Enflasyon Nasıl Düştü?

Enflasyonda Hızlı Düşüş
Kasım ayında hem tüketici düzeyinde hem üretici düzeyinde hem de çekirdek enflasyonu temsil eden C Endeksi düzeyinde enflasyon oranlarında ciddi bir düşüş yaşandı. TÜFE, Ekim ayına göre 3,64, Yİ-ÜFE de 6,47 puanlık düşüşler sergiledi. Bu büyük düşüşler, öteden beri TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları konusunda kuşku duyan insanlar üzerinde yaygın bir inanma sorunu yarattı. Açıklamanın ardından twitter üzerinden yaptığım 1 saat süreli bir ankete 17.888 kişi oy vererek katıldı ve katılanların yüzde 88’i bu sonuca inanmadığını ifade etti.


Önce bu oranları bir tablo ve grafik olarak gösterelim.

Aşağıdaki grafik 2018 yılında Yİ- ÜFE (yurtiçi üretici fiyatları endeksi), TÜFE (tüketici fiyatları endeksi) ve C Endeksi (çekirdek enflasyonu ölçen endeks) cinsinden fiyat değişimlerini gösteriyor (lacivert Yİ-ÜFE, kırmızı TÜFE ve açık mavi de C Endeksi.)
Grafiğe göre sürekli bir artış içinde olan enflasyon oranları Eylül ayında ciddi bir sıçrama sergiledikten sonra Ekim ayında hız kesiyor ve Kasım ayında da ciddi bir iniş yaşıyor.


Enflasyon Doğru Biliniyor mu?
Enflasyon; sokakta kullanıldığı gibi fiyat artışı demek değildir. Bir veya birkaç fiyatın artması enflasyon anlamına gelmediği gibi, bütün mal ve hizmetlerin fiyatlarının bir kez artması da enflasyon anlamına gelmez. Enflasyondan söz edebilmemiz için bir sepette belirli ağırlıklar verilerek değerlendirilen mal ve hizmet fiyatlarının ağırlık olarak çoğunun artması ve bu artışın bir defaya özgü değil sürekli olması gereklidir. Bunu şekiller yardımıyla açıklayalım:


 
Soldaki şekil fiyat artışını gösteriyor. Burada fiyatlar bir kez artmış ve orada kalmıştır. Bu, enflasyon değil fiyat artışıdır. Sağdaki şekilde ise fiyatlar sürekli olarak artmaya devam ediyor. Bu, enflasyondur. Türkiye’de fiyatlar sürekli artış içinde olduğundan enflasyon söz konusudur.

Enflasyon Nasıl Ölçülüyor?
Enflasyonu ölçmekte endeksler kullanılıyor. Bunların en fazla izleneni tüketicinin ödediği fiyatları ölçen tüketici fiyatları endeksi (TÜFE.) Bu endeks 407 mal ve hizmetin ortalama hane halkı bütçesindeki yerine göre ağırlık verilmek suretiyle oluşturulan bir sepete göre hesaplanıyor. Bu ağırlıklar her yıl yenilenen hane halkı bütçe anketine dayalı olarak alınan yanıtlara göre oluşturuluyor.

Kasım ayında enflasyon oranlarında yaşanan gerilemelerin nedenlerine bakmadan önce nasıl olduğunu ortaya koyalım. Aşağıdaki tablo TÜFE endeksinin son iki aydaki görünümünü ortaya koyuyor. TÜFE endeksi 2003 = 100 bazlı.

Yıl
Ocak
Ekim
Kasım
Aylık Değişim (%)
2017

320,4
325,18
1,49
2018

401,27
395,48
-1,44
Yıllık Değişim (%)

25,24
21,62


Tabloya göre Ekim ayında 401,24 olan endeks Kasım ayında 395,48’e gerilemiş.  Buna göre aylık değişim eksi 1,44 olmuş. Yani Kasım ayında TÜFE Endeksine dahil olan 407 maldan bazılarının fiyatı artmış, bazılarının düşmüş ve toplamda sepetteki mal ve hizmetlerin fiyatı yüzde 1,44 gerilemiş. Kasım ayında 395,48 olan endeks 2017 yılı Kasım ayında 325,18 imiş. Buna göre 12 aylık değişim (395,48 – 325,18) / (325,18) *100 = 21,62 olmuş. Ekim ayında 12 aylık oran yüzde 25,24 olduğu için 12 aylık bazda (25,24 – 21,61=) 3,62 puan düşüş ortaya çıkmış.

Enflasyonu Düşüren Nedenler
Şimdi gelelim bu düşüşün nedenlerine.

Eylül ayından itibaren enflasyonda yaşanan yavaşlamanın ilk nedeni aynı dönemde kurlarda yaşanan gerileme. Bunu aşağıdaki grafikten gözlemleyebiliriz. Grafik sepet kurda (½ USD + ½ Euro) bu yıl içinde yaşanan gelişmeleri gösteriyor.



Grafiğe bakılırsa Temmuz ayına kadar belirli bir artışla gelen sepet kur, Temmuz ayından itibaren sıçrama şeklinde bir artış sergiliyor ve izleyen aylarda düşüşe geçiyor. İşte bu hızlı yükseliş ve düşüş önce enflasyonu hızlandırıyor sonra düşürüyor.

Enflasyonu düşüren bir başka etken petrol fiyatlarındaki düşüş. Bu düşüşleri izleyerek benzin ve motorin fiyatlarında indirimler yapıldı. Bu indirimler özellikle nakliye giderlerinde düşüşe yol açtı.

Üçüncü etken belirli mallarda KDV ve ÖTV indirimlerine gidilmesi oldu. Ticari araçlarda KDV oranları yüzde 18'den yüzde 1'e, mobilya sektöründe yüzde 18'den 8'e indirildi. Beyaz eşya sektöründe ÖTV oranları yıl sonuna kadar sıfıra indirildi. 1600 cc altı motorlu araçlarda ÖTV uygulamasında 15 puanlık indirime gidildi. Tapu harçlarının yüzde 4'ten 3'e indirilmesi kararı yıl sonuna kadar uzatıldı. Konut satışlarında da KDV oranının yüzde 18'den 8'e indirilmesi uygulaması kadar uzatıldı.  

Dördüncü olarak iç talepteki ciddi düşüş enflasyonun hızının kesilmesine yol açtı. İç talepteki düşüşü üretimdeki düşüşten görebiliyoruz. Örneğin sanayi üretiminde gidiş tam anlamıyla baş aşağı oldu. Aşağıdaki grafik bize sanayi üretiminin bu yıl içindeki gelişimini gösteriyor.


Grafikten görüleceği gibi sanayi üretiminde düşüşten öte bir çöküş var. Eğer iç talep düşmeseydi sanayi üretimi bu kadar gerilemezdi.

Enflasyondaki Düşüşün Ardındaki Nedenlerin Yaratacağı Sonuçlar
Hiç kuşkusuz enflasyondaki bu düşüşün ardında yatan nedenlerin ileride yaratacağı bazı sonuçlar olacak. Bunlardan birisi vergilerde yapılan indirimlerin bütçe açığını artıracak olması. KDV ve ÖTV’de yapılan indirimlerin bir süredir zaten talep düşüşü nedeniyle enflasyonun oldukça altında artış sergileyen bu iki verginin gelirinde düşüş yaratacağı ve bunun da bütçe açığına olumsuz katkı yapacağını söylemek mümkün. 

Buna karşılık eğer enflasyonda gerileme sürdürülebilirse talep düşüşünün tersine çevrilmesi ve büyümedeki kanamayı durdurması beklenebilir.

Eğer büyümedeki düşüş durdurulamazsa işsizlik oranının artması kaçınılmaz olacak. Bir yandan büyümenin düşmesi öte yandan enflasyonun gerilemesi klasik kısa vadeli Phillips Eğrisi hipotezinin ortaya çıkmasına yol açacak ve işsizlik oranı daha da yükselecek. 

Ekonomi böyle bir alan. Birbiriyle çelişkili hedeflerden birisini seçip ona yoğunlaşmak gerekiyor. Bu noktada siyasetle olan ilişkisi karmaşık bir yapıya bürünüyor. İktisatçı tek bir hedefe odaklanmayı önerse de siyasetçi ne enflasyonu düşürmekten vazgeçmek ne de büyümeyi feda etmek istiyor.

Birbiriyle çelişkili hedeflerden birisini tercih edip belirli fedakarlıklarla kesin sonuç almak ya da bütün hedeflere odaklanıp sonuç almaktan çok durumu idare etmeye çalışmak! İşte bütün mesele bu. 

Yorumlar

  1. hocam bir ürünün fiyatı 4 lira ilen dolar kuru 7 olduğunda ürün 8 lira olmuştu. dolar kuru eski seviyesine döndü ürün şu an 7 lira.
    şimdi bu nedir? enflasyon gerçekten mi düştü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiyatlar düsmedi enflasyon düştü

      Sil
    2. Diyelim ki ekmek ve sudan oluşan iki ürünle hesaplıyoruz enflasyonu ve her ikisinin de sepetteki ağırlığı aynı. Ocak ayında ekmek fiyatı 1 TL, su fiyatı 50 krş. Sepet toplamı 1,50 TL. Şubat ayında ekmek 1,10 TL'ye Su da 55 krş ye yükselmişse sepet toplamı 1,65 TL olur. Bu durumda enflasyon % 10 çıkar [(1,65 - 1,50) / 1,50]. Martta diyelim ki ekmek fiyatı değişmedi (1,10 TL) buna karşılık yeni bir firma piyasaya girdi ve su satmaya başladı ve rekabet sonucu su fiyatı 50 kuruşa düştü. Bu durumda enflasyon yüzde 3 düşmüş olur [(1,60 - 1,65) / 1,65].

      Sil
    3. Hocam merhaba. cok aciklayici ve yerinde bir yazi olmus, ellerinize saglik.
      yukaridaki yorumda verdiginiz orneginizde "aylik enflasyon" dustu desek daha dogru olmaz mi? Ayni zamanda enflasyon yilbasina gore de 6% ((160-150)/150) artmis olacak demekte de fayda var gibi geldi. Saygilarimla

      Sil
  2. Hocam 3 sene 5.50'den aldığım doları, dolar faizinde bekletirsem zarardan çıkar mıyım? Tabi bu arada ben dolarda beklerken TL faizleride kaçırıyorum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar gördüğü yeri unutmaz kardeş,
      7.20 yi gördü,
      Aklı orada kaldı,
      Ferhat'ın Şirin e kavuşmak için dağları aştığı gibi 6 ları aşar, 7 lere kavuşur,
      Mecnun olur çölleri aşar Leyla'sını 7 de de 7 de de bulur,
      Sen, o zaman TL faizine bakar bakar,
      Ben Kerem oldum TL Aslı,
      Ben böyle aşkı nedeyim dersin.

      Sil
    2. Bide 7 'yi goreceğin tarihi söylersen olur derim ama 2023 dersen senin başka tarihin varsa lütfen paylaskayitlara girsin tesekurler

      Sil
    3. Selam 23.10,
      Bizim milletin okuduğunu anlama sorunu vardı ama bu bloğa kadar sıçradığını bilmezdim.

      19.20 yorumunda, TL faizi getirisinden daha hızlı bir şekilde dolar 7 yi görür diyor,
      TL faizinden daha fazla kazanç getirir diyor,
      2023 demiyor, beyne kayıt edebildin mi?

      Sil
    4. Yukaridaki muhtesem yazidan bu soruyu cikardiysan Kücük hesaplar pesinde kostugun belli.

      Halbuki Hoca sadece 2 grafik ve 4 paragraf yazidan ülkenin MR`ini cekmis. Beyefendi 3 kurusluk faizin pesinde.

      Bu soru Hocaya hakarettir.

      Sil
    5. "Dolar gördüğü yeri unutmaz" ne demek Allah aşkına? Ekonomi ile ilgili bir blogda üçüncü sınıf dizi kıvamında bir yorum. Türkiye'de enflasyon ABD'den yüksek olduğuna göre uzun vadede kur artacak ve bir zamanda 7.20 olacaktır elbette, ama bu dolar 7,20'ye çıktığında alım yapanların zarar edeceği gerçeğini değiştirmiyor.

      Sil
    6. Dövizin uçacağı üzerine büyük bir iştahla küçük kazançları için temennilerin ifade edilmesi çok garip. Dolar 10 TL olsa zil takıp oynayacaksınız dimi.Halk ne yapmış umurunuzda olmaz...

      Sil
  3. Teşekkürler. Çok net herşey!

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Mahfi Bey; öncelikle enflasyon-realite eksenindeki görüşlerinize katıldığımı belirterek, yazamadan edemeyeceğim bir husus mevcut. Twitter'da yaptığınız anketi bu değerlendirmenin asli bir unsuru olarak sunmanızı doğru bulmadım. Şöyleki; bir Twitter hesabı açıp mevcut ekonomi poltikasını destekleyen paylaşımlarla oluşturduğum bir kitle elde ettiğim varsayımıyla bu anketin bir benzerini ben yapmış olsam, sonuçların aksi yönde çıkacağını düşünüyorum. Bu nedenle takipçi kitlenizi göz önüne alarak bu değerlendirmenin daha sağlıklı bir versiyonun homojen bir kitle üzerinde (radikal eleştirilerin kümelenmediği bir hesaptan) tekrar yapılması görüşlerinize daha sağlıklı katkılar yapabilir. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin yapacagin ankette aksi sonuc ciktigi ile Hocanin anketinde farkli cikmasi temelde ayni seyler.

      Hocanin okuyucu ve takip kitlesi ile ahaber izleyici kitlesinin ayni olmasi mümkün degil. O da kendi kitlesindeki anket sonuclarini aciklamis. Yani az cok iktisatin i sinden anlayan kisiler.

      Sil
    2. Yani vatandaş fiyatların artışını bilmiyor hocaya göre cevap veriyor öyle mi? Siz anketlere ideolojik olarak cevap verildiğini mi sanıyorsunuz? Siz hocanın Bloğu’nu yeni ziyaret ediyorsunuz herhalde. )))

      Sil
    3. Ben Mahfi Hoca' nın yazısından şunu anlıyorum; başta paylaşılan anketin sonucu 2 noktayı gösteriyor:

      1- Mevcut yönetime duyulan bir güvensizlik var, bu oran bir hayli yüksek. İnsanlar ekonomideki bu kötü gidişatın saklanması, üstünün örtülmesi adına mevcut yönetimin her türlü veri ile hiç çekinmeden oynayabileceğini düşünüyor ki haksız da değiller. (Bunu düşünen/gören kitle toplumun görece daha eğitimli ve bilinçli bir kısmı) Bu anketin farklı kişileri/kurumları takip eden veya destekleyen farklı kitlelerde yapılması dediğiniz gibi farklı sonuçlar verecektir. Ben her iki durumda da toplumun bazı kavramları anlayabildiğini ve temel düzeyde de olsa ekonomik okur yazarlığa sahip olduğunu düşünmüyorum.

      2- Ankette çıkan sonuçtan yapılacak ikinci çıkarım ise; enflasyon olgusunun temelinin anlaşılamamış olmasıdır.

      Mahfi Hoca bu yazısında bence 2. nokta üzerinden gidiyor ve toplum tarafından tam olarak anlaşılamayan enflasyon olgusunun ne olduğu gayet anlaşılır ve basit bir biçimde özetliyor. Bu ay yaşanan düşüşün açıklamasına ek olarak da genel çerçeveyi ekonomi bilgisi az olan insanların anlayabileceği şekilde özetlemiş.

      Sil
    4. Adsız 4 Aralık 2018 00:07 e cavaben: " homojen bir kitle üzerinde (radikal eleştirilerin kümelenmediği bir hesaptan) " okuduğunu anlama veya direkt okuma-yazma

      Sil
    5. Adsız4 Aralık 2018 10:37 e cevaben: 1 soru: kümelenme dahilinde; evet ve bu çok normal bir durum ekstrem bir durum gibi şaşırmanızı anlayamadım. 2 soru: yine kümelenme dahilinde diyebilirim. 3. soru: hayır. lisans'tan PhD.

      Sil
  5. Hocam, enflasyonla mücadelede dolaylı vergi indirimlerinin sorunu erteleyerek büyütmek anlamına geldiğini anlıyorum. Bu döngüde 2019-2020 büyüme, işsizlik ce bütçe bakımından nasıl bir Türkiye bekliyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, sorunu çözmek yerine ötelemek tercih ediliyor. 2019 ve 2020, 2018'den daha sıkıntılı görünüyor.

      Sil
    2. Enflasyonla mücadele etmek için oncelimle talebi kısmak gerekir yani kamu harcamaları azaltılmalı vergiler arttırılmalıki bir nebze önüne geçilmeli kısaca buna kemer sikma politikası deniyor ama maalesef seçime gittiğimiz için hiç bir politikaci halkına kemer sıkın diyemez suanlik hapfoklari günü kurtatma çabaları

      Sil
  6. peki hocam. Ötv ve Kdv indirimleri özellikle otomotiv sektöründe kısa süreli canlanmayı sağlasa bile bu canlanmanın 2019 yılında araç yenileme veya satın alma düşüncesinde olanların bu taleplerini erkene alması ve haliyle 2019 yılında daha durgun bir sektör göreceğimize işaret etmekte. bu durumda 2019 yılında(2008 de olduğu gibi) ötv nin daha da düşürülmesi(veya kdv indirimi gibi) ile sektör canlandırılması düşünülecekmidir. bu yapılmazsa sektör o zaman nasıl bir yol izleyecektir. Zira otomotiv satışlarının azalması demek: MTV, Petrol ürünleri satışıyla gelen ÖTV+KDV gelirlerinin dolaylı olarak azalması demek aynı zamanda. Nihayetinde Kullandığımız benzin fiyatının yaklaşık yarsı hala ötv+kdv den oluşmaktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoca da belirtmis zaten. Hersey birbirine bagli disliler gibi. Hersey birbirinie etkili ve tepkili.

      Bu yüzden cözüm önerisini, ""irbiriyle çelişkili hedeflerden birisini seçip ona yoğunlaşmak gerekiyor."" seklinde elirtmis Hoca.

      Sil
  7. Çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş hocam. Teşekürler.
    Size sorum şu: Katar'ın opec'ten ayrılması petrol fiyatlarını ne yönde etkiler? Önümüzdeki süreçte, 2030 yılından itibaren elektrikli araçların tüm Avrupa kullanılması petrol fiyatlarını olumsuz etkileyecek mi? Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Katarin opecten ayrilmasi Petrol fiyatini arttirdi bile.
      2- Tüm Avrupada 2030 dan itibaren sadece elektrikli araba kullanilacak diye birsey yok. Kademeli olarak alternetif enerji ile kullanilabilecekler araclar üretiliyor. Bu son derece normal. Petrol üretmeyen avrupanin bu sekilde hareket etmesinden dogal daha ne olabilir.
      Petrol üretivcisi Araplar düsünsün.

      Sil
  8. Hocam 3. öncülde bahsettiğiniz vergilerin düşürülmesi enflasyonun yükselmesine sebep olmaz mı? Tüketimi teşvik ediyor ve genişletici maliye politikası şeklinde tabir edebiliriz.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Satılan malın maliyetini ve dolayısıyla fiyatını düşürdüğü için enflasyonda kısa vadede düşüş yaratır. Ama orta uzun vadede hem kamu açığını artırdığı hem de harcamaları artıracağı için enflasyona olumsuz katkı yapar. Dikkat ederseniz hükümet bu önlemleri yılsonuna kadar açıkladı. Yani onlar da kısa vadede enflasyonu düşürmeyi planlıyorlar.

      Sil
  9. Hocam enflasyon olcumu icin kullanilan sepeti nerde bulabiliriz? Hangi mallar var ve hangi agirliktalar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. www.tuik.gov.tr

      Açılan sitenin sol tarafında " Konularına göre istatistikler" başlığını aç.

      Sağ tarafta çıkacak, "enflasyon ve fiyat" konu başlığını göreceksin. O kısmı aç.

      "Tüfe endeksi" başlığını göreceksin. O kısmı da aç.

      Bu sefer karşına "dinamik sorgulama ve istatistiki tablolar" çıkacak.

      Açılan kısımdan İstatistiki tablolar başlığı altındaki yer alan; Tüketici fiyat endeksleri 2003=100 olan başlığın başında yeralan "+" işaretini tıkla, orada hepsini bulacaksın.

      Aslında diğer tüm istatistiki veriler için de bu sıralamayı kullanabilir, çok detaylı raporlara açıklamalara ulaşabilirsin.

      Sil
    2. Karamürsele git. Bir pazar sepeti satin al. Pazara git evin tüm ihtiyaclarini al fiyatlarini not et. Bu islemi 1 ay boyunca yap. Agirligini hissedeceksin.

      Sil
    3. Sn Timur Bey, süpersiniz çok teşekkürler. Konuyu bilen birisi için çok basit olan bir şey bile bilmeyen için önemli bir bilgi olabiliyor. Daha önce bu bilgiyi biraz araştırmış fakat bulamamıştım.

      Sil
    4. Tesekkurler Timur Bey

      Sil
  10. sizin gibi bir değerin söylediklerini dikkate almamak gerçekten cahillik. kaleminize sağlık. her gün yazın her gün okuyalım

    YanıtlaSil
  11. Hocam kaleminize sağlık. Biryeri kurtarmaya çalışırken diğer taraf bozuluyor.Bu değişkenlerin her birini
    (faiz,enflasyon,işsizlik,büyüme,kur vs. vs.) ortalama seviyede tutmak gerçekten imkansız mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mümkün tabi. Mesela Türkiye 2001 krizi sonrası uyguladığı programla enflasyonu ve faizi düşürebilirken büyümeyi de yükseltmişti. Bunu yapmanın yolu beklentileri olumlu yöne çevirecek inandırıcı bir program açıklayıp hemen uygulamaya başlamaktan geçiyor.

      Sil
    2. Tabii bu programı başlatan iktidar partilerinin hepsi bir sonraki seçimde barajın altında kalarak siyasi mevta oldular.

      Sil
    3. Evet siyasi deha Bahçeli sayesinde 2001 krizinin bedelini o zamanki siyasi partiler ödedi, parsayı ise AKP topladı.

      Sil
  12. işte butün mesele bu :)

    YanıtlaSil
  13. Hocam kaleminize sağlık . Bu enflasyonda ki düşüş , tezgah fiyatlarına yansır mı ? Yoksa kendi kârını maxsimize etmeye devam etmek isteyen satıcılar fiyatları ayba oranda mı bırakır ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer süreklilik kazanırsa yansır. Bir iki ayla sınırlı kalırsa yansımaz. Önemli olan beklentileri değiştirebilmek.

      Sil
  14. Enflasyon düşüyorsa neden 2019 vergi,harç ve ceza zamları pardon yeni düzenleme oranı%23 küsur artırılıyor Hocam.Tabi ki kamu çalışanlarına ve emeklilere daha az zam yapmak ve enflasyonu düşük gösterip faizleri azaltmak.Kurların nereye gideceğini hep birlikte göreceğiz seçimden sonra.Elinize sağlık çok aydınlatıcı bir yazı kaleme almışsınız.İyi ki varsınız Mahfi hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BU dediğiniz oran yeniden değerleme oranı ve Ekim ayı itibariyle ortaya çıkan enflasyona göre belirleniyor.

      Sil
  15. Dolar/TL 5,18'den 5,27'ye yükseldi.

    Enflasyonun "düşük" açıklanması, TCMB'yi bu ay (Aralık 2018) faiz indirmeye yönelteceği beklentisi piyasalarda oluştuğu için mi Dolar/TL yükseldi Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece bu degil. Petrol fiyatlarinda belirgin bir artis oldu.

      Sil
    2. Bir nedeni faiz indirimi beklentisinin oluşması, bir diğeri arkadaşımızın dediği gibi Katar'ın OPEC'den ayrılması sonrası petrol fiyatlarında yaşanan artış. Bunlara ek olarak kurun yeterince düştüğünü düşünen ve en ufak bir kıpırdanmada o düzeyi kaçırmadan satın almak isteyen kişi ve kuruluşların hamlesi de etkili oluyor.

      Sil
  16. Hocam Türkiyede taylor kuralı uygulanıyor mu? Uygulanıyorsa ne zamandan beri uygulanıyor? Uygulanmıyorsa uygulanması ne gibi değişikliklere yol açar sonuçları iyi mi olur kötü mü? Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uygulanmıyor, uygulanması da doğru olmaz. Çünkü Taylor Kuralı tek para biriminin geçerli olduğu ABD gibi ülkelerde uygulanabilir. Oysa bizde dual para sistemi geçerli (TL ve Dolar)

      Sil
    2. Selam Taylor kuralı ile ilgili bir yazı için ;
      http://www.mahfiegilmez.com/2017/03/taylor-kural-turkiye-ve-secim-sorunu.html

      Türkiye her ne kadar yabancı para fiyatlarına bağlı bir enflasyon yaşasa bile, ekonomi aktörlerine verilen güven ile en azından iç piyasada yabancı paranın tercih edilebililiğinin azaltılması Taylor kuralını uygulamak için gereklidir.

      2003 ile 2007 arasındaki dönem Türkiye için böyle bir senaryoyu oluşturmuştu -bana göre-.

      Bir gerçek hayat örneği:

      2006 ile 2017 yılları arasında Türkiye de ticari faaliyette bulundum.
      Muhasebe sistemini Euro, USD ve TL olmak üzere 3 farklı para birimi ile tutmak zorundaydım. Binlerce Türk firması da aynısını yapıyordu. TL'yi sermaye veya tasarruf biriktirmek amacı ile değil, değiş-tokuş amacı ile kullandım, sistem buna zorluyordu. Bu yüzden TL üzerindeki alınan para politikası kararları benim gibi bir aktör için geçerli değil idi.

      Örneğin, A firmasına verdiğim 100Euro maliyetli ürün için fatura tutarını 105Euro değerindeki TL ile kesip işlemin sonunda aldığım TLyi bankada Euro ya çevirirdim. Riskli ülke parası yerine daha az riskli ülke parası ile ticaret yapılmış olurdu.

      İthalatın önemli payının olduğu ekonomimizde, ister istemez ticaret yapan firmalar buna dikkat ediyorlar. Bu sebeple Taylor kuralı salt olarak uygulanır ise, Avrupa ve ABD'nin beklenen enflasyonunu da hesap içine koymak gerekir, çünkü onların para biriminin ülke parasal sistemindeki ağırlığı ve enflasyona etkileri yüksektir.

      Sil
    3. Taylor kurali enflasyonun cok uzun yillardir %5in altinda seyrettigi ulkelerde yani fiyat istikrarinin oldugu daha cok gelismis ulkelere yonelik gelistirilmis bir kural.Gelismis ulkelerden kastim tuketim uretim dinakmikleri baglamindaki ulkeler. Yalniz yakin zamanda gelismekte ulke olan suanda gelismis sayilan Polonyada gelismekte ulke iken bile para poliikasi taylor kuralina uygun belirleniyordu.Hala daha ayni kural uygulaniyor bildigim uzre.
      Turkiyede uygulanmasi ne bugun ne de dun 10 sene once vs...uygulanabilirdi.... Cunku enflasyon cok oynak ve yuzde5in altinda hic bir zaman olmadi. Taylor gibi bir kuralin uygulanmasi olsa olsa piyasayi bogar uretim tuketim dinamiklerini yerinden oynatir hele hele biz gibi genc nufusu bol ulkelerde.

      Sil
  17. Hocam öncelikle açık ve sade bir dille anlattığınız icin teşekkür ederim.
    Hocam evet kasım ayi enflasyon oraninda bir düşüş yaşandı fakat bunun dogruluk payinin yuzde kac olduguna sizden duymak istiyorum?
    Son olarak Aralik ayinda yapilacak PPK kararlarinda enflasyonun dusmesiyle birlikte faizlerde bir düşüş veya sabitleme goruyor musunuz?
    Iyi çalışmalar hocam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun doğruluğunu ben onaylayabilecek durumda değilim. Çünkü bunu yapabilmem için sepetteki 407 malıTÜİK'in yaptığı gibi derleyebilmem gerekiyor. Bakın TÜİK bu işlemi nasıl açıklamış:

      "TÜFE’de, yurtiçinde mal ve hizmet tüketmek amacıyla yapılan, tüm nihai parasal tüketim harcamaları esas alınmaktadır. Endekste 81 il merkezinin tamamını da içeren toplam 221 ilçeden fiyat derlenmektedir. TÜFE kapsamında ayda 28 015 işyerinden 415 000 fiyat derlenmekte ve 4 274 kiracı endeks kapsamında takip edilmektedir. İşyeri ve fiyat sayıları mevsimsel yapıya göre yıl içerisinde değişkenlik gösterebilmektedir."

      Benim bunun doğruluğunu araştırmam mümkün değil.

      TCMB PPK kararları için ben ne yapacakları konusunda hiçbir zaman görüş yazmıyorum. Çünkü hangi etkiler altında olduklarını bilmiyorum. Ama ne yapmaları gerektiğini söyleyebilirim: Faize dokunmamalılar.

      Sil
    2. Sayın hocam bir insiyatif ortaya çıkıp bu enflasyonu hesaplayamazmi zira her ay açıklanan bu verilere güvenilir yok. Mevcut teknolojimiz ile bunu üniversiteler üzerinden rahatlıkla yapabiliriz sanırım.

      Sil
    3. TUIK Enflasyon rakamlarını kontrol edebileceğimiz başka bir insiyatif yoktur.
      Alternatif bir insiyatif Türkiye şartlarında çıkmaz, sadece bu siyasi dönem değil daha önceki siyasi dönemler için de geçerli bir durumdur bu.

      Alternatif olarak İstanbul için İTO'nun düzenli yaptığı çalışmalar var.

      Gerek Tuik, gerekse İTO'nun siyasi etki altında olmaları sebebi ile güven vermek konusunda sorunları bana göre vardır.

      Sonuç olarak, Kasım ayı için hem Tuik, hem de İTO benzer sonuçlara ulaşmışlardır.

      İTO'nun son dönem enflasyon açıklaması aşağıdaki gibidir.

      Perakende fiyatları yansıtan ve 2018 Ekim ayında % 3,47 artış izlenen İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi, 2018 Kasım ayında da % -0,24 oranında azalış göstermiştir.

      Kasım ayında; Ulaştırma ve Haberleşme grubunda yer alan akaryakıt ürünlerinde, konut harcamaları grubu ile kültür eğitim ve eğlence harcamaları gruplarında yer alan bazı ürünlerde azalışlar izlenirken, Giyim, Ev Eşyası ve Gıda harcamaları gruplarında artışlar izlenmiştir. Giyim harcamaları grubunda kış sezon ürünlerinin devreye girmesi, mevsimsel özellikler nedeniyle gıda harcamalarında ve ev eşyası harcamaları gruplarında yer alan bazı ürünlerdeki fiyat artışları 2018 Kasım ayı indeksinin belirlenmesinde etkili olmuştur.

      2017 yılı Kasım ayında % 10,65 olan yıllık perakende fiyat artış oranı 2018 yılının aynı ayında bir önceki yıla göre % 18,65, Yıllık ortalama değişim oranı ise 2018 Kasım ayı itibariyle % 12,99 olarak gerçekleşmiştir.

      Kasım 2018’de perakende fiyatlar bir önceki aya göre; Giyim harcamalarında yüzde 0,42, Gıda harcamalarında yüzde 0,28, Ev eşyası harcamalarında yüzde 0,03, Sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 0,02 artış, Ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde -2,52, Kültür, eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde -0,88, Konut harcamalarında yüzde -0,88 azalış izlenirken, Diğer harcamalarda fiyat değişimi görülmemiştir.

      Sil
  18. Hocam iyi günler 1923-1929 arasında potansiyel büyüme verisi mevcut mu?
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1923 Türkiyesinin Okur yazar orani %3.. iktisatin i si bile yok. Sence böyle bir verinin olmasi mümkün mü?

      Sil
  19. Hocam cds endeksinin bunu desteklemesi gerekmezmi? Sanki piyasada bir anomali var. Cocugumun yayli bir kuklasi var. Yere bastirip birakinca tavana kadar zıplıyor. Bizim durumumuz da buna benziyormu sizce? Sanki kur ve faiz bastirilarak belirsiz bir tarih icin enerji biriktiriyor. Katilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kukla lambaya değip, lambayı patlatmadığı sürece eğlendirir.

      Sil
    2. Güzel yorum:)

      Sil
  20. Yıl sonuna kadar vergi indirimlerinin devam etmesi petrol fiyatları ve döviz kurundaki aşağı yönlü hareketlerin devam etmesi durumunda aralık ayında da negatif enflasyon bekleyebilir miyiz?
    Ve yeni yılda ücret artışları sizce nasıl olur özellikle asgari ücretteki artış oranı tahmininiz var mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aralık ayında da bu kadar yüksek olmasa da eksi çıkabilir.
      Tahminim yok.

      Sil
  21. Hocam bu rakamlardan sonra bir yatırımco olarak hiç bir zaman tüik verilerine göre hareket etmeyeceğim. Yalnız askeri ücretli ve sabit maaş geliri olan kesimlere bu verilerle müthiş bir ters köşe yapılmıştır. Bu verilere göre kim ne zam alacak varsın hesaplasın artık. Cb maaş zammı oranı ile işçi memura yapılacak maaş zammı kolerasyonunu ilgiyle takip edeceğim. Zaten tuik üzerinde belli bir şaibe vardı ama bundan sonra kredibilite tamamen sıfırlandı Türk kamuoyu gözünde. Ben artık şuna inanıyorum bir inisiyatif bağımsız olarak iş dünyası adına bu verileri hükümetin baskısından bağımsız olarak yapacaktır çok kısa bir dönem içersinde. Yani anlamadığım, sabit gelirlinin kazancının tamda yenilenme aşamasında veri olarak kullanılmak üzere hükümet tarafından verilen siparişin tüik olarak açıklanması, kamuoyu gözünde zaten kaybedilmiş olan güvenin tamamen yerin dibine gömülmesi riskini kabullenmeleridir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşağıda iki yoruma gülmekten diğer yorumları görememiştim, şimdi bu cümle beni benden aldı.

      Ne demiş 20.41 arkadaş, "...bir inisiyatif bağımsız olarak iş dünyası adına bu verileri hükümetin baskısından bağımsız olarak yapacaktır çok kısa bir dönem içersinde..."

      Neymiş? Bir insiyatif çıkıp birileri adına bir şey yapacakmış!!!

      Ey ruuuhh, geldi isen masaya 3 kere tıkla diyorum,
      Karadeniz fıkrasından daha komik olan bu yorum ile değerli blog okuyucularını başbaşa bırakıyoorum.

      Sil
    2. Benden bir evvel önce yorum yapan şahsiyetin yaşını çok merak ediyorum.

      Sil
    3. "Askeri ücret" değil, "asgari ücret". Ekonomik analiz yapmaya başlamadan önce temel kavramları öğrenmekte fayda var bence.

      Sil
    4. Adsız3 Aralık 2018 23:51 bak yeğen titreyip kendine geldiğinde o ruhu kendinde hissedeceksin, seni yanıltan fısıldayıcılardan zincirini kopardığında belkide inisiyatife katılıp gerçek verilere dayanan fiyat endekslerini yaşadığın yerde toplayarak katkıda bulunursun. Elindeki bilgisayarı akıllı telefonu böylece daha yararlı bir şekilde kullanırsın. Sen yeterki iste o ruh senin tahtana 3 değil 5 defa vurur.

      Sil
  22. Hocam stagflasyon olmayacak diyebilirmiyiz bu durumda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemeyiz çünkü yıl sonu enflasyonu yüzde 20+ ve büyüme de muhtemelen 0 gelecek. Büyüme eksi gelir ve enflasyon da olursa buna da slumpflasyon deriz.

      Sil
  23. YAPAY OLARAK ENFLASYONU DÜŞÜRME PROGRAMI

    Fiyatlarda gerileme olan ürünler hangisi acaba KVD ve ÖTV istisnası olan ürünlerse bu ürünlerde fiyat düşüşü yok demektir geçici vergi indirimi vardır. Gelecekte bunlara yüklenecek vergilerle ozaman enflasyon patlaması yaşayacaz anlamına gelir. Ayrıca KDV ve ÖTv indirimleri ile suni enflasyonu düşürmeye çalışmak halkın alım gücünü yok etmek demektir tam maaş zamları açılınca enflasyonu düşük göster zam zamanı geçince halk düşük aldığı zamlarla gelecek yıl eziyet çeksin demek oluyor.

    Enflasyonda Gıda ve alkolsüz içecekler oranı düşürüldü 2 puan geçen yıl olması lazım. şimdi alkollü içecekler ve tütünde fiyat düşmedi, Kira konusunda düşme olmadı tam tersi yeni yılda iyi zam yapacaklar, Doğalgaz elektirk su ve diğer yakıtlarda fiyatlar düşmedi arttığı ile kaldı, sağlıkta fiyat düşmedi, eğitimde fiyat düşmedi, Ayakkabı ve giyimde fiyat düşmedi, Ulaştırmada fiyat düşmedi akbil ücreti hala aynı otobüs biletleride aynı fiyat yani bize mazot indirimi fiyatlara yansımadı, Haberleşmede fiyat değişmedi, Eğlence ve Kültür de fiyat değişmedi, Lokanta ve Otellerde fiyat değişmedi, Çeşitli mal ve hizmetlerde fiyat değişikliği olmadı, Mobilya ev aletleri ve ev bakım hizmetlerinde düşen fiyat değil vergi indirimleri oldu ayrıca konutta ve araç alımlarındada vergi indirimleri söz konusu fiyatlar düşmedi zaten Tuik kendisi konut fiyat artışlarını yayınlamadı mı.

    Ben şahsen inanmıyorum enflasyonun düştüğüne çünkü gıdada fiyat değişikliği söz konusu değil fiyatlar aynı peynir zeytin fasülye pirinç buğday un tavuk et hazır yiyecekler fiyat değişikliği yok hatta sebze meyve de değişen fiyatta yok belki birkaç üründe çok ufak rakamlar. Ekmek 1,5 TL İstanbulda çıkan fiyat geri gelmedi. yeni yılda zamlar yapılıp seçimler bitince göreceğiz enflasyon nasıl olur.

    Yapay olarak düşürülen enflasyon vergiler geri geldiğinde işte ozaman patlayan enflasyon olur tabi buna işsizlik üretim daralması eklenince işte ozaman bakarız fiyatlara. Baskılama ile döviz düşürün Merkez döviz sattın günü kurtarın döviz düştü diye çıkın ama düşen aslında nerden çıktıydı sormayın 3,90 TL den çıkan döviz 5 TL olunca düştü diyen insanlara bakın. Zabıta ile baskın yapın olmayınca enflasyonla mücadele programı diyerek sözde hikaye fiyat indirimleri yapın aslında fiyatta değişen yok vergi indirimleri.

    Benim önerim şu kısaca asgari ücret denilen saçmalığa zam yapılmasın hatta % 20 enflasyon kadar düşürülsün halk alamsın harcamasın enflasyonda çıkmasın, bunu açıkça söyleyin kıvırmaya gerek yok anladık biz. Zengin kurtarmak için size ekmek kapısı oluyor zenginler diyerek halkı avutun he he he size hep inanıyoruz sanıyorsunuz dimi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ...he he he size hep inanıyoruz sanıyorsunuz dimi....

      Bunu okuyunca da bir gülme geldi,
      Adsız3 Aralık 2018 22:03 tarafından yazılan yazının ortasında gülmekten sandalyeden düşmüştüm.

      Şimdi bu yorumu sonuna kadar okudum.
      Bu arkadaşımız yazının en komik kısmını en sona saklamış.
      :))))))

      Seçimlerde görürüz, kim neye inanıyor, kim inanmıyor, az kaldı.

      Sil
    2. Yeğen herkese trollenmede varsa bir fikrin yazarsın antitezini değil mi? Ha birde ağabey tavsiyesi sandalyede düzgün otur kırma bitaraflarını emi canım.

      Sil
  24. Hocam, yabancı yatırımcılar enflasyon verisine inanacak kadar saf olmadıklarına gore, bu veriyle bizi mi keklemeye çalısiyorlar. Ama biz de o kadar saf değiliz. o zaman bu manipülasyon un sebebi ne? Üzerinde oynanan verilerin gerçeği ortaya çıkınca Yunanistan da gorduk, çok ama çok yıkıcı oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "...bu veriyle bizi mi keklemeye çalısiyorlar. Ama biz de o kadar saf değiliz..."

      Yorumunuzda şuraya kadar okudum, gerisini gülmekten okuyamadım.
      Bedava kek ile keklenenler şimdi mi akıllanacak?
      İlk seçim 4 ay sonra, saflar ortaya çıkacak :))))


      Sil
    2. Yeğen bak ne dedim biraz evvel sana. Bir rahat dur ya çayını iç kekini ye be evladım. Bak atacam ama seni
      blogdan

      Sil
  25. Yayınlanan enflasyon verilerine göre ocakta emeklilere 8-9 % gibi bir zam yapılır,oysa benim her zaman aldığım mallarda ki hepsini ksydederim,fiyatı en az artan 41% olmak üzere 100% ye kadar bir yelpazede.Gelde bunu iktidara anlat.

    YanıtlaSil
  26. Merhaba hocam, 1954-1958 krizlerinin nedenini borçlanmaya bağlayabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de tarıma bağlı bir ekonominin plansız programsız hamlelerinin sonucu olarak çıktı.

      Sil
  27. Hocam, bu durumda zurnanin zirtladigi delik

    ""Eğer büyümedeki düşüş durdurulamazsa işsizlik oranının artması kaçınılmaz olacak. Bir yandan büyümenin düşmesi öte yandan enflasyonun gerilemesi klasik kısa vadeli Phillips Eğrisi hipotezinin ortaya çıkmasına yol açacak ve işsizlik oranı daha da yükselecek.""

    Diyebilirmiyiz?

    YanıtlaSil
  28. Şaka bir yana,
    Bu sene temel reis iyi sazan avladı,
    Memleketin üç tarafı deniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BU arada sazan tatlı su balığıdır denizde değil göl ve ağır akan akarsularda yaşar.

      Sil
  29. Öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Bir sorum olacakti. Talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu olmak üzere iki tip enflasyon var. Bu aralar Türkiyede galiba maliyetyen kaynaklanan bir enflasyon durumu söz konusu. Bu nedenle maliyetleri düşürmeye yönelik politikalar enflasyonu düşürebilir belki ama vergi indirimleri gibi talebi artırmaya yönelik politikalar talep enflasyonu olarak karşımıza çıkmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orta - uzun vadede çıkar ama zaten bu indirimler kısa vadeli.

      Sil
  30. Eski yazılarda bir yorumcu ilginç bir öngörüde bulunmuştu adam ermiş mi erecek mi bilmiyorum da rakamlar tutacak gibi.

    Yıl sonu;

    Dolar kuru : 5 TL
    İşsizlik : % 15
    Enflasyon : % 20
    Faiz : % 25

    rakamlar böyle olması lazım 5 ve katları şeklinde tabi ozaman dolar 4 TL olur mu senaryoları vardı Adam 5 TL yazmıştı Enflasyon uçmamıştı % 11 falandı İşsizlikte yanlış hatırlamıyorsam % 10,6 olması lazım Faizler zaten % 25 seviyesi kesinlikle beklenmiyordu. Şimdi O yorumcu arkadaşa soruyorum eyyy ermiş arkadaş yada ermemiş arkadaş 2019 sence nasıl olur. Okuyorsan bu yazıyı altına cevap yaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2019 Karanlık Yıl Olacak. 1918 1. Dünya savaşı bittiği tarih aradan tam 100 yıl geçti sene 2018 oldu ve şimdi yeni düzen için 2019 başlangıç tarihi olacak. Hatırlarsanız 1920 Sevr dayatması vardı bize savaş biteli 100 yıl olduysa yeni Süper güç kavgaları başladığına göre artık dünyada herşey siyasi gelişmelere bağlı şekilde uzun süre devam edecek yani anlaşmalar değil de Siyasi santajlar olacak. 2019 da siyasi santajlar senesi olacak.

      Avrupa Ordusunun kurulmasını istemeyen ABD Avrupada karışıklık çıkaracak istikrar olmasını istemeyecek diğer taraftan Rusya ile kriz çıkarmak için uğraşırken tehlikeli Çin unutulmayacak. Şuan dünyada söz sahibi olmak isteyen ABD , ÇİN ve RUSYA arasında kıyasıya taktiksel savaşlar devam edecek buna ticaret savaşlarıda dahil. İngiltere bu olayları İran taktiği ile dışardan izleyecek konum alması gerektiği zaman kendi çıkarlarına göre pozisyon alacak. Sıkıntı AB üyesi ülkelerde onların durumu kendi birliklerinin dağılmaması olacak çünkü İngiltere zaten ayrıldı, Rusya çok uzak AB ye ve ABD düşman şuan için sonuç kendi birliği için mücadele verecekler.

      2019 siyasi tavizler ve siyasi santajlar yılı olarak devam edecek uzunca bir süre bu böyle devam eder kim istediğini koparırsa diğer güçler devreye girer onlarda kendi çıkarları için bastırırlar. Ekonomi açısından 2019 ölü yıl bizim için. çok çalkantılı ve çok fazla olaya gebe yeni yıla girecez 2019 dan itibaren tahminler geçersiz tamamen siyasi iradelerin ne yapacakları yada hangi adımlara karşı kiminle olacaklarına bağlı önceden kestirelemiyecek.

      Türkiye için 2019 Ekonomisi çok karamsar simsiyah eskiye dönüş olacak yani IMF öpecek bizi. Eğer IMF istemezsek ağrılı tedavi yöntemleri olacak. Uzun zamandır yaşamadığımız bir çok sıkıntıyı muhtemelen yeni yılda yaşamaya başlayacaz.

      Sil
    2. Adsiz 08:03 siyasi yelpazeyi cok iyi degerlendirmis. Yelpazenin rüzgari nereden esecek acaba?
      2023 bosuna telaffuz edilen bir tarihmidir? Son 20 yildir nereden nerelere geldigimizi göz önüne getirdigimizde sisnsi ve büyük planin ekonomi ile nasil pararlel yürütüldügünü cok kolay görebiliriz. Adim adim bu güzel ve zengin ülkenin temel taslari yerinden oynatildi. Sirada taslarin yerinden sökülmesinde.

      Bu millet hicbir zaman bu kadar gaflet icinde olmamisti.

      Ince ince örülüyor büyük planin aglari. Yine büyük bir algi yönetimi ile ufak ufak parcalara bölerek alistiracaklar yeni düzeni millete.

      Yaklaşan yerel seçimler vesilesi ile gündemde suni olarak ilginç bir tartışma olusturuldu.
      Binali Yıldırım'ın kepek sorunu tadında servis edilen "protokol sorunu" ile karşı karşıyayız.
      Yıllardır "görev adamı" olarak lanse edilen Yıldırım'ın adaylığı ile ilgili bir konuda nazlanması tartisiliyor. Tartisilmasi isteniyor.

      Yıldırım'ın İstanbul belediye başkanı olduğu takdirde protokolde yerinin düşecek olmasından rahatsız olduğu ve "ulu önderin" Yıldırım'ı ikna etmek için İstanbul belediye başkanlığı protokolü için bir KHK hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor. Yerseniz.

      Yıllardır RTE'nin verdiği her görevi yerine getirmiş Yıldırım'ın protokol yüzünden naz yaptığına inanabilirsiniz.
      Ya da bu protokol tartışmasının çok daha büyük bir yeni hamlenin ilk işaret fişeği olduğunu; olayın Yıldırım'ın kepek sorunundan ibaret olmadığını düşünürsünüz.

      RTE'nin "Sizinle beraber çalışma fırsatımız olsaydı büyük işler yapardık" dediği darbeci Kenan Evren'in Genelkurmayda hazırlattığı eyaletler haritasını yeni dönemde hep önünüzde olsun.
      Eyaletleşmenin ilk adımlarından biri şehirlerin tüzel kişiliğinin dönüşümüdür.

      Keza RTE'nin siyaset sahnesinde yükseltilmesinin arkasındaki temel proje olan, küresellerle uyumlu "İstanbul şehir devleti/İstanbul'a özel statü" projesini de bu haritanın yanına koyun.
      Bu durumda İBB başkanının protokolde yerinin yükseltilmesi ne anlama gelir?

      İBB başkanının protokolde yerinin yükseltilmesi sonrasında diğer büyükşehir belediye başkanlarının statüleri ile ilgili de benzer bir ayarlama yapılması doğal bir gelişme olacaktır.
      Bu protokol ayarları beraberinde büyükşehirlerin statülerinin de tartışmaya açılması demektir.

      Zamanında darbeci NATO`cu general Evren'in hazırlattığı Türk tipi eyaletler/federalizm planı bölgesel büyükşehirlerin etrafında mayalanan bir plan.
      Bu büyükşehirlerin eyaletlerin başkentlerini oluşturması öngörülüyor.

      AKP'nin Oslo'da yine CIA gözetiminde açılım turları yapmaya başlaması boşuna değil.
      Seçimler sonrasında özüne dönmeye hazırlanan bir bünye var karşımızda.
      Darbeci NATO kafa Kenan Evren zamanında hazırlanan eyaletler planı Türk tipi federalizmin de şablonunu oluşturuyor.

      Bu plan çerçevesinde Binali yildirimin protokol sorunu bir bahane.
      Çapsız muhalefet bu gelişmeyi "AKP'nin tek kişi için düzen değiştirmesi" olarak ağzına sakız yapa dursun; AKP her zaman yaptığı gibi büyük sorunu küçük parçalara bölerek hedefe doğru yol alıyor.

      Seçimler sonrasında İstanbul Belediye başkanının protokoldeki yeri tartışmasının; İstanbul'un Türkiye'deki yeri tartışmasına doğru evrilmesine ve buradan İstanbul'u devlet içinde devlete dönüştürülmesine yönelik Türk tipi federalizmin ilk tohumlarının atılmasına hazır olun.




















      Sil
    3. 2019 Tahmin edilemez bir yıl olacak tek gerçek bu şuan. dünyada hiçbir kurum 2019 için gerçekçi tahmin yapmıyor beklenti açıklıyor ama aslında gelişmekte olan ülkelerin risklerini onlarda tahmin edemiyor çünkü siyasi olacak herşey. Türkiye için her ihtimalde çok kötü bir yıl olacak 2019, çok iyi senaryolarda bile bizim kendi risklerimiz çok yüksek olduğundan beklenti kötü ama tahmin etmek zor hangi aralığı verseniz boş. 2019 Türkiye için kriz başlangıcı olacak ama nekadar sürecek belli değil belki 3 belki 5 sene belki daha kötü senaryolar şuan için sadece ekonomi olarak bakmak çok saçma. siyasi olaylar herşeyin önünde ve herşeyi etkiliyor.

      Sil
    4. O rakamlari ben yazmistim. Ben, Reiz.. Biliyorsunuz ben ne istersem rakamlar ona gore tutturulur. Hadi kolay gelsin.

      Sil
  31. Milletin uyanması ve uyuması üzerine yorum yazan arkadaşlarımız olmuş.

    Millete ait adaları Yunan kendi toprağı haline getirmiş,
    20 yıl önce balıkçı kayığı ile gidilen yerlere,
    Türkler şimdi Pasaport ile girebiliyor.

    O toprağa Yunan yatırımcılar otel yapmış,
    Türk Bakan pazarlamasını yapıyor.

    Şimdi bu millet uyanır diyen arkadaşlar var.

    Pardon ama farklı milletlerden bahsediyoruz,
    Ben Türk Milleti asla ve asla uyanmaz diyorum.

    Uyanır diyenler hangi milletten bahsettiklerini yazarlar ise sevinirim.

    ----
    Enflasyonumuz düşük çıkmıştır,
    Talep azlığı + Vergi İndirimi fiyatlar seviyesini enflasyon paketindeki ürünler için düşürmüştür.

    Tüketici Fiyatı = FİYAT + VERGİ
    denkleminde bu dönem vergi düşürülmüştür.
    FİYAT kısmında, önümüzdeki dönem için ÜFE belirleyici olacaktır.

    YanıtlaSil
  32. Hocam, bir kaç ekonomiste sormaya çalıştım bilgi alamadım,
    1- Diyelim TÜİK verilerle oynuyor, bunu kim nasıl gerçek olarak tespit edebilir? Yunanistan'da Arjantin'de nasıl bulundu bu olay? Aynı soru aslında büyüme verileri için de geçerli.
    2- Cehaletimden soruyorum, merkez bankası, kayda girmeden para basıp piyasaya sürebilir mi? Yani emisyonu kağıt üzerinde sabit tutup banknot miktarını el altından artırabilir mi?

    Teşekkürler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Bunu yine ancak TÜİK saptayabilir. Bakın TÜFE nasıl hesaplanıyor:

      "TÜFE’de, yurtiçinde mal ve hizmet tüketmek amacıyla yapılan, tüm nihai parasal tüketim harcamaları esas alınmaktadır. Endekste 81 il merkezinin tamamını da içeren toplam 221 ilçeden fiyat derlenmektedir. TÜFE kapsamında ayda 28 015 işyerinden 415 000 fiyat derlenmekte ve 4 274 kiracı endeks kapsamında takip edilmektedir. İşyeri ve fiyat sayıları mevsimsel yapıya göre yıl içerisinde değişkenlik gösterebilmektedir."

      Yunanistan ve Arjantin batınca istatistik kurumlarının yöneticileri değişti ve yeni gelenler eski hesapları kurcalayınca olaylar ortaya çıktı.

      2. Böyle bir şey yapılabileceğini sanmıyorum. Bu artık kalpazanlık gibi bir şey olur.

      Sil
    2. Hükümet değişmeden alengirli işleri öğrenmek mümkün değil anlaşılan.
      Teşekkür ederim zaman ayırıp cevapladığınız için.

      Sil
    3. Cevap vermeye gerek görmemişlerdir. Herkes Mahfi Bey kadar sabırlı değil.

      Sil
    4. Hocam kalpazanlık dediniz de aklıma geldi. 1994 -1997 arasında iett nin otobüs biletleri kalpazanlık yapılarak piyasaya sürülmesiyle ilgili bir mahkeme davası vardı. Yargılananları necip milletimiz hatırlar diyeyim.

      Yorum yorumu açıyor... Nedemişler olmaz olmaz dememek lazım... never say never...

      Hocam bu vesileyle bizim aydınlanmamız için gösterdiğiniz çabaya saygılarımızı sunarız.

      Sil
  33. Hocam bütün mal ve hizmetlerin fiyatlarının bir anda artmadı veya düşmesi enflasyona etki etmeyecekse, enflaslayona etki edebilmesi için fiyatlarda sürekli bir artış veya azalış olması gerekiyorsa geçen ay yapılan vergi indirimleri neden enflasyonu düşürdü? Burada bir süreklilikten bahsedebilir miyiz? Beni aydınlatırsanız çok sevinirim, size de iyi çalışmalar diliyorum, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer sepette ağırlıklı olarak malları çoğunun fiyatı gerilemişse enflasyon düşer.
      Diyelim ki ekmek ve sudan oluşan iki ürünle hesaplıyoruz enflasyonu ve her ikisinin de sepetteki ağırlığı aynı. Ocak ayında ekmek fiyatı 1 TL, su fiyatı 50 krş. Sepet toplamı 1,50 TL. Şubat ayında ekmek 1,10 TL'ye Su da 55 krş ye yükselmişse sepet toplamı 1,65 TL olur. Bu durumda enflasyon % 10 çıkar [(1,65 - 1,50) / 1,50]. Martta diyelim ki ekmek fiyatı değişmedi (1,10 TL) buna karşılık yeni bir firma piyasaya girdi ve su satmaya başladı ve rekabet sonucu su fiyatı 50 kuruşa düştü. Bu durumda enflasyon yüzde 3 düşmüş olur [(1,60 - 1,65) / 1,65].

      Sil
    2. Güzel soru. Ben de bir soru ilave edeyim. 400 ürünlü sepetteki fiyatlara vergiler dahil midir?

      Sil
  34. Hocam iğneden ipliğe herşeye % 100 zam geldiği halde yıllık enflasyon nasıl % 21 oluyor . Sene başında 100TL ya aldığımız sepet 120 TL oldu deniyor . Oysa 200 TL ya aynı sepet dolmuyor.
    Nerede hata yapıyoruz. Biz niye pazara markete ciktigimiz da farklı şekilde hissediyoruz .
    Ayşe teyze sahipsiz kalmıştı. Sizden bu konuda bi yorum alabilir miyiz ?


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyelim ki ekmek ve sudan oluşan iki ürünle hesaplıyoruz enflasyonu ve her ikisinin de sepetteki ağırlığı aynı. Ocak ayında ekmek fiyatı 1 TL, su fiyatı 50 krş. Sepet toplamı 1,50 TL. Şubat ayında ekmek 1,10 TL'ye Su da 55 krş ye yükselmişse sepet toplamı 1,65 TL olur. Bu durumda enflasyon % 10 çıkar [(1,65 - 1,50) / 1,50]. Martta diyelim ki ekmek fiyatı değişmedi (1,10 TL) buna karşılık yeni bir firma piyasaya girdi ve su satmaya başladı ve rekabet sonucu su fiyatı 50 kuruşa düştü. Bu durumda enflasyon yüzde 3 düşmüş olur [(1,60 - 1,65) / 1,65].

      Sil
    2. Degerli hocam , artık şu enflasyonu ekmek su ıle degıl de gercek vatandasın harcaması ıle ölçseler de şu gerçekleri görsek.Veya yokmudur gercek enflasyonu bize hesaplayacak delıkanlı bir Iktısat çı

      Sil
  35. Hoca kısaca yoktan var etmek mümkün değil diyor. Eldeki neyse odur, ne eksik ne fazla. Sihirli formüller yok.

    YanıtlaSil
  36. Hocam bütün bu tespitlerinize şapka çıkartıyorum ve eklemek istediğim birşey var olayın artık sosyolojik ve sosyopsikolojik tüketim alışkanlıkarını değiştirmekten geçmesi gerektiğine inanıyorum. Dengesiz tüketimin öngörülebilir olduğu bu ülkede nihai kullanıcı alışkanlıklarımızı değiştirmek ve hane borçluluğunu azaltmak gerektiğini de düşünüyorum bilmem sizler ne dersiniz ?

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani diyorsunuz ki.. 16 yilda ülkeyi bitirenler, talan edenler yerinde dursun. Hane halki olarak tüketim aliskanliklarimizi degistirelim. Dengeli tüketim yapalim. Hane borclulugumuzu azaltalim.

      Yine bu fakir halk herseyi yapsin yani. Pekiyi ya hirsizlar ne olacak?

      Sil
    2. Sanırım yanlış anlaşıldım; öncelikle kapımızı süpürelim diyorum değişim bireyde başlasın diktatörya zaten dayanak bulamaz yok olur diyorum.

      Sil
  37. bi önceki yazıya yorum yazmıştım. yayınlamamışsınız. bi şey demediniz ama benim kocam hala Atatürk düşmanı.aşk olsuun hocam

    YanıtlaSil
  38. hocam akpden önce enflasyon % 70 ti. nasıl oldu da ne yaptı da enfalsyon tek haneye kadar düştü.anlatabilir misiniz. ya da bunu anlatan yazınız var mı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. akepeden önce türkiye ithalat patlaması yaşamamıştır. akepe ile beraber düşük kur - yüksek faiz yoluyla ucuz ithalat patlatıldı ve enflasyon göreceli olarak suni biçimde geriletildi. şimdi de yapsın bakalım. yapamaz. ucuz döviz yok ki ucuz ithalat olsun da yeniden enflasyon düşürülsün tek hanelere doğru!. sanki akepe ile biz üretim üssü haline geldik de mi enflasyon düştü sandınız. enflasyonu sanal değil yapay değil gerçek anlamda yani reel olarak düşürebilmenin tek yolu üretim ve verimlilik artışları sağlamaktır. oysa biz 16 yıldır ucuz döviz kuruna ve tl nin suni şekilde revalüe olmasına izin vererek içeride üreticileri baltaladık hatta son 8 yıldır balyozladık. herkes ithalatçı oldu aracı oldu üretimden kopuldu. bunda anlaşılmayacak hiçbir şey yok. yabancıların verdikleri büyük borçlarla büyük ithalat yapıp tükettik ekonomi cahili halkımız da unu akepe nin başarısı sandı sanki bundan önceki yöneticilerimiz bunları düşünemez yapamazmış gibi algıladı halk. cehaletin yönetiminin müthiş bir örneğini sundu akepe. tüm dünya akepe sayesinde cehaletin iktidarlar için en önemli güç kaynağı olduğunu görmüştür sanırım. dünyada var olan bilgili - bilinçli toplum güçtür algısı akepeyle beraber cahil ve bilgisiz eğitimsiz toplum güçtür aslında ve türkiyede bu durum bakınız güç doğurdu mesajına dönüştü.

      Sil
    2. adsız 09:28, hocanın 4 Mart 2017 tarihli yazısı: http://www.mahfiegilmez.com/2017/03/son-14-ylda-turkiye-ekonomisi.html
      şahsen katılmadığım yanları olsa da verilere göre neyin ne olduğunu açıkça yazmış, eğer biraz ekonomi bilgin varsa enflasyonun akp (aslında IMF) tarafından nasıl düşürüldüğümü anlarsın, tabi bu yorumdaki derdin laf sokmak değilse...

      Sil
  39. Hocam 1973-83 yıllarında Philipsin etkisiz olduğunu görüyoruz. Söyle ki işsizlikle birlikte enflasyonda da bir artıs yaşanmıştı. Tekkerrur var mı?

    YanıtlaSil
  40. Mahfi Bey, enflasyon verilerindeki gerilemeye bağlı olarak piyasalarda oluşan merkez bankası faiz indirimi beklentisi hakkında ne düşünüyorsunuzi sizce MB faiz indirimine gitmeli midir, giderse bu durumun döviz kurlarında yaratacağı etkiler nasıl olacaktır ? Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  41. "Bunlardan birisi vergilerde yapılan indirimlerin bütçe açığını artıracak olması."

    Hocam ODD verileri açıklandı. Geçtiğimiz aylara kıyasla satışlar önemli ölçüde artmış gözüküyor. Vergi indirimine karşın satış miktarı arttığı için bütçe üzerindeki etkisi olumlu olamaz mı?

    YanıtlaSil
  42. Sayın hocam aklıma takılan bir kaç husus var.

    Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş twitterda "TÜFE'deki yüzde 1.44 düşüşün 0.86 puanı otomobildeki ucuzlamadan kaynaklandı. Otomobil fiyatları da vergi indirildiği için ucuzladı." demiş. Böylece rakamlarda şaibeye odaklanmadan önce bu veriye bakalım diyor.

    Tamamen şaibe iddiasında bulunmak kolaycılık olur. Öyleyse Alaattin Aktaş'ın dikkat çektiği veriye bakarsak aslında vergi indirimi ve %10 indirim kampanyası olmasa sanırım enflasyon yükselmeye devam edecekti. Peki bu sonlandığında ocaktan itibaren hızlı bir artış mı görürüz yoksa sonraki ayın aynı dönemine mi bakmak gerekir?


    Sanayi üretimindeki sert düşüşü konkordatolardan ayrı düşünmemek gerekirse bir büyük firma konkordatoda tedbir kararı alsa alt tedarikçi de alacağına geç kavuşacağından o da zora giriyor. Ya hesapta olmayan borçlanma yapması gerecek ki kredi cephesinde de yavaşlama var. Krediye ulaşamayan yine konkordato ilan ediyor yada daha fazla maliyetle borçlandığı için ya işçi çıkarıyor yada başka maliyetleri kısıyor. O zaman işsizlik de artacak.

    Peki işsizlik oranının enflasyon üzerinde belirleyici bir fonksiyonu var mıdır?

    Ayrıca asgari ücret meselesi. Talepler 2000'i dahi aşıyor. Tam da seçim öncesi ve bu seçim atlatıldığında uzunca bir süre seçim olmayacağına göre hükümet popülist davranıp bu şekilde bir artış yapsa bu sefer vatandaş tüketime daha çok yönelme mi? Bunun sonucu iç tüketimin yeniden canlanması mı olur yoksa talep enflasyonunun artması mı?

    Yani o kadar çok veri var ki hangisi hangisini nasıl etkiler ben bir ekonomist veya iktisatçı olmadığım için anlamıyorum. Peki siz yazınızın son paragrafınızda belirttiğiniz çelişkili hedeflerden birine odaklanma görüşünüzü ekonomi yönetiminde olsanız hangi sorun üzerinde uygulardınız?

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  43. Bence enflasyon değişmiyor ,öğrenciyim gecen yıl 2liraya aldığım makarna bu yılda 2 lira değişen bir şey yok turkiyede enflasyon kesinlikle yok itibar etmeyin onlar trump 'ın ve rahip Brunson un ajanları

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Dahi" anlamındaki "da" ayrı, özel isimlerin ilk harfi büyük yazılır. Noktalama işaretleri çok faydalı iaretlerdir.

      Sil
  44. Menderes Fırat4 Aralık 2018 13:13

    İktidar işi çözdü. Seçmenine duymak istediklerini söylüyor. Hepimizin etrafında AKP'ye oy verenler vardır. Yanlış tercih yaptıklarını bilseler de öğrenmek istemiyorlar. Bir insana yanlış yaptığını veya düşündüğünü kabul ettirmek çok zordur. Ancak ortaya pahalılık (enflasyon) olarak onların da inkar edemeyeceği somut bir gerçek ortaya çıkınca hükümetin bize operasyon çekiyorlar yalanının üstüne hemen atlıyorlar. Gerçekler ise aslında basit. Enflasyon ya maliyet artışındandır ya da talepten. Yüksek cari açığımız yüksek borca yol açtı. Yüksek borç çevrilme sorunu baş gösterince döviz kurları arttı. Dövize bağlı maliyetler artınca fiyatlar arttı. Bunun üzerine normal nüfus artışı ve mülteciler eklenince arz talebin altında kaldı. ÇÖZÜM=ÖNCE BİR YANLIŞ YAPTIĞINI KABUL ET.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pahalilik ve enflasyon ayni sey degiller.

      Sil
  45. hocam, enflasyon üretim ile tüketim arasındaki farka da denebilir mi?. ya da enflasyonun bir bölümü üretim-tüketim arasındaki farktan meydana gelir. ek olarak bunun da özellikle üretim tarafındaki maliyet artışının üfe-tüfe marjını artırmış olmasıdır. tabi burada üretim tarafının fazla olması deflasyonist baskı tüketim tarafının fazla olması enflasyonist baskı oluşturuyor. genel olarak gelişmiş piyasada %2 gelişmekte olanlarda %5 enflasyon hedeflenmesi tüketimin biraz daha fazla gerçekleşerek büyümenin sürdürülebilir olmasıdır. hocam zaten son dönemde bizdeki enflasyonun maliyet enflasyonu ağırlıklı olduğunu görüyoruz. arz açığı yüksek olan bir ekonomi olarak bu açığı ithalatla kapattığımız için kurların enflasyonu hızla yukarı çıkardığını gördük. son 2-2,5 aydır kurlarda yaşanan belirgin gevşemenin enflasyonist baskıyı azalttığını da gördük ancak tüfe deki sert aylık gerilemede talebin de sert gerileme yaşadığını göstermektedir. dolayısıyla ekonomideki sert yavaşlamanın da enflasyonu düşüş trendine geçirdiğini gözlemliyoruz. ancak hocam, vergi indirimleri seçim harcamaları istihdam seferberliği gibi yeni bütçe açığını teşvik edici adımların yeniden kur artışını getirebileceğini ve enflasyonu yeniden artışa geçirebileceğini düşünüyorum. hocam sizin de böyle bir beklentiniz var mı?. iyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  46. Hocam iyi çalışmalar diliyorum. Ben olaylara büyük resimden bakmayı seviyorum ve sorunları ülke bazlı değilde tüm insanlık için fayda sağlayacak şekilde çözüm üretmenin gerekliliğine inanıyorum.Benim enflasyondan anladığım mal ve hizmetler deki sürekli fiyat artışı kısaca. Bununda kök sebepleri mal kıtlığı ve dövizdeki yükseliş. Birincisine dünya ticaretinin artması ile çözüm üretildi sanırım serbest piyasa rejimi sayesinde.İkincisi içinde bir önerim var.Bir dünya merkez bankası kurulsa dünyada tek para birimi(world money) olsa ülkeler ürettikleri mal ve hizmet kadar para arzını bu kurumdan alsa dünyadaki ülkelerin kalkınmaları ve gelişme düzeylerindeki uçurum azalmaz mı? Ekonomik krizler azalmaz mı? Daha mutlu bir dünya olmaz mı? Ne dersiniz hocam?

    YanıtlaSil
  47. Degerli Hocam ,Haftasonu semınerınızdeydım.CDS prımınden bahsettınız onemınden.Bu hafta tekrar yukselmıs.Bu kadar pahalı borç bulduğumuzda , bu faizin yurtıcınde de yansıması olacaktır degılmı.Pekı Faiz yukselırken Enflasyon nasıl düşer hocam.Izmirli bir iksatcı olarak anlamak mumkun degıl.Bizde İzmir de asfalyalarım yandı derler bu bılgılerle yapılan ıktısada.

    YanıtlaSil
  48. Sayın Yusuf öz , şimdi bir çiftçiye sormuşlar mazota zam geldı ne düşünüyorsun diye.O da benim için değişen bir sey yok ben hep 50 TL lik alıyorum demiş.Seninki de bu hesap

    YanıtlaSil
  49. Hocam yıl sonu enflasyonunda hızlı düşüş 2019 ilk çeyrek sonunda gene hızlı yükselişe işaret ediyor?

    YanıtlaSil
  50. "...ocaktan itibaren hızlı bir artış mı görürüz yoksa sonraki ayın aynı dönemine mi bakmak gerekir?" demişim sonraki "yılın" olarak düzeltiyorum.

    YanıtlaSil
  51. Hocam ikiz açık hipotezinin Türkiye için geçerli olduğunu düşünürsek, ileride bütçe açığının artması cari açığa da etki edecek gibi görünüyor. Bu bağlamda cari açığın sonuçlarının hangi yönde olmasını bekliyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne ikiz açığı türkiye ekonomisinde üçüz açık vardır. bütçe açığı cari işlemler açığı ve tasarruf açığı. mesela abd ekonmisinde ikiz açık vardır. bütçe ve cari açık. bizde açık üçlüdür. bütçe,cari ve tasarruf açıkları...

      Sil
    2. Haklısınız, ben literatürü baz alarak ikiz açık üzerinden bir soru sordum, tabi hocamızın üçüz açık olduğunu gösteren bir blogu da mevcut, fakat sorulmak istenen, bütçe açığının neden olacağı veya öyle varsayılan cari açığın ne gibi sonuçlar doğuracağı yönündeydi. İsminiz yazmıyor ama yine teşekkür ederim yorumuma katkıda bulundunuz.

      Sil
    3. Benim hipotezime gore Cari acikk/GSMH orani+butce acik/Gsmh orani %3.5 gecmemesi lazim.
      Dahasi borclarin butceye orani da %35i gecmemesi lazim.

      Sil
  52. Türkiye'nin çeşitli şehirlerine konuşma yapmaya gidiyorsunuz. Tarihi-turistik yerlerini de gezmeye vaktiniz oluyor mu? Yoksa apar topar uçağa binip İstanbul'a mı dönüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  53. Mahfi Hocam,

    Günümüzde tarafgirlik o kadar arttı ki, ekonomi gibi debdebeli bir alanda objektif analiz ve önerileri aramak bile, "sen, küreselci ekonomik oligarşinin yörüngesindesin" yaftasının yapıştırılmasına yol açıyor.

    Gençliğinizde tarafgirlik bu kadar fazla mıydı? Bugün mü daha fazla?

    YanıtlaSil
  54. "Sarı Yelekliler"in Fransız hükümetine ve medyaya dağıttığı 42 talep şunlar:

    https://www.birartibir.org/siyaset/194-42-talep

    Mahfi bey, sizce:

    1789 Fransız İhtilali ... 2019 Fransız İhtilali

    Mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tarz etlemlerin dunya capinda yayginlasmasi lazim.
      Cunku dunyada gelir dagilimi ve firsat esitligi yok.
      Boyle bir durumda egemenlerin kendilerine dikkat etmesi lazim isleri cok zor bundan sonra.
      Ya sosyal adalet saglanir ya da Savas!
      Savas egemenlere ve parababalarina karsi olmalidir.
      Acikcasi kendimi onlarla ayni gemide gormedigim gibi onlari ne zaman surda burda gorsem maymuna ademe havva atip tutuyorum.
      Kisaca Kardes degiliz.

      Sil
    2. Selam 1789 daki zenginler, şimdikilere göre daha şanssız olanlardır.

      O dönemde yaşayan zenginlerin varlıklarını kolayca ülke dışına çıkarmaları mümkün değil idi.
      Şimdiki zenginler bir kaç gün içinde bütün varlıklarını yurtdışına çıkarıp, ülkeyi terkedebilirler.

      Bu ciddi bir fark oluşturmaktadır.

      Farazi olacak biraz ancak, Fransa da yerleşik düzeni değiştirebilecek bir hareketi gören zengin, varlığının büyük bir kısmını örneğin Çin'e aktarıp, uçak ile Çin'e hemen gidebilir, Çin de de Fransa'daki kadar güzel bir yaşamı olur.

      Bu yüzden iki durumu karşılaştıramayız, ki bugün yaşananlar geçici bir tepkidir, ihtilal filan olmaz.

      Türkiye'ye bakar isek; parlamenter rejimden, başkanlık sistemine geçiş ile beraber ciddi bir varlık transferi yaşadık. Belki de bu sebeple biraz daha kırılgan hale geldik.

      Sil
  55. Maksadım sizin statünüzü sorgulamak değil ama sanırım sizden epey kaliteli bir matematik öğretmeni de olurmuş Mahfi bey. Karmaşıklığı azaltmak konusunda mahir olduğunuzu söylemeliyim.

    YanıtlaSil
  56. Üstat, sizin maddi durumunuz Türkiye ortalamasının nispeten üstünde, darda değilsiniz, aç değilsiniz açıkta değilsiniz.

    Türkiye ekonomisinin gidişatına bakarak neden kendinize dert icat ediyorsunuz ki?

    YanıtlaSil
  57. Mahfi bey

    Dolar-TL hızlı artmaya başladı, yavaş değil hızlı.

    Niye böyle oluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarida yazilanlari oku.. orada cevabi var.

      Sil
  58. Geçen yorumlarınızdan birinde demiştiniz (kelimesi kelimesine hatırlamıyorum), "Türk siyasetçisi, önce IMF'ye laf çakacak, sonra IMF'yi yardıma çağıracak kadar yetenekli bir siyasetçidir."

    Ben, bu tespitinizin Mart seçimlerinden sonra gerçekleşeceğini düşünüyorum Mahfi bey. IMF'yi çağırırken mutlaka bir kılıf uyduracakladır oydaşlarının homurtularını kısmak için!

    YanıtlaSil
  59. Hocam çok teşekkürler, ellerinize sağlık, güzel bir yazı ve inceleme olmus. Zaten yazının son iki paragrafında durumu gayet iyi özetlemişsiniz. Inşallah biran önce doğru adımlar atılır da 2019 az sancılı geçer. Sevgi ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  60. Hiçbir tarafdarlığım olmadan bir aile babası olarak yazmak istiyorum.Ben doların yükseldiği günlerde de öncesinde de sürekli marketlerin fiyatlarını takip ederim. Bizler için et, yağ, şeker, çay, meyve sebze fiyatları herşeydir. Dolar krizinde yaklaşık ortalama yüzde 30 civarında yapılan temel gıda artışları yavaş yavaş düşürülmeye başlandı. Krizde 20 tlye çıkan şekeri 16.75 ten daha dün gross marketten aldım. Haftasonu migrostan 37 tl ye yemeklik kıyma aldım. Aynı marketten indirimli 5 kg yudum ayçiçek yağını 23 tlye aldım. Krizde bu yağ 40 tlye çıkmıştı. Ayrıca artık lipton yellow label 1000 gr çayı 18 liraya alabiliyorum. Krizde bunlar 25 tl idi. Domates fiyatında ise yazın görnediğim 4.75 liraya manavlardan alabiliyorum. Sizler ne deseniz de ben bu fiyatları günlük alışverişimde yaşıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sn çok tarafsız! aile babası, keşke rakamları yazmadan önce kontrol etseydiniz.

      Yudum ayçiçek yağı şu an migrosta 37.95TL, 23TL değil.

      https://www.sanalmarket.com.tr/yudum-aycicek-yagi-5-l-teneke-p-3eb844

      Lipton Yellow Label 100gr çay 25.45TL, 18TL değil.

      Domates'i keşke manav yerine Migrostan alsaydınız, kilosu 3.75, 4.75TL değil.

      https://www.sanalmarket.com.tr/domates-kg-p-1ac7780

      Sil
    2. Benimde dikkatimi sucuk fiyatları çok çeker. Fiyatlar düşmüş ama kalitede düşmüş.

      Sil
    3. Alışveriş yaptığın marketi söyledi bizde oradan alalım hacı amca dediğin fiyatlara söylediğin ürünler yok sen 2015 te mi yazdın bu yorumu anlamadım. Benim enişte marketçi 6 büyük marketleri var sözde bize kıyak yaptığı halde o fiyatları göremedim ben son zamanlarda. Sen yardım mı alıyorsun.

      Sil
    4. Ben yukarıdaki fiyatları bizzat kendim alışveriş yaparak test ediyorum. Yudum yağı ile ilgili olarak ise dikkat ederseniz indirimli ibaresini kullanmışım. Belki yaşadığım ile ait bir indirimdir bilemem. Lipton yellow label 1000 gr çay için ise bırakın migrosu şu anda mahalle bakkallarında bile indirim yapıyorlar. Uyduruk bir fiyat değil ki benim yazdığım 18 tl ye birçok market veriyor o çayı.

      Sil
  61. sonuç olarak doğru olduğuna inanabiliriz burada.sadece kalıcı çözüm değil fark bu.

    YanıtlaSil
  62. Saygıdeğer hocam son olarak çıkan ekonomik Ohal kararnamesi olarak sa bilinen kararname ne anlama geliyor biraz açıklama yapabilir misiniz?

    YanıtlaSil
  63. Hocam Türkiye'de vergilerdeki geçici olan düşüşün sizin söylediğinizin aksine vergi gelirlerini arttırıp bütçe açığına olumlu bir etki yani Laffer Etkisi meydana getirebilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam, kaba bir hesap ile hocamızın yazdığı gibi vergi gelirlerini artırmayacaktır.
      Şöyle Ki,

      %50 KDV indirimi yapılan bir üründe KDV dahil 118TL olan ürünün fiyatının 109 TL olması durumunda devletin gelirini artırması için, o ürünün iki kattan daha fazla talebinin artması lazım.

      Vergi indirimine konu olan ürünler ilerde satmak amacı ile kolayca stok yapılamayacak ürünler.

      Bu sebeple, son kullanıcı tarafından vergi indirimi hissedilince ilerdeki talebi öne çekebilir, veya ötelenen bir talebi yerine koyabilir. Kısa dönemli bir talep artışı oluşturur, ancak vergi kaybını Laffer etkisi ile artırabilecek bir talep olmayacaktır.

      Sil
  64. Hocam çok sağolun ben bir iktisat mezunuyum ve bugune kadar sizin makalelerinizden gerekse verdıgınız konferanslarınızdan çok şey öğrendim şuan her hangı bir yerde çalışmıyorum. Kpss A ve kurum sınavlarına hazırlanıyorum genellikle şu ekonomik bunalımda ve sizin söylemınızle 2019-2020 yıllarında daha kötü olacağından ve işsizliğin artacağı yönündesiniz pekı devletın vergi müfettiş yardımcılıgı gelir uzman yardımcılığı gibi birimlerde alımları ne yönde olur beni bu konuda bilgilendirirseniz çok memnun olurum. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki bu konularda sizden daha fazla bilgim yok.

      Sil
    2. Teşekkürler hocam sağolun

      Sil
  65. Mahfi bey bu gün öğrendiğimiz bir haberde mecliste görüşülen torba yasa ile mali ekonomik ohal yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor.

    İstenildiğinde bu yetkiye dayanılarak bankaları kredi vermeye zorlamak, mevduat hesaplarını dondurmak, döviz mevduatlarını düşük kurdan Tl ye çevirmek, varlık vergisi salmak vb. bir çok uygulamaya yasal zemin hazırlanıyor.

    Yakında "Salkım Hanımın Taneleri" filminden sahneleri ülkemizde görürsek şaşırmamalıyız.

    Bu kapsamda değerli görüşlerinizi alabirsek seviniriz efendim.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Milli Irade bunu istiyor. Sokaga cik kücük bir anket yap.. Hala oy oranlari %45 lerde. Beter olsunlar.

      Sil
    2. Henüz bu konu üzerinde yorum yapacak kadar oturmuş değil.

      Sil
  66. Hocam bunları hep gördük. Faiz, enflasyon,döviz kuru...
    Hepsi en sonunda sizin ne kadar üretip ne kadar tükettiğinize bakıyor.
    Alışmış kudurmuştan beterdir demişler. O yüzden Türkiye tüketmeye devam eder ve hep cari açık verir.
    ABD nin ne yaptığı belli değil, parasal genişlemeden bir türlü tam olarak çıkamıyor ve globalci finansçılar ABD den Eu dan topladıkları maliyetsiz paralar ile Türkiyede para üzerine para kazanıyor. Özellikle 2000li yılaardan beri bu hep böyle oldu...
    Benim sorguladığım şu yabancılar %20-25 faize razı olur ve para getirirler mi sizce

    YanıtlaSil
  67. Saygıdeğer hocam son çıkan ekonomik ohal kararnamesi ne anlama geliyor ve ne gibi sonuçları doğurur saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz da zaman geçince bakacağım, henüz yorumlamak için erken.

      Sil
  68. Öncelikle foruma katilan bireylerden bir ricam var: Sayin hocamiz saf tarafli politik icerikli mesajlara cevap yazmiyor, ama muhtemelen okuyarak zaman harciyordur. Lütfen hocamizin altin degerindeki zamanini bosuna harcatmayin. Birsürü baska forum var bu tip paylasimlarin yapildigi.

    Mahfi bey, ben uzun süredir yurt disinda yasiyorum, dünyanin önde gelen güclü ekonomilerinden birinde calisan ve yatirimci biri olarak faaliyet gösteriyorum.
    Burada en büyük fark ve avantaj, hayat ekonomi ve politika da dahil olmak üzere tahmin edilebilir. Bu ortamda uzun vadeli yatirimlar yapip, dalgalanmalarda sabir gösterebiliyorsunuz.
    Ancak bunun dezavantaji "Rant" diye tanimlayabilecegimiz, fahis ve adil olmayan kazanclarin olmamasi.
    Sorum su: Türkiye'nin orta-uzun vadeli ekonomik istikrara ve büyümeye kavusmasi icin bu rant ekonomisi ile savasmasi gerekmez mi? Bu rant ekonomisi sonucta dalgalanma ve istikrarsizliklardan beslenen bir ekonomi.
    Kisisel Not: Size sunu net söyleyebilirim, sizin gibi bilgi, ve deneyim sahibi ama ayni zamanda da bunu tarafsiz ve duygusal olmadan kullanabilen insanlar en cok deger görenler burada. Birsey yapilmadan kendilerine soruluyor. Umarim Türkiye'de de sizin gibi insanlarin fikirlerine uygulamalar sonrasinda degil, öncesinde danisilir.

    Saygilarimla
    Tesekkür ediyorum ve saygilarimla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzdaki ifadelerden, Türkiye'nin tahmin edilebilir olmadığına katılmıyorum.

      Sil
    2. Öncelikle hakkımdaki nazik düşüncelerinize teşekkür ederim.
      Analizinize katılıyorum. Buna karşılık Batarel'in yorumunda da doğruluk payı var. Bir ülkenin irrasyonel kararlar alması ve bunları uygulamaya geçirmesi ilk başlarda tahmin edilebilirliğini yok eder. Ama bunu sürekli yaparsa yani sürekli irrasyonel yaklaşımlarla hareket ederse bir süre sonra bu yaklaşımlar sürpriz olmaktan çıkar ve insanlar bu irrasyonellikleri rasyonalize ederler. Yani karar alıcıların irrasyonel kararlar alabileceğini tahmin ederek ona göre davranırlar. Ben bu şekilde ortaya koyduğum hipoteze "irrasyonelliğin rasyonelleştirilmesi" adını veriyorum. Gelişmiş ülkelerde "rasyonel bekleyişler" egemen iken bizde "irrasyonel bekleyişler ve dolayısıyla onların rasyonelleştirilmesi" egemen.
      Rant ekonomisi konusunda da haklısınız ama bunu kaldırabilecek güce sahip olanlar ne yazık ki ranttan en fazla nemalananlar. Gelişmiş ekonomilerde bunun olmamasının temel nedeni kamuoyu baskısı. Bizde o da yok ne yazık ki.

      Sil
  69. Hocam BBC Türkiyedeki yazılarınızı neden burada yayınlamıyorsunuz

    YanıtlaSil
  70. Hocam, insanları yok yere galeyana getirmek istemiyorsunuz anlıyorum ama dün mecliste teklif edilen 71 maddelik torba kanunun 22. maddesinde "Finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde olumsuz bir gelişmenin Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi tarafından tespiti halinde, üye kurum ve kuruluşların yetkileri dışında alınması gereken tedbirleri belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkili olup ilgili bütün kurum ve kuruluşlar belirlenen ve tedbirleri derhal uygulamakla yetkili ve sorumludur." ifadesi yer almakta. Eğer torba yasa bu haliyle kabul olursa (ingilizce bir sözcük kullanacağım çünkü türkçe'de bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum) bu "economic apocalypse" olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ha ha ha ha,.. 16 yildir bu millete neler anlatamadik ki.. Hem de Türkce. Ingilizce anlatmaya calisiyorsunuz. Cok gec.. Gecti Bor`un pazari sür essegi nigdeye mi desek.. Yoksa daha meshuru var.. Ati Alan Üsküdari gecti mi desek.

      Milli Irade 24 Haziranda geregini yapti. Siz bu saatten sonra iktidari, hem de tek Adam olarak eline gecirenlerin herseyi bilimsel ilimsel matematiksel veya iktisadi kurallara Uygun.. Uluslararasi ve evrensel hukuka göre mi yapacagini saniyorsunuz.

      Kurbagalar kivamda.. patlayincaya kadar bu böyle devam edecek. Layik oldugu sekilde yönetilecek ve yasayacak bu millet.

      Sil
    2. Ekonomik Kıyamet olmaz, kıyamet olsaydı, piyasalar bırakın meclise gelmeyi, söylentisi çıktığı anda kıyameti koparırdı.

      Sil
    3. Evet kimseyi galeyana getirmek gibi bir eylemin hatta düşüncenin içinde olmamak lazım. Burası bizim ülkemiz ve başka Türkiye de yok. Ama eğer bir yanlış varsa bu ülkenin iyiliğini düşünen insanlar olarak objektif bir çerçevede onu da eleştirmemiz lazım. Yoksa doğruyu bulamayız.
      Bu konu henüz yasalaşmadı. Bekleyelim bakalım.

      Sil
  71. Hocam Bloomberg de Işık Ökte Akbank bedelli sermaye artışını Öger kredi zararına bagladi. Sizce de öyle mi ? Diğer bankalarda da aynı durum söz konusu mu ?

    Tamamı Öger Telekom’a ait olan Otaş Türk Telekom’da yüzde 55’lik paya sahip. Otaş 2013 yılında 29 bankadan toplam 4.7 milyar dolarlık kredi almıştı. Kredinin en büyük payı 1.5 milyar dolarla Akbank’a ait. 1 milyar dolar Garanti Bankası’nın, 500 milyon dolar da İş Bankası’nın alacağı bulunuyor. Kalan 1.7 milyar dolar da diğer bankaların. 2016 yılında kredilerin geri ödenme zamanı geldiğinde ödemeler yapılamadı. 290 milyon dolarlık kredi ödemesi yapılamadı. Alacaklı bankalar 2016 yılından itibaren hiçbir alacaklarını tahsil edemedi. 2016 yılından itibaren de bankaların alacağına yönelik çalışma yapıldı ancak bir sonuç elde edilemedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,

      Kredi en temelinde bir alacak - verecek ilişkisi olan ticari bir işlemdir.

      Ticari işlem tacirler arasında yapılır, hukuken iki taraf tacirdir ve tacir
      vasfını sağlamaları gerekir.

      Bu ne demek? Bu işlemi yapan taraflar kâr amacı ile bu işlemi yaparlar,
      istedikleri kâr karşılığında da bir ticari risk alırlar. Önemli olan iki tarafında
      işlemi hür iradeleri ile yapmalarıdır.

      Bu sebeple, bu krediden doğacak tüm kâr veya zarar bankaların ticari riskleridir,
      tüm sorumluluklar kendilerine aittir. Kur riski almaları, riskli teminat almaları,
      yetersiz teminat almaları, taraflardan birinin hukuki varlığının son bulması vs hepsi
      ticari riskin içindedir, bankalar buna göre hamlelerini yapmalıdırlar.

      Eğer bu firma batmış ise, teminat verilen hisseler kredi değerini karşılamıyor ise bu
      bankaların zararıdır, geçmiş olsun.

      Aynı bankalar, benim gibi insanlara kredi verip, bir kaç ay geciktiğinde hangi hukuki yaptırımları yapıyorlar ise, bu kuruma da aynısını yapmaları gerekmekteydi. Bunu yapmamışlar ise yönetim zaafı vardır, bedelini banka tacir sıfatı ile piyasa şartlarında öder.

      Eğer kredi taksidi, 2016 yılında ödenmemiş ise, banka hangi hukuki yaptırımları yapmıştır?
      Teminatlarını nakde çevirmek istemiş midir?
      Ek teminat istemiş midir?
      Banka teminatlarının değeri piyasada bellidir, bankalar eğer 2016 yılından önce bu teminatların yeniden değer tesbitini yapıp ona göre ek teminat önlemi almış mıdır?

      Ortada bankaların bu kredi ile ilgili özel bir zaafı olduğu belli, çünkü normal bir esnafa veya iş adamına tanınmayan bir davranış yapılmıştır, banka bu kuruma ayrıcalıklı davrandığını hissedarları ile paylaşmış mıdır?

      ----

      Ben 2015 sonunda ticari faaliyetlerimi Türkiye'de sonlandırmak istedim, kredi vs ödemeleri için firmaları bir sene kadar personelsiz açık tuttum. Yukarda ismi geçen bankalardan iki tanesinde devam eden kredim vardı, o sırada devlet garantili krediler çıktı, bu iki banka da bana kredi vermedi. Ben de normal sürelerinde ödeyip hepsini kapattım.

      Müşteri temsilcisi bana aynen şunu demişti, sizin kredi teminatlarınız çok sağlam, bu sebeple KGF kredisini banka yönetimi size vermek istemiyor. Yani bu ne demek? Banka diyor ki her şart altında senin kredini alırım çünkü teminatın var, KGF ile teminatsız kredileri yapılandırıp riskimi azaltayım.

      Aynı banka bu firma için bunu niçin yapmamıştır?

      Temel soru bu. Bu sorunun cevabı Türkiye'ye sermaye gelip gelmeyeceğini de, Türkiye'de yatırım yapılıp yapılmayacağını da, Türkiyenin gelişip gelişemeceğinin de cevabıdır.

      Sil
    2. Işık Ökte şirketleri benden çok daha iyi ve yakından izliyor.

      Sil
  72. Büyük hocam , hükümet enflasyonla mücadele ediceğini bildiriyor fakat ürünlerdeki vergileri indirerek talebi artırıyor ve böylece talep enflasyonu artıyor . zaten üretici enflasyonu bizi son derece zorluyor birde tüketici enflasyonuyla iki tarafı keskin bıcak oluyor. bu şekilde işimiz dahada zorlaşmıyor mu?
    Acaba hükümet büyümeden mi vaz geçmek istemiyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Büyüme giderse oy oranı düşer.

      Sil
  73. Hocam Akbank görev zararını neden küçük yatirimciya yükleyip batirmaya calisiyor ayrıca bu bankanın gerçek risk Raporu neden açıklanmıyor yoksa gerçekten Akbank battımi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben şirket bazında konuları izlemiyorum. Bu konularda borsa yorumcularını izlemek lazım.

      Sil
  74. Mahfi ağabey iyi sabahlar.
    Bu yeni türev ürünleri vdmk ile amerikan tarzı mortgage famine krizine sürüklenirmi bankalarımız? Ayrıca ohal yetkisi kullanılarak bankaların veremiyeceği kredilere zorlanması 2001 krizindeki gibi batışlara neden olabilir mi?
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir saptama, aynı kanıdayım.

      Sil
    2. ABD'deki mortgage (15 Eylül 2008) krizi ile Türkiye'deki VDMK hamlesinin aynı olup olmadığı konusunda şüphelerim var. (Buradan, VDMK hamlesini sonuna kadar savunduğum sonucu çıkarılmasın lütfen.)

      Piyasa muntazam bir şekilde regüle edilirse, Türkiye'deki VDMK hamlesinin iyi, sağlıklı bir hamle olduğu, toksiklerin de oluşmayacağı söyleniyor.

      Asıl tehlikenin, VDMK hamlesiyle oluşacak parayla TCMB'nin ilişkilendirilmesi sonucunda oluşacağı söyleniyor. Hazine'nin ('eski adı' müsteşarlık) ve TCMB'nin, VDMK'tan uzak durduğu müddetçe, VDMK'ın kimse için sorun teşkil etmeyeceği söyleniyor.

      ABD'de regüle edilmemiş piyasada mortgage paketlerinin toksiklerini sırtında taşıyan yatırım bankası Lehman Brothers'ın 15 Eylül 2008'de çökmesiyle ekonomik kriz başladı, hemen ardından ABD Hazinesi ve FED yardıma koştu.

      Türkiye'de VDMK henüz uygulanmaya başlanmadı. İçinde toksik biriktirecek kadar yanlış regüle edilmiş bir piyasa da yok. Şu an Türkiye'de hiçbir bankanın sırtında çok ağır VDMK yükü (ve toksikleri) de yok.

      Peki korku niye var?

      Bu sürecin iyi yönetilemeyeceği ve en nihayetinde faturanın, Hazine'ye ve TCMB'ye kesileceği korkusu mu var?

      Sil
  75. Gerçek enflasyonu hesaplayayım sana. 06.12.2018'te dolar/TL 3,85 imiş, bugün yani tam 1 yıl sonra dolar/TL 5,33. (5,33-3,85)/3,85 = 0,38 Yani tam 1 yıl öncesine göre enflasyon %38 olmuş. Tabi bu TL'nin değerinin dolara göre değer değişimi, birebir enflasyon denemez ama ürün ve hizmet fiyat artışlarının (gerçek enflasyonun) yaklaşık bu civarda olması gerekir.

    YanıtlaSil
  76. Buyuk kamusal harcamalar ve yatirimlar, bazi bankalar kanaliyla insaat sirketlerine vs verilen kurtarma kredileri, direk ve dolayli sektorel ve bolgesel destekler, vergi muafiyetleri vs IMF ile anlasmadan oncemi yoksa sonrami durdurulur?

    YanıtlaSil
  77. En Vedat Milor'un menemen soğanlı mı soğansız mı olur anketinden sonra bu anket sönük kaldı be hocam 😂 malum soğan büyük mesele bu günlerde

    YanıtlaSil
  78. Erol Bİlecik bugün yapısal reformlardan ve kalıcı adımlar atılması gerektiğinden bahsetti, sizce hükümet er ya da geç sizin gibi aydınların sesini duyacak mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kastettiklerim arasında Anayasa'nın güç ayrımına dayalı demokrasi yönünde değişikliği, eğitimde bilimin egemen kılınması ve yargı bağımsızlığı var. Bunlar olmadan ekonomide yapılacak reformlarla fazla bir sonuç beklememek gerek. Bunlar yapılır mı derseniz ben umutlu değilim.

      Sil
  79. Hocam hangi günler üniversitedesiniz ?

    YanıtlaSil
  80. Mahfi bey yazılarınızı elimden geldiğince okumaya çalışıyorum.
    3 aylik devlet memuruyum.Aylık 2000tl biriktirebilirim.Yurtdışına yerleşme planım var.1-1.5 sene icin yapabilecegim en iyi sey nedir sizce?
    Daha önce bir yazınızda uzun vadede en cok kazandiranin ve kaybettirmeyenin altın olduğu ile ilgili bir yazınız vardı.Kısa vade için bir tavsiyeniz olur mu?
    (herkesin fikirlerine acigim)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda bir şey söylemem mümkün değil. Ama yurt dışına yerleşme planınızı bir daha gözden geçirin. Çocuk yaşlarda yerleşenler dışında yurt dışında mutlu olmak çok kolay değil.

      Sil
  81. Hocam bisey sorcam. Mesela tüik dışında başka bir kuruluş enflasyonu ölçemez mi? Özel sektör kuruluşu da olabilir. Kimse artık zerre kadar itibar etmiyor tuik'e.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul Ticaret Odası İstanbul için ölçüyor ve yayınlıyor. Eskiden Ankara Ticaret Odası da ölçerdi sonra bıraktı. Doğrusu TÜİK'i tamamen bağımsız bir kurum haline getirmek. Hatta giderlerini bile devlet karşılamamalı özel kesim katılımlarıyla karşılanmalı.

      Sil
  82. Konunun kitlesel psikoloji açısından çok vahim bulduğum tarafı; Taş gibi bir kriz sürecinden geçiyor olmamıza rağmen kamuoyunda; "kriz yok aslında..bunlar hep dış güçlerin oyunları..yakında düze çıkacağız" algısının, gerek medya gerek sosyal medya kanalı ile işlenmesi sonucu; "Kamu iradesini, gerekli tedavi sürecine zorlayacak kamuoyu ve seçmen baskısının yeterli güce sahip olamaması kanımca..İdare açısından Kötünün kötüsü ise belediye seçimlerine kadar acil ve gerekli yapısal önlemler gündeme gelmezse, cepte olduğu düşünülen oyların, ödenen bedele rağmen buharlaşıvermesi olacak..Bu da; kara deliğin olay ufkuna giriş olarak bile değerlendirilebilir sanırım..Hocam ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  83. Saygıdeğer Eğilmez,

    Siteyi niçin boşluyorsunuz?

    Yıllık olarak 2012'den beri en az yazı yazdığınız yıl 2018 olmuş: 116 adet yazmışsınız. Halbuki, ekonomik daralmanın hızla arttığı yıl olan 2018'de daha fazla yazmalıydınız.

    Yorumlara ve sorulara cevap da vermiyorsunuz artık. Siteyi büsbütün boşladınız.

    2019'da ne yapacaksınız peki sayın Eğilmez? Hiç yazmayacak mısınız?

    Lütfen samimiyetle yanıtlar mısınız: Yazı yazmamanız, siteyi boşlamanız için birileri sizi tehdit mi ediyor?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi