez engeller falan filan.

    Egitim konusunda şöyle bir konu da var...
    Devlet kendi ihtiyaclarini karsilayacak, verdigi egitim kendisinin disinda hicbir yerde işe yaramayacak bir egitim sistemi dizayn ettigi için verim alınamıyor.

    Egitimciler arasinda kendiliginden devlet statukosu olusuyor. Egitimci ogrenci seçerek egitim sistemi yurutuyor. Bu egitim de devlet kurumlarindan baska bir yerde ise yaramiyor. Kpss başvuruları sonucu...
    İnsanlar sisteme devlete küstürülüyor, yatirim yapmak icin önleri acilmiyor. İnsanlar temelden degilde belli bir donemden sonra gel yatirim yap sana şu kadar tesvik şu kadar hibe, tamamda bu parayi yatirima uretime donusturecek bilgi birikimine sahip değil ki. O danisman senin bu danisman benim gezip duruyor sonra...
    İşi bilen yapma kapasitesi olan insanlar ise rantın kaymağını toplama derdinde...
    Ö.N.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben komplo teorilerini yorumlamakta yetersiz kalıyorum.

      Sil
  17. Hocam, yuan i altına bağlama ve külçe altın fiyatını Londra yerine asyanın belirleyecek olması üzerine yazı rica ediyorum. Yuan altına bağlanırsa ne olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yuan altına bağlanırsa Çin batar.

      Sil
    2. Sebebi ne peki hocam? Bu konuyu dillendiren ekonomistler var ama sizin görüşünüz benim için daha önemli?

      Sil
    3. Zannediyorum yuan aşırı değerleneceğinden Çin ihraç malları pahalılaşır. İhracata dayalı büyüyen Çin ekonomisi durgunluğa girer.

      Sil
    4. Yuanin er yada gec altina (kismen da olsa) baglanacagina inaniyorum. Su anda olan durum su: Cin Amerikaya karsi devamli cari fazla veriyor ve sattigi mallara karsi aldigi dolarlari istifliyor. Eninde sonunda bu politakadan vaz gececek ve yuan dolar cipasini birakacaktir diye düsünüyorum. Dolar yuan cipasi birakildiginda dünya finans piyasalarinda bir deprem olacak ve muhtemelen bir para krizi baslayacak. Bu gibi durumlarda ise en saglami bir ülkenin bastigi parasini kismen de olsa altina baglamasadir. Mahfi hocam simdiki duruma göre konusursak hakli, ama dünya capinda bir para krizi ciktigi zaman sartlar bugünkünden cok degisik olacaktir diye düsünüyorum.

      Sil
  18. Radikal-ezgi basaran yazisindan alintidir.

    "Bir gazeteci olarak ancak bugün bunun adını böyle koyabiliriz, evet. Şimdi Washington’da bir sürü insan bu çıkarımı yapıyor ama 2013’te bu kadar farkında değillerdi. 2013’te salt menfaat odaklı hareket eden Amerikan dış politikası, dediğim gibi Türkiye ile hala bir ortaklık sürdürebileceği fikrindeydi. Çünkü şöyle düşün… Ortada güçlü bir lider var. O güçlü liderle iyi anlaştığın sürece o ülkede demokrasi olmuş olmamış Amerika’nın çok da umurunda değildir. Model ilan etmek zorunda değilsin. Sonuçta Amerikan yönetimi 40 yıl Mübarek’le çalışabildi. Bunu unutmayalım."
    Tolga tanış tespitidir.
    Su an halktan istenilen baskanlik, tek lider, dogru mudur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'nin durumuyla ilgili saptamaya katılıyorum.

      Sil
  19. hocam güncel türkiye ekonomisini ve verilerini takip edebileceğimiz herhangi bir site var mı? örneğin Türkiye'nın yıllık enflasyon oranlarını, işsizlik, istihdam,cari açık, dış ticaret açığı, büyüme, GSYH, kişi başına GSYH vb. verilerini takip edebileceğimiz kullanışlı bir site var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu blogdaki göstergeler tablosu günceldir.

      Sil
    2. tradingeconomics.com sitesinden takip edebilirsiniz.

      Sil
  20. Allahatan gecmiste guzel bir ornek var. Isvec ornegi isvec kuresel kriz esnasinda faizleri komple 0.25 indirdi. sonra krizden az zararala kurtuldu. Issizlik butce gibi olgulara super gidiyordu.2010larin son larina dogru faizleri sert sekilde kademeli olarak yukselttiler issizlik tepetaklak oldu bir anda yukselise gecti. Donemin risk bank uyelerinden bir sahis kizdi istifa etti.soylemesine gore faizleri arttirmasaydik issizlik yukselmezdi. tam issizlik dudususe gecmisken arttirdik.Ki bu olay bir olgu oldu bilimsel olarak da kanitlandi su an isvec yaptigi hatadan dondu faizleri eksiye ve hatta daha da ileri giderek avrupa ekonomilerinde olmasa bile ekonomik sartlari sirf issizligi dusurmek ve deflasyondan kurtulmak icin ( ki isvec buyuyen bir ekonomidir. 2009 haric 2010dan beri yuksek dozda buyuyen bir ekonomidir.Buyume oranlari bizden de yuksektir buna 2010da dahil neredeyse 2010da isvec %8e yakin buyudu))gectigimiz aylarda 10 milyar kron( 1 milyar euro) tahvil alimini 30 milyar kron( 3 milyar euro) yukseltti Simdi fed de bu kotu kendisine gore boyut olarak micro boyuttaki isveci ele almasi guzel. Ayrica 1937 deki sendromu da tecrube analizi yapmasi guzel. Bana Kalirsa faizlere 2016 basindan itibaren 0.25den 0.35 yukselterek ilk uc ay 0.10 baz puanda yukselterek Yani ocakta(0.35) Subat(0.45) Mart(0.55) yapip sonraki aylarda da 3 ay bekleyip ortami koklayip Temmuzdan itibaren 0.20 baz pu an yukselteme yoluna gitmeli.Temmuzda da 0.75 e cekmeli sonrasi allah kerim. Piyasa zaten belli eder kendini. Ama 2016ya kadar faizlere bisey yapmamali ama arttirm semasini haberini de sunmali. Tipki 2013 yilinda yaptigi gibi.

    Hocam bir sorum var benim A ulkesi enflasyon orani :%0 Merkez faiz orani :%-0.25 B ulkesi enflasyon orani :%2.5 Merkez faiz orani :%1.25

    1) hangi ulkede reel faiz daha dusuktur ? reel faiz eksi rakam olarak daha buyuktur
    2) sartlar ve kosullar esit sabit makro mikro kosullar esit sabit kabul edersek yani ceteris peribus denkleminde hangi ulkede yukarida enflasyon oranlari ve merkez faiz oranlarini sadece goz onune alirsak piyasa daha hareketli ve istihdam yaratmaya buyumeye elverislidir?

    Saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu soruyu daha önce yanıtlamıştım.
      Her ülkenin kendine özgü koşulları vardır.

      Sil
  21. Hocam düzeltmek isterim. muhasebede ilk giren ilk çıkar bir ilke değil yöntemdir. yazının geneli ise her zamanki gibi harikulade. tebrikler.

    YanıtlaSil
  22. ABD'nin girdiği krizler hep çift aşamalı olmuş, birinci aşamada krizden çıkmak için yapılanlar sonrasında daha büyük ve geniş kapsamlı krizlere neden olmuş. Bretton woods da buna örnek olabilir belki, altın standardı hiç düşünmedikleri şekilde sonlandı. Bu sefer de böyle olma şansı var mı, bu kadar büyük çaplı parasal genişleme hiç mi balon yaratmadı, yoksa o balon bir yerlerde saklanıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu krizden çıkışın da giriş kadar, hatta belki daha sıkıntılı olacağı kanısındayım.

      Sil
  23. Hocam herkes biliyor demişsiniz ama ben istisnayım sanırım :) güvercin ne demek şahin ne demek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu deyimler daha çok Fed ve Başkanı Yellen için kullanılıyor. Yapılan açıklamalar yumuşak ve piyasaların hoşuna gidecek açıklamalarsa buna güvercin tavrı, tersine açıklamalar sert ve piyasanın hoşuna gitmeyecek biçimdeyse şahin tavrı deniyor.

      Sil
  24. hocam merhaba, reel döviz kuru oranları 120-125 gibi bu oranları nasıl yorumlamamız gerekiyor? mesela 130 olursa nedemek 115 olursa nedemek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu yazıma bir bakın isterseniz: http://www.mahfiegilmez.com/2013/03/fiyat-ucret-faiz-ve-kur-nasl.html

      Sil
  25. Hocam Risk Yönetimi ile ilgili kitap tavsiye edebilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitap iyi: http://kitap.antoloji.com/risk-yonetimi-2-kitabi/

      Sil
  26. Hocam ? :) http://www.washingtonpost.com/blogs/wonkblog/wp/2015/03/19/meet-the-26-year-old-whos-taking-on-thomas-pikettys-ominous-warnings-about-inequality/?postshare=9661426861229876

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Mahfi Bey,

      İşte çömezimiz 'Matthew Rognlie'ın yazdığı 47 sayfalık argümanın (ve teorinin) tam metni:

      http://www.mit.edu/~mrognlie/piketty_diminishing_returns.pdf

      'Karl Marx I'i zaten yenmiştik!

      Yukarıdaki teori ile 'Karl Marx II' olan Piketty'i de şu andan itibaren yenmiş bulunuyoruz!

      Şimdi komünistler düşünsün!

      Yaşasın kapitalizm!

      Sil
    2. Önemli olan bu eleştirilerden dersler çıkarabilmek. Espri de olsa Marx'ı yenmek öyle kolay değil.

      Sil
    3. Yuh size Hocam, yuh size Hocam, yuh size Hocam !

      Siz de komünist oldunuz ya; yuh size Hocam !

      Artık dağılabiliriz !

      Sil
    4. İnsanlar için sadece tek doğru vardır. Karşıt iki görüşten birisi tamamen doğru diğeri tamamen yanlıştır. Sanırım bu insanların içinde bulunduğu yanılgılardan sadece birisi..

      Sil
  27. Hocam kaleminize sağlık;

    Müthiş bir tespit... Adamlar bir kelimeyle dünyayı etkileyebiliyor... Bunu önlemek için ilk olarak dolara bağımlılıktan kurtulmak ( yani ihracatı oldukça artırmak) ve daha sonra dünyayı etkileyebilecek bir ekonomik düzene öncülük etmektir. aksi takdirde istediğimiz kadar konuşalım yazalım üretelim yeni bir ekonomik düzen kuramazsak bağımlılığa devam ederiz... Sizin düşünceniz nedir peki hocam....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk yapılacak şey ön yargılardan kurtulmaktır. Bilim de bütün ilerlemeler de ondan sonra gelişir ve bize yol göstermeye başlar. Mesela ihracatı artırdığımızı düşünelim. Nedir ihracat? Daha fazla dolar elde etmeye çalışmak. Peki bu yolla dolar egemenliğinden nasıl çıkacağız? Yeni bir dünya ekonomik düzeni bizi aşar. Bizim yapmamız gereken şey yapısal reformları yapmak, bilimsel eğitime yönelmek ve buluş yapacak insanları yetiştirmeye çalışmaktır. O zaman bu düzen bizi fazla rahatsız etmez. Pekiş biz ne yapıyoruz? Tam tersini. Yapısal reform diye yasalardaki değişiklikleri sunarak kendimizi kandırıyoruz, her geçen gün bilimsel eğitimden biraz daha uzaklaşıyoruz ve buluş yapacak insanlara deli muamelesi yapıyoruz.

      Sil
  28. Hocam tum bu olanlar tek dunya parasina gecis ve tek ulkenin hegomanyasinda kurulacak yeni dunya duzenin uzun vadede uygulanan bir projesi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zor bu dediğiniz. Ama eğer kastınız bugün fiilen gelinen nokta ise bu da bir gerçek. Zaten büyük ölçüde ABD'nin yönlendirdiği bir küresel sistemde yaşıyoruz. Bu konuştuğumuz işin finans yönü. Dış politikada da benzer durum var.

      Sil
  29. Mehmet Ergun Çarıkçıoğlu20 Mart 2015 21:31

    Çin'in kuruluşuna öncülük etmekte olduğu Asian Infrastructure Investment Bank (AIIB) hakkında da yazabilir misiniz? Ve internetten bulabildiğim kadarıyla Türkiye kurucu ortak olarak katılmayı düşünmüyormuş, bu neden olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu girişimin benzeri bir çok yatırım ve kalkınma bankası var. Buradan, dünyaya yön verecek bir oluşum çıkarmak kolay değil. Bakın 70 yıllık IMF bile, Fed'in yanında esamisi okunmayan kurum durumuna düştü.

      Sil
  30. Hocam emekleriniz için teşekkürler.
    Ben biraz farklı bir konuna soru sormak istiyorum.2010 yılında Necmettin ERBAKAN la yapılan röportajda ERBAKAN , Akp hükümetin milli geliri 10.000 $ a çıkarttık söylemine karşı sav olarak "Yahu sen aldığın borcu gelir sayıyorsun çocukmu aldatıyorsun.Borç almış milli gelire ilave ediyor, fert başına taksim ediyor sonra da diyorki fert başına gelir arttı diyor"

    Hocam kişi başına gelir hesaplanırken doğrudan yada dolaylı olarak alınan dış borcun kişi başına milli gelire etkisi varmıdır.Yoksa siyaseten söylenmiş bir lafmıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu yazıma bir bakın isterseniz. Orada GSYH'nın nasıl hesaplanacağı yer alıyor:
      Dış borç hesaba doğrudan girmez. Ama o alınan parayla yatırım yapılmış ve bir üretim ortaya çıkmışsa o GSYH hesabına girer.
      http://www.mahfiegilmez.com/2013/09/gsyh-ve-buyume-hesaplamalar-turkiye.html

      Sil
  31. Selam hocam...
    ekonomiyi sevdik ve sizin gibi aklı selim ve bilgisini dehasını paylaşan ekonomistlerle sevdik. Hocam yolunuz açık bilginiz daim olsun. Sizin attığınız adımlarla pesinizden gelen bir gençlik var ve sizi takipteler. Emeginize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  32. Kaleminiz daim olsun...
    Hocam ekonomiyi sevdik ve sizinde güzel yazılarınızla daha çok sevmeye başladık. Adımlarıtakipçisiyiz. Hocam yazılarınızla düşünürleri ve teorilerini çokça yer verin ki bizde kalıcı bilgilerle ilerleyelim... teşekkür ederim hocam...

    YanıtlaSil
  33. Hocam,

    Ünlü düşünürümüz 'Adem Simit' der ki:

    'Her şey iktisada giriş dersi ile başladı. Sonra çıkamadık işin içinden!'

    Siz ne dersiniz hocam, haksız mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle doğru demiş. Bilim, labirentlerle doludur. Gerçek anlamda içine giren çıkamaz. Ben gireli 45 yıl oldu hala içindeyim.

      Sil
    2. Adam Smith'i "Adem simit" diye okursan tabi ki cikamazsin isin icinden...

      Sil
    3. Keşke hiçbirimiz çıkamasak işin içinden.

      Ne güzel insan şu "Adem Simit":

      https://twitter.com/ekonomiperver/with_replies

      Sil
  34. Hocam peki FED'IN bu liderlerigini diger ülkeler ne kadar daha kabul edecek veya tersten soylersek fed bu liderligini devam ettirmeyi ne kadar basarabilecek sizce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bir sözleşme teklifi değil. Yani Doların tek rezerv para konumu değişmedikçe diğer ülkeler kabul etse de etmese de Fed'in konumu devam eder. Doların tahtını sarsacak adaylar arasında en önde Euro vardı. Halini görüyorsunuz.

      Sil
  35. Hocam,

    1. HABER

    Harvard Üniversitesi'nin duvarında yıllar öncesinden kalma bir yazı bulunmuş.
    Fotoğrafı internete düşmek üzere; ilk önce sizle paylaşayım dedim:

    'Eğer beyaz bukle saçlarıyla size yaklaşan bir İskoç filozof görürseniz;
    A.Smith'tir; istediğinizi yapın ve geçin, gidin.

    Eğer saç sakal karışmış bir filozof görürseniz;
    Alman K.Marx'tır; proletaryadan olduğunuzu belli edin, bir şey yapmaz.

    Eğer ortalıkta dolaşan kel, bıyıklı, zengin, iyi giyimli bir İngiliz ekonomist ise;
    J.M.Keynes'tir; bir şey yapmanıza gerek yok, o zaten sizi bulup müdahale edecektir.'

    2. HABER

    Karl Marx'ın hayatının bir döneminde tuttuğu günlükler piyasaya sürüldü.

    Kitabın başlangıcı şöyle:

    'Kapitalizm başta masumdu; ilk 3 gün ben de destekledim.'

    Bilginize sunarım kıymetli Hocam.

    Bir gün takım elbiselerinizi muhafaza ettiğiniz dolabınızdan bütün kravatlarınızın uçup gittiğini görürseniz o kişi benim Hocam!
    Şahsınızdaki ekonomik göstergeleri değerlendirme gücü bir nebze bana da geçsin diye, hiçbirisini yıkatmadan ömrümün sonuna kadar gururla giyeceğim!

    (Not: Bütün kitaplarınızı okudum. Eylül'de çıkacak yeni kitabınızı ve tecrübeye dayalı hazırladığınız bir diğer kitabınızı da sabırla bekliyorum.)

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok hoş bir katkı. Güzel espriler. Bence kitaplarımı ve yazılarımı okumanız, kravatlarımı takmanızdan çok daha yararlı sonuçlar vermiş demek ki ekonomide espri yapma aşamasına gelmişsiniz. Bu, gerçekten kolay gelinecek bir aşama değildir.

      Sil
  36. UNUTUN DOLAR/TL PARİTESİNİ !

    İNSANLIK PARADAN DAHA HIZLI DEĞER KAYBEDİYOR !

    HANGİ REZERV OPSİYON KATSAYISI KURTARIR BUNU !

    HANGİ KELİMEYİ FOMC TOPLANTI TUTANAKLARINA YERLEŞTİRMEK GEREK DEĞERİ TEKRAR YÜKSELTMEK İÇİN !

    LAGARDE YENİ BASIN TOPLANTISINDA HANGİ RENK FULAR GİYMELİ Kİ BİR NEBZE KURTARALIM PAÇAYI !

    VAROUFAKİS EVDE SALATA YAPIYOR DİYE DEĞER DÜŞMEYE DEVAM MI EDECEK !

    EĞİLMEZ'İN 1970'Lİ YILLARDA ÇEKİLMİŞ BİR FOTOĞRAFI TWITTER DA PAYLAŞILSA DÜZELİR MİYİZ BİRAZ !

    NERDE BU DEVLET !

    NERDE BU MİLLET !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğru tespit: İnsanlık paradan daha hızlı değer kaybediyor. Yaşadığımız toplum bunu her gün gözümüzün içine sokuyor.

      Sil
  37. FİNALE FOTOKOPİCİ GİRSE 'BÜT'E KALMAZ !

    Ben bu tespitin doğruluğuna büyük oranda inanıyorum; peki ya siz hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyor musunuz ben Mülkiyede okurken kitap işi bu kadar yaygın değildi. Birçok dersimizin (teksir denilen bir sistemle çoğaltılmış) notları vardı. Bu notları okulun içinde hazırlayıp satan bir adamcağız vardı. Sizin dediğinizi biz de onun için düşünürdük. Sonra bir gün kendimizi tutamayıp bunu adamcağızla konuştuk. O notların kapağında yazan isimlerden başka
      hiçbir şey bilmediğini gördük. Ve o zaman anladık ki asıl olan bakmak değil görmek ve anlamak hatta analiz edebilmektir.

      Sil
  38. Sayın Eğilmez,

    Güzel özetiniz için çok teşekkürler. Benim bugün size naçizane iki sorum olacak:

    1- Churchill'in bayıldığım bir sözü var. Diyor ki "Amerikalılar her zaman en doğruyu yaparlar ama tüm yanlışları denedikten sonra". Sizce 2008 krizinden sonra uyguladıkları politikalar da bu prensibe uyuyor mu, yoksa bu kez en baştan doğru politikalarla mı gidiyorlar?

    2- Konu ile pek alâkalı değil ama dolardaki yükseliş sürerse dolar bazında milli gelir düşeceği için Türkiye'nin G20 dışında kalabileceği, dönem başkanı olduğu bir gruptan çıkmak gibi bir garabetle karşılaşabileceği söyleniyor. Sizce bu olasılık var mı?

    Saygılar, iyi hafta sonları...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Churchill'in bu sözünü bilmiyordum. Çok doğru bir tespit. Aslında krizde doğruyu yaptılar ama krize kadar doğruyu yapmadıkları kesin.
      Bence Böyle bir olasılık söz konusu değil. Çünkü G20'dekiler için sadece GSYH büyüklüğüne bakılmıyor. İran, İsviçvre gibi ekonomiler G20'deki ülkelerin bazısından daha büyük GSYH'ya sahip olduğu halde G20 de yer almıyor. Coğrafi ağırlık da söz konusu.

      Sil
  39. Aslinda ulkelerin merkez bankalarinin gelecek plan beyanlarini/faiz hareketlerini belli bir oranda sinirlandiracak uluslararasi bir platform olusturmali. FED daha faizleri arttirmadan USD buyuk oranda deger kazandi. Sabir kelimesini kaldirdi, fakat buyume tahminlerini dusurdu. Tabi Amerika icin cok kusursuz bir yonetim surduruyor, fakat global anlamda piyasalarda sorun yaratiyor. FED bu nedenle bencil davraniyor diye dusunuyorum. Acaba herkesi sasirtip faiz arttirimini sonbahara erteler mi? Sanirim bunun cevabini siz daha iyi verirsiniz hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unutmamak gerekir Fed, ABD'nin merkez bankası ve önceliği de ABD ekonomisi.
      Ben zaten bu yılki tahminlerimi yaparken Fed'in bu yıl faiz artırımı yapmayacağı varsayımını esas almıştım. Benim beklentim Fed'in açıklamayı bu yıl yapıp fiili uygulamayı gelecek yıl yapmasıydı.

      Sil
  40. Elinize sağlık hocam, çok güzel bir yazı olmuş. FED im aylardır kelime oyunlarıyla piyasayı oyalaması ve milletin işi gücü bırakıp yelken i takip etmesi saçmalığın ne boyutları vardığını gösteriyor.

    YanıtlaSil
  41. Hocam bir konuda aydınlatmanızı isterim. KUR neye göre belirleniyor.
    Ülkelerin gelişmişlik durumuna göre mi , kişi başına düşen milli gelire göre mi , ülkenin zenginliğine göre mi ? Örneğin 1 USD = 2.60 TL, 1 Euro = 2.78 TL , 100 JYP = 2.15 TL.
    Aklımın almadığı bir nokta var çözemiyorum.
    Örneğin ; Norveç kronu 1 NKR = 032 TL
    Bulgaristan levası 1 BGN = 1.39 TL..
    Norveç, Türkiye'den zengin bir ülke, kişibaşına düşen milli gelir ülkemize göre daha fazla ama Bulgaristan'ın bizden zengin olduğu, kişi başına düşen milli geliri bizden fazla olduğu söylenemez.
    Nasıl oluyorda TL NKR'den değerli, BNG'den değersiz oluyor. Bunu çözemiyorum.
    Yanıt verirseniz sevinirim. Tşk ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir ülke parasının yabancı paralara göre kuru o ülke parasının değerini tam olarak göstermez. Mesela aynı gözle bakarsak TL de Yen'e göre değerliymiş gibi görünür.

      Sil
    2. Kurlarin nominal (yani paranin üzerinde yazan) degerinin bir önemi yok. Önemli olan insanlarin bir ülkede aldiklari maasla ne alabildikleridir. Örnegin Japon yeni TL den nominal olarak daha degersiz, ama Japonlar o yenle aldiklari maasla ortalama olarak Türklerden daha fazla mal alabiliyorlar. Yani adamlarin reel alim gücü daha fazla. Gelelim kurlarin nasil belirlendigine:
      Genel olarak kurlar serbest piyasada arz talep usulüne göre belirlenir. Yani ülkelerin cogunda kurlar serbest birakilmistir. Genel olarak bir ülkenin mallari dünyada cok talep görüyorsa, o ülkenin kuru da cok talep görür. Ayrica bir ülkeye disaridan cok yatirim geliyorsa, genel olarak onun kuru da degerlenir. Türkiye de nispeten son yillarda olan da budur. Bunun disinda merkez bankasi müdaleleri kur piyasasini özellikle kisa vadede etkiler. Bir merkez bankasi faizleri indirirse ve piyasaya bol keseden para dagitmaya baslarsa, o ülkenin kuru da deger kaybeder. Kurlari etkileyen daha baska bir sürü etken var. Ben en önemlilerini kisaca özetledim, belki Mahfi hocam bazi eklemeler yapar. Son olarak, bu kur olayi cok karisiktir ve kurlari tahmin etmek cok zordur hatta imkansizdir. Zaten kurlari hep dogru tahmin eden bir kisi kisa zamanda dünyanin en zengin kisisi olurdu. Bu yüzden bu kur olayina cok saplanmak yanlistir kanimca. iyi günler.

      Sil
    3. norvec kronu ve iskandinavyada kullanilan kron para brimi dollardan daha eski bir surecte ortaya cikti nereden baksaniz 130 yillik gcmisi var ve hic sifir operasyonu gecirmemis paralar. Bahsi gecen ulkelerin bulgar levasi 1999da turkk lirasi 2005de resetlendiler sifirlarindan arindilar ve oyle yola devam ettiler. halbuki norvec isvec danimarka kronunun 130 yillik tarihinde boyle bir reset recovery ya da sifir operasyonu hic olmadi, Bu para birimleri mevcut enflasyon oranlari ile her 55 yilda bir 0 ekleniyor. yani gunumuzde 10 krona aldigin bi urunu 1959da 1 krona alabiliyordun. Ayni sey dolar icinde soz konusu mevcut enflasyon oraniyla bugun 3 dolara aldigin bir sosisli sandvici 1982de 1 dolara alabiliyordun. Norvec kronu ve dolar ortalama 1 dollar 5.50- 7.50 bandinda dalgalanmakta uzun yillardir nereden baksan 50 60 senedir butun bu anlattigim seyler bu iki ulkenin fiyat istikrarina kabil muktedir oldugunun gostergesidir. Ayni sey alman marki dolar icinde gecerliydi 1 dollar 1.92 - 2.20 mark bandinda dalgalanmaktaydi cok uzun seneler. 1 Sterlin 8.75- 11.25 norvce kronu bandinda dalgalanmasi da bu iki parabiriminin uzun yillar fiyat istikrarini gostermektedir. fiyat istikrari da %1.90 - %2.50 enflasyon oranlari arasinda ki rakamlardir. Turk lirasinin henuz boyle bir konumu yok fiyat istikrari sanal anlamda 10 yil boyunca dollarin 1.18-1.85 bandinda dalgalanmasi fiyat istikrarindan dolayi degil dolarin dusuk faizlerininde dolayi deger yitirmesi turk lirasininda yuk faizlerden dolayi dunyadaki doviz cinslerini toplamasindan kaynaklanmaktaydi ki zaten en fazla 11 sene surebildi yani 2013 bahariyla birlikkte bitti. eger saglam bir fiyat istikrarimiz olsaydi % 2.5 lerde bir enflasyona sahip olsaydik bugun dolarin bu seviyelerini konusmazdik konussak bile cok sorun teskil etmezdi ihracatimizi artiran bir seviye olarak gorur yolumuza bakardik. ama bugun ihracatimiz bile gerilemekte. sorun enflasyon kisaca.

      Sil
  42. Hocam, ilk yorumun sahibi arkadaş farkında mıydı bilemiyorum ama o bahsettiği Genel Sağlık Sigortası IMF'yle yakından alakalı. Genel Sağlık Sigortası denen soytarılık, hükümetin 2005'te özelleştirmeler ile birlikte IMF'nin dayatmasıyla kabul edip yasalaştırdığı önkoşullardan biridir. Şu an işsiz (dolayısıyla geliri olmayan) vatandaştan, mecburen birlikte yaşadığı aile bireylerinin gelir ve malvarlıkları bahane edilerek ayda 48/144/288 Lira gibi delice paralar toplanmaktadır. Ve bu zorunludur. Yani vatandaşa "Ben sigorta istemiyorum" deme hakkı verilmemekte ve milyonlarca işsiz vatandaşın cebindeki üç kuruşa devlet tarafından el konulmaktadır. Niçin? IMF öyle emrettiği için. Buyrun bu da belgesi:

    http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2005/07/08/669396.asp

    Keşke ilerleyen yazılarınızda bu konuya da yer verseniz. Pekçok insanın gözünden kaçan fakat çok çok önemli bir mesele bu.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı