Dalgalı Kur Rejiminden Dalgalı Faiz Politikasına
Kur rejimleri esas olarak sabit ve dalgalı
kur rejimi olarak iki başlıkta toplanır. (1) Sabit kur rejiminde merkez bankası
yerli paranın çeşitli yabancı paralara karşısında kurunu belirler ve ilan eder.
Bu kurlar, merkez bankası bunları değiştirinceye kadar bu şekilde devam eder.
Eğer ekonomide yaşanan çeşitli gelişmeler sonucunda yerli paranın dış değerin
düşürmek gerekirse o zaman merkez bankası yeni ve daha yüksek bir kur
belirleyip ilan eder. Buna devalüasyon deniyor. Eğer tersi söz konusu olmuşsa o
zaman da yerli paranın değerini yükseltir ve daha düşük bir kur belirleyip ilan
eder. Bun da revalüasyon denir. (2) Dalgalı kur rejiminde kurlar serbest
piyasada belirlenir. Kurlar hiç kimsenin onayını beklemeden piyasadaki arz ve
talebe göre sürekli değişim gösterir. Burada merkez bankasının kurla ilgili bir
karar alması gerekmez. O nedenle dalgalı kur rejiminde yerli paranın değer
kaybına devalüasyon veya değer kazanmasına revalüasyon denmez, değer kaybı veya
kazancı denir. Bazı ülkelerde dalgalı kur rejimi müdahalesiz uygulanır. Yani
kurun belirlenmesine merkez bankası karışmaz ve olayı tümüyle piyasa güçlerine
bırakır. Bazı ülkelerde ise dalgalı kur rejimi müdahaleli olarak uygulanır.
Yani Merkez bankası kurun belirlenmesini piyasaya bırakmış olsa da arada bir
girip piyasadan döviz alarak ya da döviz satarak piyasada kurun oluşumuna
müdahale eder. Her iki tip dalgalı kur rejiminde de merkez Bankaları, kurlarda
ortaya çıkan oynaklıklara belirli ölçülerde müdahale ederler.
Faiz politikası, kur politikasından
farklıdır. Merkez bankaları, bankalara sağladıkları fonlara uygulayacakları
faiz oranlarını belirleyip ilan ederler. Merkez bankalarının temel bir faiz
oranı vardır. Bu faiz oranları her gün her an değişmez. Olağanüstü bir değişim
yaşanmadığı sürece Merkez bankaları bu oranları bir sonraki toplantıya kadar
değiştirmezler. Bazen merkez bankalarının faiz oranlarını aylarca hatta
yıllarca değiştirmeden bıraktığı olur. Mesela İngiltere’de Merkez Bankası faizi
2016 Ağustos’undan bu yana 0,25 ile eksi 0,25, ABD’de Aralık 2016’dan beri 0,50
ile 0,75, Euro Bölgesinde Mart 2016’dan beri 0,00 ile eksi 0,05 arasındadır.
Çeşitli ülkelerin merkez bankalarının
uyguladığı faiz oranları ve bu orana geçtikleri tarihler aşağıdaki tabloda
gösterilmektedir.
Ülke
|
Oran
|
Değiştiği Tarih
|
ABD
|
0,75
|
14.12.2016
|
Brezilya
|
12,25
|
22.02.2017
|
Çin
|
4,35
|
23.10.2015
|
Çek Cumhuriyeti
|
0,05
|
11.01.2012
|
Euro Bölgesi
|
0.00
|
3.10.2016
|
Macaristan
|
0.90
|
24.05.2016
|
Hindistan
|
6,25
|
4.10.2016
|
Endonezya
|
6,50
|
16.06.2016
|
İsrail
|
0,10
|
23.02.2015
|
Japonya
|
0,00
|
1.02.2016
|
Meksika
|
6,25
|
9.02.2017
|
Rusya
|
10,00
|
16.09.2016
|
Suudi Arabistan
|
2,00
|
17.03.2016
|
Türkiye (Görünen)
|
8,00
|
24.11.2016
|
Türkiye (Gerçek)
|
10,71
|
9.03.2017
|
Her ülkede farklı bir ad taşıyan bu temel
faiz oranına Türkiye’de politika faizi deniyor. Türkiye’de Merkez Bankası’nın
bankaları fonlamakta kullandığı birden fazla imkân ve dolayısıyla birden fazla
faiz oranı vardır. Bugün itibariyle Merkez Bankası’nın üç temel fonlama imkânı
ve dolayısıyla üç farklı faizi bulunuyor: (1) Gecelik borç verme faizi (yüzde
9,25). (2) Haftalık repo ihalesi faizi (yüzde 8,00). (3) Geç likidite penceresi
faizi (yüzde 11). Merkez Bankası son 2 aydır haftalık repo ihalesi açmıyor.
Dolayısıyla bu imkân ve faiz askıya alınmış durumda. Geç likidite imkânı
geçmişte ancak istisnai hallerde kullanılan bir imkân iken son 2 ayda her gün
kullanılan bir imkân haline geldi. Hatta Merkez Bankası bu imkânı bir çeşit
politika faizi haline getirmesine karşılık yukarıdaki tabloda gösterildiği gibi
hala politika faizi olarak 2 aydır hiç kullanılmayan haftalık repo ihalesi
duruyor.
Birden fazla faizi olduğu için Merkez Bankası’nın
bankaları hangi faizle fonladığını bulabilmek için ağırlıklı ortalama fonlama
maliyeti denilen ortalama faizine bakmak gerekiyor. Bu da her akşam, o gün
itibariyle bankalara kullandırılan gecelik fonlama imkânının ve geç likidite
penceresi imkânının ağırlıklandırılmış faizine bakarak bulunuyor. Bu da her gün
duruma göre değişiyor. Bu eskiden de böyleydi. Birden fazla faiz söz konusuysa
faiz her gün değişecek demektir. Ne var ki son 2 ayda özellikle kurlarda
yaşanan oynaklıklar Merkez bankası faizinin de buna uyum sağlayabilmek için
giderek oynak bir hale gelmesine yol açıyor. Mesela son 8 işgününde Merkez Bankası’nın
ortalama faizi şöyle bir seyir gösteriyor:
Günler
|
MBOF
|
Politika Faizi
|
1.03.2017
|
10,38
|
8,00
|
2.03.2017
|
10,42
|
8,00
|
3.03.2017
|
10,53
|
8,00
|
6.03.2017
|
10,62
|
8,00
|
7.03.2017
|
10,62
|
8,00
|
8.03.2017
|
10,61
|
8,00
|
9.03.2017
|
10,71
|
8,00
|
10.03.2017
|
10,82
|
8,00
|
Tablodaki politika faizi Merkez Bankası’nın haftalık repo ihalesinde uyguladığı faiz oranını gösteriyor. Merkez bankası, haftalık repo ihalesini 2 aydır yapmıyor. Dolayısıyla yüzde 8 oranındaki politika faizi tamamen göstermelik bir faiz. MBOF ise, yukarıda sözünü ettiğim Merkez Bankası’nın gecelik fonlama ve geç likidite imkânı faizlerinin ortalaması olan ortalama fonlama faizini gösteriyor. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın asıl politika faizi artık bu faiz. Tablodan görüleceği gibi bu faiz de her gün farklı bir oranda oluşuyor. Bu da bize TCMB’nin diğer merkez bankalarından farklı olarak değişken ya da dalgalı faiz politikası uyguladığını gösteriyor.
Merkez Bankası’nın, dalgalı kur rejiminin
yanında bir de dalgalı faiz politikası uygulamasının bazı avantajları var.
Bunların başında piyasaya uyum sağlamak, değişen koşullarda hemen bu koşullara
göre faizi ayarlamak gibi üstünlükler sayılabilir. Ne var ki bu rejimin bazı
sakıncaları da var. Her şeyden önce kurda yaşanan oynaklık aynı şekilde faize
de yansıyor. Öte yandan Merkez Bankası kuru piyasaya bırakmanın yanında faizi
de piyasaya bırakınca bu kez piyasaya yön vermek yerine piyasanın peşinden
sürüklenmeye başlıyor. Öyle olunca da piyasaya yön veremiyor, tam tersine
piyasa ona yön veriyor.
Not: Dalgalı faiz
politikası deyimi, bu çerçevede, ilk kez burada kullanılıyor.
Elinize sağlık hocam çok güzel bir yazı olmuş . Bize çok şey katiyorsunuz
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHocam, bir de "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" var, bu da dünyada ilk kez ülkemizde uygulanacak. Bu nedenle sizin tarif ettiğiniz faiz sistemine de bence "Cumhurbaşkanlığı MB dalgalı faiz politikası" demek gerekir, yoksa alınganlık olur. Bir de müslümanlar icat yapamaz derler, çekemiyorlar bizi.
YanıtlaSilDünyada ilk olan çok şey var burada ama işe yarar şeyler değil ne yazık ki. Hep arkadan dolanıp cinlik yapma işleri.
SilDalga iyidirrrrrr.. Canınızı sıkmayın...
SilDalgalar denizlerdeki birikintileri ve atıkları temizler.
Dalgacı insanlar güleryüzlü ve mutlu olurlar.
::)))
hayat dalgaya gelmez.kendini çok nahoş yerlerde bulabilirsin
SilDalgacı insanları ben de severim ama devlet ya da merkez bankası dalga geçmez. Onlar dalga geçerse bizim için iyi olmaz.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilVerdiğiniz tabloya göre faiz her gün artıyor. 1 Mart ile 9 Mart arasında 0,33 puan fark var. PPK toplantıları sonrasında açıklanan faiz kararı alelade bir parametreye dönüşmüş. Bu durum yatırımcıyı nasıl etkiler?
Teşekkürler
Etkilemiyor zaten.
SilHocam merhaba,birkaç merak ettiğim sorum vardı;
Sil-Etkilememesinin sebebi yatırımcı artık gelmediği için mi?
-Yatırım finansman aracı kurumunun tek başına borsada puanları etkilediği haberleri var.Benim öğrendiğim kötü niyetli yabancı yatırımcılar ülkeye girip kur fiyatını aşağı çekip sonra TL si ile hisse satın alıp belli zaman sonra aniden borsadan sonra da düşük kur üzerinden çevirdiği para ile ülke dışına çıkabilmektedir. Ülkemizde bunu önleyecek rezerv olmadığı için tonlarca yabancı şirket tek başına yapabilecek potansiyelde iken Türk şirketinin bu oynaklığa sebep olması kafa karıştırıcı mı?http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1991916-borsadaki-yukselise-tek-bir-kurum-onculuk-ediyor
-Yapılacak yatırımlar için halkı ortak edip hisse satmak kar payı olayı ile aynı mantıkta mı işliyor?Bizim icadımız mı?
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/694268/Halkin_parasiyla_konut_yapacaklar.html
-Opsiyon sözleşmeleri gerçekten kurtarıcı mı?50.000 tl si olmayan iş sahipleri dolar oynaklığından etkilenmye mahkum mu?
Yatırımcı geliyor çünkü burada faiz çık yüksek, her geçen gün daha da yükseliyor. İyi para kazanıyorlar. Ama gelen kalmıyor parayı çarpıp kaçıyor, sorun orada. Baksanıza cari açığın üçte birini kaynağı bilinmeyen paralarla finanse etmişiz.
Silgardı düşme noktasın da hala kuyrugu dik tutmaya calısıyor referandumdan sonra dişgüçler seneryosu raftan iner
YanıtlaSilİyi günler Mahfi Bey, tahmin ettiğim kadarıyla bir süre daha önemli olacak "Merkez Bankası’nın ortalama faizi"ni (hangi miktarda paraya gecelik fonlama faizini kullandırdığını, ne miktarda geç likidite imkânı faizini kullandırdığını) nereden takip edebiliriz?
YanıtlaSilİyi çalışmalar,
Emre Duran
MB web sitesi istatistikler/piyasalar/ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti.
SilTeşekkürler.
SilMB faizi arttirmamak icin direniyor cunku faizi arttirirsa banka iflaslari baslayacak. Ekonomi su anda bunu kaldiramaz, referandum oncesi hukumet boyle bir seye asla izin vermez. MB faizi arttirmak istiyor ancak, bankalar hukumete faizin arttmamasi, faizin artmasi halinde karlarinin azalacagini, zarar edecegini soyluyor, faiz azalsin diye lobi yapiyorlar. Gerci bankalarin lobi gucleri de pek yok, yani finans dunyasi ve ekonomi yayinlarinda sozleri hic gecmiyor. Gecse bu kadar faiz arttirilsin, niye arttirilmiyor, bak doviz aldi basini gidiyor koylu ciftci nasil mazot alacak gibi yayinlar yapmazlardi.
YanıtlaSilHukumette MB baskanina emir vermis, arttirma faizi diye, arttiriyorsan bile gostermeden masanin altindan arttir demis. MB'de gizli gizli arttirmaya calisiyor.
Artırıyor ama artırmamış gösteriyor ve bu yolla da bankalara faiz artırmamaları için baskı yapılıyor.
Sil2010 sonrası istisna süreler hariç neredeyse sıfır/negatif reel faiz uygulanıyor..
SilAynı dönemde kredi faizi ile enflasyon(mevduat faiz oranı)arasındaki fark neredeyse 2-3 katına çıkmış. Bankalar kar rekorları kırıyor.
Faiz karşıtlığı söylemleri ayyuka çıkmışken, bankalar rekor kırıyor.
Ne ilginç değilmi?
Bu dönemde banka hisse el değişimlerine bakmakmı gerek acaba?
Hocam bu bilgileri senden başka bulabileceğimiz yerler yok kadar az
YanıtlaSilEh ben buluyorum ya :-)
SilTebrik ederim hocam, yine son derece faydalı bir yazı olmuş. 09/03/2017 tarihi itibari ile % 10,71 olan MBOF aslında reel sektörün fonlanma maliyetleri açısından da bizlere çok önemli bilgiler sağlıyor. Bankaların ellerindeki fonu piyasalara plase ederken kullandıkları faiz bugün itibari ile ortalama olarak % 14-15 bandında seyrediyor. Bankaların piyasadan mevduat toplama yarışına girdikleri şu günlerde, söz konusu mevduatlar için verilen faizlerin % 12,5 seviyelerine kadar çıktıklarını gözlemliyoruz. ( Hoşgeldin faizi vb.. isimler adı altında ) Bankacılıkda kullanılan önemli göstergelerden bir tanesi olan kredi / mevduat rasyosunun % 118 seviyelerine gelmesi ise bankacılık sektörümüzün her ne kadar sağlam temeller üzerine otursa bile işlerin pek de iyi gitmediğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir diye düşünüyorum. Avrupa da bu oranın ( kredi / mevduat ) % 70 dolaylarında olması bizim bu konuda daha dikkatli olmamızı gerektiriyor sanki. Mevduatın yeterli olmadığı durumda dış kaynaklardan borç alarak, reel sektörün fonlanmasını sağlamaya çalışan bankalarımızın gidişatı pek de iyi görünmüyor.
YanıtlaSilHülasa hocam; Sonunda yine sizin her zaman söylediğiniz yere geliyoruz, günü kurtarmak yerine yapısal ve rasyonel reform ve önlemlerle ekonomimizi düze çıkarmaya çalışmalıyız.
Giderek hayale dönüşüyor bu dediğiniz.
SilHayal bile değil artık hocam...
SilHalka, kobilere, şirketlere sus payı vererek depremin şiddeti büyütülüyor sadece.
Uyuşturucu kesilince kriz patlayacaktır.
HOCAM HEP YAPISAL REFORM DİYORSUNUZ YA, BAŞKANLIK LA MI OLACAK BU, NE DERSİNİZ. BÖYLE DAHA MI KOLAY OLUR?
YanıtlaSilMevcut sistem zaten başkanlık. Yapmak isteyene itiraz eden mi var? Olsa da onu dinleyen mi var?
SilHocam merkez bankası neden haftalık repo faizlerini kullanmıyor
YanıtlaSilDiğer ülkelerin faiz oranları ile karşılaştırıldığında sanki Türkiye'de faiz artırılmamış gibi gözüküyor,ayrıca haftalık repoyu kullandığında siyasi baskı oluşuyorken,gecelik faiz artışına göz yumuluyor...
SilOnun faizini artırmak zorunda kalmamak için.
SilHocam, ekledik ekonomi sözlüğüne. :)
YanıtlaSilYakında mülakatlarda sorarlar.
SilHocam piyasaya hakim olma işi de varlık fonuna bırakıldıysa bindik alamete gidiyoruz kıyamete diyebilir miyiz? Korkum dımdızlak bırakacak bizi piyasada ki yabancı oyuncular
YanıtlaSilVarlık Fonu başlı başına bir sorun.
SilBankalar şu an denetleniyormu.veya denetleyenler bagimsiz mi...
YanıtlaSilBDDK denetliyor. Ayrıca bağımsız denetim var.
SilHocam devlet bankalarının olağanüstü yedekleri mi devlet bütçesine gelir olarak aktarılıyor
YanıtlaSilKârlarından temettü aktarılıyor.
SilHocam bize anlatılanlara göre Merkez Bankası'nın piyasaya en iyi müdahale aracı repo işlemleri. Eğer bu böyleyse neden MB 2 aydır repo işlemi yapmıyor?
YanıtlaSilTeşekkürler
Çünkü repo ihalesinin faizi yüzde 8 ve bu aynı zamanda uluslararası alanda MB'nin faizi olarak biliniyor. Bu faizi değiştirmezse piyasaya çok ucuza para vermiş olacak. Değiştirse bu kez bütün dünyada MB faizi artırdı denecek, onu da politikacı istemiyor. Bu yüzden bu tür dolambaçlı yollardan gidiyoruz.
SilHocam tebrikler.
YanıtlaSilPek ilgisi yok ama yorumlara bir sıra numarası koymak mümkünmü.Tümünü takip etmek daha kolay olur tahminimce
Bugünkü geri sayım programında bu konunun aklınıza geldiğini ve bu konuda yazacağınızı söylemiştiniz.bu kadar çabuk yazmanız çok önemli ancak önemli olan bu kadar hızlı yazacak kadar birikime sahip olmanız.
Tekrar yazı için tebrik ederim
Çok teşekkür ederim.
SilÖyle bir şey yapma imkanı var mı bilemiyorum bir bakacağım.
hocam 70li 80li 90li yillarda nasildi mb faiz politikasi o donemlerde mesela 24 ocak oncesi merkez bankasi faizi 0,25 indirdi arttirdi durumu var miydi.
YanıtlaSilSizce onumudeki aylarda enflasyon uzun sure cift hanede takili kalir mi
Geçmişte MB' nin günlük faiz belirlediği bir dönem hatırlamıyorum. Bankaların her an faiz değiştirdiği dönemler oldu. Mesela 1994'de. Ama MB nin bu kadar sık değiştirdiği bir dönem hatırlamıyorum.
SilBir iki ay kalır.
Hocam bu yazınıza istinaden söylemek istediğim ve sormak istediğim bir şey var.
YanıtlaSilSorum: Dünyada faizlerini 250 baz puan arttırmasına rağmen, parası değer kaybeden ülke hangisidir?
Söylemek istediğim şey yazınızı okurken aklımda şekillendi ister istemez:) MB'nin Politika faizi gibi güçlü bir silahtan vazgeçmesi; elinde f-16'ları, tankları, topları olan bir ordunun sadece tabancalarla savaşması gibi olmuyor mu hocam? Halbuki esas hasarı verecek olan sürekli olmayan ama bir kerede işi bitirecek olan vuruş güçleridir, her gün her saniye ateş eden tabanca yani geç likidite penceresi değil.
Aynen öyle oluyor. Ama politikacı böyle yönlendiriyor.
SilHocam Ortalama Fonlama Maliyeti 10.82 oldu. Sanırım Çarşambaya kadar 11'e dayanacak ve sonra tek faize geçecek MB. Yani umarım böyle yapar..
SilHocam ellerinize sağlık benim açımdan önemli bir soru olduğu için cevaplarsaniz çok ama çok sevinirim bu görüntüde piyasa Fed kararı ve merkez bankası PPK toplantısı öncesi önden fiyatlaniyor diyebilir miyiz görünüm onu gösteriyor gibi bir de dolar/Tl kurunda gelecek hafta için fed faiz arttirimi ve merkez bankasının faiz artirmama durumunda neler yaşanır sizce
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilDiyebiliriz, piyasa önümüzdeki günlerde atılacak adımları fiyatlıyor.
Önceden fiyatlama olduğu için bir bölümü yaşanıyor zaten.
Hocam öncelikle ellerinize sağlık kafamizdaki soru isaretlerine cevap oluşturduğunuz için teşekkürler benim bir sorum olacaktı fed kararı ve merkez bankası PPK toplantısı öncesi piyasa önden fiyatlaniyor diyebilir miyiz bir de dolar/Tl kuru Ocak başındaki 3.90 seviyesine bu şartlarda zor ulaşır diyebilir miyiz Cevap verirseniz çok sevinirim hocam
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilŞimdilik diyebiliriz ama bir sonraki ve ondan sonraki Fed faiz artırımları görünümü çok değiştirir.
Hocam ben piyasada binlerce aktörlerden biri olarak mb'nin verdiği kararlara karşı nasıl tepki vereceğimi bilemiyorum. Acaba herkesin de benim gibi kafası karışık mı? Nasıl bir pozisyon alacağımi bilemiyorum.
YanıtlaSilEmin olun herkesin kafası karmakarışık.
SilHocam neden faizlerin düşük olmasını böylesine diretiyor yöneticiler ?
YanıtlaSilÇünkü faizin enflasyon yarattığı iddiasını öne sürüyorlar. Yani meseleyi (neden - sonuç ilişkisini) tersten okuyorlar. Bu yeni bir şey değil. Türkiye'de geçmişte de aynı tersten okuma sorunu vardı. 94 krizi o nedenle çıkmıştı.
SilPolitika faizi sabit tutulmasına rağmen , o zaman 3 aydır artan enflasyon neden artıyorkineeeeee....:)
SilSayın hocam. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.
YanıtlaSilSingapur gibi ülkelerde uygulanmakta olan, kurun belirli bir bant içerisinde yer almasına imkan veren, dalgalı faiz politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ülkemizin döviz rezervleri daha kısıtlı ancak böyle bir sistemin uygulanması mümkün olabilir mi?
http://www.mas.gov.sg/Monetary-Policy-and-Economics/Monetary-Policy/Monetary-Policy-Framework.aspx
Singapur'dan selamlar,
Teşekkürler benden de size ve Singapur'a selam.
SilBizdeki sorun bu tür bir mekanizmanın gerektirdiği bağımsız karar alma ve kurallara uyma altyapısının eksikliği. Bir aşamada politikacı devreye giriyor ve sistemi zedelemeye başlıyor. Bu tür rejimler kurallara uyulmasını ve parasal otoritenin bağımsızlığına saygı durulmasını gerektirir.
Cevabınız için teşekkür ediyorum.
SilBu durumda, teorik olarak, faiz kontrolü rejiminden tamamen çıkıp Merkez bankasının alım satımlarla kuru yönetebileceği (exchange rate-based monetary policy) rejime geçmemiz mümkün olamaz mı dersiniz? (İlave döviz rezervi ile birlikte)
Singapur'da uygulanmakta olan sistem Monetary Authority of Singapore'un websitesindeki aşağıdaki bağlantıda açıklanıyor.
http://www.mas.gov.sg/~/media/MAS/Monetary%20Policy%20and%20Economics/Monetary%20Policy/MP%20Framework/exchangePolicy.pdf
Ülkemizde bu alanda yapılmış teorik bir çalışmaya rastlamadım.
Selamlar,
Yapmayın bu dediğinizi ABD bile yapamaz., Hedge fonlar , Londra ve diğer bilimum traderlar elinde ülke maymun olur....
SilSermaye hareketlerinin bu kadar serbest olduğu, iç meseleler nedeniyle risklerin yüksek olduğu bu ortamda bu yöntem iyi sonuç vermez.
SilHocam günaydın, elinize sağlık. Kafamda aylardır yanıt bulamadığım bir soru var sizinle paylaşmak görüşünüzü almak istedim. Merkez bankası, siyasi ve toplumsal tepkileri azaltmak için sabit kur rejimine geçebilir mi ? Geçerse etki ve sonuçları ne olur? Saygılarımla, Emin
YanıtlaSilÜlkenin helvasını hep birlikte yeriz....
SilMerkez Bankası bugünkü ortamda dalgalı kuru bile savunamaz durumdayken sabit kuru nasıl savunacak?
SilElbette savunulamaz Ancak Hocam benim sorudaki kastım; sabit kurun ülke içinde algıya yönelik zoraki kullanılmasını engelleyebilecek bir mekanizma var mı ? Yoksa ve zoraki uygulamaya geçilirse etkileri neler olacağı yolundadır. Teşekkür ederim.
SilHocam acaba geçmişte faizler Türkiye de çok yüksek seviyede iken sorun olarak karşımıza çıkan problemlerle bugünkuleri karşılaştırdığımızda ne dersiniz. Geçmiş sorunları bilemiyorum
YanıtlaSilGeçmişte faizler çok yüksekken kamu kesimi borcu yüksek özel kesim ve hanehalkı borcu düşüktü. Bugün faizler geçmişe göre düşük kamu kesimi borcu düşük ama özel kesim ve hanehalkı borcu yüksek.
SilHocam birinci tertip net kardan mı yoksa karın mı yüzde 5i. Karışıklık var sanırım
YanıtlaSilBilmiyorum.
SilDeğerli hocam mükemmel yazınız için çok teşekkür ederiz. Ancak faiz oynaklığı vs kur oynaklığı ve faizleirn yumuşatılması (İnterest smoothing) onularında oldukça geniş bir ilteratür oluştuğunu belirtmeme müsaade ediniz. Bu doğrultuda 2013'te ben de Cumhuriyet'te şöyle bir yazı düşmüşüm: https://yeldane.files.wordpress.com/2014/09/yeldan436_25ara13_istikrarlc4b1faizoynakkur.pdf
YanıtlaSilBir de
Cömert, Hasan, A. Erinç Yeldan and Akın, Gökçe (2011) “Interest Rate Smoothing and Macroeconomic Instability under Post-Capital Account Liberalization Turkey”, Canadian Journal of Development Studies, 31(3-4): 459-482.
ve
Yeldan, A. Erinç, Güneş Kolsuz and Burcu Ünüvar (2014) “Turkish Monetary Policy Under Turbulent Times”. Review of Middle East Economics and Finance, 10(3): 247-262, December.
içinde konuyu daha teorik bazda incelemiş idik.
Ben de TCMB'nin uzun zamandır bir yandan enflasyon hedeflemesi yapacağım derken, bir yandan da hem kuru, hem faizi "istikrarda" tutma gibi "Herculean" ve olanaksız bir politika izlemekte olduğunu ve bu yüzden de aslında hiç bir şeyi "hedefleyemediğini" düşünüyorum.
Sonsuz saygılarımla.
Erinç Yeldan
Değerli hocam,
SilAşağıdaki yorumunuza verdiğim yanıta ek olarak son paragrafta ortaya koyduğunuz düşünceyle aynı görüşte olduğumu vurgulamak isterim.
Saygıyla
İki usta iktisatçıdan sonra bizim gibi sıradanların söylediklerini dikkate alır mısınız bilemem ama:
Sil1) "Varlık Fonu"nun, MB'nin ister tarihi (hâlâ kaldıysa!) saygınlığının sağladığı bir tutam özerkliği sebebiyle ve MB'nin kanunlar çerçevesinde yapabileceklerinin "ötesinde" fonksiyonları olduğunu Mahfi Bey'e de Erinç Bey'e de hatırlatmak isterim. Eğer 16 Nisan'da "evet" sonucu çıkarsa, "Varlık Fonu" de-facto şekilde hızla kullanılmaya başlanacak, ve adeta "perde arkasındaki Merkez Bankası" şeklinde hareket edecek. TCMB, figüran statüye düşmek üzere, eğer 16 Nisan'da "evet" sonucu çıkarsa.
2) "Net hata noksan" denen olayın bu ülkede çok tehlikeli boyutlara ulaştığını, sizin gibi birkaç usta iktisatçının uyarıları haricinde, kimsenin umursamadığını hatırlatırım. "Net hata noksan" şemsiyesi altında gelen para, yıllardır, MB'nin ulaşabileceği sınırları aşacak şekilde kullanılıyor zaten. Demek ki TCMB'ye, birileri tarafından, figüran rolü uygun görülmüş ve banka bugünlere hazırlanmış.
TCMB, şu anda, faiz konusunda "deneysel oyunlar" oynayabiliyor kanunların kendisine çizdiği sınırlar içinde kalmaya çabalayarak.
Fakat gelin görün ki, TCMB'nin bileti çoktan kesildi. "Varlık Fonu" = "Yeni MB" (Eğer 16 Nisan'da "evet" sonucu çıkarsa)
Burada sizi görmek güzel☺Saygı ve sevgiler hocam....
SilHocam madem faiz neden enflasyon sonuç ozaman bu fed neden faizi ciddi oranda artırıp enflasyon yaratmaz hiç anlamam:)
YanıtlaSilDemek ki faiz neden değil sonuç :-) Ama bunu anlamayanlara anlatmakta sorunumuz var. Yani sorun bizde galiba :-)
SilHocam arabada mars basmiyorsa neden arabayi calistiramiyoruz sorun bizde diyelim ki? Mars basmiyor iste. Sorun adamlarin kafasinda bizde degil.
SilHocam uygulanan dalgalı faiz politikasının Merkez Bankasının sofistikasyonunu ortaya koyması açısından
YanıtlaSilönemli bir gösterge olduğunu söyleyebilirmiyiz?
Kesinlikle
SilHocam Oncelikle elinize saglik . Sadece sizin yazilarinizi okuyorum ve oldukca objektif oldugunuzu dusunuyorum. Bir sorum olucakti. Merkez Bankasi Politika faizini degistirmeden daha baska hangi silahlarini kullanarak doviz kurlarini ve enflasyonu dizginleyebilir. Tum silahlarini cektimi (Politika faizi disinda) yoksa hala cekebilecegi silahlar varmi ? Tesekkurler
YanıtlaSilPolisiye önlemler dışında bir şey kalmadı galiba.
SilKuzey kore orjinalden daha orjinal dolar basıyor.Bizimkiler yakında kuzey koreye resmi bir heyet gönderirlerse şaşmam😂😂😂
SilBuna gerek kalmadi Akif, 16 Nisandan sonar baskan ulkenin adini Bati Kore seklinde degistirecekmis.
SilEvet 2 yıllık tahvil fazileri 12.26 (2009 dan sonraki en yüksek oran) Bugünkü faiz artışı tam %7.
YanıtlaSilTam 8 senelik dip oluşumu bugün itibari ile tamamlandı.
Dipten kopuş başladı ver elini 20 ler.. (yapısal reformaların yapılmadığı , hovardaca heba edilen 10 yıllar)
Küçülme !
Resesyon !
Kurda yükselişler ! (TL nin değer kaybetmesi)
Üstüne borçlanma faizlerinde yükselişler.
Üstüne bir de savaş geldimi...
Dadından yenmez değilmi..
Ah benim fakir ve gururlu halkım.
Tanrı Türkü korusun...
Ihhh. Senin annen bir melekti yavrum :(
Hocam döviz dalgalı, faiz dalgalı. Dalga boyları gittikçe yükseliyor. Bu iş enflasyon tsunami'sine gider mi?
YanıtlaSilYazınız için teşekkürler hocam. Dün gece dolar ve euronun artışından sonra MB fonlama yapmayacağını duyurdu ve 3 kuruşluk düşüş yaşandı kurlarda.Bu düşünün sebebi bankalardaki tepkiler mıdır?
YanıtlaSilFonlama olmayınca dövize talep de düştü. Tehlikeli bir hamle bu. Umarım ciddi sıkıntılara yol açmaz.
SilHocam çok teşekkürler, ellerinize sağlık. Benim gibi ekonomi alanına yeni ilgi duymuş biri bile yazıda anlatılmak istenenleri anladı. Bir konuya hakim olmak kadar klonuyu bu sadelikte anlatabilmek de çok değerli bir yetenek. Sağolun varolun...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilDeğerli hocam, mükemmel yazınız için çok teşekkür ederiz. TCMB gerçekten bir yandan fiyat düzeyini, bir yandan faizi, bir uyandan kuru istikrara kavuşturacağım diye hiç birinde başarı sağlayamıyor, zira politaka aletleri yetersiz/tutarsız/çelişkili. Ancak, yazınızda geçen faiz oynakılığı ve faizin yumuşatılması (interest smoothing) üzerine uluslararası düzeyde geniş bir literatür olduğunu hatırlatmama müsaade ediniz. ben de bu konuya iki maklalemle katkıda bulunmuş idim. İlginizi çekebilir. Cömert, Hasan, A. Erinç Yeldan and Akın, Gökçe (2011) “Interest Rate Smoothing and Macroeconomic Instability under Post-Capital Account Liberalization Turkey”, Canadian Journal of Development Studies, 31(3-4): 459-482. ve Yeldan, A. Erinç, Güneş Kolsuz and Burcu Ünüvar (2014) “Turkish Monetary Policy Under Turbulent Times”. Review of Middle East Economics and Finance, 10(3): 247-262, December.
YanıtlaSilDeğerli hocam.
SilSizin Güneş Kolsuz ve Burcu Ünüvar ile yazdığınız makaleyi zamanında okumuş ve çok yararlanmıştım. Diğer ikisini bilmiyordum bu vesileyle öğrenmiş ve okumuş oldum, çok teşekkür ederim.
Dikkatinizden kaçmamıştır. Ben biraz daha farklı bir açıdan bakıyorum olaya. Merkez Bankası sizin yazılarınızda değindiğiniz ve literatürde yeri olan teorik bazda bir yaklaşım içinde konuya yaklaşmış olsaydı ben bu yazıyı yazmazdım. Bence tamamen farklı bir baskı altında tam olarak ne sonuç vereceğini bilmediği bir işi yapıyor. Ve ben bu gidişten ciddi sıkıntılar çıkacağından endişe duyuyorum.
Hocam merkez bankasının bu şekildeki farklı yollardan gitmesi keşfetme içgüdüsü ile alakalı mıdır? Teşbihte hata olmaz.
YanıtlaSilHani bir sporcu vardı herkez yüzüstü atlarken o sırtüstü atlardı. Dalga geçerlerdi şuan ise en çok kullanılan yöntem.
Statükoya karşı çıkmak biz gençlere herzaman keyif vermiştir.
Kişisel olarak bu tür keşifler kişisel sonuçlar verir ve o kişiyi ilgilendirir ve fatura kişiye çıkar. Ama devlette bilinmeyen alanlarda yapılan denemeler sorun yaratırsa fatura bütün topluma çıkar.
SilFakat hocam sizde bilirsiniz ki makroekonomik teknikler kişiselleştirilmesi imkansız ensturmanlar. Dediğim gibi dogma olmuş teknikler ve gerçekler artık biz gençleri sıkmaya başladı. Vesselam,
SilHocam mukemmel bir yazi olmus, cok tesekkur ederiz, saygilar
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHocam Merhaba,
YanıtlaSilBöyle bir dönemde döviz geliri sürekli olan şirketler açısından uzun vadeli(usd ,eur) yatırım kredisi borcuna girmek ne derece rasyoneldir?Yoksa mevcut pozisyonları koruyup, borçları hafifletmek mi gerekir?
Döviz geliri varsa, yüksek ve sürekliyse fazla sorun olmaz.
SilHocam, ekonomi yazarları bu durumun sürdürülemez bir durum olarak görüyor. Sizin verdiğiniz bilgilerle de birleştirince, anladım şu: Merkez bankası, diğer bankalara borç verirken her geçen gün daha yüksek faizden borç veriyor. Ancak özel bankalar, merkez bankasından aldıkları parayı daha düşük faiz oranlarıyla vatandaşa vermek zorunda kalıyor. Sürdürülemez olmasının nedeni burada yatıyor. Doğrumu yorumluyorum?
YanıtlaSilÇok doğru.
SilMerhaba Mahfi Bey,
YanıtlaSilBir suredir yazilarinizi takip ediyorum. Mesleginizden olmadigim halde gayet iyi anliyorum. Cok tesekkur ederim butun emekleriniz icin. ABD federal rezerv sistemi ile ilgili bir detayli bir yaziniz var mi?. Gecmise yonelik taradim ama bulamadim. Dunya ekonomisine yon veren bu sistemi birde sizin anlatiminiz ile dinlemeyi cok isterdim.
Saygilar.
Çok teşekkür ederim.
SilFed'in yaptıkları ve kararlarıyla ilgili blogda çeşitli yazılarım var ama Fed ile ilgili bir değerlendirme ve tespit yazım yok.
Bir ara yazayım.
2010 uygulanmaya başlanan asimetrik faiz koridoru bol likidite döneminde sermaye hareketlerinin istikrar bozucu etkilerini sınırlandırmak için faiz belirsizliği yaratarak fon giriş çıkışlarını yavaşlatmaya çalışıyordu.özellikle Murat Çetinkaya görevi devraldıktan sonra faiz politikasında sadeleşme simetrik faiz koridoru politikasına geçiş konusunda piyasa iletişimi yapılsa da gelen yorumlar yetersiz olduğu yönünde. Şimdi mb daha konvansiyonel bir faiz politikası izleseydi durum daha iyi olurdu demek ne kadar doğru sonuçta bunun yanıtını kesin verebilmek için kontrollü deney gerekir ki bu iktisatta sözkonusu değil ve şirketlerin ve bankaların kur ve faize hassasiyetleri mb nı böyle bir politika tasarımına itmiş olabilir mi
YanıtlaSilBence politika faizini artıramadığı için bu yola girdi.
SilHocam bankalar şirketlere verdikleri kredileri istedikleri zaman geri çağırabilirler mi? Belirli bir kriter var mı?
YanıtlaSilNormal koşullarda kredinin vadesi dolmadan çağıramaz.
Silanormal koşullarda çagırabilirmi sayın hocam.böyle bir yetkisi varmı acaba.bilginiz varmı hocam
SilMesela borçlunun taksitlerden birini ödeyememesi ya da krediyi alan şirket veya kişinin krediyi ödememek için bir takım işlemlere giriştiğinin saptanması gibi hallerde banka krediyi ger, çağırabvilir.
SilTaksit odememe kosulu bireysel krediler icin gecerli bir durumdur, soru ticari krediler icin. Ticari kredilerde boyle bir kosul yok, banka istedigi anda krediyi geri cagirabilir, bankalar ticari kredilerin hepsinde sozlesmeyi kosulsuz fesih hakkini sakli tutuyor;
Silhttps://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Kurum_Bilgileri/SSS/10522sikayet25.pdf
merhaba hocam, Yasal olarak ticari krediler için yapılmasında bir sıkıntı yok diye biliyorum.
Silbireysel krediler ise geri cagirilamiyor.
syg.
tş sayın kardeşim.maddeyide belirtmişsin sagol
SilMERKEZ BANKASI TAKİYE YAPIYOR !! YADA MERKEZ BANKASINA TAKİYE YAPTIRILIYOR!!??
YanıtlaSilhttp://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=TAKİYE
1. isim Mezhep belirtmeme, gizleme
2. Olduğundan farklı görünme
3. Sakınma, çekinme
Bir dönemin en önemli sözcüklerinden biridir.Türk siyaset tarihinin önemli tartışmalarına sebep olmuş bir sözcüktür.Yazınızı okuyunca direk çağrışım yaptı!!
1.Anlamı itibarı ile politika faizi kaçtır? diye soran birine resmi MB politika faizi %8 iken %10,70 demektir !! %8'lik faiz sanki bizim ülkenin resmi faizi değilmiş gibi gizlemektir !!
2.Anlamı itibarı ile ülkede ekonomik hiçbir sorun yokmuş gibi kabul edip,herşeyin dışarıdan gelen bir etki ile bu hale geldiğini dile getirerek aslında bu durumun geçici olduğunu kabul ederek hareket etmektir.Özel sektörün vadesi gelen döviz cinsi borçlarının,güvenlik problemleri nedeni ile ülkeye gelmekten vazgeçen turistlerin yarattığı gelir kayıplarının,kur zararı nedeni ile borç çevirme gücünü kaybeden şirketlerin ödeme problerinin,gene kur artışı nedeni ile fiyatı artan ürünlerin enflasyona olan etkilerinin hiçbiri yokmuş gibi davranarak yani olduğundan farklı gözükerek %8 olan resmi politika faizini, sorana geçici olarak %10,70 demektir.
3.Anlamı Politik güç sahibi olanların çıkarlarına zarar vermekten çekinmek,sakınmaktır.Politik gücü elinde bulunduranların amaçlarına ve hedeflerine hizmet etmektir.Politik güce zarar vermemek için sorana, politika faizi %8 denir.Politik güç, etkili olduğu kesime %8'i dayatır.Bu politik güçten alacaklı olanlar veya borç verenler başka şartlar isterler.Onlara da geçici olarak %10,70 verilir.!!
Ama geçici olarak kullanılan faiz, ne zamana kadar geçici ?? O nokta hocamın ellerinden öper.!!
Kelime kök itibarı ile arapça ve daha çok islami değerler gözetilerek kullanıldığı için anlamı açıklayan linkide ekledim..
http://www.mumsema.org/s-t/2667-takiyye-nedir-islamda-takiye-kavrami-hakkinda-bilgi.html
Hocam merkez bankasindan ayri olarak para basan Darpanelerin cok fazla metal para basmasi enflasyona yol acar mi
YanıtlaSilOzellikle son yillarda artik dunyada ve turkiyede yabanci paralara ait metal paralarda degisimde kullaniliyor bozdurulabiliyor.
Mesela Yunanistan darpanesi tam 40 kat madeni parasal genislemesine gitmis.
Kisaca bol bol Madeni pARA basmak enflasyonu artirir mi
Madeni paranin bol bol basilmasi carsi pazarda gundelik hayatta cok sik kullanilmasi piyasada hareketi arttirir mi
Son bir not Dunyadaki krizin cozumunde bol bol ama bol bol para basmanin ekonomilere hareket bereket katacagini dusunuyorum.
Madeni para, toplam para arzı içinde yüzde 1 - 2 gibi küçük bir yer tutar. Buradan enflasyon çıkmaz.
Silİlhan Kesici ismini daha önce duymuştum ama hiç incelememiştim. Fatih Altaylı'nın programına katıldı, ilk kez tanıma fırsatım oldu.
YanıtlaSilProgramı izlerken içimden dedim ki, "Acaba bu konuşan, İlhan Kesici mi, Mahfi Eğilmez mi? Çünkü ikisinde de aynı isyan var!"
Yanlış anlamazsanız iki soru soracağım.
İlhan Bey'in yıllar yılı siyasi pozisyonlarını hariç tutarsak, kendisinin önemli bir "iktisat uzmanı" olduğunu düşünür müsünüz? Sizin görüşleriniz nedir hakkında?
"Devlet Planlama Teşkilatı" önemli bir kurum mu? Yeni ismi "Kalkınma Bakanlığı" oldu ama geçmişteki şöhretli işlevi bugün söndü mü sizce?
İlhan Kesici yıllarca Devlet Planlama Teşkilatında çalışmış iyi yetişmiş bir uzmandır.
SilDevlet Planlama Teşkilatının geçmiş işlevleri ve şöhreti kalmadı.
Hocam, Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti 10,82 oldu. Tabloyu güncelleyebilirsiniz.
YanıtlaSilGüncelledim
SilHocam mevduata uygulanan reel faizin negatif seyrettiğini yaşayarak görüyoruz.Panik,kaos,kaotik hal...ne denir bilmiyorum...Insanlar azbuçuk tasarrufununun eridiğini yaşayarak görüyor..geçmiş yaşanmışlıklarla..devalüasyon tecrübesi ile malda..emtiada olması gerektiğini düşünüyor..özellikle adı konulmamış şekilde konut ve taşınmaz alımına yönlendiriliyor..Emtia fiyatlarının aşırı şişmiş olduguna dair bir korku hissetmesine ragmen çaresiz son tasarruflarınıda taşınmaza bağlıyor..Dolar ile reel varlık koruma çabalarıda manuple ediliyor.Hocam kaçınılmaz yoksullaşmak korkusu diyorum yaşadıklarımıza..Gerçeğe uyanmamız kaçınılmazmı.Varlık erimesine karşı bireysel bir tebirimuz ne olabilir.Teşekkürler.
YanıtlaSilNe yazık ki böyle net bir tedbir yok.
SilBalon en son alanın elinde patlayana kadar kar etmeye devam gayrimenkulde bir nevi rus ruleti..Bence 1,5-2 sene gideri var daha.Sonra Mortgage kredileri patır patır dökülmeye başlayınca bankalar en büyük emlakçı olacak :)
SilHocam, merkez bankasının uyguladığı faiz koridorunun sakıncaları nelerdir diye sormayı düşünüyordum size, son paragraftan cevabımı aldım, teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilSağolun
SilTablonuzda ülke sıralaması yaparken, sadece MB'lerin faiz oranını yazmakla yetinmişsiniz.
YanıtlaSilSizden ricamız şu:
"Ülke" ile "Oran" arasında "Enflasyon" sütunu açıp, bu ülkelerin en son yayınlanan enflasyon oranlarını da yazarsanız, MB'lerin faiz oranı kararı alırken temel gerekçelerinin ne olduğu daha net anlaşılır blogunuzun okuyucuları açısından.
Bunu yapar mısınız?
Güvenilirliğinden emin olmamakla beraber, http://www.tradingeconomics.com/ adresindeki veriler şöyle:
ABD:
Enflasyon oranı = %2,5
FED faiz oranı = %0,75
Brezilya:
Enflasyon oranı = %4,76
MB faiz oranı = %12,25
Çin:
Enflasyon oranı = %0,8
MB faiz oranı = %4,35
Çek Cumhuriyeti:
Enflasyon oranı = %2,5
MB faiz oranı = %0,05
Euro Bölgesi:
Enflasyon oranı = %2
MB faiz oranı = %0
Macaristan:
Enflasyon oranı = %2,9
MB faiz oranı = %0,9
Hindistan:
Enflasyon oranı = %3,17
MB faiz oranı = %6,25
Endonezya:
Enflasyon oranı = %3,83
MB faiz oranı = %4,75
İsrail:
Enflasyon oranı = %0,1
MB faiz oranı = %0,1
Japonya:
Enflasyon oranı = %0,4
MB faiz oranı = %-0,1
Meksika:
Enflasyon oranı = %4,86
MB faiz oranı = %6,25
Rusya:
Enflasyon oranı = %4,6
MB faiz oranı = %10
Suudi Arabistan:
Enflasyon oranı = %-0,4
MB faiz oranı = %2
Türkiye:
Enflasyon oranı = %10,13
MB'nin PPK (Para Politikası Kurulu, 1 haftalık repo) faiz oranı = %8
MB'nin Ortalama Fonlama Maliyeti = %10,71
Yukarıdaki verileri analiz ettiğimizde:
Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye (sadece MBOFM); faiz oranları, enflasyon oranlarının üzerinde.
ABD, Çek Cumhuriyeti, Euro bölgesi, Macaristan, Japonya; yüksek enflasyon, düşük faiz oranı uyguluyor.
İsrail'de, enflasyon oranı ile faiz oranı eşit.
Mahfi bey, "yüksek enflasyon, düşük faiz" uygulayan ülkelerin MB'lerinin gerekçeleri nedir? (Türkiye'nin durumunu hepimiz biliyoruz, parmaklarınızı yormanıza gerek yok! Diğerleri için yazabilirsiniz.)
Hocam biliyorsunuz ki ekonomi statik değil dinamiktir. Yani anlık enflasyon faiz oranı değerlendirilmesi çok sağlıklı sonuç vermez. Zaman serileri içinde değerlendirilmelidir. Örneğin abd de statik bakarsanız faiz düşük dersiniz ama dinamik bakarsanız enflasyon yükseldiği için faiz oranı arttırılıyor dersiniz.
Silyüksek enflasyon, düşük faiz tanimi bu ulkeler icin uygun degil Bu ulkeler icin uygun tanim Dusuk cekirdek ve tuketici enflasyon ornlari, Sifir nominal faiz, negatif reel faiz tanimi uygundur.
SilBu ulkelerde kasim ayinda tahmin edildigi uzere ocaktan beri maliyet kokenli enflasyonla karsilasmislardir. Bu maliyet kokenli enflasyon sanildigi uzre arz sokuna dayali degil aksine emtia baltik endeksini veri kabul edersek baz etkisinden kaynaklanmaktadir. Yani bir arz soku nedeniyle olmamaktadir. Cunku gecen senenin kasim mart arasii basta petrol olmak uzere emtialar ve baltik endexi verileri son yillarin en dip seviyesindeydi. bugun bu seviyelerin uzerinde ama hala zayif ve dusuk genel olmasi gerekn fiyat seviyelerine oranla.Dolayisiyla ortada bir baz etkisi denklemi var. Dahasi Bu ulkelerde merkez bankalar para politikasinin etkili oldugu cekirdek enflasyon ve tuketici enflasyonu merkez bankalarinin belirledigi %2-%2.5 enflasyonun altindadir. Bu ulklerde arz sokuna dayali olmayan baz etkisine dayali eflasyon orani vardir ki buna en guzel kanit bu ulekelerde ki son donemlerdeki yukselen buyume verileri ve oranlaridir. Aksi halde arz sokundan arz sokuna dayali bir enflasyondan bahsetseydik zaten kirilgan buyuyen bu ekonomiler icin araliktan beri gelen olumlu buyume verilerini goremezdik.
Bu ulekeler niye dusuk faiz uyguluyor niye enflasyonlarini yukselmek istiyor niye enflasyonlari yukselirken faiz oranlarini hala dusuk tutuyor.
Bunun yaniti bu ulkelerde uzun yillardir suren cok yakin zamana kadar da yasanilan dusuk buyume hatta resesyondur. Yine yakin zamana kadar varolan uzun yillar suren dusuk enflasyon hatta deflasyon ve hatta eksi enflasyon oranlaridir. Kosullaridir.
Peki bugun bu ulekerde enflasyon yukseliyor mu bunun yaniti su an icin evet emtia fiyatlarina dayanan baz etkisinin agirlikli oldugu bir enflasyon orani var ancak mevcut cekirdek enflasyonu ve icerigi daha genis ve genel olan tuketici enflasyon oranlari henuz merkez banakalrinin istedikleri sviyeye ulasmadi ulasamadi. Ayni sekilde her nekadar buyume seviyeleri iyi gelse de tatmin edici seviyeye henuz ulasmadi. Cogununda issizlik oranlari hala yuksek Tum Bu nedenlerden dolayi bu ulkelerin faiz oranlari dusuk
Hocam, Mavi Marmara gemisi Gazze'ye giderken bu işten anlayanların yapmayın etmeyin demelerine rağmen bütün engelleri kaldıran, sonra da "giderken bana mı sordunuz" diyen iradenin, hane halkı ve reel sektöre "borçlanırken bana mı sordunuz" demesine sizce ne kadar kaldı? Bu yıl içinde duyar mıyız?
YanıtlaSilSiz Mavi Marmara olayindan sonra Israil'in Turkiye'den ozur diledigini ve tazminat odedigini biliyor musunuz acaba?
Sildiyorlar zaten.onlar sadece kamuya bakıyorlar.hane ve özel sektör ne yapmış onları pek ırgalamıyor
SilSayın Adsız 19:31,
SilBahsettiğiniz özür ve tazminat konusunun benim sorumla en ufak bir ilişkisi yoksa da havuz medyasında yer almayan birkaç noktayı kısaca belirteyim: İsrail resmi bir özür dilememiştir, Netanyahu telefonla kişisel bir özür dilemiştir. Devletler arasında özür dilemek bizim Rusya'da dilediğimiz şekilde resmi yoldan, yazılı olarak yapılır ve hangi konuda özür dilendiği açıkça belirtilir. 20 milyon dolarlık "tazminat" ise aslında bir tazminat değil, konunun uluslararası mahkemelere götürülmemesi, yani daha fazla uzatılmaması için ödenmiş bir sus payıdır, gemide ölenlerin yakınlarının önemli bir kısmı bildiğim kadarı ile bu parayı kabul etmemişlerdir. Bu iki konunun dışında getirilmeye çalışılan Gazze'ye ablukanın kaldırılması gibi (esasen Mavi Marmara'nın gidiş sebebi zaten budur) önemli şartlar ise İsrail tarafından reddedilmiştir.
adsiz 19:31, israil'in özür dilediğine dair sözlü ibareler dışında fiziki hiçbir kanıt göremedik. Özür dediğin, Türkiye'nin Rusya'dan resmi olarak, mektup yazarak dilediği şekilde olur, öyle telefonda, öldürdüm ama çok üzüldüm diyerek olmaz.
Sil10 kişinin canı degil 20 milyon, 20 milyar usd ile bile satın alınamaz. Son olarak operasyonda insanlarımızı öldüren askerler bu anlaşma sayesinde ülkeleri dışına çıkma özgürlüğünü yeniden kazandılar. Bir düşün kim kazançlı çıktı ?
Bu arada, bana kalsa o gemiyi limandan bile cikarmazdim.
özür dilemedi.kan parası verdi.miden kaldırıyorsa dogru ölenlere karşı para verdi.hiç bir zamanda özür dilemedi.hatta ölenlerin üye oldugu dernek bu kan parasını,kan parasını ALANLARI ve hükümete şiddetli tepki gösterdi.gündemi takip etmişsen görmüşsündür.para vermek özür dilemek degildir
SilSu yorumlara bak. Normalde kendi ulkesinde muslumanlara kapiyi gosterenler simdi onlarin canlarinin derdine dusmus. Allah'tan sizin insafiniza kalmadik.
SilTazminat bir zararin tanzimi anlamina gelir. Sizin dava acma sebebiniz zararinizin tanzimidir. Israil sucunu kabul edip tazminat odemeyi kabul etmistir. Tabi ki bunun karsiliginda siz de actiginiz davalardan vaz gecersiniz. Aynen VW'nin ABD'de sucunu kabul edip hakkindaki sorusturmalarin dusmesi gibi. Buna uzlasma denir, hayati kavga ve ideolojileri nefret ile dolu olanlarin pek anlamasi mumkun degildir.
Ikinci elestri de yillarin diplomatlarindan gelmis. Ozur yazili olurmus. Telefonda ozur dilenmezmis. Netanyahu'nun kisisel ozuruymus. Valla telefon konusmasini yaziya doktugunuzda yazili oluyor. Ingilizceniz varsa haberi asagida;
http://edition.cnn.com/2013/03/22/world/meast/israel-turkey-apology/
Bakin kendi haber kanallariyla yaziya dokmusler. Ayrica Turkiye Rusya'dan ozur dilese bile tazminat odememistir. Herhalde Israil'e sorsaniz tazminat yerine mermere ozur dileklerini yazip vermeyi kabul ederlerdi.
IHH'nin tepkisinden sonra CB de cevabini vermistir. Ulkeyi IHH degil iktidar yonetiyor.
Adsız 17:25
SilBak, burada başka bir şey yazıyor:
http://www.rubincenter.org/2013/03/did-israel-apologize-to-turkey-well-no-not-exactly/
O gemi İsrail'e neden gönderildi? Gazze'ye ambargo kalksın diye. Peki Türkiye'nin bütün ısrarına rağmen kalktı mı? Kalkmadı. Gerçi ölen insanlarla VW'nin emisyonu düşük gösterilen araçlarını bir tutan zihniyete ne desek boş.
Adsiz 21:10, kendi ulkesinde bile 'ya Israil nasil ozur diler bizden, ozur dilemedi' diyenler oldugunu hesaba katarsak, Israil yalakasi bir dusunce kurulusunun 'ozur felan yok' demesini normal karsilarim. Ama bu uluslararasi tum basin kuruluslarinda dile getirilmis bir gercegi degistirmiyor.
SilMavi Marmara ambargo kalksin diye gitmedi, yardim goturmek icin gitti. Israil ile anlasma sonrasinda da Turkiye Israil'e yardim gonderme konusunda engel cikartmayacagini kabul etti. Israil sonucta BM kararlarini bile tanimayan illegal bir ulke. Ama Turkiye'nin dik durusunun sonucu da burada;
http://www.telegraph.co.uk/news/2016/07/04/turkish-ship-arrives-with-aid-for-gaza-after-deal-with-israel/
Yani diyecek bir sey yok, ben VW ile sehitleri bir tutmadim, siz orasindan anlamissiniz. Ben VW ornegini 'suclu taraf tazminati onceden kabul ederse, karsiliginda siz de dava etme hakkinizdan vazgecersiniz'e ornek olarak sundum. VW orneginde diger taraf ABD devleti. Yani VW ABD hukumetine 'sus payi' mi verdi? Oyle dusunuyorsaniz zihniyetinizi cerceveletip duvarima asarim.
Hocam merhabalar, en basit dille nasil anlatilir, çok güzel aktarmissiniz durumu, tesekkur ederiz. Hic ekonomi ya da finansi bilmeyen kişiler bile sayenizde bilgi sahibi oluyor. Hurmetler..
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilVenedik Komisyonu da HDP gibi "Hayir" diyormus.
YanıtlaSilTarihimiz boyunca bizim insanimiz icin hep en iyisini istemis, bilimsel ve medeni olan Avrupa bugun de halkimiz icin en dogru olani soyluyor.
O vakit HDP ve Avrupa'nin tavsiyelerini dinleyelim, referandumda "Hayir" diyelim.
Baskalarini dinlemek yerine kendi kendine bir seyler dusunmeyi desen daha iyi okur, boylece ruzgarin geldigi yon senin icin onemli olmaz, aksi halde bir oraya bir buraya savrulurken bir bakmissin geriye gitmissin, yillardan beri oldugu gibi..
SilVenedik komisyonu, bizim de kurucu üyeleri arasında sayıldığımız Avrupa Konseyi'nin Anayasa konusunda uzmanlaşmış alt kuruluşudur. Ülkemizde yapılacak bir Anayasa referandumunda evet ya da hayır demek gibi bir hakkı yoktur ama Konsey üyesi ülkelerde yapılacak Anayasa değişikliklerinde fikir belirtmesi asli görevleri arasındadır.
SilHDP ise bu ülkede kurulmuş ve halen TBMM'de yer alan resmi bir partidir, diğer tüm legal partiler gibi böyle hayati bir konuda görüş belirtmesi en doğal hakkı ve görevidir.
Siz de eğer oy verme hakkına sahip bir vatandaşsanız bence "o öyle diyor, bu böyle diyor" şeklinde değil de kendi aklınızın rehberliğinde, araştırarak, getirilmeye çalışılan değişikliğin neler getirip götürdüğünü ölçüp biçerek oy veriniz.
Adsiz 11:03, 2010 yilinda yapilan ve sonucunda HSYK'nin FETO tarafindan ele gecirilmesini saglayan anayasa degisikligini destekleyen Venedik Komisyonu bu, bu arada. O gun de FETO ile ayni fikireler di, bugun de. Ne tesaduf. Ayni demokratik Avrupa darbe basarisiz oldu diye karalar baglamisti. Darbe olmadi diye demokrasimiz darbe aldi. Evrim tez zaman da akil fikir mutasyonuna sebep olur umarim.
SilUnknown 16:22,
Sil2010 referandumunu "ölüleri kaldırıp oy verdirin" diyenlere, 15 Temmuz'u da "Allah'ın lutfu" diyenlere soracaksınız, ben o işlere bakmıyorum. Sizin için yukarıdaki yazımın bir bölümünü aşağı tekrarlıyorum, bir daha okuyun. Anlamazsanız evrimi beklemeyin, çok zaman alır. Türkçe okuduğunu anlama kursları var, belki onlardan bir sonuç alabilirsiniz.
Siz de eğer oy verme hakkına sahip bir vatandaşsanız bence "o öyle diyor, bu böyle diyor" şeklinde değil de kendi aklınızın rehberliğinde, araştırarak, getirilmeye çalışılan değişikliğin neler getirip götürdüğünü ölçüp biçerek oy veriniz.
Adsiz 18:15, ben de tekrar edeyim;
SilEvrim tez zaman da akil fikir mutasyonuna sebep olur umarim.
Daha neyi ve neden savundugunuzun bile farkinda degilsiniz.
kim ne der bilmiyorum... hayır demek için sadece ekonomik resmi verilerden 40 madde buldum. bir tekini bile çürütebilirseniz. yazıyı komple silicem. yeter artık 15 yıldır sömürdüğünüz... tabiki hayır diyeceğiz... sadece hdp değil, akp'nin, bbp'nin, mhp'nin seçmenleri de hayır diyor açıkça... Chp zaten hayır diyo.. "Fetöyü" başımıza saran da akp... yazı burada. http://xebatistihdam.blogspot.com.tr/2017/03/referanduma-40-gun-kala-40-ekonomik.html
SilSinan OK, niye siliyorsunuz silmeyin kalsin.
SilDaha ilk maddeden bugunu dusunerek yanlisa dusmussunuz. Hala basbakan varmis gibi dusunuyorsunuz. ABD'de Cumhuriyetcilerin, ve Demokratlarin hem baskan hem de meclis ustugunlugunun oldugu donem sayisi cok azdir. Ama hicbir zaman bu durum "krizlere" sebep olmuyor, aksina uzlasmayi arttiriyor. Insanlarin arzu ettigi o "birligi" pekistiriyor.
Sayet baskan uzlasi sergilemezse, ya da meclisteki partiler uzlasi sergilemezse halk bunu cezalandirir. Bu sizin yaptiginiz gibi farazi tahmin degil, ornegini 2016 haziran secimlerinde gorduk. AKP tek basina iktidar cogunlugunu kaybetti, koalisyon icin uzlasmaya calisti, ancak AKP'den gorece cok daha az oy alan partiler ne kendi aralarinda ne de AKP ile uzlasmayinca halk cezayi kesti.
Kriz mi cikti? Hayir. Istikrar mi bozuldu? Hayir. Sonucta yeni sistem de 'mizikcilik' yapmak, 'ben dedim olacak' demek tarihe karisacak. Halkin istedigi olacak.
Fetoyu basimiza saran AKP derken de biraz yutkunmaniz lazim, su haberi bir okuyun bakalim, tarihi 1999;
http://www.hurriyet.com.tr/guleni-savundu-39011869
Sayın Sinan Ok,
SilAz bile yazmışsınız, elinize sağlık. Bu referandum'da "evet" demek için tek bir geçerli sebep yok. Ülkeye katacağı tek bir olumlu özellik yok ama götürecekleri sayılamayacak kadar çok.
Saygılar...
"Anayasa Teklifine göre iddia edilenin aksine siyasal ve ekonomik kriz riski daha yüksektir. “Cumhurbaşkanı seçimleri de TBMM seçimleri gibi 5 yılda bir olacak ve seçmenler, iki seçim için aynı gün sandığa gidecek. Cumhurbaşkanı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde, belirtilen usule göre ikinci oylama yapılacak.” Birinci turda dağılımı netleşen meclis aritmetiğinin zıttı yönde bir cumhurbaşkanının ikinci turda seçilmesi olasılık dâhilindedir. Mecliste muhalefet olarak kalan partilerin ikinci aday etrafında uzlaşması durumunda rejim sürekli bir kriz veya seçim sarmalına girecektir. Bunun da ekonomik krize neden olması kesin bir durumdur. İstikrarsızlığa HAYIR. Başbabakan varsayılarak yazılmamış ama şunu söyleyeyim. anlamamanızı anlıyorum.yine de açayım: Sadece son cumhurbaşkanı seçiminde % 2 oy kayması olsaydı bu durum oluşmuştu zaten... tarihin sonu gelmiş gibi davranamayız.
Silsayın hocam,önceleri geç likidite penceresini kullanmak bankalar açısından tercih edilmezdi.zor durumda kalan bankalar kullanırdı.amiyane tabirle bankanının kötü yola düşmesi gibi bir şeydi.bizim bankaların devamlı bunu kullanması yabancıların bizim bankalara bakışını nasıl etkiler sizce.sonuçta dünyaya açılmaya çalışan bir ülkeyiz.bizim ülkemize ve bankalara zor durumda kalmış bir ülke ve bankalar gözüyle bakılırmı.selamlar iyi akşamlar
YanıtlaSilBakılmaz ama MB'na ne yaptığını bilmeyen bir MB gibi bakılabilir.
SilHocam merhaba. Bir önceki yazınızda TCMB interbank piyasasını sormuştum. MB bankalara haftada ortalama 100 milyar para veriyor. TCMB interbank piyasası bu miktarın içinde mi? Teşekkür ederim.
YanıtlaSilHayır bu sadece gecelik fonlama ve geç likiditeden verdiği paralar.
SilHocam haftaya fed faiz artırırsa mb'nin faiz artır(a)mama veya yeteri kadar artıramama ihtimali var mı sizce?
YanıtlaSilBen MB'nin ne yapacağı veya yapabileceği konusunda hiç bir zaman yorum yapmıyorum. Sadece ne yapması gerektiği konusunda yorum yapıyorum. Eğer Fed faizi artırırsa MB'nin gecelik faizi 9,25'den 10'a, haftalık repo ihalesi faizini 8'den 12'ye çıkarması ve geç likidite penceresi kullanımı garabetine son vermesi gerektiği kanısındayım.
SilHocam size 6dk 5sn'lik harika bir müzik gönderiyorum, eğer bu müziği Merkez Bankası'na defalarca dinletebilirsek belki bazı şeyler düzelir:
YanıtlaSilhttps://www.youtube.com/watch?v=-hncC_s6XlM
Çok güzel. Kısa BBC versiyonu da burada:
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=gzCEIBaV1Es
Sayın hocam bir öğrenci olarak soruyorum; gecelik borçlanma ile geç likiditenin arasında faiz oranları dışında ne gibi bir fark bulunuyor? Yani bir banka neden daha ucuz olan gecelik borçlanma dururken pahalı olan geç likiditeye yönelsin?
YanıtlaSilÇünkü MB'nin gecelik borçlanmadan verdiği para sınırlı, geç likidite ise sınırlı değil.
SilSevgili hocam, merhaba.
YanıtlaSilHavsalamın almadığı ve araştırmalarımın sonuç vermediği birkaç şeyi izninizle size danışmak istiyorum.
1) Kur dediğimiz şeyi belirleyen belli bir mekanizma mı var, yani bütün bu ''fiyatlamaları'' ortaya koyan havuzun nerede ve nasıl işlediğini kısaca anlatmanız mümkün müdür?
2) Yazılarınızdan takip edebildiğimiz kadarıyla, belirli bir zaman diliminde dolar endeksinin USD/TL kuru üzerindeki etkisinin yaklaşık olarak 1/4 dolaylarında olduğunu söylemiştiniz. Dolar endeksinin kura olan etkisi anlık olarak mı söz konusu olur? Yoksa bu konuda bizi aydınlatabileceğiniz başka bir çerçeve ya da kapsam var mıdır?
3) BIST kotasyonu ya da gecelik fonlama faizi dediğimiz şey tam olarak nedir? Buna ilişkin Merkez Bankası'nın belirlemiş olduğu fonlama miktarını nereden takip edebiliriz? Her gün kaçta açıklar Merkez Bankası bunu? Geç Likidite Penceresi'nin 16.00 ile 17.00 arasında çalıştığını öğrendik. Bu konuda herhangi bir veriye ulaşamadım. Gecelik Fonlama ne zaman yapılır (bunun standart bir saati var mıdır) ve nereden duyurulur?
4) Döviz Depo İhalesi ile haftalık olarak bankalara sunulan miktarların geri ödemesi tam bir hafta sonra mı yapılır, bu Merkez Bankası tarafından duyurulur mu? Şayet duyuruluyorsa bunu nereden takip edebiliriz?
Çok soru sordum, anlayışınıza sığınırım.
Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
Saygılarımla.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSildb=b(r-y)-z formülü nerede işimizi görüyor?
YanıtlaSilhttps://books.google.com.tr/books?id=JYUVrKb2JmUC&pg=PA133&lpg=PA133&dq=db%3Db(r-y)-z&source=bl&ots=naFg904oHo&sig=zGk1oLArAcejdAv_21GkIItQN64&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwix45T46s3SAhWMOSwKHcyBDcMQ6AEIGzAA#v=onepage&q=db%3Db(r-y)-z&f=false
Silhocam süpersiniz..
SilMahfi bey bir sorum var.
YanıtlaSilKamu kurumları mesela merkez bankası bistten hisse alabiliyor mu ve istedikleri hisseyi alıp hisse fiyatlarını yükseltebilirler mi?
Birde borsaya kote bir şirketin tüm hisselerinin o gün toptan alınması mümkün mü yoksa bir sınırlama var mı?Varsa neden var?
MB alamaz. Bankalar kuracakları yatırım fonları için alırlar. Varlık Fonu da alabiliyor, kuruluş yasasında var.
SilBen borsa uzmanı değilim o nedenle ikinci sorunuzu bilen bir borsa uzmanı varsa yanıtlasın lütfen.
Hocam dolar 2 tl iken 10bin$ civarında çıkan kişi başı gelirin,dolar 4 tl yi bulduğunda 5000$ civarı
YanıtlaSilçıkması gerekmez mi?
1. GSYH TL ile hesaplanıyor ve o da artıyor
Sil2. GSYH yıllık ortalama USD/TL kuru ile bölünüp USD cinsinden hesaplanıyor.
3. Sonra bulunan bu toplam yıl ortası nüfusuna bölünüp kişi başına gelir bulunuyor.
4. Bu yıl için tahmin edilen GSYH 2,6 trilyon TL. Yıllık ortalama USD/TL kuru 3,75 olsa
2,6 trilyon / 3,75 = 750 milyar USD eder.
5. 750 milyar USD / 80 milyon (nüfus) = 9.375 USD kişi başına gelir eder.
Müzeyyen Senar Dalgalandımda Duruldum :
YanıtlaSilhttps://m.youtube.com/watch?v=N4je3FvL0tY
hocam cok merak ettiğim bir konu var.piyasa neden bu kdr fed e odaklı avrupa ve japonya da eksi faiz ve tahvil devam ederken onlar likitide acısından yeterli gelmiyor mu da fed bu kdr etkili oluyo yada onlarda faiz artırırsa iş daha mı kötü olur.saygılar..
YanıtlaSilÇünkü ABD ekonomisi dünya ekonomisinin dörtte biri.
Sildoğrudan mı yoksa dolaylı mı? dolaylı olarak dünya ekonomisinin %60'ı amerika ile bağlantılı diye okumuştum bir yerde...
SilDünya GSYH'sındaki pay olarak
SilBir kaç yıl önce TCMB nin 'dalgalı faiz politikası' nobel alır mi diye konuşuluyordu. MB başkanlarımız yılın MB başkanı seçiliyordu. Çok geçmeden elimize yüzümüze bulastirdik. Merkez Bankacılığında önemli başarılarımıza gölge düşürdük. İtibarı geri kazanmak kolay olmayacak değil mi hocam
YanıtlaSilBunlar hep fantezi şeyler. Nobel ekonomi ödülü uygulamaya değil teorik çalışmaya verilir.
SilHayir cikarsa Turkiyeyi terkedecegim. Elveda diyecegim Hayir cikarsa baskanlik olmazsa Ingiliz gemisi ile turkiyeden ayrilacagim
YanıtlaSilVahdettin
Silkararsızların büyük çoğunluğu hayırcı...
Silşöyle ki; maliye bilimine siyasal bakış açısıyla yaklaşanlar vatandaşların kamusal hizmetlere yönelik tercihlerini açıkça dışa vurmaktan kaçındıklarını, çünkü potansiyel maliyetlere katlanmak istemeyeceklerini söylerler...dolayısıyla kamusal ihtiyaçları devlet, iktidar-muhalefet partileri ve baskı-çıkar grupları tespit edip gerekli süreçlerin işletilmesini sağlamalıdır..
burdan yürürsek, akpnin her yere hakim olduğu bir iklimde 'açık açık evet demeye çekiniyorum' diye bir söylem olamaz..çünkü evet diyecek olanların katlanacağı bir maliyet yok, olmadığını da görüyoruz...aksine hayır diyeceğini söyleyenlerin başına neredeyse gelmeyen kalmadı...
evet demekten imtina etmenin nedeni, belki sosyal çevreden görecekleri manevi yaptırım ve dışlanma olabilir, ama bunun ne kadar önemli bir etken olduğu konusunda kuşkuluyum...
sonuç olarak 'kararsızım' diyenler şu veya bu şekilde kendini belli etmek istemeyen, işinden aşından olmak istemeyen, yerel yada ulusal siyasetçilerin hışmına uğramak istemeyen, kapısına polis dayansın istemeyenler... çok yüksek bir bölümü gidip hayır verecektir...
yorumunuza katılıyorum, hatta kararsızlar değil, evet vereceğim diyenlerin bir bölümünün de aslında hayır vereceğini düşünüyorum, şu anda korkudan, çekinmekten dolayı evetçi olduklarını söylüyorlardır. Niye kararsızım desinler evet deyip kurtulurlar sonra sandıkta hayırı basarlar. Özellikle anketlerde falan evet deyip geçer bu düşüncede olanlar, diğer yandan evet diyecek adamın korkudan sorulunca hayırcıyım demesi diye birşey pek olası değil bu ortamda.
SilAvrupanin su olayindan sonra ailecek hayir diyecektik ancak su an evet demeyi dusunuyoruz. Gun hayir deme gunu degildir gun birlik olmaya evet deme gunudur. Su son olaylar vekillerin bakanlarin alinmamasi vatandaslarimizin avrupada engleenmesi hayir demeynin anlamini kirdi evet diyecegim artik. eger olaylar boyle giderse evet verecekler artacaktir
Siliçerde konsalidasyon sağlayamayan akp'nin dışarda konsalide arayışına girmesi ile kasıtlı olarak tırmandırılmış suni bir krizdir...buram buram tezgah kokuyor..
Silherkes herşeyin farkında normalde hollandalılar akp'nin iç politikaya yönelik bu tezgahını yemezdi, ama 3 gün içersinde orda da bir seçim var ve ırkçı lider wilders mülteci krizi nedeniyle popülaritesini yükseltti...mevcut hükümet ondan rol çalarak hollandalı seçmenlerini koruma derdinde...
akp de kasıtlı olarak hem türbanlı hem aile bakanı sıfatında birini sonuçta ne yaşanacağını bile bile yem olarak hollandaya yolladı, böyle olacağı belliydi..bakan da yem olduğunun farkındaydı ama hedef kutsal, evet için herşey mübah...böylelikle toplumun kılcal damarlarına dokunmayı, kararsızları evete döndürmeyi amaçladılar...ama tutmaz...
tutmaz çünkü akpnin bir referandum stratejisi yok...3 büyük hedef kitle var...milliyetçileri atatürkü kullanarak evete razı etmeye çalışırken eş zamanlı hdplilere pkk bayrağı, barzani ve özerklik üzerinden evet pazarlanmaya çalışılıyor..bir yandan da saadet benzeri partilerin seçmenlerini cezbetmek için de islamcı-osmanlıcı sembolleri kullanıyorlar...memlekette kimse bunu yiyecek kadar zeka özürlü değildir...
Çalışanları teşebbüse ortak ederek özelleştirme yöntemi Türkiyede uygulanıyor mu? Uygulanıyorsa mantıklı, verimli bir yöntem midir?
YanıtlaSilKardemir'de bu yöntem uygulanmıştı diye hatırlıyorum yanılıyor muyum hocam?
Ben de tam bilmiyorum.
Silhocam avrupa ile siyasi gerilim artıyor. Ekonomik yansıması ne olur?
YanıtlaSilRusya krizi gibi Almanya krizi yaşamamız olası mı? Eğer sıkıntı çıkarsa ihracatımız ne olur?
Bedelini ödettirirler.
SilUnutmadan Iranla da siyasi gerilim icerisindeyiz. Ticaret hacmimiz ne kadar buyuklukte bilmiyorum ama Tirlarimiz orta asyaya kapimiz yollarimiz dogalgazimiz oradan geciyor
SilKonu yalnızca ekonomik veya ticari ilişkilerle sınırlı değil. Hatta bence en hafif yönü o. Asıl sorun Türkiye'nin Avrupa'dan giderek kopuyor olması. Bunun anlamı bizin 200 yıllık idealimizden uzaklaşıyor olmamızdır.
SilMahfi Bey size 21 Nisan 2012 tarihinden bir tweet gönderiyorum.
YanıtlaSilHani "insan gerçekten hayret ediyor" dediğimiz günlerden birini daha yaşamıyor muyuz sizce de 11 Mart 2017'de?
21 Nisan 2012:
https://twitter.com/cbabdullahgul/status/193611521044135937
"Hollanda hava sahasında bizi iki F-16 karşıladı ve inene kadar bizimle beraber uçtular. Ortaya bu güzel görüntü çıktı."
Nereden nereye...
Hey gidi günler hey...
Beni yanlış anlamazsanız tarihten bir hatırlatma yapayım.
YanıtlaSilSene 1960...
Nisan ayında Türkiye kaynamaya başlamıştı.
DP'li milletvekilleri Mazlum Kayalar (Bursa) ve Dr. Baha Akşit (Denizli), toplumda başlatılan hareketin DP'ye karşı başlatılan bir faaliyet olduğunu söyleyerek, kanundışı olarak tanımladığı bu olaylar hakkında tahkikat başlatılması için Meclis'e teklif vermişlerdi.
'Tahkikat Komisyonu' kurulmasına ilişkin kanun, şiddetli tartışmalardan sonra kabul edildi. Muhalefet milletvekilleri isyan etti. Hattâ, Meclis görüşmelerinin yayınlanmasına yasal engel getirildi.
Görüşmeler sürecinde 12 CHP milletvekiline 3-4 celse katılım mahrumiyeti verilirken, İsmet İnönü'ye de 12 celse katılım yasağı verildi. Bu kanunda neler yoktu ki... 'Tahkikat Komisyonu' kanun hükmünde kararlar alabilmekle yetkili kılınmıştı.
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü buna büyük tepki vermiş, 'Biz demokratik bir rejim kurduk. Bu demokratik rejimi istikametinden ayırıp baskı rejimi hâline götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda giderseniz, sizi, ben bile kurtaramam.' demişti.
(Gazeteci Yalçın Bayer'in yazısı için:
http://www.hurriyet.com.tr/sizi-ben-bile-kurtaramam-14647203 )
* * * * *
Tarih 11 Mart 2017...
Almanya ve Hollanda'yla yaşadığımız didişmenin harareti yükseliyor. İlerleyen günlerde, başka ülkeler de katılır mı bu didişme cümbüşüne, bilemeyiz...
Olaya 'ekonomi ve ticaret' açısından bakacak olursak, sanırım, İsmet İnönü'nün o meşhur sözünü şöyle güncelleyebiliriz:
'...Bu yolda giderseniz, sizi, Varlık Fonu bile kurtaramaz!'
Bu yazdığınız mesele olduğunda ben 10 yaşındaydım. Toplumun tepkisini hayal meyal hatırlıyorum.
SilHocam konudan çok bağımsız bu yüzden affedin.İktisadi Analiz dersinde bir arkadaşıma "Gelir Akım Tablosu nedir?" diye ödev verilmiş.Bu konu hakkında bilgi edinilebilecek bir kaynak ismi yazar mısınız? Ben de merak ettim daha önce Gelir Akım Tablosunu duymamıştım.Teşekkür ederim.
YanıtlaSilBir karışıklık olmuş olabilir. Sanki gelir tablosu ile nakt akım tablosu iç içe girmiş gibi. Nakit akım tablosu için bu kaynağa bakılabilir:
Silhttp://www.finansofisi.com/nakit-akim-tablosu-nedir-ve-analizi/
hocam, biz neden sürekli döviz-faiz-borsa üçgenine ( bermuda şeytan üçgeni gibi) sıkıştırıp duruyoruz ekonomiyi anlamak mümkün değil!. bunlar sonuçlardır. oysa sebepleri irdelemek ve analitik olarak üzerinde durmalıyız. mesela kemal derviş ile bankacılık sisteminde bazı reformlar yapıldı ancak derviş de sonuçta sadece monetarist politikalara dayalı yaklaşımlarda bulundu oysa reel ekonomimiz daha büyük sorunlarla karşı karşıyadır. üretime dayalı bir iktisat modeline geçmeden ve oturtmadan döviz-faiz-borsa konuşmak bence havanda su dövmekten farksızdır. bilmiyorum hocam siz ne düşünürsünüz bu hususta?. saygılar hocam....
YanıtlaSilAynı şeyi düşünüyorum. Benim yanıtım şu: Biz yapısal reformları yapamadığımız için kur-faiz-borsa üçgeninde oyalanıp duruyoruz.
SilHocam dolar kurundaki değişmeler Sagp'nde değişiklik yaratır mı? Eğer kurdaki artışlar yerli malların fiyatını değiştirmezse tabi?
YanıtlaSilİkinci cümleniz geçerliyse değiştirmez.
SilHocam merhaba. Korumacılığın bir ülkeyi uzun vadede durgunlaştırmasının nedeni şu mudur:
YanıtlaSilÜlke dışarıdan ithal ettiği malları kısıtladığından ve bu malları hemen üretemediğinden ekonomide durgunluk oluşur.
Bir de bu durumda içerideki mallara talep artacağından arz buna hemen karşılık veremeyeceğinden korumacılık enflasyonu yükseltir mi?
Ve ABDde böyle bir ihtimal görüyormusunuz?
Tabii bir de uzmanlaşma eksikliği varsa pahalıya üretmek de söz konusudur.
SilABD için de her ülke için de aynı ihtimal var. O nedenle korumacılık eğer uygulanacaksa geçici ve kısmi olarak uygulanıp kaldırılmalı, sonsuza kadar sürdürülmeye çalışılmamalıdır.
Hocam OHAL'in olağanlaşması ekonomiye nasıl bir etki bırakabilir ki... Bir yıla uzatılması neredeyse netleşti artık. OHAL' kuru, kur enflasyonu, enflasyon reel faizi arttırmaz mı? bir de sabit kur rejiminde devalüasyon dalgalı kur rejiminde değer kaybı demişsiniz. ikisinin anlam olarak aynı olduğunu söyleyebilir miyiz? sadece bir ifadelendirme yada kavramsal fark mı? Nüansı nedir?
YanıtlaSilNaçizane mevcut ekonomik durumu halter sporu ile anlatmaya çalıştığım yazımı arz ederim. Özetle "Halter halterciyi taşıyamaz" http://xebatistihdam.blogspot.com.tr/2017/03/referanduma-40-gun-kala-40-ekonomik.html
Artırıyor zaten.
Silİkisi arasındaki fark yazıda da söylediğim gibi devalüasyon kararının resmi bir otorite olan MB tarafından alınmasına karşılık değer kaybının günde onlarca defa piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmesi.
Hocam merhaba, hükümet OHAL den yararlanıp ta ülkenin ihtiyacı var, ekonomik seferberlik Vs. diyerek vatandaşların bankadaki TL ya da USD cinsi varlıklarına el koyabilir mi? Malum, olmaz denen şeyler oluyor Türkiye'de, sizce böyle bir olasılık var mı?
YanıtlaSilABD'den selamlar, saygılar.
Umarım böyle bir şey olmaz. Bu ülke varlık vergisini 75 yıl geçmesine karşın unutamadı.
SilHocam Varlık Vergisi 1942 hakkında bir yazınız var mı?
SilTeşekkürler
Bu olasılık her geçengün artmakta,tedbirli olmakta fayda var.
YanıtlaSilTavla oynamayı öğrenmek yerine zar tutmayı öğreniyor önce insanlar..Kurala nasıl uyarız değil açığı nerede bu kuralın nereden delinir diye düşünerek geldiğimiz nokta burası..
YanıtlaSil