Finansal Piyasaların Bugünkü Görünümü ve Gelecek

Neler Oldu?
Koalisyon umudunun sona ermesiyle birlikte bir süredir finansal piyasalarda zaten satın alınmaya başlayan erken seçim olasılığı, olasılıktan gerçeğe dönünce bütün finansal araçlarda bozulma yaşandı. Bu yazıyı yazdığımda borsa açılmamıştı. Açılınca BIST 100 endeksinde de hızlı bir düşüş yaşanmasını bekliyorum.

Bu yılın başından beri oluşan gelişmeler sonucunda yaşanan kayıplar şöyle.

TL’nin Dövize Karşı Değer Kayıpları
USD’ye karşı % 21 (USD yılbaşındaki 2,35 kurundan 2,84’e yükseldi.)
Euro’ya karşı % 12 (Euro yılbaşındaki 2,83 kurundan 3,17’ye yükseldi.)

Gösterge Faizdeki Artış % 25 oldu (Gösterge faiz yılbaşındaki % 8,12 düzeyinden % 10,13’e yükseldi.)

TCMB’nin Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyetindeki Artış % 0,35 oldu (TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yılbaşında % 8,52 idi % 8,55’e yükseldi.)

CDS Primindeki Artış (Risk Artışı) % 41 oldu (Yılbaşında 184 bp olan Türkiye’nin CDS primi 260 bp’ye kadar yükseldi.)

Neler Olabilir?
Önümüzdeki dönemde çok farklı şeyler olmasını beklememiz için fazla bir nedenimiz yok. Erken seçim olsa ve tek başına iktidar çıkaracak bir sonuç alınsa bile Türkiye ekonomisi içinde bulunduğu yapısal sorunları çözebilecek durumda görünmüyor. Bir kez daha benzeri bir modeli uygulayacak barut kalmadı. Artık ne eskisi kadar özelleştirilecek kamu malı var ne de borçlandırılabilecek özel kesim ve hane halkı. Üstelik önümüzde Fed’in faiz artırımı ve başta Çin olmak üzere gelişme yolundaki ekonomilerin yavaşlaması gibi iki büyük sorun bulunuyor. Şimdiye kadar düşük Euro kurunun otomobil satışlarında yarattığı artış da tersine dönecek gibi görünüyor. Euro’nun TL’ye karşı değerlenmesi ihracat ve turizm gelirlerini artıracak gibi görünse de USD’nin TL’ye karşı daha fazla değerlenmesi maliyetleri daha fazla artırdığı için döviz dengemize çare olacak gibi görünmüyor. Üstelik kurlarda yaşanan bu artışlar enflasyonu da iyice yukarı itecek.

Yukarıda finansal piyasalardaki gelişmeleri yazarken diğerleriyle en tutarsız görünen kalemin TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetindeki artış olduğuna dikkat etmişsinizdir. TCMB, çeşitli baskılar nedeniyle faizi artıramamış ve bu gelişmeler karşısında tutarlı bir oran yakalayamamış görünüyor. Bu durum böyle devam ederse baskıların ister istemez azalmasını ve TCMB’nin faiz artırımına gitmesini bekleyebiliriz. 

Yorumlar

  1. Hocam elinize sağlık, artık dinamitin fitili sanırım yakıldı bundan sonra olacaklar maalesef yıkım olacak .

    YanıtlaSil
  2. İşsizlik ve istihdamda olumsuz sonuçlar çıkabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çıkabilir. Büyümenin düştüğü yerde işsizlik artar.

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB faizi artırırsa dışarıdan fon girişini artırabilir. Bu da dövizi düşürür.

      Sil
  4. Elinize sağlık hocam. Biz sürekli tartışıyoruz orta yol bulamadım. Kısa süreli ( geçmişte genelde böyle olmuş ) bile olsa koalisyon kurulsa mı yoksa erken seçime gidilse mi ülkemiz daha az maliyet ve zararla kurtulur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısa süreli koalisyonla hiç bir sonuç alınamaz. Türkiye'nin sorunları kısa süreli değil uzun süreli ve bunları çözmek için de kısa süre yetmez.

      Sil
  5. Hocam, merak ettigim durum şu: Diş ticaret ve turizm gelirlerimiz Euro cinsinden ve maliyet unsurlarimiz da agirlikli olarak Dolar. cinsinden ,bizim dolar kurunu asagiya cekme imkanimiz da Cok fazla yoksa,merkez bankasi neden euro alimi yapip,Euro kurunu yukseltip ,Cari acigimizi kapatmya yardimci olmuyor.Sadece Euro kaynakli enflasyon korkusundan mi yoksa merkez bankasinin gorev taniminda cari acigi kapatmak gibi bir gorev olmamasindan mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet TCMB'nin görevi bu değil. Çünkü Euro çekmeye başlayınca piyasaya bol TL vereceksiniz demektir. O da enflasyonu körükler.

      Sil
    2. Bahsettiginiz oneri pratikte dolar-euro paritesini degistirmek anlamina geliyor ve bizim ulkemizin oyle bir gucu uzaktan yakindan yok. Dolayisiyla Merkez Bankasinin o aksiyonu almasi, kamikaze yaparak kasasindaki tum parayi buyuk fon yoneticilerine vermek anlamina gelir.

      Sil
  6. Hocam emeğinize sağlık. Hocam merkez faiz koridorunu yukarıya çekmekte neden bu kadar geçikti ? Enflasyonda gözlenen aşağıya yönlü hareketten dolayı mı ? Bir de hocam merkez,döviz depo faiz oranlarını nereye kadar düşürebilir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü TCMB, yasasında yazılı olan bağımsızlığa gerçek yaşamda sahip değil. Bizdeki çoğu yasa maddesi gibi lafta kalan düzenlemeler bunlar.
      Döviz depo faiz oranlarını negatif bile yapabilir ama o zaman da ortaya çıkacak zararın hesabını verebilmesi gerekir.

      Sil
  7. Durumu yine çok iyi özetlemişsiniz.Teşekkürler Üstad

    YanıtlaSil
  8. Mahfi Bey, daha önce de birçok kez belirttiğiniz gibi ben de Türkiye'nin en önemli sorununun nitelikli eğitim olmadığını düşünüyorum. Kendi mesleğimden dem vuracak olursam, üniversitelerden, eli makine yağına değmemiş excel mühendisleri mezun oluyor. Eğitim sisteminin değişmesi şart. Bunun için ise öncelikli olarak eğitmenlerimizin niteliğinin değişmesi şart. Hadi ilkokulu geçtim, ortaokul ve lisede eğitim veren öğretmenlerimize bir bakın: büyük çoğunluğu zamanında üniversiteye giriş sınavında en düşük puanı almış bir yere yerleşeyim düşüncesiyle öğretmen olan kişiler. Hal öyle olunca verilen eğitimin de niteliği düşüyor bence. Avrupa'da bu böyle değil. Örneğin Fransa'da öğretmen olacak kişiler bir çok farklı sınavlardan geçirilerek entelektüel seviyesi yüksek gençler arasından seçiliyor ve bunun sonucu olarak öğretmen maaşları yüksek.
    Diyeceğim kısaca, önce eğitimden başlamalıyız. Nitelikli eğitmenlerin yetişmesi ve yerleştirilmesi dahil bu süreç en az 15 yıl sürer. Varsın bu süre zarfında orta gelirde kalalım. Orta gelirde kalmayı başarabilmek bile bir başarıdır. Yüksek gelirdeki ülkelerin durumu da ortada... Bütçede en büyük pay eğitime ayrılmalıdır. Teknik liseler çoğaltılmalı, gençler yaz tatilllerinde mutlaka iş kolları hakkında bilinçlendirilmeli, bilgisayar başında boş boş oturacaklarına partime da olsa çalışmalı, kendilerini geliştirmelidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ve maalesef biz sadece sürelerle ilgiliyiz. Konu sadece mühendisler, öğretmenlerle ilgili değil bütün dallarda durum böyle. Üniversiteyi bitirdiği halde analiz yapamayan binlerce mezun var. Bunun bir tek nedeni var: Bizde eğitim bilim temelli yapılmıyor. Bizde sorgulamak hoş karşılanmıyor. Bu yeni bir durum değil. Her zaman böyleydi ama son dönemde iyice arttı. Bilimi referans almak yerine inandığı, peşine takıldığı insanları veya partiyi referans alan büyük bir kitle var. Bununla hiç bir yere varamayız.

      Sil
    2. Sayın Berna Korur,

      Dolar 2,84'leri test etti. Ama sizin işleriniz tıkırında galiba ki burada Mahfi Bey'in sitesinde yazı yazacak vakit bulabiliyorsunuz. Dalgalanmadan etkilenmediğiniz ortada...

      Sil
    3. Dalgalanma herkesi etkiler. Burada zaman ayırıp yorum yaptıkları için. yorum yapan herkese teşekkür ederim.

      Sil
    4. Ben şu öğretmen olayına takıldım nerdeyse 2000 sonrası öğretmen olanların tamamı yüksek puanla girdi 2000 yılında dokuz eylül matematik oğrt dokuz eylül tıp fakültesinde fazlaydı....ben de çok yüksek puanla oğrt oldum neyse eğitim burada gerekli işte araştırmadan önyargılılarla yorum yapmamakta misal.Türkiye deki eğitim olgusu sadece eğitim sisteminin çarpıklığıyla değil bireylerin çarpık düşünce yapısıyla açıklanabilir.bencilleşen kapitalistleşen okumaktan duşunceden uzak nesiller ...berna hanıma saygılar ilim fikir oluşturmazsa zikir zanna dönüşür.

      Sil
    5. Ogletmenliklerin puanlarinin yerlerde surundugunu nereden cikarttiniz? Atanabilecek durumdaki ogretmenliklerin puanlari cogu muhendislikten daha yuksektir. Ne Fransa da ne de herhangibir gelismis ulkede ogretmen maaslari en yuksek maas diliminde degil. Turkiye'de ogretmen maaslari hangi segmentteyse oralarda da oyle.

      Hocanin dedigi gibi sorgulama yeteneginden yoksun insanlar ister en yuksek maasi verin, ister Einsteain IQ'suna sahip olsunlar sorgulama yetenegi olan gencler yetistiremezler. Sorgulamadan da 'bu nasil daha iyi olabilir' diyemezsiniz, mevcut bozuklugu ilelebet surdurursunuz. Kolay bir degisim degil. Keske maaslari arttirmak, ya da universite girisini zorlastirmak cozebilse.

      Sil
    6. Sn Adsız. işlerim tıkırında, teşekkür ederim. dolardaki dalgalanmadan etkilenmedim hatta TL'nin değerinin düşmesi, ihracatta rekabetimi arttırdı. daha önceden ithal ettiğim aramalları ise artık yurtiçinde üretmeye ve tedarik etmeye başladım... saygılar...

      Sil
    7. Bu şekilde devam edebileceğinizi artık sanmıyorum sayın Korur!

      Eylül itibariyle siz de dara düşmeye başlayabilirsiniz!

      1. Kurdaki dalgalanma daha da yükseleceğinden kârlı günleriniz artık sona erecek!

      2. Aramalları yurtiçinde üretmeye ve tedarik etmeye başlasanız bile talepteki düşüş nedeniyle ürettiklerinizi satamayacaksınız, ve...

      ...'dan sonrasını yazmak biraz cesaret ister!

      Sil
    8. Adsızın yorumuna bende katılıyorum bende 1996 yılında mat öğretmenliğini kazandığımda dokuz eylül ve ege tıpı puanım tutmaktaydı halada öğretmenliklerin puanı düşük değil ,maaş için Fransa'dan örnek vermişsiniz ortalama bir öğretmen maaşı 2400 euro bunun alım gücünün Türkiye'deki öğretmenlerin maaşı 2400 tl gibi olduğunu düşünüyorum Paris te bir stüdyo 22 metrekare 1000euro küçük şehirlerde daire belki 500-600 euro ya burdaki İstanbul ve küçük şehirlerdeki kiralar gibi düşünülebilir..Birde Fransa'da üç yıl lisans eğitimi alıp capese girip yaşadığınız yerdeki akademiye bağlı öğretmen olabilirsiniz burada ise 5yıl okuyacaksınız artı kpss ile atanacaksınız doğuya gideceksiniz vs..

      Sil
  9. hocam kamu özel sektörün yerini alıp borçlanmaya gidebilir mi? cari açık yerine bütçe açığını koyabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişe dönelim diyorsunuz yani. Biz 2001 krizine öyle gelmiştik.

      Sil
  10. Merhaba Hocam,size daha önce ''haftalık repo faizi %7.5 ve gecelik borç verme faizi %10.75 buradan Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama fonlama oranı nasıl,hangi formülle bulunuyor acaba?'' diye sormuştum,siz de ''Diyelim ki TCMB 100 TL tutarında parayı % 7,5 dan haftalık, 100 TL tutarında parayı da % 10,75'den gecelik olarak borç verdi. Bu durumda toplam olarak borç verdiği 200 TL'nin ortalama faizi (ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti) % 9,1 olur. '' diye cevap vermiştiniz.Ben %9.1 in nasıl bulunduğunu hala anlamadım.Lütfen anlatabilir misiniz, hangi formülle bulduk diye...

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 x 0,075 = 7,5
      200 x 0,1075 = 21,5
      300 = 29,0
      29 / 300 = 0,97 = % 9,7

      Sil
    2. Hocam arkadaşın kafasını iyice karıştırmışsınız :)

      Sil
  11. Hocam biz ne yapalım? USD mi alalım Euro mu? Altın mı? Nasıl koruyalım kendimizi? Olan bize oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yılbaşından beri bas bas bağırdım burada, tv de doların yönü yukarı diye.

      Sil
    2. bu seviyelerden de alabilir miyiz ?

      Sil
    3. Biraz düşerse alınabilir.

      Sil
  12. Hocam, TCMB faizi yukarı doğru hareket ettirmeli bu konuda haklısınız ama,biliyorsunuz faiz arttırılması durumunda CB duruma sert tepki gösteriyor.Hele ki yüksek faiz nedeniyle MB Başkanı'nı vatana ihanetle suçlayacak noktaya gelmişken,sizce faizin bu şartlarda arttırılması mümkün mü? Yanılmıyorsam Nisan 2016 da Başçı'nın görev süresi sona erecek,hukukun oldukça zayıf olduğu bu ülkede MB nasıl doğru kararı verebilir ki?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız. Zaten onun için ülke bu duruma düşüyor. Kanun çıkarırsın, çıkaranlar uymaz. MB bağımsızdır diye kanununa yazarsın CB uymaz. Böyle yaklaşıma bu durum yine iyidir.

      Sil
  13. Hocam çok karamsar gördüm sizi (patatesten mi oldu nedir?); her olumsuzlukta olumlu yönler vardır (özellikle uzun vadede); 1-1.5 seneye durum düzelir en geç üzülmeyin bu kadar, insanlar adapte olurlar, yabancılar gelmezse bir 5-10 sene kendi potansielimizin altında büyürüz sonra kritik kütleye ulaşırız ne olacak. olması gereken herşeyi doğal seyrine bırakmaktır; öyle ol(du/acak) çünkü başka türlü olması mümükün değil(di); inançlıysanız zaten sizin için durum budur; inançsızsanız da durum budur: zaman diğer üç boyut gibi katı bir boyuttur "akıyor" gibi hissetmemiz bir şeyi değiştirmez. her halükarda verdiğimiz kararları zaten vermişizdir farklı bir karar vermemiz mümkün değildir-olmayacaktır zaman boyutunu ileri doğru göremememiz bir gizem katsada geleceği değiştirme gibi bir gücümüz yok (ne fiziken ne de dinen), sadece verdiğimiz kararların (ki bunlarda fiziksel süreçlerin bir sonucu) sonucunu görmek bizim için bilinmez o kadar. Yani hocam sizi çok stresli görüyorum rahatlayın biraz (check up yaptırmayı ihmal etmeyin)...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili dostum ben bu ülkeyi 1950'lerden beri izliyorum. Eğer her şey kendiliğinden hallolacak olsa bu yarım yüzyılda olurdu. Öyle olmuyor.

      Sil
    2. Vatandaş haklı; öleceksek ölürüz ve ölmüş isek zaten ölmüşüzdür. Ölmemiş isek, demek ki hala yaşıyoruz; ne güzel.
      Çocuklar da bir şekilde yaşar. Et yiyemezlerse makarna yerler.
      Efendi olamazlarsa, köle olurlar.
      Zaten imtihanda sorulacak sorular yaşadığımız hayata göre sorulacak;
      Efendiye; efendi hayatından sorular,
      köleye köle hayatından sorular.
      İmtihanın sonu da.. ya cennet veya cehennem.

      Sil
    3. Beklemekle godo gelseydi şimdiye kadar herşey iyi olurdu... Siz godoyu beklemeye devam edin..

      Sil
    4. hocam amacım sizi sinirlendirmek ve daha da strese sokmak değildi, özür dilerim. siz lazımsınız (en azından kendiniz için); stresleniyorsunuz ve de fazla stresleniyorsunuz, stres seviyenizi azaltacak şeyler yapmalısınız, son yıllarda bir kaç örneklem yaparsanız yazılarınızdan stres seviyenizin arttığı görülüyor. bırakın 50 yılda bir şey olmadıysa olmasın demekki olmaması gerkiyordur, ne ekersen onu biçersin ve de görünen köy kılavuz istemez, birde kılavuzu karga olan diye bir atasözümüz var, anlaşılan atalarımız söylediklerinden ders alan insanlar değillermiş...

      Sil
    5. Diğer arkadaşlarda kadercilik yaptığımı zannederek beni eleştirmişler canları sağolsun. Olaya ne açıdan bakarsanız bakın gelecek, şu an ve geçmiş katı bir halde "vardır", geleceğin olmadığını ve biz yaşadıkça var olduğunu düşünüyorsanız büyük yanılgı içerisindesiniz. Bu da kadercilik değil gerçeğin ifşasıdır. Ama yazımın ana fikir bu değildir; "bazen bunların farkına varıp büyük resme bakmak ve olumsuz düşüncelerden bir an olsun uzaklaşmak gerekir" dir.

      Sil
    6. İkinci gün bu koalisyonun olmayacağı belliydi. Siyasetçi de biliyordu, piyasa yorumcusu da. Ama ikisi de sanki koalisyon olacakmış gibi yaptılar, insanları kandırdılar. Ben toplumun aptal yerine konmasına sinirleniyorum. Tabii bunlara inanan toplum da bir şeyleri hak ediyor ama.

      Sil
    7. Hocam medyamizida unutmayan böyle saksakcilik olmaz

      Sil
    8. Hocam yukarıda 10:05'de yazan arkadaşımız sormuş ama konuya odaklanmaktan bu soruya cevap vermeyi unutmuş olabilirsiniz.

      Bahçenizdeki patates ne oldu? Cevabınız gerçekten önemli! Eğer daha önce yanıtladıysanız kaçırdım, özür dilerim.

      Lütfen sonucu bildiriniz... Eğer sizde işe yaradıysa biz de patatesle birlikte bahçemizde ikişer adet büyük ve küçük baş hayvan da yetiştireceğiz. Malum: Et fiyatları da yükseliyor ya, belki patateste olduğu gibi hayvancılıkta da verim elde ederiz, böylece primitif atalarımızın hayat koşullarını 2015 itibariyle tekerrür ettirmiş oluruz!

      Sil
    9. Patatesler aynen toprağa gömdüğüm gibi çıktı. Yani hiç bir şekilde sonuç alamadım. TV den anlattığım için burada yazmamıştım. Belki ben bir hata yaptım bilmiyorum ama olmadı.

      Sil
  14. Konjonktürün getirdiği fırsatlar geçen beş yılda heba edildi. Bundan sonrası zor görünüyor. Tabi bu arada yargı bağımsızlığı gibi bir konuda da sıkıntı içine girdik. AB vizyonu da yok artık. Satacak öykümüz kalmadı.

    YanıtlaSil
  15. Hocam elinize sağlık, euro nedeniyle otomobil satışları düşer demişsiniz, bunu daha detaylı yazarmısınız bende tam anlayayım, ithalat ihracat sebebi ile olsa ama tam anlayamadım açıkçası, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçen yılın başında Euro 3,05 idi. 40 bin Euroya gelen bir Alman arabası 122 bin TL'ye mal oluyordu. Bu yılın başında Euro 2,80'lerdeydi. Aynı arabanın yeni modeli bu yılın il aylarında 120 bin liraya sayılıyordu. Yani bir yılda model değiştiği halde fiyat artmamıştı. Neden? Çünkü Euro, TL karşısında düşmüştü. Şimdi Eurp 3,15. Daha da yükselecek gibi görünüyor. Bu durumda o Alman arabası zamlanacak ve satışlar da düşecek.

      Sil
  16. Ortaligi derleyip toplamasi icin 2000'lerin basinda Kemal Dervis is basina getirilmisti ulkemizde. Benzer sekilde 2010'larda Italya'da Monti hukumeti ayni amacla idarenin basina getirilmisti. Hikaye ayni, secmenle oy bagi olan hareketler yapisal reformlarin sorumlulugunu almak istemiyor, yumurta delige dayaninca ihale teknokratlara kaliyor. Kisa vadede teknokratlar altyapiyi kurup tolumsal tum tepkiyi uzerlerine cektikten sonra meydan gene demagoglara kaliyor. Bakalim bizim 2016'daki kahraman teknokratimiz kim olacak? (Hocam, burayi okuyan hemen herkesin hemfikir oldugu bir isim biliyorum ama...? :) )

    Saygilarimla,

    Yakup Aydede

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. halk, şimşekleri üzerine çekmekle görevli teknokrat da olsa bildiğini okuyabiliyor
      bkz. 1987'de %36 oy alan ANAP körfez savaşı sonrası 1991'de %24'e
      1991'de %27 oy alan DYP 94 krizi sonrası 1995'te %19'a
      1999'da %22 alan DSP 2001 krizi sonrası 2002'de %1'e
      2007'de %47 alan AKP 2008 krizi sonrası 2009'da %38'e düşmüştür

      Sil
    2. Ne kadar yazık değil mi? 65 yıldır demokrasi deneyimimiz var diyoruz ama fedakarlığı siyasetçi üstlenmiyor.

      Sil
  17. Mahfi Hocam Kaleminize Sağlık

    Hükümetin iktidarda kalmak için en büyük kozunun ekonomi olduğunu düşünmekteyim. Bu sebeple gerek Başbakan gerek Cumhurbaşkanı bütün güçlerini ekonomik istikrara harcayacağını düşünüyorum. 2016'ın kötü geçeceğini önceki makalenizde siz söylemiştiniz. Bu sebeple ben de 2016'nın zorlu bir dönemden geçeceğini ama 2015'ten daha iyi geçeceğine inanıyorum çünkü ekonomi iktidarda kalmak için en büyük belkide tek şart. Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Tamamen aynı şeyi düşünüyorum ama sizden biraz farklı olarak elde harcanacak koz kalmadığı kanısındayım.

      Sil
    2. 2016 yılının 2015 yılından özellikle de ekonomik olarak daha iyi geçeceğini ileri sürmek bence polyanacılık olur!. zira: yaşanan devalüasyon ve yaşanacak devalüasyonlara rağmen başta en büyük pazarımız Avrupa olmak üzere küresel çapta talep daralması nedeniyle ihracatını artıramayacak bilakis giderek daralacaktır. ayrıca bizim gelirimizn büyük kısmı Euro ve giderler ise dolar cinsindendir. doğal olarak önümüzdeki süreçte yüksek olasılık olarak görünen Euro/dolar paritesinde daralmaları sonucunda; gelirlerimiz üzerinden borç stoklarımızı eritmek de iyice zorlaşacak ve bu da gelir-gider stabilitesini iyice bozabilecektir. paranın devir hızında ciddi yavaşlama ihtimali de artmaktadır ki bu durumda ödemeler zinciri giderek bozulacak gibi görünüyor. reel ekonomi tarafında başlayacak kur şokları zamanla dönemeyen krediler ve benzeri gibi aktif bozulmalar sebebiyle de bankacılık sistemine de yansıyacak ve genel iktisat tabanında çatlamalar yaşanabilecektir. çünkü: makro bazda büyük bir finansal yükümlülük hacmi oluşmuş ve büyük bir finansman açığı karşımızda çığ gibi durmakta olup her an üzerimize daha da büyüyerek gelebilir. naçizane türkiye ekonomisinin bırakalım 2016 yılını muhtemelen 2020 yılını dahi bulabilecek kadar uzun süreli bir stagflasyon benzeri kriz yaşama olasılığı yüksektir. bu kriz 2001 krizini de aratabilir. çünkü: 2001 krizinde sadece bankacılık sistemi yüksek kur riskleri alarak büyüme yaşamıştı. oysa son 12 yıldır özellikle de reel iktisat tarafında büyük bir kur riski yükselişi ve buna dayalı bir büyüme modeli inşa edildi. üstelik 2001 krizinde hane halklarının sadece % 4,1 i borçlu iken aynı oran bugün % 63 lerdedir. yani yaklaşık 16 kat artmıştır. üstelik kur riski almak konusunda bankacılık sistemimizde 2011 ve sonrasında iştahlı davranmaya başlamış ve belli seviyede kur riski alarak büyümesini finanse edebilmiştir. her halükarda önümüzdeki muhtemel kriz bana göre 2001 i aratabilecek kadar büyük, daha uzun vadeli ve reel ekonomik tarafta başlayıp hane halkları ve sonra da bankacılık sistemine sirayet edebilecek kadar geniş iktisat tabanını girdap gibi içine çekebilecektir.

      Sil
    3. 2016 'da işlerin yolunda gitmesi bize değil dış etkilere bağlı dışarıda gelişen ülkelere rüzgar eserse bizde serinleyecez, yoksa bizim iyi yaptığımızdan ya da sorunlar çözüldüğünden değil. bir ihtimal 2016 doların son 2-3yıldır baskıladığı piyasalara orta vadeli bir rahatlama gelebilir, bir çok gelişen ülke borsası uzun süreli diplerine yakın seviyeye gelmiş durumda (bizimkisi biraz daha düşerse dolar da biraz daha artarsa son 30 yılın oransal olarak en düşüğünü görebilir) ki bu durumda çok ucuz kaçıyorlar özelliklede ortada öyle küresel bir yıkım da yokken, gelişmekte olanlar krize girerse zaten büyüklerin de başı belada bu kadar yüksek risk varsa parayı dolara değil altına yatırmak gerekir, oysa öyle olmuyor, sonuç: fedden sonra orta-uzun vadeli bir rahatlama gelebilir, gelir değil gelebilir...

      Sil
    4. Dış dünyanın, özellikle de ABD'nin (Fed) etkisi çok yüksek olacak. Ama bizdeki durumu da küçümsemeyin. Biz de bu dış etkileri azaltacak, hafifletecek hiç bir önlem almadığımız gibi tam tersine içeride de sorunlar yaratarak bozulmaya katkı yapmaya devam ediyoruz.

      Sil
  18. Çok teşekkürler Mahfi Hocam. Hocam, TCMB'nin faiz artırımı için geç kaldığı artık aşikar fakat artırımın daha da gecikmesi veya (fed vs. kararlarına göre) zamanlamasında hatalar yapılması faiz silahının ileriki dönemde istenildiği ölçüde etki etmemesi riskini de beraberinde getirmez mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sözünü ettiğiniz risk zaten bir ölçüde realize oldu. Her gecikme daha da artırıyor riski.

      Sil
  19. Hocam , Türkiye'nin CDS primini kim belirliyor,mesela şu anda 258.27 bu sayı Moody's, Standart&Poors, Fitch gibi kurumların ortalaması falan mı?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. CDS primlerini, o ülkenin tahvilleri için kendilerinden garanti istenen finans kuruluşları belirliyor. Yani piyasada belirleniyor.

      Sil
  20. hocam super yazılarınız. peki hocam erken seçim ve çin devalüasyonundan dolayı en cok hangi sektörler etkilencek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bence bütün sektörler.

      Sil
    2. Hocam Çin neden devalüasyon yaptı sizce ?

      Sil
    3. Bu konuda bir yazı hazırladım. Yayınlayacağım.

      Sil
  21. Hocam Merkez Bankasinin USD'ye bugunku mudahalesinin izahini yapabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankaların TCMB'den alacağı dolar kredisinin faizini düşürdü ve bu yolla dolara ihtiyacı olana buyurun ben ucuz veriyorum dedi. Bir yandan da ROK dolar faizini artırdı ve bana zorunlu karşılığı dolar cinsinden yatıran daha çok faiz veririrm diyerek dolara ihtiyacı olmayanın dolarını kendisine satmasını teşvik etmiş oldu.
      Özetle dolara ihtiyacı olana ucuz dolar
      Dolara ihtiyacı olmayıp da kendisine getirene yüksek faiz önerdi.

      Sil
  22. Hocam TUİK son günlerde 2 önemli veri açıkladı
    İYİ HABER: perakende satış hacim endeksi 2015 2.çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre %4 arttı (KDV dahil sabit fiyatlarla)
    KÖTÜ HABER: ihracat 2015 2.çeyrekte miktar bazında 2014 2.çeyreğe göre çok sınırlı düzeyde artarken (%0,7), ithalat miktar bazında %0,9 azaldı
    ithal mal fiyatları 2.çeyrekte geçen seneye göre %15 azalmasına rağmen miktar bazında ithalat düşüyorsa o zaman Türkiye ekonomisi daha düşük büyümeye doğru yol almış demektir. aşağı yönlü trendi ilerleyen aylarda perakende satışlarda da görebiliriz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama cari açık olumlu etkileneceğinden finansman kısmında daha az sorun oluyor. hep diyorum borçlarımızı ödemede sorun yaşama ihtimalimiz az (büyük şirketlerin 2. çeyrek bilançoları beklenenden iyi, hatta bazılarınınki çok çok iyi), asıl büyüme ile ilgili sorun çıkacak/çıkıyor, onuda tahminim bu sene biraz bütçe açığıyla idare edecekler. 2016da gelişen ülkelere biraz rüzgar esecek ohh ne güzel denilecek asıl sorun 2018'de- 2021 gibi toparlanıp 2014 seviyelerine gelmiş oluruz, eh kayıp 5-10 yıl, bu arada en büyük tehlike bankacıların istediği (ve yavaş yavaş dillendirdiği) 2002 düzenlemelerinin gevşetilmesidir bence, bu 10 yıl değil 50 yılımızı yiyebilir...

      Sil
  23. Ekonomiyi hic bir yerde hukumetler yonetmiyor eger saglam sirketleriniz varsa ekonomide saglam olur guclu sirketler guclu ekonomi demek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizdeki durum biraz farklı. Bizde hükümetler ekonomi yönetiminde çok etkili. Bağımsız MB bile bağımsız hareket edemiyor.

      Sil
    2. Bu yuzden mi yillardir kalitesiz arabalar kaliteli araba fiyatinda satildi sizce yerli donanim uretimi yuzde elinini uzerine cikmasi konjekturel mi yapisal reformu ?

      Sil
  24. hocam ben farklı birşey sorucam oecd ülkeleri arasında ev hanımlarını istihdam oranı içerisinde saymayan başka ülke var mıdır bizden başka? bizdeki işsizlik oranı ortalama yüzde 10 deniyor ama kesiyorlar biçiyorlar ondan sonra yüzde 10 kalıyor değil mi gerçekte çok yüksek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde çalışabilir nüfus kabaca 58 milyon bunun yarısı yani kabaca 29 milyonu çalışmak istiyor, 29 milyonu ise ev kadını, öğrenci, emekli gibi iş aramayan ve dolayısıyla çalışmak istemeyen kişiler olarak değerlendiriliyor. Çalışmak isteyenlerin kabaca 2,9 milyonu işsiz.
      Çalışmak istemediği saptanan 29 milyon içindeki kadınların bir bölümü çalışmak istese ya da emeklilerin bir bölümü çalışmak istese işsizlik oranı artar. Bizde çalışabilir çağdaki kadınların yalnızca yüzde 30'u çalışıyor. Bu oran yüzde 50'ye çıksa işsizlik oranımı yüzde 16 - 17'lere gider.

      Sil
  25. bu haksızlık değil mi hocam şimdi ispanyaya baktım. 46 milyon nufus. çalışan yaklaşık 18 milyon işssiz 4 milyon. bizde nufus 80 mılyon çalışan 27 milyon işsiz 2 milyon. ispanyada çalışan/nufus ile bizdeki çalışan/nufus oranına bakınca hocam bız baya yanlış yapmısız ya işsizlik oranı çok çok yüksek sağolsun sağ sol hukumetler de düşük göstermek ıcın elınden gelenı yapmıslar

    YanıtlaSil
  26. Eğer erken seçimlere girip başbakan veya ekonomi bakanı (koordinatörlük gibi merkezi konum da olabilir. Mühim olan, karar merkezinde sizin olmanız.) olmak için çabalamazsanız, Cnbc-e'deki gündüz programınızın bitişinde binayı terkederken, sizle tekme tokat kavga edeceğim! Bakalım 65 yaşında olmanıza rağmen bedenen formunuzu koruyor musunuz! Bakalım daha önce tehdit edildiniz mi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk kez tehdit aldım açıkçası.
      Ben zaten buradan bedava danışmanlık yapıyor, bildiğimi, anladığımı (ki hepsinin doğru olması da imkansız, mutlaka hatalarım, yanlışlarım da var) buradan herkese açık olarak paylaşıyorum. Yararlanmak isteyen herkese açık bu bilgiler. İlla bir takım makamlarda oturmak şart değil.

      Sil
  27. hocam kusura bakmayın konumuzla alakası yok ama bir sey soracam. bu aralar yatırım yapmak için hangi yatırım aracı en uygun olur ? mesela altın uygun olur mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların biraz düşmesini bekleyin. 2,80'in altın alım için uygun olabilir.

      Sil
  28. bir önceki yazınızda bir yoruma verdiğiniz cevapta: eğer tüketim harcamaları önceki döneme göre artarsa daha az tasarruf yapılacak ve finansal sisteme de daha az fon enjekte edileceğinden ilk aşamada faiz oranları artıp özel kesim yatırımlarını düşürür dediniz.fakat olaya şu açıdan yaklaşırsam içinden çıkamadığım kafamı karıştıran bir durumu izninizle aktarmak isterim;
    Bankaların tl faizini belirlemesinde birçok etken olsada faizlerin ödünç verilebilir fon piyasasında belirlendiğini varsayarsak fon arzı ve fon talebinin kesiştiği yerde faiz belirlenecek. Fon talebi sabitken fon arzı azalırsa faizler artacak yada fon arzı sabitken fon talebi artarsa yine faizler artacaktır.bu varsayım altında bankacılık kesiminde fonlar veri iken,tüketim harcamalarının bir önceki yıla göre arttığını düşünürsek bakalım faizler yükselecek mi?
    böyle bir durumda bankacılık kesiminden fon Çıkmayabilir çünkü günümüzde birçok kesim bankacılık sistemini kullandığı için tüketim harcamaları artsada fonlar birinin hesabından çıkıp başka birinin hesabına geçecek Buda bankacılık sisteminden fonların azalmaması demek. Yani tüketim harcamaları artmasına rağmen bankacılık Kesimiden fon çıkmayıp sadece bir hesaptan bir hesaba geçebilir Buda fon arzı eğrisinin sola kaymasına sebebiyet vermeyeceğinden faizler yükselmez kanısına varıyorum. Ayrıca bugün bankacılık sistemine akan tasarruf hem sahibi açısıdan harcamalarda kullanılabilirken hemde banka bunun bir kısmını yasal zorunluluk olarak ayırdıktan sonra yatırım kredilerinde kullanabilmektedir.hocam yanlış düşündüğüm yada sizinle aynı kanıya varamamamdaki sebep nedir olayı yanlış mi kurguluyorum bir şeyi eksik mi düşünüyorum yada başka birşey mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Analiziniz doğru ama bankadan para çekip harcama yapan bir kişinin o harcamasını gelir olarak elde eden herkesin parasını bankaya getirmesi ve dolayısıyla fon eksilmesi olmaması her zaman mümkün olmaz. O harcamadan gelir elde edenlerin o paralarla altın aldığını düşünürseniz fon bankanın dışına gitmiş olur.

      Sil
  29. hocam devalüasyon bir anlamda suni reform anlamına gelirmi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devalüasyon, para biriminin yabancı paralar karşısında değerinin düşürülmesi demek. Sabit kur rejimlerinde geçerlidir. Çünkü o rejimlerde paranın yabancı paralara karşı değerini MB belirler. Devalüasyonu da MB yapar. Dalgalı kur rejiminde paranın değeri her an yeniden belirlendiği için devalüasyon olmaz. Daha doru her gün paranın değeri piyasa koşullarına göre değiştiği için devalüasyon ihtiyacı olmaz.
      Devalüasyon bir zorunluğun sonucudur suni de olsa bir reform olarak adlandırmak doğru olmaz.

      Sil
  30. Hocam bizim işletme fakültelerimizden mezun öğrencilerin yurtdışında rekabet edebileceğini düşünüyor musunuz?Ve mezun öğrencilere özellikle bir tavsiyeniz var mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer yalnızca okulda okutulanlara güveniyorsanız rekabet bırakın dışarıyı içeride bile zordur. O nedenle bu blogda birçok yazım var, kendi kendinize çalışıp kendinizi geliştirmeniz lazım. Yurtdışı düşünüyorsanız yabancı dili (tercihen ingilizce) en üst düzeye çıkarmaya çalışın. Ayrıca eğer imkanınız varsa ABD de MBA yapın.

      Sil
  31. Mahfi bey,
    Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Türk Li­ra­sı 2.82’ye ka­dar de­ğer­li, onu aş­ma­sı nor­mal, 3 li­ra ol­ma­sı da re­ka­bet­çi dü­zey­miş diye bir açıklama yapıyor.. Biz mi doların artışı konusunda çok panik yapıyoruz yoksa işi mi bilmiyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer Dolar TL kurunda 2,82'den sonrası Türkiye için rekabetçi düzey ise ise TCMB niçin telaşa kapılıp döviz depo faizini indiriyor?

      Sil
  32. Hocam yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Son dönemde artan terör olayları ülkenin riskini artırıyor. Bir de erken seçimde yine koalisyon sonucu ihtimali var. Üstüne üstlük birikmiş ekonomik problemler. Faiz artırımı da bir taraftan maliyetleri etkileyen bir unsur. Şu aşamada artmasının etkisi ne kadar etkili olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok fazla sorun biriktirdiğimiz konusunda haklısınız. Maalesef bu bizim kaderimiz haline gelmiş bir olgu.
      Ne var ki faiz artırımının maliyetleri artırması söz konusu değpil. Bizde maliyetleri artıran şey kurun yükselmesi (TL'nin değer kaybetmesi.) Eğer faiz artışı kuru düşürecek (TL'yi değerli hale getirecekse) o zaman maliyetleri artırmayacak düşürecek demektir.

      Sil
    2. hocam ben bankacıyım.. tanıdıgım hiçbir esnaf doların 3 tl ye erişmesini kendine fırsat olarak algılamıyor zaten.. bunlar ekonomiyi hangi kafa ile yorumluyorsa ben de istiyorum o kafadan

      Sil
    3. Çok doğru. Çünkü hepsi gelir ağırlığını TL ve Euro olduğunu, masraf ağırlığının TL ve USD olduğunu biliyor. USD'nin yükselmesinin gelir değil daha çok maliyet artıracağını görebiliyor.

      Sil
  33. Hocam sizce önümüzdeki aylarda TCMB TLyi devaule eder mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili arkadaşlar bu soru yanlış bir soru. Devalüasyon, sabit kur rejiminde olur. Kuru MB belirler ve eğer uyum sorunu varsa devalüe ederek ya da revalüe ederek ayarlar.
      Dalgalı kur rejiminde kur piyasada belirlenir ve her gün değer değişir. Ayrıca MB'ca devalüasyon veya revalüasyon yapılmasına gerek yoktur. TCMB olsa olsa faizle ya da döviz satışı yaparak kuru etkilemeye çalışır.

      Sil
  34. USD/TL kurunda panik seviyesine ne kadar kaldı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vatandaşın dövize hücumu başladığı anda panik olur. Bu da seviyeyle değil olaylar sonucunda olur.

      Sil
  35. Hocam
    1-Türkiye hala Dünyanın 17. Büyük ekonomisi midir?
    2-Türkiye'nin ilk 10 ekonomi arasına girme hedefi gerçekçi midir?
    Teşekkürler saygılar sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye bugün itibariyle 18. liğe gerilemiş bulunuyor.
      İlk 10 hedefi gerçekçi değil. Yerimizde kalabilirsek başarı olacak.

      Sil
  36. Hocam merhaba. istatistik mezunu 7 yıllık ticari pazarlama bölümünde görevli bir bankacıyım. İşletme Mba yaptım ama kendimi ekonomik bilgilerimi tarttığımda yeterli görmüyorum. Sektörel yönetici için; bilgi dağarcığımın genişlemesinin yanında kariyerime yansıtma anlamında nasıl bir yol önerirsiniz? Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  37. Dolarin chp ile koalisyon kurulamayacagi belli olduktan sonra yukselmesi manidar degil mi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Degil. Dolarin akp ile koalisyon kurulamayacagi belli olduktan sonra yukselmesi manidar mi sizce?

      Sil
  38. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki tuzunuz kuru olduğu için böyle şeyler yazmışsınızdır sayın Özbek!

      Sil
    2. Titanic batarken şarkı söyle zaten filikada yer kalmadı.

      Sil
    3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  39. Hocam yazı için teşekkürler. Benim bir sorum olacak. Çin'deki develuasyonun Turk ekonomisine olumlu veya olumsuz olarak doğrudan veya dolaylı nasıl bir etkisi olabilir. Cevabınızı bekliyorum. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı