Sıkı Para Politikası ve Türkiye

Para politikası
Para politikası, merkez bankalarının bazı araçlarla piyasadaki para miktarını etkileyerek piyasaya sürdüğü paranın istikrarını sağlamak amacıyla uyguladığı politikalar bütününe verilen addır.

Günümüzde pek çok ülke, merkez bankalarının temel amacını fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlıyor. Bunun en basit biçimde anlamı enflasyon ve deflasyonun önlenmesidir. Bu durumdaki merkez bankaları para politikasının amacını belirlemekte bağımsızlığa sahip bulunmuyor. Merkez bankaları, bu amaca ulaşmak için ellerinde bulunan para politikası araçlarını kullanırlar. Amaç belirlemekte bağımsızlıkları olmasa da merkez bankaları, belirlenen amaca ulaşma konusunda uygulayacakları para politikası araçlarını seçmekte ve uygulama dozunu ayarlamakta serbest bırakılırlar. Merkez bankalarının bağımsızlığı ifadesinden anlaşılması gereken de budur.

Sıkı ve gevşek para politikası ve araçlar
Bir ekonomide enflasyonist eğilimler egemense ve enflasyonun yükselmesi önlenemiyor ya da enflasyon hedeflenen düzeye indirilemiyorsa merkez bankası sıkı (daraltıcı) para politikası uygulamasına başvurabilir. Sıkı para politikası, enflasyona yol açan temel neden olarak görülen toplam talep artışının frenlenmesini hedefler. Günümüz merkez bankacılığı üzerinde egemen olan görüş olan Monetarist görüşe göre ‘enflasyon her yerde ve her zaman parasal bir olgudur.’ Bu durumda enflasyonun çözümü para arzının azaltılması ya da sınırlandırılmasından geçer. Merkez bankası bu durumda elindeki para politikası araçlarını bu yolda kullanır. Günümüzde birçok merkez bankası bu amaca ulaşmak için ‘enflasyon hedeflemesi’ denilen bir yönteme başvurmakta ve bir hedef enflasyon belirleyerek para politikası araçlarını o hedefe ulaşacak biçimde ayarlamaktadır.
   
Bir ekonomide deflasyonist eğilimler egemense ve fiyatların sürekli düşerek ekonomiyi olumsuz yönde etkilemesi önlenemiyor bu da büyümenin düşmesine yol açıyorsa merkez bankası gevşek (genişletici) para politikası uygulamasına başvurabilir. Gevşek para politikası, ekonomide küçülmeye yol açan temel neden olarak görülen toplam talep düşüşünün tekrar artışa döndürülmesini hedefler. Bunu sağlamanın yolu para arzının artırılmasıdır. Merkez bankası bu durumda elindeki para politikası araçlarını para arzını artıracak biçimde kullanır. Günümüz uygulamasında bu yoldaki uygulamalar küresel kriz sonrasında gelişmiş ekonomilerde yürürlüğe konulan ‘niceliksel gevşeme’ politikası şeklinde yürütülmektedir. Başta ABD Merkez Bankası Fed olmak üzere, İngiltere, Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları bu yönteme başvurmuş durumdadırlar.

Şimdi bu açıklamalar göre merkez bankalarının para politikası araçlarını sıkı ve gevşek para politikası uygulaması durumunda nasıl kullanacaklarını bir tabloda göstermeye çalışalım: 


Sıkı Para Politikası
Gevşek Para Politikası
Dolaysız para politikası araçları


Kredi tavanı (kredi miktarına üst limit koymak)
Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir
Hiçbir şekilde uygulanmamalı
Faiz denetimi (faiz oranlarına üst limit koymak)
Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir
Hiçbir şekilde uygulanmamalı
Dolaylı para politikası araçları  


Faiz
Yükseltilmeli
Düşürülmeli
Zorunlu karşılıklar (bankaların topladığı kaynaklardan MB’ye yatırılacak miktar)
Yükseltilmeli
Düşürülmeli
Diğer para politikası araçları


Kura müdahale (döviz alışı veya satışı yaparak kuru etkilemek)
Döviz satışlarıyla düşürülebilir
Döviz alımlarıyla yükseltilebilir
Açık sözlülük politikası (yapılacak uygulamaları önceden açıklamak)
Kesinlikle uygulanmalı
Kesinlikle uygulanmalı
Para basma (niceliksel gevşeme) 
Hiçbir şekilde uygulanmamalı
Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir

Burada para politikası araçlarının hepsi ele alınmış olmakla birlikte günümüzde en yaygın olarak kullanılan para politikası araçları faiz, zorunlu karşılıklar ve kura müdahaledir. Merkez bankaları toplam talepte hızlı bir artış ortaya çıktığında bu gidişin enflasyonu yükselteceğini, ekonomiyi ısındıracağını görerek sıkı para politikası uygulamasına girerek faizi artırmaya ve bazı hallerde zorunlu karşılıkları yükseltmeye başlarlar. Bu hamlelerle amaçladıkları şey bu artışların kredi maliyetlerinde artış yaratarak kredi talebini frenlemesi ve dolayısıyla fiyat artışlarının denetim altına alınmasıdır. Eğer tersi söz konusu olur da ekonomi canlılığını kaybetmeye, talep daralmaya ve dolayısıyla ekonomik büyüme düşmeye başlarsa bu gidişlin deflasyonist eğilimlere yol açabileceğini düşünen merkez bankaları bu kez tam tersini yaparak talebi artırmaya çalışır. Bunu yaparken de faizleri ve zorunlu karşılıkları düşürerek kredi maliyetlerini indirir ve kredi kullanımını teşvik ederek ekonomin yeniden büyüme patikasına dönmesini sağlamaya çalışır.

Temel amacı fiyat istikrarı olan merkez bankalarının büyüme, istihdam artışı, kur dengesi gibi makro konularla ilgileniyor gibi görünmesinin nedeni aslında bütün bu konuların fiyat istikrarıyla yakın ilişki içinde bulunmasındandır.

Türkiye uygulaması
Türkiye uzun süredir yüksek enflasyonla yaşıyor. Yukarıda ele aldığımız çerçevede değerlendirirsek böyle bir ortamda merkez bankasının amacının enflasyonu düşürmek olması gerekiyor. Esasen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da uzunca bir süreden beri ‘enflasyon hedeflemesi’ çerçevesinde enflasyonu düşürmeye çalışıyor.

TCMB’nın enflasyonu düşürmeye yönelik olarak uyguladığı para politikasını son on yılı ele alarak değerlendirirsek karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. 


TCMB Uygulaması
Hükümet Önerisi
Dolaysız para politikası araçları


Kredi tavanı
Bir uygulama yok
Öneri yok
Faiz denetimi
Bir uygulama yok
Düşürme yönünde öneri var
Dolaylı para politikası araçları  


Faiz
Duruma göre düşürme ve yükseltme söz konusu
Düşürme yönünde öneri var
Zorunlu karşılıklar
Duruma göre düşürme ve yükseltme söz konusu
Öneri yok
Diğer para politikası araçları


Kura müdahale
Düşürme yönünde kısmi uygulama var
Karışılmaması yönünde öneri var
Açık sözlülük politikası
Yeterli değil
Öneri yok
Para basma (niceliksel gevşeme) 
Söz konusu değil
Öneri yok

Aşağıdaki grafik Merkez Bankası’nın resmi olarak, enflasyonu yüzde 5’e indirme yolunda, enflasyon hedeflemesi uygulaması yaptığı, bir başka deyişle para politikasını resmen enflasyon hedeflemesine göre yönettiği 2006 – 2016 yılları arasındaki enflasyon hedeflerini ve yılsonu enflasyon gerçekleşmelerini gösteriyor. 


Grafik bize Merkez Bankası’nın enflasyona karşı uyguladığı sıkı para politikasının başarılı olmadığını açık biçimde gösteriyor. Bunun iki nedeni olabilir: (1) Uygulanan para politikası yeterince sıkı değildir. (2) Para politikası sıkı olarak öngörülmüş olsa da karışık uygulamalar nedeniyle sonuç alamamaktadır. Ben daha çok ikinci şıktaki davranışın bu sonucu yarattığını düşünüyorum.

Son on yıllık uygulamasına baktığımızda Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını aynı sıkılıkta ve kararlılıkta yürütmediğini, zaman zaman faizi yükseltip henüz enflasyonda sonuç alınmadan düşürdüğünü, diğer konularda da tutarlı ve sürekli bir uygulama sergileyemediğini söylememiz mümkün. Merkez Bankası’nın kararsız politika uygulamasının büyük ölçüde hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını da öne sürebiliriz.  

Yorumlar

  1. Gevşek maliye politikasına sıkı para politikası ne yapsın? Hazine garantisini ver, millete paraları dağıt, sonra merkez bankası toparlamaya çalışsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bu yıl dışında maliye politikası daha sıkıydı o zaman da sıkı para politikası pek çalışmıyordu. Çünkü sıkılığı konusunda kafalar karışık. Bir sıkı bir gevşek olunca işlemiyor.

      Sil
  2. Hocam yeni zincirlenmiş hacim endeksinde 2009 baz yılı olmasına rağmen örneğin 2016 yılı milli geliri hesaplanırken 2015 yılı fiyatları mı baz alınıyor?

    YanıtlaSil
  3. hocam peki maliye politikasında dünyada böyle bir ölçüt var mı? avrupada maastricht kriterleri hariç. japonyanın abd nin çinin hindistanın uyguladığı

    YanıtlaSil
  4. Hocam sizce kredi tavanı uygulanmaya geçerse bunun bankalar için etkileri neler olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankaların kazancı düşebilir ama büyüme de düşer.

      Sil
    2. hocam en azından yabancı para cinsinden krediye üst limit gerekmez mi, millet ucuz diye dolarla borçlandı borçlandı şimdi sonuçlarını çekmiyor muyuz? üzülerek ege beyin haklı olduğunu bizden adam olmayacağı için adam olana kadar böyle olması gerekiyordur belki...

      Sil
  5. hocam bu karışık uygulamalar ile kastettiğiniz; merkez sıkı para politikasını uygularken hükümetin de gevşek bir maliye politikası uygulaması mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak o değil. Çünkü maliye politikasında gevşeme referandum meselesiyle başladı ondan önce maliye politikası sıkıydı. Asıl mesele faizi bir indirip bir çıkarmaktan kaynaklanan kafa karışıklığı.

      Sil
  6. Turkiye de enflasyon u çok düşürmek piyasayi iyice resesyona sokar enlasyon talebi destekliyor siz enflasyonu yuzde bire cekerseniz tuketici fiyatlar durdu bundan sonra düşmeye baslar biraz daha bekleyelim moduna gecer sonuç japonyadaki gibi olur gelismekte olan ulkelerde ekonomide asiri istikrar yabanci kaynak girişinede engel olur getiri az olunca abd ile almanyayla ayni olacaksa neden turkiyeye gelsin oysa bizim ulkeminde darbe tesebbusu oluyor faiz artıyor kaset olayi oluyor operasyon lar oluyor yani aksiyon var risk seven yatirimci sisli havayi sever

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dış talep ağırlıklı büyüme modeline geçmeden enflasyonu kalıcı olarak düşürmek imkansız.

      Sil
    2. dış talebe dayalı büyüme modeline geçebilmenin yolu çin, g.kore,singapur gibi high-tech üretim kapasiteni çok daha yükseltmemiz lazım, dış ticaret rekabetini yükseltebilmek için ar-ge nin payını %1 lerden en az %5 seviyelerine çıkarmak ve en önemlisi eğitim sistemini a dan z ye yeniden yapılandırmak lazım. sorgulayan bireyleri biat eden bireylere tercih etmek lazım. ayrıca finansal piyasalarında da istikrar olmalı fazla volatillik olmaması lazım... bugünkü yönetim anlayışı ve vizyonsuzlukla bunların birisini bile yapamayız kanaatindeyim. merkeze emir verip faizleri indir diyerek iktisadi ve küresel gerçeklerden ve zamanın ruhundan anlamayanlarla bunları yapmak çok zor!.

      Sil
  7. merkez bankası çok para basıp, piyasadaki bütün döviz ve altınları alsa ne olur?
    ikinci olarak cumhurbaşkanının ekonomi teorisine göre faiz sıfırlansa, enflasyon sıfırlanır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Piyasada her ikiside miktar olarak azalacağı için değerleri artar. Ayrıca dolaşımdaki TL miktarı artacağı için enflasyon yükselir.
      2. Kurlar yükselir, Enflasyon alır başını gider. Faizin azalması demek yabancı sermaye girişinin (dövizin) azalması demek. Faiz düşük olursa kimse sana para yatırmaz. Olan parasınıda çeker daha yüksek faiz veren ülkelere yönelirler. Bu durumda kaynak bulamadığın için hem vadesi gelen borçlarını ödeyemezsin hemde bütçe açığını kapatamazsın. Ekonomi bunalıma girer.

      Sil
    2. Patagonya da belki merhez para basveriyor dur geca gunduz hemdea durumadan :(

      Sil
    3. Hocam ilk verilen cevaba katılıyor musunuz. Saygılar..

      Sil
    4. Adsız 23:43'ün cevabına tümüyle katılıyorum.

      Sil
  8. türkiye güvenli olmadığı için vatandaş harcamıyor asgari ücretten artıran var millet gelecek korkusuyla para sıkıyor yoksa enflasyonu görürsünüz siz gavur gibi harcasa salak biriktirip hacca gidiyor

    YanıtlaSil
  9. Hocam,
    Anladığım kadarıyla TCMB 2 yıl hariç (2009 ve 2010) yani 2008 finansal krizi sonrası ( aslında bu iki yılda TCMB'nın başarısı değil kriz sonrası dünyadaki durgunluğun bir sonucu) enflasyon hedefini tutturduğu görülüyor. Diğer yıllarda enflasyon hedefini tutturamamış. Yani kısaca TCMB fiyat istikrarını sağlamak amacını gerçekleştirme noktasında başarısız. Bu başarısızlık toplumun refahını olumsuz etkiliyor ve de bunun büyük maliyetleri var. Bu noktada sorum; bu başarısızlığın bir yaptırımı olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir yaptırım yok. Aslında yaptırım uygulanması için MB'ye araçları kullanmada kimsenin karışmaması gerekir. Oysa bizde hükümet sürekli karışıyor, yönlendiriyor.

      Sil
    2. MB para politikası yönetiminde ne kadar başarılı olursa olsun, hükümet tarafından istediği desteği alamadığı sürece istediği sonuçları alması imkansız. Hükümet desteğinden kastettiğim toplumsal huzur ve güven ortamının sağlanması, orduya çeşitli vesilelerle kumpas kurulmaması, devletin imkânlarının birilerine peşkeş çekilmemesi, 2 senede 1 erken seçim veya seçilmiş hükümetin düşürülmemesi, tarım alanlarının rant uğruna imara açılmaması vesaire vesaire.. say say bitmez.

      Sil
  10. Hocam varlık fonunda genelde MB rezervleri kullanılıyor dünya genelinde. Peki fonda kullanılan bu rezervler rezervlerden düşüyor mu kullanıldığında?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır ikisi ayrı tüzel kişilik. Döviz MB'de duruyorsa resmi rezerv, Varlık Fonundaysa resmi rezerv sayılmıyor.

      Sil
  11. http://www.webtekno.com/1-milyar-insanin-kaderini-degistiren-proje-deniz-suyunu-icme-suyuna-donusturen-yeni-yontem-h30338.html

    İnsanlar nelerle uğraşıyor. Biz hâlâ boş işlerin peşindeyiz.
    Bu dünya Sultan Süleyman'a kalmadı hiçbir kitapta yok!

    https://www.youtube.com/watch?v=_JduQRZ7XBU

    Şarkının sözleri için de Aysel Gürel'i minnetle anıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son kainat kitabında faizin her türlüsü yasaklanmış. Bunu kabul ediyorum. Bu faizi biz icat etmedik. Faizli krediyle ev sahibi olanlar var bu güzel ama büyük şehirlerde nice zengin adamların konutlaşmalardan daha da zengin olduğunu dünya alem biliyor. Arka bahçelerini didikleme derdinde değilim ama hatırımıza getirelim.

      Yapısal iyileştirmeleri yapmakta da ne kadar gecikirsek büyük balıkların ekmeğine yağ çalmakta birbirimizle yarışmış oluyoruz. Şu eleştiriyi de yapayım: Şu anki tarikatlaşma bize yarardan çok zarar doğuruyor. Terör örgütleri kendilerine adam devşiriyorlar. Ortalığı iyi görmüyorum. İnançlı zannediyorsunuz bir bakıyorsunuz sizi sırtınızdan bıçaklıyorlar. Bizim değiştirmek istediğimiz mevcut sistemi kötünün kötüsü haline getiriyoruz dikkatli olmalıyız. Hukuk zemininde bizi sıçramaya götürecek tek yol kişisel milletvekili sistemi ağını daha da geliştirmekten geçer. Bu sistem de alttan yukarıya doğru birbirine destek olacak şekilde iyileştirilirse hepimiz kazançlı çıkarız.

      Dünya ticaret ağı doğu eksenine kayacak diye tahmin ediliyor. Bunun için de sağlam ve emin adımları atmalıyız.

      İbadet herkesin gizliden gizliye yaptığı şey. Kur'an'ın Arapçası'ndan tecvitli öğrenip okumak güzel. Fakat ne yazdığını bilmek de önemli. Tefekkür ve tezekkür...

      Şimdi şu soruyu soruyorum: Osmanlı'da iktisat, sanat, edebiyat vs. alanlarında zirvede olduğu dönemi anlatan kaynak önerebilecek olan var mı?

      Sil
    2. maalesef islam alemi sürekli faiz haramdır dan dem vurur ama nedense faizsiz bir iktisat teorisi üretebilmek adına kılını bile kıpırdatmaz!!.. ya da teori kurmak isteyenlere de destek değil köstek olurlar...

      Sil
    3. Biz teoriyi yazıp buna uymak zorundasınız deyip zenginlerin ahını alır mıyız acaba bilemedim. Etme bulma dünyası...

      Sil
  12. hocam alakasız ama sizi rüyamda gördüm... konuşuyorduk. o esnada ben de aa yüzünde kırışıklıklar varmış diyordum kendimce... neyse...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben rüya da görmüyorum bu aralar. Saçımda genetik ağarma oluştu; kırışıklık dediniz de aklıma geldi.

      Sil
  13. Adsız 08:38 sizin de dediğiniz gibi dünya kimseye kalmiyor. Hepimiz gocup gidecegiz ama dunyada ihtirasla yasar dururuz. Yapisal reformu nasil zenginlestirebiliriz diye dusunecegimiz yerde bos vakit geciriyoruz. Enflasyon firlamis insanlarin parasinin degeri kalmamis. Zenginler yatip yuvarlaniyor ama bu dunya onlara da kalmaz.

    YanıtlaSil
  14. Hocam teoriler hep krizler sonrası yazılmış. Ütopya tarzı teori yazıp bunu devletin ekonomi teorisi şeklinde kullanmak nasıl olur acaba? Bizim reform falan yapacağımız yok ne yazık ki. Şimdi bunu da deform olarak algılayan olabilir kendilerine göre yorum yapanlar çıkar.

    YanıtlaSil
  15. Hocam hazine'nin borcunun kriz dönemlerini geçmesi neye işaret?
    [url=https://www.dunya.com/finans/haberler/hazine-borclanmaya-yuklendi-surpriz-piyasayi-endiselendirdi-haberi-369205][/url)

    YanıtlaSil
  16. "Merkez Bankası’nın kararsız politika uygulamasının büyük ölçüde hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını da öne sürebiliriz."

    Burada bir kelime hatası yok mu sizce?

    "hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını" değil

    "hükümetin bankaya baskılarından kaynaklandığını" olması gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
  17. Hocam, yine aydınlatıcı yazınız için teşekkürler.
    Ben çok farklı bir bakış açısıyla ekonomiye bakıp, ona göre sorularım olacak.

    1) Dünyada, talep tarafı kişilerin gelirlerine yani ellerindeki paraya bağlı olsa da, arz tarafı ise tarım başta olmak üzere gelişen teknoloji ve finans imkanları ile kapasite fazlası ile karşı karşıya görünüyor. Bunun doğru olduğunu düşünüyorsanız, böyle bir piyasada arz-talep bazlı konvansiyonel piyasa ekonomisini nasıl eski arz eksikliğine dayalı teorilerle açıklanabilir. 1929 sonrası Keynesyen uygulamalar savaş olmasaydı sonuç verebilir miydi? yoksa kısa süreli geçici çözüm olarak mı kalırdı ?

    2)Düşen ürün ve hizmet maliyetlerine rağmen bütün dünyada uzun yıllar genelde enflasyon yaşanması zaten işin tabiatına ters değil mi? Bugün yaşananlar son tahlilde varlık fiyatlarını yükselterek ürün ve hizmet fiyatlarını görece düzeltmiş (düşürerek) mi oluyor. Öyleyse bu durum kalıcı olabilir mi? Mal ve hizmet üretenlerin konsolide olması yani birkaç kişinin elinde toplanmasıyla, ellerindeki varlıkların diğer insanların ulaşamayacağı seviyelere çıkması beklenmez mi?

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  18. Hocam merhaba. Milli gelirde toplam harcamalar ile toplam gelirin eşitliği hangi şekilde gerçekleşir.
    a)İnsanlar elde ettikleri gelirleri harcamalara dönüştürürler ve ikisi eşit olur.
    b)İnsanların toplam harcamaları kadar ekonomide gelir oluşur ve ikisi eşit olur.
    Bu ikisinden hangisi doğru?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçeriden veya dışarıdan borçlanma imkanının hiçbir şekilde olmadığı uydurma bir ekonomik modelde, gelir = harcama. (a) ve (b) aynı manaya gelir.

      Sil
  19. Sadece, Milli Egitim bakanligi ve Saglik bakanligina ozel yararlaabildigi Hazine avans sistemi + genel olarak da Havuz sistemine donulerek hem faizlerde hem issizlikte bir ilerleme kat edilebilir.

    YanıtlaSil
  20. Merhaba,

    http://www.bloomberght.com/haberler/haber/2025261-turkiye-rusyadan-et-ithal-etmeye-hazirlaniyor

    Rusya'dan et ithalatına başlamamız, siz(ler)ce;
    a] Jeopolitik gelişmeler ışığında verilmiş bir ayrıcalık mı?
    b] Kontrol edemediğimiz gıda enflasyonuna, 'kontrol edemiyorsak sektörü yok edelim' yaklaşımı mı?

    Tarım, hayvancılık politikamızın ana göstergeleri hakkında bir yazı planlıyor musunuz hocam?
    Syg.

    YanıtlaSil
  21. eğer para politikasıyla maliye politikası arasında eş güdümlülük yoksa parasal politikaların piyasalar üzerinde istenen etkileri yapması çok zordur. mesela hazine geçenlerde hazine borçlanmaya gittiğinde %30 civarında fazla borçlandı zira kaynak sıkıntısı yaşıyor ve bu da faizler üzerinde yukarı yönlü baskılar meydana getirdi. zaten özel sektör ve hane halkları ekonomilerinde borç stoku yüksek ve kamu ekonomisinde de buna devam eder borç sokunu artırıp net borç ödeyen pozisyondan net borçlanan pozisyona düşersek makro bazda ekonominin ipini kendi ellerimizle çekmiş oluruz diye düşünüyorum hocam. ne dersiniz?. saygılarımı sunar, iyi bayramlar dilerim.

    YanıtlaSil
  22. Hocam merhaba,

    Kafama takılan bir husus var. Şimdi biz istiyoruz ki yabancı parasını getirsin Türkiye'deki bankalara yatırsın. Hocam adam getirdi 100,000 dolar yatırdı. Seneye bunu 103,000 dolar olarak alıp gidecek. Seneye gitmezse 2 sene sonra gidecek. Yani piyasadan daha fazla doları toplayıp gidecek. O zaman bunun bize faydası nedir? TL'ye çevirip TL mevduatlarına yatırsa bile dolar getirip piyasadan yine dolar toplayıp gidecek sonuçta.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  23. hocam faizlerdeki kafa karışıklığı ve faizlerin yükseltilip enflasyonu düşürmeden tekrar düşürülmesi yüzünden sonuç alamamamızın sebebi enflasyonun faizi gecikmeli olarak takip etmesi midir?

    YanıtlaSil
  24. Hocam cari açığı düşürmek için kullanılacak olan daraltıcı para politikası aracında yerli paranın değer kaybetmesi yazmışsınız fakat para kıtlaşınca tam tersi değeri artmaz mı? Soru daha önce sorulmuş ve siz de ‘sıkı para politikası sonucunda faizler yükselir döviz girişi artar ve tl değer kaybeder’ demiştiniz. Döviz girişi sonucunda TL değer kazanmaz mı hocam? Bu konuda cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  25. Merhaba hocam.Hocam Sıkı ve gevşek para politikasinin sosyo-ekonomik sonuçlari nelerdir?

    YanıtlaSil
  26. Şu an inanılmaz mutluyum, Zıhnimde oluşan 2 adet soruyu tertemiz çözmüş oldum sayenizde. Teşekkürler, saygilarimla.

    YanıtlaSil
  27. Enflasyonist ve Deflasyonist açık durumunda olan ekonomiler hangi para ve maliye politikalarını izler rica etsem yanıtlarmısınız hocam. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  28. Enflasyonist baskıya giren ekonomiler,enflasyonu baskılamak için; sıkı para politikası, politika faizini yükseltme, yerli paranın değerini yükseltme(emisyonu-para arzını-daraltarak), yabancı paraların değerini düşürme başta olmak üzere bir çok yol izlerler. Deflasyonist baskıya giren ekonomiler ise bunların tam tersini uygularlar yani gevşek para politikasını. Türkiye 1984 ten 1999 a değin gevşek para politikası uyguladı.Sonuç olarak üç haneli enflasyonlarla yaşayan bir ülke haline dönüştü. 1999-2009 arası sıkı para politikası uyguladı, enflasyon %6 seviyelerine kadar geriledi. 2009 dan günümüze değin gevşek para politikaları uygulanmakta, bu politikanın yeniden enflasyonist baskı oluşturduğu görülmektedir. Fakat ne hazindir ki hükümet politikasına yön verenler gevşek para politikasını her derde deva bir araç olarak görmekte ve her ne şart ve koşulda olursa olsun sıkı para politikasına dönüş konusunda isteksiz bir görüşe sahip bulunmaktadırlar.

    YanıtlaSil
  29. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  30. zamanında abd'de faizler çok düşüktü,örneğin %1'lere gerileyen faizi gördük,abd hadsiz sınırsız para basınca,ortalık kağıttan geçilemez olunca,mal ve hizmetlerin fiyatları tabiki artmıştır,dolaşımdaki parayı emmenin en yasal yolu banka faizlerini artırmak,bu paraları banka kasalarına koymaktır,peki bankalar aldıkları paranın faizini ödeyebilirler mi? ödeme güçlüğü çekecekleri muhakkaktır ve batan bankalar olacaktır,bankaların bazılarının batması iyi birşeydir,zira sepet içindeki çürükler temizlenir geriye sağlamlar kalır,bankaların emdiği paralar orada yıllarca kalabilir,kredi faizleri de yüksek o yüzden,bankada para kalırsa bu yakıcı olur,banka kâr edemez ve personel çıkarmaya başlar,işsizlik artar,istihdam geriler,büyüme eksi'ye geçer,makas değiştirmek gerektiği zamanları iyi ayarlamak lazımdır,bence abd'nin bastığı en az 3 abd bütçesi dolarları tekrar geri çağırması güzel de,bunun hazmedilmesi için en az 4-5 sene geçmesi şarttır...abd'nin düzelmesi için siyasi iktidar bir dönem zamana ihtiyaç vardır...o yüzden vatandaş yatırımlarını buna göre yapması şarttır,bana göre altın'ın tahtını en az 3-4 sene kimse sallayamaz...saygılar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı