Ekonomi Dışı Kitaplar

Bilim, Felsefe ve Metodoloji, Şadi Can Saruhan ve Ata Özdemirci (Beta Yayınları, 4. Baskı, Kasım 2016)
Kitabı okumaya başladığımda sonuna kadar hızla gitme isteği duydum. Her ne kadar araya giren birçok başka mesele nedeniyle o hızla gidemesem de yine de böyle bir kitabı okumak için hızlı sayılabilecek bir sürede okudum. Çok geniş ve tartışmalı konuları son derecede iyi toparlayıp elden geldiğince herkesin anlayabileceği bir üslupla anlatmış yazarlar. İnsanın, başlangıçtan bugüne geçirdiği evrimi, bilim ve felsefe kalıbına oturtarak bu kadar anlaşılır biçimde anlatmak kolay bir iş değil. Hele işin içine bir de metodoloji girince olay iyice çetrefilleşiyor. Kitabın son üç bölümü verilerin analizi ve nitel analiz yöntemlerine ayrılmış. Bu konularda bilgisini geliştirmek isteyenler için biçilmiş kaftan. Bilim ve felsefeyle ilgilenenler kadar sosyal konularla ilgilenen herkes için bu kitabı öneriyorum.

Ana Hatlarıyla Felsefe, Bertrand Russell (Say Yayınları, 2016)
Bertrand Russell’ın Batı Felsefesi Tarihini ve diğer bazı kitaplarını okumuş, bu kitabını ise daha önce okumamıştım. Şimdi alıp okuduğumda ciddi bir eksikliği tamamlamış hissettim kendimi. Russell, yirminci yüzyılın en önemli filozoflarından birisi. Bu kitabında belleğe nesnel bakıştan, atomun yapısına, fizik bilgimizin doğasından imgelere kadar birçok önemli konuyu ele alıp kendi bakış açısıyla irdeliyor. Tanımlar veriyor, olayları örnekliyor, bazen bildiğimiz, bazen de bildiğimizi sandığımız bir takım konuları yeniden anlamamızı ve sınıflandırmamızı sağlayacak çerçeveler çiziyor. Kuşkusuz insan bunları okurken bildikleriyle çelişkilere düşüyor, yeniden düşünüyor ve yeni bir bakış açısıyla bakıyor konuya. Russell’ın tarzı da zaten bu tür yeni yaklaşımlarla farklı bakış açıları kazandırmak. Ne var ki kitabı alıp şıp diye okumak o kadar kolay değil. Biraz özenmek, zaman ayırmak, geçişlerde oturup biraz yutkunmak gerekiyor.

Mutlu Olma Sanatı, Bertrand Russell (Say Yayınları, 15. Baskı, 2016)
Lise çağlarında Alain’in Varlık yayınlarından çıkmış aynı adı taşıyan kitabını okuyup beğendikten sonra Russell’ın bu kitabını da okumuştum. Şimdi aradan yıllar geçtikten sonra bir kez daha okudum. Russell, başkalarından farklı olarak ve belki biraz da varoluşçu felsefeye yaklaşarak, kişinin mutluluğa ulaşıp ulaşmamasının başkalarının değil kendi elinde olduğunu savunuyor. Mesela bir yerde insanın mutsuzluğunun en temel nedenlerinden birisinin ‘çekememezlik’ olduğunu ortaya koyuyor ve bu dürtüyü demokrasinin arkasındaki itici güçlerden birisi olarak tanımlıyor. Bir başka yerde çalışmanın mutluluk mu mutsuzluk mu getireceğinin yanıtlanamayacağını öne sürerek başlıyor bunu tartışmaya. Son derecede ufuk açıcı bir kitap, ikinci kez daha büyük keyifle okudum.

Babalar ve Oğulları Ivan Sergeyevic Turgenyev (Venedik Yayınları, 2016)
Lisedeyken okuduğum bir romandı Babalar ve Oğullar. Oldukça etkilenmiştim. Özellikle de Bazarov karakteri ve onun nihilist yaklaşımından. Aradan neredeyse yarım yüzyıl geçtikten sonra bir kitapçıda kitaplara bakarken yeni baskısını görünce dayanamayıp aldım elime. Daha birkaç sayfasına bakar bakmaz yeniden okuma arzusu doğdu içimde. Bakalım yarım yüzyıl geçtikten sonra da beğenecek miyim diye sordum kendime ve satın aldım. Okumaya başlayınca elimden bırakamadım ve iki günde bitiriverdim. 18 yaşındaki kadar etkilenmesem de yine beğendim. Her insanın düşüncesinin derinliklerinde yer alan başkaldırı ve reddetme duygusunun dışavurumunu ve bunun başkaları üzerinde yaratacağı olumlu ve olumsuz tepkileri Bazarov karakteri üzerinden giderek bir dantel gibi işliyor Turgenyev.  

Yorumlar

  1. Hocam okumayla düşünmeyle bilimle hiç işi olmayanların çoğunluk olduğu bir toplumun sonu ne olur? Şüphe etmeyi imansızlık sananların çoğunluk olduğu bir toplumda bilimsel ilerlemenin durumu ne olur ? Bu soruları sorana imansız diye girişecek dar bakışa sahip olanların çoğunluk olduğu bir toplumda içine düşülen kısırdöngüden çıkış nasıl mümkün olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki mümkün olmaz. Atatürk bu çıkışı yaptı ve imkansızı mümkün kıldı. Ama sonrasında tekrar başladığımız yere, hatta daha geri bir noktaya döndük. Bir daha aynı çukurdan çıkıp güneşi görmek çok zor. Karamsar bir resim çizdiğim için üzgünüm ama ne yazık ki durum bu.

      Sil
    2. Batı'nın nice bedeller ödeyerek dişiyle, tırnağıyla tırmanarak çıktığı aydınlığa hop diye konuyorduk ki, paradigma değişti: Tırman da gel!

      Sil
    3. Her şey soru sormakla başlıyor varoluşun sorgulanmasıyla, toplumun eğitimsiz ve düşünemez olduğuna inanmıyorum bizim toplumuz pragmatist şark kurnazı ,soruları var ama sormak işine gelmiyor.Bu bütün kesimler için de geçerli Atatürk eleştirisinden(soru soramama) tutun da şeyhini eleştiremeyen müride kadar uzanıyor.Soru sorabiliyorum o halde varım.

      Sil
    4. UNKNOWN seninki alakaya maydanoz şimdi,,,şüpheyle imansızlığın ne alakası var,sen şüphe edip şüpheni gideremiyorsan imansızsın denilir,ve ayrıca bu ülkede imansılara kimse zarar vermez, , bilimle şüpheyle ne alakası var ayrıca,,,şimdi sen kemalistsen sana kemalist dendiği için alınır mısın ?,elbette hayır, çünkü sen kemalistsin. imansız olduğunda da imansızsın sözünden alınmaman lazım, çünkü senin sıfatın söylenmiş olur,,,ve imansız olmak için bilimle uğraşıyorsan zaten o bilim değil, ideoloji olur. insanlığın hizmetine verilencek bir bilimle uğraşırsan bunun da şüpheyler ilgisi yok.2x2=4 denildiğinde, bunun şüpheyle ne ilgisi var, ya da kalbin görevi ve kalp krizlerinin nedeni bunun şüpheyle ne ilgisi var, , ,ben genetikçiyim fakat araştırdıkça gördüğüm karmaşık ve muhteşem denge karşısında imanım daha da artıyor,O halde sorun nerde ? sorun bütün meselelere ideolojik bakmaktır,ideolojini şüphe üzerine kurmuşsun, ben de doğal olan nedir üzerine kurmuşsumu, benimki bilimdir, seninki felsefedir. ben cevap ararım sen soru sorarsın,SAYIN HOCAM UMARIM BU YORUMU YAYINLAR

      Sil
    5. İnanmak yani inanç sorun değildir. Sorun Bertrand Russell'ın dediği gibi "inancı aklın önüne koymak veya koymamak meselesindedir." İnanç, aklın önüne geçmişse orada ilerleme olmaz. İlerleme ve oradan çıkacak gelişmişlik, aklı, inancın önüne koymakla başlar.

      Sil
    6. Sorunda ben cevap ararım sen soru sorarsın cümlesinde zaten soru sormadan cevap arayan bir zihin cevap değil açıklama arıyordur soruya açık olmayan bir cevapsa inançla ayakta durur ancak ve düşünme süreci durur. Bu arada sorun imansız olma kaygısıyla şüphe etmemek yani her cevabın Yen'i bir soru doğurduğunu ıskalamak ve benim verdiğim cevap yeterli ötesine gerek Yok demeyi bilim sanmak. UNKNOWN not: hocam bu yorumumu yayınlamazsa buna hiç bir anlam yüklemeyecek kadar kibirden uzak olduğumu düşünüyorum

      Sil
  2. Ben de 3 kitap önereyim, umarım kızmazsınız:

    İlki şu:
    "Dinler ve Mezhepler Tarihi"
    Yazan: Muhammed Abdülkerim Eş-Şehristani
    Kabalcı Yayınları

    İkincisi:
    "Mezhepler Tarihi: İslam'da Siyâsî, İtikâdî ve Fıkhî"
    Yazan: Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra
    Çeviren: Prof. Dr. Abdulkadir Şener
    Hisar Yayınları

    Üçüncüsü:
    "Kahramanın Sonsuz Yolculuğu"
    Yazan: Joseph Campbell
    Çeviren: Sabri Gürses
    Kabalcı Yayınları

    YanıtlaSil
  3. Bu yazıyla alakasız ama kaymakamlık sınavında karşılanmış ve karşılanmayan faiz paritesi sorusu geldi. Kavramlar hakkında aydınlatabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz paritesi kuramı: Sermaye hareketlerinin serbestliği koşulu altında iki farklı ülkede aynı risk derecesi ve aynı vadeye sahip borç senetlerinin faiz oranları arasındaki farkın, işlem maliyetleri dışında, döviz kurlarındaki değişmelerle karşılanarak eşitleneceğini öngören kuramdır. Eğer bu denge sağlanmışsa karşılanmış faiz paritesi, karşılanmamışsa karşılanmamış faiz paritesi söz konusu demektir.

      Sil
  4. Dinibütün Müslüman17 Aralık 2016 23:12

    Hocam lisedeki din kültürü dersi hocamız "Felsefe ile uğraşmayın yoksa ateist olursunuz." derdi bize. Biz de o yüzden felsefe ile ilgili kitaplardan uzak durduk. Acaba kötü mü ettik?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize felsefe hocamiz derdi bunu. Felsefe uzerine cok dusunmek ahlakimizi bozacagini soylerdi. Bir baska hocamizda derse girip felsefe bolumunu bitirenlerin bozuk adamlar oldugunu cogunun ateist duzenbaz ahlaksiz toplum icin zararli oldugundan bahederdi.Biz de bu yargilarla yetistik. Ondan dolayi sanirim toplum AKPye oy vermekte tereddut etmiyor AKP hep kazaniyor

      Sil
    2. Evet okumayın felsefe falan anca Kütahya Belediyesi'nin evlilik kitaplarını okursunuz zaten.

      Sil
    3. İslam toplumlarının niçin hep geri kaldığını soruyor bazı arkadaşlar. İşte yanıtın önemli bir bölümü burada. Felsefeyle bir şekilde ilgilenmemiş insan kendi varlığını sorgulamaz. Kendi varlığını sorgulamayan insan genellikle birçok şeyi sorgulayamaz. Sorgulamayan insan biat eder. Ve iş de orada biter zaten. Sonra bir süre sonra biz niçin geri kaldık diye sormaya başlarız.

      Sil
    4. Hocam ama sorgulamayan insanların "biz niye geri kaldık" diye de sormaması gerekir. "Ehonomimiz çoh eyi", "2023 yılına uçah gemimiz de olacah inşeallah" diye düşünmelerini beklersiniz bu mantığa göre.

      Bir dakika? Yoksa?

      Sil
    5. Adsız 09:18 soruyu soran kişinin üslup ve tutumuna bakınca vermiş olduğunuz cevap çok yakışıksız. Ülkemizde olan büyük bir problemin: önyargının vücut bulmuş halini görüyorum ben burada. Nerede yetiştiğinizi bilemiyorum ama ülkemiz eğitim sistemi içinde yetişen ve belli bir yaşın üzerindeki herkes bu sistemle eğitim aldı. Bir şeyi sorgulamanın bile öcü olduğu bir dünyada. O nedenle biraz empati yapmalısınız.

      Sil
    6. Yani herkes de soru sormayı, sorgulamayı bilmiyor demiyoruz tabii. Toplumun büyük çoğunluğunda söz ediyoruz. Yoksa elbette bu toplumda da soru soran, araştıran, analiz yapan bireyler var.

      Sil
    7. Düşünmeyi öğrenmek gerek. Düşünmek hem çok kolay hem de çok zor olan bir eylem. Kolay olması zaman ve mekana bağlı olmamasından. Zorluğu ise kalıpları yıkmanız gerektiğinden. Bu benim düşüncem :)

      Hocam saygılar

      Sil
    8. Izmir de, Dokuz Eylul Ilahiyat fakultesinde, agirlikli olarak Felsefe okutulur. O kadar ki, sanarsin felsefe bolumu. Bu fakultelerden mezun olanlar, din kulturu hocasi su an. Iki tikelden sonuc cikmaz diye bir kaide vardir mantik ilminde. Lutfen bireysel yaklasimlari genellestirmeyin. Bilginize sunmak istedim.

      Sil
  5. Hocam tesekkur ederiz. Sizin gibi degerli insanlarin felsefe gibi sosyal bilimlere ilgi duymasi cok mutlu etti beni. Ben de sayisalciyim ancak ulkelerin gelismisligini sozel ve sosyal bilimlerdeki basarilar oldugunu dusunuyorum. Felsefe sosyoloji psikoloji hepsi cok guzel branslar.
    Her ne kadar bilim sayisalcilarin tekelinde olsa da dunyayi sozelciler/sosyal bilimciler yonetir :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın kendisine sorması gereken en temel soru ben kimim, nereden geliyorum ve nereye gidiyorum sorusudur. Onun için felsefe bütün bilimlerin temelidir. Kendimi bildim bileli felsefeyle ilgilenirim.

      Sil
    2. Önce sormamız gereken şey insanların gerçekten sayısalcı-sözelci diye ayrılıp ayrılamayacağıdır. Kendi ülkemizin çarpık eğitim sisteminden kaynaklanan bir durumu nedense karakterlerimizin tanımı gibi kullanıyoruz. Dünyada gelişmiş herhangi bir ülkede bu türden bir kullanıma tanık olmak olanaksız gibi.

      Sil
    3. Hocam siz ben kimim kısmını aşmış, sizin için toplum ve dünya için ne yapabilirim kısmını yaşıyorsunuz. Sizin gibi insanların sayısı arttıkça dünya daha güzel bir yer olacak.

      Saygı ve sevgilerimle eksik olmayın hocam.

      Sil
  6. Hocam az önce 2013 te yazdığınız bi yazınızı okudum orda Türkiye için CDS primi 185 ti. Şuan baktım bu katsayı 3 yılda (281) %50 artmış. Sizcede çok fazla değil mi bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2013'den bu yana dünyada ortaya çıkan risk artışını ve bizim burada kendi kendimize yarattığımız riskleri alt alta yazarsanız çok olmadığını göreceksiniz.

      Sil
  7. Teşekkürler hocam, özellikle felsefe ile ilgili tavsiyelerinizi listeme ekliyorum. Ayrıca özellikle öğrencilere tavsiyem felsefe ile ilgili ilgilenmeleri. Neredeyse bilimdeki her alan ile ilgili bu alanlardaki genel problemleri inceleyen felsefenin alt dalları var. Günümüzde sistematik düşünce ve sorgulama gerçekten çok önemli ve bu ancak felsefe ve mantık bilgisi ile tam olarak kazanılabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Ama ne yazık ki artık okullarımızda felsefe ile ilgilenilmemesi yolunda tavsiyeler yapılıyor.

      Sil
    2. Ne kadar üzücü.. Ben meslek lisesinde okumama rağmen felsefe ve psikoloji derslerini seçmeli olarak almıştım ve gerçekten eğitim ve meslek hayatımda en çok işe yarayan derslerdendi bu ikisi.

      Sil
  8. Hocam edebiyatçı olmak isteyen bir iktisat öğrencisiyim.Sizin gibi kıymetli insanlar olduğu için bu "edebiyat,iktisat" yani "sanat,bilim" yolculuğunu çok daha bilinçli yapıyorum.Sonsuz teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  9. Onumuzdeki donemde referandum yapilacak buyuk olasailikla AKP yeni anayasa ile baskanlik rejimi halk tarafindan kabul edilecek Sizce Baskanlik sistemine gecmemiz ulke ekonomisine fayda getirir mi ekonomide bir rahatlama guven saglar mi.

    Baskanlik sistemi ile meclisin islevi yitirilir mi yoksa akp ve baskanin dedigimi olur. Gorunun o ki muhalef sinmis korkmus adeta urkek kanadi kirik bir guvercin gibi boyle bir ortamda sizce alinan kararlar nekadar demokratik ahlaka uygun olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2 yıldan beri Türkiye'de hukuken olmasa da fiilen başkanlık sistemi uygulanıyor. Cumhurbaşkanı bir başkanda bile olması fazla sayılacak birçok yetkiyi kullanıyor. Sizce bu uygulama ülke ekonomisine fayda getirip güven sağladı mı? Yanıtınız olumluysa sorunuzun yanıtı da olumlu olmalıdır.

      Sil
    2. Mahfi Beyin de dediği gibi hukuka aykırı bir şekilde iki yıldır fiilen yönetilen ve uygulanan savaş politikaları ile siyasetin önü kapatıldı. Hukukun ve adaletin zerresiyle bile ilgisi olmayan bu popülist savaş politikaları ile her ile asker ve polis, sivil cenazeleri gönderilerek halkın milliyetçilik duyguları kullanılarak ve milli birlik ve beraberlik hassasiyeti yürütülen hukuksuz ve adaletsiz ortam unutturulmaya ve meşru gösterilmeye çalışılıyor. Uyanin artık!

      Sil
    3. iyi ya işte, fiilen başkanlık olursa, artık herşey hukuki olur, , ,bu anayasaklarımızı (anayasa) bu iktidar koymadı, ve CB yetkileri zaten vardı,,,,demekki sorun insan beyninde, insan beyni daima kendi tarafına olanı alır,

      Sil
    4. Ne mesela, hangi yetkiyi kullaniyor, var mi somut soyleyebileceginiz bir sey bir baskan da bile olmamasi gereken yetkiler. Ya bir ornek verin ya da ayni seyi surekli tekrar etmekten vazgecin.

      Sil
    5. Hangi yetkiyi kullanıyor sorusuna cevaptır. Mesela Anayasa Cumhurbaşkanının seçildikten sonra partisiyle ilişkisini keseceğini açıklıyor. Siz bu hükme uyulduğunu düşünüyor musunuz? Ben size mantıken ne olacağını ne olması gerektiğini sormuyorum. Ortada bir hüküm var ve buna uyulmadığını söylüyorum. Aynı şeyi tekrarlayan yok. Ben size yasa dışı bir uygulama örneği veriyorum. Bu kadar açık bu kadar net.

      Sil
    6. Resmi olarak Cumhurbaskani'nin partisi ile iliskisi yok. Gecmiste siyasetten gelen hicbir Cumhurbaskani'nda (Demirel, Ozal, Inonu, Ataturk) Cumhurbaskani'nin partisi ile diyalogu, gonul iliskisi kesilmedi. Zaten bu kosul sacmadir.

      Arastirin bakalim ABD baskaninin partisi ile iliskisi kesiliyor mu? Obama cikti DNC'de Hillary'e oy verin diye konusma yapti, fiili baskanken.

      Siz bir baskanda bile olamayacak yetkilerden bahsediyorsunuz, bahsettiginiz 'bir baskanda' gayette uzun yillar olan bir yetki. Baska var mi?

      Sil
    7. ABD ile kıyaslayamazsınız. Orada Başkan zaten partili. Anayasalarında öyle yazıyor. Bizim Anayasamızda partisiyle ilişkisi kesilir diyor. Resmi, gayrı resmi, CB seçimlerde AKP' ye oy istedi mi istemedi mi? Olay orada bitmiştir. Bunu önceki hiçbir CB yapmadı.
      Siz elmalarla armutları karıştırıyorsunuz. Eğer her fiili durumu hukuka uyduracaksak o zaman zaten hukuk şahsileşmiş olur gider.
      Burada ahkâm kesecekseniz önce o konuyu öğreneceksiniz. Yani önce Anayasayı okuyun. Buna uygun mu değil mi bakın sonra yazın çizin. Ha eğer diyorsanız ki ben istediğimi yazarım onun yeri burası değil. Başka yerlerde yazın.

      Sil
    8. Hocam bu konuda, Kemal Gözler Hocanın çok iyi bir makalesi var, Anayasasızlaştırma diye şiddetle öneririm. Bu aynı zamanda, hep aynı şeyi tekrar ediyorsunuz diyen kişiye de cevaptır. http://www.anayasa.gen.tr/anayasasizlastirma-v4.pdf

      Sil
  10. Hocam Merkez Bankası'nın piyasaya dolar sürmesi teoriye göre doları düşürür? Peki MB piyasaya dolar sürdüğü için mi dolar düşer yoksa MB'nin piyasaya sürdüğü dolar nasıl olsa liraya çevrileceğinden mi dolar düşer?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fark etmez. Sonuç olarak kurun yükselmesinin nedeni dolara talebin artmasıdır. MB'nin piyasaya dolar sürmesi (ister TL karşılığı bankalara satarak isterse döviz depodan bankalara ödünç vererek) piyasada dolar arzını artıracağı için kurun düşmesine yol açar.

      Sil
    2. Şu yüzden soruyorum hocam merkez bankası dolar arz ederse dolar düşer sonra arz edilen dolar bir daha tl ye çevirilerek arz edilirse dolar bir daha düşer.
      Acaba MB dolar arz ettiğinde dolar düşmüyor sonra bir daha arz edilince mi düşüyor dedim.
      Yani MBnin arz ettiği dolar sonra liraya çevrilmeden beklese yine dolar düşer mi bu işlem karşısında?

      Sil
    3. MB'nin sattığı dolarların hepsi TL'ye çevrilmiyor. Bir bölümünü de yabancı yatırımcı alıp evine dönüyor. Öteki de zaten büyük çoğunlukla dış borcunu ödemek, açık pozisyonunu kapamak için alıyor doları. Dolayısıyla arz edilen doları alıp tekrar TL'ye dönen pek yoktur.

      Sil
    4. Teşekkürler hocam cevabı fazlasıyla aldım.

      Sil
  11. Sevgili üstat,

    Kitap önerileriniz ve yorumlarınız için teşekkür eder, iyi Pazar günü geçirmenizi dilerim.

    Cafer Demir.

    YanıtlaSil
  12. Daha onceki yorumuma cevaben yaziyim neden mi finanse edemeyiz cunku ithalat girdisi uzerine artirilan uretim daha fazla ithalatita yaninda getirir bu artan ithalati neyle finansedebiliriz aaaa ihracat yapimizi degistirersek ve onun uzerinde uretim artisi gerceklestirirsel yuksek buyume ile birlikte dusen cari acigi da yakalariz bunu demek istemistim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu açıdan düşün; bir firma ithal girdinin yerini alacak bir yerli girdi yatırımını ortaya koymuşsa ve bu yerli girdi rekabetçi bir fiyata sahip ise bu her zaman finanse edilebilir. Bu tür yatırımlar için ise bir çok teşvik var.

      Bu tür yatırımlar için katlanılan ithalatın cari açığa olumsuz yansıması, yatırım işletmeye alındıktan sonra olumlu yansımaya dönüşür.

      İşin sırrı rekabet edebilir olmasında. Edebilir ise her zaman finanse edilir.

      Cari açığı ikiye ayrıldığını okumuştum bir raporda. İyi huylu, kötü huylu. Bizim bahsettiğimiz örnek iyi huylu. İleride cari açığa olumlu katkı yapacak demek.

      Sil
  13. Hocam ben de belki arkadaslar bu kitabı bilir ama yinede önermek isterim.

    Albert Camus - Başkaldıran insan.

    YanıtlaSil
  14. Yeni bir kitap çıktı. Herkes okumalı.

    Adı - İktisadın Saçmalığı!, Yazarı - Mahfi Eğilmez muhalifleri, Halk Yayınları

    Tüm kitapçılarda...

    YanıtlaSil
  15. Hocam bende bir kitap tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Prof. Dr. Özgür Demirtaş ın katıldığı bir televizyon programında ULUSLARIN DÜŞÜŞÜ - Daron ACEMOĞLU & James A. ROBİNSON kitabını tavsiye etmişti. Kitap Muhteşemdi. Zengin Ülkelerin nasıl zengin olduğunu, fakir ülkelerin neden fakir kaldığını siyasetle ilişkilendirerek anlatan güzel bir kitap.

    YanıtlaSil
  16. Hocam iktisatçı nasil olunur anlattınız daha once, vergi dairesinde calışıyorum mevzuatla ilgili önemli bir eğitim almıyoruz. Vergici nasil onunur? Nereden başlamali hangi sırayla öğrenmeli, nelere dikkat etmeli? Bu konuda bir yaziniz var mı? Birde vergi dairesi çalışanlarının yaptığı iş smm stajından sayılmıyor bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben vergici değilim. Maliye Müfettişliği yaptım, vergi incelemesi yaptım, vergiyle uğraştım ama vergici olmadım. Vergici olmak yerine iktisatçı olmayı tercih ettim. O nedenle vergici nasıl olunur diye spesifik sorunun yanıtını benim vermem pek de doğru olmaz.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam sağolun.

      Sil
  17. Ulkemizin kalkinmasi ic gucler engelliyor. Bu ic gucler ve yerli odaklar ozellikle esnaf lobisi ulkemizde kalkinma istemiyor

    YanıtlaSil
  18. Kitap onerileri icin cok tesekkur ederim. Sanat tarihi Sanat kuramlari felsefesi sanat sosyolojisi uzerine okur musunuz

    Bu konuda okuduklariniz var ise bize nesreder misiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okurum ama yakın zamanda okumadığım için yazmadım.

      Sil
  19. Hocam merhabalar çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler.Tavsiyeniz üzerine bugün Babalar ve Oğullar ve Mutlu olma Sanatını satın aldım.Sizin son kitabınızı daha önceden görmeme rağmen henüz almadım.Ne zaman imza günü yaparsınız o zaman alacağım sevgiler...

    YanıtlaSil
  20. Hocam iyi akşamlar kitap listenizdeki babalar ve ogullar kitabi bende vardi ancak hic okumamistim sizin söylediklerinizden sonra okumaya karar verdim bu konudaki fikirleriniz içinde teşekkür ederim baska onerebileceginiz baska kitaplar varsa soylerseniz sevinirim iyi akşamlar iyiki sizin gibi insanlar var

    YanıtlaSil
  21. "olaylara ve olgulara Hiç'ten yaklaşımcı tavrı"nızı Turgenyev'e mi borçlusunuz?
    Bende merak ettim bu nihilizmi araştırıp okuyacağım.
    Sanırım bir şeyi "var olarak düşünüp yok olduğunu" anlamaktansa "yok olduğunu düşünüp var olduğuna" ulaşmak daha anlamlı gibi duruyor. Bakalım hiççilik bize ne katacak!

    YanıtlaSil
  22. "olaylara ve olgulara Hiç'ten yaklaşımcı tavrı"nızı Turgenyev'e mi borçlusunuz?
    Bende merak ettim bu nihilizmi araştırıp okuyacağım.
    Sanırım bir şeyi "var olarak düşünüp yok olduğunu" anlamaktansa "yok olduğunu düşünüp var olduğuna" ulaşmak daha anlamlı gibi duruyor. Bakalım hiççilik bize ne katacak!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir bakın bakalım.
      Ben, Turgenyev'den çok Sartre - Camus geleneğinden etkilendim.

      Sil
  23. Uluslarin Sefaleti adli bir kitap yazacaginizi duydum dogru mu

    YanıtlaSil
  24. Hocam gösterge faizi,hazine yurtiçinden borçlanırken mi uygulanıyor? Hazine yurtdışı borçlanma yaparken hangi faiz kullanılıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gösterge faiz, Hazine'nin ihraç ettiği tahvillerden 2, 5 ve 10 yıllık olanların piyasada en çok işlem görenlerinin faizidir. Yani Hazine'nin faizi değil piyasada oluşan faizdir. İkinci el tahvil satışlarında oluşuyor.

      Sil
    2. Hazine yurtdışına tahvil satarken önceden toplanan talebe göre oluşan faiz uygulanıyor.

      Sil
  25. merhaba, islamiyet ve dinler tarihi hakkında anlaşılır hangi kitapları tavsiye edersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlis kisiye sorulmus maksatli soru. Cami imamina iktisat kitabi sormaktan farksiz.

      Sil
    2. Karen Armstrong History of God
      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat'ın Sümerdeki Kökenleri
      Gary B. Ferngen, Bilim ve Din Tarihi
      Şerif Mardin, Türkiye, İslam ve Sekülarizm
      Halil İnalcık, Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet

      Sil
    3. muazzez çığ aşırı ideolojik,

      Sil
    4. Adem'den de oncesi icin Zacharia Sitchin 12. Gezegen.

      Sil
  26. Kaygılıyım...

    Geçtiğimiz günlerde PISA sonuçları açıklandı.

    15 Temmuz 2016 darbe girişiminde hüsrana uğrayan darbeciler, Türkiye'den intikam almak için, PISA'yı hazırlayan kurumun içine sızıp veriler üzerinde oynama yaparak, Türkiye'nin eğitim sistemini kasıtlı olarak kötü gösteriyor olabilirler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önceki yıl da mı? daha önceki yılda mı? ondan önceki yılda mı?

      Sil
  27. Hocam bir ülke kaliteli ürünler satıp bol döviz kazanırsa bu enflasyona yol açar mı? Yoksa giren dövizlerle beraber üretim de artarsa enflasyon yükselmez mi? Gelişmiş ülkelerde (kriz dönemi hariç normal zamanda) kazançlarla beraber enflasyonun yükselmemesinin nedeni bu mudur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bol döviz kazancından kastınız harcanandan daha çok döviz geliri elde etmekse bu kurların düşmesine yani yerli paranın değerlenmesine yol açar. Ki bu da enflasyonu düşürür.

      Sil
  28. Hocam internet sitenizi mobil bir uygulama ile telefonlara daha kullanışlı halde sunmayı düşünüyor musunuz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünsem de nasıl yapacağımı bilmiyorum.

      Sil
    2. hocam bu istenilen uygulamayı siz yapamazsınız profesyonel yazılım desteği almanız lazım.
      Ama istenilen şey şu sanırım;
      İnternet browser (opera firefox ie vd.) ile sitenize girmek yerine bir android app ya da ios app telefona yükleyip bu uygulama üzerinden yazılarınızı okumak.
      Peki bu uygulamanın artısı ne olacak?
      - Uygulama sitenizden yazıları çekecek ve telefonunda uygulama bulunan kişilere yeni yazı var bildiriminde bulunacak.

      ASLINDA blogger dan istenilmesi gereken uygulama nedense sizden isteniyor.
      Uygulama isteyen arkadaşlar bu taleplerini birleşip BLOGGER'DAN İSTESİNLER.....!!!

      Sil
  29. hocam doların artması yumurta fiyatlarını neden artırıyor. halkı bilgilendirir misiniz efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz bana dolar yükselir, fiyatlar artarken enflasyonun nasıl düştüğünü anlatırsanız söz veriyorum ben de bunu anlatacağım.

      Sil
    2. Necati Dogru Sozcu'de gecenlerde yazdi. Bilincsiz tavuklar ithal misir yiyor. Ithal misir dolar ile satin aliniyor. Dolar yukselince yumurtanin uretim masrafi da arttigi icin bu da fiyatlara yansiyor. Bilincsiz tavuklar diye tavuklari asagilamak icin yazmadim, Necati Dogru o sekilde yazdigi icin yazdim.

      Sil
    3. Dolar yukselince Yumurta ureticisi daha karli gordugu dis piyasaya ihracata yoneldi.Dis piysada kus gribi dolayisiyla rakip ulkeler piyasadan cekilince uretilen yumurtalarin neredeyse coguna dis piyasa talip oldu.Turkiyedeki yumurta ureticileri ic piyasaya yeteri kadar yumurta veremez oldu bu sebebten oturu Yumurta fiyatlari yukseldi. Daha da yukselecegine benziyor

      Sil
    4. Hocam ekonomik hareketlilik durma seviyesine geldiği için olabilir mi?

      Birde Irvin Yalom - Nietzche Ağladığında okudunuz mu hocam? Karamsarlık üzerine yazılmış psikoloji üzerine bir kitap ama mükemmel bir kurgusu var. Okumadıysanız sizin özellikle çok beğeneceğinizi düşünüyorum.

      Hocam beğendiğiniz kitapları ar ara böyle yazarsanız çok faydalı olur bizler için. Teşekkür ederim.

      Sil
    5. Beğendiğim kitapları yazmaya yer yetmez. Yeni okuduklarımı ya da tekrar okuduklarımı yazıyorum.

      Sil
  30. Hocam iyi ki varsınız.Sizin yazılarınızla,hala zekamıza saygı duyan birinin varlığını görmek beni çok mutlu ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, siz benim zekama saygı duyduğunuza göre benim de sizin zekanıza saygı duymamdan daha doğal bir şey olamaz.

      Sil
  31. Hocam ntvdeki programlarınız neden ntv.com.tr de yayınlanmıyor. Bi ara vardı hergün oraya ekliyorlardı. Ben işte olduğum için izleme fırsatım olmuyor. Akşam internetten tekrarını izliyorduk

    YanıtlaSil
  32. Hocam Merhaba. Trump in başkan olup olamayacağı 20 ocakta belli olacak. Trump eğer başkan olamaz ise bu durum doları nasıl etkiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir şey olmaz ama diyelim ki oldu o zaman Dolar tepe taklak gider.

      Sil
  33. Camus okuyan, yolu Russel'den geçmiş birinin Nietzsche'ye de uğramamış olması pek düşünülemez. Bu konuda bir deneyiminiz, yani Nietzsche okumuşluğunuz var mı? Dünyaya ve insan topluluklarına dışarıdan ve analitik bakan her kesin gelip duracağı noktalardan biridir Nietzsche.

    Teşekkürler ve saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Nietzche de okudum. Böyle Buyurdu Zerdüşt, Ecce Homo okuduğum kitapları.

      Sil



  34. Mahfi Eğilmez18 Aralık 2016 09:55

    İnsanın kendisine sorması gereken en temel soru ben kimim, nereden geliyorum ve nereye gidiyorum sorusudur. Onun için felsefe bütün bilimlerin temelidir. Kendimi bildim bileli felsefeyle ilgilenirim.
    --------
    hocam bu sorularınız beni çok etkiledi, özellikle nereden geliyorum, nereye gidiyorum soruları olduğuna göre bu dünya dışından gelinen ve gidilen bir yer var demektir. yani baktığımızda tüm insanların dünyaya gelişi aynı yine tüm insanların dünyadan gidişi aynı şekilde olmaktadır. her insan kendi imkanları dışında gelip yine kendinin engelleyemediği şekilde gitmektedir. buda bu yolculuğun insanın dışında bir düzenleyicisi olduğunu gösterir. tüm insanlarda bu yolculuğun başlangıcı ve sonu aynı olması da bu düzenleyici gücün tek olduğunu gösterir. ben kimim sorusuna da ancak bu gücün ne olduğunu bularak varabiliriz diye düşünüyorum,
    katılır mısınız bu düşüncelerime?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz inancınızı dile getiriyorsunuz. Buna saygı duyarım. Ama bilim böyle söylemiyor. Evrim teorisini incelemenizi öneririm. Düşüncenizi değiştirmek için değil. Alternatifleri de bilin diye. Ama ciddi bir inceleme yapın: "Maymundan gelmişiz saçmalığa bak" sığlığında olmasın bu inceleme.

      Sil
    2. Evrim teorisinin bana göre en eksik yanı insan bilincinin öldükten sonrasını açıklayamaması. Mantıklı bir temeli var genel olarak ancak ölüm sonrasını açıklayamıyor bununla ilgili tek argümanlar da eski arkeolojik kaynaklar ile Kadim dinlerde var. Bence evrim teorisi, öldükten sonra insan bilincinin ne olduğuyla ilgili kısım açıklanmadığı sürece sallantıda olan bir teoridir.

      Sahi, siz gerçekten hiç merak etmiyor musunuz öldükten sonra bilincinizin ne olacağını? Sonsuz bir karanlık mı olacak dersiniz?

      Sil
    3. Bilim nasil soyluyor Mahfi bey. Eger dediginiz gibiyse guzel dinimiz Islamda bilime yer yok! Boyle bir bilimi islamda istemiyoruz. barindirmayiz boyle seyleri islamda. Adem ve Hawadan geldik.

      Sil
    4. Adsız 11:35
      Ne diyor Hayyam
      Ben yaşadıkça var dünya ben yok o da yok.
      Sen öldükten sonra hangi bilinç?

      Adsız 16:37
      Evet İslamı bu kadar sığ yorumlayanlar yüzünden İslam ülkeleri bu kadar geri durumda zaten.

      Sil
    5. bilincin nasıl oluştuğunu açıklayamıyor oluşunu soyleseydınız daha anlamlı olurdu. Ne oldu da insanlık tarihinde çok çok kucuk bır kısma gelen bir sürede Homo sapiens, neandartelleri yok ederek dünyanın mutlak hakimi halıne geldi. Netice ortada bir bilinmezlik var. 2 de teori. Kimse bilimin bütün sorulara cevap verdiğini söyleyemez heralde. en azından suanda ' o yüzden bu konunun temeli neye inandığınıza bağlı.

      Sil
  35. inceliyorum hocam bilimin ne dediğini felsefenin ne dediğini İlahi kitapların ne dediğini benim gördüğüm hepsi aynı şeyi söylüyor. Dünyanın her yerinde insanın burnu,gözü,kulağı aynı yerde , dünyanın her yerinde yağmur aynı, karpuz burada nasılsa Japonyada da aynı,sevgi,öfke,savaş ve barış her yerde aynı, herşey o kadar düzenli ki hepsi birbirinden nasıl bağımsız olabilir. hayat,ölüm ve sonrasını olduğu gibi kabul etmeye gerek yok tüm şüphelerin ve soruların cevapları var. bu kadar kusursuz bir düzen elbette çaba istiyor öğrenmek için.
    ama kendini bulmak için aramak gerekiyor ve biraz geniş pencereden bakmak gerekiyor. saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu dünyada mükemmel bir düzen var lafı tartışmalı bence 4.5 milyar yıl yaşında bir dünyaya az sayıda tek taraflı yarım yamalak kitap okuyarak kurulmuş bir cümle bu çünkü dünya insan ömrü ölçeğinde gözle görülmesi zor bir hızla ama sürekli değişmektedir. Yok olup giden türler adadan adaya çeşitlenen aynı türler tek kıtadan çok kıtaya giden ve bitmeyen jeolojik hareketler insansıların çeşitliğinde en son ortaya çıkan biz ve ne olacağımızın belirsizliğini falan düşündüğümüzde mükemmelliği değil var olmayı önceleyen bir doğal düzen ile karşı karşıyayız. Bir insan bildiğimden gördüğümden başka bilecek ve görecek bir şey yok inancına geldimi yaşanan durumdur cahillik.Buradan kurtulmanın tek yolu ise soru sormaktır yalnız soru kusmak ile soru sormak arasında ki fark içinde önce felsefi aklı sonrada bilimsel düşünmeyi içselleştirmek şarttır . Bunun içinse hayret edecek şekilde farklıya dikkat etmek bu farkı anlamak için merak etmek merak ettiğimiz durumu kavramak için durumla ilgili bilgilenmek ve birikim ve mümkünse dönüşüm yaşayabilmek için özgürce düşünmek şarttır . Mars'a gidebilecek teknolojiye ulaşan ve/veya ben çalışmayacağım diyene ömrünün sonuna kadar maaş bağlayacak kadar hümanist olan ülkelerde bu var

      Sil
    2. 4,5 Milyar yaşında dünyayı ve ne kadardır var olduğunu bilemediği kainatı ortalama ömrü 60-70 yıl olan bir insanın kusurlu bulması, kendini bu kadar küçümseyerek geleceği bir belirsizlik olarak görerek sürekli pesimist yaklaşması ve bunu bilime dayandırması; özgür düşünce, bilimsellik ve akılcılık olduğunu gösteriyor..

      Sil
    3. İşte o pesimist diyebileceğimiz gerçeklik karşısında da iki seçenek kalıyor insanoğluna Evren'in başlangıcını metafizik bir temele dayandırıp ölümden sonraki yaşama kapı açan bir paradigma ile yaşamak veya Evren'in başlangıcını fizik biliminin açıklayabileceği temele dayandırıp ölümden sonraki yaşama kapıyı kapatan bir paradigma ile yaşamak birinci paradigma idealizmi ikinci paradigma materyalizmi getirir. Egzistansiyalizm de materyalist paradigmanın bir türevidir. Başlıca amacıda o pesimist gerçekliğin beraberinde getirdiği yaşamanın anlamsızlığı sorununa da idealizm seçeneğine gitmeden bir anlam vermektir. Ve gariptir ilk başta pek umut var etmeyen bu girişim birey olmak merhametli olmak gibi çıkışlar bularak idealist görüşün paradigmasına dayanan ahlak anlayışını lime lime eder zannımca

      Sil
  36. hocam sigortacı olmak istiyorum kendimi geliştirmek adına önerebileceğiniz kitap var mı

    YanıtlaSil
  37. Merhaba hocam, finans ve diger konularda ufkumuzu genisleten paylasimlariniz icin tesekkurler, Makine muhendisiyim , isletme finansi ve yonetimi konusunda kendimi gelistirmek istiyorum, hangi yayin ve kitaplari tavsiye edersiniz. saygilar.

    YanıtlaSil
  38. AKPnin basta enflasyon rakamlari olmak uzere hic bir verisine datasina istatistik sonucuna TUIK vasitasiyla kamuoyu ve piyasaya sundugu hic bir rakama INANAMIYORUM.

    Siz bilim adamisiniz siz inaniyor musunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasım ayı enflasyonu ve son GSYH revizyonu sonrasında inancımda çok ciddi bir sarsılma oldu.

      Sil
    2. Soruyu soran biri olarak siz ayni zamanda carsi pazar adamisiniz sokagi piyasayi tahtakaleyi mezati bakkali marketi semt pazarlarini duzenli olarak dolastiginizi soyluyorsunuz

      Bu vesile ile tuttugunuz bir sepet var mi enflasyonla ilgili cok fazla carsi pazar market dolastiginiz icin kisaca sizin gida enflasyon sepeti % kaci veriyor gecensenden bugune

      Sil
  39. Hocam bu çok gelişmiş ülkelerin milli gelire oranla bizden çok kamu borcu var. Peki örneğin mesela abd nin ülke olarak alacaklarının milli gelire oranını bilgisini veren bildiğiniz site var mıdır bu oran bizim ülkemizden fazla mıdır bu konuda bilginiz var mı sayın hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IOECD sitesine bir bakın. Ayrıca IMF sitesinde de var.

      Sil
  40. hocam AKIL TUTULMASI üzerine bir yazı yazacak mısınız?

    Bugünlerde ekonomiden siyasete (eğitimi saymıyorum bile) insanlar akıl tutulması yaşıyor.

    Hazır felsefi konulara girmişken sizden şöyle güzel ufuk açıcı bir yazı okurduk.
    Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
  41. Hocam mesela abd 10 yıllık tahvil faizi 2.58 şunu sormak istiyorum. Bu basit faiz olarak mı hesaplanıyor yoksa bileşik faiz olarak mı ya da 10 yıl sonunda örneğin 100 tl olsa paranın 2.58 tl si olarak mı faiz veriliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar yıllık faizdir ve basittir. 10 yıllık faizse her yıl yüzde 2,58 alacaksınız demektir.

      Sil
  42. hocam washington'da büyükelçi olduğunuzu duymuştum müsteşar olmanızdan önce.

    fbı korumaları var mıydı etranızda? silah taşıyor muydunuz?

    herhangi bir darp girişimi, saldırı oldu mu size?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır ben Washington'da Türk Büyükelçiliğinde Ekonomi ve Ticaret Müşavirliği ve Başmüşavirliği yaptım. Koruma yoktu. Çok fazla olmasa da zaman zaman silah taşırdık.

      Sil
  43. Merhabalar hocam, okurlarınıza "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" adlı kitabı önermez misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman müsaadenizle size bu kitabı öneriyorum hocam,okuduktan sonra okurlarınıza önereceksinizdir.

      Sil
  44. anlamadım bu son iki konuşmayı

    YanıtlaSil
  45. Hocam kişibaşı milli gelir niye milli gelirin nüfusa bölünmesiyle elde ediliyor? Milli geliri sadece istihdamdakiler yaratıyor normal şartlarda milli gelirin istihdama bölünmesi daha mantıklı değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşsiz sayısının fazla olduğu ülkede kişi başına gelirin yüksek çıkması gibi bir sonuç çıkar o zaman.

      Sil
  46. Avrupa bizi kiskaniyor insanimizi caliskanligimizi universitelerimizi demokrasimmizi istikrarimizi buyume oranimizi faiz oranimizi. O nedenle huzurumuzu bozacak lobilere destek oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Bizim uygarlık düzeyimiz, kişi başına gelirimiz, buluşlarımız, yaşam kalitemiz, demokrasimiz, hukuk düzenimiz, eğitim düzeyimiz Avrupadan ileri olduğu için Avrupa bizi kıskanıyor ve bizimle uğraşıyor.

      Sil
  47. Hocam merhaba. Necmettin Batırel ile tanışıklığınız varmı?

    YanıtlaSil
  48. Hocam tüm verilere baktığınızda Rusya ekonomisi mi Türk ekonomisi mi daha sağlam ve iyi durumda sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisinin de sıkıntıları, zayıf noktaları var ama sonuç olarak Rusya'nın doğal kaynakları bizden daha zengin.

      Sil
  49. hocam yaşar nuri öztürk kitaplarını okudunuz mu , tavsiye eder misiniz...

    YanıtlaSil
  50. Hocam BOJ tahvil faizlerini niye yüksek tutmak istiyor? Bu ihracatını olumsuz etkilemez mi?

    YanıtlaSil
  51. Hocam, kendinizi Anadolu çocuğu olarak görüyor musunuz? Bende dürüstlüğünüz, efendiliğiniz ve alçakgönüllülüğünüz ile tam bir Anadolu insanı izlenimi bırakıyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın kendisini değerlendirmesi çok doğru değildir. Teveccühünüzdür, teşekkür ederim.

      Sil
  52. Hocam sizce bir iktisat tarihçisi Nobel alabilir mi,geçmişte oldu mu böyle birşey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merton Miller bir ekonomi tarihçisidir ve 1990 yılında Nobel kazanmıştır. Robert Fogel ve Douglas North 1993'de ekonomi tarihi üzerine yaptıkları araştırmalarla Nobel kazanmışlardır.

      Sil
  53. hocam öncelikle saygılarımı sunuyorum. hocam, prodüktivite sözcüğü iktisat biliminde geçen terimlerden birisi yanılmıyorsam. peki bu sözcük verimlilik anlamına mı geliyor?. saygılar...

    YanıtlaSil
  54. hocam, nedense bizim toplumumuzda ya da ailelerde çoğunlukla evladım doktor çıkacak mühendis çıkacak avukat olacak gibi gururlanmaları fazlasıyla görüyoruz ama nedense oğlum yada kızım iktisatçı veya ekonomist olacak diye sevinenleri pek görmüyoruz. neden böyle hocam?. oysa iktisat bilimi bence en az diğer bilimler kadar değerli ve hatta birçoğundan da esasen önemlidir. bizler galiba ATATÜRKÜN 'siyasi ve askeri zaferler iktisadi başarılarla taçlandırılmazlarsa geçici olmaya mahkumdurlar ' sözünün önemini halen kavrayamamışız. sanırım fazla ezberci olmuşuz analitik düşünce gerektiren ilmi konulara soğuk bakıyoruz ne dersiniz bu hususta?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar en çok para kazandıracak mesleklere göre çocuklarını yönlendirmek istiyorlar. O kadar çok iktisat okuyan var ki ve o kadar çok iktisat okuyup işsiz kalan. Arz ve talep meselesi. Şaşılacak bir şey yok.

      Sil
  55. Hocam sizce Türkiye'de bürokratlarımızın kalifiye durumu nasıl özellikle ekonomi politikalarımızda? Yıllarca görev yaptığınız yerleri görünce konuyu sizden iyi bilecek kişi pek yoktur diye düşünüyorum. Yıllara göre bir düşüş yada artıştan söz edebilir miyiz nitelik konusunda? Böylesine önemli bir konuda kamunun personel alımı politikasını nasıl buluyorsunuz? Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden oldukça iyiydi. Özellikle Merkez Bankası, Maliye, Hazine, Dışişleri ve DPT'de çok kaliteli elemanlar olurdu. Ama şimdiki durumu o kadar bilmiyorum açıkçası.

      Sil
  56. '...Önce, TÜİK’e yapılan bir eleştiriyi haksız bulduğumu belirterek başlayayım. 2009 yılının baz olarak seçildiği belirtiliyor ve bu seçim eleştiriliyor. Zira 2009 kriz yılı; ekonomimiz önemli ölçüde küçülüyor, mallar ve hizmetler arasındaki göreli fiyat yapısı bozuluyor. 2009’un baz yılı seçilmesi nedeniyle bu bozukluğun ileriye taşınmadığı öne sürülüyor. Bu eleştiri, reel GSYH değerlerinin (hacim) elde edildiği eski yöntem kullanılıyor olsaydı haklı olurdu. Eskiden tek bir yılın (1998) fiyatları kullanılarak diğer yılların GSYH değerlerinden reel GSYH (hacim) verisi hesaplanıyordu. Oysa artık bir yılın hacim serisini elde etmek için bir önceki yılın fiyatları kullanılıyor. Yani, fiyat ağırlıkları ve dolayısıyla baz her yıl değişiyor. Bu çerçevede 2009=100 seçilmesinin bir önemi yok; sadece “2009 değeri 100 olursa, 2010 ya da 2015 ne olur” sorusunu cevaplamaya yarıyor....'

    Hocam merhabalar, yukarıdaki alıntı bugünki (21.12.2016) Fatih Özatay köşesinden. Bu konu daha önce bu platformda da 'IMF' teknik kılavuzları üzerinden tartışılmıştı. Zaman geçiyor, yakında kanıksanıcak bu yöntem ama hala idrak edebildiğimizi düşünmüyorum. İstatistiki olarak, baz yıl endeksini başka bir yıl fiyatını kullanarak bertaraf edebildiğimiz 'iddiasını' nasıl test edebiliriz?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatih hocanın birçok görüşüne katılırım ama bu görüşüne katılmıyorum. Eğer bu görüş doğru olsaydı nominal GSYH artar ama büyüme değişmez ya da minimum oynama olur, yüzde 50 fark ortaya çıkmazdı.

      Sil
  57. hocam,geçen sene tempo dergisi the economist 2016 da dünya sayısıni turkce yayınlamıştı sizde katkı sunmuştunuz. bu yıl böyle bir çalışma var mı ? bilginiz var mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana yansımış bir istek yok o nedenle bilgim yok.

      Sil
  58. Hocam tüfek çelik ve mikrop adlı kitabı duydunuz mu tavsiye eder misiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabı okudum ve çok beğendim, kesinlikle tavsiye ederim.

      Sil
    2. Kesin okuyacağım çok teşekkür ederim cevabınız için .

      Sil
  59. Sevgili hocam imamı Gazali yi hiç okudunuz mu

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!