Piyasanın Yaşamdan Ayrışması
Son dönemin en çok sorulan
sorularından birisi “filan olay olduğu halde niçin kriz çıkmadı?” sorusu. Bu
soru her gün soruluyor çünkü her gün yeni bir olay oluyor. Yunanistan sorunu,
Brexit, Trump’ın seçimi kazanması, Fransa’da seçimler, birçok yerde patlayan
bombalar, terör olayları, büyük kazalar, Ortadoğuda savaşlar, Trump’ın görevde
kalıp kalamayacağı tartışmaları, Doların düşmesi kalkması, Fed’in faiz artırma
kararları ve bilanço küçültme programı şimdi yazarken aklıma gelen konular.
İçlerinde en eskisi Yunanistan sorunu ama o da arada bir yenilenip tekrar
gündeme geliyor. Ötekilerin hepsi son 6 -7 ayda ortaya çıkmış sorunlar. Bunlara
ek olarak Türkiye’nin yaşadıkları var: Rusya ile sorunlar, ortadoğu sorunundaki
durumumuz, terör olayları, referandumunun yarattığı belirsizlikler, yargı
üzerinden yaşanan anlaşmazlıklar, toplumsal çekişmelerin artması son bir yılda
yaşananlardan ilk akla gelenler. Bunların bir bölümünün ilk aşamada ekonomiyle
ilgisi yok gibi görünse de hepsi piyasaları etkileyecek gelişmeler. Buna
karşılık piyasalarda hiçbiri kalıcı etkiler yaratmadı. Belki bir iki saat,
belki bir iki günlük etkiler dışında fazlaca bir etkileri olmadı.
Geçmişte bu olayların herhangi
biri olsa piyasalar derinden etkilenir ve bu etki bir süre devam ederdi. Şimdi
niçin böyle bir etki oluşmuyor? Bunun birden fazla nedeni olduğunu düşünüyorum.
İlk ve en önemli neden; sermaye
hareketlerinin serbest bırakılmış olmasıdır. IMF, Bretton Woods sisteminin
dayanağı olarak kabul ettiği sermaye hareketlerinin serbestliği ve esnek kur
rejimini uzun süre dünyaya yaymak için uğraştıysa da bu çaba 1990’lara gelene
kadar ancak batının gelişmiş dünyasında karşılık buldu. Küresel sisteme geçişin
başlangıcı olarak Sovyetler Birliği’nin yıkıldığı 1990’ların ilk yıllarını
alırsak bu yıllardan başlayarak dalgalı kur rejimi ve sermaye akımlarının (yani
para akımlarının) serbest bırakılması hızla bütün dünyaya yayıldı. Eskinin
sosyalist kapalı rejimleri bile bir süre sonra bu sitemi kabul etti. Sermaye
hareketlerinin serbestliği, dijital teknolojinin de gelişmesiyle birlikte,
paranın kısacık sürelerde bütün dünyada tur atabilmesine olanak sağladı.
Eskiden bir yerde sorun çıktığında paranın oradan çıkması izinlere tabiyken
şimdi anında bir emirle çıkıp başka yere gidebiliyor. Bu esneklik sermayenin
korkaklığını aşmasını sağladı. Öyle olunca da bir yerde bir kriz çıktığında
parmaklar tuşa değerek son saniyeye kadar beklemek mümkün olabiliyor. Eskiden
böyle bir şey olduğunda herkes oradan çıkmaya uğraşıp paniği büyütürken şimdi bilgisayar
programlarında risk aralıklarında sistem son saniyeye kadar bekleyebiliyor. O
arada panik yatışmış her şey normale dönmeye başlamışsa çıkışlar
ertelenebiliyor.
İkinci neden; küresel krizle
birlikte ve özellikle de son bir iki yılda pek çok siyasal, sosyal, jeopolitik
ve ekonomik sorunun peş peşe ve bazen bir arada yaşanmış olmasıdır. Bu tür
yoğunluk ve sıklıklar diğer olaylarda olduğu gibi bu olaylarda da bir anlamda
kanıksama etkisi yaratıyor. İnsan korku tüneline ilk girdiğinde birçok efektten
ve hareketten korkabilir. Aynı tünele peş peşe birden fazla defa girilse
sonraki her girişte korku dozu azalır, bir süre sonra hiçbiri korkutucu
olmamaya hatta komik gelmeye başlar. Aşağı yukarı bu örneğe benzer bir kanıksama
durumuyla karşı karşıyayız.
Üçüncü neden; küresel sistemdeki
likidite fazlalığıdır. Fed ve İngiltere Merkez Bankasıyla başlayıp AMB ve
Japonya Merkez Bankasıyla devam eden niceliksel gevşeme operasyonları küresel
sistemde müthiş bir likidite fazlalığı yarattı. Bu kadar fazla likidite akacak
yer arıyor. O nedenle de krizlere aldırmayarak dünyada dolaşıp duruyor.
Özellikle faiz oranlarının çok düşük olduğu yerlerden gelen fonlar faizlerin
yüksek olduğu ülkelere gidiyor.
Piyasa aktörleri, bu üç
gelişmenin yarattığı ortamda, sosyal, siyasal, kültürel hatta ekonomik
gelişmelere fazla aldırmadan, onlardan soyutlanarak hareket ediyorlar. Bu soyutlanma
eğilimi, piyasa aktörlerinde, olaylara ülke ve dünya için iyi - kötü, yararlı -
zararlı olup olmadığı açısından değil kazanç yönünden bakmalarına yol açacak
bir optik kırılma yaratıyor. Bu optik kırılma, piyasa ile yaşamın geri kalan
kısmını ayrıştırıyor. Ben buna “piyasanın yaşamdan ayrışması” adını veriyorum.
Geçmişte, çevresindeki hatta
dünyadaki krizlere çok duyarlı olan piyasa yapısına alışık olan kişiler bu yeni
piyasa yaklaşımını tam olarak anlayamadıkları için “filan olay olduğu halde
niçin kriz çıkmadı?” sorusunu sormaya devam ediyorlar.
Elinize saglik hocam
YanıtlaSilGerçekten rasyonel beklentiler teorisini güncellemişsiniz Mahfi Bey.
SilHocam haber kanalları her şeyi varmiyor. İnsanlar hayatta kalabilmek için "survivor" izleyerek vakit geçirirse, haberleri sığ kaynaklardan takip ederlerse ne krizi anlayabilirler, ne reformu ne de deformu. Artık o da neyse. Ben buna "sakatlamak" diyorum.
YanıtlaSilAyrıca ortaokulda Türkçe öğretmenimiz bize kitap okusunlar diye denemediği yol kalmamıştı. Kitap okuma saatlerinde klasik müzik bile dinlediğimiz olmuştu. Neyse Oktay Sinanoğlu'nun Bye Bye Türkçe kitabını o zamanlar güç bela okumuştum.
SilNot: Kültür emperyalizmine karşı da seferberlik içinde olmalıyız.
Ne izleyecegimize de karışın danane kardes isteyen istediğini izler sende git bloomberg izle tutan mi var kafasina göre yaşıyor işte herkes bir daha mi gelecek dünyaya bazı şeylerin insanın icinde kalmamasi lazım
SilSen neyi izlersen izle, neyi okursan oku. Benim dediğim konuşmamızda olsun, yazdığımız şeylerde olsun Türkçemizi öne çıkaralım.
SilHocam fed bilanço kücultmesini piyasa hafife alıyor gibi bu bilanço küçültme bizim gibi GOÜ lerini nasıl etkiler
YanıtlaSilİlk başlarda değil ama zaman geçtikçe ciddi biçimde olumsuz etkileri olacak.
Silİnsanların kriz algısı değişti. Türkiye'nin 1980 sonrası yaşadığı ekonomik krizizlerde en önemli gösterge döviz kuruydu. Sabit kur sisteminde döviz bir anda 2-3 kat artıyor, ölen ölüyor, kalan kalıyordu. Dalgalı kur rejiminde de aslında döviz kuru artıyor ama nispeten zamana yayıldığı için insanlara bunu kanıksayacak kadar süre veriyor. 1 yıl önce bu zamanlar 2,90 seviyesindeki dolar kuru bugün 3,50. Arada 3,90'a kadar çıkıp bu seviyelere indiği için herkese çok düşükmüş gibi geliyor ama arada 60 kuruş yani %20'den fazla fark var. Kısacası yeni krizler öldürmüyor, süründürüyor ve sürünme konusunda tecrübeli olduğumuz için insanlara kriz yokmuş gibi geliyor, eskisi gibi bir kriz olacakmış şeklinde düşünüyorlar. Halbuki kriz kronikleşmiş vaziyette devam ediyor. Aslında böylesi çok daha kötü zira eski krizlerden sonra en az 3-4 yıl hızlı bir büyüme, iyileşme dönemi görülürdü. Şimdi ise sürekli kronik kriz içinde yaşıyoruz ve kanıksamış durumdayız.
YanıtlaSilKriz algisi degisir mi yani bunu neye dayanarak soyluyorsunuz? Kriz demek piyasanin islemez hale gelmesi, yani mal satanin alici bulamamasi, mal alanin ise alma fikrinden vazgecmesi ile ancak ogreklenebilir. Diger durumlar icin durgunluk, ekonomik kuculme gibi tanimlar kullanilir. Kriz kotu yonetimden olur. Aynen sagligina dikkat etmeyen birisinin aniden kalbinin durmasi gibi. 1990'larin beceriksiz, teslimiyetci yonetimi 2001 krizini getirmistir.
SilDurgunluk, ekonomik kuculme gibi durumlar ise yonetimle alakasi olmayan seylerden kaynaklanabilir. Komsularinizda savas olur, aynen disaridan virus kapmaniz gibi dis mudahalelerle iceride karmasalar olur, kabugunuza cekilirsiniz. Daha sonra kaldigini yerden devam edersiniz.
Degisen bu, yoksa dunyanin neresine giderseniz gidin kriz, krizdir. Geldigi zaman cok net bir sekilde anlarsiniz, birilerinin isine gelmiyor diye asirlik tanimlari degistirmek pek bilimsel olmaz.
"Durgunluk, ekonomik kuculme gibi durumlar ise yonetimle alakasi olmayan seylerden kaynaklanabilir." Demek hırsızın hiç suçu yok demek ya da batı bizi kıskanıyor demek, çalıyor ama çalışıyor demek gibi gibi
SilAdsız 22:53
SilBankalar normalde kredi vermeyecekleri şirketlere sırf hayatta kalsınlar diye ancak hazine garantisi ile kredi veriyorlarsa ve bu krediler yüzmilyarları buluyorsa, işsizlik, enflasyon, faiz almış başını gitmişse, hane halkı borcu zirve yapmışsa ve ödenemeyen krediler-kredi kartı borçları her geçen gün artıyorsa, büyük şirketler dahil olmak üzere hemen tüm kurumlar borç batağında yüzüyorsa, bir yıl önce fazla veren devlet bütçesi ciddi miktarlarda açık vermeye başlamışsa, dövizdeki artışa rağmen cari açıkta düzelme olmuyorsa siz bu durumdaki bir ülkeye istediğiniz ismi verebilirsiniz ama gerçekler değişmez. Size şöyle bir tavsiyede bulunayım, bu ülkeyi Türkiye değil de başka bir ülke olarak düşünün ve içinde bulunduğu durumu isimlendirin. Belki o zaman partizanlığı bırakıp daha gerçekçi olabilirsiniz.
Hocam çok güzel yazmışsınız. İlk iki neden artık yeni "normal" haline gelmiş iken üçüncüsü ise halen değişken halini muhafaza ediyor diye düşünüyorum. Bence açıklanan verilerle açıklanan hedeflerin tutarsızlığı (bkz. ABD ekonomisi ile FED açıklamaları) da bu nedenle bilinçli manipüle edilen bir süreç. Zira artık piyasalarda volatiliteyi ve trade kazancını yüksek tutacak tek neden olarak üçüncü neden kaldı.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam Aşık Mahzuni Şerif dinler misiniz?
YanıtlaSilhttps://youtu.be/XZs-QLFe9O4
Dinlerim.
SilEkonomi cok iyi resmi gazetelerde resmi olmayan gazetelerde bloglarda yazilanlara inanmayin yalan onlar inanmayin her sey 4*4luk devlet super calisiyor. Millet sizin bu blogunuza itibar etmiyor mahfi bey, ekonominin super oldugunu siz de biliyorsunuz ama isinize gelmiyor. Bakiniz %5 buyuduk Avrupali ABDli bankerler para babalari lobiler coniler kobiler sampanyaci holding sahipleri biraci alman sanayicileri sarapci fransiz cafecileri rakici bulgarlar biizm buyumemizi inan hasetle izliyor. Ak parti ile bu millet yol kayip giden yag gibi otobanlar gordu ayagini basacak Ak parti ile kopru gordu sevdikleri ile kavusacak Ak parti ile insanlar gecekondudan hatta belki tuf evlerden magaralardan cikip ev sahibesi oldu 7*14 sicak sulu dogalgazli konutlarda. Ak parti ile nukleer santral gorecek dosta dusmana korku salacak Ak partinin istikrarli huzur guven ortami sayesinde sahsen ben altima sifir km araba cekebildim bankadan ucuza kredi cekebilerek.
YanıtlaSilİyi de şu faiz işini çözemedik hala. Sizin Conilere memleketin parasını kaptırıp duruyoruz.
SilSizin hayatta yaşama amacınız ne acaba bunu öğrenebilir miyim? Kendini bostan korkuluğu sananlar oluyor onlardan değilsinizdir inşallah, siz kesin o bostandan dahiyane şeyler çıkaran ve ihracat yapan bireysiniz.
SilEkonominin görünen ve görünmeyen yüzü vardır biz hep görünen tarafa bakıp takılıyoruz görünmeyen tarafta o kadar çok değişmesi yapılması gerekenler var ki bi farkına varabilsek
SilUmarim bu kadar yaziyi sadece makarna - nohut karsiliginda yazmamissindir. Yoksa Feto'den iceri alinma korkusuna mi yazdirdilar sana bunu. Her yalaka yazi basina mi para veriyorlar sana partiden de, altina araba cekebildin? Parali trollere bu kadar iyi oduyorlar mi yahu? Bir sektor olmus bu is artik. Ama faydasi yok usta, kapanan is yerleri kapanmaya devam ediyor. Issizler ordusu buyumeye devam ediyor. Herkes senin kadar genis yurekli olamaz ki parali trolluk yapabilsin...
Silinsanları aldatmak ne kadar kötü.halbuki karşı taraftan görünüp, ne karşı tarafta ne bu tarafta olmayan adamlar yapıyor bunu.dikkat edelim.lütfen bu tür yazılara ve kişilere itibar etmeyelim.
Silinsanları aldatmak ne kadar kötü.bazı kesime göre karşı taraftan gözüken lakin ne karşı tarafta ne de o kesimin tarafında olmayan adamlar yapıyor bunu.bizler aynı toprakların insanıyız.felaketler bizi mahalle mahalle ayırmıyor.bizi partili diye de ayırmıyor.lütfen dikkat edelim bu ve bunun gibi her iki taraftaki satılmışlara
SilBizim her şeyimiz sakat nükleerle birlikte siz de patlamayınn sonra.
SilBir arkadaş Kuranın kendisi ilim. Çip teknolojisi veya nükleer fizik yatırım olarak tercih edilmemeli diyordu. Okusun da savunduğu kişiler neler yaparmış.
SilEvinizde çocuklar ellerinde çikolatalar püskevitler. televizyonun karşısına geçmiş oturuyorlar oynuyorlar şakalasıyorlar. Benim de bir çikolatam olsa benim de bir püskevitim olsa. Anne bize niye almıyorsun bizde niye yok diyorlar.
O zamanlara yaşı yetmeyenlere şunu da hatırlatalım:)
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=SNNTu2tYsbw
Adsız 07:57
SilÜlkemizdeki okuduğunu anlama sorununu canlı şekilde örneklemişsiniz. O arkadaş Kur'anın ilimden kastettiği şeyin kendisi olduğunu, ilim öğrenin, yatırım yapın derken de nükleer fizik öğrenin, çip teknolojisine yatırım yapın demediğini, ibadet edin dediğini söylüyordu. Yani sizin yazdığınızın tam tersini söylüyordu.
Ben birinin nabzını ölçmek için sağ gösterip sol vurmayı çok severim. Bunu yazarken dediklerim laftan ibaret değil ve şu ana kadar ne yazdıysam yaşadığım şeylerdi. Telefonum bozuldu demiştim. Dün eski akılsız telefonuma sim kartımı taktım, numaralar yok. Hepsi diğer telefonumda kalmış. Yani yine her şey üstüme geliyor. Bakalım bu dip dalgasından nasıl çıkacağım.
Sil"Tam tersi" derken kendi dediğinizi aklama derdindesiniz. Bu durumda siz "nükleer"e evet diyorsunuz ve bu da ibadete aykırı değil? ve tehlike saçan bu girişimin arkasındasınız. Bilinmeyen ve adsız kişiler de bunun yanlış olduğunu söylemişler.
SilAdsız 14:05
SilSiz nükleer fizik öğrenmek denince tehlike saçan girişimler anlıyorsanız nükleer tıp denince de tümörlerin atom bombası ile imhasını anlarsınız herhalde...
Ben nükleer fizik nedir bilmem ama şu an Türkiye'de yapılmak istenenin tehlileli olduğunu biliyorum. Kimlerin neleri götürdüğünü siz benden daha iyi bilirsiniz. Bize yarar sağlamayan şeyler hakkında bana savaş açıyorsunuz ama kaybedeni siz olacaksınız.
SilBildiğim şey eğer bir yerde kolay para kazanılıyorsa oradan kaçın öğütü, nereye kaçılır bu global dünya da o ayrı bir konu.
YanıtlaSilHerşeyin aşırısı zıddına dönüşür derler ya da Shakespeare'in söylediği gibi vakit o kadar geç ki artık erken sayılabilir.
Bu likidite bolluğu hem hisse hem bono hem gayrimenkul hem de diger aktif fiyatlarını öyle arttırmış ki artık orası o kadar kalabalık ki oraya kimse gitmemeli .
Kredi ile ev arabayı boswer !?TV TLF herşey alınıyor !
SilTaksit taksit eriyor uz !
Paradigma değişikliği yaşıyoruz,piyasa kaosun içindeki düzeni buldu.
YanıtlaSilSayın Eğilmez...Bahsettiğiniz 3 neden her zaman vardı. Eskiden var olmayan ve 6 aydan beri var olan ve Aktifleri arasında ; Ziraat Bankası, BOTAŞ, PTT, TÜRKSAT, ETİ Maden, Çaykur, BİST...gibi Türkiye'nin en büyük şirketlerinin bulunduğu Varlık Fonudur.
YanıtlaSilVarlık fonunun BIST üzerinden piyasayı kontrol ettiğini ve piyasa yapıcı rolünü yürüttüğünü tahmin ediyorum.
Sizin imkanlarınız benim bu tezimi araştırıp doğrulamaya/yalanlamaya müsait...
Hocam, top sizde, buyurun.
Gerçek Saygı ve Sevgilerimle,
Ender Özbek
Benim çizdiğim çerçeve sadece Türkiye ile ilgili değil, bütün dünya böyle oldu. Varlık Fonu konusunda benim sizden farkım yok çünkü hiç bir veri, bilgi, denetim raporu (eğer varsa) yayınlanmıyor.
Silsayın hocam sen bu cahillere bakma .bu mıllet senınle
Silhocam ben bankacılıkla ilgili bir soru sormak istiyorum. Türkiyedeki neredeyse en büyük firmalar hep bankalar ve en yüksek vergileri yine bankalar ödüyor.
YanıtlaSilSanıyorum arge çalışmalarına da belki de en yüksek bütçeyi bankalar ayırıyor. Türkiyedeki bankacılığı gelişmiş ülkelerin bankacılık sistemiyle kıyaslarsak nasıl bir grafik çıkıyor önümüze? Tam olarak neresindeyiz dünya bankacılık sisteminde. Siz dünyayı çok yakından takip ediyorsunuz o yüzden söyleyecekleriniz çok önemli.
Türkiye bazı konularda dünya sıralamasında oldukça iyi yerlerde. Çok ilgisiz görünecek size belki ama mesela kadın voleybolda dünyanın en iyi ülkelerinden birisiyiz hatta birincisiyiz. Kadın basketbolda Avrupa'da en önlerdeyiz. Erkek basketbolda da Türkiye ligi Avrupa'nın en iyilerinden birisi. Buna karşılık mesela futbolda yerimiz çok gerilerde.
SilBankacılıkta bayağı iyi bir yerdeyiz. Bu, hem teknoloji kullanımında, hem kullanılan ürünlerde hem de bankaların gücünde böyle. 2001 krizinden sonra yaptığımız doğru yapısal reform bankacılığı zirvelere taşıdı. Buna karşılık sanayide, elektronikte çok gerilerdeyiz.
Hocam yabancı kuruluşlardan goldman " TL nin gerçek değeri 2,50'dir" diyor. Siz ise 3,70 ler olmalı demiştiniz. Neye göre bu hesap yapılıyor ki fark bu kadar çok çıkıyor.
YanıtlaSilBen şunu diyorum: Bir paranın değeri serbest piyasada dalgalı kur sisteminde belirleniyorsa paranın değeri odur. O gün 3,70 idi öyle dedim, bugün piyasa değeri 3,51 demek ki değeri 3,51. Goldman öyle diyorsa versin 2,50'den bana Doları hemen alayım.
SilGS dini takintilarindan dolayi oyle soylemis, 3.70 bilimsel hesaplama.
SilTekrar ediyorum israrla, Turkiye gibi cari acigi yuksek olan fiyat seviyesi perspektifi fiyatlamalari neredeyse en az 3.70 dolar kurundan ithalatcilar tarafindan belirlenmis bir ulkede dolarin 3.70 altina inmesi intihardir basari falan filan degildir. Basari 4.00en 3.70 inmesidir orada kurun istikrarli hale gelemsidir.
Sil3.70den 3.50lere inmesi basari falan degildir Bu durumun neredse uzerinden en az 4 ay gecmesine ragmen enflasyona da etkisi goruldugu gibi olmamaistir olmayacaktirda!
Turkiyede olmasi gereken dolar kuru 3.70 dolaylaridir.
Emlakçıya evim var al 100 bin desen oda sana bunun gerçek değeri 60 falan der ! ...
SilDaha sonra o evi bisekilde alan emlakçı o evi 100-120 ye satabilir!
Goodman sachs :(
Ben 2,51 den alırım 10 milyon usd bir gün vadeli ödemek koşuluyla
SilBu tür yorum ve açıklamaları yapan kurumların o ülkeyle olan ilişkisine, taşıdığı portföye dikkat edin. Eğer ülkeden bir tahvil ihracı görevi almışlarsa ya da o ülkede tahvil, bono, hisse senedi vb yatırımları varsa bu açıklamaları dinleyin ama iskontolu dinleyin.
SilDeğerli Hocam, bence sizin de diğer yazılarınızda belirttiğiniz bir neden daha var ki; bizde istatistik mefhumu her alanda ve özellikle de ekonomi alanında gerçek yaşamdan hiç olmadığı kadar ayrıştı.
YanıtlaSilBu da işin başka bir yanı.
SilHocam yazinin degil icerigine basligina bile sapka cikarilir.umarim rehavete kapilip elimizdeki doviz altin satip trenin son vagonuna atlamiyalim.sisen balonlar patlayinca icinde olmayalim.
YanıtlaSilDovizi satip altina cevirebilirsiniz. Sonra ABD soyle yapiyor, bati boyle yapiyor, emperyalist sudur budur diye agladiginizda tutarliliginiz olur.
SilDördüncü ve bence en önemli nedeni yazmaktan vaz geçmişsiniz diye düşünüyorum. Hayal bile edilemeyecek seviyede gözü dönmüş bir iktidar hırsının, bırakalım uzun vadeyi ya da orta vadeyi, kısa vadeyi bile umursamadan her türlü maniplasyonu ve hukuksuzluğu sonuna kadar kullanıp bütün kaynakları düşüncesizce sonuna kadar kullanmasıdır.
YanıtlaSilBu yazım sadece Türkiye ilgili değil. Dünyadaki eğilim böyle. İktidarların farklı yaklaşımlarda olduğu ülkelerde de 'piyasanın yaşamdan ayrışması' olgusunu görebiliyoruz.
SilHocam, aklımda yanlış kalmadıysa 2013 yılında FED parasal genişlemenin sonuna geldiğini ilk açıkladığında hatırlarım bazı yorumcu arkadaşlarımız doların 6 TL yi geçeceğini söylemişlerdi. Gerçi onların niyeti başkaydı ama o kadar olmasada doların artış trendine gireceğini görüyorduk ve siz zaten söylüyordunuz. Öngörüleriniz yanılmadı.
YanıtlaSilAma o ilk anlarda şu olaylarında olacağı söylenseydi herhalde paramız pul olurdu derdik;
- Gezi olayları
- 17-25 Aralık
- Suriye savaşına çekilmemiz
- Rus uçağını düşürmemiz
- Darbe girişimi
- FETÖ
- Patlayan bombalar
- Turizmin çökmesi
Daha aklıma gelmeyen birçok olay. Dolar ise şu an 3,50 civarında. Başarı/başarısızlık anlamında söylemiyorum ama bu yaşadığımız süreç ister istemez bizi şekillendiriyor ve diyoruz işte kriz olmadı.
Yani aslında tercümesi şu; buna da şükür.
Bilanço küçülmesi açısından da öyle olacak sanki. Bizi etkileyecek hiç kuşkusuz ama şimdiden düşündüğümüz kadar değil.Ama canımız acımayacak değil, bu anlam çıkmamalı.
Küresel sistemde ülkeler o kadar birbirine bağlı ki, ülkeleri iflasa sürükleyecek girişimlerde, isteseler bile, bulunamazlar. Kendileri de etkilenir.
Kısa yollarımız bir bir tükeniyor, mecbur kalacağız gerçek yapısal reformları yapmaya.
Timur bey durum kriz olmadı denebilecek bir durumda değiliz tam olarak:
SilQE'nin bitileceğinin açıklandığı 22 Mayıs 2013'de:
USD TL kuru 1,84 idi bugün 3,51
Gösterge faiz 5,08 idi bugün 11,08
Enflasyon % 6,5 idi bugün 11,72
Kişi başına gelir 12.480 USD idi bugün 10.650 USD
Bu göstergeler kriz göstergeleri. Kriz denince illa bir çökme, batma, iflas olması gerekmez.
Krizle iflası karıştırıyorlar Hocam,Yunanistan gibi olsa da kimse battık diyemez zaten kriz çıktı derler.:)
SilGezi olayları: Bir kişinin inadı, öfkesi, kini
Sil17-25 Aralık: Bir kişinin hırsı, o kişinin yıllardır önünü açtığı bir çetenin gücü tek başına elde etmek için ilk girişimi
Suriye savaşına "çekilmemiz": Topraklarından boru hattı geçirilmesine izin vermeyen bir devlet başkanına karşı bir kişinin öfkesi, hırsı
Rus uçağını düşürmemiz: Ben düşürdüm, hayır ben düşürdüm derken dilenen özürler ve hâlâ tam olarak düzelmeyen ilişkiler
Darbe girişimi: Devletin yıllardır göz yumması ve bir kişinin "ne istediler de vermedik" yaklaşımı ile 15 yıldır besleyip büyüttüğü bir çetenin paylaşımdan vazgeçip yabancı ülkelerin de desteği ile gücü tek başına elde etme girişimi
FETÖ: Üstteki şık ile aynı
Patlayan bombalar: 1980'lerden beri devam eden, bir kişinin en azından başlangıçta sempati ile baktığı başka grupların da daha sonra eklenmesi ile artan kronik sorun
Turizmin çökmesi: Bir kişinin Hollanda, Almanya, Rusya gibi ülkelere ayar verme çabaları sonucu ortaya çıkan bindiğimiz dalı kesme durumu
Bundan sonra çıkacak sorunları kim düzeltecek? Bir kişi
Son söz: Sorunlar, onları yaratanların düşünce şekli ve yaklaşımı ile çözülemez.
Kriz içinde yaşayan insanların ayrıca kriz gelirmi diye sormasıda trajikomik.
SilHocam yıllık devalüasyon hesabı nasıl yapılır?
YanıtlaSilÖncelikle şunu söyleyeyim: Dalgalı kur rejiminde bir paranın yabancı paralara karşı değer kaybına devalüasyon demiyoruz değer kaybı diyoruz (devalüasyon sabit kur rejiminde olur.)
SilBir paranın herhangi bir yabancı paraya karşı yıllık değer kaybını hesaplamak için her gün akşamında ortaya çıkan kurları alıp bunların ortalamasını almak gerekir. GSYH dolara çevrilirken bu yöntem izlenir. En basit yolu yılbaşı yıl ortası ve yılsonu kurlarını alıp ortalamasını almaktır ama bu yanıltıcı olabilir.
Hocam bunun için Hareketli Ortalama (Movering Average) göstergesi kullanılabilir. Gösterge ayarlarını periyodu 365 ve kapanış fiyatları olarak yapıp günlük grafikte 31.12.2016 tarihindeki değeri o yılın ortalaması olur.Periyodu 365 dedim ama piyasanın açık olduğu gün sayısına ayarlamak daha doğru. İkisi de farklı sonuçlar verir.
SilSadece tek bir damlaya bakar , bazen de tek bir kelebeğin havalanmasina ...sonra deriz ya bu dolar niye 4,5 oldu diye..oysa ki barajın dolduğunu görenler çoktan tedirgin olmaya başlamış ve ilk tepki hareketini yaratmışlar dır sen sadece dalgaya kapılir gidersin..
YanıtlaSilSayın Hocam,
YanıtlaSilNewton ve Einstein'ın kuramsal fiziğin çerçevesini çizmesinden ve yıllarca temel fizik kuralları üzerinden kabuller yaptıktan sonra teknolojinin çok hızlı gelişmesiyle parçacık fiziğinde çok yok katedildi. Atomum en küçük üç bileşinin elektron nötron ve proton olduğu varsayımıyla temel kuralları koyulan fizik teknolojinin imkanları ile aslında maddede bu üç bileşenden daha küçük quark adında bileşenler olduğunu tespit etti ve temel fizik kurallarının bu boyutta işlemediğini hatta zaman zaman zıt işlediğini kanıtladı. Madde davranış veya şekil değiştirmemişti aslında hep öyle davranıyordu biz ilerleyen teknoloji ile yeni keşfetmiştik sadece.
Yoksa Hocam aslında gelişen teknoloji sayesinde temel iktisad kuramının aslında çalışmadığını mı görmeye başladık? Belirli bir hız aşıldıktan sonra iktisad kuramı artık farklı kurallarla mı çalışıyordu? Bu hız artık aşıldığına göre ve normal koşullarda geri dönüş olmayacağına göre acaba artık "Kuantum İktisad Kuramı" nı mı tanımlamak gereği doğdu?
Saygılarımla,
Murat
Pek çok şey değişti tabii, her şeyden önce insan davranışlarının değişmesine yol açan yeni bir ortam söz konusu. Algılamalar değişiyor. Öyle olunca sonuçta insan ve toplum davranışlarını inceleyen onlardan kuramlar çıkaran ekonomide değişiyor tabii. Aslına bakarsanız bu yeni bir şey değil. Sanayi kapitalizmi öncesi ekonomi dediğimiz şey merkantilizmden ibaretti. Sonra klasik ardından neoklasik ekonomi geçti onun yerine. Bugün de paradigma değişiyor ve ister istemez Keynesyen yaklaşımla rafine edilmiş neoklasik yapı değişecek.
SilSayın Hocam,
Silİşte tam da değişimin kaçınılmaz olduğu bu noktada piyasanın vurdumduymazlığını ve adamsendeciliğini ki bu davranış biçimini kaybedecek çok bişeyi kalmamış bireyin arsız davranış biçimi olarak alacak olursak, emperyalizmin kalesi İngiltere'den yükselen devrim niteliğinde ki Jeremy Corbyn manifestosunun bu davranış biçimine bir domino etkisi yapıp yeni bir sistem doğuşunu tetiklertir mi. Yoksa sınırlı da olsa bize göre bir devrim sayılabilecek İskandinavya daki sosyal kapitalizmin ötesine geçiremez mi?
Saygılarımla,
Murat
Establisment Sanders gibi asla Corbyn'e iktidarda izin vermez,bu isimler ömürboyu muhalefete
Silmahkumdur.
Kapitalizm çöküş yaşarsa bir şansları olabilir yoksa bu isimlerin finansal yetersizliği kapitalist sisteme ters zaten.
SilHocam para piyasalarına gereğinden fazla önem verilmiyor mu? Döviz ihtiyacı olduğunda faizleri artırıp döviz girişi sağlanır,artan faizler kredileri,büyümeyi ve dolayısıyla yatırım ve işsizliği kötü etkiliyor yani bu kısır döngü böylece devam ediyor. Para piyasalarını sorunları çözmede kalıcı değilde sadece zaman kazanmak için kısa vadede kullanılan bir araç olarak tanımlayıp ardından reel adımlarla sorunların çözümüne gidilip normalleşmeye gidilmesi gerekmez mi? Üretmeden,çalışmadan,her yıl cari açık vererek,işsizliği artırarak büyümemiz,borsada bilgisayar ekranlarında yüzbinleri görüp zenginleşmemiz ne kadar anlamlı ve kalıcı? Ve hocam son olarak borsa ve dolar kuru dikkate alındığında yine bir spekülasyona daha hazırlık olması ihtimali nedir?
YanıtlaSilSaygılarımla hocam iyi çalışmalar,tesekkürler.
Aynen dediğiniz gibi olması gerekir ama işte bu denildiği kadar kolay yapılan bir şey değil. Mesela bizim temel sorunlarımızdan ilk ikisi (ki bunlar ekonominin de çerçevesini belirliyor) eğitim ve yargı reformudur. Biz sürekli bunları yaptığımızı anlatıyoruz. Sizce bugünkü eğitim ve yargı çerçevemiz bundan 30 yıl önceki çerçevemize göre ileri demokratik ülkelerin sistemlerine daha mı yakın daha mı uzak? Eğer uzaksa bilimsel eğitime geçmemiz ve yargıyı yürütmeden bağımsız hale getirmemiz gerekiyor. Oysa biz tersini yapıyoruz. Çünkü iktidarın bakışıyla bizimki aynı değil. Ben sadece bu iktidarı kastetmiyorum. Buraya gelip geçmiş çoğu iktidarın bakışı böyleydi. Çünkü iktidarda kalmak bizde bir meslke olmuş.
Silhocam 2008 krizinde parasal genişlemenin amacı temel olarak nedir?
YanıtlaSilaklıma şöyle birşey geldi.
paranın dolaşım hızı ile parasal tabanı çarparsak milli geliri elde ediyoruz.
bu kriz zamanında paranın dolaşım hızı düştüğü için o düşmeyi parasal tabanı arttırarak mı telafi ediyoruz milli gelirin çok düşmemesi için. tabi bu dediğim belli miktarda ve belli süre için.
Bir anlamda öyle.
SilDevletin bireysel emeklilik e aktardığı %25 in borsa da değerlendirilmesi olabilir mi bir sebebi de ?
YanıtlaSilEtkisi olabilir.
SilFirmalar için tek öncelik para ise kriz vs önemi yok. bakın goldman sachs Venezuella olayına?
YanıtlaSilhttp://www.euronews.com/2017/05/30/venezuela-goldman-sachs-protest
Hocam FED in para emisyonu QE sonrası 6-7 kat artmış, ama bu emişyon artışına rağmen enflasyon ABD de artmamış. Peki bu QE finansal olarak ne kadar sürdürülebilir, çünkü bazı kesimler FED in bilaonço daraltmasının doğru olmadığını iddia ediyor.
YanıtlaSilO kesimlerin çoğu bu bol paradan para kazananlar olabilir.
SilHocam, "Murat" Bey'in 2. sorusuna karşılık (Sanders'in söyleminin Amerika'da gördüğü ilgi ile birlikte değerlendirerek) söyleyeceklerinizi merak ediyorum.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı daha hocam teşekkürler.
YanıtlaSilHocam piyasaların bu kadar olaylardan soyutlanması ve acı eşiğinin yükselmesi stabil olması açısından daha iyi değil mi? Ani şoklar yaşanması için çok daha büyük ve yeni bir şeyler olması gerekiyor zannımca. Buradaki çelişki piyasaların aslında hareketi seviyor olması. Bütün parayı faize yatırdılar diyelim. Peki Dünyada faizler düşmeye başlayınca bu para nereye gidecek? Kendine hiç akla gelmeyecek bitcoin gibi absürd alanlar bulacaktır diye düşünüyorum.
Saygılarımla
Düşük faize razı olacak.
SilHocam bu yazıyla alakalı değil ama merak ettiğim bir şey var. Diyelim ki;
YanıtlaSilMahmut amcanın Tr de plastik fabrikası var ve ürettiklerini abd rusya vs gibi yerlere ihraç ediyor. Ülkenin ihraç kalemine + getiriyor. Sonra elin coni si gelip bu fabrikayı satın alıyor. Üretime devam ediyor yine abd rusya vs yerlere ürünü satıyor. Şimdi bu fabrika coni nin olunca sattığı ürünler TR nin ihraç kalemine + olarak mı yansıyor? Teşekkürler
Elbette + olarak yansıyacak. Önemli olan o malların nerede üretilip nereye satıldığı.
Silteşekkürler hocam
SilSayın Eğilmez, Ekonominin teorik yanı, ülkesel yanı, dünyasal yanı olduğu gibi bence noktasal ekonomi yanı da var gibi geliyor. Bir kısım vatandaşlarımız Türkiye'nin uçtuğunu, diğer bir kısım vatandaşlarımız Türkiye'nin uçurumdan aşağı uçtuğunu, bazı vatandaşlarımızda Türkiye'nin iyi yanları ve kötü yanları olduğunu bunların oranlarının da iyi veya kötü yönde değiştiğini söylüyorlar. Benim görüşüm Türkiye'nin iyi yanları olduğu kadar kötü yanları da olduğudur. Ancak esas söylemek istediğim bu iyi ve kötü yanları yerine ekonominin reel taraflarına (noktasal ekonomik yanlarına) dikkatimizi vermemiz. Mesela İstanbul Kapalı çarşıda durum nedir? kapanan dükkan adedi nedir? Etrafımızdaki, mahallemizdeki Satılık, kiralık evlerin artışında veya azalışındaki durum nedir? AVM lerdeki kapanan dükkan adedi nedir? Dönen çeklerin ve senetlerin ödeme durumları nedir? Yazlıklardaki satılan, kiralanan ev durumları nedir? Yatırım diye alınan evlerin, satılma süresi nedir, kiralanma süresi nedir? Bu tip noktasal ekonomik durumları incelemek basit bir vatandaş için ekonomik gidişatın durumunu daha gerçek göstermektedir. Siyasiler ise sadece göstermek istedikleri durumları göstermeye çalışıyorlar, göstermek istemedikleri durumları ise her türlü yolu kullanarak gündeme bile almamaktadırlar. Bizler sadece etrafımızı inceleyerek bulunduğumuz ortamdaki ekonomik gidişatı anlayabiliriz. Diye düşünüyorum, acaba yanılıyor muyum?
YanıtlaSilPozitif bilim olarak ekonomi bir zümrenin tekeline girerken, normatif ekonomiyi ıskalıyoruz.
SilYeni bir yazı yazıyorum.
SilHocam , elinize sağlık yine çok iyi bir yazı olmuş. Benim sorum şu ; Kasım ' da Trump' ın vergi reformu vb. vaadleriyle ABD doları ve ABD borsaları coşmaya başlamış, bu durum diğer borsaları da( biz de Ocak ortasından itibaren geç te başlamış olsa )olumlu etkilemeye başlamıştı,GOP' lara yoğun para girişinin etkisiyle halen dolar sürünmekte,ama borsalar sürekli yükselmektedir. Bu aralar Trump'ın vergi reformu vb.vaadlerinden bahsedilmiyor bile, sahi ne oldu bunlara? Yoksa bizim ekonomi basınının aktardığının aksine ( FBİ- Rusya soruşturmasından neredeyse bir cacık çıkmaz deniliyor) Yoksa Trump açısından gerçekten durum bu kadar vahim mi ?
YanıtlaSilTrump'ın durumu karışık.
SilMahfi bey lütfen samimi yanıtlar mısınız:
YanıtlaSilBütün bunlar olup biterken, sizin şahsi parasal refahınızda herhangi bir azalma oldu mu?
Yoksa siz, parasal yönden zenginleşmeye devam mı ettiniz?
Doktor, pek çok hastaya tavsiyede bulunur, yeri gelir reçete de yazar, peki sizin gibi bir iktisatçının şahsi parasal refahı ne durumdadır?
Siz, yapısal reformlar adı altında sık sık reçete de yazıyorsunuz, tamam da, sizin durumunuz ne?
Zenginleştim desem benden size yarar yok, fakirleştim desem sizden bana yarar yok.
SilMerhaba hocam, yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilFakat aklıma takılan bir nokta olan ilk ve en önemli neden olarak yazıya aktardığınız Bretton Woods kuruluşlarını krize nasıl engel olduğudur. Evet, serbest piyasa hareketlerinin krizin önüne geçtiğini söylüyorsunuz fakat aslında krizleri yaratan da neoliberal serbest piyasa anlayışı değil midir? Tarihe baktığımız zaman, Türkiye'nin 2001'de geçirmiş olduğu krize IMF politikalarıyla birlikte girilmişti. Ardından farklı reçetelerle birlikte bu krizi frenleyebildik. Ki çok geçmeden, 2009'da da tüm dünyayı kapsayan uluslararası krizin de aslında sermayenin serbestliğinden kaynaklanması ile birlikte tüm dünyaya yayılmıştı. Ki krizin çıkış noktası, finans kapitali, direkt neoliberal politikalar altında işlemektedir. Kısacası, 1994'ten bu yana -krizler dönemi- gözlemlediğimiz krizlerde muhakkak serbest piyasa haraketlerinin (Bretton Woods kuruluşlarının neoliberal iktisadi politikaları) etkisini görüyoruz (her zaman temel neden olmasa da). Bu durumda, bu konuya bir neden olarak, Bretton Woods kurumlarının krizi engellemesine yönelik etkisinden hangi durumlarda söz edebiliriz?
Bu kurumlar krize engel olamıyor, kriz çıkınca destek sağlıyorlar.
SilFELAKET TELLALLIĞI YAPANLAR, BAKALIM BU HABERE NE DİYECEK?
YanıtlaSilTürkiye'de ekonomik kriz olMAdığını, derecelendirme kurluşu "Fitch" de teyit etti:
Türk ekonomisi yüzde 5'lik büyüme başarısı gösterince, Fitch büyüme tahminlerini değiştirmek zorunda kaldı.
Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu Fitch Ratings'in hazırladığı haziran ayı "Küresel Ekonomik Görünüm" raporunda, küresel büyümenin güçlendiği bildirilirken, büyüme hızının 2017 ve 2018 yıllarında artmasının tahmin edildiği belirtildi.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerdeki ilerlemelerin daha "senkronize" olmasının hızlı büyümeye yol açacağının altı çizilirken, gelişmiş ülkelerdeki makro ekonomik politikalar ve sıkılaşan iş gücü piyasasının talep artışını destekleyeceği vurgulandı.
KÜRESEL EKONOMİDE %2.9'LUK BÜYÜME BEKLENİYOR
Küresel ekonominin geçen yıl yüzde 2,5 büyüme yakaladığı kaydedilirken, söz konusu oranın bu yıl yüzde 2,9, gelecek sene de yüzde 3,1 olmasının beklendiği ifade edildi. 2018'e dair öngörünün gerçekleşmesi halinde ise bunun 2010'dan bu yana yakalanan en yüksek yıllık büyüme hızı olacağı bilgisine yer verildi.
GELECEK YIL TÜRKİYE'NİN %4,1 BÜYÜMESİNİ BEKLİYOR
Fitch Ratings, Türkiye'ye dair ekonomik büyüme oranlarının da yukarı yönlü revize edildiğini duyurdu. Buna göre, geçen yıl yüzde 2,9 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisinin, bu sene yüzde 4,7, gelecek yıl yüzde 4,1 büyümesinin tahmin edildiği belirtildi.
DAHA ÖNCE "%2,3 BÜYÜR" DEMİŞTİ
Fitch Ratings, daha önce, Türkiye'nin bu yıl ve gelecek seneye dair büyüme oranı beklentilerinin sırasıyla yüzde 2,3 ve yüzde 1,3 olduğunu bildirmişti.
"TÜRK EKONOMİSİ BEKLENTİLERİ AŞTI"
Revizyonla ilgili açıklamada, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 5 büyüme yakalayarak beklentileri aştığına dikkat çekildi.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından hükümetin ekonomik aktiviteleri destekleyici teşvikler sunduğunun altı çizilirken, Kasım 2019'a kadar Türkiye'de yeni bir seçim yapılmayacağından dolayı bunun yatırımı ve tüketimi desteklemesinin beklendiği vurgulandı.
Türkiye'de tüketim harcamalarındaki artışın 2016'da yüzde 2,3 olduğu kaydedilirken, bu oranın 2017'de yüzde 4,3, 2018'de de yüzde 3,3 seviyelerine ulaşmasının öngörüldüğü bilgisine yer verildi.
ÇİN VE İNGİLTERE'NİN ORANLARINDA DÜŞÜŞ BEKLENİYOR
Öte yandan, raporda Çin ve İngiltere'nin büyüme oranlarının düşmesinin beklendiği bilgisine yer verildi.
Buna göre, geçen yıl yüzde 6,7 büyüyen Çin ekonomisinin bu sene yüzde 6,5 ve gelecek yıl yüzde 5,9 genişlemesi öngörülürken, 2016'da yüzde 1,8 genişleyen İngiltere ekonomisinin 2017'de yüzde 1,5, 2018'de yüzde 1,3 büyümesinin tahmin edildiği ifade edildi.
http://m.ensonhaber.com/zonguldakta-yagmur-su-baskinlarina-neden-oldu.html
Bir karar verin bu reyting kurumları objektif mi yoksa bize düşman mı? Notumuzu indirince düşman ilan edip iyi iki satır yazınca bunları şahit gösteremezsiniz. Tutarlı olun.
SilKendi kozlarını kendi gösteriyorlar. Sonra oyunu kaybedince bizi mızıkçılıkla suçluyorlar. Birisinin adamı olma, parayı kaybetmeye dayanamama, kibir, gurur, yüksekten bakma... Bunlar şeytanın bu dünyada bize karşı gösterdiği şeyler. Kanarsanız karanlık tünele girersiniz.
SilMahfi Bey yazı için teşekkürler. Ben de BIST100 endeksinin bu ortamda 100.000'e dayanmasına şaşırıp nedenlerini sorguluyordum. Bu açıdan yazınızı okumak çok faydalı oldu. Yazınızda ilk ve en önemli neden olarak sermaye hareketlerinin serbest bırakılmış olması ve dijitalleşme önceki yılllarda da yok muydu? Davutoğlu'nun istifası, Rus uçağının düşürülmesi, Cerablus Harekatı vs gibi yakın zamanda yaşanmış olaylardan piyasa kısa süreli de olsa etkilenmişti. Bu konuyla ilgili yorumunuz nedir?
YanıtlaSilElimizi görüyorlar blöf yaptığımızda biliyorlar son kurşumuzu alıncaya kadar bekleyecekler hocam bence
YanıtlaSilKozunuz kupaydı bunu gördüm ama bir önceki elde ortalığı siz karıştırdığınız için oyun baştan başladı. Çünkü dışarıdan kağıt soktunuz ve hangi kağıdın ne olduğunu siz biliyordunuz ben değil. Önüme kirli çamaşırları koyduğunuz sürece işlerim sarpa sarıyor gibi gözüküyor. Şartlar yeniden oluştuğunda da kirli çamaşırlar önümde duracak gibi gözüküyor. Sizin blöf dediğiniz bu olmalı(!)
SilKalpler iç içe geçememek ne olabilir acaba? Siz daha hiçbir yere giremediniz:)
SilAkıllı telefonum bozulmadan vatsapta benim lise tayfa grubuyla bunları hep tartışıyorduk. Yani 2 ay öncesinden en uç görüşlü adamlar bile fikir değiştirebiliyorsa umudumuz var demektir. Ayrıca ben kadınların silahını çok iyi bildiğimden bana çalışmaz o numaralar(!):)
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=81zxTuF3e7c&t=336s
Size bir kitap ve bir kanal öneriyorum. Umarım ciddiye alırsınız.
YanıtlaSilhttps://www.youtube.com/watch?v=CMei0PwD6NA&index=4&list=PL42B-OxNlxD3mMzWtdK97LTIRX9_vOlvC
Şunu da söyleyeyim. Bilim adamı sözünü sevmiyorum. Bilim insanı daha doğru. Çünkü kadınları ayrıştırmamış oluyoruz bu durumda.
YanıtlaSilHocam şimdiki krizlerin neden eski krizler gibi neden geniş çapta olmasını engelleyen iki neden bağlamakta;
YanıtlaSilBüyük devletin kamu açıkları vermesi karların düşüşüne taban koyarak bunları istikrara kavuşturur.
İkincisi, Merkez bankasının nihai borç verme müdahaleleri stres altındaki finansal kurumların likidite sıkışıklığını önler. Bu müdahaleler borç deflasyonunu önleyerek ekonominin derin krizlere sürüklenemesini engellesede, mevcut kırılgan yapının onaylanmasını sağlar; ortaya çıkan sorunların sürmesine ve derinleşmesine yol açar.
Sizin görüşleriniz ile arasındaki ilişkiyi geniş yorum çerçevesinde değerlendirir misiniz?