Önce Doğru Teşhis
Doğru Teşhis
Çok çalışıp, çok konferans verip,
çok uçak seyahati yapınca ve bağışıklık sistemini güçlendirici önlemler almayı da
ihmal edince öksürükle başlayıp ateşe dönüşen şikayetle doktora başvurdum. Doktor,
önce akciğer tomografisi ve kan tahlili istedi. Tomografide sağ akciğerde ciddi
enfeksiyon olduğu tespit edildi. Kan tahlili sonuçları da bunu doğruladı. Kandaki
iltihap oranı yüzde 25’e yükselmişti (normali 0 – 0,5 arası.) Bunun üzerine
doktor üç şeyden kuşkulandı (ön teşhis): Zatürre, verem ve enfeksiyonun altında
tümör. Tümör kötü huylu ise kanser olabilirdi.
Doktorum, zaman kaybetmemek için
bir yandan zatürre tedavisine başladı. Altı saatte bir serum içinde antibiyotik
aldım. Ayrıca günde bir tane de ağız yoluyla antibiyotik verdi. Bu arada
akciğere bronkoskopi yoluyla üç kez su verip geri çekerek tüplere koydu ve
tahlile yolladı. Önce verem savaş dispanserinden haber geldi: Verem yokmuş.
Sonra da patoloji sonucu geldi: Kanser belirtisi de yokmuş. Bu durumda ön teşhisteki
alternatiflerden ikisi elenmiş geriye zatürre kalmış oldu.
Özetle aynen Sherlock Holmes’in
dediği çıktı: “Diğer olasılıkları elediğinizde elde kalan olasılık gerçeğin ta kendisidir.”
Doğru Tedavi
Kesin teşhis zatürre olarak
belirlenince 15 günlük yoğun antibiyotik kürünün ardından bu kez ilaçlı
tomografi çekildi ve kan tahlili yapıldı. Tomografi sonuçları enfeksiyonun azalmaya
başladığını, kan tahlili sonuçları da kandaki iltihap oranının yüzde 25’den
yüzde 4’e düştüğünü gösteriyordu. Bu veriler, teşhisin doğruluğunu kanıtlarken tedavinin
de doğru yapıldığını ortaya koyuyordu.
Hastaneden taburcu oldum ama iki
hafta daha yakındaki hastaneye günde 4 kez giderek serumla karışık antibiyotik
almaya devam ettim. Geçen gün tekrar doktora kontrole gittim. Enfeksiyonlu alan
artık iyice küçülmüş, kandaki iltihap oranı normal düzeye (yüzde 0,32) inmişti.
Doktorum ağız yoluyla 10 gün daha antibiyotiğe devam etmemi öngördü. Yaz
aylarında dinlenme, bağışıklık sistemini destekleyici yiyeceklerle takviye
yapmamı tavsiye etti.
Özetle söylemem gerekirse
hastalığın teşhisi, birçok analiz ve veri değerlendirmesi sonucunda doğru
konmuş, tedavi programı bu teşhise göre oluşturulmuş ve tamamen doğru sonuç
vermişti. Demek ki doğru tedavi için önce doğru teşhis koymak ve eldeki
verileri inceleyip ona göre doğru tedavi uygulamak gerekiyor.
Buradaki kritik nokta; teşhis
koyarken ve tedavi uygularken ön yargılardan uzak durmak. Bunu sağlamanın yolu verileri
objektif ve ayrıntılı olarak incelemekten geçiyor. Önemli bir konu da hastanın
doktoruna güvenip tedavi programına titizlikle uyması.
Sherlock Holmes’in dediği gibi:
“Veri, veri, veri. Kil olmadan tuğla yapamam.”
Türkiye Ekonomisine
Doğru Teşhis
Ekonomi, birçok bilimden (tıp,
fizik, matematik) örnekler kullanır, kavramlar alır. Tıp bunlardan en çok
başvurulanlarından birisidir. Mesela teşhis koymak tıpta hastalıklar için
kullanılır, ekonomide de ekonomik sorunların saptanması için kullanılır.
Ekonomide de mesele yukarıda benim başımdan geçen olaydaki durumla aynıdır.
Ekonomik sıkıntının, krizin nereden kaynaklandığının teşhisinin doğru konması
ve buna uygun tedavi programının uygulanması gerekir.
Türkiye ekonomisinin bugünkü sorunu
aslında çeşitli önyargılar nedeniyle hastalığa doğru teşhis konulamamasında
yatıyor. Açıklanan bütün ekonomik paketler doğru teşhis konulamadığı için
sıkıntıyı gidermekten uzak kalıyor.
Türkiye ekonomisinin temel sorunu
ekonomi dışı görünen bir sorun: Yargının bağımsız olmaması ve hukukun
üstünlüğünün yitirilmiş olması. Yargının bağımsız olmaması, her şeyi bozuyor.
Mesela kamu kesiminin ve dolayısıyla kamu harcamalarının denetlenmemesine yol
açıyor. Bu durum kamu kesiminde gereksiz ve yüksek harcamaların en üst düzeyde
olmasına ve inanılması zor bir savurganlığa neden oluyor. Vatandaşa tasarruf
öneren kadrolar kendileri en üst düzey harcamalara devam etmekten vaz geçmiyor.
Girişilen gerekli gereksiz pahalı projeler de denetlenemiyor ve bunlar kamu
kesimine ciddi yükler oluşturuyor, enflasyon üzerinde de baskı yaratıyor. Bu
çerçeve yabancı yatırımcıların buradan uzak durmasına yol açıyor.
Türkiye
Ekonomisinin Tedavisi Nasıl Olmalı?
Türkiye ekonomisi yüksek ateş
(enflasyon), kilo kayıpları (ekonomik küçülme) ve yeterince beslenememe
(işsizlik) dertlerinden muzdarip. Üstelik hastanın morali de (beklentiler) çok
bozuk. Doğru teşhis bu. Bunların çözümüne nasıl başlanacak? Yani tedavi nasıl
olacak? İlk sırada hastanın moralinin düzeltilmesi geliyor. Mesela hukukun
üstünlüğüne, yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrımına, yargının
bağımsızlığına ve parlamentonun eski durumuna kavuşturulmasına geçilse hastanın
morali düzelecek.
Kendisini bırakmış, mücadele
gücünü yitirmiş bir hastayı tedavi etmek çok zor. Tedavide ilk adım bu. Sonra
artık doğru ekonomik tedaviler gerekiyor. Mesela kamu yatırımlarının tamamını
istikrar sağlanana kadar ertelemek. Kamu bankalarını kredi vermeye, faize ve
dövize müdahaleye zorlamak yerine kendilerini toparlamalarına izin vermek. Kamu
harcamalarını, özellikle de bütün lüks harcamaları, ciddi biçimde kısmak.
Bunlar gibi adımlar bir yandan hastanın moralini düzeltirken bir yandan yabancı
yatırımcılar için çekici bir ortam yaratabilir.
Ne yazık ki bugüne kadar hastaya teşhis
koyanlar hastanın aslında iyi olduğunu, enflasyonun, küçülmenin ve işsizliğin
geçici olgular olduğunu öne sürerek yanlış tedavi uyguladılar. Bu, tıpkı
zatürre olan hastaya grip teşhisi koyup parasetamolle tedavi etmeye çalışmak
gibi bir şey. Hasta, teşhis koyanların teşhisine inanmadığı için tedavi olarak
önüne konulan programa da uymuyor.
Ne diyor Sherlock Holmes: “Elde
yeterince veri olmadan teori geliştirmek en büyük hatadır. Bu durumda teorinizi
gerçeklere uydurmak yerine gerçekleri eğip bükerek teorinize uydurmaya çalışırsınız.”
Teşekkür Notu: Hastalığımın teşhisi ve tedavisini sağlayan sevgili
doktorum göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Adil Can Güngen’e, hastalığımın
aşamalarını inceleyerek görüşlerini paylaşan başta Prof. Dr. Turgut İpek, Uzman
Dr. Yıldıray Tutpınar ve kulak burun boğaz uzmanı Doç. Dr. Zeliha Kapusuz
Gencer olmak üzere İstinye Üniversitesi Liv Hospital Esenyurt’un değerli doktorlarına,
emeği geçen sağlık personeline ve antibiyotik tedavim sırasında işlerini titizlikle
yapan Sarıyer Hamidiye Etfal Hastanesinin acil servis doktor ve hemşirelerine teşekkürü
bir borç bilirim.
Hocam Youtube kanalı açmayı düşünüyor musunuz ?
YanıtlaSilŞimdilik düşünmüyorum.
SilÇok güzel bir yazı.Emeginize ve kaleminize sağlık.
SilAçmanız lazım hocam. Zamanın ruhu :)
SilAyrıca hem okuyup hem de dinleyerek anlattıklarınızı pekiştiririz.
Bencede açın hocam bu kadar çaba ve emek harcıyorsunuz, çalışıyorsunuz.Hiç değilse youtube reklamlarından para kazanırsınız. Ege Cansen hocanın deyişi ile "iktisadi olanı budur."
SilBu bilgilerin, paylaşımların daha çok kişiye ulaşması için bir YouTube kanalı açmalısınız bence hocam.Ülkemizin böyle gerçeklere, bilgilere ihtiyacı var.
SilTekrar geçmiş olsun,iyi ki varsınız.
SilÇok geçmiş olsun hocam.
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilMahfi Bey, Çok geçmiş olsun...
YanıtlaSilSağ olun
SilSayın Hocam merhaba,
YanıtlaSilBir endustri muhendisi olarak ekonomi konusundaki analiz ve degerlendirmeleriniz çok berrak ve yol gosterici. Sizin bu tarzınızı karmaşık astrofizik ve astrobiyolojik konuları benim gibi normal insanların anlayacağı yalınlıkta anlatan Dr. Carl Sagan'a benzetiyorum. Bana Cosmos dizisi ve kitabı ile uzay bilimlerini sevdirmişti. Siz de çok komplike bir bilim olan ekonomiyi gercekten sevdirerek öğretiyorsunuz. Saygı ve sevgilerimle.
Çok teşekkür ederim
Silkamuda yatırımlar zaten azaldı hocam, bıçak gibi kesmek te hem işsizliği arttırır, hemde huzursuzluğu, inşaattan başka iş yapmayan firmaların bir sürü ödemesi var, bu esnaftan işçiye kadar herkesi etkiler.
YanıtlaSilKamu yatırımlarını durduramaz, yollar, köprüler, onların bakımları, önceden verilmiş olan sözleşme ödemeleri...
Silİşin diğer boyutunda ise, kamu ile son 15 yılda çalışan firmaların çoğu, özel sektörde, daha önce oluşmuş sermayelerin yerine geldiler. O firmalara nakit akışı durduğunda, benzeri hizmetleri üretebilecek alternatif firmalar az.
Türkiye sermaye birikimi ile iş yapan firmalara sahip değil (Evet Koç ve Sabancı dahil). Bu firmalara sürekli bir akış lazım, bu akış ile nakit döngülerini yönetebilir, operasyonel maliyetlerini karşılayabilirler. Aksi durumda Koç Holding bile bir masa bir patron şirketine dönüşür.
Hocam ben en çok şunu merak ediyorum. Ekonomi hastasına "iyi" diyenlerin bu ısrarlarından vazgeçmeyecekleri anlaşılıyor. Da... Öldüğünde kime nasıl anlatacaklar o durumu?!..
YanıtlaSilİyi diyenler, hastanın ölmesini istiyor olamaz mı?
SilIlahi Hocam.. Siz bir harikasiniz.. Icinizdeki bu mücadele gücünüze hayranim. Hala umutlusunuz..Hastanin atesi tavan yapmis, asiri kilo kaybediyor, beslenemiyor Kilo almasi mümkün degil bu durum da atesin düsmesi mümkün degil. durum kritik.. Üstelik morali dip..
YanıtlaSilHasta mücadele gücünü yitirmis ve kendini birakmis artik.
Bir de, doktorlar simdiye kadar yanlis teshis ve tedavi uygulamislar. Durumu iyice icinden cikilamaz hale sokmuslar.
Bu saatten sonra bu hastayi kurtaracak Doktor yok yeryüzünde. Son belli degil mi? ilk göstereceginiz baska bir Doktor bu hastaya "Maalesef 6 aylik ömrünüz kaldi" demekten baska ne söyleyebilir?
Çok söyledim bir daha söyleyeyim: Umut her zaman vardır.
Silemeğinize sağlık hocam.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilKurumsal Gucluluk (Institutional Strength) kredibilite arttirir. Ingilizce credibility latince credere kelimesinden gelir - ayni kredi (credit) gibi. Uluslararasi piyasalarda kredi artinca, kredinin mailyeti faiz duser.
YanıtlaSilSaygilar.
peki hocam ,
YanıtlaSilyatırım ortamı olmadığı için yabancı sermaye Türkiye'ye gelmiyor, doğru katılıyoruz, iktisat ilmi bu durumu nasıl açıklar;yatırım ortamı olduğu halde Çine neden yabancı sermaye gitmek istemez bugünlerde ?
İktisat bilimi bunu da açıklar.
SilSermaye sahibi sermayesini , sermaye ihtiyacı olan her yere aktarır diye bir kural yok.
Şahsi kanaatim, Çin-ABD Ticaret Savaşları riski, büyük bir belirsizlik var.
SilHocam kaleminize sağlık. Türkiye'nin durumu ancak bu kadar güzel, anlaşılır ve sade özetlenebilirdi. Ayrıca çok çok geçmiş olsun hocam. Hastalığı atlata bilmenize çok sevindim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilAteşimiz cds primi sürekli yüksek 400 altı görmüyoruz.havale geçiriyoruz.
YanıtlaSilDoktorlar Bangladeş Venezuela Vs ile aynı seviyede yani imf den doktora zorluyor durum.havaleli hastayız ve hala üzerimize yorgan yastık atarak atesimizi cds pirimini harliyorlar yine 25 milyarlık kredi paketi açıklanmış kime bu krediler takip ediyorum.paralar. gıcır gıcır sanki darpane de yeni para basiliyor.ama yeni para basilmiyir deniyor.ve inanamıyorum.Bunun kamuya açık bir platformda yayınlanması gerekmezmi basiliyorsada bu paranın karşılığı varmıdır teşekkür ler
Gıcır gıcır paralar meselesi sürekli gündeme geliyor ama Merkez Bankası verileri piyasaya sürülen para miktarında iddia edildiği gibi bir artış olmadığını gösteriyor.
SilTeshis ve tedavi tam olarak anlatilmis. Halk olarak bu sureci yonetecek liyakatli insanlar secmek gerekiyor. Su anki yöneticilerden bu olmayacaktı olmadı vede olamaz. Hukuk üstünlüğü kamuda sayıştay ve raporlarının gereği yapılarak sağlanır. Görüşlerinize tam destek hocam. saygilarimla. mali müşavir.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilEkonomi doktoru olarak reçeteleriniz dikkate alınmıyor maalesef, keşke tıp doktoru olsaydınız..Hocam size zatürre aşısı önerdiler mi yoksa geçirdiğiniz enfeksiyon kalıcı bağışıklık sağlar mı?
YanıtlaSilHayır bu hastalığı geçirmek bağışıklık sağlamıyor. Zatürre aşısı önerdiler, yaptıracağım.
SilHocam öncelikle çok geçmiş olsun, gençler olarak sizin görüşlerinize, mentorluğunuza çok ihtiyacımız var. Yine çok kısa ve öz bir yazı olmuş, ellerinize sağlık. Sizi duyan, bunları hayata geçiren, bu zihniyetle yetişen gençler olduğunu bilin. Sağlıcakla kalın..
YanıtlaSilHocam geçmiş olsun. Bilimin ışığında aydınlatmaya yol göstermeye devam...
YanıtlaSilSağ olun
SilHOCAM GECMİŞ OLSUN YINE HERKEZİN NET ANLAYACAGI BİR SEKILDE ANLATMISSINIZ BİRDE ANLAYANLAR COGALSA HERKEZ SAGLIKLI BIR BICIMDE YAŞASA HERSEY GUZEL OLSA INSANLARDA MUTLU OLSA NE GUZEL OLACAK
YanıtlaSilSağ olun, umarım o da olur.
SilHocam guzel yazmissiniz elinize saglik.
YanıtlaSilBizim gerceklerden yola cikarak, gercegi bulmamiz lazim.
Gercek, ulkede denetimsiz tek adam rejimi altinda yonetilen parti devleti var.
Bu gercekten yola cikinca, yazdiginiz cozumler uygulanir mi?
Uygulandiysa, dunyada kim uyguladi?
Sevgiler, saglikla kalin.
Teşekkür ederim.
SilBu dediklerimizi batı dünyası mükemmel olmasa da oldukça iyi düzeyde uyguluyor.
Hocam kamu bankalarının yabancı paraya özel sermayeli bankalardan daha fazla vadeli mevduat faizi vermesinin sebebi nedir?
YanıtlaSilDemek ki daha çok ihtiyaçları var, kurlara müdahale filan söz konusu ya o bakımdan.
SilÇok geçmiş olsun Hocam,
YanıtlaSilBenzetmeleriniz müthiş.
Geçenlerde büyük bir tantana ile yargı reform programı açıklandı biliyorsunuz. Virane, her tarafı dökülen, it bağlasan durmaz eve bahçe düzenlemesi yaptılar. Ne diyelim buna da şükür.
Teşekkür ederim.
SilÇok geçmiş olsun,siz hastalığınızı yenip geçirmiş oldunuz,ülkede aklını başına alıp bir an önce hastalığından kurtulur..
YanıtlaSilSevgili üstat, sağlığınızı geri kazandığınıza sevindim.
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun.
İyi günler dileklerimle.
Çok teşekkürler Cafer bey.
SilHocam geçmiş olsun.Çok güzel bir yazı olmuş.Kendinize dikkat edip, bizi aydınlatmaya devam edin lütfen.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam çok geçmiş olsun
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam gecmis olsun der,sagliginizin iyi olmasini dilerim.Insallah stresten uzak olur,moraliniz guclu olur,immun sisteminiz sizi bu gibi hastaliklardan irak eyler.Bu ara ulkemizde saglikli gida ile beslenmekte ayri bir cabayi gerektirmektedir.Dogal gidalarla beslenmekte hastaliklara karsi vucudun direncini yukseltir.Saygilar sagliginiz daim olsun.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim
SilGeçmiş olsun dileklerimi sunuyorum hocam. Çok kötü bir ekonomik hastalık içinde olduğunu gördüğüm Türkiye mizin doğru tedavisi için de Allaha dua ediyorum. Çünkü artık ümidim kalmadı gibi.
YanıtlaSilSelam Metin kardeşim,
SilAllah'a dua etmek güzel bir şeydir, tebrik ederim.
Hatırlatmak isterim ki, bütün evreni, kainatı yaratan yüce Allah,
maalesef duacısı olduğunuz konular ile ilgilenmemektedir.
hocam öncelikle geçmiş olsun sağlıklı uzun ve huzurlu bir ömür diliyorum. hocam tlc kanalında doktor novzaradan aşırı obezleşmiş bireyleri tedavi ederken önce onların gerçekten kötü beslenme alışkanlıklarından vazgeçip geçmeyeceklerini görmeye çalışıyor. ön denemeler yapıyor denemeleri geçenleri kararlı görüyor ve zayıflama ameliyatına almaya karar veriyor. bizim ekonomide önce zayıflamaya karar vermemiz ve bunda kararlı olmamız gerekiyor. biz istemezsek bu obezlik devam edecek ve ölüme gideceğiz hocam. önce kemer sıkarak obeziteye neden olan aşırı iştahımızı azaltacağız sonra doğru ve sağlıklı büyüme yani beslenme programı yapacağız. sonra da bağışıklık sistemimizi güçlendirerek istikrarlı bir anatomik yapıya kavuşacağız. önce kararlılık sonra da sabır ve planlılıkla bu sıkıntıları aşabiliriz ancak bunların hiçbirisi ne toplumda ne siyasal iradede mevcut ne yazık ki hocam!. çok obez olduk ve önce özel sektör ve hane halkları eliyle şimdi de giderek kamu eliyle daha da obezleşiyoruz üstelik şimdiki obezleşme artışı büyüme artışı değil bütçe açığı büyümesi getiriyor ve daha da tehlikeli bu haliyle yanılıyor muyum hocam?. saygılar.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHaklı olduğunuz kanısındayım. Aynı şeyleri görüyor ve gözlemliyorum.
Hocam Eğer 2008den beri Fed ve AMB ciddi parasal genişleme yapmasaydı ve bahsettiğniz bu tedbirler yapılmış olsaydı bile ekonommzde ne kadar fark yaratırdı? Sanki parasal gevşeme bizde radyoaktivite etksi yaptı. Vücuda giren radyoaktivite belirli bir kötüleşme evresinden sonra hasta kısa bir süre çok iyi olurmuş ama devamında eskisindende daha kötü bir vaziyete dönüp kaçınılmaz ölümle neticelenirmiş. Parasal gevşeme bizdede 2009-15 arasında morfin etkisi yaptı sanki. Merak ettiğim şey şu. 10 seneden beri artan dozda denetlenmeyen bütçe açığı ve kamu harcamaları 2008-09 tarihinden beri daha kötüleşmeyip hatta iyileştirilebilir tedbirler alınsaydı (ithalata dayalı üretim ve iç tüketimle büyüme modelimiz devam ettiği sürece) şimdiki ekonomik sıkıntımızdan çokmu farklı olurduk?
YanıtlaSilO durumda Ak parti, 2014 seçimlerini kaybederdi.
SilDurumumuz çok daha iyi olurdu ama Adsız 18:01 arkadaşımız da haklı. Bunları yapan siyasal parti iktidarda kolay kolay devam edemiyor.
Sil1- Parasal genişleme olmasaydı, Türkiye Lirası değer kazanamazdı, ithalat daha düşük kalırdı. GSMH daha düşük oranda büyürdü.
Sil2- 2008 yılında Türkiye de 50 şer bin Euroya satın aldığım 3 adet ofis yeri (İstanbul Kozyatağında), 2014 yılında 200 er bir Euro seviyelerine çıktı, Euro cinsinden 4 kat kazandırdı. Türkiye de yaşayan Türkler de bunu farkettikleri için, 2013 yılı sonunda Ak parti ile Fetö kapışınca, Ak partiye destek verip 2014 seçimlerini kazanmasını sağladılar.
Aksi durumda, gayrimenkul bu kadar yükselmez, 2014 yılında Ak parti kazanamaz, mevcut başkanlık sistemine giden yol kapanırdı.
3- Türk varlıklarını Avrupadaki varlık fiyatları ile kıyaslayabilen, benim gibi yabancı kökenli yatırımcılar, yatırımlarını satıp çıkmaya başladılar. ( Hiç unutamam, iki ofisi birden satmıştım, 2.89 Euro/TL paritesinden Garanti bankasından çevirip Almanya ya tam 401bin Euro göndermiştim.)
Ofislerimi alan arkadaş da çok mutluydu, sanırım 0.88 gibi bir oran ile 8 yıllık mortgage kredisi almıştı.
Şimdi o iki ofisin komşu ofisleri yaklaşık 95 şer bin Euro, internetten bakıyorum 14-15 aydır satılamıyorlar.
Benim sattığım arkadaşın işleri bozuldu hala kiraya müşteri bulmaya çalışıyor, internette ikisine 2750TL aylık ile müşteri bulamıyor.
Hocam gerçekten çok güzel yazmışsınız yazılarınız sürekli okuyorum bizi aydınlattığınız için çok teşekkür ederiz çok geçmiş olsun.
YanıtlaSilEvet, güzel bir yazı katılıyorum.
SilTeşekkür ederim.
SilSevgili Üstad,
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun, Allah sağlık şifa versin, Hocam deneyimlerinize, eğitici, güzel bilgilendirici yazılarınızla Ülkemizin, okuyucularınızın, öğrencilerinizin size ihtiyacı var.
Fevzi SAYAN Ziraat Bankası Başmüfettişi ( E ) Yeminli Adli Bilirkişi ( Banka - Finans - Dış Ticaret )
Çok teşekkür ederim Fevzi bey.
SilGeçmiş olsun hocam .
YanıtlaSilYazınızın başında korkuttunuz ama sonra durumunuzun iyiye gittiğini söylediğinizde nasıl rahatladım anlatamam. Türkiye ekonomisinin şuan ki durumunu kendi başınıza gelenlere benzeterek kaleme almanız yazınızı daha da güzelleştirip farklı bir yazı ortaya çıkartmış doğrusu . Size ve sizin gibi insanlara ihtiyacımız var . Kendinizi iyi bakınız ve bizleri bilgilerinizden ve tecrübelerinizden mahrum bırakmayınız lütfen.
Çok teşekkür ederim. Sevgiler.
SilÇok geçmiş olsun. Elinize sağlık harika bir yazı olmuş.
YanıtlaSilben de aynen böyle düşünüyorum, hocam.
SilSağ olun
SilYapisal reformlar yapmadan once, Oncelikle ortodoks ekonomik politikalara ihtiyac var (bakin burasi cok onemli)
YanıtlaSilOrtodoks IMF turu ekonomi politikalari da malum cok can yakici ve sinir harap bozucu fakat bu turden politikalar Turkiyenin gecmis tecrubelerinden hareketle en az 1.5 yil en fazla 3 yil icinde bitirilip sonrasinda belli bir cipa esliginde derhal yapisal onlemlere basvurulmalidir yani yapisal reformlara basvurulmalidir.
Simdi denilecek ortodoks ekonomi politikalari bu sartlarda olur mu hukuk adalet guven guvenlik demokrasi iHlari vs yok acikcasi bu benim yorumumun konusu degil. Ben normal sartlar altinda slupflasyon illetine girmis bir ekonomi bir Turkiye ekonomisi icin konusuyorum once ortodoks sonra belli bir cipa disiplininde devam edip derhal yapisal reformlar. Orotdoks politiklar 1.5-2 belki 3 sene surse sonrasinda enflasyon %6 inip butce denk olsa cari denge de gsmhnin %3.5 kadar acik verdigini dusunsek issizlik %13lere cipa atsa buyume %4.5-5lerde istikrar kazansa ondan sonra yapilacak yapisal reformlar bu makro veriler uzerinden daha saglikli olur. Cunku boylesi ortodoks politikalarin ekonomide issizligi yuksek ve kalici hale getirecegi de muhakkak. Bizim yapmamiz gereken Butce denkligini saglamak cari acigi da gsmhnin %3.5-4 acigina kadar musama etmek. Toplam acik cari acik +butce axcigi gsmhin %4-4.5 gecmeyecek seviyeye getirmemiz gerekiyor. Bu da cok sert tedbirler dahilinde olur ve cok uzun yilar surmez bunun icin derhal ortodoks politikalardan sonra hatta mumkunse bu politikalari uyguladigimizin son yilarinda 2.-3. yilinda yapisal reformlara ufaktan ufakatan bir program esliginde belki disaridan alacagimiz fonlar kalkinma bankalari AB fonlari hibeleri dunya bankasi vs uzerinden alabilecegimiz fonlar belki kendi olusturacagimiz fonlar sayesonde yapisal reformlara basalmak olmalidir.
Hocam cok gecmis olsun. Ekonomi icin her zaman soylediginiz hukuk, demokrasi ve egitim baslikalrinin yaninda inanc ve vatandas sorumluluklari gibi faktorleri de ekleyebilirmiyiz sizce?
YanıtlaSilSağ olun.
SilVatandaş sorumlulukları eklenebilir, önemli.
İnanç, bazen iyidir bazen de bu tür konularda objektif düzenleme yapılmasına engel oluşturabilir.
GEÇMİŞ OLSUN.
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilHocam kasada para yok....16 sene cari açıklı bir ülkede,acı acı cezası var.....
YanıtlaSilKasada her zaman para vardır. Bu ülkenin gelirleri var, gücü de var. Yeter ki doğru çözümler masaya yatırılsın.
SilBakin burasi cok onemli; yapisal reformlar yapisal reformlar
YanıtlaSilHocam yapısal reformları yapabilmek için adım atmak lazım. Bizde çoğu şey sözde kalıyor. Eylem yapıyor gibi gözükürken bambaşka şeyler yapıyoruz.
YanıtlaSilDoğru gözlem
SilÖncelikle tekrar geçmiş olsun ve yazı için teşekkürler hocam. Teşhis sözcüğünün İngilizcede ki karşılığı olan "Diagnostic" sözcüğü kelime olarak Latincede ki "Diagnosis" ten doğmuştur. Bu sözcük Latince de "Anne koyunun yavrusunun sesini, diğer sürüdeki koyunların ve yavruların sesleri içerisinden tanıması, ayırt etmesi" anlamına gelmektedir. Bu yazı vesilesi ile tekrardan hemen hemen her kararda öncelikle ele alınması gereken doğru "teşhis" için, kelimenin kökenine ilişkin ilk duyduğumda beni çok etkilemiş bu bilgiyi sizlerle ile paylaşmak istedim.
YanıtlaSilSağ olun.
SilBunu bilmiyordum, çok ilginçmiş. Paylaşım için teşekkürler.
Hocam öncelikle çok geçmiş olsun,
YanıtlaSilŞimdi siz hasta olunca ne yaptınız?
Hastaneye ve doktora gittiniz (Tedavi uygulama kısmına geçmiyorum bile).
Bizim millet ne yaptı?
Üfürükçüye gitti, muskasını taktı,
ağrıları başlar başlamaz hemen çıkıkçıya gitti.
Üfürükçü ile çıkıkçı da doktor hiç bir şekilde
gelemesin diye gittiler hastanedeki doktorları dövdüler(dövüyorlar).
Milletin de çok hoşuna gitti, üfürükçüyü hastaneye müdür yaptılar,
çıkıkçıyı da başhekim. Son 2 yıldır hastaneye üfürükçüleri dolduruyorlar,
millet de artık milletin hastanesi oldu diye gönül rahatlığı ile gidiyor.
Anlatabildim mi?
Hocam öncelikle çok geçmiş olsun. Ben anlamadığım bir noktayı soracağım. Önümüzde eğitim olarak Finlandiya,singapur sanayide almanya tarımda hollanda,kanada gibi başarılı örnekler varken halen nasıl olurda bu kadar yanlışlar yapılır gerçekten anlamıyorum. Hadi yanlış yapılır hatadan geri dönülür anlarım yanlış yapıp yanlışı savunmak ve ısrar gerçekten anlaşılır değil. Hele yapılan yanlışın bunca yıldır halktan kabul görmesini anlamıyorum.
YanıtlaSilAnlamadığını da anlamayan toplumdan bir şey olmaz. Herkes aslında birbirini destekler şeyler söylüyorlar ama anlaşılan 'zıt' şeyler...
SilBabamın rahatsızlığı nedeni ile 10 gündür Ankara, Keçiören'deyim. Gençlik parkı, Suriyeli gençlerle dolu. Sokaklarda yürürken kulağınıza gelen konuşmalar, çok yeniler de dahil çarpık yapılaşma, kaldırımların park amaçlı kullanımının artık her kes tarafından kabul edilmesi, trafikte hiç bir kuralın olmaması..
SilTalep, arzı doğurur; eğitim konusunda talep yok ki! Koç ünv. den oğlumuz mezun oldu. Annem sordu:“Torun, KPSS ye ne zaman girecek?"
Ortalama halkın eğitimin kalitesi ile bir sıkıntısı yok. Önemli olan, çocuklarının devlette iş bulması.
Selam fdogans,
SilÖncelikle geçmiş olsun, babanıza acil şifalar dilerim.
Gençlik parkı adı üstünde gençlik parkı, Türk, Suriyeli demiyor, gençler varsa içinde sorun yoktur.
Çarpık yapılaşma, park yetersizliğini, trafik kuralsızlığını vatandaş hissettiyse bu iyi bir şeydir, şikayet etmemek gerekir. Ben daha önce fark ettiklerine hiç şahit olmamıştım, demek ki farketmişler, çok sevindim.
Evladınıza, uzun ömürler ve güzel bir kariyer dilerim.
Ortalama halk, hiç bir zaman eğitim kalitesinden şikayet etmez, ortalama altındakiler eğitim kalitesinden memnun olurlar, ortalama üzerindekiler şikayet ederler. Şikayet ediyorsanız, sizin de ortalama üstü olduğunuzu gösterir, tebrik ederim.
Kpss'ye girsin çocuk, ne kaybeder? Elindeki imkan genişlemiş olur, iyi olur. Bakın Mahfi hocamıza, hazine müşteşarlığına kadar geldi devlette sonra devam etmedi, ayrıldı. Halkımızın devlete ne kadar güvendiğinin göstergesidir, herkes krizde gider ama devlet ayakta kalır, memuru maaşını alır. Osmanlıdan gelme bir gelenek, halkın ruhuna kadar işlemiş demek ki.
Bu vesile ile validenizin de ellerinden öper, kendisine sağlık huzur dolu bir yaşam dilerim.
Hocam, siyasetçi doğru teşhisi bilip uygulamak istemiyor olabilir.
YanıtlaSilBu olasılığı hiç düşündünüz mü?
Türk yorumcular bazı konuları anlamıyor,
anlamamaları sorun değil önemli olan tek şey kendinizi geliştirmektir.
Kendinizi geliştirin Sayın Okuyucular.
Türkiye'nin derdi bitmez.
Siyasetçinin bunu özellikle istemediğini nereden biliyorsunuz?
Belki de siyasetçi bunu özellikle istediği için bu durumdasınız.
Olaya çok yönlü bakmanız lazım. Türk eğitimli insanının en büyük sorunu bu.
Türk insanının anlamakta zorlandığı konu burada.
Bir siyasetçi ülkenizin en üst seviyede kalkınmasını istemek zorunda değildir.
Ülkeyi sizler kendi hayat kaliteniz, çevrenizdeki hayat, kurduğunuz kurumlar, desteklediğiniz kurumlar ile kalkındırırsınız. Emin olun siyasetçi size bunları sunacak en son insandır.
Bu gerçek, gün gibi ortada iken, malesef Türk insanı hala devlet niye hareket etmiyor diyor.
Devletler böyle hareket etmez arkadaşlar.
Bakın, çok kısa süre önce Fetö diye bir yapı sizin kanınızı emen bir kene idi.
O yapının daha da gelişmediğini nereden biliyorsunuz?
Kime güveniyorsunuz?
Nasıl ölçüyorsunuz?
Bittiğini nasıl biliyorsunuz?
Neden tekrar çıkmayacağını düşünüyorsunuz?
Peki Fetö size faydalı olmak için mi vardı?
Hayır, kendi menfaati için vardı.
Siyaset ile mi geldi?
Evet, siyaset ile geldi.
Devlete çöreklendi mi?
Evet, bir devlete çöreklendi, devletin kendisi bile oldu.
Bakın, umut bağladığınız devlet ve siyaset nasıl ele geçirilmiş bir kere,
gözlerinizin önünde tüm dünyaya ispatlandı.
(Bu arada dünya tarihine girdi Türkiye bu iş ile)
Kaynakları ne idi?
Sizin insanınız, sizin paranız idi.
Eee şimdi, yine aynı şekilde sizin paranız ile
sizin aleyhinize piyasada manipülasyon yapılıyor olamaz mı?
Olamayacağının garantisi nedir?
Fetö gibi bir yapının barınabildiği ortamda, çok kolaylıkla
tüm Türkiye'yi manipüle edebilirsiniz.
En az ama en az 100-120 milyar dolarlık bir manipülasyon yapabilirsiniz.
Okuyun, araştırın, işinizi ve hayat kalitenizi arttırın.
Sevgiler, binlerce km uzaktan geçmişler olsun hocam.
Geçmiş olsun.
YanıtlaSilSağ olun
SilSecimlerden sonra kurda ciddi bir yukselis atak soz konusu Kur bu reel olmayan seviyeyi cok uzun sure kaldiramaz.
YanıtlaSilDahasi butce dengesi suan cok ciddi acik icinde vergi artislari da gundeme gelir.
Kisaca Kriz bir kac level atlayacak
Benim tahminim sonbaharda %17lerde bir issizlik orani ile karsilasma ihtimalimiz var isin kotusu bu issizlik daha da yukselme surecinde ocak subatta 2020de %20leri rahat goruruz.
Bu gerilimler isiginda %20li issizlik oranini bu toplum nasil kaldirabilir acikcasi ben tahayyul edemiyorum.
Sizin gorusunuz nedir bu argumanlarima karsi?
Biz Osmanlı torunuyuz.
SilBize bi' şey olmaz.
Osmanlı bir millet değildir, bir hanedandır. Tıpkı Habsburglar gibi, Tudorlar gibi. Bir Avusturyalının biz Habsburg torunuzyuz demesi ya da bir İngilizin biz Tudorların torunuyuz demesi ne kadar anlamsızsa biz Osmanlı torunuyuz demek de o kadar anlamsız. Bunu diyen kişinin o ailenin bir ferdi olması gerekir. Osmanlı bir hanedandır. Türklerden, Kürtlerden, Araplardan, Ermenilerden, Rumlardan vd oluşan bir topluma hükmetmiştir. Siz Osmanlı Hanedanının bir üyesi, ailenin bir ferdi değilseniz torunu değilsiniz. Önce kavramları doğru öğrenmek gerekir. Ekonomi filan sonra.
Silhocam merak etmeyin İngiltere ve onun gizli hanedanlığı türkiyede bir hanedanlık daha doğrusu direkt kendilerine bağlı bir hanedancık kurmaya çabalıyor.
SilHocam bir yandan size katılıyorum, ama bir yandan da katılmıyorum. Osmanlı hanedan ismidir ama aynı zamanda bir ülke ismi olmuştur. Bu nedenle Osmanlı torunuyuz derken, Osmanlı kısmında (ülkeyi kastederek) şahsen sorun görmüyorum. Bence sorun 'torunuyuz' demekte. Torun denilince irsiyet işin içine karışıyor. Osmanlı'nın devamıyız, Osmanlı'nın bakiyesiyiz vb denilebilir (Ülke olarak). Amerika ülkesi de bir isimden geliyor ve bir ülkeyi ifade eden cümlelerde de Amerikalı ya da Osmanlı gibi kullanımlarda bir sorun görmüyorum. Dil zaman içinde evrim geçiriyor ve kelimeler zamanla kökeninden farklı anlamlar ifade edebiliyor. Ben Osmanlı ya da Amerika denince, geniş anlamda hanedan ya da kişilerden daha çok, sosyolojik bir oluşum olan ülke'yi anlıyorum. Dar anlamda ise hanedan'ı, kişileri ifade ediyor. Yoksa irsiyet anlamında %99.99 oranında kimse Osmanlı ya da Amerikalı degil. Ama bir yandan da Amerika'da yaşayan her vatandaş da % 100 Amerikalı.
SilBu arkadas osmanli doneminde yasamadigi icin boyle konusuyor.
SilOsmanli doneminde yasaydi, osmanliyi yikmak icin elinden geleni yapardi.
Hocam birazda borsayla ilgili yazsanız. Ne olcek bu borsa?
YanıtlaSilBorsa benim yalnızca endeks bazında (makroekonomik yönüyle) izlediğim bir gösterge. Hisse bazında izlemiyorum, teknik analiz de yapmıyorum. O nedenle borsa konusunda ayrıntılı bir şeyler yazmam doğru olmaz.
SilBurda yazılanın aksine sorunlarımızın siyasi değil ekonomik olduğunu düşünüyorum.
YanıtlaSilBurada yazılanlar sorunların ekonomik olmadığını söylemiyor, ekonomik sorunların çözülmesinin siyasal sorunların çözülmesiyle başlaması gerektiğini söylüyor.
SilHocam, geçmiş olsun
YanıtlaSilSağ olun
SilKeşke hasta da hastalığını bir kabullense o zaman tedavi de anlam kazanacak.Bizim hasta ben çok iyiyim diye naralar atıyor.
YanıtlaSilHocam bu seferki yazınız " Örneklerle Kolay Ekonomi" türünde olmuş, yine ve yeniden çok teşekkürler. Rahatsızlığınız için de çok geçmiş olsun, kısa sürede tamamen sağlığınıza kavuşmanızı diliyorum
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilMerhaba Hocam,
YanıtlaSilSizin bu söylediklerinizi - lisede ve üniversitede edebiyat okumuş bir kişi olmama rağmen- üç aşağı beş yukarı ben de görebiliyorum. Kafama takılan şu: Aynı şeyi bizi yönetenler görmüyor olamaz. Veya gaflet, dalalet cehalet 1/3 ihtimal. Üçü de birbirinden kötü. Ama beni asıl korkutan, görüyor/biliyor/duyuyor olmaları ihtimali. O zaman...
Söylemeye dilim varmıyor.
Vah benim çocuğum, vah sizin torununuz.
Bizlerin sırtında yumurta küfesi yok, siyasetçilerin var. O nedenle bizim yazmamız kolay ama onların uygulaması o kadar kolay değil. Siyaset bir meslek haline geldiği sürece doğruları yapması zorlaşıyor. Bizde siyaset ne yazık ki uzun zamandır bir meslek haline gelmiş bulunuyor.
Sil- Bu nedenle 2 dönem kısıtlaması,
Sil- Kuvvetler ayrılığı,
- Üstünlerin hukuku değil Hukukun üstünlüğü
- Etkin balance & checks gerekiyor.
Bu coğrafyada mevcut başkanlık sistemi bizi çok yorar.
Bizde maalesef başkanlık sistemi, daha çok padişahlık sistemine benziyor.
Bu arada mevcut yapıda Cumhurbaşkanı eski Başbakanların yürütme erkine sahiptir. Dolayısıyla yasalarımızdan Cumhurbaşkanına hakaret maddesi 'acilen' çıkarılmalıdır. Yürütme erkine bir şey denilemez oldu. Oysa bütün dünyadaki 'demokrasilerde' yürütme erkinin başına her türlü eleştiri yapılabiliyor ve normaldir.
çok geçmiş olsun.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam çok geçmiş olsun, acil şifalar
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilKaleminize sağlık hocam.
YanıtlaSilSağlığınıza kavuşmanıza sevindim,geçmiş olsun...
Çok teşekkür ederim
SilGeçmiş olsun Mahfi Bey.
YanıtlaSilLütfen kendinize dikkat edin.
Bizlerin ve bu ülkenin,sizin gibi aydınlara çok ihtiyacı var.
Çok teşekkür ederim
SilMahfi bey siyaset bilimi mezunu olarak soruyorum.Neden bu kadar parlamenter sistemi savunuyorsunuz.Eger parlamenter sisteme donersek yargıya ne gibi katkısı olabilir.Modern siyasal rejimlerin artisi da eksisi de vardır.Parlamenter sisteminde var.Parlamenter sistemde başbakan milletvekili olmak zorundadır. Bu yasama ve yürütme fonksiyonlarıni birbirinden tamamen ayıran bir sisten değildir.Bu sistemi siz neden ulkemize en uygun sistem olarak görüyorsunuz. Bilgilendirirseniz sevinirim Teşekkürler.
YanıtlaSilDiyaset bilimi mezunlarina monserler deyip ayristiranlara ne dediniz bugune kadar? Onlarin baskanliginin ne faydasini gordunuz?
SilSevgili monser adayi cevaplar mi?
10.07, bu ülkedeki eğitimli insanların sistemli düşünme sorunu varlığının en güzel ispatını sizsiniz.
SilKabaca, genel olarak iyi olan P sisteminin kötü yanını gösterip, B sistemini savunur hale düşmüşsünüz.
Parlementer sistemin bahsettiğiniz eksikliğini düzeltmek, şimdiki başkanlık sisteminin eksik yanlarını düzeltmekten daha kolay ve az maliyetlidir. Hocamız bu sebeple Parlementer sistemi, mevcut sisteme göre önerir.
Başkanlık sisteminin ne faydası var bu yazdıklarınıza?
Başkanlık sistemi sizin yazdıklarınız için Parlementer sistemden de kötü.
Kardesim parlementer sisteme karsiyim ben
SilBaskanlik olacak olacak ki kararlar daha jet hiziyla alinsin
Danisma meclisi olacak osmanlidaki ayan meclisi gibi
millet mec lisi olacak halkin isteklerini anlatan meclis
Çok geçmiş olsun, umarım her türlü hastalık sizin gibi değerli insanlardan uzak durur.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, umarım hepimizden uzak durur.
Sil"Ne diyor Sherlock Holmes: “Elde yeterince veri olmadan teori geliştirmek en büyük hatadır. Bu durumda teorinizi gerçeklere uydurmak yerine gerçekleri eğip bükerek teorinize uydurmaya çalışırsınız"
YanıtlaSilBu sözün üzerine daha ne desek boş, maalesef bizde de olan bu, geriye bir umut kaldı, ama o da giderek gücünü kaybediyor :((
Umudu kaybetmemek gerek.
SilDogru teshis turkiye en yuksek buyume yakaladigi zamanda herkes overken en yuksek cari acigi veriyordu ve kimsenin dikkatini cekmiyordu
YanıtlaSilÇekiyordu da bunu dile getirenlerin söyledikleri kimsenin dikkatini çekmiyordu.
SilÇok geçmiş olsun hocam.Ekonomimizdeki sorunların da titizlikle incelenip çözüm aşamasına geçilmesini umarız.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, umarım öyle olur.
SilYazınız için teşekkürler. Size de geçmiş olsun.
YanıtlaSilHocam doktor hastasına teşhis koyamıyor ya da koymak istemiyorsa ilk sorgulanacak olan yetkinliği, eğitimi yani diplomasıdır diye düşünüyorum. Sırasıyla da bireyler, toplum ve hukuk bu işe tepki verir. Görünen o ki ekonomimiz için şu an sadece bireysel tepkiler var. Diğer iki unsurda şu an bir akıl tutulması yada çalışmayan birşeyler var.
Geçmiş olsun, yakın zamanda sağlınıza kavuşmanız dileği ile...
YanıtlaSilMahfi hocam, cok gecmis olsun.
YanıtlaSilIyi bir bilim adamı aynı zamanda yaşadığı tecrübeler üzerinden dünyayı yorumlayabilendir. Bravo hocam!
YanıtlaSilSayin Hocam cok gecmis olsun. Sagliginiza daha dikkat etmeniz dilek ve ricasıyla, malum 0 dan once gelen 1 teorisi. Saygılarımla
YanıtlaSilMoodys kredi notunu Ba3'ten B1 e düşür muş Hocam bu nedemek c.namazına hazirmi olalim bu durumda??anlayamadım.
YanıtlaSilKendi kredi notucumuzu olusturmaliyiz derhal
SilKredi kuruluslari kendi kendilerine takiliyor orada.
SilBizi etkilemez. Onlardan danismanlik alan kurumlar zaten 2 yildir Turkiye ye yatirim yapmiyor.
Turkiye ye gelenler de kredi notuna bakmiyor.
Kıymetli hocam, saygı değer üstadım geçmiş olsun. Yüce Allah Şafi ismi hürmetine şifalar versin. 2 yıl kadar önce bende aynı rahatsızlığı geçirdim. Yüzde yüz atatmak maalesef mümkün olmuyormuş. Kendimize sürekli dikkat edip zayıf düşmememiz gerekiyor. Aynı ülkemiz gibi. Saygılarımla...
YanıtlaSilGeçmiş olsun hocam
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun Mahfi Bey.
YanıtlaSilTeşekkürler Timur bey.
SilGeçmiş olsun hocam sizi seviyoruz.
YanıtlaSilSağ olun
SilMahfi bey
YanıtlaSilÜniversite okuyamadım. Beni affedin.
"İşsizlik" ile "eksik istihdam" arasındaki farklar nedir?
İşsizlik iş arayan kişilerin iş bulamaması, istihdam dışı kalması halidir.
SilEksik istihdam ise bir verimlilik ölçüsüdür. Bir işi olduğu halde insanların yeteneklerinin veya güçlerinin altında çalıştırılması sonucu onlardan yeterli verimin alınamaması halini ortaya koyar.
'Hastalığımın teşhisi ve tedavisini sağlayan sevgili doktorum göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Adil Can Güngen’e, hastalığımın aşamalarını inceleyerek görüşlerini paylaşan başta Prof. Dr. Turgut İpek, Uzman Dr. Yıldıray Tutpınar ve kulak burun boğaz uzmanı Doç. Dr. Zeliha Kapusuz Gencer olmak üzere İstinye Üniversitesi Liv Hospital Esenyurt’un değerli doktorlarına, emeği geçen sağlık personeline ve antibiyotik tedavim sırasında işlerini titizlikle yapan Sarıyer Hamidiye Etfal Hastanesinin acil servis doktor ve hemşirelerine teşekkürü bir borç bilirim.'
YanıtlaSilBu tür teşekkürü genellikle zenginler gönderir, yazar. Bazen, gazetelerde 'teşekkür ilanı' veren zenginler bile olur.
Sizin tuzunuz kuru, siz de böyle bir teşekkür notu yazmışsınız.
Gariban halk, 'devlet hastaneleri'nde randevu vaktinin gelmesini beklerken göçer gider. 'Özel hastaneler' de yolmak için kaz (pardon 'hasta müşteri') arar. Gariban halkı düşünen kimse yok ama Mahfi bey gibi tuzu kurulara kapılar daima açık...
Bana sorsaydınız size anlatırdım. Böylece siz de bilmeden sormadan ön yargılarla yalan yanlış şeyler yazmamış olurdunuz.
SilGittiğim İstinye Üniversitesi Liv Hospital Hastanesi SGK'li hastaları kabul ediyor. Eğer SGK'liyseniz siz de gidebilirsiniz, SGK gerekli katkıyı veriyor, beni kıskanmanıza gerek yok. Serumlarımı yaptırdığım Sarıyer Hamidiye Etfal Hastanesi ise Devlet Hastanesi. Herkese kapıları açık.
Bilmemek ayıp değil ama bilmeden, öğrenmeye çalışmadan yalan yanlış yazıp çizmek çok ayıp. Bu da size ders olsun.
15.35, gariban oldugunuz kesin ama anlayis, terbiye, hosgoru, nezaket ve bilgi garibi.
SilHocam çok geçmiş olsun.
YanıtlaSilHocam geçmiş olsun,
YanıtlaSilSelamlar,
Baki
Geçmiş olsun Mahfi Hocam. Çok başarılı bir analoji ve yazı olmuş. Bu şekilde benzetmeler durumun daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.
YanıtlaSilEllerinize sağlık.
Yargının bağımsız olmamasından ve hukukun üstün tutulmamasından kastınız şu anki başkanlık sisteminin getirmiş olduğu durum mu eğer öyleyse ne yapılmalı tekrar mı sistem değiştirilmeli hocam yazılarınızda sıklıkla görüyorum hep aklıma takılıyor cevap yazarsanız sevinirim
YanıtlaSilSaygıdeğer Hocam,
YanıtlaSilTekrar geçmiş olsun dileklerimi iletmek istedim yazınızı okuyunca. Oldukça yoğun bir tedavi süreciniz olmuş. Size sevdiklerinizle birlikte sağlıkla geçireceğiniz nice nice yıllar dilerim..
Saygılarımla..
Esen Kara.