Piyasa Karıştı

Sakin başlayan bir hafta sona ererken heyecan dozu arttı. Önce Yellen’den gelen Fed’in faiz artırımı konusundaki net açıklamalar piyasayı etkiledi. Ardından Avrupa Merkez Bankası’nın kararı geldi. Karar, piyasaların beklentisine yanıt verecek güçte değildi. O nedenle Euro’nun gereksiz yere değer kaybettiği izlenimi doğdu ve Euro’yu düşük değerden satın almak isteyenlerin talebiyle Euro hızla değer kazanmaya başladı. O aşamada bütün gözler ABD’den gelecek tarım dışı istihdam verisine çevrildi. Anketlere göre, piyasa aktörleri, tarım dışı istihdamda 200 bin kişilik artış bekliyordu. Artış 211 bin olarak gerçekleşti. Beklentilerin üzerinde oluşan bu artış, Fed’in 15 – 16 Aralık toplantısında faiz artırımına bir adım daha yaklaştığı biçiminde yorumlanınca Dolar, diğer paralara karşı değer kazanmaya başladı. 

Fed, faiz artırımı konusunda üç göstergeye bakıyor: Büyüme, istihdam (işsizlik oranı) ve enflasyon. İlk iki gösterge artık faiz artırımı için gerekli altyapının oluştuğunu ortaya koyuyor. Enflasyonda ise Fed, 18 ay sonra enflasyonun yüzde 2 olup olmayacağı tahminine göre karar verecek.

Haftaya başlarken ve hafta sonunda oluşan kurlar ve pariteler aşağıdaki tabloda yer alıyor:

Para veya gösterge
30.11.2015
04.12.2015
Değişim (%)
Euro / Dolar paritesi
1,0560
1,0925
3,5
Dolar / TL kuru
2,9141
2,8973
-0,57
Euro / TL kuru
3,0776
3,1607
2,7

Tablodan görüleceği üzere Euro / Dolar paritesi Euro lehine yüzde 3,5 dolayında bir değişim göstermiş bulunuyor. Fed’in 15 – 16 Aralık toplantısında faiz artırmasına artık neredeyse kesin gözüyle bakıldığı bir ortamda Euro’nun Dolara karşı bu kadar ciddi biçimde değer kazanmış olmasının tek nedeni Euro’nun fazla değer altı kalmış olmasıdır. AMB’nin kararı sonrası piyasalar Euro’nun olması gerekenden daha az değerli duruma geldiğini düşünerek derhal Euro satın almaya yöneldiler. Bu artan talep de Euronun değerini yükseltti. Bu geçici etki azalınca önümüzdeki günlerde Dolar yeniden yükselişe geçebilir. Çünkü ABD ekonomisi her anlamda Avrupa’dan daha güçlü bir toparlanma içinde görünüyor.

Doların yönü bence 15 – 16 Aralık toplantısında Fed’in alacağı faiz kararından çok yapacağı açıklamalardan etkilenecek. Fed, faiz artırımına hangi aralıklarla devam edecek? En önemli konu bu gibi görünüyor. Şimdilerde tahminler Fed’in 15 – 16 Aralık toplantısında ilk faiz artırımından sonra 2016’da 2 ya da 3 kez daha faiz artırabileceği yönünde yoğunlaşıyor.  

Bu durumu öngören kırılgan beşlinin iki üyesi Hindistan ve Endonezya yapısal reformlar konusunda adımlar attı, önlemler aldı. Grubun diğer üç üyesi Türkiye, Brezilya ve Güney Afrika başka konularla uğraşmaya devam ediyor. Kaç kez söylediğimi ben bile unuttum ama bir daha söylemekte yarar var: 2016 gelişme yolundaki ekonomiler ve özellikle de kırılgan beşli için çok zor bir yıl olacak. Yapısal reformlara her zaman başlanabilir ama 2016’da yaşanacak sıkıntıları önleyecek biçimde bu reformlardan erken sonuç alma şansı her geçen gün biraz daha azalıyor. 

Yorumlar

  1. Hocam umarım kızmazsınız. Ve umarım bu mesajı yayınlarsınız.

    Hocam siz de bilirsiniz, bizim kültürümüzde bir deyim vardır:

    Öyle zannediyorum ki Janet 16 Aralık'ta çok kötü yellenecek ve bu adeta 'kelebek etkisi' gibi kasırgaya dönüşüp bizim taraflara da ulaşacak gibi gözüküyor!

    Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  2. EN ÖNEMLİ SORUYU SORALIM:

    FED 16 ARALIK'TA FAİZİ ARTTIRMAYA BAŞLADIĞINDA, TÜRKİYE'DEN DIŞARI DOLAR ÇIKIŞI HIZLANACAK.

    TCMB, PPK FAİZİNİ ARTTIRACAK MI, ARTTIRMAYACAK MI?

    BU SORUYA KİM CEVAP VERECEK?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu soruya kimin cevap vereceğini siz de biliyorsunuz ama bana soruyorsunuz.

      Sil
    2. Nedense aklima maydonoz geldi...

      Sil
  3. Emeginize saglik hocam, tesekkurler.
    Kabaca son 2 yildir sitenizi takip etmekteyim, kendimi adete acik universitede okuyor gibi hissediyorum :)
    Eksik olan bisey hissediyordum bu sure zarfinda, sonunda buldum onuda, sinav yapmiyorsunuz hic bize. :) Arada bir sinav da yapin hocam, olmuyor boyle...

    YanıtlaSil
  4. Hocam bu veriye rağmen altının ons fiyatı neden çıktı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortamda müthiş bir belirsizlik ve rahatsızlık var. Altının havası.

      Sil
  5. Hocam doların önce hafif yukarı sonra aşağı yönlü tepkisi fed faiz artırımndan sonra dolar aşağı yönlü gidecek diyebilirsiz artık sanırım
    Sizin dolar yukarı yönlü enflasyona karşı dolar alın teziniz de yanılmış olabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2015 boyunca bu dediğim aynen çıkmadı mı? 2016 için Fedin kararına bakacağız sonra tahmini açıklarım.

      Sil
    2. 18:36

      "Hocam doların önce hafif yukarı sonra aşağı yönlü tepkisi fed faiz artırımndan sonra dolar aşağı yönlü gidecek diyebilirsiniz artık sanırım"

      Analizi yanlış kuruyorsunuz.

      Dolar/TL'de Doların değerinin nispeten azalmasının nedeni, 16 Aralık'a kadar düşebildiği kadar dibe düşmesi beklentisidir. (Ki en dip, 2 Kasım sabahı 2,75 - 2,76 TL civarıydı.)

      Elinde yüklü Dolar olanlar (özellikle borç bulmakta zorlanacaklarını düşünen ihracat ağırlıklı şirketler, bankaların hazine birimleri, iyi ücrete sahip hanehalkları gibi) şu an bekle/gör hâlinde. 16 Aralık'ta FED faizi arttırdığı an kurun nerelere fırlayacağını öngörüp, ona göre satmaya karar verecekler!

      16 ARALIK'TAN SONRA KISA SÜRELİ DÜŞÜŞLER YAŞANACAK. AMA YÖN DAİMA YUKARI!

      YENİ NORMAL:

      İLK ÖNCE 2,97 TL

      SONRA 3.00 TL

      SONRA 3.05 TL

      SONRA 3.09 TL

      SONRA 3.11 TL

      SONRA 3.15 TL

      SONRA 3.19 TL

      SONRA 3.21 TL

      SONRA 3.25 TL

      2016 OCAK SONUNA KADAR DOLAR/TL KURUNUN SEYRİ YUKARIDAKİ GİBİ OLACAK!

      ÖNEMLİ NOT: Eğer TCMB cesaretini toplar da PPK faizini arttırırsa, kur tahminlerini sil baştan yenilemek gerekecek!

      Sil
  6. Hocam yazınız için teşekkürler. Hocam tarım ekonomisiyle ilgili önerebileceğiniz bir kitap var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Gülten Kazgan'ın Tarım ve Gelişme adlı kitabını öneririm.

      Sil
  7. Piyasa karıştı ne demek!

    Boşuna mı tek başına iktidar var!

    Dünya 5'ten büyüktür!

    Başımızda Uzun Adam olduğu sürece sırtımız yere gelmez, müsterih olunuz!

    YanıtlaSil
  8. Hocam 2020 yılında dünya finans piyasaları cokecek. Kapitalizm şekil değiştirecek.altın 15 kat artacak.vb gibi söylemler var..Ekonomik tarihsel döngü bunu gösteriyor diyorlar..Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye 2020? Niye 2017 ya da 20125 değil? Kehanetlerle hareket edemeyiz.

      Sil
  9. Bir de hocam 2016 Türkiye konut piyasası ne olur fiyatlar vb?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genel olarak 2016 zor bir yıl, muhtemelen konut piyasasında da sıkıntılar olur.

      Sil
  10. Hocam,

    Ahmet Hamdi Tanpınar'ı sever misiniz?

    Beş Şehir'i okudunuz mu?

    İzlenimleriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Hamdi Tanpınar'ı severim. Babamın edebiyat öğretmeniymiş. Babamda bütün kitapları vardı. Ben de gençliğimde okudum kitaplarını. Geçenlerde Saatleri Ayarlama Enstitüsünü bir kez daha okudum. Çok önemli bir edebiyatçı ve yazar.

      Sil
  11. Emeksiz zengin olanın
    Kitapsız bilgin olanın
    Sermayesi din olanın
    Rehberi şeytan olmuştur.

    --Yunus Emre

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dörtlük Yunus Emre' ye değil, Ataol Behramoğlu' na aittir.....................

      Sil
    2. bu dörtlügü finans piyasaları için diyorsan yanlış,hırsızlık,rüşvet için diyorsan dogru.zira finans piyasalarından para kazanmak için ciddi bilgi ve emege ihtiyaç var

      Sil
    3. Okuduğun tutmaz oldu alimler
      Kalktı da adalet arttı zulümler
      Terlemeden mal kazanan zalimler
      Can verirken soluması zor imiş

      DADALOĞLU...



      Yunus Emre değil de neredeyse söylenmiş tüm güzel sözleri Mevlana söylemiş!
      Yakında Mevlana'nın bilgisayara ilişkin sözlerini okursanız şaşırmayın yani.

      ...

      Sil
  12. Güzel yorumunuza ve bilgilendirmenize teşekkür ederiz efendim..

    YanıtlaSil
  13. 1980'lerde ABD'nin başında yaşlı bir Özal Britanya'nın başında da kadın bir Özal bulunması tesadüf olamaz :)

    YanıtlaSil
  14. hocam sarsıcı bir yazıyla karşılaştım burada paylaşmak istedim özellikle de son paragrafı : www.susmitkumar.net/index.php/reason-for-ussr-collapse-oil-a-german-banks-not-reagan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de önemli bir saptama.

      Sil
    2. Had oil prices increased, like they have during the Putin administration this decade, or had German banks financed Gorbachev’s perestroika like Japan financed Reagan’s deficits, the U.S.S.R. and communism would not have collapsed in 1991 at all. It is just Republican Party propaganda that this collapse was due to Reagan’s military buildup. Had Japan not financed American deficits in the 1980s, the U.S. economy and capitalism would have collapsed before communism.


      bu paragraf mı tam olarak çevirisi nedir diye merak ettim

      Sil
    3. Putin Yönetimi'nde (2000-2015) olduğu gibi Gorbaçov yönetiminde petrol fiyatları yüksek olsaydı ve Alman bankaları Gorbaçov yönetimini finanse etmeyi sürdürselerdi Sovyetler ve kominist sistem 1991'de çökmeyecekti.Sovyetlerin çöküşü cumhuriyetçilerin dediği gibi Sovyetlerin askeri harcamalara zorlanmasıyla olmadı.1980'lerde Japonya ABD'nin açıklarını finanse etmeseydi ABD ve kapitalizm komünizmden önce çökerdi.

      Sil
    4. ÇEVİRİ:

      Eğer petrol fiyatları yükselmeseydi, tıpkı geride bıraktığımız 10 yılın Putin yönetiminde fiyatların yükselmesi gibi, ya da Alman bankaları Gorbaçov'un perestroika'sını finanse etmeseydi, tıpkı Japonya'nın (ABD Başkanı) Reagan'ın bütçe açığını finanse etmesi gibi, SSCB ve komünizm 1991'de kati surette yıkılmazdı. Sovyetlerin yıkılışının yegane sebebinin Reagan'ın askeri gövde gösterisi olduğu yönündeki hikaye sadece ama sadece (ABD'deki) Cumhuriyetçi Parti'nin propagandasıdır. Eğer Japonya, 1980'lerde, ABD'nin bütçe açığını finanse etmemiş olsaydı, ABD ekonomisi ve kapitalizm komünizmden önce çökerdi.

      Not:

      "Deficits"in bir başka karşılığı da "Government budget balance"dır, "bütçe dengesi" demektir. Yani "deficits", "bütçe açığı" olarak da çevrilebilir.

      Çeviride eksiklik ve hata varsa Mahfi Hocamız düzeltir...

      Sil
    5. 15:40'daki çeviride hata var. Bir de şunu deneyin:

      1991'den önce petrol fiyatları yükselmiş olsaydı (tıpkı geride bıraktığımız 10 yılın Putin yönetiminde fiyatların yükselmesi gibi) ya da 1991'den önce Alman bankaları Gorbaçov'un perestroika'sını finanse etseydi (tıpkı Japonya'nın ABD Başkanı Reagan'ın bütçe açığını finanse etmesi gibi) SSCB ve komünizm 1991'de kati surette yıkılmazdı.

      Çevirinin geriye kalan kısmı doğru.

      Sil
    6. Ooo burada kendi çapında bir çeviri bloğu oluşmuş.

      Sil
    7. Tamam da Hocam bir türlü emin olamadık. Hangisi doğru?

      Ekonomi terimlerini tam çevirememiş de olabiliriz. Tam çeviriyi yazar mısınız?

      Sil
    8. Putin yönetimindeki son on yılda yaşandığı gibi petrol fiyatları yükselmiş olsaydı ya da Reagan dönemindeki açıkları Japonyanın finanse etmiş olması gibi Gorbaçov’un perestroika programını Alman bankaları finanse etmiş olsaydı, SSCB ve komünizm 1991’de kesinlikle çökmezdi. Bu çöküşün Reagan’ın askeri gücü arttırmasına bağlı olduğu sadece bir Cumhuriyetçi Parti propagandasıdır. Japonya, 1980’lerdeki Amerikan açıklarını finanse etmemiş olsaydı ABD ekonomisi komünizmden önce çökmüş olurdu.

      Sil
    9. Adamın dibisin sen Hoca.

      Öptüm.

      K.İ.B.

      Sil
  15. Hocam FED'in muhtemel faiz artırımına karşılık TCMB'nin adımlarını ve muhtemel sonuçlarını da tablo halinde yazabilirmisiniz

    YanıtlaSil
  16. Merhaba Mahfi hocam,

    Her ne kadar Petrol düşüşü Cari açığa olumlu olarak yansıdığı düşünülüyorsada pekçok şey atlanıyor;

    1) Eur / Usd paritesi -- Şu ana kadar 10 Milyar Usd civarı kaybımız olmuş ki 2015 yılınd Usd/Eur paritesi son zamanlarda dolar lehine gelişmeye başladı ve asıl sorun 2016 Yılında parite dolar lehine olacak gözüküyor.
    2) Merkez bankası 3 seneye yakın zamandır her akşam döviz satıyor , satmasaydı kimbilir Usd nerelere giderdi
    3) Seçim sonrası medya bir anda terse döndü , Dolar alanın eli yanar 2.5 - 2.7 tl olur gibi... Sebebi ise Halkın döviz tevdiat hesaplarını panikle bozdurmasını sağlamak, Yüksek döviz kriz algısı olduğu için algıyı değiştirmek, Tüketici güvenini artırıp harcamaları artırmak, Borsayı yukarıya itmek... Şahsi fikrim el altından birileri sağlam döviz satıyor bunu net olarak görebiliyoruz
    4) 1 Kasım seçiminden sonra yabancı girişi yok hatta çıkışı var, Nedenlerini yazmayacağım zaten sizde biliyorsunuz
    5) Reel sektör zaten krizde, piyasada 6 ay 10 ay çekler uçuşuyor... Ki Vadeli Çek para basmak ile aynı bence ve herkesin atladığı bu
    6) Halk aşırı derecede borçlu ve borcun niteliği berbat, Lüx tüketim,Tatil,Araba,telefon vs... Şayet fed para bastığında bu paralarla fabrikalar kursaydık hiç sorun değildi, Çalışıp öderdik
    7) En büyük döviz borçlusu bankalar ve dövizin baskılanmaya çalışılmasının ana nedenlerinden bir tanesi de bu... 31/12/2015 itibarı ile olabildiğince Kuru düşük tutarak bilançolara yansımasının önüne geçilmek isteniyor.
    8) Tekrar Ab ve Abd emrine girmiş bulunmaktayız
    9) Siyasi ve jeopolitik sorunlar yaşayacağız

    Son olarak 2016 Şahsı kur tahminim 1 Usd Orta vade 3.3 - 3.6 --- Sene sonuna doğru 3.6 - 3.8 gibi... Ve 2016 fed sayesinde çok oynak olacak.

    YanıtlaSil
  17. hocam aralikta gerceklesmesi beklenen fed in ilk faiz artisi sonucinda dolar eur ya karsi duser mi eger beklentiyi satin alip fiyatlandirmid olan piyasa gerceklesen olayi satmasiyla ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar bir miktar gevşeyebilir. Ama bence Fed'in faiz artırımından çok gelecek için kullanacağı açıklamalar önemli. Eğer faizi sıklıkla artırmaya devam edeceği mesajı verirse işler çok karışır.

      Sil
  18. hocam kendi başıma bir hesap yatım 2015 yılındayız ve 2023 hedefleri için ilk 10 ekonomi arasına girer miyiz diye. 2015 yılı sonu itibarıyla ortalama 725 milyar dolar diye hesaplarsak, ilk 15 büyük ekonominin 15incisi Meksika nın 1.2 trilyon dolar olan milli gelirini düşününce 2023 yılında bırakın ilk 10 arasına ilk 15 ekonomi arasına girmemiz nerdeyse imkansız. belki iyi gidersek Endonezya Hollandayı geri bırakarak 16ıncı büyük ekonomi olabiliriz 2023 yılında. Maalesef gerçekler çok acı çünkü biz on yıllarca yıl zaten hep en büyük 20 ekonomi içerisindeymişiz yani yerimizi korumaktan pek bir şey yapamamışız.

    Asıl sorun ki şuandaki durumumuzu 2001 kriziyle kıyaslamaktansa dünya ne kadar yol almış biz ne kadar yol almışız diye kıyaslama yapacak olursak daha gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz. Ve bunu şahsi fikrim asla yapamayacağız.

    YanıtlaSil
  19. hocam bu unıted kingdomun 2,9 trilyon dolar olan milli gelirine İskoçya galler kuzey irlanda dahil midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkenin resmi adı: The United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland. Bu aynı zamanda kapsamı da ifade ediyor. Great Britain İngiltere, Galler ve İskoçya'yı Nortgern Ireland de Kuzey İrlanda'yı kapsadığı için UK GSYH'sına bunlar dahil.

      Sil
  20. Hocam bu Türkiyeli ekonomistler ya hiç bişey bilmiyor ya da ben haberdar değilim bakın neyle karşılaştım:Çin'in kapitalizme geçisi 1978,Türkiye'nin 1980,Reagan ve Tatcher yönetimleri yine 1980.Türk ekonomistler bize diyordu ki Türkiye modeli 1980'de çöktü o yüzden dışa açıldık yahu bütün dünya çökmüş ve açılmış 1980'de. valla dün fark ettim,şok oldum cahillik çok kötü :)

    YanıtlaSil
  21. ZENGİNLER "KAPİTALİZM"DEN NEDEN ŞİKAYETÇİ?

    Antalya'da 15-16 Kasım 2015'de "G-20" toplantıları yapıldı.

    Toplantılara damgasını vuran ilginç konuşmalardan biri, "B-20 İstihdam Görev Gücü Koordinatör Başkanı" ve Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç'dan geldi. Sorunların kaynağına vurgu yaptığı söylenilen Koç, "Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir." dedi.

    Benzer doğrultuda bir açıklamayı da 3 Aralık'ta gazete haberlerine göre TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan yaptı. Özilhan, "...Bugün en zengin %10'un ortalama geliri, en yoksul %10'un ortalama gelirinin on katı civarında! Adaletsizlik hayatın her alanına sirayet ediyor! Hâlinden, gelirinden toplumsal konumundan memnun olmayanlar hızla radikalleşiyor..." demiş!

    Dünyanın patronlarından biri olan Bill Gates de şöyle demiş:
    "100 bin dolarla siz sıtma ile mücadele edebilirsiniz. Bir insanın saçlarının dökülmesine karşı kellik ilacı için büyük paralar dökülürken insanları öldüren sıtmaya karşı mücadele saç dökülmesine karşı mücadeleden daha zayıf kalıyor. Eğer bu problemlere eğilmezsek sonuçta günlük hayatta karşılaştığımız bu olumsuz şeyler kaçınılmaz olacak."

    Bir başkası ise, Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz. Stiglitz, kapitalizmin toplumsal yapıda yarattığı eşitsizliğe karşı çıkmış, liberal solun gurularından biri diye biliniyor. Bu kişi, başkapitalist devlet olan Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık yapmış Bill Clinton'ın ekonomik başdanışmanı ve Dünya Bankası'nda başkan yardımcılığı ve başekonomistlik yapmış değil miydi?

    Şimdi şöyle bir soru soralım:

    Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz kişilerin içine Friedrich Engels mi kaçtı?! Yoksa yapılan bütün bu konuşmalar kapitalizmin gereklerinden biri mi, ya da timsahın gözyaşları mı?!

    (( F.Engels, Karl Marx'ın yakın çalışma arkadaşı olmuş bir düşünürdür. Marksist öğretiye önemli ölçüde katkı yapmıştır. Babası bir pamuklu dokuma fabrikatörüydü. Ancak bu durum, Engels'in kapitalizmin bilimsel eleştirisinin "ustalarından" biri olmasına engel olmamıştı. ))

    Birincisi ve sonuncusunu bir kenara bırakalım.

    Kanımca: Yapılan bu değerlendirmeler ve konuşmalar, aslında kapitalizmin gereklerinden biri ya da kapitalizmi korumaya yönelik!

    Kimi kapitalistler, kapitalizmi kurtarmak için "Sürdürülebilir Bir Kapitalizm" yaklaşımlarını dile getiriyorlar!

    "Sürdürülebilir Bir Kapitalizm"e başlıca üç nedenle ihtiyaç duyulduğu dile getiriliyor:

    1. Kapitalizm bireye yönelik büyük bir eşitsizlik ortaya çıkarmış durumda. Dolayısıyla "emek gücü"nün yeniden üretimini olanaksız kılmakta. Bu durumun egemen olmasıyla kapitalistler "mallarımızı kimler alacak?!" diye endişeye kapılıyorlar! Örneğin; ülkemizde asgari ücret tartışmalarının temelinde bu yok mu?!

    2. Eşitsizlik; toplumsal konumundan hoşnut olmayanları hızla radikalleştiriyor ve ortaya IŞİD ve mülteci akımı gibi zehirli ve sorunlu yapılaşmalar çıkıyor.

    3. Kapitalizm; doğayı da onarılmayacak bir şekilde yok ediyor! Bir başka deyişle; kapitalizm, doğayı, hammadde üretiminin yeniden üretimini engelleyecek şekilde tahrip edecek duruma getirmiş durumda! İklim konferanslarında dile getirilen tehlike bu değil mi?!

    Kısacası:
    Durum böyle giderse, kapitalistler; "kapitalizm, dünyamızla birlikte kendi kendini tüketecek!" diye korkmaya başladılar! Bu nedenle; var olan sisteme panzehir olabileceğini sandıkları "Sürdürülebilir Bir Kapitalizm"e ihtiyaç duyuyorlar diye düşünüyorum!

    Siz ne dersiniz?!

    (Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı
    5 Aralık 2015
    OdaTV)

    YanıtlaSil
  22. Hocam nükleer enerji konusunda tarafınız nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nükleer Enerjiden önce doğal kaynaklarımızı (su, güneş, rüzgar, termal enerji) devreye sokmamız gerektiğini düşünüyorum.

      Sil
    2. Hocam "Türkiye'de rekabet" ile ilgili paylaşımınız var mıydı acaba ?

      Sil
    3. Cevabınız pek güzel,,zira ben böyle davranmayıp bir forumda Akkuyu'ya memleketim insanlarının özellikleri nedeni ile hayır dediğim için 'vatanhainiliği' ile suçlandım ve o gece kahrımdan bir şişe bacardi içip ertesi gün iş yapamaz hale geldim.Bundan sonra Sizi örnek alacağım.Saygı ve sevgiler......

      Sil
    4. Hocam 3 güzel video ilk ikisi Nükleer enerji sonuncusu da güneş ve rüzgar enerjisi ile ilgili.
      https://www.youtube.com/watch?v=pVbLlnmxIbY
      https://www.youtube.com/watch?v=HEYbgyL5n1g
      https://www.youtube.com/watch?v=ObvdSmPbdLg

      Sil
    5. Bendeniz de bu güzel cevapları sonradan keşfettim. Geçmişte gazetede yazdığım nükleer santrale karşı yazımdan dolayı zamanın Enerji Bakanı, TEK'de yönetim kurulu üyesi olduğum dönemde imzam bulunan alakasız bir karar nedeniyle geriye dönüp hakkımda soruşturma açtırmıştı. Tabii bir şey çıkmadı ama maksat zaten benim gözümü korkutmaktı. Türkiye hep aynı Türkiye.

      Sil
  23. Bist hisseleri dolara gore fiyat düzeltmeye gider mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence gitmedi. Hatta DD'nin altında işlem görmeye başlayacaklar yakında.

      Sil
  24. Bu faiz artirma muhabbeti ilk ne zaman çıkmıştı, hatirlayan var mı? Artiracaklarsa artirsinlar artık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2014 sonunda tahvil alım programı bittiğinde gündeme gelmişti.
      Artıracaklar zaten de bir kerede bitmeyecek.

      Sil
  25. Hocam geçen haftaki draghi depresi sonrası aşırı değerlenen eurusd için bu hafta düşüş haftası diyebilir miyiz? Ve tabi eurusd ile kolere olan altın içinde?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet her yükselişin bir düşüşü var. Bu hafta biraz düzeltme yaşanır. Tabii yeni bir olay çıkmazsa ortaya.

      Sil
  26. Hocam merhaba FED sizce yeterince cesurmu yada tarihi denilebilecek bu kararı alabilecek cesarete sahipse gerisini getirebilirmi yoksa ilk faiz artışından sonra yeniden düşürülmesi için gelecek baskılara boyun eğermi zira enflasyonun %2 hedefine henüz ulaşılamadı.. yani sizce bu ilk artış korkarak yapılan bir artışmı olacak? Fed in kararlılığını anlamaya çalışıyorum bu sorumla.. Sizin fikrinizi merak ettim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BU bir cesaret işi değil. Biraz ölçü biçi işi. Fed eğer yüzde 2'ye giden bir enflasyon görürse faizi artırır ve artırıma da devam eder.

      Sil
  27. Hocam merhaba
    Ben fed,faiz artırma ihtimalini görmüyorum 2016 yılından önce beklemiyorum birde size bir sorum olacak torunlar gyo nun sahibi yabancıya konut satışının ihracat olarak değerlendirilmesini teklif etti böyle bir yaklaşım teknik olarak mümkünmüdür?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed'in 16 Aralık'ta faiz artıracağına piyasa artık neredeyse % 99 olasılık olarak bakıyor. Ama her şey mümkün tabii, bakalım göreceğiz.
      Yabancıya konut satışını ihracat olarak değerlendirirsek Türklerin mesela Londra'da satın aldığı geyrimenkulü de ithalat olarak mı değerlendireceğiz?
      İnşaatçılar muhtemelen ihracatta KDV iadesinden yararlanmak için böyle bir formül öne sürüyorlar. Bence ne teknik olarak ne de mantık olarak doğru değil.

      Sil
    2. Ya Hoca sen nası bi adamsın ya...

      Türklerin mesela Londra'da satın aldığı geyrimenkulü de ithalat olarak mı değerlendireceğiz?

      Lap diye cevabı nasıl yapıştırıyorsun...

      Böyle bir cevap vermek aklınıza nereden geldi Hocam?

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim Hocam

      Sil
  28. iktisat bölümünde 'ekonomik verimlilik' diye bir şeyle karşılaşırsanız bu yazıyı kutsal kitap gibi okuyun öğrenciler,ayrıca ülkenin sınırlı kaynaklarını inşaata gömen yarım akıllılar da okusun :) www.nytimes.com/1994/06/17/business/worldbusiness/17iht-think_2.html

    YanıtlaSil
  29. Sürekli ABD'yi kim geçecek diyoruz ama hep fos çıkıyor :1960'larda SSCB,1980'lerde Japonya şimdi de Çin... www.investmentweek.co.uk/investment-week/analysis/2437667/like-soviet-russia-in-1959-has-chinas-economy-already-peaked

    YanıtlaSil
  30. Hocam sizce Türkiye tam istihdam politikasına geri dönmelimi. Buna kim karar verir. Cevaplarsaniz sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buna piyasa karar verir. Devlet doğru politikalar uygularsa piyasa doğru dengelere ulaşır ve tam istihdam denilen olguya en yakın durum gerçekleşebilir.

      Sil
  31. hocam beklentileriniz buradan 2016 da euro asagi yonlu dolar yukari yonlu yorumunu cikartabiliriz sanirim. avrupa merkez bankasinin faiz dusurmesi ve fedin arttirmaya hazirlanmasina bakarak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Doların inişlerle çıkışlarla da olsa 2016 yılında da yukarı yönlü eğilimini sürdüreceği kanısındayım. Çünkü ABD ekonomisi toparlanmaya devam ediyor. Buna karşılık ne AB ne de Japonya henüz toparlanma yoluna giremedi. Çin ise geriye gidiyor.

      Sil
  32. Merhaba hocam öncelikle yazılarınız için teşekkür ederim . Ben KPSS A grubuna hazırlanıyorum Kamu Yönetimi öğrencisiyim rica etsem kaynak önerir misiniz ?

    YanıtlaSil
  33. Kırılgan beşli içerisinde ençok jeopolikitik riskleri taşıyan ülke Türkiye durumunda. Özellikle Hindastan'ın atmış olduğu adımlar önemseniyor. Hidistan'ın büyümesi ve alt yapı sorunlarını çözmesinden sonra Dünya Ekonomisine katkıları önemli olacak. Peki Türkiye hem ekonomik reformları tetikleyici yapısal hamlelerde geç kalması ve sınırlarında devam eden belirsizlik bizleri bu beşlinin gerisine itiyor düşüncesindeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız pas geçilen bir durum var:

      Hindistan'ın başbakanı Narendra Modi. "Bharatiya Janata Party (BJP)"nin genel başkanı olarak 2014'te genel seçimlere girdi ve başbakan oldu.

      BJP, Hindistan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'dir!

      BJP, muhafazakâr Hinduları daha iyi temsil ettiğini iddia eder, Hindu milliyetçiliğini körükler, "Punjab (Pencap)" bölgesi başta olmak üzere ülke genelindeki müslüman azınlığa karşı ayrıştırıcı tutum izler!

      Bir üst paragrafta yazılanlarda, "Hindu" ve "Punjab" kelimelerini kaldırıp yerine "Türkiye" ve "Güneydoğu Anadolu Bölgesi"ni koyarsanız, ülkemizde yaşanan sorunların aynısının orada da olduğunu görürsünüz!

      Açık açık yazalım:

      Narendra Modi, Hindistan'ın RTE'si ve A.Davutoğlu'sudur!

      Narendra Modi; 1,2 milyardan fazla nüfusa sahip devasa bir ülkeyi geleceğe taşırken ekonomik yönden başarılı olabilir, ama unutmayınız: Hindistan'da on yıllardır zaten kadük olan demokrasi, Narendra Modi'den sonra daha da işlemez hâle geldi!

      Ülkeleri kıyaslarken, eğer sadece "ekonomik performansı" ön plâna çıkarıp; demokrasi, insan hakları, kadın & erkek eşitliği, medyaya yapılan baskılar, ifade özgürlüğü, yolsuzlukla mücadele gibi onlarca performansı görmezden gelirseniz; ölmüşüz de ağlayanımız yok!

      Diyelim ki Türkiye'de 1 Kasım seçimleri sonrasında tek başına iktidar olan AKP, ekonomideki ilk ciddi sınavını, FED'in faizi arttırmasından sonra verdi. Ve bu sınavı başarıyla geçti diyelim.

      (Varsayalım) "Ekonomik yönden" ülkeyi darboğazdan çıkaran bir AKP, ama aynı zamanda demokrasi, insan hakları, kadın & erkek eşitliği, medyaya yapılan baskılar, ifade özgürlüğü, yolsuzlukla mücadelede hoyratça tavır sergileyen bir AKP!

      Bu çelişkiyi asla ama asla aklınızdan çıkarmayınız!

      "Ekonomik yönden gelişiyoruz" diye "özgürlüklerimizden" vazgeçmektense; ÖLMEYİ TERCİH EDERİM!

      Hayatta her şey, kişi başına düşen gelirin ne kadar arttığı ya da ne kadar azaldığı ile ilgili değil, olamaz!

      "Yapısal reformları" sadece ekonomik büyüme olarak anlayıp, kafamızın içinde yapmamız gereken yapısal reformları görmezden gelirsek; ölmüşüz de ağlayanımız yok!

      Sil
  34. Hocam Türkiye 3 defa yapısal reformu yakaladı ama üçünde de fırsatı iyi değerlendiremedi hep oyun bozanlik yaptı diyelim ki bir kez daha yakaladı bu fırsatı bunu değerlendirmek için nasıl bir çalışma,kural,yöntemler neler olacak.nasıl bir teknik yapısı olacak.bu yapısal reformu kendimiz mi belirleyecegiz ,yoksa IMF ABD AB akıl mı alacağız.ikinci soru tarım konusunda ithalata kendimizi bağlamış durumdayız tarım ülkesi olmamıza rağmen tarım konusunda neler yapılacak.üçüncü soru diplomalı işsizler için neler yapılacak.

    YanıtlaSil
  35. Teşekkür ederim hocam güzel bir yazı daha paylaştınız bizimle..

    Gelen yorumlara göre de faiz artırımı ile dolar TL karşısında değer kazanacak.. Mantık olarak böyle ancak bugün hürriyet gazetesinde Deniz Bayramoğlu doların faiz artırımı ile 2,80 gelebileceğini yazdı..

    Faiz artırımı ile dolar TL partisi Nasıl hareket eder ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!