Ticaret Savaşları

Uluslararası ticaretin uluslararası refah artışını sağladığı görüşü liberal yaklaşımın temel kabullerinden birisidir. Adam Smith 1776’da yayınlanan Ulusların Zenginliği kitabında ulusal zenginliğin büyümeyle sağlandığını ve onun da uluslararası ticaretin gelişmesiyle yakalanabileceğini savunmuş ve merkantilist görüşlere şiddetle karşı çıkmıştı. Smith’in uluslararası ticaretin oluşmasına ilişkin görüşü mutlak üstünlük teorisine dayanıyordu.

David Ricardo, uluslararası ticaretin oluşması için bu tür bir mutlak üstünlüğe gerek olmadığını, karşılaştırmalı üstünlüğün yeterli olduğunu açıklayarak teoriyi çok daha doğru bir çerçeveye oturtmuştur. Portekiz ve İngiltere’nin şarap ve tekstil ürünü ürettiğini ve Portekiz’in her iki ürünü de İngiltere’den daha ucuza ürettiğini varsayalım. Diyelim ki Portekiz’in toprakları ve iklimi üzüm ve dolayısıyla şarap üretmeye pamuk üretmekten çok daha elverişli olsun. Bu durumda Portekiz şarap üretimine yönelip tekstil ürünlerini İngiltere’den ithal etse iki taraf da bu ticaretten daha kazançlı çıkacaktır.   
Ricardo’nun bu yaklaşımı, modern katkılarla biraz daha geliştirilmiş olsa da kapitalizme liberal bakışın temellerinden birisini oluşturmuştur. Bu görüşün şampiyonluğunu ikinci dünya savaşına kadar İngiltere, sonrasında da ABD yapmıştır. Kapitalizmin parasal sisteminden mali yaklaşımlarına kadar birçok yaklaşımı Ricardo’nun bu modelini merkez alarak geliştirilmiştir. Mesela IMF, ödemeler dengesi sıkıntısına giren ekonomilerin ithalat engellemeleri koyarak uluslararası ticaretten kopmasını önlemek için onlara sıkıntıdan çıkana kadar parasal destek vermek amacıyla kurulmuştur. Dünya Bankası, ikinci dünya savaşında yıkılan Avrupa ülkelerini yeniden imar ederek uluslararası ticaretten ayrılmamalarını sağlamayı hedefleyerek yola çıkmış, bu hedef gerçekleştikten sonra bu kez gelişmekte olan ekonomilerin uluslararası ticarete girmesine yardımcı olacak altyapı projelerine destek vermeye yönelmiştir. 
Zaman zaman İngiltere’de ve ABD’de yerli malını teşvik için ithalata kota konulması, gümrük vergilerinin yükseltilmesi gibi korumacı önlemler dile gelse de genel yaklaşım serbest ticaretten yana olmuştur. 
Çin, 1400’lerde, dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahipti. Ming Hanedanı’nın 3’üncü İmparatoru Yongle büyük bir filo hazırlattı ve başına da Müslüman Amiral Zeng He’yi getirdi. Zeng He kumandasındaki Çin filosu, çoğu Afrika kıtasına olmak üzere, dünyanın her tarafına seferler yaptı. Bu seferler 30 yıl kadar sürdü. Ünlü İngiliz Deniz Tarihçisi Gavin Menzies 1421 adlı kitabında Çinlilerin bu seferler sırasında Kristof Kolomb’dan 70 yıl kadar önce Amerika kıtasını keşfettiklerini anlatıyor. 1424’de Yongle öldükten sonra dünyaya açılma düşüncesi kaybolmaya başladı. Bu seferler sonunda Çinliler, gelen raporlardan dünyanın geri kalanının kendilerinden çok geride olduğu ve dünyaya açılmanın iyi bir fikir olmadığı sonucuna vararak dünyaya kapanmaya karar verdiler. Oysa Avrupalılar (İspanya, Portekiz, İngiltere başta olmak üzere) 15’inci yüzyılın sonlarına doğru coğrafi keşiflere başladılar. Menzies’in iddiasına göre Avrupalılar bu keşiflerin Zeng He’nin çizdiği dünya haritalarından yararlanarak yaptılar. Bu keşiflerden elde edilip Avrupa’ya taşınan altınlar, gümüşler ve değerli madenler Avrupa’nın zenginleşmesine ve ilerlemesine yol açtı. İçine kapanan ve dünyanın bu nimetlerinden yararlanmayan, dış ticareti de karasularına indirgeyen Çin ise hızla ivme kaybederek geriledi. Çin’in kapılarını gerçek anlamda dünyaya yeniden açması Mao Zedong’un ölümünden sonra yerine geçen Deng Xiaoping ile oldu. Çin, dünyaya açılıp ihracata yönelik politikalar izlemeye başlayınca hızla ilerleyerek geçmişte kaybettiklerini toparladı. 
Çin örneği, dünyaya kapanmanın, uluslararası ticaretten geri durmanın ekonomiyi geriye götürdüğünü anlatan çarpıcı bir örnek olarak karşımızda duruyor.
Uluslararası ticarete ve rekabete kapanmanın bunu yapan ülkeye kısa süreli yarar getirmesi söz konusu olabilir. Ama eğer bu karşılıklı olarak korumacılık önlemlerine yol açacak ve dünyada bir uluslararası ticaret daralmasına yol açacaksa o zaman bu işten kazançlı çıkacak bir ekonomi olmaz.

Grafik, 2000 ile 2017 yılları arasında dünya GSYH’sinin büyümesi (mavi) ile uluslararası mal ticareti hacminin değişimini (kırmızı) sergiliyor (grafikte kullanılanveriler için kaynak: IMF, WEO Database, April, 2018.) Bu iki değişken arasındaki korelasyon son derecede yüksek görünüyor (korelasyon katsayısı 0,89.) Bu da bize dünyada refahın artışı (büyümeyle ölçtük) ile uluslararası ticaret artışı arasındaki pozitif ilişkiyi gösteriyor.

Sanayi ve finans kapitalizminin temellerinden birisini oluşturan liberal uluslararası ticaret yaklaşımını şimdiye kadar en fazla zedeleyen hareket ABD Başkanı Trump’dan gelmiştir. Trump, ABD’nin Çin’e karşı büyük ticaret açığı verdiği görüşünden hareketle bir takım ticareti kısıtlayıcı önlemler aldı ve bu önlemler Çin’le sınırlı kalmayıp başka ülkelere de yaygınlaşınca ortaya dünya çapında bir ticaret savaşı çıkmış oldu. Bu savaşlar, ekonomilerin birçok alanda korumacılığa girişmelerine yol açacak biçimde ilerliyor. Çin’in uluslararası ticaretin dışına çıkarak kaybettikleri ve sonra yeniden ticarete dönerek elde ettiği kazançlar ortadayken ABD’nin korumacılık politikasına dönüşü son dönemlerin en ilginç ekonomik hamlelerinden birisi olacak gibi görünüyor.  

Kaynaklar:
Adam Smith, Ulusların Zenginliği, Alan Yayıncılık.
David Ricardo, Siyasal İktisadın ve Vergilemenin İlkeleri, T. İş Bankası Kültür Yayınları.
Robert Gilpin, Uluslararası İlişkilerin Ekonomi Politiği, Kripto Yayınları.
Michio Kaku, Geleceğin Fiziği, ODTÜ/TAV Yayını.
Yusuf A. Kalyoncuoğlu, Mayıs Çiçeği ve Hazine Yelkenlileri, Scala Yayıncılık.
Gavin Menzies, 1421, Çin’in Dünyayı Keşfettiği Yıl, Kalkedon Kitap.
Mahfi Eğilmez, Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi (Remzi Kitabevi Yayınları arasında  Kasım ayında yayınlanacak.)

Yorumlar

  1. Hocam Abd nasıl bir yapıya sahiptir ki dünyaya ekonomik savaş açmış olmasına rağmen bütün göstergeleri daha da iyileşiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ÇÜNKÜ TEK KÜRESEL REZERV PARAYI TEK BASMA YETKİSİNE SAHİP OLAN ÜLKE OLDUĞU İÇİN..

      Sil
    2. ABD nin dünyaya ekonomik savas actigi falan yok.Bunu tek basina yapacagini zannedecek kadar salak degil.Olay Baskanlik secimlerinden önce, secim kampanyalarinda Trump"n acik acik ifade ettigi Ekonomik, askeri ve siyasi tüm ifadelerin abd devleti tarafindan hayata gecirilmesidir.
      Özüne dönüyor.. Dönerken küresel bazda etki alanlarinin kücülecegini gayet iyi biliyor. Kücülürken daha güclü bir Abd ulus devleti yaratma pesinde. Yani hersey ilk önce Abd icin..

      Dünya 50 yil önceki dünya degil.. 100 yil önceki gibi hic degil. Gelisen ve degisen dünyada etkileyici bircok aktör belirdi. Bu aktörler tabiri caiz ise catir catir abd ile rekabet ediyorlar, birlikler kuruyorlar ve görünen o ki pek de uzak olmayan bir gelecekte abd yi her alanda cok zor bir sürece sokacak.

      Bunu gören ve bilen abd ulusal ve küresel tüm politikalarini gözden geciriyor. Özellikle küresel bazda bircok yükümlülüklerinden vaz geciyor, ulusal ve küresel alanda kendi bütünlügünü koruyucu radikal önlemler aliyor, hamleler yapiyor.

      Bunu yaparken de karizmayi bütünden cizdirmemek icin agir abi gelenegi ile saga sola efeleniyor, restler cekme görünümünde Politika uyguluyor. Trump da bu rol icin bicilmis Kaftan.
      Verilen algi Abd devleti icinde aslinda Trumpin politikalari kabul görmüyor, o baskanlik koltugunda oturmus kendi kafasina göre abuk sabuk aksiyonlar söylemler üretiyor.. Bu gercek abd politikasi degil söylemi.. Yerseniz?

      Gayet de güzel yediriyorlar aslinda. Trump tu kaka. Abd yi Dünya kamuoyunda ne kadar sevimsiz ve zor durumda birakacak söylem var ise Baskan Trump üzerine yükle. Arka planda tüm politikalirini sinsice uygula.iste yapilmak istenen budur.

      Özeti.. ABD zaten güclüydü.. Hala yine en güclü. Bu gücünü korumak, bütünlügünü saglamak icin gelecek yüzyila hazirliktir.

      Sil
    3. ABD nin göstergeleri; Bizim Göstergelerden daha iyi değil ki :-)

      Sil
    4. Vejdet bizim gostergeler bozuk (manipule edilmis) ABD'ninkiler degil. Ayrica hangi gostergesi daha iyi degil bunu merak ettim dogrusu. Borcluluk orani mi? Onun borcu kendi parasi ile Turkiye'ninki ise ABD parasi ile. Bu mu karsilastirdigin?

      Sil
    5. Taktiniz borcluluk oranına, bizim borcluluk ile onlarınki arasında dağlar var. Onlar 25 senelik mortgage sahibi vadesi çok uzun yani bizimki orta vade bile değil.

      Sil
    6. Al sana ABD göstergeleri vejdet.. Hem de taptaze..sicacik. FED aciklamasi.

      - Kademeli faiz artışları ekonomik genişlemeyle uyumlu.
      - ABD'de ekonomik aktivite güçlü.
      - Enflasyon yüzde 2 civarında seyretmeye devam ediyor. Enflasyona dair beklentiler çok az.
      - Medyan politika faizi beklentileri 2020 ve 2021 sonunda yüzde 3.4
      - İşsizlik oranı beklentisi 2018 yılı son çeyrek için yüzde 3.7, 2019 için yüzde 3

      Sil
    7. Dunya amerikayi soyuyor, bu soygun bitince geri kalanlar mal gibi ortada kalirken amerikanin gostergeleri iyilesiyor

      Sil
  2. Bir gün ben de sizin gibi böyle yazılar yazabilir miyim acaba??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uğraşırsanız yazarsınız kesin.

      Sil
    2. Sizin yazılarınızı eleştrk istesem de kapasitem yetmiyor. Tarım ekonomisi yazında bi eleştiyim hocam.

      Sil
    3. Yok Hocam.. Bundan birsey olmaz. Bir yerlerini de parcalasa bir sayfa bile yazamaz.

      Sil
  3. Hocam Yuval Noah Harari’nin kitaplarını tavsiye eder misiniz?

    YanıtlaSil
  4. Donald Trump küreselleşme doktrinini reddediyoruz dedi.
    Küreselleşme ile büyüyen bir ekonomi bunu neden reddediyor dünyaya kağıt para dağıttıkları için mi. parayı nasılsa geri toplayacaz istediğimizi alırız ülkeleri masa başında idare ederiz düşüncesimi.
    Yoksa ticarette yeni para birimi yeni dengeler mi kurulacak bunların altyapısı oluşturuluyor sanırım.
    Ulus devlet ve ulusların bağımsızlığı egemenliği ve adalet konusundan bahsett aslında çok fazlaca mesaj verdi BM toplantısında konuşmaları alıp tek tek incelersek dünya farklı bir modele evriliyor şuan kimse bilmesede ABD yeni oyun kurucu olarak sistemi denemeye başladı sanırım.

    Teknoloji geliştikçe ekonomide değişiyor yakında para yerine sanal hesaplar kullanılmaya başlanınca Ekonomi bilimide kendini tekno ekonomi olarak evrilecektir. tabi bizde teknoloji olmadığı için seyretmek kalacak Led Ekranlardan izleriz sonra uygularız.
    Dünya ticareti bitmez ama kısa bir mola verilir yeni sistem ortaya çıkana kadar yeni dengeler belirlene kadar üstünlüğü kimin alacağı belli olunca teknolojisi gücü altyapısı ve kuralları ile tekrar geri dönüş yapar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yerinde bir değerlendirme. Özellikle ticarette kullanılacak başka para birimi ya da şekilleri değerlendirmesi.
      Ülke olarak takımmışız işin magazin kısmına..

      Yok rte ile trump yolda nasıl karşılaştı.. o bizimkine nasıl baktı.. trump konuşurken ona gülmüşler.. turkiyeden bahsetmemiş.. rte nin muhteşem konuşması...

      Hiç kimse trump in ne anlatmaya çalıştığına bakmıyor.. abd devleti ona ne dediyse onu konuşuyor.

      Dediginiz gibi yeni bir sistem kuruluyor. Göreceksiniz kurucular yine o ülkeden çıkacak.. biz de ağzımız açık aaa bu da nereden çıktı.. ya da hani ekranlardaki hep aynı bilgisiz tipler ben demiştim havalarında oturdukları yerden gazetelerde okudukları ile Bu millete ahkam kesmeye devam edecekler..

      Sil
  5. Kaynakçada yeni çıkacak kitabınızı görmek küçük de olsa bir heyecan yarattı. Saygılar :)

    YanıtlaSil
  6. Çin'in bu deniz seferlerini ilk defa duydum. Çok tesekkurler Mahfi bey.

    YanıtlaSil
  7. Hocam, üretkenliğinize imreniyor, yazılarınızı çok beğeniyorum.

    Acaba Çin'in 1400'lerin başında keşfettiği yerleri sömürgeleştirmemesi, değerli maden arayışına gitmemesi nasıl açıklanıyor? Tamam, Çin İmparatorluğu o dönem zaten zengindi ama, neden en azından Çin'in gönderdiği mürettebat, daha sonraları Portekiz ve İspanyol gemicilerin tersine, ayak bastığı yerlerdeki daha az gelişmiş olan halkı yağmalamama yoluna gitti? Gözleri dönmüş bir şekilde altın, gümüş gibi madenlere saldırmadı?

    Yanlış hatırlamıyorsam Robert Gilpin de bu konudan bahsediyordu. Çin'de olabilecek herşeyden fazlasıyla olduğu için, keşif güdülerini kaybederek, Amerika'ya bile ulaşmadan içlerine kapandıklarını söylüyordu.

    Ama, farklı dünyaları keşfe gönderilen o gemi mürettabatının açgözlü bir tutumla sahip olduklarından fazlasına ulaşmaya çalışmamaları, en azından yeni ve az gelişmiş bir bölgeyi elindeki silahlarla idare etme yoluna gitmemeleri sadece Konfüsyüscü ahlakla açıklanabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çinliler oraları kendi ülkelerine göre geri bulmuşlar, beğenmemişler.

      Sil
    2. Cin 1978da hukumet deklerasyonu yayinliyor 79dan itibaren dunyaya aciliyor. Ilk yaptiklari iki sey
      1)Dunyada uretim ticaret vs nasil isledigine dair temaslar geziler raporlar yapmak feyiz almak ornekler olusturmak
      2)En buyuk proiblemi olan ve dunya saglik orgutu nufus fonunda istegiyle 1980de tek cocuk deklarasyonu yayinlamak olmustur.

      Daha sonraki yillarda hala dunyaya kapali oldugu sureclerde ozellikle bilincli yapilan 1994 develuasyonu ile CIN, reel olarak ucuz uretim hasebiyle dunyaya daha kolay acilmistir.Hatta Cin mallarinin ucuzlugu o donem yapilan kur ayarlamasinin ve agresif kur politikasinin etkisinin cok yakin zamana kadar gecerli oldugu bilinmektedir.
      Cin, 2000 yili ile DTOya uye olarak mallarinin ticaretinin pazarlarinin genisligini arttirmistir.
      2010 yili ve sonrasinda Kurda elestikligi benimsemis Kurun degerlenmesine asamali olarak goz yumulmustur.

      Bugun Cinde ucretler ozellile de asgari seviyedeki ucretler her yil kesintisiz ortalama %20 nominal olarak artmaktadir. Reele vurdugumuzda artis bir cok ulkeyi geride birakmaktadir.

      Sil
    3. Daron Acemoglu "Ulusların Dususu" kitabında detaylı anlatır. Anladığım kadarıyla : 1-Bu seferlerde ulaşılan alanlarda Çin ekonomisine hizmet edecek zengin kaynak bulunamamıştır. Gezilen bölgelerde Latin Amerika ile mukayese edilecek ortaçağ ekonomisine yarayacak maden yoktur. Insan kaynağı -köle- ise zaten Çin'de bol olarak var. 2-Çin bu seferleri bilimsel merak ile yapmaktadır. Gidebildikleri yerler yani Okyanusya ve Afrika'nın doğu kıyısında tropik meyve ve kuşlardan başka değerli birşeye denk gelmemişler. Keşke Umit burnunu döndükten sonra kuzeye devam edip Avrupa'yı "keşfetselermiş". 3-En önemlisi Çin'de statükoyu korumak temelli yönetim devam etmekte. Yani Avrupalılar gibi girişimci tüccar burjuva yok, memurlar var. 4-Seferler devam ederken Asya'dan karadan gelen tehditler kaynakları deniz kuvvetlerinden kara ordusuna döndürmüş.

      Sil
  8. Hocam elinize sağlık,

    Dünya'yı kimin ilk keşfettiğine dair çok fazla hipotez ortada konuşuluyor. İngilizler, Portekizliler, Hollandalılar, Türkler ve Çinliler bu konuda öne çıkan milletler. Anlaşılan o ki Colomb bu işte biraz geç kalmış. Ancak ilk olarak ve pazarlamasını iyi yapan Avrupa burda da öne çıkmış.

    Kendi değerlerimizi öne çıkarmalı, gerekirse onları anlatan kaliteli filmler bile yapmalıyız diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vikingler. Turkler daha orta asya steplerinde at kosturup kimiz icerken vikingli Kizil Erik hafif gemileri ile Amerika'ya inmisti bugunku Manhatttan adasina gitmisti.

      Sil
  9. Çin'in 25-30 yıl çift hanelerde büyümesinde korumacı politikasının katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?

    Her ne kadar 1980'lerden bugüne DTÖ'ne katılım, Serbest Ticaret Bölgeleri'nin oluşturulması, göreceli mülkiyet hakkı gibi reformlarla bir çok alanda atılım yapılmışsada, Çin'in Deng Xiaoping sonrası kapılarını dünyaya açtığı ibaresine katılmıyorum. Zira yerli girişimci/yatırımcı ile yabancılar arasındaki ciddi engeller uzun süredir mevcut. Remittance yükümlülükleri ve lock-up periyotlarının uzunluğu gibi bir çok engelle birlikte yabancılara uygulanan gümrük vergileri ve bekletme süreleri hala aşılması güç engeller.

    Bir bakıma Trump'un Çin'e uyguladığı "ekstraları" Çin yıllardır yabancı yatırımcılara ve iş ortaklarına farklı yollardan uyguluyor. Ayrıca bugün bile ülkenin 20 en büyük şirketinden 17'sinin ya tamamı ya da bir kısmı devlet kontrolünde. Global 500'deki 111 Çin firmasının 79'uda aynı şekilde diye okumuştum. Alibaba, Tencent ve JD'yi saymazsak, Çin'in büyümesinde etkili olan pek özel girişim görünmüyor gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin'in hızlı büyümesinde bir kaç önemli etken var: (1) Tasarruflarının çok yüksek olması, (2) Üretiminin çoğunu ihraç etmesi (bu da (1) e bağlı zaten) (3) Emeğin çok ucuz olması, (4) yaratıcılığa yönelik bir eğitim almaları. (5) Yuanın değerini düşük tutarak ihracatı teşvik etmeleri.

      Sil
  10. Prof.Dr. Steve Henke TL'nin altına endekslendiği bir para kurulu sisteminin tüm sorunları çözmeye yardımcı olacağını iddia ediyor ve bunu Bulgaristan'da yaptıklarını söylüyor. Bu sizin Peg Rejimi olarak anlattığınız rejime benzemiyor mu? Bulgaristan bunu nasış yapmış olabilir? Orada euro kullanılmıyor mu? Görüşünüz nedir? Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Darphane şimdi yeni bir para çıkarsın,
      Tam zamanı,

      Üstüne ne yazarsa yazsın,
      Mesela; Türkiye Cumhuriyeti Parası yazsın,
      Rakama da ne yazarsa yazsın,
      İster 1 Para olsun, ister 10 Para olsun, hiç farketmez.

      Sadece madeninin içine çeyrek altındaki kadar altın koysun.

      Yani yaklaşık değeri 375 TL olur veya 60 dolar olur veya 50 küsür Euroya tekabül eder artık neyse piyasaya sürüldüğü gün.

      O para, 10 yıl içinde dünya çapında bilinmez,
      Londra'dan Çin'e kadar belirli dükkanlar para niyetine almaz ise,
      Yani uluslararası geçerliliği olmaz ise,
      Taksim meydanında Mahfi hocayı çağırır,
      Kaytan bıyıklarımı keserim.

      Evet bıyıklarım profil resmimdeki gibi.

      Bu iş bu kadardır.
      Bu iş için Hanke'ye Danke'ye gerek yok.

      Sadece basıp piyasaya sürsün yeter.

      Sil
    2. Şahabeddin Batarel tarif ettiğin para darphane tarafından çeyrek, yarım ve tam altın olarak zaten basılıyor.Ama kimse alışverişte kullanmıyor."Kötü para iyi parayı kovar" tezini bir araştır bence.

      Sil
    3. Ali Fikri Özzaim, süper yanıt-yorum.

      Sil
    4. Şahabeddin Batarel çok uyduruk şeyler yazıyorsun.

      Sil
    5. Batti balik bey yandastir.

      Sil
    6. şahabettin zaten mizah yolunu seçiyor, bıyıkları falan da yok,,,
      siz de hemen atlamışsınız.

      Sil
    7. Darphane içinde altın olan parayı bastı da
      Almanya'ki Hans'tan Londra'daki Mr Smith'e, Nevşehir'de köyünde
      sakince yaşayan Hacer Teyze'ye kadar dünya milletleri mi almadı?

      Çeyrek altını Londra'ya götürün, içindeki altın miktarını ölçerler,
      karşılığında Sterlin'i verirler.

      Darphane çeyrek, yarım, cumhuriyet altınları basıyor,
      Milletimiz ne yapıyor, o altınları alıp sinesine basıyor.

      Milletimiz darphanemizin bastığı altına her zaman sahip çıkmıştır,
      Kah yastığının altında, kah banka kasasında, itina ile sahip çıkar.

      Bu iyi paradır, o kadar iyidir ki dünya çapında kolayca kabul görür.

      Ben elin yabancısının "kötü para" lafını anlamam,

      Ben Barış Manço'yu bilir ve tanırım.

      Ne diyor Barış abi?

      - Altın çöpe düşse, değerin kaybeder mi?

      https://youtu.be/gkuM6ci9-pE?t=194

      Sil
    8. Londra'ya giderken yanınıza para almayın, çeyrek altın alın. Teorinizi test etmiş olalım. (Vicdanen eşinizi ve çocukları götürmemenizi söylemek zorunda hissediyorum kendimi.)

      Sil
  11. Hocam öncelikle merhabalar bu dönemlerde ülkemizde fırsatçılık adı altında belirli ürünlerin fiyatlarının kur artışı adı altında arttırıldığı söyleniyor,benim düşüncem ise ürünleri ülkemizde üretiyor olabiliriz ama hammadelerini ithal ettiğimiz için fiyatların da bu sebepten artış gösterdiğidir. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  12. Teşekkürler, benim çok faydalandığını bir yazı oldu.

    YanıtlaSil
  13. Son derece öğretici,eğitici buldum.Elinize saglik hocam,saygılar..

    YanıtlaSil
  14. Hocam, Abd-Çin birbirleri arasında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip malları alıp-satıyorlar böylece daha karlı bir ticaret oluyor fakat ticaret savaşlarından sonra çeşitli kısıtlamalar sonucunda bu teoriden kopup iki malı da kendi ülkelerinde üretip diğer ülkelere satma durumu ortaya çıkıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar kolay değil. Çünkü o çapta alıcı var mı belli değil.

      Sil
  15. Hocam dolar mı alalım altın mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konularda görüş belirtmiyorum.

      Sil
    2. Dolar al. Altini da dolar ile ithal ediyoruz yani altin fiyatinin icinde dolar kuru zaten var ama Altinin ons degeri cok stabil degil. Dolar'a bagli altin alacagina dogrudan dolar al. Alip satmasi kolay, her an nakit. Altini nakte cevirip kullanabilmek icin satman lazim.

      Sil
  16. HOCAM dünya ekonomisi katılır mısınız bilmem ama son çeyrek yüzyılda adeta abd-çin arasındaki dış ticari ve cari dengesizliklerinin dengesiyle büyüme sağladı. yani özellikle son 25 yılda abd ekonomisi baş tüketici çin ekonomisi ise baş üretici olarak devasa boyutlarda mal, hizmet ve dolar dolaşımı sağladı küresel ekonomide!. bu sermaye akışlarını büyük boyutlarda artırdı. dünya ekonomisi de bu akışkanlıktan dolayı ciddi büyüme tabanı sağladı. ancak artık bu dengesizliğin dengesi haline gelmiş olan ticari düzen sistemik risklerin artmasına neden olmaktadır. yeni bir denge tabanı kurulması gerekiyor. ticaret savaşları dediğimiz de esasen yeni bir stabilite arayışının yansımalarındandır. ne dersiniz hocam?. saygılar.

    YanıtlaSil
  17. Merhaba Hocam, ABD'li Apple' ın Çin' de üretim yaptığını düşünürsek Ricardo' nun karşılaştırmalı üstünlükleri teorisi oldukça demode diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemeyiz çünkü Çin'de emek ucuz.

      Sil
    2. Sanildiginin aksine Apple urunlerinin uretiminde ucuz isgucunden ziyade otomatiklesme daha etkin. Cin bu konuda oldukca ileride oldugu icin Apple uretimi agirliki olarak Cin'de. Ayrica bilesenlerin cogu zaten Cin'de uretiliyor. Burada bence onemli nokta Hong Kong'un varligi. Hong Kong'un asiri liberal vergi sistemi sayesinde ureticiler karlarini Cin disina cikartabiliyorlar. Yani firmlarin kari kacirma icin Cin acik kapi birakmis durumda.

      Cin'in belki komunistligi tartisilir ama hala sosyalist bir ulke oldugunu unutmamak lazim. Bu acidan Cin icin issizligin dusmesi, sosyal reformlarin onemi hala karliliktan daha fazla. Bu acidan ABD ile Cin sosyo-ekonomik olarak rakip sayilamazlar. Cin'in ABD'lilerin gene refah sevisine ulasmasina da oldukca zaman var.

      Sil
    3. Mahfi Hocam merhaba,
      Apple CEO su Çin i ucuz işgücünden ziyade kaliteli işgücü dolayısıyla tercih ettiklerini söylemişti bir ara. İşçi maliyetlerinin ucuzluğunu ben lise yıllarımdan beri duyuyorum (1999). Çin le ilgili bilinç altımızda kalan bu bilgi bugün ne kadar geçerli bir ara bu konulara da değinebilir misiniz. Teşekkürler.

      Sil
  18. ABD, Çin’e göre global bir siyasi gelişime sahip ve onu kullanarak büyük getiri sağlayan pazar payları yaratabiliyor; Çin’in bu olanağı kısıtlı.

    YanıtlaSil
  19. Serbest ticaretin kalkınma getireceğine inanmıyorum bu şekilde kalkınan bir ülke yok,hemen hemen her ülke bebek sanayilerini korumacılıkla koruyarak büyümüştür...Diğer Avrupa ülkeleri gibi Çin ve G.Kore'de de çok büyük korumacı önlemler ve devletin çok büyük aktif rol oynaması vardı...

    Neoliberal anlatıyla gelişen bir ülke yok fakir ülkeler fakir zengin ülkeler zengin kalmaya devam ediyor.Türkiye bu hatadan dönmeli ve devletinde aktif olarak müdahil olduğu kalkınma hamlesi yapmalı ve bunu korumalı.


    Ha-Joon Chang hakkında görüşlerinizi merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de devlet zaten müdahale ediyor. Bu kötü beton ekonomisinin altında devlet var.

      Sil
    2. Mahfi Bey beton ekonomisi tabiri, yada betona gömdük cümleleri sanki ekonomik kırılganlığımızın sebebini inşaat sektörümüz olduğu algısını yerleştiriyor.

      10.000 usd gelirle bu inşaatları yapan millet 30.000 usd gelire ulaşsa ne yapardı? Cem Yılmaz'ın deyimiyle yıkardı😊 İnşaat hep olacak. Bence desteklenmesi gereken bir sektör.

      Bizim hatamız, bizi kırılgan yapan şey, kullandığımız kaynak döviz kredisi aktarılan alanlar ise TL değer üretmesi, döviz geliri sağlamaması.Hatta döviz giderine neden olması. Bu kaynaklar sadece inşaata aktarılmadı.

      Beton ekonomisi denilmesi sanki bu gerçeği gizliyor. Bazı insanlarımız inşaatçılara öfke kusuyor.

      Beton ekonomisinin altında olmasa bile bu hataya düşmemize neden olan dediğiniz gibi yine devlet. Sonuçta haklısınız. Ben sadece bu sektöre haksızlık ettiğimizi düşünüyorum.

      Saygılarımla,

      Sil
    3. Yurtdışında yaşayan ve bu işleri yapan birisi olarak size izah edeyim. Yaklasık 1 yıldır birdayım ve hiç yeni bir inşaata bırak çalışmayı,kapısından dahi girmek nasip olnadı. Geriye dönüp neler yaşadįğımiza,neler ioe uğraşmışįz bir bakmanızı isterim. Amerikan'ın saçtığı dolarları neredeyse evde yemek niyetine yiyorduk. Amerika'da parasįnı doğal olarak geri istiyor. Bu sektör haksįzlığı hak ediyor. Bizim öncelikle liyakat eksikliğimizi gidermemiz lazım diye düşünüyorum. Yaptįğįmįz binalara da bir dönüp bakįn isterseniz. Marketi olan bir adam müteahhit oluyorsa,burda bişey ararım. Bunlarla uğraşarak sorunlardan kaçtįğįmızi dusunuyorum.
      Saygılarımla. Cümlelerim kopuk olduğunun farkındayım. Türkçe fazla kullanmadığįm için biraz yeteneğimi kaybetmişim.

      Sil
    4. Hangi ülkede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama avrupada yaşayan arkadaşlarımız, akrabalarımız var. Heryerde yeni binalar yükseliyor derler😊 Zaten olmaması mümkün değil.

      Yasal olan hiçbir sektör haksızlığı haketmez. Sizin bu sektörle bir probleminiz olabilir ama objektifliği kaybetmemeniz gerekir.

      Sil
  20. Çok güzel bir yazı olmuş hocam elinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. İyi günler hocam. Birçok yerde okuduğum şey bu ticaret savaşı sebebiyle ABD'de enflasyon olacağı yönünde. Sizce bu enflasyona hazırlar mı ve bunu önlemek için ne yapabilirler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapıyorlar zaten. Fed, bir yandan parayı geri çekiyor bir yandan faiz artırıyor.

      Sil
  22. Fatih Kömürcüoğlu26 Eylül 2018 13:25

    Biraz haddimi aşacağım. Yanlış düşünüyorsam lütfen eleştirin. David Ricardo'nun teorisine katılmıyorum. Serbest ticaret her ülke için eşit derecede faydalı değildir. Sanayi seviyesi düşük ülkelerin pazarlarını koşulsuz açmaları çoğu zaman felaket getirir. Bakınız Osmanlı İmparatorluğu. Bir ülke Iphone'u daha ucuza üretip diğeri de domatesi üretiyorsa bu ticaretten kim kazançlı çıkar? Bir tır domates satıp 20 tane Iphone alabilen ülke mi? Rezerv paraya sahip ABD bile cari açıktan rahatsız oldu ise bizim ödümüzün kopması lazım.

    NOT: HOCAMIZIN DEĞİŞİM SÜRECİNDE TÜRKİYE KİTABINI HERKESİN OKUMASINI TAVSİYE EDİYORUM. HARİKA BİR ANLATIMI VAR. ROMAN GİBİ OKUNUYOR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk ülke hem iphone üretir hem de domates üretirse ikinci ülke daha zararlı çıkmaz mı?

      Sil
    2. Hocam fatih arkadaşımızın savunduğu görüş List'in bebek endüstri teziyle örtüşüyor gibi. Katılır mısınız?

      Sil
    3. 1 tır domates satıp 20 iphone alınıyorsa,
      iphone satan karlı çıkar.

      Bugünün fiyatlarıyla, tır dorsesine göre değişmekle beraber,
      1 tır domates kabaca 25 ile 40 arası iphone eder.

      iPhone cu, domatesciyi kazıklıyor.
      Normalde 25-40 iphone verecekken 20 iphone vermiş.

      Tır'ım çeker ton ton,
      Gönlüm ister iPhone.

      Sil
    4. Fatih Kömürcüoğlu26 Eylül 2018 16:59

      Ricardo'nun önerisi akıllı telefon üreten ülkenin domates üretmeyi bırakması, domates üreten ülkenin de akıllı telefon üretmeyip ithal etmesi. Bana hiç mantıklı gelmiyor. Tüm üretim faktörlerinin dünya üzerinde sınırsız dolaşım imkanı elde etmesi ve tek dünya para biriminin olması halinde bile bu sefer devreye sosyo-kültürel üstünlük girecek ve yine çoğu ülke serbest ticaretten zarar görecektir. (Osmanlı'nın süper güç olduğu dönemde Avrupa sosyetesine mensup pek çok hanede Türk köşesi vardı. Tabiri caizse malımız kendi kendini satıyordu) Bana göre her ülke cari açığı sıfır noktasında tutacak kadar ticaret önlemini almalı. Örneğin Çin bizimle olan açığını daha fazla turist, hibe, daha fazla ithalat vb. ile kapatmaya yanaşmıyorsa Çin mallarına karşı her türlü önlemi almalıyız. Değilse her 10 yılda bir krize gireriz.

      Sil
    5. Bu durumda domates üreten tarafın birim üretimini etkin bir şekilde yapmaya başlaması lazımki iphone üreten tarafa karşı avantaj kaybetmesin. Hollanda örneğinde olduğu gibi. Bütün avrupanın meyve ve sebze deposu.

      Sil
    6. Nuricomez'in bahsettiği gibi domates üretiminde etkin olup fiyat düşürerek,
      iphone üreticisinin domates üretim gücü kırılırsa,
      domates üretmek önemli avantaja dönüşür.

      Gıda ve stratejik ürünler konusunda hükümetler destek verirler.

      Düşünsenize, iPhone üreten devletin domatese destek vermediğini.

      iPhone mühendisleri ve fabrika çalışanları salatada domates yiyorlar.

      Hamburgerlerine domates ketçup sıkıyorlar,

      Yemeklerine domates sosu atıyorlar.

      Sil
  23. Çok teşekkürler Mahfi Hocam. Peki sizce Türkiye bu süreçten nasıl etkilenir? Başta çelik ürünleri olmak üzere ABD ile ticaret hacmimiz düşecek, bu kısım olumsuz tarafı. Peki sizce Türkiye'nin krizi fırsata çevirip Çin'de ABD'nin bıraktığı pazar payını alma gibi bir durumu olabilir mi gerçekten?

    YanıtlaSil
  24. Öncelikle yazı için elinize sağlık hocam.
    Sorum biraz konu dışı olucak ama görüşünüze ihtiyacım var.
    Hocam yüksek lisans yapmayı düşünüyorumda okuduğum üniversite haricinde yapmam bana olumlu/olumsuz bir etkisi olurmu acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunuz üniversiteden memnunsanız orada yapın. Hiç sorun olmaz.

      Sil
  25. Savaşlar kendi toplumlarını yer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vay be, ne filozofca bir dusunce. Bunu davul calarken mi buldun?

      Sil
    2. Sayon Mig.29 ve Sayın Gökgöz sizin elinize ne geçti? Nedir nesi dokundu?

      Sil
    3. Timur Cimen,

      Laf olsun da ne olursa olsun hesabi yazmislar belliki. Bunlara selam versen onda bile bir bit yenigi ararlar.

      Ben bu ikilinin inadina sunu soyleyeyim de daha sacmalaisinlar ve gulsunler

      "Barislar,kendi toplumlarini yeniden var eder"

      Bakalim bunda da bir bit yenigi bulabilecekler mi buna da zurna calarken mi buldun deyip gulecekler mi?

      Sil
  26. Değerli hocam elinize sağlık.

    Bir arkadaş sormuş acaba birgün böyle yazabilir miyim diye.

    Ben de sizin bu sayfanın adını taşıyan kitabınız, Cüneyd Özdemir in " Eğlencesini Yitiren Ülke"si ve Zülfü Livaneli den "Orta Zekalılar Cumhuriyeti" gibi kitapları okuduktan sonra aldığım lezzet ile benzer soruyu sormuştum kendime. Denemeye başladım farklı konularda tarih, kültür yada son yazı daki blimkurgu gibi. Derken bir bloga dönüştü yazılar ve adı da sizin bu sayfanın adından esinlenme birazda.

    Linki aşağıda meraklısına

    https://merakliyazilar.blogspot.com/?m=1

    Yani hocam diyeceğim o ki siz ve sizin gibi eli kalem tutanlar aslında birilerine ilham ve güç de veriyorlar.

    Kendinize ve bize yazılarınızı keyifle devam etmeniz dileği ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ilham veren bir şeyler yazabiliyorsam ne mutlu bana.

      Sil
  27. Hocam çin yatırımlarını tasarruflarıyla yapan, düşük katma değerli ürünler üretsede yüksek miktarda dış fazla veren nadir ülkelerden bir tanesi ve ihracatının cok büyük bir bölümü avrupa ülkelerine. Yanlışsam düzeltin. Şu süreçte çinin ticaret savasinda ivme kaybetmesi amerikanın bu ticaret savaşında maliyetlerinin artmasindan daha az etkili durmuyor mu?

    YanıtlaSil
  28. Hocam demek oluyor ki ABDyi biraz çöküş bekliyor tabi abd çökerse dünya sallanır. Öyleyse kim kazanır bu savaşı küresel para babaları mı? Çünkü Trump her istediğini yapamıyor, Başkan olsa da ABD bir Türkiye değil ki Trump her istediğini yapsın. Başkan’ın canının istediğini yapması bizim başkanlık sistemimize has bir şey. Trump yapıyorsa kazanan birileri var demek ki.Bir de merak ediyorum yazdınız ya yuanı düşük tutarak ihracatı teşvik etmesi diye, bizde doların düşmeyeceğini tahmin ediyoruz uzun vadede acaba emeği ucuza getirip üretim yapıp ihracata özendirme gibi bir politika benimsesek çok mu Hayal kurmuş oluruz? Zaten istesek bile bunları yapana kadar 20 yıl geçer mi diyorsunuz? Son olarak Türkiye görülmemiş faiz artırdı dolar kıpırdamadı ama rahip daha serbest kalmadan daha çok düşüş gösterdi. Demek ki biz istesek bile doları oynatamıyoruz. Ama bir tane rahip neler yapıyor neler. İşte bu yüzden ABD en büyük. Avrupa’yla da barışsak artık bence kur normale döner herhalde. Günümüz dünyasında ABD ile savaşanın kazanma şansı yok, ekonomik olarak tabi ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. türkiye de abd de olduğu gibi derin klikler var. gladyo klikleri özellikle 2000 sonrasında hayli güç kazandı. ve bu klikler siyaset ekonomi ve bürokrasi de oldukça etkin durumdalar. mesela son 15 yılda türkiyede el değiştiren sermaye gücüne bakarsanız ne demek istediğimi de anlarsınız. bugün sadece abd değil İngiltere merkezli london city erkleri tüm dünya siyasetini ve iktisadını yönetir pozisyondadırlar. türkiyede de çok güçlüler. türkiyenin milli derin gücü özellikle son 15-20 yılda çökertildi. türkiyeyi özellikle son 17 yıldır piyasa mekanizmasının sahibi ve kurucu ekeleri yönlendiriyor. asla kararları veren Erdoğan ya da akepe değildir. onun arkasındaki büyük güçtür. yani küresel sermaye!..

      Sil
  29. "Efendim Trump liberal düzeni yerle bir ediyor". Bunlar 90'lı yılların Clinton-Blair küreselleşme nakaratları. İlk önce küreselleşme sözü bir Pax-Americana sisteminin yeniden kodlamasıdır sadece. Ayrıca dünyada hiçbir zaman bahsedilen türden bir liberal düzen olmadı... Herkes kendi başının çaresine baktı, çıkartını gözetti. BM gibi kuruluşlar onların üyeleri istediği sürece işlevsedi.

    Çin ABD tarafından 70lı yıllardan bu yana "büyütüldü", başlangıç Nixon ile, Rusya'ya rakip olsun diye. Sonra işçilik masraflarını düşük tutmak için, yani tamamiyle çıkar hesabı.. Şimdi sanki giden bir şeyi onarmaktan bahsedenler oluyor, bu bahsettikleri giden şey mevcut olmamıştır.

    "Ticaret savaşlarının kazanını olmaz". Olur. Gayet güzel olur, niye olmasın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdiye kadar hiç olmadı bakalım bundan sonra olacak mı?

      Sil
  30. Oncelikle aydinlatici yaziniz icin tesekkur ediyorum.Musadenizle konuyla ilgili bir hususta goruslerimi beyan etmek isterim.Bu asrin ticareti emtia ticareti olmaktan cikip bilim ve teknolji ticareti haline donusmek uzeredir.Hali hazirda bu ticaretin altyapisi belli degildir.Dunya ticaret hukuku son gelismelerin gerisindedir.Bilim ve teknoloji hirsizligi, telif haklari konusu,biginin ticarete konu olmasi hususu gibi konularin uluslararasi bir cozumu henuz olusturulamamistir.Bundan dolayi gelisime emek veren ulkeler ile bu emekleri suistimal eden ulkeler arasinda olusan haksiz rekabet bugunki ticaret savasi dedigimiz fenomeni ortaya cikardigi kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
  31. Oncelikle aydinlatici yaziniz icin tesekkur ediyorum.Musadenizle konuyla ilgili bir hususta goruslerimi beyan etmek isterim.Bu asrin ticareti emtia ticareti olmaktan cikip bilim ve teknolji ticareti haline donusmek uzeredir.Hali hazirda bu ticaretin altyapisi belli degildir.Dunya ticaret hukuku son gelismelerin gerisindedir.Bilim ve teknoloji hirsizligi, telif haklari konusu,biginin ticarete konu olmasi hususu gibi konularin uluslararasi bir cozumu henuz olusturulamamistir.Bundan dolayi gelisime emek veren ulkeler ile bu emekleri suistimal eden ulkeler arasinda olusan haksiz rekabetin bugunki ticaret savasi dedigimiz fenomeni ortaya cikardigi kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
  32. Dan Collins'den Cin yorumlari

    https://youtu.be/I0OfJXQNXco?t=744

    YanıtlaSil
  33. Mahfi Hocam,Yazılıarınız çok aydınlatıcı oluyor.Teşekkür ederiz.ABD nin yapmaya çalıştığı her ne kadar cari açığı azaltmak isede koruyucu önlemlerle ABD halkının aynı ürünleri daha pahalıya almasına yada talebi azaltmaya yönelik çalışma olarak görebilir miyiz?Etkileri kısa vadede kendini göstermesede orta vadedede ABD için refahta azalma olacak tır değil mi?Birde esas amacın ABDnin tekrar üretici rolünü üstlenmesi/güçlendirmesi.Bu nasıl mümkün olacak?ABD de bir çalışanın aldığı asgari ücret,çindekinin kat be katı.Bu durumda kaynaklar efektif kullanılamayacağından çinde daha ucuza üretecekkek,kendi ülkelerinde daha pahalıya üretim gerçekleştirecekler gözüküyor.Siz nedersiniz?Değerli düşünceleriniz için şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görebiliriz ama öteki ülkelerde karşılık veriyor ve ticaret daralıyor sonuçta.

      Sil
    2. Değerli düşünceleriniz için teşekkür ederim.ABD tarafından konulan yüksek oranda gümrük vergileri ile ABD vatandaşları aynı ürünleri ciddi miktarda zamlı olarak kullanmaya başlayacaklar.Ama enflasyon rakamlarına baktığımızda ise nerdeyse hiç artış yok.%2.5 civarında enflasyon rakamında nasıl sabit tutmayı başarıyorlar.Gümrük vergisi artışlarını nasıl absorbe etmeyi başarıyorlar?Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
    3. Selam Unknown27 Eylül 2018 09:28,
      O malların hepsi Çin'den gitmiyor,
      Çin mallarının alternatif üreticileri de var,
      onlar ciddi bir pazar kazandı.

      Sil
  34. Hocam, Steve Hanke; Türkiye’deki yıllık enflasyonun %88 olduğunu söyledi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok daha neler.. gerçek olabilir mi?

      Sil
    2. Bizde bir söz vardır: Ya dayak yememiş ya da sayı saymasını bilmiyor diye. Bu da o hesap.

      Sil
    3. Bence Dayak yememis. Buyursun bir ziyaretimize gelsin, cayimizi icsin hallederiz.

      Sil
    4. Steve Hanke, bir ülkedeki enflasyonun devalüasyona eşit olması gerektiğini düşünüyor. Dolar iki katına çıkınca kiraya zam yapıp iki katına mı çıkardınız? Çıkarmadıysanız bu teorinin neden saçma olduğunu anlamışsınızdır.

      Sil
  35. Değerli hocam yazılarınızı büyük dikkatle takip ediyorum.
    Keşke bir gin fırsat olsada sizi üniversitemde(Adnan menderes üniversitesi) görme fırsatı yakalasamda değerli görüşlerinizi canlı dinleme fırsatımız olsa,yazılarınız hocalarımız tarafından derslerimizde bolca yol gösterici olarak okutuluyor.
    Saygılar..

    YanıtlaSil
  36. Günümüzdeki büyük ekonomiler (ABD, İngiltere, Fransa gibi), büyüme dönemlerinde geniş korumacılık ile büyümelerini sürdürdüler. Bu ülkeler ancak büyük ekonomileri olduktan sonra serbest ticarete yönelik politikaları desteklediler. Bu varsayımlar altında ekonominin temel prensiplerinden olan ticaret her iki tarafa da kazandırır ilkesi sizce her zaman doğru mu ?
    Kaynak: Türkiye'nin 200 yıllık İktisadi Tarihi - Şevket Pamuk, İş Bankası Yayınları

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru. Biz de 50 yıl boyunca aynı şeyi yaptık ama onların vardığı yere varamadık. 1980 sonrası dışa açılınca geliştik.

      Sil
    2. Hocam haddi mi aşıyorum ama geliştik mi?1980'den önce ABD ve AB'nin kişi başı milli geliri bizden kaç kat fazlaysa bugünde o kadar fazla hiç değişmemiş durumda...

      G.Kore,Tayvan,Japonya aynı şeyi yapıp onların vardığı yere vardı acaba bizde mi bir sorun var.

      Sil
    3. hocam, maalesef düşüncenize katılmıyorum. bir ekonomi dışa açılınca değil rekabet edebilir olduktan sonra dışa açık yani liberalleşmeye giderse gelişimi artar. biz dışa açılarak gelişmedik açık pazar olduk hocam. arada büyük fark var. bugün GSMH mizde aldığımız dış borçların büyük kısmı da gelir gibi gösterildiği için sözde 800 milyar dolarmış. kaldı ki yıl sonunda yine tüik kalem oyunları yapmazsa 750 milyar doların bile altına inebilir. şu anda kriz olarak algılanan aslında ekonominin normalleşmedir. zira biz sanki abd den daha fazla üretkenlik artışı yaşamışız gibi tl uzun yıllar dolar karşısında fazla değerli kaldı. bunun da bedeli olacak elbette. önce sanayileşme sonra liberalleşme olur. biz ise 1980 sonrasında atla arabanın yerini değiştirip önce liberalleşme sonra sanayileşme dedik. geldiğimiz nokta artık tıkanma noktasıdır. hocam bu kadar da liberalleşmeyi savunmayınız. liberalleşme dünyaya salt borçlanma ekonomisini dayattı. salt finansal sermaye genleşmeleri yarattı. reellikten hızla koparıldık. kamuyu ekonomiden tamamen çekmek büyük hatadır. bugün abd-avrupa-japonya gibi büyük kapitalist ekonomiler hatta liberalizmin öncüsü İngiltere'de bile kamusal pay ekonomide bizden daha yüksektir. kamunun bitmesi demek sosyal devletin de bitmesi demektir. biz esasen liberal bile değiliz. bir her konuda mı-miş gibi yapıyoruz.

      Sil
    4. Yaşının genç olduğunu tahmin ettiğim kişilerin bu kadar geri fikirleri savunması, Mahfi Bey'in onlara piyasa ekonomisini anlatmaya çalışması çok ilginç.

      Sil
  37. Ekonomik teknolojik ve askeri güçten ayrı düşünülemez. Ortaçağda barutu keşfeden çin güçlü idi. Bugün nükleer enerji güç göstergesi. Japonya ya attığı atom bombası sonrası abd nükleer enerjinin gücü ile tüm dünyaya kabadayılık yapabiliyor. Kendi kontrolünde olduğu sürece başka ülkelerde silah haciri kullanımına müsade ediyor ancak silah üretmeye çalışanlara her türlü baskı ile engel oluyor. Bugün İran a olan baskısının %70 nedeni bu. Petrol ön plana çıkarılsa da asıl neden değil. Teknolojinin insan hayatındaki önemi her geçen gün artarak devam ediyor ve bu ürünlerin patentlerinin %90 ı Abd ye ait. Bu gün gerek barış gerek savaş amaçlı üretmek istediğniz her ürün için Abd den izin almanız mutlak bir gerçek. Hal böyle iken tarım konusunda da kendi kendine yeten ve hatta ihracat yapan abd nin global ekonomiden içe yönelmesinin ekonomik sorunlara neden olacağını düşünmek pek mümkün değil görünüyor. Şu yorunları yazdığımız bilgisayar yada telefonların %90 ı Abd patentli ürünler ve abd bu ürünleri fason olarak üreten ülkelere izin vermediği ve üretimi abd ye çektiği zaman maliyetler artsa da sonuç olarak bu ürünler vazgeçilmez ihtiyaçlar olduğu gerçeği açıktır. Kısaca Abd den daha üstün teknoloji, tarım ve silah üreten Abd ye karşı güçlü olur diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  38. TOLGA TEKKELİ26 Eylül 2018 19:46

    Mahfi Hocam; Steve Hanke, her ne kadar bu topraklara yabancı sayılsada TL için 'altın standardına dayalı para kurulu komitesi kurulması gerektiği' görüşü hakkında ne düşünüyorsunuz ? Daha önce ki yazılarınızda dalgalı kurdan sabit kura geçmenin olasılıksızlığına değinmiştiniz. Altın standardı aynı şekilde midir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altını bulsak standardı uygularız da altın yok.

      Sil
  39. Trump A.B.D. dış ticaret açığının nedenlerini bulmak için bazı deneylere girişiyor, olabilir.

    YanıtlaSil
  40. Alttaki George Friedman'dan bir alindir:

    https://thirdwaveiscoming.blogspot.com/2018/09/the-myth-of-liberal-international-order.html

    YanıtlaSil
  41. Bu hamleden dönülmezse en büyük zararı Abd mi görür, veya bu daralma, başka 'ticari pazar' ihtiyaçlarını doğurmaz mı ?

    YanıtlaSil
  42. Uluslararası Ticaret (lisans) bölümü hakkındaki düşünceleriniz neler? okunabilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçimlik derslerde ve özel çalışmalarda ekonomi ve finansa ağırlık verirseniz iyi olur.

      Sil
  43. Fed'in hamlelerini doğru buluyor musunuz ? Nereye kadar sürecek bu faiz artışı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru buluyorum. Kendi tahminlerine göre 2021'den itibaren faiz indirimine geçecekler.

      Sil
    2. Bu konuda daha önce de bahsetmiştiniz; merkez bankaları kendi aralarında da konuştuğu biri faiz arttırımına gittiğinde diğerinin indirime gidebileceği hakkındaydı sanırım. Hem FED'in hem AMB nın ikisinin de aynı anda faiz arttırımına girdiği bir süreç yaşamayız herhalde.

      Sil
    3. hocam, ticaret savaşları hızlanırsa abd de enflasyonist baskılar 2021 yılında da güçlü seyredebilir ve fed faiz artırımını sürdürebilir ya da en azından 2021 sonrası bir müddet yatay tutabilir. benim tahminim fed in 2021 itibariyle de faiz artırımını sürdüreceği ancak 3-4 değil 2 kere yapabileceği ve sonrasında da sabit tutarak hem abd hem de küresel ekonomiyi takip ederek kararlar alabileceği yönündedir. muhtemelen fed faiz bandını 4,50 -4,75 aralığında artırımı durduracaktır.

      Sil
  44. Trump bu gidişle Abd ekonomisini resesyona sürükleyebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heee.. Trump bu gidisle Abd ekonomisini batiracak. Rte Türk ekonomisini ucuracak diyorsun yani. Ac tavuk senii.

      Sil
    2. Aynen öyle diyorum, tam üstüne bastınız.

      Sil
  45. Elinize sağlık hocam. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Makroekonomi konusu başta olmak üzere çeşitli konularda da farkındalık oluşturduğunuzu düşünüyorum.Ülkemiz tarım ekonomisi ve tarım ekonomisinde liderliğe sahip ülkelerin tarım politikaları ile ilgili ve ya buna benzer bir konuyu yazmanızı sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bu konuda bir çalışmam var ama henüz yazı aşamasına gelecek noktada değil.

      Sil
  46. Hocam Fed faiz arttırdı. Dolar kurunun yükselmesi gerekirken, düşüyor. Neden acaba??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazıları siyasal etkiler olmak üzere birçok başka etken de var.

      Sil
    2. Hocam, siyasi etkiler derken.. Baskilar mi demek istediniz?

      Sil
    3. Piyasalar Bronson'un ekimde saliverilecegini satin aliyor ondan. Memleketine dondukten sonra dolar gene artmaya devam edecek. Etmek zorunda, yabanci sermaye girisi giderek azaliyor ve cevirmemiz gereken daglar gibi borc var. Bankalar sendikasyon kredilerinin sadece %80'ini yenilemeye calisiyor, %20'si geri odenecek cunku faiz cok yukseldi. Dolar'a talebi artiracak bu.

      Sil
    4. Sayın hocam rica etsem; bu meseleyi (doların herhang bir şey düzelmemişken düşmesini)biraz daha açıp izah edermisiniz...?

      Sil
    5. Dolarin dusmesinin sebebi yeni doviz girisi degil insanlarda doviz alacak TL kalmamasi. Talep dustu fiyat indi ama bu Turkiye'nin veya piyasanin doviz ihtiyacinin azaldigi anlamina gelmiyor.

      Sil
  47. Değerli Hocam,
    Yazınızdaki ülkeleri de göz önüne alarak bir tespit yaparsak, dünya ülkelerini en zenginden fakire doğru günümüze uygun sıralarsak, 50 yılda geri gitsek 100-200-300 yılda geri gitsek sıralama pek değişmiyor. Buradan yola çıkarak kültürel yapılar,inançlar veya düşünce yapıları itibariyle ne kadar süre geçerse geçsin, üretime, gelişime ve ilerlemeye yönelik davranış şekilleri sergilemek yerine, hep halkı sömürüp, yöneticilerin saltanat içinde yaşamasını sağlayacak yönde davranışlar sergilenmiş ülkeler sürekli olarak fakirlik sıralamasında en üstte kalmış diyebilir miyiz? Fakirlik bir ülkenin kaderi olamaz inancındayım
    Saygılar
    Murat

    YanıtlaSil
  48. Hocam elinize sağlık
    Ben tez yazıyorum sizin yazılarınızı takip ederek .
    Özetini çıkarmam gerekiyor fakat nasıl çıkaracağım yardımcı olur musunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bosver..hic baslama. Hoca zaten özetin, özetin özetini yaziyor. Bu kadar özetten tek basina bir özet cikaramiyorsan "Tez" bu isten vazgec.

      Sil
  49. Hocam merhabalar takip ettiğim ekonomistler neden doların düşünün geçici olduğunu söylüyorlar nedeni ne ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kilavuzu karga olanin……….!!

      Sil
    2. Yanlis ekonomistleri takip ediyorsun demek bu. Nedenini sormussun soyleyeyim, patronlari yani RTE oyle yazmalarini istiyor da ondan.

      Sil
  50. Hocam, Tofas Bursa fabrikasi piyasadaki daralma sebebiyle üretime 9 gün ara vermis..

    Bir yorumunuz olbilir mi? Yoksa.. Biz mi tahmin edelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ugur Civelek'in youtube'deki son videosunu izle. Bu bir seferlik olursa cok onemli degil ama tekrarlanmaya baslarsa ve baska sektorlere de sicrarsa arkasindan kamulastirmalar gelebilir diyor. Tofas icin degil ama bu kamulastirma.

      Sil
  51. Çinin amerika kıtasıni daha önce keşfettiği bilgisi gibi fazla bilinmeyen bilgileri sayenizde öğreniyoruz teşekkür hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye Reis dedi,
      amerigayı müslümanlar buldu dedi,
      hocamız da yazmış bakın,
      çin deniz gücünün başında bir müslüman var o dönemde.

      Reis bunu yıllar önce söyledi.

      Sil
    2. Amerikayi cinin yaptigi gemileri komuta eden bir musluman buldu. Kacirdigin nokta, o filoyu yapacak ongoruye sahip olan kisinin cin imparatoru olmasi. Okumak ile dusunmek arasinda cok fark var, hayvanlarin bile belli sekilleri taniyarak basit anlamda okuyabildigini dusunursek, kulaktan dolma bilginin ne kadar degersiz oldugunu anlayabilirsin..

      Sil
    3. Batti balik bey yaptin gine yandasligini degil mi? Fikirlerin de resmin gibi soytarilik dolu.

      Sil
  52. Kerem İnanır27 Eylül 2018 00:47

    Sayın hocam, bilgilendirici yazınız için çok teşekkürler. Ellerinize sağlık, çok güzel 🙂

    YanıtlaSil
  53. Hocam, ticaret ile ekonomi arasındaki ilişkiyi değerlendirirken, ekonominin toplam değerini baz alıyorsunuz. Ancak bir de sınıflar ya da sektörler üzerindeki etkiyi değerlendirmek gerekmez mi? Sınıfların ve sektörlerin adaptasyonu ticaret kadar hızlı olamayacağı için, sözkonusu ilişkinin gruplar üzerindeki etkisi aynı paralellikle olamayabilir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  54. Serbest ticaret her iki ülkeyede kazandırır doğru. Ama ticarettte fazla verene çok daha fazla kazandırır. Çİn, Kore, Japonya, Almanya vs. Açık veren ülkeler ise cari açıkları ile sonunda bir döviz krizine girer. Örneğin Türkiye. Bazısı ise hiç gelişemez Afrika ülkeleri, sınırsız ticaret bu ülkelere en basit sanayilerini bile kurmalarına izin vermez. Kontrollu olarak bebek sanayileri geliştikçe serbest ticarete girmeyi başaran uzak doğru ülkeleri en başarılı ülkeler. Tüm gelişmiş ülkeler ABD, İngiltere, Almanya uzun bir korumacılık sonrası serbest ticarete girmişler. Amerike İngiltereye karşı, Almanya İngiltere'ye karşı pazarını korumuş vs vs. Ha-Joon Chang'ın dediği gibi rekabet iyidir ama 10 yaşındaki çocuğunuza artık hayatını kazanman lazım hadi çalış rekabet et kimse demeyecektir. Türkiye korumacılık sırasında rekatbetçiliği arttıramadı ama bunu başaran bir çok uzak doğu ülkesi var. Buna uygun politikalar geliştirebildiler. Biz yapamadık ama serbest ticarettte de bir Kore bir Japonya'nın yaptığını yapamadık.

    Hocam sizin her zaman dediğiniz gibi ekonomi de mutlak doğru yok. Her ülke için, her devirde sınırsız serbest ticaret en iyisi olmayabilir sanki.

    YanıtlaSil
  55. Aslında dünya ticaretinde olması gereken oluyor. Herşey yoluna girecektir zamanla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olması gereken derken ?

      Sil
    2. ABD bu kadar yuksek cari acikla devam edemezdi. Cin ABD'ye mal satip kazandigi parayi ABD'ye borc veriyor. Nereye kadar ve ne karsiliginda? Yuksek borc egemenligini kaybettirir ulkeye, bkz Turkiye.

      Sil
  56. Hocam Avrupaya gelen altın gibi değerli madenler nasıl Avrupanın zenginleşmesini sağladı? Sonuçta durduk yere gelen para zenginleşmeye değil enflasyona yol açar. Hatta o zamanlar avrupada bu değerli madenlerden ötürü çok yüksek enflasyon yaşandı diye biliyorum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  57. Kavramları gereksiz yere kutsallaştırmamak lazım. 90'li yılların küreselleşmecileri böyle lafları çok ettiler, ticaret savaş engeller, mesela "McDonalds'i olan iki ülke savaşmamıştır (savaştı)", şimdi diyor ki "aynı tedarik zincirinde olan iki ülke savaşmaz (o da olabilir, Çin ve ABD mesela)". Dünya Savaşları öncesi en çok ticaret yapan iki ülke Almanya ve Fransa'ydı.

    Ekonomik gelişme üretime dönük bilgiye (know-how) bağlı. Bu bilgi yanyana çalışırken birinden geçer, eğitimle de aktarılamaz. Eğer yerli sektör yeterince gelişmemişse gümrüğü koyarsınız iç sektör gelişir. O ülkeye satmak isteyen rahatsız olursa rahatsızlığını belli eder, ticaret savaşı yapabilir. Kesin doğru kesin yanlış yok.

    YanıtlaSil
  58. Mahfi Egilmez'i, dusunce tarzini cok tanir, bilirim, tipik bir neo-klasik liberal ekonomisttir ve hali hazirda gecerli olan genel ekonomik goruse hakimdir. Dolayisiyla Mahfi Egilmez'in dusunce tarzini bilmeden Ekonomist olunamaz bugunku sistemde. Kisacasi, ders kitaplarini bilen ve ogreten birisinin, bunlari bilmemesi dusunulemez.

    Mahfi Egilmez'in dediklerinin buyuk bir kismi TEORIK olarak, kendi cercevesinde dogrudur. Sorun, soylemedikleri, bilmedikleri, kaale almadiklari ve en kotusu de temel varsayimlari. Bugun dunyayi yonetenlerin en temel prensibi, DOUBLE THINK, yani herseyin bir gorunen sebebi (mazereti) hem de bir gercek sebebi (hakikati, hikmeti) var.

    Ornegin, Ricardo'nun temel prensipleri itibariyle ticaret, her iki taraf icin de karli olabilir, ki kisa vadede bu mutlak boyledir. Fakat uzun vadede, taraflardan bir tanesi, buyuk ihtimalle ya cok daha karli cikar, yahut bir digeri zarar eder. IMF gibi orgutler de zaten, Egilmez'in de dedigi gibi, ticaretten oturu basi belaya giren ulkeleri kurtarmak icin kurulmustur. Fakat, teori burada celisir...

    Ticari kuramlara gore ticaret her iki taraf icin de iyiyse, niye ulkelerin bazilarinin basi belaya giriyor? Demek ki, birileri icin iyi degil...

    Ikincisi, IMF, kendi hayri icin borc vermez. Ayni ekonomik kuramlar buna izin vermez; ancak borc verenin yararina olmasi gerekir bu. IMF borc verdiginde, mutlak surette, borc veren daha da karli cikar. Bu da, borc veren ulkenin borc verilenin varliklarini ve kontrolunu ele gecirmesiyle olur.

    Kisacasi, ticarette, daha degerli metalarda uzmanlasan ulkeler, belli bir sure sonra daha degersiz metalarda uzmanlasan ulkelere borc vermeye baslarlar. Bu ulkelerin tuketimleri, uretimlerini gecince, borc da verirler; daha sonra uretir, odersiniz diyerek. Belli bir sure sonra, hem ekonomik, hem de finansal sistem, zengin ulkelerin elinde oldugu icin, bu alinan borclar, odenemez hale gelir. O zaman da IMF araciligiyla borc verir ve o ulkelerin piyasalarini, finansal ve ekonomik sistemlerini ele gecirirler. Bundan sonra da o ulkenin malvarligini, medyasini ve tum kontrolunu ele gecirmek pek de uzun surmez.

    Iste Mahfi Egilmez gibiler, isin boyle derinini gostermez, sadece kisa vadede olan basit yuzeysel verileri, cocuk safligiya anlatirlar. Dedikleri dogru ama noksandir, isin sadece cok kucuk bir kismidir, zira bunlar SISTEMIN ADAMIdirlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok iddiali bir yaklasim.

      Sil
    2. Kısaca KAZAN KAZAN diye bir model uydurmadır yada diğerini aldatma yöntemidir.
      YAP-İŞLET-DEVRET model benim param yok sen yap- işlet-kazan modelidir, ben yapamıyorum para sende halktan parayı sen topla yetmezse bende destek verecem modelidir.

      Bu finansal çevrelerin ülkeleri kandırma modelleri eskimedi mi daha sizce. Hiç bir şekilde zarar etmeyecek aynı faizde olduğu gibi belirli bir kar garantili sistem tamamen saçma model her alanda uygulanması çok saçma ve ülkeyi parasal olarak kendi alanına mecburi finans garantili uzun vadede paranın kendinde toplanacağı muhteşem eski çağ modelleri.

      Dünyada değişen yada değişmeye çalışan zaten ekonomik ve finansal sistem değişimi bunun altyapısı oluşturldu şimdi uygulama zamanı geldi, Eski teoriler yetersiz kalacak mali olarak yeni vergi uygulamaları değişmesi lazım bunun içinde dünya ticareti sekteye uğrayıp yeni modelin orataya çıkmasını beklemeli.

      Sil
    3. 1)Ticari anlaşmalar başta her iki taraf içinde iyidir ancak bazen dengeler değişir. Bu değişime görede ülkeler kendini ayarlar ya üçüncü bir ülke ile anlaşırlar ya fiyat güncellerler. (Söz gelimi Çin ile ABD arasında 2000'lerin başında herkes mutluydu ama şimdi ABD mutsuz çünkü Çin o kadar ucuza üretim yapıyorki ABD üretim yapamıyor, büyüyemiyor)

      2)Diyelimki uluslararası ticaret bu kadar kötü bir sistem, sömürünün diğer adı, peki neden uluslararası ticaret yapan ülkeler çok daha iyi durumda mesela ambargo ile karşı karşıya kalan İran neden dünyanın 1 numarası değil ?

      3)Borçlunun en iyi dostu alacaklısıdır. Sonuçta borçlu batarsa parasını kurtaramaz. Haa dersenki ülkeyi ele geçirmek için batacağını bilerek kredi veriyor. Bugün Almanya ne yapsın Yunanistan'ı, İtalya'yı ?

      4) IMF Politikaları hakkında şuan birşey yazacak durumda değilim ama çok fazla yanlış politikası olduğunuda görüyor, okuyorum ama yeterince olgunlaşmadı bildiklerim sözgelimi Arjantin'de Faiz oranları % 60'ı buldu. İhracatçıya daha fazla vergi gibi en azından bana farklı gelen politikaları var.

      Sil
    4. İster sistemin adami olsun isterse de uzayli ajani.. Mahfi amca içten, samimi dürüst ve guler yüzlü biri. Bir o kadar da alçak gönüllü ve sabırlı. Bu nitelikte insanlara ihtiyacimiz var. Ayrica bu tarz adamlari gömmekle elinize hicbirsey gecmez. Bir atasözü der ki; Altın çamura düşse de altındır.

      Sil
    5. Piyasada, tv ekranlarinda, gazetelerde kitaplarda lüzumsuz onlarca tip varken Mahfi Hocam ile ugrasmaniz manidar.

      Hadi göreyim sizi..gidiniz digerlerini elestiriniz de görelim. Alcakgönüllü, sayfasinda her fikire yer veren, agir elestiri, bazen hakaret ve terbiyesizce Alay etmeye varan yorumlara bile yer veren bir insan.

      Fikirlerine veya tezlerine katilmayabilirsiniz. Kendi fikirlerinizi ve bilginizi paylasirsiniz okuyu da geregini yapar.

      Elestiri, tartisma özgür ortamlarda daha güzeldir. Karalama korkakliktir..

      Sil
    6. Ben demokrasiden nefret ediyorum. 17 yasinda bir gencim. Benim gibi demokrasiden nefret edenler artik dunyada cogaliyor. Demokrasiler yikilmali. Amacimiz demokrasilerin verdigi ozgurlugu kullanmak olmali humanizmden yaralanmak olmali.
      Kahrolsun demokrasi

      Sil
    7. Hocam bu altına bir şey oluyor,
      Şahabeddin altın paradan bahsetti,
      Can arkadaş, size altın benzetmesi yaptı,

      Sil
    8. Selam Adsız27 Eylül 2018 15:47,

      Sizi çok samimi gördüm bugün,
      Mahfi hoca askerden mi arkadaşınız?
      Beraber nöbette ekonomi konuşuyordunuz,
      Ordan kaptın değil mi bu köfteyi?

      Bu Duble Think denilen şeyin türkçesi, Komplo Teorisi olmasın?

      Sistem bu adamını niye işten atıyor, TV ye çıkarmıyor?
      Sanırım bu sistem, adamlarını döverek sevenlerden.
      Halbuki, haftada yarım saat çalışılıp, yağlı bir maaş alınan bir danışmanlık,
      bir yönetim kurulu üyeliği, gibi mevkileri adamlarına veren sistemler de var.

      Andreu var Mahfi Hocadan iyi olmasın, o da Barcelona çocuğu,
      şöyle sevdiğim bir kitabı var.

      https://www.amazon.com/Microeconomic-Theory-Andreu-Mas-Colell/dp/0195073401

      Tavsiye ederim, derin düşüncelere dalmanızı sağlar.

      Sil
    9. Yukarda Andreu Mas-Colell'den bahsetmişken, eklemek gerekir,
      İspanya'da 5 yıl Katalonya Ekonomi Bakanlığını yaptı,
      O da biraz protesttir.

      Sil
    10. Beni tanıdığını söyleyen adsız arkadaş adını da açıklarsa sevinirim. Nereden tanıştığımızı çıkaramadım çünkü.

      Sil
  59. Sayın Mahfi bey,

    bu savaşı, Çin kaybeder. Batının teknolojik üstünlüğü, alım gücü , Dünyada ki dolar ve euronun egemenliği, ve bu iki para birimindeki, batının hükmü(her ne kadar, Çin ve diğer ülkelerin elindeki doları varsa da veya bunlarla oynama şansıda olsa da bu sınırlı) Batı dışındaki ülkeler için boyun eğdirici.

    Çinin ürettiklerini batı tüketmekte. Batının satın alma gücü kendi parasıyla. Ve alabilecek zenginliğe sahip. Çinin ihracatı bu uygulamalarla, uzun dönemde düşecektir. Batı dışındaki afrika ülkelerinin ve diğerlerinin Çinin ihracat ve üretim gücünü tolere edemez. Sadece, 500 milyar dolar fazlalığı var Amerika ile. bakmadım-ancak Güney Afrikayı çıkarınız, diğer tüm Afrika ülkelerinin, toplam ithalatı, bu farkı kapatmaz-kapatamaz. Afrikalının da elinde az dolar, çok doğal kaynak var-hatta batı bunu da kaptırmaz.

    Peki Çin kendi içine dönerse ne olur? (sonuçta zenginlik-müreffef bir toplum olma hayali)Çinin, kendi üretimini Halkına satma şansı yok. Bunun için batının son ikiyüzyıldaki tüketim-savaş ekonomisinin kültürünü ve işgal etmeden sömürme anlayışını yakalaması zor. çünkü paylaşım yapılmış durumda-ve kimse bunu yeniden paylaşmak istemeyecektir. İçinde riskler barındırmaktadır. (belki afrika ülkeleri biraz tolera edebilir-ancak bu bir devin tırnağı bile olamaz)Bu ticaret savaşları ile de, ciddi anlamda-ihracat ekonomisi hüviyetini uzun süre sürdüremeyecektir.

    Ve sonuçta Çin, istenen çizgiye çekilecektir.

    Peki, bu ne kadar sürebilir. Medeniyetler Çatışması kitabında belirtilen kırık fay hatları olgusu, aslında çoğunlukla da, kırık ekonomik fay hatlarıdır. peki kırık fay hatlarının diğer tarafındaki ülkeler, medeniyetler,uluslar buna daha ne kadar dayanabilir. Bu başka bir soru.
    Bence diğer soruya geçelim. Çine niçin bu kadar müsade edildi? cevabı Küreselleşme olgusu ile, birazda bu bölgede üretip-(batılı firmalar) burayı da kontrol altına alma içgüdüsü. Küreselleşme , hani toplumları demokrasiye, medeniyetler arasındaki fay hatlarını yumuşatmaya götürecekti . Tabi ki bunlar güya.

    Sizin-çoğunluklada bizim kürsümüzde haddimi aştım.


    YanıtlaSil
  60. İtalya'da bir kriz öngörüyor musunuz?

    YanıtlaSil
  61. gelir dağılımında bu kadar eşitsizlik varken,ithalata bağımlılık ve kurlar bu kadar artmışken,enflasyon ve işsizlik bu kadar yükselmişken euro 2024 e aday olmamızı nasıl değerlendiriyorsunuz..?
    o kadar donanımlı insanlar bile iş bulamazken,yurtdışına göç inanılmaz artmışken kısıtlı kaynaklarını üretime yönlendirmek yerine futbola aktarmak mantıklı mı ?

    YanıtlaSil
  62. Ticaret Savaşları yada Yeni Ticaret Sisteminin doğumu
    ABD sınıf atlama projesi yani dünyaya hakim olma projesi diyelim. ABD önce herkese para verdi borçlandırdı şimdi paraları geri istiyor piyasadaki rezerv para miktarı azalınca ticarette zaten yavaşlayacak. ABD yeni Ekonomik , Finansal, Maliye ve Ticari sistemini herkese mecbur etmek için iyi uyun oynadı ya parayı ver yada benim yeni sistemimi kabul et tabiki paraları toplar geri alır dünya likidite sıkıntısı yaşayınca yeni fikrini ortaya çıkarır. Zorlama ile değil artık seve seve kabul edilir yeni sistem ve herkes entegre olur sonra yeni düzen başlar.

    Vücudunuza yeterli insülin verirseniz sorun yok yeteri insülin üretemezse titremeye başlar şeker hastalığı yani. yeni toplumu gençleri rahat yaşamaya harcaamaya alıştırdılar şimdi parayı çekince paraya karşı direncimiz düşünce sıkıntılarda patlayacak sonrasında yeni insülin vermek için yeni kurallar ortaya çıkacak önce hasta edeceksin sonra ilaç satacaksın.

    Piyasadan para çekilince yöneticilerin insülin direnci azalıyor ve saldırmaya başlıyorlar ABD de işte bunu kullanıyor yoksa ilaç zaten belli para para para
    Ticaret savaşları değilde Yeni Dünya Düzeni demek siyasi olarak daha doğru olur, tabi ekonomik olarak ticaret savaşları denilir.

    Düzen kurmazsanız, kurulu düzende oyuncak olursunuz.
    Hepimiz yeni kurulacak düzende ki oyun alanlarımızı merak ediyoruz.

    YanıtlaSil
  63. Emeğinize sağlık hocam. Bi sorum olacak excel dışında özel sektörde hangi raporlama programlarını önerirsiniz. Şuan tableau üzerinde çalışıyorum. Çok iyi bir görsel raporlama analiz programı ama çok bilinmiyor sanırım.

    YanıtlaSil
  64. hocam merhaba.ticaret savaşları dolayisiyal Çin yuanı devalüe eder mim

    YanıtlaSil
  65. Hocam,ülkemizdeki cari açık konusunda toplumun tüketimi mi yoksa sanayi kesiminin ithal girdi ihtiyacı mı daha belirleyicidir?
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  66. Hocam Kanal İstanbul projesi için Çin Halk cumhuriyeti teklif verdiği söyleniyor eğer kabul edilirse hemen 30 milyar dolar verilecek proje kapsamında da toplam 65 milyar dolar para getireceği söyleniyor.
    30 milyar dolar kabul edilirse teklifleri hemen bankaya mevduat olarak yatırılacak, kalan parada projeye başlayınca 35 milyar daha toplam 65 milyar dolar ekonominize girince ekonomi canlanır dış borcunuzu ödemekte rahatlarsınız gibi talkinlerde bulunulmuş galiba.
    Cumhurbaşkanının yakında dolar düşecek bunlar geçici dediği sanırım Çin kaynaklı acil yardım butonu devreye girecektir. sonuçta dış borç ödemeside dışardan para bulma işide çözülecek kısa vadede sıcak para girecek dolar düşer ekonomi hareketlenir mi yada nekadar etkisi olur sizce böyle bir senaryonun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 50 yildir ABD... simdi Cin. Sahne ayni, senaryo ayni oyuncular degismis. Bu halk herseye müstehak

      Sil
    2. o halde batı kapitalizmine bağımlılığın yerini çine bağımlılık alacaktır. yani bağlı olduğumuz sermaye gücünün sadece adı değişecektir. yani hiçbir şey değişmeyecektir. zaten çin küresel sermayenin büyüttüğü bir güçtür. türkiye çin üzerinden tamamen küresel sermayeye bağlanmış olacaktır.

      Sil
    3. Peki o 35 milyar usd pardon 65 milyar usd neyle ödenecekmiş?

      Telkinde bulunanlar kendi ceplerini düşünüyorlar sanırım.

      Sil
    4. Eet gazetelerde okuduk aynen haberde aynısı yazıyor heryerde para aranıyor nerden gelirse gelsin paranın iyisi kötüsü olmaz, değerlisi ve değersizi olur bize değerli olan yani döviz lazım.
      Döviz gelen yerden Fil esirgenmez.

      Sil
  67. Emeğinize sağlık hocam yine çok güzel bir yazı yazmışsınız

    YanıtlaSil
  68. Hocam merhabalar,
    Maliye müfettişliği dahil olmak üzere üst düzey kadrolarda görev aldığınızı biliyoruz. Peki bu zorlu ve fakat başarılı kariyeriniz size bir sürü anı bırakmıştır. Velhasılı, anılarınızdan oluşan bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
  69. Dövizdeki düşmenin nedeni belli oldu Hocam. Yabancılara gel gel yapılıyor. Brunson'u serbest bırakma sözü verdiler. Şimdi merkez bankası rezervinden bol döviz veriliyor piyasaya. Klasik günü kurtarma operasyonu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Verilen sadece Brunson mu acaba.? Yakinda kokusu cikar.

      Sil
    2. Belki ama Akbank'ın dün gerçekleştirdiği sendikasyon kredisi operasyonuna gelen güçlü talep bugün için ana etken olarak gözüküyor.

      Yurtdışı bankaların ilgisi güçlü olunca bir bilinmezlik de ortadan kalkmış oldu. Neydi o bilinmezlik?

      -Bankalar döviz kredilerini çevirmede sıkıntı yaşayacağı,
      -Yurtdışı bankaların kredi yenilemelerinde isteksiz olacağı
      -Türk bankalarının talebinin aşağısında borçlanmak durumunda kalacağı gibi.

      Borçlanma faizlerinin de yüksek olacağı da vardı ama şuanki borçlanma maliyetleri çok arttı mı öncekilere göre, bir öncekini bilmediğimden bir şey diyemiyorum.

      Şu anki süreci hepimiz farklı okuyabiliriz. Yeterki kulaktan dolma bilgilere, dedikodulara itibar etmeyelim. En azından bir gün bekleyelim bakalım taraflar ne diyor, konunun uzmanları ne diyor, değil mi?

      Bakın Tofaş da üretime ara vermiyormuş.

      Bu tür dedikoduları çıkartanların neyi istediklerini bir düşünelim.

      Sil
    3. timur çimen akrollük yapmaktan gerçeklere zihnen kapanmış durumdasınız. tıpkı halkın yarısının kapanmış olduğu gibi. farklı doğru yoktur bir tek doğru vardır. türkiye küresel şebekeye teslim edildi son 16 yılda. tek gerçek bu. sularımız bile israilin isviçrenin tohumun İsrail abd, finansmanın rothschilde tarımın rockefellere demir-çeliğin Carnegie ye , alüminyumun bakırın kimya ürünlerin du pont a emanet edildi. bunlar son derece yerli ve milli duygularla yapılmıştır timur çimen. sen hala akbankın sözde sendikasyon sağlamasından gurur duy. diğer bankalar ki 9 bankanın notu yeni düşürüldü libor + 7-8 ila finansman sağlayabileceklerdir. reel sektörün dış borç ödemeleri de iyice yaklaştı. adamlar döviz alacak tl nakit akışı bile sağlamakta zorlanıyorlar. evet borçlanma maliyetleri çok arttı çünkü makro risk pirimimiz fazla yükseldi. kulaktan dolma bilgilere bakanlar sizin gibi sürekli birisinin ağzına bakıp kendisine ait hiçbir düşüncesi olmayanlardır. bugünlerin geleceğini daha 2014 yılında söylemeye başladık. hala yıllardır uygulanan yanlış iktisat politikalarını para politikalarını ve maliye politikalarını savunur pozisyonundasınız. bankalar döviz çevirmede sıkıntı yaşamaktan çok reel taraftan gelmesi muhtemel kredi şokları nedeniyle risklidir önce bunu bir anlayınız. çünkü bankalar 100 tl lik fonlarına rağmen 131 tl lik fon kullandırmışlardır. ayrıca bankacılık sistemimizin %60 dan fazlası yabancı sermayenin elindedir. neden döviz sıkıntısı yaşasın ki. döviz sıkıntısını daha çok reel sektör işletmeleri yaşayacaktır. yabancı sermyenin bu ülkede şu an hali hazırda büyük kısmı sıcak para şeklinde olmak üzere 600 milyar dolarlık yatırım portföyü mevcuttur. sen dış güçler ekonomimizi yıkmak istiyorlar,saldırıyorlar gibi kulaktan dolma bilgilere itibar etme. adamlar neden kendi ayaklarına kurşun sıksınlar ki. adamlar milli ekonomimizi zaten 2001 krizini çıkartarak ele geçirmeye başladılar. ve artık başarılı da oldular. milli ekonomi kalmadı artık. önce bunu bir öğreniniz.

      Sil
    4. ayrıca Tofaş üretime 9 gün ara verdi. piyasada daralma sürerse kapasite düşürecektir.

      Sil
    5. Timur Bey, isin asli ortaya cikti. Hem de kulaktan dolma bilgiler ile degil. Bizzat Damat bey aciklamis.

      IMF ye borc para veren Türkiye Cumhuriyeti IMF ile tekrar Masaya oturdu demesinler diye Taseronu McKinsey'e ülkenin hazine ve maliyenin direksiyonunu teslim etmisler.

      E 1960 tan beri süregelen ayni nakaratin 2018 versiyonu biraz farkli olacak tabii.. Yerli ve Milli hükümetimiz IMF yi (yerseniz) baypas ettim söylemiyle yeni ortagi ile yine sicak paralari ülkeye sokacak. Bu paralar üstüne kat kat deger katma garantili cikacak. Cezasini da bu gariban ve ahmak halk cekecek.

      Timur Bey Akbank cigerin kokusunu 3 hafta önce aldi. Hazine Bakani yeni programi acikladiktan sonra Akbankin Sahibesinin cilali aciklamalarini bir daha dinle.

      Sil
  70. Michael Parkin Economics kitabını tavsiye eder misiniz?

    YanıtlaSil
  71. Hocam, piyasada dolasan ve ciddi bir sekilde israrla gündemde tutulan iddiaya göre,

    ""Berat Albayrak: Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinin yönetimi ABD'li şirket McKinsey'e verildi. demis

    Bu isin asli astari nedir? Bu konuda bilginiz veya bir degerlendirmeniz olabilir mi?




    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2. Abdülhamit 1881’de Duyunu Umumiye’yi kurdu. Çünkü Osmanlı iflas etmişti! 137 yıl sonra bugün 2. Abdülhamit’i sevenler McKinsey adında kurum ile yine Düyunu Umumiye’yi kurmuş oldular.

      Yeki Akit yazarları Ali Babacan ve Mehmet Şimşek için İngiliz beslemeleri diyordu sürekli ABD İngiliz Sermayesnin adamları bunlar gittikleri çok iyi oldu başkanlık geldi defolup gittiler partiden diye hergün haykırıyorlardı ama şimdi Orjinal ABD İngiliz malı Maliye ve Ekonomimizi düzeltmek için çok poh poh yaptıkları partileri kendileri getirdi Orjinalini.

      Sil
    2. IMF 'nin taşeron firması ABD Newyork merkezli Turkiyede batik durumda olan enerji sektörünün yapısını oluşturan Mckinsey.
      Türkiyenin tüm bakanlıklarını A.Ş gibi yönetecek yeni uydu firmamız.

      Şirketin kamu sektörlerine yönelik uzmanlık alanı tanımı kendi sitesinde Savunma ve Güvenlik, Ekonomik Kalkınma, Sağlık, Kamu Finansmanı, Bilgi Teknolojileri, Organizasyon, Operasyon, Strateji

      Kısaca IMF ile anlaştık dememek için alt taseronlarla görüşülmüş IMF onay vermiş tabiki çalışma alışkanlıkları IMF ile aynı hatta özelleştirmeler bilumum bu adamların işi Varlık fonu yönetimi gibi dünyada birçok tekel oluşturmuş firmalara yönetiyorlar.

      27 bin çalışanı bulunan uluslararası yönetim şirketidir.

      Kısaca biz yonetemiyoruz yöneten şirkete yetki devrediyoruz

      Sil
    3. AKP Hükümetinin en sevgili ABD li Yönetici Firması

      1926'da James O. McKinsey ve Marvin Bower tarafından kurulan McKinsey&Company adlı şirket, bünyesinde 27 bin kişinin çalıştığı, merkezi New York'ta bulunan bir uluslararası yönetim şirketi. Şirket, çok uluslu bazı tekellere, büyük sermaye gruplarına hizmet sunuyor ancak bu kadarla kalmıyor. Çünkü McKİnsey'in çalışma alanları içerisinde, çok ilginç bir biçimde "kamu yönetimi" de bulunuyor.

      Şirketin resmi internet sitesinde, "kamu yönetimi" alanına dair şu tanım yapılıyor: "Ulusal, bölgesel ve yerel devlet kurumlarına, etkinliklerini ve yarattıkları etkiyi geliştirme konusunda destek vererek kamuya karşı görevlerini gerçekleştirebilmelerini sağlamaktayız."

      Şirketin kamu sektörüne yönelik uzmanlık alanları da şöyle sıralanıyor: Savunma ve Güvenlik, Ekonomik Kalkınma, Sağlık, Kamu Finansmanı, Bilgi Teknolojileri, Operasyonlar, Organizasyon, Strateji.

      Sil
    4. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinin yönetimi değildir o, yönetimi olsa yerinde duramaz.

      Sil
    5. Dış Güçler denilen işte tam bu Finans yöneticisi MCkinsey şirketidir.
      Dış Güçleri işbaşına geçirdiler artık rahat rahat uyuyun dolar iner rahip brunson serbest bırakılır zaten alt yapısı oluşturuldu kararı verecek olan merci adalettir denildi. Yani serbest bırakılmasının sorumlusu hükümet değil adalet olur hükümet sorumluğu kurumlara atar ticaret olsun yeterki para gelsin.

      Türkiye Cumhuriyetinin tüm kurumları bu stratejik kurum sayesinde dönüşecekmiş yani tüm bakanlıklar dönüşüm ofisinde dönüştürülecek.

      Sil
    6. Gecmis olsun Türkiyem. Gecmis olsun Kahraman Türk Milleti.

      Eserin ile övünebilirsin. En sonunda, sonsuz biat ve itaat ile dayamilmaz bir destek ile basardiniz.

      Ülkenin kamu yönetimini ve hazinesini teslim etmeyi basardiniz.

      Sil
  72. Elinize sağlık hocam
    Gavin Menzies'in teorisine eleştirel olarak kısaca:
    "Çinliler Okyanusları aşıp bir yerlere gittiklerinde, kendilerinden çok daha geri, yoksul yerlere ulaştılar. Gittikleri yerlerde sömürgecilik yapmak, koloni kurmak, o seferleri yapmanın maliyetini karşılamazdı. Portekizliler ve İspanyollar ise, hiç de fethetme hedefi taşımadan çıktıkları yolun “ortasında”, olağanüstü altın stoklarına sahip, zayıf topluluklarla dolu, koskoca bir kıtaya tosladılar" gibi eleştiriler yapılıyor.
    Dolayısıyla bu örnek uluslararası ticaretten geri durmanın ekonomiyi geriye götürdüğünü anlatır çıkarımını yapmak için yeterli olmayabilir.

    YanıtlaSil
  73. Hocam bu Çinliler,
    Amerigaya o zaman bi 100bin çinli atsaydı,
    şimdi köşe olmuşlardı köşe...

    Şimdi Çinliler diyodur:
    "Ulan bizim dedeler zamanında Manhattına gitmişler,
    beğenmeyip almamışlar, alsaydılar şimdi Üüüüü,
    Ameriga bizimdi,
    arsayı verirlerdi mütahite, sonra yan gel yat..."

    Tabi o zamanlarda Manhattan'a kimse gidip gelmiyor,
    dutluktu oralar...

    Fırsat gitmiş, oysa şimdi ticaretin savaşını değil, kralını yaparlardı.

    YanıtlaSil
  74. Benim gördüğüm kadarıyla dünyada ekonomi tamamen doğal sürecin dışında yürüyor. Çünkü Almanya ve Çin, maça dopingli olarak çıkıyor. Uyanın doping artık yasak!!!

    Normalde dış ticaret fazlası veren ülkelerin parasının değerlenmesi gerekir. Almanya bunu zekice bir hamleyle marktan euroya geçerek engelledi. Çin de cari fazladan gelen parayı Abdye borç vererek engelliyor ve yuanı suni olarak değersiz tutup hak etmediği bir ihracat seviyesine ulaşıyor..

    Bu açıdan bakınca Abd ve Türkiye gibi ciddi cari açık veren ülkeler bundan olumsuz etkileniyor Bu açıdan bakınca Trumpa hak veriyorum. Çünkü bu durum adil değil. Abd ve Türkiye sürekli dolar kaybediyor cari açık veriyor. Abd , bunu itibari sayesinde düşük faizle borçlanarak ve dolar basarak kompanse ederken biz ciddi bir açmaza sürükleniyoruz.

    Bu iş böyle gitmez gitmemeli. Çin parasını bir an önce value etmelidir.

    Bu Çin'in de lehine olacaktır. Çünkü bu düzen böyle gitmez. Günün sonunda teker patlayacak ve Abd ve dolar itibar kaybedecekdir . Bu durumda Çinin Abd tahviline yatırdığı trilyon dolarların karşılığı olmayacak olsa bile az olacaktır. Bu ne zaman olur bilmem ama mutlaka olacak...

    Haksızlık üstüne kurulu düzenler elbet birgün çöker. Bu çöküğün en altında kalanlar da haksızlığa sebep olanlar olacakdır.

    YanıtlaSil
  75. Hocam SAYIŞTAY'ın yerine McKINSEY raporlarını mı okuyacağız??????

    YanıtlaSil
  76. Comparative advantage hakkinda bir tweet firtinasi

    https://mobile.twitter.com/J_MoAGoGo/status/1045349667670757376

    YanıtlaSil
  77. Hocam iyi günler dilerim. Türkiye'nin ulaşılabilir kitapçılarından kitapyurdu.com yayınlarınızı teminde problem yaşıyor. umarım talep fazlalığından kaynaklıdır. saygılarımla.
    ---------
    Sayın,
    xxxxxxxxx numaralı siparişinizde bulunan aşağıdaki kitap(lar)ı henüz temin edemedik. Fakat ürünlerinizin birkaç gün içinde temin edilebileceğini düşünüyoruz.

    Makro Ekonomi & Türkiye'den Örneklerle
    Ekonomide Analiz & Örnek Olaylar ve Çözümler


    YanıtlaSil
  78. Ticaret savaslarinda her iki tarafinda kaybetigi dogru fakat kaybi daha dusuk olan kaybi daha fazla olana gore karli cikiyot bence ticaret savaslarin guden mantik gorecelilk

    YanıtlaSil
  79. Sayın Hocam,McKinsey denetim konusundaki düşünceleriniz?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi