Ticari Borç Havuzundaki Yerimiz

Küresel krizle birlikte birçok ekonomik olay farklı boyuta geçti. Örneğin gelişmiş ekonomilerde (ABD, İngiltere, Japonya, Euro Bölgesi) Merkez Bankalarının başlattığı parasal gevşeme yani tahvil alıp para verme operasyonları sonucunda küresel sistemde geçmişle karşılaştırılamayacak kadar bol likidite oluştu. Bu gelişmeye gelişmiş ekonomilerde faizlerin son derece düşük düzeylere gerilemesi eşlik etti. Buna karşılık bu ekonomilerde enflasyonist baskılar oluşmadı. Gelişmiş ekonomilerde dağıtılan paraların önemli bir bölümü, faizlerin yüksek olduğu gelişmekte olan ekonomilere, borç, kredi, portföy yatırımı olarak aktı. Gelişmekte olan ekonomiler bu sermaye akışı sonucunda küresel krizin ilk evresinde (2008 – 2014) gelişmiş ekonomilerle karşılaştırılamayacak kadar hızlı büyüdüler. Bir başka ifadeyle gelişmiş ekonomilerin dağıttığı paralar asıl olarak gelişmekte olan ekonomilerin büyümesine yardım etti.

Küresel krizin ABD, Euro Bölgesi ve Japonya’yı etkilediği ilk evresi (ki bunu ABD krizi ve diğerleri olarak ikiye bölerek ele almak da mümkün) artık yavaş yavaş toparlanmaya dönüyor (ABD ve İngiltere toparlanma yolunda oldukça yol aldı, Euro Bölgesi ve Japonya’nın da bu yıldan başlayarak toparlanmaya geçmesi bekleniyor.) Bu durumda gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının azalması söz konusu olacak. Aşağıdaki tablo bu durumu ortaya koyuyor (Kaynak: Standard & Poor’s Ratings Services, Emerging Markets Sovereign Debt Report 2016.)

Gelişmekte Olan Ekonomiler (Milyar Dolar)
2013
2014
2015
2016
Toplam Ticari Borç Stoku
5.635
5.916
6.222
6.808
Kırılgan Altılı
2.425
2.409
2.630
2.981
   Brezilya
898
861
702
754
   Hindistan
813
879
1.304
1.566
   Endonezya
140
159
175
194
   Rusya
176
137
112
104
   Güney Afrika
148
137
130
144
   Türkiye
251
236
206
219
Toplam Borçlanma
1.186
1.118
1.111
1.156
Kırılgan Altılı
636
511
425
446
   Brezilya
283
147
176
190
   Hindistan
194
219
146
158
   Endonezya
26
29
37
33
   Rusya
33
31
14
16
   Güney Afrika
18
18
17
13
   Türkiye
83
67
36
35

2013 yılında küresel sistemde toplam ticari borç stoku 5,6 trilyon dolar iken 2016 yılında bu miktar 6,8 trilyon dolara yükseliyor. Kırılgan altılının da (kırılgan beşliye Rusya’yı da ekledik) ticari borç stoku yükseliyor. Aslında bu grup içinde ticari borç stoku yükselen iki ekonomi var: Hindistan ve Endonezya. Her ikisi de yapısal reformlara girişti ve bu adımlar sayesinde dünyayı kırılganlık ortamından çıkmaya çalıştıkları yolunda ikna etmeyi başardılar. Bunun sonucunda da sermaye akımlarındaki daralmaya karşılık aldıkları payları korumayı becerdiler. Rusya, ABD ve Euro Bölgesiyle çatışma içine girdi ve bir yandan karşı karşıya kaldığı ekonomik ambargo bir yandan petrol fiyatlarındaki düşüş sonucunda pastadaki payını artırmak bir yana mevcudu yarı yarıya kaybetti. Brezilya, bir yandan siyasal bir yandan da ekonomik istikrarsızlıklar içinde bulunduğu ve hiçbir yapısal düzenleme içine giremediği için, son derecede yüksek faizler verdiği halde, ticari borçlanmasını artıramıyor. Güney Afrika da aşağı yukarı aynı istikrarsızlıklar içinde payının yarısını kaybetmiş bulunuyor. Bir zamanların parlayan yıldızı olarak görülen Türkiye ise yapısal reformları ilan eden ama yapamayan bir ülke görünümü içinde bocalıyor ve bu pastadaki payını yarıdan fazla oranda kaybetmiş bulunuyor.  

Geçtiğimiz haftalardan, yılbaşındaki beklentilerden farklı olarak Fed’in faiz artırımını bu yıl daha sınırlı tutacağı beklentisi oluştu. Bu beklenti piyasalardaki likidite daralmasının ve dolayısıyla gelişmekte olan ekonomilerden sermaye kaçışlarının fazla olmayacağı yolunda iyimser bir hava yarattı. Bu beklentiler gerçekten de bu şekilde bir gelişmeye yol açabilir. Ne var ki bu gerçekleşme bu yılı kurtarsa da gelecek yılı etkilemez. Yani Fed, eninde sonunda faizi artıracak. Dolayısıyla diğer ekonomilerin durduğu bu ortam, yapısal reformların gerçekten yapılması ve dünyaya yeni bir dosya ile çıkılması için son derecede uygun bir ortamdır. Hindistan ve Endonezya’yı izlemekte yarar var.  

Yorumlar

  1. Hocam peki Türkiye neden yapısal reformları ilan ediyor fakat yapamıyor acaba?...Yapılmasına engel teşkil eden şeyler neler?...Sizin yapılması gereken yapısal reformlar için takvim öneriniz çok doğruydu.

    YanıtlaSil
  2. Hocam sizin en beğendiğiniz iktisadi düşünürün Alfred Marshall olması,onun ekonomiye matematik ve psikolojiyi dahil edip bilim haline getirmesi dolayısıyla mı?...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Psikoloji keynes,matematik marshall

      Sil
    2. Aslına bakarsanız Alfred Marshall, o zamana kadar siyasetin bir dalı olarak kabul edilen ekonomiyi (ekonomi Politik) ayrı bir bilim dalı (economics) haline getiren kişidir. Bir çok yenilik getirmiştir. Bence çok önemli bir iktisatçıdır. Buna karşılık daha çok mikro analizi geliştirmiştir. Makro analizi asıl geliştiren kişi kuşkusuz Keynes'dir.

      Sil
  3. Yanlış bilmiyorsam John Maynard Keynes vr Alfred Marshall'ın nobel ekonomi ödülleri yok.Bu iki süper iktisatçı nasıl olur da nobel alamazlar hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1969 ilk nobel ekonomi oduludur aslında tam olarak nobel de değildir banka anısına verilen birşey

      Sil
    2. Nobel ödülleri 1901 yılından itibaren verilmeye başlandı. Nobel ekonomi ödülü ise 1969'da verilmeye başlandı (aslında bu tam da bir Nobel ödülü değildir. İsviçre Merkez Bankası'nın koyduğu bir ödüldür ama Nobel Ödül standartlarına uygun olarak verildiği için adına Nobel Ekonomi Ödüklü deniyor.) Marshall 1924'de, Keynes 1946'da öldü. Nobel ödülü kural olarak ölmüş olanlara verilmiyor.

      Sil
    3. Nacizane düzeltme İsveç Merkez Bankası olacak hocam. Nobel olarak adlandırılmasının sebebi ise Nobel'in saygınlığından faydalanmak. Tamamen algı yönetimi. Saygılar
      Gürkan

      Sil
    4. Evet İsveç yerine yanlışlıkla İsviçre yazmışım.

      Sil
  4. Hocam brezilyada negatif büyüme ve bunun gibi birçok kötü ekonomik gösterge söz konusu. Türkiye için böyle bir gelecek ön görüyor musunuz uzun vadede? Görüyor/ Görmüyorsanız neden?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformları (ama gerçek yapısal reformları) yapıp yapmamamıza bağlı olarak gelecek şekillenecek gibi görünüyor.

      Sil
  5. tek umut parasal genisleme. Bol para basilirsa tuketim artar uretimde artar. Faizler dustukce uretim faktorleri ivmelenir tuketici daha cok para harcama imkanina kavusur. Kisaca buyume artar issizlik duser. Hele bu dusuk enflasyonlu ortamda dunyada dusuk enflasyon emtia fiyatlarinin oldugu ortamda reel anlamda refah da saglar.

    1) bu argumanlar soz dizileri normalde dogruysa su an nicin neden gerceklesmiyor?

    2) Basilan paralar nerede?ne yapiyor karsiligi var mi sorusununda ziyade banknot kagit olarak elden ele dolasiyor mu? elde mi? dokunabiliyor muyuz?

    3)Sizce dunya daha ne kadar sure yukaridaki argumanlarla devam edecek kisaca eksi faizle ya da dusuk faizlerle ne kadar sene daha gider?

    4)Yukaridaki argumanlardaki bol para basimlari ve dusuk faiz kolayligi devlet butcesine ekstar katki yarar imkan rahat hareket etki alani sagliyor mu? sagliyorsa olusan bu yarar/meblag neden sosyal devlet geregi dusuk gelirlilerden yana kullanilmiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Bu argüman doğru değil. reel dünya sürekli sanal yöntemlerle yönetilemez. Bu blogdaki Lale Çılgınlığı yazısına bakınız.
      (2) Basılan paraların çoğu bankalarda ve gelişmekte olan ülkelerde.
      (3) Çok fazla gitmez.
      (4) Sanal iyileşme reel olarak kullanılmaz.

      Sil
    2. 1- Üstad 1 nolu madde için likiditenin ekonomik kırılganlığını artırdığına dair bir modelleme var, video burada: Neoliberalism as a Water Balloon - https://www.youtube.com/watch?v=XIUWZnnHz2g
      Sizce bu model ne kadar gerçekleri yansıtıyor?

      Sil
    3. Aslında sorunun nedeni belli. Küreselleşme ile sermaye hareketleri serbestleşip "parasal sınırlar" kalktı ama hem emek hareketi serbestleşmedi hem de küreselleşmeden kar edeceğini varsayan Batı bunun bazen kendi aleyhine de işleyebileceğini öngörmedi. Sınırlar kalkınca üretimin bir kısmı emek-ucuz yerlere gitti ve bu da zengin ülkelerin çalışan sınıflarını vurdu. Sermaye sahipleri ise kar etti. Ülke düzelsin diye düşük ya da sıfır faiz ile kredi vaadedildi ama bu da gelişmekte olan ülkeler ya da yükselen piyasalara kaydı. Şimdi sermaye bu yöntemin de tıkandığını gördüğü için bari parayı usul usul çekeyim dedi ama konjonktür (Rusya, Suriye vb) bunun önünde engel oldu. Kısacası küreselleşmeden kar eden Batı'da sermaye sahiplerinin derdi yok hatta paraları çoğaldı ama çalışan kesimin, beyaz yakalıların durumu iç açıcı değil ve ortasınıf artık önünü olumlu göremiyor.

      Basılan paralar bir ABD'ye dönse sorun yok; tedavülden kaldırır ve kurtulur.

      Sil
  6. Hocam siz ABD'de konsolosluk yaptığınız için bildiğinizi tahmin ediyorum.

    Başkan adayları, yarış süresince, 'ödemeli konuşmalar' da yapıyorlarmış. Bu tam olarak ne demek hocam? Adayların halka açık yaptığı konuşmalar ile 'ödemeli konuşmalar' da söyledikleri arasında ne fark var?

    Eğer bu konuyu ilk kez duyduysanız, size 'The Washington Post' sitesinden kısa bir bölüm aktarıyorum:

    It happened rather quickly.

    Ashley Williams showed up Wednesday at a private fundraiser in Charleston, S.C., where former secretary of state Hillary Clinton was in the middle of delivering what may well have been the umpteenth stump speech including the phrase “criminal justice reform.”

    That was enough to spur Williams, a youthful-looking African American activist from Charlotte, to start speaking. She was talking over Clinton and aiming to disrupt the relative peace of a paid-entry fundraiser with a pointed question about Clinton’s actual record on criminal justice — specifically, the language she used to advocate for her husband's tough-on-crime, long-on-incarceration 1994 bill as an unusually politically active first lady.

    “I'm not a ‘super-predator,’ Hillary Clinton,” Williams said. “Can you apologize to black people for mass incarceration?” Williams asks while brandishing a sign that read, “We have to bring them to heel.”

    Williams hardly got out a few thoughts before people in the fundraiser audience — reportedly a $500-a-head minimum deal — started shushing or hissing, grumbling, and reprimanding Williams just loud enough that the rest of what she has to say is not at all easy to hear. It sounds like someone says “You are trespassing” — a rather bold assumption. Williams didn’t. She paid the money to attend the shindig. Someone else says, “You are being rude,” “This is inappropriate,” and someone else says “Let her speak.” It’s not clear if the “her” that last person referred to was Clinton or Williams.

    Tam link: https://www.washingtonpost.com/news/the-fix/wp/2016/02/26/why-hillary-clintons-super-predator-apology-is-such-a-big-moment-for-political-protest/

    'Private fundraiser' dediği, bir kişi veya kurum Hillary'ye para ödemiş ve 'gel bizim salonumuzda konuşma yap' anlamına mı geliyor? Peki bunu istemelerinin nedeni ne? Bir adayın kendisine yapılan ödemeden sonra yapacağı konuşmada, kelimelerinde, metninde, seçim propaganda stratejilerinde ne tür bir değişiklik olabilir ki?

    Şu da kişi başı ne kadar para ödendiğini gösteren kısım: 'people in the fundraiser audience — reportedly a $500-a-head minimum deal'

    Her ülkede seçim boyunca 'ödemeli konuşma' diye bir şey var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ABD'de konsolosluk yapmadım. Konsolosluk Dışişleri Baklanlığı meslek memurlarına özgü bir görev. Ben Washington Büyükelçiliğinde Ekonomi ve Ticaret Başmüşavirliği yaptım.
      ABD'de siyasetçilerin seçim çalışmalarına fon toplamak amacıyla bu tür paralı yemekler düzenlemesi yasaldır. Zaten kendi taraftarları düzenlediği için farklı şeyler konuşması gerekmiyor. Her ülkede böyle bir gelenek bulunmuyor.

      Sil
  7. Türkiyenin toplam borcu ne kadar acaba hocam ? Bu borç ile ticari borç arasındaki farkı nasıl değerlendirmeliyiz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de kamu kesimi borcu 115 milyar doları dış 440 milyar TL'si iç borç olmak üzere toplamda yaklaşık 265 milyar dolar dolayında. Buna özel kesimin 290 milyar dolarlık özel kesim dış borcunu da eklersek kabaca 555 milyar dolarlık bir borç miktarına ulaşırız.
      Ticari borçlar özel kesim borçları içinde sadece ticaret amacıyla alınmış dış borçları gösteriyor.

      Sil
    2. Hocam toplamada bir hata olabilir mi yoksa ben mi bir şeyleri gözden kaçırıyorum? Kamu borç toplamı 115+440=555 olmuş olmuyor mu?

      Sil
    3. Para birimlerini fark etmemişim hocam kusura bakmayın şimdi fark ettim.

      Sil
    4. 115 milyar dolar + (150 milyar dolar ya da 440 milyar TL) = 265 milyar dolar (kamu borcu) + 290 milyar dolar (özel kesim borcu) = 555 milyar dolar

      Sil
    5. Özel kesimin iç borcunu öğrenmemiz de mümkün mü hocam toplam iç borcumuzu öğrenmek açısından. Birçok kurumun sitesinde istatistikler yer alıyor fakat o kadar ayrıntı var ki sizin bu şekilde toparlamanız çok faydalı oluyor. Şimdiden teşekkür ederim.

      Sil
  8. Hocam faiz ile döviz kuru arasındaki korelasyonu net olarak görmek istiyorsak Merkez Bankasının politika faizini mi ele almalıyız, yoksa tahvil faizlerini mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gösterge faizi ya da TCMB'nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini almanız en doğrusu.

      Sil
  9. Hocam net ihracatın reel gsyh'ye olan etkisini nasıl ölçebiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi arasında zaman serisi oluşturup korelasyon katsayısı hesaplayın.

      Sil
    2. Hocam affınıza sığınarak çok farklı bi konu hakkında soru soracağım 'Bankalar hiç bir zaman zarar etmez sözünden ne anlıyorsunuz?' Böyle bir soruyla karşılaştım fakat nasıl bir yaklaşımda bulunacağımı bilemedim.Bakış açısı oluşturmamı sağlayabilir misiniz? Saygılarımı sunarım.

      Sil
  10. Hocam,ticari borç stokunun artması kötü bir şey değil midir?Bir de dış borç stoku,iç borç stoku ve toplam borçlanma tam olarak ne demektir hocam?Mesela yuvarlak hesap Türkiye'nin toplam dış borcunun 400 milyar dolar olduğunu söylüyoruz,bu toplam dış borç stoku mu demektir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz yukarıdaki yanıtımda Türkiyenin borcunu yazdım. Dış borç toplamı (kamu + özel) yaklaşık 400 milyar dolar. Borçlarla ilgili kavramları blogda arama bölümüne ya<arsanız tanımlara ulaşabilirsiniz.
      Borçlanmanın her türlüsü kötüdür ama eğer tasarruflarınız yeterli değilse ve büyümek istiyorsanız başka çare de yoktur.

      Sil
    2. Hocam bence son cumlenizi yaziniza da eklemesiniz.

      Sil
  11. mahfi hocam merkez bankasının faiz oranlarının döviz kuru üzerindeki etkisini görmek için tahvil faizlerine mi bakmalı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB ağırlıklı ortalama maliyetine bakabilirsiniz.

      Sil
  12. Hocam, Selçuk Şirin'in yazdıklarına göre Rusya'da reel ücretler geçen yıla göre yüzde on azalmış ve perakende sektörü son yılların en kötü performansını gösteriyo. Ayrıca bir çok başka ekonomik sıkıntılarda malumunuz. Buna rağmen 2018 yılında Putin tekrar seçilsin diuenlerin orani ilk defa yuzde 70 i aşmış. Bu ekonomik büyüme ile oy oranı arasındaki ilişki daha çok demokratik toplumlarda mı işliyor diye düşünüyor insan ya da celladına aşık olmak deyişi tam da bu durum için söylenmiş galiba. Bir de Kamu Maliyesi kitabınız maliyeye dair hemen herşeyi güncel konulara da değinerek çok öz cok basit ve anlaşılır bir şekilde anlatıtor. Emeğinize sağlık hocam. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel özet.
      Kitabı beğendiğinize memnun oldum. Teşekkür ederim.

      Sil
    2. Putin veya bir başkasının taraftarı değilim ama şu önyargı bir türlü yıkılamıyor.

      Öyle zennediliyor ki, "şimdiki Rusya eski SSCB olduğuna göre ve şimdiki Rusya SSCB'den birçok yönetim anlayışı mirası devraldığına göre, şimdiki Rusya'da (ve SSCB periferi ülkelerinde, yani eski Doğu Bloku ülkelerinde) demokrasiden sözetmek mümkün değildir." Bu önyargının göstergesi şurada: "Bu ekonomik büyüme ile oy oranı arasındaki ilişki daha çok demokratik toplumlarda mı işliyor diye düşünüyor insan ya da celladına aşık olmak deyişi tam da bu durum için söylenmiş galiba."

      Şimdi gelin bir de ABD'ye bakalım.

      Hani öve öve yerlere göklere sığdıramıyorlar ya "ABD dünyanın en demokrat ülkesiymiş" diye. Eee görüyorsunuz, Donald Trump'ı durdurmak için GOP her tür taktiği deniyor ama ABD halkı ısrarla Trump'ı GOP'tan aday göstermek için silme oy veriyor! Önümüzdeki 10-15 gün içinde eğer GOP içinde kuvvetli bir karşı-dalga oluşmazsa, Trump'ın GOP'tan başkan adaylığına kesin gözüyle bakılıyor!

      Adam çıkmış Meksika sınırına duvar öreceğim ve parasını da Meksikalılara ödeteceğim diyor!

      ABD tarihinin en eski ırkçı teşkilatlarından biri olan "Ku Klux Klan"a karşı sözler söylemesi gerekirken, bu teşkilatın zihniyetini kucağında taşımaya ne kadar meraklı olduğunu bütün dünyaya gösteriyor! Fransa'dan "Le Pen" Trump'ı başkan olarak görmeyi ne çok istediğini deklare ediyor! Ve hatta Putin bile Trump'a "tough guy" demiş, kendi kalibresine eşdeğer gördüğünü çekinmeden söylemişti!

      "Bütün bunlar yaşanırken niçin ABD halkı Trump'a oy vermeye devam ediyor?" Asıl soru budur! Hani nerede o öve öve bitiremedikleri "Batı demokrasisi çok güzel, sen de gelsene"!

      ABD halkı Donald Trump gibi bir cellada aşık olduğu için mi onu başkan adayı yapmak istiyor! ABD halkının demokrasi anlayışı Donald Trump gibi bir şahsı başkan adaylığına yaklaştırıyorsa, Rus halkının Putin'e %70 oranında destek vermesine niye bu kadar şaşırıyorsunuz!

      Gelin bir de Türkiye'ye bakın! 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor!

      Eski Yunan medeniyetlerinde yaşamış filozofların demokrasi kavramını anlatmaları ile günümüzdeki demokrasiyi birbirine karıştırmayalım!

      "Demokrasi" kelimesinin ve uygulamasının doğum yerinin neresi olduğu henüz kesinleşmemiştir. "Batı'da demokrasinin iyi uygulandığı görüntüsü dünyaya pazarlandığı için", pusulamızı Batı'ya göre ayarlıyoruz!

      Mesele artık Batı'ya öykünmek değil, makyajlanmamış demokrasiye ulaşmaya çalışmak!

      Ne Putin!
      Ne Erdoğan!
      Ne Trump!

      Sil
    3. Henüz trump u secmediler ama :)) hiçbişey hiç yada tam olamaz sosyal yapılarda. Sonuç onemlidir sonuç. Celladina asik olmasi için seçmesi lazim.

      Sil
  13. Hocam aman fed faizi artıracak diye demeyin.Geziciler 3 senedir fed faizi artıracak batacağız diye anlatıp durdu.Şimdi yine kafa ütülerler fed eninde sonunda artıracak faizi diye.
    Bu düzen böyle gelmiş böyle gider daha önce abd de yüksek faiz oldugu dönemlerde oldu.O zamanlar Türkiye ne battı ne cıktı.Milletin diline pelesenk oldu bu fed de.Saydıgınız ülkeler arasında hindistan hariç en iyisi yine türkiye.Endonezya ile ilgili cok bilgim yok.Brezilya yı takip ediyorsanız küçüldüklerini bilirsiniz.Güney afrika ortada.Rusya da hem petrolden hem yaptırımlardan agır darbeler aldı.Bu saydıklarınız icinde hindistan dan sonra bu yılı yüzde 4 büyüme ile kapayacak tek ülke Türkiye.
    Tarihimizin ekonomik ve askeri olarak en güclü dönemindeyiz.Gönül isterki daha iyi olsun ama olanı bu şimdilik.Çokta negatif bakmamak lazım diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz böyle görüyorsanız sorun yok.

      Sil
    2. Aga sen negatif bakmak istemiyorsan dünyadaki en kotu ekonomik göstergelere bile sahip olsan bile ya suriyede savaş var iyiyiz iyi dersin. Aga insani kalkinmislik endeksinde türkiye 72 inci sırada sen ne geveliyorsun ya ?

      Sil
  14. Hocam bu dediğiniz borç havuzu ülkelerin dış borcu mu oluyor?Aynı zamanda içeriye giren sıcak para.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dış borcun yalnızca bir parçası. Özel sektör şirketlerinin ticari borçlanmaları. Aynı zamanda sıcak paranın da bir bölümü.

      Sil
  15. Hocam konuyla alakasız çok özür dilerim.

    Borsada şu sistem nasıl işliyor ? Elinizdeki kağıtları istediğinizde elinizden çıkarabiliyormusunuz ? Yoksa bu kağıdı talep eden biri olduğunda mı çıkarabiliyorsunuz ?

    Ve Türkiyede açığa satış uygulamaları oluyor mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her satıcının bir alıcısı vardır derler. Bu söz doğrudur. Bütün mesele fiyatı kabul etmekte yatar.

      Sil
    2. Hocam enflasyonun artmasıyla faizler artacaksa ABD ye de sıcak para girişi ile enflasyon daha çok artmaz mı neticede piyasada para arzı artacak.Hatta Milton Friedman para arzının reel varlık alım talebni artırdı için enflasyonun bir numaralı nedeni olacaktır demiştir.

      Sil
    3. ABD'de enflasyonun bir türlü istenen, beklenen hızla yükselmemesinin nedeni ne?! Friedman zehrinin zırvaladıklarından bambaşka şeyler olmasın sakın! 2008 krizinden bu yana QE'den 4 tane yaptılar! Buna rağmen piyasalarda toparlanma gerçekten var mı / yok mu emin olamıyorlar!

      Friedman gibi "greed" sözcüğünü şiar edinmiş bir zehirli beyinden farklı bir söz işitmek anlamsız olurdu!

      "Milton Friedman para arzının reel varlık alım talebni artırdı için enflasyonun bir numaralı nedeni olacaktır demiştir."

      Friedman'ın bu argümanı ortaya atmasının nedeni; "Chicago ekolü" denen zehir yuvasının yaydığı tohumları kendine dayanak noktası almasıdır!

      Friedman "Chicago ekolü"nin yılmaz bir neferi olmakla birlikte, "aşırı kapitalist libertarianism" çizgisinin en fundamentalist temsilcilerindendir!

      "Aşırı kapitalist libertarian"ların çok büyük bölümü (Friedman bunların ağababalarındandır!); her tür devlet mekanizmasının, hayatın içinde hissedilmeyecek kadar küçük olmasını, ve mümkünatı var ise devleti toptan ortadan kaldırmayı savunur. ("Devleti toptan ortadan kaldırmayı" açık açık söylemeye pek yanaşmazlar; "libertarianism"e katılmaya eğilimli olanlar var ise, onları daha yolun başındayken ürkütmemek için! Bu nedenle "sosyal devlet iyidir" der, pek laf etmezler!)

      Friedman gibi bir zehirli beyin, para arzının, hem tekil tekil hanehalkını (ve elbette bireyleri), hem şirketleri tembelliğe sürükleme tehlikesi olduğunu, hayatta rekabet yasasının dengesinin aksayacağını, insanları (hem gerçek kişiler, hem kurumlar olarak) sıkışınca sürekli hazır para dilenir hâle getireceği yalanını yayar!

      Klasik ekolün, ve Keynesyen (yeni Keynesyen de dahil) ekolün enflasyona bakışları ile, Friedman zehirli beyninin enflasyona bakışı aynı değil.

      "Aşırı kapitalist libertarian"lar beyinlerinde kurdukları şablonun rasyonel olmadığını çok çok iyi bilmelerine rağmen, en azından bu şablona yakın bir sistemin dünya geneline yerleşmesi için, peşlerinden insanları sürüklemek için; "aşırı kapitalist libertarianism"in zehirli tohumlarını sessiz sessiz yaymaya devam ederler!

      Sil
  16. Yeni dosyada neler olmalı hocam ana başlıklarıyla paylaşırmısınız.

    YanıtlaSil
  17. hocam Fed faiz artırsa çok fazla sıcak para girişi olmaz mı ABD'ye? Fed neden faiz artırmıyor sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonun artacağını görse faizi artıracak ama onu göremiyor daha.

      Sil
  18. Hocam yeni bir ufuk açtığınız için teşekkürler. Sizce artık merkez bankalarının uygulamaya başladığı negatif faiz(ki yapılabilecek en son şeylerden birtanesi) para politikasının etkisinin gittikçe azaldığını gösteren bir ibare olabilir mi? Yani bu, ekonomik sorunlardan çıkışta para politikalarından daha ziyade artık daha fazla maliye politikalarının kullanılması gerektiğini gösteren bir durum mudur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bilmiyorum yani böyle bir durumu kabul edip etmediklerini bilmiyorum ama bence yukarıdan aşağıya gelen para politikası yerine (MB den bankalara) aşağıdan yukarıya giden bir maliye politikası (vatandaştan reel sektöre) daha uygun sonuçlar verebilir.

      Sil
  19. Hocam Mb net rezervleri 26 milyar dolara kadar geriledi. Her ay biraz daha düşüyor. Cbaşkanı da bu noktada sıkıntılar olduğunu söyledi. Dış borçları ödeme noktasında kritik nokta neresidir? 20 milyar sınır olabilir mi?

    YanıtlaSil
  20. Hocam,endonezya ne yaptı da bu noktaya geldi. Bir marka falan çıkardılar mı? Yoksa ucuz işçilikten yararlanmak isteyen dış yatırımcımı hepsi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Endonezya çeşitli konularda reformlar açıkladı ve bunları uyguluyor.

      Sil
  21. Bir konu hakkında görüşünüzü düşüncenizi almak isterim Mahfi Bey. Araştırma konusu olarak dış açık ve ekonomik büyümeyi seçtim ve şuanda çok fazla bilgi birikimim yok kısa bir araştırma yaptım kendi ülkemi değil de daha spesifik olması için farklı bir ülkeyi ele almak istiyorum. Amerika-İngiltere-Brezilya üçlüsünden birini seçmeyi düşündüm. Zaman serisi modelime uygun düşen sizce hangisi olmalı? ( üniversite öğrencisiyim )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İngiltere iyi bir örnektir. Sanırım en çok veriyi de orada bulabilirsiniz. www.imf.org

      Sil
  22. Hocam Toplam Ticari Borç Stokunun artmasını neden olumlu bir gösterge olarak algılamak gerekiyor. Ticari borç stokundan kastettiğimiz nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Reel sektörün üretim amaçlı borçlanması. Yani şirketler üretim yapmak için mal satın alıyor ve bunu borçlanıyor.

      Sil
  23. Lineer bir fonksiyon, birinci dereceden bir fonksiyondur.

    Hiçbir şey anlamadım?

    YanıtlaSil
  24. hocam bayadır takip ediyorum bu bloğu 3 sene oldu.hocam kendi yorumlarınız haricinde diğer yorumlar için yorumların hemen altında veya yanında beğenip beğenmeme tuşu olsa böylelikle çok uzun yorumlar olduğunda bu şekilde olumlu yorumlar daha fazla okunsa nasıl olur sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu b,ir kaç kişi daha önerdi ama blog işinde böyle bir uygulama bulamadım. Bulsam koyacağım. Bilen varsa nasıl yapacağımı söylerse sevinirim.

      Sil
    2. baktım hocam 2 şey bulabildim.
      http://puf-noktalari.blogspot.com.tr/2011/04/bloggerda-her-kayt-icin-youtube-benzeri_30.html

      http://puf-noktalari.blogspot.com.tr/2011/05/bloggerda-yorumlara-begenbegenme-butonu.html

      Sil
    3. heryerde like butonu görmekten sıkıldık, lütfen bloğun sadeliğini bozmayın.

      Sil
  25. Hocam disqus kullanabilirsiniz. https://disqus.com/admin/blogger/ ya da soyle bir cozum var: http://www.sneeit.com/2014/05/like-and-dislike-rating-system-for.html

    YanıtlaSil
  26. merhaba hocam

    toyota turkiye fabrikasi bir japon bankasindan borclanirsa bu borc ta turkiyenin borcu mu sayilmaktadir?

    genel olarak turkiyede yatirimi olan cok uluslu banka ve sirketlerin turkiye birimlerinin borcu turkiyenin borcu mudur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir borcun bir ülkenin borcu sayılması için yurttaşlık şartı değil yerleşiklik şartı aranıyor. Toyota Türkiye Türkiye'de kurulu ve yerleşik bir şirket. O nedenle bu borçlanma Türkiye borçlanması sayılıyor.

      Sil
  27. Merhabalar hocam. Günümüzde para arzı,kur ve faiz neden Mb'ler tarafından sabitlenemez? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esnek kur sisteminde kur sabitlenemez. Kur sabitlenemediği için faizi, faizi sabitleyemediğiniz için de para arzını sabitleyemezsiniz. Ekonominin gidişatına göre faizleri aşağı yukarı çekerek,parasal genişlemeye veya parasal sıkılaştırılmaya gidilmesi gerekiyor...

      Sil
  28. hocam şu like butonu işine hiç bulaşmayın lütfen facebookta youtube da yeterince her şeye like yapıyorlar zaten. Lütfen bloğun sadeliğini bozmayın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bende adsız arkadaşa katılıyorum bloğun sadeliği bozulmamalı.

      Sil
  29. Saatlik isgucu maliyeti endeksi, 2015 yilinin son ceyreginde bir onceki ceyrege gore yuzde 1,5 yukseldi

    Bu acıklama Ne anlama geliyor? Asgari ücret artışının etkisi mi ?? Öyleyse Y-üfe de artış ve dolayısıyla enflasyon artışı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asgari ücret 2016 başında yürürlüğe girdiği için 2015 son çeyreğine etkisi olmuş olamaz. Bu, muhtemelen kurda ve enflasyondaki yükselişin etkisiyle gelen artışlardır.

      Sil
  30. hocam paradan 6 sıfır atıldıktan sonra en küçük madeni paramız 1 kruş en küçük banknot 1 tl idi.
    Daha sonra ise 1 kruş kalktı 5kruş en küçük oldu ve 1 tl banknot da basılmıyor en küçük banknot 5 tl oldu.

    Bunun sebebi nedir Enflasyon mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet enflasyon paraya değer kaybettirdikçe paranın satınalma gücü düşüyor. Öyle olunca da 1 krş 5 krş 10 krş kullanılmaz hale geliyor. 10 krş ve 25 krş sadece dolmuşlarda kullanılıyor. Bir süre sonra orada ücretler 50 krş a yuvarlanır hale gelir.

      Sil
  31. Hocam, Merkez Bankasının dolar rezevlerinin azalması ile TL nin US dolarına karşı değer kaybetmemesi arasında, kısa ve orta vadeli bir ilişki var mıdır? MB sıTüpraş gibi büyük montanlı USD alanlara doğrudan satış mı yapmaktdır? (Bankalar dışında) Tüpraştan başka, USD, Euro sattığı bir kuruluş var mıdır? Saygılarımala

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir arama motoruyla sorunuza cok hizli cevap bulabilirdiniz. Ornegin:

      http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ugur-gurses/toptan-doviz-satisi-3-ayda-4-milyar-dolar-1316440/

      Eminim cok daha detayli bilgiyi Merkez Bankasi'nin sitesinden de edinebilirsiniz, sonucta bu gazeteciler de oralardan ogreniyor.

      Sil
  32. merhaba hocam,

    merkez bankasinin bu hafta yayinladigi temel ekonomik gelismeler raporunda BIST e kote sirketlerin borclulugu ile ilgili bazi veriler var.

    USD borc / toplam varlik = %18
    EUR borc / toplam varlik = %11
    TL borc / toplam varlik = %28

    bu veriler pek karamsar degil gibi.

    ancak tcmb buyuk holdingleri haric tutmus bu verilerde.

    gorunen o ki borcun cok buyuk kismi buyuk holdinglerimize ait...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı