Veba
Cezayir’in Oran kentinde önce bir
iki tane derken giderek artan sayıda ölü farelere rastlanmaya başlanır. Apartmanların
merdivenlerinde, sokaklarda her yerde fare ölüleri çıkar ortaya. Başlangıçta bunun
bir veba salgını olduğuna inanmaz Oranlılar, çünkü bu yüzyılda artık veba
olmayacağını düşünürler. Zaman geçtikçe gerçeği kabullenmeye başlarlar çünkü
insanlar da ölmeye başlamıştır artık. Hiç kuşku kalmamıştır, bu vebadır ve
yirminci yüzyılda burada hortlamıştır yeniden. Olaylar, Oran kentinin
karantinaya alınmasına kadar varır.
Dr. Rieux, kendisine yardım eden
birkaç kişiyle birlikte vebaya karşı var gücüyle savaşmaya başlar. Oran
kentinin insanlarının çoğu bir süre sonra neredeyse vebayı da ölümü de bir alışkanlık
çerçevesinde içselleştirirler. Vebaya karşı savaşın en zayıf düştüğü an bu
içselleştirmenin yayıldığı andır. Buna karşın yılmadan, usanmadan veba ile
mücadeleye devam edenler de vardır.
Romanın kahramanlarından Cottard,
işlediği bir suç yüzünden yargılanacaktır, o nedenle intihara kalkışmış ama
başaramamıştır. Veba nedeniyle ilan edilen olağanüstü hal nedeniyle yargı
meselesi askıya alınır. Bu durumda vebanın ortaya çıkması en çok onun işine
gelmiştir, çünkü veba sona erdiğinde olağanüstü hal kalkacak, o da yargılanacak
ve muhtemelen hapse girecektir. O nedenle vebanın bitmesini istemez. Kendi kurtuluşu
için binlerce kişinin ölecek olmasına hiç aldırmaz.
Rahip Panaleux bambaşka bir
yaklaşım içindedir. Vebanın, Tanrının, inanmayanları cezalandırma yolu olduğunu
savunur, halka, vebanın alacağı canların gereksiz ruhlar olduğunu, herkesin tanrı
tarafından sınandığını, kendisi gibi inançlı olanlara bir şey olmayacağını anlatır.
Ne var ki sonunda o da vebaya yakalanır ve acılar içinde ölür.
Yirminci yüzyılın önde gelen
düşünürlerinden Albert Camus, Veba adlı kitabında veba üzerinden giderek
simgesel olarak Nazilerin Fransa’yı işgalini anlatır. Nazi işgali, Fransa’yı
bir veba faciası gibi sarmıştır. Camus’nün romanında Dr. Rieux’nün önderliğinde
vebaya karşı örgütlenen hareket, Fransızların Nazi işgaline karşı örgütlenerek
oluşturduğu direniş hareketini temsil eder. Albert Camus, Oran kentinde
olağanüstü hal ilan edilmesi ve kentin veba sonrası karantinaya alınmasıyla bir
anlamda özgürlüklerin kısıtlanmasına ve insan ruhunun cendereye alınmasına
göndermeler yapar. Ardından, bir yandan vebaya karşı mücadeleyi Fransa’yı işgal
eden Nazilere karşı direnişle özdeşleştirirken bir yandan da küçücük çocukların
vebadan ölüp gitmelerine sessiz kalan Tanrı’yı vurgulayarak aslında Tanrının olmadığını
savunur.
Romanın belki de en önemli
mesajı, vebanın getirdiği ölümü bir çeşit kader olarak kabul edip onu içselleştiren
insanların savaşı bırakmaları ve teslimiyeti kabul etmeleridir. Camus’nün de
yer aldığı Varoluşçuluk felsefesi kaderi kabul etmez. İnsan, özünü kendisi
oluşturur, özünü oluşturmada sorumluluk kendisindedir. Camus’ye göre bu
dünyadaki gerçek hastalık, insanların hastalıklara karşı duygularını yitirip
olayı kabullenmeleri, kader diye kabul ettikleri kötülükleri içselleştirip
onlara boyun eğmeleridir.
Romanın sonunda, direniş olumlu
sonuçlarını taşır kentin üzerine. Vebayı yenerler ve gelecek için yeniden umut
doğar. Böylece Camus, son mesajını da burada verir. İnsan, insan olduğu için
kabul edemeyeceği şeyleri kader olarak kabul etmemeli, başkaldırmalıdır. Umut
ancak başkaldırmayla mümkün olur.
Bu sabah pek cok alanda gerceklestirmek icin oteledigim hedeflerime bir adim atabilmek adina karar aldığım ilk sabah. Yaziniz doping etkisi yaratti hocam sagolun varolun.:))
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bir katkım olmuşsa ne mutlu.
SilEn önemlisi insan onuruna katkınız hocam aydınlık yüzünuz umut vaolun
SilÜstadım kalemine sağlık, bu can var oldukça direnişi bırakmıyorum!
YanıtlaSilTeşekkürler
SilNeye karsi direniyosunuz?
Silhayata karsı direniyorum.
Silİyi-kötü medeni, az-çok demokrat bir ülkede yaşayıp giderken ortaçağ karanlığına gömülme riskine karşı direniyorum. Bu direnişi kazandıktan sonra da daha önce yapmadığım bir şey yapacağım, iyi-kötü'deki iyi'yi, az-çok'daki çok'u güçlendirmek için çaba göstereceğim. Sağolsunlar günümüz yöneticileri bizlere bu değerlerin önemini öğrettiler. Daha önce çaba göstermeden kucağımızda bulduğumuz bu özelliklerin ne kadar değerli olduğunu, çaba göstermeden elde tutulamayacağını örnekleri ile gösterdiler.
SilÇok teşekkürler Hocam
YanıtlaSilSağolun.
SilHocam, yine etkileyici bir yazı kaleme almışsınız. Fakat "Varoluşçuluk felsefesi kaderi kabul etmez" görüşü varoluşçuların geneli için doğru olsa da Søren Kierkegaard'ın varoluşçuluk öğretisinde kader inancına yer verilmektedir. Saygılarımla
SilTeşekkür ederim.
SilVaroluşçular ikiye ayrılır: (1) Tanrıya inanan varoluşçular (ki bunların başında sizin de değindiğiniz gibi Sören Kierkeegard gelir) (2) Tanrı tanımaz varoluşçular (Sartre, Camus bu grupta yer alır.) Yazıda geçen kısım aslında biraz eksik kalmış. "Varoluşçuluk felsefesinin Camus'nün de aralarında yer aldığı Tanrı tanımaz akımı kaderi kabul etmez" olmalıydı.
Günaydın hocam dolmuşta çok iyi geldi mücadeleye devam... Türkiye'nin en küçük şehri Bayburttan selamlar sevgiler
YanıtlaSilTeşekkürler.
Silbir koordinat atsana kardeş :D
SilVeba ve nazi işgalina dair yazdıklarınız bana Kanunların Ruhu'ndan bir kesiti hatırlattı: İngiliz Kralı Sekizinci Henri bir vatandaşının kendisini rüyasında öldürdüğünü duyar ve gerçekten böyle bir şeyi düşünmemiş olsa bunu rüyasında görmez diyerek onu cezalandırır ve kralın ölümüyle ilgili konuşmayı yasaklar. Daha sonra kral ölümcül bir hastalığa yakalanır fakat doktorlar kralın ölümüyle ilgili konuşmak yasak olduğundan bunu krala söyleyemezler ve kral ölür. Montesquieu buradan zorbalık eninde sonunda yapana geri döner sonucunu çıkarıyor.
YanıtlaSilHuzur, isyanda :-)
YanıtlaSilHayırlı günler hocam.
YanıtlaSilSize de iyi günler.
SilHocam "hayir-hayirli" kelimelerini kullanan insan profilinde cok buyuk bir degisiklik oldu son 6 ayda. "Iyi" kelimesi kullanmayip dinsel vurguda bulunmak icin "hayirli gunler" diyenlerin agzindan bugunlerde hayir kelimesi duyulmazken, eskiden israrla "iyi" gunler dileyen insanlar bugunlerde "hayirli" gunler diler oldu. Disaridan gozlemesi cok eglenceli bir ulkeyiz, iceride yasayanlara kolay gelsin.
SilSuriye'de zulme direnen kaderine razı olmayan müslümanlar hakkında ne düşünüyorsunuz acaba sayın hocam..? Direnmek için illa da inançsız olmak gerekmiyordur diye düşünüyorum.Fikir alışverişi yapıyorum lütfen yanlış anlamayın.
YanıtlaSilYanlış anlayacak bir şey yok. Haksızlığa karşı direnmenin inançla veya inançsızlıkla ilgisi yok. Buna karşılık inanç kadere razı olmayı getiriyorsa o zaman haksızlığa direnmeyi engelleyebilir.
SilSn. Adsız 09:05
SilSuriye'de zulme direnen, kaderine razı olmayan müslümanlar sizce hangileri? Ülkenin meşru liderinin yanında durup işgalcilere direnenler mi, yoksa işgalci olup bu insanları yok etmeye ve ülkeyi ele geçirmeye çalışanlar mı? Malûm, iki taraf da inançlı. İnançsız olmak bu gibi durumlarda olaya evrensel değerlerle bakıp tarafsız değerlendirme yapma şansı veriyor. İnanç dediniz mi iş çetrefilleşiyor, zira mezhepsel v.d. nedenlerle taraf tutup iki inançlı grup arasında yanlış, haksız ve adaletsiz seçim yapmak mümkün.
Degerlı Hocam umudumuzu yenıden tazelediniz.Tesekkur ederim
YanıtlaSilSağolun
SilDeğerli hocam çok güzel bir yazı teşekkür ederiz öncelikle. Şunu sormak istiyorum, olup bitenler hakkında insanların sağlıklı bilgi alabilecekleri herhangi bir mecra kalmadı gibi, hadi okumuş ve teknolojiyi kullanabilenler samanlıkta iğne arar gibi araştırıp bir şekilde gerçekte nelerin olup bittiğine dair bazı noktalara ulaşıyor, peki ya evindeki, tarladaki, anadoludaki milyonlar? Demem o ki vebanın olduğundan dahi haberleri yokken, neye karşı, nasıl ve niye savaşsınlar? Bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum da değil, mevcut dünya düzeni kat'i bir suretle kökünden değişmeli ve çıkarı, menfaati, parayı değil insanı ve dürüstlüğü baz alan bir yaklaşım acilen tüm dünyaya egemen kılınmalıdır. Belki daldan dala atladım gibi oldu hocam ama sonuçta tüm yaşananların kökeninde çıkar, menfaat ve para yok mu, bu güzelim ülkede yaşadığımız şuna rezilliğin arkasında çıkar ilişkileri, rant ve ihale yok mu? Değişmeli hocam, hem de kökünden, hem de hemen hemen her şey.
YanıtlaSilSn. Eğilmez, bu güzel yazınıza küçük bir katkı da ben bulunayım. "Es gibt keine verzweifelten Lagen, es gibt nur verzweifelte Menschen.", "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır." Orgeneral Heinz Guderian. Şubat 1945.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilBu sözü sanırım rusya bozkırlarlarındaki askerleri için söylemiş bu sözü😂😂Ama bu sözü sadece ruslar duymuş....
SilSabah sabah çok iyi geldi hocam, mücadeleye devam.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, kaleminize sağlık :)
Teşekkürler
SilCok tesekkurler Hocam,iyi ki varsiniz
YanıtlaSilSağolun
Silhocam siz aslen nerelisiniz?
YanıtlaSilAslen İstanbul (5 kuşaktan beri.)
Silbizim anne tarafı da 30 ya da 40'lardan beri İstanbulda...
SilBunlar muhacirdi öyle geldiler...devlet böyle gelen her aileye kardeş başına 2 dönüm olmak üzere çorlu'da arazi hibe etmiş, yani anneanneme de 2 dönüm arazi düşmüş...(kendisinin de 6 çoçuğu var 300m2 arsa da bizim anneye düşecekmiş normalde)
bunlar da ''bu bozkırın ortasında bu kadar geniş araziyi ne edelim, istabulun taşı toprağı altın buraları ekip biçmektense oralarada iş bulalım daha güzel olur'' diyerek devletin hibe ettiği o yerler terk edip Ümraniyeye yerleşmişler, Ümraniy de o zamanlar bomboş arazi...dedem yıllarca istanbulda pastahanelerde çalıştı, çikolatan falan çok iyi anlar...
şimdi o beğenmeyip terk ettikleri yerler istabulun banliyösü haline gelmiş, her yer villa dolmuş...şimdi bin pişmanlar..haliyle olağanüstü zamanaşımı yoluyla o arazilere başkaları konmuş, satılmış, el değiştirmiş...
anekdot olarak aktarayım dedim..savaş sonrası yeni devlet balkanlardan gelenlere her türlü yardımda bulunmuş..kimseyi başıboş bırakmamış..
Hocam nesli tukenen Istanbul beyefendilerindensiniz demekki. Zaten her halinizden belli oluyor.
SilTam günümüze uygun bir yazı olmuş. Elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHocam öncelikle yazınız için teşekkürler, hergün ekonomik takvimi takip edip yatırımcılarla görüşürken son tebliğden bu yana evde yatan bir Forex çalışanıyım sizce Fx üzerinde ki bu karantinaya bir çözüm bulunabilir mi ?
YanıtlaSilUmarım bulunur.
SilÜstat, İslamı anlatanların da düşünen insanları tatmin edemedikleri konuların başında kader geliyor. Ve genelde müslümanlar kötü şartları içselleştiriyor, daha doğrusu kolayına kaçıyor bu yüzden ilerlemek işlerine gelmiyor. Maalesef.
YanıtlaSilHaklısınız.
SilÜstat, İslamı anlatanların da düşünen insanları tatmin edemedikleri konuların başında kader geliyor. Ve genelde müslümanlar kötü şartları içselleştiriyor, daha doğrusu kolayına kaçıyor bu yüzden ilerlemek işlerine gelmiyor. Maalesef.
YanıtlaSilAslında Fransızların pek karşı duracak hali yoktu,vebayı yenenler Ruslar ve Amerikalılar oldu.
YanıtlaSilIlham verici yazılarınız için çok teşekkürler hocam :)
YanıtlaSilSağolun
SilBu yaşam felsefesi içselleştirilmiş olması gerekirken toplumumuzda neden Sizin gibi insanların topluma doping vermesi(veya katalizatör görevi görmesi)gerekiyor?
YanıtlaSilBilemedim.
SilNe demem gerekir bilemedim. Ama beğenimi de yazmadan geçemedim. Çok iyisiniz hocam. İyi ki varsınız. Hepte olun olur mu?
YanıtlaSilSağolun.
SilTurkerin 1. Dunya Savasi sonrasi dustukleri durumu cok guzel anlatan bir yazi olmus.
YanıtlaSilMahfi hocam teşekkürler, yine umut veren muhteşem bir yazı, gücümüzün yettiğince günümüzün vebası ile mücadeleye devam...
YanıtlaSilMahfi hocam müsadenizle birşey sormak istiyorum.
Vergi dairesine verilen geçici vergi beyannamesine ilişkin mali tablo ile bilanço arasındaki fark nedir? İkisi arasındaki kar veya zarar neden farklıdır?
Teşekkürler.
SilÇünkü ilkinde henüz kesinleşmemiş bazı işlemlerin görünü yer alır. Oysa bilanço artık kesinleşmiş, değişmeyecek bir belgedir.
Burasi Almanya. Sabah Saat 08:30 Bir solukta okudum. su anda 3. defa okuyorum. birsey kacirdim mi diye. Elinize, akliniza saglik Hocam...icine düstügümüz durum bu kadar acik daha nasil anlatilabilir ki.? Düsünüyorum da yüzlerce yildir bu toplumun genlerine kadar islemis bu veba mikrobundan arinmak kolay mi.? Ben hicbir umut görmüyorum.
YanıtlaSil"" Onlarin gözlerine, kalplerine ve akillarina perde indirdik. Artik isteseler de göremez, anlayamaz ve hissedemezler. Hesabini da bize verecekler.""
1,5 milyarlik cografyaya hele bir bakiniz. umut görüyormusunuz.? yüzlerce yildir islenilen suclar nedeniyle 1,5 milyar "Cottard" olmusuz. isledigimiz suclar vebayi ve olaganüstü hali hayatin gercegi yapmis. adeta bir kurtulus. Gözler akillar ve kalpler kapali... Böyle bir kavim insanligin idolü olabilir mi.? Yaratan da durumu görmüs hesabi kesmistir. Ben bu saatten sonra umut görmüyorum. Bu kavim kendi kendini helak edecek.. ya da sonsuza kadar veba ile yasayacak. "Cottard" gibi veba mikrobu kendince umudu olacak.
Alıntıladığız kısmı sadece Türkçe okumuşsunuz. Bir de mealini okuyunuz bence zira anlamamışsınız. Kısacık bir cümleden saçma sapan bir tespit yapmak nedir? Yazık. ( Dayanamadım cevap yazdım...ancak ne mecra uygun ne de konu. Bu blogun da maksadına ters. Ama battı âdeta tespitiniz...)
SilUmut hiç bitmez.
Silsayin Hocamdan özür dileyerek cevaplamak istiyorum. Uygun görürseniz yayinlamanizi rica ediyorum
SilUnknown 12:39 icin aciklama....
1- Tabii ki türkce okuyacagim..arapca bilmiyorum ki
2- Gercek Din bilginlerinin söylemlerine ve yorumlarina bakarim.
3- sadece birebir Türkce aciklamasina degil.. gercek din alimlerinin yorumlarini da katarak kendime felsefe edinirim.
4-Meal demek birden fazla anlama da gelebilecek bir tesvirin Uygun anlami ile yaklasik ayni degerde anlam vermsini saglayan aciklamadir.
5-Yazdigim ve Yasar Nuri Öztürkün yorum aciklamasini da kendisiden dinledigim sekilde yazdiklarimi karsilastirmadan elestirmek tam 95 yillik entel bar fikir tartismacilarinin yaptiklarinin aynisidir. genel mananin icinden 2-3 kelime üzerinden yillarca sürdürülen kisir tartismanin ta kendisidir. cok yazik..
6- Bakara suresi 7. ayettir bu sayin yorumcu.
7-kendi yazdiklarinizi siz tekrar okuyunuz
8-Ben zaten Türkce mealini okudum. ve Yasar Nuri Hocanin yorumunu aktardim.
9- neresi sacma sapan. bir acikla da görelim. kaldi ki bu mecra hersey icin cok Uygun.
asagida bu konu ile ilgili sadece birkac farkli meal yazdim. bu farkli meallerden Veba konusuna Uygun bir yorum cikardigim icin yazdim . üstelik Yasar Nuri hocadan dinledigim kadariyla.. benim yazdiklarim hangi meale ters aciklayabilirmisiniz. 93 yildir hep bütünden uzaklastik. cimbizla ayikladigimiz terimlereden kelimer üzerinden yillarca tartistik. bütünü darmadagin ettik. sizin elestiriniz de bu..
***Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Büyük azab onlar içindir.
***Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerinin üzerinde de gerçekleri görmeye engel bir perde vardır; böylelikle gerçeği görmezler, en büyük azap onlara hazırlanmıştır.
***Kendileri öyle istediği için) Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerine de ( hakikatleri görmeyi engelleyen) perde inmiştir. Onlar için (dünyada da, ahirette de) büyük bir azap vardır.
Ve bana göre bu ülkenin yetisdirdigi en büyük teolog larindan Yasar Nuri öztürk ün Meali..
*** Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.hesabi verilecektir.
Mesajınız alınmıştır hocam.
YanıtlaSilHocam içimiz umutla doldu bu karanlık günlerde.. Çok teşekkürler..
YanıtlaSilHocam iyi günler,
YanıtlaSilBir gazetenin astroloji köşesinde balık burcundaki Neptünyen tutulma nedeni ile Mart ayında doların yükseleceği yazıyordu. Ben doların seyri açısından artık bu kaynağı takip etmeyi düşünüyorum, siz ne dersiniz? Eğer tutmazsa tarot falı baktırırız :)))
Bu arada, günümüzde Veba'nın tedavisi mümkün de oto-immün hastalıklara çare bulunamıyor. Kendi bağışıklık sisteminiz sizi düşman olarak görüp saldırıya geçince yapacak bir şey kalmıyor. Camus kadar güzel bir dille anlatamasak da biz de böyle bir roman mı yazsak acaba?
Saygılar...
Siz bilirsiniz.
Silİyi ki varsınız.
YanıtlaSilSağolun.
SilMahfi bey Cottard'ın çok önemli bir özelliği daha var yazmadığınız. Spoiler uyarısını şimdiden yapayım okumayan arkadaşlar için. Şehir vebayla kavrulurken karaborsa mal satarak zenginleşiyor ve vebanın bitmesini biraz da bu yüzden istiyor. Günümüzde bazı ismi lazım değilleri kitaptaki anektodlar arasında en iyi yansıtan bu sanırım.
YanıtlaSilAlper Baltacıoğlu.
Katkı için teşekkürler. Doğrudur.
Silhttp://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/iste-madde-madde-anayasa-degisikligi-1671450/
YanıtlaSilburda hayır dememizi gerektiren neler var hocam.bizi ne olur bilgilerndirin.
bir de bu maddelerden ülkenin eyalet sistemine geçeceği nasıl anlaşılıyor. neden ülke bölünecek diye korkuyoruz bu maddelere göre... ne olur bizi bilgilerndirin hocam. evet diyenlere neden hayır dememiz gerektiğini önce biz bileelim ki anlatalım...
Hocaya niye soruyorsun, CHP ile HDP'ye sor onlar anlatiyor. :)
SilOna sizler karar vereceksiniz. Ben yönlendiremem.
SilBence evet diye siyasetçiler de aslında niçin hayır denmesini anlatıyor gibi :-)
Silhalka birileri çıkıp anlatmalı ama anlatan yok.
Siladsız 22 şubat 15:52
SilFox tv izle ismail küçükkaya her sabah tarafsız bir şekilde "anayasa değişikliğine ilişkin" bilgilendirne yapıyor.
dostum, neden hayır denilmesi gerektiği yüzlerce yerde binlerce defa anlatıldı. yanlış anlama ama amerika'yı ilk defa keşfedermiş gibi "neden hayır diyorsunuz" diye sormak yerine önce onları okusan da sonra o sebepler üzerinden tartışsan daha iyi olmaz mı?
Silbuyur burdan yak: http://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisikligi.aspx
Yine sormak isterim Hocam; bütçe hakkı ve vergi hakkı kısıtlamaları ile parlamentonun parlamentoluktan çıkma durumu yok mu?
SilHocam merhabalar. Uluslararası Yatırım Pozisyonu açıklandı.
YanıtlaSil1)UYP yükümlülüklerinde son çeyrek 42 milyar dolarlık çok dramatik bir azalma var bunun nedeni nedir ve ödemeler dengesinin son çeyreğinde böyle büyük bir çıkış yok.
2)UYP'de doğrudan yatırımlar yükümlülüğü son çeyrek 150'den 133 milyar dolara düşmüş. Halbuki ödemeler dengesi rakamlarında son çeyrek 3,5 milyar dolar yabancı doğrudan yatırımcı ülkeye girmiş.
Hocam ödemeler dengesi akım, UYP stok bir kavram yani ödemeler dengesinin stoklaşmış hali. Yukarıda çelişkili bir durum var gibi iki verinin rakamları birbirine tam olarak uymuyor. Bunların nedeni nedir,açıklayabilir misiniz hocam? Teşekkür ederim.
Bu konuyu inceliyorum. Bir yazı yazacağım.
Silİman felsefesi ! Varoluş mücadelesi !
YanıtlaSilPeygamberlerin hepsinin varoluş mücadelesi verdiği kesin olmakla beraber muhafazakarlar muhafazadan kar elde ederler...bu yüzden, tehlikesiz karın doyurarak neslin devamlılığı için kader felsefesi hep evrilir.
kp hükümetinden önce yani 2002 den önce hep kriz yaşadı ülke. bir bakılıyor akp den sonra kriz yok. işte herkes bunu savunuyor hocam... evet dolar yüksek işsizlik yüksek ama eskşden de enflasyon faiz yüksekti diyorlar
YanıtlaSilakp nin bir başarısı becerisi yok aslında..Akp K.Derviş reçetesini uyguladı ekonomiye istikrar geldi (kriz atlatıldı).Ama ardından kurumların içine etti ve Kemal Derviş reformları pek kalmadı.Satıp savarak bugünlere geldi,şimdi varlık fonu dış finansman ihtiyacı için icad edilen tehlikeli bir kandırmaca.Halk nasıl olsa anlamıyor hiç bir şeyi tıpkı anayasa işini anlamadığı gibi..Muhalefetin küçüğü teslim oldu,büyüğü de ılımlı ve uyumlu muhalefet yapıyor..Böyle muhalefete can kurban..Akp bir 15 yıl daha kalır diyeceğim ama referandumdan evet çıkarsa ebediyen başımızda..Gücünü milli ama cahil iradeden alan akp rejiminde hırsızlık yolsuzluk daha da 'meşru'olacak..Tek umudum şu Azerbaycan haberi belki halkı uyandırır
Silyollar hastaneler yapıldı. bunu görmezden gelelem akpyi sevmesem de... enflasyon ve faiz %60-70 lerde geziniyordu bir zamanlar... paradan altı sıfır atmak bile büyük başarı. yabancı arkadaşlarım o günkü paralarımı görünce gülüyorlardı... oyum hayır ama bazı güzellikler getirmedi değil...
SilHocam sayenizde buyuk resmi gordum. :)
YanıtlaSilEstağfurullah
SilVive la résistance!
YanıtlaSilTürkiye de köy ve kasabaların gelişmişlik seviyeleri, çok fazla yavaş ilerlemesi bazen de uzun yıllar yerinde sayması büyük şehirler ile arasındaki farkı açmıştır. Ancak bu aradaki fark sonsuza kadar devam etmeyeceği bir gerçektir.
YanıtlaSilKöy ve kasabadan kente göç başlamıştır. Bu nüfus, hızlı göç yüzünden büyük şehirleri bir tsunami gibi vurmuştur.
Sonunda çarpık kentleşme ortaya çıkmıştır.
Köy, kasaba ile şehirler arasındaki gelişmişlik seviyesi farkı eşitlenmeye başlanmıştır. Yani aradaki fark kapanmaya başlamıştır. Ancak köyler şehirlerin seviyesine çıkmaktan çok şehirlerden de köy seviyesine düşüşler başlamıştır.
Yukardaki yazdıklarım benim görüşüm. Belkide bizim şu anki yaşadıklarımız ülkenin gelişmişlik seviseyinin bütün toplumumuzda aynı ölçüye esitlenme durumudur.
Belki de hepimiz birbirimizin prangası hâline geldik. Birbirimizi engelliyoruzdur belki de belli bir sebiyeye doğru.
elinize sağlık hocam
YanıtlaSilSağolun.
Silhocam ne yapalım , ayaklanalım mı yani ? :)
YanıtlaSilBen sizin kararınıza karışamam. Ama eğer bir haksızlık olduğunu düşünüyorsanız o haksızlığa başkaldırmak insanlık görevidir diye düşünüyorum. Haksızlık var mıdır yok mudur ya da nerededir onlar sizin bileceğiniz işler. Sonuçta ben kendime yazıyorum. Siz misafir okursunuz.
SilHocam 2-10 yıllık tahviller nedir piyasaya etkileri neleridir ne işe yararlar?
YanıtlaSilBununla ilgili yazınız var mı?
Böyle bir yazım yok. Devlet tahvil çıkararak borçlanır. Bunların vadeleri 1 yıldan 30 yıla kadar uzanır. Bunlar içinde piyasa için en çok gösterge olarak alınanlar 2 ve 10 yıllık tahvillerdir. Bunların ikinci el piyasadaki faizleri gösterge faiz olarak kabul edilir.
SilDevlet için borç sağlarlar, alanlar için ise sağlam faiz geliri.
peki aldığımız takdirde 5-6 ay içinde sattığımız takdirde aynı faiz oranı geçerlimidir?İlave olarak bunların alımını bankalardan mı sağlayacağız?
SilHocam kadere inanmadığı halde pes etmiş insanlara tavsiye nedir? (mesela ben) zira yoruldum, iyiye dair umudum tükeniyor.
YanıtlaSilPes etmek yok, yorulmak yok. Umudun peşinde koşacağız.
SilHocam Küresel Finans Krizi kitabınızda sayfa 102'de bir örnek vermişsiniz: Bir firma 1.50 kurundan dolar kredisi aldı ve doların artması ihtimaline karşı 1 sene sonra bu 1.50 kurundan dolar alacağını garanti etmek için hedge yaptı. Dolar 1.80 olursa firma bu zarardan kurtulur. Ancak dolar düşerse hedge şirketi zarar eder demişsiniz. Dolar 1.20'ye düşse hedging şirketi doalrı 1,20'den alıp sözleşmedeki 1,50'den satsa zarar yerine kar elde etmez mi?
YanıtlaSilTeşekürler
Hocam elinize sağlık, yine ufuk açıcı bir yazı olmuş. Üniversitedeyken okuduğum bu kitabı umut veren bakış açınızla hatırlamak iyi geldi.
YanıtlaSilHocam merkez bankasının döviz rezervleri her gün biraz daha azalıyor. Korkuyorum ki tl iyice kırılgan hale gelecek böyle giderse ülkece batacağız
YanıtlaSilMB'de TC tarihinde hic olmadigi kadar rezerv var. Neyinden korkuyorsunuz?
SilArkadaş son baktığımda 21 milyar dolar kalmış olan MB'nın kullanılabilir döviz rezervlerinden bahsediyor sanırım. Siz hangi rezervlerden bahsediyorsunuz sayın adsız 14:39? İsviçre bankaları ya da adını telaffuzda zorlandığımız bir takım adalardaki döviz rezervlerinden mi? Oralarda gerçekten de tarihte hiç olmadığı kadar rezerv birikmiş diyorlar.
SilTC tarihinde hiç olmadığı kadar olan rezerv dış borçları çevirmeye yeter mi? ayrıyeten bu rezervin neti ne? ne kadarı fiilen kullanılabilir?
SilDaha bu gün açıklandı veriler. Ac bak her gün eriyip gidiyor rezervler. Bilip bilmeden konuşuyorsunuz. 92 milyar dolardan 89 milyar dolara düştü en son
SilRezerv dediğin şeyin dolar olması ve ülkenin merkez bankasının dolara karşı çağresiz kaldığını hatırlatırım. MB de dolar olsa herhalde 2.8 den 4 doğru fırlamazdı dolar...
SilDaha genis bir yorum yazmistim ama rahatsiz edici oldugu icin yayinlanmamis.
SilOzetle MB rezervine sadece rakamsal olarak degil, bulundugu durum icerisinde bakmaniz gerekir. MB tarihinda bu kadar dusuk reel faiz vererek bu seviyede rezerv hic olmadi.
USD/TL kuru ayni kalmasi icin, bugun politika faizi 13% oldugunda MB'nin piyasadan dolar cekerek rezervi ne kadar artardi, politika faizi 3% oldugunda MB'nin piyasaya rezervlerinden ne kadar satmasi gerekirdi dusunurseniz anlarsiniz rezervin fazlaligini.
Bugünlerde umudunu kaybeden birçok insan var, ve birçokları da ne olduğundan habersiz uykudalar. İşte o uykuda olan insanlar için dahi canhıraş şekilde, umudunu kaybetmeden çalışan ülke evlatlarına bir umut olması dileğiyle, kaleminize sağlık... Biz umudumuzu kaybetmiyoruz hocam fakat bir umudumuz daha var ki o da bu salgını yayılmadan kontrol altına alabilmek... Saygılarımla.
YanıtlaSilHocam ödemeler dengesi açığımız rezervlerle kapatılırken MB bu dövizleri ihale yöntemiyle mi veriyor? TCMB'de ihale yoluyla döviz satışı verisi var. Bu orada mı gözüküyor?
YanıtlaSilİkinci bir sorum; kişilerin veya kurumların ellerindeki tahvil ve bonoları satmaları çoğunluk borsada mı gerçekleşiyor? Bu kağıtların satışına bankalar aracılık ediyor mu yoksa bankalar ilk ihraç için mi aracılık ediyor?
Meslektaşınız Kenneth Arrow hayatını kaybetti.
YanıtlaSil"Arrow'un imkânsızlık teoremi" ve "Arrow-Debreu modeli"yle ilgili görüşleriniz nedir?
Kenneth Arrow çağımızın önde gelen iktisatçılarından birisiydi. Ekonomi teorisine (büyümeden genel dengeye -kadar pek çok alanda) birçok katkısı olan önemli bir iktisatçıydı. Aynı zamanda siyasal konularda da çeşitli teorik yaklaşımları vardı. 1972'de Nobel ekonomi ödülünü aldı (ilk alanlardan birisidir.)
SilHer iki teori de ekonomiye bakışımızı derinleştiren katkılar taşır.
bizimde vebalarımız vardır.bunların en büyülklerinden biri de devlet işine duyguyu karıştımamız.çok az zamnalarda akıllımızla sandığa giden olmuşuz.ortak bilincin bu kadar zor yaratıldığı herhalde 3 . dünya ülkelerinden başkası değil.milli savunma bakanı milli eğitim bakanı olur, sağlık bakanı çalışma bakanı olur, çalışma bakaı tarım ve hayvancılık bakanı olur. hiç mi ehil insan yok.bir ülke bu kadar mı soyup soğana çevrilir.ilkeli halk için vizyoner dünya ile entegre olabilen onurlu siyasetçi ndn yetişmez.masum bir köylünün kaderi ndn bir siyasetçinin oğlunun kaderinden milyon kat farklı olur.en büyük veba da sanırım o masum köylüye verilen kanaatten öte devleti soyup soğana çeviren soysuzların duygu sömürücü varlığıdır
YanıtlaSilHocam 2016'nın son gününde yazmış olduğunuz ''2017 Falı'' isimli yazınızı tekrar okudum. Sadece 2 ay geçti ama yıllar geçmiş gibi hissettiğim için hatırlamak istedim. Öngörülerinizde demişsiniz ki ''ABD-Çin ticari bir savaş döngüsüne girerse'' , ''Avrupa'da ekonomi yavaşlamaya devam ederse'' ve ''TR'de siyasi belirsizlik devam ederse'' durumu çok kötü görüyorum.
YanıtlaSil1-Trump belirsizliği ve ABD'nin ekonomik reformları sizce hala devam ediyor mu? Yoksa Trump yavaş yavaş oyun dışına itiliyor ve FED ve ABD ekonomisi şimdiye kadar nasıl geldiyse aynı şekilde devam edebilir diyebiliyor musunuz?
2- Çin'le ilgili öngörünüz devam ediyor mu? Ocak ayında %7.5 kadar ihracat ve %16 civarı ithalatda artış oldu.
3- Avrupa'daki iyileşme
Aynı yazıyı bugün yazacak olsanız revize etmeniz gereken yerler var mı? Mesela dolar 3.94lere kadar çıktı. Ama şimdi yılbaşı değerine geri dönüyor. Enflasyon 9,6'ya yükseldi. 10u geçecek diyorlar. İşsizlik 12,1 (veya 19.5) gibi korkunç vahim sonuçlar açıklandı. Sormak istediğim bu kötü sonuçlar şu an öngörünüz içinde hangi mertebede? mesela bu sonuçları bekliyor ama 6-7 ay sonrası için öngörüyordum diyebilirsiniz. Veya yıl sonu için öngörmüş de olabilirsiniz. Yani kendi yazınıza bir revizyon yapmanız gerekiyor mu sizce? Yolun neresindeyiz?
Bir diğer sorum ise şu: Borsa rekora koşuyor. endeks 89.000 lerde. 2 yıllık tahvil faizleri 11.30 civarında. 700mil $ satılmış 1milyar $ borsaya girmiş, demekki dışardan 300m$ gelmiş. Bunlar herhalde bazı arap fonları olabilir. Buda doları MB fonlama faizide arttığı için düşürdü. BIST 100.000 rekorunu da kırabilir kabul etsek bile aşağı yukarı %10 ilave kar demiş oluruz. Ama mevduat faizi 10.75 ve garantili getiri var. Bu saatden sonra borsa durmak zorunda değil mi? Ve buda kar satışlarını ortaya çıkarmaz mı? Bu para dövize kaymaz mı? (Yerli mevduat sahipleri dolar almaktan hiç vazgeçmemiş zaten) Bu seferde yukarı doğru dalgalanma olacaktır. Bu kadar büyük iniş ve çıkışlar yerine mesela 3.75 civarı dengeli bir kurumuz olsa önümüzü görmek adına daha iyi olmazmıydı?
teşekkürler
Evet gerçekten de yıllar geçmiş gibi oldu. Aşağı yukarı tam beklediğim gibi gitti ilk 2 ay. Bugünkü aşağı yönelen konjonktür de beklentime uygun. Bu tür inişler ve çıkışlar olacağını ve o nedenle tahminlerin tutmayacağını bekliyordum.
SilŞu ana itibariyle bu görüşlerimi değiştirmem için bir neden görmüyorum.
Sizin de dediğiniz gibi kuru dengeli olarak bir yerde tutsaydık çok daha iyi olurdu. Çünkü bu şok şeklindeki inişler ve çıkışlar bünyeyi yoruyıor.
Hocam merhaba.
YanıtlaSilBu sene yapılmış bir ev almam benim için tüketim midir yatırım mıdır?
Ben 5 sene önce yapılmış bir evi satın alsam bu tüketim milli gelirin içinde midir?
Yeni bir ev yapılırken o evin kendisi yatırım sayılmaz o evin yapılması için yapılan harcamalar yatırım sayılır değil mi?
Eski uygulamada bu tüketim sayılıyordu şimdi yatırım harcaması içinde sayılıyor.
SilHayatımda ilk kez bir mülakata girdim ve 'referansım' olmadığı için elendim,benimle birlikte mülakata giren arkadaşımın referansı dşında hrehangi bir artısı olmadaığı halde (o yazılı sınavda benden 7 puan daha düşük aldı,diploma puanı benden çok daha düşük,yabancı dil bir kriterdi ve ben yabancı dil sınavından yüsek bir puan almıştım,o bu konuda da benden çok daha kötüydü)ben elendim şimdi o çok iyi bir meslek sahibi ben de asgari ücretle çalışmaya devam ve işin en kötü yanıysa hayatımın geri kalanında referans bulma ihtimalim de yok.hala direnmeye umut etmeye devam mı?Hiç bir niteliğe sahip olmayanlar bir yerlere 'getirilp' biz bu haldeyken kaderden başka neye sğınalım hocam? :(
YanıtlaSilBu geri zekalı uygulama niçin sizin kaderiniz olsun ki? Sizin için kim hangi niyetle böyle kötü bir kader hazırlamış olabilir? Tam tersine böyle bir saçmalığa başkaldırmanız gerekir. Bunları kader olarak kabul ede ede bu hale geldi bu toplum.
SilDirenmek aslında inanç işidir. İnancı olmayanlar direnmez.
SilStefan Zweig hakkındaki yazınızı anımsadım hocam elinize kaleminize sağlık :) http://www.mahfiegilmez.com/2014/11/zweigi-yeniden-okumak.html?m=1
YanıtlaSilMahfi bey hakkınızda şöyle bir tweet yazılmış. Linkteki flood'u okuyunuz:
YanıtlaSil'Küçük bir not: Aslında Türkiye'nin ekonomi politiği üzerine yazıp çizen ve düşünen ufak ama etkin ve gelişkin bir kamusal alan var.'
https://twitter.com/ymadra/status/834114442350706688
Gördüm.
Sil“If you assume that there is no hope, you guarantee that there will be no hope. If you assume that there is an instinct for freedom, that there are opportunities to change things, then there is a possibility that you can contribute to making a better world.” Noam Chomsky
YanıtlaSil"If you assume that everybody can speak and understand fluent English in this country, then there is hope for the future"
SilNo Name 17:51
Vamos Bien
YanıtlaSilHocam can Dündar'ın Mustafa filmini izledinizmi ne düşünüyorsunuz begendinizmi
YanıtlaSilİzledim, ne beğendim ne de beğenmedim.
SilHocam Paul FOULQUİEnin varoluşçunun varoluşu adlı kitapını okudunuzmu?Bunalıma sokuyor insanı:):)
YanıtlaSilOkumadım.
SilBu bağlamda stephen Covey'in "Etkili insanların 7 alışkanlığı" kitabını da değerli forumdaşlara önerebiliriz sanırım. İlk ilke reaktif değil proaktif olmayla ilgili ve uygulanabilir pratik ilkeleri içeriyor. Beğeneceğinizi ve uygulayacağınızı düşünüyorum. Saygılar.
YanıtlaSilAnket sonuçları açıklandı:
YanıtlaSilSizce Türkiye'de ekonomik kriz var mı:
Ekonomik kriz var = %75,2
Ekonomik kriz yok = %24,8
Yaşandığını düşündüğünüz ekonomik kriz ne derece ciddi:
Çok ciddi = %45,9
Zorlansak da atlatılacak bir ekonomik kriz = %41,2
Kısa süreli bir ekonomik kriz = %12,9
Anketi yapan kurum: "Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi"
http://odatv.com/meral-aksenerin-oy-orani-ne-2202171200.html
* * *
Mahfi bey sizin, Türkiye'deki ekonomik büyümeyle yakın doğrultuda hareket eden bir oy verme algısı olduğu yönünde analiziniz vardı.
Hükümet referandumda EVET'lerin kazanması için türlü-çeşitli atraksiyonlar yapıyor:
Varlık fonu,
Taşeronların memurluk kadrosuna terfi ettirilmesi,
Daha fazla işçi istihdam etmesi için özel sektöre istikamet verilmesi,
240 aya yayılan taksit ödemeyle konut sahibi olmanın özendirilmesi,
Beyaz eşya KDV'lerinde yapılan indirimler,
Torun bakan büyükannelere maaş bağlanması gibi...
Dolar/TL kuru da şu sıralar 3,60'lara kadar düştü. Ve FED'in Mart'ta faiz arttırmayacağı söyleniyor. Yani kur daha da düşebilir.
Bütün bunlara baktığımızda, referandumda sandığa gidecek seçmen #EVET der mi? Neticede seçmen, maddi-parasal-ekonomik durumuna bakarak 16 Nisan'da karar verir mi?
Anayasa ve sistem referandumu seçimden farklı bir şey. O nedenle bunu byümeyle ölçmek bence pek mümkün değil.
SilHocam Kalkınma Bakanlığı'nın sitesinden bir dosya indirdim. GSYH'da inşaat sektörü hizmetlerin içinde gözüküyor. Halbuki sanayide olması lazım. Yeni milli gelir yöntemiyle inşaat, sanayiden hizmetler sektörüne mi kaydırıldı?
YanıtlaSilİnşaat aslında bir hizmet sektörüdür.
SilHocam,
YanıtlaSilVeba olmasaydı insan şu anki gelişmişlik düzeyine ulaşabilir miydi?
Belki de daha ileri giderdi. Bilemeyiz. Spekülasyona açık bir konu.
Silpeki "vebayı görüp sıtmaya razı olanlar" n'o'lcek? Onlara da yol gösterin bence.
YanıtlaSil#Hayırlı akşamlar
Onların durumu daha kötü, çok uğraşmak lazım.
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilYazınız bana internette daha önce okuduğum bir yazıyı hatırlattı,paylaşmak istedim;
Hindistan’da filleri yetiştirmek için, onları küçücükken kalın bir zincirle bir kazığa bağlarlarmış.
Tabi bu yavru filin bu zinciri koparabilmesi, kırabilmesi ya da kazığı söküp atabilmesi mümkün değildir.
Küçük fil önceleri bundan kurtulmak için tüm gücüyle uğraşır,
defalarca dener ama sonucu değiştiremez, özgürlüğüne kavuşamaz.
Yıllar geçer, fil kocaman olur...
Bağlı olduğu kazığın ve zincirin onlarca katına gücü yetebilir artık.
Ama fil asla böyle bir girişimde bulunmaz.
O özgür olamayacağına inanmıştır, artık kırılamayan şey, filin zinciri değil inancıdır.
Buna psikolojide "Öğrenilmiş Çaresizlik" deniyor.
Saygılarımla.
Güzel örnek.
SilBir Camus Sessizligi
YanıtlaSilPink Floyd'u 1970'li yıllarda canlı izleme (konser) şerefine nail olabildiniz mi?
YanıtlaSilDetaylı cevabınızı yazar mısınız?
Hayır, Pink Floyd'u canlı izleyemedim.
SilSayın hocam varoluşçuluk ile ilgili söyledikleriniz doğrudur elbet çok fazla bilgi sahibi değilim bu konuda ama,ben Dostoyevskiyi okuduğum ve anladığım kadarıyla kadere başkaldırı mesajı vermiyor romanlarında tam tersi sanki kaderinizin önüne geçemessiniz hissi yaşatıyor insana.Acaba ben mi yanlış anlamışım?
YanıtlaSilVaroluşçular ikiye ayrılır. Benim sözünü ettiklerim (Sartre, Camus onlar arasında) tanrıtanımaz varoluşçular.
SilHocam göstergelerinizde ab tanımlı dış borç stoku yok. Mantıken kamu dış borç stokundan kitlerin dış borç stoku çıkarılmasıyla bulunuyor değil mi hocam ?
YanıtlaSilÇünkü AB tanımlı borç stoku ve borç yükü çok geç açıklanıyor.
SilTanımı için blogdaki ekonomi sözlüğüne bakın (ilk madde.)
Hocam dış borç stokuyla uluslararası yatırım pozisyonu aynı şey midir farklıysa farkı nedir.saygılar
YanıtlaSilAynı şey değil. Dış borç stokunda alınan krediler yer alır (satıcı kredileri, tahviller de dahil.) Buna karşılık uluslararası yatırım pozisyonundaki yükümlülükler arasında bu kredilere ek olarak bankalardaki yabancı mevduatları, borsada yabancıların sahip oldukları hisse senetleri de yer alır. Dolayısıyla ua yatırım pozisyonundaki yükümlülükler dış borçlardan büyüktür.
SilHocam trabzonda mısınız?Yarın da trabzonda iseniz sizinle tanismayi cok isterim :)
YanıtlaSilSizin bu yorumu yazdığınızdan yaklaşık 5 saat sonra ayrıldık Trabzon'dan.
SilHocam kaleminize sağlık. Vebaya inşaat sektörü dersek, Cottard'a da Ali Agaoglu diyebilir miyiz?
YanıtlaSil1-Finansal dengeler sanki kisir dongu yaratiyor ulkemizde. Borsaya cuvalla para girdi dolar bazinda ucuz diye. Burdan cikinca nereye gidecek belli degil. Tl faizlerimiz yabancilar icin cok karli. Bir kismi buraya bir kismi dolara kayabilir. Dolar yukselince borsa dustuyse bu sefer hepsi gene borsaya kayar. Mb faizleri dusuremez. Denge dolar lehine bizulur. Bu kisir dongu dogrumu hocam?
YanıtlaSil2- Fed faiz arttirdiginda ise baaka bir denge olusur. Sormak istedigim su: fed asagi yukari toplamda faizi kaca cikarirsa yabancinin buzdeki parasi abd'ye dogru yola cikar. Kar dengesini hangi faiz orani tersine cevirir? Bunun hesabi biliniyormu? %1.5 olsa ne olur? %2.25 olsa ne olur? Tesekkurler
Hocam merhaba
YanıtlaSilSon zamanlarda bankaların üzerine çok yüklenildiğini düşünüyorum. Evet bankaların sermaye yapıları güçlü ancak bu şekilde devam ederse birkaç yıl sonra bankacılık krizi bekliyorum ben açıkçası. Sizin düşünceniz nedir bu konuda. Saygı ve sevgilerimle...
Son faiz arttirimindan sonra bankalarda iflaslar baslayabilir.
SilO kadar da değil. Zamanla esneklik azalıyor. Bi noktada kırılma olacak.
SilHocam kamu brüt iç borç stokunu verisi açıklanıyor mu ? Böyle bir veri var mı ? Merkezi yönetim borç stoku var bir tek.
YanıtlaSilUfuk açamaya devam ediyorsunuz hocam,zihninize sağlık.İnsana,Akla ve ikisinin bir araya toplanarak yarattığı kollektif bilince inanmak sanırım asıl mesele.İsmini hatırlayamadığım bir film sahnesi;Okuldan gelen çocuğa babası soruyor "bugün ne öğrendiniz".Çocuk heyecanla ve hayretler içerisinde öğrendiği muhteşem şeyi anlatıyor."Dünyada herşey dağ,tepe,ağaçlar,kuşlar,hatta yıldızlar,güneş ve biz insanlar atomlardan oluşuyomuşuz.Hepimiz aynıyız."Şimdi hocam bu felsefeyi özümseyerek büyütülen toplumlarla,biz nasıl aynı işleri yapıp,aynı ortamda rekabet edeceğiz?
YanıtlaSilAkılcılığı ,Kaderciliğe karşı görenler içinde bir örnek vermek istiyorum.
Ölüm:Yaşamın son bulması,doğumun doğal sonucu.
Yaşam biyolojik ve psikolojik gelişim,olgunlaşma,ve çöküş süreci.
Ölüm "Kaderdir" diyebiliriz ama süresini ve kalitesini bozan hiçbirşeyi Kader olarak kabul edemeyiz.
mahfi bey hdp hayır mu diyecek sizce
YanıtlaSilKonuyla ilgili değil ama hocam mb nin yaptığı bu örtülü faizin dış borç ödemeler dengesi ayrıca kamu alacakları ile ilgili döviz oranının usd kuru için 3.5336 ya sabitlenmesi özel sektörün usd dan ayrıca bireylerin kısa vadeli zararı için hesap vermesi gereken merci bunun hesabini nasıl vericek.240 ay a çıkmış konut kredisi ama mb sözde faiz artirmamis ama yüzde 11.50 lerde faizler.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHocam koymussun makaleyi gedigine...
YanıtlaSilRomandaki durum Turkiyedekiye ne kadarda cok benziyor. Ama Cottard'din unuttugu bir gercek var o da er, gec Mahkemeyi Kubrada yargilanacak olmasi.
YanıtlaSil