Lex Caecilia Didia ve Torba Yasa

Roma İmparatorluğu, eski uygarlıkların biriktirdiği ilkeleri, Roma’nın geliştirdikleriyle birleştirip bir hukuk sentezi yaratmış ve günümüz hukukunun temelini oluşturan kuralları hayata geçirmiştir. Batı Roma İmparatorluğunun 1500 yıl, Doğu Roma İmparatorluğunun 557 yıl önce yıkılmasına karşın hukuk fakültelerinde bugün bile Roma Hukuku dersleri okutulmasının nedeni, bu birikimin değerinin kaybolmamış olmasındandır.   

M.Ö. 452 yılında yazılı olmayan hukuku toparlayıp yazılı hale getirmek için halk tarafından seçilen on kişi iki yıl çalışarak 12 levhaya hukukun bütün alanlarına ait maddeleri yazmışlar ve bunlar halk meclislerince kabul edilerek yasalaşmış. Bu yasalar levhalara yazılarak Roma’nın en büyük meydanı olan Forum Romanum’a asılmış. Levhalar, yaklaşık 60 yıl sonra Galyalıların Roma’yı yağmalamaları sırasında imha edilmiş. Sonraki aşamada Roma yasalarının uygulamasında aksamalar olmuş, bugün bizim torba yasa dediğimiz farklı hükümler içeren maddeler aynı yasanın içine konulmaya başlanmış. Ve bu uygulamaya itirazlar yükselmiş. Roma hukukunun önemli yasalarından birisi olan Lex Caecilia Didia M.Ö. 98 yılında Roma’da konsüller Caecellius Metellus Nepos ve Titus Didius tarafından yürürlüğe sokulmuş. Yasa iki maddeden oluşuyor. İlk madde bir yasanın duyurulması ve oylanması için gerekli en az süreyi belirliyor. Maddede geçen ve süreyi belirleyen trinundum ifadesi günümüzde iki farklı yorumla karşılanıyor. İlk görüşte olanlara göre trinundum sözcüğü 24 günlük, ikinci görüşte olanlara göre ise 17 günlük bir süreyi ifade ediyor. Yasanın ikinci maddesi ise hiçbir tartışmaya yer vermeyecek kadar açık: “İnsanlar tek bir karmaşık yasada toplanmış farklı konular hakkında bir sonuca varmaya zorlanamazlar.” Yani yasanın ikinci maddesi, farklı konuların tek bir yasada toplanmasının doğru olmadığını, bunların ayrı yasalarla çıkarılması gerektiğini kurala bağlıyor. Böylelikle insanlar tek bir yasada toplanmış farklı konulardan beğendiğini kaybetmemek için beğenmediğini de kabul etmeye zorlanmamış oluyor.

Günümüzde gelişmiş demokrasilerde bu ilkeye azami saygı gösteriliyor. Farklı konular farklı yasa tekliflerinde parlamentoya sunulup ayrı ayrı görüşülüyor ve oylanıyor. İnsanlar beğendiklerini feda etmemek için beğenmediklerini de kabule zorlanmıyor.  Bizde ise özellikle 1980’ler sonrasında başlayan torba yasa uygulamalarıyla bu ilke çoğu kez kenara atılır oldu. Birbirinden çok farklı yasal düzenlemeler, parlamentodan geçiş kolaylığı sağlamak için bir torba yasada toparlanıyor ve öylece görüşülüyor. Bu torba yasalara herkesin onaylayacağı düzenlemelerin yanına tartışmalı konular da konuyor ve tartışmalı konulara yönelebilecek itirazların önü kesilmiş oluyor. Geçtiğimiz günlerde TBMM’den geçen torba yasa bu uygulamaların tipik bir örneği. Sanki torbanın içinde birkaç cep var ve bazı yasalar oralara gizlenmiş gibi. Yasada vergi ve ceza affından üniversite adlarının değiştirilmesine, memurlar hakkındaki disiplin suçları düzenlemelerinden turizm desteklerine kadar birbiriyle ilgisiz birçok alanda düzenlemeler yer alıyor.   

Torba yasaların Lex Caecilia Didia ilkesine aykırı olup olmadığını yorumlamak hukukçularının işi kuşkusuz. Amacım torba yasaların, Roma hukukunu aşıp evrensel hukuk anlayışına girmiş olan bu ilkeye uygun olup olmadığını yorumlamak değil zaten. Yalnızca bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: İnsanların yapılan şeyleri anlayıp onaylamaları o şeyi benimseyip sahip çıkmaları için önemli. Benimsemeden onayladıkları düzenlemelere sahip çıkmaları ise pek mümkün değil. Torba yasaların içinde toplanıp birbiri arkasına gizlenerek geçirilmiş düzenlemeler, çoğu kez benimsenmiyor ve dolayısıyla uygulanması kolay olmuyor. O nedenle bugünün dünyasında sanki anlamını yitirmiş gibi görünen neredeyse iki bin yıllık bir düzenlemeyi bir kenara fırlatıp atmadan onun ardındaki birikime bakmakta yarar var.

Not: Bu yazının biraz daha değişik bir versiyonu ilk kez 16.10.2010’da Radikal Gazetesinde Lex Caecilia Didia başlığıyla yayınlandı.

Yorumlar

  1. Torba yasa bence sadece adet yerini bulsun anlamında meclisi noter gibi onay makamı yapmaktır. Yasa çıktımı çıktı, cumhurbaşkanı onayladı mı onayladı, resmi gazetede yayınla iş tamam...al sana yasa.olduysada yasa olmadıysa da yasa, uyacaksın.....Yasa bir konuyu içerir tabiki çok daha ayrıntılı incelnir tartışılır, halk da ilgilenir odaklanır. Torba yasa bizim eski evlerde ne bulursak attığımız eşya kaplarına beznziyor, bir şey arasak çardık maksimum 5 dk bakabilir hiç bir şey bulmadan bırakırdık, daha sonra elimize geçeni gene oraya atardık...Torba yasada böyle bir şey işte..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mevcut sistemde taslakların üzerinde bırakın tartışmayı (Münazara) doğru dürüst okunduğunu bile sanmıyorum.

      Sil
  2. Cikan yasalarin her biri, muhalefet tarafindan Anayasa Mahkemesi'ne goturulup iptal edilebilir. Yani 'iyilerin yaninda kotuler' var ise muhalefet, hatta kanun dogrudan sizi etkiliyorsa bireysel olarak Anayasa Mahkemesi'ne goturebilirsiniz. Bu arada ekonomiye gelince 200 sene oncesinden beri cok sey degisti, hukuka gelince 2000 yilda hicbir sey degismedi. Ama hatayi ilkinde yapiyorsunuz yani binlerce yil once de insanlar aynen bugun gibi dusunebiliyorlardi, cok da ileri bir medeniyet oldugumuzu dusunme yanilgisina kapilmayin.

    YanıtlaSil
  3. Mahfi Bey

    Bombalar patlarken, darbe püskürtmesinin artçı depremleri bile hepimizi paralize ediyor iken, hayat yine de devam ediyor, ekonomi akıyor akıyor akıyor...

    Clinton ve Trump'ın adaylıkları kesinleştikten sonra, ekonomi plan-politikaları, ticaret projeleriyle ilgili analizler yazacağınızı söylemiştiniz?

    Transatlantic Trade and Investment Partnership'in genelde dünyaya, özelde Türkiye'ye etkileri neler olabilir? Bu partnership'e dahil olma kriterleri nelerdir? Clinton ve Trump neler düşünüyor?

    Trump'ın faşizan tavırlarını, şaklabanlıklarını öteleyebilirsek, ekonomiden anlaMAyan biri izlenimi verMİyor. Şu sözünü hiç unutmuyorum, 'eğer ABD ekonomisini yeniden ayağa kaldırmak istiyorsak, enflasyonu yükseltebilmeliyiz.' Lafı uzatmadan gediğine yerleştirmiş! Fakat bu yerleştirmeyi yaparken, 'önce faizleri yükseltmeliyiz ki, peşinden enflasyon da yükselsin.' deMEmiş! Yani, 'econ 101'den haberi olduğu muhakkak!

    'Ülkede enflasyonun yükselebilmesi için, vatandaşlarımızı, daha fazla harcama, daha fazla üretim yapmaya sevk edecek zemini, yeniden yaratabilmeliyiz.' diyor Trump!

    Başkan adaylarının ekonomi planları üzerine yazanlar vardır elbette ama sizin analiz denemelerinizin ayakları yere daha sağlam basıyor gözüküyor.

    YanıtlaSil
  4. Torba referandum bile yapıldı hatırlarsanız. Birden fazla madde, bir tane evet/hayır pusulası. İleri demokrasi anlayışıyla milattan önce yanlışlığı görülmüş terk edilmiş uygulamayı yaşatmaya çalışıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, referandumda tartışmalı 2 madde vardı. HSYK ve AYM ile ilgili değişiklik. Geri kalanı makyajdı, referanduma gelmesine bile gerek yoktu. Darbeciler yargılanacak, fişleme yasaklanacak, dezavantajlı gruplara pozitif ayrımcılık derken halkı gözü boyandı. Zaten temel sorun bu torba yasa anlayışı. Niye dünyada bu kadar çok din var? İnsanların binlerce yıldır inandığı saçmalıklar doğrularla birlikte sunulduğu için. Hiçbir inanç sistemi tamamı ile doğru değil fakat kısmi doğruluk inanmak için yeterli oluyor.

      Sil
    2. Bu konu benim gibi aktif politik eylemi olmayan ama mutlaka bir politik eğilimi olan Mehmet normal vatandaş için bile bir şark kurnazlığı olup maalesef siyasiler tarafından kötü amaçlı kullanılmaktadır.Ve her kurnazlık eninde sonunda sahibine bir şekilde bir bedel ödetir.Bu sorun ülkemizdeki siyasilerin politikacıya evrilmesi ile çözülecektirde,bu ne zaman olacak bilinmemekte.Allah bize aklımızı kullanmayı nasip ve yardım etsin.

      Sil
  5. SAYIN HOCAM ,TORBA YASA KONUSUNDAKİ YAZDIKLARINIZLA SANKİ BİZİM HÜKÜMETLERİ ,BİLHASSA ŞUANKİ HÜKÜMETİ ANLATTINIZ GİBİ GELDİ BANA.ŞUANKİ HÜKÜMETİN DEFALARCA BAŞVURDUGU BİR HUSUS GİBİ GELDİ BANA.BU BENCE AHLAKİ BİR HAREKET DEGİL.KÖTÜ İŞLERİ İYİ ŞEYLERLE KARIŞTIRILIP SUNMAK DOGRU DEGİL.BUNLAR TEK TEK DEGERLENDİRİLMELİ.ÇIKMASINI ÇOK İSTEDİGİM BİR YASAYI ,ÇIKMASINI İSTEMEDİGİM, ÜLKE İÇİN KÖTÜ BULDUGUM BİR YASAYI BİRLİKTE SUNMAK İNSANLARI AHLAKSIZLIGA,KÖTÜLÜGE ZORLAR.birde sayın hocam konuyla ilgisi yok ama cevaplarsanız sevinirim.japonya eflasyon yaratmak için çabalarken biz niye düşürmeye çalışıyoruz.bizmi, japonyamı yanlış yapıyor.iyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İdeal enflasyon oranı 2dir.Bizim enflasyonumuz 2nin üzerinde Japonyanın 2nin altında.Dolayısıyla iki ülke de bunu hedeflemekle doğru yapıyor.Yanlış olan bizim enflasyonu düşürmek için faizi düşürmeyi hedeflememiz

      Sil
  6. Teşekkürler değerli yazınız için. Sevgili liberal aydınınımız Alev Alatlı'nın da söylediğimi gibi George Orwell yaşasa Sayın Başkanımız R.T.E.'nı ayakta alkışlardı. 1984 romanını okuyan herkesin bu konuda bana katılacağına eminim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aklını ve mantıgını kullanan birinin R.T.E alkışlayacagını sanmam.alkışlıyorsa ya menfaati vardır yada cahildir.burda R.T.E NİN yaptıgı yanlışları,çarkları yazsam herhalde 500 sayfalık bir kitap olurdu.at gözlügünü çıkarıp olaylara öyle bakmak en dogrusudur.r.t.e nin yaptıgı en dogru şey sigara yasagıdır hakkını vermek gerek

      Sil
    2. sayın şükrü sert, yorum sahibi Baha Bacak'ın bahsettiği 1984 adlı kitapta yönetime göre zararlı olan kelimeleri sözlükten çıkararak bu şekilde halkı ifade edemediği "anarşi" gibi kelimelerden uzak tutup bu şekil yönetim anlaşını içeren konuyu anlatıyor. Yorumcu "ayakta alkışlamakta" hiciv yapmış.

      Sil
    3. Sayın Adsız, Yukarıda hiciv olduğunu anlayamayıp, hemen bu şekilde tepki gösteren birisiyle uğraşmanı pek tavsiye etmem. Zira kendisi aklını (muhtemelen) "Komünizm-Sosyalizm" kelimeleriyle yiyip uyuşmuş bir kişi. Sağlıklı eleştiri yapmasını bekleyip onu ikaz etmek yersiz

      Sil
    4. bilgi sahibi olmadan eleştiri sahibi olmak = yorumcu 16:13
      Keşke yorumdan önce bu kitap neyin nesi ilk yorum sahibi neyden bahsediyor diye az biraz google dan baksaydın.

      Sil
    5. bu yorumdan benim anladıgım bu. demekki derdinizi iyi ifade edememişsiniz.bu sizin sorununuz.size tavsiyem herkesin anlayacagı şekilde yorum yazın.ayrıca kadir beyin tahmin ettigi gibi sosyalist biriyim,ve sosyalist fikirler aklı beyni uyuşturmaz,insanın ufkunu açar.aklı ve beyni uyuşturan ise ,dini çıkar için kullanan kişiler,siyasetçiler ve dini hurafeler ,yobaz hocalardır

      Sil
    6. sayın şükrü sert,
      1984 adlı kitabı okumanız farz oldu.
      Okumak istemezseniz filmide var onu da izleyebilirsiniz.
      İyi günler.

      Sil
    7. sayın şükrü sert olaya dışardan bakan biri olarak yazıyorum. Yukardaki yorumcularla alakam yok.
      Siz eleştiri getirmek adına kör muhalefetlik yapmışsınız.
      -Öncelikle bu kitap ne anlatıyor?
      -Bu yazar kim ve neden Baha bey "ayakta alkışlar" diye yazmış. Benzerlik ya da zıtlık neyin nesi?

      Muhalif olduğunuz kişinin adını ve yanında alkışlama kelimesini görünce geri kalanı görmezden gelip hataya düşmüşsünüz. Üstelik yorumcuyu derdini yeterli anlatamamakla suçlamışsınız.

      Size tavsiyem hayatınız boyunca "kör muhalefetlik yapmayın" bu algınızı kapatır sizi sürekli hatalara sürükler.

      İyi günler dilerim.

      Sil
    8. ben bu yorumdan bunu anlıyorum.ayrıca türkiyede yazılmış tüm kitaplarıda bilmek ve okumak zorunda degilim.beni eleştirceginize nasıl yazdımda bu yorum böyle anlaşıldı denmeli.daha anlaşılır bir ifadeyle yazmalısınız.ayrıca aşagılar ve ukalaca yorum yazmak kimseye bir şey kazandırmaz.siz ne anlatırsanız anlatın sizin anlattıgınız karşınızdakinin anlayabildigi kadardır.benimde anlayışım bu.

      Sil
    9. Merhabalar. Yaptığım yorum ironi içermektedir. Tabii herkes bu ironiyi anlayamayabilir. Kimse George Orwell'ı, Çift Düşün'ü, 1984'ü bilmek zorunda değil. Tam olarak ne demek istediğimi merak ediyor ama kitabı okuma imkanınız yoksa Emre Kongar'ın linkteki yazısı yeterince açıklayıcı olacaktır sanırım.

      http://www.kongar.org/aydinlanma/2010/1010_Orwell_in_Okyanusya_si.php

      Saygılarımla,
      Baha

      Sil
  7. Hocam Galler demişsiniz de Galyalılar olacak herhalde.

    YanıtlaSil
  8. Hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda 'kokteyl terör' tabiri yaygındı.

    http://www.haberler.com/davutoglu-turkiye-de-bir-kokteyl-teror-hepsini-7782007-haberi/

    'Karıştırmak, çorba etmek' huyumuz herhalde bizim, bu nedenle 'torba' kelimesini her fırsatta kullanmak istiyoruz gibime geliyor...

    Zaten 'üst akıl' diye, nur topu gibi bir yeni 'faiz lobisi' benzeri öcümüz de doğdu. FETÖ-IŞİD-PKK'yı da 'torba' içinde değerlendirmeye başladık, farkında mısınız?

    Mahfi hocam, terör olaylarına karşı da bilimsel yollarla mücadele etmemiz gerekmiyor mu?

    'Üst akıl'ı sorumlu göstererek, nereye varabiliriz? Eğer bir 'üst akıl' varsa, bunu niçin bilimsel-istihbarat yollarıyla ispat etmiyorlar da, gulyabani gibi kullanıyorlar bizim yetkililerimiz?

    YanıtlaSil
  9. Enflasyon tanımı gereği fiyatların sürekli artması demek. Dolayısı ile enflasyonu yuksek olan ülke satın alma güçü sürekli düşmesi anlamına gelmektedir. Tabi TL nin değer kaybetmesi kısmi olarak ihracatı artıtır fakat burada ki sorun üretilen ürünlerimizin ithalata bağlı olduğu için fazla de olumlu şekilde yararlanamaz. Tasarruf açığı olan Türkiye nin aynı zamanda enflasyona boğulması borçlanma maliyetleri artacağına yol açacaktır. Japonyada ise tasarruf açığı deil fazlası var. Fakat onlardaki sorun talep yetersizliği.Kısacası iki ülke ekonomi çok farklı kriterlerle değerlendirmek gerekir.

    YanıtlaSil
  10. Siyasete girme zorunluluğu niçin hissetmiyorsunuz Mahfi Bey!

    2-5 yıllığına, bir tür milli mutabakat hükümeti kurulursa ve sizin gibi pir teknokratlar yapısal reformları yapsa, sonra normal seçim düzenine dönsek, olmaz mı!

    Çekimser davranmanızın nedeni ne!

    Bu mutabakat hükümetinde, sizin gibi, sahalarının piri başka teknokrat bakanlar da olacak.

    Torunlarınız da bu ülkede yaşayacak, biliyorsunuz değil mi Mahfi Bey!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimle ilgili nazik sözlerinize teşekkür ederim. Ben buradan ülkeme ve onun genç kuşaklarına daha yararlı olduğum kanısındayım. Siyasetle uğraşan çok insan var bu ülkede ama bilimle uğraşan çok az insan var.

      Sil
    2. Peki torunlarınız,

      "Dede, imkanın varken, bizlerin geleceğinin sağlam olması için milli mutabakat hükümetine niçin teknokrat bakan olarak katılmadın?"

      diye sorduklarında cevabınız ne olacak?

      Sil
    3. Her şeyden önce öyle bir hükümet söz konusu değil. Siyasete niçin girmediğim sorusuna da yanıtım var ama sadece torunum sorarsa söyleyeceğim.

      Sil
    4. Torununuzla konuşayım ben öyleyse.

      Kerpetenle bile denesem parmaklarınız cevap yazacağa benzemiyor...

      Sil
  11. Hocam politika faizi nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin bir hafta vadeli repo ihalesiyle verdiği borca uyguladığı faize (halen % 7,5 oranındadır) politika faizi deniyor.

      Sil
  12. Şu an ekonomi anlamında sizce başarılı olan birşey var mı? Saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütçe ve kamu borç yönetimi son derecede başarılı gidiyor.

      Sil
  13. Hocam konu dışı bir soru soracağım. Türkiye euro para birimine geçerek faize dokunmadan enflasyonunu düşürebilir mi? AB bizi para birliğine almıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Par birliğine girebilmek için önce Avrupa Birliğine girmek lazım.

      Sil
  14. bulamadim merkez bankasi 2012 mart ayi politika faizi nedir

    YanıtlaSil
  15. hocam varlık fonu ile detaylı bir çalışmanızı bekleriz. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  16. Nolcak bu Fener'in hali Mahfi Eğilmez?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fenerin 3 orta saha iki forvet ve iyi bir teknik direktöre ihtiyacı var gibi görünüyor.

      Sil
    2. Yok daha neler. Bütün takımı değiştirelim oldu olacak.

      Sil
    3. O daha da iyi olur ama mümkün değil.

      Sil
  17. açıkögretim tıpda okuyorum, sizi severek takip ediyorum. selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tıp'ın açıköğretimi mi olurmuş :=)))

      Sil
    2. Bende mektupla tıp da okumak isterim ,mümkünmü?

      Sil
    3. nasıl ya açıköğretim tıp mı, şaka mı bu arkadaş...

      Sil
    4. açıköğretimde tıp vardı da biz mi okumadık

      Sil
    5. Ben de açıköğretim heykel okuyorum.sizi çok seviyorum

      Sil
    6. Ben de buradan açık öğretim iktisat anlatıyorum hepinizi çok seviyorum.

      Sil
  18. Hocam 3. Köprüyle ilgili sorular sormak istiyorum.
    1) Bugün kur 2.95, köprü gecisi 3$+kdv bu durumda ben mesela köprüden geçince 8.85+kdv verecem. 8.85 tl verince devlet topladığı paraları kendi $'a çevirip üstlenici şirkete mi verecek?
    2) 3$ üzerinden belirlenen fiyat 1 sene boyunca belirli bir tarihe endekslikli mi olacak yani kurdaki değişimler 1 sene boyunca ödeyeceğimiz fiyatları etkilemeyecek mi?
    3) Fiyat $ degil de lira cinsinden belirlenseydi bu sefer liradaki değer kaybı gecis ücretlerine yansımayacakmıydı?
    Hocam sizin görüşünüze aksi şeyler yazdım ama ben $ cinsinden hesaplamanın daha uygun olduğunu düşünüyorum cünkü fiyatlar çok sık degismiyor,dediginiz gibi bunun dolarizasyon gibi bir sıkıntısı da var.
    Bir yerde yanlış düşünüyorsam düzeltirmisiniz hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bildiğim kadarıyla açıklanan dolar endeksli ücret aylık olarak kura göre değişecek.
      Benim söylediğim şey fiyata yansıyıp yansımamak değil. Yazımda da söyledim gerektiğinde her ay başında yeniden belirlenmeli ama dolarla ilişki kurulmamalı.
      Bir ülkenin üç tane bağımsızlık sembolü vardır: (1) Bayrağı, (2) Milli marşı ve (3) Milli parası. Bir devlet milli parayı bir başka ülkenin parasına hangi amaçla olursa olsun endekslememeli. Bu benim görüşüm.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam cevabınız için. Sanırım dolar cinsinden veya lira cinsinden her türlü fiyata yansıyor. Osmangazi köprüsünü de dolara endekslediler. Fiyat ilk tahmin edildiğinden daha yüksek bir noktada simdi gerçi liraya endeksleselerdi de fiyata yine yansıyacaktı. Ama fiyatın lira cinsinden açiklanması dediğiniz gibi hocam vatandaş algısında liraya güven sağlardı.

      Sil
  19. Hocam kurulması düşünülen Varlık Fonu ve diğer fonlar hakkındaki düşünceleriniz merak ediyorum. Hiçbir denetime tabi tutulmayan bu fonlar hakkında bir yazı kaleme alabilir misiniz? Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  20. Karadag Avrupa birligine girmeden para birligine girdi internete bakabilirsiniz

    YanıtlaSil
  21. Üstad,

    Bu ilke, bahsettiğiniz yönden hukuk prensibi olmakla birlikte kanunların sistematigini de koruyan bir ilke olmaktadır.

    Torba yasalarla yapılan değişiklikler/eklemeler, kanun sistematiğine çoğunlukla aykırıdır; çünkü her kanunda yapılacak değişiklik müstakil bir kanunda gerceklestirilmediginden gerekli önem verilememektedir.

    Örneğin; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununu'nun 40. maddesine eklenen 11. bent ve son torba yasalardan 6728 sayılı Torba Kanun ile Gelir Vergisi Kanunundaki 40/7. maddesine eklenen cümle gerekçe ve sistematik olarak vergi tekniğine aykırıdır.

    Bu kapsamda, lex caecilia ilkesi bu açıdan da önemlidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir saptama. Teşekkürler katkı için.

      Sil
  22. Kuvverler ayrılığı ilkesini bile ayakbağı gören zihniyet yasama faaliyetini yaparken de torbaya koyup gönderir tabi. Gerçi her yasa ayrı ayrı incelense bile zaten Mecliste yapılan oylama bile tiyatro ki..

    YanıtlaSil
  23. Hocam ekonomik analiz kitabınızda analiz taktikleri hariç blogda değinmediğiniz iktisadi konulara degindiniz mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii. Blogda olanları da yazıldığı gibi değil analitik açıdan ele alıp kitaba koydum.

      Sil
  24. Atalarımızda konuya 2 karpuz ve 1 koltukla açıklık getirmis. Koltuk yerine olsaymış daha net mesaj olacakmis.

    YanıtlaSil
  25. mahfi bey saygılar efendim. 2.Abdülhamit sizce nasıl biriydi ülke için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlının son 200 yılını yönetmiş çoğu padişah gibi çağını tam olarak anlayamamış birisi olduğu kanısındayım. Bunun da nedeninin asıl olarak bu insanların bütün şehzadelik dönemini kafes arkası denilen kapalı yerlerde ve öldürülme korkusuyla geçirmiş olmalarında yattığını düşünüyorum.

      Sil
  26. bizdeki tarih kitaplarını yabancılar yazdığı için 2. abdulhamit hakkında vatan haini diye belirtiliyor... katılıyor musunuz Mahfi bey, saygılar efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizdeki tarih kitaplarını yabancılar yazmadı. Bu bilgi doğru değil.
      II. Abdülhamit ne vatan hainidir ne de vatan kurtaran birisidir. Yaptığı doğru şeylerin yanında yanlışları da olan bir yöneticidir. En önemli kusuru çağını anlayamamış olmasıdır. Ki bu kusur son 200 yılın çoğu padişahında ve üst düzey yöneticisinde var olan bir kusurdur. Tarih incelemesini o zamanki koşulları esas alarak yapmak lazım.

      Sil
    2. mesela a-yanlışları neler sizce mahfi bey, saygılar

      Sil
  27. Sn.Eğilmez yazınız için çok teşekkür ederim. Açıkçası Roma Cumhuriyeti döneminde kaçırmış olduğum önemli bir bilgiyi yazınızdan öğrenmiş oldum. Okuyucular için bir not iletmek isterim. Roma Cumhuriyet olmadan önce ilk safhasında bir krallık idi. Daha sonra krallık ortadan kaldırıldı ve oligarşik bir cumhuriyet haline geldi.Cumhuriyetin çalışma prensipleri yüzyıllar boyunca korundu. Cumhuriyetin son döneminde konsüllerin güçlenmesi ile senato ve konsüller arasında güç paylaşım sorunu çıktı. Bu güç paylaşım sorununun en bilinen dönemi Ceasar'ın yaşadığı dönemdir. Ceasar'ın hayatı cumhuriyetin dönüştürülmesine yetmedi ama ardılı Octavius'un (ki sonradan Agustus olarak bilinir.) oligarşik bir cumhuriyeti, kısa sayılabilecek bir zaman içinde bir imparatorluğa nasıl aşama aşama çevirmiş olması tam bir politika dersidir. Çok ilginç ki, Batı Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonra dönemin pek çok bilimsel ve sosyal kazanımları tarihin karanlığına gömüldü ve bazıları Endüstri Devrimine kadar ortaya çıkmadı. Ama Roma'nın hukuk ve devlet yönetimindeki mirası Cumhuriyet ve İmparatorluk Dönemlerinde de devam ettiği gibi, Roma sonrasına da taşınabilmiş. Saygılar ile,

    YanıtlaSil
  28. Roubini Global Economics, kurulan fonun tipik ulusal varlık fonlarından farklı olduğunu belirterek, yapısı gereği "Varlık Fonu" değil "Kalkınma Fonu" olarak adlandırılmasının daha yerinde olacağını söyledi.

    Sizin ilk izleniminiz nedir? Varlık Fonu ile Kalkınma Fonu arasındaki fark nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Roubini doğru söylemiş. Varlık fonu olabilmesi için bir varlık olması lazım. Petrol gibi, doğalgaz gibi. Mesela Norveç, S. Arabistan, Kuveyt vb varlık fonları petrole dayalıdır.
      Kalkınma Fonu ise toplanan özelleştirme gelirleri vb gibi geçici gelirleri bir fonda toplayıp bunlarla altyapı yatırımlarını yapmayı hedefler.

      Sil
  29. mahfi bey teşekkürler cevap yazdığınız için süpersiniz... 1900 li yılların başında doğuda petrolün olduğunu çözmüş sonunda onu tahtan indirmişler. ve ayrı bir konu olarak doğunun tapusu aldülhamite aitmiş. bu konuda neler düşünüyorsunuz efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BU konuda net bir bilgim yok. O kadar fazla dedikoduya ve yalana dayalı kötüleme ve methetme bir arada bulunuyor ki hangisi doğru hangisi yanlış ayırt etmeye imkan yok. O nedenle bir şey söyleyemeyeceğim.

      Sil
  30. Roma hukukunun inkarı,iğdiş edilmesi,Ilahi hukuk anlayışı..Ortaçağ karanlığı..Ve nihayet 1500ler de tekrar romanın ve grek birikiminin keşfi ile akıl yoluna dönüş.Insan,ona ait akıl ve vicdan.Dönüp dolaşıp geldiğimiz ve geleceğimiz nokta.Teşekürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı