Sıkı Para Politikası ve Türkiye
Para politikası
Para politikası, merkez
bankalarının bazı araçlarla piyasadaki para miktarını etkileyerek piyasaya
sürdüğü paranın istikrarını sağlamak amacıyla uyguladığı politikalar bütününe
verilen addır.
Günümüzde pek çok ülke, merkez
bankalarının temel amacını fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlıyor. Bunun
en basit biçimde anlamı enflasyon ve deflasyonun önlenmesidir. Bu durumdaki
merkez bankaları para politikasının amacını belirlemekte bağımsızlığa sahip
bulunmuyor. Merkez bankaları, bu amaca ulaşmak için ellerinde bulunan para
politikası araçlarını kullanırlar. Amaç belirlemekte bağımsızlıkları olmasa da merkez
bankaları, belirlenen amaca ulaşma konusunda uygulayacakları para politikası
araçlarını seçmekte ve uygulama dozunu ayarlamakta serbest bırakılırlar. Merkez
bankalarının bağımsızlığı ifadesinden anlaşılması gereken de budur.
Sıkı ve gevşek para politikası ve araçlar
Bir ekonomide enflasyonist
eğilimler egemense ve enflasyonun yükselmesi önlenemiyor ya da enflasyon
hedeflenen düzeye indirilemiyorsa merkez bankası sıkı (daraltıcı) para
politikası uygulamasına başvurabilir. Sıkı para politikası, enflasyona yol açan
temel neden olarak görülen toplam talep artışının frenlenmesini hedefler.
Günümüz merkez bankacılığı üzerinde egemen olan görüş olan Monetarist görüşe
göre ‘enflasyon her yerde ve her zaman parasal bir olgudur.’ Bu durumda
enflasyonun çözümü para arzının azaltılması ya da sınırlandırılmasından geçer. Merkez
bankası bu durumda elindeki para politikası araçlarını bu yolda kullanır.
Günümüzde birçok merkez bankası bu amaca ulaşmak için ‘enflasyon hedeflemesi’
denilen bir yönteme başvurmakta ve bir hedef enflasyon belirleyerek para
politikası araçlarını o hedefe ulaşacak biçimde ayarlamaktadır.
Bir ekonomide deflasyonist
eğilimler egemense ve fiyatların sürekli düşerek ekonomiyi olumsuz yönde
etkilemesi önlenemiyor bu da büyümenin düşmesine yol açıyorsa merkez bankası
gevşek (genişletici) para politikası uygulamasına başvurabilir. Gevşek para
politikası, ekonomide küçülmeye yol açan temel neden olarak görülen toplam
talep düşüşünün tekrar artışa döndürülmesini hedefler. Bunu sağlamanın yolu
para arzının artırılmasıdır. Merkez bankası bu durumda elindeki para politikası
araçlarını para arzını artıracak biçimde kullanır. Günümüz uygulamasında bu
yoldaki uygulamalar küresel kriz sonrasında gelişmiş ekonomilerde yürürlüğe
konulan ‘niceliksel gevşeme’ politikası şeklinde yürütülmektedir. Başta ABD
Merkez Bankası Fed olmak üzere, İngiltere, Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları
bu yönteme başvurmuş durumdadırlar.
Şimdi bu açıklamalar göre merkez
bankalarının para politikası araçlarını sıkı ve gevşek para politikası
uygulaması durumunda nasıl kullanacaklarını bir tabloda göstermeye çalışalım:
Sıkı Para Politikası
|
Gevşek Para Politikası
|
|
Dolaysız para politikası araçları
|
||
Kredi
tavanı (kredi miktarına üst limit koymak)
|
Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir
|
Hiçbir şekilde uygulanmamalı
|
Faiz
denetimi (faiz oranlarına üst limit koymak)
|
Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir
|
Hiçbir şekilde uygulanmamalı
|
Dolaylı para politikası araçları
|
||
Faiz
|
Yükseltilmeli
|
Düşürülmeli
|
Zorunlu
karşılıklar (bankaların topladığı kaynaklardan MB’ye yatırılacak miktar)
|
Yükseltilmeli
|
Düşürülmeli
|
Diğer para politikası araçları
|
||
Kura
müdahale (döviz alışı veya satışı yaparak kuru etkilemek)
|
Döviz satışlarıyla düşürülebilir
|
Döviz alımlarıyla yükseltilebilir
|
Açık
sözlülük politikası (yapılacak uygulamaları önceden açıklamak)
|
Kesinlikle uygulanmalı
|
Kesinlikle uygulanmalı
|
Para basma (niceliksel gevşeme)
|
Hiçbir şekilde uygulanmamalı
|
Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir
|
Burada para politikası
araçlarının hepsi ele alınmış olmakla birlikte günümüzde en yaygın olarak
kullanılan para politikası araçları faiz, zorunlu karşılıklar ve kura
müdahaledir. Merkez bankaları toplam talepte hızlı bir artış ortaya çıktığında
bu gidişin enflasyonu yükselteceğini, ekonomiyi ısındıracağını görerek sıkı
para politikası uygulamasına girerek faizi artırmaya ve bazı hallerde zorunlu
karşılıkları yükseltmeye başlarlar. Bu hamlelerle amaçladıkları şey bu
artışların kredi maliyetlerinde artış yaratarak kredi talebini frenlemesi ve
dolayısıyla fiyat artışlarının denetim altına alınmasıdır. Eğer tersi söz
konusu olur da ekonomi canlılığını kaybetmeye, talep daralmaya ve dolayısıyla
ekonomik büyüme düşmeye başlarsa bu gidişlin deflasyonist eğilimlere yol açabileceğini
düşünen merkez bankaları bu kez tam tersini yaparak talebi artırmaya çalışır.
Bunu yaparken de faizleri ve zorunlu karşılıkları düşürerek kredi maliyetlerini
indirir ve kredi kullanımını teşvik ederek ekonomin yeniden büyüme patikasına
dönmesini sağlamaya çalışır.
Temel amacı fiyat istikrarı olan
merkez bankalarının büyüme, istihdam artışı, kur dengesi gibi makro konularla
ilgileniyor gibi görünmesinin nedeni aslında bütün bu konuların fiyat istikrarıyla
yakın ilişki içinde bulunmasındandır.
Türkiye uygulaması
Türkiye uzun süredir yüksek
enflasyonla yaşıyor. Yukarıda ele aldığımız çerçevede değerlendirirsek böyle
bir ortamda merkez bankasının amacının enflasyonu düşürmek olması gerekiyor.
Esasen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da uzunca bir süreden beri ‘enflasyon
hedeflemesi’ çerçevesinde enflasyonu düşürmeye çalışıyor.
TCMB’nın enflasyonu düşürmeye
yönelik olarak uyguladığı para politikasını son on yılı ele alarak
değerlendirirsek karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor.
TCMB Uygulaması
|
Hükümet Önerisi
|
|
Dolaysız para politikası araçları
|
||
Kredi
tavanı
|
Bir uygulama yok
|
Öneri yok
|
Faiz
denetimi
|
Bir uygulama yok
|
Düşürme yönünde öneri var
|
Dolaylı para politikası araçları
|
||
Faiz
|
Duruma göre düşürme ve yükseltme söz konusu
|
Düşürme yönünde öneri var
|
Zorunlu
karşılıklar
|
Duruma göre düşürme ve yükseltme söz konusu
|
Öneri yok
|
Diğer para politikası araçları
|
||
Kura
müdahale
|
Düşürme yönünde kısmi uygulama var
|
Karışılmaması yönünde öneri var
|
Açık
sözlülük politikası
|
Yeterli değil
|
Öneri yok
|
Para basma (niceliksel gevşeme)
|
Söz konusu değil
|
Öneri yok
|
Aşağıdaki grafik Merkez Bankası’nın
resmi olarak, enflasyonu yüzde 5’e indirme yolunda, enflasyon hedeflemesi
uygulaması yaptığı, bir başka deyişle para politikasını resmen enflasyon
hedeflemesine göre yönettiği 2006 – 2016 yılları arasındaki enflasyon hedeflerini
ve yılsonu enflasyon gerçekleşmelerini gösteriyor.
Grafik bize Merkez Bankası’nın
enflasyona karşı uyguladığı sıkı para politikasının başarılı olmadığını açık
biçimde gösteriyor. Bunun iki nedeni olabilir: (1) Uygulanan para politikası
yeterince sıkı değildir. (2) Para politikası sıkı olarak öngörülmüş olsa da
karışık uygulamalar nedeniyle sonuç alamamaktadır. Ben daha çok ikinci şıktaki davranışın
bu sonucu yarattığını düşünüyorum.
Son on yıllık uygulamasına
baktığımızda Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını aynı sıkılıkta ve
kararlılıkta yürütmediğini, zaman zaman faizi yükseltip henüz enflasyonda sonuç
alınmadan düşürdüğünü, diğer konularda da tutarlı ve sürekli bir uygulama sergileyemediğini
söylememiz mümkün. Merkez Bankası’nın kararsız politika uygulamasının büyük ölçüde
hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını da öne sürebiliriz.
Gevşek maliye politikasına sıkı para politikası ne yapsın? Hazine garantisini ver, millete paraları dağıt, sonra merkez bankası toparlamaya çalışsın.
YanıtlaSilAslında bu yıl dışında maliye politikası daha sıkıydı o zaman da sıkı para politikası pek çalışmıyordu. Çünkü sıkılığı konusunda kafalar karışık. Bir sıkı bir gevşek olunca işlemiyor.
SilHocam yeni zincirlenmiş hacim endeksinde 2009 baz yılı olmasına rağmen örneğin 2016 yılı milli geliri hesaplanırken 2015 yılı fiyatları mı baz alınıyor?
YanıtlaSilYıllar birbirine zincirlenerek gidiyor.
Silhocam peki maliye politikasında dünyada böyle bir ölçüt var mı? avrupada maastricht kriterleri hariç. japonyanın abd nin çinin hindistanın uyguladığı
YanıtlaSilHayır yok.
SilHocam sizce kredi tavanı uygulanmaya geçerse bunun bankalar için etkileri neler olabilir?
YanıtlaSilBankaların kazancı düşebilir ama büyüme de düşer.
Silhocam en azından yabancı para cinsinden krediye üst limit gerekmez mi, millet ucuz diye dolarla borçlandı borçlandı şimdi sonuçlarını çekmiyor muyuz? üzülerek ege beyin haklı olduğunu bizden adam olmayacağı için adam olana kadar böyle olması gerekiyordur belki...
Silhocam bu karışık uygulamalar ile kastettiğiniz; merkez sıkı para politikasını uygularken hükümetin de gevşek bir maliye politikası uygulaması mı?
YanıtlaSilTam olarak o değil. Çünkü maliye politikasında gevşeme referandum meselesiyle başladı ondan önce maliye politikası sıkıydı. Asıl mesele faizi bir indirip bir çıkarmaktan kaynaklanan kafa karışıklığı.
SilTurkiye de enflasyon u çok düşürmek piyasayi iyice resesyona sokar enlasyon talebi destekliyor siz enflasyonu yuzde bire cekerseniz tuketici fiyatlar durdu bundan sonra düşmeye baslar biraz daha bekleyelim moduna gecer sonuç japonyadaki gibi olur gelismekte olan ulkelerde ekonomide asiri istikrar yabanci kaynak girişinede engel olur getiri az olunca abd ile almanyayla ayni olacaksa neden turkiyeye gelsin oysa bizim ulkeminde darbe tesebbusu oluyor faiz artıyor kaset olayi oluyor operasyon lar oluyor yani aksiyon var risk seven yatirimci sisli havayi sever
YanıtlaSilDış talep ağırlıklı büyüme modeline geçmeden enflasyonu kalıcı olarak düşürmek imkansız.
Sildış talebe dayalı büyüme modeline geçebilmenin yolu çin, g.kore,singapur gibi high-tech üretim kapasiteni çok daha yükseltmemiz lazım, dış ticaret rekabetini yükseltebilmek için ar-ge nin payını %1 lerden en az %5 seviyelerine çıkarmak ve en önemlisi eğitim sistemini a dan z ye yeniden yapılandırmak lazım. sorgulayan bireyleri biat eden bireylere tercih etmek lazım. ayrıca finansal piyasalarında da istikrar olmalı fazla volatillik olmaması lazım... bugünkü yönetim anlayışı ve vizyonsuzlukla bunların birisini bile yapamayız kanaatindeyim. merkeze emir verip faizleri indir diyerek iktisadi ve küresel gerçeklerden ve zamanın ruhundan anlamayanlarla bunları yapmak çok zor!.
Silmerkez bankası çok para basıp, piyasadaki bütün döviz ve altınları alsa ne olur?
YanıtlaSilikinci olarak cumhurbaşkanının ekonomi teorisine göre faiz sıfırlansa, enflasyon sıfırlanır mı?
1. Piyasada her ikiside miktar olarak azalacağı için değerleri artar. Ayrıca dolaşımdaki TL miktarı artacağı için enflasyon yükselir.
Sil2. Kurlar yükselir, Enflasyon alır başını gider. Faizin azalması demek yabancı sermaye girişinin (dövizin) azalması demek. Faiz düşük olursa kimse sana para yatırmaz. Olan parasınıda çeker daha yüksek faiz veren ülkelere yönelirler. Bu durumda kaynak bulamadığın için hem vadesi gelen borçlarını ödeyemezsin hemde bütçe açığını kapatamazsın. Ekonomi bunalıma girer.
Patagonya da belki merhez para basveriyor dur geca gunduz hemdea durumadan :(
SilHocam ilk verilen cevaba katılıyor musunuz. Saygılar..
SilAdsız 23:43'ün cevabına tümüyle katılıyorum.
Siltürkiye güvenli olmadığı için vatandaş harcamıyor asgari ücretten artıran var millet gelecek korkusuyla para sıkıyor yoksa enflasyonu görürsünüz siz gavur gibi harcasa salak biriktirip hacca gidiyor
YanıtlaSilHocam,
YanıtlaSilAnladığım kadarıyla TCMB 2 yıl hariç (2009 ve 2010) yani 2008 finansal krizi sonrası ( aslında bu iki yılda TCMB'nın başarısı değil kriz sonrası dünyadaki durgunluğun bir sonucu) enflasyon hedefini tutturduğu görülüyor. Diğer yıllarda enflasyon hedefini tutturamamış. Yani kısaca TCMB fiyat istikrarını sağlamak amacını gerçekleştirme noktasında başarısız. Bu başarısızlık toplumun refahını olumsuz etkiliyor ve de bunun büyük maliyetleri var. Bu noktada sorum; bu başarısızlığın bir yaptırımı olması gerekmez mi?
Böyle bir yaptırım yok. Aslında yaptırım uygulanması için MB'ye araçları kullanmada kimsenin karışmaması gerekir. Oysa bizde hükümet sürekli karışıyor, yönlendiriyor.
SilMB para politikası yönetiminde ne kadar başarılı olursa olsun, hükümet tarafından istediği desteği alamadığı sürece istediği sonuçları alması imkansız. Hükümet desteğinden kastettiğim toplumsal huzur ve güven ortamının sağlanması, orduya çeşitli vesilelerle kumpas kurulmaması, devletin imkânlarının birilerine peşkeş çekilmemesi, 2 senede 1 erken seçim veya seçilmiş hükümetin düşürülmemesi, tarım alanlarının rant uğruna imara açılmaması vesaire vesaire.. say say bitmez.
SilHocam varlık fonunda genelde MB rezervleri kullanılıyor dünya genelinde. Peki fonda kullanılan bu rezervler rezervlerden düşüyor mu kullanıldığında?
YanıtlaSilHayır ikisi ayrı tüzel kişilik. Döviz MB'de duruyorsa resmi rezerv, Varlık Fonundaysa resmi rezerv sayılmıyor.
Silhttp://www.webtekno.com/1-milyar-insanin-kaderini-degistiren-proje-deniz-suyunu-icme-suyuna-donusturen-yeni-yontem-h30338.html
YanıtlaSilİnsanlar nelerle uğraşıyor. Biz hâlâ boş işlerin peşindeyiz.
Bu dünya Sultan Süleyman'a kalmadı hiçbir kitapta yok!
https://www.youtube.com/watch?v=_JduQRZ7XBU
Şarkının sözleri için de Aysel Gürel'i minnetle anıyorum.
Son kainat kitabında faizin her türlüsü yasaklanmış. Bunu kabul ediyorum. Bu faizi biz icat etmedik. Faizli krediyle ev sahibi olanlar var bu güzel ama büyük şehirlerde nice zengin adamların konutlaşmalardan daha da zengin olduğunu dünya alem biliyor. Arka bahçelerini didikleme derdinde değilim ama hatırımıza getirelim.
SilYapısal iyileştirmeleri yapmakta da ne kadar gecikirsek büyük balıkların ekmeğine yağ çalmakta birbirimizle yarışmış oluyoruz. Şu eleştiriyi de yapayım: Şu anki tarikatlaşma bize yarardan çok zarar doğuruyor. Terör örgütleri kendilerine adam devşiriyorlar. Ortalığı iyi görmüyorum. İnançlı zannediyorsunuz bir bakıyorsunuz sizi sırtınızdan bıçaklıyorlar. Bizim değiştirmek istediğimiz mevcut sistemi kötünün kötüsü haline getiriyoruz dikkatli olmalıyız. Hukuk zemininde bizi sıçramaya götürecek tek yol kişisel milletvekili sistemi ağını daha da geliştirmekten geçer. Bu sistem de alttan yukarıya doğru birbirine destek olacak şekilde iyileştirilirse hepimiz kazançlı çıkarız.
Dünya ticaret ağı doğu eksenine kayacak diye tahmin ediliyor. Bunun için de sağlam ve emin adımları atmalıyız.
İbadet herkesin gizliden gizliye yaptığı şey. Kur'an'ın Arapçası'ndan tecvitli öğrenip okumak güzel. Fakat ne yazdığını bilmek de önemli. Tefekkür ve tezekkür...
Şimdi şu soruyu soruyorum: Osmanlı'da iktisat, sanat, edebiyat vs. alanlarında zirvede olduğu dönemi anlatan kaynak önerebilecek olan var mı?
maalesef islam alemi sürekli faiz haramdır dan dem vurur ama nedense faizsiz bir iktisat teorisi üretebilmek adına kılını bile kıpırdatmaz!!.. ya da teori kurmak isteyenlere de destek değil köstek olurlar...
SilBiz teoriyi yazıp buna uymak zorundasınız deyip zenginlerin ahını alır mıyız acaba bilemedim. Etme bulma dünyası...
Silhocam alakasız ama sizi rüyamda gördüm... konuşuyorduk. o esnada ben de aa yüzünde kırışıklıklar varmış diyordum kendimce... neyse...
YanıtlaSilBen rüya da görmüyorum bu aralar. Saçımda genetik ağarma oluştu; kırışıklık dediniz de aklıma geldi.
SilAdsız 08:38 sizin de dediğiniz gibi dünya kimseye kalmiyor. Hepimiz gocup gidecegiz ama dunyada ihtirasla yasar dururuz. Yapisal reformu nasil zenginlestirebiliriz diye dusunecegimiz yerde bos vakit geciriyoruz. Enflasyon firlamis insanlarin parasinin degeri kalmamis. Zenginler yatip yuvarlaniyor ama bu dunya onlara da kalmaz.
YanıtlaSilHocam teoriler hep krizler sonrası yazılmış. Ütopya tarzı teori yazıp bunu devletin ekonomi teorisi şeklinde kullanmak nasıl olur acaba? Bizim reform falan yapacağımız yok ne yazık ki. Şimdi bunu da deform olarak algılayan olabilir kendilerine göre yorum yapanlar çıkar.
YanıtlaSilHocam hazine'nin borcunun kriz dönemlerini geçmesi neye işaret?
YanıtlaSil[url=https://www.dunya.com/finans/haberler/hazine-borclanmaya-yuklendi-surpriz-piyasayi-endiselendirdi-haberi-369205][/url)
"Merkez Bankası’nın kararsız politika uygulamasının büyük ölçüde hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını da öne sürebiliriz."
YanıtlaSilBurada bir kelime hatası yok mu sizce?
"hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını" değil
"hükümetin bankaya baskılarından kaynaklandığını" olması gerekmiyor mu?
Hocam, yine aydınlatıcı yazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilBen çok farklı bir bakış açısıyla ekonomiye bakıp, ona göre sorularım olacak.
1) Dünyada, talep tarafı kişilerin gelirlerine yani ellerindeki paraya bağlı olsa da, arz tarafı ise tarım başta olmak üzere gelişen teknoloji ve finans imkanları ile kapasite fazlası ile karşı karşıya görünüyor. Bunun doğru olduğunu düşünüyorsanız, böyle bir piyasada arz-talep bazlı konvansiyonel piyasa ekonomisini nasıl eski arz eksikliğine dayalı teorilerle açıklanabilir. 1929 sonrası Keynesyen uygulamalar savaş olmasaydı sonuç verebilir miydi? yoksa kısa süreli geçici çözüm olarak mı kalırdı ?
2)Düşen ürün ve hizmet maliyetlerine rağmen bütün dünyada uzun yıllar genelde enflasyon yaşanması zaten işin tabiatına ters değil mi? Bugün yaşananlar son tahlilde varlık fiyatlarını yükselterek ürün ve hizmet fiyatlarını görece düzeltmiş (düşürerek) mi oluyor. Öyleyse bu durum kalıcı olabilir mi? Mal ve hizmet üretenlerin konsolide olması yani birkaç kişinin elinde toplanmasıyla, ellerindeki varlıkların diğer insanların ulaşamayacağı seviyelere çıkması beklenmez mi?
Saygılarımla,
Hocam merhaba. Milli gelirde toplam harcamalar ile toplam gelirin eşitliği hangi şekilde gerçekleşir.
YanıtlaSila)İnsanlar elde ettikleri gelirleri harcamalara dönüştürürler ve ikisi eşit olur.
b)İnsanların toplam harcamaları kadar ekonomide gelir oluşur ve ikisi eşit olur.
Bu ikisinden hangisi doğru?
İçeriden veya dışarıdan borçlanma imkanının hiçbir şekilde olmadığı uydurma bir ekonomik modelde, gelir = harcama. (a) ve (b) aynı manaya gelir.
SilSadece, Milli Egitim bakanligi ve Saglik bakanligina ozel yararlaabildigi Hazine avans sistemi + genel olarak da Havuz sistemine donulerek hem faizlerde hem issizlikte bir ilerleme kat edilebilir.
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilhttp://www.bloomberght.com/haberler/haber/2025261-turkiye-rusyadan-et-ithal-etmeye-hazirlaniyor
Rusya'dan et ithalatına başlamamız, siz(ler)ce;
a] Jeopolitik gelişmeler ışığında verilmiş bir ayrıcalık mı?
b] Kontrol edemediğimiz gıda enflasyonuna, 'kontrol edemiyorsak sektörü yok edelim' yaklaşımı mı?
Tarım, hayvancılık politikamızın ana göstergeleri hakkında bir yazı planlıyor musunuz hocam?
Syg.
eğer para politikasıyla maliye politikası arasında eş güdümlülük yoksa parasal politikaların piyasalar üzerinde istenen etkileri yapması çok zordur. mesela hazine geçenlerde hazine borçlanmaya gittiğinde %30 civarında fazla borçlandı zira kaynak sıkıntısı yaşıyor ve bu da faizler üzerinde yukarı yönlü baskılar meydana getirdi. zaten özel sektör ve hane halkları ekonomilerinde borç stoku yüksek ve kamu ekonomisinde de buna devam eder borç sokunu artırıp net borç ödeyen pozisyondan net borçlanan pozisyona düşersek makro bazda ekonominin ipini kendi ellerimizle çekmiş oluruz diye düşünüyorum hocam. ne dersiniz?. saygılarımı sunar, iyi bayramlar dilerim.
YanıtlaSilHocam merhaba,
YanıtlaSilKafama takılan bir husus var. Şimdi biz istiyoruz ki yabancı parasını getirsin Türkiye'deki bankalara yatırsın. Hocam adam getirdi 100,000 dolar yatırdı. Seneye bunu 103,000 dolar olarak alıp gidecek. Seneye gitmezse 2 sene sonra gidecek. Yani piyasadan daha fazla doları toplayıp gidecek. O zaman bunun bize faydası nedir? TL'ye çevirip TL mevduatlarına yatırsa bile dolar getirip piyasadan yine dolar toplayıp gidecek sonuçta.
Saygılarımla,
hocam faizlerdeki kafa karışıklığı ve faizlerin yükseltilip enflasyonu düşürmeden tekrar düşürülmesi yüzünden sonuç alamamamızın sebebi enflasyonun faizi gecikmeli olarak takip etmesi midir?
YanıtlaSilHocam cari açığı düşürmek için kullanılacak olan daraltıcı para politikası aracında yerli paranın değer kaybetmesi yazmışsınız fakat para kıtlaşınca tam tersi değeri artmaz mı? Soru daha önce sorulmuş ve siz de ‘sıkı para politikası sonucunda faizler yükselir döviz girişi artar ve tl değer kaybeder’ demiştiniz. Döviz girişi sonucunda TL değer kazanmaz mı hocam? Bu konuda cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
YanıtlaSilMerhaba hocam.Hocam Sıkı ve gevşek para politikasinin sosyo-ekonomik sonuçlari nelerdir?
YanıtlaSilŞu an inanılmaz mutluyum, Zıhnimde oluşan 2 adet soruyu tertemiz çözmüş oldum sayenizde. Teşekkürler, saygilarimla.
YanıtlaSilEnflasyonist ve Deflasyonist açık durumunda olan ekonomiler hangi para ve maliye politikalarını izler rica etsem yanıtlarmısınız hocam. Teşekkürler.
YanıtlaSilEnflasyonist baskıya giren ekonomiler,enflasyonu baskılamak için; sıkı para politikası, politika faizini yükseltme, yerli paranın değerini yükseltme(emisyonu-para arzını-daraltarak), yabancı paraların değerini düşürme başta olmak üzere bir çok yol izlerler. Deflasyonist baskıya giren ekonomiler ise bunların tam tersini uygularlar yani gevşek para politikasını. Türkiye 1984 ten 1999 a değin gevşek para politikası uyguladı.Sonuç olarak üç haneli enflasyonlarla yaşayan bir ülke haline dönüştü. 1999-2009 arası sıkı para politikası uyguladı, enflasyon %6 seviyelerine kadar geriledi. 2009 dan günümüze değin gevşek para politikaları uygulanmakta, bu politikanın yeniden enflasyonist baskı oluşturduğu görülmektedir. Fakat ne hazindir ki hükümet politikasına yön verenler gevşek para politikasını her derde deva bir araç olarak görmekte ve her ne şart ve koşulda olursa olsun sıkı para politikasına dönüş konusunda isteksiz bir görüşe sahip bulunmaktadırlar.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilzamanında abd'de faizler çok düşüktü,örneğin %1'lere gerileyen faizi gördük,abd hadsiz sınırsız para basınca,ortalık kağıttan geçilemez olunca,mal ve hizmetlerin fiyatları tabiki artmıştır,dolaşımdaki parayı emmenin en yasal yolu banka faizlerini artırmak,bu paraları banka kasalarına koymaktır,peki bankalar aldıkları paranın faizini ödeyebilirler mi? ödeme güçlüğü çekecekleri muhakkaktır ve batan bankalar olacaktır,bankaların bazılarının batması iyi birşeydir,zira sepet içindeki çürükler temizlenir geriye sağlamlar kalır,bankaların emdiği paralar orada yıllarca kalabilir,kredi faizleri de yüksek o yüzden,bankada para kalırsa bu yakıcı olur,banka kâr edemez ve personel çıkarmaya başlar,işsizlik artar,istihdam geriler,büyüme eksi'ye geçer,makas değiştirmek gerektiği zamanları iyi ayarlamak lazımdır,bence abd'nin bastığı en az 3 abd bütçesi dolarları tekrar geri çağırması güzel de,bunun hazmedilmesi için en az 4-5 sene geçmesi şarttır...abd'nin düzelmesi için siyasi iktidar bir dönem zamana ihtiyaç vardır...o yüzden vatandaş yatırımlarını buna göre yapması şarttır,bana göre altın'ın tahtını en az 3-4 sene kimse sallayamaz...saygılar
YanıtlaSil