Piyasalarda Son Durum ve Türkiye

Türk Lirası son dönemde en hızlı toparlanan para birimi oldu. Bu hafta içinde TL toparlanırken bir yandan faizler geriledi, borsa da düştüğü yerden kalkmaya başladı.

Dünya ve Türkiye piyasalarına bir bakalım.

1
2
3
3 vs 1
3 vs 2
Piyasa Göstergeleri
2017
2 Ekim 2018
2.11.2018
%
%
ABD 10 Yıllık Tahvil Faizi
2,41
3,06
3,22
33,6
5,2
TR 10 Yıllık Tahvil Faizi
11,43
17,70
17,10
49,6
-3,4
TR 2 Yıllık Tahvil Faizi
13,40
26,06
23,10
72,4
-11,4
BIST 100
115.333
98.161
94.123
-18,4
-4,1
Brent Petrol USD/Varil
66,87
84,35
72,83
8,9
-13,7
Altın USD/Ons
1.303
1.203
1.233
-5,4
2,5
Altın TL/Gram
158,8
231,6
215,1
35,5
-7,1
USD / TL
3,7872
5,9851
5,4327
43,4
-9,2
Türkiye CDS Primi
155
394
374
141,3
-5,1

Tabloya göre Amerikan 10 yıllık tahvil faizi yılbaşına göre de geçen aya göre de yükseliş içinde görünüyor. Fed’in verdiği paraları piyasadan geri çekmeye devam etmesinin yanı sıra faiz artırımını sürdürmesinin böyle bir sonuca yol açması doğal görülmeli.   

Türk tahvil faizleri, TL’nin yaşadığı ciddi dış değer kayıplarına, ABD ile girilen gerginleşmeye ve yükselen enflasyona paralel olarak 2017 sonundaki değerine göre hızla yükselmişti. Son haftalarda ABD ile yaşanan yumuşama ve kurlarda görülen gerileme çerçevesinde faizler gerilemeye başladı. Gerileme 2 yıllık tahvil faizlerinde daha belirgin biçimde görülüyor.

Borsa, geçen yıla göre oldukça düşük görünmekle birlikte son birkaç günde yine ABD ile yaşanan yumuşamanın özellikle ihraç ürünlerimize olumlu etki yapacağının da anlaşılmasıyla bir ölçüde toparlanma içine girmiş bulunuyor.

Brent petrolün varil fiyatı geçen yıla göre artış gösterse de bir ay öncesine göre düşüş eğilimi içinde seyrediyor. Petrol ihraç eden ülkelerin üretim artışına gitmeleriyle petrol fiyatlarında gerilemeler ortaya çıktı. Petrol fiyatları konusunda geleceğe ilişkin önemli belirleyicilerden birisi ticaret savaşları olacak.  

Altın, 2017 sonu fiyatının hala yüzde 5,4 gerisinde olmakla birlikte son bir ayda toparlanma içine girmiş görünüyor. Gram altın, altının kazandığı değerden daha çok USD/TL kurunun yükselmesiyle elde ettiği kazançları TL’nin değer kazanmaya başlamasıyla geri vermeye başladı.  

TL, Dolara karşı yaşadığı büyük değer kaybını artık yavaş yavaş geri alıyor. Bunda en önemli etki ABD ile son dönemde yaşanan yumuşama. Bu yumuşama CDS priminin gerilmesinden de görülebiliyor. Burada son bir ayda görülen gerilemenin yüzde 5,1 olması bizi yanıltmamalı. CDS primi yıl içinde 540 puan dolayına yükselmişti. 

Şimdi bir de TL’nin kırılgan beşli paralarıyla karşılıklı durumuna bakalım.

1
2
3
3 vs 1
3 vs 2
USD Karşısında
2017
2.10 2018
2.11.2018
%
%
Enflasyon
MB Faizi
Brezilya (Real)
3,31
3,94
3,70
11,7
-6,0
4,53
6,50
Endonezya (Rupiah)
13,56
15,04
14,96
10,3
-0,6
2,88
5,75
Hindistan (Rupee)
63,87
73,34
72,44
13,4
-1,2
3,77
6,50
G. Afrika (Rand)
12,38
14,36
14,30
15,5
-0,4
4,90
6,50
Türkiye (TL)
3,79
5,99
5,43
43,4
-9,3
24,52
24,00
TR Hariç Ortalama
12,7
-2,1
4,02
6,31

Tabloya göre 2017 sonundan bu yana TL, USD karşısında en çok değer kaybeden para olmuş. Grubun diğer 4 üyesinin paralarının Dolara karşı değer kaybı ortalama yüzde 12,7 iken TL’nin değer kaybı yüzde 43,4’ü bulmuş. Buna karşılık son bir ayda Dolara karşı en fazla değer kazanan para birimi de TL olmuş. Bu görünüm bize Türkiye’nin kendi yarattığı sorunların ve onların çözümünün içinde bulunduğu gruptan, önce negatif sonra da pozitif ayrışmasına yol açmış olduğunu anlatıyor. Eğer Türkiye dış gelişmelerden etkilenmekle kalmış, kendi başına sorunlar yaratmamış olsaydı TL muhtemelen gruptaki diğer ülkelerin para birimleri gibi yüzde 12 – 13 dolayında bir değer kaybı yaşayacak, ne enflasyon yüzde 24,52’ye ne de Merkez Bankası faizi yüzde 24’e yükselecekti.  

Aslında Türkiye’nin yapması gereken ilk yapısal reform kendi kendisine sorun yaratmamayı ve mümkün mertebe az konuşmayı becerecek bir formülü yaşama geçirmesi olacaktır.


Yorumlar

  1. Mahfi bey, kalp-göğüs cerrahisi uzmanı ve linguistik ile ilgilenen Dr. Metin Çakır twitterda şunu yazmış:

    Linguistik bilgisi olmadan harf devrimini anlamak mümkün değildir.

    Türkçe, predental, dişlerin ön tarafı ile konuşulan orta Asya dilidir.

    Ortadoğu dilleri, postdental, dişlerin arkasında, gırtlakta telaffuz edilen bir dil olup harfleri ona göredir

    Devrim yerindedir. Doğrudur


    https://twitter.com/DrMetinCakir/status/1058021220552228865

    Siz Osmanlıcayı eleştiriyordunuz, dayanaklarınızdan biri de bu mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Osmanlıca'yı eleştirmiyorum. Osmanlıca diye bir dil olamayacağını söylüyorum. Türkçe diye bir dil var, Arapça ve Farsça var. Osmanlıca denilen Türkçe, Arapça ve Farsçanın karışımından oluşan ve Arap alfabesiyle yazılan yapay bir dil.

      Sil
    2. Hocam madem konu açıldı:) ben de iki kelam edeyim.
      Osmanlıca diye konuşulan bir dil zaten hiç yoktu.Osmanlıca diye bahsedilen alfabedir.O da Fars alfabesidir.Arap alfabesi kesinlikle değildir.İnsanlar tabiki de Türkçe konuştu.Mesela İlk “Nutuk” Osmanlıcadır.Bu metni ne arap okuduğunda anlayabilir ne İranlı.Çünkü Türkçe yazılmıştır.Grameri kuralı her şeyi Türkçe’dir.Belki arapça veya farsça kökenli kelimeleri yakalayabilirler.Ama onda da net olamazlar.Konu çok net ama şöyle anlatayım.Mesela “referans” veya balkon kelimeleri etimolojik olarak Fransızcadır.Fransızlar référence yazarlar.İngilizler reference yazarlar.Almanlar referenz yazarlar. Ama hepsi birbirinden farklı telafuz ederler.Hatta eğer algılarınız açık değilse bu kelimeyi onlardan duyduğunuzda anlamayabilirsiniz.
      Benim şahsi fikrime gelince latin alfabesi Türkçe’nin telefuzuna çok uygun değil.Ben bunu yazıldığı gibi okunması kuralına bağlıyorum.Bence Türkçe’nin kendine has bir fonetiği var.Zaten bu kuralı farkında olmadan çoğu yerde deliyoruz.Bir Şapkalı sesli harfler getiriyoruz sonra TDK bunları gereksiz buluyor ve kaldırıyor.Bunu Yakup Kadri’nin bir anısıyla anlatayım.Kendisi alfabe değişiminin başındaki edebiyatçılardandır.Kendisi şöyle diyor : “ Harf devrimi yapılırken türkçedeki k ile benim ismim tam söylenemiyor ya q yu alalım yada kaf kef harflerini alaldım dedim münakaşa çıktı diyor.” Mesela , “adet” kelimesinin anlamını sayı olarak mı anlayacağız yoksa gelenek görenek mi ? hep tartışma konuları...Genel olarak okunduğu gibi yazılsa da dilimize sonradan giren kelimelerin yazımında tartışmalar var.
      Osmanlıcanın da hem kolaylıkları hem zorlukları vardır.Bazı harfler okunmaz , bazıları yazılır ama okunmaz.Ama alışan birine matematik formulü gibidir.Harfler birbiriyle ilintilidir.Stenografiktir.Hızlı not tutmaya ve şifreli yazmaya uygundur.Soldan sağa yazılır.Göktürk , Uygur alfabeleri de soldan sağa yazılır.Son olarak Aziz Nesin gibi isimler bu alfabeyi ölünceye kadar kullanmışlardır.

      Sil
    3. Mahfi bey yıllardır hayalini kurduğunuz dizi nihayet ekranlara geliyor.

      'Ottoman Rising', 6 bölümlük seri olarak çekilip Netflix'te yayınlanacakmış:

      https://www.hollywoodreporter.com/live-feed/ottoman-rising-limited-series-lands-at-netflix-1155951

      Artık övünebilirsiniz Mahfi bey

      Sil
    4. Hocam, alanınız olmamasına karşın konuyu çok iyi kavramış ve ifade etmişsiniz, kutlarım. Doğrusu "Osmanlıca" değil, "Osmanlı Türkçesi"dir. Konu abartıldığı gibi de değildir, alfabesini öğrenmek çok kolaydır, 3 ayda öğrenirsiniz. Diğer taraftan Osmanlı Türkçesini öğrenmek uzun yıllarınızı alır ve çok çok özel bir alandır, idare edecek kadar öğrenebilmeniz için ömrünüzü vermeniz gerekebilir. Bilinenin aksine, sadece Türkçe, Arapça ve Farsçadan oluşmaz, kıta avrupası dillerini de bünyesinde barındırır. Bu dil herkese de lazım değildir. Akademisyenlerin bir kısmına lazım sadece. Onlar da tam bilemezler, birbirleriyle işbirliği yaparlar anlamak için. Alfabeyi öğrenince hayatın anlamına ve ömrün sonsuzluğuna ulaşılabilecek bir bilgiye de sahip olamazsınız. Aksini savunan varsa ve çok arzu ediyorlarsa ibni sina tıbbına göre tedavi olmakla işe başlayıp, sonuçlarını öbür dünyada bize aktarsınlar. Selamlar,

      Sil
    5. Adsiz 18:34, benzer bir yorumu ben de yazmistim ancak yayinlanmadi. Siz basta ovdugunuz icin yayinlanmis olacak.

      Osmanlica ne kadar 'yapay' bir dil ise, Azerice de o kadar sanaldir. Bugun bizim Turkce dedigimiz de Turkiye Turcesi'dir, Anadolu'da yasayan halklarin konustugu dildir. Ne 'oz' Turkcedir, ne de 'sanal' Turkcedir.

      Tarihe mal olmus bir imparatorlugun kullandigi dile 'yapay' derseniz size gulerler. 'Halkin dili Osmanlica degildi' diyenler de Osmanli Imparatorlugunu tanimiyor demektir. Osmanli Imparatorugu'nda halk arapca, farsca, kurtce, turkce, yunanca, bulgarca, ibranice, zazaca ve hatta ingilizce, fransizca, almanca konusuyordu. Nufus olarak cogunlugu da Turkce degil Arapca konusuyordu.

      Ekonomiyi bile ne kadar bildiginiz ortada iken, filoloji bilginiz zaten kendisini gosteriyor.

      Sil
    6. Naçizane bir düşünce katkısı:
      a) Dili saraylar değil onu konuşan halklar oluşturur Osmanlıcayı halk hiç bir zaman konuşmadı ve sarayla çevresinin dolayısıyla devlet bürokrasisinin dili olarak kaldı
      b) Bütün dillerin kendine ait grameri (dil yapısı) vardır: Osmanlıcanın yüklem_fiil çekimleri (cümlenin temel yapısı) Türkçedir; kelimelerin (sözcüklerin) hemen hemen hepsi arapça ve Farsçadır
      c) Dil yapısındaki tek değişiklik çoğullarda görülür Arapça ve farsça eklerden dolayı sadece adların çoğul yapısı bozulmuştur diğer dil yapısı özellikleri Türkçeyle aynıdır
      d)
      d) Kendi dil yapısı (grameri) olmayan bir dile ayrı bir dil denemez (nokta)

      Sil
    7. Bir de Osmanlıcayı konuşan bir halk topluluğu olsaydı Osmanlıca yaşardı ve kaldırılamazdı
      Osmanlıca devletin resmi dili olduğu için Osmanlı devleti bittiğinde Osmanlıca da bitti ve Türk devleti başlayınca resmi dili olarak Türkçe başladı
      Bu bilimsel bir arayıştan çok siyasi bir tercihtir

      Sil
    8. Adsiz 18:34'un dedigi gibi Osmanlica denilen sey 'Osmanli Turkcesi'dir. Yani 'Turkce'nin bir cesidir. Osmanli'da fasih (saray'in edebiyatin dili), orta (ticaret dili) ve kaba (halk dili) Turkce olarak uc bicimde kullanilan dil Cumhuriyet sonrasi sadece 'kaba Turkce' kalacak sekilde korunmustur. Sayisiz edebi metinde kullanilan bir dildir, bugun ki (Mandarin) Cince gibi, caginda insanlarin dis ticaret ve diplomasi icin ogrenmeye calistigi bir dildir.

      Ders kitabi bilgisinden daha fazlasini edinmek isteyenler asagidaki bagi okuyabilir:

      https://en.wikipedia.org/wiki/Ottoman_Turkish_language

      Sil
    9. Mülayim Ters4 Kasım 2018 23:08

      Kalp göğüs cerrahisi uzmanı diyorsa doğrudur. Zaten dişlerin ön tarafı da kalp göğüs cerrahisiyle ilgilidir.

      Sil
    10. Emre Temelkuran5 Kasım 2018 05:28

      Latin alfabesi, Etrüsk ve Grek alfabesinin sentezi değil mi? Leh bir Osmanlı paşası daha bu bilinmeden yıllar önce Latinlerin ve Latincenin kökeninin Türkler ve Türkçe olduğunu iddaa etmiştir bunu da Latince kelimelere ve yer adlarına bağlamıştır, ben kendi kendime daha da ileri gittim İngilizce ve Almanca benzerlikleri ayan beyan kelime köklerinin. Öyleyse Latin alfabesi gayet isabetlidir. Kaldı ki kendi alfabesini kullanmakta ısrar eden çevre ülkelerin sosyolojik yapısı dışa çok daha şüpheyle baktırıyor ve toplum daha fazla muhafazakar kalıyor(bizdeki anlamıyla değil kültürel anlamda). Bunda ısrar edenlerin kafa yapısı da belli.

      Sil
    11. Emre Temelkuran, Ataturk mogollari hakir gormeyip, 'bizim kokumuz orta osya bundan sonra Cin alfabesi kullanacagi' deseydi, bugun onu isabetli bulurdunuz. Derine giden gitmis siz bosuna sorgulamayin bence.

      Sil
    12. Emre Temelkuran6 Kasım 2018 02:08

      Adsız 07:51 ,
      Birincisi Atatürk'ün Moğolları hakir gördüğünü nereden çıkardın? Niye direk Moğollar? Maksat atışmaya malzeme bulmak gibi. Sadece Latin alfabesi konuşulan ülkelerin O DÖNEM ÖZELİNDE yükselişte olduğunu(sanayi devrimi ve kültürel) görüp o sebeple seçmiş olamazlar mı? Eminim üstünde bir süre düşünülmüştür ve görüş alışverişi yapılmıştır.
      Kaldı ki Fars - Arap alfabesi İslamiyet etkisiydi ve İslamiyet geldiği kültürü büyük ölçüde yutar, demek ki o da İslam coğrafyasını iyi tanımış ve meal-hadis okumuş olacak ki İslamdan uzaklaşmıştı. O dönemde gerçek İslam bu değil gibi bir savda yok olacak.
      İkincisi Çin Alfabesi ve Moğollarla alakamız ne ŞU ANDA? Kuzey Moğolistan ve Kiril desek ne olacaktı? Hangi boy? Boyun İngilizce tanımına da bakmakta fayda var şu anda bakın bir tespit.
      Höyük ve High kelimesinin benzerliği gibi. Get - getir, deep dip, dish diş, dedi did.
      Üçüncüsü Osmanlı'da Arapça yoğundu demişsin, Arapça konuşulan coğrafya mıydı Osmanlının hakim halkı? Exterior bölgeden öteye gidebilmiş miydi? Benim bildiğim Mısır hariç gidemedi. Niye atışır bir tarzın var ve bırakın araştırmayın üstüne gitmeyin, kimse bir şey anlamaz ve Atatürk alerjisi olan biri gibi yorumluyorsun, madem beğenmiyorsun bu siteye uğramayabilirsin. Bir sürü neo osmanlıcı neo islamcı yerler var atıp tutulan. Oralarda bolca tatmin olursun.

      Bir de her klavye şemasıyla Türkçe karakter yazılabiliyor.

      Sil
    13. Arkadaslar konuyu fazla zorlamayın bence. 2035’te yaratıcı yapay zeka, insan yaratıcı zekasını yakalayıp, 2045’te de yeryüzünde yaşayan tüm insanların toplam yaratıcı zekası seviyesinde olacakmış. Az bekleyin, ona sorarsınız.

      İster türkçe sorun, ister osmanlıca sorun, ister osmanlı türkçesi.

      O cevaplayacaktır... Ama cevap hoşunuza gitmeyecek...

      İlgilenenlere : https://youtu.be/xH_B5xh42xc
      (Video ingilizce)

      Sil
    14. Emre Temelkuran, Ataturk Turk soyunun kokeninin Mogollar degil, Hitit ve Sumer uygarliklari oldugunu iddia etmistir. Siz Turkiye'de Mogol Bankasi diye bir banka duydunuz mu? Turk soyunun kokeninin Mogol olmasi tatmin edici olsa idi herhalde Eti Bank, ve Sumer Bank kurulmazdi.

      Arap alfabesi ne kadar Islam etkisi ise, Latin alfabesi de o kadar Hiristiyan etkisidir. Yani siz Islam etkisinin begenilmedigini ancak Hiristiyan etkisinin begenildigini mi soyluyorsunuz? Bence yanlis dusunuyorsunuz.

      Osmanli'nin 'hakim halki' felan yoktu. Osmanli bugun yasadiginiz ulkede alistiginiz gibi uluscu bir yapida olmadigi icin algilamakta zorlaniyor olabilirsiniz ancak Osmanli Imparatorlugu cok uluslu, cok dinli ve cok kulturlu bir Imparatorluktu. Farkliliklar icinde adalete onem veren bir bir yapisi vardi. Onu guclu kilan da bu yapisiyi. Ne zaman ki bu yapi bozulmaya basladi, gucunu kaybetti ve yikildi.

      Sil
    15. Emre Temelkuran6 Kasım 2018 20:24

      14:39 Demek istediğini anladım, zaten aynı şeyi söylüyoruz.
      Türk zaten Orta Asyadan Orta Avrupaya yayılmış (belki daha öteye) çok karmaşık ve karışmış bir etnisitenin genel adı değil midir? Türklerin zaten Amerikan-İslam güdümünde şekillendirilmiş; Türk yoktu, Malazgirtle oldu masalı çoktan çöktü. Türkiye'de kazı yapan hangi höyükte olursa olsun tüm kazı ekiplerinin özellikle yabancıların söylediklerine bak, Anadolu 5000 yılı aşkındır Türk diyorlar hiç şüpheleri yok!, Sümerciler 8000 diyor. Atatürk'ün Sümer ve Hitit iddaasını destekleyen çok sağlam veriler var(Muazzez İlmiye Çığdan sonra da var) ve gün geçtikçe sağlamlaşıyor lakin Moğollar değil demek kesinkez reddetmektir, ben kesin red düşünmüyorum belki Hitit ve Sümer'i daha merkeziyetleştirdi. Haklı olduğunu da düşünüyorum. İlber Ortaylıya göre de Osmanlı Devleti Doğu Romanın varisidir lakin devşirilenler örneğin Türk yapılmıyordu demekte saçma basbaya başkent özelinde Türk yapılıyordu. Bunun yanında Anadoluda kökümüz ve bağımız olmasa gelip yerleşmezdik ve kalmazdık. Tarihte siyah ve beyaz yoktur, gri vardır olayı çok doğru, ne yazık ki Atatürk dönemi Avrupada siyah ve beyazlaştırılan bir dönemdi ki üstüne gitmeseydi şu anda paramparça olurduk bir taraftan kitleye uymak da iyi.

      Sil
    16. Emre Temelkuran6 Kasım 2018 20:35

      5:51 yapay zeka ne verirsen onu öğreniyor :D bilmediği bir şeyi söyleyemez. Öğrenmesi için veri toplaması lazım, veri doğruysa doğru söyler yanlışsa yanlış söyler, veri eksiği de en büyük problem. Classification, prediction için farklı algoritmalar var. Şu anda da ayrım yapabiliyor.
      Arşivcilik konusunda diğerlerinden daha kötü olduğumuz için bilemiyorum sonuç ne olur.

      Sil
    17. Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlıca Arap alfabesi ile Türkçedir. Sadece alfabeyi bilen birisi matbu eserleri rahatlıkla okur. Çünkü Türkçe. Örnek vermek gerekirse Karamanlıca diye bildiğimiz Yunancada Karamanlidika diye geçen de bir dil değildir. Yunan alfabesi ile Türkçe yazılmış metinlerdir. Yunan alfabesini bilen birisi de bu metinleri çok rahat bir şekilde okuduğunda okuduklarının Türkçe olduğunun farkına varacaktır. Latin alfabesi ile yazıp okuduğumuz metinleri Arap alfabesi ile yazıp okuyunca Osmanlı Türkçesi Yunan alfabesi ile yazıp okuyunca ise Karamanlıca oluyor. Ortada çok büyük bir bilgi kirliliği var temizlemek lazım geliyor bazen.

      Sil
  2. Hocam iibf mezunları için tavsiyeleriniz var mıdır? Kpss puanlarımız 90 ilan gelmiyor. Özel sektör sıkıntıda iş yok. İş olsa da kasiyerlik tarzı işler var maaşları 2000 tl civarı. Bizim sonumuz ne olacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İİBF bölümleri 10 üniversitede olacak şekilde kaldırılmalıdır. Mezunların hepsi devlet kadrolarına giremez. Nerede iş varsa orada çalışacaklardır.

      Sil
    2. İki hafta önce diplomamı alıp mezun oldum (İşletme).

      Mesleğimle ilgili gecemi gündüzüme katıp iş aradım, bulamadım.

      İş başvurusu yaptığım şirketler, müşterileriyle yaptıkları ödeme türü anlaşmasına göre çeklerin vadesinin uzadığını, çeklerin karşılıksız çıkmaya başladığını, nakit akışlarının iyice bozulduğunu, borçlarını çeviremediklerini söyleyip beni işe almadılar.

      Şu an bir süpermarketin şarküteri (peynir, kaşar, et, ev yapımı salça, açık zeytin, açık turşu vb.) reyonunda asgari ücretle çalışmaya başladım. Cumartesi günleri saat 12:00'ye kadar çalışıyorum sonra izinliyim. Pazar dahil düğer günler markette çalışmam gerekiyor.

      İki hafta önce kurduğum hayaller, bitti.

      Bundan sonra ne yapacağım?

      Beni nasıl bir gelecek bekliyor bilmiyorum...

      Üniversiteyi boşuna mı okudum?

      Sil
    3. İİBF mezunu arkadaşım, durum mühendislik mezunları için de kötü emin ol.

      Endüstri Mühendisi Prof. Dr. Erhan Erkut'un şu videosunu izlemeni öneririm:

      https://www.youtube.com/watch?v=cCe2S3MoE2c

      2019'da özellikle genç işsizliğinin artacağını, üniversite mezunu gençlerin kendi uzmanlık alanlarında iş bulamadıklarını gördüklerinde, ne iş bulurlarsa gireceklerini, genç neslin potansiyelinin kaybolmaya yüz tuttuğunu verilerle ortaya koyuyor.

      Bu videodaki uyarılardan nasıl dersler çıkarmalıyız, hem genç işsiziler olarak, hem sistemin geneli olarak?

      Sil
    4. Tamam da Mahfi Bey'in sitesine niçin gelip yazıyorsunuz?

      Mahfi Bey, iş ve işçi bulma kurumu müdürü değil ki?

      Sil
    5. Herkes iş bulacak diye bir şart yok.

      Mağdur edebiyatınızı bu sitede yapmayın, hem Mahfi hocanın hem yorumcuların vaktini boş yere harcamayın.

      Sil
    6. Devlet herkese iş bulmak veya o altyapıyı hazırlamak zorundadır. Nokta.

      Sil
    7. liberal ekonomi dostum,çalış.

      Sil
    8. liberal ekonomi dostum,çalış.

      Benim bildiğim liberal kelimesinin anlamı özgürlük demek.

      Kapitalizmde özgürlüğümü elde etmek için çalışmam gerekiyor, biliyorum da, iş yok ki.

      İçinde iş, istihdam barındırmayan sistemin adı ne peki? İlliberal ekonomi mi?

      Sil
    9. 15:59 daki arkadaşa şöyle katılıyorum. Devlet herkese iş bulmak veya o altyapıyı hazırlamak demek, herkese kamuda iş vereceği, yapay kadro açacağı şeklinde değildir. Devletin amacı, FED’in yaptığı gibi tam istihdamı sağlayıcı emek piyasasını sağlamaya yönelik olmalıdır. Bunu yaparken de mal ve hizmet piyasalarının optimal işleyişini sağlayacak düzenlemelerde bulunmalı ve fiyat mekanizmasını işleyecek şekilde yönlendirmelidir. Tabiki züccaciye dükkanına giren fil gibi değil. Ama hepsi hayal, bizde kamu, partilileri işe yerleştirme ve rant aktarımı şeklinde çalışıyor. Piyasaların genel olarak nasıl işleyeceği konusundaki fikirleri yok ya da işlevsel değil. Maalesef bu ülkede emeklilik yaşı 65 ama 60 yaşında işe başvuranı alacak bir altyapı yok. Vesselam Türkiye’de yaşamak yaşlılar için de gençler için de zor. Herkesin istediği, bir iş bulup üretmek, ailesine bakmak ve insanca yaşamak. Devletten beklentileri bunların gerçekleştirmesi için yol açmasını beklemek, fakat biz daha primitiv sorunlarla uğraşıyoruz. Sünni-laik, sünni-alevi, hukuk devleti ya da şimdiki gibi hukuksuz devlet, dini eğitim ya da bilimsel eğitim, Turk- Kurt, Kadın-Erkek ayırımı gibi sorunlar ve çenelerimizi bunlarla yormamız enerjimizi alıp götürüyor. Elin oğlu bunları bırakalı çok oldu ve aldı başını gidiyor. Teknolojiye ve tam istihdama önem vermezsek 30-40 sene sonra daha düşük ücretle çalışan bir topluluk haline geleceğiz. Teknoloji ve buluş yetersizliği farkı maalesef buna yetişemeyen toplumları çok kötü bir biçimde az gelişmişliğe ve yoksulluğa götürecek. Sonrası da muhtemelen savaşlardır 3 vakte kadar. Uyan Türkiye, sorunlarını tartış ama gereğinden fazla enerjini ve zamanını almasına izin verme ve bilimsel yolda çağı yakalayıp katma değer üret. Yoksa başka ülkelerin emeklilerine ucuz oda satıp, masaj yapar durumuna geleceğiz. Olmaz demeyin, oluyor ve yaşıyoruz. Tamam oda satıp, masaj yapmak da bir sektördür ama bunu metafori olarak söylüyorum. Başkalarına yetişemezsiniz, onların hizmetçisinin yapacağı değerde işleri yaparsınız ya da maaşınız kadar ya da onun iki katına I phone alırsınız. Ekonomik sorun çıkınca da ancak o I phone ları kırarsınız. İlerisi değil şimdi yaşıyoruz, asgari ücret 400 usd oldu, o da iş bulursanız. Bu duruma düşmeyecektik. Herkesin birlik olup hedefe doğru çalışması gerekir. Yoksa çok kötü şekilde ezileceğiz ve maalesef bulunduğumuz coğrafyada güçsüz olursak vay halimize.

      Sil
    10. Valla onu bunu bilmem, yaziyi okuyinca canim tursu istedi, beni ilgilendiren kismi bu kadar sadece.

      Sil
    11. Çalışmayan insan tembeldir.

      İş bulun çalışın, tembelleşmeyin.

      El âlem nasıl iş buluyor, siz de bulun.

      Tembelleşmeyin, iş bulun.

      Sil
    12. burada iş bulmak imkansıza yakın...

      Sil
    13. Mülayim Ters4 Kasım 2018 23:11

      Bir gün herkes dönerci olacak.

      Sil
  3. Hocam yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum ve şunu merak ediyorum sizce en kötü geride mi kaldı yoksa bir faiz enflasyon kur sarmalına mı girdik ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kötüyü görmedik ki geride kalsın, siz kur maliyetlerinin fiyatlara yansıdığını mı düşünüyorsunuz belirli oranda yansıtabildikleri kadr yansıttılar fakat daha makas çok açık bunu da ÜFE ile TÜFE arasında ki farktan kolayca görebilirsiniz. Eğer maliyetlere yansımaz ise batarlar. batmamak için maliyetler minimum oranda da olsa fiyatlara yansıyacak bu süreç yavaş yavaş işliyor zaten hemen yansıtabilseler di ozaman kur faiz oranları kadar yansıtmaları gerekirdi. neyse daha en kötüyü görmedik muhtemelen 1 Nisan 2019 itibari ile görecez hepsini tabi daha erken olma olasılığı da var fakat hükümet buna her türlü önlem alıyor küçük esnaf batma pahasına göz yumuluyor sebebi büyükler ayakta kalsın küçüklerin zaten lobisi yok medyası yok dinleyeni yok sessiz şekilde yok olup giderler anladınız umarım.

      Sil
  4. ne enflasyon yüzde 24,52’ye ne de Merkez Bankası faizi yüzde 24’e yükselecekti.

    Artık internet çağında yaşıyoruz. Hayatımızın her saniyesi elektronik ortamda izlenebiliyor.

    Türkiye'nin enflasyon oranını internet üzerinden kasıtlı olarak yükseltip verileri saptıran kötü niyetli kişiler olabilir. Bunlar böylece MB'nin faizi yükselteceğini bilir.

    Kötü niyetli kişiler aslında ekonominin kurallarına göre oynayıp iz bırakmamaya çalışıyor. İlk önce enflasyonu internet üzerinden kasıtlı olarak yükseltiyorlar, sonra MB'nin faizi arttırmasını bekleyip, paraları cukkalıyor.

    Büyük resim budur.

    Siz hala çözemediniz mi Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen bu yoruma inanıp bir de buraya mı yazdın.🤣🤣🤣🤣

      Sil
    2. Vuuuaaav...Müthis. Internet üzerinden kasitli olarak yükseltilen enflasyon orani. Bunu da ögrendik.

      Kötü niyetli kisiler…. Bu 1 ay kadar önce Dis Gücler idi.. simdiki light hali herhalde.. Malum ABD ile durumlar yine cillop..

      16 yildir ülkeyi tek basina istedikleri gibi yönetenler bu kötü niyetlileri hala ayiklayammislar demek.

      Yoksa hala mi kandirirlmaya devam ediyorlar. Yoksa bu kötü niyetli kisiler Ismet Inönü ve arkadalari mi?

      Sil
    3. İnternet üzerinden yükseltilen enflasyon, neden internet üzerinden düşürülemiyor ki?

      Sil
    4. Enflasyon zaten açıklanandan daha yüksek aynı şekilde işsizlikte daha yüksek ve insanlar TUİK denilen kuruma bu sebepten inanmıyor sen yüksek diyorsun. Ayrıca TUİK devletin elinde rakamları da kendisi açıklıyor nasıl internetten enflasyon yükseltiliyor açıklasana mantıklı şekilde. Türkiye de enflasyon ve işsizlik rakamlarını ölçen tek kurum TUİK nasıl oluyorda devlet kendi kendine kazık atıyor senin dediğine göre öyle. arkadaş döviz kuru yıllık % 50 artmış sen diyorsun ki enflasyon internetten arttı dua edelim enflasyon duasına çıkalım indirelim olur mu.

      Sil
    5. Ne içiyorsanız formülünü vrrirmisiniz?

      Sil
    6. Kardeşim kasıtlı enflasyonla oynamak nedir ya git talep esnekliği birden düşük ürünlerin mallarındaki fiyat artışına bak gerçi esneklik nedir onu da bildiğinden süpheliyim ama

      Sil
    7. Mülayim Ters4 Kasım 2018 23:19

      Adsız3 Kasım 2018 12:39 Bu yazınla Nobel Ekonomi ödülüne aday olabilirdin.

      Sil
    8. Bunlar hep çocukluk çağında proteinsiz beslenmenin sonuclari.

      Sil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Hocam Türkiye Algı Operasyonu yapmayı bırakmalı doğrusu bu bence. İyi olan herşey hükümete yazılıyor fakat kötü ne varsa dış güçler yada muhalefet diyerek sıyrılmaya çalışıyor sorun kendi algılarında. Eğer bugün güneş açtıysa sebebi iktidar partisi dir, Yağmur yağarsa Allah tan, Kar yağarsa sebebi muhalefet, eğer Deprem olursa ABD suni deprem yapmıştır derler. İlginç olan ABD kim onların teknoloji dedikleri yalan derler ama deprem yapacak gücü olduğunu söylerler bu akıl mı allah aşkına şimdi.

    İzmir belediyesi su ücretine zam yapar sabah gazetesi bağırır izmir halkı isyanda bıktık diyorlar yeter artık biz de AKP yönetimini istiyoruz dediler diye haber yaparlar. hatta yok böyle zam % 10 dev zam yaptı izmir belediyesi halk bunlardan bıktı diye haber yaptılar. Fakat İstanbul sürekli zam yapıyor su ücretleri zaten düzenli zam için formül uydurdular bunu yazmazlar. Kendileri yaptığında da düzenleme olur İETT ücret düzenlemesi yaptı halk çok memnun derler hatta İETT zarar etmesini öneleyen formül hem İETT kazanacak hem Devlet vergi kazanacak hemde halk daha kaliteli ulaşım sağlayacak diye haber yaptılar. Halkımız son ücret düzenlemesinden çok memenun belediye artık zarar etmiyor çok teşekkür ettiler diye eklerler.

    Anlayacağınız bu algı operasyonu halka yedirilirken, dış mihraklara yediremedikleri için sadece dış mihrak derler ama içini dolduramazlar kim dış mihrak denilince isim veremezler. ABD de Yaptırım kararını Pazartesi açıklayacak pazar günü yani yarın yapılacak seçim sonuçlarına göre karar alırlar eğer trump güçlü çıkarsa işler aynı devam eder ama demokratlar ağır basarsa ticaret savaşlarıda yumuşar yaptırımlar için muafiyetler de gelir tüm senaryo değişir. emin olmamak lazım yarını görmeden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Bu millet herseye müstehak" üzme tatli canini.

      Sil
    2. Bizi dış mihraklardan önce, dış mihrakları bahane olarak gösterenler bitirecek. Ağlamayı sızlanmayı, düşman yaratmayı bırak yoluna bak. Sonuçta her ülke birbirinin dış miğrağı, yapılan pastayı paylaşmak konusunda. Bu da çok normal. Bahane üretme, dış mihrak lafını kullanacak kadar zavallı olma.

      Sil
    3. daha geçen sene izmirin kart sistemi bozuldu otobüste trende kağıt bilet kestiler 3ay, sokaklarında başıboş köpek çeteleri dolaşır,vatandaşın kucağından bebek kapmaya çalıştıklarını bilirim,yağmur yağar kent merkezinde adam boğulur,belediyecilik yerlerdedir izmirde çünkü izmir ceptedir,hizmete yola gerek yoktur.çok şükür tayinim çıktı kurtuldum

      Kerim

      Sil
    4. Millet olma ozelligini coktan yitirdi, güruh bunlar artik. Sürü bile denebilir.

      Sil
  7. Süleyman Kanyılmaz3 Kasım 2018 13:03

    Konuşmama politikası değil de hocam ABD’nin tavuğuna kış dememek üzerine politika üretmek zorundalar. Bizi buna yine bu yöneticiler mecbur etti. Bu kadar dışa bağımlı hale gelirseniz olacağı budur. Peki gelinen bu noktada MB hala faizleri 24 te tutmalı mıdır? Dünyaca ünlü bankaların yıl sonu $\₺ tahmini 5 tl çünkü. Bu noktaya gelirse dolar tl faizlerde bir sıkıntı çıkmaz mı?

    YanıtlaSil
  8. Hocam ne yazik ki bu gdisat ile ergeç ama muhtemelen 2019 yaz aylarında IMF kapısını çalacağımızı tahmin ediyorum. Eğer gitmez isek mevcut finansal maliyetlerimizle yola bu sekilde devam edebilme imkanimiz ne kadar devam edebilir? Gerek bankalarin gerek hazinenin borclanabilme kabiliyetlerinin sona erme tehlikesi olur mu? Şu an faizi yukselttikce borç bulabiliyoruz hala. En son dolar bazinda %7 faiz vermiştik. Ilerde 10 hatta 15 faiz bile versek genede para bulamama riskimiz varmı? Bunun oncu matematiksel verilerini nasıl onceden gorebiliriz? Saygilar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizi yükselterek bir yere varamayız. Faiz yükseldikçe borç veren işlerin giderek kötüleştiğini düşünmeye başlar ve borç vermeyi kesebilir.

      Sil
    2. saygıdeğer hocam,daha çok kısa bir zaman önce türkiyenin sadece bir senede ödeyeceği dış borç 200 küsür milyar dolar deniliyordu.öyleyse borcu olanlar kur bu seviyedeyken bile döviz talebi yaratmıyorlarsa, bu borçlar çaktırmadan ödendimi, yoksa biraz daha riske girip daha aşağılardanmı döviz talebinde bulunacaklar sizce.yada böyle bir borç yokmuydu.bu söylem dövizi yukarı çekip milletin eline vermek için bahane olarakmı kullanıldı.üslubum için peşine özür dilerim.başka türlü ifade edemedim.

      Sil
    3. Tahir Bey cok Dogru bir soru sormus. Bu korkunc döviz borcu nasil ödendi ya da ödeniyor. Kaynagi ne.?

      Akla gelen en dogru cevap, borclarin yeni tavizler ve Faiz oranlari ile ötelendigidir.

      Sil
  9. Turkiye batmanin esiginden donmustur. ABD de sakasi olmadigini bir guzel gostermistir. Oyle 'eyyy', 'hoyy' diyerek bagirmakla dize gelmeyecegini herhalde adabiyla kafasina kazidi bizim mini mucahitlerimize.

    Simdi bundan sonrasi gene pinpon topu gibi bir o ulkeye, bir bu ulkeye yaklasmak degil, hirsizligi, yolsuzlugu kesmek, kamu da gereksiz, plansiz harcamalari sonlandirmak, demokrasiyi, gecmiste muktedirlere karsi mevcut iktidarin ideolojisinin yasamasina olanak saglamis fikir ozgurlugunu tekrar saglamak ve de en onemlisi hukuk devleti olmak yolunda caba harcamaktir.

    Bunlar oldugunda uretim onundeki engeller, girisimcilik cesareti (ruhu), calisma azmi, isci haklari gibi ekonomi icin en onemli konular akilla, adaletle tartisilabilir, cozumler uretilibilir.

    Yukarida saydiklarimin gerceklesmesi konusunda benim bir umudum yok, ancak gerceklesmedigi muddetce gene pinpon topu gibi bir dogu bir bati arasinda para dilenmek noktasindan ilerleyemeyecegiz. Korkarim ki taraflarin karsilikli sert sutlari da topun yakin zamanda catlamasina sebep olacaktir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel yazmışsın. Benim görüşlerim yazıcıdan çıkmış gibi.

      Sil
  10. Diger gelismekte olan ulkelerin durumu oyle cok da kotu degilmis.
    Enflasyon bizim enflasyonda en iyi oldugumuz donemden iyi
    faiz bizim faizlerde en dusuk oldugumuz donemden dusuk.
    Recete su bizimle ayni kulvara sahip arjantin imf gitti.
    Turkiyeninde bir an once IMFye gitmesi lazim

    YanıtlaSil
  11. Mahfi hocam iyi günler. Size sorum girişimcilik ve e ticaret ile alakalı olacak. Sayın hocam, bu iki konu ile ilgili "Mutluluk Dağıtmak" gibi önerebileceğiniz kitaplar var mıdır? Önerdiğiniz kitapları bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak dikkatle takip ediyor,okumaya özen gösteriyorum. İyi ki varsınız. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki bu konuda kitap önerecek bilgim yok.

      Sil
  12. Sevgili üstat,

    Yazınız için teşekkür ederim. Kısa ve orta vadeli beklentilerinizi de yeni bir yazınızda paylaşabilirmisiniz

    Çok selamlar
    Cafer Demir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cafer bey, yılsonuna doğru yazacağım bu beklentileri.

      Sil
  13. Reform reform, dün üniversite kadrolarında reform yapıldı hocam. Malûm, 3 ogretim üyesiyle lisans bolumlerine ogrenci alınabiliyor. Norm kadro ile bu en fazla iki katına çıkarıldı, yani altıdan fazla öğretim üyesi alınamayacak pek çok bölüme. Şöyle orneklendireyim; google a endüstri meslek lisesi yazdım. İlk gelen sonuclardan birine tikladim. Avcılar Anadolu meslek lisesi çıktı. Kadro menusune girdim ilk sırada bilişim vardı, hoca sayısı 11 idi. Şimdi bu liseden mezun öğrenci universiteye girdiğinde en fazla 6 hocasi olacak. Reform reform al sana reform Mahfi Hoca!

    YanıtlaSil
  14. Ülkenin duran çarkı inşaat sektörünün tek sorunu kredi faizi değil, ev sahipleri artık kira alamıyor. Neden ihtiyacı dışı ev alsın bu durumda? Kiracılar kanun değişiklikleriyle o derece kollanır olmuş durumdaki, kirayı ödememek alışkanlık oldu. Hukuk sistemi hani komşuyu hırsız edecek hale çevrildi. Ev sahipleri paralarını alamadıkları, kiracıyı aylarca çıkaramadıkları bir sistemde niye başka ev alsın???

    YanıtlaSil
  15. Emek nasıl ölçülür? Sizin cevabınızı merak ediyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emek..Calismadan Makarna, kömür, nohutu oy karsiligi alanlar ile… Asgari ücret ile gece Gündüz calisip fakirlik sinirini asamayan, ay sonunu nasil getirecegini kara kara düsünenler ile.. Yandas olup Devletin tüm kaynaklarini ihale veya imar oyunlari ile talan Edip lüks icinde yasayanlar arasindaki farktir.

      Sil
  16. Hocam son cümleniz, çok güzel olmuş.

    YanıtlaSil
  17. Mümkün mertebe az konuşmak değil de hocam ABD'nin tavuğuna kış dememeyi öğrenmeliler.Çünkü bize bu duruma da aynı kişiler düşürdü, üretimi bırakıp dışa bu kadar bağımlı hale gelirseniz bir rahip ekonomiyi bu kadar etkiler işte.Hocam şimdi dolar tl kuru gittikçe düşüyor ve dünyaca ünlü bir bankanın yıl sou kur tahmini 5 tl.Böyle olunca MB faizleri düşürmeli mi düşürmemeli mi? Şu an faizler olması gerekenden çok yüksek ve bizim için sıkıntı yaratmaz mı? Kurlar daha da düşerse ve faiz aynı kalırsa kimse yatırım yapmaz diye düşünüyorum.Al-sat dönemi biter al-yat dönemi başlar ki al-yat dönemi başlayalı çok oldu bence.

    YanıtlaSil
  18. Hocam USD/TL şeklindeki gösterim Amerika tipi kotasyon iken yani 1 TL’nin karşılığı USD’yi ifade ederken, tablonuzda Avrupa tipi kotasyon şeklinde (örn: 2017 yılı 3,79) yer vermişsiniz? Bu durum hatalı değil midir?

    YanıtlaSil
  19. Başlık can alıcı, içerik ise başlığa göre eksik. Tamamlayacak halim yok. Soru nereye gider diye sorsak, cevap çok konuşanların ne kadar konuşacağına bağlı diyeceksiniz. Tahmin edin desek falcıya gidin diyeceksiniz. Madem ekonomi bu kadar basit bi denklem; siz niye ekonomist oldunuz. Ekonomiye dair kafamda oturmayan şeyler var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıklarınızdan benim de anladığım o. Yani ekonomiye dair kafanızda oturmayan şeyler var.

      Sil
    2. Hocam bunun icin once kafa olmasi gerekiyor ama?

      Sil
    3. Kafa o Kadar bos ki.. Hersey darmadagin bir o yana bir bu yana savruldugu icin oturamiyor hicbirsey..

      Sil
  20. Hocam merhabalar.
    Son birkaç haftadır Türkiye’nin CDS primini anlık olarak hiçbir site vermiyor. Siz CDS primini anlık olarak hangi siteden takip ediyorsunuz acaba?
    Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef ben de izleyemiyorum ancak gün sonunda bakabiliyorum.

      Sil
  21. Türk ekonomisi dibi görmüştür bundan sonra hem ekonomik hem dış politikaya bağlı olarak çıkış trendinde olacaktır

    YanıtlaSil
  22. Hocam film izleyecektim yazılarınıza daldım

    Charles Xavier misiniz nesiniz anlamadım ki ;-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok degil. O Mahfi Egilmez. Öz be öz Türk insani. Kendine has.. Bir türk aydinina bir deger vermek icin illa yabanci birine mi benzetmek gerekir.

      Sil
    2. Galiba Charles Xavier'ın kim olduğunu bilmediğinizden böyle şeyler yazdınız.

      Bilseydiniz eminim siz de tebessüm ederdiniz.

      Mahfi hocam sanırım anladı ;-)

      Sil
    3. Evet bazen o isim altında da film işleriyle uğraştığım oluyor.

      Sil
    4. Haklisiniz.. Sazan gibi atladim. özür..

      Sil
  23. Hocam 10 yıllık tahvil neden 2 yıllık tahvilden daha düşük faiz oranına sahip ? Devlet tahvil satarak süresi dolunca tahvili geri alıp parayı geri vermez mi ? O zaman 10 yıllık tahviller daha fazla getiri vermesi gerekmez mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 10 yıllı sürede enflasyonun düşmesi bekleniyor.

      Sil
  24. Mb doları baskılıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakinda kokusu cikar. Biraz bekle. Hele bir kisa vadeli 80 milyar dolarcik civarindaki borc ödemelerinin zamani gelsin. 2019 ceyregini görelim.

      Sil
  25. Hocam hazır kur düşmüşken TL pozitif ayrışmaya başlamışken mb piyasaya döviz satıp kurları daha da düşürebilir mi zira özel sektörün Kasım ve Aralık ayında ciddi anlamda dış borç ödemesi var. Özel sektörü biraz olsun rahatlatma açısından böyle bir hamle gelebilir mi siz nasıl Bi politika önerirsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'ye sorsak muhtemelen "olsa dükkan sizin" der.

      Sil
    2. Evt haklısınız

      Sil
  26. Keşke daha çok yazsanız. Daha çok okusak. Ekranda görsek. Radyoda dinlesek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abartma... O da bir insan.

      Herseyi hazira bekleme.. Biraz da kendin ugras ve ögren.

      Sil
  27. Mahfi Bey ekonomideki anomalileri meydana getiren unsurlar sadece gereksiz konuşmalaramı bağlıdır?Güçlü göstergeleri olan bir ekonomide gereksiz politik söylemlerin olumsuz etkileri ne derece olur?Amerika ile ilişkilerin yumuşaması sizce ekonomide kalıcı bir rahatlama getirirmi?Yada bu rahatlama olumsuz ekonomik göstergeleri geçici bir yadsıma dönemimidir?Rahatlama olumsuz ekonomik göstergeleri düzeltebilecek güçtemidir?Bilgilendirmeleriniz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olay sadece gereksiz konusmak degil Murat, hoca kibarca o kadarini yazdi. Yanlislardan biri de siyasi rehine politikasi. Rahip Brunsonu neden iceri aldilar doviz yukselince neden serbest biraktilar. Ayni numarayi Alman gazeteci Deniz Celik icin de yapmislardi, Almanlar ekonomik baski ile adami geri aldi. Bu tur ancak kabile yonetiminde olabilecek sacmaliklar da etkenler araisinda. Isin temeli nereye gidiyor biliyor musun, hukuk devleti olmaktan cikmis olmaya gidiyor, meselenin ozu bu.

      Sil
    2. Elbette değil ama gereksiz ve yanlış açıklamalar riskleri ciddi biçimde artırıyor.

      Sil
  28. Rusya,Hindistan,Endonezya,Güney Afrika,Brezilya,Arjantin ve Türkiye merkez bankalarının döviz rezervlerinide karşılaştırma tablosu olarak paylaşmak,ülkelerin kurlar karşısındaki kırılganlıklarını ortaya koymak açısından aydınlatıcı olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye Merkez Bankasinda Döviz rezervi mi kaldi ki digerleri ile karsilastirabilelim.

      Sil
    2. Aslinda az da olsa doviz rezervimiz vardi ancak guvenli muhafaza icin sarayda tutalim dendi, oraya nakledildi. Ondan sonar da zaten dovizi de rezervi de bir daha goren olmadi.

      Sil
  29. Bir ülkede en temel bekâ sorunu eğitim ve hukuktur. Malesef bu ülkenin beka sorunu var. Master ya da doktora düzeyindeki(üstelik dili de olan)insanlar boşta gezerken, niteliği tartışılan kıç yalayıcılar kamuda söz sahibiyse.. Batsın bu ülke...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Batsın bu ülke yaklaşımı doğru değil. Elimizden geleni yapıp doğruların, liyakat sahiplerinin söz sahibi olmasına çalışmamız lazım. Mustafa Kemal'i düşünün ve onun o aşamada batsın bu ülke deyip kenara çekildiğini varsayın. Bugün ne durumda olurduk? Ya da olur muyduk?

      Sil
  30. hocam, abd 10 yıllık hazine tahvillerinin %3,22 olması esasen küresel çaplı bir finansal türbülans olasılığının da artması anlamına gelmiyor mu?. ayrıca abd ile ilişkilerin yumuşamasını piyasalar fazla abartmış durumda. tıpkı sertleşmeyi fazla abarttıkları gibi. piyasalar özellikle dolar bazında o kadar yüksek riskler almış ki en ufak bir güzel gelişmeyi abartıyorlar en ufak kötü gelişmeyi de abartır hale geliyorlar. çünkü finansal kaldıraçlar özellikle gelişmekte olan piyasalarda hayli yüksek durumdadır. ne dersiniz hocam?. iyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  31. üniversiteler işçi yetiştirmeyi bırakıp,işveren yetiştirmeye başlamalı.orta ikiden terklerin işveren olduğu dünya biteli elli yıl oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üniversitenin görevi işçi ya da iş adamı veya memur yetiştirmek değildir. Üniversite bilim insanı yetiştirmeye çalışmalıdır. Yetiştirdiklerinin hepsi elbette bilimle uğraşamaz ama amacı o kalitede insan yetiştirmek olmalıdır.

      Sil
    2. Mahfi başkan lafı gediğine oturtmuşsun.

      Sil
  32. Acayip bir geyik dönüyor ortamda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi etrafinda donmeyi birak basin donecek sonra.

      Sil
  33. Hocam değerli yazınızda yer alan kırılgan beşli tablosuna baktığımızda , artık bizim ekonominin kırılganlığı kalmamış resmen kırılmış parçalanmış olduğu açıkça görülüyor..

    YanıtlaSil
  34. 10 Kasım'da Mustafa Kemal'le ilgili hiçbir şey yazmayacaksınız, retweet bile yapmayacaksınız.

    Tamam mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mmmmm.. Sifreli mesajlar.!!!

      Sil
    2. ABD'li iktisatçılar George Washington'ın ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyor mu? Hayır yazmıyor.

      Rus iktisatçılar Boris Yeltsin'in ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyor mu? Hayır yazmıyor.

      Vietnamlı iktisatçılar Ho Chi Minh'nin ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyor mu? Hayır yazmıyor.

      Fransız iktisatçılar De Gaulle'ün ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyor mu? Hayır yazmıyor.

      Hindistanlı iktisatçılar Mahatma Gandhi'nin ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyor mu? Hayır yazmıyor.

      Güney Afrikalı iktisatçılar Nelson Mandela'nın ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyor mu? Hayır yazmıyor.

      .
      .
      .

      Peki siz niye Mustafa Kemal'in ölüm yıl dönümü geldiğinde birşeyler yazıyorsunuz Mahfi bey? Burada bir acayiplik yok mu?

      Sil
    3. Bu saydığınız isimler büyük isimler olabilir ama hiçbiri Mustafa Kemal Atatürk'le kıyaslanacak kişiler değil.
      Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde iktisatçı olarak değil insan olarak yazıyorum. Acayiplik benim yazmamda değil sizin sormanızda.

      Sil
    4. Mahfi bey çok inatçısınız, yakışmıyor size.

      Sil
    5. Mahfi Eğilmez
      yapmayin etmeyin
      ne demek kiyaslanacak kisiler degil?
      Hepsi kendi ulkesinde en azindan buyuk bir kismi bu kisiliklerin Mustafa Kemal Ataturk gibi anilan kisiler.

      Sil
    6. Söylediğim gibi hepsi büyük kişiler ama hiçbiri Mustafa Kemal Atatürk kadar büyük olamaz.

      Sil
    7. Kesinlikle bir 10 Kasım yazısı istiyoruz. Hoca yazar ya da yazmaz onun bileceği iş. Hocanın yazdıklarından neden rahatsızlık duyuyorsunuz. İstemezsen okumazsın ya da istemezsen Takvim ya da Sabah okursun. Her görüşe saygılı olmayı bilmiyorsan, git bir okula en azından bunu öğrenirsin. Bu site insanlıktan nasibini alanlar için.

      Sil
    8. Birileri Ramazan’da oruç tutmayanları dövenleri hatırlatıyor. Burası bir platform, özellikle yazara şunu yazmayın diyemezsiniz. Görüşlerini beğenmeyebilirsiniz bu durumda da okuyun geçin ya da alternatif bir düşünceniz varsa onu savunun. Mahfi Hoca dinlenseydi, dolar buralara gelmez ve bu fark yol, su, elektrik olarak herkese dönerdi. Şimdi de dönüyor ama elalemin parasıyla. Faize karşı çıkıp bizim kadar faiz ödeyen hiç kimse yoktur. Gülünç.

      Sil
  35. Hocam, Yenicag Gazetesi yazari Iktisatci Esfender Korkmazin Asagida "Ithalat Tuzagi" baslikla yazdiklarina katilirmisiniz?

    Özellikle Cözüm önerilerine..

    1...)

    Ağustos ayında ödemeler bilançosu 2.6 milyar dolar cari fazla verdi. Dış ticaret açığı da geçen yıla göre azaldı ve 1.3 milyar dolar oldu.Bunlara rağmen geçen sene ilk 8 ayda 27 milyar dolar olan cari açık bu sene 30.6 milyar dolar oldu. Cari fazlaya Ağustos ayında turizm gelirlerindeki 3.7 milyar dolar net giriş ile ithalattaki yavaşlama etkili oldu.2017 yılı ilk sekiz ayında doğrudan yatırımlarda 5.4 giriş varken bu sene 4.4 milyar dolar giriş oldu. Portföy yatırımlarında ise yine aynı dönemler itibariyle geçen sene 20.2 milyar dolar giriş oldu bu sene ise tersine 2.2 milyar dolar çıkış oldu.Aslında 8 ayda ortaya çıkan 30.6 milyar dolar cari açığın finansmanında, bu açığın yarısı kadar nereden geldiği belli olmayan 15.1 milyar dolar net hata ve noksan kaleminden giren döviz etkili oldu.Öte yandan her ne kadar MB, Parasal Olmayan Altın ve Enerji Dış Ticareti'ni de ödemeler dengesine ek tablo olarak hazırlıyorsa da, net hata ve noksan ile parasal olmayan altın giriş ve çıkışları genel olarak ödemeler bilançosunu şeffaf olmaktan uzaklaştırıyor ve anlaşılmaz kılıyor. Ağustos ayında cari fazlaya rağmen, bugünkü koşullarda cari açık devam edecektir. Çünkü Türkiye ara malı ve enerji ithalatı nedeniyle cari açık veriyor. Ara malı ithalatı kesilirse üretim de duracaktır. Dahası ihracat malı üretiminde de yüksek oranda ithal ara malı kullanılıyor. İthalat durursa ihracat da duracaktır.Elbette ki Türkiye bütün ara mallarını kendi üretemez. Ancak üretimde yüzde 10 veya yüzde 20 ithal girdi kullanılsaydı zaten cari açık oluşmazdı. Ne var ki Hibrit otomobil yaptığımızı söylüyoruz ve gerçekte bunun yüzde 80 payını ara malı olarak ithal ediyoruz.Özetle Türkiye, bir ithalat tuzağına düştü. Siyasi iktidar ya işin farkında değil veya kur arttığı için piyasanın bu işi kendi başına  çözeceğini düşünüyor. Eğer yatırım şartları uygun olsaydı, yatırımlar için hukuki altyapı ve iç tasarruf var olsaydı bu tez doğru olurdu. Kaldı ki yatırım yapmak için de yatırım malı ithal etmek gerekir. TL yüzde 35 daha düşük değerde iken yatırım maliyeti ve finansmanı yüksek olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çözüm önerisi nerede, hani özellikle dediğiniz?

      Sil
    2. net hata noksan dediğimiz tamamen sistem dışından piyasaya sokulan sterilize edilememiş paradır. naçizane bu paranın bop eşbaşkanının Türkiye'de küresel sermayenin desteğiyle kurduğu tek adam rejiminin finansmanı için yine küresel efendilerin iplerini elinde tuttuğu sistem dışı paralel sistemde tutulan paraların bütçe açığı-cari açık ikilisinin yani ikiz açığın ve dolayısıyla da yeni kurulmaya çalışılan rejimin finansmanı için piyasalaştırılmasıdır. ne zaman bunlar finansman sıkışıklığı yaşasalar net hatsa noksan o dönem patlama yapar. hatta doların önce 7,20 tl ye çıkmasını bile beklediler küresel güçlerin istediği gibi rahip bahanesiyle krizi bir araya getirip kriz için sağlam bahane yarattılar.sonra da kar realizasyonları yapıp doları 5,50 nin altına çektiler. iktidar ortağının dolar üzerinden yaptığı büyük vurgunu da biliyoruz. çünkü finansal istihbaratı vardı bunların. bunu yabancılarla kullanıp paralarına paralar eklediler bu manipülasyonlardan.

      Sil
    3. Gecmemis..

      2..)

      Sanayi üretim endeksi 2015 yılı Ağustos ayında yüzde 118.4 iken, bu sene 117.9'a geriledi. Aynı dönemlerde imalat sanayi üretim endeksi de 99.6'dan 97.7'ye geriledi.Bu tuzaktan çıkmanın yolu nedir?1.            İthal ikamesi için yurt içinde ara malı ve ham madde üretimini artırmak gerekir. Bunun için ya devlet yüksek teşvikler vermeli veya gerekirse geçici olarak bu yatırımları devletin kendisi yapmalıdır. 2.            Türkiye demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve siyasi özgürlüklerde Avrupa standartlarına dönmeyi planlamalı ve bu alanda samimi olduğunu göstermelidir.3.            İç politikada kısır çekişmeleri bırakıp, 1980 öncesi parti içi demokrasiye, ön seçime dönülmelidir. Siyasi kamplaşmaya son verilmelidir.

      Sil
  36. Hocam kusura bakma 6.50 den epey dolar var. Martta ödememiz var. Hemi de epey yüklü. Elin gavuru beklemez. Alacağını ister. Çıkış yolu var mı hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gereken yapildi merak etme. Ege de..Kibrista..Akdenizde..Suriyede.. Hersey ayarlandi..


      mart secimlerine kadar Kahraman, Dünyaya kafa tutan bir Reis izleyecegiz. Secimler alinacak.. alinmak zorunda. Aksi durumda Hersey arapsacina Döner. 2023 e kadar Canim TC nin canina okumak zorundalar yoksa yeni Dünya düzeni asla kurulamaz. Özellikle Ortadogu (Iran-Türkiye) halledilmeden kurulamaz. Hani 2023 deyip duruyorlar ya bizimkiler. Iste bunu söylerler.

      Milyonlar hala uykuda ne gam..

      Sil
  37. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek denir ya... Fed, ilk faiz artışını 16 Aralık 2015'te yapmıştı. İktisatçılar o günü çocuklarının doğum günü kadar iyi hatırlıyorlar. O tarihten bu yana listedeki para birimlerinden Brezilya reali ve G.Afrika randı dolar karşısında sırasıyla %5.1 ve %4.6 DEĞER KAZANMIŞ. Hindistan parası %9.8, Endonezya parası %6 değer yitirmiş ki son derece makul rakamlar. TL ise %85 değer yitirmiş, bu konuda IMF'lik Arjantin'den sonra ikinci. ama olsun CDS'imiz 540'tan 374'e düştü. dolar 7'den 5.40'a geriledi. kağıdın neredeyse tamamını ithal ediyoruz ama köprülerimiz, tünellerimiz, duble yollarımız, hastanelerimiz, hava alanımız var. Allah tekrar o eski mutlu mesut bol tüketimli, ithalatlı, cari açıklı dönemlere dönmeyi nasip eder inşallah. bir ilaç içtik sıtmanın titremesi azaldı ama hastalık halen tedavi edilebilmiş değil. bakalım ilacın etkisi kaç gün daha sürecek?

    YanıtlaSil
  38. Siz emekli Hazine Müsteşarısınız.

    Lütfen söyler misiniz, altınları nerede saklıyorsunuz?

    Gidip kontrol edeceğim, korkmayın, bir şey yapmayacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altınları Hazine değil Merkez Bankası saklar. Hazinede borç senetleri avrdır. Ödemek isterseniz yerini söyleyeyim.

      Sil
    2. Tebrikler.

      Sil
  39. Hocam merhba, size iki sorun olacak; Usd 'nin değeri düştükçe dünya ülkeleri abd'ye daha mi bağımlı hale geliyor? Şu anki içinde bulunduğumuz ekonomik darboğazın 2008 den itibaren usd 'nin degerinin düşmesi ile ilgisi yok müdür?

    Bir diğer konu hocam; akdeniz de neler oluyor? Kıbrıs çevresinde türkiye ile yunanistan arasinda bir catisma ihtimali sözkonusu mudur?

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok uzak bir ilişki. Başka nedenler aramak gerekir diye düşünüyorum.
      Türkiye ile Yunanistan çatışmaz. Çatışır gibi görünürler. İç politika için.

      Sil
    2. Hocam öncelikle lütfedip cevap yazdığınız için tüm heyecanimla teşekkür ediyorum. Ancak Yunanistan konusunda size katilmiyorum, tarihsel olarak gerilimlerimiz toprak genişletmeye dönük meseleler iken bu sefer enerji konusu esas dinamiği oluşturuyor. Ancak derseniz ki rumlara bir çok uluslu ortak bulunur, türklere bir çok uluslu ortak bulunur bu durumda akdeniz üzerinde yeniden güvercinler ucabilir. Bu durumda çok uluslu ortakların gerçek görevi belki de dunyaya barış getirmektir kim bilir :)

      Sil
  40. Hocam bir konuyu çok merak ediyorum. Malum halkımızın büyük bir kesimi faiz haramdır diye parasını bankasa mevduat hesabında tutmuyor, altına dövize vs. yatırıyor.
    1- Bu paraların bankada olması ekonomiye katılması için yeterli mi yoksa vadeli hesapta mı olması gerekiyor ekonomiye katılması için
    2- Eğer ille de mevduat hesabında tutulması gerekiyorsa bu durumda insamız aslında parasını mevduat hesabına yatırsa faizler düşmez mi?

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Bu paraların bankada olması ekonomiye girmesi için yeterli. Hesabın niteliği önemli değil.
      2- Düşer

      Sil
  41. Hocam samimi bir soru:
    İç barışı sağlayamamış bir devletin ekonomik olarak istediği yere gelmesi mümkün müdür? İşine gelmeyeni hain ilan eden, hain ilan ettiklerinin de gücü eline geçirenleri hain gördüğü ve bunun sürekli derinleştirilerek devam ettirildiği bir ülke amacına ulaşabilir mi? Ekonomi alanında başarı hikayesi yazmış ülkeler arasında bunun örneği var mı? Bizim durumumuza benzer badireler atlatmış örnek ülkeler var mı (pozitif veya negatif)?
    Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az önce aşağıda sermaye sahipliği ile ilgili bir yorum eklemiştim,

      1942 Varlık vergisi sorunuzun cevaplarından birisidir.

      Osmanlı döneminde, Türkiye ile iş yapmış ve köklü bağlantılar kurmuş sermaye sahiplerinden bir kısmı, varlıklarının azalmasına rağmen iş yapmayı bildikleri ve networklerinin kuvvetli olduğu Türkiye'yi bırakmadılar, ancak, resmi ideolojiye ve siyaset yapısına adapte olarak bir kısmı günümüze kadar geldi.

      Ülkenin amacının ne olduğuna bağlı olarak bu sorunun cevabı değişir.
      Mahfi beyin cevabındaki hayır, batılı demokratik kurumların oluşturulduğu bir ekonomi amacına ulaşır mı sorusunun cevabı olabilir.

      Devletin amacı, ülke içinde merkezi bir hakimiyet kurmak ve egemen siyasi ideolojiyi hakim kılmak ise cevap evet olacaktır. İşin ekonomi boyutuda, sürekli ucuz işgücü ve pazar ülke konumu devam edecektir.

      Böyle bir devlet yapısı sürdürülebilir mi?

      Bir devlet olmasa bile Anadolu topraklarında mutlaka bir kaç devlet bulunur.
      Son bir kaç bin yıllık tarihe bakınca Anadolu'da mutlaka bir devlet bulunmuş.

      Günümüz Türkiye'si, bence, asgari ücretin 300-400 USD veya 250-350Euro bandında
      bulunduğu bir seviyede en az 30 - 40 yıl tek devlet olarak varlığını devam ettirebilir.

      Sil
  42. hocam, reel ekonomide faaliyet gösteren şirketlerin faaliyet dışı karlılıklarının çoğunlukla faaliyet karlılıklarından yüksek olmasına yönelik olarak da yazınız olacak mı?. gerçi bu daha çok mikro ekonomi alanına giriyor ve sizin daha çok makro iktisadi perspektiften bakma eğiliminiz olduğunu da biliyorum hocam fakat bir istisna yapabilir misiniz?. ben naçizane bu konunun önemli olduğunu zira bu olgunun üretim-istihdam-büyüme ve özellikle de prodüktif büyüme ve sermaye yapısallığı üzerinde de önemli etkilerinin olduğu kanaatindeyim. ne dersiniz hocam bu konuda da bir yazınız olabilir mi?. iyi çalışmalar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bir inceleyeyim. Bildiğim ve arada baktığım bir konu ama yazmadım.

      Sil
    2. Merhaba,
      Çok güzel bir soru sormuşsunuz.
      20 yıl kadar önce öğrenci iken, benzer konudaki bir sunumu Milli Prodüktivite Merkezi'nin bir panelinde işlemişlerdi. Oradan aklımda kaldı benim. MP merkezinin yayınları arasından Türk şirketlerinin faaliyet dışı karlılıkları hakkında bilgiler çıkabilir.

      Sorunuzdaki prodüktif ve yapısal kelimeleri dikkatimi çekti, 20 yıl önce de bu konu çok konuşulduğuna göre yapısal bir sebebi var.

      Tarihi olarak, Cumhuriyet dönemi Türk kapitalizminin yan sonuçlarından birisi olduğunu düşünmekteyim. Özellikle 1942-1943 yılları sonrasında İstanbul sermayesi, kendini gizleme çabası içine girmiştir. 2. dünya savaşından sonraki yıllarda bu davranışı Anadolu sermayesi de göstermeye başlamıştır.

      Türk kapitalizminin başka bir özelliği ise; sorunuz ile bağlantılı olarak, sermaye sahipliğinin gizlenmesi ve resmi olarak bilinmemesidir.

      İsmini veremeyeceğim çok büyük bir sermaye grubunun da gerçek sahipliği, yurtdışında yerleşik bir aileye aittir. Türkiye'de banka sahibi de olan bu aile sermayenin resmi sahipliğini ve çantacılığını yapmaktadır.

      Sermaye kadar etkisi olmasa bile, Türk köylerinde toprak sahipliği üzerinde de ciddi sorunlar bulunmaktadır. Günümüzde bile 70 - 90 yıl önce vefat etmiş olan kişilerin üzerinde olan tarım arazileri vardır. Sahipliği bilinmeyen arazi çok fazladır. Misal olarak; mülkiyeti amcama ait olan bir toprağı benim dayım işletmekte ve sahip çıkmaktadır. Aile içinde herkes toprağın dayıma ait olduğunu kabul etmekle beraber resmi sahibi amcamdır. Bu toprağın sahipliği yaklaşık 120 yıl önce dayımların dedelerine geçmiş, resmi olarak işlemleri yapılmadığı için amcamlara kendi dedeleri üzerinden miras kalmıştır.

      Türk sermayesinin başka bir özelliği, sermaye sahibinin varlığını yurtdışında tutup, o varlıklar üzerinde aldığı kredi ile Türkiye'de yatırım yapması, Türkiye'deki yatırımlarını yurtdışı finans kurumuna teminat göstermesidir. Böylece, Türkiye'deki varlıklarını yabancı bir şirketi aracı göstererek, uluslar arası ticaret hukukunun konusu yaparak, Türk hukukuna karşı bir avantaj elde etmeye çalışılmaktadır.

      Finans işlemleri maliyetleri, ister istemez Türk firmalarının benzeri ülke firmalarına göre verimliliklerinin düşük olmasına sebep vermektedir. Türkiye içinde, yaptıkları işlere göre sermayesini yüksek oranda tutturan yerli firmalar da, faaliyet dışı gelirler ile bu verimlilik problemini azaltma yoluna gidiyorlar.

      İşin fazla bilinmeyen bir noktası burası, diğerleri için de ciddi bir araştırma külliyatı çıkacaktır.

      Sil
    3. Şahabeddin bey bu gerçekten üzerinde analitik biçimde durulması gereken bir mikro alandır. tabi bu mikro iktisadi büyümenin çarpıklaşıp çarpıklaşmaması , sürdürülebilir sermaye kapital birikimin ne derece mümkün olabileceği, istihdamsız büyümemizin dinamiklerini , reel prodüktivite kapasitelerimizin düşüklüğü-yüksekliği gibi önemli mikro iktisadi aktivasyonları ve sonuçlarını doğrudan etkileyebilecek bir konu olduğu kanaatindeyim. bu birikim zamanla makro bazda da iktisadi tabanın sağlam olup olmadığı konusunda ciddi bir veri stoku sağlayabilecek bir konudur. zaten siz de kısaca bazı bilgilerle konuya değinmeye çalışmışsınız. ilginiz dikkat çekici.

      Sil
    4. Merhaba, Adsız 5 Kasım 2018 23:40,

      Türk kapitalinin kendisine rakip olabilecek ülkelerin kapitalistleri ile arasında verimlilik farkı çıkarıyor bu konu.

      Dış dünya ile ilgili durum böyle, ancak ülke içine baktığımızda da tam tersi bir durum söz konusu, sermayesini yurt dışında tutup, hülle ile Türkiye de yatırım yapanlar, yerel sermayeye göre daha verimliler.

      Kağıt üzerindeki ekonomiyi bir kenara bırakıp, üretime baktığımızda durum bu.

      2 yönlü olarak Türkiye de sermaye birikimine engel oluyorlar.

      Son yılların popüler sektörlerinden inşaat konusundan mikro bir kaç firmaya bakar isek;
      Çevre ülkelere iş yapan mütahit firmalar,
      a- Sermayeleri olmadığı için genellikle İngiliz ve Avrupalı Sermayedarın finansal yükünü aldığı projeleri yapıyorlar,
      b- Bu projeleri mühendis ve işçileri ucuz olduğu için alıyorlar.

      Bunların sonucu olarak, sermaye karlılığı başkasında kalıyor,
      işçilik ve servis karlılığı kendilerinde kalıyor,
      Batılı benzer şirketlere göre düşük verimlilikleri var,
      o karlılık ile Türkiye'nin en büyük projelerini alabiliyorlar,
      Yerel mütaahitlere göre daha verimliler.

      Bundan 4 sene önce Rusya ve Katar'da iş yapan bir türk mütaahit firmasına
      inşaatlarda proje-tasarım-dosya paylaşımı-hata ölçüm-bilgi ve belge paylaşımı
      yazılım sistemini adapte etmek istedim, fizibilite sonucunda Türk mütaahit firması
      bu yazılımı satın alamadı, satın alsa bile sürekli bir uygulaması için kalifiye personelinin bulunmadığını kendileri de tespit ettiler, eğitim ve denetim maliyetleri de
      gelecekti projye. Bu firma için maliyet personel başına bu yazılım da kabaca aylık 39Euro
      tutacaktı.

      O çalışmada yazılım üreticisi firmanın Avrupa ayağı ile de sürekli görüştüğümüz için;
      onlar aracı oldular, yazılımı Vinci Construction isminde Avrupalı bir şirket aldı. O esnada şunu öğrendim, projenin finansman ve sorumluluğu Vinci Construction da iken, Türk
      firma onun taşeronu çıktı. Vinci Construction lisansları satın aldı, Türk firmaya o projede kullanması için yetki verdi. Bir nevi hazırlanan tüm dosyaları import edin, dedi, denetimini Vinci tarafı yaptı.

      Katılımcı demokrasi, sivil toplum ve hukuk kelimeleri, esasında kapitalist sistemde insanı üretken şekilde sisteme katmaya, altyapıya, kaynakların etkin kullanımına, sorunların hızlı çözümüne sebep verdiği için firmaların verimliliklerine de her anlamda etki ediyorlar.

      Ülkemizde bunların eksikliği ve uygulamadaki aksaklıkları, malesef kapital sahiplerinin de verimliliklerini düşürüyor.

      Sil
  43. Kerem İnanır5 Kasım 2018 08:53

    Çok güzel bir yazı hocam ellerinize sağlık. Bu konu ile ilgili değil ama, son derbi sonrası çıkan olaylar, sizin bir ara yazdığınız futbol yazısını aklıma getirdi. Bence hepsini atalım gitsinler 🤔

    YanıtlaSil
  44. Evinizdeki laboratuvarınızda,

    Ekonomik krizi bitirecek ilaç geliştirmişsiniz, çok yakında basın açıklaması ile tanıtacakmışsınız, patent bile istemiyormuşsunuz.

    Doğru mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru, ekonominin üzerine dökünce enflasyon düşüyor, işsizlik azalıyor, büyüme yükseliyor. Ama önce üzerine dökecek bir ekonomi bulmak gerekiyor.

      Sil
  45. Hocam geçen ki yazınızda da "üreterek enflasyonu yenebiliriz" gibi bir sonuç çıkarmıştım.
    Lakin geçen yazınizdaki tablonuzda da açıkça görüldüğü gibi sanayi alanında üretim yapabilmek için de üretim için gereken hammadde ve makineleri halen ithal ediyoruz :)
    Muadili yerli makinelerimizde hep döviz endeksli satılıyor...
    Ayrıca enflasyonla mücadele diye başlatılan programları da görüyoruz ki maalesef indir-bindir politikası izleniyor!
    Faiz artmadan önce 50tl olan bir gömlek faiz artışıyla 100tl oldu, şimdiki etiketlerde enfalsyonla mücadele yazan fiyat ise 150tl nin üzerini çizip 120tl yazmışlar :)
    Bu zihniyetle ne faiz düşer ne enfalsyon...
    Hocam bence fırsatçılarla mücadele diye bir kampanya başlatılamalı!
    2012 de yabancı yatırımcı sayısı 33.424 iken 2017 de 58.954 e çıkmış.
    Efendim yabancı yatırımcılar girdikleri sektörlerde bir çok yerli rakibini batırdığı için fiyat artışlarını da kafalarına göre yapıyorlar.
    Sağ kalan yerli rakiplerinin de artan fiyatlar canınan minnet!
    Ekonominin geldiği bu tabloya göre benim öngörüm şöyle; gözünü açan Çin'e alternatif olarak 2020 yılına kadar Türkiye gelişmiş ülkelerin montaj atölyesi olacak...
    Yanlış düşünüyorsam lütfen uyarınız.

    YanıtlaSil
  46. Hocam geçen ki yazınızda da "üreterek enflasyonu yenebiliriz" gibi bir sonuç çıkarmıştım.
    Lakin geçen yazınizdaki tablonuzda da açıkça görüldüğü gibi sanayi alanında üretim yapabilmek için de üretim için gereken hammadde ve makineleri halen ithal ediyoruz :)
    Muadili yerli makinelerimizde hep döviz endeksli satılıyor...
    Ayrıca enflasyonla mücadele diye başlatılan programları da görüyoruz ki maalesef indir-bindir politikası izleniyor!
    Faiz artmadan önce 50tl olan bir gömlek faiz artışıyla 100tl oldu, şimdiki etiketlerde enfalsyonla mücadele yazan fiyat ise 150tl nin üzerini çizip 120tl yazmışlar :)
    Bu zihniyetle ne faiz düşer ne enfalsyon...
    Hocam bence fırsatçılarla mücadele diye bir kampanya başlatılamalı!
    2012 de yabancı yatırımcı sayısı 33.424 iken 2017 de 58.954 e çıkmış.
    Efendim yabancı yatırımcılar girdikleri sektörlerde bir çok yerli rakibini batırdığı için fiyat artışlarını da kafalarına göre yapıyorlar.
    Sağ kalan yerli rakiplerinin de artan fiyatlar canınan minnet!
    Ekonominin geldiği bu tabloya göre benim öngörüm şöyle; gözünü açan Çin'e alternatif olarak 2020 yılına kadar Türkiye gelişmiş ülkelerin montaj atölyesi olacak...
    Yanlış düşünüyorsam lütfen uyarınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "kafalarına göre" tabiriniz doğru olmakla birlikte ölçülebilir olmadığı için, ilerisi için bir öngörüde bulunabilmek de zorlaşır.

      Karlarını TL cinsinden değil döviz cinsinden değerlendirecekleri için TL değersizleştikçe döviz cinsinden karları düşecektir. Dolayısıyla döviz ne kadar artarsa o kadarlık bir artışı fiyatlarına yansıtacaklardır.

      Şöyle düşünün; sattıkları üründe yüzde 1 lik bir ithal girdi olmasa bile, döviz cinsinden kredileri olmasa dahi TL cinsinden kar açıklansa dahi döviz cinsinden karda gerileme yaşamamak için döviz kurunda meydana gelen artışı telafi edecek bir oranda fiyat artışı yapacaklardır.

      Sil
  47. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  48. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  49. Mahfi Bey'e ve okuyuculara duyuru:

    6 Kasım Salı saat 21:00 - 22:45 arası HalkTV'de,

    Erkin Şahinöz ve Murat Muratoğlu'nun hazırlayıp sunduğu "EkoParazit" programına EGE CANSEN konuk olacak.

    Duyuru: https://twitter.com/Ekoparazit/status/1058655859864158208

    (Programı canlı izleyemeyecek olanlar için YouTube'a kaydı yüklenecek.)

    YanıtlaSil
  50. Hocam blogu ihmal ettiniz.

    YanıtlaSil
  51. Hocam,

    Hazine Ve Maliye Bakanı Albayrak enflasyon rakamları hakkında yaptığı açıklamada, "Kasım ve Aralık'ta fiyatlama normalleşecek. Trend gayet olumlu. Yıl sonu hedeflerini yakalayacağımız bir noktadayız" demis

    Ekim ayinda bu sekilde gözüken fiyatlar kasim aralik ayinda ne olacak da makul seviyede kalacak..

    Pekiyi, ya ocak, subat, mart….

    YanıtlaSil
  52. Hocam döviz işlemlerinide bankalar hesap açimalisiniz öyle alabilirsiniz dedi. İki ay önce böyle bir durum yoktu dediğimde artik işlem bu şekilde yapiyoruz dedi bunun sebebi nedir sizce? Ben az çok tahmin ediyorumda

    YanıtlaSil
  53. Hocam ben, burada 10 yillik tahvilin faizinin artmasını, tahvile olan talebin azalması ve para çıkışının olması sebebiyle değerinin düşmesi ve faizin yükselmesi olarak anliyorum ama nerede hata yapiyorum ? Cunku temel algı, faizin artması ile birlikte paranın ulkesine gerti donecegi gelismekte olan ulkelerde dolar kıtlıgı yaratacağı olarak belirtiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizden söz ediyorsanız 10 yıllık tahvilin faizi düşüyor.

      Sil
  54. HOCAM daha önce de belirtmiştim. sıcak para ülkelere siyasal şantaj olarak da kullanılıyor. bunun en bariz örneğini ağustostan ayından başlayarak çok net yaşadık, gördük. görüldüğü üzere türkiye ekonomisinin hiçbir makro iktisadi parametresinde düzelme yok ama dolar baş aşağı gidiyor. 2001 krizinde de bunu yakın çevreme söyledim. Ecevit hükümetini istemedikleri için büyük finansal manipülasyon yaparak devirdiler hükümeti. 2001 deki durumumuz asla bu derece kötü değildi bazı veriler açısından. o siyasal krizi bilinçli olarak finansal krize çevirdiler. tabi yine kırılganlığımızdan faydalandılar elbette bizim hatamız da vardı. ama son 16 yılda yapılan hataların yanında az kalır. eğer abd ye tavizler verilmeseydi dolar iddia ediyorum ki rahatlıkla bugün 8,00 tl yi rahat aşmıştı. ekonomi yerle yeksan olmuştu. küresel efendilerle iyi geçinirsen para gelir geçinmezsen anında kaçırıp döviz darboğazıyla inletirler. zaten hep derim. 1945 sonrası iktidarda en uzun süre kalanlar en büyük tavizleri verenlerdir. akepe bu konuda açık ara başı çekiyor. 2- adnan menderes. 3- Turgut özal. 4- Süleyman demireldir. ama en azından demirel fabrika kurma refleksi gösterirdi. özal turizm ve tekstilde belli bir uzmanlaşma oluşturmuştu. en azından sektör kazandırmıştı ekonomiye. ama en büyük zararı beton şampiyonu fabrika, bilim-teknoloji, ar/ge know-how fukarası sanat eğitim alanlarında eksi bakiyeli akepe vermiştir hem ekonomiye hem de tüm ülkeye. saygılar hocam.

    YanıtlaSil
  55. hocam, dolardaki düşüş eğiliminde; 1- yüksek faizler nedeniyle tl bazlı likidite daralması sonucu dolar alabilmek için gereken miktarda türk lirası bulunamıyor olması. 2- yükselen kurlar nedeniyle ithalatın azalması ve bu yüzden de dolara olan talepte gerileme. 3- finansal piyasalarda özellikle yabancı yatırımcıların yüksek boyutta dolar bazlı risklerinin yüksek olması nedeniyle mümkün olan en düşük kur düzeyinden risklerini satmak istemeleri ve bu yönde spekülasyon yapmaları. 4- abd ye bana göre verilen bazı tavizler ve bu yüzden ciddi bir gerilim azalması.5- piyasaların olumlu-olumsuz senaryoları abartarak fiyatlamalarının yarattığı aşırı volatilite seviyeleri. bunlar sanırım hayli etkili oluyor 7,24 tl den 5,35 tl lere doğru gevşemesinde. ne dersiniz hocam?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında üzerinde düşünülecek olan konu;

      Dolar 7li seviyelerin üstüne çıkıp bu zirveden aşağıya indiği için kurlar düşüyor diyoruz,

      Ya bu şekilde inişli çıkışlı yüksek volaliteli değil de, düşük bir zikzak aralığında yükselerek 5,35 seviyesine gelmiş olsaydı çok daha mutsuz olacak ve döviz durdurulamıyor diyecektik, her iki senaryonun ortalama kurları aynı olacak şekilde seyretmesinde bile.

      Enteresan bir tepki değil mi?

      Sil
  56. Gençliğimin ilk yıllarında, kaliteli yabancı dizi ve filmleri abone olma ve ücret şartı koşmadan Türkiye'ye getiren yegâne kanal CNBC-e'ydi. Benzer kanallar vardı ama CNBC-e'nin tadını vermiyordu.

    1999, 2000'lerin ilk yıllarında Türkiye'de ADSL internet bağlantısı yaygın değildi ve internet tarifeleri pahalıydı, akıllı cep telefonları yoktu, CNBC-e ilaç gibiydi ilaç!

    Yaşım geçtikçe gündüz kuşağındaki ekonomi programlarının kıymetini anladım, bu kez gündüz kuşağının müdavimi oldum, geceleri ise sadece filmleri izlemeye başladım.

    Kasım 2015'de CNBC-e kapandı ve bir dönem bitti!

    Zaten 15 Temmuz 2016'dan sonra bütün TV kanallarının aynılaşması nedeniyle TV'yi de evimden kaldırdım!

    İşte böyle Mahfi bey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2004 yılından beri TV seyretmem dediğiniz ve kişisel nedenlerden dolayı.Bu yıl 2 ay hastahanede yatmak zorunda kaldım ve odadaki TV'den seyredecek hiç bir şey bulamadım.Burada şu soru aklıma geldi:3000,4000,5000 Tl'lik Tv leri kimler ve ne için alıyorlar?Yerli kanallarda seyredecek hiçbir şey yok.

      Sil
    2. Halk seviniyor sayin 18.48
      Halk kotu olani seviyor destekliyor

      Sil
    3. B u arada AKP ve halk, ustun zekalilar ilkokulunu ve lisesini kapatti..
      Niye? Halk her zaman ama her zaman bilime guzellige ilerlemeye zekaya karsidir da ondan.
      Halk bilimi sevmez halk zeki insani sevmez
      AKpde ne yapti fazla oy almak icin okulu kapatti.
      Halk da sevindi.

      Sil
  57. hocam bu arada yazıma eklemeyi de unuttum. ekim ayı enflasyonu 2,67 artış yaşadı. beklenti 1,9 idi. beklentinin de üzerinde gelen enflasyon rağmen dolar düşüş trendini sürdürdü. yine söylüyorum:1- piyasalar olumsuz gelişmleri nedense inatla fiyatlamak istemiyorlar. 2- artık türkiyenin makro ekonomik görünümü muhtemelen önemini kaybediyor. daha çok küresel sermaye ve diğer güç dengeleriyle kurduğu ilişkilerin durumuna göre kurların zıplayıp düşeceğini düşünüyorum hocam. çünkü kanaatimce dolar fazla bile düştü. piyasayla iyi geçinen türkiye daha doğrusu akepe ve başkanı halk bank cezasından da yırtar kesin. yeni bir şans verdi küresel sermaye akepeye iran yaptırımları konusunda o da geçici muafiyet. bunu da iyi kullanırsan doları 5 tl nin de altında görürsün dediler sanırım akepe ye. ama sonuçta türkiye borçlanma ekonomisine devam edecek demektir ki; bu durumda ülkenin geleceği ipotek olarak verilmiş demektir. şahsen bu tavizler yerine geleceğimizin ipoteklenmesi yerine doların 8-9 tl olmasını ağır kriz yaşanmasını tercih ederdim. çünkü cari açık tamamen kapanır ve dövizle borçlanma kapısı tamamen kapanırdı. mecburen yeniden üretim ekonomisine geçiş olurdu. çünkü bizim illa ki büyük bir zorlamaya ihtiyacımız var. bu zorlamalar olmadan akıllanmayacağız artık bu açıktır hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon beklentisi 1,90 dı cümlesi açıklanmalı. Doğrusu ekonomistlere soruldu. Ekonımistler 1 ila 4 aralığında enflasyon tahminlerini sundular. Bu verilerin ortalaması 1,90. Yani herkes 1,90 bekliyordu değil. Bu ankete cevap verenlerin tahminlerinin ortalaması 1,90.

      Sil
  58. Dolar düşerken özel sektör neden alım yapmıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çünkü artan faizlerle beraber piyasalarda paranın devir hızı düştü. likidite akışları yavaşladı ve haliyle dolar alma imkanları daraldı. ayrıca ithalat düşüşü ile beraber dolara ihtiyaç da bir miktar azaldı. tabi siyasal bazı gelişmeler finansal piyasalara göre iyi olduğundan dolar ve euro da gevşeme trendi yaşanıyor. ancak bu gevşemenin ekonomik temellere dayanmadığı da açıktır. makro ekonomik bazda bir iyileşme yakın dönemde de pek görünmüyor.

      Sil
  59. Sayın hocam gerçekleşen enflasyon beklenen enflasyondan düşük olursa bono-tahvil,hisse senedi ve döviz piyasaları için nasıl yorum yapabiliriz ? Kısaca bilgi verebilir misiniz ? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  60. Siz müneccim değilsiniz, bunu daima hatırlatıyorsunuz.

    Bu ülkenin geçmişine çoğumuzdan daha vakıf bir vatandaş olarak söyler misiniz, sizce önümüdeki yıllarda Türkiye, yeniden parlamenter sisteme döner mi? Süre sormuyorum.

    YanıtlaSil
  61. Bugünlerde "İbrahim abi kapıyı açmıyorlar" epey moda, haberiniz vardır Mahfi bey (?)

    Siz müsteşarken, "Mahfi abi kapıyı açmıyorlar" diye yakınarak sizi arayıp yardım isteyen "yakınınız" var mıydı Mahfi bey?

    YanıtlaSil
  62. Fikret Çöker'in, Sayıştay'daki görevinden alınmasıyla ilgili yorumunuz var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yolsuzlukları ortaya çıkaranlar görevden alınır bu çok normal birşey buna şaşıralacak bir durum değil AK Parti iktidarı böyle yolsuzları ortaya çıkarma deniliyor. TUİK te Enflasyon patlayınca geçen ay ozaman da görevden alındı adam hatta yerine de Damat beyin arkadaşı atandı bu Başkanlık sistemi böyledir kötü ne varsa dış güçler yapar iyi olan herşey iç güçler yapar.

      Bende okadar çok yolsuzluğu ortaya çıkarsaydım bende görevden alınırdım bak ben ortaya çıkarıyormuyum hayır, neden maaşımı alıyorum yatıyorum işi bileceksin bu işler böyle halk böyle istediyse günahını niye ben çekeyim dimi. Adam çıkmış İstanbul Büyükşehir Belediyesinde olan yolsuzlukları ortaya çıkarmaya başlamış tabi bu işin ucu kime dokunur dimi ozaman alacaksın görevden tamam iş biter. Yolsuzluk günah değildir, günah olan hırsızlıktır demedi mi sayın AKP vekili ee ozaman yolsuzluk suç değil etik olarak bakıyorlar olaya anladın mı

      Sil
  63. Bir iktisatciya sorulacak en son soru.

    Söyle bir etrafina bak. Böyle bir seyin olabileceginin belirtilerini görebiliyorsan….

    Kurbagalar sismis, patlamak üzere.. Ne parlementer sistemi?

    YanıtlaSil
  64. Mahfi bey

    Din kurmayı düşünür müsünüz?

    Müridiniz olmayı çok isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatta hiç kimsenin müridi olmayın, sadece okuyun öğrenin ve kendinizin müridi olun.

      Sil
  65. Yeni çıkan kitabınızı henüz okumadan, direkt soruyorum.

    Remzi Kitabevi'nin sitesine kitabınızın tanıtımı için PDF koymuşlar, okudum:

    http://www.remzi.com.tr/kitap/dunya-ekonomisi

    Şöyle bir bölüm yazmışsınız: "İslam uygarlığı nasıl yükseldi?"

    Kitabınızda "İslam" konusuna da yer vermenizin nedeni, okuyucularınızdan muhafazakâr olanlarının gönlünü almak mı? Onlara sempatik görünmek mi?

    İslam'ın, ekonomi tarihinde yeri olduğunu gerçekten düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok kardeşim biz Müslümanlar komple Marsta yaşıyorduk. Malumunuzdur kuraklık bizi Dünyaya göç etmeye zorladı. Hatta Brezilya Amazon ormanındaki Mesai kabilesinin Ekonomi tarihinde yeri vardır, ancak Müslümanların 1 gram faydası yoktur.

      Sil
  66. Kitabı okursanız İslam'ın ekonomi tarihindeki yeri hakkında bilgi sahibi olur, bu soruyu sormazsınız.

    YanıtlaSil
  67. Mahfi hocam selamlar,

    Ekonomist değilim. Sizi, Güngör Uras gibi hocaları okuyarak bilgi sahibi olmaya çalışıyorum. Öncelikle ekonomi eğitimi almayan insanlara da ekonomiyi sevdirdiğiniz için çok teşekkürler. Sorum şu bir kaç gün evvel haber çıktı Rusya'nın cari fazlası 9 ayda 150 milyar doları buldu diye. Bu rakam bizim neredeyse 1 yıllık ihracatımız. Ekonomiden çok anlamayan birisi olarak kafama takıldı bu kadar yüksek cari fazla bir ülkenin gelişmiş olması gerekmez mi? Milyarlarca dolar açık veren Türkiye ile milyarlarca dolar cari fazla veren Rusya'nın nasıl oluyor da hemen hemen ortalama kişi başı milli geliri 10.000 dolar civarında seyrediyor? Rusya'da altyapı hizmetleri vs neden bu kadar geri kalıyor? En azından verdikleri cari fazlaya kıyasla geri kalıyor diyelim. Bu kadar cari fazla nerelere harcanıyor?

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  68. Hocam sizin bu yazdıklarinıza göre negatif faiz var ve sıcak para denen şey nasıl olurda gelmeye devam ediyor? Yoksa bilmediğimiz bir yapısal reform yapıp ülkeye döviz mi çektik! 31.12.2017 de TCMB USDTR döviz kuru 3.77 iken 7.25 seviyesine kadar çıktı. Bu süreçte TCMB nin 300 bazpuan ve 625 bazpuan faiz artışı sonucu USD düşüşler gözlendi çünkü reel anlamda +6 getiri sözkonusuydu. Fakat eylül ayı enflasyon rakamının yüksek gelmesiyle yıllık %24.52 enflasyon ile reel anlamda -0.5 kayıp sözkonusu (Beklenen enflasyon ile bu fark çok daha fazla) ve ABD 10 yıllık faiz oranlarının 3.25 de olduğu bu seviyelerde USDTR 5.76 geriledi. Doların 7 seviyesine gelmesi yada reel anlamda kayıp varken USD nin düşmesi hangi ekonomik teori ile açıklanabilir? sıcak paranın geldiğı faiz hangi faizdir ? Bunun bir formulasyon u iktisadi anlamda varmıdir?

    YanıtlaSil
  69. Paylaşmış olduğunuz tabloda MB faizinin enflasyondan daha düşük olduğu tek ülke biziz. Nasıl oluyor da USD karşısında enfazla değer kazanan para birimi TL oluyor. Sıcak para +reel faize gelmez mi? Anlatır ve Yardımcı olursanız çok memnun olurum hocam.

    YanıtlaSil
  70. Değerli hocam Fed’in faizleri attırmasına yönelik bir beklenti oluşması, Türkiye’deki portföy sahiplerinin portföyünde nasıl bir değişime yol açar?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?