İhracatta Alarm Zilleri
Türkiye İhracatçılar Meclisi Şubat ayı ihracat verisini
açıkladı. Bu verileri özet olarak aşağıdaki tabloda gösteriyorum.
İhracat (Milyon USD)
|
Şubat 2014
|
Şubat 2015
|
Ocak –
Şubat 2014
|
Ocak –
Şubat 2015
|
Toplam
|
12.060
|
10.495
|
24.460
|
22.826
|
Tarım
|
1.795
|
1.665
|
3.722
|
3.488
|
Sanayi
|
9.938
|
8.548
|
19.587
|
17.231
|
Madencilik
|
327
|
282
|
728
|
559
|
Buna göre Şubat ayı ihracatında geçen
yılın Şubat ayına göre % 13 düşüş var. Ocak - Şubat ayları ihracat toplamına bakarsak
geçen yılın ilk iki ayının toplamına göre düşüş % 6,7. Buna karşılık 12 aylık ihracatta
hala % 1,7 artış görünüyor. Uzun bir süre sonra ihracatta (altın ihracatına
karşın) ciddi düşüşler yaşamaya başladık. Nedeni ne olabilir?
Daha önce birkaç kez
ihracatımızın ağırlıklı olarak (yüzde 45 dolayındaki bölümünün) Avrupa’ya
yapıldığını ve bu bölgede yaşanan ekonomik sıkıntıların bizim ihracatımızı
tehlikeye sokabileceğini yazmıştım. Buna ek olarak önemli ihracat pazarlarımızdan
Irak’da eski durumun var olmadığını, Rusya’da ekonomik ambargonun ve Ruble’de
yaşanan değer kayıplarının yarattığı ekonomik sıkıntıların bizim bu ülkelere ihracatımızı
da olumsuz etkileyebileceği konuşuluyor, buna karşılık TL’nin değer kaybı dengeleyici
bir durum olarak algılanıyordu. Bizim ihracatımızda ağırlık Euro’da. Oysa
TL’nin değer kaybı USD’ye karşı oluyor. Şimdi bu olguları tek tek ele alalım)
Ülke
/ (Milyon USD)
|
2014
Şubat
|
2015
Şubat
|
Değişim
(%)
|
Almanya
|
1.152
|
1.016
|
-11,8
|
İngiltere
|
708
|
744
|
5,1
|
Irak
|
1.003
|
734.815
|
-26,7
|
ABD
|
448
|
522
|
16,5
|
İtalya
|
605
|
510
|
-15,7
|
Fransa
|
527
|
460
|
-12,7
|
İspanya
|
348
|
396
|
14,2
|
Rusya
|
488
|
298
|
-39,0
|
Suudi
Arabistan
|
247
|
289
|
17,2
|
İran
|
231
|
277
|
19,9
|
Tablodan görüleceği gibi, yukarıda değindiğimiz nedenlerle, Almanya, İtalya, Fransa gibi önemli Euro
bölgesi ülkelerine yapılan ihracatın yanı sıra Irak ve Rusya’ya ihracatta ciddi
gerilemeler var. İngiltere, ABD İspanya, İran ve Suudi Arabistan’a ihracatta
ise artış var. Ne var ki Almanya ve Irak’ın ihracatımızdaki payı yüksek olduğu
için, Rusya’ya yapılan ihracatta da gerileme çok yüksek olduğu için bu ülkelere
yönelik ihracattaki düşüşler ihracat toplamını olumsuz olarak etkilemiş
bulunuyor.
Kur meselesinde bakmamız gereken dört gösterge var: Euro/TL
kuru, USD/TL kuru, Euro/USD kuru ve sepet kur. Şimdi bir tablo da bunlar için
yapalım.
Kur
|
2014 Şubat
|
2015 Şubat
|
Fark (%)
|
USD/TL
|
2,22
|
2,51
|
- 13,0
|
Euro/TL
|
3,05
|
2,82
|
+ 7,5
|
Euro/USD
|
1,38
|
1,12
|
-18,8
|
Sepet
Kur
|
2,64
|
2,67
|
+ 1,1
|
Bu tablo bize geçen Şubat’tan bu yana TL’nin Dolara karşı
yüzde 13 değer kaybettiğini, Euro’ya karşı ise yüzde 7,5 değer kazandığını
gösteriyor. Sepet kur (½ USD + ½ Euro) bu bir yıl boyunca TL karşısında
yalnızca yüzde 1,1 değer kazanmış. Euronun Dolara karşı bir yıldaki değer kaybı
ise yüzde 19’a yaklaşmış bulunuyor.
İhracatının önemli bir bölümünü Euro ile yapan, buna
karşılık maliyetlerinin ağırlığı Dolarla olan Türkiye açısından bu parite
tablosu hiç de iç açıcı görünmüyor. İhracatımızın gerilemesinin temel
nedenlerinden birisinin, TL’nin Euro’ya karşı değer kazanması olduğu açık bir
biçimde görülüyor.
Türk ihracatçısının gelir ağırlığı Euro, maliyet ağırlığı
(finansman maliyeti dahil) USD ile olduğuna göre basit bir örnek vererek durumu
açıklayalım (her örnek gibi bunun da genel durumu temsil eden bir örnek
olduğunu, bütün ihracatçıların aynı durumda olmadığını dikkatinize sunmak
isterim.) Diyelim ki ihracatçı A’nın ihracat tutarı hiç değişmiyor ve aylık
olarak 100 Euro ihracat yapıyor. Buna karşılık da sürekli yenilediği toplam 100
USD borcu var. İhracatçı A’nın 2014 Şubat ve 2015 Şubat ayındaki
karşılaştırmalı durumunu yukarıdaki tabloda yer alan kurları kullanarak şöyle
gösterebiliriz.
Şubat 2014’de 100 Euro ihracatın karşılığı (100 x 3,05 =)
305 TL
Şubat 2015’de 100 Euro ihracatın karşılığı (100 x 2,82 =)
282 TL
(Bir yılda ihracat geliri kaybı 23 TL)
Şubat 2014’de 100 USD maliyetin karşılığı (100 x 2,22 =) 222
TL
Şubat 2015’de 100 USD maliyetin karşılığı (100 x 2,51 =) 251
TL
(Bir yılda maliyet artışı 29 TL)
Görüleceği gibi aynı miktar mal ihraç eden ihracatçı A’nın
ihracat gelirinde düşüş, aynı tutarda maliyete sahip olmasına karşın
maliyetinde artış söz konusu oluyor.
ABD ekonomisinde toparlanma, Euro bölgesinde de mevcut durum
devam ettiği sürece USD’nin Euroya karşı değer kazanımı sürecek. Bu durumda
bizim ihracatımızdaki sıkıntı da büyüyecek. İhracattaki bu düşüş Türkiye
ekonomisi açısından zor günlerin habercisi gibi görünüyor.
Veriler için kaynak: TİM
web sitesi, http://www.tim.org.tr/tr/tim-gundem-turkiyenin-subat-ayi-ihracatina-kar-ve-parite-celmesi.html)
Yapısal reform
YanıtlaSilkatma değerli ürünler
Ithal ikamesi
hepimiz bunlarla bu sorunu asacagimizi biliyoruz ama bu siyasilerin aklı nerde acaba
Bu dediklerinizin yapılması zor. Siyasiler bunu görebiliyor.
Silhocam MB kredi faiz oranlarını doğrudan mı yoksa dolaylı para politikası araçlarıylamı belirlemekte.
SilSoryu tam doğru bir soru değil ama şöyle diyebilirim: MB, kendi faiz oranlarını belirliyor. Bu belirleme bankaların kaynak maliyetini ve dolayısıyla kredi faizlerini etkiliyor. Bu durumda sorunuzun yanıtı dolaylı oluyor.
Silhocam guzel yorum cb merkes bankasina yuklenmesi o zaman bizim ihracat acisindan nasil bi durum bekler
YanıtlaSilİşler iyiye gitmez.
SilHocam iyi günler. İfade ettiğimiz husus uzunca bir süredir üzerinde durduğunuz bir mevzu. Zannediyorum ekonomiyi yönetenler de bunun farkındalar. Biz dünya ekonomisine yön verebilecek bir konumda olmadığımıza göre Euro ve dolarla alakalı yapabileceklerini zannediyorum ancak savunmaya yönelik hamleler olabilir. Peki bugüne kadar bu ikaz ettiğiniz hususta yapılmış olan neler var ve bu günden sonra neler yapılabilir. Ayrıca üzerinde ısrarla durulan faiz indirimini bu çerçevede değerlendirirken merkez bankasının duruşu doğru bir duruş mu. Eğer hızlı ve yüksek bir faiz indirimi olursa etkileri bu noktada nasıl olur.
YanıtlaSilSon iki ayın özeti şudur: Faiz konusunda bu kavgayı çıkartmasaydık durum bu kadar kötüleşmezdi.
SilMerkez Bankasının duruşu doğru ama eksik. Bence son indirimi hiç yapmamalıydı.
Hızlı ve yüksek faiz indirimi bu aşamada hızlı ve yüksek batışa neden olur.
şimdi anladım, CB kuru yükselterek ihracatı teşvik etmeye çalışıyor. akıllı adam vesselam !
YanıtlaSilCB'nin uğraşısı USD'nin yükselmesine yol açtığı için sadece maliyetleri artırıyor.
Silİhracatçı EUR satıp USD borçlanıp , USD ile hammadde aldığı durumda EUR/USD paritesindeki gelişmeye paralel olarak bütün karı eriyecektir. Şirketlerimizin de bilançolarındaki açık pozisyonlarını buna göre yönetmesi gerekiyor. Ticari Alacakların içindeki kur yapısı ile Kısa vadeli borçların içindeki kur yapıları analiz edilmeli ve ona göre hedge politkası belirlenmeli. Şirket sahiplerinin zihinlerindeki hedge = cost denkleminin kırılması gerekiyor.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilYazı süper. Hemen (alıştığımız üzere) sorulara geçelim.
1. İktidarın yıllardır "ehonomi süper" diyerek pohpohladığı şey son 5 yıldır neydi? Son 5 yıl enflasyona bakıyorum, ortalama %10. GDP yerinde saymış. Döviz yükselmiş (enflasyonla haliyle bağlantılı). Faizler de aynı şekilde. Kafam almıyor.
2. Son 5 yıldır, her yıl Türkiye "krize" giriyor dendi. Ben de bunun biraz "goygoy" olduğunu düşünenlerdendim ama bu yıl için gerçekten de "kriz" sesleri gerçekçi gibi. Bu yılı kriz olabilme potansiyeline sokan, son 5 yılda olup bu yıl olmayan, ya da son 5 yılda olmayıp bu yıl olan nedir?
Saygılar
ng
Teşekkürler.
Sil(1) Son 5 yıldır işler ilk 8 - 10 yıldaki kadar iyi gitmiyor zaten. Çünkü ilk dönemin yapısal reformlarıyla bir süre gitti ekonomi. Yeni yapısal reformlar yapılmadığı için şimdi çark geriye sarmaya başlıyor.
(2) Bu yıl olan şey iki tane: (1) Birike birike göl olan sorunlar (2) Avrupa, Rusya ve Irak'ta işlerin kötüleşmesi.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam ilk tabloda son kolon Ocak - Subat 2015 olmali sanirim
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkürler.
SilMantiken ABD deki toparlanma euro yu da yukari cekmesi olacak ama bu herhalde ECB parasal genislemrsine son verdiginin ardindan olacak bir gelisme bu arada parite 1 e 1 gelecek diye dusunuyorum
YanıtlaSilBen de Euro / USD paritesinin düşeceğini düşünüyorum. Benim tahminim sizinkinden biraz daha yüksek (yılsonu için 1,05 - 1,08 arası.)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilFed in faiz arttirimi sonucunda diger merkez bankalarinin faiz arttirimindan farkli olarak ne gibi etkiler olur ? Örneğin turkiyeye etkileri ne sekilde olur ? Ve enflasyonun beklediği gibi 2-2,5 olmamasi durumunda neden faizi geciktiriyor acaba ? Teşekkürler
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam EuroXUSD 1.05 e duserse diger kurlari icin yorumlariniz nasil olur,
SilEuro 2.65TL ?
Dolar 2.68TL ?
Dolar 2.376 ?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilSayın Atadostu 4 maddeyi güzel yazmış ama bir eksiği var onu da ben tamamlayayım.
SilABD Merkez Bankası (FED) kendi PPK faizini 25 baz oranında:
15 Haziran 2015 Pazartesi - 3 Temmuz 2015 Cuma tarihleri arasında arttıracak!
Bu olayın yaşanmasından saniyeler sonra, okyanus birden bire ABD'ye akmaya başlayacak; böylece, kimlerin mayolu & bikinili & kilotlu & peştemalli / kimlerin mayosuz & bikinisiz & kilotsuz & peştemalsiz olduğunu net göreceğiz!
Maksat; kimin çıplak olup/olmadığını tespit etmek değil;
Bu ülkeye bu acılar niçin yaşatılıyor?!
Ekonomik krizin başlaması ile beraber bir 'iç savaş'ta başını gösterir mi?!
Gibi deli saçması (olduğu söylenegelen!) soruları bize sordurtanlardır!
(Ek bilgi: Her deli saçmalamaz! Bazı delilerin uyarılarına kulak vermek gerekir!)
Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun kapitalizm!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Yaşasın kainatın bütün emekçileri!
Herkese benden çay; patronlara yok!
Saygılar, sevgiler!
Hocam, sizi ongurileriniz icin tebrik etmek istiyorum, bugun kulagini politikaya ceviren analist ve ekonomistlerimiz yarin bu gibi bozulan verilere cevirecekler, yani toplantidan pozitif bir sonuc ciksa bile bizim icin degisen birsey olmayacak. TL'nin mevcut sartlar altinda asiri degerli oldugunu dusunuyormusunuz ?
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilBen TL'nin aşırı değerli olduğunu düşünmüyorum.
hocam bir ulkenin cumhurbaskani boyle yuklenmenin bedelinin ulkesi icin iyi gitmeyecegini bildigi halde neden halen mb elestirme gereksinimi duyuyor ve piyasalari dalgalandiriyor..
YanıtlaSilGebe oldugu insaatcilar satis yapamiyor, bitmis konutlar elde kaliyor. Faizler dusecek ki konut kredisi kullanimi artacak ve evler satilacak. Boylece insaatcilarin borclari zamaninda odenecek ve kupon arsalar icin verdikleri komisyonlar (zamaninda sifirlanmislardi hatirlarsiniz) bosa gitmemis olacak. Ihracat, doviz, halkin alim gucunun dusmesi vs. kimsenin umurunda degil. Hatta geliri dusen vatandas daha cok yardima muhtac olur, komur-makarna paketleri ile oylarini daha kolay degistirebilirler. Bir tasla iki kus yani.
SilSıkıntı büyüyor. O zaman umurunda olabilir.
SilMahfi bey, TRY nin EUR ve USD ye karsi olan deger kaybini/kazancini gosterdiginiz tablodaki hesaba faiz farklarini da eklemek gerekiyor sanirim. Cunku kur hic hareket etmese bile faizi diger para birimlerine gore yuksek olan TRY 'nin EUR vs USD ye karsi zaten deger kaybetmesi gerekir. Kur hesabinda faiz farklarini hesaba katmayinca kur hareketi aslinda oldugundan daha dusuk gozukuyor sanirim. Yazilariniz icin tesekkurler, ve iyi calismalar,
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz. Sonra bir de öyle bakalım.
SilHocam , tespitleriniz doğru ne yazık ki ! Böyle bir durumda riski en azından bir nebze aşağıya çekmek için ihracatçının EUR/USD partitesini hedge etmesi doğru olur mu ?
YanıtlaSilKesinlikle ama yukarıda sizin de dediğiniz gibi ihracatçıların çoğu bunu gereksiz bir maliyet unsuru olarak görüyor.
SilHocam,
YanıtlaSilFındık , tütün mamulleri dışında hemen hemen her kalemde azalma var gibi. Avrupa küçülmediğine ihracat en azından yerinde saymalıydı. Avrupa'nın ticareti yerinde sayarken bizim onlarla yaptığımız ihracatın azalması,Avrupa ithal pazarından daha az bir dilim alıyor olmalıyız. Dünya pazarı iyi kötü büyürken, bizim (neredeyse global krizdeki kadar) küçülmemiz, bir bardak suda -faiz tartışmalarıyla- (faiz=ekonomimizin %3-%4' ü kadar ise) kendi krizimizi yaratmayı başardığımız anlamına geliyor sanırım.
Yanılıyor muyum?
Bence yanılmıyorsunuz.
SilMerhaba Mahfi bey,
YanıtlaSilBir arkadaşımla konuşuyoruz konuyu. Onun bilgisayarı yanında değildi onun adına soruyorum size, aynen sorusu aşağıdaki gibidir:
Şubat 2014 –Şubat 2015 ihracatları tablosuna Euro olarak bakarsak;
Şubat 2014; 12,060 USD / 1,3696 = 8,805 EUR
Şubat 2015; 10,495 USD / 1,1416 = 9,193 EUR
Bu durumda Euro bazında ihracatımız artmış olmuyor mu?
teşekkürler,
Hesaplama satılan malın hangi parayla satıldığına bakılıp sonra dolara çevrilerek ifade ediliyor.
Silhocam merhaba. ekonomi eğitimi almayanlar için yaptığınız kitap listesindeki 3 kitabınızı okudum :) şimdi ne okumalıyım acaba sizden? hazine mi makroekonomi mi? veya başka?
YanıtlaSilKesinlikle Makroekonomi. Sonrasında başka kitaplar öneririm.
Sil"İhracatının önemli bir bölümünü Euro ile yapan, buna karşılık maliyetlerinin ağırlığı Dolarla olan Türkiye açısından bu parite tablosu hiç de iç açıcı görünmüyor. İhracatımızın gerilemesinin temel nedenlerinden birisinin, TL’nin Euro’ya karşı değer kazanması olduğu açık bir biçimde görülüyor." yazının özti olarak bu paragrafı gösterebiliriz heralde hocam eline sağlık gündem ile ilgili aydınlatıcı bir yazı olmuş
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
Silenflasyonist bekleyişlerin şiddetlenmesi kredi verenlerin daha yüksek oranda faiz talep etmelerine ve kredi talep ederin de buna razı olmamalarına neden olur. Hocam bu cümleyi nadir eroğlunun kitabında okudum fakat cümle mi yanlış ben de yanlıs anladım çözemedim. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim
YanıtlaSilBir ekonomide enflasyonist bekleyişler artmışsa kredi verecek olanlar ileride enflasyonun artacağını bekledikleri için bu artışın alacakları faizi eritmemesi açısından daha yüksek faiz talep ederler. Buna karşılık kredi talep edenler yüksek faizleri ödeme sıkıntısı çekeceklerini düşünerek bu yüksek faizlere razı olmazlar. (En mantıklı bu şekilde açıklayabiliyorum bu cümleyi.)
Silsağolun hocam
Silhocam merhaba..ihracatın düşmesi genel ekonominin ileride sıkıntı olacağının göstergesimidir?teşekkürler
YanıtlaSilSadece ihracat düşüşü olsa belki sorun olmaz ama birçok gösterge kötüye gidiyor.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilYazınız için teşekkürler hocam. Yine ekonomik olayları ince eleyip sık dokumussunuz ..
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam eğer ekonomik kriz sonucunda bir iç savaş çıkarsa, TSK 'sefer görev emirleri' kararları hazırlayıp sizi de bu yaştan sonra askere çağırmaz umarım! Gerçi yasalara göre 40 yaş limiti var ama bunların sağı-solu belli olmuyor! Eğer böyle bir şey yapmaya kalkarlarsa bu ülkeye olan inancımı tamamen yitiririm!
YanıtlaSilBen çağdışıyım.
SilHocam siz cagdassiniz. Iktidardakiler cag disi kalmis.
SilKurun yükselmesi geçici çözüm,rekabet ettiğimiz ülkelerle aramızdaki enflasyon farkı kur avantajını zaman içinde yok ediyor.Kur artışı enflasyonu,enflasyon artışı kur artışını besleyecektir.Bu fasit daireye girmemek için yenilikçi,verimlilik hedefli,üretim odaklı bir ekonomiye geçmemiz lazım.Aslında çok zor değil,Türkiye'de bu işleri planlayıp sahada uygulayabilecek sizin gibi değerli insanlar var.Gerek akademik camiada,gerek kamuda,gerekse özel sektörde.Umarım ortak akıl,rasyonel düşünce kazanır.
YanıtlaSilMustafa Kemal Atatürk; Türk tarihinin açık ara en büyük lideridir. Tarihimizde hiç bir lider, halkına bu kadar büyük bir hizmette bulunmamış bulunamamıştır.
YanıtlaSilBabacan, Başçı, Davutoğlu üçlüsünü çok beğeniyorum. Siyasi fikirleri ne olursa olsun, halka hizmete devam ettiklerine inanıyorum ki; işte bu yol Atatürk yoludur. Onları Mustafa Kemal'in askerleri olarak görüyorum.
Kıskananlar çatlasın...
Eger bu dedikleriniz dogru olsaydi, simdiye istifa etmeleri ya da kazan kaldirmalari gerekirdi.
SilTek yaptiklari ip cambazligi.
SilKendilerini bizzat tanımadığım, yakın çevrelerinden olmadığım, hele hiç AKP'li olmadığım için ne düşündüklerini ne yapacaklarını bilemem; ama kendilerini destekliyorum.
SilBazen en doğru hareket direnmektir. Hizmetlerinden memnun olmayanlar varsa buyursunlar görevden alsınlar düşüncesindeyim.
Mustafa Kemal Atatürk dışındaki kişilerle ilgili yorum yapmam. Çünkü ben kişilerle değil sistemle uğraşmak gerektiğine inanırım.
SilBen Atatürk'ü sadece bir kişi olarak değil bir sistem kurucusu olarak gördüğüm için onunla ilgili yorum yaparım. Ve yaptığım yorumlar da hep hayranlıkla karışıktır.
Hocam merhaba,
YanıtlaSilEuro bölgesi ülkelerine yapılan ihracatı EUR olarak karşılaştırmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Bunun dışında iki sorum olacak.
1.Verdiğiniz örnek için EUR bölgesine olan satışın EUR olarak değişmediği varsayımı mantıklı. Maliyetlerin düştüğü bir Avrupa’da fiyatlarınızı arttırabileceğinizi pek sanmıyorum. Ama USD olarak hemen hemen tüm maliyetler düşmüş durumda değil mi? Bu örneğinizi ne kadar etkiler?
2.İhracattaki değişimi de TL olarak değerlendirmek daha doğru olmaz mı?
Teşekkürler.
1. USD'nin TL karşısında yüzde 13 değer kazanmış olması o dediğiniz kazançları siliyor.
Sil2. Bu soruyu tam olarak anlayamadım. Zaten TL ile değerlendirmemiş miyim?
http://www.gtb.gov.tr/data/54f41780f293705d982346d4/a/2015%20Y%C4%B1l%C4%B1%20%C5%9Eubat%20Ay%C4%B1%20Veri%20B%C3%BClteni.pdf
YanıtlaSililk iki ayda altın ihracatı 2014 yılının tamamını geçmiştir.İhracat ilk ayda %11 düşüs var (Altın hariç tutulursa)
En önemli yan etkisi, kapasite kullanımını azaltıp, işsizliği artırması olabilir..
YanıtlaSilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilBiraz konu dışı olacak ama, iktisatçılar ile finansçılar arasındaki fark nedir? İktisatçıların daha çok soyut, finansçıların ise daha reel tahminler yaptığı ve ekonomiyi iktisatçılardan daha iyi analiz ettiği söyleniyor. Bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Teşekkürler.
İlk fark dediğiniz gibi iktisatçıların daha çok soyut konularla uğraşmasıdır. Ama günümüzde günlük konular o kadar öne çıktı ki iktisatçılar bunların dışında kalamadılar. Finansçılar teknik analizle yön ararlar, iktisatçılar günlük konuları makro çerçevede değerlendirdikleri için teknik analize pek girmezler. Finansçılar para kazanır ve kazandırırlar, iktisatçıların parayla ilgisi daha çok para politikasıyla sınırlıdır. Finansçı için kısa dönem bir yıldan kısa süredir, iktisatçı için kısa dönem her şeyin değiştirilemeyeceği süredir (bu süre duruma göre bir gün ya da 5 yıl olabilir.) Genellikle finansçıdan iktisatçı olmaz ama iktisatçıdan finansçı olabilir (genellikle kelimesini altını çiziyorum çünkü finansçılar arasından da iktisatçı çıktığı görülebiliyor.)
SilTeşekkür ederim Hocam...
SilBen iktisat mezunu, finans yüksek lisansı yapan bir bankacıyım :)
Ama ne yalan söyleyeyim, şimdi bir iktisat derslerimi ve hocalarımı bir yana koyuyorum, diğer tarafta da işletme fakültesi finans bölümündeki dersleri ve hocalarımı bir yana koyuyorum, finans derslerindeki hocalarım iktisat derslerindeki hocalarımın tüm bildiklerini biliyorlar... Ve işin içine bilgisayar, matematik, istatistik gibi farklı beceri alanları da dahil oluyor...
Ama iktisat hocalarım için aynı şeyi düşünemiyorum, onların hala Adam Smith, Ricardo döneminde kaldığını görüyorum...
Hocam merhabalar.
YanıtlaSilGümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın Şubat ayı dış ticaret verilerini daha farklı açıkladı. Onların verilerine göre %4.36 düşerek 12.24 milyar dolar oldu.
Rakamlar çarpıtılıyor mu, yoksa kaçırdığım bir nokta mı var? Bir diğer ihtimal de İhracatçılar meclisinin verilerinin tam doğru olmadığı...
Aydınlatırsanız sevinirim, saygılar.
İkisinin arasında ölçme farkları vardır. Ben genellikle ödemeler dengesi verilerini alıyorum. Ama o da geç açıklanıyor.
SilHocam,
YanıtlaSilOrta doğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelere bağlı politikalarımızın ihracata etkisini geçen yıldan beri merak ediyorum. Bize karşı olumsuz sesler yükselmeye devam ediyor. Mısır,Suriye, Libya gibi. Hazır yeri gelmişken bu bölge ülkelerini de ekler ya da ayrıca bilgi verir misiniz lütfen.
Hocam lütfen mazur görün ama umarım şimdi okuyacaklarınızı size daha önce söyleyen olmuştur veya kimse şimdiye kadar söylememiş ise umarım bir zamanlar aklınızın bir köşesinden geçmiştir:
YanıtlaSilYukarıdaki arkadaşımızın sorduğu finansçılar/iktisatçılar karşılaştırmasını temel alarak verdiniz cevabı daha geniş bir çerçeveye oturtarak söylüyorum.
Verdiğiniz cevap (lütfen mazur görün) şuna benzemiyor mu?
O piti piti
Karamela sepeti
Terazi lastik cimnastik
...
Bu nasıl bir cevaptır ki; neredeyse bütün yazılarınızda, yorumlara yazdığınız neredeyse bütün cevaplarda, televizyonda yaptığınız neredeyse bütün açıklamalarda; neredeyse her cümlenizin sonu '...-ebilmek, -abilmek, -ebilir, -abilir...' ile bitiyor!
Bilim dediğiniz 'iktisat'ta kesin olan hiçbir şey kalmadı da; cümlelerinizi artık yukarıdaki gibi tamamlıyorsunuz?
Sorumu sadece şahsınıza yönelik sorduğum algısı oluşmasın diye; ekonomi alanında (finansçılar dahil) yabancı basını da takip ettiğimde, ister akademisyen olsun, ister piyasa uzmanı olsun; onlar da yukarıda bahsettiğim üslupla konuşuyor!
'Ekonomi ve akrabaları' organizasyonunda, cümle sonlarında '...-ebilmek, -abilmek, -ebilir, -abilir...' bol bol kullanarak; sanki toplumların büyük bir kesimi kekleniyormuş gibi bir gerçek var! Olasılık bildiren kelimeleri en çok kullanan kişilerin (ve tabii ki akademisyenlerin) nasıl olupta şöhretlerini devam ettirdikleri şaşırtıyor doğrusu!
Yeni bir cep telefonu tasarlayan bir bilim insanı, veya yeni bir işletim sistemi tasarlayan bir bilim insanı; bu ürününü (veya hizmetini) basın toplantısıyla insanlara tanıtırken; telefon elindeyken, yanlışlıkla bile olsa eğer arka kapak birden bire yere düşse, veya daha telefonun açma/kapama düğmesine basıp açar açmaz ekranda donma veya bir hata olsa; o bilim insanının şöhreti (az veya çok) erozyona uğruyor!
'Ekonomi ve akrabaları' organizasyonunda durum pek de yukarıda bahsettiğim örnek gibi gözükmüyor (?)
'Sayısal bilimler ile beşeri bilimler arasında bazı farklar vardır; olur böyle vakalar' gibi bir açıklama; biraz da 'cevapsızlığınızın' üstünü örtmek için çırpınmaya benzemiyor mu?
Ekonomi biliminde bir kaç kanun dışında (arz ve talep kanunu gibi) asla kesinlik yoktur. İşin aslı insanın işin içinde olduğu hiçbir bilim dalında kesinlik olmaz. Kesinlik olsaydı Adam Smith'in 250 yıl önce yazdığı kitap aynen kalır yüzlerce yeni teori, hipotez türemezdi.
Silİnsanlar değişir, zaman değişir, anlayışlar değişir ekonomi de değişir. Ayrıca her toplumun kendi gelenekleri kendi farkları da ülkeden ülkeye değişir.
Değişmeyen şey kutsal kitaplarda yazılanlardır.
Genellikle ekonomiyi tam olarak anlamayanlar işin bu yanını da anlamazlar.
Hocam faızın yükselmesı veya düşmesı nasıl olur
YanıtlaSilHocam n'oluyor böyle yaaaauuuuvvvvv!
YanıtlaSilDolar TL 2,53 ve yukarı yardırıyor!
Saygıdeğer büyüğümüz, CB'miz, bir yerlerde gizli gizli konuşuyor da, haber bültenlerine mi düşmedi!
O konuştukça ben borçlarımı nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünüyorum, acaba bir müddet konuşmazsa rahatlar mıyım!
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilCandan hanım, yorumlarınız benim gibi ekonomiyi yeni yeni kavramaya başlayan çaylaklar için çok yerinde, kolay ve anlaşılır. Lütfen yazmaya devam edin. Teşekkür ediyorum.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam, icimden bir ses Subat ayi enflasyonunun aciklanacagi gunun, Turkiye tarihi icin bir donum noktasi olacagini soyluyor.
YanıtlaSilmerhaba hocam. sizin 2015 yilsonu dolar/tl tahmininiz 2.40 civarlariydi. 3 mart gunu itibariyle dusuncenizde degisiklik varmi?
YanıtlaSilŞimdilik 2,70'e revize ettim ama henüz yazmadım.
SilMahfi Bey merhaba,
YanıtlaSilTurkiye'nin Avro bazında yaptığı ithalat nominal olarak Avro bazında yaptığı ihracattan daha fazla sanırım. Bu açıdan bakınca, ve Dolar bazında hesapladığımızda aslında ticaret açığımız azalıyor diyemez miyiz? Çünkü Avro yapılan ithalatın Dolar değeri daha fazla düşmüş olacak. Ticaret açığını da genelde Dolar hesapladığımıza göre, ticaret "hacmi" ve "fiyatları" aynı kaldığı varsayımı altında, Dolar bazında hesaplanan ticaret açığı azalacaktır gibi geliyor bana. Siz ne düşünüyorsunuz?
Saygılar,
-levent
Türkiye'nin USD bazında yaptığı ithalat Euro bazında yaptığı ithalattan daha yüksek. Ayrıca finansman kaynakları da dolar ağırlıklı.
SilHocam kendinizi felsefi okumalarda eksik hissediyor musunuz ? Ya da yeteri kadar eğilmediğinizi ?
YanıtlaSilÖnemli olan benim değil sizin bu konuda eksiklik hissedip hissetmediğiniz.
SilTÜRKİYE'DEKİ (VE DÜNYADAKİ) HOLDİNGLERİN TEMSİL ETTİĞİ ZİHNİYETİN DAHA İYİ ANLAŞILMASI ÜZERİNE ÖNEMLİ BİR YAZI:
YanıtlaSil“SOSYALİZM, BURJUVALARI DA ÖZGÜRLEŞTİRECEK!”
Ülkemizin en zengin ailesinin mensubu, ekonominin %10′unu üreten şirketlerin sahibi “Koç”ların bir ferdi olan Ali Koç Antalya’da G20 toplantısı vesilesi ile yaptığı konuşmada gittikçe derinleşen “gelir dağılımı adaletsizliği”nin ve bununla beraber gelişen “umutsuzluğun” kendisini dehşete düşürdüğünü, iki çocuk sahibi bir baba olarak onların geleceğinden çok ciddi kaygı duyduğunu dile getirdi!
Üstelik sadece iki çocuk, Erdoğan’ın istediği gibi üç, hatta dört çocuk bile değil… Ayrıca bu “Koç ailesi”nin fertleri (şu an Mustafa Koç) dünya kapitalizminin en üst kuruluşu Bilderberg’in daimi üyesi… Söylendiğine göre ABD’nin strateji üreten “Council On Foreign Relations” adlı kuruluşun da Amerikalı olmayan tek mensubu.
Bundan biraz önce ülkemizin ikinci en zengin ailesinin mensubu “Güler Sabancı” da buna benzer bir açıklama yapmış, son yıllarda yaratılan “ekonomik zenginliğin sosyal refaha yansımadığını” ifade etmişti!
Basında açıklanıyor; AKP döneminde milyarder sayısı 4′den 50′lere çıkmış. Ekonomisi bizden 10 kat, nüfusu 2 kat büyük Japonya’dan daha çok milyarderimiz varmış! Sadece geçtiğimiz yıl milyoner sayısı 1 milyon artmış. Yine AKP döneminde Koç, Sabancı gibi holdinglerin varlıklarının değeri 6 ila 10 kat büyümüş…
Hatırlanacaktır; “12 Mart 1971 cuntası”nın genel kurmay başkanı Memduh Tağmaç özgürlükleri kısıtlama girişimlerinin nedenlerini açıklarken; “Sosyal bilinçlenme ekonomik kalkınma hızını geçti!” mahiyetinde bir kelamda bulunmuştu. Daha sonra “12 Eylül 1980 faşist cuntası” gelip özgürlükleri tümden askıya alınca da zamanın Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK) başkanı tekstilci patron “Halit Narin” işçi sınıfını ve sendikaları kast ederek; “Şimdiye kadar hep siz güldünüz; şimdi gülme sırası bizde!” diyerek cuntaya desteklerini en veciz şekilde dile getirmişti!
Halk arasında bir deyiş vardır; “Dikiş tutturamıyor!” Yani bir türlü yaşamında başarılı olamıyor, bir baltaya sap olamıyor anlamında. Yani ülkemizin ekonomisi ile sosyal ihtiyacı bir türlü dikiş tutmuyor! O nedenle AKP iktidarı bu yırtığa din ile baskı kanunları ile, tek parti ve tek adam rejimi ile yamamaya çalışıyor. Ancak yama büyüdü ve çirkin gözükmeye başladı, demek ki dikiş artık tutmuyor; Ali Koç konuştu!
Türkiye’de 2001 ekonomik krizinden bu yana konuşan o kadar kişi oldu ki… hiç kimse farkına varmadı. Amerika’da %99 adında yaygın kitlesel eylemler oldu “gelir dağılımı adletsizliği”ni protesto etmek için (We are the 99%), bir müddet sonra sönüp gitti. İtalya, İspanya gibi ülkelerde gençlerin %50′si işsiz, medyada haberi bile çıkmıyor! Hollanda gibi ekonomisi oldukça iyi ülkelerde bile işsizlik %25, yine de ortalık güllük gülistanlık gibi davranılıyor!
>>>>>
>>>>>
YanıtlaSilNe var ki; bu vurdum duymazlık birden bir gök gürültüsünü andırır şekilde en tepeden gelen seslerle yırtılmaya başladı! Dünyanın en zengin ailelerinden olan “Rothschild” aristokrasisinin İngiliz ayağını oluşturan “Baron Rothschild” ünlü malikânesinde; “dünyada gittikçe tehlikeli şekilde bozulan gelir dağılımı sorununu tartışmak” üzere bir konferans düzenledi… Kimler davetli değildi ki? ABD eski Başkanı Bill Clinton, IMF başkanı Lagarde, vesaire. Ve bu paniğe sadece bir kitapçık vesile oldu: Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin “20. yüzyılda Sermaye” (Capital in 20th Century) adlı kitabı…
Piketty’nin çalışması kapitalizmin eşitsizliği artan şekilde derinleştirdiğini ve bunun ekonomik olarak devam edemeyeceğini tüm verileri ile ortaya koymuştu! Dolayısı ile bu soruna ya demokratik yollardan çözüm bulunacaktı, yani örgütlü işçi sınıfı politik sahnede yerini alacaktı, aksi hâlde sistem çökecekti!
Düzenin temsilcileri başlangıçta Piketty’i sosyalist devrime çağrı yapıyor zannettiği için (nitekim Piketty, 68 kuşağına ait devrimci bir ailenin çocuğu imiş) çalışmasına yüz vermedi!
Ancak kitabın burjuvaziye bir uyarı mahiyetinde olduğu anlaşılınca “sorumluluk bilinci ile (!)” harekete geçerek düşünülmeye, tartışılmaya başlandı!
Enerji ihaleleri vs. ile zenginliğine yeni zenginlikler katmaktan etrafını göremeyen Güler Sabancı topu ıskalayınca Türk burjuvazisi adına söz her zaman olduğu gibi “Türkiye’nin Rothschild’ları” olan “sorumlu kapitalist!” “Koç”lara kaldı. Zaten Güler Sabancı’nın amcası Sakıp Sabancı; “Biz burjuva falan değiliz, patronuz.” dememiş miydi?!
Rothschild ailesinin hayır işlerine bağış yapmakla ünlü bir diğer ferdi; oluşturulan dinamiğe ivme kazandırabilmek için kendisini ortaya attı ve servetini toplumsal projeler için harcadığını uzun uzun anlattı. Mantığını da şöyle açıkladı:
“Bir günde üç öğünden fazla yemek yiyemezsin.” Hani, bizdeki, “kefenin cebi yok ki,” misali uhrevi bir yaklaşım! Bu tür hayırseverlik ile kapitalizmin sorunlarının çözülebileceği düşüncesi “yeni-muhafazakârlık ideolojisi”ni iktidar yapan Margaret Thatcher’a ait! Sosyal devleti yıktıktan sonra ortaya çıkan sorunların çözümünün sorumluluğunu zenginlerin hayırseverliğine devreden Thatcher; kapitalistlere (O bunlara “endüstrinin kaptanları” adını vermişti!) “Biz size kazandırıyoruz, siz de azıcık vermesini bileceksiniz.” derdi!
Ancak çok iyi biliniyor ki, hayır işlerine yapılan bağış vergiden muaf olduğu için zenginler bu yöntemi vergi kaçırmak için kullanıyordu! Thatcher’ın kendisinden daha bağnaz sağ kolu “Norman Tebbit” ise; “Kapitalizmde zenginlerin lüks harcamalarıyla halka sızıntı yoluyla kırıntılar düşer, yani istihdam yaratılır.” demişti! İstihdam ise tam aksine; patrona vergi, sigorta yükü bindirir! Vergiyi kaçırmak varken neden ödensin ki?!
Zamanımızın en büyük ironisi her hâlde bizzat kapitalistlerin kapitalizm denen şeyi anlamamış, anlayamamış olmaları!
O kadar ki; kapitalizmin önde gelen hizmetkârlarından Avrupa İmar Bankası eski yöneticisi Fransız Jack Attali;
“Kapitalizmi anlamak için Marx’ın okunması gerektiğini” ifade etmişti! Yanlış hatırlamıyorsam; OECD eski yöneticisi Saunders de aynı şeyi söylemişti!
Yani kapitalizmi sistemin asıl oyuncularından değil, onu ortadan kaldırmak isteyen bir devrimciden öğrenecektik! O nedenledir ki, kapitalizmin zirve toplantısı Davos’ta örgütleyicilerinden biri “Kapitalizm kendini yok olmaktan kurtarabilir mi?” diye ortaya bir soru attı!
Demek ki Ali Koç ile Rothschild’ın ortak yönü sadece sistemlerinin yarattığı sorunlar karşısında kaygılanmaları değil. Aynı zamanda oyuncusu ve sahibi oldukları sistemin nasıl çalıştığının da farkında olmamaları…
O nedenle olsa gerek Marx sanki alay edercesine; "sosyalizm geldiğinde burjuvaların da yine kendilerinin kurdukları zalim sistemin kölesi olmaktan kurtulacağını" ifade etmiş!
Enis Üner
3 Mart 2015
http://www.odatv.com/n.php?n=sosyalizm-burjuvalari-da-ozgurlestirecek-0303151200
Hocam, elime yeni bir teknik analiz bilgisi geçti, sizle de paylaşayım dedim:
YanıtlaSilDolar artık 2,50 TL eşiğine yerleşti! Bu eşiğin altına doğru kırılma olması çok zor!
Peki yükselişin en büyük ilk hedefi neresi:
5 ila 10 gün arasında 1 Dolar = 2,65 TL'yi ve üstünü test edeceğiz!
Saygılarımı sunarım!
Benim incelediğim teknik analizlerde de aynı şey görülüyor.
SilHatta kisa vadede bu yil icinde merkez mevcut faiz oranlari ile ne indirme ne de bindirme yapmadigi takdirde dolarin 2.75 bandinda yol alacagini o bandda kalacagini dusunuyorum. Belki sok sert faiz arttirmi olursa sayet ki cok zor ihtimal olursa 2.58 bandi dolar icin standarta tekabul eder. Dolarin 2.75 bandinda durulmasi olasi ihtimal. Hocam sorum var hangi band kriz habercisidir sizce? Mesela 2001 krizinde dolar 0.65 den bir gecede 1.27 bandinda yukselmisti mesela o gunlerde 0.65 den 0.75 e ciksaydi agizlarda develuasyon kur krizi kalmazdi sadece ufak ayarlama denilebilirdi. Bu surec icin ne dersiniz 2.65 develuasyon sert bandimidir sizce?
SilHatta kisa vadede bu yil icinde merkez mevcut faiz oranlari ile ne indirme ne de bindirme yapmadigi takdirde dolarin 2.75 bandinda yol alacagini o bandda kalacagini dusunuyorum. Belki sok sert faiz arttirmi olursa sayet ki cok zor ihtimal olursa 2.58 bandi dolar icin standarta tekabul eder. Dolarin 2.75 bandinda durulmasi olasi ihtimal. Hocam sorum var hangi band kriz habercisidir sizce? Mesela 2001 krizinde dolar 0.65 den bir gecede 1.27 bandinda yukselmisti mesela o gunlerde 0.65 den 0.75 e ciksaydi agizlarda develuasyon kur krizi kalmazdi sadece ufak ayarlama denilebilirdi. Bu surec icin ne dersiniz 2.65 develuasyon sert bandimidir sizce?
SilHocam,
YanıtlaSilHiçbir siyasi kanadın linci altında kalmadan size soruyorum.
PPK faizinin düşeceğini (veya sabit kalması gerektiğini) konuşup duruyoruz ya;
Normal şartlar altında; Dolar almış başını gitmişken ve sepet kurda da tehlikeli seviye 2,70'e ramak kalmışken,
PPK fazinin kaç olması gerekir? ("Olması gerekir" ile "Birilerinin direttikleri" arasındaki farkı bilerek size sadece bilimsel öngörünüzü soruyorum?)
Şu anda 1 haftalık repo %7,50.
Dolardaki (ve sepet kurdaki) ateşi düşürmek için; hesaplamalarıma göre 1 haftalık repo faizinin en az %10 (yazıyla "yüzde on") olması gerektiği sonucuna ulaşıyorum!
Sizin ("olması gerekir") hesaplamanız nedir hocam?
Ben olması gereken faizden ziyade olması gereken tavır konusunda yabancı yatırımcının daha hassas olduğu kanısındayım. MB'nin faizi burada tutmasında (şimdilik daha fazla indirmemek kaydıyla) bir sakınca yok. Sakınca, faiz konusundan giderek bağımsız bir kuruma yönelik yapılan ağır eleştiri ve hatta suçlamalar. Bu tavır Türkiye risklerini yükseltiyor, yabancı yatırımcıyı kaçırıyor. O zaman da kur yükseliyor.
SilBence olması gereken şey siyasetçilerin MB konusunda susmalarıdır. Bu kadar basit.
HABER ŞAKA DEĞİLDİR:
YanıtlaSilUKRAYNA MERKEZ BANKASI'NDAN ŞOK FAİZ ARTIRIMI: POLİTİKA FAİZİ %30'A YÜKSELİYOR!
DARISI TCMB'NİN DE FAİZİ YÜKSELTMESİ BAŞINA!
3 Mart 2015
Ukrayna Merkez Bankası Hryvnia'yı korumak için harekete geçti.. Politika faizi yarından itibaren 1050 baz puan artışla %30 olarak uygulanacak!
Ukrayna Merkez Bankası başkanı Valeriia Gontareva sert yükselen enflasyon ile mücadele etmek ve para birimi hryvnianın değer kaybının önüne geçmek için politika faizinin yarından (4 Mart) itibaren yüzde 19.5'ten yüzde 30'a çıkarılacağını açıkladı
Bir yıldır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ülkenin doğusunda ayrılıkçılarla hükümet güçleri arasında devam eden çatışmalar nedeniyle iflas noktasına gelen Ukrayna'nın para birimi hryvnia, geçen yılki yüzde 50 değer kaybının ardından yılbaşından bugüne kadar da yine yüzde 50 değer yitirdi. Gontareva basın açıklamasında kararın, "döviz piyasasındaki paniğin olumsuz etkilerinden dolayı enflasyon üzerindeki tehditlerin artması" dolayısıyla alındığını belirtti. Merkez bankası başkanı ayrıca şirketlerin döviz gelirlerinin yüzde 75'ini ülke içinde satmak zorunda bırakan uygulamanın devam edeceğini belirtti, ancak ne kadar süreceği konusunda bilgi vermedi.
Gontareva dolar karşısında tarihi düşük seviyelerde bulunan para biriminin atılan adımlarla birlikte hızla değer kazanacağını umduğunu söyledi. Merkez bankası başkanı şu anda 30 seviyesinin altında ama tarihi zirvelere yakın olan dolar/hryvnia kurunun 20-22 düzeyine gerileyeceğini öngörüyor.
http://www.paraanaliz.com/forex/ukraynadan-sok-faiz-artirimi-politika-faizi-30a-yukseliyor-h3964.html
"Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, en son yayınladığı Makro Risk İnceleme raporunda, yavaşlayan kredi büyümesinin Türkiye'nin artık risk göstergesinde olmadığı anlamına geldiğine yer verdi. Küresel reel kredi büyümesi 2014 yılında hafif bir toparlanma gösterdi ve yüzde 4,8 seviyesinde gözlendi. 2010 yılından bu yana ilk kez gelişmiş piyasalar içinde artış oldu. Fitch bu yıl reel kredi büyümesinin yüzde 4'e gerileyeceğini tahmin ediyor ve bu seviyenin de 2011 yılından bu yana ortalama ile paralel olduğunu belirtti."
YanıtlaSilHocam yukarıdaki bilginin basit bir dilde ifadesi şu olabilir mi?
Türkiye'nin ekonomik büyümesinde yavaşlama yaşandığı için, ülke artık eskiden olduğu gibi yurtdışından kredi çekebilmek gücüne sahip değil. Bu daralma sebebiyle; Türkiye'yi listelerinden çıkardıklarını söylüyorlar.
Yanılıyor muyum?
Cari açıktaki düşüş (büyümenin düşmesi nedeniyle) ve kredi kullanımındaki gerileme Türkiye'nin dış kaynak kullanımını da azalttı. Bu, bizim dışarıdan kredi kullanabilmek gücümüzdeki azalmadan ziyade bu arzumuzun (artık eskisi kadar kredi ihtiyacı olmadığı için) azaldığını gösteriyor.
SilSayın Candan Atadostu, 3.Mart tarihli saat 13.42 yorumunuzda ABD de faizler artınca bizdeki yabancılar oraya gider demişsiniz. Şunu anlamadım : Bizdeki faiz ABD dekinin en az 2 belkide 3 katıdır. Bilmiyorum ama ABD 2 den belki 3 e cıkaracak. Bizde zaten su an 8-9 veriyoz. Neden gitsin ki ? Bunu izah edermisin rica etsem. Hasan Gümüş
YanıtlaSilben de fikrimi paylaşmak isterim. yabancı sermayedarlar faiz oranının yanında paraları yatırdıkları ekonomideki risk oranını da dikkate almak zorundadırlar. ABD Türkiye'ye göre riski daha düşük bir piyasa olduğu için buradaki bazı yabancıların oraya kayması çok normal
SilBen açıklayayım. ABD'de faiz düşük ama risk de düşük. Biz de faiz yüksek ama risk her geçen gün yükseliyor. Bazen riskler artınca öyle bir nokta gelir ki insanlar önce anapara sonra faiz demeye başlarlar. Biz hızla oraya doğru gidiyoruz. Bakın Rusya yüzde 15 faiz veriyor ama giden yok. Oysa adamların faizi bizim iki katımız.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSil1. Doların ateşi artıyor. Küçük de olsa bi faiz arttırımı ihtimali olur mu?
2. Doların yönü ile ilgili önereceğiniz teknik analiz kaynağı var mıdır?
3. Seçimlere kadar varsayalım ekonomi çok daha kötü gitti. Bu gidiş seçim sonuçlarını etkileyecektir (iktidarın oy oranıyla ekonomik büyümenin paralel gittiğine dair birçok yazı okumuştum). Tecrübelerinize göre bir koalisyon hükümeti TR için ekonomik anlamda daha mı kötü mü olur?
Saygılar,
ng
(1) Hiç sanmıyorum. Doğrusu aslında faizi artırmaktır ama siyasal baskı buna izin vermez.
Sil(2) investing.com tr ye bakıyorum ben.
(3) Ekonomi dediğiniz kadar kötü giderse lehine olabilir.
Hocam,
YanıtlaSilS&P'un “Bank Asya’daki gelişmeler finans sistemini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilecek potansiyel politik riske ya da risk algısına işaret ediyor” açıklamasını nasıl yorumlamalıyız. Yabancılara yatırımlarınız politik sebeplerle elinizden alınabilir uyarısı mı yapılmak isteniyor? Yatırım yapılabilir seviyesini politik sebeplerle kaybetme noktasına mi gidiyoruz?
Sanki gidiş öyle.
SilHocam hükümetin yeni politikası yüksek kur düşük faiz politikası olabilir mi? İhracat rakamlarına bakarken ithalat rakamı Ocak 2015 döneminde son 5 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşmiş durumda. Hükümet ısrarla düşük faiz isterken kurun artması ve ihracatçının elinin güçlenmesini mi istiyor? MB buna karşı korkusu enflasyonun tetiklenmesi midir?
YanıtlaSilAhmet Bey,
SilLütfen bir hususu unutmayınız:
Dolar/TL paritesinde Dolar'ın değerinin yükselmesi; ihracatçının elini GÜÇLENDİRMEZ!
Çünkü Türkiye içinde yerleşik imalatçılar & fabrikalar & üreticiler & satıcıların kullandığı hammadde & aramalı vb.'lerinin ödemesinin %98'i DOLAR CİNSİNDEN!
Elde ettiği kâr ise; daha çok AB ülkeleriyle ticari bağlarının güçlü olması sebebi ile Euro cinsinden. AB'de ekonomilerin durgun olması ile talep bir türlü doğamıyor; bu durum ise Türkiye gibi 'yabancı talebe muhtaç' ülkelerin kâr marjlarını gıdım gıdım eritiyor!
Ekonomi basınında 'propagandist' yayın yapan gazete, köşe yazarı, televizyon kanalı gırla! Bunların ekseriyeti Dolar'ın yükselişinin Türkiye ekonomisine yaradığı yalanını kasten söylüyorlar!
HAYIR AHMET BEY; MALİYET YÜKÜMÜZÜN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜN, YURTDIŞI BANKALARA, ALACAKLI ŞİRKETLERE, KREDİTÖRLERE VB. YAPMAMIZ GEREKEN ÖDEMENİN CİNSİ DOLAR'DIR! BU SEBEPLE; DOLAR'IN YÜKSELMESİ TÜRKİYE'NİN BELİNİ KIRAR! Kİ KIRMAYA BAŞLADI! TÜRKİYE GENELİNDE SON 45 GÜNDÜR FABRİKALAR TOPLU HALDE İŞTEN ÇIKARMALARI ARTTIRDI; BU OLAYLAR TV'LERE YANSITILMADIĞI İÇİN HALKIN ÇOK BÜYÜK BİR BÖLÜMÜN NELER DÖNDÜĞÜ HAKKINDA EN UFAK BİR FİKRİ YOK!
"TÜRKİYE'DEKİ BANKALAR" DIŞINDA ÖZEL SEKTÖR İÇİNDE KISA VADEDE ÖDENMESİ GEREKEN BORÇ: 34.6 MİLYAR DOLAR!
DOLAR/TL PARİTESİNDE HER 1 KURUŞLUK YÜKSELİŞİN MALİYETİ 345-360 MİLYAR LİRA ARASI DALGALANIYOR!
YANİ İSO LİSTESİNDE TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK 250. ŞİRKETİNİN YILLIK CİROSUNA EŞ DEĞER!
http://www.iso.org.tr/Sites/1/content/500-buyuk-liste.html?j=6493030
EKONOMİK KRİZE KOŞAR ADIM YAKLAŞTIĞIMIZI ARIK DAHA İYİ ANLAMIŞSINIZDIR UMARIM!
Cevap çok güzel ekleyecek bir şey yok.
SilMerhaba,
YanıtlaSil"Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2015 yılı ilk iki ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 32,88 artarak 89 bin 946 adet olarak gerçekleşti. 2014 yılı iki aylık dönemde 67 bin 691 adet toplam pazar gerçekleşmişti."
Türkiye'de ekonomik sorunların artık herkes tarafından görülmeye başlandığı şu günlerde bu haber nasıl yorumlanabilir?
parası olan da alıyor olmayan da arabasını satıp üstüne krediyle alıyor.. her sene araba değiştiren tnıdıklarım var.. garip ama ülke böyle
SilÇok normal bir sonuç. TL, USD'ye karşı hızla değer kaybederken Euroya karşı değer kazanıyor. Otomobillerin çoğunu Euro ile ithal eden Türkiye pazarında TL cinsinden fiyatlar düşüyor ve satışlar artıyor.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilArac modellerinde eskiden Agustos ayindan sonra 1 ust yil modeli satis imkani varken, artik cari yil modeli uzerinden satis yapilabildiginden ilk 2-3 ay rakamlarin yuksek cikmasi normal, asil nisan-mayisa bakin siz.
Silİyi ki varsınız hocam!
YanıtlaSilSisler içindeki bir okyanusta rotayı doğru çizen tecrübeli bir kaptan gibisiniz! Sizi hafif kirli sakallı bir hâlde, elinizdeki dürbünle okyanusu ve gökyüzünün durumunu dikkatle tahlil ederken tahayyül ettim ve şunu düşündüm:
Keşke siyasete girseniz de; size şimdi verdiğimiz destekten kat be kat fazlasını versek?
Hocam bu gezi olayları, 17 aralık operasyonu vs durumlarda ülke ekonomisi neye göre olumsuzlaşıyor
YanıtlaSilYabancı yatırımcı açısından risk artıyor. Riskin arttığı yerde ekonomiye olumsuz gözle bakılır.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam, 'enflasyon baz etkisi nedeniyle düşecek' açıklamasını yapmıştınız.
YanıtlaSilYayınlanan enflasyon verilerinde özellikle gıda segmentinin (bazılarına göre hava koşulları nedeniyle, bazılarında göre de; hâllerde, lojistik & taşımacılık kısmında yaşanan manipülasyonlar nedeniyle) enflasyonu yükselttiğini görüyoruz.
Yukarıdaki iki sebebi şimdilik bir kenarda tutarak sizden çok mühim bir konuyu öğrenmek istiyorum:
İthal ettiğimiz ürünlerin (ister son tüketiciye ulaşan 'nihai ürün' olsun, ister hammadde & aramalı ithalatı olsun farketmez) ödemesini Dolar cinsinden yapıyoruz.
1. Dolar/TL paritesinde Dolar'ın roket gibi fırlamaya devam etmesi ile; ithal ettiğimiz ürünlerin büyük bölümünün maliyeti artmıyor mu?
2. Eğer maliyet artıyorsa; Türkiye'deki imalatçı & satıcı, bunu fiyatlarına yansıtmak zorunda değil mi?
3. Eğer Türkiye'deki imalatçı & satıcı, ürünlerinin fiyatlarını yükseltmeye mecbur kalırsa; bu 'fiyatlar genel seviyesinin yükselmesi'ni doğurmaz mı?
4. 'Fiyatlar genel seviyesinin yükselmesi' gerçeğinde 'maliyet enflasyonu' denen parazit bizleri bir kanser gibi, bir hastalık gibi çürütmez mi?
5. Sonuç olarak;
A. Sizin yukarıda bahsettiğiniz 'baz etkisi' açıklamanız, ve gıda fiyatlarında yükseliş çok cüce kalır;
asıl darbeyi kur geçişkenliği sebebiyle 'maliyet enflasyonu'ndan yemeyecek miyiz?
B. Bütün bu sorulardan sonra, enflasyonun düşeceği kanaatine hâlâ sahip misiniz?
Geçen yılın Mart ve Nisan ayında aylık enflasyonlar % 1,13 ve 1,34 idi. Bu Mart ve Nisan'da aylık enflasyon oranlarının bu oranlardan düşük gelmesi halinde enflasyon Mayıs'ta düşmüş olur. Bu işin matematik yönü (baz etkisi) Ama biz böyle faiz tartışmalarıyla piyasayaı gerip kuru buralara çıkarırsak matematik de tutmayabilir.
SilHocam, The Economist'teki şu yazıyı ne kadar yoğun olsanız da okumanızı tavsiye ederim:
YanıtlaSil"Petrol fiyatları yeniden yükselmeye başladı! Peki niçin?"
http://www.economist.com/news/finance-and-economics/21644198-oil-price-has-been-rising-againbut-will-it-last-saudi-project-part-two?fsrc=scn/tw/te/pe/ed/saudiprojectparttwo
özet geçensenize ya
SilOkumuştum zaten yine de teşekkür ederim beni düşündüğünüz için.
SilHocam merhaba
YanıtlaSilTasarrufunda 500.000 tl si olan bir vatandaş orta vadede yatırım yeri neresi olmalı diye düşünüyorum.
Borsa? 80.000 seviyesi çok yukarda
Dolar? Çok yüksek ve hareketli
Gayri m.? Çok yüksek ve getiri düşük
Banka faiz? Negatif
Altın ? Düşük, genel özelliği kötü ekonomik şartlarda yükselmesi.son 4 yılda %35 değer kaybetmiş.
2015 ve 2016 yılları içerisinde toparlanabilirmi?
Teşekkürler
Teşekkürler
500.000 parası olan biri sene sonunda 600.000 alır.. daha iyi bir gelir nerede bulursunuz bilemem.
SilDolar
Silhocam döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkisine döviz kuru çapası mı denir ? doğru cevabı söyleyebilir misiniz saygılar
YanıtlaSilDöviz kuru çapası, Merkez Bankasının kur için belli öngörüleri sonrasında, diğer ekonomik birimlerin de bu öngörüye güven duyması ile birlikte, alınan ekonomik kararlarda kurun, kurdaki artışın esas alınması ve fiyat, ücret artışı, yatırım gibi kararlarının kur politikası çerçevesinde şekillenmesini ifade eder.
SilHocam, 2,57'yi de çok şükür gördüğümüze, ve kimsenin sesi soluğu çıkmadığına göre;
YanıtlaSilAcaba FED; TCMB'ye Dolar basıp güzel ülkemizin piyasasına dağıtılması için izin mi verdi?
Aklıma başka bir soru gelmiyor!
Cevabınız nedir hocam?
Ses soluk çıkmamasının nedeni şaşkınlıktan.
SilHocam; unutanlar, bilmeyenler olabilir. 2,57 ve üzerini test ettiğimiz hâlde kimsenin kılı niçin kımıldamıyor; bir kez daha izah edeyim:
YanıtlaSil2011 başından beri (fakat daha çok 2013 yaz mevsiminden günümüze değin) Türkiye sınırlarına, özellikle yük taşımacılığı yapan uçak ve tırların özel bölmelerine yerleştirilmiş kaçak döviz deste ve siloları ('Dolar' cinsi ağırlıkta) sokuluyor!
Gümrük denetimi sırasında kodamanlar araya sokulduğu için, ülkeye giren bu 'kaçak döviz'in kaydı tutulmuyor! Bu siloların nereden geldiği, ve ülkede nerelere dağıtıldığı hakkında (işin içinde olanlar hariç!) kimsenin haberi yok!
Amacım hedef göstermek değil ama hükümet kanadının 2011'den beri bu uygulamayı profesyonelce yürüttüğü, 2013 yaz mevsiminden beri giderek arttırarak devam ettirdiği söyleniyor!
2,57'yi gördüğümüz hâlde toplumda infial (henüz!) oluşmadıysa; bunun arkasında ülkeye sokulan 'kaçak döviz (Dolar)' olduğunu bir kez daha sizlere aktarmış olayım!
Yakın gelecekte bu bilginin gerçek olduğunu öğreneceksiniz!
Saygılarımla,
kaçak dolarlar mı dağıtıldı herkese onun için mi kimsenin kılı kıpırdamıyor? ne demek istediniz?
SilBen komplo teorilerine inanmam.
Silşubatta havalar zordu sanırım martta patlama yaşanır
YanıtlaSil