GSYH, Büyüme, Oranlar ve Tuhaflıklar

Yeni Seri GSYH ve Büyüme Oranı Üzerine Eleştiriler
TÜİK’in yeni GSYH serisini açıkladığından bu yana, benim eleştirilerim de dahil olmak üzere birçok eleştiri, ortaya konuldu. Son olarak 28 Mart 2017 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin Akademi ekinde Yeni Ulusal Gelir Serileri Üzerine Gözlem ve Değerlendirmeler başlıklı bir makale yayınlandı. Bu makale Türkiye’nin milli gelir hesapları üzerinde en yetkin iktisatçıları arasında yer alan Tuncer Bulutay, Korkut Boratav, Oktar Türel, Yavuz Ege, Aşkın Türeli ve Ercan Uygur’un imzalarını taşıyor. Makalenin yazarları, TÜİK’in yeni milli gelir serisini oluştururken nerelerde eksikleri olduğunu, nerelerde hatalar yaptığını ve bunların sonucu olarak sayıların nasıl şişirildiğini ortaya koyuyorlar. Makalede başka bazı sorunların yanı sıra temel verilerin üretim anketlerinden muhasebe kayıtlarına, örneğin vergi beyannamelerine kaydırılmasının sakıncası vurgulanıyor. Bu tür kayıtların, reel ekonomik değişkenlerden kopuk olabileceğine, ekonomik tanımların yerini idari ve yasal tanımların alabileceğine ve kurallar, vergiler, tanımlar değiştikçe sonuçların farklılaşabileceğine dikkat çekiliyor. Üzerinde ciddiyetle durulması gereken eleştiriler var. İşin ilginci yazarlardan Tuncer Bulutay, Oktar Türel ve Ercan Uygur’un bu yazıda yer alan eleştiri ve önerilerini makaleden önce bir not şeklinde hazırlayıp, kullanılan yöntemleri ve hesapları gözden geçirmesi için TÜİK’e iletmiş olmalarına karşılık TÜİK’in bu önerileri dikkate almak yerine olumsuz tepki vermiş olması. Zaten yazarlar da bu olumsuz tepki üzerine söz konusu görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaya karar vererek bu makaleye dönüştürmüşler. TÜİK, GSYH gibi ekonomiyi ölçmekte son derecede önemli bir yeri olan bir göstergenin hesaplanma biçimini, yöntemini, altyapısını değiştirirken bu değişikliğin ayrıntılarını kimseyle paylaşmadı. Her şey bitip, verileri açıkladıktan sonra gelen yoğun eleştiriler üzerine, hesaplamanın ve kullanılan yöntemlerin doğruluğunu anlatmak üzere ikna toplantıları düzenledi. Ne var ki bütün bu sonradan gelen çabalar iktisatçıların çoğunu ikna edemedi.

Bu uzun girişi yazmamın nedeni yeni GSYH serisi ve ona dayalı olarak hesaplanan büyüme oranlarına ilişkin değerlendirmelerimin bu veriler hakkında ikna olduğum anlamına alınmaması gerektiğini, sadece verileri bu koşullar altında değerlendirdiğimi vurgulamak içindi.

GSYH ve Büyüme Üzerine Değerlendirmeler
2016’nın son verisi olan GSYH 2.590,5 milyar TL (856,8 milyar USD), 2016 büyüme oranı yüzde 2,9, kişi başına gelir de 10.807 USD olarak açıklandı. TÜİK, bu verilerle birlikte 2016 yılının 2 ve 3. çeyrek verilerini de revize etti. Buna göre 2016 yılı çeyrek büyümeleri şu görünümü aldı:


Bu verilere bakarak şunları söylemek mümkün: (1) 2015 yılında yüzde 6,1 büyümüş olan ekonomi, 2016 yılında yüzde 2,9 büyüyerek ekonominin potansiyel büyümesi olan yüzde 5 düzeyinin altına düşmüş bulunuyor. (2) Ekonomi, yılın üçüncü çeyreğinde kaybettiği ivmeyi son çeyrekte yakalamaya başlamış görünüyor. (3) Ekonomi yıllık yüzde 2,9 büyüdüğü halde, TL’nin yaşadığı değer kaybı sonucunda, USD cinsinden GSYH 2015’deki 861,5 milyar USD’lik düzeyden 856,8 milyar USD’lik düzeye gerilemiş, kişi başına gelir 11.014 USD’den 10.807 USD’ye düşmüş bulunuyor.

Yeni Seriye Göre Grafikler ve Tablo


GSYH
GSYH
Büyüme
İşsizlik
Enflasyon
Bütçe Dengesi
Cari Denge
Dış Borçlar
Yıl
Milyar TL
Milyar USD
(%)
%
(TÜFE)
(%)
%
%
1998
72
277
-
5,9
69,7
-5,6
0,7
34,9
1999
107
255
-3,4
7,7
68,8
-8,4
-0,4
40,4
2000
171
271
6,6
6,5
39,0
-7,6
-3,7
43,8
2001
245
199
-6,0
8,4
68,5
-11,7
1,9
57,0
2002
359
238
6,4
10,8
29,8
-10,9
-0,3
54,6
2003
468
312
5,6
11,0
18,4
-8,5
-2,4
46,2
2004
577
403
9,6
10,8
9,3
-5,2
-3,5
39,9
2005
674
499
9,0
9,5
7,7
-1,5
-4,2
34,1
2006
789
548
7,1
9,0
9,6
-0,5
-5,7
37,9
2007
881
677
5,0
9,2
8,4
-1,6
-5,5
36,8
2008
995
663
0,8
10,0
10,1
-1,7
-5,9
42,3
2009
999
645
-4,7
13,1
6,8
-5,2
-1,8
41,6
2010
1.160
748
8,5
11,1
6,4
-3,4
-6,0
39,0
2011
1.395
730
11,1
9,1
10,5
-1,2
-10,2
41,6
2012
1.570
877
4,8
8,4
6,2
-1,8
-5,5
38,8
2013
1.810
952
8,5
9,0
7,4
-1,0
-6,7
40,9
2014
2.045
934
5,2
9,9
8,2
-1,1
-4,7
43,1
2015
2.338
861
6,1
10,3
8,8
-1,0
-3,7
46,2
2016
2.591
857
2,9
10,9
8,5
-1,1
-3,8
47,2


Yorumlar

  1. 2016 yerine 2017 yazılmış,bir yazım hatası olmuş hocam.Bilginize.

    Bu verilere bakarak şunları söylemek mümkün: (1) 2015 yılında yüzde 6,1 büyümüş olan ekonomi, 2017 yılında yüzde 2,9 büyüyerek ekonominin potansiyel büyümesi olan yüzde 5 düzeyinin altına düşmüş bulunuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
    2. GSYİH-Harcama Yöntemiyle-Cari Fiyatlarla (Trilyon) ile nasıl öğrenebilirim ? Bulduğum veriler milyar oldu veya bin tl cinsinden trilyon ile ilgili bir şey bulamadım ...

      Sil
  2. Eskiden ara karneyi alınca, 1 olan dersleri küçük bir kalem oyunuyla 4 yapardık da kimse anlamazdı. Bu nesil o nesil olsa gerek.

    YanıtlaSil
  3. Giriş kısmını okuyunca değerlendirmeye pek gerek kalmiyor. Üzüntü verici. Matematikle yalan söylememek lazım.

    YanıtlaSil
  4. hocam tanıdığım en net iktisatçısınız objektif şekilde verileri değerlendirip hem de açıklayacı anlatımınızla bunu destekleyerek biz iktisat öğrencilerine klavuz oluyorsunuz kaleminize sağlık.Not: İstanbul üni. iktisat bölümü 3. öğrencisiyim bankacılık ve finansal kurumlar dersinin vizesinde tüm soruları eksiksiz yapmamda sizin bu sayfanızda yer alan yazılarınızın çok katkısı var bunun için ayrıca teşekkür ediyorum ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhammed bey bende istanbul universitesinde iktisat fakültesinde okuyorum 1. Sınıfım size okulda bi çay ismarlasam sohbet etsek uygun mudur ;)

      Sil
    2. Ben de gelim mi? Cay'in yaninda pohaca da vericen mi?

      Sil
    3. Eyvah ki Eyvah.. Mahfi Hoca desifre oldu. Yeni bir paralel yapi var, Ey millet uyan. Mahfi Hoca birilerine Iktisat 3. sinif sorularinin cevaplarini üflemis. Aha Muhammed itiraf etti.

      Muhammedcigim bu yasta mi be kardesim. Ya git yaa.. Bu Kadar da yalakalik olmaz be kardesim. simdi sen diyorsun ki..Ben iktisat fakültesi 3. sinif Bankacilik ve finansal kurumlar dersinin tüm vize sorularini eksiksiz yaptim ve tüm cevaplarini da buradaki yazilardan aldim.. La git...

      Sil
  5. GSYH büyümesini nüfus artışından arındırarak takip etmek daha anlamlı olmaz mı?
    Bu arada büyüme grafiğinde renkler karışmış sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düzelttim, teşekkür ederim.
      Genel eğilim reel büyümeyi ele almak yolunda. Sizin dediğinizi ise aslında kişi başına gelirden izlemek mümkün.

      Sil
  6. Ekonomide komik rakamlar serisi devam ediyor.

    Herkes Türkiye'nin tasarruf açığı olduğu görüşünde birleşirken, bir sabah TÜİK'den öğrenmiştik ki, meğerse Türkiye'nin tasarruf fazlası varmış da bizim haberimiz yokmuş. Beylerin keşfettiği yeni bir hesaplama yöntemi, bütün sorunlarımızı bir anda çözümlemişti. Yüzde 3 ancak büyüyebildik diye üzüldüğümüz yıl, meğerse yüzde 6 büyümüştük; öğrendik, çok sevindik, sağ olsun yeni hesaplama yöntemi; sağ olsun o yöntemi bulanlar.

    Senelerdir tasarruf açığımız var demekten dillerinde tüy biten ekonomistler suskun. Tasarruf fazlamız varmış, TÜİK'in sayesinde öğrendik demeye de dilleri varmadığından, artık hiç biri tasarruf sözü etmiyor. Tasarruf göğe çekildi.

    Şimdi de, 2016 büyüme rakamı açıklandı % 2.9 yani berbat düşük bir büyüme, hem de TÜİK'in şu sihirli yeni yöntemiyle hazırlanmış, O yöntem olmasa çıkacak rakamı bir düşünün. Ama TV'lerde bir sevinç bir sevinç; beklenenden çok büyümüşüz.

    Her şeyin bir kolayı vardır. Kötü ekonomik rakamları sevimli göstermenin yolu, çok daha kötüsünü tahmin edip, sonra gelen rakam tahminlerimizden iyi, aman ne güzel demek.

    Hesabı yapan da, hesabı yorumlayan da işi biliyor.
    Sahibinin sesi, sahibinin hizmetinde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En son Yunanistan yapmıştı bunu sonrası malum.

      Sil
  7. Elinize Aklınıza sağlık Hocam.Konu bende başka çağrışımlar yaptı nedense ?

    Finansal terörizm konusundaki yorumlarda,özellikle Yaşar Erdinç in Para Harekatı kitabındaki kriz yaşayan Ülke örneklerinde;Ekonomi yönetiminin sorunlara kulak asmayan tavrının bir gaz kaçağının odayı yavaşça doldurması gibi,piyasayı doldurduğunu ve patlama noktasına göre göre gelindiği kanaatine varmıştım.

    Son yıllardaki piyasanın şikayetlerini dinlememenin üstüne,Akademisyenleride takmadan burnunun dikine gitmek; Nedense! o hikayeleri hatırlattı.

    YanıtlaSil
  8. ...iktisatçıların çoğunu ikna edemedi.
    Hocam
    1- ikna olanlar neye ikna oldular acaba ?
    2- Bir yanlış(yetmez) ama yeterli (evet) mantığı hükmü devam mı ediyor acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Tam olarak bilmiyorum. Bir tahminim var ama açıklamak istemiyorum.
      2- O da olabilir.

      Sil
  9. Mahfi hocam merhaba, TÜİK'in söz konusu verileri şişirmesinin nedeni ne sizce ? Uluslararası mali görüntümü yoksa ...

    YanıtlaSil
  10. $ cinsinden bakıldığında GSYH 3 yıldır düşüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü TL değer kaybediyor. Geçmişte değerli kalırken Dolar cinsinden GSYH artıyordu.

      Sil
  11. Tuhaf olan elinde alternatif hicbir hesap olmadan yapilan hesaba guvenmemektir. Cirolar buyuyor, satislar artiyor, ama ulkenin buyumesi tuhaf oluyor.

    En sevdigim yazilariniz buyume oranlari aciklandiktan sonraki yazilariniz. Su cehennem zebanisi ve Turk firkrasinin dogrular gibisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cirolar büyüyor, satışlar artıyor da enflasyon artmıyor mu? TL değer kaybetmiyor mu? Bir netleştirin o elinizdeki değerleri de bir daha bakın bakalım cirolar ve satışlar gerçekten artıyor mu yoksa değer olarak şişiyor da reel olarak düşlüyor mu?

      Sil
    2. He ya cirolar yükseliyor. Hele bir etrafina bak. en yakin cadde de bir yürü saga sola bak. ne Kadar dükkan magaza isyeri kapanmis. ne Kadar satilik kiralik isyeri ilani var.

      Sil
    3. Adsiz 22:22, sen hic e-ticaret diye bir sey duydun mu?

      Sil
    4. Adsız 22:47
      Ben de her sabah geçtiğim tekstilci-yoğun sokakata günden güne artan satılık-kiralık ilanlarını görüp üzülüyordum (500 metrelik sokakta yılbaşından beri ay ay sayılar 15, 22, 26). Neyse, şimdi rahatladım. Demek hepsi e-ticarete geçiyorlarmış. Bu rahatlatıcı açıklama için teşekkürler....

      Sil
    5. Adsiz 11:15, derdiniz ekonomi olsaydi rahatlardiniz belki ama degil.

      Sil
    6. Adsız 13:15
      Derdimiz ne? Yazın da bilelim...

      Sil
    7. Adsiz 14:40, derdiniz size anlatilan hikayelerin fos cikmasi. Aldatilmis olmayi kabullenemiyorsunuz, ama suc sizin degil.

      Sil
    8. Adsız 20:05
      He ya. O sokaktaki boş dükkânları bana birileri anlattı. Sonra gittim baktım, hepsi dolu. Hatta önlerinde sıra var, boşalırsa kapmak için başkaları bekliyor.

      Arkadaş, büyüklerinizden öğrendiğiniz şu aynalama yöntemi ile sadece kendinizi aldatıp kendiniz kaybediyorsunuz. Anlamıyorsunuz, zira anlamak istemiyorsunuz. Görmüyorsunuz, zira görmek istemiyorsunuz. Sizlere bu hayal dünyasında mutluluklar dileyemiyorum, sizlerin beceriksizliği nedeni ile sizin gibi düşünmeyenler, gerçekleri görüp uyarmaya çalışanlar da hızla duvara doğru sürükleniyor. Çarpacak olanlar sadece siz ve sizin gibi düşünenler olsa sorun yok aslında, belki biraz kendinize gelirdiniz.

      Sil
  12. her şey ortada iken bu değişikliği niye yaptılar hocam .büyümeyi gerçeğinden farklı göstererek elde etmek istedikleri şey ne olabilir.Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  13. Hocam siz tüik in açıkladığı verileri baz alıp analizlerinize devam edeceksiniz peki uluslararası kurumlar ( imf world bank ) ne yapacak eskiden bu kurumlar arasında ufak da olsa fark olurdu şimdi sizce bu farklar açılacak mı

    YanıtlaSil
  14. 1998 issizlik oraninda hata olmus

    YanıtlaSil
  15. Yeni hesaplama yöntemiyle, yani bu şişirilmiş rakamlarla bile, GSYH yani milli gelirimiz 857 Milyar dolar olarak, 5 yıl önceki 2012 deki 877 milyar dolarlık düzeyin bile altına inmiş.

    Hayırlı olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adam kalkmis hala cirolar yükselmis diyor. Takmis cehennem zebanisine..

      Sil
  16. Hocam 1 Nisan'da yayımlanan Ülker Reklamı ve tepkiler hakkındaki düşünceleriniz öğrenebilir miyim ? Twitterda bayağı konuşuldu,siz nasıl değerlendirirsiniz bu olayı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmediğim konuları değerlendirmeyi sevmem.

      Sil
    2. Tamamdır hocam.

      Sil
    3. Büyük kumpas devam ediyor kardesim. Proje kesintiye ugrasa da devam ediyor. Ve bir Millet hala uyumaya devam ediyor.

      Sil
  17. hocam 2016 yılı 47.2 demek dış borcun gsyh nın % 47.2 si anlamında heralde.yani 404.504 mlyr $ dış borç var demek.dogru mu hocam? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam da o kadar dış borç var. 404,2 milyar dolar (biraz yuvarlama hatası olması normaldir)

      Sil
  18. Hocam ilk grafikte eski ve yeni ibarelerinin renklerinin farklı olması gerekmiyor mu ? Ufak bir hata yapılmış galiba.

    YanıtlaSil
  19. Hocam Hüsnü Akhan'ı tanıyor musunuz?

    YanıtlaSil
  20. Hocam, durumumuzu net olarak anlamak için gelişmekte olan ülke statüsüne giren yunanistan ve diğer gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırma tablosu hazırlar mısınız?

    YanıtlaSil
  21. Ha haha ,2016 enflasyonu 2007 düzeyinde çıkmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nesi komik anlamadım? Hangi gemidesiniz?

      Sil
    2. Keyiflendiriyor bu düşük enflasyonumuz maşallah,tl istediği kadar değer kaybetsin enflasyon
      %8 de sabit.

      Sil
  22. Hocam, sayenizde ekonomiyi ve durumumuzu yalın bir şekilde anlatımınızdan dolayı daha iyi anlayabiliyoruz. İşsizlik ve düşük büyüme 2001 , 2009 , ve 2016 krizlerinde etkilenmiş. Aslında ekonomimizin krizlere krılganlık elastikiyetinin yüksek olması serbest piyasa ekonomisinin doğruluğunu ifade ediyor. Şöyle diyebilirmiyiz, bu sene veya ilerleyen seneler içeride ve dışarıda herhangi bir olumsuz siyasi veya ekonomik bir durum olmazsa Türkiye tekrar %5 ve üzeri büyümeye devam edebilir. %5 bizim için yeterli midir? O da ayrı bir soru aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Turkiyenin saglikli ekonomi olmasi icin
      Buyume %5.5
      issizlik %8
      cari acik gsmnh orani %3
      enflason% 5.5
      olmasi lazim. ki bu rakamlar bile cogu kez basarili degil.

      Sil
    2. Yapısal reformları yapmadıkça yüzde 5'in üzerindeki büyüme oranları tesadüflere bağlı kalır.

      Sil
  23. Hocam bir makalede okudum 1981den itibaren isgucune katilim oranlari ve issizlik oranlari verileri vardi.
    1981de isgucune katilim orani %60 70li yillardaki oranlari bilmiyoruz eger siz biliyorsaniz lutfen paylasin. her neyse 1981den beri isgucune katilim oranlari dramatik istikrarli bir bicimde dusmus hatta 90li yillarda %42lere kadar gerilemis bir ara. su aralarda isgucune katilim hala 1981den hala dusuk

    - sizce isgucune katilim oraninin 1981den buyana dusmus olmasi neyle aciklanabilir.Siz bu husuda ne dusunuyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadaka ekonomisi

      Sil
    2. Hocam cevaplamadiniz rica etsem. ben koyden kente goc diye dusunuyorum. koyde gizli issiz olanlarin ve kadinlarin, kente gelince bu konumlarini kaybetmesi. tabir uygunsa sapka dustu kel gorundu. evde ve kayfede pineklemesi. acaba yaniliyor muyum

      Sil
  24. Cuma günü açıklanan bu sürpriz yüksek büyüme rakamını borsa hiç umursamadı, artış bir yana değer kaybı oldu. E yorumu herkes kendi yapsın, arif olan anlamış anlayacağını yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet anladim tabii, gozumuzden kacar mi?

      Sil
  25. nasreddin hocanın dediği gibi; kedi buradaysa et nerede? et buradaysa kedi nerede? işsiz güçsüz dolaşıp artık hayal bile kurmayan genç insanların 10.000$ milli geliri nerede?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baskanlik rejimine evet derseler 10bin dolar cepte olacak. istikrar surecek turkiye buyuyecek. istikrar olursa turkiye buyur bunun icinde her seye evet demek lazim hayir demek oyun bozanlik yapmaktir. Hayir demek ekonomiyi atese atmaktir hayir demek milli iradeye ipotek koymaktir. Tek kisiye bagli isitikrarli bir yonetim oldugunda ekonomi de buyuyecek dovizde gelecek. Milli irade en buyuk denetim mekanizmasi olacak. tek lidere dayali rejimden baska caremiz yok hamdolsun

      Sil
    2. Adsız 11:52
      Sizin gibiler gerçeği görsünler diye ciddi ciddi evet vermeyi düşünüyorum. Duvara çarpmadan anlamayacaksınız. Gerçi o zaman da anlamayacak, dış güçler, üst akıl diye sayıklamaya devam edeceksiniz, o ayrı. En canlı örnek doğu karadeniz bölgesi. Fındık fiyatları maliyetin altında, çay fiyatları yerlerde sürünüyor, yaylalar araplara helikopterle tepeden pazarlanıyor, yandaşlar maden çıkarmak için Artvin'in canına okuyorlar, konuşunca herkes öldük bittik diye ağlaşıyor, sonra da gidip AKP'ye %80 oy veriyorlar. Katiline aşık olmak böyle bir şey demek ki....

      Sil
    3. 15 yıldır tek lidere bağlı ülke dostum. Ama durum ortada.. Neden ısrarla ülkenin gidisatindaki olumsuzluklari gormeyip siyasi bakıyorsunuz? Kendinize acimiyirsaniz bile gelecek nesiller için dürüst olmalısınız. Çare bilimsel eğitim, özgür düşünen bireyler ve gerçek demokrasi.

      Sil
    4. ozgur demirci, 15 yildir kac tane mudehale oldu yonetime farkinda misiniz? Bir de hala 15 yildir tek lidere felan bagli. Baska liderler de dogru duzgun olsalarmis da oy alsalarmis suc becerebilenin mi?

      Sil
    5. Nasreddin hoca o lafi ciger icin soylemisti ama...

      Sil
    6. Doğru. Suç becerenin değil becertenlerin.....

      Sil
    7. ""Nasilsaniz öyle yönetilirsiniz""

      asla bitmeyecek, tükenmeyecekler.. artarak devam edecekler. Duvara toslasalar, ucurumdan asagi yuvarlansalar da degismeyecekler. bunu hala nasil anlamazssiniz. gidin kendinizi kurtariniz. bu söyledigim asla korkaklik ve kacis degildir. 50 yasindayim 1950 den beri bu mücadelenin bu kafalara karsi verildigini cok iyi biliyorum. geldigimiz noktaya bakarmisiniz. Seyhler, dervisler, müritler, cemaatler, tarikatlar ülkesinin daniskasi olduk. Akil tutulmasini gectik, aklin yok olus safhasindayiz. lütfen cevrenize ve yeni gelen neslin sekline bir bakiniz. icim kan aglayarak söylüyorum. basardilar. sorarim bu korkunc durumun dönüsü nasil olacak. hangi kadrolarla.. Devlet sisteminin kilcal damarlarina Kadar imamlar cöreklenmis. ve arkalarinda sinirsiz biat eden onlarca milyon insan. Demokrasi naralarini agizlarindan düsürmeyen fakat "HAYIR" pankartina bile tahammülleri olmaz yirtip parcalayan bir zihniyetten bahsediyorum..

      Gecmis olsun.. yillardir uyarilara ragmen gaflet uykusunda olanlara da "gecti Bor un pazari sür essegi Nigdeye"

      Sil
  26. Hocam hesaplama yöntemlerinde tam olarak nelerin değiştirildiği ile ilgili ve degistirilmeseydi ne olurdu diye bir yazı yazabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O cok bilimsel olur. Baksaniza vergi beyannamelerinin baz alinmasi bile ovulecegine, yerilmis.

      Sil
    2. Ne mi olurdu, ben sana soyleyeyim, aynaya bakinca Brad Pitt yerine inek Saban gorurdun, olan bu.

      Sil
    3. Bu konuda blogda makalelerim var. Bir de Korkut Boratav'ın yazısını okumak yeterli.

      Sil
  27. Sayın hocam teşekkürler ..Sizin yazınızdan sonra başka bir yazar Atilla Yaşiada'nın yazısını okudum ve Türkiye'de 'veri namusu' nun yerini 'veri manipülasyonu'na bıraktığına inandım. En temel hesaplamalarda bile evrensel kaidelerin dışına çıkıyorsak demek ki realitede olan sıkıntı sanılandan daha büyük sanırım. Yatırımcı, sermayedar, girişimci bir ekonomide yatırım yapıp yapmamaya karar verirken en başta bakacağı veriler makyajlı veya anlayacağımız dilde 'patlaksa' ,bu insanlar yav bu gemi batıyor heralde demezler mi? Doğru ne kadar acı olsa da doğrudur. Güven bir kez kayboldu mu inşa etmek çok zor. Tuik ateşle oynuyor bir yerde..

    YanıtlaSil
  28. Mehmet Çelik2 Nisan 2017 14:50

    Hocam grafik ve tabloları jpg formatında resim olarak eklerseniz, biz de sizden alıntılayarak yaptığımız paylaşımlarımızda daha verimli olabiliriz.
    Takipteyiz, teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  29. Sayın Eğilmez, büyüme rakamlarının nasıl abartıldığı bir yana büyümenin niteliğini de konuşmamız lazım diye düşünüyorum. Ekonomi modelimizin kişisel olarak hayatımda yattığı etki üzerine yazmak isterim.

    20 daireli bir apartmanda yaşıyorum. Orta gelir sınıfının egemen olduğu bir mahalle olduğumuzu söyleyebilirim. Tahmini olarak konuşuyorum ama kapıcımızı ve bir kaç daireyi saymazsak ortalama hane gelirleri 5-6-7 bin civarında seyrediyor. Dairelerde ortalama 4 kişi yaşıyor.
    Ancak birikimleri olmamasına rağmen insanların yoğun şekilde araba alma hasreti ile tutuştuklarını görüyorum. 20 daireli apartmanda 34 arabamız var. Bu nedenle arabalar garaja sığmadığı için insanlar son 3-4 yıldır birbirleriyle kavga etmeye başladılar. Geçtiğimiz hafta iki kişi asansörde birbirlerini hastanelik edecek kadar kavga etti. Sebep birinin iki arabayı birden garaja park ederken diğerinin iki arabasını birden sokağa park etmek zorunda kalması.
    Apartmanımızın önünde küçük bir bahçeciğimiz var. Geçen hafta apartman yönetimi yeni park alanı yaratmak için oyların 18'ini alarak bu küçük bahçeye beton dökmeye karar verdi. Pencereden yıllardır gördüğümüz yıllık ağaçlar yaz sonuna kadar kesilmiş olacak.

    İnsan ister istemez şöyle düşünüyor. İki çocuklu iki arabalı hane halkları yerine sıfır ya da bir arabalı ve tek çocuklu haneler olabilseydik şu an yaşadığımızdan daha huzurlu bir yaşam sürerdik. Böylece belki büyüme rakamlarımız düşerdi ama daha yaşanılabilir bir ülke olurduk. Talep düşüşüne paralel cari açığımız ve enflasyonumuz da daha dengeli olabilirdi. Tek bir insana harcağımız emeği arttırıp insanımızı daha kalifiye hale getirebilirdik.

    Lafı çok uzatmadan pası size atayım, yaşanılan bu durumu bir iktisatçı gözüyle siz nasıl değerlendirirsiniz...



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek kelimeyle koyden kente goc ve sonuclari

      Sil
    2. Amartya sen in ekonomi literatürüne katkısı tam da sizin örnekle anlattığınız büyüme ve refaha katkısı ile daha geniş tanımlı refah arasındaki ilişkiyi ( ya da bizim durumumuzda ödünleşmeyi ) gösterir . Gdp büyümesi bizim gibi gelişmekte olan orta gelirli ekonomiler için neoliberal iktisat tarafından elzem görülmekte ama tam işleyemeyen demokratik sistemle çevre tahribatı ve gelir eşitsizliğini arttırdığı ölçüde toplum yapısında huzursuzluklar ve kutuplaşmalar doğurabilir.

      Sil
    3. Adsiz 2 Nisan 16:51

      Bu derin aciklamani büyük bir keyifle ve heyecan ile okudum. korkunc bilgilendim. o Kadar sade bir dil ve ifade ile aciklamissiniz ki.. müthis bir insan oldugunuz belli. Ekonomi Bakani olacak kapasiteniz var emin olun.

      Sil
    4. 20 dairenin 18'i kabul etmis yani ne yapsalardi sizin keyfinize gore mi hareket etseydi 18 daire? Bi de agac, yesillik katip duygu somurusu yapmissiniz. Cok yesil merakiniz varsa herhangibir koye yerlesip bu hasretinizi giderebilirsiniz. Belki sehirdeki kadar cok kazanamazsiniz ama huzurlu bir yasam surersiniz.

      Sil
    5. Mutluluk tanımı insandan insana değişiyor. Kente yerleşip kentli olmaya başlayan insanlar, eğitim (ve daha önemlisi görgü) düzeyi arttıkça konunun araba veya beton olmadığını anlıyorlar ama iş işten geçmiş oluyor.

      Sil
    6. Neymis.? is isten gecmeden gelen uyarilara kulak vereceksin. pekiyi hangi kitle ile Hocam.
      15 yil Belediye Baskanligi, sonraki 15 yil hem TC hükümeti ve yine Belediye baskanligi ve basbakan olarak simdi ise CB olarak yönettikleri istanbulu ve 8 Bin Km uzunlugundaki sahillerimizi Betona ceviren zihniyet ne dedi biliyormusunuz.?

      " Ben aslinda dikey degil yatay yapilasma taraftariyim. maalesef son 20 yildir istanbulu gökdelenleri ile beton sehire cevirdiler. bunu derhal degistirmemiz lazim."

      Aynen bunu dedi mi.? dedi. 15 yildir Istanbulu kendileri yönetiyor mu? yönetiyor.

      30 yildir oylarini bu zihniyete veren Istanbullu bunlari dinledi mi.? dinledi

      alkisladi mi.? alkisladi.

      Istanbul ve diger büyük sehirler nefes alinamaz ve trafikten kipirdanilamaz hale geldi mi.?
      geldi.

      Ben de diyorum ki.

      Beter olun.

      Sil
    7. 5-7 bin lira gelir varsa Türkiye ortalamasının üstü demektir. Türkiye'de otomobil sahipliği oranı % 13'tür. Sizin apartmanınızda ise % 43'ü bulmuş

      Sil
  30. İyimserler rüzgarın dönmesinin bekler,karamsarlar rüzgardan şikayet ederler,gerçekçi olansa
    yelkenleri toplar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam yazılarınız öğrenmek isteyenler için gerçekten hap(yalın,az,öz ve kritik) niteliğinde teşekür ederim.
      Yazınızda belirttiğiniz "TÜİK’e iletmiş olmalarına karşılık TÜİK’in bu önerileri dikkate almak yerine olumsuz tepki vermiş olması." durumu tüikte çalışanlar içinde geçerli imiş.

      Aynı dönemde mezun olduğumuz ve yollarımızın ayrıldığı ve tüikte çalışan meslaktaşlarımı arayıp sormak istediğimde anlattıkları içler acısı durumda.
      En az 3 farklı siyasi görüşten arkadaşlarım(biri okuldan, biri MS den diğeride çocukluk arkadaşım) anlattıkları itibari ile ;

      Bu konuda tecrübesi olanları ve yıllardan beri bunlarla uğraşanları,sektörleri,girdi/çıktı hesaplarını bilen kişilerin sistematik olarak bu hesaplamaların yapıldığı daireden uzaklaştırıldıklarını belirtip, yenilenmeye çalışıyoruz,gençlerin önünü açıyoruz bahaneleri ile kendilerinin dediklerine itiraz etmeyen veya yapılması isteninin ne anlama geldiğini bilmeyen ve üst yönetime yakın olmak/yaranmak/kendilerini göstermek adına gençlerin getirildiği ve gençlerin inanılmaz hatalara sebep olduklarının farkında değiller dediler.Hatta sayın Hocam uygurun(bir dönem die de başkan yrd olarak çalışmış) döneminde birlikte çalıştıklarını belirten arkadaşım biz uyardıkça gençleri bu seferde bu gençlerle bizim iletişimimizi koparmak gibi basit ve saçma işlere bile giriştiler diyor.

      Kurum içinde tartışılmadığını,itiraz edenlerin görevden alındığını,tam bir biat istendiğini ,hesaplardaki sektörlerden gelen(araştırma yolu ile) verilere güvenilmediğini bunun yerine popüler söylem olan idari kayıt goygoyculuğu yapıldığını(her şeyin çaresi idari kayıtlarmış?) ve eskiden toplantı,grup çalışması,hocalarla,dpt ile yapılan çalışmaların yok olduğunu veya olsa bile nerede ise çok çok tecrübesiz kişilerin olduğunu belirtiyorlar.

      Hocam çok uzun oldu ancak bunu ben ilk nerede farketmiştim biliyormusunuz.Bloomberg tv de sayın kurum başkanı aktaşın verdiği cevap ve açıklamalarda her şey belli idi.Bu konuşmadan sonra aradım üstad başkanınız ne söylüyor,bu güne kadar tasarruf oranımızı hatalı ölçmüşsünüz dediğimde cevap şu idi.2008 yılından beri ilgili yerin daire başkanlığını yaptı,çok uzun zamandırda kendine bağlı neden o zaman hatalı hesaplama yapmış dedi.
      Bende senin amirin sen sor dedim.


      Bunlar dedi kodu olarak almayınız.Yapılan bir hatanın süreçleri ve bizler bu rakamlara güvenerek model kurup,tahminlerde bulunacağız.Çok değerli hocalarımız geçen cuma panelde anlattılar ve ülkemiz adına ,mesleğimiz adına üzerien düşen sorumluluk gereği bunları yaparlarken bende üzerime düşeni yapıp anlatmak istedim.Arkadaşlarım yalan söylemiş /abartmış olabilirmi? olabilir.Ancak gerçekten durum vahim

      saygılar..

      Sil
    2. Paylaşım için teşekkürler. Geldiğimiz nokta budur.

      Sil
  31. Hocam, yazınızın sonudaki tablo eski ve yrni yöntem karma mı emin olamadım. Yeni yöntemle 2002 öncesindeki GSYH'leri tekrar hesaplamak mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsi yeni yöntemle. Maalesef bu hesabı TÜİK yapmadı ya da açıklamıyor. Böylece karşılaştırma imkanı kopmuş oldu.

      Sil
  32. TÜİK'in ekonomik hayatımıza kattığı, ekonomik verileri "güzelleştiren" yeni hesaplama yöntemi, bir sorun ortaya çıkardı. Ekonomik analiz yapmaya çalışan ekonomistler, haklı olarak inanmadıkları bu rakamları kullanarak yaptıkları analizleri, kendileri ne kadar ciddiye alacaklardır?

    Hele ihtiyaç halinde, TÜİK sonuçları daha da "güzelleştiren" yeni yöntemler armağan ederse ülkemize, gerçeklik duygumuzu tümüyle kaybetmeyecek miyiz?

    Benim bir önerim var: Açıklanan rakamlar, sabit bir katsayıyla çarpılarak, gerçeğe yaklaştırıldıktan sonra kullanılmalıdır. Buna "palavra katsayısı" diyebileceğimiz gibi, "realite katsayısı", "yeni normal katsayı" gibi daha kibar bir isim de verebiliriz.

    Ekonomik hesaplamaları benden iyi bilenler, böyle bir katsayıyı belirleyip kullanıma sunabilirler. Benim de pratik bir önerim var: Bu mucize hesaplamayı ilk duyduğumuz gün, önceden hesaplamış olduğumuz %3 büyümenin bu hesaplamayla, revize edilerek %6 olduğu da bize müjdelenmişti. % 3’ü % 6’ya çeviren bu “şey” den kurtulabilmek için, “0.5”sabitini, ya da katsayısını kullanabiliriz.

    Bu fikri beğenirseniz, şu muhteşem 2.9 büyümemize, bu “ yeni normal” katsayımızı uygulayalım.

    2.9 x 0.5 = 1.45

    YanıtlaSil
  33. Bu verilere göre ülke en iyi zamanını 2012-2013 yılında yaşamış, gezi olaylarından sonra bir daha belini doğrultamamış. Gezi olayları sebep değil sonuçtur, sebebi bulmayı size bırakıyorum. Kişisel görüşüm o sebep ortadan kalkmadığı sürece bu ekonomi kalıcı olarak düzelemez, ya yerimizde sayarız ya da geri gideriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mayıs 2013 aynı zamanda dönemin fed başkanı bernankenin para politikasında sıkılaştırma sinyali verdiği tarihtir. Tek neden bu olmasa da o zamandan beri piyasalar fed in kuklası oldu denebilir . Bu durumda büyümesi yabancı sermayeye önemli ölçüde bağlı olan ülkemizin cari açığın finansmanında yüksek paya sahip olan portföy yatırımlar kaleminden kaynaklanan bir belirsizliği hasıl oldu . Bunun derecelendirme kuruluşları tarafından göz ardı edilmesi mümkün değildi. Ondan sonra zaten 4.90 da olan devlet tahvil faizimiz artan bir trend etrafında dalgalandı.

      Sil
    2. Adsiz 16:42, bu tarih Turkiye'de faizin tarihinin en dusuk seviyeye geldigi zamanlara denk geliyor.

      Sil
    3. Adsız2 Nisan 2017 16:42

      bu bahsettigin zamanlar FEdin parayi kesecegiz aciklamalariyla dunyayi alt ust etmesi bizimde etkilenmemiz kaynakli ayrica eyni tarihlerde turkiye negatif reel faiz veriyordu bu da TLnin krilganligini arttiran bir olgu idi. Merkez bankasi ayni tarihlerde bagimsiz hareket edebilseydi dolar firlamazdi.

      Sil
    4. Bu sebep bir sey mi yoksa kisi mi? Eger kisi ise uzun boylu, seyrek biyikli ve asabi birisi mi?

      Sil
  34. Hocam Afganistanlı mültecilerin Türkiye'ye geleceği söyleniyor, sizce bu mümkün mü? Ekonomik ve Yapısal olarak bunu kaldırabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben size sunu soyliyeyim. Yutdisinda ne kadar Paki afgan diger arabic ulkelerden adam tanidiysam AKP hayrani hatta militani haline gelmis. Ve daha da ileri giderek benim arkadasima bile AKPyi elestirdigi icin az daha bunlardan bir tanesi saldiracakti. Beni acikcasi AKPye oy veren adam cok ilgilendirmiyor verirse versin bana ne . O bu herifler de kim kim bunlar....Bakiniz sokaga cikin bu suriyeli tayufanin iddia ediyorum %99.9 AKP diye oluyor AKPye hastalar. Ekonomik yapisali birak demografiye bak bu heriflerin oldugu hic bir ulke kalkinmaz bu heriflerin besledigi tek sektor var o da TEROR SEKTORU en iyi ihtimalle GASP daha iyi ihtimalle MAFYA bonus ihtimalle TECAVUZCULUK.

      bknz http://www.yenivatan.at/index.php?id=489&tx_ttnews%5Btt_news%5D=13755&cHash=6bc2c813d8cf6a6744c914d5368ebcae

      viyanda ersamus ogrencisi bir kizimiza evladimiza uc afgan tuvallette tecavuz etmis. Hani viyanadaki Turkler AKPliler nerede bu shrin ortasinda bufe isleten herifler. Iddia ederim bu olay onlari mutlu bile etmistir. gercekler acidir aci gercekleri soylemek cesaret ister cesaret.

      Sil
  35. Mülteci haberinin kaynağı da bu hocam,
    http://t24.com.tr/haber/irandan-giris-yapan-150-kisilik-afgan-grubu-otogarda-yakalandi,397033

    Siyasiler engellemek istiyorlar ama ne kadar başarılı olabilir , tartışılır, bu gidişle sonumuz hiç iyi değil. İyice Orta Doğu bataklığına saplanıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. siyasiler falan engellemek istemiyor. Siyasiler basta AKP kendi militanini secmenini yaratiyor. MHP ise milliyetciyim diyerek kendi insanina saldiriyor yok kupelisin yok uzun saclisin yok kurtsun yok solcusun dierek ne kadar bu ulke insani varsa mhpliler bu ulke insanina saldirmistir ama ote yandan araplar her turlu psiligi yapar alkis tutarlar. onlarin dusmanligi kendi insani.
      CHP desen ne yaptigi belirsiz HDP desen multecilerden en buyuk zarari kendisinin goreceginden haberi bile yok. Cunku AKP multecileri kendinden olmaynalrin yasadiklari yerlere yerlestiriyor.

      Izmir kemalistlere karsi bati ege
      alevilere karsi maras corum
      kurtlere karsi diyarbakir batman cizre sirnak van.

      kisaca demografik militer guc yaratiliyor kisaca atesle dans!

      Sil
  36. Hocam TUIK veri serilerinde oynasa ne oynamasa ne olur? Buyumemizi issizligi cari scigi enflasyonu hic hesap bile yapmadan istediklerini yazsalar ne placak sanki? IMF zaten kendi hesabini kendo yapip gercegi yayinladigina gore ve uluslararasi yatirimcilarda buna baktiklarina gore (ben oyle oldugunu dusunuyorum en azindan) degisen birsey olurmu? Ic siyasete propaganda malzemesi yapmak icin bunu yapiyorlar desek halk zaten gunluk geciminde zorluklari goruyor yasiyor. Ne ise yaraki bu kandirmaca. Muhalefet finansal verileri sahada kullanmiyor zaten. Kullansada bu biimsel verilerden ne anlayacak. Halkin baktigi sadece dolar. Ben bunun amacini anlayamadim hocam siz anladinizsa yazin lutfen. Saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evinde ekmek yoktur ama zevkine gelince para vardir bizim millet böyle gercekci degil ondan dolayi 16 nisanda evet çikma ihtimal yüksek anlayalami artik

      Sil
  37. Hocam turkiyede tarim hic konulmuyor. Tarima yonelik ozel politikalarin ekonomik dusuncelerin olmasi tarafatraiyim. Tarim bana kalirsa bilimsel bir uretim siz turkiyede tarimi nasil goruyorsunuz tarimda nasil bu hukumetin politikalari
    findik cay nohut mercimek tutun bizde ama bunlari ureten ciftci perisan bu nasil bir durum

    YanıtlaSil
  38. http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/irandan-vana-gelen-150-afgan-kacak-otogarda-fark-edildi-1770412/

    3 milyon afgan turkiyeye geliyor zeytin burnuna giden var mi ilmiyorum akpli afganlar kayniyor.

    Turkiyede bu goc oldugu muddetce isizlik bitmeyecek tek sektor kazanacak o da teror gasp taciz tecavuz sektoru

    YanıtlaSil
  39. Hocam teşekkür ederiz bu güzel yazınız için. Milli gelir rakamlarına baktığımda her sene 4. çeyrek 3'ten,3 2'den, 2 1. çeyrektenten yüksek oluyor bazı istisnalar hariç. Bunun nedeni nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genellikle işlerin dağılımı yıl içinde böyle oluyor.

      Sil
  40. Hocam milli gelir nüfus artışından hızlı artarken , işsizlik nasıl artıyor? Ekonomik buyume , yeni yatırımlar sonucu uretim kapasitesinin artmasi sonucu olusmuyormu? Boyleyse yeni yatirim yeni istihdam da olmasi gerekmezmi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte o kısmını kimse açıklayamıyor zaten.

      Sil
  41. Büyüme ivme kaybetmiş, işsizlik artmış, turizm çok kötü geçmiş, sanayi üretimi nerdeyse yerinde saymış ve paramız dolar bazında en iyi ihtimalle %20 değer kaybetmişken;

    Dolar bazında nasıl kişi başı milli gelirde ve GSYH'de 'neredeyse' düşüş olmamış?

    Umarım rakamları biraz iyi göstermek için şeffaflık ilkesinden verilen ödün yüzünden buraya gelecek olan yatırımcıların aklında kötü soru işaretleri oluşmaz. Hayali pirince giderken eldeki gerçek bulgurdan olmayız umarım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilal Bey,siz hiç merak etmeyin; yeterince kötü işaret zaten var ve her gün yenilerini ekliyoruz.Evdeki bulgur da bitmek üzere.

      Buraya gelecek yatırımcı da zaten yok. Adamlar deli mi? Arada sırada "sıcak para" falan dediğimiz kumarbazlar gelir, bir şeyler çarpar giderler.

      "Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete" güle oynaya. Siz hiç canınızı sıkmayın.Üzülmenin bir yararı yok.

      Sil
  42. Dış borçlar derken, özel ve kamu toplamı yoksa hangisi ?

    YanıtlaSil
  43. Bildiği biten ama hırsı bitmeyen bir iktidar ve taraftarları bu işin sonunda kendinizi de yakacaksınız bizi de bilim ile aldatmak çok fena çarpar yapmayın kurnazlıkla ülke yönetilmez

    YanıtlaSil
  44. Pakistanli Afganistanli 3 milyon multeci hareketlenmesinin sizce sonuclari ne olur. Suriyeden gelenler turkiye isidini kurdular. Bu afganistan gelenler pakistanlilarla birlikte turkiye talibanini kurma ihtimalleri var mi

    Turkiye iyice islami cihad teror orgutlerinin adeta adam devsirme eylem yapma sov yapma merkezi haline geliyor. Bizdeki AKPlilerde seviniyor.Bu isin hayirla da bitecegini sanmiyorum

    YanıtlaSil
  45. Bir ulkenin ve ya bu ulkenin issizligi yuksek olabilir ekonomisi rayindan cikmis olabilir enflasyon yuksek olabilir faizleri yuksek olabilir cari acigi yukselmis olabilir butun bunlara cozum bulunur bu ulkede her seye ragmen iyi ekonomi egitimi verilen bir ulke. bu ulenin egitimide kotu olabilir ama

    bu multeciler sayilari 5 milyon olan multeciler turkiye icin cok acik ve net TEHDITTIR. bugun icin olmasa bile yarin icin en erken 5 yil icinde buyuk bir tehdit olacaktir. Iste bunun icinden kalkilamaz. 5 yil sonra 10 milyon multeci olacak turkiyede bu insanlar turkiye icin buyuk tehdittir.

    YanıtlaSil
  46. afganistan'da kadın başına ortalama 6-7 çocuk düşüyor su nasıl dolu yerden boş yere doğru akıyorsa bu göçten nasibimizi alacağız asıl büyük afrika ve arap göçü başlamadı, tahminim 2-3 milyon arap ve afrikalı 10 sene içerisinde türkiyeye gelecek

    YanıtlaSil
  47. Yoneten zumre ve yandaslari varlik icinde olsugu icin pesinden milyonlarida manifold etkisiyle surukluyor ayni cizgide. Dolayisi ile eğitimlinin cahile kırdırıldığı bir yer haline geldi bu ulke. Yetki elinde olan kisilerin reform yapmaya odaklanmakran çok pragmatist duzeyde kisiler olduğunu dusunuyorum ve bu yuzden mahfi hocam gibi konunun uzmanlari ve bizler sadece olaylari boyle uzulerek izliyoruz. Akli yetip gucu yetenlerle,gucu yetip akli yetmeyenler ter degistirdiginde bu ulke icin umutlanabilirim. Adamlar psikolojiyi 100 yil once kahve kasiklariyla analiz ederken biz ekonomiyi hamburger ile ölçütlüyoruz. Katma değersiz ülkelerin artık modası geçmiştir. Haksizmiyim sayin hocam?

    YanıtlaSil
  48. Müslüman olanlar Kuran Kerim'de sihir ve buna istinaden ilüzyon yapmak bizim gibi müslümanlara yasak değilmi yoksa benim yanlış biliyorum doğruları yazdığınız İÇİN teşekkürler mahfi bey ilüzyon uyanınca bitecek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka arkadan dolanacak bir açıklaması vardır.

      Sil
  49. http://www.haberturk.com/dunya/haber/1233575-viyanada-afgan-multeciler-21-yasindaki-turk-ogrenciye-tecavuz-etti

    Viyana’ya Erasmus kapsamında giden 21 yaşındaki Türk öğrenci Afgan mültecilerin tecavüzüne uğradı
    Türk öğrenciyi tuvalette zemine uzanmış, kanlar icinde yaralı bir halde bulundu.
    Afgan mültecilerin Türk öğrencinin bağırmasını engellemek için kafasını defalarca klozete vurarak yaraladığı sonra da tecavuz ettigi belirtildi.

    Mültecilerin aşırı alkollüymus
    Alkol HARAM DEGIL MIYDI YAV

    mültecilerin aşırı alkollü olduklarını ve hiçbir şeyi hatırlamadıklarını” söylediği, daha sonra içlerinden birinin suçlamayı kabul ettiği öğrenildi.

    YanıtlaSil
  50. Devletin kurumlarına olan güven gittikçe azalıyor, denetimin olmadığı bir mekanizma ile devlet yönetimi ortadoğu ve afrika ülkerinde olduğu gibi oluyor işte. Rakamlarla oynayıp kağıt üzerinde iyi göstermenin zararları ekonomide aniden ortaya çıkar, ülke hazırlıksız bir şekilde yakalanır ve sonunda ciddi bir ekonomik krize yol açar.

    YanıtlaSil
  51. AKP multecileri oy icin turkiyeye getiriyor. Suriyeliler vatandaslik veriliyor AKPYe oy icin

    AKP, multecileri dis politikada hem tehdit kozu hem humanistik koz

    ic politikada da kendilerinden olmayan kemndilerine biat etmeyen insanlarin uzerine surecegi bir koz bu koz hem oy kozu hem demografik yerlestirme kozu hem de olasi bir ic vukuatta gezi vs karsi sivil paramiliter guc yapma kozu.

    Tanidigim araplar pakiler afganlar akp ve politikalarinin hayrani.Kisaca bir tasla bes alti kus!

    YanıtlaSil
  52. Hocam bunlar konjonktür dalgalanmasını ciddi ciddi denizde oluyor sanmaya başladılar. Sismik deprem yaratıp dalga boyunu yükseltmeye çalışıyorlar. Ama anlamıyorlarki dibe vuruşumuz bir öncekinden daha az seviyeye inerse yarattıkları dalga onlara tsunami olarak dönecek. Teşbihte hata olmaz derler.

    (bu konjonktür muhabbetini yeni öğrendik sınıfça, kullanınca baya havalı oluyormuş) 😇

    YanıtlaSil
  53. hocam dış borcumuz kalmamıştı hani IMF'ye borç verecek duruma gelmiştik? o zaman neden cari açık ve dış borçlarda olumlu yönde değişiklik olmamış? ya da ben mi yanlış bir yorumda bulunuyorum cevaplarsanız sevinirim. teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF'Ye borcumuz kalmadığı doğrudur ama dış borcumuz kalmadı diyen olmadı sanırım. IMF'ye borç vermeye gelince öyle bir şey olmadı ama olsaydı bile bir marifet değil. K.Kıbrıs bile IMF'ye borç verecekler arasında bulunuyor.

      Sil
  54. mahfi bey, konumuzla alakalı değil ama... biz latin alfabesine geçmeseydik, osmanlıcaya devam etseydik nasıl olurdu durumumuzz....düşüncelerinizi paylaşır mısınız bir baba gibi... saygılar efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan okumak ve yetişmek istedikten sonra alfabe sorun değil. Arapça ve ondan türetilmiş Osmanlıca Çince'den zor değil. Bir Çin'e bakın bir de Araplara.

      Sil
    2. tam anlamadım hocam ya. yani ne olurdu biz osmanlcaya devam etseydik... hayatımız nasıl olurdu.

      Sil
    3. osmanlıca bilseydik araplarla daha yakın olmaz mıydık. böylece müslümanlar daha sıkı fıkı olmaz mıydı...

      Sil
    4. Adsız 14:30
      Bir şey değişmezdi. Asıl olan Osmanlıca, Türkçe veya İngilizce değil. Asıl olan bilime yönelebilmek. Osmanlıca dediğiniz bugün konuştuğumuz dilden çok farklı değildi. Biraz daha ağdalı idi. Sadece o dili Arap alfabesiyle yazıyorduk. O nedenle de okuma yazma oranı çok düşüktü.
      Adsız 14:31
      Osmanlıca Arapça değildir. Osmanlıca bugün konuştuğumuz Türkçenin biraz daha ağdalısıydı. Alfabe ise Arap harfleriydi. Bu alfabeyle yazılsa dahi Osmanlıca bilenler Arapça bilmezdi. Mesela benim babam ilkokulu ve ortaokulun ilk iki yılını eski Türkçe denilen Arap alfabesiyle yazılan Osmanlıcayla okumuştu. Eski Türkçe yazardı ama Arapça bilmezdi. Bu tıpkı bizim bugün Latin harfleriyle yazıp da Latince ya da İspanyolca bilmememiz veya İngilizce, Fransızca ders almadan o dilleri anlamamamız gibi bir şey.

      Sil
    5. Mahfi Egilmez, ama arapca okuyabilirdik degil mi?

      Sil
    6. Okusanız da ne olduğunu anlayamazdınız. Çünkü bir dilin alfabesini bilmekle o dili okuyup anlamak aynı şey değildir. Bugün Latin alfabesini biliyor ve onunla yazıyor ve okuyorsunuz. Ama diliniz Türkçe. Dolayısıyla Fransızca yazılı bir metinde hangi harfler olduğunu anlarsınız ama ne yazdığını o dili bilmeden anlayamazsınız. Aynı şey.

      Sil
    7. Adsız@15:56

      Evet, okuyabilirdik. Aynen aşağıdaki Latince metni şu anda okuyabildiğimiz gibi. Sizce işimize yarar mıydı?

      "Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.""

      Arapçayı da böyle okumak isterseniz 2 hafta içinde akıcı okur hale gelebilirsiniz.

      Sil
    8. Kullandiginiz baglaclarin arapca ve farsca oldugunu da biliyorsunuzdur umarim.

      Neyse.

      Adsiz 19:25, o yazdiginiz latincede de bir anlami yok. Sonsuza kadar da uzar.

      Tam bir trumpisscared durumu yani;

      https://www.theguardian.com/us-news/2016/oct/18/arabic-billboard-mocks-donald-trumps-fear-of-muslims

      Komiksiniz.

      Sil
    9. Adsız@20:15

      Neden efendim? Bizzat şu metinde geçer:

      https://la.wikisource.org/wiki/De_finibus_bonorum_et_malorum/Liber_Primus

      Sizin anlamamanız bir anlamı olmadığı anlamına gelmez. Trump'ın meselesi ile alakasını da ben kuramadım.

      Zaten söylemek istediğim okuduğunuz şeyin anlamadıktan sonra harflerin temsil ettiği sesleri ağzımızdan çıkarmanın mantıksız olduğuydu. Sayın Eğilmez'in cevabı da bu.

      Kullandığımız bazı sözcüklerin kökeninin nerede olduğu önemli değildir. Bizde kullanılmakta ise ve bizim aramızda ortak bir anlam vermekte ise bizim sözcüğümüzdür. Yoksa evet ve hayır da yabancı kökenli ama anlaşmakta sorun yaratmıyorlar.

      Saygılar.

      Sil
  55. spiegel'de güzel bir yazı yayınlanmış. http://www.spiegel.de/international/business/turkish-economy-heading-toward-crisis-under-erdogan-a-1141363.html#spRedirectedFrom=www&referrrer=https://t.co/htpmzIzmtH

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Almanlar yazdığı için sayılmaz. Biliyorsunuz 3 havaalanımızı kıskanıyorlar. Hep bundan.

      Sil
  56. Hocam Merhabalar. Merkez Bankası Danışmanı Zafer Yükseler'in "2009 Referans Yıllı Yeni Milli Gelir Serisi ve Analizi" adlı bir makalesi var. Makalede yeni milli gelir hesabına ilişkin önemli eleştiriler var. İdari kayıtların kullanımından, 2009 yılı baz seçimi ve üretim artışları ile katma değer artışları arasındaki farklara kadar bir çok konuda eleştiriler dile getiriliyor. Eleştirilerin bir Merkez Bankası Danışmanı tarafından getiriliyor olması da önemli. Makaleyi okuma fırsatınız oldu mu? Eğer okumadıysanız https://www.researchgate.net/publication/313419893_2009_Referans_Yilli_Yeni_Milli_Gelir_Serisi_ve_Analizi
    adresinden ulaşabilirsiniz. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zafer Yükseler, yıllarca DPT'de bu hesapların tam ortasında uzman olarak ve yönetici olarak görev yaptı. Bu işi en iyi bilen kişilerden birisidir. Eleştirilerinin çoğu benim de katıldığım eleştiriler. TÜİK bunları ciddiye alıp da hesapları yeniden gözden geçirmezse ne yazı ki zaten yitirdiği inandırıcılığı daha da yitirecek.

      Sil
  57. https://erikmeyersson.com/2017/02/16/will-the-real-real-gdp-in-turkey-please-stand-up/

    Turk istatistik hesaplamalarinin realiteden kopusunu Erik Hocamiz da guzel analiz etmis,

    Diplomatik dil kullanmadan ifadel edecek olursak, acik acik ilk istatistik hesaplama metodu "revizyon" tarihimiz olan 2009 dan beri verilerimiz yalan, siyasi hesaplar ugruna manipule edilmis durumda...

    Aralik 2016 daki guncellemede ise artik o kadar aleni bicimde oynama yapilmaya baslandi ki mizrak cuvala sigmamaya basladi...

    YanıtlaSil
  58. Elinize sağlık üstadım!

    "You can fool all the people some of the time and some of the people all the time, but you cannot fool all the people all the time." A. Lincoln

    YanıtlaSil
  59. Hocam bu kadar kötü haber içinde güzel bir haber geldi sonunda. Dolar bazında ihracatımızda son 3 yılın en yüksek rakamını gördük hocam 13,62 Milyar Dolar olmuş. Liranın değer kaybetmesini avantaja çevirmeye başladık diyebilir miyiz hocam? Yoksa bunu söylemek için henüz çok mu erken? Saygılarımla.

    Kaynak: https://tr.investing.com/economic-calendar/turkish-tim-export-figures-(usd)-1321

    YanıtlaSil
  60. Üstadım elinize sağlık.

    Müziğin kesilip, dansın biteceği "son" için bir öngörünüz var mıdır acaba.

    Bu bahar ve yaz döneminde tohum fiyatları ve diğer maliyetler yüzünden çiftçinin tarlasını işlemeyeceği beklentisi içerisindeyim. Süren ohal, ekonomiyi stabil tutmak için yapılan vergi indirimleri-teşvikler,primler ve işsizlik sebebiyle birkaç aya hazine tam takır kalacaktır. Yapılamayan tarım sübvansiyonları, döviz azlığı ve dış siyasi sebeplerle ithal edilemeyen gıda ve tarım ürünleri Türkiye'de 2017-2018 kışında ve devamında kıtlıklar yaşanmasına sebep olabilir mi sizce?

    Teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  61. Sayın Eğilmez; ekonomist olmamak ile birlikte, mevcut durum ile ilgili çıkardığım bazı sonuçlar var. 2001 krizi ile günümüzü kıyasladığımda şöyle bir model ortaya çıktığını düşünüyorum. 2001 de Toplam borcun %70 i devlete %30 u halka aitti , öz de borçlu olan ve batan aslında devlet di ve halka döndü dedi ki, ben varsam siz varsınız ve hep beraber beni kurtaracağız (geçici vergilerin çıkarılması, deprem vergisi vs..) Kemal Dervişin getirilmesi ile yapılan reformlar sonucu sabit kurdan dalgalı kura geçilmiş ve bir nevi devlet halkına; artık sana bir şey taahhüt etmiyorum, kendi başının çaresine bak, ayağını yorganına göre uzat demiştir. Krizden ağzı yanan devlet, Kemal Derviş'in reformları ve yeni kurulan kurumlar ile kendine çeki düzen verip, disiplin sağladı. Bugün geldiğimiz noktada ise borç durumu tersine dönmüş durumda toplam borcun %70 i halk ve özel sektöre ait iken %30 u devlete aittir. Ve aslında gerçek anlamda batacak olan kesim de bellidir ve bu halktır.. Döviz kuru ile ilgili olarak anladığım ise şu; sabit kur rejiminde, 1,5 litrelik bir pet şişeye tepeden bir boru bağlı ve değişken basınçlarda su geliyor( dış ve iç ekonomik etkiler) Alttan da bir tahliye borusu takılı (demokrasi ekonomik reformlar, güven ortamı,eğitim,üretim,ar-ge, innovasyon,) Amaç şişeyi patlamamak ise, tahliye borunuz da ne kadar genişse dayanıklılığınız o kadar yüksektir. 2001 krizinde 1,5 litrelik şişe patladığında ortalığın ne kadar ıslanıp batacağı belliydi. Dalgalı kur rejimine geçilmesi ile birlikte pet şişenin yerine elastik bir balon takıldı. Bu avantajlı bir sistemdi çünkü esnekti ve şoklara basınçlara dayanıklıydı. Anladığım kadarı ile bugün, o balonun içinin ne kadar su ile dolu olduğunu ve patladığında ne kadar su saçılacağını bilmiyoruz.3 litre de olabilir 5 litrelik su birikmiş de olabilir. İnsanların kriz var-yok tartışmalarına girmesinin sebebi bence bu.Su dolu balon korkunç derece de şişti, sadece henüz patlamadı. Aynı gemideyiz klişesi ile toparlayacak olursam. Türkiye yi bir yolcu gemisi olarak düşünürsek, 2001 de sorun kaptan köşkündeydi, dümeni kilitlenmiş kayalıklara doğru gidiyordu. Kaptan aynı gemideyiz anonsu yaptı ve yolculara küreklere asılıp gemiye yön vermelerini istedi. Bugün ise Kaptan köşkünde sorun yok (sadece borç bağlamında !) ama gemi kayalıklara sürte sürte, küçük delikler aça aça gidiyor. Alt katlardan itibaren bazı kamaralar su almaya başladı bazılarına ise henüz su ulaşmadı. Bundan daha kötüsü ise kaptan köşkünde kapı kapalı, aşağıdan çok az tepki geliyor, gelen tepkilerde kaptanın emir verdiği kamara görevlilerinin baskısı ile engelleniyor. Doğru ya da yanlış, mevcut durumu bu şekilde görüyorum. Kaptanın yoluna bakmayıp, alem yaparken yan yatırdığı Costa Concordia gemisi aklıma geliyor...

    YanıtlaSil
  62. devlet, yalan dolan ,şişirme verileri açıklayarak yerli ve yabancı yatırımcılarla beraber bilinçli, hayatın içinden gelen gelen zamları,fiyat farklarını yaşayarak gören insanları kandıracagını sanıyorsa çok aldanır.ne eflasyon ,ne işsizlik,ne kişi başı milli gelir nede büyüme rakamlarının dogru oldugunu sanmıyorum.yunanistan yalan dolan veri açıkladıda ne oldu başı gögemi erdi.AB olmasa yunanistanda şu an magazalar dükkanlar yagmalanıyor olurdu.AB şuan yunanistanı idare ediyor ama yunanistan yüzündende AB nin çatırdamasına engel olamıyor.yunanistanın en azından AB si var bizim kimimiz var.eninde sonunda bu yalanlar patlayacak. birilerinin artık kral çıplak demesi gerekiyor.yakında işçi ve memura zam var,bakın görürsünüz enflasyon nasıl eksi veya sıfır çıkacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bizi kuranlar bir el atar kurtarir bize bir sey olursa merak etmeyin siz.

      Sil
  63. Kıymetli Hocam,
    Sürekli değiştirilen ölçüm yöntemlerine bir yenisi eklendi. Artık işe yerleştirme rakamları İŞKUR'dan değil SGK'dan gelmeye başladı. Çünkü İŞKUR irtibatlı olduğu işverenlerden aldığı sayıyı yansıtıyordu. (Doğrudan işe yerleştirdiği değil işverenlerce işe alındığı bildirilen kişi sayısı) Haliyle SGK'ya bildirilen ama İŞKUR'a bildirilmeyen kaçakların da 1,5 milyon istihdam hedefine ulaşmada yaratacağı sorunlar dikkate alınıp SGK verilerine dönüldü.
    İŞKUR istihdam sayıları verilirken, kısa dönemli kurslarda yer alanlar, 4 günlük girişimcilik kursuna katılanlar, 3 ay süreli İşbaşı Eğitim Programına katılan 3 ayın sonunda işe alınıp alınmayacağı belli olmayanlar ve Toplum Yararına Program adı altında geçici süreyle kamu kurumlarında çalışanlar sanki sürekli istihdam yaratılmış gibi lanse edilmektedir.
    Bir diğer konu da, İŞKUR'da açık ilan sayıları toplanıp şu kadar açık iş ilanı var deniliyor. Oysa o ilanların büyük kısmı ya plasman için açılmış ilanlar, bazılarına dikkatli bakılırsa "başvuru yapmayınız" açıklamaları olduğu görülür, bazıları ise ihtiayç karşılanmış olmasına rağmen kapatılmayan ilanlar. Bunların yanında açık iş ilan hedefini karşılamak üzere abartılı şekilde açılmış ilanlar da mevcut. Dolayısıyla şu kadar açık iş var ifadesi gerçeği yansıtmıyor.
    İstatistik bilimini seviyorum. Sakız gibi.
    Keşke bir gün bu konu üzerine de eğilseniz.
    Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de başka bir şeyi merak ediyorum. İhaleli işlerde ihaleyi alan firma yeni SGK numarası alıp eski işçileri devralıp çalıştırmaya devam ediyor.
      Bu SGK ya da İŞKUR'a göre yeni istihdam mı sayılıyor?

      Sil
    2. Evet. Sanki yeni iş bulmuşlar gibi yansıtılıyor sisteme. Ayrıca SGK tarafından açıklanan verilerde zorunlu staj kapsamında işletmelere gönderilen öğrencilerde var. Dolayısıyla SGK verisi kullanılacaksa öncelikle bu durumda olanlar ile İŞKUR tarafından primleri yatırılanların düşülmesi gerekiyor. Açıkçası hiçbir Kurumun paylaştığı rakam gerçeği yansıtmıyor.

      Sil
  64. TUIK in acikladigi verilere gore TUFE Mart ayinda yillik %11.29 artti. Beklenti TUFE de aylik %0.63, yillik %10.70 artis olmasiydi.

    YanıtlaSil
  65. Hocam, bu ay da mandalina yeni zirvelerinde. Doları geçmiş, enflasyon'u patlatmış. Mandalina ağaçlarını söksek enflasyonu frenleyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  66. Enflasyon %16
    Büyüme zorla %2,9
    İşsizlik %11
    Genc isiszlik%24
    Ne diyor
    "Evet deyin,Türkiye uçacak.ekonomi cok super halk seviniyor

    YanıtlaSil
  67. Hocam TÜİK en son açıkladığı verilerde ekonomik güven endeksinin arttığını fakat tüketici güven endeksinin ise düştüğünü söylemekte. Ben bir ekonomi öğrencisiyim o yüzden sadece öğrenmek adına soruyorum: Bu iki verininde birbiri ile bir şekilde korele olması gerekmiyor mu? Yani birisinin artarken diğerinin azalması olağan bi durum mu?

    YanıtlaSil
  68. Yunanistan'daki şişirilmiş rakamlardan kaynaklanan kriz ile, ABD deki konut krizi beraber koşar adım üzerimize geliyor. Biran önce yeni kişilerle, yeni bir başlangıç yapamazsak Allah sonumuzu hayır etsin.

    YanıtlaSil
  69. Reformlar için IMF'yi beklemeye devam edeceğiz anlaşılan hocam.

    YanıtlaSil
  70. Merhaba hocam
    GSYH'da dolar cinsinden 5milyar dolarlık gerileme görülüyor. %2,9 büyüdük ancak dövize bağlı olduğumuz ortada olduğu için büyüme bize tam olarak fayda sağlayamadı veya minicikte olsa bir küçülme yaşadık şeklinde yorumlayabilir miyiz?

    YanıtlaSil
  71. hocam güzel daha kaliteli bir blog açsanız daha iyi olmaz mı?

    YanıtlaSil
  72. https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_GDP_(PPP)

    buradaki sonuçların doğruluğu nedir acaba...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı