Genç Yazarlara Öğütler
İlk kitabım yayınlandığında 33 yaşındaydım. Oradan buralara gelene kadar bir o kadar daha zaman geçmiş. Hiç
usanmadan yazmaya devam ettim. Sadece kendime yazdım. Yazmaya başladığımda amacım
öğrendiklerimi, bildiklerimi ifade edebilmek ve daha iyi anlamak için yazmaktı.
Çünkü insan yazarken öğrendiği kadar başka bir şekilde öğrenemiyor. Bildiğinizi
sandığınız şeyleri yazmaya başladığınızda o kadar da iyi bilmediğinizi görüyor
ve araştırmayı derinleştiriyorsunuz. Bu daha çok öğrenmenize yol açıyor.
Çoğu kez "acaba yazmaktan vaz mı geçsem" diye düşündürüyor insanı.
Ama devam ettiğinizde çok şey öğreniyorsunuz. Yazmaya başladığım her kitabımda
yazmaya başladığım durum ile yazmayı bitirdiğim durum arasında ikincisi lehine
dağlar kadar fark oluyor. Bazen bir kitabı yazarken başka bir kitabın konusu da
çıkıyor içinden.
İlk zamanlar tanınmamış bir
kişiyken yazdığımın basılıp basılmayacağını hiç düşünmedim. Basılmasa da
kendimi geliştirmiş olacağımı düşünerek yazdım. Aslında bloğumun adı olan
Kendime Yazılar da bu düşünceden geliyor. Yani ben kendime yazdım her
zaman. Ama paylaştım da. Sonraları yazdıklarım ilgi çekti ve çok satılır oldu.
Ama bu süreç 35 yıllık bir süreçti. Bugün kitaplarım defalarca basılıyor ve ben
tanınıyorsam bunda tanınmayan bir kişi olarak çizdiğim yolda yıllarca ısrarla yürümem
etkili oldu kuşkusuz.
Yazmak, okumak kadar önemlidir.
Çünkü insan yazacağı konuyu araştırırken daha fazla ve daha dikkatli okur.
Yazdıklarını birilerinin okuyacağını ve eğer yanlış şeyler yazmışsa birilerinin
bunu yüzüne vurarak kendisini utandıracağını bilir ve o nedenle bir
şeyler yazarken doğru olup olmadığını araştırır. Bunu yapmanın yolu da okumak,
öğrenmek ya da bilgiyi tazeleyip emin olduktan sonra yazmaktır. Ben, bir yazı
yazarken en az o yazının on katı okuma yaparım. Bildiklerimi, yanılmamak için,
yeniden gözden geçiririm. Bu titizliğe karşın yine de çokça hata yaparım.
Yazılarımı okuyup hatalarımı bulanlar benimle paylaşırlar ve ben dönüp
düzeltir, okurlardan özür dilerim. İnsan hata yapar. Önemli olan hata nedeniyle
özür dilemeyi bilmektir. Yazı, karşılıksız olsa da insan kendisine yazmış olsa
da hata varsa düzeltip özür dilemeyi bilmek gerekir.
Genç arkadaşlarım son zamanlarda
benim buralarda yazdıklarımdan yola çıkarak kendi kendilerine yazılar yazmaya
başladılar, hatta içlerinde blog açan ve o bloglara yazanlar veya mevcut bazı
platformlara veya bloglara yazanlar da çıkmaya başladı. Eğer bu gelişmede bir
tutam katkım olduysa ne mutlu bana.
Genç arkadaşlarıma yazma
konusunda bazı önerilerde bulunayım:
Yazmaktan yılmayın. Her
yazdığınızda farklı şeyler öğrenirsiniz. Mesela ben yılda bir kaç kez işsizlik
üzerine açıklanan verilerden hareketle işsizliği yazarım. Ve her seferinde ya
yeni bir şeyler öğrenirim ya da bilgimi tazelemiş olurum.
Araştırma yapın. Yazmadan önce
yazacağınız konuda mutlaka okuma, araştırma yapın. Ezbere bildiğiniz kavramlar
bile söz konusu olsa kavramları bir kez daha gözden geçirin. Bazen tanımlar
değişiyor, genişliyor veya daralıyor. O nedenle kavramları bilerek yazıya
başlamak çok önemli.
Okurunuzun konuyu sizin kadar
bildiğini düşünmeyin. Hatta hiç bilmediğini düşünerek yazın. Diyelim ki
işsizlik üzerine yazacaksınız. Önce kavramları açıklayın. İşgücü nedir, nasıl
hesaplanır? İşsizlik nedir, işsizlik oranı nasıl bulunur? Bu kavramları
açıkladıktan sonra yazının asıl konularına girin. İşsizliğin çözümü için öneri
getirmeden önce işsizliğin ne olduğunu ve neden doğduğunu anlatmanız okurunuzu
aydınlatmanız çok önemlidir.
Olay yeri incelemesi yapın. Bunu
yapmak için mutlaka olay yerine gitmeye gerek yok. Eldeki verileri
değerlendirin. Verilerin yeterli olup olmadığına bakın. Veriler arasındaki
ilişkileri kurun. Ayrıntılara bakın. Olay yeri incelemesi yapmadan sonuca
varmak kolay olmaz.
Diyelim enflasyon konusunda bir
yazı yazacaksınız. Burada enflasyonun çeşidini inceleyerek işe başlamanız
gerekir. Talep enflasyonu mu var yoksa maliyet enflasyonu mu? Önce bunu ortaya
koymaya çalışmak gerekir. Eğer kurlar bu dönemde çok hızlı artmış, yani TL
hızla değer kaybetmişse o zaman maliyet enflasyonu var demektir. Yani ithal
edilen hammadde, aramalı ve sermaye mallarının fiyatları yani maliyetleri
artıyor ve dolayısıyla üretim maliyetleri artıyor demektir. İşe bu ilişkileri
test ederek başlamak gerekir. Aksi takdirde ezbere yazılacak bir enflasyon
yazısı kimseye bir şey katmaz.
Yazı için kendinize sınır
koymayın. Yazabildiğiniz kadar yazın. Sonra o yazıyı bir kenara bırakın. Biz
buna “yazının dinlendirilmesi” diyoruz. Birkaç saat sonra yazıyı tekrar ele
alın ve ağır ağır okuyun. Gereksiz yerlerini, tekrarların olduğu bölümleri
çıkarın ve yazıyı kısaltın. Ya da makul bir uzunluğa getirin. Bilimsel bir yazı
için makul sınır 2 A4 sayfası uzunluğudur. Bilimsel makalede ise sınır olmaz.
Çünkü orada birçok bilimsel bulgular, denemeler, hipotezler tartışılacak
demektir.
Şimdi artık yazım kurallarını
bilgisayarınızdaki programlar otomatik olarak denetliyor ama yine de elinizin
altında iyi bir İmlâ (Yazım) Kılavuzu bulundurun. Bir de Türkçe Sözlüğünüz olsun.
Özellikle Osmanlıca sözcükleri kullanırken çok dikkatli olun. Bildiğinizi
düşündüğünüz sözcüğe bile sözlükten bir kez daha bakın. Mesela doğrusu
‘muhatap’ olan sözcüğü ‘muattap’ ya da ‘muhattap’ diye yazmayın. ‘İade etmek’
geri vermek demektir. ‘Geri iade etmek’ derseniz geri geri vermek demiş gibi
olursunuz.
Yabancı dilden geçmiş sözcüklerin
doğrusunu tam olarak bilmiyorsanız Türkçe karşılığını bulup kullanın. Mesela
‘konsantre’, yoğun, yoğunlaştırılmış anlamına gelir. Dikkat veya ilgi yoğunluğu
karşılığında da kullanılır. ‘Konsantremi kaybettim’ ifadesi yanlıştır. Doğrusu
‘konsantrasyonumu kaybettim’ şeklindedir. Bunda tereddüdünüz varsa ‘dikkatimi
kaybettim’ diye ifade edin.
Bir blogda okuduğum yazı neticesinde bir yazının okur ve yazar arasında dengeli olması gerektiği sonucuna vardım ve bloguma şu yazıyı ekledim.
YanıtlaSilDengeli bir blog yazmak http://bit.ly/2mPk1Jg
Sonra düşündüm;
Denge nedir? http://bit.ly/2mGJVD0
Nasıl fark yaratılabilir üzerine düşündüm ve bunu buldum.
Güçlü bir blog için yapılması gerekenler http://bit.ly/2lD9ctT
Tanım ve güncel bilgilerin önemi konusunda ise;
Google'a bakmak http://bit.ly/2lQjAP7
Emeklerinizden dolayı teşekkür ederiz.
mahfi bey ellerinize saglık yazsınler çizselerde olur bilgi damla damla oluşuyor insanlık her dönem büyük bedeller ödemiştir vazgeçmemek tabiki en dogrusu tekrar teşekkürler
YanıtlaSilYabancı kelimelerin yazılması konusunda İlber Ortaylı hocanın üzerine anlattığı bir konuya değinmek isterim.
YanıtlaSil"Yabancı kelimelere Türkçe cümleler arasında pasaportlu gezer yumuşamaya mumuşamaya uğramaz."
Özellikle blog kelimesinin ek alarak bloğa yazılması İlber Ortaylı hoca'ya göre yanlış olacaktır.
Sizde yukarıda bloğa yazmıştınız belirtmek isterim.
Bir çok blog yazarı bu konuya dikkat etmiyor.
Yabancı kelimeler pasaportlu gezer.
Sayın adsız 12:25, benzer bir hata da "Hukuk" kelimesinde yapılır. Genellikle "hukuğa uygun, hukuğa aykırı" denir, yanlıştır. Hukuk'a uygun ya da aykırı demek doğrudur ama söyleniş kolaylığı nedeni ile bu hatalar artık galat-ı meşhur haline gelmiş, doğru kabul ediliyor. Bu arada siz de "Sizde" yazmışsınız, orada "de" ayrı yazılmalıdır.
Silİyi çalışmalar...
Düzeltme ve eklemeleriniz için teşekkür ederim.
SilDahi anlamında -de'nin ayrı yazılacağını bilmeme rağmen cümle kuran aklıma bunu bir türlü öğretemedim. Buna da bizim eksiğimiz diyelim.
Yazım hatası ile galat-ı meşhur ilan edilmesi ayrı şeyler olduğunu düşünürüm. (doğru bilinen yanlışlar)
Aynı durum efektif ile döviz arasında yaşanmakta. Buna galata-ı meşhur diyebiliriz.
Kurala dayalı meseleler galata-ı meşhur olmaz sanırım.
Hukuk kelimesinin tırnak ile ayrılması için özel isim olması gerekir. Yukarıda bahsettiğim gibi kelime arapça kökenli olması nedeni ile "k"harfi yumuşatılmaması gerekir.
Daha geniş bir perspektiften bakacak olursak Türkçe bütün dilleri içinde barındırabilecek bir yapıya sahip fakat İlber Ortaylı Hoca'nın dediği gibi bu kelimeler Türkçe içinde pasaportlu gezmelidir.
Benzer şekilde cümle içinde bilindiği halde, dikkatsizlik sonucu, anlamı etkilemeyecek yazım hatalarının yapılması maruz görülebilir.
Sayın Adsız 17:30, ben de sizin cevabınıza teşekkür ederim. Mahfi hoca'nın bu yazısının amaçlarından biri de düzgün Türkçe kullanımını teşvik olduğuna göre bu tür tartışmalar yazının ruhuna uyuyor diye düşünüyorum. Eleştirilerinize gelince. Bence hukuk kelimesinin tırnak içine alınmasında sorun yok zira cümle içindeki bir kelimeyi veya sözü birkaç şekilde vurgulayabilirsiniz. Koyulaştırabilirsiniz, İtalik yapabilirsiniz ya da tırnak içine alırsınız, hepsi kurallara uygundur. Oradaki sorun, sizin de haklı olarak belirttiğiniz gibi özel isim olmadığı halde büyük harfle başlatmamdan kaynaklanıyor. Galat-ı meşhur konusuna gelirsek, bence doğru kabul edilen ve dile yerleşmiş bir yanlış, yazım hatası da olsa galat-ı meşhur olarak kabul edilir ama bu konuda kesin konuşmak istemem. Bir de, son cümlenizdeki "maruz" mazur olacaktı sanırım.
SilSaygılar...
Adsız7 Mart 2017 17:30 "... dikkatsizlik sonucu,anlamı etkilemeyecek yazım hatalarının yapılması maruz görülebilir" demişsiniz."Mazur"a "maruz" demek, sizin görüşünüze göre bile mazur görülemez, çünkü anlamı etkiliyor.
SilHocam tşk bende kitap yazcam inş ama siz de ki bilgi ben de yok ama türkçe imla da iddaalıyım.
YanıtlaSilsizdeki* bende* imlada iddiali oldugunu soyleyen birisi icin fazla iddiali olmayan bir cumle.
SilCümle içerisindeki tüm "de/da" ve "ki" ifadelerini yanlış kullanmış. Ek olarak "iddaa" değil "iddia". "İddaa" bir bahis şirketidir. Arkadaş troll olabilir. Değilse çok üzücü bir durum kendisi için.
SilAdsız7 Mart 2017 12:36 Kısacık cümlenizdeki yanlışlarla kırdığınız rekorla övünebilirsiniz.
Sil"Hocam","kitap","ama","bilgi","yok" sözcükleri dışında doğru yazdığınız hiç bir sözcük yok. Espri yapmak istediyseniz, fazla zekice değil.
Yazınız bir işe yarasın diye, sergilediğiniz yanlışları sıralayacağım; belki birilerinin işine yarar.
1) Türkçe'de "tşk", "inş" gibi sözcükler yoktur. Özellikle "tşk" kullanılmayan sesli harflerinin 'a' olduğu varsayılırsa okuyanlar size güler.
2) Ben de, sizin kullandığınız anlamda, ben de diye yazılır; "bende" diye yazılmaz.
3) "Yazcam" yazılmaz, "yazcam" denilmez de.
4) Türkçe, büyük harfle başlar.
5) "siz de ki", "ben de" böyle heceleyerek yazılmaz."imla da" daki da, bitişik yazılır.
6) "iddaa" ya gelince, tabiidir ki iddia diye yazılır. Bu sözcük bu adı taşıyan bir kumar kurumu nedeniyle, toplumumuzun dilimizi kullanmaktaki utanç verici durumunu ortaya koyacak biçimde binlerce tabelada ve o kumarın oynandığı kuponlarda aynen sizin yazdığınız gibi yazılıdır.
teşekkürler hocam kaleminize sağlık.
YanıtlaSilHocam ben kamu kurumunda mufetyis yardimcisiyim ve sizin yazilarinizi hep takip ederim. Bu yazida anlatmis oldugunuz konular da size mufettislik doneminizden miras kalmis olsa gerek. Cunku bh yazida anlatmis oldugunuz herseyi bende yasiyorum. Okudukca kendimi gordum. Yaziyorum acaba yazmasam mi vakit mi kaybediyorum diye cok kendime sordugum oluyor ama bi sure sonrada gercekten bilmedigim veya zihnimde canlanmayan konulari yazdiklarimdan daha iyi anliyorum ve aklimda daha iyi yer ettigini goruyorum.
YanıtlaSilHocam benzer bir site ben de açtım. Farklı konularda kendime yazıyorum. Hasdimiz olmadan sizin alanınızda da birşeyler karaladım. Göz atarsanız beni onurlandırırsınız. tenbihname.com
YanıtlaSilHocam 3. paragrafta hata buldum sanki :) Söz konusu paragraftaki "birilerinin bunu yüzüne vuracağını vurarak kendisini utandıracağını bilir" ifadesinde "vuracağını" kelimesini cümleden atsak daha düzgün bir anlatım olacak galiba :)
YanıtlaSilO sözcük orada gereksiz olmuş, çıkardım teşekkürler
Silhocam iyi akşamlar. Siz kariyer yaparken aile ve çocuk arasında kaldınız mı ? Benim zaman tanzimim biraz kötü olduğundan çocuk olayı işin içine girerse sanki kariyer yapamam veya verimli olmaz gibime geliyor . Biraz kişisel bir soru ama sizin yol göstermeniz benim için önemli . iyi akşamlar.
Silmustafa şakir balaban yanılıyorsunuz sanki :) "vuracağını" kelimesini cümleden atarsak daha düzgün bir anlatım olmaz.Tekrar gibi gördüğünüz o kelime,cümleyi daha etkili hale getiriyor.
SilOrada iki ayrı şey söyleniyor. Birincisi "yüzüne vurmak" ikincisi "utandırmak." Vurmak fiilinin iki kez kullanılması olayın vurgulanmasını sağlıyor. Ben de söylesem onu öyle söylerdim.
Hocam alakasız ama havuz medyasını takip ediyorum,sürekli yalan yanlış kindar yayınlar yapılıyor ve çok büyük bir izleyici kitlesi var, bunların sonu neresi hocam? İnsanlıktan bu kadar çıktıklarını görümce sinirden başım ağrıyor. Ne yapmalı hocam
YanıtlaSiltakip etme, birak kendi kendilerini eylesinler
Silne olur buraya yazan herkese soruyorum... 18 madde değişecek. hangi madde değişikliklerine hayır diyorsunuz. hangi si yüzünden ülke bölünecek. ne olur ya yalvarıyorum size. birşeyler deyin.
YanıtlaSilCumhurbaşkanının çok fazla yargı üyesi ataması, meclisi istediği zaman dağıtanilme yetkisi vs gibi güçler ayrılığını yok eden maddeler sebebiyle hayır diyoruz. Demokrasi güçler ayrılığı ile mümkün, gücün tek adamda birleşmesi ile değil ve demokrasi olmazsa haklarımızı savunacak bir ülke mümkün değil. Umarım yeterli olmuştur cevap.
SilHepsine hayir diyoruz. Anayasa degistirme fikrini tumden gereksiz buluyoruz. Ozel bir madde yuzunden ulke bolunmeyecek. Ama gizli gundemi olan bir baskan ulkeyi eyaletlere ayiriyorum derse ve daha sonra bu eyaletlerden bazilari bagimsizlik ilan edebilir derse buna mani olacak kurum kalmiyor malesef. Problem budur, yeni anayasa ile baskanin sutunde bitiyor is.
Silarkadaşlar diyecek kimse yok mu başka hocam deyiverin yahu... adsız 20.49 hiç te yeterli olmadı arkadaşım...
SilInadina 'hayir' diyoruz. Kafanizi fazla bulandirmayin, hayir basin gecin. Bi ara slogan vardi 'tatava yapma bas gec' diye. O slogandaki gibi.
Silsen hayır diyorsun ama emin ol milyonlarca kişi de EVET diyor...ayrıca burası bir ieoloji tartışma yeri değil, hem de hocanın kaleme aldığı bu enfes yazı ieolojilerle asıl vermek istediği mesajı gölgeleyecektir.
SilHâlâ anlayamadıysan evet de, geç be kardeşim. Bu millet yaşamadan öğrenmez, evet çıkarsa hangi madde olduğunu anlarsın.
Silah adsız 13:19 ah. diyecek sözün hiç mi yoktu be kardeşim hayır için ...
SilŞaka mısın kardeşim? Hiçbir şey bilmiyorsan bu kadar yetkinin tek bir kişide toplanmasının yanlış olduğunu bilmen gerekir. Dünyanın en iyi niyetli kişisine bile bu yetkileri versen hata üstüne hata yapacaktır zaten ki bugün haksızca, hukuksuzca insanlar perişan ediliyor. Bu hükümet bunu yapıyor. Sen bu hükümete bu kadar verildiğini bir hayal et bakalım o zaman daha neler olur. Hiçbir şekilde çıkarım yapamıyorsan bile bilmediğim bir şey için evet deme! Hayır demek bu ülkeye yeni bir nefes yeni bir umut demek.
SilKardeş, ne desek anlamıyorsun, her yazıda aynı soruyu sorup duruyorsun. Ver eveti sen de rahat et biz de. Zaten evetçisin, aklınca kurnazlık yapıp duruyorsun. Bari milleti böyle "abidik gubidik" işlerle uğraştırıp durma...
SilAdsiz 16:25, mesela ne yetkisi veriliyor?
SilSenin troll olduğun belli. O nedenle ne yetkisi vs demene gerek yok. 18 maddeyi okuyup anlayamadıysan arkadaşların dediği gibi evet diyebilirsin. Ancak önemli olan şu; kafası gerçekten karışan arkadaşlar varsa eğer yukarıda yazanlar kafi gelecektir. Bu yazılanlar da aslında sana değil gerçekten kafası karışanlar varsa diyedir. Eğer kişi ülkesini düşüyor ise bu maddeleri tekrar tekrar okuyup üstüne araştırmalar yapmalıdır. Hazırcılık hayırcılara göre değildir. Kafası karışık olanlar da araştırmayı bilmelidir. Ülke çıkacak hayırlarla yeni umutlara yelken açacaktır. Ülkemiz için hayırlara vesile olması dileğiyle.
Silwww.anayasa.gen.tr
SilKayan yazıların tamamı okunmalı...
özellikle http://anayasa.gen.tr/neverland.htm
yazısında Burhan Kuzunun yazdığı kitaptan yaptığı alıntılar durumu yeteri kadar açıklıyor.
referanduma 40 gün kala 40 Ekonomik Nedenle Hayır denilmesi gerektiğini kendimce yazmaya çalıştığım yazı b-ilginize sunulur... Genelllikle TÜİK/TCMB/İŞKUR/Maliye bakanlığı verileri kullanılarak yapılan değerlendirme de veri yanlışlığı yoktur. Rasyonel olan HAYIR'dır. Evet için yeterince argüman yokken, Hayır için çok faz vardır. Buyrun.
Silhttp://xebatistihdam.blogspot.com.tr/2017/03/referanduma-40-gun-kala-40-ekonomik.html
Burada Burhan Kuzu gibi taraflı birisi madem örnek veriliyor. Bir de bu taraftaki linki de incelesin kafası karışık olan kişiler. Böylelikle iki tarafın söylemlerini karşılaştırma fırsatı bulabilir.
Silhttps://tr.sputniknews.com/turkiye/201701041026623365-chp-anayasa-degisikligi-meclis/
Ayrıca bu bloga konu olan ekonomik veriler de bir zahmet incelensin karar verilirken. Mesela Mahfi Eğilmez'in blogtaki bir önceki "Son 14 Yılda Türkiye Ekonomisi" başlıklı yazısı incelensin. Doların durumu, işsizlik verileri, enflasyonun acı durumu... Hepsi incelensin ki ülkenin bir kişinin başkanlığından ziyade neden bu gibi gerçek durumların üstüne gidilmediği sorgulansın. Saf yerine konulmak istemiyorsanız, gerçek verilere bakın, okuyun, araştırın.
adsız 21.02 senin gibiler yüzünden hayırcılar birleşemiyor... evetçiler neden kazanır senin gibi konuşmaktan acizler yüzünden. adam gibi hayıra sahip çıkamayanlar yüzünden. be hey adsız 21.02 kavgacı ayımcı hayırcı seni. adam gibi soru sorduk kafamız karışık dedik anlayamadık dedik hadi gelin beraber sorgulayalım şunu da hayırcılar çoğalsın dedik ama tüh sana
SilAdsız 08:52, Aciz olan sensin ben değilim. Aynı zamanda hadsizsin de. Sorgulama bu şekilde olmaz. Sen üstüne bir şey demeden milletten cevap bekliyorsun. Araştır, öğren. Kolaya kaçma. Trollük yapma. Bana anlatın demekle sorgulama olmaz. Araştırırsın ve hayırcılara dersin ki; burada şöyle şöyle yazıyor bence buna hayır demek mantıklı değil siz ne diyorsunuz? O zaman senin iyi niyetini anlarım. Ama sen algı yapmaya çalışan bir trollsün. Göya hayırcıları kavgacı gösterip saf insanları kandırmaya çalışan, kendini zeki zanneden ama zeki olmayan birisin. Saf insanları kandırabilirsin ama bunun vebalini de düşünmen gerekir ki senin niyetin zaten belli. Sana cevap verdim çünkü gerçekleştirmeye çalıştığın algıya kimse kanmasın diye.
SilAdsız 08:52, hayırcıların birleşmesi gerektiğini kim söyledi? bir şeyi reddetmek için farklı insaların birbirinden çok farklı nedenleri olabilir. örneğin hava 20 derece diyelim, sıcağı seven birini dışarı davet edersen "çok serin, çıkmak istemiyorum" diye reddedebilir, soğuğu seven biriyse çok sıcak olduğunu söyleyerek aynı tavrı gösterebilir. çok farklı görüşlere sahip insanlar (atıyorum bir atatürkçüyle bir şeriatçı) neden sırf önlerine sunulan, alakalı alakasız herşeyin birbirine karıştırıldığı kokteyl bir anayasa değişikliğini beğenmedikleri için beraber yürümek zorunda olsun ki?
Sileğer kafan karışıksa bir daha oku, bir daha düşün ve kimsenin ne dediğine bakmadan kendi değerlerine en uygun seçimi yap. eğer 16 nisan'a kadar hala karar veremediysen de oy kullanman için kafana silah dayamıyorlar, gitmeyiver sandığa. kimsenin seni veya başkasını ikna etmek gibi bir zorunluluğu yok.
Adsız 8.52 kardeş ben evete yakın biriyim hala araştırıp sorguluyorum. Kusura bakma ama sen gerçekten trollük yapıyorsun ve evete katkı sağlayayim derken zarar vermiş oluyorsun. Yukarda fikrini belirtmeye çalışmış insanlar ama sen hala yeterli değil diyip söylenip duruyorsun. Söyleyecek fikrin varsa bu konuda söyle. Kimseye bana anlatın deme. Kendin araştır dicem ama senin derdin bu değil belli. Allah seni ıslah etsin.
SilAdsız 08:52. Her siyasi görüşten hayırcılar çoktan birleşmiş vaziyette, zaten sizi korkudan tir tir titreten şey de bu. O nedenle Mahfi hoca'nın ekonomi blogunda bile aklınızca kurnazlık yapıp milletim kafasını karıştırmaya çalışıyorsunuz ama yamezler. Evet'in kazanacağı falan yok, bunu sen de gayet iyi biliyorsun da görev işte, maaşı haketmek lâzım değil mi?
SilAdsiz 12:03, benzer yorumlar gecmiste de yapildi;
Silhttp://www.sabah.com.tr/gundem/2015/11/04/koray-caliskan-cok-kotu-rezil-oldu-istifasi-bekleniyor
Hakimler ve savcılar kurulunun 13 üyesinin 7'si taraflı cumhurbaşkanı, 6'sı çoğunluğunu oluşturan partinin istediği kararı geçirdiği meclis tarafından belirlenecek ve hakimler üzerinde çok yetkisi olan bir kurul bu. Yani bu demek oluyor ki yargı tarafsızlığı yok. Bu sebeple hayır diyoruz. Buna rağmen evet diyenlerin sebebi merak konusu asıl?
SilAdsiz 16:01, simdi guya hakimler savcilar kendisi seciyor. Sonuc, feto cu dolmus hsyk. Kaldi ki kuvvetler ayriligi geregi hakim ve savcilr kurulunu yurutme (cumhurbaskani) ve yasama (meclis) secmeli ki kontrol olsun. Cok karmasik gelmiyor bana ama size geliyorsa daha da detayli anlatabilirim. Merakiniz giderilmistir umarim.
SilAdsız 15:23, "feto cu dolmus hsyk" bu kadar da göz göre göre yalan söylenmez. hani nerede o hsyk'daki fetöcüler? a haber'de falan mı öğretiyorlar bu yalanları size? bilmeyenler için de söyleyeyim: hsyk seçimlerini akp, chp ve mhp'lilerin cemaati yenmek için bir araya gelmesiyle oluşan yargıda birlik platformu kazanmıştı.
Silnozulani, o bahsettiginiz olay 2014 yilindaki secimin konusudur. FETO'nun HSYK'yi eline gecirmesi 2010 secimlerindeki olaydir. Kaldi ki 2014 yilindaki secimler de de FETO aday sokabilmis, yedek adaylarini asil hale getirebilmistir. Zaten yuksek yargi da da etkin HSYK'yi tamamen kontrol edebilir duruma getirmistir.
SilYani bunlar bildiginiz savci, hakim. Ortalama bir HSYK hakimi ya da savcisi 45-50 yasinda ise bunlarin cogu daha AKP kurulmadan once girmis. Saniyor musunuz ki AKP topyekun mucadele vermeye baslamasan 2018 yilinda tablo farkli olacakti? YARSAV kurucusu bile "cemaat yarsav'i ele gecirdi" diyebiliyorsa, siz neyden bahsediyorsunuz?
FETO bunca yil, disaridan politik ve maddi destek almasa surebilir miydi? Peki disaridan bu destek, Turkiye'nin menfaatleri icin verilebilir miydi? Peki ulkenin yarisini disarinin destekledigi, ve ulke icinde bariz bir sekilde insanlarin hakkini gasp eden bir orgutu desteklemeye razi edebilir misiniz? 2014 Cumhurbaskanligi secimi, bunun mumkun olmadigini gosterdi. FETO'nun "de" adayi daha ilk turdan kaybetti. Simdi anladiniz mi FETO neden karsi bu anayasa degisikligine?
Size ekilmis alerjiler oldugu icin mantiginiz oyle soylese bile "evet" veremiyor olabilirsiniz ancak dogru yol amaca ulastiracak, iciniz rahat olsun.
Adsız 20:44, bu anlattıklarının hsyk'yla alakası yok, ülkede bir tane bile terör destekçisi hakim varsa sorun budur. bunun çözümü de yargıyı yürütmeye bağlamak değil teröristlerin hakim veya savcı olmasını engellemektir ki istediğin bahaneyi bul, akp'nin fathullahçılarla işbirliği olmasa asla yargıda bu kadar etkin bir konuma gelemezlerdi. akp iktidara geldikten 12 yıl sonra ucu kendisine dokunduğunda fetö'yla mücadele etmeye başladı diye kahraman ilan ettiniz, biz o 12 yıl boyunca da mücadele ettik ama şimdi bu değişikliğe hayır diyoruz diye terörist olduk.
Silbenim kalbim de mantığım da hayır diyor, üç beş yılda bir izlediği politikadan çark edip ağız değiştiren bir iktidarı savunmak zorunda kalsaydım baş dönmesinden uyuyamazdım zaten.
bu arada merak ettim, sen 2010 referandumunda ne oy verdin?
yazı, bildiğimiz manadaki insanın ortaya çıkmasıyla başlayan yaklaşık 50 bin yıllık insanlık tarihinin sadece son 5.500 yılında kullanılmış çok geç bir icat...o yüzden her yazı geleceğe yazılmış bir mektuptur...
YanıtlaSilHocam kaleminize sağlık.
YanıtlaSilOkudugum bir yazida enflasyona endeksli tahvil ihracinin sakincalari icerisinde tüketim artislarini kamcilamasi ve hukumet uzerindeki baskilari azaltmasi diye maddelere yer verilmis. Bunun anlayamadim. Aciklayabilir misiniz? Tesekkur ederim
MAHFİ EĞİLMEZ KİMDİR ?
YanıtlaSil1950 yılında İstanbul'da doğmuştur. Ankara Atatürk Lisesi'ni, 1972 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (İktisat ve Maliye Bölümü) bitirmiştir. Gazi Üniversitesi'nde Kamu Maliyesi dalında doktora yapmıştır. Yeminli Mali Müşavir unvanına sahiptir.
1972 yılından itibaren Maliye Bakanlığı'nda ve Hazine Müsteşarlığı'nda çeşitli görevlerde bulunmuştur. 1997 yılında Hazine Müsteşarlığı'na atanmış ve 1997 yılı sonunda kamu hizmetinden ayrılmıştır. Kamu hizmeti sırasında Dünya Bankası'nda Türkiye adına Guvernör vekili ve Guvernör olarak görev yapmıştır. Eylül 1997'de Bakanlar Kurulu kontenjanından YÖK üyeliğine atanmış ve kısa bir süre bu görevde kaldıktan sonra istifa etmiştir.
1998 yılında özel kesime geçmiş ve çeşitli finans kurumlarında yönetim kurulu üyelik ve başkanlıklarında bulunmuş, 2006 yılı itibariyle tam zamanlı bütün görevlerinden ayrılmıştır. Uzun süre köşe yazısı yazdığı Radikal Gazetesi'nden de 2011 yılı sonunda ayrılmıştır.
Halen NTV Televizyon kanalında ekonomi yorumculuğu yapmakta ve Kadir Has Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak ders vermektedir. Okan Üniversitesi Danışma Kurulu üyesi görevini de yürütmektedir.
Yayımlanmış 13 kitabı ve çok sayıda makalesi vardır.
Mahfi Eğilmez'in savunduğu siyasi ideoloji: Kemalizm
Mahfi Eğilmez'in savunduğu iktisadi ideoloji: Keynesyen
Mahfi Eğilmez'in dini: Söylemiyor
Yani ? Sana ne? Bu da yeni bir tür baskı mı insanlar üzerinde kurmaya çalıştığınız? İnsanların dini ile, ideolojisi ile uğraştığınız kadar, keşke insanlığa faydalı olacak bir şeyler ile uğraşsanız. Belki o zaman Ortadoğu dünyanın en rezil yerlerinden birisi olmazdı.
SilAynen, Hoo'ya katılıyorum..Varsa yoksa din...Size ne kardeşim..Adam ağaçlara tapsa ne olacak, ne değişecek, aynı adam değil mi?
Silsizin ideolojiniz ortadoğuyu bu hale getirdi. batılaşma ve batı ortadoğuyu bu hale getirdi.tabi ortadoğunun suçu yok değil.
SilNe ideolojisi ? Batılaşma denen şey medenileşme oda zaten ortadoğuda yok... arapların ve dincilerin kurduğu terör örgütleri ortadoğuyu bu hale getirdi. yapılanlara kılıf bulun ancak, önünüzdeki dağı görmeyip ormanın içerisindeki sincaplarla uğraşın ancak.
Silbatı tertemiz, sütten çıkmış ak kaşık..abd öncülüğündeki koaliyon güçleri sizin zihniyetinizdeki saddamı devirme bahanesiyle petrol avcılığını nasıl yaptığını, petrol için nasıl dikta rejimleriyle yıllarca çalıştığını unutmadık çünkü hala mevcudiyetini koruyor. . .tabi öz eleştiri de yapmıyor değiliz.
SilMahfi bey, ülkemizde "inşaat ekonomisi"nin ne kadar önemli bir yer tuttuğu yadsınamaz bir gerçek.
YanıtlaSil"Varlık Fonu"nun gün geçtikçe aktifleşmesiyle aynı doğrultuda pek çok türev-vari enstrüman da medyaya yansımaya başladı.
Sıradan vatandaşlar daha çok, "Dolar, "Altın", (Geçmişte "Mark") "Euro", "Arsa", "Konut", "Otomobil ticareti" vb. konularda tecrübe sahibi olduğundan, 2000'li yıllarda ivmesi yükselen kompleks türev ürünler konusunda pek bilgisi yok. Bu kompleks türev ürünleri "güvenilmez" olarak nitelediği için, hemen yanaşmayı da pek düşünmüyor, belki alışa alışa yönelebilirler.
İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay,
"Varlık Fonu"nu dayanak noktası yaparak "icat edilen" türev ürünlerin, yavaşlayan ekonomiyi hızlandırmak umuduyla piyasaya sunulmaya hazır hale getirildiğini, bu konuda bir yazıyı yakında yayınlayacağını duyurdu:
1. Gayrimenkul sertifikası ile ilgili düzenleme tamamlandı. Sistem tamamen finansman imkanları tıkanan inşaat sektörü için çalışacak.
Resmî gazete:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/03/20170307-17.htm
2. İnşaat sektörü yanında, finans sistemi de aracılık geliri elde edecek, yeni bir ürün elde etmiş olacak.
3. Geliri konut almaya yetmeyen kesimlerin, sertifika alarak sisteme dahil edilmesi amaçlanıyor.
4. Oluşturulacak sertifikalar, sonuçta bir türev ürün. Finans tarihi bu tip ürünlerin yükselişi ve çöküşü ile dolu.
5. Yeni sistemle "projeden satış" yeniden uygulamaya geçiyor.
6. Sertifika ihraç geliri tek seferde firmaya aktarılmıyor. İnşaatın ilerlemesine göre para transferi öngörülmüş.
7. Bu sürede toplanan miktarın Hazine kağıtlarında değerlendirilmesi düşünülmüş.
8. Kısacası, bir taşla pek çok kuş hedeflenmiş. Meseleyi etraflıca yazacağım.
Yayınlayacağı yazıyı takip için şu adresleri not ediniz:
Gazete:
http://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/03/06/kuresellesme-sag-populizmin-yukselisi-ve-sol/
Blog:
http://kriznotlari.blogspot.com.tr/
Madem yazmaktan açılmış konu bende bu üst yorumdaki adsız 19:07 arkadaşa bilgi geçeyim.
Silblog (forum vs.) adabı gereği daha doğrusu internet etiği gereği 1-tamamen büyük harfle yazmak bağırmak anlamına gelir.
2- Bir de tamamen kalın harflerle yazarsanız bu da hakarete (küfüre) eş değer görev görür.
Siz göze çarpsın diye html kod kullanıp kalın karekterle yazmışsınız ama tamamını kalın yapıp gözümüze sokanıza gerek yok. Bu mesajımdaki gibi bir iki önemli noktayı kalın yaparak vurgulayabilirsiniz.
Bu sizin nazarınızda genele yazılmış bir bilgidir.
Herkese iyi akşamlar.
Not: internet etiğini kim belirledi nerden çıktı bu mana ve kurallar demeyin. Anonim olarak genel kabul görmüştür.
"Not: internet etiğini kim belirledi nerden çıktı bu mana ve kurallar demeyin. Anonim olarak genel kabul görmüştür."
SilSayın Adsız 21:07'ye,
"İnternet etiği" denen şeyi kimin belirlediğini, nereden çıktığını sormak, sorgulamak elbette hakkım. "Anonim olarak genel kabul görmüştür." ifadeniz, tamamen subjektif bir değerlendirmedir, yani sadece sahsınızı bağlar. Herhangi bir hususun "anonim"leşmesi, onun artık bir kurallar kitapçığına dönüştüğü anlamına gelmez.
Blog, forum vb. portallarda BÜYÜK HARF kullanmanın "bağırmak" olarak nitelenmesi, harflerin "bold & koyu renk arttırılmış & kalın" şekilde yazılmasının "küfür" olarak nitelenmesi (ve benzeri pek çok "regülasyon merakı"), tamamen subjektif değerlendirmelerdir. "İnternet" isimli mecrada, tek tek komünitelerin veya birçok komünitenin ortak karar almasıyla, hangi şekillerde yazı yazmanın "bağırmak" olarak kabul edileceği, hangi şekillerde yazı yazmanın "küfür" olarak kabul edileceği sadece o komünitelerin çemberi içinde geçerlidir, internet mecrasının bütününe yayılamaz. Her şeyin "anayasa"sı olmaz.
Mahfi Eğilmez'in sitesi de bir tür komünitedir. Siteye gelen yorumlar arasında hangi tür "içerikte" olanları yayınlayacağını Mahfi bey 8 maddelik gayet kapsayıcı bir listeyle duyurmuş:
http://www.mahfiegilmez.com/p/uyar.html
Yazı tipi (font), paragraf adedi, gramer kurallarına %100 riayet edilmesi, yazı yazma şekli vb. pek çok konuda "yazım şekilleri & gramer & yazım kuralları zabıtası" rolüne bürünmeyi tercih etmemiş, iyi ki tercih etmemiş.
Eğer kullandığım yazı yazma şekli gözlerinizi rahatsız ediyorsa, gözünüze çarptığı an o bölümü çabucak geçer, sizi yormayacak diğer kısımları okursunuz.
Sayın Adsız 21:07 dahil olmak üzere, sitenin bütün ziyaretçilerine duyurulur.
hocam bu blog işinin google üzerinden yada farklı bir kanaldan size maddi bir getirisi var mı yoksa amme hizmeti olarak mı görüyorsunuz?
YanıtlaSilHiç bir getirisi yok, getiri sağlamak üzere yapacağım işlere engel olduğu için tam tersine bayağı bir götürüsü var. Ama ben bunu bir çeşit kamu hizmeti olarak yapıyorum. Para kazanacak olsam bu kadar severek yapar mıyım emin değilim.
Silİlk kitabınızı 33 yaşında yazmışsınız.
YanıtlaSilYani sene: 1983! (1984-1=1983... "1984" Big Brother is watching you...)
(1x9)+(8x3)=33!
Mahfi Bey, siz bu blog üzerinden birilerine mesaj mı vermeye çalışıyorunuz?!
33'ün ne demek olduğunu biliyorsunuz, değil mi?!
yanlis hesap yapmissin, ebced hesabi kullanman gerekiyordu. Bu arada adsiz, senin de 19:33 da mesaj birakmanin ardinda ozel bir anlam mi var? Bak 33 yine orada cikti. Sen de mi ayni kabiledensin?
Sil33'ün ne demek olduğunu bilmiyorum.
SilBen bu tür sayılarla, şifrelerle uğraşmam ve de hiç ilgilenmem.
Süper üstadım. Yeni ufuklar açıyorsunuz. Tecrübenizi anlatmamız benim için önemli.Eksikleri tamamladınız. Teşekkürler.
YanıtlaSilSağolun.
SilYou are such a man Mr. Egilmez.
YanıtlaSilYou are never tired to shine like a star...
Not at all.
Silhocam, ilk kitabiniz 33 yasinda yazdiginiz hangisiydi ismi
YanıtlaSililk kitabinizin ismi nedir
SilKatma Değer Vergisi: Teori ve Türkiye Uygulaması (1983)
SilHocam ben maden mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyim.Üniversite hayatımın öncesinde boş işler diye tabir edebileceğimiz şeylerle uğraşan,tembellik içinde yaşayan bir insandım.Üniversiteye gelince tarih-ekonomi-siyaset gibi alanlara merakım olduğunu fark ettim ve kendi çapımda mütevazi bir şekilde okuyucu olarak bu alanlarda yoğunlaştım.Ama şu anda okulum bitiyor ve kendi okuduğum bölümde istihdamın neredeyse sıfır olması ve çalışma koşullarının çok zor olması nedeniyle karanlık günler beni bekliyor.Başka bir bölüm okumaya başlasam; ne zamanım ne de durumum buna müsait değil.'Bunlardan bana ne kardeşim' diyebilirsiniz,çok da haklısınız fakat artık çaresizlikten kendimi geliştiremez biri ve beyni körelmiş bir insan oldum.Bu durumum için ön yargısız bir şekilde yol gösterebilecek tahsili ve tecrübesi yeterli bir tek siz geldiniz aklıma,varsa bir öneriniz gerçekten bana yardımcı olur musunuz?
YanıtlaSilMaden muh guzel bir alan. Is bulabileceginizi saniyorum dusunuyorum. en onemlisi umud ediyorum. Turkiye Maden ulkesi dunyada da aranilan bir bolum bu bolum. bana gore avantajli oldugunuzu dusunuyorum.
SilMahfi Bey, bence katkınız büyük. Sizden etkilenip blog açanlara olduğu kadar, bu sitenin ziyaretçilerine de çok şey kattınız.
YanıtlaSilAyrıca bir format da oluşturdunuz aslında. Eminim birçok arkadaşımız ziyaret ettiği diğer sitelerde bu formatı arıyor. Ben arıyorum şahsen.
Ve sanki bu sitenin sadece sizinle konuşuyormuşuz gibi bir havası da var.
Size ne kadar teşekkür etsek azdır.
Genç arkadaşlara bir tavsiye de benden:
YanıtlaSilHangi tür müzik dinlerseniz dinleyin, MÜZİK DİNLEMEYİ ASLA BIRAKMAYIN...
İşte ispatı:
İstanbul metrosundaki müzisyenleri görünce dayanamayıp dans etmeye başlayan minik kız:
https://twitter.com/ofnebiliyimya/status/838522384311275521
Hocam merhaba. Yine çok güzel bir yazı.
YanıtlaSilBazı ülkelerde mevduat oranı kredi oranından fazla. Bunun nedeni nedir, banka bundan zarar etmez mi? Acaba elde edilen mevduatlar dışarıya kredi olarak veriliyor bu mu zararı kapatıyor?
MAHFİ BEY,
YanıtlaSil!!! ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLARIYIZ !!!
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN
16 NİSAN = #HAYIR
https://twitter.com/filliboya/status/839173964161236995
sen atatürkün çocuğu musun ?,,,,biz de yıılardır atatürkün çocuğunu yok biliyorduk.
Silerkekler günü neden yok.
16 Nisan=evet.
Mahfi hocama saygılar.
Hocam bu ikincil yanıtları özellikle onayladığınızı düşünüyorum... mesela "sen atatürkün çocuğu musun" diyen arkadaşı... iyi ki onaylıyorsunuz... Neden Hayır denilmesi gerektiği pekişiyor...
Silsinan bey "atatürk çocuğu olmanız" hayır demeniz için bir gerekçe mi ?, , , yanlışın olmasın, eğer samimiysen tek adam rejimini çok seviyor olman lazım, yoksa kendinle çelişiyorsun.
SilSayın Adsız 9 Mart 2017 15:08:) Hayır için on binlerce gerekçe var. sadece ekonomik gerekçelere bakmak isterseniz 40 tanesini buraya bırakıyorum. 1 tanesini bile mantık içerisinde geçersiz kılarsanız yazıyı blogdan silecem söz. Arkadaşlar şahit olsun.:) Var mısınız? http://xebatistihdam.blogspot.com.tr/2017/03/referanduma-40-gun-kala-40-ekonomik.html
SilMerhaba hocam,
YanıtlaSilÇok kıymetli tavsiyeler, teşekkürler.
Değerli hocam, ne zaman bir yazı paylaşsanız, altındaki uzayan giden yorumlara da göz gezdirmeye çalışıyorum. Öncelikle sabrınızın ve nezaketinizin gerçekten hayranlık uyandırıcı olduğunu naçizane söylemek isterim. Geçenlerde Norveç'te yorum kalitesini artırmaya yönelik, çok beğendiğim bir uygulama haberi okumuştum. Siteye uyarlanabilirliği teknik olarak nasıldır bilmiyorum ama en çok sizin blogunuza yakışırdı sanki. https://www.dunyahalleri.com/haberi-okumayan-yorum-yazmasin/
Saygılarımla,
Yiğit
Hocam size aynen katılıyorum ve yazmayı özellikle eğitim açısından bir kaç cümle ile değerlendirmeyi istiyorum.
YanıtlaSilÖzellikle bir amaca yönelik olarak yazmak, örneğin bir araştırma yazısı veya makale yazmak hem öğrenmeyi hem de öğretmeyi kolaylaştırır. Ne yazık ki bizim eğitim sistemimizin en önemli eksiklerinden birisi yazmaya gereken önemi vermemek. Üniversitelerde, öğrenciler aldıkları her ders ile ilgili en az iki sayfalık bir araştırma yazısı yazmalı, bu sayede konu hakkında derinlemesine araştırma yapma ve düşünme fırsatı bulacaklardır. Ayrıca akademik yazma dersi lisans birinci dönemde yer almalı ve her öğrenci mezun olduğunda alanında araştırma yapıp; rapor, makale yazabilecek yeterliliğe sahip olmalıdır. Dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden biri olan Japon eğitim sisteminde (özellikle sosyal bilimlerde) bir çok derste sınav yok, fakat öğrenciler her hafta aldıkları her ders için bir reflection (derinlemesine düşünce) yazısı yazmak zorunda. İngiliz eğitim sisteminde ise bir dersi geçmenin en temel şartlarından biri, o ders ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapıp bir makale yazmaktır.
Hocam ben İktisat 2.sınıf öğrencisiyim.Yazılarınızı takip ediyor ve merakla bekliyorum.Basitten anlatmanız çok faydalı oluyor.
YanıtlaSilBenim sorunum gündem,ekonomi,siyaset gibi konulara ilgili olmama rağmen iş derslere gelince matematiksel ağırlıklı derslerde zorlanıyorum.Bana tavsiyeniz var mıdır?
Teşekkürler.
matematik öğren o zaman,,,,☺☺
SilSn. Eğilmez çok güzel bir yazı. Bu yazının pek çok okuyucunuzu cesaretlendireceğine inanıyorum. Yazmak, fikirler ve deneyimleri paylaşmak aslında hepimizin sosyal görevi. Bir de yazmak, fikir ve düşünceleri arkada bırakmak insanoğlunun en büyük hayali olan kalıcılığa atılmış bir adım. Her canlı nasıl kendi neslini devam ettirme eğilimini daha doğar doğmaz genlerinde taşıyorsa, düşünce ve deneyimleri de yazarak (veya görüntülü kaydederek) aktarmak belki de bu doğal sürecin sadece insana özgü bir türevi. Eğer bu özellik insanda olmasaydı bugün 7000 senelik uygarlık tarihinin ürettiği resimleri, heykelleri, yapıları, müzik eserlerini deneyimliyor olmayacaktık. Elinize sağlık. Saygılar ile,
YanıtlaSilhocam merkez bankası bu sene 15milyar tlyi geçen tahvil alımı yapmış. bunu mbnin sitesinden nasıl bulabilirim.piyasa verileri kısmının neresinde?
YanıtlaSilHocam Çetinkaya'nın konuşmaları beğenilmedi. Piyasa açıklamalara olumsuz tepki verdi dolar yükseldi. Keşke 1 hafta sonra, FED ne yaparsa yapsın tek faize geçeceğiz deseydi en azından.. Çünkü faiz koridorun üst sınırına dayandı artık bu ortalamanın altında ki her faiz yok hükmünde şuan. Bence bu toplantıda en az %11 olmak şartıyla tek faize geçersek herşey çok daha anlamlı olabilir.
YanıtlaSilhttps://tr.investing.com/news/economy-news/%C3%87etinkaya:-cari-dengede-%C4%B0yile%C5%9Fme-e%C4%9Filimi-ba%C5%9Flad%C4%B1-128112
Maşallah hocam hıc göstermıyosunuz 67 yasında maxımım 50 falan sanıodm ben bugun söyleyınce bı kontrol ettim 1950 dogumluymussunuz :) hocam finansal muhendislik ile ilgili kaynak öneriniz varmı kıtap blog,site vb ?
YanıtlaSilHocam 3. çeyrekteki küçülmede turizm gelirlerinin düşmesinin payı büyük müdür?
YanıtlaSilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilYazılarınızı keyifle takip ediyorum. Yazmaya devam edin lütfen. Bakış açılarımızın şekillenmesinde, dahil olduğum kuşağa katkınızın azımsanamayacak büyüklükte olduğunu bilmenizi isterim. 2011'de blog açıp yazmaya başladım. Geçtiğimiz hafta ilk kitabım yayınlandı. Fırsatınız olursa ve ilginizi çekerse yazılarıma ve kitabıma göz atmanız beni fazlasıyla memnun edecektir.
Saygılarımla.
Mehmet Eren
http://www.politiksoylem.com/
Gençlere öğüdüm şudur: Kimseye öğüt vermeyin.
YanıtlaSilSiz de öğüt vermiş oldunuz.
Silmahfi bey referandum sonucu evet de çıksa hayır da çıksa sizin londra'ya taşınma planınız varmış. iddia doğru mu?
YanıtlaSilBen ülkemde yaşamaktan vazgeçmem. Ben hep burada olacağım ama siz giderseniz gittiğiniz yerden yazarsınız yine yanıtlamaya çalışırım.
SilHocam,
SilElbette buradayız, gitmek de neymiş; yazı bekliyoruz, daha karpuz keseceğiz :)
Hocam gitmediğinize göre uzun vadede biraz ümit demek ki bu ülke için.
SilEn azından gitme imkanı olmayanların içine su serptiniz.
AK parti doneminde kadin haklarinda cok buyuk ilerlemeler goruldu. Kadina ve Cocuga en fazla degeri AK parti veriyor.Onlari yasalarla ayricalikli yere en mustesna yerine koyuyor. Kadinlar ve onlarin yavrulari bizim cocuklarimiz bizimdir. Hanimlar gunu kutlu olsun
YanıtlaSilhanımlar günü ne ya :=)))
SilHanımlar günü diye bir şey yoktur. Kadınlar günü vardır. Kadının konulacağı en müstesna yer erkekle beraber yan yana ve onun kadar özgür ve rahat olmasıdır.
Silne kadan da kibar bir adam. Kadınlar gününü hanımlar günü yaptı :=)) ne kaaa gülsem az :))
SilArkadas Ensar vakfindan yazmis, cocuklara verdikleri onemi tekrar vurgulamak istemis. Toplum olarak biz de cok iyi biliriz cocuklara onem verdiklerini.
Silyakinda haniefendiler gunu icad ederler. Kadinlar AKPnin ne hanimi ne de bicim vermeye calistigi edecegi rolu kabul edecekler.
Silhocam hanımla kadının ne farkı var kelime olarak
SilNe farkı var bilmem ama kadın kadındır. Erkek de erkek. Nasıl ki biz bay voleybol takımı ya bay basketbol takımı demiyorsak bayan voleybol takımı ya da hanımlar basketbol takımı demenin anlamı yok.
SilTdk sozlugunden;
Sil1. isim Kız ve kadınlara verilen unvan, bayan
"Ülker Hanım."
2. Kadın, eş
"Yaptığı çiçek suyunun ilk bardağını kendi içtikten sonra ikincisini hanımına getirir." - H. R. Gürpınar
Dil bilimi boyle diyor ama her seyde oldugu gibi bilimi 'benim bildigim' diye algilayanlar var.
Çok güzel örnekler. Ve hepsi de benim görüşümü destekliyor. Kadın genel bir tanımdır. Hanım ise bir unvan. Ayşe hanım derseniz doğru olur ama karşıdan gelen üç kadına üç hanım geliyor ya da üç bayan geliyor derseniz doğru olmaz.
SilDediginizi desteklemiyor.
SilSozluge gore "olmaz" dediginiz sey gayet de oluyor ama israrinizi anliyorum; yarin bir gun birisi gelir bastan Turkce sozluk yazar, millete de "boyle konusacaksin, konustugun kelimelerin aslinda anlami bu" diye onu dayatir ozlemini duydugunuz Turkiye'de olmamis seyler degil.
Adsız 10 Mart 2017 11:17, 2017 yilina girildiginden bugune 60 dan fazla kadin katledilmis. Bunlar olerek haber olabilmis kadinlar, haber olmayan nice magduriyetler var. Siz kadin yerine istediginizi soyleyebilirsiniz ama bu tecavuzcunun yaninda yer alan adalet sistemini, cocukla evlenenleri aklayici parlamentoyu desteklediginiz surece kraliceler de deseniz gercek durum degismez. Kadinlarin turban takabilme ozgurlugu var, ama yasayabilme, eslerini secebilme, okuyabilme noktasinda hala ozgur degiller.
SilAdsiz 13:17, ne alaka simdi? Kadin oluyor da erkek olmuyor mu?
SilAK parti doneminde hanimlar ozgurlesti. Turban serbest oldu. Hanimkardeslerimizin ozellikle de turban magduriyeti nedeniyle gonulleri kirilmis olan hanimlarin hanimlar gununu kutluyorum. Ak parti hanimlarimizin her zaman yaninda yer almistir. Onlari siddete karsi korumus kollamistir. AK partiye gonul ve rey vermis beyler her zaman diger partili beylerden daha cok hanimlara saygilidir. Onlara dayak atmaz laf atmaz yan gozle bakmaz. Iste Ak parti farki ve ruhu.
YanıtlaSilKadına hanım dediğiniz anda özgürleşme diye bir şey olmamış ya da sizin kafanızda yerini bulmamış demektir.
SilSon 5 yılda kadın cinayeti sayısı 1134, 1 yılda ise 367. Son 5 yılda çocuk gelin sayısı 232 bin. Belediyelerin yeni evlilere dağıttığı "kadın nasıl dövülür" kitapçıkları, imam nikâhı öncesi resmi nikâh şartının kaldırılması falan işin tuzu, biberi. İşte AKP farkı ve ruhu. Anlaşılan "hanımlara" çok iyi davranıyorlar da kadınlarla araları pek parlak değil.
SilArap ülkelerinde (HANIMLAR) günüde kutlanıyormu acaba?Yoksa kutlamak için Recm uygulamasımı var?
YanıtlaSilArap ulkelerind her gun hanimlar gunu zaten. Yani her gun onlari taciz edebilirsiniz. Recm sadece eger tacizden ote zina yapmayi becerebilirseniz sadece kadinlara yonelik takdir belgesi seklinde bir uygulama.
Siladsız kusura bakma toptan yalan söylemişsin, suudi arabitanı yıllardır iyi tanıyan biri olarak böyle birşeye şahit olmadım. ancak eleştirilmesi çok yönü var,ve diğer arap ülkelerini bilmem fakat bu size işkembedeb atmaya sebep teşkil etmemeli.
SilHocam,
YanıtlaSilDöviz düşerken birden hareketlendi. Ne oldu anlayamadım? Belirli bir sebebi var mı?
USD Endeksi ve 10 yıllık ABD Tahvilleri yükselmeye başladı. Dolar bütün paralara karşı değer kazanmaya başladı. Tabii son zamanlarda hep olduğu gibi en çok da bizim paraya karşı değer kazandı.
SilFedin faiz arttirma ihtimali ve ABDde son gelen olumlu veriler dolarin kiymetini arttiriyor dunya piyasalarinda. Bizde dogal olarak bunda etkileniyor ve olumsuz sekilde dolarak karsi TL kiymet yitiriyor
Silhttps://tr.sputniknews.com/avrupa/201703071027528035-alman-turizmci-turkiye-boykot/
YanıtlaSil"Alman kamuoyunda yapılan bir turizm anketinde (GfK-Studie) Kasım 2016'da Almanların % 42'si 'Artık hiçbir zaman Türkiye'ye gitmeyeceğim' derken, 2017'de bu oran % 8 artarak % 50 seviyesine yükselmiş durumda. Yani dünyada tatile en çok para harcayan ve en çok seyahat eden Alman milletinin %50'si 'Artık hiç Türkiye'ye gitmeyeceğim' diyor."
Hocam turizmde fakir Ruslara talim olacağız gibi görünüyor. Yine yok yere AB ile gerginlik yaratıyoruz ve yine zararı bumerang gibi dönüp dolaşıp bizi vuracak.
Evet maalesef Türkiye bindiği dalı kesen Nasreddin Hoca misali gidiyor. Herkesle kavga herkesle sorun yaratmakta üstümüze yok. Öyle olunca da Dolar değer kazanmaya başladı mı TL en önde değer kaybeden para oluyor.
SilHocam, bu sabah program biterken Servet Bey'e "MB faiz indirir mi?" diye sordunuz. Servet Bey'de "Faiz indirmez ama burda tutabilir." dedi. Muhtemelen MB'yi tiye almak için sordunuz ama sanırım Servet Bey'in cevabı ciddiydi. MB FED'in faiz arttırdığı günün ertesinde faiz arttırmama gibi bir şey yapar mı sizce? Çünkü faiz arttırmazsa dolar artacak, dolar artarsa enflasyon artacak. Enflasyon artarsa ki artacak, zaten faizleri arttırmak zorunda kalacak. Tamam artık onların politika faizi takıntısını anlıyoruz ama en azından bari Geç Likidite Penceresini %12 yapsa çünkü zaten bizim Politika Faizimiz o artık. Birde MB sizce tek faize geçer mi hocam bu toplantıda? Çünkü Erdoğan 1 ay önce falan MB tek faize geçmeli diye bir şey demişti ve zaten Ortalama Fonloma Maliyeti %10.60 oldu toplantıya kadar 10.80'e dayanır zaten böyle olcaksa ve faiz arttırmayacaklarsa bari en azından tek faiz %11 olsun bari intibamız düzelsin yabancılarda. Belki bakarsınız "Oooo Türkiye'de faizler 8'den 11'e çıktı" algısı oluşur bize para akar diyeceğim ama onlar zaten bizdeki durumları bizden daha iyi biliyorlardır herhalde..
SilAlmanların böyle düşünmesine hiç şaşırmadım, çünkü bize bile gına geldi turistik yerlerde kazıklanmaktan.
SilNereye gitsem, sokak aralarında esnaf lokantası arıyorum artık.
Hocam sizin bloga bile çok sayıda paralı troll saldırı yapıyor. Çoğu bir şekilde bir yerlerden destekli ve bir projenin parçası olarak bir merkezden kontrol ediliyorlar. Sağlıklı psikolojisi olan insanlar değiller bunlar.
YanıtlaSilFarkındayım.
Silkomplo teorilerini bırakalım,,,gerçi hoca duruşunu bozmadıktan sonra kimin ne yaptığı ve nerden destek alıp trol oldukları önemli değil....gerçi adsız belki sen de bir trollsun,sen tırro'sun
Silhttp://m.gercekgundem.com/ekonomi/261596/imfden-turkiyeye-emlak-balonu-uyarisi
YanıtlaSilbu kısmi doğrudur ama 7-8 yıldır bu balon hep konuşulur, ama şimdi biraz daha sıkılaşmaya gidildi merak etme, patlamayı görmeyeceksin.
SilTurkiye'deki haliyle emlak balonu ABD'deki etkiyi yapamaz. Sadece sistigi gibi gorece daha yavas bir sekilde inecektir.
SilHocam analistler ve yatırımcılar (dünya ve TR) kendi aralarında Euro/$ paritesi geleceği hakkında 2ye ayrılmışlar. Bir kısım diyor yakın zamanda parite 1 olacak. Diğer kesim diyorki 1.15 olacak. Ve bu değişkenlik eurodan ziyade $ temelli olacak.
YanıtlaSil1- Sizin görüşünüz nedir acaba?
2- Neden?
3- Dünya ve TR'de 1 olursa ne olur 1.15 olursa sonuçları ne olur?
Saygılar
Ben bu konularda 2017 yılı için tahmin yapmıyorum.
SilSadece 3.cü soruyu cevaplamanız mümkün mü? Paritenin etkilerinin 2 seçenekde nasıl yansıması beklenir?
Sil2018 sonuna kadar parite 0,80 a gider. Dolar değer kazanmaya devam....
SilHocam TCMB interbank piyasası ile Serbest interbank piyasası arasındaki fark nedir? TCMBnin bankaları gecelik fonlaması "TCMB interbank piyasası" içinde mi?
YanıtlaSilTeşekkürler.
TCmB nin yönettiği interbank piyasasının yanında bir de bankaların kendi arasındaki interbank piyasası var.
SilHocam bizim kredi-mevduat oranımız %10'lar civarında buradaki kredi kredi hacmi yurtiçi kredi ve mevduat hacmi değil mi?
YanıtlaSilBizdeki mevduat/kredi hacmi % 117 dolayında.
Silhocam demokrasi
YanıtlaSil1- herkese söz hakkı vermek midir
yoksa
2- diğerini dinleme olgunluğunu gösterene de aynı hakkı vermek midir?
Her ikisi de. Ama demokrasi pek çok şeydir. Mesela azınlığa çoğunlukla aynı hakları tanımak demektir. Mesela hukuk karşısında herkesin eşit olması demektir.
SilHerkes kavramı bence yanlış. Mesala beni dinlemiyorsanız size neden söz hakkı verip dinleyeyim? (azınlık vs hukuk konusunda size katılıyorum)Konu burda web sitenizde takındığınız demokratik söz hakkını anlamak:
SilSizin yazdıklarınızı anlama nezaketi göstermeyip üstelik akıldışı cümlelerle trollük yapana siz neden söz hakkı veriyorsunuz?
Onaylanmayan tavır* (dayatma demiyorum) kendini düzeltmeye* (düzeltme derkende benim doğrularım değil, toplumsal ahlaka/ töreye/ edebe uygun davranmak) mecbur hissetmez mi?
Merhaba sayın hocam. Ekonomik Analiz kitabınız bugün elime ulaştı. Kİtaplarınızın neredeyse tamamını okumuş bir okurunuzum. Sizden bir ricam olacak: Ekonomik Analiz kitabınızda bir iktisatçının psikoloji ve sosyoloji de bilmesi gerekir demişsiniz daha öncede çokça belirttiğiniz gibi. Bu bilimleri öğrenmem için tavsiyede bulunurmusunuz?
YanıtlaSilBu kitap iyi bir kitap mesela: http://www.hepsiburada.com/psikoloji-ve-yasam-psikolojiye-giris-psychology-and-life-p-KNOBEL32260?magaza=Hepsiburada&wt_gl=cpc.tum.genel.pla&gclid=Cj0KEQiAl4TGBRDhgvmikdHPsdABEiQAtBcc8PyQSS86P2pBDjYJ7M9Uu2mFEetuYZw6PIIkYH222QQaAhv48P8HAQ
SilŞu konuda bizleri aydınlatır mısınız?
YanıtlaSilFED faizi arttırdığında, Dolar/TL kurunda yükselme yaşanacağı konusunda birçok uzman hemfikir.
Ekim 2014'de QE3'ün sonlandırılmasından Mart 2017'ye kadar geçen sürede, her FOMC toplantısı öncesi ve sonrasında bütün ekonomi uzmanlarının (akademisyenlerin de) açıklamalarını takip ederim.
Faiz arttırımı olduğunda, kur pek fazla yükselmiyor. Haber bültenlerinde bunun sebebi uzmanlara sorulduğunda "Zaten FED'in faiz arttırım hamlesi daha önce piyasalarda fiyatlanmış olduğundan, kur yükseleceği kadar yükselmişti. Şimdi faiz arttırımı oldu ve kur tepki vermedi. Yani her şey normal." diye cevaplıyorlar.
Gücenmeyin lütfen ama bu cevap çok boş gözüküyor.
Madem FED'in "faiz arttırması" ve "faiz arttırım sayısı" (1 yılda 2 kez mi, 3 kez mi, 4 kez mi...gibi) önem teşkil ediyor, faiz arttırımı olup kur pek yükselmediğinde niçin "zaten piyasalarda fiyatlanmıştı" açıklamasıyla geçiştiriliyor?
FED faiz arttırsa da,
FED faiz arttırmasa da;
"Zaten piyasalarda fiyatlanmıştı" cevabıyla geçiştiren o kadar çok uzman var ki...
Sayın Adsız 18:42 değerlendirmelerinize ışık tutması için karar açıklanması öncesi 1-2 haftalık fiyat hareketlerinin gözönünde bulundurmanızda fayda var. Eğer karar ile aynı yönde bir hareket sözkonusu ise uzmanların değerlendirmesinde haklılık var diyebiliriz. Fiyat hareketleri beklenmeyen haberlerde sert gerçekleşir. Uzun süredir beklenen şeyler genellikle fiyatlara yansımış olur. Ve beklenti gerçekleştiğinde genellikle o güne kadarki harekete ters gerçekleşir.
Silkolaylıklar dilerim.
Sayın Adsız 18:42
YanıtlaSilAşağıdaki animasyonun linkini daha önce de vermiştim ama sizin Mahfi hoca'ya sorduğunuz bu soruyu görünce dayanamadım. Bence sorunuzun gerçek cevabı burada:
http://www.andyfoulds.co.uk/amusement/economists.htm
Sorunuzun "klâsik" cevabı ise "piyasa beklentileri satın alır, gerçekleşmeleri satar".
Saygılar...
Sayın Adsız 19:57
SilAnimasyonu daha önce yine bu siteden öğrenmiş ve twitterda arkadaşlarımla paylaşmıştım, teşekkürler.
Evet "piyasa beklentileri satın alır, gerçekleşmeleri satar" açıklamasını da sık duyuyorum, ama bu açıklama da 18:42'de hatırlattığım "Zaten piyasalarda fiyatlanmıştı" geçiştirici-cevapla aynı kapıya çıkıyor.
Umarız Mahfi bey soruya net bir cevap verir?
Kitap yazarkenki motivasyon ne olmalı? Kimseye bir faydası olmayacağına eminsek, dijital moda dünyasında insanlar 2 satırdan ötesini bile okuyamazken, hatta o iki satırı bile umursamazken hangi saikle o disiplini koruyup yazmalıyız? Herkes yazmalı mıdır bir de? Pek çok insanın gözümüze pohpohlanan çoğu eserden çok daha iyilerini yazabileceğine eminim ama yazdıkları şeyin değersiz görülmesi ya da tekrar edildiği algısı oluşabileceği endişesiyle motivasyonları kilitleniyor. Bir de insanların gerçekten değerli olana değil moda olana yöneldiğini biliyoruz, "sen hala onu okumadın mı?" diyebilmek için sırf bazen. Aynı şey sinemada, müzikte, bilimde, hatta tüketim ürünlerinin neredeyse tamamında da geçerli tabii ki. Çok yetenekli, dolu insanlar çekingenlikten ve üretmek onlara mantıklı gelmediği için üretmiyor, düşüncesini paylaşmıyor. Diyeceğim sanki kapitalizm kitap konusunda da moda yaratıp milyonlarca tükettirip değer kaybettirip yenisini aldırmak istiyor. Bu tuzağa düşelim mi ya da düşmemek için savaş mı verelim? :) Düşüncelerinizi merak ettim teşekkürler.
YanıtlaSilHocam faiz politikasindan daha cok bizi bekleyen enflasyonun cift hanelere dayanmasi tipki 1994 krizi oncesi belirtiler bunlar? "Stagflasyon" saatli bomba gibi geliyor mu sizce?
YanıtlaSilMahfi Hocam, ufak bir düzeltme, sanırım:
YanıtlaSil"Bilimsel bir yazı için makul sınır 2 A4 sayfası uzunluğudur."
bölümü
"Bilimsel olmayan bir yazı için makul sınır 2 A4 sayfası uzunluğudur."
şeklinde olacak değil mi?
Kaleminize sağlık; temel bilim ve mühendislik altyapısına sahibim ama her yazınızı keyifle okurum ve kendi pratiğime dair dersler çıkarırım. İnsan sizin gibi işini düzgün yapınca, yaklaşımları bilimsel olunca, öğütleri çalışma alanının ötesinde, alanlar üstü oluyor.
Saygılarımla,
Tahsin Çağrı Şişman
Hocam çok teşekkür ederim sizden çok şey öğreniyorum.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık. Sitenize yazıları pdf formatında indirme linki koysaniz harika olur. Yazılarınızı çıktı alıp okumak isteyen çok insan vardır eminim.
YanıtlaSilHocam siyasete buluşarak bilimsel kişiliğinize yazık ediyoruz
YanıtlaSil>> ufak bir duzeltme:
YanıtlaSilBilimsel [[olmayan]] bir yazı için makul sınır 2 A4 sayfası uzunluğudur. Bilimsel makalede ise sınır olmaz. Çünkü orada birçok bilimsel bulgular, denemeler, hipotezler tartışılacak demektir.
Hocam, eski bir öğrenciniz sayılırım. Ekodiyalog zamanlarında lisans öğrencisi olduğum üniversitede verdiğiniz Yüksek Lisans derslerini zaman zaman takip ederdim.
YanıtlaSilBen de kendi eğitim hayatımdan tecrübeyle genç yazar adaylarına öğütler vermek isterim. Asla pes etmesinler. Çünkü, yazdığınız zaman başınıza ne geleceğinizi bilemiyorsunuz.
Bana yazdığım bir ödev yazısından dolayı hocalarım kantinde alaycı şekilde bakarak hakır hakır gülmüşlerdi. Sonrasında ise bir dergide yaptığım çeviriden dolayı
tekrar hocaların alay konusu olmuştum. Halbuki, ben de sizin gibi okumaya meraklı ve hevesliydim. Derslerim iyice kötüleşti. Moral ve motivasyonumu kaybettim.
Benim de hatalarım oldu o dönemde ama ben gençtim ve hata payım vardı ama hocaların bana gülme ve beni alaya alma hakkı yoktu. Ve nihayetinde pes ettim ve okulu bıraktım.
Tüm hayatım ve planlarım mahvoldu. Çok sıkıntılar ve sefalet çekerek sonrasında 34 yaşımda üniversiteyi bitirdim. Herkesin bir hikayesi vardır, bu da benim hikayem.
Yine de genç arkadaşlara okumayı, düşünmeyi ve de yazmayı tavsiye ederim. Asla pes etmesinler...