Değişen Koşullar, Değişen Yaklaşımlar

2018 yılının son çeyreğinde dünyada farklı bir görünüm vardı. ABD neredeyse artık krizden çıkmış, Avrupa benzer aşamaya geçişte epey bir yol almış, Japonya neredeyse 30 yıl sonra tünelin ucunda ışığı görmüş gibiydi. Gelişmiş ülkeler kategorisinde tek sorun Brexit olarak duruyor onun da çözümü yolunda ilerleme sağlanıyor gibi görünüyordu. Gelişme yolundaki ekonomilerde de durum istikrarlı bir görünüm içindeydi. Sadece Çin’de büyüme ivme kaybediyor bir de gelişmiş ekonomilerin parasal sıkılaştırmaya başlaması dış finansmana aşırı bağlı gelişme yolundaki ekonomilerde bazı finansmana erişim sorunları yaratabilecek gibi duruyordu. Bu durum da büyük endişe yaratmıyor, yönetilebilir olarak kabul ediliyordu.

2019’a girerken görünüm değişmeye başladı. Uzakdoğu ve Latin Amerika kökenli bir resesyon dalgasının dünyayı sarabileceği ve yeniden bir küresel krizin içine çekebileceği korkusu egemen olmaya başladı. Bu yeni bakışın en belirgin kanıtı Davos toplantısı öncesinde World Economic Forum grubunun 800 büyük şirketin CEO’suyla yaptığı anket. Anket sonucuna göre bu en önemli karar alıcıların 2019 için en büyük endişe kaynağının resesyon olduğu ortaya çıktı. Birkaç ay önce küresel krizin artık sonuna gelindiği kanısı egemenken bu hızlı değişim oldukça şaşırtıcıydı. Bu kadar üst düzey karar alıcıların beklentisinin resesyon olması kararlarını da buna göre alacakları, örneğin yatırımların kısılması, istihdamda azaltmaya gidilmesi gibi adımlar atabilecekleri endişesinin doğmasına yol açtı. Böyle kararlar bu adımların dünyanın her yanındaki diğer şirketlerce de izlenmesine yol açacak bir dalga yaratabilir ve bu gelişme yeni bir resesyonu tetikleyebilir.

Beklentilerin böyle yön değiştirmesinde birçok gelişme etkili oldu. Bunlar arasında Brexit, İtalya’nın giderek bozulan ekonomik durumu, Fransa’daki karışıklıklar, Arjantin ve Venezuela’nın büyük sıkıntıları, Çin ekonomisinin yaşadığı ciddi ivme kaybı, ticaret savaşları, Almanya’da Merkel sonrasında ne olacağının belirsizliği, Türkiye ekonomisinin slumpflasyona gidişi ilk akla gelenler.

Ekonomi, bütün o matematiksel gösterisine karşın, merkezinde insan ve toplumun olduğu bir bilim ve o nedenle beklentiler ekonomide çok önemli bir yer tutuyor. Eğer beklentiler olumlu ise gerçekleşme de büyük ölçüde öyle oluyor. Çünkü karar alıcılar o olumlu beklentilere göre karar alıyor. Tersi geçerliyse yani karar alıcıların gelecekle ilgili beklentileri olumsuzsa kararlarını bu havada alıyorlar ve gerçekleşme de olumsuz oluyor.

Bu gelişmeye göre kararlarını ilk gözden geçiren Avrupa Merkez Bankası oldu. Avrupa Merkez Bankası, 2018’in sonlarında parasal genişlemeyi sadece vadesi gelen tahvillerin yenilenmesine indirgemişti. Draghi verdiği mesajlarda 2019 yılının son çeyreğinde faiz artırımı yapabileceklerini ve parasal genişlemeyi tümüyle durdurabileceklerini ima ediyordu. Sonrasında Avrupa’nın krizden çıkışının daha zaman alabileceğini ve o nedenle faiz artırımı ve parasal sıkılaştırma bir yana parasal gevşemeye yeniden girebileceklerini söylemeye başladı. Ardından Fed de yaklaşımını revize etmeye yöneldi. Yeni yıla girilirken piyasalar, Fed’in 2019 yılında 3 kez faiz artıracağı ve 600 milyar Doları piyasadan çekeceğine neredeyse kesinlikle emindiler. Fed, son iki toplantısından sonra yaptığı yeni açıklamalarla bu beklentiyi değiştirmeye başladı. Bugün gelinen noktada Fed’in 2019 yılında faizi hiç artırmayacağı ve parasal sıkılaştırmaya da son vereceği beklentisi yerleşmiş bulunuyor. Dünyanın en büyük iki merkez bankası parasal sıkılaştırmadan hızla uzaklaşmaya yönelerek piyasadaki olumsuz beklentileri olumluya çevirmeye çabalıyorlar. Her ikisi de küresel sistemde sadece kendi ülkelerinin veya bölgelerinin sağlam olmasının yetmeyeceğinin bütün dünyanın iyimser bir havaya geçmesinin gerekli olduğunun farkındalar.   

Keynes’e sormuşlar “Üstat, koşullar değişirse ne yaparsınız?” Keynes yanıtlamış: “Koşullar değişirse ben de düşüncemi değiştiririm.” İşte şimdi tam da oradayız. Koşullar değişti, beklentiler olumsuz bu durumda para politikası uygulayıcıların yapması gereken şey bu olumsuz havayı dağıtacak adımlar atmak. Asıl kritik soru bu adımlar yeterli olacak mı sorusu. Bu kez Fed ve Avrupa Merkez Bankası erken davrandı ve politikalarını hızla revize ettiler. O nedenle resesyon eğilimini önleyebilirler. Ama yine de bu adımlar başka bazı gelişmelere de bağlı bulunuyor. Örneğin Brexit’in nasıl sonuçlanacağı, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının nasıl çözümleneceği, Çin’in yaşadığı ivme kaybını durgunluğa girmeden tersine çevirip çeviremeyeceği, IMF’nin Arjantin’in toparlanmasını sağlayıp sağlayamayacağı, Türkiye’nin girdiği slumpflasyondan ne kadar sürede çıkacağı gibi meseleler Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın para politikası değişikliğinden bağımsız yanları olan konular. Bu konularda da olumlu gelişmeler yaşanması gerekiyor. Bütün bunlar da yetmiyor, parasal sıkılaştırmanın gevşemeye dönmesi halinde bu kez piyasalarda yeni balonlar yaratılmasının da önlenmesi gerekiyor.

Özetle söylemek gerekirse 2019 yılı bütün dünya için son derecede dikkatle ele alınması gereken hassas bir yıl. Diğer ülkelerin, küresel sistemin ekonomik yönetimini Fed ve Avrupa Merkez Bankası’na bırakıp arkalarına yaslanarak seyredecekleri bir dönem değil bu. Herkesin üzerine düşeni yapması yeni bir küresel krizden uzak durmanın ilk koşulu.    

Yorumlar

  1. R. Emre ÖZEL22 Mart 2019 09:07

    Merhaba Mahfi Bey. Yazılarınızı okuyarak ülkemizi ve dünyayı daha iyi görüp anlayabiliyoruz. Sağolun.

    YanıtlaSil
  2. Günaydın Hocam, bu aşamada bir şey sormak isterim; sizce ABD ve AB nin parasal genişlemeye gitmesi ortaya çıkacak olan fazla paranın yatırıma mı yönelmesini sağlar yoksa faiz oranları yüksek olan ülkelerin para piyasalarına yönelip oradan nemalanmalarını mı sağlar? Zor bir soru biliyorum ama cevabı bizim gibi ülkeler için çok kritik bir soru. Syg

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk aşamada ağırlıklı olarak faiz oranı yüksek ekonomilere gider ilerleyen zamanda bir bölümü yatırıma gider diye tahmin ediyorum.

      Sil
    2. Kısa bir not düşmek isterim. Özellikle avrupa ekonomisi ve Türkiye özelinde, bu paranın Türkiye gibi ülkelerde faize yatırılması Avrupa nın işine geliyor. 1. Parayı ödünç veriyor ve faizini alıyor. 2. si ise öp ara Türkiye ye ihracat yapmalarının önünü açıyor. Bu sayade normal şartlar altında Türkiye de satilamayacak olan lüx otomobil ler ve pahalı endüstri ürünleri ihraç edilmeye devam ediyor.

      Sil
  3. Türkiye, küresel ekonomiyi etkileyebilecek büyüklükte bir ekonomi değil. Ülke ekonomisini, iki büyük merkez bankasının aldığı kararları da fırsat bilerek nasıl toparlayabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukukun üstünlüğü önderliğinde yapısal reformlara bir an önce başlayarak.

      Sil
    2. Bu saatten sonra yapisal reformlar fayda etmez. Tren coktan kacti. Her alanda dip yapmis bir ülkeyiz.

      Akli basinda ve Zengin 250 Bin insanimiz ülkeyi terketmis, bunlarin yerine 5 milyonu suriyeli 6,5 milyon vasifsiz siginmaci ülkenin dört bir yanina dahilmis.

      Mahfi Bey büyük sehirlerimizin sokaklarinda hic gezdiniz mi son zamanlarda. Dört bir yaninizdan Arapca konusmalar ve sokaklarda dolasan insan yiginlari.

      Süphesiz ki bu duruma gelisimizi sadece o suriyelilere mal etmiyorum. Toplumsal, sosyal ve Devlet sisteminin bu kadar dagildigi hicbir dönem olmamisti.

      Bir de korkunc derecede kutuplasma var ki….


      Sil
    3. Yapısal reformlar, yapısal reformlar, neymiş bu yapısal reformlar?

      Sil
    4. Merhaba hocam bu yapısal reformlardan tam olarak kastınız ne ? Veya sizin bahsetiginz yapısal reformlar şuan ki siyasi ve konjonktürel şartlarda gerceklesebilr mi

      Sil
    5. Arkadaşlar, Atatürk kendisine "nedir bu laiklik, habire laiklik deyip duruyorsun" diye soran vatandaşa "efendi, laiklik adam olmaktır" diye cevap vermiş. Siz de basitçe şunu anlasanız da ikide bir hocaya sormasanız: Yapısal reformlar adam olmaktır.

      Sil
    6. http://www.mahfiegilmez.com/2012/01/nedir-bu-yapsal-reformlar.html

      Sil
    7. Adam anlatmaktan bıkmadı siz de sormaktan bıkmadınız eski yazılara girin okuyun be karfelim neymiş bu yapısal reformlar deyip durmayın

      Sil
  4. Mahfi bey selamlar, özellikle FED'in para politikasını değiştirmesi bizim gibi ülkelere sıcak para akışını arttıracağından dolara olumlu etkisi ve faizin düşürülmesi gibi konuları bize getirecek,bu durumda yine cari açık hızla artacak.faizlerin sabit bırakılması yatırımı ertelediğinden işsizlik artmaya devam edecektir.bu durumda nasıl bir tercih yapılacak faizlerin düşürülmesi doları zıplatmaz mı ? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru işler yapmaya başlarsak öyle olması gerekmez.

      Sil
    2. Aslinda Kagancigim, Hoca demek istiyor ki.. Yukari tükürsen biyik, asagi tükürsen sakal..

      Fakat icindeki bitmez tükenmez umut yok mu umut. Bu yüzden bir türlü diyemiyor. Aslinda o da biliyor bu toplumdan ve ülkeden bu saatten sonra bir cacik olmayacagini.

      Sil
  5. Hocam, yılbaşı öncesi ve sonrasında dünya ekonomisinde böyle dramatik U dönüşleri olması dünyada ekonomiye yön verenlerin de bu işlerden pek anlamadıkları, 6 ay sonrasını bile görmekten aciz oldukları sonucunu çıkarmıyor mu? Sanki kimse ne yapacağını bilemiyormuş gibi bir hava var ortalıkta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim MB'nin % 5 enflasyon hedeflemesine karşılık enflasyonun % 20 olduğunu gözünüzün önüne getirin. Bizim MB sadece Türkiye ile ilgili. Oysa Fed bütün dünyayla ilgili. Zorluk orada.

      Sil
    2. Bende aynı kanıdayım. Kimse işlerin nereye gideceğini bilmiyor çünkü sistem kumarhane gibi işliyor 2019 da 3 faiz artırımı olacaktı bu olmadığı gibi neredeyse indirim olacak bu ongorusuzluk olamaz

      Sil
  6. Faizler düşer halkımız düşük faizle ev alıp kiraya vermeye devam eder Adsız 09:10 kardeş ne bekliyordun ki :D

    YanıtlaSil
  7. 'Keynes yanitlamis' yazmissiniz, sanirim 'Keynes durur mu, yapistirmis cevabi' yazacaktiniz.

    Beklentiler tek bir kesime ait degil, ekonominin temellerini takip edenler zaten bugun olacaklari bekliyordu.

    YanıtlaSil
  8. Bir kez daha elinize sağlık hocam. Okurken defalarca aklıma geldi, sizin bile yazınızda resesyonun tek ve/veya en büyük muhatabı merkez bankalarıymış gibi bir izlenim oluşturmanız durumun vehametini görmeniz açısından önemli. Kanser olan hücreler daha ne kadar yara bandı tedavisiyle iyileştirilmeye çalışılacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 17 yildir sisirilmis para politikalari ile geldigimiz nokta ortada. Resmen olmasa da batik bir ülke.

      Hocam, yillardir yaptiginiz tespitleri okuduk. Neredeyse ekonomist olduk.

      Artik Hükümetin ve MB nin uygulamasi gereken Dogru para politikalarinin ve yapilmasi gereken yapisal reformlarin ne olduklarini da yazmaya baslasaniz.

      Bence FED in veya Avrupa merkez Bankasinin Politika ve olasi uygulamalarini olduktan sonra degil öncesinden gelecegi durumu tespit ve alinacak önlemleri yazmak herseyi en basindan Dogru görmek degilmidir.

      Yoksa FED 2 defa toplanmis Faiz arttirmamis, Avrupa da falanca falanca seyler yapmis. Bunlari zaten bizler de ekonomi bültenlerinde ve haberlerden izliyoruz.

      FED in Faiz arttirmayacagini 6 ay önceden görebiliyor musun? Sen bana bunu anlat.

      Sil
  9. Merkez Bankalarının para politikası çok önemli. Tabii tek çözüm değil ama önemli.

    YanıtlaSil
  10. Galiba parasal genişleme ve düşük faiz ekonomierde eroin gibi bağımlılık yapıyor. "Ekonomimiz duzeldi, faizi yukseltip bilançoyu daraltalım da enflasyon olmasın" dediğiniz anda ekonominin asabı bozuluyor. Belki de yeni normal yani olması gereken bilanço büyüklüğü mevcut bilanço büyüklüğüdür, olabilir mi hocam? Hocam mevcut ekonomik düzen devam ederse küresel ısınma nedeniyle başlayan yıkıcı doğa olaylarının yakın bir zamanda dünyanın sonunu getireceğinin artık kesinleştiği ifade ediliyor. Sizi twitterda 1.1 milyondan fazla kişi takip ediyor, ekonomiyle de ilişkilendirerek bu konuda bir yazı yazabilir misiniz? Küresel ısınmasız bir ekonomik sistem mümkün müdür? Aslında insanoğlunun 1 numaralı gündemi küresel ısınma ve bizim sizin gibi insanların yönlendirmesine ve farkındalık yaratmasına inanılmaz ihtiyacımız var. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  11. Hocam elinize sağlık çok güzel yorumlamışsınız. Bunun yanında bir konu da fikrimi danışmak istiyorum. Türkiye açısından bakıldığında alınan siyasi yada politik kararların yanlış atılmasının yanı sıra ülkemizde bitmeyen Doğu bölgemizde terör sorunu da ülke ekonomisine zarar veriyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı düşünmüyorum. Ayrıca bu sorun sadece ekonomiye değil her şeye zarar veriyor.

      Sil
  12. Fed parasal sikilistirmaya son verdim dese de genisleme yapacagim demedi, demeyecektir de, abd ekonomisi guclu, bunlar fed in piyasaya( daha cok powel in trumpa) sirin gozukme eylemi,piyasa hep para ister, ama gelinen nokta yeni bir parasal genislemenin orta vadede piyasayi tekrar krize suruklemesinden baska birseye yaramayacagidir,diyelim ki fed genisleme yapti, o zaman diger mb leerde buna kayitsiz kalmayacak, paranin yonu yine bize donmeyecwktir.

    YanıtlaSil
  13. Hocam, yazınız için teşekkürler. Ekonomi: 'faizi indir yatırım artsın, büyüme olsun; vergiyi indir tüketim artsın, büyüme olsun' konumundan uzaklaşıyor sanki. Ancak biz Türkiye'de bunun farkında değiliz gibi. İnsanoğlu emeğinin karşılığını alamadıkça üretmiyor. Davranışsal İktisat konusunda dünyaya kıyasen ne durumdayız sizce geç mi kalıyoruz bu hamle için. Bu konuda yazmayı düşünüyor musunuz? En azından birkaç sağlam kaynak ufkumuzu açabilir.

    YanıtlaSil
  14. Yani özetle,Fed ve ECB,reel sektörü finans sektörüne yedirmem diyor. Bu muhteşem birşey. Bu neo-kapitalist model ,birçok sorunu çözecek gibi duruyor. Ancak ben yine de bunu bir kredi olarak görüyorum ve kredilerin mutlaka bir gün ödemesi gelir.

    Yani İtalya, Türkiye, Çin gibi vatandaşına populizm yapan ve bu sebeple ekonominin bozulduğu ülkeler için gelişmiş ülkeler ne haliniz varsa görün diyebilir bir gün.

    Aynı şekilde reel sektörü kurtarma operasyonu bir gün sonlanabilir. Bu sebeple hem reel sektörün hem de İtalya, Türkiye, Çin gibi ülkelerin bir an önce kendilerine çeki düzen vermesi ve kendi ayaklarının üzerinde durmanın yolunu bulması gerekiyor. Bu da ayaklarını yorganına göre uzatmaktan geçiyor.

    Büyüme uğruna yüksek borçlanmalara girmek çok yanlış ve çok kötü sonuçlar doğuruyor. Hem Türkiye hem de İtalya'da işsizlik %10'nun üstünde. İşsizlik oranına bakarak bir ülke'nin ne kadar populist politikalarla yönetildiğini görmek mümkün.

    YanıtlaSil
  15. Hocam, öyle bir ortamda yaşiyoruz ki, yaşadıklarımız manipülasyon mu, yoksa gerçek mi sürekli şüphe duyar olduk. Bu durumun en önemli sebebi etrafımızda gerçek dünyadan çok, algı yöneltmek amaçlı operasyonlarin ortasında yaşıyoruz.
    FED bu akıma uyup, Trump politikasına uyumlu hareket etmenin gerekçesini üretiyor/üretmiş olabilir. Nasıl olsa algıyı yönetecek gücünüz varsa yeterince güçlü ve ısrarla bir yalanı söylerseniz, söylediğiniz yalan gerçek oluyor.

    YanıtlaSil
  16. Düşünce değiştirme entelektüel bireyler içindir.Donanımsız bireyler için böyle bir şey,sözkonusu olamaz.Hele ki o bireyler, dogmatik eğitimden geçmiş ise.(Burası çok önemli...)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sn Halkımız neyin ne olduğunu çok iyi biliyor Fuat bey,
      Kimlerin kimlerle olduğunu da çok iyi biliyor,
      Dış güçlerin ülkemiz üzerindeki oyunlarını da çok iyi biliyor,
      O yüzden, liderine sımsıkı sarılıyor, bırakmıyor.

      Sil
  17. Hocam, desenize kapitilizm çan çekişiyor.Yalan dolan alavere dalevere ile buraya kadar.Sosyal eşitsizlik,totaliter yönetimler ve sadece zenginin mülkünü koruyan adalet sistemi,cahillere çay dağıtan ve cami yapan temsili demokrasi ve geçmişten beri gelen burjuva&soylu(kendilerini öyle zannediyorlar) egemenliği ve onları karın tokluğuna korumakla görevli güvenlik güçlerinden oluşan sistem yine sarsıntıya girdi.Eeee bu durumda malum burjuva&soylu(bizdeki yapı biraz daha farklı olsada benzer şekilde tanımlanabilir.) takımı ne kadar güvende veya ne kadar huzurlu sevki sefalarını sürebilecek acaba?BİR CİSİM YAKALAŞIYOR HOCAMMMM....

    YanıtlaSil
  18. Mahfi Hocam merhaba,

    Konu ile tam alakalı değil ama bir şey sormak istiyorum. 2008 finansal krizi sonrası FED'in para basarak bilançosunu büyütmesi sonucu ortaya çıkan kaynaklar tüm dünyaya, özellikle de gelişmekte olan ülkelere yayıldı. Türkiye de bu durumdan payını aldı ve diğer gelişmekte olan ülkeler gibi kendini zenginleşmiş hissederek(yerel para birimlerinin aşırı değerlenmesiyle) bunun keyfini çıkardı. Fakat artık yolun sonuna gelindi diyebiliriz.

    Varsayalım Türkiye içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için gerekli yapısal reformları yapmaya, üretim modelini değiştirerek görece değersiz TL'nin de yaratacağı avantajla ihracata dayalı bir modele geçmeye karar verdi. Bu durumda, oluşan yeni Türkiye hikayesi yabancı yatırımcı için cazip olabilir ve sermaye akımlarının yönü tekrar Türkiye olabilir.

    Bu senaryoda TL'nin yeniden değer kazanması ve hedeflenen planı(ihracata dayalı büyüme modeli) engellemesi mümkün. Size bu hayali senaryoda(biliyorum hayali bile güzel ama) ne yapmak gerekir?

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunuz teoride kendi müdehalesiyle Türkiye, kurun değerini ihracatı destekleyici seviyede tutabilir mi?

      1-TL karşılıklar için TL yerine döviz ve altın da yatırılabiliyor. Bu uygulamadan vazgeçilmesi gerekir.

      2-Döviz cinsi krediler yalnız döviz geliri getiren ve/veya döviz giderini azaltan alanlara kullandırılabilir olacak herzaman, sadece zor anlarda değil.

      3- Duruma göre sıcak para için tobin vergisi getirilebilir. Bu vergiden parasını belli süre Türkiye'de tutanlar muaf olabilir. Amaç vur kaçın önüne geçmek. Zamanında Mahfi Bey'de tobin vergisini önermişti bu blogda yanlış aklımda kalmadıysa.

      İlk iki maddenin amacı;

      1- Dövizle borçlanıp, sadece TL getiri getiren yatırımların önünü kesmek.Kur riskinden korunmuş oluruz.

      2- Bu sayede dövizin arzını gereksiz arttırmadığınız için TL nin aşırı değerlenmesi mümkün olmaz.

      3.madde ile de sıcak paranın ağırlığını ekonomimizde artmasına müsade etmeyerek, şu an yaşadığımız gibi, her olumsuz olayda aşırı artışların önünü kesmiş oluruz.

      Tabi tüm bu saydıklarımın kısa vadede döviz borç ve yükümlülüklerimize bir faydası yok. Zaten zurnanın zırt dediği noktada burası.

      Bir diğer noktada ihracata dayalı büyüme bir tercih mi yoksa bir zorunluluktan mı doğuyor. Yani işler tıkırında olduğu dönemlerde, Reel Efektif Kur 120 seviyelerine gelene kadar seyirci kalırım denilirse tekrar hiç bu ihracata dayalı yatırımlar yapılmasın; batar çünkü. Bunu öngöremeyen yatırımcı da bu alanlara yatırım yapmaktan kaçınabilir.

      Belki ihracatımız kurun desteğine ihtiyacı kalmadığı, yaptığı akılcı yatırımlarla kura rağmen dünya ile rekabet edebilir bir seviyeye gelebilirse; olabilir.

      Sil
  19. Öncelikle elinize sağlık Hocam. Sormak istediğim şey şu, şirkette sürekli bloomberg tv açık ve her gün ceo'lar, yönetim kurulu başkanları konuk oluyorlar ve hepsi de piyasa ve ekonomiden oldukça umutsuz, karamsar mesajlar veriyorlar. Eğer ekonomi biraz da algı işiyse, MB bu aşamada ne yapabilir piyasa algısını düzeltmek için?

    YanıtlaSil
  20. ECB bence cok hatali bir uygulama icerisine girdi.
    BU yil aylik en az 30-40 milyar euroluk Yunanistani da icine alacak genislemeye devam edecekti.
    ECB, bunu yaparken paranin patronu olarak kabadayiligini da kullanabilirdi. Mesela butce disiplinini ve yapisal reformlari one alan uygulamaya one alan sart kosan bir doktor edasina burunebilirdi.

    Yani soyle ben parayi basiyor veriyorum ama senin ulke ve sirket tahvillerini almam icin butce disiplini onerilen bazi yapisal reformlari yapmak icin karar alman uygulor olman ilerleme kaydetmen onemli. Nasil Tahvil alim surecinde Yunanistan tahvil alim programinda dahil olmadiysa yeni parasal genislemede butce disiplini ve bazi yapisal reformlari yapmayan yapmamis olan gecikmis ulkeri dahil etmeyecekti orn:ITALYA gibi....Yapmis olan ilerleme kaydetmis olan butce ve bazi mali reformlari yapmis olan Yunanistani katmak gibi..

    Boyle bir surec dahilinde aylik 30-40 milyar dolarlik tahvil alim programi baslatabilirdi.

    Nasil olsa bu turden parasal genislemelerin ben euro bolgesi gibi cari fazla veren son yillarda da ozellikle krizdeki ulkelerde saglanan butce disiplini ve genel olarak butce dengesi olan bir ekonomik birlik icin parasal genislemenin bir borc krizine donme ihtimalini gormuyorum.
    Dahasi mevcut sartlar altinda bu verilmis olan paralarinda FED gibi cekilecegine ne imkani ne zamani olacagini dusunuyorum ECBnin. Kisaca helikopter kalacak bu paralar....

    ozetle ECB belli kriterler isiginda bu yilin sonuna kadar aylik bazda en az 30milyarlik genislemeye devam edecekti.

    YanıtlaSil
  21. Mahfi Hocam, neden resesyon "muhakkak kaçınılması gereken bir kötülük" olarak ele alınıyor? Ara sıra hasta olmak iyidir, vücudu zoraki de olsa dinlendirir, bağışıklık sistemini test eder. Gelişmiş ülke MB'larını hastası hiç grip olmasın diye sürekli suni vitamin/antibiyotik yazan doktora benzetiyorum. Hasta yıllardır grip olmuyor ancak bu kadar ilaçtan yakında karaciğeri iflas edecek!

    YanıtlaSil
  22. Hocam kısa vadede TL düşer mi çıkar mi? FED de bizi yanılttı ne olacak bu dolar hocam? En azından seçime kadar.

    YanıtlaSil
  23. Hocam Türkiyede Dolar kuru aniden firladi.. FED kararlari bana misin demedi.

    Medyayi takip ediyoruz, Golan tepeleri krizi diyorlar.

    Yahu Türkiyenin Dolari ile Golan tepelerinin ne alakasi var. Hani Türkiye Golan tepelerine yilda 15 milyar Dolarlik ihracat yapiyor deseniz anlariz da.

    Bu neyin nesidir.?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 7.20 den indirdi hukumet buralara,
      Kafasini kaldirirsa bir daha indirir, Bir daha indirir.

      Sil
    2. Dış güçler saldırı başlattı yine.

      Sil
    3. Sen benim dolarıma %20 stopaj mı getirirsin? Ben de senden o parayı misliyle alırım diyor arkadaşlar. Stopajı %30 yapsınlar, dolar yarın 6,50 olur. Piyasa ile inatlaşılmıyacağını ne zaman öğrenecekler bakalım. Bunlar öğreninceye kadar memleket kalırsa ne alâ.

      Sil
    4. Sabahtan beri bu sorunun cevabını arıyorum. 1 tane akıllı cevap yazabilen yok. Ya Golan tepesiyle alakası yok PMI verileri diycem diyemiyorum çünkü CDS de artmış. Golan tepesini ABD tanısa ne olur tanımasa ne olur ? Kaldıki Golan Tepesini ABD tanımayınca kimin olucak Esad ın al birini vur ötekine bizim için bi fark yokki. Aklıma tek mantıklı açıklama şu geliyor Erdogan Trump ı kaos yaratmakla suçladığı için, Trump da karşılık verir S400-F35 gibi konular açılabilir ama o da çok paranoyakça olur hani.

      Sil
  24. Hocam elinize emeginize sağlik.Bizdeki reel konut fiyatlarindaki düşüşün etkisini finans sektoründe yansimasini görürmuyuz. Tskler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ofisini krediye dönüştürüp iş yapan firmalar biliyorum.
      Ofisleri 1 milyon TL den değerleme(şişirme) ile kredi almışlar 900 bin TL,
      o ofislere bugün 800bin veren yok, bankaların çook sorunlu kredileri var.

      Sil
  25. Sayın hocam,
    buradaki konu başlığı ile doğrudan ilişkisi yok lâkin dün açıklanan CB kararnamesi ile şu soru aklıma geldi, acaba derli toplu bir bilgi var mı? Yoksa da nereden bulabilirim:

    Otomotiv, beyaz eşya, mobilya gibi sektörlerde ötv ve kdv indirimleri haziran 2019 ve ev alımlarında da sanırım 2019 sonuna dek uzatıldı. Hatırladığım kadarıyle 2018 erken seçimi lan edildiğinden itibaren bu türde çok sayıda vergi istisnaları uygulanmakta ülkede. Bunların olası vergi gelirlerinde yol açtığı toplan kayıp miktarının büyüklüğünü öğrenmek isterim.
    Kolaylıklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir kalemleri arasında ÖTV ve dolaylı vergiler kalemleri var, ordan çıkıyor.

      Sil
  26. Değerli Hocam, gelişmeleri bir an kaçırmanın maliyeti çok büyük olabiliyor. Ben en son FED in 2019 yılında faizleri arttıracağı ve dolaşımdan 500 milyar dolara yakın bir meblağı çekeceği bilgisinde kalmıştım. Bugün bilgimi güncellemeseniz orada kalacaktım.
    Teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  27. Hocam merhabalar, kısa bir sorum olacak size. Bugün golan tepeleri yüzünden artan kuru dengelemek için "TCMB, repo ihalelerine ara verdi
    Merkez Bankası, 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara verdi." şeklinde haberleri okumaktayız. Repo ihalesine ara verilmesinin kur üstüne nasıl bir etkisi olur? Bu etkinin mekanizması nedir? Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüksek faizden para verecek demektir, geçmişteki gibi geç likidite penceresi.

      Sil
    2. TCMB'nin Yüksek faizden para verecek olması, bankaların dolar bozdurup tl tutmasına mı sebep oluyor?

      Sil
  28. Merkez Bankası, 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara verdi. Bankalar, TCMB’den fonlamayı yüzde 24 yerine yüzde 25.5 seviyesindeki ON repo ile sağlayacaklar.

    Dediğimin tam tersi oluyor, yani artık daha düşük faizli borçlanma olacak, bundan dolayı neden ben dolarımı bozdurup TL'ye çeviriyim?

    YanıtlaSil
  29. Atilla bey diyeceksiniz...

    YanıtlaSil
  30. Türk bankaları batak, o kadar borcu ödeyemezler.

    O kadar borcu dönderebilirler, tabi faizler uygun seviyelerde olur ise.

    Faizler yüksek olur ise, bu sefer bankalar borcu döndersin diye, devlet onlara destek olmak zorunda kalacak.

    İşte bu noktada bu borç özel sektörün bizim değil diyen arkadaşlar sahneyi terkedecek, çünkü borç resmen tüm ulusun borcu haline gelecek.

    Türkiye'nin malesef bu dış borcu ödeme gücü bulunmuyor.

    Bu borç nasıl yönetilecek? Beyin jimnastiği yapalım.

    Bu borcu ödemek için bize döviz lazım, en azından faizlerini ödemek için döviz lazım.

    Döviz mal-hizmet ihracatından gelir. Dış ticarette açık veriyoruz, o yüzden buradan döviz gelmez, aksine açık geliyor.

    Döviz borç ile gelir. Bizim sorunumuz da borç ile, daha yüksek borç ile döviz gelecek.
    Bu durumda, dışardan alınan borç ile faizi ödeyeceğiz, borcu yine yükselteceğiz, borç ödemeyi öteleyeceğiz. Bunu da senelerdir yapıyoruz.

    Döviz IMF ile gelir. IMFyi hükümet istemiyor.

    Döviz başka nerede var? Milletin yastık altında. O parayı da bizim millet asla vermez.

    Geriye ne kaldı? Nerede döviz var?

    Bankalardaki hesaplarda döviz var, onlara el koymak lazım.

    İşte o döviz belli bir kurdan devlet tarafından alınır, karşılık olarak TL verilir vatandaşa, borcun ödenmesi gereken kısmı ödenir. Dış borç yönetilebilir hale gelir.

    Başka da döviz gelmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankalardaki döviz hesaplarına el konulmaz; çünkü bu para kasada duran, sizi bekleyen bir para değil.

      Hükümette bu yola başvurmaz hiç korkmayın. Gider IMF ile anlaşır yine bankalardaki dövize el koymaz.

      Teoride bile mümkün değil, dövize el konularak dış borcun yönetilebilir hale gelmesi.

      Sil
    2. Banka hesaplarındaki döviz rakamsal. Yani siz internet bankası üzerinden dolar aldığında bankada fiziki bir dolar yok ki. Dth toplam 175 milyar dolar deniliyor o kadar dolar fiziki olarak piyasanın elinde yok. Herkez hadi çekelim dese oyle bir para ortada yok. Devletin, milletin dolarını düşük kurdan zorla bozması, piyasadaki güveni, itimatı herşeyi yok eder ve yabancı yatırımcıyı mumla arar....diye düşünüyorum

      Sil
    3. Bankalardaki hesaplarda döviz var da bankalarda yok. Bu dediğiniz yapılırsa bankalarda aslında bulunmayan ama hesaplarda var gibi görünen dövizlerin yerine koymak için MB'nın TL basması, ya da o dövizleri bu günkünden çok daha düşük bir kurdan TL'ye çevirmesi gerekir. Birinciyi yaparsa resmi enflasyon %50'ye çıkar. 2.yi yaparsa bu dolandırıcılık suçuna girer. Ha, hükûmettir, ne isterse yapar denirse bir daha sittin sene iktidar yüzü göremeyeceği gibi bütün şirketlerin bilançoları da altüst olur, dış ticaret bıçakla kesilmiş gibi durur, iflaslar adı ardına gelir. Yok, ticari hesaplara yapılmayacak, sadece bireysel hesaplara yapılacak denirse de attığınız taşla vurduğunuz kuşa değmez, bütün milletin nefretini biraz daha kazandığınızla kalırsınız.

      Zannetmeyin ki dolar hesabı olanlar sadece laik kesim, TÜSİAD v.s. Katılım bankaları da yani muhafazakâr kesim de boğazına kadar dolarize vaziyette. Aklı olan hiçbir iktidar böyle deli saçması bir iş yapıp kendini sıfırlamayı göze alamaz, iflasını ilan edemez. Milletin parasına dokundunuz mu görürsünüz o kefeniyle gezenleri.

      Hani ben şimdiden yazayım da böyle "zihni sinir proceleri" olanlar varsa bir daha düşünsün.

      Sil
    4. Bankacılık sistemini pek iyi bilmediğin için önerinde ki yanlışı göremiyorsun. Sen bankaya gidip 1 milyon TL karşılığı dolar alıp onuda vadeli yatırınca banka senin paranın karşılığı kadar dolar almıyor ki. Sadece mış gibi yapıyor. Yani döviz hesaplarında ki doların karşılığı kadar kağıt dolar sistemde yok. Her şey elektronik ortamda mış gibi. Eğer insanlar bu dediğini ciddiye alırsa gidip parasını çekmek ister işte o zaman sistem çöker. Böyle fikirleri asla konuşmamak lazım.

      Sil
    5. Adsız 23:13
      "Dolar hesabı olanlar sadece laik kesim değil" diye bir düşünce belirtmişsiniz.
      "Sadece laikler mi" diyerek sanki laikler bu ülkenin birinci zenginleri gibi bir algı oluşmuş.
      Sana şunu söyleyeyim şu anda Türkiye'de en fakir olanlar laiklerdir. Kendim dahil.
      Çünkü kendi aralarında çember oluşturup ticareti aralarında yapma gibi bir alışkanlıkları yoktur.
      Bakma sen Moda'da, Nişantaşında oturanlara.
      Bunlar Cumhuriyetin ilk yıllarından beri İstanbul'da yaşayan, zamanında kendi çevrelerinden ev almış daha sonra da bu ev fiyatları yükselince kira getirilerinden dolayı varlık sahibi olmuş buranın yerlileri.
      Bu kişiler Samandırada da oturabilirlerdi. Ama o zamanlar Samandıra tarlaydı.
      İstanbul küçük olduğu için buralarda oturuyorlar ve eski İstanbuldan ev alıyorlar. Durum bundan ibaret...
      Bunlar 80 milyonluk ülkede kaç bin kişi?
      Paranın kimlerde olduğunu sen anladın. Arife tarif gerekmez..

      Sil
    6. Yakup kardeş, o sözü sadece bunların düşünme biçimini yansıtmak için söyledim. Yoksa ben de biliyorum bu gün paranın kimde olduğunu. Bu tip ayrımlara da aslında baştan sona karşıyım ama bunlara göre memleket "ülkenin kaymağını yiyen laikler - ebedi ve ezeli mağdurlar" olarak ikiye ayrılmış vaziyette ya, o bakımdan. Bunlar derken de yanlış anlaşılmasın, kesinlikle halkı kastetmiyorum, halkın tepesine oturmuş 10-15 bin kişilik bir güruhtan bahsediyorum.

      Sil
  31. Hocam Euro Dolar'dan neden daha değerli? Ekonomi hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Ona göre anlayabileceğim şekilde cevap rica ediyorum. Saygılarımla.

    YanıtlaSil

  32. Merkez'in rezervleri son 2 haftada normalden çok olağan dışı bir şekilde eridi. Paranın nereye gittiği belli değil.

    https://pbs.twimg.com/media/D2Qzt8nXcAEM-Oz.jpg

    Ne oldu nereye gitti bu rezervler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu göremeyecek ve anlayamayacak durumda olamazsin. Bu kadar da akil tutulmasi. pes dogrusu.

      Sil
  33. Sizce beka sorunu mu daha önemli yoksa ekonomi mi? Bence beka daha önemli. Gerekirse bir süre fakir yaşarız ama sonra bunu düzeltebiliriz. Beka sorunu böyle değil. Eğer düzeltilmez ise beka sorunu sonsuza dek beka sorunu yaşarız. Halkın bi kesimi sırf Erdogan'a olan nefretinden dolayı kör olmuş ve bunu göremiyor maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklisin, biz görmüyoruz sadece.

      Ya siz. Aklinizi yitirmissiniz. Erdoganin yaptiklarini ve söylediklerini hala anlayamiyorsunuz ya. Bu da size yetiyor da artiyor bile.

      Silah fabrikani bile yabancilara satii hacii. Daha ne istiyorsun. Ne bekasi.. O fabrikadaki subayin artik salvarli Araptan talimat alicak. Hala beka diyorsun.

      Beter olun..Makarnacilar.

      Sil
    2. Ülkede beka sorunu yok ama adsız 20:35 gibi bazı yorumcuların zeka sorunu olduğu kesin. He deyin, geçin.

      Sil
  34. Başkan Erdoğan demiş ki: Viyana'yı aşsak Avrupa bizim olacakken Trakya'daki topraklarımızı bile bize çok görüyorlar.

    Konu hakkındaki düşüncelerinizi rica ediyorum. Neden Trakya'yı bize çok görüyorlar hım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha düne kadar kimse çok görmüyordu da şimdi mi çok görüyorlarmış? Edebiyat hep bunlar.

      Sil
    2. Viyana'ya gitmek Osmanli icin 300 yil surmustu.

      Demek ki simdi baslasak taa 300 yilda Viyanadayiz.

      Nasil?

      Sil
  35. Merhaba hocam. Yani diyorsunuz ki 2008 krizinden kurtulmak için yapılanlar yeniden yapılacak. Hocam bizimle dalga mı geçiyorlar. Eğer daha çok para basmak işe yarasaydı 2008 den sonra basılan paralar sayesinde dünya bugün uçardı. Bunların başka çözüm önerisi yok mu? Yine para basıp işleri düzeltecekler öylemi? Yine para basarlarsa 10 yıl sonra ne yaşarız onu anlatın hocam. 2008 de para bastılar. 2019 da 2008 den beter bir krize giriyoruz. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, Çin vb ülkelerde hangi yapısal reformları yapmak lazım ki dünya yeniden krize girmesin. Cidden hocam bu kadar çok dolar basarlarsa doların sonu ne olur. Kağıt para gerçekten kağıt değerinde olacak bunlar sayesinde. Bu kadar çok basarsan güven kaybolur ve paran değersiz kağıt olur.

    YanıtlaSil
  36. hocam;internette baya araştırdım ama soruma cevap bulamadım,2002 den sonra genişlemekte olan ülkelere yapılan dış yatırımların oransal dağılımını merak ediyordum,yani Türkiye diğer gelesimekte olan ülkelerle benzer şekilde mi yabancı sermayeyi çekti,yoksa onlardan daha fazla mı?iktidarda a partisi değil de b partisi olsaydı yine yabancı sermaye gelir miydi?AB ye girmeyi amaç edinmeyen hukukun üstünlüğünü amaç edinmeyen bir iktidar gelseydi yine gelismekte olan ülkelere paralel bir şekilde yabancı sermaye ülkemize girer mıydı?

    YanıtlaSil
  37. Hocam, Maliye Bakanimiz buyurmus.

    YENİ YOL HARİTASI NİSAN’DA
    Yeni yol haritasını seçimden sonra açıklayacaklarını ifade eden Albayrak, “Biz 8-9 ayda atılacak adımları birkaç ay içinde attık. Nisan ayıyla birlikte yol haritasını açıklayacağız. Seçimden sonra süreç çok ama çok olumlu olacak. İstihdam raporları da pozitif yönde” ifadelerini kullandı.

    Özellikle, Seçimden sonra süreç çok ama çok olumlu olacak. İstihdam raporları da pozitif yönde” aciklamasini okuyunca kendinizi nasil hissediyorsunuz.

    Be 1 nisandan sonra kuzu kuzu IMF ile anlasma görüyorum bu aciklamadan. siz ne dersiniz.

    YanıtlaSil
  38. O dediğinizi yapmaya kalkarlarsa Türkiye’ye döviz bir daha uğramaz.

    YanıtlaSil
  39. Bankalardaki vatandaşın hesabındaki döviz gerçekte yok ki. Aliden almış Veliye vermiş. Herkes aynı anda döviz istese bankalar veremez ki. Olsa bankalar dışardan borç getirirmi

    YanıtlaSil
  40. Dövize el koyan ülkeye döviz el sallar.
    Sokaklar elleri dövizli insanlar ile dolar.

    YanıtlaSil
  41. Gelişen teknoloji, artan sermaye ve üretim potansiyeli sebebiyle (paranın değeri sabit sayarsak) mal ve hizmet değerlerinin çoktan düşmesi gerekirdi. Günümüz koşullarinda arz potansiyeli sonsuz, talep (yaratabilme potansiyeli) sınırlı hale geldiği için arz/talep dengesi deflasyonda dengelenmesi gerekirdi. 40 yıldır uygulanan para oyunlariyla talep desteklendi, sonunda oyunun sonuna geliyoruz galiba.
    Bu oyun gelir ve varlık dağılımını tamamen bozdu. Bozulmanın fiziksel sınırına yaklaştıkça, tüketim azalacak, deflasyon derinleşecek. Aç insan artacak fakat soyulacak insan da kalmayacak. Birisini soyabilmeniz için, ilk önce o kişinin birşeye sahip olması gerekir.

    YanıtlaSil
  42. Kerem İNANIR23 Mart 2019 00:50

    Son paragrafta gayet güzel özetlemişsiniz hocam, ellerinize emeğinize sağlık, inşallah bir an önce mantıklı adımlar atılır, sevgi ve saygılarımla 😊

    YanıtlaSil
  43. Hocam bu guzel yazınız için oncelikle teşekkur ediyorum.
    Siyasi ve ahlaki etik değerlerin ekonomiyle bağlantısı yok mudur?
    Ekonomiye, ulkenin parasına guven duymak için etik değerlerin her alanda gelenek olması gerekiyor.
    2001 yılı krizinden sonra Sn. Kemal Derviş tarafından programlanan yapısal reformlar kayboldu. Bağımsız kurullar yeterince gorevlerini yapabiliyor mu?
    % 5 enflasyon hedefi koyan MB yonetiminin %20 enflasyona gelen ekonomide ilk yapması gereken ahlaki ve etik olarak makamlarını bırakması değil midir.
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  44. Dünya ekonomisi yavaşlıyor bunu daha önceleri'de buradan ifade etmiştim. IMf ve diğer kurumlarda yavaş yavaş açıklıyor. Makro ekonomide işler iyi gitmiyor şuana kadar ABD hariç diğer tüm ülkelerde ciddi sıkıntılar belirdi ortaya çıktı bundan sonra ABD de sıkıntı başlayacak. Dünyada bu resesyona en hazırlıklı ülke Almanya. Almanya hariç AB de tüm ülkeler sıkıntıda ve AB bu sene büyüme rakamları 1 puan daha düşük bekleniyor.

    Türkiyede işler FED yada AMB gibi para dağıtan kurumların ağzına bakması yeterli olmayacak, Türkiye ekonomik sıkıntıya kendi kendini soktu ve bu süreci daha karmaşık bir şekle sokarak siyasi bir sorun haline getirdi kendine düşman yaratarak. Herkes düşman Türkiyenin dostu yok herkes bizi kıskanıyor gibi saçma ifadelerle olduğundan çok daha kötü bir pozisyona kendini getirdi. bundan sonrası için para gelmeside kurtarmaz, sebebi ise bize gelecek olan para miktarı belirli ve bu para yapısal reform için yeni yatırımlara dönüştüğünde yine piyasaya istenilen para enjekte edilemeyecek, kaldı ki bu parayı artık geri kalmış şirketlere aktarmanın çok faydasız olduğunu da anlamış durumdalar artık kurtarma paketleri değil yeni inovasyonel endüstri ile yola devam etmek zorundalar. gelen para da eski üretimle devam eden rekabet gücü olmayan hantal firmalara aktarılması Türkiyeyi tamamen borç içinden çıkılmaz bir sarmala sokar. Koşullar daha çok değişecek bunlar öngörülebilir koşullardı ve asıl sorun öngörülemeyen koşullar değişimler olacak bunları bilmediğimiz şartlar olarak göreceğiz. S 400 sorunu Galon tepeleri sorunu ki bu sorunu ortaya çıkaranlardan biri Türkiye sebebi Suriyeye girip savaşın uzaması ve ABD nin istediği uzun süreli savaş sonucu bitkin düşen komşu ülkeler ve suriye olarak istediğini almak için hazır beklemsiydi ve bu stratejileri oldu. Seçimde oy kaybı ve IMF ile anlaşma gibi olaylar yeni erken genel seçime gidilmesine sebep olur ve bu seçim yapılmak istenilmezse işte ozaman çok daha kaotik sorunlar ortaya çıkar. Çıkar yolu yeni siyasi partiler yeni yüzler yeni beklentiler yeni umutlar halkın beklentilerini karşılayacak yeni siyasi oluşumlar ve bu ortam şuan için hazır hale geldi. Kısaca 2001 krizi gibi şuan ki partiler miadını doldurdu buna hepsi dahil hepsi gidecek yerlerine yeni siyasi partiler ve yeni liderler yeni vekiller ile tekrar 2001 sonrası gibi başlangıç yapılacak. yani yine tekrar başa döneceğiz. Yanlış politikaların sonucunu yine halk 20 sene geriye giderek ödeyecek.

    YanıtlaSil
  45. Hocam kişisel görüşünüzü soracağım izninizle:
    Amerika'nın başında Trump olduğu sürece ticaret savaşlarının sona ermesi mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hey Joe.. Ülkenin durumu felaket. Baska merak ettigin birsey yok mu?

      Diyelim ki Trump gitmedi ve ticaret savaslari devam ediyor. Ne olacak.

      Patatesi suriyeden ithal ediyorsun, vatandas tanzim satis kuyrugunda adamin merak ettigi seye bak.


      Sil
  46. Mahfi Bey yazınız için teşekkürler.Parasal genişleme ve daralma üzerine geniş bir makale beklemekteyiz.Saygılar.

    YanıtlaSil
  47. Hocam iki guzumuz olsa üç beş de tavugumuz olsa dolar 2 olsa da alırız 10 yimirta dolar 10 olsa da alırız 10 yimirta. O zaman da derler küresel ısınma var tavuklar yimirta vermeyecek bundan sonra...fanile don üretmekle de çıkamıyoruz düzlüğe... Gidelim o vakit bu dünyadan hocam, bize yer kalmamış mi ne?

    YanıtlaSil
  48. türkiye kambiyo rejimini değiştirmeden son aylarda hem faizi hem de kurları aynı anda düşük tutmaya çalışıyor. oysa ya faizi ya da kurları piyasa mekanizmasına bırakmak zorundadır. benzer hatayı 1993 sonu ve 1994 yılı başlarında da yapmıştık. sonu hüsran oldu. dolar kuru 14.500 lira seviyesinden hızla 42.000 lira seviyesine çıkarak neredeyse %180 oranında lira değer kaybetti. faizler çok sert arttı. şimdi de benzer hatalar yapılıyor. suni faiz ve kur düşüşü yaratılarak olduğumuzdan iyi görünmek adına sorunları iyice ağırlaştırıyoruz. üstelik o dönemde özel sektör ve hane halkaları bazında borçluluk yok denecek kadar azdı. sadece kamu borç stoku yükseliyordu. oysa şu anda kamu+özel sektör+hane halkları hepsi borçlu ve çok daha yüksek finansal kaldıraçlı durumdayız. bu da hem faiz artışlarına karşı hem de özellikle kur yükselişlerine karşı aşırı hassas hale getirmektedir. bu sefer ki kriz asla 94-2001 krizlerine benzemeyecek. o krizler lokal krizlerdi. kaynak bulunup da bankacılık sistemine enjekte edilip yeniden çalışır hale getirilince hemen yeniden büyüme ivmesi başlıyordu. çünkü kamu finansmanı yeniden sağlanıyor ve borç stokunun çevrilmesi yeniden kolaylaşıyordu. oysa bu kriz yüksek oranda reel kaynaklıdır. öyle kaynak bulununca hemen çözülüverecek kriz değildir. sorun kaynak kullanan reel yapı stokundadır. 2001 de bankacılık sistemine yönelik bazı reformlar yapılırken reel ekonomi tarafına hiç dokunulmadı. sorunlu yapı stokuna sürekli sermaye mobilizasyonu yapıldı. bu da sorunların teşvik edilmesi anlamındadır ve sorunlarımız iyice ağırlaştırılmış oldu. kısacası sürekli ekonominin finansal tarafına baktık o taraf çalışsın sıkıntı kalmaz gibi basit ve dar yaklaşımlarda bulunduk. hala da aynı hatada ısrar ediyoruz. ve hala bu blogdaki bazı arkadaşlarımız 2001 krizini referans alıyor. arkadaşlar bu kriz 2001 in çok üzerindedir. 2001 krizini 1994 kriziyle toplayıp 2 ile çarpınız derim. üstelik o dönemlerde küresel ekonomide ciddi sıkıntı yoktu. oysa şimdi mesela çinin büyümesi ortalama bazda yarı yarıya düşmüş görünüyor. almanya-fransa gibi sanayi devlerinin pmı verileri 45-47 lere kadar inmeye başladı. abd ekonomisi bile yavaşlama emaresi göstermeye başladı fed faiz artırmadı. hoş bundan sonra fed in de etkisi azalacaktır. çünkü sistematik bir hastalık başlamış görünüyor. dolayısıyla önümüzdeki aylarda en büyük ihracat pazarımız olan avrupadan bize talepte de azalma bekliyorum ve ihracatımızın hızı da düşecektir. istihdam da düşüşü hızlanabilir. üretim düşecek ve iç talep de daralma ivmesi, beklentiler olumsuzlaştığından dolayı devam edecektir. kur yükselişi başlayacak ve bu da faizlerde yeniden yukarı yönlü baskı yaratacaktır. makro iktisadi daralma güçlenebilir bu etkilerle. hem serbest piyasa ekonomisi deyip de hem de faizi de kurları da ben belirlerim diyemezsiniz. bunun acısı er ya da geç gecikmeli de olsa maalesef çıkar.

    YanıtlaSil
  49. hocam çok degerli bir yazı ancak dunyadaki gelişimi ve üst yönetime anlatacak onurlu insan bulmak zor bulunsa bile uygulamazlar

    YanıtlaSil
  50. Hocam yapısal reformları en hızlı bir şekilde neden yapmiyorlar. Şuan şartlar mı uygun değil. Yardımcı olur musunuz ? Yani hükümet kanunları çıkarsa devletin şuanda yükümlülüklerini yerine getiremez mı ?

    YanıtlaSil
  51. Teknik analiz kisilerden ve olaylardan bagimsiz calisir.Teknik analizde fibonacci degerleri buyuk onem tasir.Bu degerleri grafik uzerinde uygulamak ayri bir ozen ve ihtimam gerektirir.Usd/tl de 3.8 den baslayip 7.23 e kadar olan yukselisin %61.8 e denk gelen duzeltmesi 5.1 li civarlari iki kez test edilerek tamamlanmis gibi goruluyor.Su anda 7.23 den 5.1 li seviyelere dususun duzeltmesi baslamis olabilir.Y.T.D. Isler dogasina uygun devam ediyor.Boyle durumlarda karamsarliga veya panige kapilmamak gerekir.Problemler su veya bu sekilde bir cozume kavusturulur.Herkese sagligi iyi olmasi dilegiyle hocama yazmis oldugu bu guzel yazidan dolayi tesekkur ederim.Saygilar

    YanıtlaSil
  52. Yetmeyecek.
    Kapitalist sistem tıkandı.
    Borca dayalı sistem tıkandı.
    Borç sarmalı öyle bir noktaya ulaştı ki artık tüketime imkan vermiyor!
    Herkes herkese borçlu.
    Herkes herkesten alacağını istiyor ama ödeme gücü yok.
    Tükecek güç olmayınca,talep de olmuyor.
    Talep olmayınca üretim düşüyor.
    Üretim olmayınca ekonomiler büyümüyor.
    Refahı tabana yaymak en ideal ve gerçekçi çözüm.
    Ama kıtlık simülasyonu(yalanı) üzerinden yönetilen dünya ekonomisini ve onun köpürtülmüş yüzü olan finansal sistemi kuran OLİGARŞİ bunu istemiyor.
    Sanırım Zeitgeist(Zamanın Ruhu) belgeselinin 2. Bölümünde anlatılan para sistemi eleştirisi,bu oligarşinin beslendiği ve büyüttüğü YALANI çok açık biçimde ortaya koyuyor.İzlemenizi tavsiye ederim.
    MODERN KÖLELİKTİR bunun adı.
    1-2 para birimine bağlı olarak bütün dünyayı borçlandırmak,kitleleri kontrol etmenin ve sömürmenin bir aracıdır.
    Dünya bu sorunu çözemedikçe,bu borç sarmalından çıkmanın bir yolu yoktur.

    YanıtlaSil
  53. İngiltere de Brexit kararı hala tartışılıyor.basbakan may'ın istifası gelişen ekonomiler üzerindeki etkisi ne düzeyde olur? Ülkemizinde Avrupa birliği görüşmelerinde ciddi sorunlar olduğu belirtiliyor. Avrupa merkez bankasının bu konuda tutumunu etkiler mi ?

    YanıtlaSil
  54. Merhaba hocam Türkiye de kısa dönemde bir ekonomik sorun örneği verebilir misiniz araştırma konusu edebileceğim ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi