Dünyanın Ekonomik Görünümü 2015 - 2016

Dünya Ekonomisinin Genel Görünümü
IMF verilerine göre (IMF World Economic Outlook Database, October 2015) dünyanın ekonomik görünümü özetle şöyle bir tabloya sığdırabilir (satınalma gücü paritesine göre):


GSYH / Dünya (%)
Nüfus / Dünya (%)
Gelişmiş ekonomiler (37)
42,9
14,7
   ABD
15,9
4,5
   Euro Bölgesi (19)
12,2
4,7
   Japonya
4,4
1,8
Gelişmekte olan Ekonomiler (152)
57,1
85,3
   Çin
16,6
19,2
   Türkiye
1,1
1,2


Soldaki grafik, dünya nüfusunun gelişmiş ekonomiler (turuncu alan) ve gelişmekte olan ekonomiler (mavi alan) arasında paylaşımını gösteriyor. Sağdaki grafik ise dünya GSYH’sının gelişmiş ekonomiler (turuncu alan) ve gelişmekte olan ekonomiler (mavi alan) arasında paylaşımını gösteriyor.

Buna göre dünya nüfusunun yüzde 15’ine yakın bir bölümünü temsil eden 37 ülke dünya gelirinin yaklaşık yüzde 43’ünü elde ederken, dünya nüfusunun yüzde 85’ine yakın bölümünü temsil eden 152 ülke dünya gelirinin 57’sini paylaşıyor. Dünya gelirini 100 dolar, dünya nüfusunu 100 kişi kabul edersek gelişmişler kişi başına 3 dolar ortalama gelir elde ederken, gelişmekte olanlar kişi başına 0,67 dolarla yetinmek durumundalar.

Küresel Krizin Gelişmiş Dünyaya Etkisi
IMF'nin Dünya Ekonomik Görünümü Raporundan aldığım bir grafiği aşağıda paylaşıyorum. Bu grafik ABD ve Euro Bölgesi GSYH'ları için 2000 yılının ilk çeyreğini 100 olarak kabul ederek kurulmuş bir endeksin gelişimini gösteriyor.


Her iki ekonomi de iktisatçıların deyişiyle boom yaşarlarken 2008'de krize giriyorlar ve düşüş başlıyor. ABD ekonomisi 2010'dan başlayarak çıkışa geçiyor ama Euro Bölgesi inişli çıkışlı bir sürece giriyor. ABD ekonomisinin toparlanarak Euro Bölgesiyle arayı açmaya başladığını grafikten görebiliyoruz. 

Dünyanın Gidişi
IMF’nin tahminlerine göre dünya GSYH’sının büyümesi 2015 yılında yüzde 3,1 ve 2016 yılında yüzde 3,6 olacak. 1997 - 2007 arasında dünya ekonomik büyümesi yüzde 4 olarak ölçülmüştü. IMF, dünya ekonomik büyümesinin 2016 yılında artmasını öngörüyor. Dünyada ticaret büyümesinin 2015 yılında yüzde 3,2 ve 2016 yılında yüzde 4,1 olması bekleniyor. Dünya ticareti 1997 – 2006 arasındaki on yılda yüzde 6,8 oranında büyümüştü. Henüz o noktaya gelinmese de 2016 yılından itibaren toparlanmanın hızlanması bekleniyor.

Şimdi gelelim başlıca ekonomilerin bu yıl ve gelecek yıla ilişkin ekonomik göstergelerine ilişkin tahminleri bir tabloya dökmeye (Kaynak: IMF, World Economic Outlook, October, 2015, The Economist, Markets & Data, November 2015.)

Gösterge / Ekonomi
2015
2016
Büyüme


   ABD
2,6
2,8
   Euro Bölgesi
1,5
1,6
   Japonya
0,6
1,0
   Çin
6,8
6,3
   Türkiye
3,0
2,9
Enflasyon (yılsonu)


   ABD
0,9
1,4
   Euro Bölgesi
0,7
1,1
   Japonya
0,1
0,6
   Çin
1,8
1,8
   Türkiye
8,0
6,5
Bütçe Dengesi / GSYH


   ABD
-2,6

   Euro Bölgesi
-2,1

   Japonya
-6,8

   Çin
-2,7

   Türkiye
-1,6

Cari Dengesi / GSYH


   ABD
-2,6
-2,9
   Euro Bölgesi
3,2
3,0
   Japonya
3,0
3,0
   Çin
3,1
2,8
   Türkiye
-4,5
-4,7
İşsizlik


   ABD
5,3
4,9
   Euro Bölgesi
11,0
10,5
   Japonya
3,9
3,8
   Çin
4,1
4,1
   Türkiye
10,8
11,2

2016’nın En Önemli Ekonomik Konuları
2016 yılının kaderini belirleyecek olan gelişme ne ABD’nin daha hızlı toparlanması ne de Euro bölgesinin iyiye gidişi olacak. Kuşkusuz bunların da 2016 yılına ilişkin gelişmelerde önemli etkilerini göreceğiz. Ne var ki 2016 yılının hangi yönde gelişeceğini asıl belirleyecek olan iki gelişmeden birisi Fed’in para politikasının seyriyle ilgili alacağı kararlar, ikincisi ve daha önemlisi gelişmekte olan ekonomilerin krize girip girmeyeceği.

Emtia ihracatçısı ekonomilerin, emtia fiyatlarında yaşanan hızlı düşüşlerin yarattığı olumsuz etkileri ne kadar tolere edebileceği 2016 yılının en önemli ekonomik konularından birisi olacak gibi görünüyor. Emtia fiyatlarındaki düşüşün ilk aşamada bize etkisi olumlu görünüyor. TL’nin değer kaybettiği bir ortamda örneğin petrol ve doğalgaz fiyatları düşmeyip artsaydı bu gelişme bizim çok aleyhimize olurdu. Ne var ki bu durumun sürmesi küresel sistemi bu kez birçok emtia ihracatçısı ülke eliyle olumsuz olarak etkilemeye aday bulunuyor. Buna ek olarak bir başka önemli konu da Çin’in yüzde 6’lar düzeyine gerilemeye başlayan büyüme hızıyla ekonomisini sağlıklı biçimde sürdürüp sürdüremeyeceği. Çin’de birçok olumsuzluk peş peşe çıkmaya başladı. Çin de yıllar önce Japonya’nın girdiği ve bir türlü içinden çıkamadığı durgunluk gibi bir durumun içine girerse bu da küresel sisteme ağır bir darbe olabilir. 

Ve Türkiye
IMF’nin Türkiye’ye ilişkin tahminleri 2016 yılında da ekonomik sıkıntıların devam edeceğini gösteriyor. Büyüme tahmini (yüzde 2,9) gerçekleşirse potansiyel büyümenin altında kalınan beşinci yılı yaşamış olacağız. Türkiye’nin bu kadar uzun bir süre potansiyel büyümesinin altında kalması, 2001 krizi sonrasındaki kazanımlarının önemli bir bölümünü kaybetmesi anlamına gelir. Bu büyüme oranı, TL’nin de değer kaybedeceğini de düşünürsek, bırakın orta gelir tuzağından çıkmayı, bu tuzağın derinliklerine doğru kaymamıza yol açar. Enflasyonun yüzde 8’lere, işsizliğin yüzde 11’lere yerleştiği bir ortamda cari açığın ve bütçe açığının düşük kalması avunulacak gelişmeler gibi görünmüyor.

2016 yılında bizi en çok ilgilendirecek meselelerden birisi, 2015 yılının ikinci yarısında olduğu gibi, Fed’in faiz artırımı konusunda alacağı tavır olacak. Çünkü bir faiz artırımı, bizim gibi dış finansman kaynağına aşırı bağımlı ekonomileri dış finansmana erişim konusunda olumsuz etkileyecek. Her ne kadar IMF’nin tahminleri ABD’de en azından 2016 yılsonuna kadar enflasyonun yüzde 2’ye ulaşmayacağını gösteriyor olsa da Fed’in hareketlenmesinin 18 aylık bir dönemi kapsadığı dikkate alınırsa faiz artırımını 2016 yılının ilk yarısından öteye ertelemesini beklemek aşırı iyimserlik olur. Öte yandan gerek Çin ekonomisindeki patinaj gerekse gelişme yolundaki ekonomilerin içine girdiği emtia fiyatlarına bağlı sıkıntılar küresel krizde üçüncü aşamanın fazlaca uzakta olmadığının göstergeleri olarak karşımızda duruyor.

Küresel krizin üçüncü aşamasına girişin biraz daha zamana yayılacağını tahmin ediyorum. Buna karşılık Fed meselesinde önümüzde 5 – 6 ay gibi bir süre var. Bu süre uzun bir süre değil ama bize biraz zaman kazandıran bir süre. Bu bizim için, ekonomideki bozulmayı tersine çevirmemizi sağlayacak belki de son bir fırsat olabilir. Hemen bir program yaparak konuları ve bunların yürürlüğe gireceği tarihleri belirleyerek yapısal reformları açıklamak gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir reform paketi belirlerken en fazla 5 veya 6 konuya odaklanmak gerekir. Çünkü daha fazlası yapısal reform olarak algılanmıyor ve ciddiye alınmıyor. Bu tür tarih vererek yapılacak bir açıklama bize, ekonomide kaybettiğimiz itibarı yeniden bir ölçüde kazandırabilir. 

Yorumlar

  1. hocam yapısal reformları gerçekleştirmek için de siyasi istikrar gerekiyor. 1 kasım da da koalisyon çıkarsa yapısal reformları unutalım bence. Türkiye geçmişe dönebilir.. Piyasada herkes bu kaygıyı taşıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size çok net bir şey söyleyeyim: Konunun koalisyonla ya da tek parti iktidarıyla ilgisi kalmadı. Konu hataları görüp ona göre yapısal reformları yapmak. 2002'den bu yana tek parti iktidarı var. IMF'nin hazırlattığı ve yaptırdığı güçlü ekonomiye geçiş programıyla yapılan bankacılık ve bütçe reformları dışında kendi başımıza yaptığımız yapısal reform var mı? Yok. Türkiye çoktan geçmişe döndü. 4 yıldır potansiyelinin altında büyüyen, 6 yıldır orta gelir tuzağına takılıp kaldığı halde yapısal reformları yapmayan bir ekonomi.

      Sil
    2. Hocam benim merak ettiğim konu şu:
      90'ları hatırlayalım. Koalisyon ve sen ben çekişmelerinden hiç bir karar alamadığımız yıllardı. İktidar ihtirasları vardı, düzenli erken seçime giderdik ve yönetim içerisinde çok sayıda söz hakkına sahip insan vardı.Bir kararın alınabilmesi için çoklu onay gerekiyordu ve bu genellikle çıkar çatışmalarından dolayı gerçekleşemiyordu. Dolayısıyla gemi bir kaç kaptanla ilerleyemiyordu, çünkü her kaptanın gitmek istediği liman farklıydı. Yıllarca rotasız savrulup durduk. Kemer sıkma politikalarından canımız çıkmıştı. Dünyadaki en ufak olumsuz veri ya da küçük bir siyasi gerilim ekonomide büyük krize neden oluyordu.
      Politikacıları ekonomi konularında ikna etmenin zorluklarını siz yazmıştınız. Koalisyonda bütün liderleri ikna etmek daha mı kolay olacak? A partisi ya da C partisi tek başına yönetse daha etkili olmaz mı? Hatta yapılacak en büyük yapısal reform (bana göre) bir başkanlık sistemi her şeyi kökünden değiştirmez mi?
      Ne yapacağımızdan ziyade nasıl yapacağımız daha büyük sorun değil mi?
      (Yapısal reformların ekonomiye uygulanabilmesi açısından fikrinizi merak ediyorum)

      Sil
    3. Başkanlık sisteminde başkan hem devletin hem de hükümetin başıdır. Bir de buna parti teşkilatını eklerseniz çok fena sonuçları olur TR için. Siyasi olarak baskılar çok artar AKP gibi muhafazakar bir parti elinde. Bir de yargı bağımsızlığının ve yargı mensuplarnın çok da dirayetli ve siyaseten tarafsız olamadığı ülkede çok fena olur çıkar. Çöker illa ki. Zira demokrasi = seçim = hükümet (veya başkan) = güvenlik + lojistik şirketi + para kazanma (ekonomi) değil. Bir de özgürlükler ve medeniyet kısmı da var. TR çok da bir medeni ülke zaten,çok daha kötü olur,özellikle kadın hakları konusunda.

      Sil
    4. Koalisyon Türkiye'de iyi işlemedi. 1970'ler boyunca bunun sorunlarını yaşadık. Ne var ki Türkiye'de tek parti iktidarı da 5 - 6 yıl iyi işler göründükten sonra tek parti hakimiyetine, kendi görüşünü başkalarına dikte ettirmeye dönüyor. Bunu da Menderes, Özal dönemlerinin ikinci bölümünde yaşadığımız gibi bugün de yaşıyoruz.
      Demek ki mesele koalisyon veya tek parti iktidarı meselesi değil bizim demokrasi anlayışımızda ve birbirimize saygımızdaki eksiklik. Yani eğitimimizde bir sorun var. Bunu tedavi edemezsek tek parti sistemi de olsa koalisyon sistemi de olsa durum böyle olacak demektir.

      Sil
  2. Hocam, Çin neden gelişmekte olan ülkeler arasında, neden gelişmiş ülkeler arasında yer almıyor?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmiş ülkeler arasında olmak için 20 bin dolar ve üzerinde kişi başına gelir gerekiyor.

      Sil
    2. Sadece 20 bin dolar ile olsa iyi gelir dağılımı , refah düzeyi insani gelişmişlik v.s v.s

      Sil
  3. Euro Bölgesi'nde ki işsizliğin bu kadar yüksek olmasının nedeni nedir acaba? Deflasyon nedeniyle üretim azaldı da, işten çıkarılmalar mı oldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Euro bolgesinde cok yuksek issizligi olan ulkeler var. Yunanistan , Ispanya 20%'ler uzerinde issizligin oldugu ulkeler. Italya ve Portekiz de yuksek nufusuna ragmen oldukca yuksek issizlige sahip. Fransa da issizlik konusunda pek iyi degil. Ancak Almanya, Iskandivan ulkeleri cok iyiler. Euro bolgesi ekonomik olarak homojen degil, krize girmesinin bir sebebi de bu. Ama Euro bolgesine tum AB ulkelerini ozellikle Ingiltere'yi katarsaniz esasinda ekonomik olarak ABD'den daha iyi durumda diyebiliriz.

      Sil
    2. Aslına bakarsanız Türkiye'deki işsizlik ile Avrupa'daki işsizlik oranı yakın görünse de, bence bu aldatıcı. Türkiye'de ev hanımı sayısı fazla olduğu için, bunlar iş arayan kesim olarak dikkate alınmıyor ve dolayısıyla işsiz olarak sınıflandırılmıyor. Aslında (toplam çalışan sayısı / toplam 15-18 yaş üstü nüfus) olarak bakılsa, bizim durumumuz daha felaket.

      Sil
    3. Adsiz 08:45, bu oran katilim orani olarak geciyor. Bizdeki katilim orani ile AB'nin cok bir farki yok ramaklara bakarsaniz. Verilere buradan goz atabilirsiniz: http://data.worldbank.org/indicator/SL.TLF.CACT.ZS

      Turkiye'de dogrudan bir issizlik problemi yok aslinda. Bunu cevrenize bakarak da gorebilirsiniz, is arayan is bulabiliyor. Turkiye'deki 'issizlik' problemi gelir dagilimi bozuklugu ile ilgili olarak calisma sartlarinin kotulugu ve is guvencesi (taseron sistemi mesela) ile ilgili konularda buyuk oranda var. Ornegin kimse zorunlu olmadikca asgari ucrette calismak istemiyor. Memurlar disinda kimse aldigi maasi 5-10 yil surdurebilecegini ongoremiyor. O yuzden herkes memur olmak icin canla basla calisiyor senelerini heba ediyor. Verimsizlik artiyor.

      Esasinda asgari ucret de cok dusuk sayilmaz. Ancak calisma kosullari kimseyi calismaya motive etmiyor ve genel bir mutsuzluk hakim. 1 kisi (patron) cok harciyor 10 kisi asgari ucretle calisiyor bu da bir rahatsizliga sebep oluyor. Ayni isi yapip cok farkli maas alan insanlar var. Devlet hicbir piyasayi duzgun denetleyemedigi gibi isgucu piyasasini da duzgun denetleyemiyor. Isverenlerin sozu her zaman daha fazla geciyor, sendika vs. zaten Turk isi.

      Sebeplerine gelirsek, vergi sistemindeki bozukluklar var, uzun sureli yuksek faiz oranlari var. O yuzden yuksek dolar kuru pahasina faizleri mumkun oldugunca dusuk tutmamiz gerekiyor ve vergi alaninda yapisal reformlari yapmamiz gerekiyor.

      Sil
    4. Verdiğiniz linkte, (2013 yılı itibarıyla) Türkiye'de %49 olan katılım oranı, İngiltere'de %62, Fransa'da %56, Almanya'da %60. Katılım oranındaki 10 puan fark çok ciddi bir farktır.

      Sil
  4. Hocam altının yönüyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altın fiyatı artarken dolar kuru düşüyorsa kazanç olmaz. Altın fiyatı düşerken dolar kuru artarsa zarara uğramazsınız. İdeal olan hem altının fiyatının hem doların kurunun artmasıdır. Buna rastlamak zor. Ama rastlarsanız altın alın. Yoksa kestirmeden gidip dolar kuru düşerken dolar alın.

      Sil
  5. Rusya dişini göstermeye başladı...

    Çin, Pearl Harbour'a saldırma planları yapıyormuş...

    Üçüncü Dünya Savaşı başlamak üzere...

    Sarıyer'de 7 katlı villanızdaki kilere konserve yiyecek içecek stoklamaya başladınız mı Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim villam 7 değil 27 katlı. Kilere ininceye kadar kilerdeki stoklar bozuluyor. Onun için stok yapmıyorum.

      Sil
    2. Ne terbiyesiz insanlar var,şu güzel forumu saçma sapan yorumlarla kirletiyorlar

      Sil
    3. Hocam bu yorum nedir Allah aşkına , benim sinirim bozuldu. Sizin gibi olabiliriz inşallah

      Sil
    4. Hocam cevap süper olmuş, okurken sesli güldüm.

      Sil
    5. Hocam, şu tacizlere yanıt verirken eğer yıprandığınızı hissediyorsanız ve bu yıpranma sebebiyle bu blogun ömrü erkenden sonlanacaksa, karşılık verme zahmetinizin bizi üzdüğünüzü de bilmenizi isterim. Teşekkür ederim.

      Sil
  6. hocam daha 2 yazı öncesinde cari açığı artıracak kamu harcama paketi öneriyordunuz şimdi fed faiz artıracak sermaye pahalı olacak diyorsunuz.ben fedden şüpheliyim seneye başkanlık seçimleri var fedde karar verenlerin alayı demokrat.hele yellen teyze ceketinde bi eşek broşu eksik:)hilary aday olursa zaten hiç şansı yok sanders baya sosyalist biden falso.fedin siyasetle işi olmaz diyenlere gülüp geçiyorum adamların yönettiği para siyasi para.şimdi seçim öncesi oyunun kuralları değişirmi vallahi zor göstermelik 0.25 artış yaparlar belki.çin devalüasyon tehdidi sallarsa 0.25 bile gelmeyebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim önerdiğim kamu harcama paketini bir kez daha dikkatle okursanız kendi kendini finanse eden bir paket olduğunu göreceksiniz.

      Sil
  7. hocam 5 reform seç deseler hangi reformları seçerdiniz ve nasıl bir takvim yapardınız?
    yazı için teşekkurler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir adaya düşersen yanına alacağın 3 şey nedir gibi bir soru olmuş.
      Benim yapısal reformlar konusundaki yazıma bir bakın isterseniz: http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/yapsal-reformlar-rehberi.html

      Sil
  8. Dunya ekonomisinin gelecegini FED AMB ve Cinin yapisal uygulamalari belirleyecegini dusunuyorum. Fed"in bu yilin basindan beri soyledigim 2016 baharinda faiz arttiracagi dusuncemi koruyorum. Bu vesile ile Fed"in 2016 ilk baharinda faiz arttirmasi hem Abd hem de dunya olcegi icin uygun ve olumlu sureci arttiracagi dusuncesindeyim. Hatta bana kalirsa Fed kesin bir tarih verip su tarihte faizleri arttiracagiz demesi bile gerekiyor.

    Avrupaya gelince bir defa su ALmanyanin abuk ve subuk disiplin mantigindan kurtulmasi gerekiyor. Bir an evvel aylik genisleme mikatrini 95 milyar Euroya cikarmasi lazim

    Bu olcude bir parasal genisleme Fedin yaptigi parasal genisleme gibi bir risk unsuru(emlak ve kagit balonu yaratma dunyaya buyuk olcekte kriz ihrac etme vs) olmadigi gibi Fedin parasal genislemeden aldigi faydanin basarinin daha fazlasini yakalabilecegini dusunuyorum. Cunku Avrupa ekonomileri geleneksel olarak ABD gibi kagit spekulasyonuna aliskin ekonomilerden cok uretime ve tasarima dayali ekonomiler. Euro da tarzi itibariyle dolar gibi dunyada spekulasyona dair yatirimlarin bir birimi degil olmadi olamadi kisaca yari rezerv para aslinda bu cok iyi bir avantaj eger EURO bolgesi bu avantaji kullanabilirse!

    Bu baglamda Euro bolgesi ortak bir bildirmle delegasyonla derhal Almanya Malmanya dinlemeyip genisleme miktarini 95 milyar dolara cikarmali.Bunu beyan etmelidir. Ayrica bu olcude genisleyen parasal genisleme Fedin faizleri arttirarak oyun alanindan cekilecegi surecte Amb nin yapacagi bu adim ,Gelisen ekonomilere de bir olcude fayda saglar en azindan krize durgunluga girmeleri onunde bir set set olmasa bile bir umut olur. En kotu ihtimalle yuksek oranli develuasyonlardan bu ulkeleri korur. Tam da bu noktada AMBnin bu davranisi Dusen emtialara da bir istikrar uretilebilirlik saglar Bu da emtia ihracatcilari icin iyi istikrarli ongorulebilir bir surec olur.Ayrica Fedin elini faiz konusunda daha rahat kullanmasini saglar(kisaca ben oyundan cikiyorum ama gozum arkada degil en azindan bendensonrasi tufan degil mantigini isletir) dolayisiyla AMB bankasi derhal parasal genisleme bandini arttirmalidir.
    Ben 2016 yilinin bir aksilik cikmaz ise Krizden cikilacagi bir yil oldugunu dusunuyorum. Hocam siz ne dusunuyorsunuz umutlu musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2016 yılında gelişme yolundaki dünyada krizin tırmanacağı kanısındayım. Bunun dönüp gelişmiş ekonomileri vurma olasılığı 2016'da değil 2017'de olabilir.

      Sil
    2. Almanya yuzunden cikarsa cikar hocam. Cunku Almanya disiplin diye tuturmus. Cok acik ve net konusacagim irkciliga yabanci dusmanligina ve fasizme karsi herkesin para basmasi lazim. Irkcilik ancak para basarak cozume kavusur. Bu baglamda euro bolgesi bol para basmasi lazim bol bol para ekonomileri guclendirir. Irkcligi yener issizligi bitirir.

      Sil
  9. Turkiyeye gelince 2016 yilinda bu yila benzer bir buyume surecinde olur. Bu yil cunku en kotulerini yasadik yasamaya da devam ediyor. Dolarin Tl karsinda ister Fed faizleri arttirsin ister bizde MB faizleri arttiralim her ne olursa olsun Dolarin Tl karsinda ben kisa ve uzun vadede 3.25 - 3.45 bandinda ve band genisliginde istikrar yakalacagini dusunuyorum.

    Enflasyonda yine her zamanki gibi tek rakamli hallerden olan artik geleneksellesmis de olan %7.5- 8.5 bandinda olacagimizi ve bu banda olursak da hep birlikte tabir-i caizse gobek atmamiz gerektigini dusunuyorum.

    Hos seda Gerek AKPnin tum kurdugu hukumetlerin ortak siyasasi ile gerek MB enflasyon siyasasi da benim bu gorusum dogrultusundadir. Cunku onlara gore aman cift rakam olmasinda enflasyon tek rakamda %7-8-9 bandi bizim bandimizdir mantiginda ve bilinc altinda olduklarini dusunuyorum. Zaten Basta Turkiyenin enflasyon buyume gecmisi korelasasyonu ve ayrica AKPnin ekonomi siyasasi da bu oranin altindaki rakamlara pek sicak bakmadigini dusunuyorum. Cunku %3 lerde bir enflasyonun issizligi arttiracagi piyasayi durgunlastiracagini dusunduklerini tahmin ediyorum. Zaten Turkiyenin enflasyon buyume hemen akabinde issizlik kombinasyonu geleneksel olarak da bize bunu gostermektedir. Bu baglamda zaten enflasyon%2.5-3 bandina isteselerdi zaten coktan getirirlerdir hem akp siyasi hem de MB siyasasi. Bu nedenle onumuzdeki sene ben enflasyonun %7-8-9 bandinda olacagini bu bandlarda dalgalanacagini dusunuyorum.

    YanıtlaSil
  10. bugün dolar 2,96 TL, ons 1146 USD 2016 ve sonrası için tam olarak veya seviye olarak ne bekliyorsunuz ? krizden en doğru şekilde nasıl kaçınmalıyız ? 3. dalga kriz başlangıcı neden uzuyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz 2016 için tahmin yapmadım. Ben doların 2016 yılında da inişli çıkışlı ama artarak giden bir trend izleyeceği kanısındayım. Göstergeler bunu anlatıyor. Krizin üçüncü aşaması olarak gördüğüm gelişme yolundaki ekonomiler krizinin 2016'da su yüzüne çıkacağı kanısındayım. Eğer herkes krizdeyse krizden kaçınmak pek mümkün olmuyor.

      Sil
    2. Hocam FED in faiz arttırma kararı almasının çok zor olacağı kanısında değilim çünkü önemli olan sadece zamanlamasıdır. Oranı düşük bile olsa arttıracaktır kaldı ki faiz arttırması enflasyon yaratması bakımından olumlu olacaktır.
      Küresel endişeler falan aslında oyalama taktiği gibi geliyor bana ben olsam önce kendimi düşünürdüm. Hatta faiz arttırma için biraz geç bile kalmış sayılır.
      Normalde faiz arttırımı belli bir şey ama algı yönetimi ile tarım dışı istihdam kötü geldi diye dolar değer kaybediyor. Bir dahaki veri iyi gelirse ne olacak peki?
      Mesele projeksiyonumuzu doğru ve uzun vadeli yapmaktan geçiyor. Bu yapısal reform dediğimiz eğitim adalet ekonomi sağlık v.s. gibi herşey için geçerli. Atacağımız her adım ileriki zaman için olmalıdır. Sadece planlamak yapmak yeterli değildir o konuyu sıkı takip ve denetlemekte önemlidir.
      Açık ve net olan şeyler var nedir :
      FED faiz arttıracak
      Çin büyümesi düşecek
      Euro bölgesi büyümesi yavaş
      Gelişmekte olan ülkelerden döviz çıkışı muhtemel görünüyor
      Seçim sonuçları üç aşağı beş yukarı aynı çıkması muhtemel

      Bu doneler elimizde ise kriz olmaması mümkünmüdür?

      Türkiyenin elinde güç ne var?

      Kriz olursa faiz arttırmaktan başka ne döviz çekebilir ?

      Sadece günü kurtarırız o kadar.

      Saygılar.


      Sil
  11. Hocam grafiklerde sol nüfus sağ gsyh olması gerekmiyor mu? Ben mi yanlış anladım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
  12. Hocam merhaba çok güzel bir yazı teşekkür ederim.Hocam Türkiye 5 yıldır potansiyel büyümenin altında seyrediyor ise kamu harcamalarının artırılması yanında yapısal reformlara da örnek verebilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Yapısal reformlar konusunda şu yazıma bakabilirsiniz:
      http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/yapsal-reformlar-rehberi.html

      Sil
  13. Ben iktisat 3. sınıf öğrencisiyim. Yazılarınızı gunluk ilgiyle takip ediyorum. Sizden ricam makroekonimi ve diğer ekonomi dallarında sizinkine benzer guncel başka bloglar tavsiye edebilir misiniz ? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://ardatunca.blogspot.com.tr/
      http://blog.ekonomistler.org.tr/?p=253

      Sil
  14. Çin %10 büyürken yere çakılacağını size söylemiştim sayın üstad.Ucuza üreterek yaşıyorsanız ölümünüz de ucuz maldan olur.ABD de uçuşa geçecek tıpkı Clinton Yönetimi'nde olduğu gibi.

    YanıtlaSil
  15. Hocam FED'in faiz arttırmama opsiyonu var mı? Hangi senaryo arttırmamaya yol açabilir?

    YanıtlaSil
  16. Hocam merhaba

    Türkiye 2002 2015 Özeti.

    1. 2002 AKP.

    2. 2007 Ergenekon

    3. 2010 Balyoz.

    4. 2013 17/25 Aralık.

    5. 2015 Koalisyon.

    6. 2015 Terör

    7. ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence Soma'yi da koymak lazim.

      Sil
  17. Üstat,

    Kıymetli yazınız ve blog tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim.

    Cafer Demir

    YanıtlaSil
  18. Hocam sanrım yapısal reformlar için biraz geç kaldık..(bu reformların yapılacağı son en uygun dönem 2003-2009 ve ayrıca ilaveten 2010-2013 arası idi..) Bence yapısal reformlardan çok artık dahada kötüye gitmemek en azından pozisyonumuzu korumak için acilen kutuplaşmayı azaltıcı, ahlaklı davranmayı özendiren, topluma yön veren tüm meslek örgütlerinin ahlaki davranma disiplini konusunda yeniden örgütlendiği ve aksinin yapılmasının toplumda tepki çektiği ve dışlandığı bir düzene ihtiyaç var zaten bu dediğim olduğunda reformlar bunun sonucunda kesinlikle gelecektir.. Mühim olan artık günü kurtarmak değil Geleceğimizi garanti altına almaktır.. Bu yazdıklarımın tamamı temenni.. Gerçekte gelecekle ilgili düşüncelerimi bilmek istemezsiniz malesef.. inşallah temenniler olur..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformların artık yapılamayacağı konusunda ben de aynı kanıdayım.
      Toplumun böyle bir şeye ihtiyaç duyması lazım. Öyle bir durum yok.

      Sil
  19. Hocam,

    Başıma taş düşmesi riskini göze alarak sorumu soruyorum:

    Aziz Sancar mason mu?

    Aziz Sancar'ın illüminati ile bir bağı var mı?

    Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin bilime, buluşa, bilim adamına hiç saygınız yok mu?
      Ayrıca ben bu soruların yanıtını nereden bileyim? Aziz Sancar adını ben de yeni duydum.
      Adamın mason olup olmadığı değil okuma yazma bilmeyen bir aileden çıkıp buraya gelmesi önemli.

      Sil
    2. Eveeeeeet saldirilar basladi. Turkiyemizin guzide solculari ve milliyetci tabani tipki Orhan Pamukumuza saldirdigi gibi bu hocamiza da saldirmaya basalayacaktir. Cunku niye bilim yaptigi icin insanliga katki sundugu icin NOBEL aldigi icin. Bilim ve sanatin destekcisi Koc ailesinden odul aldigi icin.

      Bilim sanat estetik inovasyon ve ilerleme dusmani ulusalci feodal stalinist solcular, milliyetciler ve dincilerin sn Aziz Hocamiza saldirmasi an meselesidir. Cunku bunlarda bulus yapmak yok cunku bunlarda bilim yapmak yok cunku bunlarda sanat yapmak yok cunku bunlar ilkel insanlar bunlar feodal insalar bunlar insanlik dusmanlari*solcular milliyetciler ve dinciler

      Sil
    3. Aziz sancarkim biml
      Iyorum ama sen malsin


      Sil
  20. Hocam, bugün dolar 2.92'yi gördü. Eur/Usd paritesinde çok bir değişim yok. Usd/TL'nin 3.06'dan bu kadar hızlı düşüşün sebebi nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed'in faiz artırımına ilişkin beklentilerin 2016'ya kaymış olması.

      Sil
  21. Cnbce televizyonunda son hafta. Gelecek hafta Pazartesi'den itibaren 11'de Ekonomi programında Servet Yıldırım ile birlikte NTV'de olacağız.

    Duyurmuşsunuz.

    Polemik yaratmak için sormuyorum.

    Belli ki, cnbce de küçülme olacak. Bu kanalda çalışanlar arasında NTV'ye transfer olacakları az çok kestirebiliyoruz.

    Peki işten çıkarma oldu mu, oluyor mu, olacak mı?

    Mutlaka işten çıkarma yapıyorsunuzdur.

    Peki bu işten çıkardığınız insanlara replacement imkanları da sunuyor musunuz, yoksa sadece kapının önüne bırakmakla mı, kendi başlarının çaresine bırakmaklı mı yetiniyorsunuz?

    Not: Sorularım eleştiri yüklü, evet, doğru. Ama bu soruların sorulması gerekiyor. Ki yukarıda bir cevabınızda 2016'da GYÜ'lerde krizin yayılacağını tahmin ettiğinizi söyleyen de sizsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birincisi ben bu kanallarda herhangi bir idari görevi olan birisi değilim. Ben de bir çalışanım. Dolayısıyla bilgim duyduklarımla sınırlı.
      İkincisi: CNBCe'nin geleceğine ilişkin bir resmi açıklama yapılmadı. Bizim 11'de ekonomi Programı iki tv de birden yayınlanacak.

      Sil
  22. Merhaba hocam. Daha yeni takip etmeye basladim yazilarinizi bir hatam olursa simdiden affola. Yabanci kaynaklardan ogrendigim kadariyla bu sene icerisinde fed faiz artirimi icin beklentiler azalmis durumda. Dunya ekonomisindeki yavaslamayla gelecek sene mart ayina ertelenmis durumda beklentiler. Su an dolar 2.94 seviyesinde. Secim sonrasi icin dolardaki hareket ne yonde olur sizce? Bir sorum daha olacak biraz alakasiz ama su an kredi ile borclanmak mantikli mi? Daha iyi gunler mi yoksa daha kotu gunler mi beklemekte bizi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eldeki verileri ve verilen demeçleri gördüğümde 2016 yılının bizim açımızdan daha sıkıntılı bir yıl olacağı kanısındayım.
      Dolar kısa vadede düşer ama orta uzun vadede yukarı gider gibi görünüyor.

      Sil
  23. Hocam kısa vadede doları 2.85in altında görebilirmiyiz ve sene sonu tahmininiz ne?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısa vadede nereye iner bilmiyorum. Ben teknik analiz yapmıyorum. Yılsonu tahminim 3 idi şimdilik değiştirmiyorum.

      Sil
  24. BENİ BU NOKTAYA GETİREN:
    ÜLKEMDE ALDIĞIM " EĞİTİM " DİR!

    Kimya dalında Nobel ödülü kazanan Aziz Sancar, ödülle ilgili ilk açıklamasında şaşkın olduğunu dile getirdi. Aziz Sancar, “Hep çok çalıştım ve onun mükafatını alacağımı biliyordum. Ancak Nobel alır mıyım almaz mıyım bilemedim” dedi.

    “BU ÖDÜLÜ ÜLKEMİN GENÇLERİNE ADIYORUM”

    Aziz Sancar, "Bu ödülü ülkemin gençlerine adıyorum. Hikayem, inanıp da başarılamayacak hiçbir şeyin olmadığıdır. Hem kendim hem de ülkem için sevindim. Beni bu noktaya getiren ülkemde aldığım eğitimdir" dedi.

    Aziz Sancar, Habertürk TV'ye yaptığı açıklamada, “Yaptığımız, hem kanseri önlemede hem de bazı kanserleri tedavi etmek için önemli bir mekanizma. Yıllardır bu mekanizma üzerinde çalışıyoruz. Ve sonunda bu mekanizmayı çözdük. 35 yıldır bu mekanizma üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.

    “SAĞLIK OCAĞI DOKTORLUĞU YAPTIKTAN SONRA…”

    “Lise için Mardin'e gittim. Anne ve babamızın bizi çok destekledi. Sağlık ocağı doktorluğu yaptıktan sonra bilim yapmaya karar verdim” diyen Aziz Sancar, şöyle devam etti:

    “En iyi ABD'de bilim yapılabileceğini bildiğim için çalışmalarımı ABD'de yaptım. Hep çok çalıştım ve onun mükafatını alacağımı biliyordum. Ancak Nobel alır mıyım almaz mıyım bilemedim. Yaptığımız çalışmalara devam edeceğiz. Nobel yüzünden çalışmalarımda bir altı ay kesinti olacak.”

    http://odatv.com/beni-bu-noktaya-getiren-ulkemde-aldigim-egitimdir-0710151200.html

    YanıtlaSil
  25. hocam, türkiye ekonomisi için bence 2015 büyüme tahmini iyimser olmuş!. kanaatimce yıl sonu genel ekonomik büyüme ivmesi % 2,5 giibi olacaktır.. cari işlemler dengesini de yine iyimser buluyorum bence 2015 sonu cari açığımızın GSYH ye olan oranı % 5 - 5,1 gibi olabilir. 2015 bütçe açığı nominal tahmindir katılıyorum. ancak 2016 yılı sonunda bütçe açığının GSYH nin % -2, 2 ve daha altında olabileceğini düşünüyorum hocam... bir de hocam küresel iktisadi büyüme ivmesinin de fazla iyimser olduğu kanaatindeyim!. muhtemelen 2015 genelinde % 3,0 2016 yılında ise % 3,3 - 3,5 arasında bir küresel ekonomik büyüme olmasını daha kabul edilebilir buluyorum. 2016 yılında işsizlik oranımızın da % 12 ve üzeri olmasını bekliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de 2015 büyümesinin yüzde 3'ün altında kalacağını düşünüyorum.

      Sil
  26. hocam, dolar kurunun şu anki inişinin geçici olduğunu ve 2,92 den alımların gelebileceğinden dolayı yeniden yükseliş eğilimine girebileceğini düşünüyorum. ayrıca kasım ve bilhassa da aralık aylarında dolar kurunun sert yükselişler yaşamasının da yüksek olasılıklar dahilinde olduğu kanaatindeyim!.. döviz açık pozisyonlarında düzeltme ve genel olarak bilançoların biraz toparlanabilmesi için işletmelerin de bireylerin de daha yoğun döviz talebinde bulunacağını düşünüyorum.. ve diyorum ki dolar 2015 sonunda bana göre eğer fed faiz artırmaz ise 3,15-3,10 tl bandında bir yere oturabilir. eğer fed faiz artırımı yaparsa ki bu olasılık bu yıl için azalmıştır bence 3,25 - 3,35 tl bandında bir yere oturabilir.. saygılar hocam........

    YanıtlaSil
  27. TURGUT YAVUZ7 Ekim 2015 20:10

    Hocam sizi hayranlıkla izliyorum istatistik ve ekonomik gerceklerle yorumu yapiyorsunuz... Çalışmalarınız için teşekkürler

    YanıtlaSil
  28. Hocam biliyorsunuzu sn Aziz sancar hocamiz Nobel aldi. Benim bir sorum var. Bilim adamlari ve sanat insanlarini sevmeyen Turkiye toplumu ve ayni sekilde bu toplumdan cikan surekli bilim ve sanat insanlarina saldiri gerceklestiren solcular milliyetciler ve dinciler Sn Aziz hocamiza once basin yoluyla sonra gittigi etkinliklerde saldirir mi _ ? Cunku Orhan Pamukunuz ayni saldirilara tehditlere maruz kalmisti halan daha kaliyor siz bu kesimlerden bu saygin hocamiza saldiri bekliyor musunuz?

    Cunku turkiye halki bilim adamlarini sevmez onlara saldirir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiili saldırıya gerek kalmadan saldırılar başladı zaten.
      Türkiye halkı bilim adamlarının deli olduğunu düşünür. Halkın gözünde bilim adamının yeri cami hocasından çok geridedir. Aziz Sancar burada kalsaydı Nobel alabilir miydi? Hiç sanmam. Kendi anlattığı gibi sağlık ocağı doktorluğundan emekli olurdu muhtemelen.

      Sil
    2. Türk halkı bilimden ziyade "değişim"'den korkuyor. Değişime yol açabilecek her ne varsa, adı bilim, sanat vb ne olurda olsun, bunu otomatikman kötülüyor.

      Yaptığı sosyal devrimler nedeniyle tüm dünya ve Rus tarihinde adı "büyük", "yüce" gibi sıfatlarla anılan Rus Çarı Peter ya da Petro'ya (Peter, the Great), "Deli Petro" demiş toplumuz biz. Evrim, ilerici sanat ve edebiyat vb vb dünyanın değişmekte olduğunu bize hatırlatan her şeye karşı bir fobimiz var ve ısrarla bildiğimiz tek açıklamaya sıkı sıkıya tutunuyoruz.

      Nobel alan hocanın başarısının ne olduğunu kimse tam anlamıyla bilmiyor ama herkes Kürt ya da Arap asıllı olması gibi hala "kimlerdensin?" mantığı üzerine kurulu kafa yapısıyla yaklaşmakta işe. Sizce bu ortamda bilim yapılır mı?

      Sancar duyar okur mu bilemeyiz ama en azından biz de Mahfi Hoca'nın blogu üzerinden kendisine saygı ve teşekkürlerimizi sunalım. İnsanlığa ve ülkemize yaptığı katkı, hakkında ileri geri konuşanların hepsinin toplam katkısından büyük olan bir adama ancak teşekkür edebiliriz.

      İ.İ.

      Sil
    3. Bizde bilim felsefesi, yani bilimsel metodlar, bilimin sınırları gibi şeyler bilinmediği ve öğretilmediği için, bilim adamına da en fazla falcı/büyücü muamelesi yapılır.

      Sil
    4. Sadece Turkiye halki degil degisimden o degisimi saglayacak olan bilimden bilim adamindan korkan. Degisimi idoelojik olarak temele oturtan Solcularin bilimden ve degisimden ilerlemeden korkmasinin acaba sebebi ne? Nerde bir bulus bulunsa bu kesimler karsi tipki dinciler gibi. Sanattan ornek vereyim bu kesimlerde sanat deyince izlenimci toplumsal gercekci belgesel bir ifadeyi anlayisi referans aliyorlar...

      deneyimci deneysel disavurumcu seyleri korkutucu buluyorlar.

      Sil
    5. Sayın Güngör,

      "Sol" akımdan da,
      "Dinci"likten de
      haberiniz yok.

      Karşı olduğunuz konularda ilk önce kendi kendinizi eğitmenizi öneririz. Teknoloji vasıtasıyla "sol"un ve "dinci"likin ne olduğunu ne olmadığını öğrenebilirsiniz. Teknoloji ile birlikte, eğer, fiziki referanslara ulaşma imkânınız da varsa, kitap, dergi, makale, araştırma raporları ve benzeri gibi, onlardan da yararlanmanızı ısrarla öneririz.

      İlk önce kendinizi eğitiniz; ondan sonra karşı çıkışlarınızı yapınız.

      İki örnek yeterli:

      SSCB'de yaşandığı iddia edilen "komünist hayat anlayışı" hakkında; Ingmar Bergman'ın yönettiği onlarca filmde yaptığı (özellikle 1957 yapımı "Smultronstället" & "Wild Strawberries"de inceleyebilirsiniz) dışavurumcu açılar var. Bunları öğreniniz.

      Andrei Tarkovsky'nin neredeyse bütün filmlerini,
      Ama özellikle "Ива́ново де́тство" & "Ivan's Childhood" (1962),
      "Зеркало" & "The Mirror" (1975),
      "Offret" & "The Sacrifice" (1986);
      eserlerindeki dışavurumcu açıları ve "komünist hayat anlayışı" eleştirilerini öğreniniz.

      Daha fazla örnek sıralayıp, sizi öğrenmeye başlamanızdan alıkoymayalım.

      Lütfen:
      Bilmediğiniz konular hakkında konuşmayınız, yazmayınız, yorum yapmayınız.

      Hayat; sadece İskandinav ülkelerindeki nizamla işlemiyor.

      Saygılarımızla

      Sil
    6. Lutfen hep ayni ifadeleri zirvalayip durmayin. Cok komiksiniz. Sizin bahsettiginiz filmlerin hepsini izledim.

      Isterseniz Soyle yapalim bay adsiz Tarkovski neden nicin SSCBden ayrildi? Ya da ayrilmak zorunda kaldi*? Neden filmlerine sansur konuldu? neden nicin Filmlerinin yurtdisna cikmasina engel set konuldu.

      Bilmeden bilgisiz cahil cuheyla bir ifadeyle ayni ezber mantikla konusmayin isterseniz tamam mi bay adsiz ok for you ?.
      Once ogrenin sonra fikir sahibi olun ve sonra konusun. Aksi halde sozleriniz ezberden ote ve sacmalamadan oteye gecemiyor. Bu da kisirlik yaratiyor.

      Bu konuda yardim almalisiniz sizinle ugrasacak zamanim yok bay no name

      Sil
    7. Yahu Bergman nire SSCB nire Bergman demokrasinin cirit attigi hele hele savas sonrasi avrupa icin soyluyorum butun bunlari demokrasinin sosyal devletin ve buna bagli ozgur fikir ve sanat yasaminin siyasasinin cirit attigi verimli bir donemde cekmistir o filmi ve filimlerini. Ha diyeceksin simdi bu adam niye isvecetn almanyay gitti sebebi basit tax polisinin kaba ve cirkin baskici tavrindan ki bunun da sanatla hic bir alakasi yok!(ki bu da baskinin oldugu yerden nasil sanatin kactigina guzel bir ornek!)

      ve ayrica disavurumculuktan bahseyledin once disavurumculugun tarihini bilmelisin disavurumculuk ilk Avrupada filizlendi sonra dunya savasinda ve 50ler sonrasi ABDde yayginlasti sanat cevrelerinde destek buldu 60dan sonras kennedynin sanatta vergiye 0 oran slogani ile yani sanat eserlerinde dusuk vergi uygulamasiyla abd de yogunlasti ve hatta gunumuze kadarda degisik evrimler gecirerek geldi.

      oysa ayni donemde SSCBde ve dogu avrupa cografyasinda sanat korkunc bir baskidaydi reel statiki beden cizimi izlenimcilik etrafinda devletin yonergesiyle ifadeleniyordu. Cikan basarili sanatcilar ise tipki irandaki ozelinde iran sinemasindaki gibi sinirlari metaforik algilarla asan kisaca zekasi dusuk sansure sansur kuruluna karsi algoritmali oyunlar oynayan tabi-ri caizse canbazlik yapan(ki bunu hakaret anlaminda degil tam tersi takdir olarak soyluyorum) sanatcilardi. Iste bu baglamda Tarkovski de bunlardan en onemlisidir. Ancak maalesef Stalker gibi bir bas yapit cesitli oyunlarla yok edilmis yakilmis yonetmen bu essiz yapiti tekrar cekmek zorunda kalmisti ve zaten sonrasinda sscb denen ilginc cografyadan cikmak zorunda kaldi. Kisaca film izlemek degil mesele donemin kosullarini algilamak analiz etmek film okumak analiz sentez yumagini olusturmak tabi bunun icinde sanat tarihi ekonomi tarihi ve akimlar bilgisi gerekmekte genis ufukdar olmak tek bir ideolojiye bagli kalmamakezber mantik dusunmemek teori bilmek mekan tanimak lazim.Tabii bu da sizde yok ben kimle konusasyim ki ?
      Cocuklar da film izliyor bana kalirsa hem de cokca en azindan vakitleri genis.

      size tavsiyem iyi bir sanat tarihi kitabi edinmeniz sanat kuramlarini teorisi gorsel kultur uzerine harika kitaplar yayinlayan yerler var burada yazamiyorum. iki yayinevi var bu konuda 1 er numara! Ceviriler essiz!

      Sil
    8. Bir de unutmadan su ustten bakis acisini(ben bilirim ben ederim kimse bilmez kimse yapamaz ben yonlendirim paternalist bakis) ne olur bir kenara birakin atin. Bu sizi cok sevimsiz kiliyor kilmakta. nedense sizin gibilerde bu cok var.

      Sil
    9. Sayın Güngör,

      "Ad hominem" konusu üstüne sizden yüksek lisans referansı alabiliriz. Gerçekten bu konu üzerine uzmansınız!

      Andrei Tarkovsky ile ilgili ne yazmışız TEK KELİMEYE DİKKAT ETMEYİP, AD HOMINEM'E BAŞLAMIŞSINIZ:

      Andrei Tarkovsky'nin neredeyse bütün filmlerini,
      Ama özellikle "Ива́ново де́тство" & "Ivan's Childhood" (1962),
      "Зеркало" & "The Mirror" (1975),
      "Offret" & "The Sacrifice" (1986);
      eserlerindeki dışavurumcu açıları ve "komünist hayat anlayışı" ELEŞTİRİLERİNİ öğreniniz.

      Sanki Tarkosvky'nin SSCB'den kovulduğu hakkında bilgimiz yok!

      Siz bizi "komünist" zannetmeye devam ettikçe; kendi kendinizi eğitmeniz için size daha çok tavsiyede bulunacağız!

      İşte bir tane daha:

      "Herman Gorter" kimdi?! Ve "komünistlerin ilahı!" Lenin'e gönderdiği mektupta hangi ikazlarda bulunmuştu!

      https://libcom.org/library/open-letter-to-comrade-lenin-gorter

      https://libcom.org/library/yolda%C5%9F-lenine-a%C3%A7%C4%B1k-mektup-herman-gorter

      (Lenin'e gönderdiği o mehşur ikaz mektubuyla beraber, şu yazısıyla da tecrübelerinizi pekiştiriniz:
      https://libcom.org/library/imperialism-world-war-social-democracy-herman-gorter )

      Lütfen sayın Güngör; kendinizi eğitiniz!

      Sizler kapitalizmi yücelttiğiniz sürece, "sömürücülüğe karşı kısık ses" çıkardığınız müddetçe; başınıza üşüşmeye devam edeceğiz!

      Ve asla unutmayınız:
      Hayat; sadece İskandinav ülkelerindeki nizamla işlemiyor!

      Saygılarımızla

      Sil
    10. Ben kimseyi yaftalamiyorum. Siz sen sucusun bucusun vs. Beni ilgilendirmiyor senin komunist anarsit kapitalist olman.
      Beni ilgilendiren bir dunya gorusune elestriyi nasil bir sekilde karsilayip nerelere en mantiksiz ogelere baglamaniz mantik hatalariniz ilgilendiriyor.ve tum bunlarla beni irdelemeniz bu argumanlar mantiksiz.
      Ben hic bir zaman bir gorusun reklamini sovunu sozculugunu yapmadigim gibi yuceltmedim de bunu da nereden cikartiyorsunuz.

      alin size mantik hatasi "Sizler kapitalizmi yücelttiğiniz sürece, "sömürücülüğe karşı kısık ses" çıkardığınız müddetçe"
      yahu kapitalizmi yucelten adam zaten somuruculuge kisik ve ya gur ses cikarmaz. bir adam dusunun kapitalizmi yuceltiyor ve ayni zamnda kisik da olsa somuruculuge ses cikartiyor. ben sahsen kapitalist babalarda patronlarda bunu gormedim duymadim isitmedim. Ayrica benim de icinde bulundugum sizler diye tanimaldigin yani biz kimiz? ben bir gruba mi uye oldum da siz bana sizlerden bahsediyorsunuz? cok komiksiniz cok-

      ve lutfen su egitin ogrenin unutmayin gibi jakoben paternalist ifadelerden kurtulunuz cok sevimsiz ve cirkin. Tepeden inmeci bakis acisi. Egitilmesi gereken sanirim sizin bu sevimsiz bakis aciniz.

      Korkunc bir ongoruse yargiya bakisa sahipsiniz bu sizi mantik hatalari yapmaya kolayca davet ediyor.

      Sil
    11. Sayın Güngör,

      Öncelikle, "ad hominem" tabirinin ne demek olduğunu öğrenmenizi tavsiye ederiz. Eğer bunu öğrenirseniz; hem hangi hatayı yaptığınızı kendiniz görürsünüz, hem tekrardan kurtuluruz.

      İkinci olarak, [Ben kimseyi yaftalamiyorum.] & [Ben hic bir zaman bir gorusun reklamini sovunu sozculugunu yapmadigim gibi yuceltmedim de bunu da nereden cikartiyorsunuz.] ifadeleriniz hatalı; kendinizle çelişiyorsunuz. Çünkü: [Degisimi idoelojik olarak temele oturtan Solcularin bilimden ve degisimden ilerlemeden korkmasinin acaba sebebi ne?] ve [Sanattan ornek vereyim bu kesimlerde sanat deyince izlenimci toplumsal gercekci belgesel bir ifadeyi anlayisi referans aliyorlar...] ifadelerinizle [Ben kimseyi yaftalamiyorum.] ifadeniz çelişkili!

      Üçüncü olarak, [alin size mantik hatasi "Sizler kapitalizmi yücelttiğiniz sürece, "sömürücülüğe karşı kısık ses" çıkardığınız müddetçe"
      yahu kapitalizmi yucelten adam zaten somuruculuge kisik ve ya gur ses cikarmaz. bir adam dusunun kapitalizmi yuceltiyor ve ayni zamnda kisik da olsa somuruculuge ses cikartiyor. ben sahsen kapitalist babalarda patronlarda bunu gormedim duymadim isitmedim. Ayrica benim de icinde bulundugum sizler diye tanimaldigin yani biz kimiz? ben bir gruba mi uye oldum da siz bana sizlerden bahsediyorsunuz?] "Şirketleşmek & markalaşmak" düzleminde kurulmuş kapitalizm ile "şirketokrasi & sömürücülük" düzlemine kaydırılmış kapitalizm; bugün iç içedir! Her iki kanatta birbirini beslemektedir! Eğer hastalığın kökü olan "kapitalizme karşı kısık ses" çıkarıyorsanız; konformistler tarafındasınız demektir!

      Dördüncü olarak, [jakoben paternalist] zihniyet; 1989-90-91 sürecinde sona erdi! Fakat "kapitalizmin jakobenizmi", "kapitalizmin paternalizmi" tüm hızıyla devam ediyor! Sayın Güngör; ne yazık ki bu tuzağa düştüğünüzün farkında değilsiniz. Size de dostane bir tavırla elimizi uzatmaya, sizi de bu hastalıktan kurtarmaya çabalıyoruz ama kafamıza taş atmayı tercih ediyorsunuz!

      Beşinci olarak, kapitalizmin devasa tahakkümü altında kalanlardan biri de siz olduğunuzdan; "mantık" denen o muhteşem alanın, yine "kapitalizm tarafından domine edildiğini" göremeyecek kadar uyuşturulmuşsunuz! Peki bizler, yani "konformizmden kurtulmaya çabalayanlar" çok mu uyanık; elbette hayır! En azından "yıllardır kapitalizm tarafından uyutulduğumuzun farkına nihayet vardık" ve "sizleri de uyandırmak için" mücadele veriyoruz! Bütün bu ikazlarımızın; ne "tepeden bakıcı olmak" ile, ne "despotik jakoben olmak" ile, ne de "boğucu paternalist olmak" ile bir ilgisi var!

      Bütün çabamız:
      Sadece bir uyarı!
      Sadece bir işaret fişeği!

      "Komünist hayat görüşünün" on-yıllardır dikte ettiği "hiyerarşik zihniyete" karşı, başta "Doğu Almanya" olmak üzere, tüm Sovyet coğrafyasında nasıl mücadele yürüttüysek; öve öve bitiremedikleri "komünizm"den 1000 kat daha zehirli olan "kapitalizm"e karşı mücadeleyi bugün 1000 kat daha kuvvetli yürütüyoruz!

      Bu mücadeleye katılım; size de çağrımızdır!
      Başka bir niyetimiz yok!

      1. Uyarı metni
      http://bit.ly/1G0TdP2

      2. "Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev"
      http://bit.ly/1OtK1VU

      3. "İşletme Hastalığına Tutulmuş Toplum: Şirket İdeolojisi, Yönetsel İktidar ve Toplumsal Taciz"
      http://bit.ly/1dX0lOW

      4. "Idiotizm: Kapitalizm ve Hayatın Özelleştirilmesi"
      http://bit.ly/1Ms7fKF

      5. "Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri"
      http://bit.ly/1CkYv08

      6. "7 Gün 24 Saat: Geç Kapitalizm ve Uykuların Sonu"
      http://bit.ly/1jYWX9y

      7. "Borç: İlk 5000 Yıl"
      http://bit.ly/1GEmdqy

      Saygılarımızla

      (Not: 10 Ekim, 10.04'te, Ankara'da hayatları ellerinden alınan yoldaşlarımızın anısına!)

      Sil
  29. Bu ülkeye din adamı değil bilim adamı lazım
    "Benim manevi mirasım ilim ve akıldır"
    ATATÜRK

    YanıtlaSil
  30. Mahfi Hocam sizden de bir Nobel bekliyoruz...

    Gerçi 'ben Nobel için çalışıyorum' diyen bir kişi otomatikman eleniyormuş. Ne hikmetse böyle bir kural koymuş Nobel komitesi...

    YanıtlaSil
  31. Mahfi Hocam, "Fed'den QE4 gelmeli" tartışmaları yoğunlaşıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İhtiyaç görünmüyor. ABD hızlı büyüyor.

      Sil
  32. hocam, türkiye ekonomisiyle ilgili 2016 büyüme, işsizlik, enflasyon tahminlerine katılmıyorum. büyümenin içsel ve dışsal etkilere paralel olarak % 2 nin net olarak altında, işsizlik bu büyük yavaşlamalara paralel olarak sert artacaktır. enflasyonun da özellikle kur artışlarına paralel olarak %9,0 ve civarında seyredeceğini düşünüyorum. hocam, ayrıca çin ekonomisindeki sert yavaşlamanın etkileriyle dünya ekonomisinde tahminlerin altında büyüme bekliyorum. 2016 ylı genel büyümesi bu yılın da altında olacaktır diye düşünüyorum. son olarak hocam, türkiye ekonomisinin 2016 yılı itibariyle stagflasyona gireceğini düşünüyorum. ve bunun uzun süreli olabileceğini düşünüyorum hocam.. saygılar.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin düşüncesine saygımız var. Yeter ki kimseye hakaret, haksız itham taşımasın.

      Sil
  33. Hocam 1 dk 32 saniyelik şu videoyu dikkatle izleyiniz:

    https://www.youtube.com/watch?v=pB9zgkwW8yY

    'Ben Bernanke Is As Happy As He Gets'

    Cevabınız ?

    YanıtlaSil
  34. hocam, kıbrıs konusunda ne düşünüyorsunuz? Sanki bu sefer abd bu işin çözülmesini istiyor gibi? Bir de ab'ye girebilmemiz için türkiyenin de halletmesi gereken bir konu. mart 2016 da referandum ve çözümü gerçekçi buluyor musunuz? bir de benim bildiğim kadarı ile yunanistan ile ege adalar sorunu için deadline 2015-2016 olması lazım. çözülmez ise layeh'e gidecekti konu.
    kıbrıs çözülürse bize yansıması ne olur?
    saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2004 - 2005 yıllarında Kıbrıs sorunu çözülseydi biz AB'ye girmeye çok yakın olacaktık. Bugün böyle bir durum yok. Dolayısıyla Kıbrıs sorunu bugün Türkiyenin çözmek için çaba harcayacağı bir sorun değil.

      Sil
  35. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI,
    AZİZ SANCAR'IN OSCAR ÖDÜLÜNÜ, pardon NOBEL ÖDÜLÜNÜ ALMASINDAN SONRA MEVZUATTA DEĞİŞİKLİĞE GİTTİ:

    Tıp fakültesinden sonra, uzmanlıktan sonra, yan dal eğitiminden sonra ayrı ayrı mecburi hizmet yapan hekimler artık Nobel ödülü alırlarsa da mecburi hizmete tabi tutulacak...

    Ayrıntılar ana haber bülteninde.

    http://www.zaytung.com/sondakikadetay.asp?newsid=290723

    YanıtlaSil
  36. Konu bilim olunca sizin gibi birisine şu sorulur; Bilim tarihi ile ilgili ne okuyalım? :) kolay gelsin...

    YanıtlaSil
  37. Yazinizi Mennuniyyetle beyendim. Turkcemde kusur olursa ozur dilerim. Azerbaycanliyim. Alanim ekinomi dil. Ama son zamanlar durumlarin iyi olmadigini giruyorum calisdigim sektorde de yansimaya baslamish. Dunya ekinomisi iyilesmesi icin 3-cu dunya savashi olma ihtimaline nasil bakiyosunuz? Dunya nufusu cok olmasimi ekinomiyi etkiliyor? Yeni evliyim ve dunyaya cocuk getirmeye cok tedirginim. Sizce bu kadar karamsal olmama degermi?:) son Azerbaycan ekonomiside pek iyi gitmyor 2016 daha da kotu olucak. Bunla ikgili dusunceleriniz? Teshekkur ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durum genel olarak pek parlak değil ama bu kadar karamsar olmayın. Dünya, buna benzer sıkıntıları atlatmayı başardı. Bunu da atlatacaktır.

      Sil
    2. Aytan hanim, Lutfen cocuk yapmayin bu sozum size degil herkese! Sartlar ortada dunyanin sartlari da ortada cevresel ekonomik vs... zaten krizin bu kadar uzun surmesi savasa catismalara davetiye cikariyor issizlik almis basini gitmis.

      Cok fazla cocuk ileride issizlik aclik yoksullluk caresizlik demek. Bu nedenle kimse dogurmamali cocuk yapmamali.Ben her yerde bu propagandayi yapiyorum yapacagim da. Zaten genclere verilen sartlar ortadayken hatta alinan imkan ortadayken gencler evlenmiyor evlenemiyor hasbelkader evlense bile cocuk yapmiyor hasbelkader cocuk yapsa bile evledigi tarihten 5 yil sonra cocuk yapiyor ki dunya standatri ortalmasi normalde 2 yildir. yapsa da tek cocukla kaliyor. sartlar kosullar ortada!

      Sil
    3. Hakan Gungor, erkek oldugunu farz ediyorum. Eger vasectomy ameliyeti olmadiysaniz kimseye cocuk yapmayin gibi onerilerde bulunmayin. Bir erkek 60 yasinda dahi baba olabilir ama cogu kadin icin 30'lu yaslarin ortalari cocuk sahibi olma ihtimalini oldukca arttirir. Zaten insanlar bencilliklerinden cocuk yapma yasini oteliyorlar.

      Ayrica, cocuk yapmanin ekonomi, aclik issizlik ile ne alakasi olabilir? Turkiye de ahim sahim kalabalik bir ulke degildir, Almanya'dan daha az, ama 2 kati toprak alanina sahiptir. Eger burada insanlar Almanya sartlarinda yasayamiyorsa bu nufustan degil, iyi yonetilememe, kaynaklarin duzgun kullanilamamasi ile ilgilidir.

      Sil
  38. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  39. Hocam merhabalar, doviz fiyatları artık piyasaya bırakılmış durumda arz ve talebe göre artıyor ve azalıyor. Peki doviz piyasasindaki arz ve talebi hangi kurum tespit edip de dovizin fiyatını belirliyor? Yani yabancılar gitti doviz bürosuna yuzbin milyon dolar bozdurdu diyelim veya banka aracılığıyla dolar bozdurup Turkiye'de yatırım yaptı. Haliyle dolar düşecek bunu biliyoruz. Bu verileri kim elde edip de doların fiyatını düşürüyor? Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doların fiyatı yani kur piyasada arz ve talep kurallarına göre belirleniyor. Doları almak isteyen çoksa kur yükseliyor, satmak isteyen çoksa kur düşüyor.

      Sil
    2. Teşekkür ederim. Peki hocam bu piyasadaki dolar arz ve talebini ölçen mekanizma nedir? Kur talebi ve arzi merkez bankasi tarafından mi ölçülüyor?

      Sil
    3. Piyasanın kendisi mekanizmadır zaten. Elma fiyatı nasıl oluşuyorsa döviz fiyatı yani kur da öyle oluşuyor.

      Sil
    4. Doviz kurlarini bankalar arasi piyasa belirler buna bankalar arasi piyasa ya da spot piyasasi denir. Doviz burosuna dahi gitseniz doviz burosu bir banka ile calisir. Bankalar genellikle birbirleriyle, yuksek hacimli finans kurumlari ile, doviz burolari ile anlasmalar yaparlar piyasa fiyatindan fakrlidir ama dogrudan orantili olarak olusur. Genellikle fiziksel transferler kontratlardan 1-2 gun icerisinde gerceklesir. Bu yuzden spot olarak adlandirilirlar.

      Spot piyasasi turev ya da future da denilen piyasayi kovalar. Future kontratlarinda ornegin dersiniz ki Aralik sonu icin 1 dolar icin 3.1 tl veriyorum. O tarih geldigi zaman 1 dolar icin 3.1 tl'yi vermeniz gerekir, eger dolarin spot piyasa fiyati 3.2 tl ise kar, 3.0 tl ise zarar etmis olursunuz. Ancak spot piyasanin aksine future'larda fiziksel degisim olmaz, o yuzden manipulasyona ya da suistimale cok aciktir. Gene de uc asagi bes yukari bir varligin degerini en hizli sekilde belirlemeye yarayan mekanizmalar bunlardir.

      Sil
  40. Hocam dolarin 1 hafta icinde 3,02 den 2,90 a inmesi fed ile ilgili beklentiden mi yoksa baska bir sey mi var?

    YanıtlaSil
  41. HOCAM,

    ŞU SÖZÜ UNUTMAYIN!

    ŞU SÖZÜ KİMİN SÖYLEDİĞİNİ DE UNUTMAYIN!

    BU SÖZ, SÜRÇ-İ LİSAN DEĞİLDİR!

    "TAŞERON AMA TELEFONU VAR..."

    http://www.diken.com.tr/taseron-isci-cozum-istedi-davutoglu-garipsedi-taseron-ama-telefonu-var/

    BU SÖZ, İKİNCİ "ANANI DA AL BURADAN GİT" OLAYIDIR!

    YanıtlaSil
  42. MAHFİ HOCAM,

    SİZİ ÇOK SEVİYORUZ...

    JOHN LENNON 75 YAŞINDA...

    PEACE & LOVE...

    YanıtlaSil
  43. Hocam sanırım salı günü çin'in yıllık ithalat ve ihracat,ticaret dengesi açıklanacak.Bu veriler düşük yada yüksek gelirse gelişen ekonomiler üzerine olumlumu olur,draghinin gelişen ekonomiler için euro bölgesi için risk yaratıyor düşüncesinden ne anlamalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmekte olan ekonomilerin bir bölümü emtia üreticisi ve satıcısı (petrol ve doğal gaz dahil.) Emtia fiyatlarının düşüşü bu ekonomileri sıkıntıya sokuyor. Ayrıca Çin, birçok nedenle sıkıntıya giriyor. Bunların hepsi bu kez gelişmekte olan ülkelerden başlayıp küresel sistemi etkileyecek bir kriz korkusuna neden oluyor. Sanırım Draghi bunu söylüyor.

      Sil
  44. HOCAM, SİZİN AZİZ SANCAR'LA BİR AKRABAĞLIĞINIZ FALAN VAR MI?

    ÇÜNKÜ İKİNİZİN DE DİLİNDE TÜY BİTMİYOR!

    2015 Nobel Kimya ödülü kazanan ABD pasaportlu Mardinli Aziz Sancar özellikle kız çocuklarının okula gönderilmesi vurgusu yaparak, "Türkiye'nin Mardin'den Kars'a, Edirne'ye kadar bütün çocuklarımıza BİLİM ALANINDA EĞİTİM ÖĞRETİM VERMEMİZ LAZIM. Özellikle kızlarımızı okutmak lazım. Kızlarımızı okutmazsak insan gücümüzün yarısını kaybetmiş oluyoruz. Özelikle Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşlerimizden kız çocuklarını okula göndermelerini tekrar tekrar rica ediyorum" dedi.

    http://www.radikal.com.tr/turkiye/aziz-sancar-kiz-cocuklarini-mutlaka-okula-gonderin-1447530/?-sancar-kiz-cocuklarini-mutlaka-okula-gonderin-1447530&

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aziz Sancar akrabalığım yok ama aklın yolu birdir teorisi bizi aynı şeyleri söylemeye itiyor. Bilimle uğraşan kişi gidip oralarda Aziz Sancar olup Nobel alıyor, başka işlerle uğraşanlar burada birbirini yiyor.

      Sil
  45. Hocam,

    Aziz Sancar'ın 1975'te Dallas Üniversitesi laboratuvarında çalışırken çekilmiş şöyle bir fotoğrafı var:

    http://www.utdallas.edu/news/imgs/photos-2015-10/sancar-aziz-lab-690-2015-10.jpg

    http://www.utdallas.edu/news/2015/10/7-31720_Sancar-Is-UT-Dallas-First-Nobel-Winning-Alum_story-sidebar.html?WT.mc_id=NewsHomePage

    Siz en azından 1 tane böyle fotoğrafınızı niye yayınlamıyorsunuz, bizi mahrum ediyorsunuz yahu!

    Kahrediyorsunuz bizi Mahfi Hocam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim uğraştığımız bilim dalının böyle laboratuarları yok biliyorsunuz.

      Sil
    2. Bi kez de bahane üretmeseniz de 1 foto gönderseniz ne olur sanki!

      Telefonunuzla çekip twitter da paylaşacaksınız, bu kadar basit.

      "A. Mahfi Eğilmez, 9 Ekim 1972, maliye müfettişi arkadaşlarımla maç sonrası bira keyfi, Ankara.

      Ayaktakiler: CEMİL (öldü), NURİ (Sarıyer'de kapı komşum), MELAHAT (Paris'te akademisyen), ŞAKİR (A.S.Akat'ın danışmanı oldu)

      Oturanlar: PAKİZE (ABD'de burs kazandı, gitti, bir daha haber alamadık), RIFKI (Stanley Fischer'ın stajyeri oldu, artık görüşmüyorum), EYÜP (Sol bir örgüte katıldı, bir daha haber alamadık), BEN (o zaman da sakal tıraşı daima olurdum ama saçım vardı), NURTEN (Müfettişlikten sonra Maliye Bakanlığı'nda üst makamlara yükseldi, müdürlük yaptı, şimdi emekli. Ara sıra telefonla görüşüyoruz)"

      Çok mu zor böyle bir fotoğrafı paylaşmanız Hocam?

      Sil
    3. "Memleketin neresinde ciddi bir sorun varsa oraya maliye müfettişlerini gönderiniz."

      Mustafa Kemal Atatürk
      10 Kasım 1938
      Saat: 09.04

      Şuuru saatlerdir kapalı olduğundan, bu dünyayı terketmeden hemen önce, Ata'mızın ağzından belli-belirsiz çıkan, odadaki doktorların anlayabildiklerini iddia ettikleri son anlamlı söz olduğu rivayet edilir!

      Sil
    4. hocam konuyla pek ilgisi olmasada şunu sormak istiyorum;
      gsyh ;üretimi tamamlanmış nihai mal ve hizmetlerin tutarıdır ve 3 şekilde hesaplanmaktadır.
      acaba hisse senetlerini 2.el piyasasında satarak kar elde etmek gsyh nın içinde yer almaktamıdır?örneğin;bir kişinin elinde 100 tl lik hissesi olup bu 2.el piyasasında 120 tl ye satılırsa 20 tl kar elde edilecektir.hisseyi 120 tl ye alan ilerleyen zamanlarda hissenin fiyatı 140 tl ye çıkıp hisseyi satarsa o da 20 tl kar elde edecektir v.s şimdi bu karlar gsyh nın içinde yer alacakmıdır? pek emin olamadım ama kanımca bu karlar milli gelirin içinde yer almaz. hisseler 1.el piyasada halka arz edildiğinde bundan şirket faydalanmakta ve yatırımlar için kaynak bulunmuş olmakta dolayısıyla ekonomide kazanmaktadır.fakat 2.el piyasasında bu kağıtların el değiştirmesi ekonomi açısından pekte bir manası yoktur sadece birinin karı artarken diğerinin ki azalmaktadır.kağıtların el değiştirmesi ekonomiye katma değer katmadığı için söz konusu olan karlar milli gelir hesaplarında yer almaz diye düşünüyorum katılırmısınız?

      Sil
    5. Konuyu birlikte irdeleyelim.
      Bir hisse senedinin 2. el satışı bir tüketim harcaması, bir üretim değildir. Ayrıca bir faktör geliri de değildir. Dolayısıyla 3 şekilde hesaplanan (üretim yoluyla, harcamalar yoluyla ve gelir yoluyla) GSYH hesaplarının içinde girmez. Buna karşılık bu satıştan elde edilen gelir ile yeni bir diyelim ki buzdolabı satın alınmışsa bu harcama tüketim harcaması olarak GSYH hesaplarına girer.

      Sil
  46. hocam, 2008 gelişmiş ekonomiler merkezli olarak yaşandı.. sanırım ikinci büyük kriz gelişmekte olan ekonomiler merkezli olacak!.. özellikle de brezilya - türkiye ikilisi devalüasyonun giderek artması durumunda ki ben 2016 yılını bu konuda büyük olasılık olarak görüyorum; 1997 güney doğu asya krizine benzer bir domino etkisi oluşturabileceklerini ve yeni bir küresel kriz dalgasına sebebiyet vereceklerini büyük ihtimal olarak görüyorum... ne dersiniz hocam?.. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz benim tezim zaten.
      http://www.mahfiegilmez.com/2015/06/kapitalizmin-sonu-mu-geliyor.html

      Sil
  47. Hocam merhaba. Hocam rica etsem big mac endeksinin ne olduğunu açıklar mısınız ?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.mahfiegilmez.com/2014/01/kur-mu-yanls-fiyat-m.html
      http://manset.at/big-mac-endeksi-nedir-nasil-hesaplanir/

      Sil
  48. Hocam su anki libor faiz oranı nedir ?

    YanıtlaSil
  49. Hocam bir lise öğrencisi olarak konudan alakasız ama merak ettiğim bir şey var. Bugün bir Ankara siyasal (iktisat,maliye,işletme)bölümleriyle Boğaziçi (iktisat,işletme) arasındaki en büyük fark nedir ? Boğaziçi ingilizce eğitim veriyor evet ama aynı işlerde çalışmıyorlar mı mesela ? Belki saçma oldu ama konu hakkında bilginiz dahilinde cevaplarsanız çok sevinirim.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  50. Hocam bir lise öğrencisi olarak konudan alakasız ama merak ettiğim bir şey var. Bugün bir Ankara siyasal (iktisat,maliye,işletme)bölümleriyle Boğaziçi (iktisat,işletme) arasındaki en büyük fark nedir ? Boğaziçi ingilizce eğitim veriyor evet ama aynı işlerde çalışmıyorlar mı mesela ? Belki saçma oldu ama konu hakkında bilginiz dahilinde cevaplarsanız çok sevinirim.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı kitaplar ve hocalar söz konusu olunca eğitimin kalitesi de fark ediyor. Ayrıca sınıfların kalabalıklığı vb de fark ediyor. Seçimlik dersler, derslere verilen ağırlıkları vb bunlar da fark ediyor. Aynı işlerde çalışsalar bile daha iyi yetişmiş olanların yükselmesi daha hızlı oluyor. Mesela iyi ingilizce bilen aynı zamanda ekonomiyi de iyi öğrenmiş bir kişinin ingilizcesi iyi olmayan bir kişiye göre açık üstünlüğü söz konusu. Ya da ekonomi bilgisinin yanına muhasebe ve hukuk bilgisi de eklemiş bir bankacının yalnızca ekonomi bilen bir başka bankacıya göre yükselme şansı daha fazla. Okullardaki eğitim farkları bu farkları yaratabiliyor.
      Benim okuduğum yıllarda Mülkiye ekonomi yanında, maliye, hukuk, siyaset bilimi de öğretir ve mezunlarının diğer okul mezunlarından farklı olmasını sağlardı. YÖK'den sonra bu işler değişti ve Mülkiye de diğer okullarla aynı duruma geldi. Şimdilerde biraz Boğaziçi ve ODTÜ önde görünüyor. Ama onlarda da eski kalite pek kalmadı.

      Sil
    2. Hocam Yok size gore Universite egitimini ne yonde etkiledi? Yok olmasaydi su an universiteler ne konumda bulunurdu? Biraz aciklar misiniz ?

      Sil
    3. YÖK, üniversite özerkliğini kaldırdı, atamaları tek elde topladı, eskiden rektörünü dekanını üniversite seçerdi. O demokratik yapı kaldırıldı. Her terde standart bir yapı oluşturuldu. İyiyi örnek almak yerine herkes kötüyü ve kolayı örnek aldı. Bence YÖK, üniversitenin bilimsel ve düşünsel özerkliğine vurulan ağır darbenin baş temsilcisi oldu. Okullardaki boykotları iyilikle, anlayışla çözemeyen askerler bu olayları sertlikle, müdahaleyle çözdüler ve YÖK bunun aracı oldu.

      Sil
  51. hocam bu sagp ye göre milli gelirler normal milli gelir arasındaki fark nedir birinde sayı 19bin diğerinde 9 bin dolar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlki normal hesaplama yolu SAGP ise gelirin satınalma gücünün ülkeler arasında farklı olduğundan hareket eden bir ölçü. Bir anlamda fiziksel hesaplama gibi. İlkinde eline geçen paraya, ikincisinde o parayla ne kadar ekmek, peynir vb alınabildiğine bakılıyor. Bu malların fiyatlarının ucuz olduğu yerde SAGP yüksek çıkıyor.

      Sil
  52. Hocam merhaba bugün Makro Ekonomi ve Kendime yazılarım kitaplarınızı aldım emeğinize sağlık teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolay gelsin, umarım yararını görürsünüz.

      Sil
  53. Hocam, hiçbir karşılık beklemeden;okurlarınızın ufkunu açma çabalarınıza karşı elimden gelen tek şey teşekkür etmek... İyi ki varsınız. Sağlıcakla kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, siz de sağlıcakla kalın.

      Sil
  54. Hocam merhaba size bişey sormak istıyorum,sizce şuanda dünya ekonomisinde hakım olan görüş keynesyen görüşmüdür yoksa neoklasık görüşmüdür ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisinin de izleri var. İşler iyi giderken neoklasik eğilimler ağır basar. Piyasalara karışım azalır, devlet geri çekilir. İşler kötüye gidince Keynes hatırlanır ve başlanır piyasaya müdahale edilmeye.

      Sil
    2. Hocam çok teşekkür ederim;yazılarınızla,kitaplarınızla,yorumlarınızla bıze cok yardımcı oluyorsunuz iyiki varsınız....

      Sil
  55. Hocam iyi günler, yeni yayınlanan iyileştirme eylem programlarini bu reformlardan sayabilir miyiz? Çünkü içinde kamu gelirlerini daha etkili elde etme, kamu harcama israflarının azaltılması, yerli enerjiye ağırlık verme gibi başlıklar ele alınmış. Ne kadar etkili olur büyümeye ivme kazandırma açısından ?
    İyi günler, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  56. İyi günler Hocam,

    Önümüzdeki aylarda FED'in faiz arttırımına gitme olasılığı yüksek. Türkiye ekonomisini dikkate alarak; özellikle böylesi bir süreçte faiz beklentisine odaklı döviz açığının ekonomide pek varlık göstermediğini düşünmekteyim. Reel üretime odaklı bir büyüme stratejisine geçişin ülkemiz için kaçınılmaz bir tercih olduğunu düşünürsek; FED'in alacağı böylesi bir faiz politikası karşısında TCMB'nin faiz oranını sabit tutma ve ardından gelecek diğer kurul oturumunda faizde cüzi bir indirime gitmesi, AB ve ABD ekonomilerindeki istikrarsızlığı da dikkate aldığımızda reel fon akımını ülkemiz lehine olumlu etkileyebilir mi? Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  57. türkiye 2016 da krize gebe konumuna gelebilir o halde. krizle beraber türkiye nasıl bir sürece girer

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uludağ Üniversitesi öğretim Görevlisi Feridun Yılmaz'ın bir sözü vardı. Eğer siz aklınız yettiği yaştan itibaren ülkede kriz olacak diye sürekli derseniz emin olun 2-3 tane tutturma şansınız vardır :) :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!