Euro Düşünce Cari Açık Arttı

Yılın ilk 4 ayında ihracatta yüzde 8,1 oranında düşüş oldu. Bu düşüş ilk üç ayda yüzde 6,8 idi (Kaynak: TİM verileri: http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-ihracat-rakamlari-tablolar.html.) İlk 3 ayda ihracat verilerinde ortaya çıkan gerileme cari açık açısından alarm zillerinin yeniden çalmasına yol açan gelişme idi. Her ne kadar ithalatta gerileme sürse de ihracatta ortaya çıkan gerilemenin bu düzelmeyi bir süre sonra terse çevireceğini tahmin ediyorduk. Biraz gecikmeli de olsa bu beklentimiz Mart ayı ödemeler dengesi verileri açıklandığında gerçekleşti ve cari açık yeniden artışa geçti.

Buradan hareketle iki türlü görüş geliştirileceğini tahmin ediyorum. Kimi yorumcular bu düşüşün Euro/USD paritesinin Euro aleyhine dönmüş olmasından kaynaklandığını söyleyecekler. Ki bu kısmen doğrudur. Ne var ki eğer bu doğruysa bundan önceki ihracat artışlarının da Euro/USD paritesinin Euro lehine gelişmesinden kaynaklandığını kabul etmek gerekir. Kimi yorumcular ise ihracattaki bu düşüşün kur/faiz ilişkisinin doğru kurulamadığından kaynaklandığını öne sürecek. Ki bu da kısmen doğrudur. Ama tümüyle doğru olduğunu söyleyemeyiz çünkü aksi takdirde bugüne kadarki, artışın kur/faiz ilişkisinin doğru kurulmuş olduğunu kabul etmek gerekir.  

Ben bu iki görüşte de doğrular ve yanlışlar bulunduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin ihracat gelirlerinin ağırlığı Euro cinsinden, buna karşılık girdi maliyetleri ve dış finansman maliyetlerinin ağırlığı USD cinsindendir. Bu durumda Euro/USD kuru Euro lehine olduğunda gelirler artıyor buna karşılık giderler göreli olarak veya reel olarak azalıyor ya da sabit kalıyor demektir. Bu durumda ihracatın artması normaldir. Türkiye, aşağı yukarı 2014’ün son ayına kadar bu avantajdan yararlandı. Bu tarihten sonra USD, Euro’ya karşı prim yapmaya başlayınca bu kez işler tersine döndü ve gelirler düşmeye, giderler yükselmeye başladı. Bu gelişmenin sonucu olarak ihracatımız düşmeye yöneldi. Öte yandan kurlarla ilgili gelişmelere baktığımızda bu iki rezerv kurun birbirine üstünlük sağlama kavgası sırasında her ikisi de TL’ye karşı değer kazandı. Bu durumda bizim kur/faiz dengesini tam olarak kuramadığımız anlaşılıyor. Yani her iki görüşün de doğru yanları var.

Bu gelişmeler uzun süredir ihracatını artıran Türkiye’nin 2015 yılında ihracatında gerilemeyle karşılaşmasına yol açtı. İlk 4 ayda ihracatımızda yüzde 8,1 oranında düşüş yaşadık. Bu düşüş, ilk iki ayda cari açığa tam olarak olumsuz yansımadı. Daha doğrusu cari açıktaki düşüşün hızının kesilmesine yol açsa da en azından ithalattaki düşüş nedeniyle cari açık düşmeye devam etti. Mart ayında artık ithalattaki düşüş, ihracattaki düşüşü dengeleyemez olunca cari açık artmaya başladı.

Aşağıdaki grafik Kasım 2014 ile Mart 2015 arasında Euro / USD kurunu (mavi çizgi) ve cari açığın (kırmızı çizgi) gelişmesini gösteriyor.


Grafiğe bakılacak olursa Euro, Dolara karşı değer kaybederken başlangıçta ithalattaki hızlı düşüşle düşmeye devam eden cari açık, Şubat ayında yavaşça, Mart ayında ise daha hızlı bir tempoyla artışa geçmiş görünüyor.

Mayıs ayında Euro / USD paritesi yeniden Euro lehine dönmeye başlamış bulunuyor. Bu gelişme, ABD verilerinin ilk çeyrekte yaşanan ekonomik daralmanın etkisiyle zayıf gelmesine karşılık Euro bölgesinde parasal gevşemenin de etkisiyle başlayan toparlanma işaretlerinin sonucunda oluştu. Euro/USD paritesinin Euro lehine dönmesi bizim ihracatımızda yeniden olumlu bir kıpırdanma başlatabilir. Bundan sonra cari açık ve ihracatımızın kaderi bizden çok ABD ekonomik verilerine, Fed’in faiz artışı kararına ve Euro bölgesinin toparlanmasına bağlı görünüyor.


Yorumlar

  1. Bahçenizdeki patateslerden n'aber?

    Eğer ilgilenecek zaman bulamıyorsanız bahçıvan olabilirim; sertifikam ve 3 yıllık deneyimim var.

    (Asgari ücret+200 TL) + Sigorta + Öğle yemeği + Servis ödemesi yaparsanız yarın (12 Mayıs) CNBC-e stüdyolarına sizle yüz yüze görüşmeye geleceğim ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik bir gelişme yok. Bir kaç ay sürecek herhalde. Saksı içinde duruyor.

      Sil
  2. Hocam, üniversitedeyken işletme hocamız TİM'in ne olduğunu sordu.

    Bazı arkadaşlarımız Sylvester Stallone'nin başrolde oynadığı 'The Expendables' filmindeki tim olduğunu söyledi.

    Ve bu cevabı verirken ciddilerdi.

    Saygılarımı sunarım!

    YanıtlaSil
  3. Hocam, cari açıktaki artışın temel nedeni şu mu:

    Türkiye'de yerleşik ihracat/ithalat yapan her boy şirket, kurlardaki dalgalanmanın kısa vadede durulmayacağı konusunda yavaş da olsa tecrübe kazanmaya başladı.

    Şu an sepet kurun 2,85 / doların 2,70 / euronun 3,00 üzerinde seyrettiğini görüyoruz.

    Kurların daha da yükseleceğinden emin olmaya başlayan şirketler, kur daha da yükselip ithalatı pahalı hale getirmeden önce;
    İster son tüketiciye ulaşacak mallar olsun,
    İster fabrikalarında kullanacakları hammadde, aramalı veya yarı-işlenmiş mamül olsun canhıraş ithal ediyorlar. Çünkü artık biliyorlar ki, bekledikçe pahalılık artacak!

    Buna mukabil:
    İç talep gitgide yavaşlamaya devam ettiğinden ve dış talepte de durgunluk hala devam ettiğinden;
    İhracat eskisi kadar yapamıyorlar (TOBB Başkanı'nın demecini hatırlayınız!)

    Tablonuzda Şubat'ın sonuna doğru zıtlaşmanın arttığı net görülüyor! Böylece cari açık yükseliyor.

    İthalata bir uyuşturucu gibi bağımlı olduğumuzdan yıllarca şu söylendi: Cari açık finanse edilebildiği müddetçe Türkiye'de sıkıntı yaratmaz!

    Ne acıdır ki:

    Türkiye'de ekonomik büyümenin hızlanması için ihracat yapmaya,
    İhracat için 'devasa' (hammadde, aramalı veya yarı-işlenmiş mamül) ithalatı yapmaya;
    Böylelikle carı açığı, uzaya fırlatılan roketler hızında artırmaya mecburuz!

    Bu acı verici döngüyü nasıl kırabiliriz?

    Yine, dönüp dolaşıp 'yapısal reformlar'a mı geliyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yapısal reformları ihmal ettikçe bu böyle gidecek.

      Sil
  4. Keşke Avrupa ve Amerika'ya daha az bağlı olsak...

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler hocam tam da Haberlerde cari açıkla ilgili düşünürken ilaç gibi geldi, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Hocam yazınız için teşekkürler. Konuyla ilgili değil ama mikroiktisat kitabınız ile daha önce söylemiş olduğunuz bu blogdaki yazılarınızı yayımlayacağınız kitabınız tahmini olarak ne zaman basılı hale gelir? Bir de kitap tüm yazılarınızı içerecek mi? Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Mikroekonomi kitabımı bir aksaklık olmazsa Eylül ayında piyasaya çıkarmayı planlıyorum.
      Öteki kitap için çalışıyorum. Çünkü orada sadece benim yazılarım değil seçme yorumlar ve yanıtlar da olacak. Onun biraz daha zamana ihtiyacı var.

      Sil
  7. ihracata bakış açınızın doğru olmadığı kanaatindeyim. nasıl büyüme, tüketim, yatırım, sanayi üretimi, net ihracatın büyümeye katkısı gibi göstergelerde reel dataya bakıyorsak, nominal göstergeler olan bütçe dengesi, cari denge, borç stokunda daha reel olması açısından bunların GSYH'ye oranlarını baz alıyorsak, ihracat-ithalat ve döviz kurunda da reel dataya bakmalıyız. günün sonunda net ihracatın büyüme katkısını değerlendirirken reele bakılıyor. "efendim ihracat-ithalat dövizle yapılıyor, nominal döviz bazında bakmalıyız" düşüncesi bence yanlış. tüketim, yatırım ve sanayi üretimine reel olarak, dış ticarete nominal olarak bakıyoruz da hiç mi ithal mal tüketilmiyor, yatırımlar içinde hiç mi ithal sermaye malı yok, sanayi ürünleri hiç mi ihraç edilmiyor? reel olarak bakılan tüketim, yatırım ve sanayi üretimiyle dış ticaret birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili parçalardır.
    TÜİK bugün Mart ayı dış ticaret endekslerini açıkladı. 2015'in ilk 3 ayında REEL ihracatta (ihracat miktar endeksi) geçen yılın aynı dönemine göre %0,4 artış oldu. "ihracatımızda düşüş oldu" yerine, "artış hızı çok düştü" desek daha yerinde olur gibi. reel ithalat (ithalat miktar endeksi) tarafında ise %4,9 artış gerçekleşti. bunda en önemli faktör geçen seneye kıyasla reel efektif döviz kurundaki %9,9'luk yükseliş. biz enflasyonu daha iyi yönetseydik, reel dış ticaret dengesi mevcut nominal kur seviyelerinde daha lehimize olabilirdi.
    dünya ekonomisinin belirli bir büyüme hızı var. buna bağlı olarak reel ihracat ve ithalatta dünya pastasındaki payımıza göre rutin bir yıllık artış yaşanması normaldir. rutin artışın aşağısına ve yukarısına doğru hareket olduğunda nominal kurlardan çok reel kurun daha belirleyici olduğu görülüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir. Bu sizin düşünceniz. Ben ihracata dün nasıl bakıyorsam bugün de öyle bakıyorum. Dün ihracat nominal olarak arttı demişsem bugün de aynı şekilde bakıp düştü diyorum. Artarken nominal ve reel ayrımı yapmaz düşerken yaparsak tutarsız olur. Ama her iki duruma da aynı gözle bakarsak tutarsız olmaz.
      Ayrıca TÜİK endekslerine göre ihracatta geçen yılın ilk çeyreğine göre tek artış miktar endeksinde görülüyor. Buna karşılık değer endeksi düşüyor. Bu, daha çok ihracat yaptığımız halde daha az para kazandığımız anlamına gelir. Ki bu daha da kötü bir gelişmeye işaret eder.

      Sil
    2. dış ticaret rakamları ekonomistlerce çoğunlukla sizin gibi yorumlanıyor. ancak reel olarak değerlendirdiğimiz sanayi üretimin büyük kısmı ihraç edilmekte ve üretim, dışarıdan gelen hammadde, ara malı ve sermaye mallarına bağımlı. sanayi üretimine reel olarak bakarken, ihracat-ithalata nominal bakmak bana ilginç geliyor.
      2015 ilk çeyrekte (2014 ilk çeyreğe göre) ihraç mal fiyatlarında %8, ithal mal fiyatlarında %13 kadar gerileme oldu. ilk bakışta olumlu bir durum gibi görünse de aslında değil. "ilk çeyrekte cari açıkta 900 milyon dolar gerileme oldu, ülke açısından olumlu" deniliyor. fakat, 1.çeyrek büyüme rakamları açıklandığında bir bakacağız ki net ihracat büyümeyi 1,5 puana yakın düşürmüş. bu tarz nedenlerle reele bakmak daha anlamlı görünüyor.
      yine "cari açıkta nominal düşüş olunca dışarıdan daha kolay fon temin edilir" deniliyor. ancak şunu unutuyorlar: cari açıktaki düşüşün nedeni petrol fiyatlarının gerilemesi. petrol, sadece Türkiye'nin nominal cari açığını düşürmedi, uluslar arası fon piyasalarında bize rakip olan birçok ülkenin cari aç ığı geriledi. günün sonunda nominal dış ticaret dengesi değil, reel dış ticaret dengeleri konuşur. yani merkez bankası daha güvenilir olan, enflasyonu daha iyi yöneten, teknoloji ve verimlilikte daha fazla ilerleme kaydeden, dış pazarlardaki payını daha çok artıran ve bunların ödülünü reel dış ticaret dengesinde iyileşme olarak gören ülkeler daha kolay fon temin eder.

      Sil
  8. Hocam, sizce Eur/ Usd paritesinin Eur lehine dönmesi devam eder mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD ekonomisinden toparlanma verileri gelene ve Fed'in faiz artışı masaya geri gelene kadar sürebilir.

      Sil
  9. Hocam , Euro bölgesi dışında özellikle Rusya Türkiye açısından önemli bir pazar , gerçi Avrupa ve ABD'nin şu sıralar ambargo koyması sebebiyle zor bir sınavdan geçiyor Rusya ekonomisi. Uzun vadede Rusya ile karşılıklı ticaretimizin yine de artmaya devam edeceğine inanıyorum. Böyle bir durumda Türkiye ekonomisinin Euro/USD volatilesine karşı bir nebze karşı bir hareket olması açısından Rusya-Türkiye arasındaki ticareti TL ve Ruble eksenine kaydırmak daha mantıklı görünmüyor mu ? Hukuki altyapı bunun için müsait , neden bekliyoruz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rusya bunu kabul eder mi dersiniz? Rusya'nın elindeki mal, talep esnekliği katı bir mal olan doğalgaz. Bunu istediğine istediği para cinsinden satabiliyor. Bizim de bu malı almamak gibi bir seçeneğimiz yok. Bu durumda Rusya, paritesi her gün inip çıkan TL ile ödem yapmamızı kabul eder mi? TL'leri alınca ne yapacak? ABD veya Avrupa'dan mal alırken kullanabilecek mi?

      Sil
  10. Hocam, Daha mikro bakarsak ihracatımızın yerli sermayeli ana kalemini oluşturan tekstil sektöründe yaşanan kur bağlamlı sıkıntıların bu oranlar üzerinde etkili olduğunu düşünebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O sıkıntıları detaylı aktarabilmek için zamanın var mı sevgili arkadaşım?

      Mesela, satış fiyatını ayarlamakta mı zorlanıyorsunuz?

      Mallarınıza olan talep eskisi gibi canlı değil mi?

      Kurlardaki dalgalanma maliyetlerinizi mi arttırıyor?

      Önünüzü net göremedeğiniz için, risklerinizi azaltabilmek için, mavi ve beyaz yaka işçi çıkarmaya başladınız mı?

      Bunlar ilk seferde aklıma gelen sorular.

      Detaylı cevabınızı bekliyorum...

      Sil
  11. Hocam ödemeler dengesinde Türkiye'ye kaynağı belirsiz dövizlerin girdiğine çok sık tanık oluyoruz. Bence buradan kayıt dışı ihracat ödemeleri bulunduğu sonucunu çıkarabiliriz. Özelikle eski doğu bloku ülkelerinde ithalat vergileri ve ithalattan alınan KDV veya ÖTV'lerden kaçınma olgusu var. Gümrük idaresi bu nedenle emsal fiyattan fatura ve Gümrük Beyannamesi uygulaması yapıyor. Gene de kayıt dışı veya düşük faturalı ihracat mevcut. Bavul ticaretini de bu kapsamda değerlendirebiliriz.

    YanıtlaSil
  12. dövize ne oldu birden hocam neden düştü nereye kadar düşer alım için ....saygılar hocam....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'de perakende satışlar Ekim 2009'dan bu yana ilk defa bir önceki yılın aynı ayına göre azalma gösterdi ve piyasalar bayram(!) yaptı. bu durum, sevilmeyen yan komşunun evinde yangın çıktığı zaman sevinmeye benziyor (bir süre sonra yangın sana sıçrayacak) ABD hapşurursa dünyanın nezle olacağını bir müddet unutmuşa benziyorlar. tıpkı Fed'in faiz artırımından gereksiz yere korkmaları gibi. Fed'in geçmişte faiz artırdığı dönemlerin hepsinde dünyada dolar arzı artışı ivmelenmiştir. çünkü Fed, iyimser beklentilerin kredi hacmi, dolar arzı ve borçluluğu artırdığını görür ve tepki olarak, enflasyon beklentilerini kontrol etmek için faiz artırır.

      Sil
    2. Dış görünüş ABD verilerinin parlak olmaması ve Fed'in faiz artırmasının gelecek yıla kayması. Ama iç görünüşle ilgili benim de net bir bilgim yok. Bir kaç ay sonra ödemeler dengesinde net hata ve noksan kalemi açıklandığında iç görünüşte ne olduğunu belki anlarız.

      Sil
  13. Hocam;
    Özellikle Dün ve Bugün (keza cari açık başta,enflasyon rakamları,moodys açıklaması,S&P açıklamaları vs.)olumsuz gelmesine rağmen,borsa neden yükseliş trendine girdi...Açıkçası neyi neden fiyatladığını anlamak mümkün değil...
    Tam tersine Döviz ise düşme trendine girdi...
    Size sorum,bilmediğimiz bir gelişmemi oldu yoksa...Ayrıca kısaca Döviz cephesindeki son gelişmelerden dolayı beklentilerde bir değişme olabilirmi...
    Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dışarıda USD aleyhine bazı gelişmeler var ama bunların bu kadar güçlü etkiler yaratması kolay değil. Mayıs ayı ödemeler dengesi açıklandığında net hata ve noksan kalemine bakarak ne olduğunu belki anlayabiliriz.

      Sil
  14. ABD'nin faiz artırımına başlaması sonrasında olabileceklerle ilgili Roubini, "Kısa vadede, piyasada likiditenin az olmasıyla ekonomide sürprizler yaşanması halinde ABD ve Avrupa'da çok volatil bir faiz ortamıyla karşılaşabiliriz." ifadesini kullandı.

    http://www.cnbce.com/haberler/finans/roubini-faiz-kargasasi-beklemeyin

    Volatil faiz ortamı derken, sadece piyasa faizini mi kastediyor, yoksa merkez bankalarının politika faizini artırma yarışına gireceği bir dönemden mi bahsediyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de olabilir. Sanırım her ikisini de kastediyor.

      Sil
  15. Hocam, aşağıdaki bir öğrenci sorusu değildir.

    'Troubled Asset Relief Program' ile 'Quantitative easing' arasındaki farklar nedir?

    TARP da ekonomiyi kurtarmak için yapılan bir hamleydi, QE de!

    TARP'da ABD hükümeti devreye girdi. QE ise FED'in devreye girmesiydi.

    Peki para nereden geliyor?

    TARP'da ABD hazinesinden mi (yani ABD vatandaşlarının ödediği vergilerden mi?) piyasaya para saçıldı?

    QE'de FED parayı nereden buldu da piyasaya saçtı?

    TARP da, QE de aynı kurtarma işlevini gören programlar ise; niçin ayrı başlıklarda tanımlanıyor?

    (Ek soru:
    'Bail-out' kavramını nereye koyacağız?
    TARP ve QE bail out yaptı mı?
    Yoksa sadece devlet -yani TARP & Hazine- mi bail out yapabilir?)

    Siz şöyle bir açıklama yapmıştınız "TCMB'nin bünyesindeki paranın asli sahibi (teoride) devlettir. Ama piyasa mekanizmasının işleyişine (pratikte) baktığımızda, devlet bu parayı gönlünün istediği gibi kullanamaz. Merkez Bankalarının özerk statüde kalmasını sağlayan yasalar bunun için var."

    Bu açıklamanız da aklıma geliyor. Ve TARP ile QE'yi karıştırmaya devam ediyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amerikan hazinesinin işlevi ile bizimki oldukça farklı gibime geliyor. Bizde hazine borçlanmaları tamamen bütçe kısıtları ile alakalı. Hükümetlerimizin beklenti yönetiminde oyuncu olma kapasiteleri sınırlı. Amerikan hazinesi ulusal parası ile çok düşük faiz oranları ile uzun dönem borçlanıyor. Bence bu yolla fiiliyatta para basıyor.

      Sil
    2. Bütün bu uygulamalar fiyakalı adlarına rağmen aslında para basma operasyonları. Bizde eskiden Hazine TCMB'den kısa vadeli avans adı altında borç alır bu borca piyasa faizinin çok altında bir faiz öderdi. Bu borç ödenmez ve bütçe ödenekleri arttığı için aradaki fark yeniden borç olarak alınırdı.Bildiğiniz karşılıksız para basma operasyonuydu.
      ABD'de yapılan bu uygulamalarla Fed, Hazinenin borçlanmada kullandığı tahvilleri satın alarak bastığı parayı bu tahvil sahiplerine verdi. Onlar da bu parayla yeni Hazine tahvilleri satın aldılar. Yani Fed, Hazineye doğrudan para vereceğine dolaylı olarak vermiş oldu. Bana sorarsanız ikisi arasında hiçbir fark yok. Yalnızca kılıfına uydurma farkı var.
      Sonuçta bu tahviller, tahvilleri ellerinde bulunduranlara likidite sağladığı için bir anlamda bail out olarak değerlendirilebilir.

      Sil
  16. Hocam Selamlar,
    Dolar kurundaki dususle ilgili dusunceniz nedir, sizce devam eder mi yoksa Amerika'daki parekende satislar verisine tepkimiydi? Ulkemizde siyasi belirsizlik dusuncesi oldugu icin kurda yukselmeye devam eder mi hocam.Onumuzdeki gun ve haftalarla ilgili usd/tl dusuncelerinizi merak ediyorum, Saygilarimla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların yönünün yukarı doğru olduğu görüşümü koruyorum. Daha önce de çeşitli defalar yazdığım ve söylediğim gibi, iniş ve çıkışlar yaşansa da doların yönü yukarıyadır.

      Sil
  17. Hocam, ümit ederim yanlış anlamazsınız.

    Diyelim ki bu yaştan sonra birden bire TCMB'de çalışmak istediniz, başvuru prosedürünü takip ederek işlemleri başlattınız.

    Sizi de sınavlara ve mülakatlara tabii tutarlar mı?

    Yoksa sizin oldukça tecrübeli olduğunuza kani olup doğrudan bünyelerine mi alırlar?

    YanıtlaSil
  18. İlgilenmemiştiniz ama tekrar yazayım .... Marshall yardımı koşullarından biri olan T.C.'nin ulaşım sisteminin Demiryolundan Karayoluna çevrilmesi cari açığın EN BÜYÜK sebebidir.

    Bakınız; petrol ithalatı ....

    İstatistiklerle, ıncık gıncıkla MB kararıyla vs vs ile uğraşmaya devam !!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyada 15-20 ülkeyi gördüm . Hiçbirinde bizdeki gibi işyeri servisi görmedim .

      Bol bol minibüs-otobüs satmak lazım.

      Sil
    2. Size katılmıyorum. Gelişmiş ülkelerde bizden çok daha fazla karayolu var. "Ulaşım sisteminin Demiryolundan Karayoluna çevrilmesi cari açığın EN BÜYÜK sebebi" ise onlar da neden cari açık olmuyor? Yaşadığım Almanya'da cari fazla var ama heryer yol. işyeri servisi yok dediğiniz gibi.Çünkü insanlar işe genelde araba veya bisikletle gidiyor.Trenle giden de var ama daha çok gençler veya yaşlılar tren otobüs kullanıyor burada.Karda kışta bisikletle giden çok kişi var.Araba sahipliği oranı gelişmiş ülkelerde çok yüksek. Buradan bakabilirsiniz.
      http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_vehicles_per_capita

      Sil
    3. Onların satacak katmadeğerli malı var, onun için cari açık vermiyorlar.Kaynaklarını yanlış kullanırsan ( dipsiz kuyuya atarsan ) , sanayini geliştiremezsin. Dolayısı ile patinaj yaparsın. Satacak malın yok ise cari açık verirsin. O bahsettiğiniz ülkelerdeki benzin fiatlarını bizimki ile karşılaştırmak gerekir. '' O '' ülkeler gelişmiş ülkeler dimi ??
      Gelişmiş ülkelerin ihracatlarının KG si benzin fiatından daha yüksek.

      Sil
    4. '' O '' ülkeler bizim gibi ülkelere ürettikleri tekerlekli araçları satarlar, araçların nakliyesini demiryolu veya denizyolu ile yaparlar, bizden kazandıkları paralarla da otoyol yaparlar ..... Rakamları tam bilmiyorum ama bakmak lazım , T.C. deki yük nakliyatının büyüüük bir kısmı karayolu ile yapıldığından eminim .

      Sil
  19. Havuzdaki delikten dışarıya akan su ( cari açık ) ile ilgili , ne kadar yağmur yağmış, ne kadar kova ile su taşıtılmış, havuza bağlanan su hortumunun çapı, hortumdaki suyun debisi ile neden uğraşıyorsunuz ki ? Doğrudan deliği kapatacak fikirler üretmemiz gerekirken, bu çalışmalarınız '' patinajdan '' öteye gitmez. Saygıdeğer politikacılarımızın geçmişte yaptığı ( almasanda öde doğalgaz anlaşmaları) , bugün yapılan , etkilerini bizim yıllaaar sonra hissedeceğimiz, farkedeceğimiz kararlar ile uğraşmamız lazım.

    YanıtlaSil
  20. '' Hasta kişi '' devamlı griptir nezledir . Devamlı doktora gider , doktor da muayene eder, analiz, rontgen ister, değerlere bakar, yorum yapar, ilaç yazar .
    ,
    Birinin hastaya ; '' Arkadaş , yalınayak dolaşma, akşam cam açık uyuma '' demesi lazım ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili ss, yukarıda yazdığın üç yorum için tek şey yazıyorum:

      Alkışlıyoruz, milletçe alkışlıyoruz!

      Sil
  21. Hocam Türk lirasının en azından son bir yıldan beri dolar karşısında hareketi euro ile paralel gidiyor görünüyor. %5-6 gibi bir fark var ancak bu çok uzun vadeli dalgalanmalarda normal olarak görülebilir (mi?) çünkü son 1 yıl içinde zaten tl lehine/aleyhine ara ara bu fark benzeri farklar oluşmuş ama gidişat yönü aynı kalmış. Sonuç olarak tl'nin kaderi euroya bağlı desek hata etmiş olurmuyuz? euronun kaderi nedir? piyasaya sürülecek eurolar ABD'den erken (abd 5 yıl piyasada parayı bekletebilir de avrupa bekletebilecek mi?) enflasyon yapabilir mi? ABD rakamlar kötü/pek iyi olmayan şekilde geldiği için paraları istediği vadelerde toplayamazsa sizce dünyayı enflasyon bekliyor mu (çünkü ardından avrupanın geleceği sonucu çıkar onlarda abdye özendi)? ABD ve avrupa parasal genişleme yaparak hata mı yaptı? bu deney başarısızlıkla sonuçlanır mı? Sonuçta bildiğimiz bir kural varsa o da risk alanın riski ödemesi idi ama bu olmadı devlet ödedi, fizikten bildiğimizse eğer denge yoksa dengesizliği korumak için devamlı enerji gerektiğidir, eğer ekonomide öyleyse piyasa değerlemelerini yapay olarak üstte tutmak ne kadar mümkün olabilir (sizce şu anda böyle bir durum var mı)?

    YanıtlaSil
  22. Hocam,
    Bugün kü Volativiteyi nasıl anlamlandırabiliriz..
    Açıkçası Türkiye ekonomisi nereye gidiyor...
    Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hocam son birkaç günde TL'deki değer artışını net hata noksana, hükümete destek olmak için dışarıdan gelen paralara filan lütfen bağlamayın. mesela bizimle benzer ekonomik sorunlara sahip G.Afrika randı 13 Mart'taki dip baz alınırsa dolar karşısında %5,6 değer kazanmış durumda. TL'nin 24 Nisan'daki dibe kıyasla değer kazancı %5,2'dir. Euro gibi majör bir para birimi bile 16 Mart'taki en düşük seviyesine göre %9,1 değer artışı yaşamış. tabii ki TL de "USD long-covering" denilen mevcut durumdan istifade edecek. ancak hareketler döviz-efektif piyasadan çok türev piyasa kaynaklı olduğundan geçici mahiyette denilebilir.

      Sil
  23. Hocam,
    Sayın Bakan Babacan'ın açıklamalarından yola çıkarak,yoksa bugünler daha iyi günlerimiz mi oluyor...
    Teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  24. dolar nereye kadar düşer hocam sizce, saygılar...

    YanıtlaSil
  25. X kişi: Hukuk; ekmek, su gibi ihtiyaçtır vazgeçilemez.
    Y kişi : Devlet şirket gibi yönetilir mevzuata takılmaya gerek yok.
    Bunlar aynı kümenin içindeler ancak korelasyonları pek uymuyor gibi nasıl olcak hocam:)

    YanıtlaSil
  26. Yapisal reforum onerim ithal bakanlar eti ithal edecegimize bakanlarini ithal edelim en azindan daha ucuza gida buluruz cok pahali gida resmen avrupali muamelisi pazarda gercekte suriyeli gibi yasiyoruz bu ne tezat hocam

    YanıtlaSil
  27. hocam dolar düşmeye başladı sizce neden?

    YanıtlaSil
  28. Mahfi Bey, siz yine pek ciddiye almayabilirsiniz ve hatta komplo teorisi diye düşünebilirsiniz ama gerçekler bir yere kadar saklanabiliyor!

    Dolar/TL'de sanki düğmeye basılmış gibi bir düşüş yaşanıyor değil mi?

    Sebebini yazayım:

    Size geçtiğimiz haftalarda, Türkiye sınırlarında, hiçbir yerde kaydının bulunmaması için (ülkeye girişte) özel izinlerin verildiği, tır, yük gemisi ve uçaklar aracılığı ile kaynağı belirsiz paranın (ve hemen likiditeye dönüşebilen kıymetli madenlerin) girişinden bahsetmiştim.

    7 Haziran seçimlerine kadar, ekonomiyi gündemden az da olsa uzaklaştırabilmek için, bu kaynağı bilinmeyen paranın (ve hemen likiditeye dönüşebilen kıymetli madenlerin) miktarında muazzam artış yapılması talimati verildi! Maksat, seçmenin ağzına birkaç parmak bal çalabilmek!

    Dolar/TL'de yaşanan hızlı düşüşün asıl sebebi bu!

    Seçimlerden sonra kim, ne yapacağını bilmiyor! Bu kaynağı belirsiz parayı (ve hemen likiditeye dönüşebilen kıymetli madenleri) bile eskisi kadar yüksek miktarlarda getiremeyeceklerini artık anladılar!

    Bilginiz olsun istedim...

    YanıtlaSil
  29. Hocam sizin yazılarınızı çok beğeniyorum ekonomiyi daha iyi yorumlamak adına kitaplarınızı hangi sıraya göre okumalıyım?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı