Euro Düşünce Cari Açık Arttı
Yılın ilk 4 ayında ihracatta yüzde 8,1 oranında düşüş oldu.
Bu düşüş ilk üç ayda yüzde 6,8 idi (Kaynak: TİM verileri: http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-ihracat-rakamlari-tablolar.html.)
İlk 3 ayda ihracat verilerinde ortaya çıkan gerileme cari açık açısından alarm
zillerinin yeniden çalmasına yol açan gelişme idi. Her ne kadar ithalatta gerileme
sürse de ihracatta ortaya çıkan gerilemenin bu düzelmeyi bir süre sonra terse
çevireceğini tahmin ediyorduk. Biraz gecikmeli de olsa bu beklentimiz Mart ayı
ödemeler dengesi verileri açıklandığında gerçekleşti ve cari açık yeniden
artışa geçti.
Buradan hareketle iki türlü görüş geliştirileceğini tahmin
ediyorum. Kimi yorumcular bu düşüşün Euro/USD paritesinin Euro aleyhine dönmüş
olmasından kaynaklandığını söyleyecekler. Ki bu kısmen doğrudur. Ne var ki eğer
bu doğruysa bundan önceki ihracat artışlarının da Euro/USD paritesinin Euro
lehine gelişmesinden kaynaklandığını kabul etmek gerekir. Kimi yorumcular ise ihracattaki
bu düşüşün kur/faiz ilişkisinin doğru kurulamadığından kaynaklandığını öne
sürecek. Ki bu da kısmen doğrudur. Ama tümüyle doğru olduğunu söyleyemeyiz
çünkü aksi takdirde bugüne kadarki, artışın kur/faiz ilişkisinin doğru kurulmuş
olduğunu kabul etmek gerekir.
Ben bu iki görüşte de doğrular ve yanlışlar bulunduğunu
düşünüyorum. Türkiye’nin ihracat gelirlerinin ağırlığı Euro cinsinden, buna
karşılık girdi maliyetleri ve dış finansman maliyetlerinin ağırlığı USD cinsindendir.
Bu durumda Euro/USD kuru Euro lehine olduğunda gelirler artıyor buna karşılık
giderler göreli olarak veya reel olarak azalıyor ya da sabit kalıyor demektir.
Bu durumda ihracatın artması normaldir. Türkiye, aşağı yukarı 2014’ün son ayına
kadar bu avantajdan yararlandı. Bu tarihten sonra USD, Euro’ya karşı prim
yapmaya başlayınca bu kez işler tersine döndü ve gelirler düşmeye, giderler
yükselmeye başladı. Bu gelişmenin sonucu olarak ihracatımız düşmeye yöneldi. Öte
yandan kurlarla ilgili gelişmelere baktığımızda bu iki rezerv kurun birbirine
üstünlük sağlama kavgası sırasında her ikisi de TL’ye karşı değer kazandı. Bu
durumda bizim kur/faiz dengesini tam olarak kuramadığımız anlaşılıyor. Yani her
iki görüşün de doğru yanları var.
Bu gelişmeler uzun süredir ihracatını artıran Türkiye’nin 2015
yılında ihracatında gerilemeyle karşılaşmasına yol açtı. İlk 4 ayda ihracatımızda
yüzde 8,1 oranında düşüş yaşadık. Bu düşüş, ilk iki ayda cari açığa tam olarak
olumsuz yansımadı. Daha doğrusu cari açıktaki düşüşün hızının kesilmesine yol
açsa da en azından ithalattaki düşüş nedeniyle cari açık düşmeye devam etti.
Mart ayında artık ithalattaki düşüş, ihracattaki düşüşü dengeleyemez olunca cari
açık artmaya başladı.
Aşağıdaki grafik Kasım 2014 ile Mart 2015 arasında Euro /
USD kurunu (mavi çizgi) ve cari açığın (kırmızı çizgi) gelişmesini gösteriyor.
Grafiğe bakılacak olursa Euro, Dolara karşı değer
kaybederken başlangıçta ithalattaki hızlı düşüşle düşmeye devam eden cari açık,
Şubat ayında yavaşça, Mart ayında ise daha hızlı bir tempoyla artışa geçmiş
görünüyor.
Mayıs ayında Euro / USD paritesi yeniden Euro lehine dönmeye
başlamış bulunuyor. Bu gelişme, ABD verilerinin ilk çeyrekte yaşanan ekonomik
daralmanın etkisiyle zayıf gelmesine karşılık Euro bölgesinde parasal gevşemenin
de etkisiyle başlayan toparlanma işaretlerinin sonucunda oluştu. Euro/USD
paritesinin Euro lehine dönmesi bizim ihracatımızda yeniden olumlu bir kıpırdanma
başlatabilir. Bundan sonra cari açık ve ihracatımızın kaderi bizden çok ABD
ekonomik verilerine, Fed’in faiz artışı kararına ve Euro bölgesinin
toparlanmasına bağlı görünüyor.
Bahçenizdeki patateslerden n'aber?
YanıtlaSilEğer ilgilenecek zaman bulamıyorsanız bahçıvan olabilirim; sertifikam ve 3 yıllık deneyimim var.
(Asgari ücret+200 TL) + Sigorta + Öğle yemeği + Servis ödemesi yaparsanız yarın (12 Mayıs) CNBC-e stüdyolarına sizle yüz yüze görüşmeye geleceğim ?
Şimdilik bir gelişme yok. Bir kaç ay sürecek herhalde. Saksı içinde duruyor.
SilHocam, üniversitedeyken işletme hocamız TİM'in ne olduğunu sordu.
YanıtlaSilBazı arkadaşlarımız Sylvester Stallone'nin başrolde oynadığı 'The Expendables' filmindeki tim olduğunu söyledi.
Ve bu cevabı verirken ciddilerdi.
Saygılarımı sunarım!
Made my day.
Silözel tim :)
SilHocam, cari açıktaki artışın temel nedeni şu mu:
YanıtlaSilTürkiye'de yerleşik ihracat/ithalat yapan her boy şirket, kurlardaki dalgalanmanın kısa vadede durulmayacağı konusunda yavaş da olsa tecrübe kazanmaya başladı.
Şu an sepet kurun 2,85 / doların 2,70 / euronun 3,00 üzerinde seyrettiğini görüyoruz.
Kurların daha da yükseleceğinden emin olmaya başlayan şirketler, kur daha da yükselip ithalatı pahalı hale getirmeden önce;
İster son tüketiciye ulaşacak mallar olsun,
İster fabrikalarında kullanacakları hammadde, aramalı veya yarı-işlenmiş mamül olsun canhıraş ithal ediyorlar. Çünkü artık biliyorlar ki, bekledikçe pahalılık artacak!
Buna mukabil:
İç talep gitgide yavaşlamaya devam ettiğinden ve dış talepte de durgunluk hala devam ettiğinden;
İhracat eskisi kadar yapamıyorlar (TOBB Başkanı'nın demecini hatırlayınız!)
Tablonuzda Şubat'ın sonuna doğru zıtlaşmanın arttığı net görülüyor! Böylece cari açık yükseliyor.
İthalata bir uyuşturucu gibi bağımlı olduğumuzdan yıllarca şu söylendi: Cari açık finanse edilebildiği müddetçe Türkiye'de sıkıntı yaratmaz!
Ne acıdır ki:
Türkiye'de ekonomik büyümenin hızlanması için ihracat yapmaya,
İhracat için 'devasa' (hammadde, aramalı veya yarı-işlenmiş mamül) ithalatı yapmaya;
Böylelikle carı açığı, uzaya fırlatılan roketler hızında artırmaya mecburuz!
Bu acı verici döngüyü nasıl kırabiliriz?
Yine, dönüp dolaşıp 'yapısal reformlar'a mı geliyoruz?
Evet yapısal reformları ihmal ettikçe bu böyle gidecek.
SilKeşke Avrupa ve Amerika'ya daha az bağlı olsak...
YanıtlaSilBu küresel sistemde bu mümkün değil.
SilTeşekkürler hocam tam da Haberlerde cari açıkla ilgili düşünürken ilaç gibi geldi, elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam yazınız için teşekkürler. Konuyla ilgili değil ama mikroiktisat kitabınız ile daha önce söylemiş olduğunuz bu blogdaki yazılarınızı yayımlayacağınız kitabınız tahmini olarak ne zaman basılı hale gelir? Bir de kitap tüm yazılarınızı içerecek mi? Saygılar.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilMikroekonomi kitabımı bir aksaklık olmazsa Eylül ayında piyasaya çıkarmayı planlıyorum.
Öteki kitap için çalışıyorum. Çünkü orada sadece benim yazılarım değil seçme yorumlar ve yanıtlar da olacak. Onun biraz daha zamana ihtiyacı var.
ihracata bakış açınızın doğru olmadığı kanaatindeyim. nasıl büyüme, tüketim, yatırım, sanayi üretimi, net ihracatın büyümeye katkısı gibi göstergelerde reel dataya bakıyorsak, nominal göstergeler olan bütçe dengesi, cari denge, borç stokunda daha reel olması açısından bunların GSYH'ye oranlarını baz alıyorsak, ihracat-ithalat ve döviz kurunda da reel dataya bakmalıyız. günün sonunda net ihracatın büyüme katkısını değerlendirirken reele bakılıyor. "efendim ihracat-ithalat dövizle yapılıyor, nominal döviz bazında bakmalıyız" düşüncesi bence yanlış. tüketim, yatırım ve sanayi üretimine reel olarak, dış ticarete nominal olarak bakıyoruz da hiç mi ithal mal tüketilmiyor, yatırımlar içinde hiç mi ithal sermaye malı yok, sanayi ürünleri hiç mi ihraç edilmiyor? reel olarak bakılan tüketim, yatırım ve sanayi üretimiyle dış ticaret birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili parçalardır.
YanıtlaSilTÜİK bugün Mart ayı dış ticaret endekslerini açıkladı. 2015'in ilk 3 ayında REEL ihracatta (ihracat miktar endeksi) geçen yılın aynı dönemine göre %0,4 artış oldu. "ihracatımızda düşüş oldu" yerine, "artış hızı çok düştü" desek daha yerinde olur gibi. reel ithalat (ithalat miktar endeksi) tarafında ise %4,9 artış gerçekleşti. bunda en önemli faktör geçen seneye kıyasla reel efektif döviz kurundaki %9,9'luk yükseliş. biz enflasyonu daha iyi yönetseydik, reel dış ticaret dengesi mevcut nominal kur seviyelerinde daha lehimize olabilirdi.
dünya ekonomisinin belirli bir büyüme hızı var. buna bağlı olarak reel ihracat ve ithalatta dünya pastasındaki payımıza göre rutin bir yıllık artış yaşanması normaldir. rutin artışın aşağısına ve yukarısına doğru hareket olduğunda nominal kurlardan çok reel kurun daha belirleyici olduğu görülüyor.
Olabilir. Bu sizin düşünceniz. Ben ihracata dün nasıl bakıyorsam bugün de öyle bakıyorum. Dün ihracat nominal olarak arttı demişsem bugün de aynı şekilde bakıp düştü diyorum. Artarken nominal ve reel ayrımı yapmaz düşerken yaparsak tutarsız olur. Ama her iki duruma da aynı gözle bakarsak tutarsız olmaz.
SilAyrıca TÜİK endekslerine göre ihracatta geçen yılın ilk çeyreğine göre tek artış miktar endeksinde görülüyor. Buna karşılık değer endeksi düşüyor. Bu, daha çok ihracat yaptığımız halde daha az para kazandığımız anlamına gelir. Ki bu daha da kötü bir gelişmeye işaret eder.
dış ticaret rakamları ekonomistlerce çoğunlukla sizin gibi yorumlanıyor. ancak reel olarak değerlendirdiğimiz sanayi üretimin büyük kısmı ihraç edilmekte ve üretim, dışarıdan gelen hammadde, ara malı ve sermaye mallarına bağımlı. sanayi üretimine reel olarak bakarken, ihracat-ithalata nominal bakmak bana ilginç geliyor.
Sil2015 ilk çeyrekte (2014 ilk çeyreğe göre) ihraç mal fiyatlarında %8, ithal mal fiyatlarında %13 kadar gerileme oldu. ilk bakışta olumlu bir durum gibi görünse de aslında değil. "ilk çeyrekte cari açıkta 900 milyon dolar gerileme oldu, ülke açısından olumlu" deniliyor. fakat, 1.çeyrek büyüme rakamları açıklandığında bir bakacağız ki net ihracat büyümeyi 1,5 puana yakın düşürmüş. bu tarz nedenlerle reele bakmak daha anlamlı görünüyor.
yine "cari açıkta nominal düşüş olunca dışarıdan daha kolay fon temin edilir" deniliyor. ancak şunu unutuyorlar: cari açıktaki düşüşün nedeni petrol fiyatlarının gerilemesi. petrol, sadece Türkiye'nin nominal cari açığını düşürmedi, uluslar arası fon piyasalarında bize rakip olan birçok ülkenin cari aç ığı geriledi. günün sonunda nominal dış ticaret dengesi değil, reel dış ticaret dengeleri konuşur. yani merkez bankası daha güvenilir olan, enflasyonu daha iyi yöneten, teknoloji ve verimlilikte daha fazla ilerleme kaydeden, dış pazarlardaki payını daha çok artıran ve bunların ödülünü reel dış ticaret dengesinde iyileşme olarak gören ülkeler daha kolay fon temin eder.
Hocam, sizce Eur/ Usd paritesinin Eur lehine dönmesi devam eder mi?
YanıtlaSilABD ekonomisinden toparlanma verileri gelene ve Fed'in faiz artışı masaya geri gelene kadar sürebilir.
SilHocam , Euro bölgesi dışında özellikle Rusya Türkiye açısından önemli bir pazar , gerçi Avrupa ve ABD'nin şu sıralar ambargo koyması sebebiyle zor bir sınavdan geçiyor Rusya ekonomisi. Uzun vadede Rusya ile karşılıklı ticaretimizin yine de artmaya devam edeceğine inanıyorum. Böyle bir durumda Türkiye ekonomisinin Euro/USD volatilesine karşı bir nebze karşı bir hareket olması açısından Rusya-Türkiye arasındaki ticareti TL ve Ruble eksenine kaydırmak daha mantıklı görünmüyor mu ? Hukuki altyapı bunun için müsait , neden bekliyoruz ?
YanıtlaSilRusya bunu kabul eder mi dersiniz? Rusya'nın elindeki mal, talep esnekliği katı bir mal olan doğalgaz. Bunu istediğine istediği para cinsinden satabiliyor. Bizim de bu malı almamak gibi bir seçeneğimiz yok. Bu durumda Rusya, paritesi her gün inip çıkan TL ile ödem yapmamızı kabul eder mi? TL'leri alınca ne yapacak? ABD veya Avrupa'dan mal alırken kullanabilecek mi?
SilHocam, Daha mikro bakarsak ihracatımızın yerli sermayeli ana kalemini oluşturan tekstil sektöründe yaşanan kur bağlamlı sıkıntıların bu oranlar üzerinde etkili olduğunu düşünebilir miyiz?
YanıtlaSilEvet
SilO sıkıntıları detaylı aktarabilmek için zamanın var mı sevgili arkadaşım?
SilMesela, satış fiyatını ayarlamakta mı zorlanıyorsunuz?
Mallarınıza olan talep eskisi gibi canlı değil mi?
Kurlardaki dalgalanma maliyetlerinizi mi arttırıyor?
Önünüzü net göremedeğiniz için, risklerinizi azaltabilmek için, mavi ve beyaz yaka işçi çıkarmaya başladınız mı?
Bunlar ilk seferde aklıma gelen sorular.
Detaylı cevabınızı bekliyorum...
Hocam ödemeler dengesinde Türkiye'ye kaynağı belirsiz dövizlerin girdiğine çok sık tanık oluyoruz. Bence buradan kayıt dışı ihracat ödemeleri bulunduğu sonucunu çıkarabiliriz. Özelikle eski doğu bloku ülkelerinde ithalat vergileri ve ithalattan alınan KDV veya ÖTV'lerden kaçınma olgusu var. Gümrük idaresi bu nedenle emsal fiyattan fatura ve Gümrük Beyannamesi uygulaması yapıyor. Gene de kayıt dışı veya düşük faturalı ihracat mevcut. Bavul ticaretini de bu kapsamda değerlendirebiliriz.
YanıtlaSildövize ne oldu birden hocam neden düştü nereye kadar düşer alım için ....saygılar hocam....
YanıtlaSilABD'de perakende satışlar Ekim 2009'dan bu yana ilk defa bir önceki yılın aynı ayına göre azalma gösterdi ve piyasalar bayram(!) yaptı. bu durum, sevilmeyen yan komşunun evinde yangın çıktığı zaman sevinmeye benziyor (bir süre sonra yangın sana sıçrayacak) ABD hapşurursa dünyanın nezle olacağını bir müddet unutmuşa benziyorlar. tıpkı Fed'in faiz artırımından gereksiz yere korkmaları gibi. Fed'in geçmişte faiz artırdığı dönemlerin hepsinde dünyada dolar arzı artışı ivmelenmiştir. çünkü Fed, iyimser beklentilerin kredi hacmi, dolar arzı ve borçluluğu artırdığını görür ve tepki olarak, enflasyon beklentilerini kontrol etmek için faiz artırır.
SilDış görünüş ABD verilerinin parlak olmaması ve Fed'in faiz artırmasının gelecek yıla kayması. Ama iç görünüşle ilgili benim de net bir bilgim yok. Bir kaç ay sonra ödemeler dengesinde net hata ve noksan kalemi açıklandığında iç görünüşte ne olduğunu belki anlarız.
SilHocam;
YanıtlaSilÖzellikle Dün ve Bugün (keza cari açık başta,enflasyon rakamları,moodys açıklaması,S&P açıklamaları vs.)olumsuz gelmesine rağmen,borsa neden yükseliş trendine girdi...Açıkçası neyi neden fiyatladığını anlamak mümkün değil...
Tam tersine Döviz ise düşme trendine girdi...
Size sorum,bilmediğimiz bir gelişmemi oldu yoksa...Ayrıca kısaca Döviz cephesindeki son gelişmelerden dolayı beklentilerde bir değişme olabilirmi...
Teşekkür ederim...
Dışarıda USD aleyhine bazı gelişmeler var ama bunların bu kadar güçlü etkiler yaratması kolay değil. Mayıs ayı ödemeler dengesi açıklandığında net hata ve noksan kalemine bakarak ne olduğunu belki anlayabiliriz.
SilABD'nin faiz artırımına başlaması sonrasında olabileceklerle ilgili Roubini, "Kısa vadede, piyasada likiditenin az olmasıyla ekonomide sürprizler yaşanması halinde ABD ve Avrupa'da çok volatil bir faiz ortamıyla karşılaşabiliriz." ifadesini kullandı.
YanıtlaSilhttp://www.cnbce.com/haberler/finans/roubini-faiz-kargasasi-beklemeyin
Volatil faiz ortamı derken, sadece piyasa faizini mi kastediyor, yoksa merkez bankalarının politika faizini artırma yarışına gireceği bir dönemden mi bahsediyor?
İkisi de olabilir. Sanırım her ikisini de kastediyor.
SilHocam, aşağıdaki bir öğrenci sorusu değildir.
YanıtlaSil'Troubled Asset Relief Program' ile 'Quantitative easing' arasındaki farklar nedir?
TARP da ekonomiyi kurtarmak için yapılan bir hamleydi, QE de!
TARP'da ABD hükümeti devreye girdi. QE ise FED'in devreye girmesiydi.
Peki para nereden geliyor?
TARP'da ABD hazinesinden mi (yani ABD vatandaşlarının ödediği vergilerden mi?) piyasaya para saçıldı?
QE'de FED parayı nereden buldu da piyasaya saçtı?
TARP da, QE de aynı kurtarma işlevini gören programlar ise; niçin ayrı başlıklarda tanımlanıyor?
(Ek soru:
'Bail-out' kavramını nereye koyacağız?
TARP ve QE bail out yaptı mı?
Yoksa sadece devlet -yani TARP & Hazine- mi bail out yapabilir?)
Siz şöyle bir açıklama yapmıştınız "TCMB'nin bünyesindeki paranın asli sahibi (teoride) devlettir. Ama piyasa mekanizmasının işleyişine (pratikte) baktığımızda, devlet bu parayı gönlünün istediği gibi kullanamaz. Merkez Bankalarının özerk statüde kalmasını sağlayan yasalar bunun için var."
Bu açıklamanız da aklıma geliyor. Ve TARP ile QE'yi karıştırmaya devam ediyorum?
Amerikan hazinesinin işlevi ile bizimki oldukça farklı gibime geliyor. Bizde hazine borçlanmaları tamamen bütçe kısıtları ile alakalı. Hükümetlerimizin beklenti yönetiminde oyuncu olma kapasiteleri sınırlı. Amerikan hazinesi ulusal parası ile çok düşük faiz oranları ile uzun dönem borçlanıyor. Bence bu yolla fiiliyatta para basıyor.
SilBütün bu uygulamalar fiyakalı adlarına rağmen aslında para basma operasyonları. Bizde eskiden Hazine TCMB'den kısa vadeli avans adı altında borç alır bu borca piyasa faizinin çok altında bir faiz öderdi. Bu borç ödenmez ve bütçe ödenekleri arttığı için aradaki fark yeniden borç olarak alınırdı.Bildiğiniz karşılıksız para basma operasyonuydu.
SilABD'de yapılan bu uygulamalarla Fed, Hazinenin borçlanmada kullandığı tahvilleri satın alarak bastığı parayı bu tahvil sahiplerine verdi. Onlar da bu parayla yeni Hazine tahvilleri satın aldılar. Yani Fed, Hazineye doğrudan para vereceğine dolaylı olarak vermiş oldu. Bana sorarsanız ikisi arasında hiçbir fark yok. Yalnızca kılıfına uydurma farkı var.
Sonuçta bu tahviller, tahvilleri ellerinde bulunduranlara likidite sağladığı için bir anlamda bail out olarak değerlendirilebilir.
Hocam Selamlar,
YanıtlaSilDolar kurundaki dususle ilgili dusunceniz nedir, sizce devam eder mi yoksa Amerika'daki parekende satislar verisine tepkimiydi? Ulkemizde siyasi belirsizlik dusuncesi oldugu icin kurda yukselmeye devam eder mi hocam.Onumuzdeki gun ve haftalarla ilgili usd/tl dusuncelerinizi merak ediyorum, Saygilarimla...
Doların yönünün yukarı doğru olduğu görüşümü koruyorum. Daha önce de çeşitli defalar yazdığım ve söylediğim gibi, iniş ve çıkışlar yaşansa da doların yönü yukarıyadır.
SilHocam, ümit ederim yanlış anlamazsınız.
YanıtlaSilDiyelim ki bu yaştan sonra birden bire TCMB'de çalışmak istediniz, başvuru prosedürünü takip ederek işlemleri başlattınız.
Sizi de sınavlara ve mülakatlara tabii tutarlar mı?
Yoksa sizin oldukça tecrübeli olduğunuza kani olup doğrudan bünyelerine mi alırlar?
Yanlış anlamasam da anlamsız bulurum.
Silİlgilenmemiştiniz ama tekrar yazayım .... Marshall yardımı koşullarından biri olan T.C.'nin ulaşım sisteminin Demiryolundan Karayoluna çevrilmesi cari açığın EN BÜYÜK sebebidir.
YanıtlaSilBakınız; petrol ithalatı ....
İstatistiklerle, ıncık gıncıkla MB kararıyla vs vs ile uğraşmaya devam !!!!
Dünyada 15-20 ülkeyi gördüm . Hiçbirinde bizdeki gibi işyeri servisi görmedim .
SilBol bol minibüs-otobüs satmak lazım.
Size katılmıyorum. Gelişmiş ülkelerde bizden çok daha fazla karayolu var. "Ulaşım sisteminin Demiryolundan Karayoluna çevrilmesi cari açığın EN BÜYÜK sebebi" ise onlar da neden cari açık olmuyor? Yaşadığım Almanya'da cari fazla var ama heryer yol. işyeri servisi yok dediğiniz gibi.Çünkü insanlar işe genelde araba veya bisikletle gidiyor.Trenle giden de var ama daha çok gençler veya yaşlılar tren otobüs kullanıyor burada.Karda kışta bisikletle giden çok kişi var.Araba sahipliği oranı gelişmiş ülkelerde çok yüksek. Buradan bakabilirsiniz.
Silhttp://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_vehicles_per_capita
Onların satacak katmadeğerli malı var, onun için cari açık vermiyorlar.Kaynaklarını yanlış kullanırsan ( dipsiz kuyuya atarsan ) , sanayini geliştiremezsin. Dolayısı ile patinaj yaparsın. Satacak malın yok ise cari açık verirsin. O bahsettiğiniz ülkelerdeki benzin fiatlarını bizimki ile karşılaştırmak gerekir. '' O '' ülkeler gelişmiş ülkeler dimi ??
SilGelişmiş ülkelerin ihracatlarının KG si benzin fiatından daha yüksek.
'' O '' ülkeler bizim gibi ülkelere ürettikleri tekerlekli araçları satarlar, araçların nakliyesini demiryolu veya denizyolu ile yaparlar, bizden kazandıkları paralarla da otoyol yaparlar ..... Rakamları tam bilmiyorum ama bakmak lazım , T.C. deki yük nakliyatının büyüüük bir kısmı karayolu ile yapıldığından eminim .
SilHavuzdaki delikten dışarıya akan su ( cari açık ) ile ilgili , ne kadar yağmur yağmış, ne kadar kova ile su taşıtılmış, havuza bağlanan su hortumunun çapı, hortumdaki suyun debisi ile neden uğraşıyorsunuz ki ? Doğrudan deliği kapatacak fikirler üretmemiz gerekirken, bu çalışmalarınız '' patinajdan '' öteye gitmez. Saygıdeğer politikacılarımızın geçmişte yaptığı ( almasanda öde doğalgaz anlaşmaları) , bugün yapılan , etkilerini bizim yıllaaar sonra hissedeceğimiz, farkedeceğimiz kararlar ile uğraşmamız lazım.
YanıtlaSil'' Hasta kişi '' devamlı griptir nezledir . Devamlı doktora gider , doktor da muayene eder, analiz, rontgen ister, değerlere bakar, yorum yapar, ilaç yazar .
YanıtlaSil,
Birinin hastaya ; '' Arkadaş , yalınayak dolaşma, akşam cam açık uyuma '' demesi lazım ...
Sevgili ss, yukarıda yazdığın üç yorum için tek şey yazıyorum:
SilAlkışlıyoruz, milletçe alkışlıyoruz!
Hocam Türk lirasının en azından son bir yıldan beri dolar karşısında hareketi euro ile paralel gidiyor görünüyor. %5-6 gibi bir fark var ancak bu çok uzun vadeli dalgalanmalarda normal olarak görülebilir (mi?) çünkü son 1 yıl içinde zaten tl lehine/aleyhine ara ara bu fark benzeri farklar oluşmuş ama gidişat yönü aynı kalmış. Sonuç olarak tl'nin kaderi euroya bağlı desek hata etmiş olurmuyuz? euronun kaderi nedir? piyasaya sürülecek eurolar ABD'den erken (abd 5 yıl piyasada parayı bekletebilir de avrupa bekletebilecek mi?) enflasyon yapabilir mi? ABD rakamlar kötü/pek iyi olmayan şekilde geldiği için paraları istediği vadelerde toplayamazsa sizce dünyayı enflasyon bekliyor mu (çünkü ardından avrupanın geleceği sonucu çıkar onlarda abdye özendi)? ABD ve avrupa parasal genişleme yaparak hata mı yaptı? bu deney başarısızlıkla sonuçlanır mı? Sonuçta bildiğimiz bir kural varsa o da risk alanın riski ödemesi idi ama bu olmadı devlet ödedi, fizikten bildiğimizse eğer denge yoksa dengesizliği korumak için devamlı enerji gerektiğidir, eğer ekonomide öyleyse piyasa değerlemelerini yapay olarak üstte tutmak ne kadar mümkün olabilir (sizce şu anda böyle bir durum var mı)?
YanıtlaSilHocam,
YanıtlaSilBugün kü Volativiteyi nasıl anlamlandırabiliriz..
Açıkçası Türkiye ekonomisi nereye gidiyor...
Teşekkür ederim...
hocam son birkaç günde TL'deki değer artışını net hata noksana, hükümete destek olmak için dışarıdan gelen paralara filan lütfen bağlamayın. mesela bizimle benzer ekonomik sorunlara sahip G.Afrika randı 13 Mart'taki dip baz alınırsa dolar karşısında %5,6 değer kazanmış durumda. TL'nin 24 Nisan'daki dibe kıyasla değer kazancı %5,2'dir. Euro gibi majör bir para birimi bile 16 Mart'taki en düşük seviyesine göre %9,1 değer artışı yaşamış. tabii ki TL de "USD long-covering" denilen mevcut durumdan istifade edecek. ancak hareketler döviz-efektif piyasadan çok türev piyasa kaynaklı olduğundan geçici mahiyette denilebilir.
SilHocam,
YanıtlaSilSayın Bakan Babacan'ın açıklamalarından yola çıkarak,yoksa bugünler daha iyi günlerimiz mi oluyor...
Teşekkür ederim..
dolar nereye kadar düşer hocam sizce, saygılar...
YanıtlaSilX kişi: Hukuk; ekmek, su gibi ihtiyaçtır vazgeçilemez.
YanıtlaSilY kişi : Devlet şirket gibi yönetilir mevzuata takılmaya gerek yok.
Bunlar aynı kümenin içindeler ancak korelasyonları pek uymuyor gibi nasıl olcak hocam:)
Yapisal reforum onerim ithal bakanlar eti ithal edecegimize bakanlarini ithal edelim en azindan daha ucuza gida buluruz cok pahali gida resmen avrupali muamelisi pazarda gercekte suriyeli gibi yasiyoruz bu ne tezat hocam
YanıtlaSilhocam dolar düşmeye başladı sizce neden?
YanıtlaSilMahfi Bey, siz yine pek ciddiye almayabilirsiniz ve hatta komplo teorisi diye düşünebilirsiniz ama gerçekler bir yere kadar saklanabiliyor!
YanıtlaSilDolar/TL'de sanki düğmeye basılmış gibi bir düşüş yaşanıyor değil mi?
Sebebini yazayım:
Size geçtiğimiz haftalarda, Türkiye sınırlarında, hiçbir yerde kaydının bulunmaması için (ülkeye girişte) özel izinlerin verildiği, tır, yük gemisi ve uçaklar aracılığı ile kaynağı belirsiz paranın (ve hemen likiditeye dönüşebilen kıymetli madenlerin) girişinden bahsetmiştim.
7 Haziran seçimlerine kadar, ekonomiyi gündemden az da olsa uzaklaştırabilmek için, bu kaynağı bilinmeyen paranın (ve hemen likiditeye dönüşebilen kıymetli madenlerin) miktarında muazzam artış yapılması talimati verildi! Maksat, seçmenin ağzına birkaç parmak bal çalabilmek!
Dolar/TL'de yaşanan hızlı düşüşün asıl sebebi bu!
Seçimlerden sonra kim, ne yapacağını bilmiyor! Bu kaynağı belirsiz parayı (ve hemen likiditeye dönüşebilen kıymetli madenleri) bile eskisi kadar yüksek miktarlarda getiremeyeceklerini artık anladılar!
Bilginiz olsun istedim...
Hocam sizin yazılarınızı çok beğeniyorum ekonomiyi daha iyi yorumlamak adına kitaplarınızı hangi sıraya göre okumalıyım?
YanıtlaSil