Üniversiteye Girdiğiniz Gibi Çıkmayın

“Keşke yazdıklarınızı daha önce okusaymışım, koskoca bir üniversite yaşamını boşa geçirdim. Liseden sonra üniversiteyi kazanınca her şey bitti sanıp ders çalışmayı bir yana bırakmıştım. Sadece okutulanları ezberleyip sınıf geçerek okulu bitirdim. Şimdi hiçbir şey bilmediğimi hissediyorum.” Bana böyle yazan pek çok kişi var. Ne yazık ki bu ifadeler üniversiteye bilinçsizce başlayan öğrencilerin pek çoğunu bekleyen tuzağın bir özeti.

Çoğu öğrenci lisede çok yoruluyor. Bu yorgunluk bir yandan lise dersleriyle uğraşmanın, bir yandan da üniversiteye hazırlanmak için ek çalışmalar yapmanın, kurslara, dershanelere gidip konuları en baştan ele almanın, yüzlerce binlerce test çözmeye çalışmanın yarattığı bir sonuç. Gencecik insanlar, liseyi, kendilerine hemen hemen hiç zaman ayıramadan, hep ders çalışarak ve çoğu kez ileride ne işe yarayacağını bilmedikleri denklemleri, formülleri ezberleyerek geçiriyorlar. Sonuçta üniversiteyi kazandıklarında ya hedefe ulaştıklarını düşündükleri ya da artık enerjilerini tükenmiş hissettikleri için çalışmayı minimum düzeye indiriyorlar. Üniversite eğitimini, oraya girmek için harcadıkları çabadan çok daha az çaba harcayarak ve üstünkörü bilgi edinerek tamamlıyorlar. Bunun sonucunda da mezun olduklarında yukarıya aldığım ifadelerle özetlenen durumla karşılaşıyorlar.

Üniversite sınavını kazanıp da istediğiniz bölüme girmişseniz bu sizin için olumlu bir gelişmedir. Çünkü insanın sevdiği bir işle uğraşması, işin içine sevgiyi katması öğrenmeyi çok kolaylaştırır. Ne yazık ki biz genel olarak çocuklarımızı böyle bir bilinçle, böyle bir bilgiyle yetiştirmiyoruz. Dolayısıyla liseyi bitirip üniversiteye girerken çoğu öğrenci ya anne ve babasının istediği bir işi yapmak veya birisinden etkilendiği için ya da puanı o bölüme yettiği için giriyor. O nedenle de çevremizde giderek artan sıklıkla mühendislik okumuş ama aşçılık yapan, işletme okumuş ama kameramanlık yapan kişilere rastlıyoruz. Yani sistem, öğrenciyi baştan bilinçlendirip sevdiği ya da seveceği dallara yönlendiremiyor. Sonuçta yaptığı işi sevmeden yapan binlerce insanın bulunduğu, o nedenle de başarının düşük gerçekleştiği bir topluma sahip bulunuyoruz.

Üniversiteye girdiğinizde kesinlikle her şeyin bittiğini, liseyi bitirip üniversiteye girerek hayatınızın en büyük başarısını elde ettiğinizi, asla düşünmeyin. Ve kesinlikle “ben üniversiteye filanca sıradan girdim” gibi başarı öyküsü anlatan cümleler kurup kendinizi havaya sokmayın. Üniversiteye giriş her şeyin bittiği değil, başlayacağı andır. Bunu asla aklınızdan çıkarmayın.

Okul açılmadan gideceğiniz sınıfta hangi derslerin ve hangi kitapların okutulacağını öğrenip onları alın. Okul başlamadan onların bir bölümünü hızlıca okuyun. Okuyacağınız bölümün en iyi olduğu okulu belirleyip orada aynı konularda hangi kitapların okutulduğunu saptayın ve onları da alın. Bir yandan da onları okuyun. Eğer gittiğiniz okul o bölümde Türkiye’de en iyi okulsa, okutulan derslerin ABD veya o konuda en iyi olan ülkedeki ders kitaplarını edinip okumaya çalışın.

Okul açıldıktan sonra her ders öncesi o derste okutulacak bölümü bir kez gözden geçirin. Kafanızda çözemediğiniz sorular oluşursa bunları not alın ve derste hocaya sorun.

Ben Mülkiye’de ekonomi ve maliye okurken ekonomi kitaplarını üç kez okumak yerine aynı dersi üç ayrı kitaptan okurdum. Ders notlarını üç kez okuyanlar sınavda benden yüksek not alırlardı. Ama üniversite bitip de iş meslek sınavlarına girmeye gelince ben hepsinden yüksek notlar aldım. Ve her şeyden önemlisi farklı kitaplar okuduğum için farklı bakış açısı ve analiz yeteneği edindim. Benim okuduğum dönemlerde kitaplara ve bilgiye erişmek kolay değildi. Kütüphanelere gitmeniz, kitapları bulmanız ve öyle çalışmanız gerekiyordu. Oysa şimdi birçok bilgiye internet kanalıyla anında ulaşma imkânı var.

Okulda okutulan derslerin yanında mutlaka yardımcı alanlarda okuma yapın. Ekonomi okuyup da muhasebe dersi hiç görmemiş kişileri öğrendiğimde çok şaşırıyorum. En azından temel muhasebe bilgilerine sahip olmadan iktisatçı olunmaz. Onun için eğer bölümünüzde yoksa mutlaka genel muhasebe kitabı alıp kendiniz çalışın.

Mutlaka matematik çalışın. Matematik, analiz yeteneğinizi artırır. Tek başına pek bir işe yaramayacakmış gibi görünen (en azından lisedeyken bana öyle gelirdi) koordinat sitemi, grafikler, türev, integral, matrisler vb ekonomiye ve birçok diğer bilim dalına uygulandığında anlam kazanıverir.  

Buraya kadar anlattıklarımın yorucu şeyler olduğunu biliyorum. Yaşam da birçok şey gibi programlanabilir. Günde 8 saat uyuduğunuzu, 6 saatinizi derste geçirdiğinizi düşünürsek geriye 10 saatiniz kalır. Bunun 5 saatini eğlenerek, dinlenerek, müzik dinleyerek, sohbet ederek geçirdiğinizi düşünürsek kalan 5 saati iyi değerlendirirseniz 4 yılın sonunda (yılda 250 gün x 5 saat x 4 yıl hesabıyla) 5.000 saatlik bir çalışma yapmış olursunuz ki bu süre, sizi uzman yapmaya yetecek bir süredir.
Yaşam burada anlattığım kadar planlı ve programlı bir süreç değil tabii ki. İyi gün olur, kötü gün olur, insan her planladığını her zaman yapamaz. Ben de onun için 360 x 5 saat hesabı yerine, 250 x 5 saat hesabı yaptım. Böylece yılda 100 günden fazlasını ders dışı zamana ayırdım. Bu 100 günde 1 saat roman, felsefe, tarih vb okusanız bu da ileride size pozitif bir katkı olarak döner. 

Burada genel bir rehber sunmaya çalıştım. Özellikle mezun sayısının her geçen gün arttığı, rekabetin giderek yükseldiği günümüz ortamında üniversiteye başlarken ya da halen okurken önünüzde iki seçenek var: (1) Üniversiteye girmiş olmayı yeterli başarı görüp, okutulanları ezberleyip mezun olmaya çalışmak. Böylece günde 5 saat çalışıp 5 saat dinlenmek yerine 1 saat çalışıp 9 saat gezip tozarak yaşamın keyfini çıkarmak. (2) Yukarıda sunduğum gibi bir programla bu dört yılda günde 5 saat çalışıp, 5 saat gezip tozarak üniversiteden hakkıyla mezun olmak. İlki 4 yıl keyifli bir yaşam sunan bir seçenek. Ama devamı yok. Bu yolu seçerseniz okulu bitirdikten sonra hayal kırıklığına uğramış binlerce mezundan birisi olacaksınız demektir. 4 yıllık eğlencenin sonu ne yazık ki hüsranla bitecek. İkincisi, okul sırasında eğlenceden biraz fedakârlık edip kendinizi yaşama hazırlama seçeneği. Onun yollarını yukarıda anlatmaya çalıştım. 4 yıl biraz sıkılıp yorulsanız da mezun olduktan sonra o çabanın karşılığını almanızı ve kalan yaşamınızı daha rahat geçirmenizi sağlayabilecek bir seçenek.

Yaşam bu tür seçimlerle doludur. Bir şeyi seçerken bir başka şeyi yapmaktan vazgeçersiniz. Ekonomi biliminde buna alternatif maliyet ya da vazgeçme maliyeti diyoruz. Dört yıl gezip tozmanın alternatif maliyeti mezuniyet sonrası işsiz kalmak olabilir. Tercih kuşkusuz sizindir. 

Hangi görüşte ve inançta olursanız olun olaylara ve çözümlere mutlaka ama mutlaka tarafsız, objektif bakmayı adet edinin. Bilim bunu öğretir. Ama herkes öğrenemez. Siz bunu öğrenmeye ve uygulamaya çalışın. Benim yazdıklarım, dediklerim de dâhil her şeyi akıl ve bilim süzgecinden geçirin ve ona göre düşüncenizi biçimlendirin. Aksi takdirde toplumda her köşede sayısız örneğiyle karşılaştığımız, neden – sonuç ilişkilerini karıştıran, analiz yapamayıp ezbere kaçan, bir görüş ya da düşünceye taraf olup özgür düşünemeyen ve o nedenle olaylar karşısında yalpalayıp duran insanlar arasına karışır gidersiniz. 

Yorumlar

  1. Peki liyakat yoksa ne yapmalıyız ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olsun yine de doğruyu öğrenmiş olursunuz. Bu da büyük kazançtır. Ben hep böyle düşünerek yol aldım. Sınava değil öğrenmeye odaklandım. Ve başarıya da ulaştım.

      Sil
    2. Hocam iyi güzel diyorsunuz da sizin zamanınızda bu kadar yozlaşmışlık var mıydı? Şimdi ülkenin en büyük kurumu olan Genelkurmay'da bile liyakat yok. Şimdi torpil var, senin adamın benim adamım var. Eskiden olsa tamam kim daha çok biliyorsa o geçsin ama yok ki hocam artık kalmadı ne yazık ki.

      Sil
    3. Arkadaşa katılıyorum. Liyakat olmazsa istek, motivasyon, azim ve hatta hayaller baltalanır. İnsan yine de devam etmelidir ama bu da baltalanma gerçeğini maalesef değiştirmez.

      Sil
    4. Ama bunlar yine de hocamızın dediği gibi kendimizi geliştirmeye engel değil

      Sil
  2. Üniversite insana çok şey katar olumlu veya olumsuz birçok şey. Derslere çalışırken sadece sınav odaklı bakmayın. Sınıfı geçeyim okulu bitireyim sonra da KPSS ile iş bulurum gibi bir düşünce sizi bilimle kaynaştırmaz. Ezberciliğe götürür. Çalışın çabalayın. Anlamadığınız yerleri sormaktan geri durmayın. Hocalarınızın da eksik yönleri varsa hoş bir dille uyarın. Aranızda saygıyı koruyun ki söyledikleriniz önemsensin. Ben de 4. Sınıftayım yazdıklarım uzun tecrübeler sonucu edinilmedi. Ancak ilk 3 senedeki izlenimlerim bu yönde. Üniversiteye başlayacak olan arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum. Umarım istediklerini gerçekleştirirler.

    YanıtlaSil
  3. Türkçe ders kitapları bulabiliyoruz ama İngilizce kitapların hangisini okumamız gerektiğini bilmiyoruz.İngilizce İktisat kitapları tavsiye edebilir misiniz? Ya da onların olduğu bir site de olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman zaman blogda yazıyorum. Yakında bir liste halinde yazacağım.

      Sil
    2. Hocam o listeyi dört gözle bekliyoruz.

      Sil
  4. Öncelikle teşekkürler hocam faydalı bir paylaşım olmuş elinize sağlık...Benim bir sorum olacaktı İİBF'deki bölümler ile alakalı sorum şu hocam : İşletme,İktisat veyatta Uluslararası İlişkiler hocam sizce de bu bölümler ''GENELGEÇER'' bölümler değilmi yani Örneğin:Uluslararası İlişkilerci (küçümsemek için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın ) ÇÖPÇÜ'de olabilir DİPLOMAT'ta olabilir.Veyatta Bir İşletme okuyan İktisat okuyan VASIFSIZ ELEMANDA olabilir Fakat çok iyi pozisyonlarada gelebilir.İİBF'ye karşı malesef NEGATİF bir algı var Hocam..Aslında İŞ KİŞİNİN KENDİSİNDE Bitmiyor mu? Yani İİBF bitirip REZİL olan da var VEZİR olan da var haksız mıyım hocam bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir merak ediyorum cevaplarsanız sevinirim teşekkürler hocam saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adı üstünde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi. Yani bu fakültedeki bölümler İktisat ve İdare (Yönetim) Bilimlerinin alt dalıdır ve dünya iktisadi sistemi var olduğundan beri mevcuttur. Yüz yıllar önce yazılmış bazı iktisat metinlerinin bugün halen geçerli olup olmadığı zaman zaman tartışılmaktadır. Genelgeçer kelime anlamı olarak sözlükte toplum tarafından kabul edilen,herkesçe benimsenen olarak tanımlanmıştır. Sanırım kast ettiğiniz bu kelime ile tarif edilebilen değil, 'geçiçi' gibi birşey. Ancak geçici kelimesinide yukarıda açıkladığım sebeplerden bu bilimler için kullanmamız haksızlık olur.
      Diğer bir değindiğiniz nokta olan bu bölümlerden mezun kişilerin her türlü işi yapabiliyor olması konusuna ise zaten hocamız yazısında değinmiş. Bu bölümden mezun olunca meslek hayatına iyi bir başlangıç yapmak için üniversite eğitimi sırasında neler yapılması gerektiğini anlatmış. Ancak sizin "negatif" algı olarak nitelendirdiğiniz bu durumun en temel sebeplerinden birisi ülkemizde İktisat Fakültelerinin ve buna bağlı olarak mezun öğrenci sayısının fazla olmasıdır kanaatimce. Zira örnekse mimarlık fakülteleri bu sayıda olsaydı bu seferde mimarlık mesleği için aynı durum söz konusu olacaktı. Kanaatimce meslek seçiminde toplumun algısı yada kişisel kanaatler yerine sevilen, ilgi duyulan mesleğe yönelinmeli ve bu meslekte başarılı olmak adına eğitim sürecinde her daim hevesli, çalışma gayreti gösteren bir kişilik sergilenmeli. Seçilen meslek ne olursa olsun en iyi donanımla eğitimini tamamlamış kişinin hüsrana uğrayacağını sanmıyorum.
      Saygılarımla,

      Sil
    2. Hiç bir bölüm genel geçer değildir. Eğer siz bölümü severek ve ciddiye alarak okur, diğer bölümlerdeki dersleri de çalışıp tamamlarsanız bilginizin genel geçer değil kalıcı olduğunu göreceksiniz. Bilim merakla başlar. Merak etmiyorsanız ben bir işyerine girip kendime bir iş bulayım diyorsanız o zaman başka. O üniversite eğitimi değil meslek eğitimi olur. Üniversite insana bilim öğretmek, analiz yaptırmak için vardır.

      Sil
    3. Arkadaşın Türkçesi aldığı eğitimi de tespitlerinin mantıksızlığını da gösteriyor bence.

      Sil
    4. Adsız 10:17, sizinde Türkçeniz pek iyi gözükmüyor. İlkokulda öğretilen Virgül'ü kullanmayı öğrenememişsiniz halen.

      Sil
  5. Nasıl oluyor da devlet memuru temizlikçi özel sektörde çalışan mühendis kadar maaş alıyor ayrıca bir Orta Doğu ülkesinde darbe oldu sayın üstad. İpucu:Bu ülkenin topraklarının küçük bir bölümü Avrupa'da. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bildiğim darbe olmadı, darbe girişimi oldu ve başarısız oldu.

      Sil
  6. Iyi de sizin bu dediklerinizi yapanlar da issiz. Hatta daha da ileri giderek bolumuyle karsiliksiz ask sendromunda olup okudugu alan disinda baska bir yonelime yoneliyorlar Ornegin tasrada kimya bolumunu bitirmis bir arkadasim IK uzmani oldu. Bir baska baskentte kimya muh. bolumunu bitirmis arkadasim 2007den beri bir magzada kasiyer. Endustri muh bitirmis bir arkadasim issiz kaldi farkli bir alanda master yapti o alan uzerine calisiyor. Bir arkadasim bir bolumde turkiyenin en iyi egitimini veren okiulda okudu. Hatta inanmayacaksiniz Ayni bolumu tekrar o egitimin en iyi verildigi bir ulkede okudu. Simdi ne yapiyor dersiniz o ulkede kalmak icin caba harciyor sezonluk bahcivanlik yapiyor bazen insaatlarda calisiyor yas 39! yine baska bir arkadasim baskentee ast uzay bolumunu bitirdi iki fizik masteri yapti yutrdisinda biri de saglik kanser fizigi uzerine sonra insaat muhendisligi okuyor b ir yandan da pedagoji dersleri aliyor belki bir ortaokulda ogrtemen oluruz diye ayni kisi su anda yas 42 su an yasadigi ulkede yasli bakicisi! ne evlenebildi ne kendi isini yapabildi.borc harc yasiyor.

    Bu dedikleriniz suna benziyor sen sev cicek ver et eyle mucadele et yan yakil kompliman et zaten yakisiklisinda zekisinde birbirnize de yakisiyorsunuz da sen yap yapacagini yeter! o kesin senin! Iyi de MaHfi bey Karsiliksiz ask diye bir sey var hayatta! Bolumler de karsiliksiz ask yasatabilir insana. Hatta dersler bile tek basina bunu saglayabilir.
    Tabii sizin gibi insanlar hayatta hic hayal krikligina ugramadigi icin boyle seyler yazmasi normal sizin gibi insanlarin populasyonu turkiyede az akademide ve avrupada 1945-1965 yas grubunda fazla. kim sizin gibi insanlardan bahsettigim sevdigi isi yapan sevdigi alanda okuyan egitim alan arastirma yapan sevdigi insanla evlenen kisiler. sizler anlayamazsiniz sizin gibi insalaara hayat guzellik vermis herkes sizin gibi degil bunu bilmelisiniz!
    Yani A bolumune girip full time A bolumu ile ilgili dersler stajlar okumalar atolyeler yapmak katilmak 4 yilin sonun A uzmani olma garantisi vermiyor.A bolumunde ve yan dallarinda calisma garantisi hic vemiyor. Issiz kalma hala var farkli bir dala tutunma hala var. Benim dediklerinize elestirim bu yonde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son derecede yanlış bir saptama. Benim hayal kırıklıklarımı sıralasam sayfa yetmez. Hayat bana hiç de güzellikler vermedi. Ben sadece çalıştım. Hala çalışıyorum. Yoksa burada size yanıt vermekle ne diye uğraşayım ki. Bana sevgiyi anlatmayın. Sevgi işte benim burada hiç bir karşılığı olmadan yaptığım şeydir.
      Adı ve önemi ne olursa olsun bir bölümü bitirmek hiç bir anlam ifade etmiyor. Ben de size firmaların ya da bölümlerin başında olan kimya mühendisleri örnekleri verebilirim. Esasen yazımın konusu da buydu. Asıl olan okulu bitirmek ya da bölüm birincisi olmak değil. Olayı anlamak, analiz yapabilmek.
      Bence yazıyı bir kez daha okursanız siz de yanlış çıkarımlar yaptığınızı anlayacaksınız.

      Sil
    2. Bizde sizi seviyoruz hocam, kitaplarınızı alıyoruz elimizden geldiğince. Bizim sevgimizi de yok saymayın :/

      Sil
    3. yanitinizdan elestiriye tahammul seviyenizi belli ediyor.

      Yukaridaki orneklerdeki kisilerin de analiz yetenegi yok!

      Benim yazdıklarım, dediklerim de dâhil her şeyi akıl ve bilim süzgecinden geçirin ve ona göre düşüncenizi biçimlendirin. en azindan bu ifadenize bagli kalayadiniz.

      Bir taneside margarin kapindan cikmis gibi hemen yapismis

      Sil
    4. Sizin yaptığınız eleştiri değil ki. Saygısızlık. Sadece bana değil yorum yazan insanlara da saygısızlık yapıp margarin kabı diyorsunuz.
      Benimle ilgili bugünkü durumuma bakıp geçmişime ilişkin kişisel tahminlerinizi sanki gerçekmiş gibi yazıveriyorsunuz.
      Benim tahammülsüzlüğümüz eleştiriye değil. Eleştiri benim için kutsaldır. Benim tahammülsüzlüğüm saygısızlığa.

      Sil
    5. Hocaya tahminleriyle ilgili belkide bu sitede en ağır eleştirileri ben getirdim. Bir insanı sevmek ile margarin yağı oluyorsak varsın olalım, yeter ki sizin gibi terbiyesiz ve cahil kalmayalım.

      Sil
    6. Hocam bazen sırf nasıl bilimsel ve objektif yorum yapılamaz onu görmek ve sıkışıp kalabileceğim yanlış düşünce kalıplarını belirlemek için makalelerinize yapılan yorumları okuyorum gerçekten bazı yorumlar tam aradığım gibi,bu arada bazı yorumları okuyunca bir gülümseme geliyor daha sonra sizin tenezzül edip uğraşıp cevap yazdığınızı görünce üzülüyorum,saygı ve sevgilerimi sunarım iyi günler.

      Sil
    7. Teşekkür ederim ama üzülmeyin. Ben, bu arkadaşların dünyaya ve olaylara bakarken başkalarının empoze ettikleriyle değil de kendi gözleriyle bakabilmelerini sağlamak için bir şeyler yazıp duruyorum. Çok zor olduğunu biliyorum ama aklıma hep göle maya çalmaya çabalayan Nasreddin hoca geliyor. Ya tutarsa!

      Sil
  7. Imam hatip bitir ilahiyat oku garanti hayatin en kotu ihtimal tasrada bir camiye atanirsin.
    Fen lisesi bitir fizik muh. oku uzerine yapabiliyorsan master yap. hayatin sakat en iyi ihtimal insaatta calisirsin.Kaynakci olabiliyorsan isin kebab!

    YanıtlaSil
  8. Hocam Milliyet gazetesinde "Yerlilerin döviz satıp tl alması doları 3.09'dan 3.05'e çekti" diye bir haber gördüm. Bh haber yanlış değil mi?
    Yerliler döviz satıp tl alırsa piyasada döviz kıtlaşır tl bollaşır, tl dolara karşı değer kaybeder böylece. Yanlış mı yazdıklarım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yerliler Dolar satıp TL alırsa piyasada dolar bollaşacağı TL kıtlaşacağı için doların TL ye karşı değeri düşer.

      Sil
    2. Hocam tam anlayamadım biraz daha açıklayıcı anlatırmısınız rica etsem. Yerliler ellerindeki dövizi döviz bürosuna verip tl alsa insanların elinde daha fazla tl bulunur daha az dolar olur böylece lira değer kaybetmez mi?

      Sil
    3. Elma ve armutun değiş tokuşa tabi olduğunu düşünelim. Sizin ve 10 kişinin elinizde elma var. Elmaları verip armut almak istiyorsunuz. Bu durumda ne olur? Elmadan kaçış armuta dönüş olur. Elma fiyatı düşer armut fiyatı artar.
      Şimdi elmanın yerine doları, armutun yerine TL'yi koyun.

      Sil
    4. Hocam teşekkürler cevabınız için ama bir kısmı hala anlamadım. Arz ve talep açısından durumu anladım. İnsanlar tl talep ediyo tl fiyatı artıyor. Ama insanlar tl talep edip aldığında piyasada tl bollaşmıyor mu. Tl piyasaya çıkıyor dolar döviz burosuna gidiyor.

      Sil
    5. Dolar satmak isteyenler çoksa dolar almak isteyenler giderek daha düşük fiyat teklif eder. En basit anlatımla pazarda bir maldan bolca satılıyorsa fiyatı düşer gibi düşünün.

      Sil
    6. İnsanlarin degil piyasadaki para miktari insanlar tl talep ediyor doviz satinca ne oluyor piyasadaki doviz artiyor kisi olarak dusunme piyasa acisindan dusun piyasadaki dolar miktari artarsa dolar deger kaybeder

      Sil
  9. Yanlış. Dolar satıyorlar, iç piyasaya dolar veriyorlar. Dolar nasıl kıtlaşsın? Dolayısıyla doların değeri düşüyor. Tabii haber doğruysa.

    YanıtlaSil
  10. Gençlere tavsiyem, eğer çaba göstermeyeceklerse, üniversite hayatlarını çalışarak geçirmeyeceklerse, İİBF okumasınlar büyük hüsran yaşarlar. Şahsi kanaatim AÖF başta olmak üzere ülkedeki üniversitelerin bir çoğunda ki iibf bölümleri kapatılmalıdır. Çarpım tablosunu ezbere bilmeyen insanlar açıköğretim sayesinde işletme ve iktisat mezunu oluyorlar. Bu da bu bölümlerin değerini azaltan en büyük etken.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahaha

      gusel tespit!

      Sil
    2. Maalesef dedikleriniz doğru. Her yerde İİBF açıla açıla kalite inanılmaz düştü. Onun için öğrenciye çok fazla iş düşüyor.

      Sil
  11. Karl Marx'ın şu sözlerine katılır mısınız?

    "Religion is the sigh of the oppressed creature, the heart of a heartless world, and the soul of soulless conditions. It is the opium of the people"

    A Contribution to the Critique of Hegel's Philosophy of Right as published in Paris on the 7 & 10 February 1844.

    YanıtlaSil
  12. Hocam Abd ve Ab gibi ülkelerde kriz olmasa faizlerin düşük olması vatandaş için büyük bir avantaj değil mi? Çok rahat bir şekilde ev, araba sahibi olabilirsin.

    YanıtlaSil
  13. Dershaneye gitmelimiyiz sınavlara hazırlanmak için mahfi hocam ? (disiplin sahibi olmak açısından yararlı olduğunu düşünerek soruyorum )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben üniversite öğrencisinin dershaneye ihtiyacı olmadığını, kendi kendine sorununu çözebileeceğini düşünüyorum.

      Sil
  14. Hocam merhaba. Ben alternatif seçenekler arasından bana makul gelen bölüm olduğu için marmara üniv. iktisat bölümünü seçtim ve özellikle ilk senemi tamamlamış olmama rağmen önyargılarımın çoğu yıkıldı. aldığım derslerden bir değerlendirme yaptığımda ise iktisat ile en çok sosyoloji sentezi bana keyif verdi. yüksek lisans için sosyoloji doğru bir tercih midir? ya da, iktisat mezunu olan biri için avantajlı yüksek lisans alanları nelerdir? ve okulum hakkında ne düşünmektesiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisat ile sosyoloji aslında birbiriyle çoğu kez birlikte bilimler. Sonuç olarak ikisi de insan toplumunun davranışlarıyla ilgililer. Bence iktisat okuduktan sonra sosyoloji yüksek lisansı çok mantıklı görünüyor.
      Öncelikle ileride ne yapacağınıza karar vermelisiniz. Sosyoloji ve iktisat yüksek lisansı daha çok akademisyen olmayı hedefleyen birinin yönelmesi gereken dallar. Eğer bunun dışında işlere yönelecekseniz o zaman finans veya işletme alanlarında yüksek lisansı tercih edin derim.

      Sil
  15. size danışmak için mail atabilir miyiz hocam

    YanıtlaSil
  16. Hocam bir malın fiyat esnekliği sürekli bire eşit olsa toplam hasılat ddğişmez dimi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir malın talep fiyat esnekliği sürekli 1'e eşitse fiyat değişmeleri halinde toplam gelir değişmez.

      Sil
  17. Merhaba Mahfi Bey,

    S&P 'nin not indirimi ve CDS primleri konusunda dikkatimi çeken bir hususu size sormak istiyorum. Özel bankalarımızdan birinin genel müdürünün önceki gün bu konuda bazı yorumları oldu. Öncelikle S&P'nin not indirimine ilişkin açıklamasında yer alan ve diğer ekonomistler tarafından da dillendirilen Türkiye'nin bu yıl çevirmek durumunda olduğu yükümlülüklerine ilişkin aşağıdaki bilgi paylaşımında bulundu.

    2016/Temmuz itibariyle 1 Yıl vade ve altındaki yükümlülüklerin 168 milyar dolar seviyesinde olduğu, bunun 100 milyar dolarının Bankaların, 63 milyar dolarının reel sektör üzerinde olduğu, Bankalar yükümlülüklerinin de 50 milyar dolarının krediler, 50 milyar dolarının yurt dışı kaynaklı mevduatlardan oluştuğu, buna karşılık bankaların TCMB nezdinde zorunlu karşılıklar kapsamında tutulan 40 milyar dolar seviyesinde rezervin bulunduğu, Reel sektör yükümlülüklerinin ise 29 milyar dolarının Kredi, 33 milyar dolarının da Ticari borç (mal alımı vb ithalat) kapsamında olduğu belirtildi.

    S&P’nin not indirimindeki teknik dayanağın, tüm yükümlülüklerin sadece 30-40 milyar dolar seviyesindeki rezerv ile kıyaslandığı ve ülkenin mevcut durumu nedeniyle bu yükümlülüklerin çevrilemeyeceği kanaatine dayandığı belirtildi.

    Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    Diğer taraftan CDS primleri %24 arttı dediniz ancak mevcut durumda CDS primleri 275-285 civarında seyrediyor, geçtiğimiz hafta en yüksek 300 seviyelerine çıktı diye görüyorum. Ancak 2016 başından Şubat ayı sonuna kadar 315 seviyelerini gördüğümüz dönemler oldu. Demek istediğim mevcut durumda evet CDS primleri yükseldi ama 6 ay kadar öncesine kadar hala en kötüsünü görmedik diye düşünüyorum. Ani %24’lük artış mı sorun yaratan asıl neden?

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu mesele darbe girişiminin atlatılmasının yarattığı duygusal yaklaşımlar arasında kayboldu ve gerçeği konuşamadık. Türkiye'nin 1 yıl içinde ödemesi ve yenilemesi gereken dış yükümlülük tutarı kabaca 170 milyar dolar. Buna, bu bir yıl içinde cari açığımızı karşılamak için bulmamız gereken en az 30 - 35 milyar dolar dış finansmanı da eklersek bir yıl içinde karşı karşıya kalacağımız yükümlülüğümüzün 200 milyar dolar dolayında olduğunu görürüz. Zaten kırılgan beşli arasında yer verilen bir ülke konumundayız. Bu darbe meselesi bu kırılganlığı daha da artırdı.
      CDS primi günlük, anlık tepkilere göre artan taleple belirleniyor. Yani darbe sonrası birden elinde Türk tahvili olanlar CDS işlemi yapanların kapısına yığılınca primler arttı. Şubat ayında daha yüksek olmasının nedeni Fed'in bu yıl 3 - 4 kez faiz artıracağı beklentisiydi. O beklenti kaybolunca CDS primi de düşmeye başlamıştı.
      Darbe girişimini,n hemen ardından ortaya çıkan asıl endişe Moody's ve Fitch'ten birisinin not indirimi. Eğer o gerçekleşirse çok daha hızlı bir CDS artışı görebiliriz. Çünki 1 yıl içinde bize gereken dış finansman gereksinimi 200 milyar dolar dolayında. Ve büyük fonlardan çoğu BBB nin altında nota sahip tahvillere yatırım yapamıyor. Bizim tahvillerin 8,2 milyar dolarının bu tür kurumlarda olduğunu biliniyor. Dolayısıyla Moody's veya Fitch'ten muhtemel bir not düşüşü sıkıntı getirecek. CDS priminin yükselmesinde S&P kararı sonrasında ortaya çıkan bu olumsuz beklentinin de etkili olduğunu düşünüyorum.

      Sil
  18. - Hocam sizde taksimdeki demokrasi buluşmasına katıldınız mı?
    - Katılmadıysanız sayın Kılıçdaroğlu'nun taksim manifestosu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    - Sizce böylesi güzel bir dayanışma (parti-takım-meshep-fikir vs ayrımı olmadan) omuz omuza kol kola demokrasi sahiplenmesi böyle ayrışma olmadan devam eder mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Taksimde açıklanan manifesto, demokratik bir toplumda olması gerekenlerin açıklanmasıydı. Olumlu buluyorum.
      Umarım devam eder. Buna ihtiyacımız olduğu kesin.

      Sil
  19. Ülkemizin en büyük problemi üniversiteler değil.

    Maneviyat problemi en büyük olan. Eğer nesillerimizi dini bütün, maneviyatı kuvvetli yetiştirseydik, darbe girişimi olmazdı.

    Bilim tek başına yetmiyor Mahfi bey.

    O uçakları, o helikopterleri yapan mühendislerin, kullanan pilotların maneviyatı zayıfsa, bilimi at çöpe gitsin.

    Din ile bilim, et tırnak gibidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Darbe girişimini yapanlar maneviyata yönelik faaliyetleriyle tanınan bir kişiye bağlı olan, onun yetiştirdiği insanlardı, bilim adamları değil.

      Sil
  20. Hocam Sayıştay sınavının kompozisyon kısmı için hangi kitapları okumamizi önerirsiniz

    YanıtlaSil
  21. 'Light günlük kitabınızı' okumuştum.güzel anılarınızı paylaşmıştınız o kitapta.arkadaşlara okumalarını tavsiye derim.özellikle üniversite öğrencilerinin.burda harcadığınız zaman kesinlikle sevgiyi paylaşmak adına yapılmış güzel bir örnek.bana göre maneviyat sadece soyut değil somut şekilde kelime ve sayılardaki gizemi bizlere anlatma çabasında olan siz gibi değerli insanların yaptıığı faaliyettir.

    YanıtlaSil
  22. üniversiteye ilk girdiğimde, yerlerde "sen kimsin?" "burda ne işin var?" yazılarını görmüştü sanırı öğrenci grupları yapıştırmıştı. Gerçekten önemli sorular. Çünkü üniversiteye ilk adım atan birey bir kimlik oluşturma aşamasının en kritik döneminde oluyor. Öyleki bu darbe girişimi de gösteriyorki bu öğrencilerin ihtiyaçlarını iyi analiz edip: yurt, iş ihtiyaçları, belki biraz daha maniviyat unsurlarını kullanarak yanlarına çekiyor.

    Evet üniversiteye girdiğiniz gibi çıkmayın ama bu konuda da yan yollara sapmayın. Hocam alan bilgisi açısından söylemiş ama bu konuda önemli !

    Aslında öğrencilere bu yönde tavsiye ve yol göstermek lazım belki bir iki başucu başvuru kitabı önerisi iyi olmaz mı hocam? "Burada (üniversitede) ne işin var?" sorusunu sürekli hatırlatıp ona cevap verebilecek.

    Analiz kitabınızdan sonra böyle boşlukları dolduracak rehber kitaplar sizden bekleriyoruz hocam. Bilgi ve kültür seviyeniz tevazu götürmez, açık takdire şayan seviyede. Bu istek aslında üzerinize düşen defacto bir borç.

    Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paylaşım için çok teşekkürler. Aslında bu tür başvuru kitapları lazım gerçekten de.

      Sil
  23. Valla hocam çok güzel bir yazı, umarım yazılarınızı okuyan üniversiteli, liseli arkadaşlar vardır da, kulaklarına küpe olur.

    Bana (belkide benim gibi bir çoğuna) her zaman "kazan, hayatın kurtulacak." dediler, yanlış yönlendirdiler.

    "Anadolu Lisesini kazan, hayatın kurtulacak." dediler, kazandım, madem hayatım kurtuldu dedim çalışmayı bıraktım, ilk sene bocaladım sonra yine çalışmak zorunda kaldım. Bu sefer "Fen Lisesini kazan, hayatın kurtulacak" dediler, aynı döngü oldu, kazandım, madem hayatım kurtulmuştu, çalışmayı bıraktım, yine olmadı :) Bu sefer üniversite için aynı laf "kazan, hayatın kurtulacak..." bu sefer de Boğaziçi Üni.'yi yine kazandım, bu sefer artık devamında sınav olmadığı için sadece ilk sene değil 4 yıl boyunca çalışmayı bıraktım ve üniversitede sosyal hayat dışında teknik bilgi olarak kendime hiçbir şey katmadan mezun oldum :)

    Ne yazık ki, klasik tabir "yarış atı" gibi yetiştirildim, hep yanlış yönlendirildim. Hiçbir zaman "kendini geliştirmek için, bir şeyler öğrenmek için, daha iyi bir insan olmak için ÇALIŞ." denmedi, ilk okuldan itibaren bilinç altıma hep bir "çalış,,, hayatını kurtar, köşeyi dön, para kazan" yerleştirildi... Bundan dolayı da eğitimin, bilginin önemini ancak 30 yaşımda anlayabildim :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki sistem bu yöne itiyor insanları. Çok doğru.

      Sil
  24. Hocam sadi uzunoğlunun Bankacılığa giriş kitabını önermissiniz o kitap bize ne katabilir yani bankacılıgın işleyişi hakkında bilgi sahibi olabilir miyiz bide bireysel finans kitabı nasıldır ? (Bu arada sizin her kitabınızı okudum Eylülde'ki kitap için can atıyorum iyi çalışmalar )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kitap bankacılığa giriş düzeyinde bilgi veriyor. Bireysel finans kitabı da iyi.

      Sil
  25. Merhaba hocam.

    Şu yazınızı bir de üniversite hocaları için yazar mısınız?

    Çünkü;

    1. Sınıftaki öğrenci ilk defa ekonomi eğitimi aldığı için çok soru sorar. Saçma da olsa sorar. Buna katlanamayanlar var.

    Slayttan ders anlatanlar var. Bunun hiç bir katkısı yok. Eline tebeşir almayan hocanın hiç bir katkısı yok.

    Araştırmaları yanda makaleleriyle değil notvermezlikleriyle efsane olmaya çalışan, kürsüye nobel ödüllerini dizmiş gibi konuşarak kibirlenenler onlar.

    İnsan okulda gördüklerini günlük hayatta, tv'de, gazetede görünce seviniyor. Hocalarımızın da günlük ekonomik haberlerden bahsetmesi kötü mü olurdu. İnanın çok az. Ya hükümeti savunuyorlar ya da hükümeti yeriyorlar ilerisi yok.

    İngilizce bilmiyorlar. Bilgisayar bilmiyorlar. Ders anlatacak kadar kendini geliştirememiş olanlar var.

    Okullardan bahsedersek, staj zaten zorunlu değil. E bulduğumuz zaman da sigortamızı karşılamıyorlar. Sebebi okul dönemine denk gelmeyecekmiş.

    Öğrenci kulüpleri deseniz. Vine fenomenleri, yaz dizisi oyuncuları biz kariyer hedefi başlığında seminer veriyor.

    Üniversite tercihi yapacak arkadaşlara tavsiyem, istanbul'da okuyun! Anadolu şehirlerinde(büyükşehir olanlar dahi) hiç bir şey yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üniversiteler ve hocalar için de yazacağım.
      Paylaşımınız için teşekkür ederim.

      Sil
  26. Merhaba Mahfi Bey,

    Merkez Bankası, reeskont kredisi limitini 17 milyar ABD Doları'ndan 20 milyar ABD dolarına yükseltti. Sizce bu doları ne kadar gevşetir.

    YanıtlaSil
  27. Mahfi hocam bahsettiğiniz çalışmayı 31 yaşında biri olarak yapabilir miyim? günlük 11 saat özel sektörde çalışıyorum. Sabah saat 09:00 da işe başlıyorum 20:00 de işten çıkıyorum. 6 saat uyuyorum sabah 05:30 ta kalkıyorum. 9'a kadar 2 saat çalışabiliyorum. İş çıkışı da 2 saat çalışıyorum günlük 4 saat ile biz de kendimizi ingilizce, bilgisayar vb alanlarda geliştirip uzman olabilir miyiz? teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gününüz bir öğrenciye göre çok yoğun ve yorucu görünüyor. İngilizceye ağırlık verirseniz daha iyi sonuç alabilirsiniz diye düşünüyorum.

      Sil
  28. Hocam İyi ki varsınız bizlere ışık olduğunuz için, güzel yazılarınızla her anlamda ümit verdiğiniz için, bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler. Sizi çok seviyorum umarım ben de sizin gibi hedeflediğim yerlerde çalışabilirim kendime sizi örnek alıyorum, ümitsizlik yok hiç bir zaman, inanıyorum ki emek her şeyi yener !!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Evet umut her zaman var. Ve peşine düşmek gerekiyor.

      Sil
  29. Hocam merhaba konumuz ile alakasız ama pazarlama ve satış ile ilgili önerebileceginiz kitap,makale veya dergi var mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim ilgi alanımın dışındaki konular olduğu için ne yazık ki size bu konularda kaynak öneremiyorum.

      Sil
  30. Konu öğrenime gelmişken, hayattan öğrendiğiniz en önemli ders nedir hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimsenin peşine takılmamak, kimsenin adamı olmamak ve sadece kendi düşüncelerinin adamı olmak.

      Sil
  31. Hocam öncelikle iyi günler ben dokuz eylül üniversitesinde iktisat okuyorum. Muhasebeyi seviyorum ve kolayca geçiyorum derslerinden. Bu sene 2.sınıfa geçeceğim smmm'lik düşünmeye başladım şimdiden severek yapacağıma inanıyorum. Bana önerebileceğiniz birşeyler var mı? Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka hukuk ile tamamla bilgilerini. Vergi hukuku, ticaret hukuku gibi alanlara ağırlık ver.

      Sil
  32. Merhaba Mahfi hocam.Öncelikle bizi bilgilerinizle aydınlattiginiz için teşekkür ediyorum.Yazılarını merakla takip ediyorum ve yönlendirmenize güvenerek size aklımdaki bazı soruları sormak istiyorum musadenizle.Ben Çukurova üniversitesi İktisat öğrencisiyim. Bu yıl üçüncü sınıfa geçeceğim ve kendimde ilerleme kaydetmek istiyorum inşallah.Size asıl sormak istediğim hocam,bu yazı nasıl değerlendirmeliyim.Kpss A grubunu düşünen birisi olarak son sinifta çalışmalarimin hepsini bitirerek sınava hazır hale gelmek istiyorum.Sizce bu yaz makro ve mikro derslerini hemen bitirmelimiyim yoksa bilgilerimi sınava kadar unuturmuyum.Son olarakda bu dersleri ve diger A grubu derslerini hangi kitaplardan çalışmam daha faydalı olur? Bu konuda yardımci olmanizi rica ediyorum.Şimdiden teşekkür ediyorum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makro ve mikro çalışmakta yarar var. Sınavdan önce bir kez daha okursunuz. Böylece bilginiz pekişir. Bence size derslerde okutulan kitapları sonra okuyun. Bu yaz mesela Erdal Ünsal'ın makroekonomisini ve benim makroekonomi kitaplarını okuyun. Kamu maliyesi kitabı okuyun.

      Sil
  33. Hocam

    BREXIT referandumunda, gece uyumadan önce kontrol ettiğimizde kalıyorlardı, sabah baktık çıkmışlar.

    8/9 Kasım'da, Trump hepimizi şaşırtarak başkan olur mu? Ceteris paribus nerede hocam nerede?

    Son olarak, mutatis mutandis, serbest piyasaya müdahale anlamına gelmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşam, ceteris paribus ve mutatis mutandisin dışında kalanlardır.

      Sil
    2. Güzel söz, kimin sözü bu?

      Sil
    3. Benim yazdığım sözü soruyorsanız benim burada uydurduğum bir söz. Ama yazdıktan sonra ben de beğendim.

      Sil
    4. Çok beğendim bence çok felsefik bir söz olmuş.

      Sil
  34. Hocam 20. Yuzyılın başında Abd'nin Ingiltereyi geçmesinin en büyük nedeni ne sizce? 1. D. Savası olabilir mi?
    Bu savaş olmasaydı da geçermiydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçerdi çünkü İngiltere ekonomik olarak hatalar yapmaya başlamıştı.

      Sil
  35. Sayın Eğilmez, şu kitabı sizlere tavsiye etmiştim.

    Her ne kadar Türkiye'de akademinin durumu konusunda tecrübeli biri olsanız da, bu kitap, istatistiki veriler de dahil olmak üzere sorunların ne olduğu üzerine bilgileri derli-toplu duyuruyor. Kendi çapında çözüm önerileri de sunuyor.

    "Ne Ders Olsa Veririz"
    Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü

    Yazanlar: Aslı Vatansever, Merâl Yalçın

    İletişim Yayınları
    http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/ne%20ders%20olsa.pdf

    Okudunuz mu?

    YanıtlaSil
  36. hocam Merhaba ingilizce işletmeyi tercih ettiğimde mezun olunca devlete girecek olsam çok mu zorlanırım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Ama bir yandan aynı derslerin Türkçe kitaplarını da bulup okumanızı öneririm.

      Sil
  37. Öğrenci bir bölümü sevip sevmediğini , bu bölümlere girdikten sonra anlıyor ve bir çok başka alanlarda başarılı olabilecek potansiyel yetenek "artık geri dönüş zor" diyerek , sevmediğini anladığı bölümlerde okumaya devam ederek bilinmeyene doru adım atıyor.Demem o ki ülkemizde üniversitenin bilim amaçlı kullanımı yerine hangi bölümü hangi üniversitede okursak daha çok kazanırız anlayışı mevcut , bu da "arış atı" tabirinin çıkış noktasını oluşturmakta.

    Bunlar dışında kalarak; istinai durumlarda olup bilinçli tercih yapıp iş yaşamlarını istedikleri yönde ilerletenlere saygılarımı sunarım...bu adamları bulun ve onları dinleyin.

    YanıtlaSil
  38. Hocam, Milletlerin Zenginliği kitabını okurken aklıma bir soru takıldı. Kitapta 'malın gerçek fiyatı olarak emek ve nominal fiyatı olarak para' gösterilmiş. Ancak bir bölüm sonra malın fiyatının 'ücret,rant ve kâr'ın birleşiminden oluştuğu söylenmiş. Bu iki tespit arasında bir çelişki yok mudur ? Yoksa ücret,rant ve kâr emeğin birleşimi olarak mı görülmüş ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Smith'de ve sonraki iktisatçılarda Marx'a kadar (Quesnay hariç) emek bütün üretim unsurlarının temelini oluşturan unsur olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bir çelişki yok.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam. Quesnay üretim unsurlarının temelini oluşturan unsur olarak neyi kabul etmiştir ? Birde rant ile emeği nasıl ilişkilendirebiliriz ? Rant daha çok kıtlıkla alakalı bir durum değil midir ?

      Sil
    3. Quesnay ve Fizyokratlar üretimin temeli olarak toprağı (tabiatı) görmüşlerdir.
      Ekonomide rant toprağın karşılığıdır (kira.) Dolayısıyla toprağın işe yarar hale getirilmesi için de emek gereklidir (klasik ekonomi görüşünde.)

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  39. Hocam peki mikro icin hangi kaynağı önerirsiniz?

    YanıtlaSil
  40. Hocam Merhaba bende Yüksek Lisans yapıp alan bilgimi artırmak istiyorum.İşletme ve maliye arasında kaldım.Sizce hangisini seçmeliyim?Bu arada bu bölümler tezsiz hocam

    YanıtlaSil
  41. Iyi günler hocam, iktisat alanında lisansüstü eğitim almak istiyorum. İktisatin dalları içinde seçimlerimizi neye göre belirlemeliyiz? Iktisat dallari (teorisi, politikası, tarihi gibi) için neler soyleyebilirsiniz? Bu alanlar birbirinden çok farklı mıdır? Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
  42. En başta soru soran ve sonrasınde yorum yapan gençlerimize hitabendir.
    Bugünün sorunlarının yarın devam edeceğinden nasıl da emin olabiliyorsunuz? Ne iş yaparsınız yapınız en iyisini yapınız.

    YanıtlaSil
  43. Hocam tavsiyelerinize uydum ve güzel puanlar aldım ve en dopru tercihi yap ak istiyorum.kişiye göre elbetteki değişir ama sizin görüşlerinize önem veriyorum .hocam vergi müfettişliği ve sayıştay denetçiliğini artı ve eksileriyle mukayese edebilirmisin.ayrıca a grubu meslekler artıları eksileri ve geleceği ile ilğili yazı yazmayı düşünüyormusunuz.buna hemen herkesin ihtiyacı var hocam.saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaç puan aldınız ve nasıl çalıştınız ? Yanıtlarsanız çok sevinirim .

      Sil
  44. Hocam 2. Sınıf iktisat öğrencisiyim gelcekte akademik çalışmak istiyorum ve bu yönde gayret gösteriyorum bana yardımcı olacak kitaplar önerir misiniz?

    YanıtlaSil
  45. Hoca merhaba , 4. Sınıf maliye öğrencisiyim ve kpss a ' dan tercih yapmak istiyorum. Hedefim sayıştay denetçiliği ve bu yaz iktisat çalışmaya başladım. Hedefim yazın iktisatı bitirmek. Sizce bu mümkün mü ? İktisata nasıl verimli çalışabilirim? Başka bir sorum ise sayıştay denetçiliğini kazanmak için nasıl çalışmalıyım, hangi derslere ağırlık vermeliyim ?

    YanıtlaSil
  46. Hocam 4.sınıf iibf öğrencisi için tavsiyeleriniz nelerdir?Her şey için çok mu geç?Bir yandan kitap okumak,araştırma yapmak istiyorum;fakat önümde yds gibi ağır bir sınav var,sadece ona vakit ayırmak zorunda hissediyorum.Hemen peşinde kpss,kurum sınavları vs.Fikrinizi öğrenmek istiyorum.Şimdiden teşekkürler,saygılar.

    YanıtlaSil
  47. Merhaba Mahfi Bey, bu yorumu arkadaşım ve kendi duygularımı dile getirmek için yazıyorum. Sizi okurken gerçekten takdir ettik ve yorumunu beyan eden onca insana cevap vermiş olmanızı da. Biz Adnan Menderes Üniversitesi Ekonomi Finans bölümünde okuyan iki kız arkadaşız. Durumumuz birbirimizden farklı değil. 4. Sınıfa geçtik ve toplam alttan 24 dersimiz var. Şuan yaz okulundayız ve 6 ders alabildik sadece. Kendimize göre plan program yaptık elbet umutluyuz ama bu moralimizin bozulmasına engel olmuyor. Kime sorsak okulu uzatmadan bitiriyor. Biz kıl payı geçmek yerine anlayarak geçelim diye diye bu kadar dersi bıraktık.Farklı hayallerimde vardı sanatla iç içe olmak istiyordum. Babam önce altın bileziğin olsun dedi diye geldim. Seviyorum bölümü aslında ama iş aşamasında seviyorum. Dersleri ağır geliyor.Mantığını anlamayınca da bırakıyorum. Yorum yaptığınızı görünce bizim için ne önerebilirsiniz diyerekten umutla yazıyoruz.

    YanıtlaSil
  48. Hocam çok güzel yazmışsınız.Meslek lisesi çıkışlıyım iki yıllık elektrik üretim,iletim ve dağıtım çıktı, lisedeki bolumumle alakalı ama sevmek,ezber değilde çalışmak yeterli değil.iki yilliktan birşey olmaz galiba 4 yil lisans mezunu bile zor is buluyorken.Daha sağlam çalışıp Bir sene heba etmeye değer mi acaba..

    YanıtlaSil
  49. Herkesin bildiği ama bir çoğumuzun uygulayamadığı bilgileri çok güzel bir şekilde kaleme almışsınız, kendi adıma teşekkür ederim. Üniversite yılları geride kalmış olsa da oldukça dikkatli bir şekilde okudum, en azından iş hayatında daha sağlıklı yol almamı sağlayacağından eminim.

    YanıtlaSil
  50. Hocam merhaba ben hukuk fakültesinde 1. Sınıfı bitirdim ancak bölümümü sevemiyorım ben ileride özel sektörde finans departmanında çalişmak istiyorum
    Bu yüzden işletme eğitimi almak istiyorum bunun için Boğaziçi işletmeyi düşünüyorum ancak çevremdeki herkes hukuk bölümümnün daha iyi bir kariyer sağlıyacağını İBF bölümünün garantisi olmadığını söylüyor siz bu konuda ne önerirsiniz

    YanıtlaSil
  51. Hocam Merhaba, Ben, anadolu üniversitesi ingilizce işletme bölümünü bitirdim ve sonrasında yüksek lisansımı ingiltere de yaptım. Yaşım 28 ve bir ticari özel bankanın müfettiş yardımcılığı sınavına girmeyi planlıyorum. Önümde 45 gün var ve açıkcası internette hiç bir bilgi, bu sınava nasıl çalışmam gerektiği ile ilgili bir bilgi yok. Bu konu ile ilgili öneriniz var mı acaba ?

    YanıtlaSil
  52. Merhaba hocam
    Acıktan bir bolum daha okumayi dusunuyorum. Ama auzef mi yoksa aof mu okusam karar veremedim. Iktisat okuyorum ve sivil havacilik ulastirma ve isletme yonetimi sizce faydali olur mu

    YanıtlaSil
  53. Ben de 18 yaşındayım. Bu sene yeni mezun oldum. Hukuk Fakültesi kazandım ama istediğim yer olmadı. Daha iyi sıralama yapamadığım için her şey berbat olacakmış gibi hissediyorum. Zaten geleceğe dair bir umut istesem de besleyemiyorum. Kendimi artık sadece 'çaresiz' kelimesiyle betimliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendiniz 18 yaşında çaresiz diye niteleyip kenara çekilirseniz hiçbir konuda başarılı olamazsınız. Sağlıklı ve uzun bir yaşamınız olursa önünüzde daha 60 - 70 yılınız var demektir. 18'de pes ederseniz kalan 50 - 55 yılınız boşa yaşanacak demektir. Çare üretin. Yeniden çalışın yeniden sınava girin ta ki istediğiniz yeri kazanana kadar. Olmuyorsa bulunduğunuz yerde ileri gitmek için elinizden gelen her şeyi yapın. Teslim olmak yok. Umut her zaman vardır.

      Sil
  54. arkadaşlar çok büyük bir kısmınız liyakat sorununa odaklanmış ama bu yeni bir şey değil ki.. ben fetö dönemini hatırlıyorum fetöcü olmayana yağmurlu havada su vermiyorlardı.. öncesinde hakeza yine öyle. bu adamcılık olayı ezelden beri var ve var olmayada devam edecek bunun siyasi partiyle alakası olduğunu düşünmüyorum.. eski adalet bakanı mehmet moğoltay hakim savcı alımlarını chp gençlik kollarından aldığını kendi itiraf etmişti.. bu ülkenin gerçeği de bu.. ona göre hazırlığımızı yapmamız lazım çünkü başarıya kimse sırtını dönemez bugun dönse yarın yine dönemez

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Liyakat sorununun geçmişte de olması bugün eleştirilmemesini gerektirmez.

      Sil
  55. Hocam merhaba ben ingilizce işletme kazandım bu sene.Sizce bu 5 sene boyunca kendimi nasıl geliştirebilirim? İşletme okuyup finans veya ekonomi alanında yüksek lisans yapmak istiyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi