Önümüzdeki Dönem İçin 3 Senaryo ve Olası Gelişmeler

Önümüzdeki Dönem için 3 Farklı Senaryo

İyimser Senaryo
Kötümser Senaryo
Olası Senaryo
Yeni hükümet yapısal reformları takvimiyle birlikte açıklar
Yapısal reformlar gündeme gelmez
Yapısal reformlar açıklanır ama çoğu uygulamaya geçmez
Çözüm süreci için yeni ve yapıcı görüşmeler başlar
Çözüm süreci terk edilir ve savaş sürer
Çözüm süreci devam eder gibi görünür ama sonuç çıkmaz
Fed, faiz artırımını 2016 ortalarına erteler
Fed, Aralık’ta faizi artırır ve 2 -3 ayda bir faiz artırmayı takvime bağlar
Fed, Aralıkta faizi artırır, devamı için bağlayıcı bir açıklama yapmaz
Brent petrol 40 USD’ye geriler ve doğal gazda ucuzlama olur
Brent petrol 70 dolara kadar artar, doğal gaz fiyatı da yükselir
Brent petrol 40 – 50 dolar arsında kalır, doğal gaz fiyatı değişmez
Türkiye’nin kredi notlarındaki ekler olumlu yönde değişir
Türkiye’nin kredi notu veya ekleri olumsuz değişir
Türkiye’nin kredi notu ve ekleri değişmeden kalır
Başkanlık ısrarından vazgeçilir ve bütün partilerin katılımıyla daha demokratik bir Anayasa ve seçim yasası yapılır
Başkanlık ısrarı sürer ve Anayasa ve seçim yasası aynen kalır
Başkanlık ısrarı kalkmış gibi olur, Anayasa ve seçim yasası değişikliklerinde yol alınır sonra Başkanlık ısrarı yeniden ortaya çıkar ve başa dönülür
AMB parasal genişlemeyi hem artırır hem de süresiz olarak uzatır
AMB parasal genişlemeyi yavaş yavaş kaldırır
AMB parasal genişlemeyi artırır ve süresini 2016 sonuna kadar uzatır
Çin toparlanmaya başlar
Çin kötüye gider
Çin, mevcut durumda devam eder
Emtia fiyatları yavaş yavaş yükselir ve üretici ülkeler toparlanmaya başlar
Emtia fiyatları düşük kalır üretici ülkeler krize girer
Emtia fiyatları bugünkü düzeyde kalır üretici ülkeler bugünkü konumda devam eder

Bu 3 Senaryoya Göre Türkiye’nin Karşılaşabileceği Olası Sonuçları

İyimser Senaryonun sonuçları
Kötümser Senaryonun sonuçları
Olası Senaryonun sonuçları
Türkiye’nin kredi notlarındaki ekler olumlu yönde değişir
Türkiye’nin kredi notu veya ekleri olumsuz değişir
Türkiye’nin kredi notu ve ekleri değişmeden kalır
Türkiye ekonomisi dış kaynak sorununu daha rahat yönetebilir
Türkiye ekonomisi dış kaynak sorununu çözemez ve döviz sıkıntısına girer
Türkiye ekonomisi bugünkü koşullarla dış kaynak sorununu idare etmeye çabalar.
Türkiye büyümede yeniden potansiyel büyüme patikasına döner
Türkiye ekonomisi kaynak sorununa girer ve resesyona gider
Türkiye’nin büyümesi bugünkü düzeyde devam eder
İşsizlik oranı yüzde 10’un altında kalır
İşsizlik oranı yüzde 12’ye gider
İşsizlik oranı yüzde 10 dolayında devam eder.
Enflasyon oranı yüzde 5’lere doğru hareketlenir
Enflasyon oranı çift haneye gider
Enflasyon oranı yüzde 8 – 10 arasında devam eder
Cari açık artar, muhtemelen yüzde 6’ya gider
Cari açık azalır, muhtemelen yüzde 4’ler dolayına iner
Cari açık bugünkü yüzde 5’ler düzeyinde devam eder


Yorumlar

  1. Olası senaryoların gerçekleşeceği kesin gibi.

    YanıtlaSil
  2. Savaş ve benzeri terör saldırısı beklemiyorsunuz sanırım hocam. Böyle bir durumun olması sonucunda neler olur? Ayrıca bende olası senaryo ile kötümser senaryo arasında gidiş geliş yaşanacak şeklinde size katılıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklemiyorum değil de değinmediğim şeyleri hep bugünkü durum devam eder varsayımı altında kabul ediyorum diyelim.

      Sil
  3. Hocam, Çin'in kötüye gitmesi bizim için neden kötü senaryo acaba?...Çin deki gelişmeler bizi nasıl etkiliyor?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin çok büyük bir ekonomi kötüye giderse bütün dünyayı kötü etkileyecek.

      Sil
  4. Hocam, bu guzel degerlendirme icin cok tesekkurler. Dolar kuruyla ilgili tahmininizi de merakla bekliyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. 2016 yılı tahminlerimi yıl sonunda açıklayacağım.

      Sil
  5. Ekonomi mi siyaseti takip ediyor siyaset mi ekonomiyi? Tavukla yumurta arasındaki ilişki kadar belirsiz!

    YanıtlaSil
  6. Hocam Saygılar,
    Kapsamlı bir gözlem yapmışsınız teşekkürler.
    Ben kısmen iyimser senaryo kısmende olası senaryo gerçekleşeceğini öngörüyorum.Misal;dış kaynak sorununu idare etmenin üzerinde çözer,büyüme 2016 2. yarısından itibaren 2017/2018 yıllarını da kapsar şekilde potansiyel büyüme yakalanır.Enflasyon 2016 ortalaması 6-8 arası olur, işsizlik ise 2017 den itibaren 10'un altına iner.

    YanıtlaSil
  7. Hocam size iki sorum olacaktı
    1. Serbest ticaret mi korumacilik mi Turkiye icin önemlidir?
    2. Son zamanlarda Türkiyede Serbest ticaret antlaşmaları hakkında bir bilgi alabilir miyiz?
    ynsbkr23@gmail.com lutfen yardimci olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) İkisini dengeli sürdürmek gerekli diye düşünüyorum. Üretemediğimiz ve üretme imkanımız olmayan ya da üretmek istemediğimiz mallar için korumacılığın anlamı yok. Ama üretebileceğimiz ve dünya ile rekabet edebileceğimiz mallar için geçici koruma uygulamak akıllıca olabilir. Bununla birlikte koruma sürekli olmamalı çünkü o zaman Türk insanını yerli üreticinin insafına terk etmiş oluruz.
      (2) Serbest ticaret antlaşmaları konusunda 2011 yılında yapılmış şu çalışma var: http://www.tobb.org.tr/AvrupaBirligiDairesi/Dokumanlar/RaporlarYayinlar/TurkiyeninDisTicaretindeSerbestTicaretAnlasmalari.pdf

      Sil
  8. Hocam merhaba,

    Kanımca FED 2009'dan beri sürdürdüğü parasal genişleme politikaları nedeniyle Gelişmeke olan ülkelerde saçma sapan sadece günü kurtaran ve belli kişilerin zenginleşmesine neden olan konut sektörü gibi yatırımları kendi parası ile finanse edilip daha fazla bu ülkelerde balon oluşmasına izin vermeyecektir. Ayrıca kendisi açısından buna çokta ihtiyaç kalmamıştır. Eğer biran evvel parasını geri çekemezse bu devasa bütçeyi yönetmekte Küresel Durgunluk nedeniyle kendisi de zorlanacaktır.. Biran evvel bütçesini yönetilebilir seviyeye çekmek isteyecektir.. Bu arada dünya üzerinde bir kaç ülkenin canı fena halde yanacaktır. ABD oturup bunların ne hale geleceğini düşüneceğini sanıyorsa bazıları, onları ve ülkelerini büyük bir kaos bekliyor.. Bu parasal genişlemenin imkanlarından faydalanmayıp boşa geçen zamanın cezası mutlaka olacaktır.. Hindistan gibi bu süreci bir nebzede olsa doğru değerlendirenler gelecek süreçte daha az etkilenip yeni oluşan küresel sistemde diğerlerine göre dev bir adım atmış olacaktır.. Siz ne dersiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kanıdayım. Endonezya da bayağı olumlu adımlar attı.

      Sil
  9. Bu güzel çalışma için teşekkürler hocam. Son bölümde cari açığın artmasını iyimser, cari açığın azalmasını ise kötümser bir senaryo olarak yorumlamışsınız. Bu yorum doğru ise nedenini açıklar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Cari açığın artması bizde büyümenin de artmasına yol açıyor onun için. En iyi senaryo tabii cari açık düşerken büyümenin artması ama bizde böyle olmadığı için gerçekçi senaryoyu yazmaya çalıştım.

      Sil
  10. orta doguda neyin ne olacagi belli degil her an her sey olabilir bu gün söylediklerimiz yarin gerceklesmeyebilir söylediklerimizden farkli olaylar gerceklesebilir... yani bu söylediginiz güzel bilgileri ortadogu etkisi ne kadar olabilir olumlu yada olumsuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru ben de zaten mevcut durumun devam edeceği varsayımı altında bu senaryolar yazdım.

      Sil
  11. türkiye yapisal reformlari gerceklestirmek icin ancak IMF FED AB gibilerden akil almasi gerekir yani kendi basina yapisal reform yapacak seviyede degil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semsettin b ey inanin cok dogru soyluyorsunuz. Takdir ve ovgu ile sizi yorumluyorum. Bakin mesela butce meselesi imf cipasi olmasaydi olmazdi. Fedi bilmiyorum fed turkiyeyi ve benzeri ulkeleri ne denli ciddiye alir bilmem. Sonucta sayilara hukmeden bagimsiz kendi ulkesi ekonomisinin verileri ile sayilar belirleyen bir yapi.'

      ABye gelince allah onlardan razi olsun ab olmasaydi durum feciydi. dusunsenize bir ulkenin azinliklarinin sorunlari kadinlarini sorunlari insan haklari sorunlari onlar sayesinde cozuluyor. Simdi sormadan edemeyecegim bu ulkenin haktan hukuktan bahseden feodal solculari ve feodal muslumanlari nerede ve de feodal feministleri nerede? Nerede bunlar? hangi dipsiz kuyulardalar,. Iyi ki ab varda bizlerin sorunlarini yabancilar avrupalilar cozuyor onlar ilgileniyor hamd olsun. solcular muslumanlar degil. Allah avrupalilardan razi olsun allah onlara daha cok versin ki turkiyedeki insanlarin kadinlarin azinliklarin cevrenin sorunlarini onlar cozsun ben sahsen kendi insanimdan bir beklentim yok.. Ben yabancilardan medet ummaktayim. Ayni sizin gibi imfden abden abdden. ama en cok ab den.

      Sil
    2. Salt dışarıdan yardım beklemek düş kırıklığından başka bir şey getirmeyecektir.

      Sil
  12. Mahfi Hocam,
    Beklentiler genelde mevcut ivmenin, degisikligin veya stabilitenin devam edecegi yonunde oluyor. Tabii ki sizin bilgi birikiminiz ve tecrubeniz bu beklentilerinizi sekillendirmistir, ancak ne durumda olursak olalim hep boyle devam edecek saniyoruz. Bu tespitimi ekonomiyle sinirlamiyorum.
    Ne dusunursunuz?
    Saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız genellikle geçmiş deneyimlerimize göre olaylara bakıyoruz. Aksi sürpriz oluyor.

      Sil
  13. Başkanlık sisteminden cayılması fikri fazlasıyla ideolojik geldi. Cayma kısmı size göre iyimser bir sonuç olabilir. Fakat bazı kesime göre başkanlığın kabulü ülke ekonomisi üzerinde pozitif etki doğuracaktır. Benzer şekilde, mevcut durumun devamı ( başkanlık harici senaryo), bu kesimin düşüncesine göre ülkeyi yerinde saydırır. Anlatmak istediğim, ölçülebilir bir konu değildir bu. Tamamen ideolojik olmakla beraber asla nasıl sonuçlanacağı bilinemez.

    Ancak genel olarak sunulan tablo çok yerinde ve açıklayıcı. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Başkanlık sisteminin siyasal alanda sorun yaratacağını, diğer partilerin Anayasa değişikliğine katılmayabileceğini düşündüğüm için başkanlık ısrarından vazgeçilmesinin iyimser sonuçlara katkı yapacağını tahmin ederek oraya yazdım. Yani ideolojik anlamda değil de pragmatik bakış açısıyla oraya koydum. Önemli olan bu fikrin toplumda bölünme yaratarak siyasal sıkıntılara neden olacak olması. Eğer öyle olursa bu durum gidişatı olumsuz etkiler. En azından ben öyle düşünüyorum.

      Sil
    2. Adsız 15.27'ye cevap:

      Size katımam mümkün değil. Siyasetle ekonomi iç içe geçmiş yapılardır. Özellikle bizim ülkemizdeki gibi siyasetin ekonomi üzerinde bu kadar baskı kurduğu bir toplumda bu inkar edilemez: kayyum atamaları, vergi incelemeleri, ihalelerin tanıdıklara verilmesi, örtülü ödeneklerle çekilen peşkeşler, tanıdıkların iş alanlarına göre teşvikler sağlamak - kdv oranlarında indirim, yatırım teşvikller- say say bitmez...

      Başkanlık sisteminin de Erdoğan'ın tek adamlık yolunda attığı adımlara ivme kazandıracağı kesin; ne hukuku tanıyacak, ne özgürlükleri takacak, taraf olmayan iş adamlarını bertaraf edecek, tek adamlığını korumak adına ülkeyi her türlü kaygan zemine sürüklemek de sakınca görmeyecek...

      Böyle bir durumda ülke ekonomisinin iyiye gitmesini nasıl beklersiniz; belirsiz bir ülkeye hangi yabancı yatırım yapmak ister, hangi Türk iş adamı rekabet olmayan, yandaşlara kıyak çekilen bir ortamda riskli yatırımlara girip elini taşın altına sokar,,,

      Son olarak en tehlikelisi de, hocamızın da sürekli söylediği eğitimle ilgili yapısal reform konusu... Erdoğan ve AKP'ye oy veren kesimin eğitim seviyesi düşük olan kitle olduğu aşikar, bunu kendi milletvekilleri bile itiraf etti. Dolayısıyla, oy oranını korumak, insanları eğitimsiz bırakmak için eğitim sistemiyle yapboz gibi oynuyorlar, 13-14 yılda hala mı bi sistem oturtulamaz veya yapılan tek şey normal liselerin imam hatip lisesine çevirlmesi olur!!!

      Güzel bir köşe yazarının güzel bir sözü vardır: "bunlar bozmayı biliyorlar ama yenisi yapmayı bilmiyorlar" diye. Gerçekten de öyle; eğitim, bürokrasi, hukuk, asker,,, hepsi bozuldu ama yerine yenisi kurulamadı,,, kuracak becerileri yok...

      Sil
  14. hocam devlet sizin gibilerden neden faydalanmiyor anlamis degilim.devlet size danisiyormu makalekerinizi takip ediyorum gùzel tespitler güzel bilgiler paylasiyorsunuz ülke durumuna bakinca bence herhalde sizden bilgi alis verisi yapmiyor saygilarim...

    YanıtlaSil
  15. Hocam değerlendirmeleriniz için teşekkürler. Olası senaryonuzda FED Aralık'ta faiz arttırır demişsiniz sizce bu durum doları hangi aralığa taşır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed Aralık'ta faiz artırırsa bu fazla etki yapmayabilir. Asıl olarak Fed'in açıklamasında bu artışların devam edeceği vurgulanırsa o zaman artış ciddileşebilir.

      Sil
  16. Hocam merhabalar..
    2007 yılından 2015 yılına kadar istanbul'daki kişi basına düsen gelir ile konut fiyatları arasındaki ilşkiyi incelemem gerekiyor.
    [ price to income]
    Ancak ben istanbuldaki kişi başına düsen geliri yaptığım aramalar sonucunda bulamadım.
    Bu konuda bana yardımcı olabilirmisiniz.
    Saygılarımla.




    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki böyle bir seriyi ben de bulamadım.

      Sil
    2. Tuik/temel istatistikler/bölgesel hesaplar kısmında İstanbul için 2004-2011 yıllarına ait Gayri Safi Katma Değer rakamları mevcut. Yine temel istatistikler/Nüfüs bölümünün altında, İstanbul'un yıllar itibariyle nüfus bilgilerine ulaşabilirsiniz.
      2012-2014 yılları arasını tuik açıklamamışsa, başka bir yerde bulmanız mümkün değildir diye düşünüyorum.

      Sil
  17. Merhaba Hocam,

    Cok guzel yazmissiniz. Olasi senaryo cok gercekci. Kucuk bir sorum olacakti. Petrol de bir emtia degil mi, emtia fiyatlarinin yukselmesi ya da dusmesi petroldeki fiyat degisikliklerini de icermez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Petrol de bir emtia tabii ama bizim açımızdan çok belirleyici bir emtia. Hem petrol hem doğal gaz fiyatı ona göre belirleniyor . Bizim ithalatımızda da önemli bir yer tutuyor. O nedenle petrolü diğer emtialardan ayrı ele alıp değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

      Sil
  18. FED'DEN 16 ARALIK'TA FAİZ ARTTIRIMI GELEBİLİR

    ŞANT MANUKYAN
    20 KASIM 2015

    Gerçekten de artık “kabak tadı” veren bir konu olsa da piyasalar kendisini FED ve faiz artışı konusundan bir türlü kurtaramıyor.

    18 Kasım Çarşamba akşamı yayınlanan tutanaklar sadece Aralık ayı için değil daha sonrası için de ışık tutacak nitelikteydi. Öncelikle bu tutanakların son istihdam verisi ve Paris saldırısı öncesine ait olduğunu unutmamak gerekiyor. Yani istihdam piyasası ve ücretler çok daha iyi bir seviyede. Paris saldırısı ise (şayet tekrarlanmayacaksa!) global ekonomi açısından FED’in radarına girmeyecektir. Ancak tekrarlanması durumunda her şey değişebilir.

    Peki FED ne diyor?

    Aralık ayında faiz artırması (şayet önemli bir gelişme olmaz ise) büyük bir ihtimal! Ve bu tamamen fiyatlanmış bir gelişme!

    Daha sonra ise artış “kademeli” şekilde olacak. Yani 2004-2007 Alan Greenspan döneminde gördüğümüz gibi her toplantıda 25 baz puan artış söz konusu olmayacak. FED verilere bağlı olarak stratejisini belirleyecek ve belirsizlik belli oranda devam edecek.

    Ancak tutanaklarda daha önemli bir tartışma daha vardı. Denge faiz hangi seviyede?

    Denge reel faiz oranı: “Arz/talepte herhangi bir şok etki olmadığı durumda reel GDP'nin potansiyel GDP'ye eşit olduğu seviye" olarak tanımlanır. Şayet dengeyi çok yukarıda görür ve faizleri ona göre ayarlarsanız ekonomiyi resesyona sokabilirsiniz. Yok tam aksine, denge çok düşük diyerek faizler olması gereken seviyenin altında tutarsanız enflasyon ve varlık balonlarına neden olabilirsiniz.

    Nitekim Wall Street “Hiçbir ekonomik büyüme eceli geldiği için son bulmaz. Ya FED suikast düzenler veya dışsal bir şok olur” deyimini yaratmıştır. Bu nedenle FED’in denge seviye ile ilgili görüşleri çok kritik. Ve görüyoruz ki FED bu seviyenin çok düşük olduğuna inanıyor. Hattâ şu anda sıfır bile olabilir. Bu seviyeyi baz aldığımızda FED’in faizler yükseltmesi gereken seviye 1.0% civarında oluyor. Ki piyasalarda 2016 için fiyatlanan seviye de 0.82% civarında. Dolayısı ile denge daha yukarıda ise enflasyonun hızlandığını ve endekslerin çok daha yükseleceğini göreceğiz. Yok ABD ekonomisi zayıf bir durumda ise FED sadece faiz artışına başladığı ile kalacak.

    Bir diğer çok önemli nokta ise FED’in (ve aslında tüm dünyanın) yeni bir ekonomik iklimde çalışmak zorunda olması. FED tutanaklarında faizlerin çok fazla artamayacağını ve bir sonraki resesyonda klasik önlemlerden (yani faiz indirimi) daha fazlasının gerekeceği belirtilmiş. Elbette herkesin aklına QE yani varlık alımları geliyor. Fakat FED’in bilançosunu 800 milyar dolardan 4.5 trilyon dolara çıkartması ve bu uygulamanın yarattığı “şokla” bilançonun 4.5 trilyondan 6 trilyona çıkmasının yarattığı “alışkanlık” aynı etkinlikte olmayacaktır!

    Yani sıradaki resesyon çok zor olacak!

    Piyasa fiyatlamalarında ise değişiklik ön görmüyorum. Euro 1 seviyesinin altına doğru geri çekilmesini sürdürecek. Devamlı olarak yükseleceği iddia edilen Altın ise 1060’ları görerek yeni bir dip yaptı. 1000 doların altına gelmesini bekliyorum ve bu mükemmel bir alım fırsatı olacaktır. ABD hisse senedi piyasaları ise ucuz olmamasına rağmen halen büyük sermayenin tercih ettiği ürün olacak. Bonolardan ise uzun süre uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.

    http://www.dunya.com/araliktan-sonra-162149yy.htm

    YanıtlaSil
  19. Hocam kitap fuarına katılıp kitaplarınızı imzalayacağınızı söylemiştiniz.

    O esnada size soru da sorabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap fuarına katılmıyorum. İmza işini bir Remzi Kitabevinde (muhtemelen Akmerkezdeki) Öğlen arasında yapmayı düşünüyoruz. Henüz tarih belirlemedik.

      Sil
  20. Lütfen yanlış anlamayınız. Sadece bir hata olduğunu farkettim, aslında topluca yaptığınız için hata da sayılmaz.

    Kutular içine senaryoları yazarken, hiçbir cümlenizin sonuna nokta (.) koymamışsınız.

    Birkaç tanesine koymuş diğerlerine koymamış olsaydınız, bu hataydı. Ama hiçbir cümlenizin sonuna nokta (.) koymadığınız için hata yaptınız denemeyebilir.

    Yukarıdaki cümlelerinizin sonuna (.) koymak gerekir mi?
    Bilinçli olarak koymadıysanız sebebi nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonlara nokta koymak gerekir mi bilmiyorum ama kutu içindeki ifadelerde nokta koymamayı tercih etmişim. Birisi doğrusunu söylerse bundan sonrası için referans olur.

      Sil
    2. Noktaya gerek yok efendim. Onlar başlık statüsünde. Noktanın varoluş nedeni bir cümlenin bittiği ve diğerinin başladığını göstermektir ve bu nedenle peşpeşe gelen cümlelerde kullanılır esasında. Bu gibi kutu içinde yazıldığı için zaten metin özelliği bulunmayan cümlelerde gerekli değil.

      Sil
  21. Okurlarınızdan kaçmıyor onlarla sohbet ediyorsunuz...

    Ne güzel.

    Kibir kelimesinin ne demek olduğunu iyi idrak etmiş birisine benziyorsunuz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah. Buraya yorum yazan herkese teşekkür borçluyum.

      Sil
  22. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun devamını yanlışlıkla silmiş olabilirim. Eğer sizde duruyorsa bir kez daha yollamanızı rica edeceğim.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  23. 1.Hocam bütün olasılıklarımız ABD nin krizi sonlandırdığı varsayımına dayanıyor.Doğrumu?
    2.AB'nin ekonomik krizle ilgili ABD pratiğini uygulama muhtemeli varmıdır.. ve bize göreceli bir zaman kazandırırmı.Sıcak para ile yine bir hayal alemi yaşamaktan korkuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Doğru en azından ABD'de sorunun aşılmaya başlandığını kabul ediyoruz.
      (2) AB zaten yarım yamalak ve biraz gecikerek de olsa ABD pratiğini uygulamaya çalışıyor. Bize yararı ABD'nin muhtemel faiz artışının olumsuz etkisini biraz olsun dengelemesi şeklinde ortaya çıkıyor.

      Sil
  24. Hiç silah taşıdınız mı ve kullandınız mı?

    YanıtlaSil
  25. Hocam kaleminize sağlık bi sorum olacak büyümenin artması mı yoksa cari açığın düşmesi mi hangisini seçmemiz gerekir. Düşük büyüme yatırımların azalması demek dolayısıyla işsizliğin artmasını beraberinde getirir Zaten biz büyümeyi ithalat kanalıyla sağladığımız için nihai mal ithal ettiğimizde yabancı işçi istihdam ediyoruz. Bunun yerine tüketen toplum yerine biraz daha tasarruf eden toplum olursak bu cari açıkta iyileşmeyi beraberinde getirir ve türkiyenin dolar kuru açısından biraz daha rahatlamasını sağlar ve düşen dolar kuru tasarrufa doğru yöneldigimiz için ucuzlaşan ithal mallarına yönelmemizi düşürür diye düşünüyorum. Çünkü öbür türlü dolara sıkı bağlılığımız yüzünden kurda çok spekulasyonlar yapılıyor. Örneğin fed in faiz arttırmayıp artış ihtimalini gündeme getirmesi bile kurda yüksek tepkilere neden oluyor bu gibi durumlara çok üzülüyorum girişimcilerimizin hevesi kaçıyor, ihracat azalıyor, büyüme düşüyor ekonomik belirsizlikler bize pahalıya mal oluyor sonuç olarak ülkemiz zarar görüyor zaten biz bu politikaları büyümek için uyguluyorduk ama tersi etkilerde yapıyor bu yuzden yazımın başındaki sorumu sordum dediğiniz ekonomik reformların yapılmadığı ülkemizde bu ortamda talep dürücü politika uygulanıp cari açığı düşürmek mantıklımıdır? Cevabınız için şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer yapısal reformları doğru dürüst ve zamanında yapabilirsek bu ikilem arasında kalmaktan kurtulabileceğimizi düşünüyorum. Ama bunları yapmazsak bu koşullar altında cari açığı büyüterek büyümeyi yükseltmenin imkanı pek kalmadı gibi duruyor.

      Sil
  26. ütopyalar güzeldir. (iyimser senaryo) ne yapısal reformlar yapılır ne de anayasal düzenlemeler. aynı tas aynı hamam... olası(2/3)+kötumser(1/3) bir karışım olur.

    YanıtlaSil
  27. Hocam yanlış anlamayın herhangibir siyasi partiyi savunduğumdan değil ama başkanlık sistemi siyasi ve dolayısıyla ekonomik istikrarı parlamenter sisteme göre daha güçlü bir şekilde sağlamaz mı?Çünkü parlamenter sistemde belirsizlikler çok daha olası.Neden başkanlık sistemi tartışmasını olumsuz olarak öngördünüz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demokrasi ve ifade ozgurlugunun olmadigi hicbir sistemle hicbir yere gidilemez. Demokrasi ve ifade ozgurlugu varsa hangi sistemin oldugu onemli degildir, Monarsi bile (Ingiltere'deki gibi) sizin medeni yasamanizi saglar.

      Turkiye'deki sorun demokrasi ve ifade ozgurlugune iktidar erkini elinde tutanlarin tahammul edememesidir, tahamul etmeyi ogrenememesidir. (Her seyi ben bilirim sendromu). Ancak herkes hata yapar ozellikle iktidardakiler daha fazla yapar - ellerindeki guc onlari yanlisa yoneltenlerin sayisini kat ve kat arttirir-, ve insanlar ancak fikirlerini ozgurce, korkmadan ifade edebilirlerse bu yanlislari dile getirirler.

      Turkiye'de ifade ozgurlugu gelismedigi muddetce yonetim bicimi tartismasi bosunadir, zaten tartisamazsiniz da. Actiginiz her gazete, izlediginiz her televizyon kanalinda 'en dogru olan' size zaten soyleniyor. Bu kozu elinde tutanlar da, sanki halkin bilgi alma hakkina her olayda tecavuz etmemis gibi olan biten hakkinda hicbir bilgisi olmayan halki kullanarak 'o zaman halka soralim' deyip ulkeyi daha da icinden cikilmaz bir hale sokacaktir hic kuskunuz olmasin. Emin olun bu kafayla sayet Internet, sosyal medya olmasa idi, coktan 80'leri arar duruma gelirdik. Gezi olaylarinda iktidarin yalanlari ancak sosyal medya sayesinde ortaya cikmisti unutmayin, eger bu kadar hizli ortaya cikmasalardi belki hala devam eden ic savasin icindeydik.

      Sil
    2. Hocanın iyimser senaryodaki çözüm süreci ve başkanlık maddelerinin o kadar da iyimser sonuçlanacağını düşünmüyorum.
      Özellikle terör sorununun sonuna kadar üzerine gidilip kökünün kazınabileceğini düşünüyorum. Bu teknoloji (Göktürk, Ankalar) Çiller zamanında olsaydı, bugün terör diye bir problemimiz olmazdı.

      Sil
    3. Ben başkanlık sisteminin iyi ya da kötü olacağını söylemiyorum. Ama böyle bir ortamda başkanlık sistemini gündeme getirmenin zaten karışık olan yapıyı daha da karıştıracağını, kaosa neden olacağını gördüğüm için olumsuz senaryonun bir parçası olarak niteliyorum.
      Başkanlık sistemi hakkındaki fikrimi sorduğunuz için onu da söyleyeyim: (1) İkide bir de sistem değiştirmenin doğru olmayacağı kanısındayım. Sürekli yeni sistemler arayan bir ülkede işler bir türlü yerli yerine oturmuyor. (2) Demokrasinin, insan haklarının, kadın erkek eşitliğinin eksik olduğu bu coğrafyada başkanlık sistemleri hızla diktaya dönüşebiliyor. Hatta başkanlık olmadan bile buralara gidilebiliyor. O nedenle konuyu ABD ile karıştırıp bakarsak yanılırız.

      Sil
    4. Benim demek istediğim koalisyonların ekonomik istikrarsızlıklara olan olumsuz etkisiydi. Ama aslında çok haklısınız sayın hocam başkanlık sistemi de şuanki demokraside olduğu gibi kullanım amacından farklı bir şekilde kullanılabilir.Hatta diktaya da dönüşüebilir, katılıyorum.Biz elimizdeki demokrasiyi toplumumuzun geleceği için saptırmadan gereği gibi kullanabilsek farklı sistem arayışları içine girmeyeceğiz.Esasen en demokratik hükümetler koalisyon hükümetleri fakat bizde koalisyon hükümetleri kurulduğunda toplumsal grupların iktidar mekanizmasını ele geçirme amacı güttüğünden işlemiyor malesef.İlginiz için teşekkürler iyi günler iyi çalışmalar sn. hocam.

      Sil
  28. Senaryolardaki yazmışsınız ya,sizce çözüm süreci nedir?Çözüm süreci başarılı olduğunda sonuç ne olacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çozum sureçi nedir bazen hiç bişey yoksa bile umuttur.90 lı donemlerde çocukluğu doğu şehirlerinde geçmiş biri olarak belki Pandora kutusundaki son duygu umut barış istisna olmaktan çıkmış bir yaşam tarzı inanç mekanizması olmuştur.yukarda ata candısdt arkadaş Türkiye halkı adildir sağduyuludur demiş sizce Diyarbakır Cezaevindeki dışkı yedirmeleri savunan insan sayısının ortalaması nedir adil olan bu halklarda .....cengiz Aytmatov un Toprak anasını okuyorum en kötü barış bile savaştan iyidir.ve dünyadaki hiçbir şan veya şöhret bir anaya evladını veremez

      Sil
    2. Çözüm süreci bence bu ülkenin bütün insanlarına din, dil, ırk ayrımı yapmadan eşit davranmaktır. Bunları becerebilirsek düşmanlıklar biter.

      Sil
    3. Üstadım,çözüm sürecindeki keşke sizin tanımladığınız gibi bir sonuç çıksa.Ama adamlar devletimizin kuruluş ilkelerini değiştirmek istiyorlar.Bir koyundan iki post çıkmaz.

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  29. Kötümser senaryo ile olası senaryo aynı kapıya çıkıyor! Korkarım ki yine algı yönetimi yapılacak, tutmazsa savaş emareleri!

    YanıtlaSil
  30. Hala faizlerin inmesini bekleyenler var, Fed'in olası bir faiz artırımında bizim düşürmemiz, idam sehpasında tabure kendimiz tekme atmamız anlamına gelmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama faiz takıntısı bu toplumun ne yazık ki kaderi haline getirildi.

      Sil
  31. Öğretmenin, canım benim, canım benim...

    Öğretmenler gününüz kutlu olsun Mahfi Öğretmenim...

    (1 güne sıkıştırılamaz elbette ama yine de dile getirilmesi güzeldir ;-)

    *
    Mahfi Öğretmenin,
    Siz de, kendi öğretmenlerinizi arayıp hatırlarını sorar mısınız? Onların da öğretmenler gününü kutlar mısınız?
    Size nasıl cevap verirler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Öğretmenlerimle ne yazık ki bir irtibatım yok. Ancak twitterdan mesaj atarak onların öğretmenler gününü kutlayabiliyorum.

      Sil
  32. Hocam kere ara, keşke Yeni Zelanda gibi bir memlekette iktisatçı olsa idim, ne çilesi bol bir memlekette (Türkiye) yaşamaya çalışıyorum!

    diye hayıflandığınız oluyor mu?

    Not: Yeni Zelanda'da yaşamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisatçı olarak hiç başka ülkede yaşamadığıma hayıflanmıyorum. Çünkü Türkiye, ekonomi açısından bir laboratuar gibi. Her gün her an üzerinde düşünülecek, konuşulacak, yazılacak malzeme sunuyor. Yeni Zelanda'da iktisatçı olsam çok sıkılırdım herhalde.
      Ama bir insan olarak uygar ülkelerin demokrasi kültürüne, kadın erkek eşitliği düzeyine, insan, hayvan haklarına saygılarına, sanata, kitaba, yazara, sanatçıyaolan yaklaşımlarına bakıp oraların düzeyinde olmadığımıza hayıflanıyorum tabii.

      Sil
  33. Net Hata Noksan : Işid'in ucuz petrolü, Rusya bunu engellemeye çalışınca bakın nasıl kızıştı ortalık

    YanıtlaSil
  34. Ellerinize sağlık. Çok teşekkür ederiz, takipteyiz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı